Akide Şekeri
Akide sözcüğü; Arapça kd kökünden gelen ve bağlanma, bağıtlanma, sözleşme anlamları taşıyan bir sözcük. Akide şekeri; şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen bir çeşidini oluşturuyor. Ağda, akidenin anlam ve telaffuz değişimine uğramış halidir.
Osmanlı – Türk mutfağının en eski
şekerleme türlerinden olan akide şekeri, Padişah tahta çıktığında ulufe töreninde
dağıtılır, askerlerin padişaha bağlılığını gösteren bir sözleşme yapıldığı
anlamına gelirdi.
Padişah tahta çıktığında Yeniçeri
Ağası bir kap içinde Yeniçeri Ocağında yapılmış akide şekerlerini Padişaha
bağlılık nişanesi olarak sunardı. Bu kaptaki akide şekerlerinin ağırlığı
normalde 400 gram gelirdi. Bu şekerler yeniçerilerin Padişaha güvenini ve
bağlılığını gösterirdi. Eğer kaptaki şeker miktarı 400 gramdan az gelirse, bu,
yeniçerilerin Padişaha güvenmedikleri anlamına gelirdi. Padişah, bir tane akide
şekerini alıp yerse ‘size güveniyorum’, şekeri yemeden önce bir tanesini çeşnicibaşıya
tattırır da sonra yerse ‘size güvenmiyorum’ mesajı vermiş olurdu.
IV. Murad, ağabeyi Genç Osman’ın
katledilmesinden sonra tahta geçen akli dengesi bozuk amcası I. Mustafa’nın
tahttan indirilmesi üzerine 1623 yılında tahta çıktığında henüz 11 yaşındaydı.
Kendisinden önceki iki padişahtan birisinin katledilmesine, diğerinin de
tahttan indirilmesine tanık olmuştu. Yaşı küçük olduğu için annesi Kösem Sultan,
saltanat naibesi olarak görev yapıyordu. Murad, tahta oturunca adet olduğu
üzere Yeniçeri Ağası bir kap içinde akide şekerlerini getirip genç Padişaha sundu.
Şekerler tarttırıldığında 400 gramdan az geldiği görüldü. Yeniçeriler, Kösem
Sultan’ın da yönlendirmesiyle, miktarı az tutarak genç padişaha güvenmediklerini
ifade etmiş oluyorlardı. IV. Murad’ın yaşı çok küçük olduğu için aslında
yeniçerilerin bu yaklaşımında garipsenecek bir taraf yoktu, yani o yaştaki
padişaha güvenmemeleri normal karşılanabilirdi. Ne var ki asıl mesele Kösem
Sultan’ın tahtın gücünü elinde tutmak istemesinden kaynaklanıyordu. IV. Murad,
şekerleri çeşnicibaşıya tattırmak yerine şekerlerden birisini alıp üzerine
kırmızı kalemle bir çizgi çekip kaba bıraktı ve bir başka şekeri çeşnicibaşıya tattırmadan
yedi. Böylece yeniçerilere ‘siz bana güvenmeseniz de ben size güveniyorum’ derken
bir yandan da saltanat naibesi olan annesi Kösem Sultan’a ve yeniçerilere ‘size
güveniyorum ama haddinizi bilin, çizgiyi aşmayın’ anlamına gelen bir mesaj
vermiş oluyordu.
Günümüzde akide şekeri bu amaca
hizmet için kullanılmıyor yalnızca şeker olarak yeniyor. Cumhuriyetle birlikte
akide şekeriyle mesaj vermenin yerini hukukun üstünlüğü, kurallar ve kurallara
saygı aldı. Hiçbir zaman kurallara tam saygı bu topraklarda geçerli olmadı. Hep
bir arkadan dolanma arayışı var oldu ama yine de kurallar iyi kötü eşit biçimde
uygulanıyordu. Yargı organları, yürütmenin istediği kararları değil hukukun
gereği olan kararları veriyor, yürütmenin yasaya uymayan kararlarını kimseye
danışmadan bozabiliyordu. Yürütme de yargı organlarının kararını beğense de
beğenmese tanımamazlık etmiyordu. Bugün o beğenmediğimiz noktadan bile oldukça
uzaktayız.
George Orwell 1984 romanında:
“Aslında hiçbir şey yasa dışı değildi, çünkü yasa diye bir şey yoktu” diyor. Bizde
durum tam olarak öyle değil, yasalar var hem de istemediğimiz kadar çok, ama
yasalarda yazılı olanlar kişiye göre farklı uygulanıyor. Bu durum, yasa
olmamasından çok daha vahim.
Elinize emeginize saglik hocam, yine cok hos bir yazi olmus. Allah sonumuzu hayretsin. Pek iyi gorunmese de insallah bugunler de gelir gecer.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilMahfi bey elinize sağlık güzel bir yazı olmuş. ekonomik program vardı (işciye, memura, emekliye, asgari ücretliye...) ama ekonomik program diye bir şey yok tu. Her kriz sonrası ekonomide çizilen çizgiler ve sonra tutturulmayan hedefler, tekrar çizilen çizgiler. Yeni ekonomik programın revizesi ne zaman olur? bir öngörünüz var mı acaba ?
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ben de merak ediyorum ve televizyon programımda soruyorum ama yanıt yok.
SilSAYIN HOCAM MERKEZ BANKASININ DEVAMLI OLARAK SIKI PARA POLİTİKASI DEMESİ NE ANLAMA GELİYOR.
YanıtlaSilPara politikasının sıkı olmadığı anlamına geldiğini düşünüyorum. Bir şey sıkıysa ikide bir sıkı demenin anlamı yok.
Sil🙏🙏
SilYazınız için teşekkürler.
YanıtlaSil🙏
SilHOCAM tahminleri sevmezsiniz ama, yılsonu gram tl tahmini alabilirmiyiz.
YanıtlaSilTahminleri severim aslında ama Trump'ın haftada iki kez tavır değiştirdiği bir ortamda tahmin yapmak fal bakmaktan farksız olduğu için tahmin yapmıyorum.
SilHERŞEY İSTEDİKLERİ GİBİ GİDİYOR.YAKIN ZAMANDA ERKEN SEÇİMİ AÇİKLARLAR.
YanıtlaSilDubakalım önce bir yeni anayasa hayırlısıyla hallolsun.
SilMAHFİ HOCAM, SON 5 YILDA bize ait olmayan parayı, hunharca harcattırarak haddimizi bildirdiler.meteliğe kurşun atmak nedemekmiş öğrettiler.
YanıtlaSilMİLLET OLARAK NE PARA KAZANMASINI, NE HARCAMASINI, NEDE TASARRUF YAPMASINI ÖĞRENEBILDIK.NE AVRUPALI OLDUK, NEDE ORTADOĞULU.
YanıtlaSilSAYIN HOCAM EKONOMİ DERSLERİ ÖĞRENCİLERE DAHA ERKEN YAŞLARDA VERİLSE FAYDALI OLMAZ MI.
YanıtlaSilMatematik öğretsek daha faydalı olur.
SilMatematik günlük hayatta ne işimize yarayacak?
SilBu soruyu sormamanizi saglayacak bir genel kavrays/anlayis/analiz yetenegi getirecek.
SilMAHFİ hocamın muhteşem tesbiti.faiz enflasyonu tek başına yükseltebilir, ama enflasyonu düşürmede tek başına yeterli olmaz.👏👏👏👏
YanıtlaSil🙏
SilZeliha Bürtek bahsetmişti. Ekonomi kendini toparlar, her zaman toparlamıştır. Kapital kendini yok etmez. Ama Türkiye'de ki bu "Sosyal Çürüme" demişti. Çözüm ise "Ahlaki duruşun güçlendirilmesi, adaletin tesisi, kaliteli eğitim ve toplumsal sorumluluk bilinciyle bu çöküş durdurulabilir" der.
YanıtlaSilDoğru tespit.
SilHâkim ve savcıların atamalarında HSK yapısı ve yürütme tam etkin. Özellikle siyasi davalarda, kararlar hukuki gerekçelerden çok siyasi iradeye göre şekilleniyor. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge yürütme lehine bozuldu. Partili C. Başkanlığı sisteminde bir kişi çok güçlendi, meclisin etkisi hemen hemen kalmadı, dolayısıyla hukukun üstünlüğü de kalmadı. Artık vatandaş, siyasetçi, bürokrat yasa önünde eşit değil. Bazı kişilerin ya da gruplar hukukun dışında kalabiliyor, suçları görmezden geliniyor. Hukuk araçsallaştırıldı ve yasalara keyfi biçimde yaklaşılıyor. Uzun tutukluluk süreleri, delil yetersizliğine rağmen cezalar, çelişkili mahkeme kararları gibi uygulamalar, adalet sistemine olan güveni sarstı. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları ya hiç uygulanmıyor ya da geç uygulanıyor.
YanıtlaSilSivil toplum, özgür medya ve akademik özerklikle yok. Baskılarla eleştiriler bastırılıyor ve alternatif görüşler susturuluyor, denetim mekanizmaları işlemiyor. Toplumda hukukun üstünlüğüne dair bilinç ve eğitim eksikliği de önemli bir etken. Birey hakları, anayasal değerler, hukuk devleti bilinci eğitim sisteminde yeterince vurgulanmıyor. Bu sorunun çözümü yalnızca yasaların değiştirilmesiyle değil; siyasi irade, yargı reformu, toplumsal bilinç ve demokratik kültürün güçlendirilmesiyle mümkündür.
Akide şekeri terimi ilk kez Gelibolulu Mustafa Ali'nin 1587 tarihli Kavaidül Mecalis adlı eserinde geçer.
YanıtlaSilUzun yıllar önce okumuştum , ancak hatırladığıma göre şöyle bir tabir vardı; "her sözi sükker-i akide misal" Yani her sözün akide şekeri gibi diğerlerine misal olsun , örnek olsun. Ne güzel kitaptı.
👍
SilArkadaşlar açılın; yazının şifresini çözdüm. Burda Akide şekeri ile kastedilen "Yeni Akit".
YanıtlaSil"Yeni Akit" ile hükümet insanlara mesaj veriyor ama bunun devri çoktan geçti, bu yol yol değil demek istiyor hocamız.
Valla pes. Bu kez o kadar ince gördünüz ki takipçileriniz de algılayamadı.
😀
SilKoskoca Osmanlı sultanına bile güvenmemezlikte kendisine alenen gösterebiliyorsun. Şimdiki Türk devletlerinin hiçbirinde bu güven bu itimat maalesef yok.
YanıtlaSilHocam saygılar okurken yazılarınızı gerçekten keyif alıyorum teşekkür ederim
YanıtlaSil🙏
SilMahfi hocam,
YanıtlaSilNet Hata Noksanda, kaynağı belirsiz çıkış haberleri gördüm. Hep artışı konuşulurken bu kaynağı belirsiz çıkış ne anlama geliyor? Bu konuyu ele alır mısınız?
https://x.com/turkeymonitor/status/1911767083387347295?t=QnyaD_Rzq2Okve8aLYFQCA&s=08
Altın ithalatı kısıtlandığı için muhtemelen kaçak altın giriyor ve onun karşılığında döviz çıkıyor.
SilHalk hükümetinde yasalar askıya alınırsa ki bu cumhuriyetin yozlaşmasından kaynaklanabilir,devlet kesinlikle yıkılır MONTESGUİEU
YanıtlaSilHocam "George Orwell 1984 romanı " bir başucu kitabı olarak herkesin evinde olmalı ve okunmalı .
YanıtlaSil