Vagon Li'den Yap İşlet Devret'e

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre yap-işlet-devret modeliyle yapılan Osmangazi Köprüsünden Hazine garantisinde öngörülen günlük 40 bin araca karşılık ilk 50 günde toplam 669.611 araç geçmiş. İlk 50 günün hesabı şöyle:

Aylar
Gün Sayısı
Araç Sayısı
Ocak 
30
380.814
Şubat
20
288.797
Toplam
50
669.611
Geçişi Garanti Edilen Araç Sayısı
40.000/Gün x 50
2.000.000
Araç Sayısı Açığı
1.330.389

Buna göre eğer ilk 50 günlük performans yıl boyunca devam edecek olursa Hazine’den köprü işleticisine ödenecek tutar oldukça yüksek bir tutar olacak. Sonuçta bütçe gelirleri vatandaşın vergisinden ve (ceza, kira, ecrimisil vb gibi) ödemelerinden kaynaklandığına göre Osmangazi Köprüsünden geçsin geçmesin kişi başına herkesin ödeyeceği bir tutar doğmuş olacak. Yap işlet devret projesiyle yapılan diğer çoğu altyapı tesisi için de benzer bir durum var. 

1980’lerin ikinci yarısında Dünya Bankası’nın büyük bir buluş gibi Türkiye’ye getirip pazarladığı Yap – İşlet – Devret projeleri gündeme geldiğinde Hazine yönetimi bu konuya karşı çıkmış, bu garantilerin Türkiye’nin aleyhine çalışacağını öne sürmüş ama bu itirazını dönemin politikacılarına dinletememişti. O dönemde yasal altyapı hazır olmadığı için bu projeler yaygın olarak yaşama geçirilememişti. İlerleyen dönemde yasal altyapı tamamlandı ve Hazinenin satın alma garantisinin yanına bir de finansman garantisi eklendi. Bu konuya o tarihte birçok kişi gibi ben de itiraz etmiştim (http://www.mahfiegilmez.com/2014/04/yap-islet-devret-ve-hazine-garantisi.html). Ama itirazlar bir işe yaramadı ve projeler yaşama geçirildi. Ve işte ilk sonuçlar korktuğumuzun başımıza geldiğini ortaya koyuyor.

Daha önce de yazmıştım: Bu güneşin altında Osmanlı’nın denemediği hiçbir finansal buluş kalmamış. Ve hepsi de acı deneyimlerle bitmiş. Ama ne yazık ki biz o acı deneyimlerden ders çıkarmayı bilememişiz.

Benim kuşağım Vagon Li Şirketinin vagonlarını hayal meyal hatırlar. Tren garlarında bizim trenlere ekli lacivert renkli bir iki vagon olurdu. Bunların üzerinde sarı renkle Wagon Lits yazardı. Bunlar trenin normal vagonlarına göre çok daha lüks vagonlardı ve yolculuk ücretleri de ona göre yüksekti.

Geçenlerde bir toplantıda eski Hazine ve Dışticaret Müsteşarı (1980’lerde Hazine Genel Müdürü ve Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği yapmış olan) Tevfik Altınok üstat anlattı. Tevfik Altınok, 1982 yılında Hazine Genel Sekreteri olduktan bir süre sonra önüne imzalanıp onaylanmak üzere bir dosya getirmişler. Dosyanın kapağında Vagon Li yazıyor. Altınok, merakla dosyayı açıp başlamış okumaya, okudukça merakı şaşkınlığa dönüşmüş. 100 yıl önce Osmanlı Hazinesi, Vagon Li şirketine İzmir – Aydın – Ödemiş demiryolunun yapımı karşılığında bir imtiyaz vermiş. Buna göre Vagon Li bu yolu Osmanlı’dan herhangi bir bedel almadan yapacak ama karşılığında trenlere bir veya iki adet özel vagon ekleyecek. Bu vagonlar trenin diğer vagonlarına göre çok daha lüks ve dolayısıyla pahalı olacak ve bunların geliri Vagon Li’ye ait olacak. Çok önemli bir ayrıntı var: Vagonlar dolmazsa, Hazine, boş kalan yerlerin bedelini Vagon Li’ye ödeyecek.

Tevfik Altınok hemen bir inceleme yaptırmış ve görmüş ki 100 yılda bu yolla Vagon Li’ye ödenen bedel, yapılan yolun bedelinin kat kat üstünde bir bedele ulaşmış. İstenen şey ise süresi biten bu imtiyaz anlaşmasının yenilenmesiymiş. Altınok, bunu imzalamamış ve Vagon Li anlaşması ve imtiyaz sözleşmesi böylece bitmiş ve Türkiye bu ağır yükten hiç değilse o aşamada kurtulmuş.

Asıl inanılması zor olan durum, Osmanlı’nın imzaladığı bu tür imtiyaz anlaşmalarıyla Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminde inanılmaz bedeller ödenmesine yol açan bu deneyimler varken Türkiye’nin yap-işlet-devret projeleri gibi Hazineyi büyük külfetler altına sokan yollara gönüllü olarak tekrar girmesidir.  

Aynı hatayı tekrarlayarak farklı sonuç beklemekten kurtulmanın bir tek yolu var: Akıl ve bilime dönmek ve geçmişi incelemek. Geçmişi incelemek çok önemli çünkü Osmanlı mali tarihi, bu tür mucize beklentilerinin Düyun-u Umumiye’ye dönüşmesine ve bütün o borçları Türkiye Cumhuriyeti’nin ödemesine yol açmış deneyimlerle dolu. 

Yorumlar

  1. Aralık ocak Şubat ayları toplamı etki gün değil seksen gün yapıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende onu arandım, arada toplam 30 gün kapalı mı kaldı, yazım hatası "80"ler "50" mi oldu?

      Sil
    2. Aralıkı nereden çıkardınız yaaa... elli gün için fark verilmiş.

      Kabaca beklenenin 1/3 ü araç geçmiş. Kalan geçilmeyen 2/3 vatandaş tarafından ödenmiş. Geçmiş olsun.

      Sil
    3. ocak ayi 12700 arac/gun ve subat ayi 14500 arac/gun ortalama ile yil bazli perspektif yapip, devletin kopruyu kullananlara sagladigi subvanse (135 lira eksi 65 lira sanirim) ve aylik 40000 arac ile gecen arac miktari arasindaki deger ile 135 lira nin carpilmasinin verdigi deger ile topladigimiz da tum maliyeti bulabiliriz. saygilar...

      Sil
  2. Tablo karışık biraz; ilk 50 gün toplamı 80 günün toplamı.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba bu hesaplamada bir terslik yok mu? İlk 50 gün raporu olarak yayımlanmış ancak tüm hesaplama 80 güne göre yapılmakta.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. hocam öncelikle yazınız için teşekkürler.
    Ancak hesaplama kafamı karıştırdı, garanti edilen araç sayısı 2.000.000 olmayacak mı?
    3.200.000 rakamını anlayamadım.

    YanıtlaSil
  6. Sn. Eğilmez, bi de ulaşım altyapısının demiryolundan karayoluna çevrilmesi ile ilgili bir çalışma yapsanız, 1950 lerden beri T.C. nin nasıl soyulduğu ortaya çıksa.

    Daha önce de size yazmıştım; ilgi alanım değil demiştiniz !
    SYG.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani ilgi alanım aslında ama her şeye de yetişemiyorum tabii.

      Sil
    2. Marshall yardımlarıyla yaptığımız kara yollarının sonradan bize misli misli açık olarak dönmesi-Halbuki o zamanlar demir yolu çalışmalarına ağırlık veriliyordu. O zamanı ben böyle yorumladım hocam yanlış bir şey söylediysem affola

      Sil
    3. Begenmediginiz ABD 1918'de "Turklere savasin sonunda bagimsizlik verilirse ben savasa girerim" demis. Lutfen hakkini yemeyin.

      Sil
    4. ABD onu nerede demiş acaba? Kaynağını verir misiniz?

      Sil
    5. Adsiz 11:31, Wilson Ilkeleri, Madde 12.

      Sil
    6. "The Turkish portion of the present Ottoman Empire should be assured a secure sovereignty, but the other nationalities which are now under Turkish rule should be assured an undoubted security of life and an absolutely unmolested opportunity of autonomous development, and the Dardanelles should be permanently opened as a free passage to the ships and commerce of all nations under international guarantees."

      Türkçesi:

      "Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır."

      Bu ilkeler dile getirildiğinde yıl 1918 ve ABD'nin savaşa girmesi falan söz konusu olmayıp sadece bitmek üzere olan savaşın ardından gözetilecek durum ile ilgilidir. Yani yazdığınız cümledeki koşulu burada göremiyoruz. Sadece "bunları da unutmayalım" demiş ve hatta Türkler yönetimindeki azınlıkları da gözetmiş.

      Genelde Wilson'un yaklaşımı "ortaya çıkacak yeni devletlere hamilik ederek yeni bir çağda yeni bir lider ülke olma" hedefini güder. Yani burada olup biten şey ABD'nin kendisini herkesin üzerine yerleştirmesi, ki yeni bir emperyalizm türüdür.

      Sil
    7. Adsiz 19:02, durum oyle degil. Esasinda ABD savasa Ingiliz'ler tarafindan cekilmistir, ve ABD savasa katilana kadar guc ittifak devletlerinin lehineydi. ABD'nin savasa katilmasi savasin seyrini degistirmistir. Ozellikle Fransa Orta Dogu'da ve Turkiye'de hic hayal edemeyecegi bir etki gucune kavusmustur.

      Wilson Ilkeleri ilk Ocak 1918'de duyurulmus ve baris maddeleri olarak belirtilmistir. Gariptir ki ABD; Turk'lerin bagimsizligini sart kosmustur, Orta Dogu'da savasa girmemis sadece Almanya ile savasmistir. Herhalde Osmanli'nin yikilmasi icin savasmaya gerek olmadigini, 'o isin halledildigini' haber almislar.

      ABD savasa 1917 yilinin ortalarinda girmistir.

      Sil
  7. Gün sayısı toplamda 80 olması lazım hocam...

    YanıtlaSil
  8. Aralık 2016 aslında bilgi amaçlı yazılmış hesaplamaya katılmamıştı ama bir karışıklık olmuş o nedenle tablodan çıkardım. Hesap ilk 50 gün için doğrudur.
    Uyarı için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu düzeltme ile birlikte açıklığa kavuştu. Abcak yukada takipçilerin yazdığı değerlendrimeler şimdi kafa karıştırıyor. Onlara teşekkür edip yorumları kapatmak mümkünmü?

      Sil
  9. Bence sorun yap-işlet-devret modelinden çok bunların denetimli, planlı ve şeffaf bir şekilde yapılmamasından kaynaklanıyor.. Şeytan detayda gizlidir. Eğer bu denetimler yapılsa yeterince feasable olmayan projeler gerekli seviyelere ulaşıncaya kadar ertelenir. Ülke cari açık vermeye devam ettiği müddetçe artan alt yapı yatırımları ülkenin gelecek yıllardaki ekononomik riskini arttırır. (Liabilities arttıkça borçlanma oranları artar.)

    YanıtlaSil
  10. Bence tablo hiç karışık değil gayet açık. Mahfi Hoca hesabı 2017 için yapmış. 2017 nin Ocak ve Şubat ayları tamamlanmış güneri toplamı 50. Aralık ayı sadece bilgi amaçlı verilmiş, hesaba dahil değil ama köprüyü kullanan ortalama araç sayısını görmek açısından anlamlı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk halinde toplamlarda 50 gün karşısında 80 günlük toplam vardı, sonrasında 50 günlük hesabı devam ediyodu, aslında iki farklı tabloya ayrılcak bilgi vardı... artık yok, biz şekilcilik yapıyoz zaten içimizdeki editör kıpraşmış :P

      Sil
  11. Osmanlı´nın çaresiz kaldığı dönemlerde vermiş olduğu imtiyazların şu an dolaylı olarak veriliyor olması ve bunun gururla lanse edilmesi garip. Acaba Osmanlı devleti de gururlandı mı imtiyazlar ile yapılan yatırımlardan? Ayrıca politika malzemesi olarak kullanıldı mı? Benim görebildiğim Osmanlı,saltanatını devam ettirebilmek için bunu yaptı şimdi de oy için yapılıyo umarım sonumuz farklı olur.

    YanıtlaSil
  12. Hazine garantisi nedir? Neden verilir? Bu modelde yüklenicinin hiçbir riski yok. Çok çok istisnai durumlar haricinde gerek olmadığını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  13. Değerli hocam biliyorsunuz köprü geçiş ücretinde ayrıca indirim yapıldı. Ancak işleten firmanın köprü geçişinden alacağı ücret (dolar cinsinden) en başta sözleşme ile belirlendiği ve garanti edildiği için indirimli ücret ile garanti edilen ücret arasındaki farkı da köprüden geçen her araç başına Hazine ayrıca ödüyor.

    Akıl almaz derecede yanlış bir finansman modeliyle devlet hazinesi on yıllarca sürecek biçimde birkaç firmaya hem de döviz cinsinden borçlandırılmış durumda.

    Hocam bu sözleşmelerden geri dönmenin veya bunları değiştirmenin bir yolu yok mudur teknik ve hukuki olarak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardir. Yukleniciye odenecek bedeli bir defada defaten odersiniz ama bunun karsiliginda bir indirim alirsiniz. Bu odeme yukumlulugunden kurtulunca kopru bedellerini indirip en azindan talep'den (surumden) kazanmaya calisirsiniz. Sonucta yine zarar edersiniz ama belki daha az zarar edersiniz. Yoksa yuklenici her an Londra'daki tahkim mahkemesine basvurma hakkina sahiptir ve bu parayi catir catir alir sizde.

      Sil
    2. Bu projelerin hemen hepsi plansız, programsız, eş dost kayırmacılığı zemininde yapılmış prjeler. Yüklenici firmalara bakın, tümünün iktidara yakın ortakları var. İhaleler şeffaf değil. Haliyle bu sözleşmeleri değiştirmenin tek yolu iktidarı değiştirmekten geçiyor. Aklı başında bir iktidar tüm bu projelerin sözleşmelerini firmalarla masaya oturarak kimsenin zarar etmeyeceği ama fahiş, mantıksız kârlar da elde etmeyeceği şekle çevirebilir.

      Sil
    3. bir diğer yol, yolsuzluk soruşturmalarıyla firmayı yıldırmakla tehdit edip gerekli makul anlaşmaya varmak olabilir; olmazsa ve bir yerlerde en ufak bir yolsuzluk usulsüzlük bulursan onu hukuki araç olarak kullanıp sözleşmeyi geçersiz kılabilirsin... Onun dışında bir yolu yok. tahkim sıkıntılı.

      Sil
  14. Hocam Mbnin piyasaya verdiği para günlük 100 milyar dolar tl. Toplam kredi 1700 trilyon tl. Bu durumda MBnin faizlerle oynaması direk bankaları etkilemez deniyor. Ama MB 17 günde zaten 1700 trilyon tl piyasaya vermiyor mu? Krediler de stok bir kavram. Bu durumda nasıl o kadar etkilemiyor?

    YanıtlaSil
  15. Hocam fazla okuyunca kafada fazla karışıyor. Benimki de öyle oldu. Tr ve dünya dengelerinin birbirleriyle bağlantılarını anlamak zorlaşıyor kafamda. Yazıya başlarken 6 tane soru sorup hepsini sildim şimdi. Sadece şu 2 soruyu soruyorum.

    Amerika'da vergi indirimi olması veya olmaması seçeneklerine göre;
    1-FED faiz artış/azalışları daha hızlı veya düşük ivmeyle mi olur?
    2-Faiz artış/azalış değerlerine göre ABD borsa endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil getirileri korelasyonu nasıl çalışır teorik olarak?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hay FED"iniz batsin.. yeter be kardesim. indir FED bindir FED.. Köprüler ve tüneller yüzünden ülke batiyor, tutturmussunuz bir FED.. sirasi mi simdi.. Hoca Vagon Li yi, Osman Gazi köprüsündeki rezaleti yazmis. Bu yönde yorum yapacaginiza tutturmussunuz bir FED. sirasi mi simdi. yeri geldiginde sorarsin. Bugünkü konumuz Köprüler. Yemisim ivmenizi. korelasyonunuzu. tamam anladik cok enteresan seyler biliyorsunuz.belli ABD yi bile cözmüssünüz.

      Sil
  16. büyük resmi gözden kaçırmışsınız hocam. lozan 2023'te kalktığında ingiltere o parayı bize geri ödeyecek. yoksa ak parti bu milleti bile bile böyle zarara sokar mı?

    bu arada şunu da söylemeden geçmeyeyim: bor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dalga geçtiğinizi anlıyorum ama emin olun toplumun oldukça önemli bir kısmı sizin bu dalga geçme amaçlı yazdığınızı gerçek sanıyor.

      Sil
  17. Sermaye acıgı ve tasarruf fakiri ülkemiz için yabancı sermaye yıllar yılı cam simidi olarak görülmüştür. Osmangazi için odeme henüz yapılmadı, günlük bazda Şubat ayında Ocak ayına gore geçişlerde artma var. Çevre yollarının yeni yapılıyor olması, alışkanlıkların kırılması ve yaz ayları faktörü gibi değişkenler gündeme geldiğinde ilerleyen aylarda günlük geçişte artma temayulu olacaktır. Konsolidasyon yıllık bazda yapılıyorsa (sozleşmeye bilmiyorum) ortalama faktörü ile hazinenin odeyecegi tutar minimize olabilir. Veya sıfırlanabilir. Öte yandan pekçok havaalanının yap-işlet-devret yöntemi ile başarılı şekilde yapılıp karlı işletildigi ve hazineye ciro dan pay verildigi bilinmektedir. Yani YapİşletDevret yonteminin hepten Ülkemi için olumsuz yanlarını one cıkaran toptancı yaklaşım tarzı bizleri hataya surukleyebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu her şehre havaalanı kampanyasının kullanım sonuçlarını biri burada sunabilirmi?
      Garanti edilen yolcu sayıları ile gerçekleşenleri görsek.

      Sil
    2. Ferruh Atalay22 Mart 2017 16:00

      Bu sadece Osmangazi Köprüsü için, 3.köprü, avrasya tüneli, Çanakkale Köprüsü, bunların hepsi araç sayı garantisi ile yapılmış/yapılan köprüler, bunların yanına sayıları 30'u geçen şehir hastaneleri geliyor, 25 yıllığına %70 yatak doluluk garantisi verilerek yaptırılan hastaneler, ve tamamı yabancı paraya endeksli. Yapılanların üretime katkısı nedir? Bunları da sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.

      Sil
    3. saadettin bey, anneniz size hamileyken çok pollyanna okumuş olabilir mi acaba?

      Sil
  18. Alternatifinizi de aciklasaniz? Mevcut model, hem vergi adaleti, hem finansman, hem de verimlilik acisindan en etkili model gibi gorunuyor.

    Ayrica koskoca yeni ulke kurulmus, yedi duvele meydan okumusuz, bir Allah'in Vagon Li'sinin antlasmasini iptal etmeye gucumuz yetmemis. O ayip da bize yeter.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tek Vagon Li olsa belki edilirdi. Bunun gibi onlarca anlaşma var. Çoğu şehirde tramvay işletmeleri, elektrik işletmeleri hep bu modelle imtiyaz olarak verilip yaptırılmış.
      Alternatif çok açık: Başkasının borçlanmasını garanti edeceğine kendisi borçlanıp kendisi yaptıracak. Zarar edecekse de önceden söyleyecek ve köprü geçiş ücretini düşük tespit edip halkının yararlanmasını sağlayacak. Bu kadar basit.

      Sil
    2. O kadar basit degil iste. En cok Istanbul'lunun kullanacagi koprunun parasini neden tum Turkiye odesin?

      Sil
    3. Degerli Hocam cok haklısınız, ancak bardaktaki su (yatırıma ayıracagımız tutar) belli. Bardaktaki suyu tasarrufula artırmak için calışmalıyız. Alışkanlıkların değişmesi kolay olmuyor. Sonuç olarak Eldeki kaynakla yatırım yapmak için yıllarca beklemek lazım. Türkiye'nin ise hızlı şekilde soz konusu alt yapı hizmetlerini faaliyete getirmesi gerekiyor. Sonuçta yabancı sermaye can simidi hale geliyor. Önemli olan imtiyaz sürelerini makul tutmak. Gerçekçi mali külfet ve fayda dengesi oluşturmak. Rekabetçi ihaleler yapmak... Şahsen ben son donemde yapılan yap-işlet-devret uygulamalarını başarılı bulanlardanım. Osmangazi köprüsünde de yatırımcı firmaya (sanıyorum İngiliz firması) henüz odeme yapılmadı. Konsolidasyon yıllık ise veya üçyıllık dönemlerde yapılacak ise sorun oluşturmayacagını düşünüyorum. @sdoganyigit

      Sil
    4. istanbullunun kullanacagi kopru olarak dusunurseniz, apartman toplantisi yada vicut taki organlar gibi de bakmak lazim, beyin ile kalp e enerji lazim diye agiz bogaz mide bagirsaklar karaciger bobrek vs vs calisip duruyo, son olarak ta diski yolu ile atilirken bir organ baya yoruluyor...

      Sil
    5. Sayın Adsız 22 Mart 2017 15:06

      İstanbul'un her yıl devlet bütçesine katkısı yüzde 40, buna karşılık devlet harcamalarından aldığı pay yüzde 7-8 dolayındadır (http://www.ibb.gov.tr/sites/ks/tr-TR/0-Istanbul-Tanitim/konum/Pages/Ekonomi.aspx)

      Bu nedenle argümanınız haksız görünüyor.

      Şöyle deseydiniz kesinlikle katılırdım: "Kaçak elektrik oranı yüksek illerin ödemediği faturalar neden faturasını ödeyen abonelere yıkılıyor?"

      Bu konuda da Hocamızın müsait bir zamanında yazmasını ümit ediyorum.

      Sil
    6. Ilham A, iki yanlis bir dogru etmiyor. Adil vergilendirme, vergiyi hizmetten en fazla yararlanandan alan vergilendirme metodudur. Bunu ne kadar saglayabilirsek o kadar iyi. Yap islet devret de su ana kadar bu modele en yakin kamu yatirimi metodu. Kayip kacak konusunda da birilerinin begenmedigi iktidar elektrik dagitim isini devletten ozel sektore devrederek sikayet ettiginiz durumu cozmeyi hedefledi. Kismen basarili da olundu, artik G. Dogu'nun datigim sirketi ve bedeli, Bati'nin datigim sirketleri ile alakali degil. Devletin o datigim sirketlerini suspanse ettigi dogrudur, ancak zamanla ulkede gelir dagilimi duzeldikce bu sorun da zamanla en aza inecektir.

      Ancak "Istanbul'un devlet butcesine katkisi" biraz aldatici. Bir cok yuksek gelirli sirketin merkezi Istanbul'da, ornegin telekom sirketleri, bankalar. Ancak bu sirketler gelirlerini buyuk oranda Istanbul disindan kazaniyorlar. Istanbul'un ekonomisi yogun ve buyuktur, Turkiye'nin goz bebegidir, buna kimsenin itirazi yok da, Turkiye'nin yarisini Istanbul saniyorsaniz cok yaniliyorsunuz demektir.

      Istanbul'da yasayanlar zaten devlet butcesinden oransal olarak harcamasa bile buyuklugun getirdigi faydalardan fazlasiyla faydalaniyorlar. En basitinden cok kolay is bulabiliyorlar. Memnun olmayanlar madem oralara cok yatirim gidiyor, laf ettigi bolgelere tasinabilirler, giderler doya doya "bedava elektrik" kullanirlar, oralar da bu ulkenin topragi.

      Sil
    7. İstanbul özerk statüye kavuşmalıdır, yani iç işlerinde özgür dış işlerinde Ankara'ya bağlı olmalıdır.

      İstanbul'a gelmek, konut sahibi olmak, iş-ofis sahibi olmak, turistik amaçla gelmek vb gibi bütün sebepler listelenmeli, İstanbul'a girişlerde vize uygulanması başlatılmalıdır.

      Herkes İstanbul'a gelememeli, bazı kriterlere uyan kişiler gelebilmelidir.

      Sil
  19. Hocam trading economics'den baktım; hem ABD hem de AB genelinde krizden günümüze bütçe açığında düşüş kamu borcunda artış olmuş. Normalde bütçe açığı düşünce hükümetler daha az borçlanma gereği duymazlar mı? Bunun mutlaka özel bir nedeni vardır hocam, biliyorsanız yanıtlayabilirmisiniz?
    İyi günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanla eger butce performanslarini boyle devam ettirilerse ki ABD icin buna inanmiyorum Zamanla kamu borcunda da inme olacaktir.

      Buna en guzel ornek Turkiyedir. Hatirlayin Turkiye yillar yili buyuk butce aciklariyla yasadi 2001de duvara carpti kamu borcu bir felaketti. ama yapilan restorasyonlar ve butce disipliniyle ozellikle 2002den sonra butce acigi dustu 2004den sonra ise kamu borcunda gsmh oranla azaldi. 2006da Maastrict kriterlerini karsilayan hatta fazlasiyla karsilayan konuma geldi.

      AB ulkeleri eger dusuk faizle ve artan enflasyonla buna istinaden de negatif reel faizle yola devam edip butce disiplininden de taviz vermezlerse zamanla kamu borclari istenilen seviyeye gelecektir.

      Sil
  20. kim olursa olsun HESABI KİTABI NEDEN İYİ YAPMADILAR..NASIL VATANDAŞTA PARA BOL YA...GİDİŞAT HİÇ İYİ DEGİL

    YanıtlaSil
  21. Devlet hem kaynağın finansmanına hem de kullanıma garanti veriyor..
    Ne güzel İstanbul.

    Basiretli tüccar nerede...
    Ticaret nerede...

    Ben de vatandaşın konut ihtiyacını gidermek için site yapacam..

    Devlet bana arsa ve inşaat yapımı için finansman garantisi versin.
    Üstüne de satışı garanti etsin. Satılmazsa bana parasını ödesin. Ha haaaa...


    YanıtlaSil
  22. Hocam yazı kısmında "ilk 50 günde toplam 941.282 araç geçmiş" var, tabloda 50 günün toplamı 669.611 olarak gösteriliyor. Bir hata var sanırım, düzeltmek gerekecek.

    YanıtlaSil
  23. Hocam bir ülkenin gelişmesi için eğitim sisteminin bilimsel bir temele oturması ve buluş yapacak bir üretim yapısının olması gerekiyor. Peki bunlarla beraber dışarıdan desteğin olması şart mı,yani doğrudan yabancı yatırımlar gibi. G. kore mesela bir başarı örneği. Eğitim sistemini ve teknoloji politikalarını oluştururken dışarıdan yararlandılar mı;doğrudan yabancı yatırımlar veya dışarıdan kaliteli eleman gibi?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet G.Koreye yabancı sermaye ve teknoloji girişi çok yüksek miktarlarda oldu.

      Sil
  24. bu konuyu okuyunca aklıma geldi haberleri geriye tarayarak buldum. Bir örnekte benden:
    Yıl 2006- Abdullatif Şener - Galataport iptali
    O günde önüne imzaya gelen galataportu Şener de imzalamamış ve tartışmalara neden olmuştu.

    http://www.hurriyet.com.tr/sener-kesin-imzalamiyor-galataport-iptale-gidiyor-3849950

    YanıtlaSil
  25. Merhaba hocam, şunu belirtmeliyim ki hazinenin yapacağı ödeme günlük değil yıllık 14.6 milyon geçiş üzerinden yapılacak. 14.6 milyon 365'e bölündüğü için günlük 40 deniliyor, fakat bu sadece ortalama günlük araç geçiş sayısını ifade eder.Kısacası günde kaç araç değil, yılda kaç araç geçti diye hesaplanacak.Ama tabii sonuç yazdığınız gibi olacak duruyor maalesef...

    YanıtlaSil
  26. Son açılan 3.köprü , osmangazi , avrasya tüneli fiyatlamaları toplumun ekonomik gücüne göre çok orantısız ve döviz'e bağlı . Otuz aşkın süre varolan boğaz köprülerinin nedensizce %48 zam yapılması yid'lerin maddi yükünü yaymak bağlamında değerlendirilebilir.Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan projeleri terketmek tek başına çözüm olmasa da ;yakın zamanda hayata geçirilenler topluma hizmet'ten çok topluma külfet'e dönüşüyor . Daha ihtiyaca yönelik ve toplumun ekonomik yapısının daha gerçekçi öngörüldüğü projelerin planlamasının yapılması gerekli.Demiryolu ve metro taşımacılığı bu anlamda daha tutarlı ve mantıklı sonuçlar verebilir.

    YanıtlaSil
  27. Hazineden para fiskiriyor bu fiskiran para ile yatirimlar yapiliyor. ulke hizla kalkiniyor ekonomi buyuyor. Dis alemlerdekiler bize gipta ile bakiyor

    YanıtlaSil
  28. hocam yazınıza sonuna kadar katılıyorum ancak devlet başka şekilde bu kadar projeleri hazineden tek başına yapması çok zor, yap-işlet-devret sistemi devletinde işine geliyor, her yapılan projeden zarar etmiyorlar, maalesef Osmangazi Köprüsü bekleneni veremedi, ücret yüksekliğinden dolayı, yani bu sistem olması birçok şeyi yapamazlardı.

    YanıtlaSil
  29. Öncelikle bu faydalı yazı için çok teşekkür ederiz hocem. benim kafama takılan şu büyük bir modelmiş gibi Türkiye ye dayatılan bu model zaten Türkiye gibi yatırım finansmanı bulmakta güçlük çeken ve bu denli büyük projelerin altından kalkamayan ülkeler için yapılmış bir model değil midir ? Hükümet riskin belkide farkındaydı ancak yatırım için gerekli finansmanı bulamadığından dolayı kumar oynamışa benziyor. teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman ne mazaret, ne masumiyet.

      Hoca camide.

      Kumar Las Vegas'ta.

      Sil
  30. inanin bir siradan AKPli bugun mevcut atmosferde Vagon Licileri destekler kendi halkina karsi da eline alir sopasini tehditini siddetini savurur

    YanıtlaSil
  31. Ağzı laf yapan akılsızları siyasette yüceltiyoruz.Onlarda kendileri gibi akılsızlarla Siyaseti,ticareti,akademi ve medyayı dolduruyor.

    Sanki Bilardo oyunundayız.Yanımıza sokulan birinin verdiği akılla hareket ediyoruz.Her tavsiyesini harfiyen uyguluyoruz.Ve her seferinde 20-30 hatta 50 bant donen top,çarpmaması gereken o topa çarpıyor ve deliğe düşürüyor.

    O akılsız yöneticiler,artık arkasındaki niyeti görmemiz gereken o"akıl veren"i dinleyerek fasit dairemizde dolandırıp duruyorlar bizi.Sonrada "ne makus talihimiz var" diye hayıflanıyoruz.


    YanıtlaSil
  32. Mahfi Hocam, yazınızın ilk paragrafında 50 günde geçen araç sayısı 941.282 olarak belirtilmiş. Sanırım tabloda 80 günü 50 güne çevirdikten sonra, metin kısmındaki 50 günde geçen araç sayısını revize etmemişsiniz. bilginize.

    YanıtlaSil
  33. Hocam referandumda evet veya hayır çıkarsa dolar ne şekilde etkilenir olası diğer faktörleri dışta tutarsak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonraki gelişmelkerin nasıl olacağı referandumdan daha önemli.

      Sil
    2. Önce %10 aşağı yapar.
      Gelişmelere bakılır.
      Gerginlik ve seçim gündeme gelirse 4.50...

      Sil
  34. Elinize sağlık Hocam,

    Dün cari denge konusuna bakmıştım. Hatırladığım bir kaç şeyi arkadaşla paylaşmak isterim.

    Büyük yatırımlardaki bu durum aynı zamanda cari açığın artmasına neden olmaktadır. Cari denge=Ulusal Tasarruf(Sf)-Ulusal Yatırım(If) eşitliğine baktığımızda açığın artmasının en büyük nedeni, yatırımlardaki artıştır. Ülkemizde de yatırım artışları ise özel sektördeki inşaat yatırımları ve büyük projelerle hükümet yatırımlarındaki artıştır. Ayrıca, tasarruflarımız da negatif olduğundan söz konusu açık daha da arttığı görülmektedir. Yanlış bir şey söylüyorsam düzeltin Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yatırımlar 2000'ler öncesine göre oldukça düşük. Yani yatırımlarda bir artış yok.

      Sil
  35. Hocam merhaba, özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde uygulanan ve sizin de bahsettiğinin bu modellere ilişkin, o dönemlerde yaşanan gelişmeleri ve yaptırımları içeren kitap kaynakları (hazine ile ilgili osman tunaboylu'nun kitabı gibi) önerebilir misiniz?
    şimdiden çok teşekkür ederim.
    saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım Yılları.

      Sil
  36. 3.havaalanı ihalesi: (yap-kirala-devret) yapım maliyeti 26 milyar avro, firma 25 yıl kiralayarak karşılığında 38 milyar avro kazanmayı planlıyor, 25 yıl boyunca işletirken devlete her yıl ciro dan 1 milyar 46 milyon TL (her yıl bu tutar artacak) odeyecek. 2018 Nisan ayında ilk kısmının açılması planlanıyor, şu anda acılacak kısmın yüzde 80 i kiralanmış vaziyette. Bu havaalanında kamu kaynagı ile yapacak olsak 100 yılda yapamayız, bu kadar rantabl (kiraya veremeyiz) işletemeyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birşey sorucam 2002 den günümüze özelleştirmeden kaç milyar dolar gelir elde etti Türkiye? Sanırım daha fazla bişey söylemeye gerek yok!

      Sil
    2. 3. Havaalanına gerek var mı? Atlanta, Bejing ya da Dubai havaalanlarına bir bakmak lazım.
      Çevreye maliyeti?
      Ulaşım? Taksi? Metro?
      3. havaalanı yapılınca diğer iki havaalanı ne ölçüde çalışacak? Ortada büyük bir talep var da buna yetişilemiyor mu? Gelir bir taraftan diğerine kayacak.
      Devlete her yıl ödenecek 1 milyar 46 milyon TL kimlerin cebinden çıkacak? Bizim değil mi?
      Bu havaalanı bize uçak bileti, yol parası, yiyecek, içecek, otopark vs olarak geri dönecek. Belki de havaalanı giriş ücreti bile koyarlar...

      Sil
    3. Yanlış hatırlamıyorsam devletin ona da verdiği uçuş garantisi var. Onu sağlamak için de mevcut havaalanı kapatılacak. Bu arada son bir yılda uçuş ve yolcu sayılarında düşüş var, tüm planlamalar uçuş ve yolcu trafiğinin sürekli artacağına yönelik yapıldı, yatay kalır veya düşerse havaalanı zarar eder ve bu zarar hepimizden çıkar.

      Sil
    4. Sadettin Bey,

      1. Karşılaştırmayı gözden kaçırmak ve yanıltmak için mi bir değeri avro diğerini TL yazıyorsunuz..

      2. Bu işin fizibilite analizi, TCO ve ROI analizlerini ve seçenek/alternatif değerlendirmeleri yapılmışmıdır? Paylaşabilirmisiniz.

      3. Yapım maliyeti (26 milyar avro) dünayadaki benzerlerine göre nasıldır? Yüksek-düşük-fahiş !!!

      4. Herşey çok düzgün bile olsa firma avru bazında yıllık %3.1 kar bekliyorki uluslararası finasmana göre oldukça iyi bir oran.. (Devlet neden yapmaz o zaman?) (Yeterli sayıda geçiş olmasa bile para yurtiçinde kalır (Devlet/vatandaş)

      ......

      Sil
    5. Ferruh Atalay23 Mart 2017 18:10

      Yolcu varsa olur, yolcu yoksa olmaz, hava alanları budur. Son 2 günde ABD ve İngiltere'nin aldığı elekt. cihazlarla ilgili kararlar( ki devamının geleceğini düşünüyorum) sanki önümüzdeki dönemde bizim hava alanını boş bırakacak gibi.

      Sil
  37. Hocam yazınız için teşekkürler.

    Varlık fonunun; bu anlattığınız ve benzeri projelere devlet garantörlüğü sağlamak, devlet ihalelerini alan firmaların bankalara geri ödeyemediği batık kredileri aklamak ve vatandaşın sırtına yüklemek için kurulduğu söyleniyor, bu doğru mudur?

    Hocam bir sorum daha olacak izninizle, borsadaki şirketler kayıtlı sermaye tavanını neden arttırma ihtiyacı duyarlar, bu neden gereklidir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bilemem.
      Şirketin gücünü artırma, mali durumunu sağlamlaştırma gibi nedenler etkili.

      Sil
  38. Hocam an itibarıyla,
    - İlk cümledeki ve tablodaki rakamlar birbirini tutmuyor.
    - İlk 50 günde geçen araçların verdiği para ile garanti edilen para eşit olmayabilir, bir de oradan soyuluyoruz. Sanırım garanti edilen geçiş ücreti 35 dolar + KDV, şu an alınan ücret 65,65 TL.

    YanıtlaSil
  39. SIKINTI YOK HOCAM. SÜPER LOTO NUN DEVİRLİ İKRAMİYELERİ HEP DEVLETE ÇIKIYOR (ANKARA/ÇANKAYA). O YÜZDEN ÖZELLEŞMESİNDEN VAZGEÇİLDİ V.F. KATILDI SANIRSAM. KÖPRÜNÜN PARASIINI ÖDEMEK İÇİN. SÜPER YAAA.... SÜPER LOTO. BEDAVAYA KÖPRÜ SAHİBİ YAPIYOR. KOLON 2.TL DEVLET KUMAR OYNATIR MI HİÇ! MODUNDAN HEP KASA KAZANIR MODUNA DÖNÜŞ.

    YanıtlaSil
  40. Hocam çanakkale köprüsü için de aynı durum söz konusu olacak mı? Yine geçmediğimiz köprünün parasını ödeyecek miyiz?

    YanıtlaSil
  41. Hocam iyi günler benim başka konuyla alakalı sorum var cevaplarsanız sevinirim soru:mutlak gelir hipotezine neden gelir hipotezi degilde mutlak gelir hipotezi denilmis neden mutlak kelimesi kullanilmis teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keynes'in geliştirdiği mutlak gelir hipotezine göre gelir arttığında tüketim harcaması gelirden daha az artar. Bunun nedeni de marjinal tüketim eğiliminin(c) 0 ile 1 arasında değer almasıdır (0<c<1)
      Burada mutlak kelimesinin kullanılması bu ilişkinin kesin bir ilişki olarak görülmüş olmasındandır.

      Sil
    2. çok teşekkür ederim hocam sizin sayenizde hoca finalime 5 puan eklicek

      Sil
  42. Merhaba hocam,bazı kuruluşlar Türkiye GSMH'sını ve kişi başına gelirini eski yönteme göre olan sonuçları yazıyor,Bazıları yeni yönteme,Türkiye'nin 2015 GSMH ve Kişi başı gelirini söyleyebilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık yeni seriyi kullanmak lazım. 11.014 USD.

      Sil
  43. Mahfi bey merhaba,

    Paylasiminiz icin tesekkurler. Suan kullanmakta oldugunuz blog yazilimi nedir? Bende kendi blogumda kullanmaya niyetliyim.

    Saygilarimla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben blogger'ın sunduğu basit yazılımı kullanıyorum.

      Sil
  44. Eski turkiyede iste boyle yaparak yatirimcilari kaciriyordunuz. Bakiniz siz yazmissiniz. Su anda keske vagon li gelse de milletimiz luks trenlerde hizlica varacaga yere varsa. Hamdolsun yine de buna da sukur otobanlar katmadegeri yuksek kopruler yapiliyor Almani avrupalisi da inanin kiskaniyor gecen sene Hollandadaydim hollanaldilar bize giptayla bakiyor cag atladiniz diyorlar bizzat sahit oldum. Bizde sizin gibi politikacilar yok diyorlar emeklimiz sizin gibi yasamiyor diyorlar. ordan Almanayaya gectim almanyada ayni cumleler hans adli bir alman bana soyle dedi inanin berlin havalani yapilamiyor yillardir ama siz ulkeyi havalanlariyla donattiniz yerli ucaklariniz da havalarda dedi. Dusunun hans soyluyor bunlari hans ali degil kemal degil namik degil hansi da ben bu sene alanyaya davet ettim gel bi cayimizi corbamizi ici yerli ucagimiza bin de gor turkiyemizin gucunu dedim.Bakalim gelecek mi hans demokrasimize de hayran almanyada boyle demokrasi yok diyor. Bu sene turizmde gercekten cok iyi yere gelecegimize benim inancim sonsuz bu sene dunyada birinciyiz allah nasibinizin ederse

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi hepsini geçtim de, şu havalardaki yerli uçaklar nerede uçuyor? Sadece ben mi görmüyorum o uçakları? Adamlar Airbus falan yapmalarına rağmen Hans bile kıskandığına göre epeyce gösterişli bir şeyler olması lâzım bunların...

      Sil
    2. Haci Abey. Seni Hollanda diye baska yere götürmüsler belli.

      Sil
    3. Hansa 80 lerden bir replik patlataydın yaaa..

      Kıskanma ne olur.
      Çalış senin de olur.

      Patlasalarda çatlasalarda Türkiye altyapı hamlesıni tamamlayacak...

      Sil
  45. Konuyu merak ettiğimden bir süre önce araştırmıştım.Burada da paylaşayım.
    İhale 09.04.2009'da yapılmış.22 yıl 4 aylık süre ile nurol,özaltın, makyol,astaldi, yüksel,göçay ortaklığı(otoyol a.ş.) kazanmış.
    Firma yapım maliyetini 10 milyar 50 milyon TL olarak öngörmüş(o günkü kurla 6 milyar 375 milyon dolar).
    Projenin 5 milyar dolarlık kısmının maliyeti 1'i yabancı,3' ü kamu bankası olmak üzere 9 banka tarafından sağlanmış.
    Projede 4 kısım var.
    Köprünün olduğu 1. kısım için günde 40 bin otomobil 35 dolar(yılda 511 milyon dolar)
    2.kısım için günde 35 bin otomobil 1.7 dolar ücret(yılda 22 milyon 717 bin dolar)
    3 kısım için günde 17 bin otomobil 7.6 dolar ücret(yılda 47 milyon 158 bin dolar)
    4 kısım için günde 23 bin otomobil 8.8 dolar ücret(yılda 73 milyon 876 bin dolar)
    devlet tarafından garanti edilmiş.(yılda toplam 654 milyon 751 bin dolar)
    Otoyol a.ş.işletmeye geçen sene başlamış, 2035'e kadar işletecekmiş.bakım ve onarım şirkete aitmiş.
    19 yıllık işletme süresince garanti edilen miktar 12 milyar 440 milyon dolar.
    Her yıl köprü ve otoyol gişelerinden elde edilen gelir 654 milyon dolardan düşülecek, kalan devlet tarafından Otoyol A.Ş.'ye ödenecekmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortalama 11 yıl , %100 garanti para..
      dolar bazında yıllık %7 getiri...
      süper.. (6 miyar maliyetgerçekse tabii.)

      Sil
  46. Hocam, gazetelerde köşe yazarıymışsınız gibi, her gün sitenizi ziyaret ediyorum. Ve ne mutlu bana ki her gün sizden, yorumculardan ve yorumlara verdiğiniz yanıtlardan yeni bir şeyler öğreniyorum. Yazılarınızı facebook hesabımdan kopyala- yapıştır yöntemiyle paylaşıyorum. Sizden ricam, mümkünse yazılarınızı direkt olarak sizin sitenizden facebookta paylaşmak istiyorum. Paylaşımlarınız için binlerce teşekkür...

    YanıtlaSil
  47. Sayın üstad nükleer enerji konusunda rejimi destekliyorum oraya da 30 milyar dolar gömüyorlar ama çok ileri bir teknoloji ülkeye geliyor para ikinci planda yani 19. yüzyılda olsak üçüncü köprüyü de desteklerdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi ülkemizde Rusların kurup işlettiği ve aldığımız elektriğe dolar üzerinden bedel ödeyeceğimiz bir santralin nasıl olup da "bizim" olduğunu da açıklarsanız beraber sevinelim. Ulusal bilimsel katılımımızın sıfır olduğu bu santral bize ne açıdan teknolojik gelişme sağlayacak onu da öğrenmek isteriz.

      Teşekkürler.

      Sil
  48. Sayın Eğilmez,siz KGM'den verilerle çok erken bir YİD eleştirisi yapmışsınız.Tabiki eleştirel olmalıyız.Ama eleştiriye esas veriler eksik ve yanlış olunca sonuç istediğiniz gibi çıkabilir.Ama gerçekçi olmaz.Şöyleki; Devlet günlük 40.000 araç garantisi​ vermesine karşın 365 gün sonunda, yıl boyunca geçen araç trafiğine bakılacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Bey bir sene dolunca da bakarız ama görünen köy kılavuz istemez o köprü kabak gibi zararda.

      Sil
    2. yıl sonuna kadar aylık geçiş mevcut durumun 3-4 katına çıkacak öylemi?
      Sebep? Nüfus patlaması ve milli gelirde patlamamı bekliyoruz?

      Sil
    3. Biz eleştirimizi erken yapalım da hiç değilse bundan sonrası için daha dikkatli olunsun sonra Osmanlı gibi elde borç senetleriyle kalmayalım.

      Sil
  49. Hocam bence bugünü kurtarmak bakın biz hizmet yapıyoruz demek için uyanık siyasetçi ve bürokratlar tarafından tekrar önümüze sunuldu. Benim sorum şu gelişmiş ülkeler bu tarz hizmetleri nasıl finanse ediyor bizdeki gibi yoksa direkt devlet mi yapıyor onlarda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli olan kimin yaptığından çok kaça yaptığı, sonuçları halkla paylaşıp paylaşmadığı, verilen bu imtiyazların kamu aleyhine kullanılıp kullanılmadığıdır.

      Sil
  50. 1876 moratoryumu neyse 1876 anayasası da odur..1958 moratoryumu neyse 1961 anayasası ve IMF anlaşması odur...15 yıl boyunca emanet parayla har vurulup harman savruldu...alacaklılar bastırıyor...Varlık Fonu zaten Düyunu Umumiyedir...bu fonun anayasası eksiktir, o da yoldadır...

    Hazine garantili projelerin adlarına bakın..Osmangazi Köprüsü: tüm paralı yolların hasılatını yutan bir yol...geçsen de geçmesen de devasa rant sağlıyor...sonra ne oluyor o paralar? biz biliyoruz...

    20.000 km yol yapıp 50 milyar dolar para harcamışlar...100 metrelik maliyet üzerinden hesap yapıp kilometre değerine ulaştığınızda ödenmesi gereken para 500 bin dolar civarında olması gerekirken, km başına hazineden 2.5 milyon dolar ödemişler... rant %500...aradaki paydan kimlerin nemalandığını çok iyi biliyoruz...

    hazine garantili yap-işlet-devret modeli, kendi rejimini kurmak için cumhuriyeti baltalamaya çalışanların, ihtiyaç duyduğu avanta parayı masrafsız, çok düşük maliyetle yaratan bir aparattan başka bir şey değildir...ahpab çavuş kapitalizminin zirve noktasıdır....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Terminate Tor. Bu maliyet bilgileri sıkıntılı olmasın. %500 ne yaa.
      Hiçbir işadamı, tüccar, esnaf bu şekilde kazıklanmaz. %5 bilemedin %15 fark eder..

      Sil
    2. Adsız 10:29
      Herhalde yanlış okumuşsunuz. İşadamı, tüccar, esnaf burada kazıklanan değil kazıklayan durumunda. Elbette %500 kazıklayamıyor zira o parayı kimseye yedirmezler. O halkı %200 kazıklıyor, geri kalan %300 de gerekli mercilere tevdi ediliyor. Sistem en az 10 yıldır böyle çalışıyor.

      Sil
    3. %500 rant verilerek kazıklanan tüccar ve esnaf değil ki, vergi ödeyen vatandaş..
      limak, cengiz ve taifesi ile ihale makamı arasındaki kazan-kazan modeli ilişki..
      her iktidar kendi zenginini yaratır ama sanırım hiç bir iktidar bu kadar cüretkar davranmamıştır..

      Sil
  51. Ulkemizin her tarafina bol bol Nukleer santral yapilmalidir. Bu bol bol yapilacak nukleer santralle enerjimiz ucuza mal olur cari acigimiz sifirlanir. Halkimiz zaten nukleer enerjiyi seviyor. Halkin sevdigi bir seyi halktan esirgememeliyiz. Halk seviyorsa radyasyonu halka radyasyon vereceksin ki halk sevinsin hak d mutlu olsun. Bu vesile ile halkiminz ve devletimizin derhal nukleer tesislerimizi artirmamiz lazimdir. Cunku halk radyasyonu ve nukleeri seviyor halk istiyorsa buna karsi cikilmamali halk ne diyorsa o o olur halk sizi degil nukleer santralleri ve radyasyonu seviyor .halka karsi gelinmez halk ne derse o olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nükleer santralın enerjiyi ucuza mal ettiği bir şehir efsanesidir. Santralın inşa ve işletme bedelleri hesaba katılmazsa ucuz gibi görünür ama o hesaplara girerseniz öyle ucuz olmadığı ortaya çıkar.

      Sil
  52. Devletin geçmeyen araç için para ödemesi yerine sübvanse ettiği miktarı artırması, böylece taahhüt edilen sayının yakalanması için kampanya başlattım, imzalar ve çevrenize duyurur musunuz?
    https://www.change.org/p/vatandaşa-köprü-geçiş-ücreti-desteğine-evet-yapılmayan-geçişe-ödemeye-hayir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu sözleşmeye göre mümkün değil.

      Sil
    2. Ferruh Atalay23 Mart 2017 18:16

      Zaten İDO, hükümetin yapmış olduğu geçiş ücreti indirimini kendisi ile yapılmış olan sözleşmeye aykırı diye tahkime başvurdu( yada başvuracak)

      Sil
  53. Mahfi Hocam, Osmangazi Köprüsü'nden edilen zarar dışında, İDO Amerikalı bir şirkete satılırken Osmangazi Köprüsü belli bir taahhüt verilmiş, ardından köprü zarar ederken köprü ücreti 2017 yılı boyunca düşürüldü. İDO'yu işleten Amerikalı şirket, sözleşmede köprü geçiş fiyatı için verilen taahhütün tutulmadığı, sözleşmeye aykırı işlem yapıldığı ve zarar ettikleri iddiası ile Uluslararası Tahkim'e başvurmuş. Gırtlağa kadar borca batırılıyoruz...

    YanıtlaSil
  54. Hocam yazı için tesekkurler.
    Public private partnership araçları yap islet, yap islet devret vb. Yeni kamu düzenine içkindir. Malumunuz Modern devlet, regülatör devlettir. Yine kamu yararı şartı ile ancak özel sektörün işleyişine öykünür. Yani bilime aykırı değil ama bunu siyasetçilerin kendi keselerinden yaptırıyormuş gibi oy devşirmeleri sakıncalı.
    Stratejik yatırımlar hariç bu modellerin kullanılmasını destekliyorum ancak millete bu sistemi anlatmak elzemdir. Çünkü bozulan demokrasilerde demagoglar türer.

    YanıtlaSil
  55. ben şahşen,bu hava alanı için yolcu garantisi,köprü için araç garantisi veya her hangi bir iş için kar garantisi verme işlerini oldum olası saçma ve mantıksız bulurum.peki bu işleri alan şirketler kar veya aşırı kar ettiginde karlarından devlete ücret ödüyorlarmı,sanmıyorum.ozaman devlet niye bunlara ödeme yapıyor.bu kafaların devleti yönetmelerinide inanamıyorumya.devletin asıl görevidir yol, köprü,havaalanı veya halkın kullanması için altyapı hizmetleri yapmak ve kullanıma sunmak.devlet zaten halktan dolaylı veya dolaysız vergilerle para alıyor.bide ne nasıl oluyor bu hizmetleri kullanmak için para istemek.bunun adı DELİ DUMRUL vergisidir.bazılarıda bu geçiş ve kullanım ücretlerini utanmadan savunuyor. tabiki ücret ödenecek diyor,koministmisin sen deniyor.klasik savunmadır bu.cevap veremeyince insanları koministlikle,dinsizlikle suçlamak.dogruyu savunmak,hakkını aramak bu ülkede artık suç oldu,teröristlik oldu,provakatörlük oldu.işin garibide güzelim türkiyemde bu normal karşılanır oldu.cumhurbaşkanı çıkar, hayır oyu verenler terörist derse işgüzarlar veya kraldan çok kralcılar daha neler yapmaz.allah sonumuzu hayretsin.selamlar,iyi akşamlar sayın hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rakam belli bir seviyeye geldiginde devlet karin belli bir oraninini aliyor. Bilimsel bakis acisinda kamu lehine olan gercekler paylasilmaz.

      Sil
    2. sayın kardeşim ,sizin dediginiz gibide olsa halkın parasıyla yapılan bir şeyden niye onu kullanmak için halk yine para ödesin.bu devletin ve belediyelerin görevidir.hangi devletler bunu yapıyorsa yapsın bu halkı keriz yerine koymaktır.devlet zaten milletten her şekilde vergi alıyor.bu sizce normalmi.selamlar ,saygılar,iyi günler.

      Sil
    3. Bunların nedeni finansal yönden iktidarların kendi Hinterland'larını beslemektir.Bunu TR'de maalesef tüm iktidarlar (CHP''biraz döneminin şartlarından '',Demirel,Özal hoyratça ve pervasızca)yapmışlar ve kendilerine ilerde finans kaynağı olacak zümrelere halkın ulusal zenginliğinden çalarak aktarmışlardır.

      Sil
    4. Sukru sert, halkin parasiyla yapilmiyor iste bu modelde, isletmecinin parasiyla yapiliyor, sayet yeterli kullanim olmazsa halkin parasi kullaniliyor, aksi halde yatirimlari kullananlar finanse etmis oluyor. Devlet garantisi, gecis/kullanim garantisi vs. bunlar ozel sektoru yatirima tesvik etmek, isini kolaylastirmak icin malesef gerekli olan seyler. Ulke buyudukce bunlara da gerek kalmayacaktir, ancak milyarlarca dolarlik yatirim yapmak cok kolay isler degil, kolay olsa onceki iktidarlar doneminde yapilirdi bugun yapilanlar.

      Sil
    5. Önceki iktidarlar zamanında mahkemeler bunları iptal ediyordu yasaya uygun değil diye. Özal ondan yapamadı yoksa çok istedi yapmayı.

      Sil
    6. Adsız 14:30,

       

      Bu projeler işletmecilerin parasıyla yapılmıyor, ihaleyi alanların sermayesi ne kadarmış aç biraz oku, finansmana Hazine garantisi verilmesin de görelim o işletmecilerin çapı neymiş. Kendi güçleriyle bulsunlar krediyi o zaman dediğini kabul edeceğim.

       

      Bu durum böyle olmasaydı,2013 yılında ihale sürecinde finansmanına hazine garantisi verilmeyen 3. Havalimanı projesini üstlenen konsorsiyum kredi bulamadığı için (ancak dünyanın geri kalmış ülkelerinde olacak şekilde) ihale bittikten sonra 2015 yılında finansmana Hazine garantisi verilmezdi. Bu haliyle bile projenin finansmanını kamu bankalarının üstlenmek zorunda kalmasına da deginmiyorum bile.. ha unutmadan DHMİ de 6.3 milyar euro gelir garantisi vermiş, gülelim mi ağlayalım mı ?
      Hukukun olduğu hiç bir ülkede yapılan ihalenin şartları sonradan değiştirilmez ama maalesef burası Türkiye, yandaşa her şey serbest.

       

      Gerçekten ülkemizin kısıtlı kaynaklarının böyle çarçur ediliyor olması yazık, hem de çok yazık.

      Sil
    7. Adsiz 20:07, siz hazine garantisinin ne demek oldugunu bilmiyorsunuz herhalde. Hazine diyor ki, yuklenici borcu odeyemezse ben odeyecegim. Yani su anda hicbir sey odemiyor. Sizin ulkenize yapilacak, katma degerli bir proje icin rahat ve ucuz finansman bulunmasi icin garanti vermek kadar normal bir sey olamaz. Diyelim ki is hazineye kaldi, boyle bir durumda yuklenici, yani sizin yandas dedikleriniz, elindeki her seyden olacak. Oz sermayesinden koydugu seyleri dahasi zamanini kaybedecek. Kim boyle bir ise girer? Saniyor musunuz ki devletin garanti ettigi rakam isletmecileri kar ettiriyor? Isletmeci ulkenin gelecegine guveniyor ve risk altina giriyor. Bunu goremiyor musunuz?

      Sanki ihaleyi alan firmalar kose basi muteahhiti. Hepsi itibari olan, gecmiste yaptiklari projelerle kendilerini ispatlamis firmalar. Dahasi sizin de gozlerinizle gorebildiginiz gibi, projeleri bitiriyorlar, kredi odemelerini yapiyorlar. O ihaleye giren baska firmalar da var, her biri de yeterince buyuk, eger ihalenin iptalini gerektirecek bir durum olsa itiraz ederlerdi. Sizin kadar kafalari calisiyordur herhalde yoneticilerinin.

      Yani bu kadar at gozluguyle bakabilmek icin nasil bir nefret ortaminda bulunuyorsunuz anlayamiyorum dogrusu.

      Sil
    8. Hazine iki şeyi garanti ediyor: (1) Yatırımcı şirketin aldığı dış borcu garanti ediyor. Yani yatırım yarım kalır veya herhangi bir nedenle alınan dış borç işletmeci tarafından geri ödenemezse bunu Hazine ödeyecek. (2) Fizibiliteye göre öngörülen geliri elde edecek sayıda kullanım olmazsa (mesela fizibilitede öngörüldüğü sayıdan az araç köprüden geçerse) kullanılmayan kısmı işletmeciye Hazine ödemeyi garanti ediyor.
      Hazinenin garantisiyle çıkıp dış finansman bulacaksınız. İşi bir taşerona verip yaptıracaksınız. Sonra da geçenden para alıp geçmeyenin parasını da Hazineden alacaksınız. Kimse kusura bakmasın ama bu kadar garanti altında bu işleri yapmak için öyle büyük şirket filan olmaya gerek yok.

      Sil
    9. Mahfi Egilmez, 90'larda 60 milyar dolarin sirf bankalar icin battigini unutmayin. Varsin bunlar da kopru icin, hava limanlari, hastaneler icin batsin. Mevcut modelin en kotu senaryosu ile elestirmek icin de oyle ekonomist felan olmaya gerek yok.

      Sil
  56. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201703221027750324-denizbanktan-yuan-atilimi/

    Hocam bu atılıma yorumunuz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolarizasyonu azaltmak için olumlu. Tüm para birimleri için imkanlar ölçüsünde yaygınlaştırılmalı...

      Sil
    2. Dolarizasyon sadece dolar kullanımı için değil bütün yabancı paralar için kullanılan bir deyimdir.

      Sil
  57. Hocam bu modele bir de iyi tarafından bakmak lazım. Sonuçta kasadan para çıkmadan yatırım yapılıyor. Bu proje tutmadı diye modeli tamamen kötülemek bence yanlış bir seçim. 10 tanesi tutar 1 tanesi tutmaz model tamamen kötü olmaz saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasadan para çıkmadan yatırım ne demek yaa... Bu araç sayıları ile sadece garanti için her yıl 400 milyon dolar ekstradan çıkacak. 25 yılda 10 milyar dolar eder.

      Tanrı Türkü korusun..

      Sil
  58. Devletin kasasından para çıkmadan köprü yapılıyor diyorlar. Bu şekilde kandırıyorlar insanları. Nasılsa inanıyorlar

    YanıtlaSil
  59. Değerli hocam ekonomi finans ile ilgili economist dışında takip etmemi önerebileceğiniz yabancı magazine var mı?

    YanıtlaSil
  60. Hocam yine meseleyi çok güzel özetlemişsiniz, elinize sağlık.

    İşin bir de planlama daha doğrusu plansızlık boyutu var. Köprüden geçecek araç sayısını bu kadar yanlış tahmin eden fizibiliteyi kim yaptı diye de bir sorgulamak gerekmiyor mu?

    Peki ya, ulaştırma projelerine muazzam kaynak aktaran hükümetin bir 'Ulaştırma Ana Planı'nın olmayışına ne demeli?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esas mesele bu dediğiniz işte. Asıl bunları sormak lazım. Da kim soracak. Eskiden Sayıştay sorardı.

      Sil
  61. Hocam teknik olarak tcmb nin dış borcu da kamu borcu sayılır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır o kamu ile özel arasında bir yerde kabul ediliyor.

      Sil
  62. Fakirin kredi kartı var; bir sürüde limiti. 50" Curve Tv al, amerikan tip buzdolabı al vb. hepsini de taksite bağla. Hesap o hesap. Sonuçta YİP ile devletin borcu küçük gösteriliyor. Başka mevzu değil aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buyuk oyunu, iktidarin Turkiye uzerinde oynadigi oyunu hemen cozmussunuz.

      Sil
  63. Hazine garantisi, YİD projelerinin mantığına aykırıdır. Bu yöntemin mantığı hazineden para çıkmadan yatırım yapabilmektir. Adından da anlaşılabileceği gibi bu projeleri yüklenici firma yapar, belli bir süre istediği fiyattan işleterek hem masrafını çıkarır, hem kâr eder ve bu sürenin sonunda devlete devreder. Firma işletme sürecinde çok yüksek fiyat belirlerse orayı kimse kullanmaz, firma da para kazanamaz. Bu nedenle makul bir ücret belirlemek zorundadır. Bu nedenle YİD projelerinde fizibilite çok önemlidir, bu sayede verimsiz projelere yatırım yapılmamış olur. Siz bu projelere hem finanasman hem de gelir açısından hazine garantisi eklerseniz o iş en baştan YİD olmaktan çıkar ve devletin zarar etmesinin kaçınılmaz olduğu garabet bir projeye dönüşür. Ülkemizde yapılan budur.

    Bu projeleri eleştirenler yatırıma karşı değildir. YİD adı altında plânsız-programsız-usulsüz yapılan, devlet tarafından yüklenilse ya da gerçekten YİD mantığına uygun yapılsa çok daha ucuza mâl olup çok daha verimili işletilebilecek projelerin hazineyi zarara uğratan, verimsiz zihni sinir projelerine dönüştürülerek yatırım adı altında millete pazarlanmasına karşıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi yazımı yanıtlamak gibi olacak ama şunu da belirteyim: YİD projeleri genelde geri dönüşü uzun süren projelerdir. Bu nedenle akıllı bir devlet, verimliliği en yüksek olacağı hesaplanan, işletmeye başlar başlamaz para kazandıracak projeleri -çok yüksek maliyetliyse gerekirse devir süresini uzun tutarak- özel sektöre devreder ve bunların yapım maliyetinden kurtulur. Buradan kurtardığı para ile de başlangıçta verimsiz olacağı bilinen ama mutlaka yapılması gereken -ör: Az gelişmiş bölgeleri kalkındıracak projeler- yatırımlar yapar zira verimsiz projelere özel sektör ilgi göstermez. Bu şekilde hem ülkenin her yanına yatırım yapılmış olur, hem de sosyal devlet olmanın gerekleri yerine getirilir.

      Sil
  64. Hocam euro'nun artması bizim enflasyonumuzu artırır mı tıpkı dolarda olduğu gibi?
    2)Euro'nun artmasının olumlu yanları mı olumsuz yanları mı daha ağır basar sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumlu yanı ağır basar.
      İthalar dolar, ihracat avro ağırlıklı

      Sil
  65. Hocam Merhabalar,
    Ekonomik durgunluk ile ekonomik krizlerin banka karlılığına nasıl etkide bulunduğu konusunda bir yazı yazabilir misiniz?

    YanıtlaSil
  66. TUIK in Isgucu Istatistikleri 2016 verilerine gore, Turkiye genelinde issiz sayisi bir onceki yila gore 273 bin kisi artarak 3 milyon 330 bin kisi oldu. Issizlik orani gecen yil bir onceki yila gore 0,6 puanlik artisla yuzde 10,9 seviyesine yukseldi.

    YanıtlaSil
  67. Değerli Mahfi Hocam,
    Bu hesabın sadece geçiş sayısı üzerinden yapılması hatalı sonuçlar verir. Öyle ki, geçiş garantisi sadece araç sayısı ile değil, aynı zamanda araç başına ödenecek $35 bedeli de içermektedir. $35 karşılığı (KDV devletin olduğundan hesaplara dahil edilmiyor) bugün 127 TL yapmaktadır. Geçiş ücreti ise 65,65 TL’idr. Yapımcı/İşletmeci şirkete günlük garantili ödeme tutarı 40,000*127 TL ($35*3,62)=5,080,000 TL’dır. Bu tutar baz alındığında 5,080,000/65,65=77,380 adet otomobil eşdeğeri araç sayısı bulunur. Yani 40,000 değil, şimdiki durumda 77,380 araç geçişi ancak başabaş noktası olmaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Levent Bey diyorki , gizli bedellerde var....

      Suyundan da koy...

      Sil
  68. Şöyle düşünelim bu köprüyü ihale ile devlet kendi kaynağıyla yaptı.günlük geçişi de gişeye devlet memuru koydu kendi tahsilat yapıyor.
    Gene de köprü zarar edecektir.
    Fiyatı düşürüp yükseltip karı maximize etsenizde edecektir.
    Burada dikkat edilmesi gereken özel şirketin karıdır ve projelerde fahş bir kar vardır ve kamu yararı ücretlerin yüksekliği nedeniyle minimize edilmiştir
    Ücretlerin yüksekliği geçişi azalttığı için ,köprünün bakım- personel- altyapı ücretlerini düşmekte ve özel şirketin karını daha da yükseltmektedir.
    Kısaca bu köprü yarı fiyatla gene yap-işlet-devretlee yapılabilirdi(başka projelerle kıyaslar var ve köprünün maliyetinin çok yüksek olduğu hesaplanmış)

    Geçiş ücreti nasılsa devlet garantisinde olduğu için minumum tutulup kamu yararı maximize edilmeliydi

    YanıtlaSil
  69. Fen Liseleri Kapatilsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bizim fen adamına bilim adamına değil imama ihtiyacımız var.

      Sil
    2. imam hatip liseleri sadece imam yetiştirmiyor hocam , bilginize.

      Sil
    3. Benim yanıtımda imam hatip lisesiyle ilgili tek kelime yok.

      Sil
    4. yok ama, ima ettiğiniz şey o.

      Sil
    5. Ben bir şeyi ima etmem doğrudan söylerim. İmam hatiplerin sadece imam yetiştirmediğini sizin kadar biliyorum.

      Sil
    6. Imam hatipler kapatilsin

      Sil
    7. hayir cikarsa imam hatipleri kapatacagiz

      Sil
    8. Bu bir seçim referandumu değil. Anayasa oylanacak. İktidar değişmiyor.

      Sil
    9. Hocanın burada imamları küçümseyici hiçbir sözü yok. Tepki sadece "imamların yeterli sayıda olması ama bilime yatırım dururken yatırımın dini alana yapılması".
      Hocanın sözlerinden söylemediği şeyleri ayıklayıp çıkarmayın.

      Sil
    10. Adsız 20:02
      Teşekkür ederim. Ben de acaba ben mi kendimi ifade edemiyorum diye bir kuşkuya kapılmak üzereydim.

      Sil
  70. hocam inönü tek adammıdı. ne demek o. doğru mu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnönü tek adam değildi. Olsaydı seçim yaptırmaz, iktidarı bırakmazdı.

      Sil
    2. maalesef görüşünüze katılmıyorum , sayın hocam İnönü tek adam olmasa bile birçok şeyi kısıtladı.

      Sil
  71. Her şeye muhalif olmak nasıl bir duygu Sn. Eğilmez ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben her şeye muhalif olmadığım için bu duyguyu tam olarak bilemem ama her şeye boyun eğmekten daha iyi bir duygu olduğu kanısındayım.

      Sil
    2. yani biz ''koyun'' muyuz ?

      Sil
    3. Bunu siz söylüyorsunuz ben değil.

      Sil
    4. sizden iyi avukat olurmuş :)

      Sil
    5. çok kaçamak cevaplar veriyorsunuz hocam.

      Sil
    6. Ben Ak partiye oy verdigim icin beni koyun olarak goruyorlarsa ben KOYUNUM. bu kadar basit

      Sil
  72. ozgurluk savaşçısı23 Mart 2017 17:11

    LGBT'liler hakkındaki bir düşünceniz var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sizinkini sakıncası yoksa ögrenebilirmiyim sayın kardeşim

      Sil
    2. ozgurluk savaşçısı23 Mart 2017 21:40

      tabi ki sevgili şükrü, bu konuda ki fikrim onlara daha fazla hak ve özgürlük tanınması yönünde.

      Sil
    3. aynen katılıyorum.hocaya soruş şekliniz sanki bun insanlara karşıymışsınız gibi intiba uyandırdı bende.ondan sordum.madem böyle diyorsunuz banada sizden özür dilemek düşer. iyi günler,selamlar,saygılar sayın kardeşim.

      Sil
  73. Hocam konu dışı birşey soracaktım.

    BDDK Aralık/2012 den buyana Finansal Piyasalar Raporu yayınlamıyor. Bir bilginiz var mı bu konuda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de nedenini merak edip soruşturmuş ama tatmin edici bir yanıt alamamıştım.

      Sil
  74. İzmit Körfezi geçiş köprüsünün 2000'li yıllardan önce yapılamamasının, maddi nedenler dışında bir de jeolojik nedeni var bildiğim kadarı ile. Kuzey Anadolu fayının 1999'da kırılan bölümü İzmit körfezinin içinden yani bu köprünün kuzey-güney ayaklarının arasından geçiyor. Yanal atımlı bu fayın 1999 depreminde doğu-batı yönünde 5 metreye varan kaymalara neden olduğu düşünülürse eğer orada bir köprü olsaydı kuzey ve güney ayakları arasında 5 metreye varan kayma sonucu köprünün kullanılamaz hale geleceği açık. Aynı bölgede o büyüklükte bir depremin yeniden meydana gelmesi için en az 100 sene gerekiyor, yani 1999 depremi olmasaydı o köprü oraya yapılamazdı.

    YanıtlaSil
  75. Öncelikle köprüyle ilgili eleştirilere katılıyorum ve ben de çok yanlış ve maliyetli bir şekilde yapıldığına inanıyorum. Ancak yapılan bakkal hesabı tarzı maliyet hesapları tam olarak doğru değil. Köprünün ömrü şirketin işletme süresiyle sınırlı değil, ardından devlete kalacak ve gerekli bakımlarla en az 100 yıl ömrü olur. Dolayısıyla önceden ettiği zararı zamanla çıkararak uzun vadede devleti kara geçirecektir. Ayrıca körfezden dolaşmayacak araçların yakıt tasarrufu, çevreye egzos ve gürültü zararının azalması, vakit tasarrufu gibi faydaların da maddi değeri vardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lutfen biraz bilimsel dusunur musunuz, bilimsel dusunmediginiz icin bu iktidarin yaptiklari mantikli gibi gorunuyor.

      Sil
    2. Adsız 19:20

      Bu saydıklarınız o bölgeye yap-işlet-devret modeli ile bir köprü yapılmasının nedenleri zaten. Bunlara itiraz eden birini gördünüz mü? İtirazlar köprünün yapılış şekline, nedenlerine değil. Bu köprü daha düşük maliyetle ve daha verimli çalışacak şekilde yapılsaydı da o bahsettiğiniz yararları sağlayacaktı, hatta daha yoğun kullanılacağı için daha çok sağlayacaktı. Hazine de bu şekilde zarar etmeyecekti.

      Sil
  76. Evet.. Evet önümüzdeki günlerde Türkiye'deki araç sayısının hızla azalacağı hiç hesaba katılmadan İzmir-İstanbul otoyol ve Osman Gazi köprü projesi hayata geçirilmiş.Son beş on yıldaki araç üretim satış sayıları hızla düşüş gösterdiği halde.Bilimsellikse bilimsellik!

    YanıtlaSil
  77. Bu dünyadan göçtüğünüzde nasıl anılmayı istersiniz? (ben sizi bilim aşığı olarak anardım)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayyam'ın dediği gibi:

      Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok
      Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok
      Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok
      Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok

      İnsan öldükten sonra nasıl anıldığını bilemez.

      Sil
    2. harika dörtlükmüş hocam.

      Sil
  78. Bu yazıyı yazmanız iyi oldu hocam çünkü iktidarın KİTleri satarak altyapı yatırımlarını finanse ettiğini ve iyi iş çıkardığını söylediğiniz yazınız bende ciddi hayal kırıklığı yarattı. İktidarın her yaptığını eleştirmem fakat KİTlerin satışından gelen parayı doğru kullandığını ima etmeyi sizin diğer yazılarınızdakilerle sağlamak pek mümkün değildi. Bazen objektif olmak adına nitelik açısından konuyu analiz etmemeyi tercig ettiğinizi ama bunun çokta doğru olmadığını düşünüyorum. Eleştirimi mazur görmeniz dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yine aynı kanıdayım. KİT'leri satarak altyapı projelerini finanse etmek doğrudur. Ben ekonomik işletmeleri özel kesimin devletten daha iyi yöneteceğine inanırım. Ama eğer KİT'leri satıp da bu şekilde zarar edecek bir takım altyapı yatırımları yapıyorsak o zaman bu doğru bir iş değildir. Yani bir işin yanlış yapılıyor olması o işin yanlış olduğunu değil o işin doğru yapılması gerektiğini gösterir.

      Sil
  79. hocam blogu ne zaman bırakmayı düşünüyorsunuz, gazete de yazın bence blog işinde para yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amacım para kazanmak değil. Öyle olsa bloga reklam verip sponsor olmak isteyenlerin teklifini kabul ederim. Ve inanın bana onu yapsam gazetede yazı yazmaktan fazla para kazanabilirim. Öte yandan gazetede yazı yazsam bu kadar okunmam. Ortalama bir yazım blogda 20 bin, çok okunan bir yazım 100 bin dolayında okunuyor. Varlık Fonu yazım 450 binle rekor kırdı. Bir gazetede yazsam yazılarım bu kadar fazla okunmaz.
      Benim bu blogdan amacım Türk insanında eğitim yanlışı nedeniyle gördüğüm analiz yeteneğinin gelişmesini, ekonomi öğrenimi alan gençlerin karşılaştığı kaynak sıkıntısını gidermekti. Aldığım tepkiler blogun bu amacını sağladığını gösteriyor. O nedenle gücüm yettiği sürece burada devam edeceğim.

      Sil
    2. eyvallah hocam arkanızdayız.

      Sil
    3. Mesela ben ekonomiyle uzaktan yakindan alakasi olmayan bir insanim.Bu siteyi ilk kez iki yil kadara önce google`a birsey yazinca cikan sonuclarla kesfetmistim.Aaa böyle bir site varmis demistim ve o güne kadar kesfetmedigime üzülmüstüm.Sonra favorilere ekledim, simdi haftada en az iki kere buraya ugruyorum.Sadece Mahfi Bey degil bazi yorumcular da cok bilgili.Ben bazen yorumlari yaziyi okuyup bilmediklerime bakayim derken iki saati gecirmis oluyorum.Böyle bir yorum yazilmasina üzüldüm aslinda.Ben keske uzun yillar devam etse diye düsünürken birileri birakilsin diyor.Okumayin o zaman! Gercekten anlayamiyorum.Neden birakilmasini istedigin bir forumda zaman geciriyorsun Adsiz 24 Mart 2017 04:07 ? Lütfen söyle.

      Sil
  80. Bu konuyla ilgili ne zaman bir yazı, makale görsem aklıma John Perkins'in "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabı geliyor. Bir bakmakta yarar var derim.

    YanıtlaSil
  81. Sayın Mahfi Hocam, Kamu borçları içinde bu gibi projelere verilen Hazine yükümlülükleri dahil edilmiyor diye biliyorum. Kamu borcunun bu gibi yükümlülükleri de dahil etmesi gerekmez mi? Bu gibi bir fark sizce Türkiye'nin yabancı yatırımcı gözünde risk primini arttırır mı? Saygılar.

    YanıtlaSil
  82. Demiryollarının tarihi, Türkiye'nin emperyalist devletler tarafından parçalanıp yok edilme çabalarının tarihidir. (...) Hatta Osmanlı İmparatorlığu'nun Teceddüdü adlı kitabın yazarı Paul Imbert'e inanmak gerekirse, bazı demiryolu şirketleri, kilometre başına verilen kar garantisi, yol ne kadar uzun inşa edilirse o kadar artacağı için yılan gibi kıvrım kıvrım dolanan yollar yapmışlardır. Doğan Avcıoğlu-TÜRKİYE'NİN DÜZENİ.
    Hocam, Osmanlı'nın son dönemlerinde de Duyun'i Umumiye, kuru garantiyle yetinmeyen bu şirketlerin karlarını teminat altına alıyordu. Acaba ilerki zamanlarda 'Varlık Fonu' Duyunu Umumiye' ye benzer bir işlevimi yerine getirecek.

    YanıtlaSil
  83. Ben mi yanlış biliyorum ders kitaplarımız mı hatalı hocam; Kapitülasyonlar ve benzeri imtiyazlar Lozan'la kaldırılmamış mıydı ??

    YanıtlaSil
  84. AKP döneminin özeti.
    Söz konusu rantsa gerisi teferruattır..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi