Faiz Gerçek Bir Beladır

Faizin yasak (haram) olduğu bütün din kitaplarında yer alır. Buna karşılık zaman içinde bu yasak meselesi çeşitli toplumlarda, din ve mezheplerde farklı yorumlanmıştır. Bazıları yasağa aldırmamaya başlamış, bazıları en katı şekliyle uygulamış, bazıları da faizi başka bir biçimde ve başka bir adla uygulama yolunu seçmiştir. Bu yazıda faize bakış açılarından hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğu konusu üzerinde durmayacağım. O konu hem çok tartışılmış ve tartışılması devam eden bir konu hem de ben daha önce bu konuda görüşlerimi yazmıştım. Bugün faizin yanlış uygulanmasının ekonomi açısından yaratacağı bela üzerinde duracağım.

Merkez bankaları, bankalara borç verdikleri fonlara uyguladıkları faizi yanlış belirlediklerinde pek çok sorun ortaya çıkar. Faizin, enflasyondan düşük belirlenmesi insanları, birikimlerini bankalarda ulusal para cinsinden mevduat olarak tutmak yerine gayrimenkul alımına, dövize, altın ve borsaya aşırı biçimde yüklenmeye yönlendirir. Bu yüklenme o alanlarda balonlar oluşmasına ve enflasyonda da yükselişe yol açar. Söz konusu ekonomi eğer dolarizasyona açık, ithalata bağımlı bir ekonomiyse ve merkez bankası faizi enflasyonun çok altında belirlemişse (negatif reel faiz) o zaman bu sayılanlara ek olarak kurlarda da yükselme yaşanır. Kurlarda yaşanan yükselme üretimde kullanılan ithal girdilerin ulusla para cinsinden pahalanmasına ve maliyetler yoluyla enflasyonun daha da yükselmesine neden olur.  

Burada en çok merak edilen mesele merkez bankasının bankalara ödünç verirken uyguladığı faizin ekonomiyi nasıl ve niçin etkilediği meselesidir.  

Bizdeki geçerli uygulama Merkez Bankası’nın bankalara bir hafta vadeli, repo karşılığı kredi vermesi biçimindedir. Bu krediye uygulanan faize politika faizi deniyor. TCMB’nin son olarak artırıp yüzde 30’a yükselttiği politika faizi bankalara verdiği haftalık borcun yıllık faiz oranıdır. TCMB’nin yaptığı politika faizi artırımının iki anlamı vardır: (1) TCMB, bundan böyle bankalara haftalık krediyi yıllık yüzde 25 yerine yüzde 30 faizle verecektir. Yani bankaların kaynak maliyeti yükselecektir. Bununla birlikte bankaların TCMB’den sağladığı fon miktarı toplam kaynaklarında oransal olarak düşük bir yer tuttuğu için bu faiz artışının banka maliyetlerine olumsuz katkısı sınırlıdır. (2) TCMB, politika faizini artırdığında gelecekte enflasyonun yüksek seyredeceği tahmininde bulunduğu ve onu frenlemeye yönelik önlem almaya devam edeceği mesajını vermiş olur. Bu mesajın amacı enflasyona karşı önlem alındığını vurgulayarak geleceğe ilişkin beklentileri olumlu yönde etkilemeye çalışmaktır. Politika faizi artırılmasından beklenen asıl etki, yaratılmaya çalışılan bu beklenti değişikliğidir.  

Bankalar, merkez bankasının faiz artırması sonucunda kaynaklarında ortaya çıkan maliyet artışını ve gelecekte enflasyonun yükseleceği sinyalini dikkate alarak kredi faizlerini yukarıya çekerken bir yandan da rekabet koşullarını dikkate alarak mevduat müşterilerini kaçırmamak için mevduat faizlerini yükseltirler. Bunların olabilmesi için bankalara faiz ve zorunlu karşılıklar dışında müdahale olmaması gerekir. Eğer bankalara doğrudan ya da dolaylı müdahaleler söz konusuysa, örneğin kredilere sınırlamalar getirilmişse ya da bazı büyüklükleri aşmaları halinde düşük faizli devlet tahvili almaları gibi bir zorunluluk yüklenmişse bu sistem farklı çalışır. O zaman bankaların aldığı kararlar ve uygulamalar burada anlattığımız tutarlılıkta olmayabilir. Bankalara bu tür müdahaleler yapıldığında enflasyona göre hala oldukça düşük kalan mevduat faizleri ve olumsuz beklentilerin devam etmesi nedeniyle dövize talep sürmekte ve dolayısıyla TCMB faizi artırsa da kurlar gerilememektedir. Kuşkusuz kurların gerilmemesinin ekonomiyle veya sosyal göstergelerle ilgili başka nedenleri de var.

TCMB’nin faizi artırmasına karşılık beklentilerin istendiği gibi değişmemesinin en önemli nedeni ekonomide geçmişte faiz konusunda sürekli iniş ve çıkışlar yaşamış, istikrarı ve konulan hedefi bir türlü tutturamamış olmamızdır. Ekonomideki bu tür istikrarsız uygulamalar ve tutmayan hedefler beklentilerin olumluya dönmesini zorlaştırır. İnsanlar, alınan kararlardan çok geçmişte alınan kararların nasıl uygulandığına ve ne sonuç verdiğine bakarak beklenti oluştururlar. Mesela enflasyonla mücadele için faizleri yükselten TCMB Başkanına ne olduğuna bakarlar.

Faiz, gerçekten beladır, yanlış yönlendirilirse tek başına ekonomiyi alt üst edebilir. Sonradan doğru yönlendirilse ve o yolda adımlar atılsa bile yanında mutlaka onu destekleyecek bir takım önlemler olması gerekir. Onlar eşlik etmiyorsa faiz konusunda doğru kararlar alınması tek başına ekonomiyi düzeltemez.

Yorumlar

  1. Hocam bankalar kendi fonlamalarını TCMB'den haftalık repo ile sağlıyorlar. Bunun yanı sıra mevduat ve sendikasyon kredileri ile de kendi fonlamaları sağlıyorlar. Bunların haricinde kendilerini fonlamada neleri kullanıyorlar? Bunların payını öğrenebileceğimiz bir veri açıklanıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En büyük ağırlık mevduat tabii. Kaynak dağılımını BDDK Günlük Bülteninden görebilirsiniz:
      http://www.bddk.org.tr/BultenGunluk

      Sil
  2. Hocam Dolar kuru neden enflasyonun altında seyrediyor peki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yazınız için teşekkürler Hocam. yazınızın yıldız cümlesi "insanların alınan kararlardan çok baktıkları yerin neresi olduğuydu" Hocam daha 3-5 ay içinde paramız %30-35 değer kaybediverdi fakat dolar fiyatı TL olarak hala aynı seviyelerde, bu durumda bizim paramız dolara karşı %30-35 değer kazanmış mı? oluyor. Bu nasıl bir iş. Bu durumdan doların haberi var mı?

      Sil
  3. Merhaba, Hocam yazılarınızı zevkle okuyorum ama anlamadığım bir şeyi sormak isterim politika faizi 5 puan arttı ama hala mevduat faizleri artmadı iki faiz arasında doğru orantı olması gerekmez mi ? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artıyor ama muhtemelen bankalar üzerinde baskı olduğundan fazla da artamıyor.

      Sil
  4. Harika bilgiler çok sağolun hocam. Film şeridi gibi olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Sayın Hocam,bilgi güçtür ve siz gücünüzü bizlerle paylaştığınız için teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  6. Merhaba hocam. Kkm de faiz sınırının kaldırılmasının piyasaya etkisi ne olur . Bankalar kkm faizinin yükseltir mi düşürür mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorun yavaş yavaş bankalara yıkılıyor.

      Sil
    2. Bankalar KKM ile baş edemez.Sonunda döviz kuru patlayacak.

      Sil
    3. KKM de faiz sınırı minimum verilmesi gereken faiz olan politika faizi (yani % 30 faiz) verilmesi şartı kaldırıldı. Bundan sonra bankalar Merkez Bankasının yaptırımları doğrultusunda KKM hesaplarına %10 - %5 yada isterlerse %0 faiz veriyoruz diyebilecekler. Bu sayede insanların KKM den çıkmaları sağlanmaya çalışılıyor. Ama KKM de devam ederlerse bu seferde merkez bankasının olası bir kur artışında ödeyeceği kur farkı artıyor. KKM den çıkan kişilerin nereye yönlenecekleri tam bir muamma. Bankalar müşterilerini KKM faiz oranı %10 vadeli oranı %45 diyerek vadeli mevduata yönlendirmeye çalışacaklardır. Bunu yapmaları içinde Merkez Bankasının Bankalara KKM hesapları için zorunlu karşılıklarda artırıma gitmesi beklenebilir.

      Sil
  7. SAYIN HOCAM BORSADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİRKAÇ ÖNGÖRÜNÜZ VARMI.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsa uzmanı değilim ama şu evrensel öneriyi yazabilirim: 1. Bütün paranızı tek bir hisseye ya da riskli hisselere yatırmayın, paylaştırın. 2. Kendinize bir kazanç sınırı koyun ve o sınıra geldiğinizde ana paranızı çekip kazancınızla devam edin. Böylece ana parayı kaybetme riski yaşamazsınız.

      Sil
    2. Hocam bu enflasyonist ortamda ana parayı ne yapacağımız da asıl konulardan birisi. Ya döviz, ya da Altın.

      Sil
  8. Hocam memur ve emekliye yapılacak yüzde elli zam faizleri enflasyon üzerinde yapsakta psikolojik olarak enflasyonu hiper seviyelere getirmez mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun neden kaynağı veya tipi nedir sizce?

      Sil
    2. Enflasyonu artırır tabii ama başka çare yok.

      Sil
    3. Bu ekonomik tedbirlerin(?) çözüm olma ihtimali yok. Esasında, çözüm gibi bir amaç da yok. Duyunu Umumiye var.

      Sil
  9. Degerli Hocam,
    Yapisal reformlar ve Turkiye adli kitabinizda yapilmasi gereken reformlarin gerekliligi ve onemini acik bir sekilde ifade etmistiniz. Surekli faiz ayagi konusuluyordu, ve cok gec de olsa uygulanmaya basladi, fakat bunlar yeterli degil. Sebebi sanirim yapisal reformlar konusundaki samimiyetsizlik yada istenmemesi. Adini ne koyarsak koyalim piyasa inanmiyor zaten. Inandiriciligimizi ve tahrip olmus kredibilitemizi nasil duzeltebiliriz. Gerekli reformlar olmadan, enflasyonla mucadelede sadece faiz artirmakla bir yere varamayiz.
    Tsk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin özeti budur ama bu sistemi bu hale getirenlerin dönüp bizim kastettiğimiz yapısal reformları yapması da mümkün değildir.

      Sil
  10. Hocam merhabalar, bugün KKM faizleri alt sınırı kaldırıldı, bu girişim KKM faiz oranlarını düşük seviyede tutunun dolaylı söylemi sanıyorum. Yukarıdaki yorumlardan birinde mevduat faiz oranlarında faiz kararları ile doğru orantılı artış görülmediği beyan edilmiş, sizin açıklamalarınızda da enflasyon seviyesi ile ciddi fark olduğu belirtiliyor; bu bağlamda mevduat sahipleri yine dövize ve mal edinimine yönelebilirler mi, eğer davranış eğilimi böyle olursa kur ve enflasyon seviyesini artırıcı etki yapmaz mı, yaparsa döviz, para hareketlerine kısıtlayıcı nitelikte tedbir uygulanır mı?

    YanıtlaSil
  11. Cok zor bir konu, para akiskan, zengin kanatli.. yanlis fiyatladin mi baskasina gidiveriyor. Dubai de ev $160K, kirasi ayda $1.2K. Enflasyon yapmaya hakkim olsun, hem de %50 negatif reel faiz vereyim.. diyor iktidar. Kumestekine demiyor bunlari, paranin aga babasina, jpm diyor. Iki ajanini ise kostuk, ver artik diyor, ovp yazdik, bizim yasalar hep kagida yazili ver artik diyor.. extend & pretend oynayalim.. yeter ki benim monarsi bitmesin diyor.. dis guc destegiyle ne ilk ne son monarsi bu.. endiseye gerek yok. Tl=Rubleye kadar yolu acik. 3 yila kalmaz rahatlar. 6 sifir sonrasi ruble esitligi cografya kaderi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu güne kadar kimse bahsetmedi ya da ben görmedim. Altın KKM için ne düşünüyorsunuz.

      Sil
  12. Yazınız için sağolunuz. Benim merak ettiğim taraf son yıllardaki faiz- enflasyon dayatmasının bilinçli bir politika sonucu mu oluştuğu ; ya da " ekonomistim " söylemi sonucu mu olduğu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Hepimiz bunu merak ediyoruz.

      Sil
    2. Kesinlikle BİLİNEREK,İSTEYEREK yapıldı.

      Sil
  13. Aslında faiz de bela değil, farklı bir belanın sonucudur.

    YanıtlaSil
  14. Yazınız için teşekkürler Hocam. Öyle bıkkınlık verdi ki şu ekonominin durumu, batacaksak batalım, dipse dibi görelim de artık güzel yöne doğru hareketimiz başlasın istiyorum. Bütün dünyada uygulanan ekonomik standartları ısrarla uygulamaktan kaçınarak, insanımıza ağır ağır işkence etmek, gerçekten zulmün daniskası. Ve bu millet hâlâ buna rağmen ses vermiyor. Bu da ayrı bir konu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu işin örneği voleyboldur. Voleybolda doğru politika izlendi. Liyakat öne çıkarıldı, doğru hocalar getirildi, kulüpler okullar açtı ve sonuçta rakip ülkelere göre çok daha az sayıda kız çocuğun girebildiği bu alanda dünyada birinci sıraya çıkıldı. Olay bu kadar basittir aslında: Doğru insanlar, iyi alt yapı ve doğru politikalar uygulandığında başarı gelmemesi için neden yok.

      Sil
  15. Önce faizi düşürüp doları fırlattılar. Sonra insanlar dolara gitmesin diye KKM diye bir saçmalık türettiler, şimdide KKM'den dolayı oluşan negatif durumu önleyebilmek için KKM müşterilerine size daha fazla faiz verelim ne olur bu sistemi bırakın diye yalvarıyorlar, hatta dayatıyorlar.

    Diğer taraftan doları baskılamak için merkez bankasında sata sata döviz rezervi bırakmadılar. Baktılar ki oda yetmiyor ekonomik sistem düzelmiyor şimdide faizi geri arttırmaya başladılar.

    Yahu sırf ülkenin belli bir kesimi faiz sevmiyor diye, onlardan oy almak uğruna ülkenin ekonomik ayarlarıyla bu kadar oynanır mı ya, yazık ülkemize ya...

    Faiz 'in ekonomiyi kontrol eden bir kumanda olduğunu, enflasyondan korunmak için iktisatta bir gereklilik olduğunu ne zaman anlayacağız? Ülke tamamen batınca mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adı program olsa da aslında bir program olmayan bir takım temennilerle ve deneme yanılma yöntemiyle oradan oraya savrulan istikrarsız ekonomiyi anlatan cümleleriniz geldiğimiz durumu çok iyi özetliyor.

      Sil
  16. Merhaba hocam, yazınız için teşekkürler. 2 yıl önceki ‘Devletler Batar Mı?’ yazınızın devamı niteliğinde ülkemizin güncel dış borç yükü, kısa vadede ödenmesi gereken borçları ve moratoryum olasılığıyla ilgili yazı yazabilir misiniz? Zira artan faizlerle birlikte artan vergiler ve yeni vergi olasılıkları beni epey düşündürüyor.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
  17. Faiz günah değildir. Aşırı faiz yani tefeci faizi (İngilizcesi ile "usury" veya "usurious interest") günahtır. İngilizceye doğru çevrilen kelimeler, Türkçede tefeci faizine özel bir kelime olmaması sebebi ile "her tür faiz günahtır" gibi yanlış bir tercümeye dönüşmüştür. Sırf bir tercüme hatası sebebi ile ülkemiz malesef korkunç zararlara girmiştir. Ayrıca faizler % onlarda iken işin dini yönü hararetle vurgulanmış, faizler arttıkça dini yönünden bahsedilmez olmuştur. Diyanet İşlerini "neden İngilizce çevirilerde aşırı faiz günahtır" ancak Türkçe çevirilerde "faiz günahtır" konusunu açıklamaya davet ediyorum. 1 milyon TL değerindeki evinizi kiraya vermeniz günah değil iken; para da bir maldır ve paranızı başkalarına kullandırma karşılığı; "normal" ve enflasyondan koruyacak bir bedel talep etmeniz günah olamaz. Günlük hayatta % 100 enflassyon yaşayan bir kişinin bankadan % 35 faiz geliri elde etmesi günah olmak bir yana tersine para yatıran kişinin hakkının yenmesidir ki asıl günah budur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de katıldığım görüş budur. Çünkü faizin yasaklandığı dönemde bütün faizler tefeci faiziydi. Banka yoktu, kural yoktu faiz tutturabildiğin orandaydı. Oysa günümüz dünyasında faiz, ücret gibi kurala bağlı hale gelmiştir. Buna karşılık mesela kâr için ve rant için öyle bir düzenleme yoktur.

      Sil
    2. Değerli hocam,

      Faizin yasaklandığı dönemde, Peygamber yeni kurulan devletini genişletme çabasındaydı.
      Özellikle Mekke ve Medinenin Kuzey batısında konuşlu kabileler hem mal hem para ticareti yapardı. Peygamberin çevresi ise mal ticareti ile meşguldü.

      Fethedilecek kabilelere, para ticareti yapanlar savaş için borç da vermekteydi. Fetihlerin maliyetini de aşırı artıran bir unsurdu. Bu sebeple, para ticareti yapan kabilelere bir kaç sefer yapıldı. En sonuncusunda, onlara faizi bırakmaları, o akit öncesindeki faiz kazançlarına dokunulmayacağı ama sonrasındaki faiz işlerinin yasaklandığına dair anlaşma yapıldı.

      Faiz ayetleri de bu dönem yürürlüğe girdi. Ardından çeşitli vesileler ile öyle kaldı. Peygamberin üslubu böyledir, önce ayet ile kanun yürürlüğe girer, ardından sıkıntı olursa başka bir ayet ile yeniden tertiplenir, kapsamı farklılaştırılır, yeni şart eklenir.

      Peygamberin ömrü yetmediği için faiz ayetleri yeniden tertip edilmedi. Ayetlerin böyle olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu olsa da, günümüz Türk Devletinin Diyaneti de, Emevi Devlet Diyaneti geleneğini sürdürüp, ayetlerin iniş/zaman sırası yerine karışık şekilde insanların önüne koyuyor.

      Toplum içinde ayet iniş sırası ve peygamberin hayatını zaman çizelgesi üzerinde olay olay inceleyip, ayet ile olayı birleştirebilecek birey sayıları hep az olacağı için, araştırmayan insanlar muallakta kalıyor. Türk Diyaneti de Sünni geleneğe uygun olarak, bilerek ve isteyerek bu bilgileri halkın hizmetine açık şekilde vermiyor.

      Bu tip dini konuları ben kuzenime sorarım. Türk Diyanetinin en üst seviyelerinde görev alıp, konuları derinlemesine incelemiş birisidir.

      Sil
    3. Konuya mutlaka dini referansla başlamak istenirse, bu tip dini konularda, eski ahit iyi bir referanstır.

      Daha uzun sürede, farklı kişilerce, farklı toplumsal olayların tecrübesinde yazılmıştır.
      Eski ahitte, inananların birbirlerine faiz uygulaması yasaktır.

      İnananlar başkalarına faiz uygulayabilir.

      "Kardeşinize para, yiyecek ya da faiz getiren başka bir şey ödünç verdiğinizde, ondan faiz almayacaksınız. Yabancıdan faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden almayacaksınız. Böyle yapın ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede el attığınız her işte Tanrınız sizi kutsasın."

      Eski Ahitin başka yorumlarında bu durum esnetilmiş ve toplum düzenine uyan yabancıları da dahil edecek esnemeler getirenler olmuştur.

      "Aranızda kalan bir yabancı ya da konuk gibi yaşayacak. Ondan faiz ve kâr alma. Tanrın’dan kork ki, kardeşin yanında yaşamını sürdürebilsin."

      İşin özü, faiz bu topluma değil, rakip toplumlara uygulansındır. Faiz ile toplum kaynak kaybetmesin, kaynak kazansın dır.

      En eski faiz yorumunda da aşağıdaki maddenin din kardeşleri dışındakiler için geçerli olduğu belirtilir.

      “Faizle para verir, aşırı kâr güder: Böyle biri yaşayacak mı? Hayır, yaşamayacak! Bütün bu iğrençlikleri yapmıştır, öldürülecektir. Onun kanından kendisi sorumlu olacaktır.”

      Kuran, yazılırken alıntılar, İncil ve Tevrattan bolca gelmiştir. Peygamber'in kendi akraba çevresinden ayetleri denetleyen bir ekibi de vardı. Sünni islamı bu insanlara Kurra Katipleri der, onların hafızalarında Kuran ın değişmeden yazdırıldığına inanır.

      Bunların en meşhurlarından ÜBEY b. K‘B dır. Çocukluktan beri okuma, yazması olan biriydi. Tevrat ve Eski Ahit uzmanıdır. Müslüman olduktan sonra da Peygamberin özel yazışmalarını yapmış, Peygambere gelen tüm özel mektupları da okuyup, Peygambere aktarmıştır. Peygamber kendisine "seyyidü’l-kurrâ" derdi.

      Peygamber ona o kadar güvenirdi ki, Peygamber cemaate namaz kıldırırken surelerde hata yaptığında ÜBEY b. K‘B ın kendisini düzeltmesini isterdi. Zeyd b. Sâbit’ i de Kuran yazılırken yönlendirmiş, düzeltmiştir.

      ÜBEY b. K‘B, Eski Ahite olan hakimiyeti ile ayetlerin Eski Ahit ile uyumu onun bir göreviydi. Faiz ayetlerini de aynı gözle incelemiş, yukarda yazdığım esnetilmiş faiz yorumlarını kapsam dışı bırakmıştır. Kendisinin, Medine bölgesinde hayatının büyük bölümünü geçirmesi, kuzeydeki dini akımlardan mahrum kalmasını sağlamıştır. Gerçek hayata giren faiz yorumlarına erişememiştir.

      Bu, İslam'ı faiz konusunda en katı eski ahit yorumuna götürmüş, faiz tamamen her ne isimle anılırsa anılsın yasaklanmıştır.

      Kunut duası da, tam tersi şekilde, ÜBEY b. K‘B e göre sure iken, Zeyd b. Sâbit’ tarafından yine eski ahite göre yumuşak bir yorum olarak kabul edilmiş, kutsal kitaba alınmamıştır.

      Olay tabi ki de, o dönemde yaşamış bir grup insanın takdirine göre şekillenmiştir. Günümüzde referans alınması gülünçtür, ancak, büyük bir toplum kesimi tarafından ister istemez ciddiye alınmaktadır.

      N3zXQ@sQ5MDl8Ig$5H

      Sil
  18. Hocam faizle endeks ilişkisini irdelediğiniz bir yazınızda ,aralarında negatif korelasyon olduğunu belirtmiştiniz. Bir süredir faiz artmasına rağmen BIST'te de TL bazlı yükseliş görüyoruz, daha önce bahsettiğiniz gibi bir ilişkiyi şu an göremiyor oluşumuzun nedeni nedir? Faizin arttırılıyor olmasına rağmen enflasyonun altında kalması mı, borsanın ekonomi yönetimi tarafından destekleniyor olması mı ya da başka bir sebep mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ilişki her zaman geçerli. Mevduat faizi % 40, gerçek enflasyon % 120 olunca böyle bir ilişki kurulamıyor tabii. Buna karşın faiz 5 puan yükselince (henüz enflasyonun üçte birinde olsa bile) br süre borsa düşüyor.

      Sil
  19. sayın hocam teşekkür ederiz çok haklısınız güncel bir örnek önümüzde kadın voleybol milli takımımız başarıları ile

    YanıtlaSil
  20. SAYIN HOCAM ALTIN ONSUNUN 1 YILA YAKINDIR BASKILANMASININ NEDENİ NEDİR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar değer kazanıyor. ABD ekonomisinde resesyon bekleniyordu, gerçi halen bekleyenler var ama çoğunluk artık resesyon olmaksızın ABD'nin bu durumu atlatacağını düşünüyor. Öte yandan dünya Rusya - Ukrayna arasındaki savaşa da alıştı. Oradan da bir şey çıkmayacağını düşünüyorlar. Bu durumda dolar değer kazanıyor. Merkez Bankaları da artık eskisi kadar altın talep etmiyor. Dolar değer kazandığı için altın geriliyor. BU bir süre böyle gider sonra altın yeniden öne çıkar. Çünkü dünyada kriz, savaş bitmez.

      Sil
  21. SAYIN HOCAM BİR YILDAN BERİ ALTIN ONSUNUN BASKILANMASININ SEBEBİ NEDIR.ALTIN KARTELLERİNİN BUNA SEYİRCİ KALMASI NORMAL Mİ.

    YanıtlaSil
  22. Sevgili hocam, sayın okurlar; İslami açıdan "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." söyleminin hiçbir değeri yoktur. Eğer islami sistemde yönetiliyor olsaydık belki bir derece haklı olunabilirdi. İslam'da faizin yasaklanmasının nedeni; emeksiz kazancın önüne geçilmesi ve gelir düzeyinden fazla harcama yapılmamasıdır. Bu yüzden gelirinden fazla harcama ya da ihtiyacın söz konusuysa; borç almanın usûl ve esasları ile ödeme süresi ve yöntemleri belirlenmiştir. Ama ekonomimiz islami sistemle değil küresel finans sistemiyle yönetildiği için kendi kendimize yetecek argümanları (cari fazla ve borçsuz türkiye) ya da bedeli (her türlü yokluk ve yoksulluk) göze alınana kadar para politikasında islami sistemlerden (varsayım) söz edilemez. Dolayısıyla burada "nas" her ne kadar söylendiği zaman itibariyle dini bir söylem gibi görünse de, gelinen noktada faiz artırılarak (ki mevcut ekonomik durumda faiz artırması kaçınılmazdı.) dini değil, dini siyasete alet eden bir söyleme dönüşmüştür. (Ne yazık ki; dini siyasete alet etmeyen hakiki din adamlarını vakti zamanında dini siyasete alet ediyor diyerek emdiği sütü burnundan getiren küresel sistemin içeri ve dışarıdaki uzantıları, bu işi gerçekten yapanlara gıkını bile çıkaramamaktadırlar ki bu aptallıklarından değil, işlerine böyle gelmesinden kaynaklanmaktadır. Neyse.) Benim üzüldüğüm; dinimizin bu olmadığı, islam dininin böyle saçma salak uygulamalarla alakasının olmadığıdır. Dini bilmiyorlar, bildiğini zannedenlerin yaşattıklarını din zannediyorlar. İslami kesimde buna dahil. Bugün reis, maalesef dinin doğru anlaşılmasına uygun hareket etmemektedir. Esasında bütün mesele; küresel finans sisteminden çıkıp çıkmamak meselesidir. Akparti bu sistemden çıkmak istiyor gözükmekte, ama kendilerine bedel ödetilmesine razı olmamaktadır. Mhp'yi konuşmaya gerek bile yoktur, onlara siyasi hayatları boyunca "TÜRK" demek ve dedirtmek yeterli gelmektedir. Chp, mevcut siyasi ve ekonomik sisteme zaten entegredir. İyi parti; Mhp'nin muhalif kesimdeki yumuşak koludur. Hdp (Yeni Dhp) kürtleri kullanarak siyasette var olan, kürtlerin Mhp'sidir. Saadet, Akparti'nin koyu hali, Yeniden Refah mirasın yetkili varisi, Gelecek, eski akpartinin (2015 öncesi) dava kanadı, Deva ise eski akparti'nin ekonomi kanadıdır. Memleket Partisi CHP'nin yerlisi, Zafer Partisi Mhp'nin yabancısı, Sinan Oğan'sa yancısıdır. Ülkenin mevcut siyasi tablosu budur. Peki çözüm nedir? Çözüm bu tabloyu doğru okumak ve her şeyiyle kabullenmektir. Peki çıkış yolu nedir? Çıkış yolu; bu topraklardan İslam hiç bir zaman çıkarılıp atılamaz. Bunun için maddi-manevi her türlü bedel fazlasıyla ödenmiştir. Gerekirse daha fazlası ödenecektir. Dolayısıyla birlikte bir mutabakat zemini aranmalıdır. Her uç, uç olmaktan çıkmalı ya da çıkarılmalıdır. Akparti'nin cumhuriyeti ve değerlerini ne kadar benimsemeye ihtiyacı varsa, Chp'nin de dini ve dini değerleri (eğmeden, bükmeden, geçiştirmeden) benimsemek zorundadır. Bu ülkeden Mhp kapatıldığı gün, Hdp de kapatılacaktır. Bu yüzden altılı masa çok önemliydi ama millet altılı masaya itibar etmedi çünkü altılı masa kesinlikle mutabakat metnindeki gibi hareket etmeyecekti. Nitekim seçimden sonra dağıldılar. Bu şunu gösteriyor seçilseler de dağılacaklardı. Millet bedeli ağır olsa da doğru olanı yaptı. Bugün seçim olsa yine aynısını yapar. Siyaset buna göre şekillenmeli ya da şekillendirilmelidir. Yoksa yıllardır süregelen sürünceme hal devam edecektir. Hâl budur. Çözüm bellidir. Kapsam; genişlendirilebilir, detaylandırılabilir ama üç aşağı beş yukarı böyledir. Ama kimse çözüme yanaşmamaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn Adsız 26 Eylül 2023 13:48,

      Bir kere dini siyasete alet eden ilk kişi Hz. Peygamberin (sav) kendisidir.
      Kurduğu devletin her kademesinde islam, siyaset konusu olmuştur.
      Bu sebeple dini siyasete alet etmemek diye bir kavram yoktur, din siyasetin konusudur.
      Sn Erdoğan da kullanır, başkası da kullanır.

      Hakiki bir din adamı, Hz Peygamber (sav) in yolundan gider, eli ve diliyle islamın siyasete girmesini savunur.

      Dini siyasette kullanmak Hz Peygamberin (sav) sünnetidir. Kuranı Kerimi de hukuka taşımak, yani şeriat düzeni getirmek de müslümanlara farzdır.

      Kuran ayetleri açıkken siz kimi ve neyi siyasetten ayırıyorsunuz?

      Hz Peygamber (sav) mi dini siyasetten ayırın dedi? Kuran mı , Allah'ın şeriatını uygulamayın dini siyasetten ayırın dedi? Açıklamanız var ise yazın bakalım? Hem sünnet, hem Kuran açık seçik iken.

      Hocam, kusura bakmayın insanlar dinini bilmiyorlar, garip garip söylemlerde bulunuyorlar.

      Sil
    2. Adsız26 Eylül 2023 17:40,

      Yıllarca insanları dindar insan siyasete karışmaz diye kandırdılar.
      Siyaset dinin önemli bir konusudur.

      İslamı siyasete sokmak aynı zamanda Peygamber sünnetidir, sevaptır.

      Sil
    3. Laiklik, din ve devlet (siyaset) işlerinin ayrılması demektir. İnsanlık tarihinin uzunca geçmişinde önce dinler siyaseti yönlendirmiş sonra bunun toplumların ilerlemesini önlediği görülünce yavaş yavaş din ile devlet işleri ayrılmaya başlamıştır. Rönesans ve reform hareketlerinin getirdiği yeni düzene aydınlanma denmesi bunun içindir. Yani dinin siyaseti ve devleti yönettiği dönem karanlık dönem olarak tanımlanmıştır. İslam alemi bu aydınlanmaya hiçbir zaman girememiştir. Bu işi becerebilmiş tek ülke Türkiye'dir. Atatürk devrimleri Türkiye'yi, Avrupa'dan yüzlerce yıl sonra da olsa aydınlanma çağına taşımıştır. Ne yazık ki onu sürdüremedik ve her geçen gün özümüze İslamın siyasete girmesi yaklaşımına geri döndük. Ve döndükçe de kaybettik. Bugün bile hala o devrimlerin etkisiyle İslam aleminin iyi kötü tek aydınlık ülkesi Türkiye'dir.

      Sil
    4. sayın Adsız 26 Eylül 2023 17:40 ve Adsız 26 Eylül 2023 21:57,
      Rica etsem siyaset ile alakalı 3 ayet veya 3 hadis yazabilir misiniz ?

      Sil
    5. Hocam, öncelikle ülkemizde büyük bir kavram kargaşası olduğunu düşünüyorum. Sebebine gelecek olursak bence bir tanedir. O da ülkede felsefenin hiç olmaması ve herkes tarafından küçük görülmesidir. Mesela 'siyasal islam' diye bir kavram var ki evlere şenlik. Siyasal olmayan bir islam mı var? Ne yazık ki adsız 26 eylül 17:40 ve 21:57 ye belli noktalarda katılıyorum. Dinlerin hepsinin toplumu (kendi doğruları doğrultusunda) doğruya yönlendirmek, kötülüklerden uzak tutmaktır. Bu ancak ve ancak insanları yöneterek mümkündür. Yani "siyaset". Özellikle Kuranın baştan aşağı bir hukuk ve siyaset kitabı olduğunu görürsünüz. Adsız 27 eylül 10:19 a ben 3 tane ayet sayayım. Bakara 375 Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Nisa 11 Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar (vermenizi) emreder. Nisa 93 Kim de bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde devamlı kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. Bunların hepsi siyasi ve hukuki hükümlerdir, günümüzde siyasal iktidarların çıkardığı kanunlarla düzenlenmiştir. Doğruluğu yanlışlığı veya günümüze uygulanıp uygulanmaması gerektiği tartışılabilir o ayrı. Ancak din siyasaldır bunu kabul etmek gerekir.

      Sil
    6. Değerli hocam ve değerli arkadaşlar; kainatta Allah'ı anlatan üç büyük öğretici var. Biri Kainat Kitabı - yaratılan her şey - her sistem tesadüfen olamaz bir yaratıcıya işaret eder. E imza kullananlar bilir, TÜBİTAK tek bir merkezden e imzaları üretir. Her insana özgü parmak izini, sesini, DNA'sını, retinasını tek bir yaratıcı yapabilir/verebilir. Şu an bir et parçası olan dilin konuşurken, yarın yine et parçası olan elin konuşabilir.
      Biri Kuran Kitabı ve biri Hz. Muhammed. Eski kitaplarda tahrifat yapıldığı için "karanlık çağ" ifadesi haklı olsa da, İslam'ın son kitabı ve peygamberi kıyamete kadar cari olacak. Süreç içerisinde sıkıntılar yaşansa da (hattatların işsiz kalmaması için matbaanın geç kabulü gibi) İslam hiç bir çağdaşlığın, ilerlemenin, teknolojinin engelleyicisi olmamıştır.
      Dünyevi sorunlara ve faize de icma, kıyas vb mekanizmalarla, günümüz koşullarındaki enflasyon vb. gerçekler ışığında çözüm sulunabilir..

      Yeter ki, biz basit arızalardan dolayı imanımızı ve ebedi hayatımızı kaybetmeyelim..

      Sil
  23. Faiz konusunda iktidar her ne kadar geçmişte yanlış kararlar alsa da yeni ekonomi yönetiminden umutluyum. Şüphesiz bu atılan adımların da eleştirilecek yönleri var ama attıkları kararları genel olarak doğru buluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru ama eksik çünkü faiz artırımı ve diğer ekonomik önlemlerin yanı sıra hukuktan başlayarak yapısal reformların yapılması gerekir.

      Sil
  24. Sayın Mahfi Hoca,

    Bankalar KKM de vadesi dolan hesaplara TL bazında müthiş oranlarda vadeli teklifler sunmaya başladılar. TCMB faiz arttıracağı beklentisi hakim olduğundan hemen çözülmeler olmasa bile, vadeler doldukça, vadeli mevduat faiz oranları havalarda uçuşacaktır. Muhtemeldir hesap sahiplerinin bu tekliflere hayır demeleri mümkün değil. Ancak bir husus var, sadece KKM hesaplarının toplam vade sonu karşılığına isabet eden para tutarının kuruşuna kadar geçerli olan miktarlara bu oranlar uygulanıyor. Üzeri kabul edilmiyor. Bu bana mantıklı geldi, ve umarım ayrıcalıklı işlemler yapılmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müthiş oranlar dediğiniz hala enflasyonun (gerçek enflasyon % 120den aşağı değil) çok altında.

      Sil
  25. Öncelikle elinize sağlık hocam. Benim merak ettiğim bir konu var. Sizin nasıl değerlendirdiğinizi merak ediyorum. Normal varsayılana göre faizlerin arttığı yerde, borsa ciddi bir düzeltme veya düşüş trendi başlarken bizim borsamız ralli yapıyor. Bu nasıl olabiliryor , sadece yerli yatırımcı ile borsanın bu şeklide yükselmesi mümkün mü ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şirketin elindeki varlıklar %120 enflasyon sebebiyle bir sene sonra %120 artacak.

      Hükümet ise varlıklı insanlara yüzde 40-50-60 ile borç veriyor.

      O zaman kafası çalışan varlıklı insan ne yapacak?
      Yüzde 60 ile borç alacak, borsaya girecek, hisse %120 prim yaptığında hisseyi satıp borcunu ödeyecek, yüzde 60 kazanacak.

      Kafası çalışan, ama büyük paraya ulaşamayan Mahfi hocam gibiler ise 3-5 liraya yapılanı anlatıp, emeklerinin para etmediğine bakıp üzülecek.

      Hükümet faizi enflasyon üzerine çıkarsın, %130 yapsın bakalım ortada borsa kalıyor mu?
      Bu sefer borcu olan, hemen hissesini satıp borçları daha büyümeden borcunu kapatmak zorunda kalacak, borsa düşecek.

      Mahfi hocam gibiler ise, üretimlerinin görece daha değerlendiğini görecek, para üretim yapanlara geçecek.

      Yerli yatırımcı ile borsanın yükselmesi böyle mümkün.

      Sil
    2. Anlatmış ya yazıda sebebini canım kardeşim

      Sil
    3. Birincisi benim açımdan para kazanmak birinci derecede bir sorun değil. Yaşamımın hiçbir döneminde öyle olmadı. O konuda üzülmeyin. İkincisi bizde faizler ne kadar artarsa artsın insanların düşündüğü enflasyonun (% 120'den az değil) altında. O nedenle borsa ralli yapıyor.

      Sil
  26. Sayın Eğilmez Peygamberin zamanında Faizin ne olduğu biliniyordu ancak Enflasyonun ve Dövizin ne olduğu bilinmiyordu. 3 değişkenin 2 sinin ne olduğu bilinmeden sadece Faizin haram olduğunun söylenmesini çok yetersiz bir düşünce tarzı olarak düşünüyorum. Peygamberin zamanında Namaz bile şimdiki gibi dakikası dakikasına kılınmıyordu, bazen birleştiriliyordu. artık bu gibi Dini konuların zamanımıza uyarlanması, sadece Sünni düşünce tarzına göre değil, topluma uyumlu hale getirilmesi, miras hukuku konularının da ele alınması gereklidir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peygamberin zamanında bugünkü anlamda faiz de tam bilinmiyordu. Mesela merkez bankaları yoktu. Dolayısıyla politika faizi diye bir faiz yoktu. Bankalar yoktu dolayısıyla mevduat faizi de yoktu. Bilinen tek faiz kredi faiziydi. O da büyük ölçüde parayla değil malla alınıp verilen değerlere uygulanan faiz (riba) idi. O nedenle faiz yasağını günümüz koşulları ve ahlâk anlayışı çerçevesinde yorumladığımızda yalnızca tefeci faizi yani enflasyonun çok üzerinde uygulanan kredi faizi için geçerli olduğunu kabul etmek gerekir.

      Sil
    2. "Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır ve Allah hiçbir inkârcı günahkârı sevmez." Faiz yani bakara 275'ten sonraki ayet

      Sil
  27. Piyasada kendine kazanc arayan bir para var bu para ülkeye faydalı olacak enstrümanlara yönelirse örnegin üretim ve iş imkanları ülkemize faydalı olur fakat ülkeye zarar veren enstrümanlara yöneldikce örneğin dövizle alınan hersey ülkeye zarar veriyor olaya böyle bakılırsa halkda böyle bir kültür oluşursa enflasyon ve pahalilikdan kurtuluruz gelismiş ülke oluruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce hükümetin davranışları ve yaklaşımları böyle bir kültürü oluşturacak yönde mi?

      Sil
    2. Hayır sayın hocam hükümet vd.önceki hükümetler hep günü kurtarmak yani vergiyi en çok nasıl toplarım sorusunun cevabına göre çalışdılar bu sebeple şu anda bu durumdayız yapay zekaya şu soruyu sormaları lazım " ülkemizin gelecekde gelişmiş ülke olması ve TL nin değersizleşememesi için ne yapmalıyız"? Bugünkü yaşantımız dünkü düşüncelerimizin,dünkü eylemlerimizin;
      yarınki yaşantımız da bugünkü düşüncelerimizin,bugünkü eylemlerimizin eseridir.

      Sil
  28. Ben saf bir insanım ama şunu görebiliyorum bu reçeteler niyetinde samimi işleri düzeltmeye calisan bir yetkili için geçerli onlarında böyle bir derdi olduğuna inanan var mı ? Bulundukları süre zarfinda ülkenin malı deniz yemeyen keriz mantigindalar . aydınlarımız neden bu konulara deginip ifsalar yapmıyor lar soruşturma vs sıkıntısı sanırım yani anlamış değilim bunlar neci siyonist mi yoksa ceblerini dolduran tüccar mi ? böyle olmayanlari tenzih ederim ama bu kilo vermek istemeyen obeze ilaç sunuyoruz

    YanıtlaSil
  29. Hocam faize bakış açınızla ilgili yazınızı da paylaşabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.mahfiegilmez.com/2019/11/faizin-dogusu-ve-yasaklanmasnn-oykusu.html

      Sil
  30. Hocam emeğinize sağlık çok güzel bir yazı,Türkiyede artık faiz,döviz,borsa...hiç bir veri sağlıklı ilerlemiyor.Türkiyede daha derin problemler var.Para reformu şart ben ticaretle uğraşıyorum ama TL artık yok hükmünde satın alma,tasarruf gibi işlevleri yerine getiremiyor.Para ile alakalı yenilik şart,vergi sistemi ile alakalı reform şart özellikle borsa döviz al sat gibi spekülatif hareketlerden kar edenler için.

    YanıtlaSil
  31. Hocam dedikleriniizn tamamına katılıyorum riba ve politika faizi ayrı şeyler ama bankalar bizden aldığı mevduatı sonuçta kredi olarak yani enfalsyondan yüksek oranda satıyor böyle olunca benim için sakıncalı olarak geliyor.Sizin dediğiniz çok doğru islamda paranın değer kaybı,müslümanın fakir olmasıda istenmeyen bir durumdur.Paranın değerini korumak esastır bunuda sağlayan politika faizidir günümüzde malesef bunları oturup karara bağlaya bilecek bir kurumda göremiyorum vicdani mesele diyip geçiyorum.İslami finansman bankacılıkları var onlarda bence meseleyi kitabına uydurma derdindeler ne olursa olsun paranın değerni korumak esastır ama gün sonunda vatandaş kaybediyor.

    YanıtlaSil
  32. Hocam faizide arttırdık,para gelsin artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep söyledik; bugün bulunduğumuz noktada faizi artırmak yetmez.

      Sil
    2. Hocam Ömer Faruk Çolak Türkiye’nin durumu Arjantin’den kötü olarak değerlendirmiş,sizce farklı mı?
      https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/arjantin-dersleri/709490

      Sil
    3. Para geldiği gibi gider.

      Sil
  33. Muhterem Üstat , Faiz dini yorumlara göre haram , ana dünya iktisadi düzeninin de gerçeği , dünya genelinde ticaret kredi ile yapılıyor kredi de faizsiz olmuyor , zaten iktisadi sistemin hakikati bu Ege Hocamın tabiri ile "dükkan kirasız , para faizsiz , sermaye temettüsüz olmaz." bugün ISO 500 listesinin artan finansman maliyeti ,bu müesseseler için finansmanın maliyetinin gelecek yıl artan faizler sebebi ile daha da artacağının , artan maliyetlerin her yönü ile fiat artışına sebep olacağı kesindir. Bu durum bütün emtia ve hizmetler için de geçerlidir. Enflasyon ile gerçekten mücadele edilmez ise , mücadele edilirken ortaya çıkacak işsizlik , yoksulluk , geçim sıkıntısı sebebi ile devlet sosyal bir program ortaya koymaz , Robin Hood gibi davranmaz ise , halk ezilir , sermaye sahibi zorlanır , büyüme tamamen durur , durgunluk hakim olur , adımlar planlı atılmalı , Türkiye Cumhuriyeti nin istiklal ve istikbali için , halkının refahı için kimsenin gözünün yaşına bakılmadan , akılcı tedbirler tedricen alınmalı , herkese taşıyabileceği kadar yük verilerek , bu dönemi en az zarar ile atlatmanın çaresi bulunmalıdır , bu yalnızca ekonomi politikası ile ilgili değildir , bağlantılı tüm olaylarda devlet koordineli bir politika ortaya koymalıdır. mevcut vergi mükellefine yeni yük getirmek yerine , irad elde ettiği halde vergi ödemeyenlerin tespiti ve mükellefiyet tesisi sağlanmalıdır. Biraz uzattımsa affımı rica ederim. Böylesine kaynakları verimli bir ülkede , enflasyon ve faizin , piyasayı bu hale getirmesi kabul edilir bir durum değil. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  34. Hocam bu faiz daha su kaldırırmı?

    YanıtlaSil
  35. Merhaba Mahfi Hocam, mezat piyasa ne demektir? Tanımını bulamıyorum ve merak ediyorum. Size sormak istedim cevap için vaktinizi ayırırsanız memnun olurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bulamadım bu deyimi. Mezat belli piyasa belli ama mezat piyasası mezattan ayrı bir şey mi onu bilmiyorum.

      Sil
  36. Faiz paranın icat edilmediği zamandan beri vardır. Faizin iyisi her iki taraf için de makul olandır.

    YanıtlaSil
  37. Sevgili Hocam; kendimce inançlı bir insanım. Yıllardır makalelerinizi okuyor ve açıkçası her gün sayfa güncelliyoruz. Bakalım Mahfi hoca ne yazmış diye. Hocam bu ülkede ya bi insana (biz ona reis diyoruz) ya da 3 insana (damat, kavcı, ışıltı) çok ağır bedel ödetilmeli. Çünkü bu ülkede ya baş cezalandırılacak ki başka başlar abuk sabuk işlere tevessül etmesin. Ya da yancılara bedel ödetilecekki, baş bozuk olsa bile kendine yancı bulamasın. Neyse.
    Değerli hocam gelinen noktada hiç bir siyasi ve ekonomik argüman sorunu tam manasıyla çözmez. Bunu sizde hep söylüyorsunuz bizde adımız gibi ezberledik artık. Dolayısıyla Yapısal reformlar olmazsa olmaz. Ben Yapısal Reformlar kitabınızı okumadım. Ama sizi yıllardır takip eden 3 aşağı 5 yukarı neler yazdığınızı bilir. Sorun şurada hocam. Yapısal reformlarla; israf önlenecekse, hukuk her şeyin üstünde olacaksa, güçlü olan değil haklı olan öncelenecekse, kusurların bedeli ödetilecekse, ehliyet ve liyakat kamuda etkin olacaksa, ülkenin gayreti olan (burası önemli) en fakir vatandaşına elverişli yaşam hakkı tanınacaksa, toprak-su-hava-bitki-hayvan hayatları özgün haliyle (burası da önemli) korunacaksa vs. (çoğaltılabilir) Evet o zaman hep birlikte varız. Ama yapısal reformlara yazdıklarımın yanı sıra lgbtnin tanınması, yapay et ve gıdanın öncelenmesi, toğrağın zehirlenmesi, tohumun değiştirilmesi, iklim krizini bahane ederek iklim krizini daha da ilerletecek sözde tedbirler (burası çok önemli) alınması vs. (bunlar da çoğaltılabilir) O zaman biz yapısal reformların bu kısmına yokuz ve bunun amansızca mücadelesini vereceğiz. Dilimiz döndüğünce, kalbimiz attığınca.
    Sayın Hocam;
    Kocaeli, Konya, Kayseri yanlış yönetiliyor da, İstanbul, Ankara, (Chp İyi parti ortaklığı) İzmir çok mu doğru yönetiliyor? Manisa Büyükşehir Mhp'de. Güneydoğu illeri Hdp'de. Oralarda ehliyet ve liyakat mı var sanki? Şu ülkede doğru dürüst yönetilen, konut-kira sıkıntısı yaşamayan bir büyükşehir ve il bulamazsınız. Belki lokal ilçeler vardır ama çok azdır. Sorunları çözebilenlerin göreve getirilmediği, getirilenlerin sorunu çözmediği ya da çözemediği ve çözemeyeceği ülkedir Türkiye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ikinci olarak yazdıklarınızın yapısal reformlarla bir ilgisi yok. Yapısal reformları yapamayacak olanlar ve mesela hukukun üstünlüğünü değil de şeriat hukukunu isteyenler bunları yapısal reformmuş gibi gösterip yapısal reformları gözden düşürmeye uğraşıyor.
      Kötü yönetimin partisi olmaz. Kötü yönetim kötü yönetimdir. Neresi kötü yönetiliyorsa ve hangi parti yönetiyorsa kötü demek lazım.
      Türkiye'de bir hukuk sorunu var. Hukuk herkese farklı uygulanıyor. Türkiye'de bir demokrasi sorunu var. Meclis sadece bir tasdik makamı olarak çalışıyor, yargı görevini yapamıyor. Eğitim berbat durumda bilim kenara atılmış durumda. Ekonomi politikası tamamen yanlış uygulanıyor. Dış politika herkesle kavgalı olmak üzerine kurulu. Yapısal reformlar bunları düzeltmek için.

      Sil
  38. SAYIN HOCAM ÖNÜMÜZDEKİ 3 AY İÇİN BEKLEDİĞİNİZ EKONOMİK BİR KIRILMA VEYA TEHLİKE VARMI.

    YanıtlaSil
  39. Hocam faizde tuzağamı düşüyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuzaktan kastınız ne bilmiyorum ama biz faiz tuzağına düşeli 3 yıl oldu. Enflasyonun altında faiz belirleyerek düştük o tuzağa ve çıkamıyoruz.

      Sil
  40. Hocam faize karşı şerbetlendikmi?

    YanıtlaSil
  41. Peki Merkez Bankası daha da faiz artırır mı hocam? Artık yeter deyip sabit kalırsa ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir fikrim yok. Çünkü MB önceden hiçbir açıklama yapmıyor, her türlü sürprize açık bir yaklaşım izliyor ki bu çağdaş merkez bankacılığına uygun bir tavır değil.

      Sil
  42. Değerli hocam merhaba emekleriniz için teşekkür ederim başarılarınızın emeklerinizin devamını dilerim .
    Bi sorum olacak günümüz ekonomisinde faizlerin artması hangi sektörün güçlenmesine sebep olur faiz artığı ve enflasyon un yüksek olduğu dönemlerde hangi yatırım araçlarına yönelmeliyiz .
    Tarihte faiz ve enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ne gibi olumlu olumsuzluklar yaşanmıştır teşekkür ederim saygılar …

    YanıtlaSil
  43. Mevcut GDP per capitanın neden düşük olduğunu daha doğrusu bu değerin neden adil yansımadığını anlatan başka bir makale yazarsanız aydınlanmış oluruz.

    YanıtlaSil
  44. Mahvi hocam gayrimenkul satıp banka faizine yatırmak ne kadar doğru ileri vadede. Kira getirisi mevduat faizinin yanında çerez parası gibi kaldı

    YanıtlaSil
  45. Değerli Hocam. Yazınızdaki "Politika faizi artırılmasından beklenen asıl etki, yaratılmaya çalışılan bu beklenti değişikliğidir." ibaresi çok önemli. Örneğin, kendi aileme durumun çok kötü olduğunu ve bunun uzun bir zaman süreceğini telkin ediyorum. Aslında onlar üzerinde bir şey oluşturmam gerektiği için bunu yapıyorum. :)

    YanıtlaSil
  46. Merhaba Hocam, KKM hesaplarına yönelik artan vadeli tekliflerin arkasındaki dinamikleri incelemek gerçekten ilginç. TCMB'nin faiz artıracağı beklentisiyle birlikte, bankaların vadeli mevduat faiz oranlarını yükseltmeleri kaçınılmaz gibi görünüyor. Ancak, bahsettiğiniz sınırlı oran uygulaması dikkate değer. Bu, bankaların likidite yönetimi ve riskten korunma stratejilerini gösteriyor olabilir. Bu tür ayrıntılar, bankaların müşteri ilişkileri açısından da önemli olabilir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi