Enflasyon Düşerken İşsizlik Artar mı?
Yeni Zelandalı iktisatçı Alban William Phillips tarafından İngiltere ekonomisi üzerinde yapılan bir araştırma[i] sonucunda geliştirilen Phillips eğrisi analizi, enflasyonla işsizlik arasında ters yönlü ilişki olduğunu ortaya koyar. Phillips’in yukarıda değinilen araştırmasında dikey eksende enflasyon değil ücretlerin değişim oranı yer alır. Zaman içinde bu analizi geliştirenler dikey eksene enflasyon oranı yerleştirmişler ve analiz bu şekli almıştır. Enflasyon ve işsizlik oranı arasındaki ilişkiyi şöyle bir şekille göstermek mümkündür.
Phillips eğrisi analizinin ortaya
koyduğu iddiaya göre; enflasyon e1’den e2’ye düştüğünde işsizlik oranı da
i1’den i2’ye yükselir.
Şimdi bu analizi Türkiye’ye
uygulayalım. 1990 ile 2024 yılları arasında yılsonu enflasyon (TÜFE) ve
işsizlik oranlarını aynı grafik üzerine taşıdığımızda Türkiye için Phillips
eğrisi ortaya çıkar. Enflasyon ve işsizlik verileri TÜİK verilerinden alınmış
olup yazının altında tablo olarak yer verilmiştir.
Grafik ve ekte sunulan veriler bize enflasyon ve işsizlik oranı arasında ters yönlü güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu verilerden çıkarılan korelasyon katsayısı da (- 0,71) ilişkinin yönünü ve gücünü doğruluyor.
Buna göre Türkiye’de enflasyon
oranıyla işsizlik oranı arasında biri artarken diğeri azalır şekilde gelişen
(ters yönlü) ve güçlü bir ilişki olduğunu enflasyonu düşürmenin bedelinin
işsizliğin artması olarak çıktığını söylememiz mümkündür.
Enflasyonla işsizlik arasındaki
bu ters yönlü ilişki bize enflasyonun asla denetimden çıkarılmaması gerektiğini
gösteriyor. Bu analiz bize enflasyon denetimden çıkıp da yükseldiğinde tekrar
düşürebilmek için bu kez istihdamdan fedakârlık etmek gerektiğini anlatıyor.
Phillips Eğrisi analizi, belirli
bir eğilimi gösterdiği için dikkate alınması gereken bir analizdir. Bu tür
analizlerin doğru sonuçları vermesinin ve yol gösterici temel kuralı ise, kullanılan
verilerin (enflasyon ve işsizlik oranı) gerçekleri yansıtacak şekilde doğru
olarak tespit edilmesidir.
İşsizlik oranını, çalışmaya hazır
olduğu halde iş arama kanallarına başvurmadığı için işsiz olarak görünmeyenleri
de katarak bulduğumuz geniş işsizlik oranı olarak aldığımızda işsizlik oranının
enflasyon düşüşüyle azalmadığını arttığı görürüz. Aşağıdaki grafik geniş
işsizlik oranında 2014 yılından bu yana yaşanan gelişmeyi gösteriyor (TÜİK, İşgücü
İstatistikleri, I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2025, Haber Bülteni ekinde yer alan verilerden
yararlanılarak tarafımdan hazırlanmıştır.)
Bu seriyle karşılaştırılabilecek enflasyon serisi elimizde yok. ENAG enflasyon tahmin veri seti 2021’den geriye gitmiyor. O kadar kısa süreli bir karşılaştırma istatistiksel açıdan anlamlı olamayacağı için onu buradaki karşılaştırmaya esas alamıyoruz. Buna karşılık bu son grafik işsizlerin göründüğü gibi azalmadığını, tam tersine arttığını, sadece başvuruda bulunmadıkları için işsiz olarak sayılmadıklarını ortaya koyuyor.
Ek: Enflasyon (TÜFE) ve İşsizlik Oranının Gelişimi (Yılsonu oranları,
%)
[i] (Phillips, A. W. (1958).
"The Relationship between Unemployment and the Rate of Change of Money
Wages in the United Kingdom
1861-1957". Economica. 25 (100): 283–299)
Hocam , merkez bankası faiz artırırken Türkiye'de kamu politikası aynı şekilde yatırımlara veya harcamaya devam ediyor bu durumda işsizlik dengede kalması gerekmez miydi ?
YanıtlaSilEldeki verilerin doğruluğuna güvenmeden analiz yaptığımız için sonuçlardan emin olamıyoruz ne yazık ki.
SilPandemide ölüm istatistiklerini kapatan iktidar halkına yalan söylemeyi ilke edinmiştir.
SilSayın hocam aynı tufedeki gibi hükumet işsizlik rakamlarını da makyajlama ustası olmuş. Bir sürü dönemlik stajyerlik kursu aç çıraklık kalfalık kursu aç işsizlik oranını düşür. Soran olursa da işsizlik düşüyor derler kim bilecek?
YanıtlaSilBu (FÜKB) finansal üç kağıt buluşlari sadece bize mi özgü yoksa gelişmemiş ülkelerin bir özelliği midir sayın hocam?
Bizim buralarda çok yaygın.
SilEnflasyon düşerken işsizlik artıyor.
YanıtlaSilVerilere güvensem haklısınız diyeceğim.
SilYazınız için teşekkürler!
YanıtlaSilSağ olun.
SilTam da bu nedenle makroekonomide önleyici para politikaları önemlidir. Yani:
YanıtlaSilEnflasyon yükselmeden faiz artırmak daha az acı verir.
Erken müdahale, hem işsizliği hem fiyatları daha dengede tutabilir.
Doğru ama para politikası tek başına yeterli olamıyor.
SilHocam yılsonu enflasyonu %24 gelecek?
YanıtlaSilHayırlısı.
SilSaygıdeğer Eğilmez,
YanıtlaSilİlhan Şeşen'i kaybettik!
Başımız sağ olsun.
SilTeşekkürler Hocam. Bilimin ışığında bakarsanız yazdıklarınıza kimse birşey söyleyemez. Ama bizde amaç farklı olduğu için bu yazdıklarınız onlar için anlam ifade etmiyor. ne zaman ki iktidarlar kendilerini değil halkı düşünür o zaman olabilir. saygılar.
YanıtlaSilOlsun biz yine de bilimin ışığında yazalım. Belki ileride birilerine yararı olur.
SilHaklısınız hocam. Allah inşallah bu yazılarınızın insanların bilimin ışığında aydınlanmalarına vesile olur ve hala çağdışı hurafelere inananları da bilimin aydınlık yoluna ulaştırmayı nasip eyler .Amin
SilDizinde belirttiğiniz gibi asıl mesele enflasyonu artıracak uygulamardan uzak durmak.
YanıtlaSilÇok doğru orada kontrolü kaybedince bir daha eski duruma gelmek kolay olmuyor.
Silaçıklanan işsizlik rakamları yerine yıllara göre çalışan nüfusun toplam nüfusa oranındaki değişime bakmak daha mantıklı değil mi?
YanıtlaSilİşsizlik dediğimiz oran biliyorsunuz toplam işgücü içinde işsiz olanların oranı.
SilToplam nüfus belli, kayıtlı çalışan sayısı belli ama işsiz sayısı tanımına göre değişiklik gösteriyor. Kayıt dışı çalışan sayısı da ayrı bir dert. Enflasyon rakamları tüik ve enag da farklı. Açıklanan enflasyonla hissedilen arasında dağ var. Hal böyleyken neresinden tutarsak tutalım net bir rakama ulaşmak imkansız gibi.
SilHesapta netlik yoksa politika neyi be kadar başarabilir?
Bu ters orantı ilişkisi kısa vade için geçerli olmakla birlikte her zaman için geçerli değildir. Mesela stagflasyon gibi durumlarda hem işsizlik hem enflasyon yükselebilir. Temel mantık aslında şudur: Ekonomide talep artığında işletmeler daha çok üretim yapar ve işçi alırlar. Bu da işsizliği azaltır ama fiyatlar yükseldiği için enflasyon artar. Tersine, para politikası sıkılaştırılır (faizler artırılır, para arzı azaltılırsa) talep düşer, firmalar küçülür, işten çıkarma olur. Böylece işsizlik artar ama enflasyon düşer. Ancak bu ters orantı ilişkisi her zaman ve her koşulda geçerli değildir. Özellikle uzun vadede bu ilişki ortadan kalkabilir. İşsizlik doğal seviyesine (NAIRU) geri döner. NAIRU, doğal işsizlik oranı, bir başka deyişle enflasyonu hızlandırmayan işsizlik oranıdır. Ben bu durumu fizikteki etki - tepki durumuna benzetiyorum. Salınım bir müddet devam eder sonra denge halini bulur. Ne var ki Türkiye'de ipin ucu bir kere kaçtığı için dengesizlik içerisinde bir denge arama durumu söz konusudur. Bu yüzden hedeflere ulaşabilmek ve düzelebilmek de daha zor olacaktır. Bunun için maksimum doğru ve minimum hata yapmak gerekiyor. Ne var ki biz bir taraftan ekonomideki kısıtlı alanlarda doğrular yaparken, diğer taraftan da bu doğruların sonuca ulaşmasını engelleyecek temel yanlışlara imza atıyoruz. Bu yüzden siyaset mekanizması kendisini düzeltmedikçe, istenilen seviyeye ulaşabilmemiz mümkün değildir. Ancak bir ileri bir geri gider dururuz.
YanıtlaSilHocam konudan bağımsız olarak cihat çiçek beyefendiyi tanırmısınız? tanıyorsanız düşünceleri ve yöntemi hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum.
YanıtlaSilTanımıyorum.
SilBen tanıyorum.Yöntemi son derce serttir.Ama yerine göre yumuşak kalmayı da başarabilmiştir.Düşünce sistematiğinde belirgin bir expresyonizm göze çarpar.Yazdığı yazılarda bu düşünce pratiğinin etkisi bolca görülür.Hayatı ekonomiden ekonomiyi ise hayattan bağımsız görmeyen hibrid bir bakış açısı benimsemiş, akademik kariyerinde aynı bakış açısını uygulayabilme fırsatı edinmiştir.
SilHocam,
YanıtlaSilKişiler hakkında yorum yapmadığınızı biliyorum.
"Görüşler" ile ilgili konuşmaya daima açıksınız.
Sizin perspektifinize göre:
"Yanis Varoufakis'in görüşleri"; klişe, statik, geçmişte kalmış, günümüzde geçerliliği olmayan Marksist görüşler mi?
Duymuşsunuzdur; "Tipik 'solcu' zırvaları!" diye bir tabir vardır.
"Varoufakis'in görüşleri", tipik solcu zırvaları mı?
Varoufakis'in iki kitabını okudum, katıldığım ve katılmadığım görüşleri var ama bence yazdıkları kesinlikle zırva değil. Dikkate alınması gereken uyarıları var.
SilHocam Varoufakis'in kitabında "faiz sebep,enflasyon sonuç" iddiası da var.Bu mu dikkate alınması gereken yorunlar?
SilKatılmadığım görüşleri olduğunu yazdım ya.
SilAbi kısa ve öz yazdığınıza göre vurgulamak istemişsiniz ama abi burda bence enflasyonu hangi yolla düşürdüğünüz önemli eğer faizle veya ekonomiyi küçülterek enflasyonu düşünürseniz sonuç bu. mesala üretimi artırırsak bence daha az sorun olacaktır.
YanıtlaSilEğer ekonomiyi faizle büyütmüşseniz yani enflasyon yüzde 60 - 70 iken faizi yüzde 10 olarak uygulamışsanız şimdi de enflasyonu düşürmek için faizi yüzde 40 - 50 olarak uygulamak zorunda kalırsınız. Eğer o gün iş alemi bedava para bulduk diye piyasanın içine edilmesine ses çıkarmamışsa bugün bedeli öderken de ağlamaya hakkı yoktur.
SilAbi enflasyon ve faiz ters orantılı olma nedeni aslında birbirinin aynı olması ve birbiri yerine kullanılmasıdır. Siz enflasyona izin verirseniz faize gerek kalmaz ama faizi kullanırsanız enflasyona gerek kalmaz enflasyon düşer. Bunları kullanma nedeniniz ise ekonomimizin üretim ve cari açık noktasında iyi yönetilmemesidir. Eğer bunlar arasında seçim yapın derseniz enflasyon bizim gibi borç yükü fazla ülkelerde daha masum bence.
SilDisk-Ar'a göre geniş işsizlik 11.5 milyon. Bu, muazzam bir rakam. Türkiye'de kira fiyatlarından gıdaya, eğitimden sağlığa kadar enflasyon zaten çok yüksek. Şimdi işsizliği azaltmak için enflasyonu daha da fazla mı yükseltmeliyiz? Olacak iş değil. Bunun başka bir yolu olmalı. Mesela yatırımları daha fazla artıramaz mıyız? Fakat bu faizlerle kim yatırım yapar ki? Avrupa'da yıllık %2 enflasyonlu ülkeler var. İşsizlik sorunu da yok. Bu nasıl oluyor? Bizde neden olmuyor? Anlamak mümkün değil. Berbat bir şekilde yönetiliyoruz. Bizi yönetenlerin hiç birisine hakkımı helal etmiyorum. Saraçoğlu demişti devletin parası aslında halkın parası diye. Şimdi benim paramla saray ve belli bir zümre nemalanıyor ve halk sefalete, işsizliğe ve yüksek enflasyona mahkum bırakılıyorsa hakkımı nasıl helal edeyim? Demokrasi desen yok, hukukun üstünlüğü desen yok. Dünyada son sıralardayız. Özgürlükler de yok. Anayasal hakkımızı kullanmamıza bile izin verilmiyor. Çok yazık. Bizi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum ettiler. Hem fakiriz hem de özgür değiliz. Protesto hakkımızı bile kullanamıyoruz. Susalım istiyorlar. Zorla güzellik yapılıyor. Bir de insanları bizden olan ve olmayan diye ayrıştırıyorlar. Seçimlerden önce mülakatı kaldıracağız demişlerdi fakat kaldırmadılar. Koskoca millete aleni bir şekilde yalan söylediler ve halkı kandırdılar. Bu kadar işsiz genç var. Diplomalı milyonlar var. Bunlar ne olacak? Hepsinin umutları ellerinden alınmış. Güzelim ülkemizi ne hale getirdiler. Gerçekten çok yazık.
YanıtlaSilBen de isterdim maaşım en az yoksulluk sınırı kadar olsun. Evlenip aileme bakabileyim, en az iki tane de çocuk yapayım ve mutlu olabileyim. Ülkede enflasyon Avrupa ülkeleri gibi %2 olsun. İşszlik sorunu da olmasın. Kiralar makul olsun, gıda fiyatları makul olsun. Ev, araba alabilmek bu kadar zor olmasın. Numara alırken günlerce beklemeyeceğim bir sağlık sistemi olsun, eğitim kaliteli olsun. Ülkede demokrasi olsun. Güçler ayrılığı olsun. Yargı bağımsız ve tarafsız olsun. Anayasal hakkımı da sonuna kadar kullanabileyim. Tüm bunları ben de isterdim. Ben de ülkemde mutlu olmak isterdim fakat olmuyor işte bir türlü olmuyor. Neden? Çünkü özellikle ekonomiden anlamayan liyakatsiz insanlar ülkeyi yönetince ekonomimiz de böyle oluyor. Koltuk sevdası uğruna her yol mübah görülüyor, ülkenin parası da heba ediliyor. Zihniyetimiz de Kuran'daki dinle alakası olmayan ve sonradan çıkartılan mezhepçi zihniyet olunca, gelişemiyor ve muasır medeniyetler seviyesine çıkamıyoruz. Demokrasimiz bu yüzden bir türlü seviye atlayamıyor. Oysaki kendilerine sorsanız Afganistan'da mı yoksa Belçika'da mı yaşamak isterdiniz deseniz, Belçika derler. Kuran'a da uygun şekilde dinde zorlamanın olmadığı, özgürlük ve demokrasinin gelişmiş olduğu ve insana, insanca muamele yapılıp haklarının korunduğu ülkeyi tercih ederler.
Ülkem maalesef gerek ekonomi yönünden, gerek güçler ayrılığını askıya alan otokrat yönetim yönünden, gerekse anayasayı ve demokrasiyi ihlal etme yönünden son derece geri kalmış bir konumda. Bizim liyakete sarılıp işi ehline vermemiz; en çok toprak kaybetmiş olan 2. Abdülhamid'i örnek almaktan vazgeçip, Kuran'ın temel prensiplerine aykırı olan ve Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde sonradan uydurulan zihniyetlerden arınarak özümüze dönmemiz ve ülkeyi de aydınlık yarınlara taşımamız gerekiyor. Bu yüzden öncelikli olarak yapmamız gereken aslında din reformudur (Dini, özüne döndürmemizdir) Bu, düzelebilmemizin mecburi şartıdır. Aksi halde mevcut zihniyet devam ettiği sürece iş, ehline değil; biat edenlere verilmeye devam eder. Liyakatsiz kötü yönetim devam eder. Ülke, kendilerinden olanı koruma odaklı otokrak bir zihniyetle yönetilmeye devam eder. Bu yolda kuvvetler ayrılığı yok sayılır, anayasa ihlal edilir, demokrasi de rafa kaldırılır. Dolayısıyla zihniyet değişmedikçe, aydınlık yarınlar hayal olacak; gelişmiş muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmemiz de mümkün olmayacaktır.
Yeni Şafak, ekonomi yönetimine çok ağır eleştirilerde bulunmuş.Sadece bankaların kar ettiğini söylemiş.
YanıtlaSilBence durum öyle değil..Mevcut ekonomi düzeni, en çok bankaları vurdu.
2020 yılı başında asgari ücret 2324 Tl imiş , 2025 yılı başında 22104 Tl olmuş.
A bankasının 2020 yılı başında özsermayesi 41.191.000.000 Tl imiş 2025 başında 192.813.000.000 Tl olmuş.Bu özsermayeyi asgari ücrete bölerseniz, özsermaye/asgari ücret sonucunu bulursunuz. Bu oran, 2020 yılında 17724000 iken 2025 yılında rakam 8723000 olmuş..
B bankasının 2020 yılı başında özsermayesi 54.362.000.000 TL imiş 2025 başında özsermayesi 240.383.000.000 TL olmuş. B bankasının da 2020 başında, özsermaye/asgari ücret oranı 23392000 iken 2025 başında bu oran 10875000 olmuş.
Yani son 5 yılda bankaların özsermayeleri yani varlıkları, asgari ücret karşısında nerdeyse yarı yarıya erimiş.
Bankalar, enflasyon muhasebesi yapmadıkları için kazanmadıkları bir paranın da vergisini veriyor bu sebeple özkaynaklarının enflasyon karşısındaki erimesi çok daha hızlı oluyor. Yani bankalarda da durum hiç iyi değil.
Diğer tarafta ekonomi yönetiminin enflasyon muhasebesi yaptırması şirketler için çok iyi oldu. Ancak tüm itirazlara rağmen, enflasyon muhasebesi sonucu yapılan yeniden değerlemeler vergiye tabi oldu.
Üstelik bilançolarında kredi kullanımı yüksek olan firmalara çok yüksek vergiler ödettirildi.
Zaten o firmalar kredi kullandığı için yaşam mücadelesi veriyor, niye onlardan enflasyon vergisi alıp o firmaları daha da zor duruma soktunuz? Enflasyon firmaların suçu değil ki?Enflasyon sonucu sermayenin büyümesinden vergi almak, ineğin etinden vergi almakdır. Halbuki ekonomi yönetimi, sadece gelirden vergi almalıdır yani ineğin sütünden vergi almalıdır etinden değil.
Son 3 yılda, Bütçe açığı /Gsyih oranı ciddi biçimde arttı...Kamu mali disiplininin sağlanması konusunda yol alınamadı.. Bu yapılamadığı için enflasyon düşmedi. Enflasyon düşmediği için faizler yükseldi ve özel sektör zora girdi.
Enflasyon düşmeden faizleri düşürmek, kısa vadede 3 kazandırır, uzun vadede 5 kaybettirir. Kesinlikle böyle bir şey yapılmamalıdır. Ekonomi yönetimi, kamu mali disiplini konusunda daha çok çaba sarf etmelidir. Enflasyonu düşürmenin başka bir yolu yoktur.
Yeni Zellandalı Ekonomist Philips'in enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişkiyi incelemesi için İngiliz ekonomisini örnek seçmesi aslında Türkiye için bir şans çünkü gerek İngiltere ve gerekse Türkiye turizm ülkeleri ve benzer iş piyasası var lakin İngilizlerin ve amerikalıların bir şansı ise kendi ülkelerinde işsiz kaldıkları zaman diğer ülkelere gidip güzel ücretlere ingilizce öğretmeni olabilmeleri. Mesela bugün İngiliz diasporası, Aman diasporası, İtalyan diasporası, İspanyol diasporası , Türk diasporası diye arattım. Yurtdışında nufusu en az sayıda çıkan Türk diasporası çıktı. Ülke nüfusları ile diaspora nüfuslarını toplayınca da diğerleri fazla çıkıyor ve Türklerin nüfusu az çıkıyor. Alman +Diasporası nüfusunun 142 milyon olması oldukça şaşırtıcı oldu. Meğerse osmanlının son zamanlarında Türk nüfusu epey azalmış dünyada. Mesela 1923'de Türk nüfusu 13 milyon iken , aynı sene Alman nüfusu 63 milyon imiş. Osmanlıcılık yapanların bu tarihsel nüfuslardan haberleri bile yok. Dahası bazı osmanlıcılar bir İngiliz 'in (Charles Young) tasarladığı Osmanlı armasını arabasının önüne ve camına asarak biz Türkiye vatandaşlarına milliyetçilik taslıyorlar. Mecliste grubu olan tüm partilerin neden Osmanlı zamanında dünyada Türk nüfusunun azaldığını incelemek üzere göreve davet ediyorum.
YanıtlaSilhocam,
YanıtlaSilenflasyon ile işsizlik arasında tercih yapmak zorunda kalsanız, hangisini neden tercih ederdiniz?
Ahmet Çağlar Kurtbeyoğlu.
Enflasyonu düşürmeyi tercih ederim. Enflasyonu düşürdükten sonra ekonomi toparlanır, büyüme yükselir ve işsizlik de düşer. Enflasyon yüksekse hiçbir şey düzgün olmaz.
SilFakat hocam yazdığınız yazıdaki ters orantıya göre enflasyon düşerse işsizliğin de artması gerekmiyor mu?
SilKısa vadede işsizlik artar ama enflasyon düştükten bir süre sonra azalır. Çünkü ekonomi istikrara kavuşur.
SilEnflasyonun yüksek seyretmesi, fiyat istikrarının sağlanmasında zorluklar yaşandığını göstermektedir. İşsizlik oranlarında görülen düşüş, istihdam piyasasında olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir; ancak geniş tanımlı işsizlik oranının yüksekliği, iş gücü piyasasında hâlâ yapısal sorunların var olduğunu işaret etmektedir.
YanıtlaSilBu veriler, enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların iş gücü piyasası üzerindeki etkilerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Abi burda siz işsizlik noktasında enflasyonu NEDEN olarak işlemişsiniz. Ama gerçekte enflasyon NEDEN mi SONUÇ mu?
YanıtlaSilEnflasyon yanlış ekonomi politikasının sonucudur, yüksek faiz yüksek enflasyonun sonucudur. Enflasyonun yükselmesi büyümeyi artırır ve bunun sonucunda işsizlik azalır. Enflasyonu düşürmek büyümenin düşmesine yol açar o da işsizliği artırır.
SilEmeginixede biliginizede saygım sonsuz ama kasap dükkanında doktorun bigisine kim saygı duyar..ben bu ülkede hicbir veriye hicbir grafige inanmıyorum artık tüık sepet fiyatını bile sakliyorsa artık ekonommi bilimiyle bir işimz kalmamiş demektir...gecen size bir soru sordum yanıtsız bıraktınz hocam nasa devam edilse afaki söyluyorum dolar 200 lira ekmek 100 lira olsa bugün daha mutlu olabirmiydik ? Diye sormuştum aptal oldugumu düşünebilirsinz tabiki bu daha düşük bir alım gücü demek...lakin yan çizgili tişörtlü dayıların maaşta artıyor dedikleri bir ülkede...2023 secim öncesi yuzde 50 maaş zammı sonrası nasılda mutluydu oysa insanlar..ben artık şuna kesinlikle inaniyorumki ne kadar bilirsen o kadar mutsuzsun bu ülkede..bu insanlar işinide kaybetse yine birsey değismex olaya inanc üzerinden baktıkları için bu ön yargı krılamaz.bu ülkede tek gercek yalan içimiz yalan dışımz yalan hemen herşey herkes yalan.
YanıtlaSilYan çizgili tişörtlü dayılar mutlu falan değiller.Hayat nedir,nasıl yaşanılır en ufak bir fikirleri dahi yok.
SilKasap eti keserken elini de keserse doktora ihtiyaç duyulur. Burada önemli olan kasabın acemi olup olmadığıdır.
SilBence doktora gerek kalmadan kan kaybından x olucak.
SilMahfi Bey, 2013 den bu yana yil yil dolasimda olan TL miktarini bir cizelgede vere bilirseniz yani ne kadar para basildigini ortaya koyarsaniz butun problem apacik ortaya cikmaz mi ?
YanıtlaSilDolaşımdaki nakit (basılarak dolaşıma çıkan para) satın alma gücü yaratan toplam gücün içinde çok küçük bir tutar. Asıl gücü banka kredileri (kredi kartları dahil kaydi para) yaratıyor. O nedenle dolaşımdaki para fazla bir şey göstermez.
SilGünaydın hocam,
YanıtlaSilEnflasyon ile işsizlik arasında neden ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır? Enflasyon artarken işsizlik oranı neden düşer; ya da enflasyon düşerken işsizlik oranı neden yükselir?
Enflasyon artarken genellikle ekonomi canlı demektir, harcamalar artar, talep yükselir. Yüksek talep üretimi teşvik eder, şirketler üretimi artırmak için yeni elemanlar istihdam eder. Böylece işsizlik azalır. Enflasyon düşerken bunları tersi olur ve işsizlik artar.
SilBu durum enflasyonun talep yada maliyet kaynaklı olmasına göre değişir mi (enflasyonun düşürülmesine yönelik tedbirlerin sorunun kaynağına uygun olarak belirlendiği ideal ortamda)?
YanıtlaSilDeğişir. O nedenle uygulanacak politikayı belirlerken enflasyonun ne kadarın talep ne kadarının maliyet kaynaklı olduğu ayrımının doğru yapılması gerekir.
SilHocam Türkiye'deki enflasyonun ne kadarı talep, ne kadarı maliyet kaynaklıdır? Bunu nasıl anlayabiliriz?
SilSayın hocam sizce TÜİK kamuoyuna açıklanan rakamlar haricinde hükümete veya “gerekli” kişilere ikincil bir istatistik sağlıyor mudur? “Gerçek Enflasyon aslında budur, politika yaparken kullanırsınız”. Belki dosyanın üzerinde “öz hakiki enflasyon” notu ile (?)
YanıtlaSilHer şey onların elinde zaten, servet transferlerine gaz kesmeden devam ediyorlar!!!
SilHiçbir fikrim yok. Benim görev yaptığım dönemlerde böyle bir şey düşünülemezdi bile. Şimdi nasıldır bilmiyorum.
SilHocam tuik ekonomiye değermi katıyor?
YanıtlaSilEnflasyonu olduğundan düşük, büyümeyi olduğundan büyük gösteriyorsa sanal olarak değer katıyor gibi görünebilir.
SilHocam ülkemizde artık yatırım yapılamıyormu?
YanıtlaSilRisklerin her geçen gün arttığı bir ülkede yatırımların düşmesi normaldir.
SilHocam,
YanıtlaSilTemel bir sorum var:
A.I.'ın gelişmesi sonucunda; "gerçek" olan ile "yapay (sahte)" olanı birbirinden ayırmak zorlaşıyor.
Bu tedirgin edici durum; insanları, fiziksel olarak kitap, dergi ve benzeri yayınlara daha fazla yakınlaştırır mı? ("Manipüle edilmemişlik" bakımından soruyorum size.)
Dikkat ederseniz; fiziksel olarak kitaplar, A.I. tarafından manipüle edilebilecek gibi gözükmüyor şimdilik.
İnternet üzerinde bulunan "e-kitaplar"dan bahsetmiyorum. Kitabevlerinde, kütüphanelerde hâlâ fiziksel olarak var olan kitaplardan bahsediyorum.
Ne dersiniz?
(Sizden nihai bir cevap beklemiyorum, sadece beyin jimnastiği yaparken sizin görüşünüzü öğrenmek istiyorum.)
Çok doğru bir tespit ve sorgulama. Benim de zihnimi yoran konular arasında bulunuyor.
SilHocam sizce ne zaman gayrimenkul piyasası canlanacak? Beklemekten çok yorulduk. Teşekkürler
YanıtlaSilHocam emeklilerin hali ne olacak?
YanıtlaSilHızla yaşlanan Türkiye’nin ekonomisi bir Japonya gibi güçlü değil.2024 yılı sonu itibariyle Japonya’da çalışma çağının yüzde 79,8’i istihdam edilirken, Türkiye’de bu oran yüzde 49,8. Yani Türkiye de yaşlanan nüfusa kaynak aktaracak bir istihdam gücü yok. Gelecek günler emekliler için cehennem olacak. Ancak bu cehennem ateşi sadece emeklileri değil tüm ekonomiyi kavurur.
SilMahfi hocam,
YanıtlaSilFütürist bakışla ekonominin nasıl şekilleneceğine dair öngörüleriniz var mı? Yapay zekanın var olduğu bir evrende fütürist görünen her şey yakın zamanda gerçekliğe dönüşecek gibi !
Öğrenciyken de bu philips eğrisini manasız buluyordum. Korelasyon kat sayısı yüksek olması hala şaşırtıcı. Burdaki enflasyon işsizlik değil de enflasyonun silahı faiz işsizlik ilişkisinin sonucu philips eğrisi çıkarımını ortaya koyuyor bence.yani enflasyon yüksek faiz yükseltiliyor enflasyon düşüyor. Faiz yükseldiği için işsizlik artıyor,enflasyon düştüğü için değil bence. Daha saglıklı grafik faiz işsizlik ilişkisi demek istedim.
YanıtlaSil''Taksilerde indi-bindi ücreti 135 lira olmuş, marketlerde girdi-çıktı bedeli de 500 lira olmuş. Ama ortada et falan yok ha yanlış anlaşılmasın. Onları da koydunuz mu 1500 liraya çıkar. Bir sakız alıyorsunuz 35 lira falan. Mallar arasında fiyat ilişkileri koptu. Karşılaştıramıyoruz olayı. Algımızı yitirdik, Çok tuhaf bir yere geldik." Mahfi Eğilmez
YanıtlaSilDediğiniz gibi hocam fiyat algımızı yitirdik. Benim şöyle bir sorum olacak. Türk Lirasından bir sıfır daha atmayı önerir misiniz? Böyle bir şey yapılacak olsa bunun avantajları ya da dezavantajları ne olur?
Mahfi hocam, carry trade de durum nedir, sıcak paranın giriş-çıkış süresi kısaldı mı, tabiri caizse "vur-kaç" mı yapıyorlar, perşembe giriş yapıp ptesi çıkış yapıyorlarmış. ?
YanıtlaSilDolar kurunun baskılanmasının, faizlerin yüksek olmasının etkisi bu işi olduğundan cazip kıkıyor değil mi?