Umut Her Zaman Vardır

Yaşam dümdüz bir çizgi gibi değildir, inişler ve çıkışlarla devam eder gider. O inişlerde ve çıkışlarda umutlar, umutsuzluklar, başarılar, başarısızlıklar, hayaller, hayal kırıklıkları vardır. Bazen insan umutların tümüyle tükendiğini hisseder ve kendisiyle ilgili ciddi kararlar alır. Başka bir işe başvurmak, başka bir kente göç etmek, hatta başka bir ülkeye gidip yerleşmek gibi. İnsan umudunu yitirdiğinde yaşamının anlamı da kalmaz. Onun için umut bitmez, ama ileride yeniden canlanacağı ana kadar geçici olarak tükenme aşamasına gelebilir.   

Hukuka, bağımsız yargıya, işlerin düzelebileceğine olan umudumuzu yitirdik. Umutlar tükendi. Son ana kadar hala bir hukuk kırıntısı kalmış mıdır acaba diye bekledik. Kalmamış. Bana hep sordu gençler: “Hocam hala umutlu musunuz?” diye. Ben de hep aynı yanıtı verdim: “Umut her zaman vardır.” Liseleri ziyarete gittim, gençlerle ekonomi ve sosyal sorunlar üzerine sohbet ettim. Çıkarken çoğu yanıma gelip “yabancı ülkelere nasıl vatandaş olunabileceğini” sordu. Her seferinde “bunu asla düşünmeyin, gidip oralarda okusanız bile ülkenize dönmeyi burada bu topluma yararlı olmayı düşünün” dedim. Bir seferinde arkamdan bir kız öğrencinin arkadaşlarına “iyi adam ama biraz eski kafalı, yabancı ülkelere vatandaş olmayın diyor” dediğini duydum.

Burası bizim ülkemiz, başka Türkiye yok. Gün gelir umutlar tükenmiş gibi olur ama gün gelir umutlar yeniden doğar. Ben böyle zamanlarda hep Mustafa Kemal’i düşünürüm. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında kafası ve yüreği Türkiye’yi işgalden kurtarmak ve çağdaş uygarlığı yakalayabilecek yepyeni bir ülke kurmak fikriyle doluydu. Oysa koşullar berbattı. Nutuk’un o günün koşullarını anlatan açılış cümlelerini okuduğunuzda aynı gemiyle niçin İstanbul’a dönüp bu işlerden vazgeçmediği düşüncesi yanıp söner kafanızda. Oysa o bunu aklına bile getirmeden umudunun peşinden gitti.  

Bugün tarikatların, saçma sapan derneklerin, din bezirganlarının elinde Atatürk’ün çağdaş uygarlık idealinden kopmuş görünen bir ülke var. O gün de öyleydi. Koskoca bir imparatorluk Sevr Antlaşmasıyla kıskaca alınmış, bir zamanlar yönettiği Yunanistan’ın işgaline uğramış, umudunu yitirmiş bir konumdaydı. İnsanlar parça parça bir yerlerde çete savaşı veriyor olsa da toplum, genelde umudunu yitirmiş, kaderine razı olmuş, Sevr’in çizdiği daracık sınırlara sıkışmayı bekler havadaydı.  

Türkiye bu sıkıntıları, saçmalıkları, bilim dışılıkları aşacak güce sahiptir. Bugünler geçecek. Hukuk yine üstün olacak, yargı bağımsız olacak, erkler ayrımı yeniden gerçekleşecek, medya yine doğruları yazabilecek, üniversite safsata yerine yine bilimle uğraşmaya başlayacak hiç merak etmeyin. Benim merak ettiğim bir tek şey var: Kaybettiğimiz zamanı geri kazanabilecek miyiz? Çünkü Osmanlı’nın 18’inci yüzyılda kaybettiği aydınlanmayı biz kısmen ancak 20’nci yüzyılın başında Atatürk Devrimleriyle yakaladık. Ve ne yazık ki 21’inci yüzyılın başında onları yine kaybettik. Kaybettiğimiz zamanda başkaları farkı açtı gitti, biz hala orucu nelerin bozduğuyla uğraşıyoruz.  

Bütün bu karamsar görüntülerin umutları tükenme noktasına getirdiği doğrudur. İnanılmaz bir beyin göçü dalgası yaşandığı da doğrudur. Her şeye karşın umut her zaman vardır.

Umudun tükenmiş göründüğü an, yeni umutların doğmaya başladığı andır.  

Yorumlar

  1. Mahfi Bey, ne güzel ifade etmişsiniz. İyi ki varsınız🙏.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle güzel özetlemissiniz ki elinize yüreğinize sağlık siz hep düşünün siz hep yazın
      Sevgi ve saygıyla

      Sil
    2. Türkiye'deki en büyük problem "SÖZDE MÜLTECİ" problemidir.

      Ekonomi bir kaç yıl sonra bir şekilde düzelir. VATAN SAĞOLSUN!
      Ama ülkenin sosyal yapısı bozuldu mu düzelmez.

      Ortadoğu gibi tehlikeli bir coğrafyada sosyal yapının bozulması "ATOM BOMBASINDAN" daha tehlikelidir.

      Kayıt dışı rakamlarla toplam "10 Milyon" mülteci gelmiştir. Ve çok hızlı doğurmaktadırlar.
      Eğer topraklarımıza kalıcı olarak yerleşirlerse bunun "GERİ DÖNÜŞÜ" yoktur.

      Söylediklerim "IRKÇILIK" değildir, "VATAN SAVUNMASIDIR"

      Saygılarımla,

      Sil
    3. Her gelişmiş ülke , az gelişmiş ülkelerden göç alır. Önemli olan bu göçmenlerin adapte olmasıdır. Geç bunları ..bana başka sorunlarla gel..

      Sil
    4. Adsız 10.51 harika bir şekilde durumu özetlemiş.sen adsız 19.50 ne zamandan beri gelişmiş ülke konumundayız.yaz da biz de öğrenelim.adapte olmasıymış. Hayatında kaç arap tanıdın sen. Nasıl bir sosyolojik yapıları olduğu biliyormusun. Boş boş ahkam kesen güruhtansın sen de.

      Sil
    5. Adsız 19:50 Kendi cevabını vermişsin zaten.

      "Gelişmiş ülkeler" göç alır demişsin.

      Türkiye "gelişmekte" olan ve "fakiri bol" olan bir ülkedir.

      Kaldı ki o göç alan "Amerika" ve "Almanya" gibi iş imkanları bol olan süper güçler de kontrollü olarak göç almaktadırlar.

      Hem aldıkları kişinin "kim olduğuna bakarlar" hem de "belirli sayıda" alırlar.

      Biz bir "YABANCI ÜLKEYİ TOPTAN" içimize aldık. "Kayıt dışı rakamlarla 10 milyon".
      Ve çok hızlı doğuruyorlar.

      Ve kim olduklarına bakmadan kontrolsüz bir şekilde aldık.

      Bunlar uzun vadede Türkiye nüfusunun büyük bir kesimi olacaktırlar.

      Bu kadar kişiyi adapte edemezsin.

      "ONLAR SENİ ADAPTE EDER."

      Sil
  2. Hocam yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Ferdi bazda çok sabırsız insanlar olmamıza rağmen toplum.sozkonusu olunca son derce sabırlı davranış sergileyen biz Turkler;tarih boyunca umudun bittiği sanılan nokta da yeni ufuklara yelken.acmisizdir.Saygilarimla.hocam.

    YanıtlaSil
  4. Hocam kaybettiğine inananları toparlamak adına güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Ancak bence zamanı iyi olmamış. Zira, bugün yukarıda saydıklarınızın tamamının gerçekleşeceğine dair işaretlerin ortaya çıktığı ilk gün, umutların yeniden yeşerdiği ilk gün... Bu satırları yazdığıma inanamıyorum ama gerçek bu!

    YanıtlaSil
  5. "Umut tehlikelidir. Umut bir insanı deli edebilir. Bu iyi değildir."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umutsuz dahi olacağınıza umutlu deli olun daha iyidir.

      Sil
    2. Hocam, yürekten katılıyorum. Umutsuz yaşanmaz. Zaman alacak olsa da, 13 yaşındaki delikanlının söylediği gibi; "HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK."

      Sil
  6. Kaleminize saglik saygideger hocam.

    YanıtlaSil
  7. Amaç vatandaşa hizmet ise neden belediye secimle iş başına gelir ? O bu ne fark eder? İşinin ehli olsun yeter..Bence belediye yöneticileri aynı valiler gibi bu işin bilimsel boyutu ile yetişerek yonetime gelmeli...nasıl bir vali veya büyük elçi yıllarca fakülte tahsili sonrası ülkenin çeşitli yörelerinde çalışarak deneyim kazanarak hatta yurtdışı uygulamalarını görerek yetisiyorsa aynısı belediye için de geçerli olmalı..o, bu önemli değil yeterki yetişmiş vizyon sahibi biri olsun..bunlarla vakit kaybetmenin anlamı yok..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O işler öyle olmuyor. Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir.

      Sil
    2. Şimdi amaç hizmet mi demokrasi mi? Demokrasi her zaman insana hizmet etmiyor maalesef ama bilim büyük oranda insana hizmet ediyor..Marsta topraksız tarım projeleri sürerken bizim beşik sallana dursun madem :)

      Sil
    3. Kahvaltılık peynirinizi, tanımladığınız kaynaktan almak zorunda olmayı ister miydiniz?
      Sizin tanımladığınız niteliklere sahip devlet memuru olarak tsnımlanan kişilerden yıllardır hizmet alıyorsunuz ve anladığım kadarı ile hayatınızdan memnunsunuz..

      Sil
    4. En azından seçim,parti siyaset gibi sacma maliyetlere katlanmiyorum...

      Sil
    5. Atanan emir kulu muamelesi görüyorsa vasfının önemi yoktur oradan oraya atanır durur atayana itaat birincil terfi sebebidir aksi uygulama gören duyan varsa toplumu bilgilendirsin.

      Sil
    6. "Unknown24 Haziran 2019 14:59
      Atanan emir kulu muamelesi görüyorsa vasfının önemi yoktur oradan oraya atanır durur atayana itaat birincil terfi sebebidir aksi uygulama gören duyan varsa toplumu bilgilendirsin."
      Tümüne Net Katılıyorum.

      Sil
    7. Yalnız bizim valilerimizin işin bilimsel boyutunu öğrenerek iş başına geldikleri su götürmez bir gerçek :)))

      Sil
  8. son nefesimizi verene kadar umut her zaman vardır... hatta verdikten sonra...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MELEKLER VE ŞEYTANLAR FİLMİNDEN BİR SAHNE

      Peder Camerlengo(Papa Vekili): Tanrı’ya inanıyor musunuz?

      Robert Langdon(Simgebilimci-Akademisyen-Yazar): Peder,işin doğrusu benim inancıma göre din eğer ...(Peder araya girerek sözünü keser)

      Peder Camerlengo: İnsanların Tanrı hakkında dediklerine inanıyor musunuz demedim.
      Tanrı’ya inanıyor musunuz dedim.

      Robert Langdon: Ben akademisyenim...
      Ve aklım bana,
      Tanrı’yı asla anlayamayacağımı söylüyor.

      Peder Camerlengo: Ya kalbiniz?

      Robert Langdon: Anlamam gerekmediğini...
      İnanç bir armağan.
      Ve ben bunu daha almadım.

      (Angels&Demons,2009)

      Sil
  9. Hocam Atatürk döneminden sonraki aydınlanma ne acaba 21. Yüzyılın başlarına kadar var demişsiniz de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değişim Sürecinde Türkiye kitabımı okursanız orada uzun uzun anlattım. Buraya sığmaz.

      Sil
  10. Hocam, bizlere umut veriyorsunuz. Kitaplarınızla bilgileniyoruz. Çok teşekkürler, selamlar.

    YanıtlaSil
  11. Yeni neslin uyanması gerekiyordu diye yaşandı bunlar Mahfi hocam. Bir musibet bin nasihatten evladır. Biz yaşayana kadar adaletin olmamasının nasıl bir şey olduğunu bilemezdik.

    YanıtlaSil
  12. Tebrikler hocam, çok güzel bir yazı olmuş gene..

    YanıtlaSil
  13. Muhteşem olmuş Mahfi Hocam, kaleminize sağlık. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  14. Yaklaşık bir ay kadar önce Gaziantep'de sizi dinlerken sırf birilerine yaranma uğruna size kendinden emin siyasi bir soru sorarak sizi köşeye sıkıştıracağını zanneden birine verdiğiniz bir cevabınızı unutamam.Verdiğiniz cevap sizin gibi düşünseydim burda yani sahnede olmaz senin yerinde otururdum demiştiniz.Ayrıca tesbitleriniz on numara teşekkürler Bilge İnsan...

    YanıtlaSil
  15. Çok güzel yazmışsınız bu yazı bile umut veriyor. Bizdeki azimle ilimde ve bilimde de ilerleyeceğiz inşallah

    YanıtlaSil
  16. Muhteşem bir yazı Mahfi Hocam, kaleminize sağlık, var olun..Teşekkürler

    YanıtlaSil
  17. Hocam umut bazen de aramaya gerek kalmayacak kadar yakındır. Umut kendimizin ta kendisidir. Bir gün sizin gibi bir umut olma umuduyla :)

    YanıtlaSil
  18. Atatürk devrimlerini devam ettirebildiğimiz ölçüde kaybettiğimiz zamanı geri kazanabiliriz..Ama hiç bir sağcı iktidar yapmaz bunu..

    YanıtlaSil
  19. Mahfi Bey, "şimdi bu soruyu soracak zaman mı?!" diye alınganlık göstermezsiniz umarım:

    Seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra, Dolar/TL kurunda, dikkatleri çekecek düzeyde dalgalanma olmamasının sebebi ne?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü iktidarın ne yapacağını kimse bilmiyor.

      Sil
  20. Hocam yazınızı tebrik ediyorum.Güzel bir yazı olmuş.Bizlere umut veriyorsunuz.

    YanıtlaSil
  21. benzer durumlarda bizim cografyamizdakilerde otoriterlesme devam edip yonetim bicimi halini almisken sizce bizi ne ayiriyor? neden boyle umutlu olabiliyoruz sizce? Ataturk'un bizi bilimin yoluna soktugu icin mi? ya da Ataturk gibi kişileri cikarabilen ozgur kulturumuz mu var? gecenki cografya kader midir yazinizla baglantili olarak soruyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz bu zor soruları yanıtlamak için çok erken.

      Sil
  22. Hocam elinize sağlık. Çok güzel yazmışsınız. Bu ülkenin artık kaybedecek vakti yok.

    YanıtlaSil
  23. Değerli hocam, Bu günlerde Teoman Ergül'ün Vahideddin-Mustafa Kemal Ekseninde Milli Mücadele adlı kitabını okuyorum.Mustafa Kemal'in o en zor anlarda bile hiç umudu kaybetmediğini düşünürsek, bugün bizlerin umudu kaybetmeye hakkımız olmadığı çok açıktır. Seçim sonuçlarının netleştiği bu saatlerde sizin yazınızı okumak hem sevincimizi artırdı hem umudumuzu pekiştirdi.Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  24. Hocam bu güne özel süper bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Evet umut olmadan olmuyor ama, işte asıl sorun zaman kaybı, onu nasıl telafi ederiz, geçen her güne yazık oluyor :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun evet ne yazık ki çok zaman kaybımız var.

      Sil
  25. Hocam unutmamak gerekir ki Atatürk de bir osmanlıydı. Bir Osmanlı paşasıydı. Yani bu ülke çareyi yine kendi içinden çıkarmıştır. Bu nedenle son nefesimize kadar bu ülke için çalışmalıyız. Gençler yurt dışında bir Türk olarak yaşamanın ne kadar zor olduğunu bir bilseler...

    YanıtlaSil
  26. Emeğinize sağlık hocam tebrik ederim süper ötesi doğru tespitler.

    YanıtlaSil
  27. Alıp duvara aşacak kadar dolu bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık ...

    YanıtlaSil
  28. Hocam, İstanbul ne kadar önemli bir şehirmiş yahu. Siyasetin akışını değiştiren bir şehir.

    Tarihten bugüne...

    YanıtlaSil
  29. Hocam içimizi okuyorsunuz adeta..Bizim yazamadıklarımizi dile getirmişsiniz..Teşekkürler

    YanıtlaSil
  30. Umudu hep birlikte yeşertelim. Yüreğiniz e sağlık.

    YanıtlaSil
  31. Sayın Eğilmez,

    Kemal Kılıçdaroğlu'nu yer yer eleştiriyoruz ama stratejik düşündüğünü, hamlelerinde ısrarlı olduğunu söylemek gerekir.

    2 yıl önceki "Adalet Yürüyüşü"nden bugün buralara geldik. Daha yolumuz var... #HerŞeyÇokGüzelOlacak

    "Kısa vadeler birleşe birleşe uzun vade olur..." (Mahfi Eğilmez)

    YanıtlaSil
  32. Atamızın sözü "Geldikleri gibi giderler".

    YanıtlaSil
  33. Şaheser bir yorum. Saygılar Mahfi Bey. Biraz da olumlu düşünelim, insanlara güzel hayaller kurdurmak çok güzeldir. O hayaller bir gün gelir gerçek olur.

    YanıtlaSil
  34. 20 Ekim 1927:

    Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u-zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

    23 Haziran 2019:

    #HerŞeyÇokGüzelOlacak

    YanıtlaSil
  35. Mahfi bey yazınız güzel yazdiniz Atatürkçü düşünce göruslerinizede saygı duyuyorum ama biz hala orucu nelerin bozduguyla uğraşıyoruz gibi bir cümle sizin gibi tahsilli birine hiç yakışmıyor ibni Sina Farabi ibni Haldun gibi dahiler orucu ne bozar ve yanında ilimle uğraşmışlar yani insan neden tek kanatlı olsun çift kanatlı olmak varken

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unknown 00:34 Belli ki tahsilsiz birisin.Ama burada bulunduğuna göre senin için de umut var demektir.Mahfi bey'e neyin yakışıp neyin yakışmadığını söylemek haddini bilmezliktir.

      Sil
  36. Hocam aşırı taraflı yazıyorsunuz. Hep yönetilenler için umut olduğunu yazmışsınız. Sizi esefle kınıyorum. Ya yönetenler için umut. Onlar ne olacak. Onlara hiç umut vermemişsiniz. Sizi tarafsızlığa davet ediyorum :)

    YanıtlaSil
  37. yazınızı okurken inanın gözleri doldu.tam duygularıma tercuman olmuşsunuz.tabiki ıskaladıgımız çokşey ve kaybettiğimiz çok zaman var.umutlu olmak için çok nedenmiz var.bu nedenleri hatırlattıgınız için çok teşekkürler.iyiki varsınız.

    YanıtlaSil
  38. Doğru zaman gelene kadar biz çalışmaya devam edeceğiz hocam

    YanıtlaSil
  39. Hocam bu millet hala orucu neler bozuyor diye soruyorsa bunun sebebi şu anki hükümet midir? Bu ülkeye kim iktidar olursa olsun bu insanlar değişmez kendini eğitmeyi bilmeyen çabalamayan bir toplumu hangi hükümet düzeltebilir ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanları bilime yöneltirseniz bu da değişir.

      Sil
  40. Hocam kaleminize, yureginize saglik..

    YanıtlaSil
  41. Hocam benimde sürekli yurtdışına çıkıp oraya yerleşmek gibi düşüncelerim vardı.Fakat yazınızı okuduktan sonra düşünmeye başladım. Bu konu ile ilgili fikrim degişti. Emeğinize sağlık,çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  42. Biz yetişkinler sabretmeye çalışıyoruz ancak gençlerin zaman kaybetmeye tahammülü yok, haksız da değiller.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bilimle uğraşacaklar ve çok çalışacaklar.

      Sil
  43. Mükemmmel bir yazı, tebrik ve teşekkürler.

    YanıtlaSil
  44. Keşke hayatın tekrarı olsaydı

    YanıtlaSil
  45. Hocam sizi çok seviyorum, yazılarınıza severek okuyorum ancak konuyu neden dine getirdiniz anlamış değilim. Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, İslamiyet insanlara ileriye gitmeyin evde kös kös oturun demez. Fatih sultan Mehmet’in ne kadar entelektüel bir insan olduğunu siz bende daha iyi biliyorsunuzdur. Geri kalmamızın tek sebebi dini tartışmalarmış gibi göstermişsiniz de o yüzden yazdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında konuyu dine getirmiş değilim. Konuyu din bezirganlığına getirdim. Kimsenin inancına en ufak saygısızlığımız yok. Ama dini siyaset amacıyla ya da çıkar amacıyla kullanan ve kullandıranlara da zerre saygımız yok. Bir kez daha okuduğunuzda ne demek istediğimi göreceğinize ve bana hak vereceğinize eminim.

      Sil
    2. İslam insanların bir cinsi olan kadınları eve tıkar, kös kös oturun der, kocanıza hizmet edin der.
      Nasıl bir kafa bu?

      Anladık FSM entellektüel bir insandı, da kardeşim 500 yıl önce yaşamış bir sultan çocuğu o kadar da olsun. Çöplükte parlayan mücevher gibi mübarek.

      Sil
    3. İslamı yüceltmek istiyorsan bilim’le olacağını bil. Tersini yapmak istiyorsan din bezirganlığıyla uğraş. Fetö’yü ve onu yüceltenleri ve bu oluşumun toplumumuza olan zararlarını hep birlikte gördük. Can verildi, meclis bombalandı. Kendi meclisinizi bombalamak, tarihimizde büyük bir kara lekedir. ( Bu arada FETÖ ile mücadele yapıldığına inanıyor muyum? Cevap: 1 hafta önce HDP Millet İttifakını destekliyor diye zillet ittifakı dediler, 3 gün önce ise APO’nun kardeşi devlet televizyonuna çıkarıldı, birileri PeKeKe dedi. Yani inanmıyorum, son an’da FG yine tersi biçimde yüceltilebilir. Rüzgara göre davranılıyor, öz’e göre değil)

      Sil
  46. Çok güzel bir yazı.Elinize sağlık hocam.Yazınız aklıma unutulmaz bir filmden unutulmaz bir repliği getirdi."umut iyi bir şeydir,belki de en iyisi.ve iyi şeyler asla ölmez" Shawshank redemption

    YanıtlaSil
  47. “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”
    Mustafa Kemal Atatürk

    YanıtlaSil
  48. Çok güzel bir yazı Mahfi Bey.
    Beni çok duygulandırdı.
    Umudun ne ne demek olduğunu,bana tekrar hatırlattınız.
    Elinize,emeğinize sağlık...

    Çok büyük bir umutsuzluktan,nasıl bir umut çıkarılabileceğini anlamak istiyorsak,sanırım en iyi adres Mustafa Kemal’dir.
    Onun yaptıkları,mücadelesi ve bu millete olan sevdasıdır.
    Önce kendi “makûs talih” ini yenmiş,sonra da koca bir milletin makûs talihini.
    Makûs talihini yenmek için savaşan bir millletin,en büyük umudu olmuştur.
    İşte tam da bu nedenle;Mustafa Kemal demek umut demektir...

    Şimdi bizim okuyup anlamaya çalıştığımız tarih,aslında biraz masal tadındadır.
    Çünkü o gerçeği yaşamadan anlayabilmek,çok kolay bir iş değildir.
    Bu anlamda okullarda anlattığımız Mustafa Kemal’e ve tarihe hiç girmeyeyim isterseniz.
    Suya yazılan yazı gibi bir şey çünkü...

    Attila İlhan,Hangi Atatürk kitabının önsözünde,bu durumu şöyle anlatır:

    “...Bunun ne müthiş bir dönüşüm olduğunu(Osmanlı Tebaası’ndan,Türk Milleti’ne dönüşüm sürecinden bahsediyor.), gençlere nasıl anlatacağız?Acaba şöyle mi:
    Hangimiz başarısızlığa uğrasaydı,Mustafa Kemal’in sırtında beyaz gömlek,’hain’ diye asılacağını doğru dürüst düşünmüştür?
    İnkılâp tarihimiz,İstanbul Hükümeti’ni daha başından Ankara’ya mahkûm gibi anlatır.Tarihen böyleydi ama,fiilen değil.Hele ‘hukuken’,asla!Devlet ve hükümet,İstanbul’dur;Mustafa Kemal ise,merkezi,üstelik teokratik bir otoriteye başkaldıran bir ‘asi’.
    İdamına fetva çıkması,yarım yüzyıl sonra,bize tatsız bir şaka gibi mi görünüyor?Dürrizade’ye öyle görünmüyordu.Hele Vahdettin’e hiç!Çünkü o,’meşruluğunu’ var olan iktidarın yasa ve fermanlarından almıyordu,tarihten ve halktan alıyordu.Bütün büyük devrimciler de öyle yapmışlardı....”

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlı tebaası milyonlarca ölü verdikten sonra bu cumhuriyeti kurabildiler.
      Gidecek başka yerleri kalmamıştı.

      Atatürk olmasaydı, ya toplu katliam ya da sömürü ile kimliğini unutmuş fakir, huzursuz, sorunlu bir toplum olurdu.

      Sil
  49. Merhaba üstad. Çok güzel yazı olmuş. Ben de bir kaç şey eklemek istedim. 1917 Ekim Devrimi'nden İstanbul'a kaçan bir avuç Rus (1000'lerle ölçebiliriz sayıyı) İstanbul'a o dönem o kadar güzel bir etkide bulunmuştur ki. Florya'da denize girmemizin, ya da genel olarak mayo giyip denize girmemizin, Beyoğlu'nun bir sanat ve kültür merkezi haline gelmesinin sebebidir bu bir avuç rus. Şimdi bakıyoruz, umutlarımız o kadar azalmışken, milyonlarca suriyeli, afgan, pakistanlı vs ülkemizde cirit atıyor. çoğu müslüman olmayanın kafasını kesicek zihniyette insanlar. biraz eşelersek kafalarını, malesef gerçek bu. Bir avuç rus bu kadar iyi etki yapmışken milyonlarca bu tarz insan nasıl bir etki yapar? Yazık oldu ülkemize, gerçekten. o yüzden kaçıp gitmek isteyenlere kızmayın üstadım. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Kimseye kızdığımı yok. Bu, herkesin kendi kararı kuşkusuz. Ama insan aradan yıllar geçtiğinde ana babasının, kardeşlerinin yaşadığı vatanını özler. Kaçarsak katkımız olamaz. Kalıp burada aydınlanmaya katkı vermemiz gerek. Ben sadece bunu desteklemeyi amaçladım.

      Sil
    2. Yok hocam, özledikleri falan yok, merak etmeyin. Gayet iyiler. Ordaki insanlara topluma katkıları oluyor, Türkiye ye olmuyor. Ana baba kardeşlerini de topluyorlar zamanla.

      Ben Kayseriliyim, çocukluğum gençliğim orada geçti. Güzel ve yeşil kayseri'nin nasıl bakımlı!! ve beton dolu kötü bir şehir olduğunu sene sene yaşadım. Yine de Kayseri benim için can memleketim idi. Zamanla dedelerim ve büyüklerim vefat ettiler. Onlar olmayınca, şehrin bir değeri kalmadı. 8 sene olmuş hiç uğramayalı, artık özlemiyorum bile.

      İsviçre de dolanırken aklıma kayseri gelirdi, evler, yeşillik, evlerin yanındaki ahırlar ile ...
      Şimdi öyle bir kayseri yok. Eski Kayserinin yeşillikli bahçeli evleri yıkıldı, yerlerine 6 katlı betonlar dikildi. Ben çocuk iken, kayseri meydandan havaalanına kadar bisiklet ile rahat gider gelirdim, kaldırımlardan veya yol kenarından. Şimdi ben gidemiyorum, gidebilen çocuk da görmüyorum.

      Sil
  50. Ey Türk gençliği diye başlayan reisin gençliğe hitabeti geldi aklıma. Ama kaybedilen zaman..işte onun telafisi yok..

    YanıtlaSil
  51. merhaba hocam, umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır demiş nietzsche, sanırım kritik nokta dayanabilme eşiğimiz

    YanıtlaSil
  52. Ağlattınız beni hocam, ne güzel özetlemişsiniz. İnsan yaşadıkça, umut her zaman vardır.

    YanıtlaSil
  53. http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/volkswagen-turkiyeye-fabrika-mi-kuracak-41253249

    Lütfen yukarıdaki haberin şinkine bir göz atınız!

    Ben Volkswagen firmasının yöneticilerini anlamakta hakikaten zorlanıyorum.
    Bu fabrika kurma meselesi,yıllardır konuşulur.
    Ama son yıllarda,firmanın yeni bir fabrika kurmak için yaptığı arayışa,yine Türkiye’de dahil oldu.

    Türkiye gibi bir jeopolitiğe sahip bir ülkeye yatırım yapmayacaksınız da,nereye yatırım yapacaksınız?

    • Uluslararası firmaların Türkiye’deki otomotiv yatırımlarının geçmişi ve büyüklüğü ortadayken,

    • Bu alandaki iş gücü tecrübesi ve bilgi birikimi ortadayken,

    • Türkiye’nin,Volkswagen firmasının ürettiği tüm markalara olan talebi ve geçmiş satış rakamları ortadayken,

    • Yakın gelecekte Türkiye’nin,dünyanın en önemli ticaret yolunun tam ortasında olacağı biliniyorken,

    • Ve Türkiye,her açıdan bu kadar ucuzlamışken,

    O fabrikayı nereye kuracağınızı halâ düşünüyor musunuz?!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaşım, Volkswagen CEO sunu twitterdan mention la ve mesajını direk ona ver.
      Olmazda direk mesaj at.

      Adamlar bu tarihi fırsatı kaçırmasınlar. Belli ki birileri CEO yu kandırıyor. Bunun mücadelesini verirseniz, ülkemiz size minnattar olucaktır.

      Sil
    2. havuzlaşmış hürriyeti mi referans alıyorsunuz hala..

      Sil
    3. bence dw’de çalışan Nevşin Mengü’ye yaz.o söyleyiversin.alaman kanalı ya

      Sil
    4. Her seçim öncesi bu VW haberi işe yarardı, bu sefer yaramadı demekki,
      neyse seneye belki yine başganlık seçimi olur, o zaman bi daha denerler,
      kim bilir tuttururlar o zaman.

      Sil
    5. Hürriyet’te kalan yazarlar eski Hürriyet’in anısına oradan ayrılıp, Yeni Hürriyet gazetesinde yazmalılar. Hürriyet bir nevi Takvim oldu. Okumuş, görgülü insanlar Hürriyet ve Milliyet’in yerine başka bir gazeteyi onurlandırın.

      Sil
  54. Atatürk yüzyılda bir dünyaya gelen dahinin bize uğramasıdır. Atatürk candır. Hatay meselesini çözmek için canını vermiştir. Son 1 yılı hep bunun stresi ve yorgunluğuyla geçtiği için.

    YanıtlaSil
  55. Ne kadar güzel bir yazı olmuş hocam emeğinize sağlık, iyi ki bu ülkede sizin gibi değerlerimiz var.

    YanıtlaSil
  56. Sayın hocam yazılarınızı sürekli takip eden biriyim çok güzel aydınlatıcı yazılar yazıyorsunuz bu yüzden teşekkür ederim ama orucu nelerin bozup bozmadığıyla ilgili son cümlenizi size yakıştıramadım ben bilimselliğe ve liyakata saygı duyan ve bunları savunan biriyim ama aynı zamanda islam dinine uygun yaşamaya çalışıyorum oruç da islamın 5 temel şartından biri ve bunu nelerin bozup bozmadığına önem vermemiz sizce de son derece doğal değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki doğal.Ama siz babanıza ikide bir nasıl yemek yeneceğini sorar mısınız? Sormazsınız çünkü bunu öğrenmişsinizdir ve uygularsınız. Oruç da böyledir. Nelerin bozup bozmadığı çocuk yaşlarda öğrenilir ve uygulanır. Sürekli bunları gündemde tutmak ise bence dine değilse insan zekasına hakarettir ve zaman kaybıdır. El oğlu Mars'ta koloni kurma peşinde almış bilimi gitmiş.

      Sil
    2. Unknown, akşama kadar aç kalmanın neresini öğrenmek gerekiyor? Ben ateistim, islam ı çok iyi bildiğim için Ateist oldum. Size tavsiyem dininizi biraz daha iyi öğrenin, bilim ile islam bir arada olmaz.

      Sil
  57. Merhaba Hocam,
    İfadelerinize katıldığım noktalar, ümitvar olmamız gerektiği ile ilgili cümleler.
    İncindiğim noktalar kuru ile yaşı birbirine katmanız zira din bezirganları gibi ifadeler on yıllarca inancı gereği tesettürlü giyim tercih eden kadınlar için bile kullanıldı.

    Son olarak şok yaşadığım ifadeler var. Örnek: Hukuk yine üstün olacak, yargı bağımsız olacak, erkler ayrımı yeniden gerçekleşecek, medya yine doğruları yazabilecek, üniversite safsata yerine yine bilimle uğraşmaya başlayacak hiç merak etmeyin.
    Türkiye'de Cumhuriyet'ten beri hiçbir zaman yargı bağımsız olmadı, erkler ayrımı gerçekleşmedi, medya hep tarafgirdi, doğruları yazdığı dönem oldu mu bilmiyorum, üniversiteler hep safsata ile uğraştılar, düne kadar da bilimi bırakıp başörtüsü yasağı dediler, hem de intihalci rektörler tarafından yapıldı ve hep Atatürkçülük kamuflajı altında. Bugünkiler de din kamuflajı altında bilimden uzaklaştı. Ne onlar Atatürkçü idi ne bunlar dinine hizmet ediyor. Yani eskiden de bozuktu, şimdi de bozuk.
    Ama ümitvar olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu konuda size katılıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu değerlendirmeye tamamen katılıyorum.
      dünyada faşizmin ve kominizmin geçerliliğini kaybetmesinden sonra yaşadığımız dönemde liberal demokrasi" hakimiyetini, altın çağını yaşıyoruz.
      hala liberal demokrasiye uyum sağlamaya çalışan 3. dünya ülkeleri var.
      ama gelişmiş ülkelerde bu yönetim modelinin de geleceği yönetemeyeceği tartışılıp alternatif modellere kafa yoruluyor.
      hocamızın da bu romantik popülizmi bırakıp daha ileri modelleri araştırması ve paylaşmasını bekliyoruz.

      Sil
    2. üniversitemiz, medyamız çok iyi değildi tamam ama iyi yoldaydık. ilerleme kaydediyorduk. Bunu görmezden gelemezsin. Şu anda ise Cumhuriyet öncesi dönemden bile kötü hale geldik. En az 100 yıl kayıp oldu.

      Sil
  58. Mahfi bey

    Ekrem İmamoğlu seçildi.

    Peki,

    Ekonomideki kötü gidişatı düzeltmek için çalışmalar yapmazsa, "nasıl olsa benim siyasi düşüncemden biri, sesimi çıkarmamayım, susayım" mı diyeceksiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde böyle bir şey olmaz. Kim yanlış yaparsa eleştirir, doğruyu yapması için anlatırız bildiğimizi. Bu babamın oğlu da olsa böyledir. Ama Ekrem İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanı oldu diye ara ve maliye politikasını değiştirecek, doğru ekonomi politikaları uygulayacak ve ülkeyi krizden çıkaracak konuma ulaşmış değil. Onun sorumluluğu İstanbul'la sınırlı.

      Sil
    2. Ki, istanbul da bile belediye meclisi rakip siyasi partinin elinde...

      Sil
  59. Çok güzel şeyler kaleme almışsınız Mahfi Hocam ama artık bizim umut etmekten öte hedeflerimizi belirleyip harekete geçmemiz gerek çünkü Atatürk ilkeleri umut ederek değil harekete geçerek gerçekleştirilir saygılarımla.

    YanıtlaSil
  60. Stefan zwing gibi empati gücü yüksek analizleri tartışmasız bir yazar farklı bir coğrafyada hayatına neden son verir manasız. Umudumuzu kaybetmiyorum Allah ümidini kesenleri sevmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stefan Zweig ilginç bir zamanlama hatası yaşamış.

      Sil
  61. Ben yurtdışındayım. O beyin göçüyle gitmiş olan gençlerden biri de ben oluyorum sanırım. Banyo, tuvalet ve mutfağı 12 kişi ile birlikte ortak kullanıyorum. Beslenmemi genelde günde iki öğün yemekle idare ediyorum. Açlık sonucu enerjisizliğe rağmen günde 11-13 km yürüyorum. Burada hayatta kalma mücadelesi veriyorum kendimce. Zannediyorum ki bedenen en çok yıprandığım dönemleri geçiriyorum. Ama bu topraklara adımı attığım ikinci günde inanilmaz bir umut hissettim içimde. Bir inanç. Mücadele edersen sonunda istediklerine kavuşabileceğinin inancı. Sonunda derken öyle çok uzak zamanlardan bahsetmiyorum. Turkiyedeki gibi bir ömür değil yani. Taş çatlasın iki sene. İki sene sonra oturum kartını almış, yerel dil de öğrenmiş olursam en kötü alacağım maaş 1.200-1.400 euro. Simdi buradaki alim gucunun kalitesini, yasam sartlarini guzellemeyi bir kenara birakayim, sizler zaten fikir sahibisiniz eminim. Yorumu yazmaktaki asil amacim; mustafa kemalin idealleriyle buyumus bir gencin ulkesinde kendisini huzurlu ve guvende hissedememesi, potansiyelini degerlendirecegi bir alan olusturamamasi, ekonomik adeletsizliklerin pencesinde gereksiz bir suru entrika polemik gibi olumsuzluklara maruz kalmasi sonucu, birey oluşumunu tamamlayabilmek için ve sadece ‘insan gibi hissedebilmek’ için ülkesinden ayrılması benim için çok acı. Arada Atatürk’ün hayal ettiği genç olamadığım için kendimi suçlarım. Ama bu durum, yani benim tabiri caizse oradan kaçıp buraya gelmem tam olarak var olma savaşımla alakalı. Dile gelecek bir sürü şey var, çok doldum ama yazacak yeteneğim pek yok. Bir gün eksiden artıya çıktığımda geçmişimin olduğu topraklarda neşe ve huzur içinde gezeceğim. Ayrıca şunu da ifade etmem gerekir ki; imkan verildiginde ulkemizi ileriye tasiyabilecek bir suru parlak zihinli aydin insanlara sahibiz. Benim uzerime bir gorev duserse yapmaya hazirim. Refah, ozgur, egitimli ve ilerici bir toplum hayal eden ve bu ugurda mucadele eden herkese selam olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Can , sen yanlış yere göç etmişsin.

      Sil
    2. Kayırma olmasa, liyakat olsa bu kadar insan yurtdışına herşeye rağmen gitmezdi. RTE’nin politikalarını tavsip etmiyorum. Kendi insanlarımıza farklı düşünüyor diye bu kadar kötülük edilemez. Allah’ın rızkı herkes içindir ve bunu sadece belli bir gruba vermeyin. Nerede Hz.Ali adaleti, nerede ‘Adalet’ ve KP.

      Sil
    3. 16:57
      Neden?

      Sil
  62. Teşekkürler Hocam,

    Umut her zaman var.

    YanıtlaSil
  63. Bu yazınızla, artık, siyasete fiilen girmeye hazırlandığınızı mı anlamalıyız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazı siyasal bir yazı değil. Benim de siyasetle, bilim olarak ilgilenme dışında, uzaktan yakından ilgim yok.

      Sil
    2. Bir gün sizin gibi ADAM'ların değerini anlayabilecek ve tecrübe ve aydınlık görüşlerinizden yararlanacak iktidarlar da gelecek bu ülkenin aydınlık yarınlarına.

      Sil
  64. Sayın Eğilmez yine güzel, anlamlı yazınız için teşekkür ederim. Benim Umudum "Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı hür" gençlerdir. Bu gençlerin Yurt içinde olması veya Yurt dışında olmaları çok önemli değildir. Bazen Yurt dışındaki Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür insanlarımızın Ülkemize desteği, Yurt içindeki insanlarımızdan daha fazla olmaktadır. Hele Yurt dışındaki bu insanlarımızın bulunduğu Ülkelerde seçme ve seçilme haklarını almaları Ülkemize daha fazla faydalı olmaktadır. Yurt dışında kurulacak Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı hür insanlarımızın "Türk Diasporası" Ülkemize daha fazla hizmet edebilir. Acaba Umudum gerçekçi midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da başka bir yönü işin. Ama en iyiler yurt dışına giderse burası sıkıntıya girebilir.

      Sil
  65. Mahfi hocam.
    Atatürk ilkeleriyle Osmanlı ve müslüman kökeninimizin buluşup anlaşabileceği bir ortam oluşmazsa boşuna umutlanmış olursunuz. çünkü iki taraf da birbirini kötülüyor. her iki fikir tarafının da birbirine hoşgörü, saygı ve anlayışla yaklaştığı zaman...işte o zaman umut gerçekten vardır. syg.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Latobest,

      Türkiye fakirleştiği için şu anda iki taraf zoraki yaklaşmıştır.

      Şu anda Türkiyede geniş halk kitleleri temel ihtayaçları dışında dünya geneline göre daha önceden babalarının sahip oldukları imkanlara sahip değiller.

      Bu, farklılıkları olsa bile iki taraftan insanların da orta ve orta alt gelir gruplarına doğru gitmesidir.

      Sil
  66. sayın adsız 07:17 sanırım yanlış degerlendiriyorsunuz. Mahfi bey dine birsey demiyor.Dini kullanarak nemalanan, menfaat sağlayanları isaret ediyor.Bunlar hurafeleri referans göstererek bilim onune set cekmeye calısıyorlar. Zira varlıkları rasyonel dusunceyle celişiyor. İşte geri kalmamızın başlıca nedenini burada aramalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Bülent bey. Aynen yazdığınız gibi düşünüyorum ve onu kastediyorum.

      Sil
  67. MAHFİ EĞİLMEZ'E:

    Yakın gelecekte, sizin, yine "Erken (Genel) Seçim Geliyor" başlıklı bir yazı yazacağınızı tahmin ediyorum. Anladığınıza eminim...

    YanıtlaSil
  68. Hocam her şey çok guzel olacak diyorlar ya dolardan avrodan çıkalım mi ne dersiniz? Borsaya mı girsek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda tavsiye vermiyorum. Yazılarım makroekonomik gidişin ne yönde olacağı, bu gidişi nelerin etkileyeceği konularına ağırlık veriyor. Bundan ötesi sizin tercihlerinize kalıyor.

      Sil
  69. Uğur Gürses: "Siyasi depremden ekonomik reform çıkar mı?"

    23 Haziran seçiminde 9 puanlık farkın Ankara’da siyasi deprem etkisi yaratacağını savunan ekonomi uzmanı Uğur Gürses, bu sonucun ekonomideki derinleşen krize kapsamlı ve etkili bir program çıkaramayacağını savunuyor.

    https://www.dw.com/tr/siyasi-depremden-ekonomik-reform-%C3%A7%C4%B1kar-m%C4%B1/a-49326923

    YanıtlaSil
  70. Hocam kusura bakmayin, ac tavuk kendini bugday ambarinda sanir, derler.

    Bir secim kazanmaknguzeldir, ama uzun kardesimiz hala gorevini yapmaktadir.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu daha baslangic
      mucadeleye devam

      Sil
    2. İstanbul seçimi bir seçim kazanmak kadar basite indirgenecek bir seçim değil.

      Sil
  71. Mahfi bey, sizi ilgiyle takip eden ekonomik araştırmalarınızı yakından takip eden biriyim. Sözlerime öncelikle karanlıktan aydınlığı nasıl ulaşıldığının habercisi olan fecr vakti ile başlamak istiyorum. Zifiri bir karanlığın ardından küçük bir aydınlanma meydana gelmeye yüz tutartki biz bunu fecr olarak zanneriz ancak bu yalancı ve sahte bir fecr'dir. Ve buna Fecr-i Kâzib denir. Ancak kısa bir süre sonra gerçek fecr ortaya çıkar ki bu doğru ve hakiki olan fecr'dir. Ve buna fecr-i Sâdık denir. Türkiye'de uzun bir dönem Fecr-i Kâzib dönemi yaşandı. Neden? Çünkü bu ülkenin insanları, düşüncelerinden ve inançlarından dolayı sürekli itildi. Tüm haklardan eksik ve noksan istifade edebildi. Veya hiç edemedi. " Türkiye bu sıkıntıları, saçmalıkları, bilim dışılıkları aşacak güce sahiptir. Bugünler geçecek. Hukuk yine üstün olacak, yargı bağımsız olacak, erkler ayrımı yeniden gerçekleşecek, medya yine doğruları yazabilecek, üniversite safsata yerine yine bilimle uğraşmaya başlayacak hiç merak etmeyin". Diye ifade etmişsiniz. Ancak fecr-i kazip döneminden önceki karanlık dönemde de hukuk üstün olmadı. Yargı bağımsız olmadı. Erkler ayrı olmadı. Medya doğruları söylemedi. Üniversiteler bilim üretmedi. Ve arkasından fecr vakti sandığımız ancak gerçek olmayan ve bizlerin de umudunu ve hayallarini yıkan tüm bu kötü hasletlerin üzerine tüm inanç ve değerleri dejenere eden bir fecr- kazip dönemi başladı. Şu anki Türkiye iyi bir Türkiye değil ama önceki Türkiye de iyi bir Türkiye değildi. Şimdi aydınlığın doğuşunu müjdeleyen fecr-i sadık dönemidir. Hep beraber aydınlığa kavuşacak büyük birlik ve beraberliği inşa edelim.

    YanıtlaSil
  72. Fatih Kömürcüoğlu24 Haziran 2019 14:24

    Umut ve Umutsuzluk ikiz kardeştir. Birlikte gezerler. Birbirlerinden hiç ayrılmazlar. İstanbul seçim sonuçları %54'e umut verdi ise kalan %46'ya da umutsuzluk bahşetti. Bir sokaktaki 2 berber dükkanından birinin işleri iyi ise diğerinin ki kötüdür. Üstelik bu ülke kendi umutlarını başkalarının umutlarını çalmaya bağlamış insanların ülkesi. Kötü ve iç karartıcı mı geldi? Evet dünya kötü bir yer. Mavi hapı alıp umut dünyanızda yaşamayı seçebilirsiniz. Gerçek dünya ezen ve ezilenlerin dünyası. İnsanın insanı sömürdüğü sisteme Kapitalizm denir, Komünizm ise tam tersidir.

    YanıtlaSil
  73. Un hazır,

    Şeker hazır,

    Su hazır.

    Bunları karıp helva yapacak, nitelikli birine ihtiyacımız var.

    O kişi, Mahfi Eğilmez'dir.

    Mahfi Eğilmez, siyasete girmelidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de siyasete girmesini isterim. Yalnız mevcut siyasi iklim Mahfi Eğilmez gibi bir insanı kaldıramaz. Dürüst insanlara göre bir yer değil siyaset.

      Sil
    2. Siyaset dürüst adam yeri değil diye diye ortamı ne kadar hırsız, içten pazarlıklı tip varsa onlara bıraktınız.

      Sil
    3. Türk siyaseti, parti ayrımı olmaksızın, lidere mutlak itaat üzerine kuruludur. İnsanın kendi düşüncelerini savunması parti yapısı içinde mümkün değildir. Ben düşüncelerimi savunma hakkımın elimden alınmasına ifade özgürlüğümün kısıtlanmasına tahammül edecek yapıda yetişmedim. O nedenle bu yapı içinde siyaset benim için sadece inceleyip üzerine yazı yazacağım bir bilim dalı.
      Öte yandan siyasete yeni fikirlerle gençlerin girmesi lazım.

      Sil
  74. Osmanlı'nın son dönemini yaşıyor gibiyiz. 90 yıl sonra, evet çok şey değişti ama akılcılık, bilimsel gelişme, kültürel gelişme, insani gelişmişlik vb. bakımından sanki hala yerimizde sayıyoruz. Yine de umut olmadan yaşanmıyor. Çok güzel bir konuda görüşlerinizi paylaşıp biz aydınlatmışsınız.

    YanıtlaSil
  75. Hocam

    Dünyada bir senede alınan toplam borç ve bunun faizine dair bilgi nereden bulabilirim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeş ev ev gezip teker teker sorman lazım, başka türlü bulamazsın.

      Sil
    2. Böyle bir kayıt bildiğim kadarıyla yok.

      Sil
  76. Mahfi Eğilmez siyasete girse ve en yetkili kişi olsa ilk yapacağı reform hangi alanda olur? Tahminen kaç yıl içinde verim almaya başlarız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birbiriyle ilintili üç konuda reform yapmak gerekiyor: Hukukun üstünlüğü (en üst düzey yetkilinin halkla aynı haklara sahip olması), yargı bağımsızlığı ve parlamenter sisteme dönüş. Yürürlüğe girdiği anda verim almaya başlanır. Türkiye'ye güven artar, yabancı ilgisi artar, yerli yatırımcı yatırım yapmaya başlar.

      Sil
  77. Hiç umut yok çünkü;
    ...
    Çünküden sonra ne yazarsam yazayım boşverin,çünküden öncesini de boşverin
    UMUT HER ZAMAN VARDIR!

    YanıtlaSil
  78. “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk

    YanıtlaSil
  79. Kaleminize sağlık sevgili hocam.

    Kaybettiğimiz genç beyinler gitti, birçoğu geri dönmeyecek. Yerlerini doldurmamız için acilen modern bir eğitim altyapısı oluşturmalıyız. İnsan kaynağı her şeydir; paradan, yer altı kaynaklarından ya da politik güçten çok daha önemlidir ve etkilidir.

    Bu hususta yorumunuzu almak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukuku üstün kılın, yargıyı bağımsız yapın, parlamenter sisteme dönün, ekonomide gerekli adımları atın o insanların büyük çoğunluğu bir iki yıla geri döner.

      Sil
    2. Parlementer sistem tek meclisli oldugu muddetce sikinti tekrar yasanir.
      Dunyanin tum gelismis modern deneyimli demokrasilerinde parlementer sistem "Cift Meclislidir!"
      Yani bir Millet meclisi ve Senato olmak uzere iki meclisli parlementer sistem vardir.
      Turkiyemizin de bu konuda ta Osmanlidan cumhuriyette dahil tecrubesi bilgi birikimi ve hukuki algisi vardir.
      Senatolu Cift meclisli parlementer sistem Turkiye icin ciddi yonetimsel bir reformdur

      Sil
  80. Mahfi Bey

    "Post-truth"la ilgili görüşleriniz devam ediyor mu?

    23 Haziran'daki sonuç, "post-truth"un değiştiğiyle ilgili konuşmak için henüz erken mi?

    Şahsınızın sosyoloji uzmanlığına da istinaden, birkaç cümle yazar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok erken. Seçim sonrasında yayınlanan programlara katılanları, yorum yapanları dinliyorum şimdilik değişen bir şey yok. Ama değişecek. Yaşam, bir süre sonra gerçekleri kabul ettirir.

      Sil
  81. merabalar hocam, yazınızı beğendim elinize sağlık.
    marmara üniversitesi/sigrotacılık bölümü 2.sınıf öğrencisiyim okulumun bitmesine 2 yıl var.
    staj konusunda fikrinizi öğrenmek isterim.
    Stajımı Sigorta şirketlerindemi yapmalıyım yoksa sigorta brokerlarında mı yapmalıyım ?

    YanıtlaSil
  82. Yazdıklarınızdan şunu anlıyorum:

    "Güzel günleri birlikte yaşayacağız.

    Ama ekonomik kriz derinleşirse, ben, Türkiye'yi terk etmeyeceğim. Herkes gibi bu krizi ben de yaşayacağım. Çözüm önerilerim, bir kahramanlık hevesi değil; bilimin gösterdiği yoldur. Ekonomik acı çekeceksek hep beraber çekeceğiz, ben 'Mahfi Eğilmez' dahil."


    Doğru mu anlamışım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu yaşıma kadar çok kriz yaşadım. Her seferinde yurt dışından teklifler aldım ve gitmedim. Bundan sonra hiç gitmem. Ama çözüm için bildiklerimi bir araya getirip kendi görüşüme göre çözüm önerilerimi yazmaya devam ederim.

      Sil
  83. Hocam kaleminize sağlık güzel yazı olmuş. O zaman da umut vardı. Türkler'in Orta Asya bozkırlarından Galya'ya kadar kurduğu tüm devletler bu umutsuzluk zamanlarında ortaya çıkmıştır. Önemli olan okuyan, sorgulayan bir nesil yetiştirebilmekte. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeş, Galya ya kadar demişsin ama Atilla bildiğin kafa koparan baş kesen bir abimizdi.
      Zaten o ölünce ortada devlet mevlet kalmadı, şu tek adam çetelerini devletten saymazsak iyi olur diyorum.

      Sil
    2. Evet o nedenle eğitim reformunu (ama gerçek anlamda bilime dayalı eğitim reformunu) hukukun üstünlüğünü sağlamak ve yargı bağımsızlığından sonra hemen ikinci sıraya koyuyorum (ekonomik reformların önüne)

      Sil
  84. İsminizin önünde "Prof." ibaresi yok.

    Ama bence "Prof."dan fazlasınız.

    (Sanırım bu tür rütbelere pek önem vermiyorsunuz.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben profesör değilim. Akademisyenliğim sonradandır. Blogun hakkımda bölümünde biyografim var. İnsan gençken unvanlara önem veriyor ama yaşı ilerledikçe unvanlar ikinci plana düşüyor. Ayrıca Türkiye'de her türlü unvan öylesine anlam yitirdi ki kullanmak mı doğru hiç kullanmamak mı işler karıştı. Asıl olan unvan değil insanın özüdür.

      Sil
  85. Hocam teşekkürler. Ömrünüzce sağlık dilerim. Ama kaybedilen zaman telafisi eskisi gibi olmuyor ve olmayacak. Zaman kuantum fiziği çağına gelince farkı kapatmak ta ters orantılı olarak açılıyor. Malesef gün geçtikçe zaman kayıpları en önemli maliyet olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Maalesef her şeyde olduğu gibi bunun da maliyeti olacak dediğiniz gibi.

      Sil
  86. Usd/tl de ayi piyasasi tuzagi sona ermek uzere umarim ihtiyaci olanlar istifade etmislerdir.Yakinda boga piyasasi tuzagi baslamak uzeredir.Yuksek maliyeti olanlar endiseye kapilmasinlar daha oncede yazdigim gibi uygun satis fiatlari onlerine gelecektir.Y.T.D.Ben fed para politikalari uzerinde asiri bir overwhelming goruyorum.Genelde fazla bir asirilik bilinmesi istenmeyen bir konunun obscure edilerek gozlerden kacirilmasi icin sistematik olarak uygulanir.Gosterilen senaryo ile piyasa birbiriyle uyusmayabilir. Saygilar.

    YanıtlaSil
  87. En son Milli Eğitim bakanı göreve geldiğinde umutlanmıştım. Ben buradan adamın vitrin süsü olarak kullanıldığını kavrayıp umudumu yitirdim, koskoca Prof bunun farkında değil. Umut tam kaybolmuştu ki baktım Ekrem adında biri çıktı. Bekleyip görelim neticeyi. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  88. Hocam size bir soru soracağım. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında milletini mi arkasına aldı? yoksa fetö, pkk, dhkpc vs türevleri vatan hainlerini mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha giderken Anadolu'da milleti arkasına almayı planlayarak yola çıkmıştı. Vatan hainlerini arkasında bırakmış milletinin bağrına gidip ateşi oradan yakmayı planlamıştı. Ve planını gün gün yürürlüğe koydu.

      Sil
  89. Geçmiş zaman olur ki...

    Çok kıymetli İstanbul beyfendisi ünlü bir insanının ropörtajında muhabirin ;

    “Peki sizin umudunuz varmı efendim/ Hiç ümitsizlik duymuyor musunuz bu gidişattan”

    sorusuna verdiği cevaptaki naifliğe bakınız;
    “Çok rica ederim mümkün mü bu, ümitsizlik ayıptır.”

    YanıtlaSil
  90. Güzel yazı, bende iktisatçıyım. Kaya ardıç tan izzettin önder e türkel minibaşa kadar değerli hocalarım oldu. Ancak son on yılda konjektür çok değişti. Örneğin bu asgari ücret ve enflasyonla geçinmeye açıklamak mesele, aynı bu benzin fiyatları ile trafikteki araç sayısı gibi.ülkede çok yüksek bir. İşsizlik var ama marketler ağzına kadar mal dolu yinede.. Ev ve araba almak çalışan biri için müthiş zor ama İstanbula binadan başka yapılan bir şeyde yok..gençlerin çoğu yurtdısına gitmek istiyor cunku burada bir yere yerleşemiyorlar ama sokaklar lale ve çiçekten geçilmiyor.. Bilemedim



    YanıtlaSil
  91. Hocam ben de ülkem için bazen çok umutsuzluğa kapılıyorum. Alınan kararları yapılan işleri görünce umutsuzluğa kapılmamak elde mi? Ama sizin gibi ben de umutsuzluga kapildigimda Atatürk'ü ve en umutsuz koşullarda yaptıklarıni hatırlıyorum, tekrar tekrar okuyorum, izliyorum. O zaman umutsuzluga kapilmanin ne kadar yanlış olduğunu gerektiğini düşünüp daha çok çalışma azmi elde ediyorum. Ayrıca Atam bu ülkeyi bize emanet etti. Bu ülkeyi O'nun isaret ettiği çağdaş ve modern bir vizyona ulaştırmak için çalışmak yerine terk etmek emanete saygısızlık değil midir? Atamızın bize olan güvenini boşa çıkarmamak için var gücümüzle çalışmalı ve bilimin ışığında yurumeliyiz. O'na olan ödenmesi imkansız borcumuzu hiç unutmamalıyız.

    YanıtlaSil
  92. Hocam toplumsal olarak ben de böyle düşünüyorum ama bireysel olarak tanık olduğum 40 yılda bir adım gidemedik. Etrafımdaki insanlara artık umudunuzu kaybetmeyin diyemiyordum Pazartesi sabahına kadar.

    Düzeltmeye başlasak da dediğiniz gibi kaybettiğimiz zaman geri gelmeyecek. Bana göre bugün başlasak, başlangıca dönmek yine 30 yıl alacak. Kayıp nesiiler konusunda çok başarılıyız.

    YanıtlaSil
  93. hocam ekonomik kriz olmasaydı ve buna rağmen halk yine bu kararı verseydi daha umutlu olurdum. maalesef halk ekonomik sıkıntıların artması yüzünden tercih değiştirdi. yani yargı eğitim dış politika ve siyasal zihniyet gibi temel sebeplerden dolayı tercih değiştirseydi umutlu olurdum. halk maalesef her zaman ki gibi cebine bakarak oy verdi. ben sonuçtan memnunum ama keşke sonuçtan memnun olduğum kadar umutlu da olabilseydim. çok çabuk kahramanlar yaratıyoruz kendimize. bir türlü aklı öne çıkaran toplum olamadık duygularla ve günlük düşüncelerle kararlar almaya devam ediyoruz. saygılar hocam...

    YanıtlaSil
  94. Şahsen ben, adaletin yerini bulmasına, demokrasiye katkılarından dolayı muhteşem analitik düşünce yapısıyla sürece katkıda bulunan Sn. Ersan Şen Hoca ya sonsuz teşekkür ediyorum. İktidarın sözde hukukçularının komik iddialarını neredeyse tek başına yerle bir etti.

    bu millet Mahfi hocam gibi, Ersan hoca gibi insanlar yetiştirdiği sürece umut her zaman olacak.

    YanıtlaSil
  95. Hocam, kendim elektronik mühendisiyim. Boğaziçi ve ITU de mühendislik okuyan 2 çocuğum var, ikisinin de hedefi yurt dışına okumak ve ardından çalışmak üzere gitmek.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi