Fed'den Sonra

22 Mayıs’ta Fed’in tahvil alımlarını kısarak piyasaya daha az likidite vereceğini açıklamasından ve bu durumun başlangıcı olarak Eylül aynı göstermesinden sonra piyasalar dalgalanmaya başladı. O tarihten sonra ortaya çıkan olayları ve bunlara bağlı olarak BIST 100 endeksinde (mavi çizgi) ve gösterge tahvil faizinde (kırmızı çizgi) yaşanan gelişmeleri aşağıdaki tablo ve grafikten izleyebilirsiniz. 

Tarih
 Olay
22 Mayıs
Fed’in tahvil alımını azaltacağına ilişkin açıklama
03 Haziran
Gezi Parkı direnişi
24 Haziran
TCMB’nin faizi artırması
20 Ağustos
TCMB’nin faizi artırması
26 Ağustos
Suriye’de kimyasal silah kullanıldığına ilişkin açıklama
06 Eylül
Suriye’ye müdahale olasılığı azalmaya başladı
16 Eylül
Larry Summers’ın Fed Başkan adaylığından çekildiği açıklandı
18 Eylül
Fed, tahvil alımlarında kısıntıya gitmedi

  
         
Fed’in tahvil alımına sonsuza kadar devam etmeyeceğini düşünürsek bugün gelinen nokta özellikle şirketler açısından bazı düzeltmeleri yapmak için önemli bir fırsat olarak görülmelidir.

Yorumlar

  1. Kurumun güvenirliğini sarsan, buram buram spekülasyon kokan ve kaçınılmaz sonu ötelemekten başka hiç bir işe yaramayan bir karar. Bütün dünya tek bir kurumun bu kadar ağzına bakarsa bu tür gelişmeler yaşanması doğal tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küresel sistemde küresel para dolar olunca ve bu parayı da Fed basıp dağıtınca ister istemez böyle oluyor. Kapitalizmin en temel kuralı, Nasreddin Hoca yüzyıllar önce henüz kapitalizm ortada yokken söylemiş: "Parayı veren düdüğü çalar."

      Sil
    2. Valla bravo, ancak boyle bir deyisle aciklanabilirdi.

      Semih ARAL.

      Sil
  2. Üstat

    Açık pozisyonlarını mümkün olduğunca kapatmaları ve nakitte kalmalarını kast ediyorsunuz sanırım.

    Çok selamlar
    Cafer Demir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam açık pozisyonla neyi kasit ediyorsunuz

      Sil
    2. Diyelim ki sizin işletmenizin bir yıl içinde 100 USD geliri var buna karşılık aynı süre içinde ödemesi gerekn 150 USD borcu var. Bu aradaki 50 USD açık pzisyondur. TL değer kaybederse bu açık adamı batıtabilir.

      Sil
  3. küresel aktörlerin yaptığı açıklama ve uygulamalar sermaye hareketlerinin yön değiştirmesine neden olurken TCMBnin makroihtiyati para politikası araçlarıyla müdahalesi piyasaların güçlü kalması için yeterli olmadı. Tabir doğruysa "idare ettik". Her fırsatta dile getirdiğiniz mesele kendisini apaçık gösterdi: yapısal reform şart.

    YanıtlaSil
  4. Aygul Ozkaragoz21 Eylül 2013 17:44

    Fed 'in kisitlayici para politikasina Emin mi Aralik 'ta mi gidecegi yaziyor boyunca tartisildi. Hala Aralik hakkinda bir beyan gelmis degil. Her durumda burada asll uzerinde durulmasi gereken husus para politikasinin Fed 'in istihdam hedefi bakimindan bir ise yaramadiginin basta Bernanke olmak uzere pek cok politika vaizi tarafindan anlasilmis olmasi. Ancak Wall Street kocamanlariyla basa cikilamiyor gibi gorunuyor.
    Aygul Ozkaragoz

    YanıtlaSil
  5. Fed, Gezi, faiz vs... olay başlıklarını önümüzdeki süreçte de çoğaltmak mümkün. Balon o kadar şişirildi ki piyalsar sürekli bahane arıyor. Yakın gelecekte de yine Fed kararları ve daha önemlisi seçim dönemi fiyatlacak. Faiz&borsa ikileminin yönü önümüzdeki süreçte nedir hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ikili bir süre sonra yeniden ters yönde gideceklerdir. Dalgalı bir seyir izlerler yani zaman zaman yaklaşırlar zaman zaman uzaklaşır. İstikrarlı bir görünüm sergileyemeyeceklerini düşünüyorum.

      Sil
  6. Hocam yazınız için teşekkürler

    Benim anlamadığım nokta şu elbet eninde sonunda FED tahvil alımını yavaşlatacak bugun yarın farketmez. Bernanke eylül ayında tahvil alımını azaltacagını soyledı piyasayı cok etkiledi 18 eylülde kısıntıya gitmedi bist arttı kur farkı azaldı bizim için güzel haberlerdi tamamda bundan sonra öyle bir açıklama yapıyor ki ekimde kısıntıya gideceklerini söylüyor kur farkı yine artıyor zaten herkes biliyor azaltma yapacagını neden başka ülkeleri düşünmedn bir açıklama yapıyor ki anlamadıgım nokta bumesaj şu mu burada bize gelin bize.. teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani önlemlerinizi alın diyor sanırım. İşte size bir kaç ay daha zaman pozisyonları düşürün, önlemlerinizi alın diyor.

      Sil
  7. Hocam tamamen merak ettiğimden soruyorum ; hocam diyoruz ya ülke ye döviz girmesse ülke ithalat yapamaz ve gerekli büyümeyi yakalayamaz . Şunu sorucam ülkemizin tasarruf oranı yüksek olsa ama diğer ülkelerden de bizim ülkeye döviz girmese ve bir çok ülkede bize borç vermeye yanaşmasa tasarruf oranımız yüksek diye gerekli ithalatı yapabilirmiyiz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her paranın bir değeri vardır. Buna kur diyoruz. Bugün siz bankadaki TL'nizi istediğiniz anda dövize çevirdiğiniz gibi elinde TL'si olan da bunu istediği anda dövize çevirir. Eğer döviz azsa kur yükselir ve yine döviz bulunur. Bir ülkede belirli bir döviz stoku her zaman vardır. İki konu birbirine karıştırılıyor. tasarruf ayrı bir şeydir döviz bulmak ayrı bir şey. Döviz bir maldır ve fiyatı vardır. O da kurdur. Eğer fiyatı yani kuru düşükse artar ve yine bulunur. TL, dövize çevrilemez diye bir konu yok. İstediğiniz bankada çevirebilirsiniz.

      Sil
  8. hocam grafik için teşekkürler

    sormak istediğim soru şu: parasal genişlemeye bir süre daha devam edilecek ama er ya da geç dediğiniz gibi bu durum sona erecek hatta sonrasın da parasal sıkılaştırma bile olabilir belki.

    parasal genişleme sona erdiğinde gtüm dünyada faizler yükselecek özellikle de abd-avrupa da.. peki hocam faizde ki artış borcu fazla olan ülkelere negatif yönde etki yaptığına göre eğer parasal genişlemenin ardından avrupa da faizler artarsa, borç yükü yüksek olan avrupa ülkelerinde etkisi ne olur? ...

    yıkıcı denilebilecek bi durum yaşanır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu anda Avrupa'da gösterge faiz % 0,5. Burada faiz artışı dediğimiz şey faizin 0,75'e ya da 1'e çıkmasıdır. Bilemediniz 1,5 olur. Bunun yıkıcı etki yaratması söz konusu olmaz.

      Sil
  9. Hocam kafamda netleşmeyen bir soruyu netleştirmek için size sormak istiyorum ; biz ithalat yaparken bankaya tl yi yatırıp bankada kendinde ki dövizleri dışarıya yolluyor değil mi ? Eğer ülkemize yeterince döviz girmese ve bankada yeterince döviz birikmese bizde tl mevduat hesapları fazla olsa bile ithalat yapmak istediğimizde bankaya tl yi verip ithalat yapamayız değil mi çünkü bankada yeterince döviz birikmemiştir ?
    O yüzden şu cümleme katılırmısınız tasarruf oranlarımız fazla olsa bile içeriye krizden dolayı para girmediğinde biz bankaya tl versekte bankada döviz birikmediğinden ve bankada kriz ortamında döviz bulamadığından müşterisinin ithalatını gerçekleştiremeyecektir değil mi hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konu nedense hep karıştırılıyor. Bankada 20.000 TL'niz varsa siz bankaya bununla bana dolar hesabı aç dediğinizde hemen 10.000 USD'lik hesap açılmıyor mu? Banka size kusura bakma dövizim yok hesap açamam diyor mu? Bu da aynı şey. TL ile döviz satın alırsınız. Eğer ülkede yeterince döviz yoksa o zaman faizler artar ve ülkeye yeterince döviz girer.
      Tasarruf ayrı şeydir döviz ayrı şey.

      Sil
  10. Hocam katkılarınız ve ulaşılabilirliğiniz için teşekkürler.Bir sorum olucaktı:GSYH düşerken işsizlikte düşerse ekonomide nasıl bir durum söz konusu olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Büyüme düşerken işsizlik de düşerse kötünün iyisi olur. İyisi ekonomi büyürken işsizliğin düşmesidir. Ama eğer ekonomi küçülürken işsizlik düşüyorsa bu kötünün iyisidir. Ne var ki bu kısa vadede ortaya çıksa da orta uzun vadede sürmez. yani büyüme düşüşü işsizlikte artışı biraz gecikmeli de olsa peşi sıra getirir.

      Sil
  11. Kısaca şöyle diyebilirmiyiz Türkiye tasarrufları yüksek olsada aynı zamanda ülkeye de döviz girişi olması gerekir cari açığını finanse edebilmek için .sadece tasarruf oranını büyüterse herhangi bir kriz anında banka döviz bulamassa tasarruf oranının yüksekliğine rağmen ithalat yapılamaz
    Hocam yorumunuz benim için çok önemli eksik gördüğünüz yerleri tamamlarsanız sevinirim iyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıdan beri defalarca anlatmaya çalıştım. Tasarruf ayrı bir şey döviz bulmak ayrı bir şeydir. Eğer kur doğruysa dövizi her zaman bulursunuz. Yeter ki fiyatı doğru olsun.
      Tıpkı bankadaki 20.000 TL'nizi bankaya söylediğinizde 10.000 USD'ye döndürebilmeniz gibi düşünün. Döviz olmaması diye bir şey söz konusu olmaz. Bütün mesele dövizin fiyatının doğru olup olmamasıdır. Fiyat doğruysa döviz bulunur.

      Sil
  12. Hocam yıllık cari açığımızın 60 milyar $ olduğunu varsayarsak dolar kuruda 1$=2 tl olsun . Bizim tasarrufumuz 60*2=120 milyar tl daha fazla olsaydı dışarıdan borçlanmaya gerek kalmazdı bu parayı bankaya yatırılırdı gerisi bankanın denetimi altında olurdu ve gereken dövizi o bulurdu . Hocam birde banka bu dövizi de nereden bulduysa cari açığın finansman kalemine nereden bulduğu yazılır .
    hocam eksik gördüğünüz bir yer varsa duzeltirseniz beni ziyadesiyle memmun edersiniz teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamen doğru. Kur doğruysa döviz her zaman bulunur.

      Sil
  13. Şurası çok ilginç geliyor bana. Olay sadece genişletici para politikasının daraltılması ama ne fırtınalar kopuyor. Eğer Amerika'da işsizlik 6,5 civarına inerse bu sefer belki de daraltıcı bir para politikası uygulanmaya geçecek. O zaman ne olacak kim bilir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu biraz açar mısınız? :)

      Sil
    2. ABD'de biliyorsunuz bir kaç yılda bir büyük fırtınalar kopuyor ve her yer yıkılıyor, kasabalar sular altında kalıyor. İşte o büyük fırtınalara hurricane deniyor ve her birine bir isim veriliyor. Ben de yukarıda fırtına sözcüğünü görünce buna Hurricane Fed adını verdim.

      Sil
    3. Peki sizce sene sonunda ABD'nin ya da FED'in hamlesi ne olur hocam? :)

      Sil
    4. Ardisira hayirli bir eser birakacak olsaydi, Fed degil de Ed filan olurdu herhade, degil mi? :)

      Anlasilan siz de, ABD gibi, felaket getirenlere ('hurricane'lere) kadin ismi vererek, 'misogynist' bir durus sergiliyorsunuz ;)

      Sahi, 'Fed' hangi kadin adinin kisaltmasi olurdu?

      Fedora?

      Fedward???

      Sil
  14. Geçmiş yıllarda yaşanan krizlerde Arjantin, Şili, Peru, Meksika vs. gibi ülkeler hep ımf ye bağlı kalmış onun yüzünden ekonomileri çökmüş sözüm ona onun sayesinde toparlanmış. Bir nevi ımf kendine bağlı hale getirmiş bu ülkeleri.Şuanda da aynı şeyi fed yapıyor sanki doğru mu hocam? Tüm ekonomiler fed e bağlı ondan çıkacak her karar nefes kadar değerli hale geliyo bir ülke ekonomisi için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay yorumlara itibar etmeyin. IMF hiçbir ülkeye kendi isteğiyle gitmiyor hep ülkeler yalvar yakar çağırıyorlar IMF yi.

      Sil
    2. Hocam,

      'Bir ekonomik tetikcinin itiraflari' ['Confessions of an Economic Hit Man' http://www.amazon.com/Confessions-Economic-Hit-John-Perkins/dp/0452287081 ] ve diger kitaplarinda John Perkins pek de sizin gibi dusunmuyor sanki.

      Amazon'daki okuyuculari 5 uzerinden 3.6 vermis (%72) ki, ezici cogunluk da katiliyor gibi.

      Ne dersiniz?

      Sil
  15. Hocam öncelikle yazınız için teşekkürler. Benim sorum FED tahvil alımlarını azaltacağım dediğinde faiz oranları yükseldi ve Türkiye’de geçerli olan faiz oranı düşük kaldığı için sermaye çıkışı yaşandı. Böyle olunca Türkiye’de dövizin azalması ve TL’nin bollaşması yani döviz kurunun yükselmesi durumu yaşandı. Bu da kısa sürelide olsa bizim ihracatımızın ithalatımıza göre artmasına yani cari açığımızın azalmasına neden olmadı mı? Yani FED’in tahvil alımını azaltacağım demesi bizim kısa sürelide olsa işimize yaramadı mı? Benim çözemediğim nokta burası hocam nereyi eksik ya da yanlış düşünüyorum aceba. Şimdiden teşekkür ederim hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim temel sorunumuz ihracatın biraz artması veya ithalatın biraz düşmesi değil. Bizim bir yıl içinde bulmamız gerekn 220 milyar dolar lık finansman sorunumuz var. Döviz kurunun yükselmesi bu finansmanı daha pahalı hale getiriyor ayrıca faizler arttıkça maliyet de artıyor.

      Sil
    2. Döviz kurunun yükselmesinden sonra ihracatımız artmadı. Çünkü ihracat yaptığımız ülkelerde de Fed'in politikalarından mülhem talep daralması yaşandı. Daha doğrusu talep daralmasa bile artmadı da. Sonuçta cari açık olumlu etkilenmedi. Zaten talep artacak olsa bile böyle bir kur değişiminin etkisi anında görülmezdi.

      Sil
  16. Hocam yukarıda anlattıklarınızda dediniz ya döviz stok değişkendir ve ülke de her zaman belirli miktarda döviz bulunur döviz bulunmasa bile faizler yükselir yine de döviz gelir dediniz .ben şunu öğrenmek istiyorum ; cari açığımız çok yüksek diyoruz ve bunun her zaman böyle sürmesi zor diyoruz ama siz anlattıklarınıza göre dövizi banka her zaman bulur dediniz cari açığın bu denli yüksek seyretmesinin tehlikesi nedir o zaman ? Madem dövizi banka her zaman bulur cari açığımız kadar dövizide banka her zaman bulur sıkıntı ne o zaman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dövizi her zaman buluruz da hangi maliyete bulacağımız önemlidir. Eğer ABD'de doların faizi yüzde 2 iken biz yüzde 5'e 6'ya buluyorsak çok maliyet öderiz ve bir süre sonra bu daha da artar. Sakıncası odur.

      Sil
  17. Hocam iktisat öğrenimimin ilk yıllarımda olan bir birey olarak kafama bazı sorular takıldı hatam olursa af ola
    1) hocam verdiğiniz cevaplardan öğrendiğim kadarıyla biz ithalat yaparken elimizde illa döviz olmasına gerek yok. İthalat yaparken biz tl yi yatırıyoruz bankada onun karşılığı dövizi bularak ithalatçı ülkenin bankasına gönderiyor . Tabi burada şunu merak ediyorum bu dövizi nereden bulduysa ödemeler bilançosunun finansman kaleminde ki yere nereden bulduğu kayıt ediliyor katılırmısınız ?
    2)madem dövizi banka her istediği anda bulabiliyor biz cari açığı neden bu kadar yüksek diye dert ediyoruz ki ? Cari açığı banka her zaman bir yerlerden bularak finanse edebilir o zaman ?
    3) hocam bir cevabınızda bizim yıl içinde bulmamız gereken 220 milyar $ ilk finansman sorunumuz var dediniz biz bu parayı şu şekilde ödüyoruz değil mi hocam ; bu paranın tl karşılığını bankaya yatırıyoruz bankada o kadar dövizi bularak yurtdışına gönderiyor değil mı ?
    4) hocam bizim kamunun dış borçlarını tl basarak ödeyememesinin sebebi nedir ?
    Hocam sorularım biraz basit kaçabilir dediğim gibi iktisat öğreniminde ilk senemin içerisindeyim iyi günler diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Katılırım.
      (2) Çünkü dövizi mal satmanın dışında bulmanın bir maliyeti var. Yüksek faiz ödersiniz.
      (3) Evet ama işler kötü giderse banka o kadar dövizi borçlanamayabilir.
      (4) TL yi çok basarsan bu bilinir ve paranın değeri hızla düşer kur da katlanarak artar. O zaman ihracatın düşer. Kimse borç vermemeye buraya yatırım yapmamaya başlar.

      Sil
  18. Hocam bir önceki yazınızın soru cevap kısmını okurken bir soruyu 4-5 kere cevaplamışsınız bir konuda arkadaşların sıkıntısı var herhalde tam olarak nereyi karıştırıyorlar anlayamadım ? Siz bir cümlenizde iç tasarruflar ayrı şey döviz bulmak ayrı şey demişsiniz tam olarak ne demek istediniz ve arkadaşların nereyi karıştırdığını anlayamadım ?
    Hocam sorulan her soruyu ve yazılan her cevabı eksiksiz okuyup anlama ya çalışıyorumda bu konuda takıntılıyım o yüzden merak ettim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogda Döviz Yoksa Ne Olur diye bnir yazım var ona bakın derim.

      Sil
  19. Hocam sizi ilgiyle takip ediyoruz çalışmalrınızdan ötürü sizi kutluyor başarışarınızın devamını temenni ediyorum.G8 dışındaki ülkeler sanırım bu kapitalist düzenin zayıf halkası olmaya devam edecek yıllarca,bizim ülkemize baktığımız zaman AKP iktidarı'na kadar önümüzde bir vizyonumuz yoktu önümüze 2023 yılını sonra 2071 yılını koydular bu hedefler gerçekçimidir bu hedeflere ulaşabilirmiyiz veya bu hedefler gerçekten ciddi hedeflermidir,Türkiye daha başka hedefler koymalımıdır bu hedeflere ulaşabilmek için hükümetin neler yapması lazım,halkı bu hedeflere yönlendirmek için ne gibi program yapılması gerekir şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hedef koymak iyidir. Ama Türkiye'de konulacak her hedef için yapısal değişim programları yapmak gerekir. İhracatı 500 milyar dolara çıkarmak için nasıl bir yapısal değişim yapacağız? Hangi malları burada üreteceğiz, hangi markaları yaratacağız da bu hedefe ulaşacağız? Bu yapısal reformları ve onlarla ilgili önlemleri sıralamadan hedef koymak hedef koymak demek değil sadece temennide bulunmak demektir.

      Sil
    2. Ben de yapisal degisimden beklediklerinizi soracaktim, cevap anahatlariyla verilmis bile.

      Tesekkurler.
      Semih ARAL.

      Sil
    3. Bu konuda bu blogda yazılarım var.

      http://www.mahfiegilmez.com/2013/09/ekonomide-yapsal-reformlar.html

      Sil
  20. Hocam müthiş yazılarınız için teşekkürler.
    Çok yakında bir mülakatım var da sık da sorulan bir soru, ekonomimizin en büyük problemi cari açık nedir?
    Bu tanımı 1-2 cümle ile en iyi nasıl ifade edebilirim?
    Bu tanımın sorulduğu adayların yanıtları genelde beğenilmemiş. Sizin bu konudaki birçok yazınızı da okudum ancak dolu dolu ama kısa bir tanım bir türlü oluşturamıyorum zihnimde.
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bu konuda blogdaki sözlük bölümünde cari denge başlığına bakmanızı öneririm. En doğru tanım budur. Bunu cümleye dökmek gerekirse şöyle diyebiliriz: "bir ülkenin diğer ülkelerle karşılıklı olarak yaptığı ekonomik ve finansal işlemler sonucunda kazandığı döviz gelirleri yaptığı döviz giderlerinden düşükse aradaki negatif farka cari açık denir."

      Sil
    2. Sağolun hocam iyi ki varsınız.

      Sil
  21. Hocam yeri olmayabilir ama şuan aktif konu bura olduğum için yazıyorum.Aklıma 2008 krizi ile ilgili bir konu takılıyor ve işin içinden çıkamadım.

    Şimdi bankalar subprimelara sürekli olarak kredi veriyorlar.Diğer yatırım bankaları ve hedge fonlar neden bankalardan bu kredileri satın alıyorlar?Bankalar riske karşılık bunları ucuza sattılar(yatırım bankalarıda bu yuzden satın aldı diyelim), peki bunları alan yatırım bankaları nasıl kar sağlamak amacıyla başkalarına satıyorlar.Balon nasıl patlıyor?Hocam süreç biraz karışık geldi.Mekanizmayı aydınlatırsanız çok sevinirim.

    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki kredibilitesi yani geri ödeme gücü düşük olan 100 kişiye 10'ar TL kredi verdiniz, yani toplamda 1000 TL alacağınız ve ve diyelim ki bu krediler nedeniyle de 10 TL toplam faiz alacağınız var. Yani alacağınızın miktarı 110 TL. Bu alacaklarınızı toplayıp bunları temsil eden ama sizin adınızı taşıyan 110 TL'lik tahvil çıkarıyorsunuz ve bunu yüzde 3 faizle satıyorsunuz. Bunu alanlar sizden siz de bu tahvile dayanak yaptığınız 100 kişiden alacaklısınız. Vade gelince bu 100 TL'lik tahvili sizden alanlar tahvili getirip anapara + faiz 103 TL'lerini sizden istiyorlar. Siz de dönüp 110 TL'nizi kredi verdiklerinizden istiyorsunuz ki bu tahvili ödeyebilesiniz. Kredi verdiklşerinizin çoğu bu borçlarını ödeyemiyorlar. Siz de sattığınız tahvilin bedelini alanlara ödeyemeyip batıyorsunuz. Lehman Brothers'ın başına gelenler aşağı yukarı budur.

      Sil
    2. Müthiş anlatım

      Sil
  22. Hocam kusura bakmayın sabahtan beridir düşünüyorum şu cümlenizi anlayamadım 'tasarruf ayrı bir şey döviz bulmak ayrı bir şey ' bu cümlenizde ne demekistediniz ? Merakımı giderirseniz çok memmun olurum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki 10.000 TL tasarruf ettiniz. Bunu ister TL ile tutarsınız ya da TL mevduat hesabı açtırırsınız, isterseniz USD veya Euroya çevirirsiniz ya da USD veya Euro hesabı açtırırsınız. Cümle bunu söylüyor.

      Sil
  23. Hocam normalde biz tasarruflarımız yapmak istediğimiz yatırımları karşılamada yetersiz olduğundan dışarıdan borçlanıyoruz ve borçlandığımız parayla dışarıdan aramalları sermaye malları ve hammaddeler ithal ediyoruz . Eğer tasarruflarımızı artırırsak dışarıdan borçlanmak zorunda kalmayız içeriden borçlanırız ve içeriden borçlanarak dışarıdan aramalı hammadde sermaye malı alırız değil mı hocam ? Sonuçta hocam her iki şekilde de yatırım malı aramalı hammade alıyoruz ama tasarruflarımızı artırırsak dışardan borçlanıp aldığımız dışarı mallarını içeriden borçlanarak alırız .
    Hocam bu cümleme katılırmısınız katılmadığınız yada eksik bulduğunuz yeri söylerseniz çok memmun olurum zira öğrendiğim şeyleri yanlış öğrenmeyeyim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç bir eksiklik yok.
      Diyelim ki 1000 TL'niz var ve bunun karşılığında 500 USD'lik ithalat yapacaksınız bankaya gider paranızı yatırır ithalatı yaparsınız. Bankada o döviz zaten vardır. Bir sürü döviz mevduatı var. Burada karıştırılan şey şu: İthalat akım değişkendir yani o anda yapılacak bir şeydir. Oysa döviz varlığı ya da stoku stok değişkendir yani yıllarca birikmiş bir varlıktır. Size 500 dolar gerekti diye banka o aşamada gidip o dövizi bulacak demek değildir.

      Sil
  24. Hocam bir sonuca varmak için varsayım yaparak bir soru sormak istiyorum ; 1) ülkemizde tl mevduat hesapları daha da artsa (kredi hesaplarının açılması ,bireylerin geleceği hakkında kötümser bekleme sonucunda tasarrufların artması v.s) bankaya ödeme talimatı vererek istediğimiz kadar ithalat yapabilirmiyiz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaparsınız. Yeter ki ekonomi krize girmiş, borç verenler ya da hisse senedi almış olanlar o kriz nedeniyle dövizlerini alıp gitmiş olmasınlar. Bu durumda da döviz pahalılanır ve pahalı kurdan dövize talep azalacağı için yine ithalat yapabilirsiniz ama bedeli yüksek olur.

      Sil
  25. Hocam bir soru sormak istiyorum ; ödemeler bilançosunun bir kaleminde cari açığın nasıl finanse edildiğini ve gelirimizi aşan miktarda yaptığımız harcamaları nasıl yaptığımızı gösteren kalem var bu kalem biz bankaya tl yi yatırdığımızda bankanın ithalatçının ithalat yapmak istediği tutar kadar parayı nereden bulduğunu gösterir değil mi hocam ?
    2) hocam fed muslukları kısmadı da bir süre sonra muslukları kılacağını hatta kapatacağını varsayarsak bankaya tl yi yatırdığımızda banka ithalat yapacağımız kadar tutarı nasıl bulacaktır yoksa banka her türlü bulur ama maliyeti yüksek mi olur ? Yoksa musluklar kapatıldığı için zor mu bulur ?
    Şuna gelmeye çalışıyorum dünyada bir kriz olsa ve ülkeye yeterince döviz girmese ama biz gerekli büyüme için ithalat yapmak zorunda kalsak bankaya tl yi yatırıp gerekli ithalatı yapabilirmiyiz yoksa yapamazmıyız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Ödemeler bilançosu deyimi yanlış bir deyim. Bu bir bilanço değil. O nedenle ödemeler dengesi sözünü kullanmanızı öneririm. İngilizcesi de balance of payments dır balance sheet of payments değil.
      Ödemeler dengesinde cari açığın nasıl finanse edildiğini gösteren bir kalem değil birçok kalem var. Finans Hesapları bölümünün tamamı ile net hata ve noksan ve rezerv hareketleri cari açığın nasıl finanse edildiğini gösteren kalemlerdir. Bu kalemler bize cari dengenin gereği olan işlemlerin nereden finanse edildiğini gösterir. Ne kadar borçlanmışız, ne kadar borç ödemişiz, ne kadar sermaye çekmişiz vb.
      (2)Fed'in musluk kısmaya gitmesi ülkeye bol miktarda gelen dövizin azalmasına neden olur bu durumda kurlar yükselir dövizin maliyeti artar, denge daha maliyetli olarak yeniden kurulur.
      Dünyada kriz çıksa da döviz buluruz ama maliyeti çok artacağı için çok daha az ithalat yapabiliriz büyümemiz de düşer

      Sil
  26. Hocam okuduğum yazılarınızdan şöyle bir yorumda bulunsam yanılırmıyım ; şu an tasarruf yetersizliğinden dolayı dışarıdan borçlanarak dışarıdan bazı yatırım mallarını alıyoruz ama tasarruflarımız artarsa bu yatırım mallarını almak için içeriden borçlanacağız ve böylece dışarıda ki yatırım mallarını kendi paramızda borçlanarak alacağız katılırmısınız eksik gördüğünüz bir yer bile olsa söylerseniz memun olurum
    2) tasarruf dışarıdan borçlanma ile alakalıdır tasarruf fazla olursa içeriden borçlanırız ama döviz bulmak ise ; her sene Türkiye'nin cari açığını finanse edebilmek için 50 milyar $ para girmesi lazım eğer girmesse biz bankaya tl yi yatırdığımızda banka o tl ye karşılık gelen dövizi zor bulur bulsa bile faizi farklı olur
    3) biz ithalat yapabilmek için türkiyedeysek tl yi bulup bankaya yatırmaya bakarız gerisi bankanın denetimi altındadır döviz bulmak onun işidir .hocam katılmadığınız bir yer bile varsa düzeltirseniz çok memmun olurum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıda verdiğim yanıtlarda bunu çok kez açıkladım onlara bir bakın.

      Sil
  27. Hocam yukarıda kine ek olarak şunu sorucam ; biz örneğin ithalat yaparken eğer tasarruflarımız yeterli ise bu parayı içeriden bulup bankaya yatırıyoruz ya bankada bu tl yi alıp bir yerden döviz bulup ihraçatçı ülkeye gönderiyor bildiğim kadarıyla . Ben şunu sorucam sermaye ve finans hesabında bankanın bu dövizi nereden bulduysa o mu yazılır ? Yoksa biz bankaya tl yi içeriden bulup yatırdığımız için kaynağı burası mı gözükür ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Banka sizin her TL verip döviz istediğinizde döviz bulmaya çalışmıyor. Bankalarda yaklaşık 100 milyar dolar döviz mevduatı var. Sizin döviz talebiniz akım değişken, bankanın döviz stoku stok değişkendir. Siz döviz talep edersiniz başkası döviz yatırır.

      Sil
  28. Hocam örneğin bir ekonominin 80 .000 tl lik tasarrufu var dışarıdan borçlanmazsa 80.000 liralık yatırım yapacaktır diyoruz da bu yatırımlar nelerdir ? Yani bu yatırımlara dışarıdan aldığı aramalları hammaddeler dahil mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İthalat içinde hammadde (petrol, doğalgaz dahil) aramalları ve yatırım malları ile tüketim malları var. Hammadde, aramalı ve yatırım mallarının çoğu yatırım amaçlı gelir. Hammaddelerin bir bölümü ise tüketim amaçlı kullanılır. Örneğin ev ısıtmasında kullanılan doğalgaz ya da özel otolarda kullanılan benzin gibi.

      Sil
  29. Yukarıda ki örnekte yaptığımız 80.000 liralık yatırımın içinde Türkiye'de istihdam ettiğimiz işçilere ödediğimiz ücretler yabancı ülkelerden aldığımız aramalları hammaddeler yatırım malları ve Türkiye'de üretilen yatırm mallarına yapılan harcamalar girmektedir değil mi hocam ?
    Eğer daha fazla tasarruf yapabiliyor olsaydık daha fazla aramalı hammadde ithal ederek daha fazla yatırım yapardık değil mi hocam bu söylediklerime katılırmısınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yatırım işinde çalışan işçilere ödene ücretler yatırım carileri adı altında yatırım harcamasına girer.
      Daha fazla tasarruf edebilseydik bu kadar cari açık vermezdik ya da illa bu kadar cari açık vereceğiz dersek daha fazla yatırım yapabilirdik.

      Sil
  30. Hocam Türkiye'nin yaklaşık 50 milyar $ cari açığı var ya o para ülkemize girmese biz yine ithalat yapmak istesek şu sonuç karşımıza çıkar değil mi ; içeride döviz kıtlığı olduğundan kur yükselir bu da ithalatçı için maliyetlerin artması demek tir ithalatçıda peyder pey ithalatını kısar ve ülkemizde gerekli büyümeyi yakalayamaz değil mi ?
    2) yok ithalatçı ila ithalatı yapmak istiyorsa Türkiye içeriye döviz girmemesine rağmen yine ithalatını yapmak istiyorsa yüksek maliyetlere katlanması gerekir . Hocam bu dediklerime katılırmısınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açık ile döviz kıtlığı aynı şey değil. Bir ülke satttığından çok mal ve hizmet aldığı için cari açık verebilir ama o ülkede faizler ve getiriler yüksek olduğu için o ülkeye bol döviz girmiş olabilir ve bankalardaki döviz stoku 50 milyar dolardan fazla olabilir. Bu durumda cari açığını oradan finanse edebilir.
      Eğer bu tür giren dövizlerde azalma varsa ithalatı sürdürmek için talep fazla olduğu takdirde döviz kuru yükselir. Yeni denge orada kurulur.

      Sil
  31. Hocam bu konu hakkında yeterince sizi yorduk ama son olarak şunu eklemek istiyorum ; Türkiye ye her zamankinden daha az döviz girse eskisi kadar yüksek büyümeyi yakalayamaz diyoruz ya bu nun sebebi kurlar yükseldiği için maliyetlerin yükselmesi mi? Yoksa gerekli dövizin banka tarafından karşılanmaması mı ? Yoksa yok gerekli dövizi banka her zaman bulur ama içeride döviz az olursa kur yükselir maliyet yükselir bu yüzden mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz girişi az olursa döviz değerli hale gelir ve dolayısıyla kurlar yükselir ithalat pahalı hale gelir. Pahalı ithalatla yapılacak üretim de pahalı olacağı için daha az alıcı bulur. Alıcı azalınca üretim azalır, üretim azalınca da büyüme düşer.

      Sil
  32. Hocam şu doğrumudur ; Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye olsun portföy yatırımıyla gelen para olsun her zamanki cari açığını finanse edecek kadar gelmesse Türkiye eskisi kadar ithalat yapamaz diye düşünmek ilk bakışta yanıltıcı olur değil mi hocam ? Eskisi kadar ithalat yapıp büyümeden feragat etmek istemiyorsa çok maliyete katlanır değil mi hocam ? ( kurlar yükseldiğinden )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açık o döneme ait bir veridir oysa döviz stoku eskiden beri gelen bir stoktur. Bir yıl 50 milyar dolar cari açık versek ama döviz stokumuz 100 milyar dolar olsa cari açığı finanse edebiliriz.
      Sanki cari açıkla döviz girişi arasında bire bir ilişki varmış gibi bakıyorsunuz olaya.

      Sil
  33. Hocam tahsisli döviz sistemimşydi kota sistemimşydi hatırlayamadım ama ne demek hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi birbirinin içinde. Kota siteminde ithalat için limit konuyor. Diyelim ki 20 adet jip ithaline izin veriliyor. O zaman bunun için ayrılan döviz tutarı (diyelim ki 1 milyon dolar olsun) ithalatçılar arasında paylaştırılıyor. Diyelim ki 5 ithalatçı var. Bunlara 4'er adet jip ithali için 200'er bin dolar alma hakkı tahsis ediliyor. Buna da döviz tahsisi deniyor.

      Sil
  34. Hocam diyorsunuz normalde Türkiye hep tasarruflarından fazla yatırım yaparak cari açık veriyor . Ama krize girdiği yıllar tasarrufları kadar yatırım yaparak cari açık vermiyor verse de cüzi miktarda veriyor benim sorum kriz yıllarında Türkiye'nin cari açığının az olmasının sebebi döviz bulmada ki ulaştığı zorluklardan dolayı kurun yüksek olması ve yapılmak istenen ithalat miktarının az olmasından mı kaynaklanıyor ?

    YanıtlaSil
  35. Hocam müthiş yazılarınız ve sabrınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam, likidite tuzağı ile ricardo-barro hipotezi arasında güçlü ya da zayıf da olsa bir korelasyon bulunuyor mu?. mesela Japonya ekonomisinde her iki olguda net biçimde yaşadı. yani bu iki olgu arasında birbirini besleyen bir ilişki olabilir mi hocam?. saygılar....

      Sil
  36. hocam, doların karşılığının altın olarak tutulduğu bretton woods sisteminin rafa kaldırılmasından sonra kur savaşlarının başladığını söyleyebilir miyiz?. çünkü barter dediğimiz sistem bitince paranın değerinin ölçülmesi çok zorlaştı ve abd nin sınırsız dolar basma imkanı doğdu.

    YanıtlaSil
  37. hocam, tl nin reel olarak dolar ve Euro karşısında bu derece değer kazanmış olması ki son haftalarda her ne kadar değer kaybetse de hala bence fazla değerli gibi görünüyor. sonuçta bir ülkenin para biriminin değerini esasen ürettiği mal-hizmet totalizasyonu belirlemiyor mu?. ya da bu değerlenme TCMB nin sıkı para politikası ve yoğun spekülatif sermaye akımlarının yarattığı suni bir değer kazandırma olgusu mudur hocam?. bana sanki ikinci şık gerçek doğru geliyor fakat elbette ki siz profesyonel iktisatçılardan bilgi alıp doğruyu öğrenmemiz elzemdir hocam!. saygılar.....

    YanıtlaSil
  38. iyi akşamlar Hocam size şöyle bir sorum olacak : FED in tahvil alımlarında 10 milyar dolarlık bir azaltmaya gitmesinin temel nedenleri ne olabilir? Böyle bir ekonomik politika Türkiye,Endonezya,Brazilya,Hindistan,Güney Afrika gibi ülkeler açısından ne gibi sonuçlar doğuracaktır? Böyle bir politika Türkiyede vergi ve kamu harcamalarına nasıl yansıyacaktır?cevaplarsanız sevinirim hocam teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi