Torba Yasa Faciası

Roma hukukunun önemli yasalarından birisi olan Lex Caecilia Didia M.Ö. 98 yılında Roma’da Caecellius Metellus Nepos ve Titus Didius adlarındaki iki konsül tarafından yürürlüğe sokulmuş. Yasa iki maddeden oluşuyor. İlk madde bir yasanın duyurulması ve oylanması için gerekli en az süreyi belirliyor. İkinci madde ise; “İnsanlar tek bir karmaşık yasada toplanmış farklı konular hakkında bir sonuca varmaya zorlanamazlar” hükmünü taşıyor. Yani yasanın ikinci maddesi, farklı konuların tek bir yasada toplanmasının doğru olmadığını, bunların ayrı yasalarla çıkarılması gerektiğini kurala bağlıyor. Böylelikle insanlar tek bir yasada toplanmış farklı konulardan beğendiğini kaybetmemek için beğenmediğini de kabul etmeye zorlanmamış oluyor.

Gelişmiş demokrasilerde bu ilkeye azami saygı gösteriliyor. Bizde ise özellikle 1980’ler sonrasında başlayan torba yasa uygulamalarıyla bu ilke çoğu kez çiğnenir oldu. Birbirinden çok farklı yasal düzenlemeler, parlamentodan geçiş kolaylığı sağlamak için bir torba yasada toparlanıyor ve öylece görüşülüyor. Bu torba yasalara herkesin onaylayacağı düzenlemelerin yanına tartışmalı konular da konuyor ve tartışmalı konulara yönelebilecek itirazların önü kesilmiş oluyor.

Hükümetçe hazırlanıp TBMM’ye gönderilen son Torba Kanun Tasarısı (Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı) Lex Caecilia Didia ilkesini çiğnemede doruk noktası olarak kabul edilebilir. Bu torba yasayla, eğer eksik saymadıysam, 60 yasada değişiklik yapılıyor. Bunlar arasında; Telgraf ve Telefon Kanunundan Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununa kadar uzanan yasalar var. Çeşitli vergi kanunları, TCMB Kuruluş Kanunu, Kimlik Bildirme Kanunu, Türk Sivil Havacılık Kurumu Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu gibi birçok ilgili ilgisiz yasadaki değişiklik maddeleri aynı torbaya doldurulmuş. Hukuk Fakültelerinde yasaların nasıl yapılmaması gerektiğine örnek olarak okutulabilecek olan bu torba yasa tam olarak Lex Caecilia Didia ilkesinin karşı çıktığı karmaşayı temsil ediyor.   

İşin hukuk ilkeleri açısından değerlendirilmesi bir yana yasanın içeriğine bakılınca başka sorunlar da ortaya çıkıyor. Bunlardan iki tanesini örnek olarak dikkatinize sunuyorum. Torba yasanın 76’ncı maddesindeki karmaşık ve üstü kapalı cümleler Hazine’nin, bütçeye konulacak ödenekten, Bakanlar Kurulunca belirlenecek alt ve üst sınırlara bağlı olarak, Varlık Fonuna parasal destek sağlayacağını hükme bağlıyor. Hazine, Varlık Fonu’nun sahibi ya da ortağı değil. Buna karşılık Hazine’ye ait bazı mallar ve bazı işletmeler Hazine’den alınıp Varlık Fonu’na konuldu. Buraya kadar yapılan uygulama zaten doğru değildi. Şimdi bir adım daha atılarak Hazine’nin, kendisine ait olmayan bir kuruma parasal finansman desteği (borç değil) sağlaması hükme bağlanıyor. Varlık Fonu, kendisine devredilen malı, mülkü, işletmeyi işletip para kazanıp da Hazine’ye destek olacağına Hazine’den destek alacak. Bunun adı hala varlık fonu olabilir mi?

Torba Yasanın 77’nci maddesi 4749 Sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a bir geçici madde ekleyerek (geçici madde 29) şu hükmü getiriyor: “5’inci maddede düzenlenen net borç kullanımı tutarı 2017 yılı için, 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere, Bakan ve Bakanlar Kurulu tarafından artırılan net borç kullanım tutarına otuzyedi milyar Türk Lirası ilave edilerek uygulanır.” Bu düzenleme birçok açıdan yanlış bir düzenleme. Her şeyden önce söz konusu 5’inci maddede borçlanma limiti değiştirilemez hükmü var. Bu düzenleme bu hükümle çelişiyor. Dolayısıyla yasa yapma tekniği açısından önce bu hükmün kaldırılması gerekiyor. Öte yandan mevcut yasada net borçlanma limiti bütçe açığı olarak belirleniyor. Dolayısıyla bu şekilde belirlenen bir limite 37 milyar TL ilave yapıldı denilerek borç limiti artırımına gidilemez. İlave borçlanma yapılması gerekiyorsa borçlanma limitinin tanımının değiştirilmesi gerekir. Bir başka konu da bu maddede değinilen Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili. Bildiğim kadarıyla bugüne kadar limiti artıracak bir Bakanlar Kurulu kararı çıkmadı. Dolayısıyla ilk yüzde 5’lik artırımdan sonraki borçlanma halen yasa dışı yürüyor.  

İlkelere göre davranmak önemlidir. Onları çiğnemeye başladığınızda başlangıçta bir takım kolaylıklar elde eder gibi görünseniz de işlerin nereye varacağını göremez hale gelmeniz ciddi bir risk oluşturur. 

Güncelleme Notu: Hazine’nin net borçlanma limitini aştığını ilk kez 22 Temmuz 2017 günlü yazımda dile getirdim:
Daha sonra bu konuda yazılar yazdım:

7 Ekim 2017 günlü Resmi Gazetede ikinci yüzde 5’lik artırmayı sağlayacak yani net borç limitini 52,4 milyar TL’ye yükseltecek olan Bakanlar Kurulu Kararı yayınlandı. Bu kararın metnini aşağıda sunuyorum. Dikkat edilecek olursa Bakanlar Kurulu Kararı için Hazine’nin 13 Eylül 2017 tarihini Bakanlar Kurulu Kararı da 22 Eylül tarihini taşıyor. Kararnamenin 2’nci maddesi “Bu karar, kararname tarihinde yürürlüğe girer.” hükmünü koyuyor. Bu noktada karşımıza iki mesele çıkıyor: (1) Kararnamenin yürürlük tarihi 22 Eylül 2017 olduğuna göre bu tarihten önce eğer net borç limiti ilk yüzde 5’lik artırmayla ulaşılan 49,9 milyar TL’yi aşmışsa bu aşımın olduğu tarihten 22 Eylül 2017’ye kadar yapılan borçlanma yasal değildir.

Bu limitin ne zaman aşıldığı konusunda bakmamız gereken yer Hazine sitesinde kamu finansmanı istatistikleri arasında yer merkezi yönetim bütçe dengesi ve finansmanı tablosudur. Bu tablo Ağustos sonu verileri itibariyle günceldir. Tabloya göre Ağustos sonunda net borçlanma yani borçlanma limiti tutarı 55, 6 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu miktar Temmuz ayında 47,7 milyar TL idi. Yani Temmuz ayında 47,5 milyar TL’lik net borçlanma limiti aşılmıştı. Bunun Bakan onayıyla artırılabilecek üst tutarı olan yüzde 5 fazlası 49,9 milyar TL de Ağustos ayı içinde aşılmış olduğu görülüyor. Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkılabilecek azami limit 52,4 milyar TL olduğu halde Ağustos sonunda ulaşılan net borçlanma tutarı yukarıda değindiğim gibi 55,6 milyar TL olmuş. Bakanlar Kurulu’nun yürürlük tarihi 22 Eylül 2017 olduğuna göre (52,4 – 49,9 =) 2,5 milyar TL’lik kısım Bakanlar Kurulu kararı olmaksızın borçlanılmış bulunuyor. Bunun üzerindeki miktar olan (Ağustos sonu itibariyle 55,6 – 52,4 =) 3,2 milyar TL yasa dışı borçlanılmış bulunuyor.

Oysa tek parti iktidarının koalisyonlara göre üstünlükleri sıralanırken en çok değinilen konu “tek parti hükümetlerinde kararların kolayca alınması yasaların zorlanmadan çıkarılabilmesi” konusudur.  

7 Ekim 2017 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı:






Yorumlar

  1. İbrahim AŞKAR4 Ekim 2017 15:40

    Varlık fonu, var olması itibari ile yeterince rezil uygulama. Öte yandan örtülü zimmet ve dağıtım için çalışan bir metot.
    Şimdiki yeni atılım da altın tahvilleri. Bakalım ondan nasıl bir pislik çıkacak.

    YanıtlaSil
  2. Hocam yurtiçi tasarruflar hesaplanırken vadesiz mevduatlar ve hisse senetleri katılıyor mu?

    YanıtlaSil
  3. KHK bu yasaların geçmesini kolaylaştırıyor mu Hocam? Bir de neden ''Çok Sayın Milletvekilleri'' bizim tartıştığımız konuları tartışmak yerine bir Milletvekiline uygun davranıp bu konular üzerine kafa yormuyor? Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esas sorun orada. Milletvekillerinin temel görevi yasa yapmak ama orada kolay yola gidiliyor.

      Sil
  4. roma kanunlarıyla yönetilirsen, romalılar gibi kendi medeni görüp fakat en vahşi hayvanlardan bile daha bar bar olan bir posizyona düşersin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı....

      Sil
    2. Bakın ikinci paragrafın ilk cümlesinde ne yazıyor? "Gelişmiş demokrasilerde bu ilkeye azami saygı gösteriliyor." Eğer okumaya devam ederseniz(yani sadece ilk paragrafı okumazsanız) hocamızın bu cümleyi sırf siz bu şekilde düşünmeyin diye yazdığını anlarsınız.

      Sil
    3. Bu ilkenin nesine karşısınız sayın adsız 16:29?

      Sil
    4. sen basini hele bir kaldir. at gözlüklerini de cikar.sonra da senden ricam Allahin sana bahsettigi akli birazcik olsun kullan, etrafina bir bak. hangi ülkeler barbar ya da vahsi hayvanlardan beter. hangi ülkeler hem demokrasi hem de iktisadi acidan gelismis karar ver.

      Sil
    5. Ben de roma kanunlarini kendimize gore uyarlayabiliriz derim ama bu milletvekilleriyle degil.

      Sil
    6. Bizim ilkemiz ilkesizlik.

      Sil
    7. benim demek istediklerimi hiç kimse anlamamış,,gerçi bu normaldir, çünkü suç bende, çok kapalı konuşmusum..ve İhsan Bey:Ben bu ülkenin bütün çarpıklıklarına karşıyım, dün ve bugun, ve her zaman,,,,ADSIZ 20:09 "hangi ülkeler hem demokrasi hem de iktisadi acidan gelismis karar ver.",,karar vermişim, , , gelişmiş ülkeler dediğin hem halkını sömürüyor, hem de başka ülkelere kan ve göz yaşı dışında birşey vermiyor,,,bunu sosyolojik olarak iyi tahlil etmen lazımdı, benim at gözlüğü takmadığına göre..HUZURSUZ ÜLKELERE BAKIN, HEPSİNİN YÖNETİCİLERİ KİMİN TARAFINDAN ATANDIĞINI GÖRECEKSİNİZ.

      Sil
    8. Ben 20:09um. üstteki yorumcu da yazar belki. Ülkemizde de sömürü yok mu?

      Sil
    9. Ne yazayim. yazmak ile olmuyor artik ansiklopediler dolusu yazildi. Dünyanin en zengin enerji kaynaklari üzerinde yasayacaksin fakat 150 yildir sadece Dolarlari cebe indirip o gelismis ülkelerin bankalarina istiflemissin. Allah askina son 250 yildir insanlik adina hangi icadi yaptik. etrafina bir bak hayatinin her aninda kullandigin binlerce esyanin bir tanesinde bile imzamiz yok.

      Ne yani adamlar her türlü icadi yapacak ve 1500 yildir ibadetten baska hicbirsey yapmayan bizlerle mi paylasacak. bu bi savas kocum. Güclü ve akilli olan kazanir.

      onlar sana kan ve gözyasi verirken sen ne yaptin. kaldi ki o gelismis ülkeler kendi halklarini sömürmüyor. o sana verilen kara propagandanin bir parcasi. kafani kaldir ve sadece 1 milyon vatandasinin 1 haftalik bayram tatilinde yunan adalarini neden tercih ettigini düsün.
      Kendi yöneticini bile secemiyor, rakiplerine sectiriyor ve bunu da onlarin kabahatiymis gibi bana anlatiyorsun. senin elin Armut mu topluyor sekerim..

      cikardigin petrolü islemek icin bile ona muhtacsin.

      ya da ceketine bak üzerinde 3 tane dügme göreceksin. iste o dügme var ya o dügmeyi üreten makineyi de onlar yapmis. ceketinin ipligini üreten makineyi de Kumasi dokuyanini da onlar icat etmis.

      pekiyi giydigin donun lastigini üreten makineyi kim yapti saniyorsun.

      yillardir batili gelismis ülkeler beni sömürüyor demekten bikmadiniz mi.?

      Sil
    10. latiği tekrar icat etmeye gerek yok diyordu bir vatandaş. Aynı şey niye üretilsin dursun tekrar tekrar. Tamam biz üretemiyoruz islam medeniyetinin içine tasavvufçular girdikten sonra akıl geriye itilmiş. (Bunu da sonradan öğrendim.) Hadi biz üretemiyoruz diğer ülkeler aynı şeyi tekrar tekrar niye üretir? Her sene ben bir şeyin sıfırını niye alayım? Dünya doldu ağaçları ormanları göremiyorum. Pislikten kokudan geçilmiyor. Bence sıkıntılar bambaşka yerlerde. Bu bizim sınavımız. Açın okuyun. Roman da okuyun, müzik de dinleyin ama başka şeylere de vakit ayırın. Dünyada dolaşan paranın karşılığı nedir? Fazladan fazladan dolaşan para şimdi azaltılacak. Neden? Buna da şekerli bir cevap istiyorum.

      Sil
    11. Bar bar yazan birisinim yorumu. Zavalli...

      Sil
    12. Adsiz 17:22, yorumunuz yanlislarla dolu.

      Ama yuzyillari oyle sallayip atmissiniz ki, cengaverliginiz degme tarihcileri heyacanlandirir.

      Kendinizi "batili"lardan cok uzak gormeyin. Bu topraklarin kucumsediginiz eski sahipleri Avrupa'nin yarisina hukmediyordu. Hem de her acidan. Kimbilir belki o zaman da Avrupa'da yasayan sizin gibi birileri Dogu soyle ileri, boyle ileri biz neyiz, ne yaptik ki diye hayiflaniyordu. O yuzden potansiyelinizi kucumsemeyin.

      Sil
    13. Adsız6 Ekim 2017 12:38, sizin yaptığınızın adı var: Anakronizm. Gerçekleri görmeniz gerekli.

      Sil
    14. sen hala 500 yil öncesi ile gurur duy. fakat bu gurur seni asla gelecek yüzyillara tasimayacak. Dip yapmissin farkinda degilsin. Kilic ile avrupanin yarisina hükmeden ecdadinla övünüyorsun. ben de övündüm. pekiyi ya sonuc.

      yüzyillari biraz daha sallayayim o Zaman. 200 degil son 500 yildir ne yaptin. bana sadece bir örnek ver.

      gecen hafta Almanyada 500 ncü Martin Luther reformasyon günü kutlandi. yani Adam 1517 yilinda bu reformu yaptiginda senin ceddin Avrupanin yarisina hükmediyordu da ne oldu.
      iste o metnin yazildigi tarihten tam 500 yil sonra Dünyanin en Güclü ekonomisi oldular ve 4. sanaji devriminin öncüsü durumundalar. Google e gir Martin Luther Reform diye yaz gerisini ögren.

      Benim itirazim 500 yil önce o dedigin avrupalilarin gipta ile baktigi dogu ne oldu da bu Kadar geri kaldi. bunu hic düsündün mü?. Zirzop ben tarih ile ilgili bir sey yazmadim. tarihciler neden heyecanlansin.

      petrolun tarihini bir ögren. Adamlar 150 yildir bu isin icinde. o Güclü ecdadin bu petrolün gelecek yüzyillarda dünya icin cok önemli bir enerji kaynagi olacagini neden hesap edemediler. diyelim ki ettiler mademki avrupanin yarisina da hükmettiler. neden bu Petrol sahalarini bunlara teslim ettiler. hem de tüm Islam dünyasinin halifesiyken

      iste bunun cevabini Martin Luther de göreceksin tipitip.

      Sil
  5. Peki bir soru; kanunların anayasaya aykırı olduğu durumlarda kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine gidiliyor. Peki kanunların başka bir kanuna veya aynı kanunun diğer maddesine aykırı olduğu durumlarda nereye itiraz edilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anayasa Mahkemesine sadece anayasa için değil; kanun,khk ve meclis içtüzüğü için de hem esas hem de şekil bakımından itiraz için gidilebilir.

      Sil
    2. KHK'ler: AYM'nin son içtihadına göre sadece olağan KHK'ler AYM'nin denetimine tabi.

      Sil
    3. Sacmalik da burada basliyor ya zaten; OHAL KHK'sinda AYM'yi kapatiyoruz diye yasa cikarsalar, birisi de AYM'ye gitse Anayasa'ya aykiriliktan, AYM ben buna bakamam diyip geri cevirecek. O ictihadin absürdlügünü görmek icin hukuk bilmeye gerek yok.

      Sil
    4. OHAL KHK ile AYM kapatılamaz. Anayasa Mahkemesinin kapatılması için anayasa değişikliğine ihtiyaç var.

      Sil
    5. herşeyimiz çarpık bence,,,örneğin: hukuka giriş derslerinde bize asli kaynaklar arasında "örf ve adet hukukunu" da sayar, ancak medeni hukukta " örf ve adetler"hukubu tali hukuktan sayar, ve bunu kitaplarda da söyler,,,,şimdi başlangıçta böyle hata varsa, sonucun da sağlıklı olması mümkün mü ?

      Sil
    6. Adsiz 12:49'a, Anayasa'ya aykiri yasa maddesi yururluge giriyorsa denetleyecek kurum reddettigi icin denetlemeyi, anayasal kurumu yasa maddesi ile islevsiz hale tabii ki de getirebilirsiniz. Bu yasa yapilirsa kim denetleyecek pardon, Yalova Zabita Müdürlügü mü?

      Sil
    7. Adsız 23.08 e ; Yahu kardeşim anayasa hukuku bilmeden konuşmayın Allah aşkına ya!..Anayasa ya aykırı bir durumda Ohal khk olmasına rağmen anayasa mahkemesi bu hükmü iptal eder.Yüzeysel hukuk bilgisiyle insanlara yanlış bilgiler vermeyin.....

      Sil
    8. Adsiz 10:06'ya, bu AYM degil mi KHK'lari denetlemeyi reddeden? Esasa girmeden, sadece OHAL KHK'si oldugu gerekcesi ile hem de. Herhangi bir KHK'yi OHAL KHK'si oldugu gerekcesi ile incelemeyen ve Anayasa'ya aykiri onlarca maddenin yururlukte kalmasina sebep olup ulkeyi 1875'e geri donduren bir mahkemeyi savunmak abesle istigal. Kavun mu bu maddeler, AYM dibini koklayip Anayasa'ya aykiriligi tespit etsin?

      Sil
    9. Adsiz 23:08, Madde acik, OHAL KHK'si denetlenemez diyor. Anayasa'ya aykiri olan onlarca madde bu yolla ulkenin canina okurken, AYM'yi devre disi birakacak bir madde varsayimi size neden sacma geliyor gercekten anlamiyorum.

      MADDE 148.– Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.

      Sil
  6. Genede torba yasa falan yaptıklarına dua edelim ,hiç değilse olanlardan,olacaklardan haberimiz oluyor ve kişisel önlem almaya gayret ediyoruz.Ya bundan sonra böyle deseler ne yaparız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kötüsü bu dediğin olur. Bir şeyler yapmak yerine; "canım şunu şunu yapsalar daha mı iyi!" mantığı.

      Sil
    2. Farkındaysanız ''hiç değilse olanlardan,olacaklardan haberimiz oluyor ve kişisel önlem almaya gayret ediyoruz''demiş.Oturup beklemiyor.

      Sil
  7. Ne zaman düzelecek bu ülkenin hali biri de onu tartışmalı artık.Hocam siz 2019 da başkanlık seçimlerine katılın aday olun sizi seçelim başka türlü düzelmeyecek en azından ekonomi şuankinden kötü durumda olmaz diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesele kişilerle değil sistemle. Bugün doğru kişiyi seçseniz n'olur ki. Yarın bir başkası gelir ve yine aynı sorunları yaşarız. Mesele geleneği değiştirmek ki bunu da ancak başta eğitim olmak üzere yapısal reformlarla yapabiliriz.

      Sil
    2. Adsız 18:29
      Ben yanıtlasam bu kadar güzel yanıtlayamazdım. 10 üzerinden 10.

      Sil
    3. Cumhuriyeti mi degistirelim yani?

      Sil
    4. Yok, tam tersine, cumhuriyeti cumhuriyet gibi yapalım.

      Sil
    5. 18:52 isem yayinlarinin ders videolari var. 2018 Anayasa Hukuna bakabilirsin. 2.veya 3. video olmasi gerekiyor. Hukumet sistemlerini kafanda sekillendirebilirsin.

      Sil
    6. Cumhuriyet dediginiz sey budur. Kanunlar, halkin sectigi temsilciler tarafindan onaylaniyor. O temsilci nasil secilmis, halk kime oyu nasil vermis, bu cumhuriyet dogrudan mi daha iyi, temsili mi daha iyi bunun konusudur. Bizzati Cumhuriyet rejimin degil. Anayasa ile ilgili hangi videoyu izlerseniz izleyin, cumhuriyet baska turlu tanimlanamaz. Adsiz 20:16 KPSS'ye hazirlaniyorsa bosuna baska tanim aramasin.

      Cumhuriyet demek demokrasinin oldugu anlamina da gelmez. Turkiye Cumhuriyet tarihine bakarsaniz ne kadar demokratik cumhuriyet oldugumuz tartisilir. Monarsinin olmasi da demokrasi olmamasi anlamina gelmez. Iskandinav ulkeleri, Birlesik Krallik ve hatta Cumhuriyet'in ilk yillarina kiyasla Osmanli'nin son donemleri buna ornektir. Bir tarafta bir duzine siyasi parti varken, diger tarafta "o zamanki sartlardan dolayi" 2-3 partiye bile tahammul edilememistir ornegin.

      Sizin arzuladiginiz sey meritokrasidir. Meritokrasi ise bir oligarsik yonetim bicimidir. Tamam ben de kabul ediyorum, her sey siyah beyaz olmak zorunda degil ama neyi savundugunuzu anlamak da mumkun degil.

      Turkiye'nin daha demokratik olmasi gerekirken, hala halkin secimine guvenmemek, vesayet odaklari ile ulkenin yonetilmesini arzulamak anlasilir bir sey degil. Kusura bakmayin ama kavramlari egip buktugunuz icin de tartismalari "Ataturk"e getirip birakmak zorunda kaliyorsunuz.

      Aradiginiz, ve aradigimiz seylerin cozumu daha fazla demokraside. Cunku halklar ancak var sayildiklari zaman kendilerini gelistirme ihtiyaci duyarlar.

      Sil
    7. Cumhuriyet denilen şey bu değildir. Ben de meritokrasi filan arzulamıyorum. Ben insanların beyinlerinin yıkandığı, yanlış eğitime tabi tutularak biat kültürüne sokulup kullaştırıldığı bir sisteme karşı çıkıyorum sadece. Düşünce özgürlüğünün, bilimsel ve sorgulayıcı eğitimin olduğu bir yerde sizin dediğiniz cumhuriyet olur. Vesayet sadece asker eşliğinde yürüyen rejimlerde değil, biat kültürüyle desteklenen görünürde demokrasi ve cumhuriyet gibi olan ama aslında kulluk esasına dayanan ülkelerde de olur.

      Sil
    8. 23:24 ben fikir edinin dedim siz çıktınız videodaki şeyleri yazıyorsunuz o zaman 2. videoyu da izleyin egemenlik kavramını da şekillendirin. Bu coğrafya kritik coğrafya. Sizin kafanızda ne varsa biz yapamayabiliriz. İnsanlar akıllı değil kusura bakmayın. Kime oy verdiğini de takip etmiyor. İnsanlar açlıktan ölüyor, diğer tarfta zevk sefa içinde yaşayanlar oluyor. Bunun akılla izahı yok. Siz şekle şaşaaya bakıyorsunuz. Bu durumda sadece bakarsınız. Birleşik Krallık Brexit bakın bakalım ülke nasıl bir inisiyatif alabiliyor. Güçlüler de ayrıca.

      Sil
    9. Uykuluydum herhalde tam anlamamışım yazdığınızı. Şunu da ilave edeyim Birleşik Krallık örneği vermişsiniz. Oradaki Krallık örneği semboliktir. Halklar demişsiniz siz besbelli federasyon istiyorsunuz.

      Sil
    10. Adsız arkadaşın ısrarla durduğu noktaya teokrasiyi de yerleştiriverelim. "Türkiye İslam Cumhuriyeti" olsa "halk"lar İsrail bayrakları açan kesime ne der acaba?

      Sil
    11. Adsiz 09:59, siz dinle kafayi bozmussunuz ama suc sizde degil.

      Sil
    12. "Süveyş krizi, kapitalizmin, yaklaşık kırk yıldır gerilmekte olan İngiltere hegemonyası düzenine fiilen son noktayı, Ortadoğu’yu (ki enerji kaynaklarını) ABD’ye devrederek koymuştu. İçinden çıkılmaz bir hal almaya başlayan Kuzey Kore krizi, kapitalizmin ABD liderliğindeki düzeninin dağılma sürecinin son durağı olacak gibi görünüyor.

      Böyle bir süreçte şimdilik üç olasılıktan söz edebiliriz: Birincisi, ABD’nin müttefiklerini koruma kapasitesini kaybetmiş olduğunun ortaya çıkmasıdır. İkincisi, ABD’nin bu olasılığı önlemeye çalışırken bir nükleer savaşa yol açmasıdır. Üçüncüsü ise krizin Çin’in inisiyatifi ile aşılmasıdır. Birinci olasılığı ele aldığımızda; Clinton, Bush ve Obama dönemleri dâhil olmak üzere bu liderlerden hiçbiri Kuzey Kore’nin nükleer bir güç olma yolundaki ilerleyişini durduramamıştır. Kuzey Kore, Japonya’yı havadan aşarak okyanusa düşen bir balistik füze ve ardından da hidrojen bombası denemesini başarıyla gerçekleştirerek, nükleer füze alanında geldiği noktayı bütün dünyaya göstermiştir. ABD açısından, topraklarına ulaşacak bir balistik füze yapılması ABD’nin kırmızı çizgisini oluşturmaktadır. Trump’ın attığı fevri tweetler bir yana, Savunma Bakanı Mattis’in yaptığı açıklama bu kırmızı çizginin Trump yönetimi açısından, önleyici bir vuruş zorunluluğunu gündeme getirdiğini göstermektedir. Mattis’in açıklamasının önemi, bu açıklamanın Beyaz Saray’da ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’ın refakatinde yapılmış olmasından da kaynaklanmaktadır.

      ABD bu kırmızı çizginin geçilmesini önleyemez ise, Güney Kore ve Japonya, ABD ile ittifakın avantaj ve dezavantajlarını yeniden sorgulayacak duruma geleceklerdir. Bu bağlamda Çin’in ABD’yi bölgeden çıkartma projesinde çok daha rahat hareket edebileceğini düşünebiliriz.

      İkinci olasılık; ABD ve Kuzey Kore’nin tutumlarına ilişkin belirsizliklerin nükleer savaş riskini arttırmasıdır. Yaşanan süreçte ABD, ne yazık ki, tutarlı bir dış politika izlememektedir. Trump, Kuzey Kore’ye baskı yapmaya çalışırken, Güney Kore’yi de alttan almakla suçlamakta, dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’i de sonuçlarını düşünmeden ticaret savaşıyla tehdit etmektedir.

      Üçüncü olasılıkta ise; ABD’nin bölgedeki ittifaklarının bir nükleer savaşın, Kuzey Kore’nin silahlanmasından daha büyük bir risk olacağını düşünerek, ABD ile aralarına mesafe koymaya, Çin üzerinden diplomatik ya da başka türlü çözümlere yatırım yapmaya başlamalarını gündeme getirebilir. Bu yönde bir gelişme ise bölgedeki stratejik dengeleri değiştirmeye başlar. Böyle bir gelişmenin yaşanması sonucunda, ABD’nin bölgedeki stratejik konumunu koruyabilmesi için, Çin ile askeri bir çatışmayı göze alması gerekecektir.

      Bu olasılığın gerçekleşmesi bölgemizi ve ülkemizi doğrudan ilgilendiren bir alt olasılığın oluşmasına neden olabilir. Bu alt olasılık ise, ABD’nin Asya’da darbe almış karizmasını kurtarabilmek için hedefe koyduğu diğer bir ülke olan İran’a askeri bir operasyon gerçekleştirebilecek olmasıdır.

      O nedenle coğrafyamızdaki gelişmeleri daha analitik bir düzlemde izlemek ve yorumlamak gerekmektedir. Ülkemiz üzerine yapılan algı operasyonlarını, siyasi platformdaki gelişmeleri bu bağlamda ele almalı ve olayları daha soğuk kanlı , daha geniş bir perspektiften değerlendirmeliyiz." Alıntı.

      Dinle kafayı bozanı görün daha doğrusu uydurma dini savunanların yaptıklarını görün. Belli ki kitabı okumamışsınız. Dünyadaki gelişmelere dair vurgular fazlasıyla mevcut. Osmanlı da dünyayı okumakta geç kalmış. Sonrası malum.

      Sil
  8. BİST başkanı ile yapılan röportaja göre;Varlık Fonu'nun elindeki varlıkların değerlemesine devam ediliyormuş.Uluslararası standartta bir değerleme yapılıyormuş.Böylelikle yurt dışında 0,25-0,75 faiz oranlarıyla 10-30 yıla kadar vadeli borca girilip kamu-özel işbirliğindeki projelere (PPP?)ucuz fon sağlanacakmış.Gelecekte parasal genişlemenin bitmesi durumunda hasıl olacak ucuz fon ihtiyacı bu şekilde karşılanabilir mi ve vadesi gelen borcu Hazine mi ödeyecek?(Varlık Fonu atıl olan varlığını bu şekilde aktif hale getirecekmiş)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle varlık fonu olmaz.

      Sil
    2. Varlik fonu adi ustunde varlik yaratmak icin olmasi gereken bir fondur borc odemek yada borc toplamak icin degil gelecege tasarruflarin aktarilmasinda kullanilir ama bizim ki bildigin yokluk fonu olarak kullanilmaya calisiliyor. O nedenle ulke riskleri arttikca degerli olan sirketlerimiz daha yuksek faiz ile daha degersiz fiyatlanarak borc yaratacak ve bu bizim elimizden cok daha ucuza alinmalarina neden olacaktir.

      Sil
    3. Bir kere uygulama baştan yanlış,fonun tabiatına aykırı

      Sil
    4. Bu konularda acemiyim ama anladığım; bu şekilde geçmişin tasarrufları ipotek ettirilip borçlanılacak ve elde edilen fon ile yapılacak yatırımların faaliyete geçtiğinde borcunu ödemesi beklenecek.Faaliyete geçene kadar vadesi gelen borcu Varlık Fonu Hazine aracılığıyla ödeyecek.Böylelikle Hazine üzerindeki yük artacak.Demek ki gelecekte Hazine'ye şimdikinden daha fazla bir nakit girişi olacak.(?)

      Sil
  9. "Vergi borçlarını süresinde ödemeyen mükelleflere bu borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları için verilen 7 günlük süre mükelleflere yardımcı olmak amacıyla 15 güne çıkarılmaktadır." Bu iyiymiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mükelleflere daha ne kadar yardımcı olunacak bilmiyorum.

      Sil
    2. Bende vergi mükellefiyim ama devlet baba benden bordrolu çalıştığım için peşin peşin vergisini tahsil ediyor.
      Bende vergi borçlarımı taksit taksit ödemek istiyorum bir kaç yıl sonra belkide af çıkacak ödemeyeceğim benim suçum ne bordrolu çalışan olmak mı ?..

      Sil
    3. Eğer devlet memuru iseniz ödediğiniz vergi sanaldır. İşvereni devlet olan kişinin işverene vergi ödemesi gibi bir durum olamaz. İşvereniniz sizi "maaşın şu kadar ama şu kadarını vergi olarak kesiyorum" diye kandırıyor aslında. Net maaşınız gerçek maaşınızdır.

      Özel sektörde çalışan bordrolu iseniz o zaman iş daha değişik elbette.

      Sil
    4. Vergi borcu af olmuyorki!!! Bu yanlış bilinen bir kanaat bildiğim kadarıyla.Cezası affoluyor.Aslında bunu hükümetler ya da maliye adam gibi vatandaşın anlayacağı dille beyan etmeli.Kafalar net olmalı.

      Sil
    5. İyi de devlet memurun brüt maaşını ödemek için vergi topluyor benden. Son derece gerçek vergi.

      Sil
  10. hocam madem 37 milyar tl butceye ilave proseduru kanunsuz diyorsunuz, sade bir vatandas basit bir dilekce ile suc duyurusunda bulunsa ne olur? Duzelme olurmu sizce? Dahasi vatandasa ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum. Bilmediğim her şey için üzülmem ama bunu bilmediğim için üzülüyorum.

      Sil
    2. Dilekçe olarak değilde Soyut Norm denetimiyle düzeltililebilir. Eğer interneti bunu yazarsan ne demek istediğimi anlarsın...

      Sil
  11. Kanunlara, vatandaşlar itiraz edemezler. İtiraz edebilecekler anayasa da belirtilmiştir.

    YanıtlaSil
  12. Hocam merhaba bir yazınızla ilgili değil ancak TCMB'nın açıkladığı reel efektif döviz kurunu incelerken (tüfe bazlı) bir şey dikkatimi çekti 2003 baz yılında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kur endeksi 100 ancak 2017 ye geldiğimizde gelişmiş ülkelerin ortalama endeks değeri 102 ün biraz üzerinde ancak gelişmekte olan ülkelerin ise 61 yani TL'nin değeri ticaret yaptığımız gelişmekte olan ülkelere göre oldukça gerilemiş gelişmekte olan ülkelere göre ise büyük bir fark yok. Nedeni için size danışmak istedim. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  13. Roma bugünkü tc den çok ileri bir medeniyetti yunan da öyle ama hep sorun vardı peygamberlerin bu sorunlar için geldiği söylendi durdu ama sorun devam etti sorunu abd ingiltere almanya japonya insanca yaşama kurallarını koyarak biraz çözdü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Adamın teki daha yeni taradı milleti. Ne insanlığı ??

      Sil
  14. merhaba hocam, kanun dışı borçlanma brezilya'da başkanın azledilmesine yol açtı. bu normal ülkelerde büyük bir suçtur. en azından devleti yönetenlere seslenseniz, bizi zaten takmazlar ama belki sizi dinlerler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artik neyin suc olup olmadigina sadece bir kisi karar veriyor, kim oldugunu biliyorsun. Sozcu gazetesine gapilanlari goruyoruz. Aslinda varlik fonunu "Sarayin Varlik Fonu" seklinde okursaniz bu kanunun ve varlik fonuna hazine desteginin ne anlama geldigini anlamis olursunuz. Birisi resmen hazineden harac aliyor demek bu.

      Sil
  15. Kulisler bu haberle çalkalanıyor:

    Fenerbahçe futbol takımının teknik direktörü (evet, doğru okudunuz, teknik direktörü) olarak göreve başlamanız an meselesiymiş. Anlaşmaya imza atmışsınız.

    Bu habere cevabınız nedir Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fenerbahçe'de de konu tıpkı Türkiye'deki gibi şahıs meselesi değil sistem meselesi. Sistem değişmeden dünyanın en iyi teknik direktörü de gelse durum bundan farklı olmaz.

      Sil
  16. Bir maliye öğrencisi olarak o kadar mutsuz, o kadar çaresiz ve o kadar umutsuzum ki... Bu ülkede iyiye giden hiçbir şey mi olmayacak?!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umutsuzluk her şeyi kaybettirir. En umutsuz görünen zamanlarda bile umut vardır. Kurtuluş Savaşına başlayan Mustafa Kemal' düşünün. Ondan daha umutsuz bir başlangıç yapan olabilir mi? Ama eğer umudu kesse o da gider İstanbul'da paşa olarak keyfine bakardı. Daha yaşamın başındasınız. Tam tersine yaşama umutla sarılmanız lazım. Bu yanlışları düzeltmek için elinizden geleni yapmaya çalışmanız lazım.

      Sil
    2. “Eğer hiç umut olmadığını farz edersen, hiç umut olamayacağını garantilemiş olursun. Eğer özgürlük için bir içgüdün olduğunu farz edersen, bir şeyleri değiştirme şansın olur, daha sonra da dünyayı iyi hale getirmek için katkıda bulunma olasılığın olur.” Noam Chomsky

      Sil
    3. Çok doğru hocam.umutsuzluk yok

      Sil
  17. Hocam maaşAllahınız var ayrıca değerli bilgilerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolun, elden geleni yapmaya çalışıyorum.

      Sil
  18. Hocam bazı yazılarınız zaman geçse de eskimiyor.

    YanıtlaSil
  19. Saygıdeğer Üstadım,
    Size aynen katılıyorum. Bu haftabaşında VERGİALGI'da yayınlana yazımda bu konuyu, kanun gerekçeleri açısından ben de ele aldım.

    "Birbirinden çok farklı 60 küsur kanunda değişiklik yapan kanun tasarısı, önceki torba yasalar gibi, kanun yazım sistematiğini ve dilini zayıflatmakta, yasal düzenlemelerin halk tarafından kolaylıkla takibini ve anlaşılabilirliğini olumsuz etkilemektedir. Yasaların yorumlanmasında ve anlaşılmasında önem taşıyan gerekçeler, yasal düzenlemelerin sebebi, eskilerin deyimiyle esbabımucibesi olması gerekirken, uygulamada, maddeleri açıklama metni haline dönüşebilmektedir."

    http://vergialgi.net/vergi/torba-yasa-2017-nin-ekonomik-hukuki-ve-mali-acidan-getirdikleri-goturdukleri/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaşlar bu yazıyı da mutlaka okuyun derim. Tamamlayıcı bilgiler var. Emeğinize sağlık sevgili Nazmi Karyağdı.

      Sil
  20. Anladidigim yasalar Roma dönemi bile topluma saygılı iken, su anda resmen Roma döneminden daha eski dönemi işaret ediyore. Ki resmen gericiler yönetiyor bizi. Paraya tapanlar onlarda lidya lilarmiydi.

    YanıtlaSil
  21. Merhaba hocam, öncelikle değerleri bilgileriniz, analizleriniz,yorumlarınız için teşekkür ediyorum sizden. Bir kamu yönetimi 1. öğrencisi olarak sizden kamu yönetimi ile ilgili kitap tavsiyesi almak istiyorum eğer mümkünse. Bu alanda hangi kitapları, yazarları, makaleleri takip etmemizi önerirsiniz? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kamu yönetimi konusunda piyasada güzel kitaplar var. Ama makale konusunda özel olarak hangi siteyi izlemek gerekir bilenler varsa paylaşsın lütfen.

      Sil
  22. Türkiye'de çalışan bir Amerika'lı arkadaşım yurt dışıdaki müdürüne gönderdiği satış tahmini raporlarının yanına ¨tit¨diye bir ibare koyuyordu. Bunun ne olduğunu sordum, açılımı : This is Turkey... Yani bu tahmin maddeleri konusunda herşey olabilir anlamına geliyor..

    Siyasilere hiç kızmayın, onlar bu toplumun birer yansısı..

    Hakim idamına karar verdiği Temel'e sormuş, son bir arzun var mı? Temel sessiz... Sonra bir daha sormuş son bir arzun var mı? Temel sessiz... Sonra idam aşamasında imam gelmiş , son bir arzun var mı evladın diye sormuş.. Temel sessiz. En son cellat vurmuş tabureye ve Temel boğulmaya başlamış ama bir yandan deli gibi çırpınıyor, bir şey söylemeye çalışıyor, şunu kaldırın ne diyecek demişler, cellat kaldırmış :

    Temel : Az daha boğuluyordum, napıyorsunuz demiş...

    2001 krizi gibi bir dibe vurma ve toplumdaki herkesin çıkarını etkilecek bir etki olmadıkça bu toplumdan yapısal reform filan çıkmaz..

    Saygılar...

    YanıtlaSil
  23. Farkli kanun degisikliklerinim hepsi once tek tek / ayri ayri oylanir, sonra genel kurulda hepsi birden oylanir!

    YanıtlaSil
  24. Yazı yorumlar 10 numara. Ellerinize sağlık. İyiki varsınız.

    YanıtlaSil
  25. Hocam, üç bankamız 700 milyon tl ( 6 sıfır atılmadan önceki rakamla 700 trilyon tl ) tutarındaki alacaklarını;toplam 32,5 milyon tl'ye 4 ayrı varlık yönetim şirketine satmış. Bu tablo ekonomimizin sonunun başlangıcı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır ama sıkıntılı bir durum olduğu gerçek.

      Sil
  26. Robotik verimliliğe hızla evrilen dünyada; dramatik diziyle artacağını düşündüğüm işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliğine karşı, varlık fonlarının, bu durumu yumuşatıcı araçlar olabileceğine inanageldim..Düşünceme göre robotik verimli dünya; ülkelerin,küresel süper verimli şirketlerin hissedarlarına dönüşecek, kendi deyimimle, High tech-Stokratik bir devletçiliği önümüze getirecekti..Halihazıra bakınca çok da uçmuş olduğum söylenemez sanırım..Nasıl ki, genetik bilimi ile, kronik ve ölümcül hastalıklara çare de bulunabilir veya tüm insanlığın başına
    bela olacak virüsler de geliştirilebilir..Varlık Fonlarının da nasıl yönetileceğine göre sonuçlar değişecektir..BKZ Norveç hükümet fonu..(hatta bu fonla yolumun bir Türk şirketinin genel kurul toplantısında kesiştiğini de söylemeden demeyeceğim mazur görünüz)..Basit bakarsak, mesela Ziraat Bankasının %25 ini halka arz edip, gelen para ile bebek bir Apple şirketi bulabilirseniz, belki de sadece, her sene temettü ile 1 ziraat alacak bir gelir yaratabilirsiniz..Şu halde Ülke fonumuza aldığımız küresel şirket temettülerini, sosyal güvenliğe harcadığımızda, Türk işsizinin işsizlik maaşının bir kısmını portföyümüzdeki şirketler ödemiş olur..NOrveç hükümet fonunun değerini, norveç nüfusuna bölünce adam başı 200 000 dolar gibi bir değere ulaşıyoruz, bunun temettü gelirini 20 000 dolar diye düşünsek, hele hele Norveçteki işsiz sayısına bölsek..sıradışı bir işsizlik maaşı geliri çıkar..Bizde 10 milyon işsiz var desek..adam başı 10 000 dolar yıllık maaş gibi bir rakam..Şu halde bir Norveç olamasak da..Global ölçekte ekonomiler için varlık fonlarının neden bu kadar gündeme yerleştiğini bir mantık çerçevesine oturtabiliriz gibi geliyor bana:):)Sonuçta konu dönüp dolaşıp nereye geliyor...Altın şifre "LİYAKAT"a:):) http://mertbal.blogspot.com.tr/2012/02/stockrasi-2.html 2012 tarihli yazım

    YanıtlaSil
  27. Hocam sorun kişilerle değil sistemle diyosunuz sistemi kim değiştirecek ozaman?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çelişkili görünen bir durum aslında. Doğru sistemi bir kez kurabilsek sonrasında kişilerin yapması gereken şey o sitemi düzgün yürütmek. O anlamda söylüyorum.

      Sil
    2. Cahillerin herhangi bir şeyi 'ben yaparım' diyerek ortaya atılmaya cesaret edemeyeceği zaman gelir, işte o zaman, bu milada kadar kendi alanında ustalık kazanmış, birikimli, sorunların nerede olduğunu gören ve bunların çözümüne sahip kişilere sahne bırakılır ve düzgün bir sistem oluşturulur.(Ütopik bir öngörü.).

      Sil
  28. Hocam, Hazine Müsteşarı 23 Nisan'da mı atandı.

    YanıtlaSil
  29. Hocam usd tl kuru ile ABD 10 yillik tahvil faizinin seyri paralellik arzediyor.aradaki iliskini sebebi nedir anlayamadm?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orada faizler artınca buradaki yatırımcılar dolara dönüyorlar, paralarını ABD’ye yatırmak için.

      Sil
  30. hocam Ertem Eğilmez ile bir akrabalık var mı onun filmlerinden sizin yazılarınızdan bıkılmıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç bir akrabalık yok sadece soyadı benzerliği var.

      Sil
  31. realist olalım birbirimizi kandırmayalım on yıllar boyunca bu ülkeyi
    umutla ileri taşımak isteyen kaç nesil kayboldu bastırıldı yok edildi
    şimdi bana umut etmeyelim de ne yapalım diye çıkışabilirsiniz ancak
    bu var olan kabullenilmek istenmeyen gerçeği değiştirmeyecek.tıpkı
    coğrafya gibi kültür de yaşayış biçimi de dünyayı yorumlama biçimi
    de bir kaderdir istediğiniz kadar eğitim verin bizim insanımızdaki
    bazı yapısal bozuklukları gideremezsiniz ve bu konu reforma açık
    değildir üstelik bu insanlar son 15 yılda peydah olmadı hep vardı
    ve hep böyleydiler bugün çoğalmış gibi görünmelerinin sebebi kitle
    iletişim araçlarının yaygınlaşması cep telefonu olan herkesin
    haber muhabirine evrilip sosyal ağlar vasıtasıyla olan biteni
    gözler önüne sermesi.

    ülkede üstte bahsettiğim özellikleri taşımayan küçük bir zümre var
    onlara tavsiyem yapabileceğiniz en mantıklı şey dümenini kendinizin
    yönetebileceği dar sınırlarda bir çözüm aramak,yani memleketi değil
    kendinizi ve çocuklarınızı kurtarın uzun vadeli bir plan yapın ve
    batı da bir hayat kurmaya çalışın.hayatınızın merkezine memleket
    meselelerini değil aileniz eşiniz çocuklarınız torunlarınız ve
    dostlarınızla geçireceğiniz güzel anları ve anıları koyun.

    ve sakın vatan millet sakarya goygoyu yapanlara itibar etmeyin gülün
    geçin savaşta değiliz kimsenin memleketi alıp gittiği yok bu kadar
    sorunlu bir yeri kim ister ? unutmayın bir ülkeyi güzel kılan
    coğrafyası değil insanıdır ülkeye bir de bu açıdan bakın coğrafi
    güzelliğinin nasıl kasvetli bir sisle gölgelendiğini göreceksiniz
    kalın sağlıcakla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusura bakmayın ama bu son derecede sağlıksız bir tavsiye. Sizin dediğinizi Atatürk yapmış olsaydı Türkiye diye bir ülke olmazdı. Hepimiz ülkemiz için bir şeyler yapmaya çalışmak zorundayız. Bu saatten sonra gidip de İngiliz, Alman, Portekizli ya da Amerikalı olamazsınız.

      Sil
    2. dünyalı olmak yeter de artar aidiyet insanlığa etik değerlere olmalı bir etnisite ya da dine hatta var olmayan sınırlara kutsiyet atfetmeye değil.atatürk belki başarabilirim diye düşünmüş denemiş ama sonuç ortada bazı şeyler değişir bazıları ise asla değişmez kişi gerçekleri ne kadar çabuk içselleştirirse vizyonu o denli genişler ve çözüm yolu da aynı hızda beliriverir toprağı bol olsun aziz nesin bu toplumun yapısını açık yüreklilikle dillendirmişti zamanında.bu arada diğerleri tamam ancak amerika örneğiniz bence hiç olmamış mahfi bey iyi çalışmalar dilerim.

      Sil
    3. dünyalı olmanın yetip artacağında diğer dünyalılar da mutabık mı? tek başınıza yeteceğini düşünmek yetmesini sağlamıyor.

      Sil
    4. Bu insanı sevdim. Katılıyorum. Aile herşey. Bitti. Bu kadar.

      Sil
    5. Şu mikroiktisat kitabını alır mısınız artık?

      Sil
    6. Hayret bir şey ! Bu kadar sığ,bu kadar yanlış ve üstüne üstlük bencil bir düşünce olamaz.Bre uyanık diyeceğim,kusura bakmayın,vatan elden giderse var olamazsın..Hayata at gözlüğüyle bakmak denir buna

      Sil
    7. Zaten basimizdaki kodomanlar senin zihniyetinde oldugu icin bu haldeyiz.senin dusuncen bir kesime mutluluk digerlerine aci veriyor.oyunden bu bir cozum degil sorunun kendisidir... Saygilarimla

      Sil
  32. Hocam, yaşadığım bir olayda, ilkelere göre davranmaktan bahsettiğimde öyle davranmazsak ne olur diyen bir amirle karşılaşmıştım. Bazı insanlar somut örneklerle ilkelerin gerekliliğine inanıyor galiba. İlla negatif bir sonuçla karşılaşmak lazımmış gibi.

    YanıtlaSil
  33. Öncelikle fikri hür vicdanı hür vekiller lazım. O yasalar ayrı ayrı açık düzenlense de o eller grup kararı ne ise kalkacak veya inecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki bu eleştirinizde sizin payınız nedir?
      1- İlinizdeki kaç millet vekilini araştırıp da öyle oy verdiniz? Yoksa sadece parti adı gözetip "mührü pusulanın böğrüne bas"tınız?
      2- Vekil seçme şansınız yoksa (ki yok) nasıl vekillerden parti talimatının dışında hareket bekleyebilirsiniz?
      3- Desteklediğiniz partiye m.vekili adayları için ön seçim şartını direttiniz mi?

      1 numarayı yapıp 3 numarayı pas geçince bu yaptığınız yorumun çokta etkisi olmuyor.

      Sil
    2. Unutmayalım, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür vekilleri ancak fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanlar seçer.

      Sil
    3. Ön seçim muhabbeti beyaz Türk'ün yıllardır bitmeyen kendini avutma çabasıdır. Zannediyor ki ön seçim olunca adaylar bugünkünden daha iyi olacak. Parti teşkilatlarını bir dolaşın, ön seçim olsa bugünkü vekilleri mumla ararsınız.

      Sil
  34. Hocam sizin gördüğünüzü iktidar sahipleri neden görmüyor?
    Masanın üstündeki "elma"nın kırmızılığı mı ilgi çekiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyaset farklı bir alandır.

      Sil
    2. ama siyasetin içinde de ekonomi konusunda uzmanlar var!! Zaten siyasileride bu danışmanlar yönlendiriyor. Garip gerçekten çok garip herkes kendine yontuyor demekki

      Sil
    3. hocam bu yorumunuzu sakıncası yoksa biraz daha açabilir misiniz?

      Sil
  35. Sayin Hocam, bu tarz uygulamalar ulkemizin Araplastirildiginin kanitidir (Arap saçı). Umarim Suriyelesmeyiz. Saygilarimla, Ş.G.C.

    YanıtlaSil
  36. Bozuk duzende saglam cark olmaz

    YanıtlaSil
  37. Hocam merhaba, size iki soru sormak istiyorum. Vaktiniz ayırıp cevap verdiğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
    1) Neden Varlık Fonu'na para aktarılıyor? Bunu anlamış değilim. Fon zarar mı ediyor? Daha iyi sonuçlar elde edebilmek için daha çok mu kaynağa ihtiyacı var?
    2) Bu sabah Geri Sayım'da da bu soruyu gönderdim ancak yeterince açık yazamadığım için anlaşılmadı sanırım. Faiz - Enflasyon ilişkisi. Ülkemizi yönetenler faiz indirilmedikçe enflasyonun düşmeyeceğini ifade ediyor. Ben ise tam aksine faizin düşmesiyle enflasyonun daha da artacağını düşünüyorum. (kur ve talep etkisiyle) Nihayetinde finansman giderleri kur kadar maliyetler üzerinde etkili değil. Bu düşüncem yanlış mı? Katılır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocanın bu konuda bir yazısı var,okumanız cevap oalacaktır :
      http://www.mahfiegilmez.com/2015/02/faiz-neden-mi-sonuc-mu.html
      Ayrıca şuna da bakabilirsiniz: http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/enflasyon-ile-faiz-iliskisi.html

      Sil
    2. Varlik fonuna para aktarilmasinin sebebi muhtemelen varlik yonetiminin yonetimsel giderleri icindir. Varlik fonu altinda bir suru farkli kurum var. Bunlardan belli bir yuzde ile yonetim gideri talep etmek cok kolay uygulanir, ya da hakkaniyetli olmayabilir (cok karli kurumlar da var, zarar eden de). Turkiye'nin en fazla kar eden sirketi Varlik Fonu'na ait.

      O yuzden belirli bir sure merkezi butceden para aktarilmasi ile hizlica binasi, yonetim kurulu uyelerinin maaslari, fon personeli alimi gibi islemlerde kullanilacak, varlik fonunun buyuklugu ile muhakeye edilemeyecek olcude bir para aktarimi olacak gibi gorunuyor.

      Sil
    3. 1) Varlık Fonu hesapları denetlenip de rapor yazılmadığı için durumun ne olduğunu bilmiyorum. O nedenle bir para aktarıldı mı aktarılmadı mı bir şey diyemeyeceğim. Ama bu yasayla onun yolu açılıyor.
      2) Görüşünüz doğrudur. Faizi düşürürsek iki şey olur: (a) Tasarruflar azalır tüketim artar (b) Muhtemelen yabancı kaynak girişi azalır ve döviz pahalılanır. Bunun sonucunda da enflasyon yükselir.

      Sil
    4. Sanırım, gini katsayısı ve sebep sonuç ilişkilerini, mantık dizisi ile doğru kurabilme yetisinin toplumsal dağılımı arasında önemli bir ilişki var..Islandığımız için mi yağmur yağar, yoksa yağmur yağdığı için mi ıslanırız?..Bu örnek, pek çok alanda, istendiği biçimi ile sunulduğunda, yanlış da olsa, ne kadar kabul görüyorsa...gelir dağılımı adaletsizliği de o kadar kesif olacaktır kanımca..:):)Islandığımız için yağmur yağsaydı, kuraklığa karşı üreteceğimiz çözümler de çok kolay olurdu zaaaaten:):)Olmaz mıydı hocam:):)???Bir tas suya bakar:):)

      Sil
  38. Dolar bu yılın başlarında sanırım 3.94 seviyelerindeydi, şimdi ise 3.56 seviyelerinde.
    10 aydır dolar değer kaybetmiş görünüyor.

    Sanırım her geçen gün dolar düşüyor. Dolar 2 TL seviyesine 1-2 yıl içinde düşer mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette, hatta 5 sene sonra bedavadan dolar dagitmaya baslayacaklar..

      Sil
    2. 3-4 yıl içinde 1 liraya düşer bu hesapla...

      Sil
    3. Bekleyelim görelim...

      Sil
    4. Dolar yıl başında 3,52 idi. Bir ara 3,94'e çıktı. An itibariyle 3,57. Sürekli değer kaybetmiyor.

      Sil
    5. Kesin düser. sen hemen elindeki tüm Dolarlari TL ye cevir 2 yil sonra kösesin.

      Sil
    6. Doların 100 tl ye çıkma ihtimali 2 liraya düşme ihtimalinden çok daha yüksek.

      Sil
    7. 2 liraya şöyle düşer bakın .. önce bir 2.000 tl ye çıkar ama öyle hemen olmaz en az 20 senesi var, sonra 3 sıfır attıkmı alın size 1 dolar= 2 tl.. hesap basit ve anlaşılır olmuştur umarım

      Sil
  39. Sn hocam izninizle bir sorum var ( bankacı arkadaşlara)...100 bin TL ye aylık nekadar net faiz alırım... ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1200 civarı alırsın.

      Sil
    2. Enf var kardeş sevinme hemen

      Sil
  40. hocam devalüasyon riski var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, çünkü dalgalı kur rejiminde devalüasyon olmaz.

      Sil
  41. Konuyla herhangi bir ilgisi yok ama merakımdan soruyorum hocam, sizin bir asistanınız veya yardımcınız var mı? Yoksa tüm bu verileri toparlama, yazıyla ilgili araştırmaları yapma işi tamamen sizin üstünüzde mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asistanım veya yardımcım yok. Hepsi bana ait. Hatanın da iyinin de sorumlusu benim.

      Sil
  42. Mahfi bey, size 57 saniyelik bir video gönderdim. Link virüslü değildir.

    Bir trafik polisi ile sürücü arasında geçen konuşma:

    https://twitter.com/FulyaRocks/status/915552529202769921

    Analiziniz nedir Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adam hem trafik polisi,i hem öğretmen, müthiş.

      Sil
    2. Bu memuru acil klonlayıp çoğaltalım, hem de binlerce. O kadar çok ihtiyacımız var ki.

      Sil
    3. Herkes bu kafada olmak zorunda mı? Belki ben de resim üzerine bir şey istiyorum. Ayrıca dediğiniz şey etik mi?

      Sil
    4. akıl da kimin aklı?

      Sil
  43. Eğer sizin için bir sakıncası yoksa,

    Üniversite öğrencisi olduğunuz yıllardan bir fotoğrafınızı twitter'da paylaşır mısınız? Yanlış hesap yapmadıysam, 1968-72 arası olmalı?

    YanıtlaSil
  44. Hazine kitabınızda güncellemeler var mı hocam?

    YanıtlaSil
  45. Hocam merhaba.Dünya Bankası'nın sitesinde bazı ülkelerin toplam mal ve hizmet ihracatı milli gelirinden yüksek gözüküyor. Bu teknik olarak imkansız bir durum gibi. Bu ülkeler lüksemburg,hong kong, singapur, malta, irlanda, bae. İşin ilginç yanı çoğu küçük ülkeler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Liman (port) ulkeleri, mali alip gonderiyorlar sadece.

      Sil
  46. Hocam bir ekonomide bir kişi olduğunu ve bu kişinin 100 tl'lik mal ürettiğini düşünelim. Bu kişi 80 lira harcama 20 lira yastık altı yapıyor. Bu durumdan üretim ve gelir yönünden gsyh 100 lira ama harcamalar yönünden gsyh 80 lira oluyor. Dünyanın bütün ülkelerinde bu durum oluyordu. Çünkü insanlar tüm tasarruflarını bankada tutmuyor. Milli gelir hesaplanırken bu durumlar karşısında nasıl tüm hesapları eşitliyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GSYİH, üretim yönteminde de harcama yönteminde de gelir yönteminde de aynı çıkar.

      Sil
  47. Mukaddime'yi okuyan var mı? Bizden okuyan çıkmaz ama okuyanlar almış yürümüş. Gelişmiş ülke dediğimiz ülkeler okuduğu şeyi ayırt etmiyor. Yeni bir fikir olduğunda da hemen atlıyor. Kitlesel üretim seviyesine getirip dünyaya pazarlamasını da biliyor. (Bu noktada kâr kavramını sorguluyorum). Var olan bir şeyin üstüne bir şey katabilmek için bir şeyleri bilmek gerekir. Bizde hazırcılık var. Uğraşma yok. Bunun tamamen dinle alakası var. Oku diyor kitap. Kimse kitabı bilmiyor. Tanrı insanı sevgi ve alakadan yarattı. Dünya'da niye sevgi hakim değil? . Bireysellikle olacak şey değil bu. Toplumsal düzelme adımları gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyorum su anda Turan Dursun'un cevirisini, yazildigi zamanin cok otesinde bir yapit. Keske bu kitabi okuyup anlayabilecek 100 bin vatandasimiz olsa, kimin tercumesini okudugu da gercekten farketmez... Kimin dedigini hatirlamiyorum ama bizim ögrenim görmüsümüz de cahil maalesef.

      Sil
  48. Hocam kaleminize sağlık. Yazılarınızı ilgiyle okumakla beraber ilk kez yazıyorum. Bu torba yasada bir de şehit yakınları ve gazilerin ilkokul mezunu olsalar dahi kamuda -hizmetli- değil -memur- statüsüne alınabilmesi var. Her birkaç ayda bir veya daha fazla liyakatı tırpanlayan yasa veya duzenlemeler görüyoruz. Direk iktisadi bir konu olmasa da ülkenin geleceğini en çok bu tür düzenlemeler baltalıyor sanırım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadasim herkes memur olmak zorunda da degil. Bu kadar nufuslu ulke kamuya mi girecek? Yanlislik baska yerde diyoruz resimleri toplayıp bakmıyorsun.

      Sil
    2. Liyakatın olmadığı yerde yanlışlar olmaya devam eder.

      Sil
    3. Şimdi geldiniz yani söze. Benim oyum geçersiz. 17000 lira alsın diye mi meclise gönderiyorum yahu. Adamların para için yapmayacakları yok.

      Sil
    4. Sehit ve Gazi'leri dusunmeyip ulkenin gelecegini dusunebilmek de ilginc, cok derin bir bakis acisi dogrusu. Bugun bir sehit veya gazi sayesinde yarin yuzbinlerce kisi universite okuyabilir, aklinizdan cikartmayin. Su mezunu, bu mezunu diye titrilere takilip otesine gecemiyorsunuz.

      Sil
  49. Hocam altına dayalı kira sertifikası ve altın tahvili hakkında ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yastık altındaki altınların çıkmasına yarayacağını pek sanmıyorum. Ayrıca insanlardan ha paralarını borç istemişsin ha altınlarını pek fark eden bir şey olmaz.

      Sil
  50. Hocam hukuk kitabı önerisini sizden istesem nasıl olur? Sonuçta hukuk okumadım ama yine de belli bir yerden devam etmek gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukuk o kadar geniş bir alan ki aile hukukundan ceza hukukuna borçlar hukukundan anayasa hukukuna kadar uzanıyor. Bence bir Hukuka Giriş kitabıyla başlamak gerekir. Şu dosyayla başlamanız bence doğru olur.
      http://bizdosyalar.nevsehir.edu.tr/7ef6f76459b4c7306d35a83fb3f4a724/hukukun-temel-kavramlari.pdf

      Sil
    2. Çok teşekkürler hocam.

      Sil
  51. Mahfi hocam merhabalar,
    Gerçekten birçok konuda aydınlanmamıza sebep oluyorsunuz. Bunun için teşekkür etmek istiyorum. Yalnız şöyle bir eleştirim de olacak, bu yazıyı baz alarak söylüyorum. Bu tarz konuları TV de dile getirirseniz sizin için zorluk yaratılıyor mu? Dile getirdiniz mi herhangi bir ulusal kanalda?

    sayg,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Burada yazdığım konuları genellikle NTV de her sabah 9.15 - 9.50 arasında yorum yaptığım Geri Sayım Programında dile getiriyorum. Mesela bu yazıyı aynen anlattım.

      Sil
  52. Her zamanki gibi hem öğretici hem de eğitici.Ellerinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  53. Torba yasa
    antidemokratik ama onunla da yetinmediler.
    ohal KHKları onu da aratır oldu.
    Sırada da ferman olsa gerek.
    Bir cumhuriyet nasıl monarşiye dönüşür.yaşayarak tecrübe ediyoruz.

    YanıtlaSil
  54. Geri kalmaya alıştık gerçi ama kısa zamanda çok geri kalmak bizim için bile son 3-4 yılın hikayesi.

    Geçmiş yazılarınızı şöyle baştan tekrar inceleyince şunu fark ettim: Memleketin hali gereği ister istemez kötü şeyleri okumak zorunda kalıyoruz.
    Hayatın güzel, aydınlık yüzüne dair bir yazı yazarsanız en azından bloğunuzda zaman geçirirken aklımızda bize umut veren bir şeyler kalabilir.
    Hem sizin için hem de biz okuyucular için ufak bir tavsiye olsun.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  55. Hocam üniversitelerde konferans veriyor musunuz? Maliye 4. Sınıf öğrencisiyim üniversitemize gelmenizi çok isterim. Saygılarımı sunarım.

    YanıtlaSil
  56. iktidara hizmet etmeyen yasa yasa değildir.Bugünkü anlayış bu...Dikta rejimlerinde yasa mı olur?RTE'nin her talimatı yasa hükmünde değil mi?

    YanıtlaSil
  57. Hocam altın tahvili de ilgi görmezse sıranın bankalardaki mevduatın belirlenen bir yüzdesini varlık fonuna aktarmaya geleceği rivayet ediliyor. Bunu söyleyen arkadaşa yok artık Barbaros Hayrettin Paşa desem uygun düşer mi?

    YanıtlaSil
  58. Hocam yazı için çok teşekkür ederim. Kaleminize sağlık.

    Bugün dokardaki ve eurodaki sert yükseliş yani TL'nin değer kaybetmesi ve bu kadar kırılgan olması bize irta vadede ne gibi riskler sunar?

    Yurtdışında iş yapmaya yönelmek gibi bir fikrim var. Yurticine çalışıyorum şuan.

    YanıtlaSil
  59. Hocam kapitalizmin nasıl işlediği ile ilgili ne tür kitaplar önerebilirsiniz?

    YanıtlaSil
  60. Hocam bu makalenizin ilk iki paragrafını you tube kanalımızda videoya okuyup, alt açıklamada yazının linkini vermemizin problem olmayacağını umuyor sizden bu konuda olur bekleriz. Çalşımalarınızda kolaylıklar dileriz. saygılarımızla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi