Gelir Dağılımı Hızla Bozuluyor

TÜİK, 2021 yılını referans alan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını yayınladı. Ölçüme esas alınan 2021 yılı, Merkez Bankası’nın faizi düşürmeye başlaması sonucu enflasyonun hızla artarak yılsonunda yüzde 36,08’e ulaştığı yıldır 2020 yılsonunda yüzde 14,60 idi. Enflasyondaki bu hızlı yükseliş toplumda gelir dağılımını bozarak düşük gelirlilerin gelirden aldığı payın daha da düşmesine yüksek gelirlilerin ise payının yükselmesine yol açtı. TÜİK sitesinden aldığım aşağıdaki tablo gelirden alınan payları nüfusa göre gösteriyor (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-Dagilimi-Istatistikleri-2022-49745&dil=1)

Buna göre 2020 yılında nüfusun en düşük gelirli yüzde 20’si gelirden yüzde 6,1 pay alırken bu oran 2021’de yüzde 6’ya gerilemiş. Buna karşılık gelirden en yüksek payı alan nüfusun yüzde 20’si 2020’de gelirin yüzde 46,7’sini alırken 2022’de yüzde 48’ini almışlar.

Şimdi de gelir dağılımı adaletini ölçmekte en yaygın olarak kullanılan iki farklı ölçüye bakalım (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-Dagilimi-Istatistikleri-2022-49745&dil=1

Bu tabloda yer P90/P10 oranı gelirden en yüksek payı alan yüzde 10’luk nüfus dilimiyle gelirden en düşük payı alan yüzde 10’luk nüfus dilimini karşılaştırıyor. Buna göre en yüksek gelirli yüzde 10, en düşük gelirli yüzde 10’dan (ortalama olarak) 14,2 kat fazla gelir elde ediyor. 2020 yılında bu fark 13,7 kat idi. Demek ki gelir dağılımı düşük gelirliler aleyhine bozuluyor. İkinci olarak bakacağımız ölçüt Gini Katsayısı. Gini Katsayısı 0 ile 1 arasında değişen bir katsayıdır: Sıfıra ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar düzgün (adil), bire ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar bozuk (adaletsiz) demektir. 2021 yılı Gini Katsayısı 0,415 çıkmıştır. Katsayı; 2020 yılında 0,401, 2018 yılında 0,395 idi. Bu gidiş bize katsayının giderek sıfırdan uzaklaştığını yani gelir dağılımının giderek bozulduğunu gösteriyor. Enflasyonun yükseldiği ortamlarda ücretlilerin durumu bozulduğu için gelir dağılımının bozulması normaldir.

2022 yılsonunda enflasyonun yüzde 64,27’ye ulaştığı dikkate alınırsa asıl bozulmanın 2022 verileri açıklandığında ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.

Yorumlar

  1. Enflasyon'un 2 çok önemli sonucu vardır.Birincisi ahlak götürür.Yani toplumun genel ahlak düzeyi düşer.İkincisi alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına ve yurtiçinden yurtdışına servet transferine neden olur.Syg.

    YanıtlaSil
  2. Gelir dağılımı adaletsizliği son yıllarda iyice hızlandı..Düzeltilmesi de gittikçe zorlaşıyor. Yazınız için sağolunuz..

    YanıtlaSil
  3. Mahfi bey bu makaleyle alakalı tarama yaptığım da aralıklarla siz yazmışsınız ve vikipedia verilerine gore amerikanın durumu bizden kötü veya yakın ingilterenin durumu bizden önde ama bize yakın durumda demokrasiye ve insan haklarına aykırı olmasına rağmen bu durum bir polikanin sonucumu amerika dünyanın süper gücü ama gelir adaletsizliği çok büyük. Celâl sengorun toplumun bir kesimi elit olmak zorunda bir kısmı cahil olsun yoksa ilerleyemeyiz soylemi bunu desteklermi

    YanıtlaSil
  4. Orta direk yok oluyor, artık ya zenginsin ya fakir, arası yok olacak galiba.

    Atalar boşuna söylememiş : Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar diye...

    YanıtlaSil
  5. Hocam, gelir dağılımının her geçen gün bozulduğu gerek verilerden ve gerekse yaşamın icinden net olarak gorulebilmekte; benim sorum muhalefetin seçim havası içinde bahsettiği bir kısım görece populist konuşmaların ötesinde yapmış oldukları mutabakat metni temelinde, süreçte taahhutlerinin ciddi bir kısmını uygulamaya alabilirlerse bir nevi yeniden bölüşüm (surecte gelir dağılımı eşitsizliğinin azalması) hamlesi oluştuma ihtimali sizce var mıdır? Bu soruyu size ekonomi biliminin en büyük başarısızlığının bölüşüm sorununa çözüm bulamamasi olduğunu düşünen birisi olarak soruyorum. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız çünkü bunun çözümü için yukarılardan çok vergi alınması ve aşağıya aktarılması lazım. Bunu yapacak olanlar ise zaten yukarıdakiler.

      Sil
  6. 2013 yılı mayıs ayı 1 dolar 1.8 TL ve bir ev fiyatı 50000 TL yani 28 bin dolar ayni ev şimdi mayıs 2013 1 dolar 19.50 TL ev ise 3.000.000 TL yani 154bin dolar değeri dolara göre 5.5 misli artmış ayni şekilde kiralarda dolara göre 5.5 misli artmış peki maaşlar dolara göre arttımı hayır ayni 2013 yılı net asgari ücret 773 TL/1.8=430 dolar 2023 net asgari ücret 8.500 TL/19.50=435 TL neden konut fiyatları bu durumda bunun nedeni rantçı yanlış imar politikası ve bu politika ile zenginleşen rantçılar toplumun 42%si kiracılar artık kira ödeyemeyecek durumda tek çözüm bu 42% nin konut sahibi olacağı rantsız halkımız için imar politikası 42%ev sahibi olursa bütün sorunlar biter.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiyede toplumun büyük çoğunluğu bu rant ekonomisi ile besleniyor aldığınız sattığınız arasındaki kar dan vergi alınmıyor fakat ticaret-üretim yaparsanız ettiğiniz karın vergisini veriyorsunuz ve bir sürü bıktırıcı zorluklar bahsedilen devlet yardımları ise ahpap çavuş işi sıradan vatandaş devlet yardımını alamaz bu sebeple toplum bu kolay para yöntemini yapıyor çünkü devlet rantı destekliyor çünkü yöneten kesim tamamen rantçı oturduğu dalı kim keser ki durum öyle kötü ki ABD-Avustralya_Y.Zelanda gibi çok güzel refah ülkelerinde bahçeli garajlı havuzlu müstakil villa fiyatına Türkiyede apartman dairesi alabiliyorsunuz ve bu ülkelerde iş bulmak o kadar kolayki ABD de işsizlik şu anda %3.5 ki bunlar kayıtlı kişiler kayıtsız işsizlik bu ülkelerde yok bir restoranda yarı zamanlı kayıtsız çalışsanız her türlü masrafınızı karşılarsınız hatta bir kaç ay sonra arabanızı alırsınız (tabiki kullanılmış ucuz araç)bir yıl sonra eğer düzenli çalışıp para biriktirmiş iseniz bu para ile peşinat verip uzun vadeli ödeme ile 20 yıl gibi ucuz bir ev alırsınız.Türkiyede böyle bir hayat mümkünmü?

      Sil
    2. Çok doğru bir tesbit

      Sil
    3. ABD de açıklanan işsizlik 3.5% kayıtlı işsizler bunlar iş beğenmiyenler okadar çok kayıtlı eleman aranıyorki enflasyonu düşürme işini firmalar batmasın diye bırakdılar faizler artmayacak ve işe alımlar çok artacak yabancı dil biliyorsanız vasıflı ünivestite mezunu iseniz refah ülkelerinde rahatlıkla iş bulabilirsiniz internetde iş bulmak için web siteleri var eğer vasıfsız iseniz biraz o ülkenin dilini biliyorsanız dil öğrenmek için refah ülkelerine gidin hem lisan öğrenin hem yarı zamanlı izinsiz çalışın çünkü yarı zamanlı çalışanların hepsi kayıtsız devletler bunu biliyorlar
      suç işlemeyin sempatik olun kimse sizinle uğraşmaz hatta sizi sahiplenirler 6 yıl ilgili ülkede kaldınızmı vatandaş olarak müracaat edebilirsiniz bir insanın vatanı doğduğu yer değil karnının doğduğu yerdir.

      Sil
  7. Mahfi bey bu kriz önceki krizlere benzemedi .Para, döviz,altın değer kaybetti.Diğer varlıklar ev araba arazi değerinin çok üzerine çıktı.Bu dengeler hangi zaman aralığında dengelenir veya dengelenirmi ?

    YanıtlaSil
  8. Kamu mühendisleri de perişan durumda hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sadece mühendisler değil kamuda çalışan çoğu grup perişan.

      Sil
    2. 13 yıl oldu akademide. Şu an doçentim (1/1). Arş. Gör. (5/1) İken aldığım maaşın bugünkü karşılığı en az 45 bin TL. Şu an aldığım para 23 bin TL. Hizmetli kadrosundakilere verilen 22 bin TL. (Bunu yazma amacım asla bu parayı onlara çok görmek değil). Bir şeyi çok merak ediyorum hocam, bizler de bu ülkeden gidelim diye bilinçli mi yapılıyor bu işler, yoksa tamamen işbilmezlik mi?

      Sil
  9. (Bir Anektod)

    Gazeteciler Süleyman Demirel'in erafındalar. Bir gazeteci diğerlerinden erken davranarak soruyor:
    "Sayın Demirel ülkenin durumunu 'tek kelimeyle' ifade edecek olsanız ne dersiniz"?
    Demirel : "İyi" diyor.
    Etraftaki uğultu yerini sessizliğe bırakıyor. Gazeteciler şaşkın çünkü ülkenin durumunu "iyi" ile ifade edilebilmek mümkün değil.
    Şaşkın sessizlik Demirel'in sakin sesiyle bozuluyor;

    "Ama 'İki kelimeyle' ifade etmemi isterseiniz "İyi değil" diyor.

    "Ülkenin durumu tek kelimeyle iyi"...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülke, sorunun Demirel'e sorulduğu zamanla kıyaslanamayacak kadar sıkıntılı.

      Sil
  10. Hocam, bahsettiğiniz enflasyonist ortamlarda düşük gelirlilerin desteklenebilmesi için negatif reel faiz ortamı uygun değil midir ? Özellikle de düşük faize rağmen dünyada bu enflasyon oluşmuşken.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun oluşma sebebi zaten negatif reel faiz.

      Sil
    2. Negatif reel faiz ne demekki

      Sil
  11. Bu iktidarın hayali; ülkede asgari ücret düzeyinde tek bir çalışan ücreti, en düşük emekli aylığı düzeyinde de tek bir emekli maaşı uygulayabilmek. Bu konuda oldukça önemli yol katettikleri de ortada. Üstelik kötü niyet, yolsuzluk, beceriksizlik, yetersizlik, cehalet, nepotizm gibi normalde bir yönetimde bulunmaması gereken her türlü olumsuzluğu bünyelerinde had safhada barındırmalarının doğal sonucu olarak ülkenin gelir kaynakları azaldıkça bu asgari ödemelerin milli gelirden aldıkları oranlar da düşürülecek. Halktan herhangi bir tepki gelecek olursa da olabilecek en sert polisiye tedbirlerle bastırılacak. Ne de olsa bunların gözünde hepimiz tepedeki bir aileye ve çevresindeki 3-500 bin kişiye hizmet etmekle yükümlü köleleriz.

    Bu yöneticiler ve yönetim biçimi ile ülkenin gidebileceği bir arpa boyu yol yok, bunlardan olumlu bir şeyler beklemenin de bir anlamı yok. Tek çözümün bu yönetim biçiminden kurtulmak olduğunu millet hâlâ anlamadıysa yukarıda kısaca tanımladığım şekilde yaşamayı da hak ediyor demektir...

    YanıtlaSil
  12. Hocam şuan ülkenin en büyük sorunu barınma sorunudur . Togg yerine birazda bunumu konuşsak ? İstanbulda kiralar 10-15 bin liradan başlıyor. Mülk fiyatları 4-5 milyondan başlıyor. Nasıl olacak bu işler hocam .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl mı olacak,dolar bozdurun.

      Sil
    2. Yıllardır onu anlatıyorum zaten. Ekonomi politikasını yanlış uygularsanız olacağı budur.

      Sil
    3. 100 milyon nüfusa ev mi yeter üç öğün yemek mi?

      Sil
  13. Barınma sorununu
    - Tokiyle çözemezsiniz, (Tokinin yaptığı her ev, enflasyonun artması demek çünkü Tokinin ev yapabilmesi için Tcmbnin para basması gerekiyor)
    -Devalüasyon yapıp doları 30 Tlye getirerek hiç çözemezsiniz( Bu durumda yurt dışından müthiş bir talep patlaması olur ve fiyatlar fırlar. Maliyetler de fırlar)
    -kiraları sopa zoruyla düşüremezsiniz %25 sınırlaması çok yanlış(Ev sahipleri ,düşük kira aldıkları kiracıları çıkartıyorlar yeni kiracılara yüksek fiyattan veriyorlar) kiralar daha da artıyor... Kiracılar için Tam facia oluyor... çünkü %25 sınırlamasından dolayı artış yapamayacağı için ev sahipleri,yeni kirayı çok yüksek tutuyor.3 yıl içinde yapacağı zammı ilk kiraya ekliyor ve yeni kiracı çok yüksek fiyattan kiralıyor. Her şey yasalara uygun ama kiralar 3 kat arttı...

    Tek bir çözüm var. Çimento fabrikalarının kapasiteleri %50ye indiğinde, barınma sorunu çözülür. Nasıl yapılacak? Tabiki sopa zoruyla değil..

    Faizler yukarı basılacak, yukarı yukarı çok yukarı..,inşaat sektörüne olan talep yarı yarıya inecek. Usta fiyatlarından malzeme fiyatlarına kadar herşey yarı yarıya inecek. Konut fiyatları ve konut maliyetleri yarı yarıya inecek. Barınma sorunu 2-3 yıla çözülecek.
    Bu maliyetlerle kira fiyatları konut fiyatları hiçbirşey inmez.

    Faizler,gerçek enflasyonun üstüne çıkarılınca

    -Param enflasyona karşı erimesin konut alayım diyenler konut almaktan vazgeçecek.
    Cash is King.
    Banka faizinden Reel getirisi olduktan sonra neden evle tadilatla kiracıyla uğraşsınki.Evi olanlar da evlerini satıp, bankaya faize yatıracak.
    Satılık konut sayısı artacak fiyatlar inecek.

    -Tl dolar karşısında değerlenecek,Coni Hans, Michael ve Gurbetçi Hasan,devalüasyondan dolayı Türkiyede ev fiyatı çok ucuzladı gidip şurdan ev alayım diyemeyecek. Dış talep azalacak
    -İnşaat sektörünün satışları yarı yarıya düşünce,sektör satış yapabilmek için fiyatları aşağıya indirmek zorunda kalacak. (Fiyat=Talep/Arz)

    -Ücretlilerin alım gücü yükselecek ve fiyatlar da inince, orta direk ev alabilecek.


    Konuttan gıdaya, Enflasyonun yıkıcı etkilerinden etkilenenlerin sayısı hergeçen gün artıyor. Milyonlarca insan enflasyon mağduru. Her geçen gün buna milyonlar ekleniyor.

    Faiz artışının elbette,Abd'deki gibi ciddi yan etkileri olacak. Ancak hiçbir savaş kayıpsız atlatılmaz. Bir ülkenin en büyük sorunu enflasyondur, enflasyonla savaşmak artık kaçınılmazdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam öncelikle emeğinize sağlık.

      Evet enflasyon ile birlikte gelir dağılımı da gittikçe bozuluyor ancak milletimize ne gam; her geçen gün değeri artan hurda aracına, derme çatma tünel kalıp konutuna bakarak zenginleştiği halisünasyonuna gittikçe daha fazla sarılan milyonlar var bu ülkede..eh ticaret deseniz iyi kötü bir şekilde dönüyor..kimse aç DEĞİL açıkta DEĞİL evelallah..

      Yani demem o ki, yıllardır şişirilen şu devasa kredi balonunu patlatmak artık yürek ister bu ülkede..

      Hatırlayın, rahmetli Özal, enflasyonlu büyüme diyerek yıllarca uyuttu bu milleti; hani hak vaki olmasaydı belki hala iktidardaydı.. bilmem anlatabildim mi..

      Xyz..

      Sil
  14. Hocam merhaba bence enflasyon verimliliğin başlıca düşmanlarından biri çünkü bir insan ürettiği emeğin bir kısmı gizlice vergilendiriyor. Ekonomistler enflasyona vergi derler. Eğer rakamlar 80 100 gibi seviyelere ulaşırsa insanlar aldığı maaşın eridiğini gördüğünde motivasyonu düşüyor. Buda verimsizliğe yol açıyor.

    YanıtlaSil
  15. Merhaba hocam ,
    Çok önemli ve ibretlik bir tespit yazısı olmuş kaleminize ve elinize sağlık. Sizinde sıkça dile getirdiğiniz gibi ; " ilk düğme yanlış iliklendi " ( politika faizinin hatalı belirlenmesi ) ve tüm göstergeler kötüye doğru gitmeye başladı.Çalışan nüfusun omurgasını oluşturan orta direğin aldığı ücret yüksek enflasyonla birlikte hızla eridi. Alınan ücret temel ihtiyaçlara bile yetmez oldu. (Düşük ücrete rağmen yüksek dolaylı vergiler durmadan alınmaya devam etti , ediyor..)Artık ülkede ki asgari ücret ortalama ücret halini aldı. Ekonomi ve gelir adaletsizliğinde yaratılan enkazın gizlenmesi ve hiç olmamış gibi hareket edilmesinin biliçli yapıldığı , olası yönetim değişikliğinde şimdiki iktidar tarafından propaganda aracı olarak kullanılacağını düşünüyorum. Biz gittik bakın neler oldu diyecekler vatandaşa..

    YanıtlaSil
  16. Mahfi bey,

    Eğer "Türkiye İşçi Partisi" meclise girebilirse, Türkiye'ye Stalinizm mi gelecek?

    YanıtlaSil
  17. YAVUZ ÇAKICI8 Mayıs 2023 08:29

    Mahfi Bey, öncelikle yazılarınızı büyük bir iştahla son bir yıldır takip etmekteyim. Keşke daha önceden de takip etmiş olsaydım dediğim kişilerdensiniz. Yazılarınız için ayrıca teşekkür etmek isterim.
    Benim bir sorum olacak:
    Aşağıdaki cümleyi sizin yazınızdan aldım.
    "Enflasyondaki bu hızlı yükseliş toplumda gelir dağılımını bozarak düşük gelirlilerin gelirden aldığı payın daha da düşmesine yüksek gelirlilerin ise payının yükselmesine yol açtı."
    Enflasyonun en kötü etkisinin sizin yukarıdaki cümleniz olduğunu defalarca hem sizden hem de başka sizin gibi değerli ekonomistlerden okudum. Ancak bunun nasıl gerçekleştiği ile ilgili net bir bilgim yok. Yani yüksek enflasyon, nasıl düşük gelirlilerin gelirini daha da düşürüyor ve yüksek gelirlilerin gelirini de nasıl daha da arttırıyor ve aradaki bu fark daha da açılıyor. Hem yüksek gelirlilerin gelirinin artmasını hem de düşük gelirlilerin daha az gelir elde etmesini açıklayabilir misiniz? Aslında hazıra konmak da istemem. Kitap öneriniz varsa kitaptan okuyarak sindire sindire öğrenmek isterim. Cevap verebilirseniz çok memnun olurum.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  18. Yüksek enflasyon, genellikle düşük gelirli insanları daha fazla etkiler çünkü bu insanlar genellikle temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla bütçe kısıtlamasına sahiptirler. Yüksek enflasyon nedeniyle fiyatlar artar, bu da düşük gelirli insanların satın aldıkları ürünlerin maliyetini artırır. Bu durumda, düşük gelirli insanların alım güçleri azalır ve gelirleri gerçek değerlerinde düşer. Bu, düşük gelirli insanların yaşam standartlarını düşürür ve yoksulluk seviyesini artırır.

    Yüksek gelirli insanlar daha fazla kaynaklara sahip oldukları için yüksek enflasyon dönemlerinde daha fazla yatırım yapabilirler. Bu yatırımlar, genellikle yüksek getiri oranlarına sahip olabilir ve yüksek gelirli insanların gelirlerini artırabilir. Ayrıca, yüksek enflasyon dönemleri, yüksek gelirli insanların varlıklarını korumalarına yardımcı olacak enflasyona endeksli yatırımların da popüler hale gelmesine neden olabilir.

    Sonuç olarak, yüksek enflasyon, düşük gelirli insanların alım gücünü azaltırken, yüksek gelirli insanların gelirlerini artırabilir. Bu nedenle, yüksek enflasyon, toplumda gelir eşitsizliğini artırabilir ve yoksulluğu derinleştirebilir. Bu nedenle, ekonomik politikaların, yüksek enflasyonun olumsuz etkilerini en aza indirmek için düşük gelirli insanların alım gücünü korumak ve yüksek gelirli insanların yatırım yapabilecekleri bir ekonomik ortam sağlamak için tasarlanmalıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum bilgiler için.

      Sil
  19. Merhaba Mahfi bey,

    Gelir dağılımı ile ilgili birçok yazınız var, herhalde hepsini okudum. Aydınlatıcı bir websitesi.

    1987 Gini sayısını araştırırken bir onaylı Teze ulaştım ve 1987 Gini katsayısını buldum; DİE rakamlarına ulaşmak zor, Devlette devamlılık ve hesap verilebilir ilkesine rağmen, Tuik öncesi DİE rakamlar ortada yok veya ben bulamıyorum.

    1987 0,44
    1994 0,49
    2002 0,44
    2022 0,415 (2021 gelir yılına göre)

    1987 yılında en zengin %20 yani beşinci Nüfus dilimi Gelirin %49,9 ele geçirmiş. En alt %20 yani birinci Nüfus dilimi ise sadece %5,2. Zengin Gelirin yarısına ve fakir ise pastanın yüzde beşi ile yetinmek mecburiyetinde kalmış. Veya başka bir ifade ile zengin fakiri çalıştırıp fakirin sırtından net %44,7 kazanmış.
    Orta gelirli yani ikinci üçüncü ve dördüncü Nüfus dilimin toplamı Gelirin %44,9 almış.

    2021 Gelir referans yılında ise
    zengin Nüfus sadece %48 (5.%20)
    fakir %6 (1. %20)
    Ve orta kesim %46 (2.+ 3. +4.%20)
    Gelirden pay almış.

    Bu rakamlar doğrultusunda Türkiye de soft (hafif) bir gelişme olduğunu söyleye bilirmiyiz?


    Kaynaklar
    Türkiye de 1980 sonrası Ekonomik Krizlerin Analizi, Doç Dr Üzeyir Aydın, acikerisim.deu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/20.500.12397/13952/Turkiye_de_1980_sonrasi_Ekonomik_Krizlerin_Analizi.pfd?Sequence=|&isAllowed=y

    Tuik

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi