G-8 ve G-20


G-8
Ekonomik açıdan dünyanın en zengin 7 ülkesinin, küresel sistemin ekonomik ve parasal sorunlarını görüşmek ve bu konularda işbirliği gerçekleştirmek amacıyla oluşturdukları gurubun adıdır. Group of Seven adının kısaltılmış halini ifade eder.

Bu gurubun üyeleri ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada ve Rusya’dır. İlk kez G-6 adı altında 6 üye ile 1975 yılında toplanmış, 1976 yılında Kanada katılınca adı G-7 olmuş ve 1997 yılında Rusya’nın da guruba girmesiyle adı G-8’e dönüşmüştür.

Bu 8 ülkenin Ekonomi Bakanları ve sonra da liderleri yılda bir veya iki kez bir araya gelerek küresel sistemin ekonomik ve parasal sorunları hakkında görüş alış verişinde bulunurlar ve izlenecek ortak politikalar için altyapı oluşturmaya çalışırlar. Her ne kadar burada oluşturulan politikalar bu devletleri bağlar gibi görünse de bu ekonomiler küresel sistemin ekonomik gücünün beşte ikisini oluşturduğu için küresel sistemin tümünü etkileyecek ağırlıktadır.

G-20
Dünyanın 20 büyük ekonomisinin bir araya geldiği guruba G 20 (Group of Twenty) adı veriliyor. Bu grupta 19 büyük ülkenin ekonomiden sorumlu bakanları ya da maliye bakanlarıyla Merkez Bankası Başkanları ve Avrupa Birliği Avrupa Konseyi Başkanı ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı bulunuyor. 

G-8 Maliye Bakanlarının Washington’da 25 Eylül 1999 tarihindeki toplantısında kuruluşu açıklanmıştır. Yılın belli zamanlarında Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları düzeyinde toplanmakta ve bu düzeyde belirlenen konular hakkında karar alınmasını sağlamak üzere de yılın belli zamanlarında bu ülkelerin Devlet Başkanları düzeyinde bir araya gelmektedir.

G-20 gurubunun üyeleri şunlardır: ABD, Çin, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Kanada, Rusya, Hindistan, Arjantin, Türkiye, Brezilya, Meksika, Güney Afrika, Suudi, Arabistan, Kore, Avustralya, Endonezya, Avrupa Birliği Dönem Başkanı ve Avrupa Birliği Merkez Bankası Başkanı. 

G-20 toplantılarında alınan kararlar küresel sitemin onda dokuzunu oluşturan ülkelerce alınmış sayıldığı için sisteme yön verici nitelik taşır. Dolayısıyla bu kararlar ülkelerin izleyeceği ekonomi politikası açısından yön gösterici olur. 

Bu oluşumlara niçin ihtiyaç duyuluyor?
Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi uluslar arası parasal sorunların görüşüldüğü, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi uluslar arası ticaret sorunlarının görüşüldüğü, Dünya Bankası (WB) gibi uluslararası kalkınma sorunlarının görüşüldüğü platformlar varken G-8 ve G-20 gibi oluşumlara niçin ihtiyaç duyuluyor? Her şeyden önce IMF, WTO ve WB gibi kuruluşlar üye sayısı çok yüksek olan ve görüşmelerin konferanslar biçiminde yapıldığı platformlardır. Her ne kadar bu kuruluşların içinde dar gruplarda ortak karar almak mümkün olsa da daha küçük gruplar halinde bir araya gelmek çok daha etkin bir çözüm olarak görülmektedir. Örneğin G-8 toplantılarında dünya ekonomisinin beşte ikisine egemen olan 8 ülke, G-20 toplantılarında ise dünya ekonomisinin onda dokuzundan fazlasına egemen olan 20 ekonominin temsilcisi bir araya gelerek çok daha verimli kararlara imza atabilmektedir.

G-20, G-8’in yalnızca en gelişmiş ekonomilerin temsilcilerinden oluşmasına yönelik yükselen piyasaların ve gelişme yolundaki ekonomilerin tepkisinden kaynaklanarak kurulmuştur.

İşbirliğinin sonuçları
Hiç kuşkusuz ekonomik işbirliği birçok açıdan yararlıdır. Her şeyden önce ekonomilerin birbirine zarar verecek uygulamalardan kaçınmalarını ve aynı paralelde uygulama yapmalarını sağlamaya yarar. Buna karşılık bu işbirliği küresel krizin önlenmesine de yayılmasına da engel olamamıştır. Bu durumda işbirliğinin biçimini, ayrıntılarını, uyum süreçlerini yeniden ele alıp ve eksik kalan yanlarını tamamlamak şart olmuştur.   

Yorumlar

  1. Hocam Merhaba,
    Yazınız için teşekkür ederiz
    G-8 ve G-20 gibi organizasyonların IMF ve WTO nun etkinliğini azalttığını düşünüyorum. Ayrıca bu konu ile alakalı olarak size iki adet sorum olacak. 1-Uluslararası politik ekonomi ile ilgili görüşlerininz nelerdir. Bu bir bilimmidir yoksa henüz literatüre girmemişmidir? 2- Ekonomi politikası kitabınızda Keynesyen Ekonomi adlı bir makaleniz var burada 3 Adet ekonomik sistemden bahsediyorsunuz (Klasik, Marksist, Keynesyen) benim sorum şu olacak bizlere okullarda okutulan ve kitaplarda yazılan teorilerin hepsi (Mikro,Makro) klasik ekonomik görüşe mi ait ve eğer öyleyse kesinlikle doğru olan bu mudur? Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Uluslararası ekonomi denince iki şey anlaşılıyor. İlki uluslararası ticaret (ya da dışticaret) ki bu büyük ölçüde ödemeler dengesi çerçevesinde gelişen bir ekonomi dalı. İkinci olarak da Dünya ekonomisi ki bu da makroekonominin uluslararası ilişkilerde nasıl yürüdüğünü inceliyor. İkisi de ekonomi biliminin birer parçası.
      (2) Okullarda okutulan ekonomi dersleri klasik ekonomi ve onun çeşitli varyasyonlarıyla (moneterizm, rasyonel bekleyişler teorisi vb) Keynesyen ekonominin bir karışımı. Ekonomide kesin doğru diye bir şey yok. Çünkü işin içinde insan var. İnsanın içinde olduğu her bilimde doğrular ve kesinlikleri insandan insana toplumdan topluma değişir. Benim görüşüm bu yönde.

      Sil
    2. Hocam yorumlarınız için teşekkür ederim 1-Sanırım asıl ilgimi çeken kısım bu oldu(İkinci olarak da Dünya ekonomisi ki bu da makroekonominin uluslararası ilişkilerde nasıl yürüdüğünü inceliyor) yanlışım varsa düzeltin, bu konuda uzmanlaşmak için önce makro ekonomiyi ve ödemeler dengesi politikalarını iyi bilmek gerekiyor.2-Yabancı ülkelerdede iktisat bizdeki gibimi öğretiliyor? Saygılarımla.

      Sil
  2. G-8 kadar homojen olmayan G-20 gibi toplulukların çok etkin olmayacağı kanaatindeyim. Zira akvaryumdaki (ekonomideki) balıkların boyutları, manevra kabiliyetleri ve ihtiyaçları farklıdır. Bu noktada birbirine yakın ülkelerin birlikte bir tartışma platformu oluşturmaları (örn. BRICS ülkeleri) bana daha mantıklı geliyor. Selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mantıklı olan bu ama etkinlikleri fazla olmaz. Çünkü asıl kararı alıp uygulayanlar G-8 liderleri.

      Sil
  3. Selamlar hocam,
    Bundan sonra G-20'lerin daha önemli hale geleceğini düşünüyorum.Çünkü GOÜ'lerin gelişmiş ülkelere göre büyüme oranının önümüzdeki 5 yılda daha yüksek olacağı öngörülüyor.Dolayısıyla Dünya ekonomisine ilişkin kararlarda önemli rol oynayacaklar ki zaten bugünkü krizin çözümünde AB ve ABD'nin çabaları yanı sıra GOÜ çabalarıda önemli.Buna ek olarak şöyle bir durumda var.AB'nin toplam nüfusu 500 milyon ve bunun büyük kısmı orta yaşlı.Ama asya ülkelerine baktığımızda tek başına Çin zaten 1.5 milyar ve toplamda 4.5 milyar gibi bir nüfus var.Yani AB şirketleri için ciddi bir pazar potansiyeli.Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda sizce uzun vadede dünya ekonomisinin kaptan koltuğuna bizimde dahil olduğumuz GOÜ otururmu?.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Angus Maddison'un araştırmalarından giderek tarihsel gelişime bakarsak kaptan koltuğunda oturanlar tarih boyunca değişmiş görünüyor. Bir zamanlar Çin ve Hindistan şimdi ABD ve AB'nin koltuğunda oturuyormuş. Tarih tekerrür ediyor ve Çin ile Hindistan sanki yeniden o koltuklara doğru geliyorlar gibi.

      Sil
  4. Ustteki yorumda belirtilen konu hakkinda ne dusunuyorsunuz arkadaslar sizce de G20 daha baskin bir hal mi alacak? Veya gerek G8 gerekse G20 icin yeni genislemeler yolda mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yavaşlayanı geçerler. en azından g20 nin popülaritesi (etkinliği) artacaktır.

      Sil
  5. selamlar Hocam,
    G-20, 1998 asya krizden sonra ortaya çıkmıştır çünkü gelişmiş ülkeler, gelişmekte olanların dünya ekonomisine etkilerini bu krizle görüp G-20 gibi bir oluşumu desteklemişlerdir ve böylece G-8 ülkeleri kararlarını ve düşüncelerini BM ve WTO'dansa burada daha rahat zemine oturtabiliyorlar... bana göre G-20'nin etkinliği çok düşüktür, buna kıyasla ASEAN ve BRICS daha fazla saygı görmekte ve daha etkinler ve birçok G-20 ülkesine göre daha sistemliler...
    acaba Arap baharı öncesinde Sarkozy'nin önerdiği Akdeniz birliği kurulsaydı ve bizde bu organizasyonunda bulunup , buranın da etkin bir üyesi olsaydık daha mı yararlı olurdu diye düşünmeden duramıyorum... bu konu da acaba siz ne düşünüyorsunuz..?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu Arabistan olduğunda ve öneriler Batılılardan geldiğinde ben hep onların petrolü paylaşmak için bir düzen kurmaya çalıştıklarını düşünüyorum nedense. O nedenle de olumlu düşünemiyorum. Bölge ülkeleri bir birlik kursaydı belki olabilirdi. Örneğin OPEC bu anlamda oldukça etkin olmuştur.

      Sil
    2. petrol demişken bu film mutlaka izlenmeli:
      "There Will Be Blood"
      petrol ün çıkartılması-rant kavramı-tekel oluşumu vs..

      Sil
  6. Hocam merhabalar.
    Yazılarınızı büyük bir ilgi ve keyifle takip ediyorum. Benim gibi devlet kurumlarının yazılı sınavlarına hazırlananlara iktisat ve maliye derslerine çalışma konusunda vereceğiniz tavsiyeler altın değerinde olur. Şimdiden çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda birçok kaynak var. Benim burada yazdıklarım da bunlara dahil. Ama bunlar daha çok sözlü sınavlarda çıkar. Şimdi yeni bir kitap üzerinde çalışıyorum. Gelecek yılın ortasından önce yayınlanır diye planlıyorum. Onun bu tür sınavlara çalışanlara çok yardımcı olacağını düşünüyorum.

      Sil
    2. Mahfi Eğilmez'in "Türkiye'den Örneklerle Makroekonomi" kitabı, klasik usuldeki kurum sınavlarının Makro İktisat konuları için yorum gücünü artıran faydalı bir kitap. Edinilebilir.

      Sil
  7. kpss yaklaşınca kpss talepleri-soruları artmaya başlıyor :)

    gaz mı fren mi derken, yazılarımızın sürekliliği ve güncelliği olarak bakacak olursak siz gaz tarafındasınız hocam :)

    bric, bana göre goü lerin kaymaını yemek için oluşturulmuş bir birlik. genel-özet olarak bunu diyebilirim. ne de olsa faizlerimiz yüksek, ivmemiz var (bric içerisinde olmasak da onlar kadar potansiyele sahibiz).
    g8 in trendi-ivmesi yavaşlayınca g20 nin etkinliğinin artacağı kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TV de de dediğim ben debriyaj tarafındayım. Zamaniçinde G 20 nin etkinliğinin artacağı konusundaki görüşünüze katılıyorum.

      Sil
    2. yok hocam ekonomi anlamında değil. disiplininizden ötürü güncel yazılar yazmaniza dair gaz tarafı demek istedim:)
      birçok köşe yazarı gazetede yazmasina rağmen sizin kadar sık yazı çıkarmıyor mesela.

      Sil
  8. Mahfi Bey, G-8 ülkelerinin küresel ekonominin 2/5'ini oluşturduğunu yazmışsınız. Vikipedi%65 (yani 2/3) yazıyor. Arada epey fark var? http://tr.wikipedia.org/wiki/G8

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Wikipedi 2005 yılı verilerini kullanmış görünüyor. Ben IMF WEO data base'den aldığım 2012 cari fiyatlarla USD cinsinden GSYH'ları (ki bu 8 ülkenin GSYH toplamı yaklaşık 31 trilyon dolar ediyor) dünya GSYH'sına (71,5 trilyon dolar) bölerek bulduğum % 43 üzerinden gittim. O da kabaca beşte iki ediyor. Sanırım dünya üzerinde bu tür ekonomik verilerin en sağlıklı olduğu bata seti IMF'nin WEO seti. Çünkü onlar bütün dünyadan her ay derledikleri bilgilerle bu seti oluşturuyorlar. Ayrıca yılda bir kez de ülke ziyareti yapıp yerinden derleme ve kontrol yapıyorlar. Link şöyle: http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2012/02/weodata/index.aspx

      Sil
  9. hocam yarın bu konuda kabaca yapılacak bir sunumum var bayağı yaralı bilgiler vermişsiniz ve arkadaşların soruları çok iyi şekilde yönlendirici ve yanıtlarınızla da aydınlatıcı paylaşımınız ve emeğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  10. Merhaba hocam size bir sorum olacak bu konu hakkında cevaplarsanız sevinirim sorum bu; Türkiye'nin G-8 örgüte üye olmasının ulusal çıkarı varmıdır varsa bu ne kadar gereklidir?

    YanıtlaSil
  11. G8 zirvesinde neden Çin yok açıklar mısınız

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!