USD / TL Kurunda Destek ve Direnç Düzeyleri ve Kurun Düşürülmesi Çabaları

Destek ve Direnç Düzeyleri, Pivot Noktası, Destek ve Dirençlerin Kırılması

Finansal piyasalarda fiyatların yükselişi ve düşüşü sırasında izlenen bazı düşüş ve yükseliş noktaları vardır. Bunlara destek ve direnç düzeyleri deniyor. Konumuz döviz kurları olduğu için biz o açıdan bakacağız.  

Kur yükselip geri çekildiğinde, geri çekilmeden önce ulaşılan en yüksek düzey ‘direnç noktası’ olarak kabul ediliyor. Direnç noktası; yükselmekte olan kur için için yükselişin yavaşladığı, alım isteklerinin azaldığı, satıcıların ise satış isteklerinin daha fazla olduğu noktayı ifade eder.  

Piyasa tekrar yükseldiğinde, yeniden yükselmeye başlamadan önce ulaştığı en düşük düzey de ‘destek noktası’ olarak adlandırılıyor. Destek noktası, talebin yoğunlaşması nedeniyle düşüş eğiliminin durması beklenen bir kur düzeyidir. Kur düştükçe talep artar ve böylece destek noktası oluşur.

Bir direnç noktasının kırılması; kurun, daha önce belirlenmiş direnç noktasının üzerinde en az bir kez kapanış yapmış olmasını ifade ediyor. Bir direnç noktası kırıldığında o nokta artık bir destek noktasına dönüşür. Bir destek noktasının kırılması; kurun o destek noktasının altında en az bir kez kapanış yapmış olması anlamına geliyor. Bir destek noktası kırıldığında o nokta artık direnç noktası konumuna gelir.

Kur, destek ya da direnç noktasını kıracak biçimde bir defalık kapanış yapıp yeniden destek veya direnç noktasına dönmüşse destek ya da direcin kırılması tam olarak gerçekleşmemiş sayılır.

Pivot noktası; döviz kurunun bir önceki işlem gününde oluşan dengedeki değerini gösteren düzeydir. İşlem kurunun pivot kuruna göre durumuna bakılarak kurun hareket yönü tahmin edilebilir ve ayrıca yine buradan hareketle destek ve direnç noktaları da hesaplanabilir.

Döviz kurlarıyla ilgili teknik analiz; kurların, geçmişteki hareketlerine bakılarak yapılan analizdir. Kurun izlediği değer değişimleri bir zaman serisi grafiğine yansıtılır ve o grafik üzerinde geçmiş hareketlere bakılarak söz konusu kurun zaman içinde tepe ve dip yaptığı noktalar incelenir. Buna göre kurun bu noktaları yukarı veya aşağı doğru geçtiğinde sonraki durağının neresi olduğu tahmin edilmeye çalışılır.

Destek ve Direnç Düzeyleri Hedeflenerek Kur Düşürülebilir mi?

Yukarıda değindiğimiz destek, direnç ve pivot düzeyleri tümüyle piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenir. Bireysel arz ve talebin bu düzeylere etki yapması mümkün değildir. Ancak olumlu ya da olumsuz bir gelişme ortaya çıktığında veya beklentiler değiştiğinde arz veya talep aynı yönde hareket ettiğinde bu düzeyler üzerinde etkili olabilir.

Geçtiğimiz Cuma sabahı güne başlarken USD / TL kuru 16,33 idi. Diyelim ki kısa vadeli standart direnç noktası 16,35, pivot noktası 16,25, destek noktası da 16,15 olsun.[i] Yani 16,35’in üzerinde bir gece geçirilirse direnç kırılıp kur yukarı gidecek demektir. Bu aşamada Merkez Bankası’nın faizi değiştirmemesi, piyasanın beklediği önlemlerin alınmaması sonucu döviz talebi devam ediyor ve kurun yukarı gitmesi bekleniyordu. Bu noktada kamu kesimi devreye girerek, geçmişte pek çok kez yaptığı gibi, döviz satmaya ve kuru düşürmeye başladı ve USD/TL kuru 16,25’lik pivot noktasının altına inerek 16,19’a kadar geriledi ve haftayı öyle tamamladı. 16,15’lik ilk destek noktası kırılamamıştı ama pivot noktasının altına inilmesi o destek noktasının kırılabileceği izlenimini veriyordu. Yukarıdan beri verdiğimiz tanımlar çerçevesinde pazartesi günü kurun 16,15’lik destek noktasını kırması beklenebilir. Ne var ki 16,19’luk kur düzeyi, piyasada normal arz ve talebe göre değil, kamu kesiminin döviz satmasıyla yani zorlamayla oluşmuş bir düzey. Kamu kesimi, döviz satarak kurun daha da düşeceği inancını yaratmayı ve bu yolla insanların döviz satmasını sağlamayı amaçlıyor. İnsanlar ise ortada bu durumu destekleyen herhangi bir olumlu gelişme, bir beklenti ya da bir önlem görmediği için döviz satmak bir yana düşen kurları fırsat görerek ucuza döviz satın almaya yöneliyor. Sonuçta merkez bankası, uzun süredir yaptığı gibi, kısa süreli sonuçlar uğruna rezervlerini erittiğiyle kalıyor.

 


[i] Burada direnç, destek ve pivot noktası olarak verilen değerler olayı anlatmak için kullandığımız günü birlik değerlerdir. Alınan döneme, hesaplama biçimine ve hatta bakış açısına göre bunlar değişiklik gösterebilir.

Yorumlar

  1. Rezervler zaten -50 milyarda hocam. Tamamen filmin kopması için ne kadar olması lazım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyu yakında yayınlayacağım bir yazımda ele alacağım.

      Sil
    2. Türkiye de şu an halen en ucuz şey döviz bana inanın :)

      Sil
    3. Merhaba Hocam, ABD 10 Yıllık Tahvillerinin en çok etkilediği para birimi sanki Japon yeni, ya da bana öyle geliyor. US10y tahvil faizleri yükseldikçe, Japon Yeni değer kaybediyor. Bunun sebebi nedir hocam? Yen niçin çok duyarlı bu tahvile?

      Sil
  2. Mahfi Hocam bir Enflasyon Korumalı Tahvil’dir gidiyor.Cuma günü Borsa Manşet isimli bir haber portalı bundan vazgeçildiğini yazdı.Sizin konuyla ilgili bilginiz varsa paylaşabilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyu yakında yayınlayacağım bir yazımda ele alacağım.

      Sil
    2. Yazınızı merakla bekliyoruz sayın hocam

      Sil
  3. Hocam bu operasyon çocuklarına olması gerekenin yapmaları için neden yalvarıyoruz onu anlamıyorum? Neden hocam neden? Afrikanın ortasında adını bilmediğimiz ülkelerin enflasyonu yüzde 3 yüzde 5. Bu operasyon çocukları gitmeden öncede mi birilerini zengin etmek istiyor?

    YanıtlaSil
  4. Hocam, inanın bunların teknikten falan da anladıkları yok. Saraydan bir jöleli bunlara bir seviye veriyor, bir hafta onu savunuyorlar. Ertesi hafta o seviye kırılınca başka bir seviye geliyor, haydaa bir hafta da onu savunuyorlar, bu arada rezervler eriyor, millet sürünüyor, kimsenin umurunda değil. Böyle bir felaket dünya tarihinde hiçbir ülkenin başına gelmedi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence sevgili Mahdut Mesuliyetli bu arkadaşların arasında teknik analiz bilenler var. Ama işin kötüsü teknik analizi bir şekilde yönlendirmeyle kullanmaya çalışıyorlar. Bunu ilk seferde yutturmak mümkün, hatta belki ikinci seferde de ama sonsuza kadar bunu yutturmazsınız. Ne diyorlar? "Beni ilk sefer kandırdığında sana yazıklar olsun, ikinci sefer kandırdığında bana yazıklar olsun." Türk insanının kandırılma katsayısı biraz yüksektir. Bunu bankerler olayından sonra yaşanan sayısız Ponzi Game olayından biliyoruz. Ama onun da bir sınırı var tabii.

      Sil
    2. Hocam, son dönemde teknik analize biraz daha uygun seviyelerde manipülasyon yapmaya çalışıyorlar, haklısınız ama bir aralar öyle saçma seviyeleri savunup öyle önemli seviyeleri es geçiyorlardı ki insan şaşıp kalıyordu. Sonunda eldekilerin işe yaramadığını anlayıp işbilir bir teknik analisti kadroya kattılar sanırım...

      Sil
    3. Selam Sn Mahdut,

      MB yardımcılarından Emrah Şener var. Bu işleri sanırım ekonomi ekipleri içinde en iyi o bilir.

      İşin matematik finans tarafında nereye gideceğini bilir, ama risk yönetimi anlayışını MB na getiremez, kendisi bilse bile getiremez. Kurumsal bir kültürdür, kurum kültürünü değiştiremez haliyle.

      Gereğinden uzun zamandır Türkiye'de çalışıyor, ister istemez hem çalışma ortamının hem de sığ akademik toplumdan beslenememenin etkisiyle biraz körelmiştir.

      TeUKqNGzaR45x0dW

      Sil
  5. Merhaba hocam. Blackrock ve Vanguard gibi şirketlerin dünya finans sistemini domine etmesi, bu şirketlerin perde arkasındaki sahiplerinin dolayısıyla dünyayı yönettiği iddiası hakkındaki görüşlerinizi çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya GSYH'sinin dörtte birine sahip ABD'nin bile yönetemediği bir sistemi şirketlerin yönetmesi bana hiçbir zaman inandırıcı gelmiyor. Etkileri var tabii ama dünyayı yönetecek kadar değil.

      Sil
    2. İlginiz ve yorumunuz içinbteşekkür ederim

      Sil
    3. BlackRock ve Vanguard ile ilgili yazdığım yabancı dilde yazılar oldu.

      Onların tartışması ve sahiplikleri sizin düşündüğünüzden çok farklı, halka açık bilgiler ile sahiplikleri bilinen kurumlar. İsmini vermediğiniz bir tane daha var.

      Bankada çalışmadan önce Blackrock'ın bir projesinde 10 ay kadar çalıştım.

      Bunların verdiği en büyük zarar şu; birbirine rakip şirketlere ortak oluyorlar.
      Kapitalist sistemin özünde, bir anlamıyla rekabetin ürün ve hizmetleri geliştireceğine, fiyatları düşüreceğine olan inanış var. Rakip firmalara aynı anda sahip olmak ile, bir nevi tekelleşme kuruyorlar. Şirketlerin CEO larının kim olacaklarına etki ediyorlar. Daha da ötesi, rakip şirketlerin aynı bölge ve iş alanında rekabetlerini sözde rekabete çeviriyorlar.

      Havayolu taşımacılığı ve bilet fiyatlarının rekabeti üzerine yıllar önce bu şirketler yüzünden bozulan fiyat/rekabet ilişkisi üzerine çok iyi bir akademik çalışma da vardı.

      Bunların verdiği en büyük zarar budur. Finansal tekelleşmenin, şirketler arası monopolleşmeye de gidişini körüklüyorlar. Günün sonunda kapitalist rekabet mekanizmasını bozuyorlar.

      Hem BR hem VG bu işte büyük pay sahibi.

      Bir başka sıkıntı da, neo liberal etki ile, çok şirketin kaynaklarını ucuz Çin gibi ülkelere gereksiz yere yatırım için akıttılar. Hatalarından dolayı ortaya çıkan politik sorunlar da maliyet enflasyonu, üretim zincirinin aksaması gibi sorunları ortaya çıkardı. Türkiye de nasibini aldı, Türk üretim yapısı da ucuz Çin üretimi yüzünden ciddi şekilde etkilendi.

      Sıkıntının en büyük yönü bu.

      cdGMF09Ffarn61ve

      Sil
  6. Hocam merhaba
    Görünen o ki hükümetin baskısıyla merkez bankasının şuan için faiz arttırımına gitmesi zor gibi görünüyor. Faiz arttırmadan nasıl bir enstrüman kullanılırsa dövizi belirli bir düzeyde tutabilir veya düşmesini sağlayabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mevsim normallerine göre en uygun enstrüman davul zurna uygun olurdu. Ne varki gereken tüm yapısal reformları ülkemin birbirinden kıymetli iktisat ve ekonomi profesyonelleri yıllardır yazmasına rağmen dinleyen ve uygulayan yok, yok, yok! Aksine ve akıl almaz biçimde tam tersi argümanlar çözüm adı altında sunuluyor ve her defasında sokağın duvarına tekrar tekrar arabayı tosluyoruz. Çıkmaz sokak burası, parçalandı araba artık yeter anlayın. :(

      Sil
  7. Hocam net rezerv 9,5 milyar dolar. Haftada 2-3 milyar dolar azalıyor. Net rezerv olmadan döviz satışı yapmak teorik olarak mümkün mü?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  8. kur yıllık açılış fiyatı 13.5, yıllık enflasyon %110 (enag). Bu durumda kurun yıl içinde herhangi bir gün iki katına çıkması normal bir durumdur. Nizamidir. KKM, süper bono vb. araçlarla yapılan müdahalelerin etkileri geçicidir. Fiyat er ya da geç olması gereken yere gider. Bu fiatlar iskontoludur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru bir analiz. Elinize sağlık.

      Sil
  9. Merhaba hocam, öncelikle bilgilendirici yazılarınız için çok teşekkür ederim. Acaba döviz daha ne kadar baskılanabilir, kısa ve uzun vadede beklentileriniz nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun. Ne kadar baskılansa fayda etmiyor. Bir süre sonra baskılanamaz olacak.

      Sil
    2. Hocam, değerli katkılarınız için sonsuz teşekkürler. Kur seviyesinin baskılanamaz noktaya geleceği dönemde Venezuela örneği bizim ülkemizde yaşanır mı? dinamikleri nelerdir? bu konuya da yazınızda değinebilir misiniz lütfen.

      Sil
    3. Ben diyim güneş batana kadar, siz diyin mevsim dönene kadar ancak baskılanır.

      Sil
  10. Teşekkürler sevgili hocam🤗

    YanıtlaSil
  11. Net rezerv -50 milyar dolar deniyor. Her yıl 100-150 milyar dolar dış borç ödemesi var deniyor. Ama bir şekilde borçlar ödeniyor kriz olmuyor. Demek böyle sürdürülebiliyor doğru mu ben bir şey anlamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O borçlar ödenmiyor, tekrar borçlanarak çevriliyor. CDS primin yükseldikçe de daha yüksek faizle borçlanıp çevriliyor. Senin CDS primin 700'ün üzerindeyse dolar bazında ödeyeceğin faiz yıllık %10'un üzerine çıkıyor. Sonra bir bakıyorsun, ödediğin faiz ana parayı geçmiş. Kriz olmuyor öyle mi? Bu ülkede şu anda tarihinin en ağır ekonomik buhranı var ama sen hehalde yurt dışında yaşıyorsun ki haberin yok Adsız 00;09...

      Sil
    2. Bu konuyu da ele alan bir yazı yayınlayacağım.

      Sil
  12. Elde avuçta ne varsa satıldı eksi gösteren rezervlerden hala döviz yakılmaya çalışılıyor, çeşitli ülkelerden borçlar alındı daha da alınmaya çalışılıyor, kurun yükselişi engellenemediği gibi hazine garantili iç ve dış borclar her gecen gün artıyor hayat pahalılığı, alım gücümüzün düşmesi gibi konuları bir yana bıraktık benim ve çevremin en büyük korkusu ülkenin bu borçları ödeyememesi durumunun oluşması. Hocam moratoryum konusunda endişelenmeli miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günümüzde moratoryum olmadan IMF çağırılıyor ve devreye giriyor.

      Sil
  13. Merhaba,
    şuan kuru tutmak için ne kadar satmaları gerektiğine dair bir hesap var mı? enflasyon kuru tutamazlarsa kendi kendine düşecek midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar çok satarsanız kuru tutmak o kadar zor olacak noktasına doğru ilerliyoruz.

      Sil
  14. Hocam dalgalı kurda hiper enflasyon mümkün müdür?

    Tamam Türk lirası yatırımcıya kazandırmıyor ancak döviz faizi de benzer şekilde kazandırmıyor.

    Bu durum mallara olan talebi diri tutuyor ancak herkes parasını mala yatırınca piyasada alışveriş nasıl olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizdeki enflasyon ağırlıklı olarak yüksek risklerden kaynaklanan kur artışı kaynaklı maliyet enflasyonu. Dolayısıyla talep enflasyonu düşse bile kurdan dolayı enflasyon yüksek gidecek. Tabii gereken adımlar atılmadığı ve böyle devam edildiği sürece. Böyle bir durumda hiper enflasyon mümkün ve zaten kapıda.

      Sil
  15. İyi ki varsınız hocam

    YanıtlaSil
  16. Akıl dışı uygulamalarla 9 ay önce 1 yıllık acı reçeteyle çok kolay çözülecek sorunu büyüttük de büyüttük. Sanırım yıllarca acı reçete uygulamaktan başka çaremiz kalmadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Bizim geçmişimiz aynen bu tür hatayı inkâr ederek büyütme hatalarıyla doludur.

      Sil
  17. Artık yerleşen kanı, her müdahaleden sonra alım fırsatı doğduğu maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha da vahimi, piyasaya müdahale için sattıkları dövizler artık sistemde kalmıyor, ya yurt dışına ya da yastık altına gidiyor. MB verilerinden bu trendi görmek mümkün...

      Sil
    2. Bu konuyu da kapsayan yazımı yarın öbür gün yayınlayacağım.

      Sil
  18. Üstat merhaba.

    Konu ile alakalı daha önce benzer bir yazı kaleme aldığınızı hatırlayamadım.
    Öz ve bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim.

    Sağlıklı günler dileklerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teknik analiz kısmı olmadan zorlamayla kur düşmez, düşerse de düştüğü yerde kalmaz diye yazmıştım.

      Sil
  19. Hocam aydınlatıcı yazınız için çok teşekkürler. 70'li yıllarda yanılmıyorsam MC hükümeti dövize çevrilebilir mevduat (DÇM) icat etmişti ki sonucu döviz kıtlığı olmuştu. DÇM döviz kıtlığının tek veya en büyük nedeni miydi bilmiyorum. Şimdi MC'nin devamı olarak gördüğüm bu iktidar (aslında ortada iktidar diyebileceğimiz kolektif bir irade mi var yoksa tek kişinin iradesi mi geçerli belli değil ya) kur korumalı mevduat (KKM) icat etti. Sizce DÇM ile KKM arasında benzerlik ve farklıklar nelerdir? Kuru tutararak kısa ve orta vadede ekonomiyi düze çıkarmak mümkün mü? Geçen yıl bu zamanlarda kilosunu 5 TL.ye aldığım toz şekerin bugün kilosu 20 TL. Benim emekli maaşı ancak %15 arttı. Bu bile ne halde olduğumuzu göstermeye yeterli değil mi? Hem cari açık, hem bütçe açığı hem de döviz açığı bir arada sürdürülebilir mi? Öyle sanıyorum ki ellerinde yalnızca dış sorunlar yaratmak ve dini duyguları kullanarak ekonomik sorunların üzerini örtmek gibi ekonomi dışı araçlar kaldı. Ekonomi açısından bakarsak bunlar günü kurtarmaya mı çalışıyorlar yoksa enkaz devretmeye mi çalışıyorlar merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunuza tam olarak cevap veremem tabii çünkü ne düşündüklerini ve ne planladıklarını bilmiyorum. Ama ben, günü kurtarmaya, sorunları ertelemeye ve ileride kendiliğinden çözüleceğini umarak beklemeye yöneldiklerini düşünüyorum.

      Sil
  20. Mahfi bey,

    "İktisat"ı sadece matematik ve sadece finans sınırları içinde tutMAyan, nadir iktisatçılardan birisiniz.

    Şimdi okuyacağınız salt size yönelik yazılmış bir mesaj değil.

    Sosyolog Levent Ünsaldı, twitter hesabında şunu yazmış:

    "Sayısız sosyal bilimcinin sayısız meslek, bilim güzellemesini okudum, aktardım, hâttâ bunları özümsedim. İsimler önemsiz. Çoğu fevkalade nitelikli. Fakat bu insanlar, yaptıkları güzellemenin esasını nasıl olmuş da pek görememişler: Güvenceli iş, akçe. Bunlar yoksa gerisi de yok."

    Kaynak:
    https://mobile.twitter.com/HMerkep/status/1531194848933462017

    Siz de bir sosyal bilimcisiniz, bu konudaki görüşünüz nedir? Eğer zahmet olmazsa, bu konuda ayrı bir yazı yazar mısınız Mahfi bey?

    Not: Sosyolog Levent bey, butik bir yayınevi olan "Heretik Yayıncılık"ın sahibi. 2021 yılının sonbahar mevsiminde, döviz kurlarındaki aşırı yükselme sebebiyle; yayınevinin artık hayatta kalamayacağını, plânladıkları çevirileri de iptal ettiklerini duyurmuştu. Okuyucular ve dostları imece usûlü ile yayınevine destek oldular, mevcut kitaplar indirimli fiyatlarla satışa sunuldu, toplanan para ile yeni kitapların çevirisi ve basımı sağlandı. Mayıs 2022 itibariyle yayınevi hâlâ hayatta fakat geleceği belirsiz, her an kapanabilir. İmece usûlü ile yardımlar devam ediyor ama bu durum sürdürülebilir değil. Levent bey, yayınevinden elde ettiği kazançla turnayı gözünden vurup, sonra elini eteğini piyasadan çekmeyi amaçlayan, "kısa-vade"ci ve gönülsüz biri de değil. Tek derdi, Türkiye'deki sosyoloji biliminde onyıllardır ihmâl edilmiş (ve ideolojik gerekçelerle hor görülmüş) çevirileri okuyucuya ulaştırmak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heretik Yayınlarını çok iyi biliyorum, kitaplarının bazıları bende de var, hatta bloğumda da o kitapların bazısı hakkında yorumlar yazdım. Levent Beyin söylediği yaşamın gerçeği. Kimisi için güvenceli iş önemlidir. İşe girer, kendisi gibi olan arkadaşlarıyla birlikte yükselir, mesela şeflikten şube müdürlüğünden emekli olur gider. Ama bu ekipten bir kişi çıkar, yaptığı işin yanında olayın teorik yönünü de merak eder, çalışır, araştırır, lisanını geliştirir, daha yukarılara gider, belki genel müdür bile olabilir. Hatta o arada yüksek lisans yapar, doktora yapmaya başlar ve bir yandan da üniversitede ders vermeye başlar. Emekli olduklarında arkadaşları evde oturup sıkılırken o üniversitede ders vermeye devam eder, deneyimlerini teorik bilgisiyle birleştirip kitaplar yazar.
      Benim demek istediğim bu. Yani güvenli iş ile bilimsel çalışma birleştirilebilir. Tabii bu herkesin yapacağı iş değil onu biliyorum.

      Sil
  21. Ülkemizdeki politikalar iktisat biliminden gayet uzakta bir şekilde ilerliyor. Faizi artırmayacaklarını kesin bir şekilde söylediler ve o şekilde de devam ediyorlar.
    M.B rezervlerine, banka, rezervlerine güvenip hareket ettiklerinede inanmıyorum. Bu rezervlerin yetmediğini, yetmeyeceğini gayet iyi biliyorlar. Görünenin haricinde artı olarak bir şekilde ülkeye dövizi sokup el altından bozdurarak dövizi bu noktada tutuyorlar. 2-3 ay içinde görünen + görmediğimiz şekillerde dövizi seçim öncesi göz boyama amaçlı düşüreceklerini düşünüyorum.
    Elbetteki hocamın dediği yenilikçi reformlar olmadıkça bunlar kalıcı değil, aksine ileri zamanlarda dahada büyük problem yaratacak geçici çözüm yollarıdır.

    YanıtlaSil
  22. Hocam bir allahın kulu şunu sormuyor tc temerrüte düştüğünde ne olacak?adım adım senaryoyu,olacakları yazarsanız sevinirim..

    YanıtlaSil
  23. Değerli hocam, bu ekonomi yönetimine rağmen usanmadan bilgi ve düşüncelerinizi bizlere aktarmayı sürdürdüğünüz için öncelikle teşekkürler. Ortada bir döviz krizi olduğu doğru ancak bu krizi arz-talep dengesinde değerlendirirken sadece özel sektör penceresinden değerlendirmek eksik kalacaktır diye düşünüyorum. Şunu kabul ediyoruz, ihracatımız büyük oranda ithalata bağlı. (Bu orana dair elinizde veri varsa paylaşır mısınız?) Ancak bir de dış borç stokumuza bakalım. 2022 1Ç itibariyle hükümet ve Merkez Bankasının kısa vadeli borç stoku 55,2 milyar dolar; toplam kısa vadeli dış borç stokuna oranı yüzde 41,7. Genel olarak kamunun bu denli dış borcunun olması normal mi? Örneğin, 2002'de kamu ve Merkez Bankası kısa vadeli borç stokunun toplama oranı yüzde 13,7 imiş. Öte yandan, ideal bir ekonomide sanırım şu lazım: en azından Merkez Bankası kasanızda kısa vadeli dış borcu karşılayacak nakit döviz rezervi. Oysa Merkez Bankasının Nisan 2022 itibariyle resmi rezerv varlıkları 106,8 milyar dolar ve bunun sadece 50,9 milyar doları nakit ve mevduat kaleminde. Şapkadan hangi tavşan çıkarılırsa çıkarılsın sadece kamunun borcunu ödemesi için gerekli döviz miktarını karşılaması için iç piyasadan çekmesi gereken döviz miktarı bile kurda yukarı yönlü baskıyı arttıracaktır diye düşünüyorum. Dış borcu daha yüksek faizli yeni dış borçlarla mı kapatırlar? Elbette göz ardı edilmemesi gereken bir ihtimal. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Maalesef rezervler eriyor ve sürekli bir borç çevirme operasyonu yapılıyor. Sıkıntı giderek büyüyor.

      Sil
    2. Hep gelecekten borç alınıyor. Tek çözüm acı reçeteydi ama seçime yönelik populist politikalar yüzünden sorun gittikçe büyüyüp içinden çıkılamaz bir hale dönüşüyor. Enflasyona karşı maaş zamlarıyla enflasyon daha da tetikleniyor, vicious circle. Taşıma suyuyla günlük değirmen döndürülüyor ve bu değirmenin suyu gelecekten borç alınıyor. Artık o kadar birikti ki ilerde içinden çıkılabilir mi bilmiyorum. Şahsen politikacı olsam iktidar için hiç de hevesli olmazdım, bilakis kaçardım; kim nasıl, ne şekil halledebilecek; ancak belki uzun soluklu çok acı reçetelerle; yani kötü adam olup kahraman olmak gerekiyor. Efendim demokrasi tam işlerse memlekete güven artar, dışarıdan yatırım gelir, iş düzelirmiş; iş bu kadar basit mi. Tabi ki katkısı olur ama sorun çok daha derin. İster dövizi olsun, ister malı… bu ülkede kaybetmeyen var mı, olmayanın ise hali çok daha kötü. Ortalıkta acayip uçuk kaçık emlak fiyatları, Avrupa ucuz kalıyor; yakında arz tavan yaptığında göreceğiz; millet döviz yükseldi diye ha bire üstüne koyuyor, sanki eski fiyattan satabiliyor da. Kusura bakma ama ben çok pesimistim, ama gerçekçi olmak gerekir bence. İ. Lale Emlegen🥰

      Sil
  24. Hocam, dünyada bizimkinden gayrı rezervleri negatif olan merkez bankası var mı?
    Değerli yazılarınız için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki böyle bir veri seti yok. Merkez Bankalarının brüt rezervleri yayınlanıyor ama net rezervleri ve swap hariç net rezervleri diye bir veri seti yok. Her bir merkez bankası için özel çalışma yapılması gerekiyor. Muhtemelen borç veren bankalar borç verdikleri ülkeler için bu hesapları yapıyorlardır ama yayın yok.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam.

      Sil
  25. Hocam selamlar,

    Bir yazı da pivot noktası üzerine özellikle yayınlayabilme şansınız olur mu ?

    YanıtlaSil
  26. Hocam gerçekten hakkınız ödenmez bilginin çok değerli olduğu bir zamanda vaktinizi emeğinizi harcayıp araştırıp sadeleştirerek bizim gibi çok zeki olmayan kişilerin anlayacağı düzeyde çok karmaşık konuları yazıp bilgilendiriyor ve sizi takip edenleri bilinçlendiriyorsunuz. Tekrar tekrar sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?