En Büyük Bayram Kutlu Olsun
Kurtuluş Savaşının bütün aşamaları
önemlidir ama en önemli aşaması 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 9 Eylül’de İzmir’de
sonuçlanan Büyük Taarruzdur. Büyük Taarruzun en önemli, aşaması da Atatürk’ün
Başkomutan Savaşı dediği Başkomutanlık Meydan Savaşıdır. Savaşın tarafları,
güçleri ve kayıpları şöyledir (kaynak: Wikipedia.)
Atatürk, Başkomutanlık Meydan Savaşı’nı
Nutuk’ta şöyle anlatıyor:
“Efendiler, 26/27 Ağustos
günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve
doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük.
Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar
yöresinde kuşattık. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan
Muharebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık.
Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına
girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos
1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir'e doğru yol alırken, diğer
birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek
üzere ilerliyorlardı.
Efendiler, Başkomutan Savaşı'nın
sonuna kadar her gün büyük başarılarla gelişen taarruzumuzu, resmî bildirilerde
pek önemsiz harekâttan ibaret gösteriyorduk. Maksadımız, durumu mümkün olduğu
kadar dünyadan gizlemekti. Çünkü, düşman ordusunu tamamen yok edeceğimizden
emindik. Bunu anlayıp, düşman ordusunu felâketten kurtarmak isteyeceklerin yeni
teşebbüslerine meydan vermemeyi uygun görmüştük. Gerçekten, bizim hareketimizi
sezdikleri zaman ve taarruzumuzun arkasından bize başvuranlar olmuştur. Örnek
olarak, biz taarruza devam ettiğimiz sırada, Bakanlar Kurulu Başkanı olan Rauf
Bey'den, Ateşkes konusunda İstanbul'dan haber geldiğini bildiren 4 Eylül 1922
tarihli bir telgraf almıştım. Verdiğim cevap aynen şöyledir:
‘Tel. Makama özel 5.9.1922
Bakanlar Kurulu Başkanlığı Yüksek Katına:
Anadolu'daki Yunan ordusu kesin
olarak yenilgiye uğratılmıştır. Yunan ordusunun artık yeniden ciddi bir
direnişte bulunmasına ihtimal yoktur. Anadolu için herhangi bir görüşmeye gerek
kalmamıştır. Ateşkes ancak Trakya için söz konusu olabilir. Bu bakımdan Eylül’ün
onuna kadar doğrudan doğruya Yunan Hükûmeti veyahut İngiltere vasıtasıyla,
hükûmetimize resmen başvurduğu takdirde, aşağıdaki şartlar ileri sürülerek
cevap verilmelidir. Bu tarihten, yani Eylül’ün onundan sonra yapılacak
başvurmaya verilecek cevap başka türlü olabilir. Bu takdirde durum bana ayrıca
bildirilmelidir: Ateşkes Anlaşması tarihinden başlayarak on beş gün içinde
Trakya, 1914 sınırlarına kadar kayıtsız şartsız Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmeti'nin sivil memurlarına ve askeri kuvvetlerine teslim edilmiş
bulunacaktır. Yunanistan'daki esirlerimiz on beş gün içinde İzmir, Bandırma ve
İzmit limanlarında bize teslim edilecektir. Yunan Hükûmeti, Yunan ordusunun üç
buçuk yıldan beri Anadolu'da yaptığı ve yapmakta olduğu tahribatı tamir etmeyi
şimdiden taahhüt edecektir.
Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkomutan Mustafa Kemal’
Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkomutan Mustafa Kemal’
Doğrudan doğruya bana gönderilen
bir telsiz telgrafta da İzmir'deki İtilâf Devletleri konsoloslarına benimle
görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve
nerede buluşabileceğim soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da 9 Eylül 1922'de
Kemalpaşa'da görüşebileceğimizi bildirmiştim. Gerçekten de söz verdiğim gün,
ben Kemalpaşa'da bulundum. Fakat görüşme isteyenler orada değildi. Çünkü
ordularımız, İzmir rıhtımında, ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmış
bulunuyorlardı.
Saygıdeğer Efendiler,
Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu
tamamıyla yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını Akdeniz'e, Marmara'ya
döken harekâtımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım. Her safhasıyla düşünülmüş,
hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk
ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını
tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet
ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir âbidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin
evlâdı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım
sonsuzdur.”
Emperyalizme, onun yerli ve
yabancı işbirlikçilerine karşı canlarını, varlıklarını feda ederek savaşmış
olan başta Mustafa Kemal Atatürk ve her kademeden bütün silah arkadaşlarına,
kurtuluşa hizmet etmiş olan bütün bireylere sonsuz saygı ve minnetlerimi sunuyor,
ulusumuzun en büyük bayramı olan Zafer Bayramı’nı kutluyorum.
Tek kelimeyle harika, duygu dolu, ancak bu kadar güzel ifade edilebilir. Tebrikler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilYüreğine sağlık hocam ♥️
SilGüzel bir sabaha böyle güzel bir yazıyla başlamak çok iyi oluyor hocam teşekkürler.
YanıtlaSilYenmeye çalıştılar, yenildiler.
YanıtlaSilSilmeye çalışıyorlar, silinecekler.
30 Ağustos Zafer Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun...
Ayasofya açıldı aslan parçası
SilAyasofya zaten açıktı kedicik...
SilÇok güzel ifade etmişsiniz. Tebrik ederim.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHarikasın hocam son satır ise daha müthiş saygılarımla
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHocam Zafer bayramımız kutlu olsun öncelikle. Sorum şu geçen sene bütçe gideri yaklaşık 1 trilyon tl. Sermaye gideri ve sermaye transferi toplam 96 milyar tl. Uzun dönemli yatırımlarımızın oranı yüzde 9.6 mı oluyor hocam ? Bu oran çok az değil mi?
YanıtlaSilHer şey bütçede değil.
SilEn büyük bayram diyerek karşılaştırma yapmaya gerek yok. Böyle yaparsanız eleştirdiklerinizden farkınız kalmaz.
YanıtlaSilBütün öteki bayramlar bu topraklarda bu bayram sayesinde kutlanıyorsa eğer buna en büyük bayram demekten daha doğru bir şey olamaz.
SilSöylediğiniz tartışılır. Daha objektif olmanızı beklerdim.
SilHer şey tartışılır ama sanırım objektiflik tanımını tam olarak bilmiyorsunuz.
SilMutlu Bey sizce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için en büyük bayram hangisidir? Diyorsanız 29 Ekim daha büyüktür tartışmaya değer! Yok maksatınız Zafer Bayramını küçümsemekse, yukarıdaki yazıyı tekrardan okumanızı rica ederim.
SilOrdusu, silahı, malzemesi kalmamış, yurdunun neredeyse yarısı işgal edilmiş, yaklaşık 10 yıldır o cephe senin bu cephe benim savaşmış vatan evlatları, kendilerinden sayıca fazla, daha donanımlı ve "dış güçler" tarafından desteklenen düşmanı Anadolu'dan söküp atmışlardır! İnsanların objektifliğini sorgulamadan kendiniz bir verilere baksanız mı acaba?
Paylaşılmış, ordusu dağıtılmış, işgal edilmiş, halkı işkenceye, tecavüze uğramış bir Vatan'ın işgalden kurtulması "En büyük ve önemli gün" değildir de nedir?
SilBu bayram yavru TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN DOGUM GÜNÜ olduğu için bundan sonraki bayramlar bence bu nedenle anlam kazandığı için önemli teşekkürler hocam
YanıtlaSilMahfi bey bu soruları sırf gıcıklık olsun diye sorduğumu düşünmeyiniz lütfen!
YanıtlaSil30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlamak, faşistlik midir?
"Bağımsızlık, özgürlük mücadelesi" ile "faşist mücadele" arasında ayrımı nasıl yapmak gerekir?
Sizin cevabınız nedir bu sorulara?
Yanıtı sorunuzun içinde gizli ve eminim siz bunu bilecek kadar bilgilisiniz.
SilMutlu bey objektif olabileceğiniz kanallara gidin.mesela lümpenleri dolu olduğu ensonhaber.com sitesine yorum yapabilirsiniz. Bu blogda sizin zihniyetinize yer yok.
YanıtlaSilAynı kanıda değilim. Herkes karşısındakinin görüşüne saygılı olmak üzere tartışmaya dahil olabilir.
SilHocam hoşgörü ile bir yere varamayacağımızı iyi öğrendim. Anlayana anladığı dilden konuşmazsak bu zihniyettekiler şu anki gibi gücü eline geçirdiklerin de karşı tarafı sindirip ötekileştirmeye başlarlar. O yüzden siz saygı duyuyorum ama mutlu gibi kişilere saygım da yok tahamülüm de. Beğenmiyorsan okumak zorunda değilsin. Dediğim gibi git o sitede yorum yaz senin gibi bir ton insan var orda.
SilSayın Unknown 18:21, blogun sahibi kendisine yakışan bir şekilde hoşgörü çerçevesinde yaklaşırken, insanları kovma hakkını siz nereden alıyorsunuz?
SilEn büyük bayramdır. Bütün mazlum uluslara ümit ışığı olmuştur. Bunu ispata Gandhi'nin şu sözleri yeterli olacaktır. "Mustafa Kemal İngilizleri yeninceye kadar tanrıyı İngiliz zannederdim." Mahatma Gabdhi
YanıtlaSilGandhi o sözleri Çanakkale savaşlarının ardından söylemiştir, çok da güzel söylemiştir. Bu gözler Bedir savaşı denen 3-5 yüz kişilik kabile döğüşünü Çanakkale ile kıyaslayan, Mustafa Kemal’i ingiliz ajanı yapan, 30 Ağustos gibi dahice planlanmış bir zaferi aklınca küçümsemeye çalışan ne merdiven altı cengaverleri gördü. Hocası “keşke Yunan kazansaydı” diyen fesli zirzop olanlar bu sözün değerini anlayamazlar elbette...
SilMahfi Bey, yazınız bugünün önemine, ne olduğuna, ne anlama geldiğine dair çok kıymetli bir hatırlatıcı bence. Bil(e)meyen gençlerimiz ve çocuklarımız için de öğrenme vesilesi olması dileğimle...
YanıtlaSilKaleminize sağlık.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Habip Balcı
Teşekkür ederim
SilBüyük zaferin şanına yakışır bir anlatım. Bugün o ruha çok ihtiyacımız var.
YanıtlaSilSağ olun, haklısınız.
SilBu öyle bir zaferdir ki bir bayan öğretmenim vardı sırf 30 Ağustos da doğdu diye babası sevincinden adını zafer koymuştu. Bayramlar değerinin bilenin kutladığı şeylerdir. Bayramlar kıyaslanmaz, zaferler yarıştırılmaz.
YanıtlaSilEge için neden “ilk hedefiniz Akdeniz’dir” denilmişti bilen varsa yanıtlarsa sevinirim. 20 Yıl önce ilkokulda hocamız anlatmıştı ama unuttum, ne kadar araştırdıysam da bulamadım.
YanıtlaSilhttps://www.harita.gov.tr/images/dergi/makaleler/130_5.pdf
SilEge ismi dilimize çok sonra girmiştir. Şu an ege diye bildiğimiz akdenizin bir parçadı yani akdenizdi. Ege tabiri yunanistanın isimlendirmesidir. Bir Aydın'lı olarak bunu öğrendiğimden beri Batı Anadolu tabirini kulllanıyorum.
SilHocam her zamanki gibi harikasınız :)
SilBir küçük bilgi de benden. Karadeniz üzerinde kara bulutlar dolaştığı, Akdeniz de suları berrak olduğu için Kara ve Ak diye adlandırılmamıştır. Türklerin Çinlilerden aldığı yönlere bir renk adı verilmesi nedeniyledir. Kara Kuzeye, Ak da Güneye tekabül eder. Yani Karadeniz aslında Kuzey Denizi, Akdeniz de Güney Denizidir.
SilHocam konularına göre yazdığınız her bir yazıda, sanki farklı bir uzmanlık alanınızı keşfediyoruz. Ekonomist, edebiyatçı ya da tarihçi gibi. Hepsini de aynı ilgi ve beğeni ile okuyoruz. Şahsınızda bloğunuzun tüm okurlarının şanlı "Zafer Bayramı"nı kutluyorum. Teşekkürler
YanıtlaSilHocam , yine müthiş bir yazı. Kaleminize sağlık. Türk Ulusunun Zafer Bayramı kutlu olsun
YanıtlaSilMahfi bey elinize, yüreğinize sağlık. En büyük zafer emperyalizme karşı canlar ödenerek elde edildi. Unutmamalıyız.
YanıtlaSilElinize sağlık, Hocam. Her zamanki gibi çok güzel bir yazı olmuş, çok teşekkür ederiz. Sizin de Zafer Bayramı'nızı kutlar, gönderde dalgalanan bayrağımızın gölgesinde nice Zafer Bayramları dilerim.
YanıtlaSilÜstat,
YanıtlaSilNTV de dün (ne yazıkki konuşmacının ismini hatırlamıyorum) Büyük Taarruz esnasında Atatürk’ün şu cümleyi sarf ettiği dile getirildi.
“Arkadaşlar sorumluluğumuzun ağırlığı ölümümüzden yüksektir”
Atatürk’ün kurduğu cümlelerde seçtiği kelimeler ve kurgu yapısı anlatmak istediği durumu o kadar net ve samimi bir şekilde ifade ediyor ki, hayranlık duymamak elde değil.
Çok selamlar.
Zafer Bayramınız Kutlu Olsun!
YanıtlaSilTrikopis ve Komutanları Ağustos Sıcağında palto ile esir düşmeleri ilginç geldi. Gerçi bizim komutanlarda pek yazlıklar (herhalde o zaman yazlık kışlık diye bir üniforma da yoktu belki) ile hücuma kalkmamış görünüyorlar ama BAŞARMAK, BAŞARAN İÇİN her şeyin ötesinde tüm eksik ve fazlalıkları kapatan bir olgu.
Zafer Bayramı Kutlaması yazınız için teşekkürler. 30 Ağustos Zaferi yok olmakta olan, emoeryalistlerce paylaşılan bir Vatanı tekrar kazanma günüdür. Bu gün Türkiye de yaşayan herkesin paylaşılması gereken en önemli bir gündür. Bu zafer olmasa idi, Vatan da olmayacaktı. Türkiye Cumhuriyeti'de. 30 Ağustos ; Yeniden doğuş ve aydınlığa giden yolu açmıştır. Vatanın kurtuluşu için yapılan kongreler, TBMM'nin kuruluşu, İstiklal Savaşı Mücadelesi, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Cumhuriyetimizin kuruluşu, Şehitlerimiz, Gazilerimiz, topyekun bu mücadeleye katılan kadın, erkek, tüm halkımız, Milli Mücadelenin lideri ve Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk unutulmamalı, unutturulmamalıdır. İstiklal Savaşı'na katılan ve katkısı olan herkese bu vatanda yaşayan herkes minnettardır. Onlara saygı,sevgi duymalıyız ve hatırlamalıyız. Onlar bağımsız ve hür bir Vatan'ın kurtuluşu için canlarını, mallarını ve tüm imkanlarını seferber ettiler. Kişisel menfaat düşünmediler. Bize bırakılan emaneti göz bebeğimiz gibi korumalıyız, kollamalıyız. İstiklal Savaşı birinci elden öğrenilmek isteniyorsa Atatürk'ün yazdığı " NUTUK" okunmalıdır. Milli Mücadelenin ne kadar zor şartlar altında kazanıldığı bu eserden öğrenilmelidir.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, çok güzel hazırlanmış yazınız için teşekkür ederim. Atatürk'ümüzün hayatı bilindiği üzere hep başarılar ile doludur. Yaşamında bir çok haksızlığa uğradığı halde hiç bir zaman tenkit ve şikayetçi olmamış, hep yapıcı ve sorun çözücü olmuştur. Askeri alandaki en son ve en büyük başarısı da 30 Ağustos Büyük taarruz zaferidir. Ancak daha da büyük zaferleri bence daha sonraki sivil hayatında olmuştur. Mesleği olmamasına rağmen, Eğitim, Ekonomi, Sağlık, Tarım, Sanat, Endüstri, Adalet gibi alanlarda büyük Devrimler yapması ve bunları zaferle taçlandırması olmuştur. Atatürk' ümüzün Askeri olduğu kadar Sivil alanlardaki başarıları hepimize ilham kaynağı olmuştur. Bize düşen ise; Askeri alandaki zaferlerinin takdiri kadar, Sivil alanlardaki başlattığı devrimleri sahiplenmek ve Ülkemizi Muasır Medeniyet Seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Muhtaç olduğumuz kuvvet, damarlarımızdaki asil kan da mevcuttur.
YanıtlaSilMahfi Bey ,
YanıtlaSil31 ağustosta yazdığınız yazıyı niçin kaldırdınız acaba?
TÜİK'in hatalı bir yayın yaptığı kanısına vardım. Seriler karışmış olabilir. Bakalım ne çıkacak?
SilÇok teşekkür; bildiğimi, "işitmediğim, okumadığım ya da dikkat etmediğim" pencereden tekrar gösterdiniz.
YanıtlaSilSaygılarımla.
F.B. Doğanlar
Merhabalar yazılarınızı elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.
YanıtlaSilÇok güzel bilgiler aldığımı özellikle belirtmek isterim.
Günümüzde en büyük sorunlardan bir tanesi de bence doğru bilgiye ulaşmaktır. Ben de wikipedia'yı kullandığım belirtmek isterim. Fakat genel olarak kullanma amacım konu hakkında kabaca bilgi edinmek ve anahtar kelime yakalamak. Wikipedia'yı kaynak olarak kullanmanın sıkıntılı bir durum olduğunu düşünüyorum. Çünkü buradaki bilgiler rahatlıkla herhangi bir kişi tarafından güncellenebilmektedir. Mesela karşılaştırma tablosunu bende wikipedia'ya da aradım farklı rakamlar yazılmış. Wikipedia atıflarda görünce yazayım dedim.
Son paragraftaki samimi duygularınıza bende katılıyorum. Ruhları şad olsun.
Ülkemizde yaşayan bazı insanların böyle hissetmemelerini de bir türlü anlayamıyorum.
Saygıdeğer Efendiler, Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu tamamıyla yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını Akdeniz'e, Marmara'ya döken harekâtımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım.
YanıtlaSilFazla söze gerek yok, karşılaştırma yapmaya hiç gerek yok.