Multiflasyon ya da Türk Tipi Enflasyon

Daha önce enflasyon üzerine birçok kez yazı yazdım, tanımları vermeye çalıştım ve Türkiye’de hangi tür enflasyonun var olduğunu açıklamaya çalıştım. Son olarak, dünyanın her tarafında enflasyonun yükselmeye başlamasıyla birlikte ortaya çıkan bazı yeni tür enflasyon görünümlerini yazdım. Bunlar: skimpflasyon (kaliteyi düşürüp fiyatı aynı tutmak yoluyla yaratılan gizli enflasyon), shrinkflasyon (miktarı azaltıp fiyatı aynı tutmak yoluyla yaratılan gizli enflasyon), greedflasyon (yüksek enflasyonun da ötesine geçerek yapılan fiyat artışlarının yol açtığı enflasyon) olarak adlandırılıyor. Fiyatlar genel düzeyinin (yani fiyatlarının çoğunun) sürekli olarak yükselmesini enflasyon olarak tanımladığımız için greedflasyon dışındakilerin fiyat artışı değil de enflasyon türü olarak tanımlanabilmesi için kalite düşüşünün veya miktar azaltılmasının süreklilik taşıması gerektiğine dikkat çekelim. Petrol dışarıdan ithal edildiği için dünyada petrol fiyatlarının artışına ve TL’nin dolar karşısındaki değer kaybına paralel olarak benzin fiyatları sürekli bir artış içinde olduğundan bu artışlar enflasyonun yükselmesine yol açan nedenler arasındadır. Buna karşılık eğer TL dolar karşısında değer kaybetmese ve dünyada petrol fiyatları değişmese ama hükümet benzin üzerindeki KDV’yi mesela 5 puan artırsa bu bir defalık fiyat artışına yol açacağı için bunu enflasyon artışı olarak değil fiyat artışı olarak değerlendirmek gerekir.

Enflasyon asıl olarak ya üretim maliyetlerinin sürekli olarak yükselmesinin (arz ya da maliyet enflasyonu) ya da talepteki sürekli artışların (talep enflasyonu) fiyatlara yansımasıyla ortaya çıkar. Bu ikisi dışındaki bütün enflasyon ve enflasyon benzeri olgular bu ikisinin türevleridir. Bunları bir tablo halinde gösterelim:


Fiyatlar burada sayılanlardan başka nedenlerle de artabilir. Örneğin bir malın moda olması çok talep edilmesine ve fiyatının artmasına neden olabilir. Ya da bir mala herhangi bir nedenle talep artışı gelmesi o malın fiyatının artmasına yol açabilir. Ne var ki bunlar, yukarıda değindiğimiz gibi bir defalık (sürekli olmayan) ya da tek malla sınırlı fiyat artışları olacağı için enflasyon değil fiyat artışı olarak sınıflandırılır.

Bir de yanlış ekonomi politikasının yarattığı enflasyon artışı var. Diyelim ki bir ekonomide enflasyon ve merkez bankası faizi yüzde 20 iken ve enflasyon artma eğilimi içindeyken merkez bankası faizi artırmak ya da en azından sabit tutmak gerekirken düşürmeye, hatta bununla da yetinmeyerek piyasa faizlerinin de düşürülmesi yönünde baskı yapmaya başlamış olsun. Bunun sonucu olarak bankaların mevduata vereceği faiz, reel olarak negatif olmaya (enflasyonun altında kalmaya) başlamışsa insanların tasarruf yapması için bir neden kalmaz. Çünkü bu durumda faiz alsalar bile satın alma güçlerini koruyamayacaklar demektir. O zaman ellerine geçen parayı harcamaya başlarlar. Talep artmaya ve talep enflasyonu oluşmaya başlar. Enflasyon yükseldiğinde yani paranın iç değeri düşmeye başladığında ister istemez dış değeri de düşer, kur yükselir. Kur yükselişi ithal mal ve girdi fiyatlarını o da üretim maliyetlerini yükseltir. Böylece talep tarafından başlayan enflasyon maliyetlere de yansıyarak bir kısır döngüye dönüşür. Böyle bir ortamda bir yandan da seçimler gibi çeşitli nedenlerle para arzı artışı ortaya çıkarsa kısır döngü giderek büyür.        

Bazı ekonomilerde bu enflasyon türlerinin birkaç tanesi bir arada bulunur. Böyle bir durumda tedavi o enflasyon türüne göre yapılır. Örneğin talep enflasyonu varsa faizler artırılır, para arzı kısılır ya da girdi fiyatları artışı kaynaklı bir maliyet enflasyonu söz konusuysa o maliyetlerin düşürülmesi için vergi oranı düşürülebilir.

Türkiye’de bugünkü ortamda bu tabloda sayılan nedenlerin ve enflasyon türlerinin tamamı mevcuttur. Buna multiflasyon (çoklu enflasyon) diyebiliriz. Multiflasyonu düşürebilmek için bir veya iki önlemden çok ötesi gerekir. Bu sorunu çözmenin yolu kapsamlı bir program uygulamak ve geleceğe ilişkin beklentileri olumlu hale dönüştürecek adımları atmaktan geçer. Türkiye, 2001 krizine girdiğinde enflasyon oranı bugünküne yakındı. Toplum, aynen bugünkü gibi geleceğe ilişkin karamsar beklentiler içindeydi. Kriz sonrası uygulanmaya başlayan kapsamlı istikrar programıyla birlikte görünüm değişmeye ve gelecek beklentileri düzelmeye başladı ve enflasyon üç yılın sonunda tek haneye düşürüldü. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu enflasyon sorununu çözebilmesi için benzer kapsamda bir programı uygulamaya koyması gerekiyor. İşin en acı tarafı 22 yıl sonra dönüp dolaşıp benzer bir programı uygulamak zorunda kalmamızdır.  


Yorumlar

  1. Değerli yazınız için teşekkürler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam sonuçta bütün enflasyon u hükümetin yanlış politikaları ile terimlerin anlamalarınıda sayenizde öğrendik. Yanlız 2001 de memur emekli bu kadar enflasyona ezdirilmedi diye düşünüyorum. Bazen vatandaş bir kaç banakaya borcu oluyor sonra gidip tek bir bankadan kredi çekip borcu kapatıyor tek bankaya ödüyor. O zaman IMF ye gitmek programlarını uygulamak gerekiyor anlamı ön plana çıkıyor.Saygilar hocam.

      Sil
    2. IMF'ye gitmek doğru bir adım olabilir.

      Sil
    3. Hırsızlar içimizde oldukça, nereye giderseniz gidin bir yolunu bulup çalmaya devam ederler. Bu hırsızları ve onlara sorgusuz sualsiz biat edenleri eğitmek lazım. Biz IMF ye bile rüşvet veririz ben inanıyorum.

      Sil
    4. Bir japon atasözü derki suyun içinde nereye gidersen git ıslanırsın.

      Sil
    5. Turgut Özal'ın yerleştirdiği küresel tefeci sermaye ile eklemlenme nedeni ile dönemsel krizlerden kurtulma imkanı yoktur. Büyük resme bakmak lazim.

      Sil
    6. Sn Muharrem,
      IMF ye rüşvet verirsiniz de, alırlar mı?
      Almazlar, alamazlar.

      Sil
    7. Serbest piyasa ekonomisinde enflasyon kaynaklı bu tür krizler kaçınılmazdır

      Sil
  2. Başamı döndük hocam. 😔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başa dönsek iyi. O zaman ne hukuk ne demokrasi ne de ekonomiyi etkileyen konular bu kadar zedelenmişti.

      Sil
    2. Başlangıç noktasına elbette dönülemez, bu döngü süreçlerden ibarettir. Başlangıç koşulları tekrarlanamaz. Yazınızda belirttiğiniz değişimler (artış,azalış...) bir model problemidir. Eğerki IMF çare ise, kendisi üye vakalarından kaçını tekrar masaya oturana dek çözmüş olacaktır ? Bu sorunun cevabını vermelerini ısrarla beklemeliyiz. Sonrası: gerçekçi aksiyon...

      Sil
  3. -20 puan reel faizle sıkı para politikası uyguladığımıza inanıyoruz hocam. Belki de düşüncemizde bir sorun vardır. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Gerçekten tuhaf insanlarız.

      Sil
    2. Yazilariniz da yorumlariniz da cok dogru hocam

      Sil
    3. - 70 olmasın o.

      Sil
  4. Tarih "sadece aptallar" için tekerrürden ibarettir.Bu ülke akillanmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TEKERRÜR DERS ALMAYANLARIN DÖNGÜSÜDÜR1!!/

      Sil
  5. Emeğinize sağlık Mahfi Hocam.

    YanıtlaSil
  6. Günaydın hocam. Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  7. Hocam sizce bu durum Arjantin örneği gibi süreğen bir hale dönüşür mü,öylesi bir durumda vatandaş olarak ne yapabiliriz,bulduğumuzu harcamaya devam mı edelim?Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağı yukarı 50 yıldır yüksek enflasyon yaşadığımıza göre Arjantin'den pek de bir farkımız yok sanırım.

      Sil
  8. Hocam son paragrafta gün ışığı gördüm.

    YanıtlaSil
  9. Hocam merhabalar,
    Enflasyon ve maliyetlerde artış devam ederken gelen verilerde konut tarafında satışlar hızla düşüyor ancak fiyatlarda düşüş göremiyoruz. Seçim sonrası beklenen sıkı para politikalarını uygulanması durumunda konut fiyatlarına etkisi ne yönde olur araçta yaşanan benzer bir düşüş beklenir mi? İhtiyaçtan dolayı konut almam gerekiyor. Doğru zamanlama konusunda düşünceniz nedir?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçim sonrası büyük olasılıkla vergiler çok artacak. Konut fiyatları düşüşte ama düşen fiyatlar değil artış hızı. Seçim sonrası iki taraflı etkiler de görülebilir. Yine de beklemek akıllıca görünüyor. Tabii bu, benim görüşüm.

      Sil
    2. Katkılarınızdan dolayı çok teşekkürler hocam.

      Sil
  10. Mevcut rejim değişmeden (akp gitmeden) kapsamlı reform yapılmayacağı açık. O zaman soru şu olmalı: Akp'den ne zaman ve nasıl kurtuluruz? Merhum Erbakan hoca gibi soracak olursak kurtuluş kanlı mı olacak, kansız mı? Cevap için dönüp tarihe bakmak gerekir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. AKP niye gitsin,nereye gitsin,cematiyle tarikatıyla 25 milyonu geçen dünyanın en büyük teşkilatlarından her daim iktidarda kalacaktır.

      Sil
  11. Üstadım, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Sizler gibi değerli insanlara inanın çok üzülüyorum. Baş üstünde taşınmanız gerekirken , doğruları öğrenmemiz için kendinizi harap ediyorsunuz. Ama umut varsa hayatta vardır. Sizler bizlere biraz da olsun umut verebiliyorsunuz.

    YanıtlaSil
  12. Hocam merhabalar, çözüm yine acı reçete yani, ancak bu defa olmayan belki de orta gelir grubu ya da genel kullanımıyla orta direk, toplum bu süreçte adeta prekaryalaştı. Sanırım mevcut durum devam ederse bu kesim çok daha kötüye gidecek, önlemler alınırsa da (sonrasinda da rasyonel düşüncenin hakim olması şartı ile) kötünün iyisini yasayacak. Sonuçta, yuklenicinin kapasitesi , kabiliyeti ve dayanıklılığı aleyhine değişmekle birlikte ustlenici görevi aynı kalmakta gibi. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef acı reçete geliyor ve maalesef düşük gelirliler faturanın çoğunu ödeyecek.

      Sil
  13. Merhaba hocam,
    Haftanın ilk mesai gününe yazınızı okuyarak başladım, paylaşımınız için teşekkür ediyorum.

    Öyle bir hale geldik ki sadece "enflasyon" kelimesi, içinde bulunduğumuz durumu açıklayamaz hale geldi. Artık birden fazla enflasyon tanımı ile karşı karşıyayız.

    Herhalde en kötü yanlarından biri de başladığımız yerden daha geride olmamızdır(22 yıl öncesinden). Dediğiniz gibi o zamanlar üstün sayılan bazı kavramlar vardı ve IMF, ortak akıl vs gibi adımlar ile krizler bir şekilde atlatılmıştı. Sanıyorum o zamanki uygulanan tedbirleri uygulayacak irade yönetenlerimizde artık yok. Millete zulum etmek için bilerek de bu yolları seçiyor olabilirler. Tek amaç halkı fakirleştirip yandaşları zengin etmek gibi görünüyor...

    Marketten her ay aldığımız ürün, her ay zamlanıyor(aralıksız), hemde tadı tuzu gidiyor, kalitesi azalıyor. Paramızla rezil oluyoruz.
    Ülkede nüfus artmıyor, millet geleceğe küsmüş, hayal kuramıyor, evlenemiyor. Boş boş zaman geçirip ömür tüketiyor.
    Dalga geçer gibi yöneticiler gözümüzü kapatıp açsak her şey düzelecek, dolar 8-10 tl olacakmışya vs gibi şakalarla milleti uyutuyor, sonrada hiç bir şey olmamış gibi ortadan kayboluyorlar. Milletimiz de hiç bir şey olmamış gibi bu şakacıları başımıza bela edenleri tekrar seçiyorya, gerçekten aklım almıyor.

    Bu basiretsiz milletin bir parçası olduğum için bazen utanıyorum, sadece ben mi böyle düşünüyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzülmeyin ama durum gerçekten de tanımladığınız gibi.

      Sil
  14. Yazınız için sağolunuz.Seçim sonrası para sıkılaştırması uygulansa bile hayal ettikleri enflasyon oranları asla tutturulamayacaktır. Rasyonel bir planlama olmadığı için çıkacak yeni problemler sistemi iyice bozacaktır. Fırtınaya değil kasırgaya dönüşen, tsunami ile sonuçlanacak bir döneme giriyoruz...

    YanıtlaSil
  15. Sürekli geleceğe dair umutlu olmamız ailemize, dostlarımıza ve çevremize bu konuda iyimser bakmalarını aydınlık günlerin mutlaka geleceğini söylüyoruz umut var ise ümit de vardır. AKP iktidarı devam ettiği sürece Mahfi be siz geleceğe dair umutlususunuz bu iktidarın sizlerin belirttiği yapısal reformları yapacağını düşünüyormusunuz.
    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu iktidarın yapısal reformları yapacağını düşünmüyorum. Mevcut haliyle bıraksalar ve daha fazla bozmasalar bile kazançtır. Gelecek uzun bir dönem. Yakın gelecekten umutlu musunuz diye soruyorsanız değilim ama uzak gelecekten umutluyum.

      Sil
    2. Bende bu hayattan sonrası için çok umutluyum.

      Sil
    3. Hocam, bari siz yapmayın :) Keynes'in dediği gibi, "Uzun vadede, hepimiz ölüyoruz."

      Sil
    4. Yani bu uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız söylemini mesela Atatürk de benimsemiş olsaydı ne olurdu halimiz düşünemiyorum bile.

      Sil
  16. hocam tşkr ederiz emeğinize sağlık,sıralama yapsak ilk olarak kur artışı diyebilirmiyiz.yüksek kur düşük faiz politikası kuru arttırmak şuanki pahalılığın en önemli nedeni diyebilirmiyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Hata faizi enflasyonun altında tutmak. Her şey oradan başlayıp bozuldu.

      Sil
  17. Hocam iyi günler.. 500 Tl lik ve 1000 Tl lik banknotların basılması gerektiği söyleniyor.. Neden banknot basmak yerine Tl’den bir 0 daha atmıyoruz.. Bununla ilgili bir yazı paylaşsanız da bilgi edinsek mümkün müdür?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altı sıfır atıldığında insanların kafası karıştı. Hala bile karıştıranlar var. Paradan sıfır atmak yerine enflasyonu düşürmeye odaklanmamız gerek.

      Sil
  18. Abnormali normal hatta multinormal haline getiren Ege CANSEN, manipülatif iktisat okumalarına yeni bir rol getirmekte. Voltaire'i taklit ederek, doğru ama birde buradan bakın olaya diyerek mağaraya giren aydınlığı boğmakta. Uyuz oluyorum artık ne yalan söyliyeyim. Yahu ana yol varken ne diye bizi şoseye sokarsın ki. Sonuçta ana yola çıkarsa gam yemeyeceğim. Serap etkisi içinde bırakıp gidiyor bu şoför.. haksız isem haksızsın deyiniz.

    YanıtlaSil
  19. Hocam elinize sağlık. Bal gibi muhafazakarlara servet transferi yaptılar.

    YanıtlaSil
  20. SAYIN HOCAM PANDEMİ DÖNEMİNDE ATİLLA YEŞİLADA İLE YAPTIĞINIZ PROĞRAMDA GELEN VERİLER SONUCUNDA BİZİ YÜKSEK BİR ENFLASYONUNUN BEKLEDİĞİNİ BİLMİŞTİNİZ.ŞU AN GELEN VERİLER SONUCUNDA BİZLERİ NE BEKLİYOR.

    YanıtlaSil
  21. Bu yazdığınız işin ekonomik tarafı. Bu millet evladına, yeni nesline halen yaşadıklarını aktarmakta zorluk çekiyor. Bu sebeple bir Türk vatandaşı ömrü boyunca vatan topraklarında en az 2-3 defa aynı filmleri tekrar baştan izliyor. Bunu anlayan birkaç evladımızda bu ülkeye dönmemek üzere koyup gidiyor uzaklara. Bizim derdimiz ekonomi değil, nesillerimizi "her neyle yetiştireceksek artık" onu bilmememiz. 2001 krizini gördüm, bu krizi yaşıyoruz bakalım 20 sene sonra tekerrür ettiğinde bizim çocuklarımızda acaba bizim gibi diyecek mi "yahu biz 2001'de ne yaşamıştık?". Hayır.

    YanıtlaSil
  22. Cihat taşkıran19 Şubat 2024 12:29

    Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler hocam.Peki 2002 de yeni bir yönetimle birlikte insanlar pozitif bir hava yakalamış olabilir mi bir de o dönem ki global piyasalarla şuan ki durum aynı mı yani işimiz daha mı zor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tabii o dönemde yeni bir hükümet gelmişti ve bu yeni hükümet mevcut istikrar programını uzunca bir süre hiç aksatmadan sürdürdü ayrıca AB ile tam üyelik müzakerelerini başlattı. Bunlar hep beklentileri olumlu hale getirmişti. Bugün ise hükümet tam tersini yapıyor. Onun için durum çok daha zor.

      Sil
  23. Hocam yine döktürmüşsünüz. Yönetim zaafiyeti mi? Milletin düşünce zaafiyeti mi?Sizce hangisi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      İkisi de. İkisi de birbirini besleyerek büyüyor.

      Sil
  24. Teşekkürler hocam Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  25. SAYIN HOCAM KRİPTO VARLIKLARIN İKTİSATTA VE MUHASEBEDEKİ YERİ NEDİR.

    YanıtlaSil
  26. Hocam ülkedeki bütün mülteciler gönderilse bu enflasyonu düşürmeye yeter mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetmez ama biraz etkisi olur. Çünkü talep düşer bu da fiyat artış hızını düşürür.

      Sil
  27. İşte aradığım sorunun cevabı! çoklu eflasyon.

    YanıtlaSil
  28. İşte aradığım sorunun cevabı varmış, çoklu eflasyon.

    YanıtlaSil
  29. Hocam sevgili hoca biraz uzun yazacağım çok özür dilerim şimdiden. LÜTFEN OKUYUNUZ.
    32 Yaşındayım ve 4 Sene önce 180 Bin TL ye ev aldım 1 Sene sonra tekrar kredi ile ev aldım asgari ücret kazanan biriyken aradan geçen 3 Senede kendi çapımda zenginleştim.Kredilere yönelmemi saglayan Cihat E Çiçek adında bir youtuber sonrasında
    2023 Ocak ayında Eğitim videoları izlenemeye başladım inanılmaz video izledim hatta bir ara warren buffett ın uyguladığı değer yatırımı ile ilgili cok matematik hesaplamalarıyla ugrastım excele attım formullestırıp degerlerını (KENDİMCE) Ölçmeye kalktım.
    ANCAK BU YOL BASARILI OLMADI
    Sonrasında hatırlarsınız Tayyibin bir lafı vardı borsayı halka acıcaz dedi o tarihte 300 Bin TL Yatırımımın tamamını borsaya girdim sırf herkezden once ben gırmem ıcın ve parayı yaydım özellikle değer yatırımına göre ucuzları seçmiştim örnek SNPAM gibi 300 Bın TL Param yaklasık 1milyon olunca kimse kripto para konusmuyor dıye bITCON 26Bınlerdeyken bittensor eth btc gıbı seylere yatırdım suan 5m TL Civarında sermayem olustu ....
    KISACA SORMAK ISTEDIGIM SU
    Belki yanlıs bır dusuncem var bunun ıcın özür dilerim
    Ancak sorum şu
    Kimsenin konusmadıgı yanı daha Trend olmamıs seye girip sıranın bize gelmesini beklemek mantıklımı
    Sizin gibi okumus birine boyle sacma bır soru sorduysam ozur dılerım.
    Ama bana oyle gelıyor yada şans bilmiyorum.
    Paranın nereye akacagını tahmın ederek oraya onceden gırerek para kazanılabılırmı yoksa benımkı tamamen sans mı
    SAYGILAR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah benim bilgim öyle okyanus falan gibi değil.
      Öte yandan borsa konusu benim uzmanlık ve doğrudan ilgi alanımın dışında kalıyor. O nedenle siz bu konuda bir tavsiyede bulunamayacağım. Sevgiler.

      Sil
    2. Alcak gönüllülüğünüz ve mesajıma cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim saygılar

      Sil
    3. Bizimki fasit daire; sıfırdan başlayıp, tekrar sıfıra dönüyoruz. Sonsuz bir döngü.

      Sil
  30. Türk tipi hiçbir geçerli kurala uymayan enflasyon .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk tipi değil aslında bu Venezuela ve Arjatin'de de var.

      Sil
  31. Hocam listenize tüik enflasyonu ile hissedilen enflasyonuda eklemeniz yerinde olur,nedenleri malum.

    YanıtlaSil
  32. Bir de bagajflasyon var artık. Bilet fiyatın artmıyor, ama bagaj hakkın düşüyor kuş kadar oluyor.

    YanıtlaSil
  33. Sayın Eğilmez, Enflasyon konusunda ürettiğiniz tabirler herkes gibi benimde hoşuma gitti, sonra tabirler hakkında tekrar düşündüğümde tabirlerin hep ciddiyetsizlik, kandırmacalık, aldatmacalık olduğunu fark ettim. Anladığım kadarıyla zaten Enflasyonun kendisi bir miktar aldatmacılığa dayanıyor. Açık tabiriyle Ciddiyetsizliğimize dayanıyor. Bir yorumcunuzun bahsettiği ve sizin de uygun bulduğunuz Yeniden IMF e geri dönmemiz ve kendi Ciddiyetsizliğimizi IMF ile düzeltmeye çalışmamızdır. Benim anladığım kadarıyla IMF in Ciddiyet anlayışı bizden çok daha fazla. Bizim gibi Ciddiyetsiz bir toplum ile uyuşamayacaklarını düşünüyorum. Balık baştan kokar. Enflasyon Yapışkanlığı diye adlandırdığımız şey üzerimize yapıştırılan Ciddiyetsizliğimiz dir, karakterimiz dir. Balık baştan kokar bir gün böyle söyleyip, yarın tam tersine dönebilen, Ciddiyetsiz insanlar bana göre sizin ürettiğiniz tabirlerin sahipleridir. IMF böyle Ciddiyetsiz insanlarla uyuşamaz. Önce bizlerin Karakterimizi düzeltmemiz, Ciddiyetimizi sahiplenmemiz, Utanma, Arlanma, Yüz Kızartma duygularımızı sahiplenmemiz ahbap çavuş ilişkilerimizi düzeltmemiz gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle bir yanlışı düzeltmem gerek: Bu tabirleri ben üretmedim, bunlar zaten var ama ben yazdıktan sonra bizde popüler oldu. IMF, zaten gelirse bizden bir niyet mektubu imzalamamızı ister. O mektubu aslında kendileri yazar ve neler yapmamız gerektiğini koyarlar mektuba sonra bizim Maliye Bakanı ve MB Başkanı imzalar. Yani aslında biz talepte bulunmuş oluruz. Sonra gelip programı yazarlar. Yani IMF öyle elini kolunu sallayarak gelmez. Koşullarını koyar da gelir.

      Sil
  34. hocam saygılar,
    gerçekten bu yola gireceklerini düşünüyor musunuz? 42 yasındayım.22 yıl öncesi gibi bedel ödeyip başaran başka hiç bir hükümet görmedim. 3 partinin üçü de baraj altında kalmıştı. sonrasında 2013 e kadar günlük gülistanlık geldik. "biz her şeyi berbat ettik. belli bir dönem büyümeden feragat ediyoruz" diyecekler mi? saygılarımı sunarım.
    ÇağrıMERCAN

    YanıtlaSil
  35. Teşekkürler Mahfi bey. Acaba 22 yıl sonrada aynı çözüm yolu uygulanacakmı? Çözüm için bir irade varmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok ama biz gerçekleri söylemeye, en azından kanmadığımızı göstermeye devam etmeliyiz.

      Sil
  36. Her yazınız ders niteliğinde, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  37. Toplumu gelir grubu olarak 5 tane 20% lik gruba ayırmışdınız altdaki 3 grubun gelirleri nedeniyle talep enflasyonu yaratamayacağını düşünüyorum üstdeki iki grup talep enflasyonu yaratıyor ve bu iki grup devamlı yatırım amaçlı emlak alıyor ve bu davranış şekli ile bu gruplar maddi güçlerini üretime yatırmayıp emlak fiyatlarının artması geçiniyorlar pandemiden sonra araç enflasyonunu da bu iki grup yapdı altdaki grupların ise maddi güçleri az olduğu için üretim işine giremiyorlar bu sebeple ülkemizde sürekli üretim açığı var ve üstdeki 2 grup ithal ürün tercihi lüks harcama ile enflasyonu arttırıyor.
    Enflasyonun artışını durdurmak için üst gelir grubunun bu davranış şekillerini değiştirmek gerekir şunlar yapılabilir
    1-emlak için bir bakanlık kurulabilir ve emlak işini sadece ihtiyaç için alım satımı yapılabilir örnek olarak tarım arazilerine benzer çalışmalar yapılıyor hatta kişilerin ihtiyaç fazlası evlerini bakanlık satın alıp ihtiyacı olanlara satabilir ayni şekilde sanayi ve işyeri için emlak fiyatları çok yüksek bu girişimciliği öldürüyor fikri olanlar iş yapamıyor bu da bir enflasyon nedeni girişimcilerin ucuz arsalara işyeri yapmasının önü açılmalı(zenginlerin emlaklarını kiralamak değil ucuz hazine arsalarına girişimciler prefabrik işyeri yapmayı kolaylaştırmalı)
    2-İşyerleri açıldıkları sene içinde zarar edip kapatıyorlar bunun nedeni daha firmayı kurup kara gecemeden gereksiz vergiler alınması
    3-asgari ücretliden alınan vergi kaldırılmalı piyasada çoğu işyeri kaçak eleman çalıştırıyor
    4-vergi para kazanandan alınmalı para kazanmayandan vergi alınmamalı
    5-enflasyon gelirleri vergilenmeli
    6-fiziki olarak döviz-altın satışına izin verilmemeli döviz-altın gibi yatırım yapmak isteyenler fonlara veya borsaya yönlendirilmeli
    7-Anayasaya göre bütün vatandaşlar eşitse Ahpap-çavuş işleri bütün kamu işlerinde yasaklanmalı bu konuda cezai yükümlülükler çıkarılmalı
    8-Anayasaya göre bütün vatandaşlar eşitse bütün herşeyde bu eşitlik uygulanmalı çünkü ülkemizde eşitlik asla uygulanmıyor hep biri yer öbürü bakar kuralı uygulanıyor.
    9-Garabet çağdışı olan bütün kanunlar çağa uygun olarak değiştirilmeli Anayasada en çok değinilen özgürlük konusu her konuda uygulanmalı
    kısacası bu enflasyonu biz toplum olarak kendimiz yapıyoruz ve üst 2 gelir grubu ve iktidar enflasyonla zenginleşiyor altdaki 3 gelir grubu Türkiyenin 60% ı bu işleri düzelticek bir Parti bulmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'nin sorunu yasaların veya anayasanın eksikliği ya da yeni bakanlık kurmak değil. Türkiye'nin sorunu siyasal iktidarın denetime tabi olmaması, dilediğini yapması ve hesap vermemesi. Halkın da hesap sormak falan gibi bir arzusu yok zaten. Sadece nedenini teşhis edemeden şikayet eden bir halkımız var.

      Sil
    2. 1961 anayasası ile Türkiye yasama, yürütme ve yargı güçlerini farklı organlara vererek ve cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve sorumsuzluğu konusunda getirdiği hükümlerle gerçek bir parlamenter sistem ile yönetilirse sorunlar kolaylıkla aşılır diyorsunuz.

      Sil
    3. 1961 Anayasasi ve onun getirdigi gucler ayrimi ozerk kuruluslar gunumuzde aranir oldu. Turkiyede bir yapisal reform olacaksa sayet ilk once demokrasiye donup gucler ayriligi ilkesinin benimsenip ozerk yapilarin varligi ile olur. 1961 anayasasi bu konuda bize isik tutuyor.

      Sil
    4. halkın yapması gereken herkesin seçimlere katılması ve AVM leri doldurup taşıranların partisine asla oy vermemek buda 1961 anayasasına dönüş işareti olacakdır.

      Sil
  38. Konuyla cok alakalı degil ama geçen bizim cami imami faizle ilgili vaiz veriyor mevduata parayı koymak yerine mal alın faiz gunahtir felan..tutamadim kendimi ya hoca efendi dedim.100 bin param vardi istedgim arabayi almaya yetmiyor 3 ay daha birikim yapmam gerekti dedim derken faiz düsürdüler.benim alacagim araba 3 ay sonra 150 bin oldu banka bana verdi 3 ay sonra 105 bin benim 45 bin nerde hocam dedim..koyma bankaya altin al diyor hala..peki hoca dedim .niye hiç faize verene haram diyorsunuzda Alana haram demiyorsunuz..tutki dedim benim 100 bini bu yanimdaki arkadas kredi cekti benim almak istedgim arabayi aldı.sonra 3 ay sonra gitti satti 150 bine bankaya 110 bin yatirdi 5 bin banka komisyon aldi 105 bini bana verdi bu adam hic alin teri dokmeden benim paramla faizle borclanarak para kazandı. Hoca söyle 15 saniye düsundü dediki ya arkadaşlar hocayida zprda bırakmayin simdi..biz caiz degil diyelim kapatalim bu konuyu dedi...hocam .bul ülkede yüzyilda bir arpa boyu gidememis zihniyetler ..gitmesinide istemeyen siyasiler oldukca hicbirsey duzelmez hergecen gun kotu gider..bız bence cozumu ekonomi biliminde arayarak hata yapiyoruz çunki ekonomiden önce bozulan seyler ekonomiyi bozdu kaleminize saglik saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorum ben de. Mesela 2001 krizinde ekonomi bozuktu ama sosyal ve siyasal görünüm bu kadar bozuk değildi. O nedenle de ekonomiyle ilgili gerekli önlemleri alınca krizden bir yılda çıktık. Bu kez ekonomi dışı alanlardaki bozulma ekonomiden daha fazla ve bu bozulmalar ekonomiyi de etkiliyor.

      Sil
    2. Mahfi bey haram helal bu konuya girmeden şu sorulmalı bizde neden 45 batıda neden 5 bizde enflasyon neden 65 batıda neden 5

      Sil
    3. Çok basit, onlar bilime bizden daha fazla değer ve ağırlık veriyor.

      Sil
  39. Hocam belediye başkan adayıyım ve seçimlere gireceğim. Ege Bölgesi’ndeyim hangi partiden olduğumu anlamışsınızdır. bu süreçte şu an aktif milletvekili olan biriyle sohbetimiz gerçekleşti. ve kendisine sistemde bir çok yanlış olduğunu ve bunların düzelip düzelmeyeceğini sordum. kendisi cevap olarak bırak şu an düzelmesini gelecekte de düzelmeyeceğini düşünüyorum dedi. bu milletvekili olan kişiyi daha önceden de yakınen tanıyorum kendisi çok idealist ve çalışkan biri ülkesini çok sevdiğinden de hiç şüphem yok. Ama bu kişi böyle düşünüyorsa . Hocam doğruyu söyleyin gerçekten gelecekte de umut yok mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar umutsuz olmayın. Atatürk'ün kurtuluş savaşına başladığı günü düşünün. Orada umutsuzluğa kapılıp vazgeçseydi neler olurdu?

      Sil
  40. Hocam seçim sonrasında sıcak para gelirse ve "acı çekmeden" bu girdaptan çıkarsak ne olacak? Bu acıyı ileride daha yüksek şekilde yaşama ihtimalimiz olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısa süre sonra aynı duruma döneriz. Bilimde mucize olmaz.

      Sil
  41. Öncelikle liyakatın olması gerekir.Din tüccarlığının son bulması bunun yerine bilim ve aklın hakim olması gerekir.Kanalların yandaşlığı bırakması ve gerçeklerin halka anlatılması gerekir.Cunku okumayan ve arastitmayan bir halkız.Tv de gorduklerimize inanıyoruz.Kolay kandırılıyoruz.Bunlar çözüldüğü zaman enflasyon da kalmaz hocam zaten 2 senede çözülür.Donup baktığınız zaman temelde oy almak için yapılan işler bunlar.Olaya temelden bakmak gerek.Once gerçekler sonra güven.Ama menfaat elden gideceği için bunlar bırakılmaz.Işin en acı tarafı halk ekmek bulursak yeter şükür olsun mantığına bürünmüş,korkunun hakim olduğu bir yığın hale getirilmişiz.Egitim acınası hale getirilmiş.Bunlar çözüldüğü zaman enflasyon diye birsey kalmaz hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. din tüccarlığı hiç bitmemiş ki,
      beş bin yıldır din satılır anadolu'da,
      paganlardan başlamış, günümüzde de olan belli,
      din tüccarlığını bitirmenin yolu köyleri ıslah etmekti,
      köylere enstitü bundan kuruldu, ahali kolay kandırılmasın,
      elinde hıyarım var diyenlere tuzlukla koşmasın diye,
      kapatıldılar. halk her zaman ekmek bulursa şükür der anadolu da binlerce yıldır.

      Sil
  42. Hocam biz 2001'de ki gibi kriz yani çöküş yaşamadığımızdan ortada kriz olmadığına inanılıp kabul edilmiyor. Ama böyle her gün ölmektense bir kere tam çöküş yaşayalım sonra ayağa kalkalım. Artık bunu isteyecek hale geldik. Böyle sorun yokmuş gibi her şeyi halının altına süpürerek ne zamana kadar gideceğiz? Yanlış mı düşünüyorum hocam yorulduk artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef, her gün ölmek yerine bir kere tam çöküş ve ayağa kalkmak olmayacak.
      Her çöküş daha kötüsü için zemin hazırlayacak. 2001 den daha kötü düştük, millet farkında değil.
      Enflasyon afyon gibi sorunu görmeyi engelliyor.

      Sil
  43. Mahfi hocam kaleminize sağlık. Şahsen ben de Shumpeter’in yaratıcı yıkım teorisine inanıyorum. Yani her yıkım kendinden sonraki geleni yaratır ve benim mantığıma göre yıkım ne kadar hızlanırsa, yerine gelecek olan da o kadar yakındır. Bu mantıkla bakıldığında Türkiye ekonomik olarak hızla bu yola girmiş gibi görünüyor ama siyasi göstergeler pek öyle görünmüyor. Açıkçası daha ne kadar düşebiliriz bunu da kestirmek çok zor. Demirel’in bir lafı vardı: Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur diye. Ama sanırım bu teori artık geçersiz. Yukarıda “Uzun vadede umutluyum “ demişsiniz. Açıkçası bu düşüş hızıyla o kadar uzun süre millet olarak dayanabileceğimizi düşünmüyorum. Ortada ne bir ekonomik plan var ne de istikrarlı bir hükümet. Her şeyin tersine dönebilmesi için resmen devrim gibi bir şey gerekiyor ama hepimiz biliyoruz ki bu milletle bu imkansız:) Açıkçası bu güzel geleceği yakın zamanda görmek isterdim. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Schumpeter'in yaratıcı yıkım yaklaşımı bilime dayalı toplumlar için geçerli. Bizde işin sadece yıkım kısmı geçerli ne yazık ki. Çünkü biz her geçen gün bilimden biraz daha kopuyoruz.

      Sil
  44. Türkiye, malesef, yüzyıl sonra bile Atatürk ve kurucu
    kadrolarının hem yönetim, hem insan kalitesinden uzak.
    Türkiye Cumhuriyeti, üzülerek görüyoruz ki, başarısız oldu.
    Etrafı ateş çemberi ile çevrili ülkeyi tek ayakta tutan şey Avrupanın komşusu olması,
    Avrupanın güvenliği için iyi kötü yaşatılması.

    YanıtlaSil
  45. Kaleminize sağlık iyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  46. Alış veriş merkezleri insan kaynıyor, araçlar yollara sığmıyor. Trafiğe yeni çıkan araç sayısı inanılmaz artışlar kaydediyor...
    Sayın mahfi eğilmez, ersan şen ve ve saz arkadaşlarına bakılırsa TÜRKİYE ÖLMÜŞ TE ÜSTÜNÜNÜ ÖRTENİ YOK!
    Gözümüzle gördüklerimiz mı yalan yoksa profesyonel yalancılar kisveleriyle piyasaya hakim mı olmuşlar.
    OLUKLAR ÇİFT; BİRİNDEN NUR AKAR DİGERİNDEN KİR.
    Yola devam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. EPIAS şeffaflık web sitesinden elektrik tüketim değerlerini gözden geçirmenizi öneririm. İşlerin iyi gittiği ülkelerde büyüme ve elektrik tüketim değerleri arasında korelasyon vardır. Yalnız tüketime yönelik veriler yanıltıcı olabilir. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde insanların para harcadıkları pek çok hobileri olmakla birlikte, Türkiye'de yanlış şehirleşme ve genel olarak kalkınma politikaları (ya da politkasızlığı) nedeniyle vatandaşın AVM ziyareti dışında bir boş zaman eğlencesi bulunnmamaktadır.

      Sil
  47. değerli yazınız için çok teşekkür ederim ama bence pas geçtiğiniz bir nokta var 2001 deki krizden en büyük farkı hukuk sistemi de çökmüş bence en önemli olan kısım bu.. kimse güvenmediği yere yatırım yapmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu o kadar çok yazdım, anlattım ki artık yazmaktan yoruldum. Ama beni izleyen okurlar hukuka her daim birinci sırayı verdiğimi bilirler.

      Sil
  48. Hocam banka hesaplarında altin tutmak mantikli mi? Yoksa bunları satip fizikiye mi dönmek daha doğru olur? Seçimden sonra vergi vs gelebilir mi bu hesaplara

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemem. Herkesin düşüncesi ve kararı kendine.

      Sil
  49. Değerli Hocam; enflasyonu düşürmenin en temel yollarında biri beklentileri ve algıları yönetmektir. Yapılan yanlışlar ,uygulanan politikalar gerekli seviyede olmadığı için beklenti ve algıları yönetemiyoruz ve günden güne daha fakirleşiyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklenti ve algıları değiştirmek o beklenti ve algıları bozmuş olan kadrolarla yapılamaz.

      Sil
  50. Tespitiniz çok yerinde , 2001 krizinden çok farklı bir durumdayız. Alınan sözde önlemler neredeyse sadece toplumun düşük gelirli kesimini daha da fakirleştirmeye yönelik..
    21 yıldır değişmeyen ve birbiri ardına ülkenin zararına yanlışlar yapmaya devam eden kişinin bundan sonra rasyonel kararlar alacağını düşünmek safdillik olur.
    Ama her zaman umut var … şu sıralar en favori moral kaynağım mezarlık girişlerindeki yazı , “ her fani bir gün ölümü tadacaktır “.
    Ya biz giderek kurtuluruz, ya o gider biz kurtuluruz :)

    YanıtlaSil
  51. Bu 'greedflation' konseptini sizin profesyonel ve kişisel etiğiniz olmadan inkar eden o kadar çok finansçı var ki sağolun. Bankaların da TCMB'den düşük oranla fonlama imkanıyla TL mevduatta yüksek faizi sadece KKM dönüşlerine vermeleri, ve parasını yurt içinde tutmaktan başka yolu olmayan küçük tasarruf sahiplerine enflasyonun %10-15 altında faiz vermeleri de (eski bankacıyım bu arada sektöre de hiç bir düşmanlığım yok) bir tür greedflation değil mi? Ayrıca talep enflasyonunu da körüklemiyor mu, ben tüketici olarak birikimimi negatif faize yedireceğime gidip fiyatı artacak nasılsa diye (bizde gerçekçi beklenti enflasyonu olarak tercüme edilmeli) mala çeviriyorum, olmayan talep patlamış gözüküyor. Ucuz fonlamayı sadece seçim öncesi kredilere değil küçük tasarruf sahipleriyle de paylaşın diye bankalara ' ince ayar' vermek çok mu zor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız ortada tam anlamıyla bir greedflasyon mu var yoksa gerçek enflasyonla açıklanan arasında çok büyük fark mı var orası karışıyor. Biliyorsunuz açıklanan enflasyon % 65. Buna karşılık pek çok satıcı mallarına bunun iki katı kadar zam yapıyor. Buna karşılık ENAG'ın açıkladığı enflasyon % 130. Eğer doğrusu buysa ve satıcı malını % 65 değil de % 130 artırmışsa ortada greedflasyon yok demektir.
      Bir takım önlemler alarak işleri düzeltmek için önce gerçekleri kabul etmek lazım.

      Sil
    2. Bitmeyen öğrencilik hayatımda bu kadar her soruya özenle cevap veren bir Hoca daha görmedim, sağolun, varoun! Bankaların greedflation'a katkısından kastım KKM dönüşlerine aylık %57, sade suya mevduata 32 günlük %36-39 vermeleri. O makas o kadar açılıp gözümüze sokulmasaydı greed demezdim de yapmalarına göz yumuluyorsa neden yapmasınlar, hayır kurumu değiller sonuçta.

      Sil
  52. Sanayiye dükkanlara gidiyorum herkes ad soyad ıbanı yazmış kimse para taşımıyor herkes eft yapıyor maaşı çekecem atm den atm 30 bin vermiyor bankaya gişeye gidiyorum bilgi vermeniz gerekmekte diyor maaşı çekmek için bilgi vermemiz lazım varın artık gerisini siz düşünün ekonomiyi yönetenler kılık değiştirerek halkın içine bi girse ne olduğunu anlayacaklar ama nerdee

    YanıtlaSil
  53. Aynı programı 22 yıl sonra uygulasak bile işe yarar mı? 22 yıl önce yeni bir hükümet vardı. Güçler ayrılığı kavramı bu kadar aşınmamıştı, yargı hala yürütmeden bağımsız kararlar alabiliyordu. Avrupa Birliği ile yürüyen süreç tüm eksik gediğine rağmen şimdikinden daha samimiydi. Ülke demografik krize girmemişti, (doğal) nüfus artışı hala devam ediyordu. Şimdi bütün bu avantajları neredeyse tamamen kaybetmiş durumdayız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belirli bir düzelme sağlayabilir ama sorunu kökten çözemez. Çünkü 2001'de bu çapta bir hukuk, demokrasi, laiklik ve eğitim sorunumuz yoktu.

      Sil
  54. Ellerinize sağlık hocam,maalesef kısır döngüyle devam ediyoruz (14:28)

    YanıtlaSil
  55. Hocam benim gibi ekonomi bilgisi kıt birinin bile anlayacağı şekilde çok güzel özet bilgi vermişsiniz. Çok teşekkürler. Yazınızı okuyunca enflasyonla ilgili hakikatten hiç bilmediğim yeni şeyler öğrendim. 60 yaşında bile yeni bir şey öğrenmek hevesli bir öğrenci gibi beni çok mutlu ediyor. Bütün bir hayat biraz da öğrenmek ve öğretmek değil mi zaten. Ekonomi bilgim kıt ama en azından ben ekonomistim diyen biri gibi faiz sebep enflasyon neticedir diyecek kadar da kıt değil tabi. Başımıza ne geldiyse biraz da bu muhteşem teori (teori mi denir buna bilmiyorum) yüzünden geldi galiba. Şimdi başımıza bu belayı açanlardan bunları düzeltmelerini beklemek hayal kurmak olur elbette ki. Gelecek olan daha iyisini mi yapar bilemiyorum ama en azından yalnızca ekonomide değil ama her alanda bunların yaptıklarından daha kötüsünü yapacaklarını da zannetmiyorum. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimiz her gün bir şeyler öğreniyoruz. sosyal bilimlerin fizik bilimlerden farkı da burada zaten. Dünya değişiyor, yaşam değişiyor, toplumların algıları değişiyor ve farklı şeyler çıkıyor ortaya. Sosyal bilimlerin konusu da insan ve toplum olduğu için onlar da bu değişikliklere uygun olarak teorilerini, hipotezlerini yenilemek zorunda kalıyorlar. Bizim sorunumuz değişimi sürekli tersine yaşamak. Öyle olunca da bir türlü ilerleyemiyoruz.

      Sil
  56. Kıbrıstan slmlar hocam. Biraz ukalalık yapayım. Bence bu kadar bozulmuş sistemi düzeltmek yerine sıfırlamak lazım derim. Bırakalım iyicene dibe otursun sonra bütün kavramları yeniden öğrenelim. Yanlız bunun için yarı deli yarı dahi ve cesurlar lazım ve en önemlisi arkanda ve anlıyacak bir halk lazım. Ben böyle bişeyler göremiyorum. Zaten en kötüsüde bu. Görememek. Dimi hocam. Ne acı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benden de Kıbrıs'a sonsuz selamlar. Sıfırlayınca ya da bilgisayarlarda olduğu gibi reset edince de yeniden çalışıp çalışmayacağına emin değilim.

      Sil
    2. Haklısınız 😀😀

      Sil
  57. Turkiyede multiratizm var. Ne demokrasi ne serriat ne diktatorluk ne de padisahlik rejimi hepsinin karisimi

    YanıtlaSil
  58. Sn.Hocam,
    Yazdıklarınızdan ortaya çıkardığım sonuç “Kronik Hiperenflasyon” dur.Aynı anda bu kadar nedeni olan bir sorun başka türlü ifade edilemez.2020 yılından bugüne neredeyse tüm mal ve hizmetlerin fiyatına bir 0 “sıfır” eklenmiştir.Ortalama bir hesap yapıldığında hiperenflasyon sonucu çıkıyor.Burada kritik konu bu nedenlerin hangilerinin daha baskın olduğudur.
    1-Parasal genişleme
    2-Negatif reel faiz
    3-Baskılanan döviz kuru
    4-Gerçek kura göre fiyatlama davranışı
    5-Sürekli artan talep
    6-Artan girdi maliyetleri….
    Belki de en önemlisi,toplumun bu durumla yaşamayı öğrenmesi,sorunları çözmek yerine onlarla yaşamayı öğrenmek bir nevi bağışıklık kazanmak gibi bir durum.Tıpkı kronik hastalıkların tedavi süreci gibi,sürekli ilaç tedavisi görüyor fakat hastalıktan kurtulamıyor, ne tam sağlıklı oluyor ne de daha kötüye gidiyor.Fakat pamuk ipliğinde çok hassas bir durumda yaşıyor.
    Enflasyonu düşürme adı altında yapılan tüm işler enflasyonu sürekli hale getirmeye yarıyor.Bir avuç emekli ve sabit gelirli haricinde herkes fiyat artışlarını başkasına yansıttığı sürece sistem kendini besliyor.Esnaf yazar kasayı yere atmadığına göre sorun yok demek ki.
    Saygılarımla, Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  59. Hocam n'olacak bu memleketin hali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nolacagi yok yuksek enflasyonla kirik dokuk demokrasi ile yoksullasmayla yola devam

      Sil
  60. Arz yönlü enflasyonu çözmek zor olduğu için mi hep talep yönüne değiniyorlar?

    YanıtlaSil
  61. Kesinlik özellikle gıda terörü yaşanıyor. Çok sağlıksız şeyler yiyip içmeye başladık ve hiç birisinin eski tadı yok.

    YanıtlaSil
  62. Hiç acı olmayacak hocam aynı programın uygulanması keşke olsa durumundayım ben.sanki esas acıyı o programa dönükmezse yaşayacağız

    YanıtlaSil
  63. Çok güzel bir bilgi paylaşımı,paylaşımda hep nezaket dili ön plana çıkarılmış,böyle seviyeli ilmi bilgi paylaşımını özlemiştik

    YanıtlaSil
  64. Merhabalar hocam, çok şükür bu enflasyon darbesi biz gençlerin hepsini ekonomi okur yazarı yaptı. Fırsat aramayı çoktan geçtikte paramızın değerini korumak için uğraşıyoruz. Kendi adıma paramı dolarda tutarken kendimi koruduğumu zannediyordum ancak son 2 3 yıl bunun yanlış olduğunu bize göstermiş oldu. Soruma gelecek olursak cb. seçimi öncesi baskılanan dolar kurunun bağı çözülmüştü. Bu seçim ile alakalı da benzer senaryo yaşanma ihtimali var mı ? yoksa faiz oranından dolayı doların seyri bu şekilde devam eder mi ? Malumunuz doğru zamanda doğru hamle yapılmadığında yapılan yatırım dolar bazında zarar olarak geri dönüyor. Bu konudaki fikrinizi merak ediyorum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  65. Hocam elinize sağlık. Peki, firmaların reel faize ve baskılanmaması halinde döviz kurunun geleceği düzeye göre fiyatlandırma yapması da greedflasyona örnek midir yoksa hakkı mıdır?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Kapitalizm