Son 3 Yılın Ekonomi Politikası

2021 Eylül Ayından 2023 Ortalarına Kadar Uygulanan Ekonomi Politikasının Özeti:

2021 Eylül ayında enflasyon yüzde 19 iken ve yükselme eğilimi gösterirken Merkez Bankası, daha önce defalarca denenip hiçbir zaman başarıya ulaşmamış bir yola girerek yüzde 19 olan politika faizini düşürmeye başladı. Bunu yapmasının altında yatan neden faizi düşürünce enflasyonun da düşeceğine olan inançtı. Bu hamle politika faizi yüzde 8,5’e ininceye kadar aylarca devam etti. Bankalar da Merkez Bankası’nın bu uygulamasına uygun biçimde hem mevduat hem de kredi faizlerini düşürdü. Böylece, tasarrufa negatif reel faiz uygulama dönemi başladı ve bunun sonucu olarak kredi faizleri enflasyonun altına indi. Bu gelişme Türkiye’de ucuz kredi döneminin kapısını açtı. Parası olanlar paralarının satın alma gücünü faizle koruyamayacağını görünce konut, araba veya diğer malları satın almaya yöneldiler, parası olmayanlar ise ucuz krediden yararlanarak kredi alıp ve konut, araba, diğer malları satın aldılar. Faiz ile borsa genellikle ters yönlü hareket ettiği için faiz düştükçe insanlar borsaya daha fazla yöneldiler, borsa hızla yükseldi. Bu kez borsaya ilgi daha da arttı. Bütün bunları yetersiz bulup da daha çok kazanmak isteyenler Ponzi fonlarının çekiciliğine kapılıp ve paralarını saçma sapan işlere yatırdılar.

Paranın değeri düştükçe paradan kaçış hızlandı, restoranlar, kafeler dolmaya herkes metroyla, otobüsle gideceği yere arabasıyla gitmeye başladı. Dövize yönelişi önlemek için faizi artırmak yerine bir yanlış daha yapılıp kur korumalı mevduat hesabı (KKM) icat edildi. Enflasyon yükseldiği için ücretli kesim ve gelirini enflasyon kadar artırma yeteneği olmayanlar kaybetmeye başladılar. Sonuçta orta sınıf yok oldu. Bu arada tüketime dayalı bir büyüme yakalandığı ve onun etkisiyle işsizlik azaldığı için sorun yokmuş gibi algılandı. Sanal bir refah ortamı yaratıldı.

Bu gidişin sonu olmadığı, bu şekilde büyümenin sürdürülebilir olmadığını ilk önce yabancı yatırımcılar ve finans kuruluşları gördüler ve önce doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını kestiler sonra da borç vermeyi minimum düzeye indirdiler.

2023 Ortalarından Bugüne Kadar Gelen Ekonomi Politikasının Özeti:

Hükümet, bu gidişin kötü olduğunu fark ettiğinde enflasyon yüzde seksenlere dayanmış TL, dolara karşı büyük değer kaybı yaşamıştı (2021 Eylül’ünde 1 USD = 8,40 iken 2023 Ortasında 1 USD = 23.633 olmuştu.) Bu gidişin sonunun kötü olduğu fark edilince Haziran 2023’de ekonomi yönetimi değişti ve Merkez Bankası faiz artırmaya başladı. Bankalar da yine Merkez Bankası’nı izleyerek mevduat ve kredi faizlerini artırmaya yöneldiler. Bu durumda borcu olanlar ödeme vadesi geldiğinde daha yüksek faizlerle kredilerini yenilemek zorunda kaldılar. Faizler artmaya devam ettikçe konut ve otomobil alımı düşüşe geçer, borsaya ilgi azalır, insanlar paralarını toparlayıp mevduata yönelmeye başlarlar. Tüketim mallarına olan talep düşüşe geçince büyüme de gerilemeye başlar yavaş yavaş işsizlik artışa geçer. Orta sınıf yok olduğu için bu çöküşü dengeleyecek kimse kalmamıştır. Tam tersine büyümedeki düşüş ücretliler ve gelirini ayarlayamayanlar için daha ciddi bir çöküşün habercisi olur. 

Eskiden bu ilk dönemin hovardalığının bedelini ödemek ve çöküşten çıkmak için IMF yardıma çağırılırdı ve IMF de aşağı yukarı bunları yaptırır ama ekonomiyi desteklemek için de borç verirdi. Şimdi IMF ve dış destek olmaksızın bunlar yapılmaya çalışılıyor. Merkez Bankası’nın politika faizini artırmaya başlaması ve KKM’den çıkış çabaları bile ülkenin risk primini (CDS) 300’ün altına çekmeye yetti. Merkez Bankası faiz artırmaya başlamadan önce CDS primi 834 baz puandaydı, bugün 286 baz puanda. Aradaki 548 baz puanlık fark uygulanan irrasyonel politikanın maliyetidir. Bu fark Türkiye’ye yüksek dış borçlanma faizi ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının kesilmesi şeklinde mal oldu.

Şimdilerde esnaf, faizlerin artırılmasının kendilerine ağır bir fatura yüklemeye başladığından şikâyet ediyor. Bunların olacağını ilk faiz düşürme ve KKM’ye geçiş hamlesi sırasında ve sonrasında defalarca söyledik, bıkmadan usanmadan yazdık anlattık. Toplumun çoğunluğunun sesi çıkmadı hatta bazıları bize kızdı, karamsar tablo çizmekle suçladı, faizleri düşürmenin enflasyonun düşmesini sağlayacağını savundu. O zaman bize kızanlar şimdi bizden önde gidiyor ve faiz indiriminin ve KKM uygulamasının yanlış olduğunu söylüyor. Haklılar, bu konuda güzel bir Atasözümüz var: “İki yanlış bir doğru etmez.”

Bazen, ekonomi bilmesek bile, Atasözlerimizi hatırlasak yanlış yapmaktan ve hatada ısrar etmekten kurtulabileceğimizi düşünüyorum.

Yorumlar

  1. Bundan sonra cafe ve lokantalarin hali ne olur peki hala herkes tüketim peşinde her yer hala dolu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz daha böyle gider, sonrası...

      Sil
    2. Hocam sonuç olarak şuanki ekonomi yönetimi doğru mu yapıyor gelecek aydınlık mı?

      Sil
    3. Kısmen doğru. Ama yalnızca faizi artırarak ya da KKM'yi kaldırarak bu sorunu çözmek mümkün değil. Yanında mutlaka yapısal reformlar erekiyor ki beklentiler düzelsin.

      Sil
    4. Ekonomik büyüme üzerine kısa düşündürücü tespitlerim ; Ekonomik büyüme özünde kapasite artışıdır; ekonomik birimlerin reel kapasite artışları , şöyleki firma bazında 10 birim üretimimi 12 birime çıkartabiliyor isem % 20 lik büyüme bunu nasıl yaparım normal çalışma saatlerimi arttırırım -bu sanal büyüme olur- 10 makine sayımı 12 ye çıkarırım , ilave 2 makine için işçi çalıştırmaya başlarım bu reel büyüme olur , tüketici olarak ise tüketim kapasitemi arttırım bunu nasıl yapabilirim ; borçlanırım - tüketici kredileri, borç ile mesai saatimi arttırırım - bu sanal büyüme olur , kendimi geliştiririm , yeni nitelikler kazanırım reel maaşımın artmasını sağlarım bu reel büyüme olur,....

      Sil
    5. Sn. Hocam yazı sahiden müthiş, on numara beş yıldız. Yazınızı alkışlarla okurken, "para aklanmasının, uyuşturucu kaçakçılığının ve mafyaların önünü de iyice açtılar" kelimelerini gözlerim aramadı değil. Yalnız bu sefer teşhis açık ve net, fakat reçete yok, hasta artık ümitsiz mi? Hocam.

      Sil
    6. merhaba öncelikle yazılarınız için çok teşekkür ederim. BU kadar net ve sade olabildiğiniz için.

      Tam tersine büyümedeki düşüş ücretliler ve gelirini ayarlayamayanlar için daha ciddi bir çöküşün habercisi olur. bu cümleyi biraz açar mısınız rica etsem?

      Sil
  2. "Bunu yapmasının altında yatan neden faizi düşürünce enflasyonun da düşeceğine olan inançtı." diyorsunuz ya bence yanılıyorsunuz. AKP servet transferi yapmak için bu politikaları bile isteye uyguladı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kendi söylediklerine göre yorum yapıyorum.

      Sil
    2. Ben de bilinçli bir şekilde yapıldığına inanıyorum. Dediğiniz gibi defalarca başarısız olmuş bir şeyi tekrarlamak rasyonel değil.

      Sil
    3. o kadar bilinçli olduklarını sanmıyorum. ama onları kullananların amacı o olabilir.
      reis büyük bir iktisat dehası olduğunu gösterme fırsatını kaçırdı ama bu, içinde dert kaldı. bu nedenle ya bunu ya da benzerlerini ilerde tekrar deneme ihtimalini yüksek görüyorum.

      Sil
  3. Müthiş yazı, daha ne olsun…

    YanıtlaSil
  4. Yazınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Hocam yapısal reformla desteklenmeyen bu rasyonel politikalar, nihayetinde yine başarısızlığa ve tüketim çılgınlığına yol açar mı sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle olacak. Çünkü bu önlemler geçici iyileşme sağlar.

      Sil
  6. Anlayabilene harika ozet ama ben bu anlama konusunda beklentilerimi son 3 yildir yuksek tutmusum... Neticesini de secimlerde gorduk. Gerci bu kez de yurutme degisseydi enkaz onlarin ustune kalacakti, malum parti de "bakin iste ellerine yuzlerine bulastirdilar" diyerek belki de erken secimle daha da guclu donecekti. Ben bu kisilerin secimleri kaybedecekleri olasiligini hesaba katarak; gayet de bilerek ve isteyerek bu enkazi biraktiklarini dahi dusunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet böyle düşünen çok sayıda insan var. Siyasetçi kendi çıkarını toplum çıkarının önüne koyduğunda her şey kötüye gidiyor.

      Sil
    2. Katılmamak elde değil. İnsanlar okudukları çok basit cümleleri anlayamıyorlar. Bunlara şahit oldukça geleceğin ne kadar karanlık olduğu daha çok ortaya çıkıyor. Genç nüfus da eğitimsiz ve yetersiz olduğu için avantaj olması beklenirken büyük bir dezavantaj olacak.

      Sil
  7. TÜİK her nasılsa öyle bir veri açıklıyor ki, işsizlik gelecek verilerde de düşüşe geçecek gibi. Tabi iş aramaktan bıkıp başvuru yapmayanlar da veriden çıkarılınca % 0 a doğru ileriki yıllarda işsizliği iyice indirirler. Devamke... Yazınız için teşekkürler Hocam.

    YanıtlaSil
  8. Mahfi bey kazanılmış alışkanlıkları bırakmak çokta kolay değil. O dönem ekonomistlerin "paranız değer kaybediyor. Onceliklerinizi ertelemeyin. Elinizde para tutmayın" sözü doğru olsa bile şuan toplumun israf kültürüne hizmet eder.

    YanıtlaSil
  9. Hocam 6 ay daha faiz artırırsak gerçek sorunla yüzleşmeye hak kazanacağız. Şu anda kendi yarattığımız sorunla boğuşuyoruz.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Emeğinize sağlık. Her yazıyı merakla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  11. Hocam bu durumda endekste bizi neler bekliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faize bağlı. Faiz yukarı endeks aşağı, faiz aşağı endeks yukarı.

      Sil
  12. Yaşım 22,dış ticaret okudum,okuduğum süre boyunca ilk önce Özgür hocayı tanıdım,sonrada sizi.Bu yazdığınız yazılar çok çok önemli,ilgili kişilerle paylaşıyorum bilgi öğrensinler diye.Sizin yazılarınızdan çok bilgi öğrendim hakkınızı ödeyemem.Keşke ülkemizde sizin gibi hocaları baştakiler görse.Çok değerlisiniz,bizim ile paylaştığınız her bilgi için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  13. 1.Bölümde cereyan eden hadiselerin benzerini 80 darbesinden sonra çok derinden yaşadık. Aradaki fark hala 200 TL'lik banknotların en büyük para olması. Seçim öncesi hiçbir iktidar para basmaz tabi. Sanırım seçim sonrası 500'lük ve 1.000'lik banknotlarla bol sıfırlı günlere doğru gidilecek. Keşke böyle olmasa ama görünen köy kılavuz istemez. Yapısal reformlar yapılmadıkça pansuman tedbirlerle nereye kadar gidilebilir.!
    Bilgilendirme için çok teşekkürler Mahfi hocam. Sa olun, var olun...

    YanıtlaSil
  14. Hocam sizin gibi değerli, eğitimli insanlarımızın tüm uyarılarına ve tüm başarısız denemelere rağmen, çok değil 10 yıl sonra yine bir popülist lider çıkıp yeni bir sistem deneyeceğini, faizi indirerek enflasyonu düşürüp, ekonomiyi uçuracağını söylese ve yapsa, aynı kitle yine sesini çıkarmadan izler ve hatta destek verir. Çünkü öğrenmek, hatalardan ders çıkarmak gibi amaçları yok bu halkın yarısının. Sadece rüzgarın yönüne doğru pozisyon alıp yelkenleri doldurmak ve günü kurtarıp çıkar sağlamak yaşam tarzları olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hep böyleydi ta Osmanlı'dan beri.

      Sil
    2. Halkı küçümsemeyin, ders vermeyi iyi bilir.

      Halk,
      Pkk ile yürümeye,
      Bir muhalefetin kişisel egosuna iyi bir ders vermiştir.

      Muhalefet kazanmaması için yapması gereken herşeyi yapmıştır.

      Sil
    3. Mahfi bey akıl veren insanlar bile kendi dediklerini uygulamiyorki başkasını suçlayalım.

      Sil
  15. Mustafa Mercan18 Aralık 2023 18:15

    Yapısal reformlar yapılmadan Ekonomi düzelmez.Bu şartlarda dışardan yabancı girişide olmaz.Taşıma suyla değirmen dönmez.

    YanıtlaSil
  16. Yazınız için teşekkürler hocam.
    Aynı aydınlatıcı özverili yazıları uyarıları
    hukukçu prof. abilerimizden, ablalarimizdan, felsefeci abilerimizden, ablalarımız dan ve ibret olması açısından tarihçi büyüklerimizden, özellikle tarihin yakın kısmından ve özellikle de eğitim sistemi ne acil tedavi. öğretmenlerimiz de sızlamanin
    artık yararının olmadığını gormeliler.

    YanıtlaSil
  17. Çok güzel yazı sayın Eğilmez ama yapısal reformlar yapılmayacağı için bu yazının benzerini yine yazarsınız maalesef.

    YanıtlaSil
  18. Merhaba,

    1- Faizi arttırınca insanlar para saklamaya daha istekli oluyor ve kredi faizleri artıyor kredi çekmek dezavantajlı oluyor bu açıdan para arzı artışı yavaşlıyor.

    Firmalar kredi çekmediği için yada satış yapamadığı için batıyor yada eleman çıkartıyor , işsizlerin geliri olmadığı için para arzına buradan da bir darbe geliyor.

    Aynı zamanda ithalata olan talep azalacağı için ödemeler dengesinden de bir katkı oluyor , gelen sıcak parada varolan dengeyi olumlu etkiliyor.
    Ama bunlar enflasyonun bitmesine yada düşmesine niye katkıda bulunuyor?

    Talep azalınca fiyatların düşmesi beklenir. Ama ya satıcılar yapışkan olan fiyatları aynı oranda arttırırlarsa? Sonuçta zararına satış yapmak istemezler. Sırf talep düştü diye fiyatları düşürmek zorundamılar?

    2- Türkiyenin cdsi 300 ve bu hesapta yaklaşık her 100 puan için %1 faiz vermesi gerekiyor. Ancak türkiyedeki gibi cbnin faiz karşıtlığı hiçbir ülkede yok ve faizler her an düşebilir. Böyle olursa tahviller satılmakta zorlanabilir hisse senetleri de çökebilir tlden ise bir anda çıkış olacaktır.

    Bu risk cdsin içinde fiyatlanıyor mu yoksa ekstra bir etken mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. CDS içinde fiyatlanıyor. Bu arada CDS 286'ya düştü.

      Sil
    2. İthalat azalmaz tam ters işlem gerçekleşir artar, malesef

      Sil
    3. CDS 100'ün altına düşse yerli ve yabancı yatırım artacak mı ?

      Sil
  19. İşin ilginci de; TL daha da değer kaybedip KKM alıp başını gitmesin diye uyguladıkları baskıcı kur politikası. Bu konudaki görüş ve yorumlarınızı da merak etmekteyim. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuru baskılamak son derecede yanlış bir politika ama faizi yanlış belirleyince her şey yanlış gittiği için kur da yanlış gidiyor ve sonra o yanlışı düzeltmek için bu kez baskılama yanlışına sapılıyor.

      Sil
    2. Hocam kur artışı ve piyasadaki faiz birbirine yakın fakat yıllık enflasyon iki misli şöylemi düşünüyorlar baz etkisi ile enflasyon düşünce hepsini eşitledik algısı yaratıp enflasyonist hareketleri durdurmak ve sonra baz etkisi ile enflasyon düştükçe faizi ve kontrol etdikleri kur artışını düşürmek ?

      Sil
  20. Hocam o dönemde ilk kgf çıktı ve maddi teminatı zayıf firmalara enflasyonun çok altında komik faizle krediler verildi ve bu kredilerin nereye harcandığının takibi yapılmadı o paralar mal mülke altına dövize gitti doğru dürüst yatırım yapılmadı. Bu firmalara verilen milyarlarca ucuz kredi halka enflasyon olarak geri dondu, bu krediyi alanlar hem mal mülkten hem de dövizden kkm den müthiş para kazandı. Şimdi fakirleşen bu halk bu zenginlerin kiracısı ve onların pahalıya sattığı mal ve hizmetin müşterisi olmak zorunda kaldı. Müthiş bir zenginleşen kesim oluştu bunu kimse inkar edemez. Her şey ortada aklı olan bunu görür, sinirden insanın çıldırası geliyor ama elden bir şey gelmiyor.

    YanıtlaSil
  21. Hocam çözüm faiz olamaz. Sektör firmalarına sorumluluk verilmedi, peşin ödemeye, planlı ekonomiye geçilmedi.Türkiyede ticaret yapıyorsan, üretim yapıyorsan bu ürünün enflasyonundan siz sorumlusunuz, yoksa size fatura ederim demek çok mu zor. Devlet nerede? AB de neden % 6 bizde 60? Onlar para basmadı mı? Çözüm bilgi ve yazılım programlarının gücünü kullanan Dijital Planlı Ekonomi Sistemi diyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç kimse çözüm faizde demiyor. Ama çözüm yoluna gireceksek ilk adım faizi doğru belirlemek olmalı. Çünkü faiz yanlışsa kur da fiyatlar da ücretler de kiralar da borsa da her şey yanlış gidiyor.
      ABD para bastı ama onları parası yalnız ABD'de değil Türkiye'de ve başka ülkelerde de geçerli olduğu için buralara yatırım olarak gitti ve kendi ülkesinde yüksek enflasyon yaratamadı. Bizim bastığımız parayı ise bizden başka kabul eden yok. Yani hepsi burada kalacağı için enflasyon yaratır.

      Sil
    2. Devletin üretim girdi maliyetlerine (doğalgaz, elektrik, benzin) %60 civarı zam yapıyor. Harçlara vergilere sıfır girdili kalemlere %58 zam, nasıl üreticilere bu ürünün enflasyonundan sen sorumlusun diyebilecek?

      Sil
    3. "Onların parası başka ülkelerde de geçerli, bizim bastığımız parayı ise bizden başka kabul eden yok." işte aylardır düşündüğüm sorunun basitçe cevabı. Hz Ali'nin sözü "Bir kelime... 40 yıl..." ve bir sözü daha var ki Hocam işiniz zor. Hz Ali'ye sormuşlar "dünyanın en zor şeyi ne?" diye, "Cahile laf anlatmak demiş..."

      Sil
  22. Faizin artmasi talebi kismasi ithalati da kisar mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artınca TL yabancı paralara karşı değer kazanır ve bu durumda ithalat tam tersine artar.

      Sil
    2. sağlık,üretim,yatırım malları hariç bütün ürünlere kişisel ithalatlarada yüksek gümrük vergisi getirsinler akaryakıt ithalini düşürmek için ise ucuz elektrikli araç ile ilgili her türlü üretime teşviki verilsin dış ticaret fazlası veririz

      Sil

  23. Asgari ücret politikasındaki gibi bir taban fiyat uygulaması olan piyasa müdahalesi şekli hangisidir?

    YanıtlaSil
  24. Eylül 2021 2023 ortalarına kadar gölgemiz ile kavga ettik sonrası bunun çözüm olmadığını gördük döndük rasyonel ekonomik modeli , tek başına çözüm olacakmı hayır yapılacak şey sizin yapısal reformlar kitabınız siyasiler tarafından okunup hayata geçirilmesi çözüm orda yazıyor.


    YanıtlaSil
  25. Tekrardan ve tekrardan acı reçete zamanı hocam.
    Bu arada şimdi İnferis adlı muhteşem eseriniz aklıma gelince kontrol ettim de Sahte Sultan ve Fon adı altında iki roman daha yazmışsınız.
    Okumak için can atıyorum.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
  26. Hocam merkez bankası enflasyonun gerisinde faiz arttırarak baz etkisiyle enflasyonun faizin altında kalarak reel faizle düzlüğe çıkabilirmiyiz acaba?

    YanıtlaSil
  27. Hocam Gaye Erkan ın şahlandıracağı 3 sektör sizce hangileri olmalı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası sektör şahlandırmaz, fiyat istikrarını sağlamaya çalışır.

      Sil
  28. Mahfi bey

    Netanyahu ile,
    Hamas ile,
    Putin ile,
    Zelenskyy ile;

    "Siz" konuşsanız, olmaz mı?

    Sakin karakterli bir insan olduğunuz için sizi dikkatle dinlerler, belki savaşları bitirirler.

    Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  29. Recep Tayyip Erdoğan, ekonomideki gidişatı ve çözüm önerilerinizi bizzat sizden dinlemek için sizi Ankara'ya davet etse, gider misiniz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni bir yere davet etmeye gerek yok. Burada yazdıklarımdan farklı olup kendime sakladığım bir görüşüm yok, hepsi bu blogda yazılı.

      Sil
  30. Hocam merhaba öncelikle dik duruşunuz için tebrik ediyorum. İki sorum olacak hocam cevaplarsanız sevinirim. 1- Faiz politikasında ani bir eylem veya söylem değişikliği bekliyormusunuz ? 2 - Seçimlere kadar gidişat az çok belli öngörebiliyoruz fakat seçimlerden sonrası için ekonomide beklentileriniz neler ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. 1. Beklemiyorum. 2. Böyle devam edeceğini düşünüyorum. İlaveten vergiler artacak.

      Sil
  31. Siz de kabul edin Mahfi bey, hükümet bunca afet ve zorluklara rağmen ekonomiyi gayet iyi idare etti. Başka bir iktidar olsaydı ya da eski Türkiye olsaydı çoktan 2001 krizi gibi milyonlarca insanın işsiz kaldığı, döviz kurlarının bir gecede fırladığı, bankaların battığı krizler yaşardık. Ancak artık bunların hiçbiri yaşanmıyor. Aksine büyüme devamlı artıp işsizlik azalıyor. Vatandaş da bu gidişattan memnun ki her seçimde sandıkta muhalefete dersini verip aynı iktidarı seçiyor. Haksız mıyım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz memnunsanız mesele yok. Ama Türkiye her alanda biraz daha geriye gidiyor. Yalnızca ekonomiye bakmayın sosyal ve siyasal alanlarda da sürekli geri gidiyoruz.

      Sil
    2. Hükümet bütün zorlukları kendisi yaratıyor.Tebrik edecek bir şey yok.Yerel seçimlerden sonrası felâket.

      Sil
    3. Adsız 23.07 Beyninizi neyle yıkadılar? Söyleyin reklam olmaz.

      Sil

  32. Para piyasasının dengede olduğu gelir ve faiz oranı bileşenlerinin geometrik yerini gösteren eğri hangisidir?

    YanıtlaSil
  33. Üç ay sonra, 1500 $ alacağı olan bir ihracatçı firma, kurun düşme riskinden korunmak için, ne şekilde pozisyon almalıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda tavsiye vermiyorum.

      Sil
    2. viop vadeli işlemler öğrenin viop vadeli işlemler isimli kitap var internetde bakın

      Sil
  34. Hocam öncelikle teşekkürler,

    Şuan yapılan faiz arttırımları dış kaynak ile finansman sağlayan işletmelerin işletme maliyetlerine de yansıyacak bu da yine fiyat artışlarına neden olacak ve orta sınıf olumsuz etkilenmeye devam edecek, hatta ileri vadede işsizliğe neden olacak gibi görünüyor. Şuanki faizler dahi halen enflasyonu yakalayamamış durumda.
    Bu durumda daha nereye kadar bu faiz artışı sürecek?
    Artık her alınan karar doğru gibi yorumlansa da başka bir olumsuzluk doğuruyor, bu işin bir çıkışı olacak mıdır?
    Ne kadar süre bu politika devam ettirilebilir?
    Başka ne yapılması gerekir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi böyle bir şeydir. Bir konuda hata yaparsanız o konuda doğruyu yaparak o hatanın yarattığı yıkımı gideremezsiniz. Onun için faiz artırımının yanında yapısal reformlar gerekir deyip duruyoruz.

      Sil
    2. Merhaba Hocam, öncelikle bu güzel söyleşi ortamını yarattığınız için çok teşekkür ederim. Yapısal reform ,yapısal reform denilen şeylerin hangi başlıklardan ve alt başlıklardan oluştuğunu kısaca söyleyebilir misiniz ? Hatta belki bu önemli konu ile ilgili kısa bir YouTube videosu bile hazırlarsınız :) Emeğiniz ve sabrınız için tekrar teşekkürler...

      Sil
  35. ev finans sistemlerinin kuruluş sermayelerinin yıllar sonra arttırılma talebi ve sermaye ödeyemeyenlerin tasviyesi bddk ve tmsf ye devri sonucu binlerce mağdur var bu sistemde ponzi sistemine benzer bir sistem ve Türkiyenin en büyük sorunu barınma sorunu ve yine mağdurlar ve neden binlerce kişi sisteme girdikden sonra müdahele edildi araştırsanız Türkiyede işlerin nasıl olduğuna şaşırırsınız ve nasıl böyle yönetimi seçdik ülkeyi yönetsin diye dersiniz.

    YanıtlaSil
  36. Hocam ülkemiz de iktidar 2002 den beri tüketimle büyüme modelini seçmiş yıllar önce kosgeb 100.000 kafeye 60.000 TL hibe verdi ve 2021 faiz indirimide müteahhidleri kurtarmak için yapıldı indirilen faizlerde ve konut faizlerinin rekor düşüklüğüde müteahhidlere hibe idi sadece istanbulda satılamayan 850000 lüks konut vardı bu faiz düşürme hamlesi ile konutların hepsi satıldı yüksek enflasyon ilede kafeler doldu taşdı bu hamleler ile hükümet yüksek vergi topladı zengin çok zenginleşdi fakirde iyice fakirleşdi şimdi timsah gözyaşları dökülüp seçim öncesi kızgın kesim yumuşatılmaya çalışılıyor. ülkemizde fakirden zengine para transferi yapıldı devamlı.Fakirin verecek parası kalmayınca bu iktidar gidecek çünkü tersini yapmayı bilmiyor bu sistem ile nüfus çoğaldıkça işler kötüye gidecek çünkü fiyatlar çok yukarlarda ithalatla ve lüks konutla bu fiyatlarla başarılı olamazlar tersini yapan gelincede muhalefet yapacaklarını zannediyorlar fakat ya gelen iktidar yapısal reformları yapıp ülkeyi üretim ekonomisi haline getirirse o zaman muhalefetde yapamayıp tarih olurlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'mizin sorunları kısa vadeli çözümler ile çözülemez. Hocamızın da dediği gibi yapısal reformlara (başta eğitim ve hukuk) ihtiyaç var. Muhalefetin iktidara geldiğini varsayalım; muhalefetin elinde sihirli bir değnek olmadığından birikmiş sorunları kısa sürede (5 yıl) çözemez ve bir sonraki seçimde kaybeder.

      Sil
  37. Hocam, resmi verileri kullanmanız anlaşılır ama siz de biliyorsunuz, enflasyon yüzde 150'nin üstünde bir yerde. İnsanlar, alım güçleri sürekli düştüğü için beslenmede protein yerine karbonhidrata abaniyor. Biraz parası olanların da birikimini koruyacağı bir yer kalmadı. Servet el değiştiriyor. Kendi adıma, paramı işimle ilgili mala yatırıyorum ama bu sefer başka giderler ürünün artan değerini eritiyor. Küçücük isletmeyiz, ayakta kalabilmek için Baltık kuru yük endeksini, Brent tipi petrolü takip ediyorum. Bazen, acaba Koç, Sabancı vb. yöneticileri benim kadar bu işlere kafa patlatıyor mudur diye düşünüyorum. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emin olun onlar da en azından teknik kadroları aracılığıyla bu işleri takip ediyorlar. Başka da çare yok.

      Sil
    2. Harika bir yorum.

      Sil
  38. Hocam AB liği, gümrük birliliği avantajları dezavantajları. Gümrük birliliğinin şu ana kadar Türkiyeye kar mı zarar mı sağladığı ile ilgili sizden güzel bir yazı bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda yapılmış güzel akademik çalışalar var:
      https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/100833
      https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1359119

      Sil
  39. Yazınız ve diğer yazılarınız için teşekkürler. Sizin yazılarınız ekonomist olmayan insanların bile bu konuları anlaması ve fikir sahibi olmasının yolunu açıyor. Zor olan makroekonomik konuları sade bir dille toplumun anlayışına sunuyorsunuz.Saygılarımla

    YanıtlaSil
  40. Hocam makalenizi okurken bana şu üç sözü kulağımda yankılattınız.

    Giriş ve gelişmenin özeti: "Kör sadakat, hakikatin en büyük düşmanıdır!"
    Sonucun özeti ise: "Geç kalınmış tebessüm, idamdan sonra gelen affa benzer!"
    Çıkarılacak ders: "Kriz zamanlarında akıllılar köprüler kurarken aptallar duvar örer!"

    YanıtlaSil
  41. Dünya işlerini, özellikle de ekonomiyi İslam reçetesiyle yönetmeye kalkarsan olacağı budur. Kızmak gerekmiyor, çünkü Müslümanlar buna layık.

    YanıtlaSil
  42. Hocam, değerlendirmeleriniz için teşekkür ederiz. Onlarca yıldır, ülkenin yapısal reformlara ihtiyacı olduğu söylenip duruyor. Hukuksal anlamda ciddi bir reform gerektiği aşikar. Başka ne türden yapısal reformlara ihtiyacı var ülkenin? Belki başlı başına bir yazı konusu bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bu bloga yapısal reformlar konusunda birçok makalem olduğu gibi Remzi Kitabevi yayınlarından çıkmış bir de Yapısal Reformlar ve Türkiye başlıklı kitabım var.

      Sil
  43. peki türkiye de yerli mal dediğğmiz şeyler hepsi yabancı teknolojiyle üretiliyor peki bu tip yapıda olan devasal fabrikalarla övünmek halkın eğitim sevyesinin göstergesi değil midir

    YanıtlaSil
  44. Her zamanki gibi ders gibi yazınız için çok teşekkürler hocam. Bir konuda ısrarla ayrışıyoruz: ‘Bunu yapmasının altında yatan neden faizi düşürünce enflasyonun da düşeceğine olan inançtı’. Hayır hocam, bilerek yapıldı, bunun etkisinin ne olacağı pekala bilinse de ‘politik dil’ duyulması gerekeni söyledi. Amaç çok kısa vadede yapay ekonomik büyüme idi ve öyle oldu. Bunun bedelini Arjantin gibi ödeyecek miyiz, 1 yıla çıkmaz beraber yaşarız; zira ödemeler dengesi bıçak sırtında ilerliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kendi yaptıkları açıklamaya göre yorum yapıyorum. Kasten yapmış olduğu bir yorumdur.

      Sil
  45. Mahfi Bey dolar daha da artacak mı yoksa 30 civarlarında kalır mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana faizin ne olacağını söyleyin ben de size Dolar/TL kurunun ne olacağını söyleyeyim.

      Sil
  46. Ben hükümet yetkililerinin veya ekonomi bürokratlarının yerinde olsam; sizi, Süreyya Serdengeçti, Durmuş Yılmaz, Işın Çelebi gibi değerli insanlara danışmanlık verip onların aralarında toplanıp karar vermelirine göre ekonomiyi yönlendirirdim.Tabii, kararlarınızın harfiyen yerine getirilmesi şartıyla...Çünkü, dünyada paranın satınalamayacağı tek şey tecrübe....Görüyorsunuz, zaman su gibi akıp gidiyor ve aramızdan ayrılanlar hızla çoğalıyor, ne yazık ki....elbetteki muhteşem bir özet olmuş, bu yazınız....Saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Başkaları adına konuşamam ama bana danışmanlık vermelerine gerek yok çünkü ben zaten burada, açık kanallar üzerinden bedava danışmanlık hizmeti veriyorum. Burayı okumaları yeterli.

      Sil
    2. O kadar çok saf yorumcu var ki insan hayrete düşüyor. Sanıyorlar ki Saray Rejiminin elinde deneyimli bürokrat yok o nedenle Mahfi Bey gibi iktisatçıların görev almasını istiyorlar. Meselenin ne olduğunu hala anlayamamışlar ve bu sayfada okudukları da onlara yardımcı olamamış. Ne diyeyim ,Vito Corleone'nin hayatını okuyun, bir şeyler öğrenirsiniz belki.

      Sil
    3. Hocam, gayet haklısınız bedava danışmanlık hizmeti veriyorsunuz, eksik olmayın.Ama benim görebildiğim kadarıyla yazılarınıza yapılan çoğu yorum; halkın çeşitli kesimlerinden ve insanımızın kendi hayat felsefelerine göre yapılıyor.Dolayaısıyla benim gibi halkımızın göremediği, gözden kaçırdığı veya bilemediği bazı noktalar olabilir.Bu nedenle, sizin gibi değerli ekonomistlerin bir arada karar vermesi önemli, bence...İktisat bir bilim çünkü....Saygılar....

      Sil
  47. Keşke CNBC-E kapanmasaydı.

    Çünkü hafta içi her gün 17.00 - 17.30 arası değerlendirme yapıyordunuz, "günlük Mahfi Eğilmez dozu"muzu rahat rahat alıyorduk...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yakında yeniden açılacağını söyleyebilirim.

      Sil
    2. Sizleri bekliyoruz hocam tekrardan

      Sil
  48. Sayin hocam Hafize Gaye Erkan gibi ekonomistlerin Goldmann Sachs gibi kuruluslarda kariyer yaptiklarini görünce inanin bu kuruluslara güvenim sarsiliyor. Goldman Sachs'in vermis oldugu kredi notlarini pek ciddiye almamali diye düsünüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Goldman Sachs bir yatırım bankası kredi notu veren kuruluş değil. Sanırım S&P ile karıştırdınız.

      Sil
  49. Hocam yapısal reformlardan kastınız nedir? Örnek vererek açıklayabilir misiniz? Yapısal reformlar nedir? Hangi işlemler yapılır, yazı çok güzel teşekkürler sağolun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "İstanbul Sözleşmesi", yapısal reformlar kapsamına girer mi Mahfi bey?

      Bu sözleşme, "İslam-Türk aile yapımız"a aykırı değil mi?

      Sil
    2. Teşekkürler.
      Yapısal reformları anlatan Yapısal Reformlar ve Türkiye (Remzi Kitabevi Yayını) adlı bir kitabım var. Ayrıca bu blogda o adla birçok yazım var.

      Sil
    3. Hayret bir şey yaa! Her IQ seviyesinde yorum var. Dinle körelmiş zihinler yapısal reformların aile yapımıza zarar verebileceğinden endişe ediyor. Bir diğeri şeriatın öcü olmadığını iddia ediyor. İnsanları kandırmak, güdülemek bu kadar kolay olmamalı ama oluyor maalesef.

      Sil
  50. Hocam yabancı yatırım araçlarına olan talebin artmasını bekler miyiz? Yurtiçi hisse senedi piyasasının her gün satış ağırlıklı bir eğilimde olduğunu görüyoruz, insanlar mevduat hesaplarına yatırım yapmayı tercih ediyorlar böyle bir dönemde. Öte yandan yurtiçinde faizlerin artmasıyla birlikte döviz kurunda bir artışın yanında FED ve ECB'nin politika faizini sabit tutma açıklamalarından sonra yabancı hisse senetlerinde reel bir artış da görebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavaş yavaş görebiliriz.

      Sil
    2. Aynı hataları cehalet ile bilmeden tekrar etmek mi yoksa bilerek kasıtlı tekrar etmek mi daha büyük yıkım ve zarar verir ??? Cehalet bahane geçerli mazereti midir bu yaşananların ??? Mahfi bey beni okuyup cevabınız icin şimdiden teşekkürler degerli fikirlerinizi icin.

      Sil
  51. Mahfi Hocam,

    Lütfen kusuruma bakmayınız.

    "Son üç yılın ekonomi politikası" başlığından sonrasını okumadım :)
    Eminim sizin gördüğünüz bir politika vardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her zaman bir politika vardır ama iyi ama kötü ama doğru ama yanlış.

      Sil
  52. Yine muthis bir analiz. Hocam, zaten politika faizini dusurerek enflasyonu dusurmeyi beklemek, ekonomi bilimine tamamen aykiri degil mi? Politika faizi dustugunde en basitinden bankalarin MB'den aldigi paranin maliyeyi duser, dolayisiyla piyasaya halka daha ucuz kredi satar. Ucuz krediye atlayan halk, tuketimi artiriri, dolayisiyla yine enflasyon yukselise gecer. Mevduat faizleri de dusecegi icin, TL'den kaci baslar, TL'nin doviz karsisinda degeri duser vs vs. Hocam bir sorum olacak; 2024 yili icerisinde, mevduat faizleri ve kredi faizleri sizce max hangi oranlari gorur? Tesekkurler - Pinar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Aslında görmesi gereken yer % 120 - 130 yani gerçek enflasyonun olduğu yer ama ben yüzde 60'dan öteye gideceğini sanmam.

      Sil
  53. Poz verdirip fotograf çekseniz daha iyi bir sahne olmazdı. Gayet güzel içinde olduğumuz cendereyi anlatmışsınız. Tebrikler.

    YanıtlaSil
  54. Bakalım Mahfi beyin cevabı ne olacak:

    "TÜİK açıkladı: 'Tüketici Güven Endeksi' beş ayın zirvesinde."

    Kaynak:
    https://t24.com.tr/haber/tuik-acikladi-tuketici-guveni-bes-ayin-zirvesinde,1143928

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artıp risk primi düşünce işler düzelir sanıyor ahali. Oysa o sadece bir parça.

      Sil
  55. Hocam çöküşün eşiğindemiyiz?

    YanıtlaSil
  56. Hocam elinize sağlık. Nutuk atanların değil, Nutuk’u okuyanların ve anlayanların yanındayız.Sizde onlardan birisiniz. Saygılarımla. Fatih

    YanıtlaSil
  57. Sayın Hocam,merhabalar. Hükümet "Kur Korumalı Mevduat" yöntemini doları baskılayıp enflasyonun " maliyet" kısmını düşürmek istenmiş olabilir mi? KKM'ye tamamen kötü gözüyle bakılıyor, kötü yanları var fakat aşırı bir talep enflasyonu ülkemizde olmasaydı KKM iş yapar mıydı sizce? Veya Maliyet enflasyonu yüksek olan bir ülkede KKM faydalı olur mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyu değerlendirebilmek için enflasyonun niçin bu kadar yükseldiğine bakmak lazım. Faizleri düşürmeseydik enflasyon böyle artmayacak, kur bu kadar yükselmeyecek ve KKM gibi bir garip uygulamaya da gerek kalmayacaktı. İlk yanlışı görmezsek KKM doğru hamleymiş gibi görünür.

      Sil
  58. Sayın Hocam, sizin de defalarca belirttiğiniz gibi hukukta, eğitimde, insan haklarında ve de bir çok yerde reformlar olmadan bu yapılanlar sadece yama kalır. Hiç bir aklı başında yatırımcı borç vermez.

    YanıtlaSil
  59. Siz bunları faiz indirilmeye başlandığınızda da anlatıyordunuz ancak o dönem size kızanlar bugün sizinle aynı fikirde olmuşlar. En çok da bu ağırıma gidiyor. Bu kadar fırıldağın olduğu bir ülkede hiç bir şey düzelmez. Ben umudumu tamamen yitirdim artık.

    YanıtlaSil
  60. hocam elinize sağlık.. sürecin dünyayı deflasyona sokacağına dair öngörüm çok mu ütopik..

    YanıtlaSil
  61. Beni şaşırtan şu:

    Daron Acemoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan röportajını okudum.

    Mahfi beyin yıllardır isyan ettiği olumsuzlukları, Daron bey de kendi üslubunca, kendi kelimeleri ile söylüyor. Özü itibariyle, Mahfi beyin ve Daron beyin odaklandıkları konular aynı:

    https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/daron-acemoglu-ekonomik-gidisati-ve-asgari-ucret-tartismalarini-2153558

    Fakat, bu kadar.

    Ötesi yok.

    Türkiye'nin onyıllardır biriktirdiği problemleri hep söylüyorsunuz, hep anlatıyorsunuz o kadar.

    Problemleri sürekli ama sürekli anlatmayı ne zamana kadar sürdüreceksiniz? Nerede çözüm önerileriniz, nerede reçeteleriniz?

    Daron beyin de blogu olsa ona da sorardım bu soruyu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sorduğunuz için. Ama ben de yıllardır Türkiye için çözüm yolunun yapısal reformlar olduğunu yazıyorum, söylüyorum anlatıyorum. Bu bloga hiç yoksa en az beş tane yapısal reformlar yazım var. Bir de Yapısal Reformlar ve Türkiye adlı kitabım var (Remzi Kitabevi Yayını.) İşte oralarda hep çözüm yollarını anlattım. Sağır sultanın bile duyduğu çözüm önerilerimi sizin duymamış olmanız benim değil sizin sorununuz.

      Sil
    2. Yapısal reform imkansız. Türkiye narsiszm dolu bir yer. Bir şeyler yazıp sonra onu uygulayacak istek ve kapasite bu ülkede yok. Olması da gerekmiyor aslında ama işte Dünya'nın ortasındayız. Okyanusun ortasında ada olsaydık gayet mutlu mesut yaşardık.

      Türkiye öğrenmek istemeyen bir ülke. Topkapı sarayı tavanlarındaki motifler gibi. Ortadan dışarıya doğru dairesel motif. Herşeyin merkezi de burası. Bu kafa dışardan bir şeyi alamaz. Etkileşime açık bir zihin modeli yok burada. Bu model Dünya'nın şimdiki dinamizminde kapalı feedback sistemine döner ve entropiye uğrar. Yüzyıllardır da uğruyor. Kendinizi kurtarın.

      "Sağır sultanın bile duyduğu çözüm önerilerimi sizin duymamış olmanız benim değil sizin sorununuz." Sağır sultan duysa da yapmaz, yapamaz. Türkiye'yle ilgili teorilerinizi ve öngörülerinizi sağır sultan duyduğu halde bunlar yapılmazsa ne olur üzerinden şekillendirin. Gerçekçi öngörü budur çünkü.

      Sil
  62. Hocam gençlere soruyorum en iyi eğitim sistemi nerede diye, Finlandiya ve Singapur diyolar.

    Bir tane bilim adamı say diyorum o ülkelerden, ses yok. Güncel bir marka söyle diyorum, yine ses yok.

    Nasıl bir eğitim sistemi bu o zaman diyorum, cevap şu “insanları mutlu çünkü”.

    Yahu mutluluktan mı yüksek ozaman orada bu intahar oranları diyorum, cevap; “hava kapalı orda o yüzden”.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Singapur'u bilmiyorum ama Finlandiya'da bir süre kaldığım ve hala oradan görüştüğüm insanlar olduğu için biraz ahkam kesebilirim sanıyorum. Finlandiya, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ciddi mali sorunlarla boğuşmuş ve AB'ye alındıktan sonra atağa kalkmış, birliğin avantajlarından sonuna kadar yararlanmış bir ülke. Çıkardıkları tek marka 90'larda Nokia oldu. Finlux marka ürünlerini bizim Vestel üretiyordu. Bir de lastik fabrikası var. Bunun dışında, ağaç işlerine(ülke göl ve ormandan oluşuyor), balıkçılığa ve cam sektöründe ilerlemişler. Tasarıma önem veriyorlar ve çok şık hediyelik eşyalar üretiyorlar. Ürettiklerini kolayca AB'ye satıyorlar. AB fonlarından sonuna kadar beslenen, tekniğe yatırım yapan bir ülke. Bilimsel gelenekleri pek yok, ama teknolojide iyiler.
      19. yüzyıla kadar İsveç'e, sonra Rusya'ya bağlı olarak yaşamışlar. 20. yy başlarında bağımsızlıklarını kazanmışlar. 2 adet başarılı savaşları var, soğuk iklimi avantaja dönüştürmüşler. Batı ve SSCB arasında denge politikası izleyerek ayakta kalmışlar. Nüfus az, ülkenin coğrafi konumu çok önemli olmadığı için savunma sanayine çok para ayırma zorunluluğu son zamanlara kadar gerekmedi, bu sayede eğitime ve tekniğe bütçe ayırıp gelişen bir ülke. Şimdi de Nato'ya kapağı attılar. Geçmişte hep bağlı devlet olarak yaşadıkları için Abd'nin emirlerini uygulamak konusunu dert etmezler. İnsanları sanıldığı kadar entellektüel de değil, mutlu da değil. İntihar konusu yalnızca ülkenin kutba yakın olmasıyla açıklanamaz. Toplum köylülükten kentliliğe geçerken, geleneklerini bırakıp avrupalılaşırken yaşanan uyum sorunları kanımca daha büyük etken. Uyuşturucu burada da önemli bir sorun. Özetle, bizim özenip örnek alacağımız bir ülke değil. Bizim sorunlarımız çok başka.

      Sil
  63. Sayın Hocam ben kendim adına ve sorumlu her T.C. vatandaşı adına size çalışmalarınızdan dolayı sonsuz teşekkürler ederim yıllardır topluma gelişmiş ülke olmamızın yolunu göstermeye çalışıyorsunuz ama maalesef bizim makus talihimiz böyle bizi gelişmiş ülkelerden ayıran davranış şeklimiz bu.
    Türkiye, okuma alışkanlığında da dünyada 86. sırada yer alıyor. Kitap okuyanların yüzde 65'i aşk, yüzde 24'ü siyasi, yüzde 13'ü düşünce, yüzde 7'si kişisel gelişim kitapları okuyor. Çocuklara kitap hediye edilmesinde ise Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada

    YanıtlaSil
  64. İyi günler Mahfi bey, bıkmadan usanmadan halkı aydınlatma çabalarınız için size minnettarız. Bir sorum olacak; gerçek enflasyon oranı ile, TCMB'nin politika faizinin arasında en az -60 puanlık bir fark olunca politika faizini 2.5 puan daha yüksektirseniz, ekonominin doğru yola girme ihtimali nedir?

    YanıtlaSil
  65. Faiz artınca enflasyonun düşeceği ne malum? Abd abde verilere güven var bizde sepette ne var onu bile bilmiyoruz? Beklentiler dolayısıyla hep 30larda devam edemez mi?

    YanıtlaSil
  66. Yapısal reformlaeı türkiye de kimse gücü yetmez ,çünkü yapılmamasından ve ucuz işçilik ihracatı üzerinde kurulmuş bir kapitalist türü diyem bununla kimse başa çıkamaz nasıl and abd lobilerle kimse başa çıkamıyorsa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama o bile başarılamıyor ki. Bir sürü göçmen var kaçak da çalışıyor ama tekstil firmaları Mısır'a gidiyor. Ucuz işçilik olayı da tutmuyor gibi gözüküyor.

      Sil
    2. Devletin merkez Bankası asla gercek reel faiz vermez vermedi bugüne kadar yapabildikleri sadece sahte enflasyon verileriyle piyasayanın algıların manipüle ederek gemisini yüzdürdü tasarruf sahibinden çaldı elindeki büyük güç kötüye kullandı yani yasal manipülasyon araçına dönüştürdü ned ren mi ?? Sırf bu verimsiz potansiyelmizi harcayan ama çıktısı sıfır bile olmayan eksi dönmüş hantal sistemi rejimi ayakta tutabilmek parlatmak göz boyamak asla halkın güvenliği refahı icin degil..

      Sil
  67. Ekonomi tümüyle saadet zinciri haline gelmiş. Bir yerden kopacak.

    YanıtlaSil
  68. Hocam hukuksal reform paketlerinin ekonomiye etkisi sizce nasıl olur saygılarımla.

    YanıtlaSil
  69. Türkiye yüzyılı bir aldatmaca mıdır? Öyle ise, ne kadar sürdürülebilir ki bu durum? Hem ekonomik kriz hem böyle bir söylem…

    YanıtlaSil
  70. Hocam merhabalar. Benim sorum şu, eğer yanıtlarsanız çok mutlu olurum.

    Normal sıradan vatandaşın anlayacağı şekilde, bundan sonraki 1-2 yıllık zaman diliminde, ev araba çarşı pazar vs yani halkın yaşamını doğrudan ilgilendiren şeylerde durum ne olur?

    YanıtlaSil
  71. Hocam 2021 Eylül ayından 2023 ortalarına kadar Türkiye'nin ekonomik politikalarının trajik ve dikkat çekici bir özetini sunmuşsunuz. Yanlış hesaplamalar ve politika uygulamaları, yüksek enflasyon, değer kaybeden para birimi ve ekonomik belirsizlik gibi sonuçlara yol açtı. Şimdi, geçmişte yapılan hatalardan ders alınarak nasıl daha sağlam ve sürdürülebilir ekonomik politikalar izlenebilir?

    YanıtlaSil
  72. Hocam, Yazınızın ilk paragrafında "Bankalar da Merkez Bankası’nın bu uygulamasına uygun biçimde hem mevduat hem de kredi faizlerini düşürdü." yazmışsınız. Bankaların böyle hareket etmesinin sebebi nedir? Herhangi bir yasal zorunluluktan mı yoksa ekonomik bir tepki olarak mı yapıldı. Mümkünse detaylandırabilir misiniz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?