3500 Yıl Önce Anadolu'da Vergi Sistemi
Anadolu'nun bilinen ilk halkı Hattilerdir. Hititlerin ise Anadolu'ya yaklaşık 3800 yıl önce gelmiş oldukları tahmin ediliyor. Hititler, yasalarını kil tabletlere yazdıkları ve bunların önemli bir bölümü bulunup okunduğu için hukuk sistemlerinin yanında birçok başka sistemlerini de biliyoruz. Bunların arasında vergi ya da daha geniş bir ifadeyle gelir sistemi de var. Bu sistemlerin günümüzden yaklaşık olarak 3500 yıl önce kurulduğunu tahmin ediyoruz.
Hititlerin vergi
sisteminin tarımsal üretimden alınan ayni vergi (sahhan), saray için yapılan karşılıksız çalışma biçimindeki hizmet
(luzzi), dışticaretten alınan vergi (nishatum) ve bağlı krallıklardan alınan
yıllık bağlılık vergisinden oluştuğunu tahmin ediyoruz. Toprak sahiplerinin
elde ettikleri ürünün bir bölümünü vergi olarak ödemesinin yanısıra,
kiralayarak işlediği toprak parçasından elde ettiği üründen de aynı oranda vergi
vermesi gerekiyordu. Bu tür vergiler doğal olarak Hattuşa dışındaki kentlerde
de alınıyor ve büyük çoğunluğu ayni olarak alınan bu vergilerin bir bölümü
bulunduğu yerdeki depolarda saklanırken bir bölümü de başkente taşınıyordu. Sahhan adı verilen bu ayni tarımsal
üretim payı vergisinin oranı bilinmiyor. Bu konuda bildiğimiz tek şey saraya
ait olup da timar olarak verilen toprakların sahiplerinin, üretimin dörtte
birini saraya vergi olarak verdikleridir. Burada toprak saraya ait olduğu için
bir anlamda hem kira hem de vergi söz konusu. Dolayısıyla tek başına üretim
vergisinin ne kadar olduğunu bilmediğimiz gibi saraya ait olmayan ortak
alanları ekip biçenlerin ne kadar vergi verdiğini de bilmiyoruz. Luzzi adı altında devlet için yapılan
bedelsiz hizmetleri de bir çeşit vergi gibi değerlendirmemiz gerekir. Çünkü bu
tür bedelsiz bir hizmet sunan kişiler böyle bir çalışmayı yapmasalar bu
çalışmanın devlet tarafından ücret karşılığında yaptırılması zorunlu olacaktı.
Kral, kendilerine arazi verdiği kişileri luzzi
yükümlülüğünden muaf tutabiliyordu. Ayrıca veraset yoluyla toprağın birden
fazla parçaya bölünmesinde kendisine küçük arazi payı kalanlar da luzzi’den muaf sayılıyordu. Asur ticaret
kolonisi döneminde Anadolu’daki kent krallıklarının uyguladıkları gümrük
vergisinin (nishatum) Hititler
döneminde de devam etmiş olmalı. Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın, Ugarit Kralı
Niqmaddu’ya yazdığı bir mektupta tüccarların Hitit ülkesinin dışından geçerek
yollarına devam ettiklerini ve bu şekilde gümrük vergisinden kaçındıklarından
şikayet ettiğine bakılacak olursa gümrük vergisinin Hititler tarafından da
alınmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
Tarımsal üretimden ayni
olarak ya da hizmet olarak alınan vergiler ile bir çeşit gümrük vergisi olarak
nitelenebilecek olan vergi dışında başka faaliyetlerden, örneğin zanaatkarın
elde ettiği bedelden ya da ücretten, vergi alındığına ilişkin hiç bir kayıt
bulunmamaktadır. Bu durum Hitit ekonomisinde tarımsal üretim ya da mal satma
izni verilmesi dışında vergi olmadığını ve dolayısıyla verginin günümüzdeki
harç ve resim kavramında olduğu gibi yararlanmaya dayalı bir karşılık ifade
ettiğini gösteriyor.
Hititler açısından savaş,
gelir getiren bir faaliyetti. Savaş ganimeti olarak elde edilenlerin dışında
savaş esirleri anayurda getiriliyor, üretime sokulmak suretiyle mevcut insan
gücüne katkı sağlıyordu.
Hitit İmparatorluğu’nun
bağlı krallıkları vardı ve bu krallıklar Hitit Kralına her yıl belirli miktarda
haraç öderlerdi. Bağlı krallıkların sayısı, imparatorluğun gücüne bağlı olarak,
zaman içinde artmış veya azalmıştır. Bu haraçların toplam miktarı konusunda
elimizde bilgi yok. Buna karşılık bazı anlaşmalardan doğan miktarları
biliyoruz. Örneğin Hitit Kralı II.Murşili ile Amurru Prensi Duppi – Teşup
arasında imzalanan antlaşmaya göre Amurru Prensliği, Hitit Krallığına yıllık
300 şekel vergi ödeyecekti. Ugarit Krallığı, Hitit Kralına 934 şekel gümüş
yıllık vergi ödemekteydi. Haraç miktarı imparatorluğun gücüyle doğru orantılı
olarak zaman zaman artmış ya da azalmıştır.
Buraya kadar
anlattıklarımızdan hareketle Hitit kamu gelirlerini ve dayandığı işlemleri bir
tabloda özetleyebiliriz:
Kamu Gelir Çeşidi
|
Dayanağı
|
Sahhan
|
Tarımsal üretimden
alınan vergi veya saray için zorunlu hizmet
|
Luzzi
|
Çeşitli kişilere saray
için yaptırılan zorunlu hizmet
|
Nishatum (?)
|
Gümrük vergisi
|
Haraç
|
Bağlı krallıklardan
yıllık olarak alınan bağlılık bedeli
|
Ganimet
|
Savaşlarda elde edilen
eşya ve hayvanlar ile esir edilen insanlar
|
Bu tabloda yer alan
gelirlerin en büyüğü tarımsal üretimden alınan sahhan olduğu için tarımsal
üretimin kuraklık sonucu kötü olduğu yıllarda Hititlerin daha fazla savaş
yapmak, yani sahhanın açığını haraç ve ganimetle kapatmak zorunda olduklarını tahmin
ediyoruz. Buna karşılık tarımsal üretimin düşüklüğü bir çelişkiyi beraberinde
getiriyordu: Savaşların finansmanını sağlayan en önemli kalem sahhan olduğu
için tarımsal üretim kötü olduğunda sahhan geliri de düşük kalıyor ve
dolayısıyla savaşın finanse edilmesi de sıkıntılı oluyordu.
Kaynak: Mahfi Eğilmez: Hitit Ekonomisi, Ege Yayınları, İstanbul, 2005.
Sanırım Kral Mutallu o dönemde (söz konusu paradoksu aşmak için), bir maliye politikası aracı olarak 'borçlanma' seçeneğini en az Adam Smith ve diğer Klasikler kadar olağanüstü görüyordu. :) Şaka bir yana, yine harika bir yazı hocam. Emeğiniz için teşekkürler. Çağrı...
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilSanırım borçlanma kralların mutlak ve tartışılmaz güçlerindeki zayıflamaya paralel olarak ortaya çıkmış olsa gerek. Gücü tartışılmayan bir kral borç almak yerine vergi ya da haraç almayı tercih ederdi herhalde.
Yazılarınızla ekonomi ve tarih bağını kurmaya çalışıyor olmanız bütüncül bir bakış açısı oluşturmamıza da yardımcı oluyor hocam. :) Bu belirttiğiniz noktanın en azından 1850'ler Osmanlı dış borçlanması için böyle olduğunu biliyoruz. Fas'tan alınan ilk dış (ve müslüman) borcun onur kırıcı algılanıp hemen geri ödenmesi ve ancak Kırım Savaşı sonrası gerçek anlamda dış borçlanmanın yapılması söylediğinize örnek gösterilebilir. Gerçi Reinhart&Rogoff, "bu sefer gerçekten farklı" sendromunu işledikleri çalışmalarında; 1800'lerde Napolyon Savaşları'nı, 1929'da Büyük Buhran'ı ve 1980'lerde gelişmekte olan ülke borç krizlerini farklı başlıklar altında liderlerden ziyade sistemin sorunu olarak ele alıyorlar. Her ne şekilde olursa olsun, hakkında düşünmek/tartışmak bile çok keyifli. Tekrar teşekkürler hocam. Çağrı...
Silkral seçilmez
Silkarnaval kralı seçilir
Kaleminize sağlık hocam.Ben benzer şekilde islamiyette vergi konusunu merak ediyorum.Konuyla ilgili mevcut bilgilerinizi paylaşırsanız bizi aydınlatmış olursunuz.Saygılarımla.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Silİslamiyette vergi konusunda uzmanlığım yok.
Merhaba Hocam,
SilTakıldığımız bir soru var. Ve sanıyoruz ki bu sorunun en sağlıklı cevabı sizde. MB daki zorunlu karşılıklar İMKB yi etkiler mi? Nasıl neden etkiler?
Zorunlu karşılıklar mevduatın krediye dönüşme oranını düşüren bir uygulamadır. TCMB bu karşılıklara faiz ödemediği için mevduat görünenden daha pahalı hale gelir. Bunun sonucu olarak da kredi faizleri biraz daha yukarıda oluşur. Kredili olarak yapılacak bütün işlemlerde olduğu gibi kredili olarak yapılacak hisse senedi alımları üzerinde de bir miktar etkisi olabilir. Yani etki oldukça dolaylı bir etkidir.
SilBuna karşılık mevduat ve tahvil faizlerinde (reel faizlerde) yaşanacak yükselmeler BİST'i doğrudan etkiler. Çünkü her ikisi de yatırımcı için hisse senedi alımı şeklinde yapılacak yatırımın alternatifidir.
Peki hocam o zamanlarda bolluk paradoksu islememis midir? Tarimsal urunun az oldugu donemlerde fiyati artmis ve talebin esnekligine bagli olarak satis hasilati dogal olarak da elde edilen vergi gelirlerinin artmis olmasi gerekmez miydi?
YanıtlaSilMalların ve hizmetlerin fiyatları yasalara yazıldığına göre devletçe belirleniyor ve bir çeşit narh uygulanıyordu diye düşünüyorum. Bu durumda da fiyatlar sisteminin dediğiniz sonuçlara yol açmamış olduğunu düşünüyorum.
Silhocam elinize sağlık konuyla alakası Yok ama bir sorum var. Merkez bankası ihracat ve ithalatta fob fiyatını kullanırken neden tuik cif fiyatı kullanıyor ?
YanıtlaSilsorunuzu hocamın şu yazısı yanıtlar diye düşünüyorum. http://www.mahfiegilmez.com/2013/12/turkiyenin-dsticareti.html
SilTeşekkürler hem soru hem de yanıt için.
SilSn. Hocam, bu yazı ile aslında günümüz vergi sisteminin analojisine ışık tutmuş oldunuz. Bunun için teşekkür ederim.
YanıtlaSilBu yazınızda, saray hizmetinin bir tür vergi olduğunu anlıyoruz. Buradan yola çıkarak, günümüz Türkiye'sinde askerlik hizmetinin de bir tür vergi olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz?
Teşekkür ederim. Volkan
Teşekkürler.
SilAskerlik, karşılığında oldukça düşük bir maaş ödenen bir hizmettir. Normal kabul edilecek gelir miktarı ile ödenen para arasındaki farkı bir çeşit vergi gibi kabul etmek mümkündür sanırım.
Selamlar Hocam
YanıtlaSilHocam Konu dışına çıkacağım ama
Bir ekonomi de ekonominin gidişatı hakkında yorum yapabilmek için GSMH mi daha önemlidir yoksa GSYH mi? yani hangisinin artması daha iyidir?
Eskiden GSMH ölçü olarak alınırdı son 15 - 20 yılda GSYH ölçü olarak alınıyor. Aralarındaki tek fark yurtdışı faktör gelirlerinin eklenip eklenmemesidir. Örneğin yurtdışında yaşayan Türklerin elde ettiği gelirlerden buraya yolladıkları paralar GSYH'da hesaba alınmazken GSMH'da hesaba alınır. İki büyüklük arasındaki fark önemli değildir.
SilDiğer ülkelerle karşılaştırabilmek açısından GSYH'nın ölçü olarak alınması daha doğrudur.
Anladım hocam, teşekkür ederim.
YanıtlaSilHocam yazılarınız çok bilgilendirci lütfen bırakmayın
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam yıllar önce üst düzey sayılabilecek ve imam hatipten mezun olmuş bir Maliye bakanlığı görevlisine Kur'an'daki Maun suresini halka doğru düzgün anlatmaktan neden imtina ettiklerini sormuştum. Bu sorumu duyunca ilk önce sinirlendi. Sinirlenmesinin nedeni ise Maun suresinin vergi kaçırana, kamu malını talan edene veya bunlara göz yumana açıkça "dinsiz" demesi: "Dini yalanlayanı gördün mü? ... ve onlar maun'a (kul hakkı, kamu hakkı, kamu malı, zekat, yardım) engel olurlar" surenin ilk ve son ayeti bu şekildedir. Ancak konuya vakıf olduğumu anlayınca en sonunda pes etti ve "bunlar hassas konular, bu sureden bahsedersek ülkenin yarısı dinsiz haline gelir ve Türkiye'de yer yerinden oynar" demişti. Aslında vergi sistemini adaletli bir yapıya oturtmanın yolu çok basit: Maun suresinin içeriğini halka anlatmak. Bu konuda Yaşar Nuri'nin kitapları var ama ülkeyi yöneten kadroların gözünde Yaşar Nuri "fitneci bir zındık"
YanıtlaSilDünya işlerinde Kuranı kullanmak bana da uygun gelmiyor açıkçası. Ceza yasalarını uygulamak yeterli.
Silhocam konu dışında ama Güney Kore ekonomisinin derinlerine inen, nasıl bu kadar büyük bir atılımı gerçekleştirdiğini, uyguladığı politikaları anlatan bir kitap okumak istiyorum. bu konuda önerebileceğiniz türkçe ya da ingilizce kitap var mı. Gene aynı şekilde Rusya ekonomisini inceleyen anlatan bir kitap önerebilir misiniz
YanıtlaSilBu kitap bu konuda oldukça yararlı:
Silhttp://www.idefix.com/kitap/guney-kore-bir-model-olabilir-mi-erol-ozbek/tanim.asp?sid=VYH7S05CPG0EUZJQWZIE
Her iki konuda da en son bilgiler için IMF'nin country data bölümündei 4. Madde Konsültasyon Raporları yararlı bilgiler verir.
SilHocam sizce günümüzde vergi gelirleri ne seviyede? Yani kaçakçılığın , vergi ziyaının ne kadar önüne geçilebilmiş durumda? Bunun yanında Maliye Bakanlığının bu konudaki çalışmaları yeterlimidir sizce? Teşekkürler
YanıtlaSilBu konuda yeterli etkinliğin gösterilemediğini düşünüyorum. Bunu bir çok kez söyledim ve yazdım. Vergi denetimi hükümetten bağımsız olmazsa vergi kayıp ve kaçağı sorunu çözülemez.
Silselamlar sayin hocam, kayit disi buyumenin bilincli olarak kullanildigi (yada goz yumuldugu) gunumuzde iltizam usulunun toplum uzerinde ozelliklede alt gelir grubu icin yikici etkileri olmaz mi ? Reformun etkilerinin uzun donemde gorulecegi varsayimi ile kisa donem etkileri nasil olur sizce. Ayrica ulkemiz kosullarinda lobicilik faaliyetleri gozonune alinirsa etkinligide tartisilir diye dusunuyorum. Saygi ve selametle...
YanıtlaSilHocam merhaba . Sizce erkekler için zorunlu askerlik, üniversite sonrası iş piyasasına girmelerini zorlaştıryor mu?
YanıtlaSilİyi akşamlar sayın hocam. Üniversite 1.sınıf öğrencisiyim. Dersimle ilgili konuyu araştırırken yazınıza rastladım. İlk önce bu yazı için size teşekkür ederim. Hocam size birkaç sorum olacak, bunları sizin yardımınızla bulabilirim. Yardım ederseniz çok sevinirim.
YanıtlaSil1)Osmanlı Devletinde ki Tımar Siteminin Hititlerdeki Kurucusu kimdir ? Hititlerde bu sistemin adı nedir ? Ve Hititlere bu sistemin yansıması nelerdir.
Tekrardan teşekkür ederim hocam iyi akşamlar..