Ekonomi 101: GSYH, Kişi Başına Gelir ve Büyüme

Genel Olarak

Bir ülkenin belirli bir dönem (üç ay ya da bir yıl) içinde yaptığı üretimin piyasa fiyatları cinsinden toplam değerine cari fiyatlarla GSYH deniyor. GSYH aşağıda değinildiği gibi üç yöntemle hesaplanıyor (Not: Denklemlerdeki PF piyasa fiyatları cinsinden anlamına geliyor. Diğer kalemi de tahmin hataları vb.yi gösteren bir ek niteliği taşıyor. Diğer kalemi gelir yöntemiyle hesaplamada milli gelirin üzerine GSYH’ye geçiş için gerekli amortisman vb. gibi harcamaların eklenmesi anlamına da geliyor):

Üretim Yöntemiyle GSYH = PF Tarım Kesimi Üretimi + PF Sanayi Kesimi Üretimi + PF Hizmetler Kesimi Üretimi + Diğer

Harcamalar Yöntemiyle GSYH = PF Tüketim Harcamaları + PF Yatırım Harcamaları + PF Kamu Harcamaları + PF (İhracat – İthalat) + Diğer

Gelir Yöntemiyle GSYH = Ücret + Faiz + Rant + Kâr + Diğer

Bu üç farklı yöntemle hesaplanan GSYH teorik olarak birbirine eşit sonuç verir. Buna karşılık uygulamada çeşitli ölçme hataları nedeniyle bu ölçüm sonuçları arasında farklar olabilir.

Bu şekilde ölçülen GSYH içinde o yılın enflasyonunu da içerir. O nedenle buna nominal GSYH deniyor. GSYH’nin enflasyondan arındırılmış olarak gösterilmesini sağlamak için o yılın fiyat artışlarından arındırılması gerekir. Bunu yaparken ya önceki yılın fiyatları esas alınır (sabit fiyatlarla ölçüm) ya da geçmiş üçer aylık dönemlerin fiyatları easas alınır (zincirleme hacim endeksi.) Büyüme de bu şekilde hesaplanır. Bunu basit bir örnekle gösterelim. Yalnızca ekmek üreten ve dışa kapalı bir ülkede t yılında 100 ekmek üretildiğini ve ekmek fiyatının 1 TL olduğunu varsayalım. Bu durumda t yılının GSYH’si (100 x 1 =) 100 TL olur. t+1 yılında ekmek fiyatının 1,5 TL’ye yükseldiğini, üretim miktarının değişmediğini varsayalım. t+1 yılının nominal GSYH’si (100 x 1,5 =) 150 TL olur. Bu ekonomi ilk bakışta yüzde 50 büyümüş gibi görünse de ekmek üretimi hiç artmadığı (fiziksel büyüme olmadığı) için ekonominin reel GSYH’si değişmemiştir. t+1 yılının GSYH’sini t yılı fiyatlarıyla ölçtüğümüzde bunu görebiliriz. Buna karşılık t+1 yılında ekmek üretimi 110’a çıkmışsa ekonominin fiziksel üretimi 10 birim arttığı için ekonomi yüzde 10 reel olarak büyümüş olur.

 PF GSYH’yi ülkenin refahını ölçmekte, uluslararası karşılaştırmalar yapmakta kullanırız. Ayrıca yine PF GSYH’yi ülke nüfusuna bölerek Kişi Başına Geliri (KBG) buluruz. Bunlar bütün yetersizliklerine karşılık en yaygın kullanılan karşılaştırma ölçüleridir. Uluslararası karşılaştırmalarda kullanabilmek için yerel parayla hesaplanan GSYH ve KBG o yılın ortalama dolar kuruyla dolara çevrilir ve karşılaştırmalar bu değer üzerinden yapılır. Bu tür karşılaştırmalarda kullanılan GSYH nominal yani enflasyonu içinde barındıran GSYH olduğu için gerçek durumu göstermediği itirazlarıyla karşılaşır. Bu itirazları gidermenin yolu olarak Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) diye bir ölçü geliştirilmiştir. Buna göre bütün ülkelerde aynı mal ve hizmetlerden oluşan bir sepet kullanılarak insanların harcama gücü ölçülür ve bulunan GSYH bu ölçüye göre düzeltilir. Böyle bir sepetin yine sadece ekmekten oluştuğunu varsayalım. Diyelim ki 1 TL = 1 Dolar ve Türkiye’de GSYH 100 TL, ekmek fiyatı 1 TL, ABD’de GSYH 200 Dolar, ekmek fiyatı 1,8 Dolar olsun. Bu durumda Türkiye’de SAGP GSYH (100 / 1 =) 100 TL olurken ABD’de SAGP GSYH (200 / 1,8 =) 111 Dolar olur. Buna göre nominal değerlerle GSYH Türkiye 100 TL ve ABD’de 200 Dolar olduğu halde SAGP’ye göre satın alma gücü paritesine göre GSYH Türkiye’de yine 100 TL iken ABD’de 111 Dolara düşer. 

GSYH’nin nüfusa dağılımı bize gelir dağılımı adaleti olup olmadığını gösterir. Bunu ölçmek için kullanılan en yaygın ölçü nüfus gruplarıyla o grupların eline geçen gelirlerin toplam GSYH içindeki payı arasındaki ilişkiyi ölçen Gini katsayısıdır. Bu katsayı 0’a ne kadar yakınsa ülkede gelir dağılımı o kadar adaletli 1’e ne kadar yakınsa o kadar bozuk demektir. 

Türkiye’nin Durumu

2021 yılsonu itibarıyla Türkiye’nin GSYH’si 7.249 milyar TL veya 807,1 milyar dolar, kişi başına geliri de 8.599 dolardır.

Tarım kesimi üretiminin GSYH’deki payı yüzde 5, sanayi ve inşaat kesimlerinin toplam payı yüzde 30, hizmetler kesiminin payı yüzde 55’tir. Kalan yüzde 10 pay da ürün üzerinden alınan vergiler eksi sübvansiyonlardan oluşmaktadır.

Harcamalar yönünden bakarsak özel tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 55, devletin nihai tüketim harcamalarının payı yüzde 15, yatırım harcamalarının payı yüzde 25, dışticaretin payı yüzde 5’tir.

Gelirler yönünden bakarsak ücretlerin GSYH’deki payı yüzde 70, kârların payı yüzde 18, Faizlerin payı yüzde 4,5, rantların payı yüzde 3,52tür. Kalan yüzde 4 pay da diğer bazı kalemlerden oluşmaktadır.

Türkiye'de Gini Katsayısı son ölçüme göre (2019 yılı temelli) 0,40 dolayındadır. Bu, bozuk bir gelir dağılımına işaret etmektedir. 

Yorumlar

  1. Hocam, ortodoks ekonomi politikalarından bihaber oldukları için yaptıkları saçma sapan işlerin heterodoks ekonomi politikası olduğunu iddia edenlere yönelik ekonomi 101 derslerine büyük bir iyi niyetle devam ediyorsunuz ama bence bu dersler de onlara ağır gelir. Yapılan işlerin sonuçlarına bakıldığında derslerinizin düzeyini biraz daha indirip dört işlemden başlasanız daha yararlı olur diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn. Mahdut Mesuliyetli; matematiğe inanmayanlara dört işlem bile fazla...

      Sil
    2. Sn Adsız 10:14,

      Evrenin ve tüm yaşamın en temel, en yalın gerçeği olan matematiğe inanıp inanmamak kişisel bir tercihtir. Matematiğe, bilime inanmayıp ömrünüzü şizofrenik bir ortamda, gelecekte gideceğinize inandığınız hayali bir dünyanın özlemi ile geçirme ve oraya gidebilmek için önünüze konan "yapılması gerekenler listesi"ni tamamlamaya çalışma hakkı elbette vardır ama bu zihin yapısı ile ülke yönetip milyonlarca insanı da aynı hayallere inandırmaya kalkarsanız sıkıntı çıkıyor haliyle...

      Sil
  2. enflasyonun faiz artınca da yavaş yavaş düşmesinin sebebi (mesela 2018-2019da gibi) geçmişe endeksleme olan zamlar yavaş yavaş azaltılması mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Faiz artırılınca normal olarak iki şey olur: (1) Ülkeye döviz girişi artar ve kurlar geriler. Bu, maliyet enflasyonunu geriletir. (2) İnsanlar tasarruflarını artırmaya tüketimlerini kısmaya yönelirler. Bu da talep enflasyonunu düşürür.

      Sil
    2. Mahfi Hocam,
      Sn Erdoğan yazdığınızın aksini yaptı ve durumu gördük.
      Seçimi kazandıktan sonra Sn Recep Tayyip Bey yeni hükümet ile faizleri artırıp ülkeye döviz girişini artıracaktır.

      Sil
    3. Erdoğan seçimden sonra faizleri neden artırsın ki? o zaman şuraya çıkıyor sonuç; şimdiye kadar muhafazakar kesimin oylarını kazanmak için böyle bir hamle yaptı? ? ?

      Sil
    4. kesinlikle

      Sil
  3. Hocam zincirleme hacım endeksinde baz yıl her yıl değişiyor. Yani her yıl bir önceki yıl baz olarak alınıyor. Yani baz yıl bir yıl geriden geliyor. Yani miktar ile çarpılan fiyat hep bir önceki yılın fiyatı oluyor. Zaten zincirleme hacim endeksinin mevzusu bu. Ama TÜİK GSYH haber bülteninin sağ tarafında İstatistiksel Tablolar bölümünde zincirleme hacim endeksinin baz yılı 2009=100 olarak yazıyor. Bu benim kafamı karıştırdı. Acaba neyi atlıyorum?

    Birde zincirleme hacim endeksinde bazı yıl yıllık olarak değil de üçer aylık olarak mı alınıyor? O zaman baz yıl yerine baz çeyrek demek daha mı doğru olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Orada 2009 = 100 anlamlı değil. Onun anlamı bu işin başlangıç yılını belirlemek olsa gerek diye düşünüyorum.

      Sil
  4. Türk Ekonomisi 101.

    Suudi Arabistan Finans Bakanı :" Türkiye gibi savunmasız ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlara bunu söyletmek de ayrı bir başarı öyküsü.

      Sil
    2. Sevgili hocam,
      İran taraflarından ufak bir gemicik Hürmüz limanına doğru yol aldığında,
      Yemen'den bir dron havalandığında,
      Arap devlet başkanları topluca Batı'ya yalvarmaya gidiyorlar.
      O zaman da biz deriz, Arabistan gibi savunmasız ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz diye.
      Yapmadığımız bir şey de değil, Katar örneği herkesin önünde oldu.

      Sil
    3. Kırılgan dediği apaçık ortada. Biraz araştırarak yazın.

      Sil
    4. Bir ingilizce inglizce sozluge bakmanizda fayda var mesela oxford advance learners

      Sil
  5. Mahfi Bey öncelikle öncelikle yazınız için çok teşekkür ederim, benim sizlere bir kaç sorum olacak. Türkiye baktığımız zaman ppp ve nominal değerlerinin arsındaki fark neredeyse 4 kat, nominal olarak çok düşükken ppp de ise fena olmaycak seviyedeyiz; sizce Türkiye açısından bu değerlerden hangisine bakmalıyız ve aradaki 4 katlık farkın nedenlerinden biri ucuzlayan iş gücü ve malın sağladığı satın almadaki kolaylık olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlara ek olarak enflasyonun düşük ölçülmesi de var. Sepete alınan malların fiyatı oraya yazıldığından daha yüksek. Buna göre düzeltirsek sıralama değişir.

      Sil
  6. Tüketim yoluyla harcama denkleminde (İhracat - İthalat) harcama değil geliri veriyor. PF (İthalat - İhracat) olması gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dış ticaret faaliyeti daima net olarak katılır. İkisi çoğu kez birbirinin içindedir. Yani ihracatın içinde ithal edilmiş mallar da vardır. Ve GSYH denkleminde bazen NX net ihracat olarak yazılır.

      Sil
  7. enflasyonun abde yavaş yavaş düşmesi ve böyle planlanmasının sebebi geçmişe göre endeksleme mi? hızlı bir kararla faiz mesela %2-3e çıkartılıp bunndan sonra %1 enflasyon bekliyoruz diyemezler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyebilirler ama önemli olan piyasanın ne diyeceği. Fed, bu tür kararları almadan önce daima piyasayı yoklar ve ne tepki vereceklerini öğrenir. Eğer hızla artırırsa büyümenin de hızla düşeceğini gördüğü için o yolu tercih etmemiştir.

      Sil
  8. 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla, Türkiye ekonomisi Dünya 11 cisi. Satın alma gücü paritesine göre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari fiyatlarla ise 20'nci. SAGP'ye göre 11'inci olmasının nedenlerinden birisi fiyatların doğru ölçülmemesi.

      Sil
    2. Adam daha ne desin😏

      Sil
  9. Daha yeni makro iktisat çalışmıştım güzel bir tekrar oldu hocam elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  10. Yutt içi biz okurken ayrı yazılırdı GSYİH idi, harcama yönteminde dış ticaret de denkleme sokulduğunda GSMH oluyor diye hatılıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biz GSYİH diye okuduk. Hatta o zaman GSYİH değil hep GSMH kullanılırdı. Dış ticaret her ikisinde de var. İkisi arasındaki fark GSMH'ye yurt dışındaki işçilerin yolladığı paralar gibi dış faktör gelirlerinin ekleniyor olmasıdır.

      Sil
  11. Merhaba sizce gdp mi ppp mi daha önemli bu durumda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben SAGP'ye göre GSYH ölçümünün dolarizasyon etkisindeki ülkelerde yanlış çıktığını tespit ettim. Yazım bu linkte: https://www.mahfiegilmez.com/2022/04/satn-alma-gucu-paritesiyle-gsyhde-nasl.html

      Sil
  12. Hocam iktisata giriş derslerine devam ediyorsunuz, teşekkür ediyorum, iktisat okur yazarlığımiza katkı yapiyorsunuz. Ancak, birkaç gün önce bir markette fiyatı ciddi boyutta artmış olan salçaya yanimdan geçen bir çiftin fiyatı cok düşmüş dediğini duyunca diğer okuryazarliklardan öte fiyat okur yazarligimizi dahi (!) sorgulamamiz gerektiği inancina kapıldım. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  13. Hocam en doğru sonuç için dolar cinsinden hesaplanan GSYİH ve KBG'de neden o yılki ABD enflasyonu dikkate alınmıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü her ülke kendi GSYH'sini kendi parası cinsinden hesaplıyor.

      Sil
  14. Hocam enflasyonu onlara düşürmek kaç yıl sürer?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru ekonomi politikası ve yapısal reformlarla bir iki yılda düşürülebilir.

      Sil
    2. Yapisal reformlar denildiginde akla ilk gelen ikame uretim modeli midir hocam?

      Sil
  15. Türkiye'de alınan diplomaların hiçbir değeri yok. Türkiye'de alınan diplomalar yok hükmündedir. Yurtdışındaki en kötü diploma Türkiye'deki en iyi diplomadan daha üstündür. Doktoram bitinceye kadar bu gerçeği kendi içimde kabul edemedim. Sonuç olarak yıllarım boşa gitti. Şimdi tekrar en baştan başlayıp yurtdışında yüksek lisans ve doktora yapmam gerekiyor. Ama kaç kişinin aynı alanda 2 doktora diploması olabilir ve bu kadar vaktini nasıl böyle harcayabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeşim, hala yurtdışından diploma peşinde koşucam diyorsan,
      git yurtdışına taksi şöförü olarak işe başla, beyin gerektirmeyen her işi yap.

      Sil
  16. peki kasım 2021e dönelim tcmb bundan sonra enflasyon %14 olacak deseydi faizi %15e çektikten sonra mesela ne olurdu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün olanlar olurdu. Çünkü TCMB'nin güvenilirliği yok. Kimse inanmazdı. Enflasyonu % 5 hedefleyip de 2021 yılını % 36 enflasyonla tamamlayan bir MB'nin inanılırlığı kalmaz. (2022 hedefi de % 5 idi. Enflasyon % 64,3 oldu.)

      Sil
    2. "MB Başkanı : Var bi hayalimiz... "
      (Yüzde 5)

      Sil
  17. Hocam size zahmet bir de
    Siyaset 101: Siyasetin Temelleri konulu minik bir makale yazar mısınız?

    Seçimlere 4 aydan az süre kala hangi dünya ülkelerinde ülkeyi yönetecek adaylar
    daha ortaya çıkmıyormuş çok merak ediyoruz.
    Malumunuz çoğu ülkenin kesin adayları 15-16 ay öncesinden bellidir,
    aday adayları da 18 ay- 2 yıl öncesinden belli olur.

    Şu adayı pamuklara sarmalayıp sarasım geldi, ne kadar nazlı,
    ne kadar kendinden emin bir adaymış ki hala ortalıklarda görünmüyor.

    Siz daha iyi bilirsiniz tabi ki de, Survivor gibi eğlence programlarının bile
    aday isimleri aylar öncesinden ortaya çıkıyor.

    Sanırım Kılıçdaroğlu Ağamız, bi toplantıda bize açıklayacak (kendi veya başkası)
    aday kişi de "C'e eee" milyonların beklediği aday benim diye ortaya çıkacak.

    Bugünden sonra aday açıklandığında, açıklama toplantısında, gözlüğünü (varsa) bir
    kenara fırlatıp, gömleğinin önünü şöyle tek bi hamle ile yırtıp, içinden elmas dilimli
    S harfli (kendi isminin baş harfi de kabülümüz) pelerinli kıyafetiyle göklerde uçup,
    il il dolaşmaya başlarsa anca seçime yetişir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Adsız 19:04,

      Cumhur ittifakı isimli ittifakın Cumhurbaşkanı adayı belli mi sizce? Zira 3. kez aday olacağı söylenen mevcut Cumhurbaşkanı'nın aday olması, meclis karar almadığı sürece Anayasa'ya açıkça aykırı. Muhalefetin henüz adayı açıklamamış olmasının ise son derece geçerli en az 10 nedeni var, şimdi burada saymaya gerek yok. Bence seçim tarihi resmen ilan edilip adaylar resmen açıklanıncaya kadar beklemenizde fayda var, ortaya çıkacak resim sizi çok şaşırtabilir...

      Sil
  18. Peki meksika, brezilya gibi ülkeler neden forward guidance yapmadı ama sürekli faiz arttırdı? gelecek enflasyona göre hedef alsalar daha kolay olmaz mıydı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemeyiz. Onların doğrusunu yaptığını söylemek de kolay değil.

      Sil
  19. Hocam size bir mail attım bakabilirseniz çok sevinirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sınav sorusuyla ilgili olansa sınav sorularını yanıtlamıyorum.

      Sil
  20. SAYIN HOCAM SEÇİMDEN SONRA SİZE GÖRE EKONOMİDE İLK ADIM NE OLACAK.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER HOCAM.

    YanıtlaSil
  21. hocam merhaba öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Ben bir şey sormak istiyorum. Mikroekonomi kitabınızı okurken narh uygulamasını okudum. ondan sonraki sayfalarda karaborsa olayını okudum ve ikisininde arz talep grafiğinin aynı olduğunu farkettim. sizce hükümet zincir marketlere yönelik yaptığı 1 ay boyunca fiyat arttırmama uygulaması narh sistmine benzetilebilir mi? ve bunun sonucunda karaborsa oluşur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benzetilebilir. Süre uzarsa karaborsa ortaya çıkabilir.

      Sil
  22. Hocam elinize sağlık. Nominal GSYH ' dan enflasyonu düşerek reel GSYH hesaplıyoruz ama nüfuz artışını neden göz önüne almıyoruz? Ülkenin t yılında 100 adet ekmeğe ihtiyacı varken nüfus nedeniyle t+1 yılında 110 adet üretti diye bu siyasilerin "bak %10 büyüdük" demesine yol açmaz mı? Halbuki kendi yaptıkları birşey yok bu durumda. Hayatın olağan akışından (nüfus artışı) arındırılması da gerekir mi? Tabi KBG ' de değişme olmaz ama siyasiler kullanmak istediği tabloyu kullanırlar diye soruyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet onu da yaparsak net GSYH artışı kavramına ulaşırız. Doğrusu da odur ama dünya böyle kullanıyor.

      Sil
  23. Hocam merhaba imza toplasak sizi Cumhurbaşkanı adayı göstersek ne dersiniz?:)

    YanıtlaSil
  24. Hocam şimdi bizim ülkemizde enflasyon artınca GSYİH'de sanal şişkinlik olur, tamam. Bunu dünya geneli karşılaştırmada kullanırken dolara bölünce otomatik olarak enflasyondan arınmış olmuyo mu neden itiraz ediyolar ki ? Enflasyondan şişen GSYİH değerini, bizim paramızın kaybettiği değer kadar değer kazanmış bir para birimine bölmüş oluyoruz.

    YanıtlaSil
  25. Hocam, SAGP parite hesabında 100 TL ve 111 dolar olarak yazılmış, birimsiz olması gerekmiyor muydu?

    YanıtlaSil
  26. Hocam merhaba, öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Hocam gelirler açısından GSYİH da ücretlilerin payı yüzde 70 yazıyor ancak GİNİ katsayısı 0.40 burada bir çelişki olmaz mı? yani gelirin daha fazla kısmının sermayedar veya şirketler elinde kalması gerekmez mi? Ya da yanlış mı yorumluyorum, teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı