Faizi İndirmek ya da İndirmemek

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) son toplantısından sonra açıklanan karar metninde yer alan ifadelerden yola çıkan bazı yorumcular politika faizinde Aralık toplantısında indirim yapılacağı izlenimi edindiklerini yazdılar. Bazı analistler ise Aralık ayında bir faiz indirimi yapılması gerektiğini öteden beri savunuyorlar. Yorumlarımı izleyenler hatırlayacaktır ben de Eylül ayı enflasyon verisi açıklandıktan sonra bir iki puanlık bir faiz indirimi yapılmasını önermiştim. Eylül ayı enflasyon verisinin enflasyonun düşüşü hakkında gösterge olacağı düşüncesiyle bunu söylemiştim. Eğer Ekim başında enflasyon yüzde 40 dolayına inmiş olsaydı o zaman faizin bir iki puan indirilmesi doğru olacaktı. Çünkü beklendiği şekilde düşen bir enflasyonda carry trade yoluyla faizden yüksek para kazananlara daha fazla kaynak aktarmanın anlamı yoktu.

Ne var ki enflasyon beklendiği şekilde düşmedi, düşmeyeceği de ortaya çıktı. Bunun üzerine 20 Eylül 2024 günlü ve Faiz İndiriminin Zamanlaması başlıklı yazımda şöyle yazmıştım: “Bütün bunları göz önüne aldığımızda Türkiye’de Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi ne kadar süreyle yüksek tutacağının yanıtını bize üçüncü çeyrek büyüme oranı gösterecek. Onu da 29 Kasım 2024 tarihinde göreceğiz. Bu veriler açıklandıktan sonraki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 26 Aralık tarihinde olacak. Bu toplantıdan önce TCMB’nin politika faizini indirmesi için öncü göstergelere göre üçüncü çeyrek büyümesinin sıfıra, dördüncü çeyrek beklentisinin eksiye (küçülmeye) doğru gittiği kanısına varması ve siyasetçinin de aynı düşüncede olması gerekir diye düşünüyorum.” 

TCMB, Kasım başlarında, enflasyondaki düşüş zayıflığından hoşnut olmadığını vurguladıktan sonra yılsonu tahminini yüzde 38’den 44’e yükseltti.

PPK’nin 21 Kasım tarihli toplantısı sonunda açıklanan karar metninde geçmiş toplantılardaki karar metinlerinden farklı bazı ifadeler yer aldı. Örneğin bir önceki toplantıda enflasyonun ana eğiliminde yükseliş gözlendiği belirtilmişken bu son toplantı metninde enflasyonun ana eğiliminde düşüş olduğu vurgulanıyor. Maliye politikasının para politikasıyla eşgüdümünün artmış olmasına yapılan vurgu belki de PPK karar metninin en önemli parçası. Çünkü şimdiye kadar karar metinlerinde maliye politikasıyla ilgili bir cümle yer almamıştı. Maliye politikasının para politikasını destekleyici şekilde yönetilmediği üstü kapalı imalarla TCMB yetkililerinin yaptığı konuşmalarda ifade edilmişti.

Ekonomide daralma eğilimi belirginleşirken sanayicilerin, KOBİ yöneticilerinin ve esnafın şikâyetleri de giderek artıyor. Reel sektör olarak adlandırılan bu kesimde yer alanların çoğu satışların düşmesi dolayısıyla kârlarının azaldığını dile getiriyor ve bu nedenle de asgari ücretin geçmiş enflasyona değil beklenen enflasyona göre artması gerektiğini öne sürüyor ve bu gerçekleşmediği takdirde eleman çıkarmak zorunda kalacaklarını ifade ediyor. Buna karşılık asgari ücretliler, emekliler ve ücretlilerin çoğu aldıkları ücretle geçinemediklerini öne sürüyor ve ücretlerinin en az geçmiş enflasyon kadar artırılmasını talep ediyor.  

Türk siyasetçisinin büyüme ile enflasyon arasındaki uzun dönemli tercihi büyümeden yanadır. Kısa dönemde enflasyonu düşürmeye yönelik önlemler alınmasına rıza gösterse de orta – uzun dönemde enflasyonla uğraşmayı bırakıp büyümeyi kollamaya yönelir.

Enflasyon, beklendiği şekilde düşmüyor. Henüz baz etkisi ötesinde bir düşüş eğilimi ortaya çıkmadı. Baz etkisi dışında bir düşüş ortaya çıkmadan faizin düşürülmesi bu aşamada pek doğru görünmüyor. Anketlere dayalı beklentiler de enflasyonun hükümetin ve TCMB’nin tahmin ettiği düzeylere gerilmeyeceğini ortaya koyuyor. Öte yandan enflasyonu bahane ederek ücretlerde ortaya çıkan satın alma gücünün tekrar yerine konulmaması da emekçi kesime kolay açıklanabilecek bir durum değil. Ne var ki böyle bir artış yukarıda değinildiği gibi reel sektörü ayağa kaldırıyor. Hükümet ise bu iki taraflı baskı arasında sıkışmış görünüyor.

TCMB’nin, Hükümete destek olmak amacıyla Aralık ayında faizi iki puan indirmesiyle reel sektörü sakinleştirmesi, Ocak ayında Hükümetin asgari ücreti yüzde 35 oranında artırarak emekçilerin tepkisini bir nebze olsun azaltması ve böylece sermaye ile emeği asgari müşterekte buluşturması sürpriz olmaz.

Yorumlar

  1. bir işçi olarak %35 zam hiçte fena değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen işçi değilsin galiba 😊

      Sil
    2. sen hangi tuzu kuru işçilerdensin çünkü bende işçiyim ve kiram maaşımdan yüksek?

      Sil
  2. Merkez bankası siyasetin emrettiğini yapacak adam laf dinliyora gelecek. Yazık çok yazık

    YanıtlaSil
  3. Kedi kuyruğunu kovalıyor kanımca..Yazı için elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Mahfi Hocam, güzel değerlendirmeniz için teşekkür ederiz. 2023/Mayıs seçimleri sonrası göreve başlayan ekonomi yönetimi, 2024/Mart yerel seçimleri bahanesiyle dezenflasyon sürecini öteleyerek enflasyonun %70'lere çıkmasını seyretti. Şimdi de şuyuu vukuundan beter faiz indirimi yönündeki söylemlerle yüksek enflasyon beklentisini körüklemektedir. Ekonomi yönetimi, iktisat fakültesine yeni kaydolmuş öğrenci gibi ekonomiden bihaber..

    YanıtlaSil
  5. Hocam mevcut standartlarımızı devam ettirebilmemiz, gelecekten ödünç almamıza ve bize ödünç verecek yabancılar bulmamıza bağlı. Bugünkü koşullarda kendi kendimize yetmiyoruz. Şartlarımızla istediklerimiz uymuyor. Devlet için de halk için de durum aynı. Eldeki toplam çıktının eşit dağılmıyor olması ayrı bir sorun.

    Bu durumu kabullenmemekte direniyoruz. Yeni hikaye dediğimiz her şey gelecekten yeni ödünçler. Gelecek kuşakların sahip olacaklarını harcıyoruz.

    Faiz, kur, enflasyon vs. sadece araçtır.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllardır anlatmaya çalışıyoruz: Teşvik sistemimiz tamamen yanlış. Onu değiştirmeden yüksek teknolojili mal üretmek ve marka yaratmak mümkün değil. Bunları yapmazsak kendimize yetemeyiz. Ondan sonra Bangladeşle tekstilde rekabet edebilmek için ücretleri baskılamaya uğraşıyoruz.

      Sil
  6. Son paragrafınızda belirttiğiniz görüş doğrultusunda USDTRY’nin baskılanması konusunda kısa bir yorumunuz olabilir mi ve bu daha ne kadar sürdürülebilir? Çok teşekkürler, saygı ve sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar kurunu baskılayan aslında faiz. İnsanlar bu faizden yararlanmak için dolarlarını bozdurup Türk Lirasına geçtikçe kur baskılanıyor ve düşük kalıyor. Faizi düşürmeye başlayınca tersi olacak ve kur yükselecek ve bu kez ithal girdi fiyatları artışı nedeniyle enflasyon maliyet enflasyonu olarak karşımıza çıkacak. Yıllardır anlatmaya çalıştığımız durumla karşı karşıyayız: Yapısal reformlar yapılmadan buradan sadece faizle çıkmak mümkün değil.

      Sil
    2. Hocam hangi yapısal reformların yapılması gerekiyor?

      Sil
    3. Bu kapitalistlerle hiçbir zaman olmaz. Kapitalistlerimiz teknoloji üretmek için yatırım yapmazlar. İthalat, komisyonculuk fason üretim bayilik, karaborsacılık, ana karakteridir. Bangladeş ile tekstil konusunda rekabet için daha kaliteli tasarım moda geliştirme yerine ucuz işgücünü tercih etmeleri klasik davranışlarıdır. Bunlar zordur ve emeğe yatırım demektir. Güney Kore 1960larda çok zor durumda iken şu anda Türkiye de nasıl oldu da iki otomobil fabrikası kurdu bize cep telefonu, bilgisayar, iş makinası, televizyon fotoğraf makinası ve kalem bile satıyorken bizim kapitalistimiz Güney Kore ye ne satıyor?

      Sil
    4. Güney Kore'ye kadar olan kısma %100 katılıyorum. Kore'deki durum Amerika'nın himayesi altına girmesiyle farklı bir hal aldı. Doğrudan sermaye, diğer ülkelerle yapacakları işlerde yine Amerikan desteği vs. ile beraber büyümesi kaçınılmaz oldu. Muhakkak alınan doğru kararlar da etkisini göstermiştir ancak Güney Kore, Amerika'nın asya şubesidir. Çin-Rusya düşük ihtimal de olsa Japonya ile ters düşmesi durumunda merkez üssü olacaktır. Kore savaşında 2 milyona yakın askeri iyi kalpli yardım sever Amerikanlar olmaları sebebiyle göndermemişlerdir. Güney Kore dış ticaretinde büyük ağabeyi ABD'nin sözünün dışına çıkamaz. Ancak gerisi doğru. Türk iş insanları kolay yoldan 2 koydum 10 aldım derdinde. Hükümet, üretenin veya dürüst vatandaşın hiçbir zaman yanında değil. Özetle bu ülkenin mevcut iktidar ve muhalefet ortamıyla 1 adım yol almasının en ufak ihtimali yoktur.

      Sil
  7. Büyüme ile enflasyon arasında tercih yapılması gerektiğinde Türkiye hep tercihini büyümden yana kullanmış. Avrupa ise her zaman enflasyondan korkmuş ve enflasyon ile mücadeleyi tercih etmiş. Kanaatime göre enflasyonun ekonomiye ve toplum ahlakına verdiği zarar negatif büyümenin verdiği zarardan daha fazla.

    YanıtlaSil
  8. SAYIN HOCAM, M1 VE M2 PARA ARTIŞIMI FAİZ İNDİRİMİNİ GEREKTİRİYOR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Reel sektörün kredi faizlerinin yüksekliği karşısında zorlanması ve batık kredi artışı nedeniyle yaşadığı sıkıntılar faiz indirimini zorluyor.

      Sil
  9. 16 milyon emekli, 5 milyon memur.Bu devlet bunun altından nasıl kalkıyor HOCAM.

    YanıtlaSil
  10. MAHFİ HOCAM, 2025 YILINDA 500 VEYA 1000 TL,LİK BANKNOTLAR ÇIKARMI.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmem. Hazine ve Maliye Bakanına ve TCMB Başkanına sormak lazım.

      Sil
    2. Onlardan cevap gelmiyor.O yüzden size soruyoruz hocam.

      Sil
    3. 5000 liralik banknotlar bile simdiye kadar cikmasi lazimdi

      Sil
    4. 1000 lik banknotlar cikarsa sayet en kucuk madeni para 1lira olur en buyuk madeni para ise 20 lira olur.

      Sil
  11. MAHFİ HOCAMDAN, YİNE MUHTEŞEM TESPİT. FAİZİ İNDİRMEK YADA İNDİRMEMEK, BÜTÜN MESELE BU..........

    YanıtlaSil
  12. Sizin beklentiniz kişisel görüşüme göre çok yüksek. Ben son üç aydır % 30 diyorum. Enflasyon tahmininizin (MB) %21 olduğu noktada %35 zam oranı ekonomi politikanızın çok esnek olduğunu gösterir. Bu da güveni bozar. Zaten ortada pek güven yok, bu durum enflasyonu iyice körükler. Benim 2025 yılı için beklentim Faiz:%32 Enflasyon:%31 Asgari Ücret %30.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nin şimdiye kadarki hiçbir enflasyon tahmini tutmadı. Çünkü bu tahminler ücret artışlarını sınırlamak için düşük tutulmuş tahminler. Benim tahminim yüzde 40 dolayında. Öte yandan 2024 başındaki 17.002 TL'lik asgari ücretin satın alma gücünü yeniden sağlayabilmek için yapılması gereken zam da yüzde 44 dolayında. Yani asgari ücretim kabaca 25 bin TL dolayında belirlenmesi gerekiyor. Ki bunda hiçbir ek artış tok, sadece 2024 başındaki değere dönülmüş oluyor. Tabii bu benim dediğim olması gereken. Olacak olan ise bunun altında kalacak muhtemelen. Enflasyonu kendi hataları ve hatadaki ısrarları sonucu buralara yükseltmiş olan bir hükümet kimseyi ücretlerin gelecek enflasyona göre ayarlanması görüşüne ikna edemez.

      Sil
  13. Faizin yüksek kalmasından dolayı işletmeler zora girecek. Diyelim ki faizler yüksek kalmaya devam etti. İşlerin tekrar canlanması için zaman gerekmez mi? Battıktan sonra yeni bir dükkan açmak çok zor değil mi? Bir de ek olarak Türkiye sizce temerrüde düşer mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşletme sahipleri faizin peş peşe düşürülmesi sırasında "yapmayın, etmeyin, bu hatadır, enflasyonu artıracaksınız" demediler. Biz dedik. Onlar durumdan memnundu çünkü düşük faizle kredi kullanıyorlardı. Şimdi onun faturasını ödüyorlar. Türkiye, dış borçlarını ödemede sıkıntı çekmediği sürece temerrüde düşmez, şimdilik öyle bir sıkıntı görülmüyor.

      Sil
    2. Hocam işletme sahipleri olarak bu ortamda ayakta kalmaya çalışıyoruz.Şimdi uygulanan yanlış politikaların suç ortağı mı olduk? Siz bireysel olarak düşük faizle kredi çekmediniz mi?Düşük faizli kredi kartı kullanmadınız mı?

      Sil
    3. Maalesef evet Akın Bey, suç ortağı olduk. Katma değer üretmeden, ekonomiye verimsiz geri dönüşlü düşük faizli kredi kullanımıyla bu kredilere erişimi olmayanların ve kullanamayanların ülke refahındaki haklarını hortumladık. Hortumladıklarımızı ithal tüketim mallarına verip günümüzü gün ettik. Zor günler için tasarruf etmeyip bugün düşük faizli kredi için ağlamaya başladık. Hiçbirimiz masum değiliz.

      Sil
    4. Akın Bey ben 1980'lerde ev alırken kullandığım Emlak Kredi bankası kredisi haricinde şimdiye kadar hiç kredi kullanmadım. Gelirim yetmediğinde daima giderimi kısarak idare ettim. Ama düşük faizle kredi kullanmak elbette ki suç değil. Kabahat faizler düşürülürken bunun bugün yaşadığımız olaylara yol açacağını bile bile ses çıkarmamak. Ben o zaman çok ses çıkardım. Siz ne yaptınız bilmiyorum.

      Sil
    5. Ha işte, size bu cümleleri kurdurtan "zihniyetiniz" ve "ahlak anlayışınız" ne zaman ki başta devlet aygıtınının çarklarında olanlar olmak üzere, toplumumuzun önemli bir kesimine sirayet ederse, değmeyin keyfimize!!

      Sil
  14. Çözümü sunmuşsunuz, bu şartlarda en makul ve mantıklısı budur. Enflasyonla gerçek mücadele (maliye politikası, yapısal reformlar vd) başlatılana kadar bu çözüm biraz zaman kazandırır, biraz da umut olur diye düşünüyorum. Teşekkürler, elinize sağlık. K Alp

    YanıtlaSil
  15. Okudum yararlandım mahfi bey. Ayrıca kredi kartı kullanim oranı yıllık %79 artmış geçen ay. Geçmiş yazılınıza istinaden gerçek enflasyonun yıllık %79 olduğunu varsayıyorum. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorun zaten tespit - teşhis sisteminin çalışmaması ülkede açıklanan hangi veriye millet inanıyor ki enflasyon düşsün. Enflasyon açıklanıyor yüzde 45 adam bakıyor fiyatlar artmış yüzde 100 kendi koyuyor yeni etiket yüzde 200 sonra enflasyon düşmüyor enflasyonun düşmesi için bir neden yok ama düşmemesi için çok neden var.

      Sil
  16. Elinize sağlık hocam
    Her zamanki gibi çok değerli bir makale daha

    YanıtlaSil
  17. Hocam faiz indirim önerinizden vaz mı geçtiniz? Sizin ekonomik öngörü ve tavsiyelerinizde de bir oscillation (salınım) görülüyor sanki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olaylar değişirse ve siz görüşünüzde ısrar ederseniz bu bilim dış kalmak demek olur. Çünkü bilim yaşamı değil yaşam bilimi şekillendirir. Bizde inanç bilim sanıldığı için bazı insanlar hiç görüş değiştirmez, onun sonucunda da bugünkü enflasyon belası gibi belalarla karşı karşıya kalınır.

      Sil
  18. Hükümetin bir süredir doğru işler yaptığını görüyoruz hocam. Sizce önümüzdeki seçimlerde bu doğru adımların etkisi ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemem ama bildiğim şey hükümetin kendi yaptığı yanlışların yerine sonradan doğru şeyler yapmaya başlamasının bir başarı gibi gösterilemeyeceğidir. Enflasyon % 19 iken yanlış faiz politikasıyla onu % 80'e çıkarıp sonra % 49'a indirmesi bir başarı değildir. Ama burası Türkiye ve bu başarı olarak görülebilir.

      Sil
  19. Hocam muhalefet hala doğru bir ekonomik program alternatifi oluşturabilmiş değil.Neden ülkenin önemli problemleri varken süfli konularla uğraşıyor chp?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı soru benim de zihnimde dolaşıp duruyor. Mesela CHP iktidara gelirse tarımda, sanayide, genel olarak ekonomide, dış politikada, sığınmacı meselesinde, Kürt sorununda nasıl politikalar uygulayacak ortada hiçbir somut çalışma, program yok.

      Sil
    2. Halk bir şahsa herşeyi vermiş 2018 yilinda ve cumhuriyeti osmanli cumhuriyeti haline dönüştürmüş. Bir fe cikip sürekli muhalefetten aksiyon bekliyor ya bitiyorum yahu. Sari öküz ü vermişler bir de hala muhalefetten dem vuruyorlar. Dünyada böyle bir halk yoktur muhtemelen.

      Sil
  20. 2002'den beri oy kullanıyorum ve oyumu hep CHP'ye verdim.Ama iktidar bu ekonomik krizden çıkışı başarırsa ilk seçimde oyumu Akp'ye vereceğim.Son politikalar umut vadediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi politikalar mesela? Enflasyonu, yanlış politikalarla % 80'e çıkarıp sonra % 50'ye düşürmek mi umut vaadediyor?

      Sil
  21. Bence yılsonunda %35 gibi bir asgari ücret zammı gelir.Cumhurbaşkanının politikası asgari ücretliyi ezdirmemek yönünde oldu hep.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜİK enflasyonunun % 49, gerçek enflasyonun % 75 olduğu yerde % 35 ücret zammıyla mı ücretli enflasyona ezdirilmemiş olacak?

      Sil
    2. Bu yorumu yaptığınıza inanamıyorum Mahfi hocam. Asgari ücret artışının maliyet enflasyonu sağladığını bildiğiniz halde enflasyonu kalıcı olarak düşürmek yerine neden enflasyon yaratacak zammı savunduğunuzu anlamakta zorlanıyorum.

      Sil
  22. Yapısal reformlar
    Kayıt dışı enflasyonla mücadele
    Kamu kesimi israfını kesmek
    Sadece bu üçü etkili bir şekilde yapılsaydı bugün enflasyon(ENAG REEL) %25 civarında olurdu.

    Gayrimenkul sektöründe büyümeyi(birilerinin zengin olmasını) sağlamak için faizi indirdiler insanlara kredi çektirdiler. Şimdi bunun bedelini en alt %20lik kesim ödüyor, ödeyecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukukun üstünlüğünü sağlamadan ne yapsanız boştur.

      Sil
    2. Türkiye’de hukuk hiçbir zaman üstün değildi, bundan sonra da değişen bir şey olmayacak.

      Sil
  23. Yarın yetkili bir pozisyona gelseniz ilk neyi değiştirirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni 75 yaşımda yetkili pozisyona getiren sistemi. Gençler gelmeli artık.

      Sil
    2. Hocam,75 is the new 50.

      Sil
    3. Hocam Biden alzhemier haliyle 80 yaşında başkan oldu.Siz niye olmayasanız.Gayet dinçsiniz maşallah.

      Sil
    4. Mahfi bey sanki küfür edecekmişsiniz de son anda kendinizi frenlemişsiniz gibi olmuş:

      "...getiren sistemi..."

      Sil
  24. Türkiye 1.3 trilyon dolar milli gelirle İspanya'ya yaklaştı .Nüfus olarak bize yakın ve geçmişte de rekabet ettiğimiz bir Batı Avrupa ülkesini geçmiş olmak büyük bir başarı olmaz mı? Bu ülkede iyi şeyler de oluyor.Lütfen kur ilüzyonu demeyin.Kur saçma sapan artınca ve Türkiye milli gelirde gerilere düşünce kimse ilüzyon manipülasyon demiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun % 50 arttığı, buna karşılık kurun yüzde 25 arttığı yerde bu tür artışların illüzyon olduğunu anlatmaktan yoruldum. GSYH cari fiyatlarla yani % 50 enflasyonla büyüyor. Sonra bunu alıp yüzde 25 artmış kura bölüyorsunuz. Sonra da GSYH, İspanya düzeyine çıktı diye seviniyorsunuz. Sizin camnınız sevinmek istemiş, ne diyeyim.

      Sil
  25. Ben zor dönemlerde ülkece birlik olunması ve başta kim varsa ona destek verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.Sizlerin hep eleştiri değil biraz da destek tarafında olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında biz hep destek oluyoruz. Sizin eleştiri sandığınız şeyler hep ülkeyi iyiye götürecek önerilerden oluşuyor.

      Sil
    2. Mahfi Hocamın dedikleri yapılsaydı bu kriz ortamı hiç oluşmamış olurdu.. Mahfi hoca daha nasıl destek olabilir, anlamak mümkün değil. Kendi bloğunda yapılan her yanlışı ve buna karşın yapılması gereken doğrular tek tek anlatmışken... Dahası kitap yazdı.. Gerçek aydın insan doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen ve yol gösterendir.. Popülist ve beklenti içinde olan bir takımları gibi değil Mahfi Eğilmez.. Sonsuz teşekkürler hocam.. Kıymetli ve aydınlatıcı yazılarınız için..

      Sil
  26. Sayın Eğilmez,

    Şu '24 Kasım Öğretmenler günü' dedikleri şey, tamamen gereksiz değil mi?

    Öğrencileri öğretmenlerine hediye almaya zorlamak, doğru bir davranış mı sizce?

    Ya o öğrencilerin hediye alacak parası yoksa, ve diğer arkadaşları arasında gelir dağılımı adaletsizliği sebebiyle ayrımcılık günyüzüne çıkarsa? O vakit ne olacak?

    Kim onaracak o öğrencilerin kalpleri kırıldığında?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence siz bunu sorgulamak yerine devlet okullarına niçin hava parası verilerek girildiğini sorgulayın. Asıl facia orada.

      Sil
    2. Haklısınız hocam. Bu açıdan düşünmemiştim hiç.

      Sil
    3. Okulları komple kaldırsak?

      Bu nasıl fikir peki?

      Sil
    4. Artık hayatımızda "ChatGPT" olduğuna göre, öğretmenlik mesleğine gerek var mı hâlâ?

      Sil
  27. Mahfi bey

    Hatırlarım, biz çocukken veli toplantılarında, toplantı bittikten sonra öğretmen bazı velilerin yanına tek tek gider, onlarla özel olarak görüşürdü.

    Çocuklarının beslenme çantasına 'muz koymamaları'nı söylerdi, o velileri ikaz ederdi.

    Sınıfta; muz alamayan öğrenciler de olduğu için, bu öğrencilerin iç geçirdiklerinden, çantasından muz çıkaran arkadaşlarını kıskandıklarından bahsederdi.

    Bu olay, iktisat biliminin alanına giriyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Giriyor. Ama bugün muz ile diğer meyveler arasında fark kalmadığı için hangi meyveyi koysanız aynı durumla karşılaşacaksınız. Yani eskiden muz lükstü bugün bütün meyveler lüks oldu.

      Sil
  28. 1-TCMB yılsonu enflasyonununun 44% geleceğini ENAG ise 12 aylık enflasyonun %89.77 olduğunu açıklıyor faiz ise 50% olduğuna göre bu faiz oranının tek başına enflasyonu düşüremediğini açıklıyor
    2-ENAG en çok artan sektörler açıklamış
    yaşam için temel harcamalar temel gıda maddeleri enflasyonun çok altında hatta aylardır artmıyor yani taze meyve sebze bakliyat hububat fakat inşaat fiyatları artışı barınma maliyetlerini arttırıyor.
    enflasyonla birlikde en çok artan harcama grupları ise ulaştırma nın çok artmasının nedeni ulaştırma araç satış fiyatları olabilir çünkü enerji fiyatları artmıyor haberleşme de ayni şekilde yatırım maliyetleri artıyor olabilir enflasyon üretim maliyetlerindeki artışla ilgili olarak artıyor olarak görünüyor ve bu ürünler ithal girdili olduğuna göre vergi oranlarının arttırılması neticesi veya üretici ülkelerdeki enflasyon neden oabilir ki üretici ülkelerde enflasyonun düşük olması ve mal satmak için çırpındıklarını bildiğimize göre vergi oranlarının yükseltilmesi olduğunu zannediyorum artışın nedeni gümrük vergileri vb vergiler olarak görülüyor
    3-asgari ücretin arttırılması konusu ile işverene bu oranın yük olmasını azaltılması isteniyorsa asgari ücret maaşı+sgk ücreti=brüt maaş olursa sorun çözülür devlet emekli ödemesinin tümünü sgk ücretinden alacak şekilde sgk ücretini belirlemeli ve asgari ücret üzerinden işverenden vergi almamalıdır geçmiş enflasyon oranında asgari ücreti arttırmalıdır çünkü enflasyonu tırmandıran unsurlar devletin aldığı vergileri ve kamusal harcamalar olarak görülüyor
    4-piyasadaki sgk sız çalışan kişiler günlük 2000 TL den başlayan yevmiye ile çalışıyorlar ve her türlü sağlık yardımından faydalanıyorlar sgk nn pek bir anlamı kalmıyor emekli aylığı 6 günlük yevmiye kadar ki 60 lı yaşlarda hala 2000 TL yevmiye ile çalışan çok kişi var
    sonuç:enflasyonu arttıran neden kamu harcamaları olarak görülüyor
    çözüm:sürekli olarak asgari ücret ve emekli maaşı alım gücü düşürerek populizm sürdürülemez ufukda bir mucize çıkış yolu yok
    çıkış yolu olarak sadece yapısal reformlar yapılmalı reformlar sonucu herşey düzene girecekdir.

    YanıtlaSil
  29. 1. Zaman ayırıp tüm yorumları cevaplamanıza teşekkürler. Bence örnek alınması gereken iletişim.
    2. Hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü ile hep belirttiğiniz yapısal reformlar dışında yapılanlar ve yapılacaklar kalıcı çözüm olmaz. Selamlar.

    YanıtlaSil
  30. Sayın Eğilmez
    blog unuzda yorum yazan kişilerin çoğu yorumlarından anlaşıldığı üzere maddi durumu iyi olan barınma sorunu olmayan maddi gücümü nasıl artırırım araştırması içindeki enflasyonun kendi varlık artışlarını desteklediğini menfaatleri olduğunu bilen kişiler blogunuzda yorum yapan kişiler ülkenin maddi profilini yansıtmıyorlar
    Saygılar.

    YanıtlaSil
  31. "Hukukun üstünlüğünü sağlamadan ne yapsanız boştur." Bunu sizden alıntıladım. Çocukluğumdan beri 60 senedir enflasyon , kurlar , işsizlik ve geçim derdi vardı . Ancak son 30 senedir hepsi arttı.

    YanıtlaSil
  32. MB mart ayina kadar faizleri indirmemeli. Mart ayindan sonra ise bir indirim programiyla 0.25 baz puanlarla faizi yavas yavas indirmelidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Reel sektör şikayetçi bakalım hükümet o kadar dayanabilecek mi?

      Sil
  33. Mahfi bey, sizi sıkıştırmak niyetinde değilim.

    Donald Trump'ın başkan seçilmesinin doğuracağı implikasyonları yazmak için, Ocak 2025'de Beyaz Saray'a fiilî olarak yerleşip ilk icraatlarını yapmasını mı bekliyorsunuz?

    Yoksa, daha erken yazmanız için yeteri kadar data var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha erken. Bir görelim bakalım seçim öncesi söylediklerinin ne kadarını yaşama geçirmeye uğraşacak.

      Sil
  34. faiz yükseltmek ile ekonomi düzelseydi ohoo dünyada fakir ülke kalmazdı :) faizin maliyeti o kadar ağır ki bir ülke için, şimdi ben bir şeyden söz etmek isterim türkiye genç ve dinamik nüfusa sahip bir ülke bu kadar genç nüfus avrupa ülkelerinde bulunmaz, bu kadar yüksek faiz ile piyasanın nefesini kesmek ne kadar doğru faizin maliyetini ödeyecek olan özel sektör eğer iş yapamaz hale gelir ise o zaman sormak isterim bu faizin maliyetini kim ödeyecek saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep söyledik: Faizi düşürerek ekonomiyi batırabilirsiniz ama yükselterek kurtaramazsınız diye. Bu faizin maliyetini tabii ki hepimiz ödeyeceğiz, ödüyoruz. Nedeni de çok açık: Faizi enflasyonun hızla altına indirirlerken toplumun büyük çoğunluğu sessiz kaldı, hatta büyük bölümü alkışladı. Kimse bizi dinlemedi.

      Sil
  35. Mahfi bey alim gucumuz zayiflamadan fakirlesmeden enflasyon ile nasil mucadele edilecek. Asgari ucret gecen yillarda 300 350 dolar civarinda iken yilbasinda soylediginiz oranda zamlar ile 600 700 dolar arasi bir seviyelere gelecek. Enflasyon ile fakirlesmemiz gerekirken giderek doviz bazli maaslarimiz artiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Bey, siz demek ki şanslı bir gruptasınız. Büyük çoğunluğun maaşı döviz olarak geriliyor.

      Sil

  36. Türkiye de aylık enflasyon %3 seviyesinde dünyadaki ülkelerin yıllık enflasyonun bile çok üzerinde geliyor. ENAG'a göre geçen ay artış rekor oranda %5,57. Bu yıl bütçe açığı 2 trilyon üzerinde. 2025 şimdiden çöpe gitti.

    YanıtlaSil
  37. Hocam faiz konusunda yıllık program açıklanması gerekmez mi? Bu şekilde indirecek mi sabit mi bırakacak şekilde tahminlere bırakılan bir işlem piyasada stresi arttırmıyor mu? Yıl boyunca faiz kademeli olarak 2şer puan düşürülecek denilseydi piyasa daha dengeli seyretmez miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun diyemezler çünkü enflasyondaki düşüşe bakmaları lazım onu da o kadar önceden göremiyorlar.

      Sil
  38. Bir şey daha merak ediyorum. Normalde kötü ekonomi eşittir boş tenceredir. Boş tencere her zaman ilk seçimde hükümet değiştirmesi gerekir. Ama nedense siyasi tercihler (tercihin sebebi nedir bilmiyorum) büyüktür geçim derdi olmuş. Herkes geçim derdinden bahsediyor ama kimse (genellikle sağ görüşlü partililer) siyasi tercihini sorgulamıyor, değiştirmek istemiyor. bu da hükümete halka bolca sabır edin deme alanı açıyor?
    son 10 yılda artık kötü ekonomi siyasette seçimle hükümet değişikliği için yetersiz mi görülür oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinin etkisini asla göz ardı etmeyin. Ancak işsiz kalırlarsa tercihleri değişir.

      Sil
    2. bu günkü seçmen davranışlarında;
      ana muhalefetin sıkıntılı ve umut kıran basiretsiz eylem ve söylemlerinin, ekonomi, dış politika, istihdam, göç, sokak köpekleri vb. birçok konuda ''açılın ben doktorum'' benzeri hiç bir çıkışının olmaması ve demokrasi yanlısı seçmenin hassasiyetlerini hiç dikkate almaması pay sahibidir. bu muhalefete oy vermeye eli gitmeyen en az % 30 zombi seçmen var bu ülkede.
      yakın çevremde, içlerinde muhalif olup da akademisyen, sanatçı, yüksek eğitimli birçok kişi bile bu kapsamda.

      Sil
  39. Hocam enflasyon,ekonomi ile ilgili bir çok yazınız var,çıkış yolunun nasıl olduğunu anlatan,sadece TCMB faizi ile bu işlerin olmayacağı,reformların birlikte yapılması gerektiğini anlatan vs vs.Hiç bir yazınız bu kadar ses getirmedi,bu yazınızı Sözcü hemen haber yapmış,arkadaş gruplarında paylaşılıyor.Toplum olarak,hepimiz o kadar yorulduk ki girdaptan çıkamıypruz,kriz süresi çok uzadı,tedbirlerin olumlu yansımasını göremiyoruz,2002 krizinde sadece Derviş geliyor açıklaması bile moral olmuştu piyasalara,daha koltuğa oturmadan piyasalar olumlu sinyal vermişti.Şimdi bu kadar yazınız varken başlığa taşınan veya dikkat çeken kısmı %35 zam gerektiği kısmı.Vatandaş olarak bizler ümidi kestik bir şeyler düzelmeyecek bari zam yüksek gelse diye bekliyoruz,Godot'u bekler gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben aslında zammın tam olarak enflasyon kadar olması gerektiğini (% 45) savunuyorum. % 35 ise hükümetin yapacağı düşünülen maksimum zam.

      Sil
  40. Sayın Mahfi Eğilmez, yazınız için teşekkürler.
    Gerçek enflasyonun %75 olduğunu düşünüyorsunuz., Ekim ayında TÜİK enflasyonu % 40 açıklasa, faizin bir iki puan indirimesinin doğru olacağını ifade etmişsiniz. İki enflasyonlu sistemde( doğru, ve doğru olmayan) , doğru olmayan enflasyona göre yapılan yorumlar da yanlış olmayacak mı? Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olacak tabii, doğru diyorsunuz ama burada esas olan vatandaşın hangi faiz oranında dolardan TL'ye dönmeyi kabul ettiğidir. O da an itibarıyla yüzde 45 gibi görünüyor. Enflasyon biraz daha geriler de % 45'e gelirse faizin de indirilmesi halinde dolara geri dönüş olmayacak gibi duruyor.

      Sil
  41. Yüzde 35 artış :20 bin lirada 7 bin 50 binde 17.5 bin tl eder oran aynı olursa büyük ile küçük arasındaki fark açılır bu örnekteki gibi …çözüm alt gelir grubuna artış oranı yüksek gelir grubununkinden aktarılarak yükseltilmelidir …ekonomi toparlayınca tekrar aradaki marj eskisi gibi tesis edilmelidir bu durum ücretlilere anlatılarak zor dönemlerde sosyal dayanışmaya katılmaları saglanabilir ancak ilk ve temel şart kamununda kendi bütçe harcamalarında bu titizligi göstererek topluma örnek olmasıdır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asgari ücret 17.002 TL. Bunu geçmiş enflasyon kadar yani % 44 oranında artırırsanız kabaca 24.500 TL'ye denk gelir ve bu tutar ancak ve ancak 17.002 lirayı yeniden 2024 başındaki satın alma gücüne geri getirir. Bu artışta hiçbir ilave artış söz konusu değildir. Sadece enflasyonla kaybedilen satın alma gücü yeniden yerine konmuş olur.

      Sil
    2. Cevabınız için teşekkür ederim hocam. Hükümetimizin üst gelir grubuna daha az, asgari ücretlilere daha fazla zam politikasını ben de sizin gibi destekliyorum.

      Sil
  42. Sn.Hocam,
    Sadece son iki ayın resmi enflasyonu (yıllık %48.58 ve %49,38) politika faizinin altında açıklandı.Mantıklı olan ve şahsen ekonomi yönetiminden beklediğim 2 çeyrek yani 6 aylık dönemde gidişatın gözlenmesi ve ona göre faiz indirimi kararı verilmesidir.
    Yılbaşına kalmadan bir kısmı uygulamaya geçecek zamlar ve asgari ücret artışını da hesaba katarsak,Şubat enflasyonunu görmeden faiz indirmek tedaviyi yarım bırakmak olur.Ayrıca ABD’de oluşacak yeni siyaset ve global etkileri de göz önüne alınmalıdır.
    Asgari ücretin beklenen 2025 yılı enflasyonu paralelinde %20-25 bandında artırılması enflasyonla mücadelenin ciddiyetini ispatlar nitelikte olacaktır ki,yönetimde bulunanlar hem büyüyüp,hem enflasyonun aynı anda düşmeyeceğini bilmiyor olamazlar.
    Aralık ayında yapılacak faiz indiriminin,yukarıdaki yazdıklarımın bağlamında hiçbir mantıklı açıklaması olmamakla beraber,ucuz para peşinde olan kesimin temennisidir.Reel kesim sürekli artan tüketimi karşılamak için yatırım yapmak istiyor ve bunu ucuz para ile finanse etmek istiyor yoksa,son bir yıldır döviz,akaryakıt,lojistik ve demir gibi birçok hammadde fiyatı enflasyonun çeyreği kadar bile artış göstermezken bunun başka bir açıklaması olamaz
    Maalesef bu ülkede ticaretten kazanılmayan para en başta vergi kaçağından,fırsatçılıktan ve düşük faizli krediden kazanılmaktadır. Üretmeden tüketen bir ekonomi olduğumuzdan dolayıdır ki,tüketim ciddi anlamda düşmeden enflasyonun düşmesi mümkün değildir.Sisteme sürekli kayıtdışı para girdiği sürece de tüketim düşmüyor servet transferi,hayat pahalılığı ve geniş kesimlerin fakirleşmesi devam edip gidiyor.
    Saygılarımla,Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  43. Sayın hocam belki de gazi M.K. ATATÜRK hata yapti bu milleti kurtararak. Cumhuriyet aslında avrupadali reform rönesans hareketi idi. Ama bu dahi bu halki akillandirmadi. Kanaatimce bu milletin 2 3 kuşak tam sömürge olmasi gerekli. Bugün hindistan dediginiz bir millet bile ingiliz sömürgesi oldugu icin akli kullanmayı öğrendi. Bu nedenle de dünyada matematik üssü oldu. Yazilim devi olmaya başladı. Bazı değerler kaybedilmeden değerleri anlaşılmaz bizim gibi toplumlarda. Fransızlar almanlar abd liler vb gibi birçok millet elde ettikleri haklari devrimlerle kazandı. O yüzden kazanımlarınin değerini bildiler hep. M.akif ersoy hani diyor ya ben asırlardır hür yaşadım hür yaşarım. Zaten öyle oldugumuz için 16 devlet kurmak zorunda kaldık yikildi. 17. Devlet de yıkılmaya gidiyor. Biz sömürge olmadan akillanmayiz. ATATÜRK herseyi hazırladı verdi. Halk kendisi yapmadı. Kendisinin yapabilmesi icin önce ciddi şekilde mecbur bırakılması şarttır. Net. Ama abd ama almanya ama ingiltere . 2 3 kuşak sömürge olmasi sart bu halkın. Çünkü biz beceremiyoruz. Açık ve net. Istenildigi kadar tepki gösterilsin bu gerçeği ve gereksinimi değiştirmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakmayın aslında biz Atatürk devrimlerini çalışarak, dövüşerek kazanmadık, hepsi bize Atatürk'ün hediyesi olarak geldi o yüzden kıymetini bilemedik ama bizi bugünlere o devrimler taşıdı. onlar olmasa üç kez daha batardık Osmanlı gibi.

      Sil
    2. Kesinlikle hocam. Cumhuriyet devrimini halk yapmadı. Sadece M.K. ATATÜRK yapti. Hatta silah arkadaşları icersinde dahi bu devrime karşı çıkanlar olmuştur. ATATÜRK aslinda düşman kuvvetlerinden daha cok ekseriyetle halk ve bazi silah arkadaşlarıyla mücadele etmistir. Herşey önüne hazir verilmiş bir halkiz. Zaten bu yüzden bir şahsa herşeyi vermekte bir mazur görmedi bu halk. O yüzden bir türk olarak eğer 100 yil sonrasında biz türkler harvard yale oxford cambridge gibi universiteler tesla gibi nvidia gibi micrisoft gibi ülke ekonomileri büyüklüğünde işletmeler kurabilecek isek ve en önemlisi bati medeniyetindeki kadar adaletli hukuk sistemini ve yukarida saydığım değerleri üretmenin temellerini sağlayacak eğitim sistemini kurabilecek isek ben sömürge olmaya 3 kusak sonrasinin refahi nitelik kompozisyonu icin raziyim hocam.

      Sil
  44. Döviz yazın da sabit kalır mı?
    Yunan adalarına seyahatler devam eder mi?
    Tatil maliyetleri Bodruma göre dörtte bir fiyata iner mi?

    YanıtlaSil
  45. Hocam merhaba,
    Bence bizim birinci sorunumuz , toplumun düşük enflasyonun ne olduğunu bilmemesi .
    Türkiye 1970 yıllardan beri enflasyon kriterlerine göre yüksek enflasyon ile yaşayan bir ülke.
    2004-2015 arası kısmen görece diğer yıllara göre düşük enflasyon yaşanmıştır. İktidar halen bu dönemin nimetleri ile bugün varlığını sürdürmektedir. Bu ülkeye en büyük zararı son 8-10 yıl içerisinde yapılan hatalar vermiştir. Çünkü bügünkü yüksek enflasyon % 65 açıklansada hissedileni % 100 üzeridir.
    80-90 yıllarda yüksek enflasyonda hissedilene açıklanan enflasyona eşitdi. Zaten iktidar son genel seçimlerde yalan ve montaj propaganda ile seçimi kazanmıştır. Seçmeni din ve milliyetçilik kavramları ile kandırmış ve gerçekleri seçim sonrasında gelen zamlar ile halkımız görmüştür. Seçimden önce 18 tl olan benzin 1,5 yılda 45 tl ye çıkmıştır. Tüm alanda fiyatlar bu şeklide artmıştır.
    Şimdi bu durumdan kurtulmanın tek yolu bilimsel yaklaşım hukukun üstünlüğü ve gerçek yapısal reformların bir an önce yapılarak parlementer sisteme dönmek gerçekliğidir.

    YanıtlaSil
  46. Hocam selamlar yazılarınızı okumayı çok seviyorum. Türkiye neden enflasyon öncelikli değil de büyüme öncelikli hareket ediyor?

    YanıtlaSil
  47. Bizim gibi ekonomilerin kendi ekonomileri üzerine, kendi MB'ları mı daha etkili; yoksa Sayın Donald Trump / FED'in izleyeceği politikalar mı? Sanki ikincisinin etken çarpanı daha kuvvetli gibi değil mi?

    YanıtlaSil
  48. Mevduat faizi ve bankalarla 4 yıldır içli dışlı olan genç bir kardeşiniz olarak size kendi düşüncelerimi söyleyeyim öncelikle faizi %8 e düşürdükleri zaman bile bankalar %20-%30 arası faiz veriyordu yani takan pek yoktu şu anda verdikleri %50 faiz genede yetersiz kalıyor az biraz ingilizceniz varsa gelişmiş ülkelerdeki faiz oranı ile enflasyon oranları arasında 1.5 ile 2.5 kat arası fark olduğunu kendi raporlarini inceleyerek görürsünüz demek istediğim biz hala yetersiz bir faiz oranındayız(%70 ile 80 arasında faiz vermeleri gerekiyor gercekten enflasyonun dusmesini istiyorlarsa) ayrıca bu ülkeler 2.5 3 yıldır yüksek faiz veriyorlar, ben merkez bankasinin basinda olsaydim önce faizi 5 ay sure ile %80 artirir gelen carry trade dolarlariyla kuru 20 e ceker ani bir baskinla oldu bittiye getirir kalan aylardada %40-50 arasi faiz verir ve dolar kurunu 5 ay izleyip ardindan serbest birakirdim şu anda ne batiyoruz ne cikiyoruz cok garip yapilan isler.Bu arada reel sektör bedavaya yakin aldiklari kredilerle sahip olduklari evleri ve dusuk vergilerle aldıklari arabalari satarak gayet iyi ayakta kalabilirler,onlar sadece neden az kar ediyoruz diye uzuluyorlardir hicbirine inanmiyorum,adamlar yillarca sadece dolar kurunun artmasi sayesinde adam gibi birşey üretmeden kar ettiler sizde onlara fazla inanmayin.

    YanıtlaSil
  49. Bunlar kemeri öyle bir sıkıyor ki ayaklara kan gitmiyor. Bütün kan üst vücutta kalıyor. Ayakların dermanı kesildi. Önce en az 3 tane ağrı kesici yut geçer dediler. Sonra Suriye'den-Afganistan'dan desteklik aldılar. Günü kurtardılar ama sorunu çözmediler. Bu işin sonunda ayaklar gangren olacak. O zaman beyin takımı kendi çürümesini izleyecek.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!