Kerhen Artırılan Faiz Beklenen Etkiyi Yaratmaz
Merkez Bankası haftalık repo ihale faizini yüzde
4,5'tan yüzde 10'a, gecelik borç verme faizini yüzde 7,75'den yüzde 12'ye
çıkardı. Bu artışlar çok ciddi artışlar ve kur üzerindeki baskıyı önlemesi
gerekir. Türkiye’de bu etki sınırlı kaldı. Faiz artırımının etkisini azaltan
etkenler neler? Bu sorunun yanıtını arayacağız.
(1) Fed'in, tahvil alımlarında 10 milyar Dolarlık
ek indirim yapması: Bunun öteki yükselen ekonomilerde olduğu gibi Türkiye
ekonomisinde de yabancı çıkışları başta olmak üzere bir etkisinin olduğu kesin.
Ancak bu zaten bilinen ve piyasalarda satın alınan bir gelişme olduğu için
etkisi sınırlı oldu. Yani bu gelişme bizde kurların beklendiği kadar düşmemesinde
o kadar önemli bir faktör değil.
(2) Merkez Bankası'nın faiz artırımının düşük
kalması: Merkez Bankası faiz artırımında geç kaldı, o nedenle de faiz
artırımını beklenenden yüksek tutmak zorunda kaldı. Ne var ki kurların her
türlü rasyonel bekleyişin ötesine geçmiş olması nedeniyle o aşamada faiz
artırım oranları yetersiz kaldı. Bekleyişleri kıracak faiz oranı daha yüksek
olabilirdi. Merkez Bankası bir süre sonra bu oranı indirmeye başlayabilirdi.
(3) Kafa karıştıran faiz oranı çeşitliliği: Haftalık
faiz, gecelik faiz, piyasa yapıcılara ayrı faiz kafa karıştıran bir yapı sergiliyor.
Merkez Bankası’nın bu karışıklığı gidermede attığı tek adım ek parasal
sıkılaştırma günü için ayrı faiz uygulamasından vazgeçmesi oldu. Ne var ki
karışıklık tam olarak giderilebilmiş değil. Nitekim herkes yüzde 12'lik faiz
oranının uygulanacağı bir borç verme operasyonu beklerken Merkez Bankası
haftalık repo ihalesi açarak faizi yüzde 10 olarak uygulayacağını vurguladı. Yüzde
10 faiz oranı, bu durumu tersine çevirecek güçte ve yükseklikte bir faiz oranı
değil. İhaleye 46 milyar TL'lik talep gelmesi ve 33 milyar TL'lik satış
yapılması bunu açıkça gösteriyor. Merkez Bankası'nın bütün bu faizleri kaldırıp
gecelik borç alma ve borç verme faiz oranı belirlemesi gerekir. Öteki faizler bunlara
göre ihalelerde belirlenmeli.
(4) Faiz artırımı sonrası verilen siyasi demeçler:
Merkez Bankası'nın faizleri artırması sonrasında Başbakan bazı açıklamalar
yaptı. Bu açıklamalar, faiz artırımını onaylamadığı zira faizin enflasyona
neden olduğu, faiz artırımından kısa sürede sonuç alınamazsa B ve C planlarının
uygulamaya konulacağı biçiminde özetlenebilecek açıklamalardı. Başbakanın
açıklamaları sırasında alışılmışın dışında uygulamalara başvurulabileceğini söylemesi
işin en şaşırtıcı yönüydü. Belirsizlik içinde bocalayan piyasalara yeni
belirsizlikler getiren bu açıklamalar sonrasında kurlar yeniden yükselmeye
başladı.
Bu sayılanlar içinde faizin yaratabileceği
düzeltici etkiyi en çok zedeleyen grup 4 numaralı başlıkta değerlendirdiğimiz
gruptur. Faizin, enflasyonun nedeni mi sonucu mu olduğu konusu Türkiye'de bir
türlü yerine oturtulabilmiş bir konu değil. 1994 krizi sırasında Başbakan olan
Tansu Çiller de aynı kanıdaydı. Faizi düşürerek enflasyonu denetleyebileceğini
düşünüyordu, bu çerçevede peş peşe 8 Hazine borçlanma ihalesini iptal ettirmiş
ve sonunda kriz çıkarmıştı. Hemen ardından Türkiye'nin BBB olan kredi notu önce
BB'ye sonra B'ye düşmüştü. Biz bunları unutmuş olsak da yabancı yatırımcı
hatırlıyor ve faiz enflasyonun nedenidir dediğinizde "eyvah yine aynı yere
döndük" diyor. Öte yandan alışılmışın dışındaki uygulama deyimini piyasa
aktörleri sermaye denetimlerine başvurulabileceği biçiminde algılıyor, bu da
piyasalar açısından belirsizliği daha da artırıyor.
Belirsizliğin olduğu yerde risk yükselir, riskin
yükseldiği yerde kurlar da faizler de yükselir. Kerhen (istemeyerek, gönülsüzce, tiksinerek) yapılan uygulamadan beklenen
sonucu almak mümkün olmaz. Üstelik uygulanan aracın neden mi sonuç mu olduğu
konusunda tartışma açmışsanız beklediğinize göre ters sonuç çıkması da olasıdır.
Sayin Hocam, gunaydin, aydinlatici yaziniz icin cok cok tesekkurler.
YanıtlaSilDeğerli Hocam,
YanıtlaSilAydınlatıcı yazılarınız için çok teşekkür ederim.
Fed'in tahvil alım indirimi yapması neden yükselen ekonomilerde para çıkışına neden oluyor? Aksine yükselen ekonomiler riski kapsayıcı faizden ötürü daha cazip olmuyor mu? Piyasanın bu tür işleyişinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Tekrar çok teşekkür ederim.
Teşekkürler.
SilFed'in tahvil alımı indirimi yapması ABD ekonomisinde toparlanma olduğunun ve bu canlanmayla birlikte enflasyonda artış olacağının göstergesi kabul ediliyor. Bu gelişmeye paralel olarak ABD'de faizlerin artacağı tahmin ediliyor. Bu durumda buralara gelen para buralarda risk arttığı için çıkıp faizin artacağını düşündüğü yere dönüyor.
Hocam Merhabalar öncelikler teşekkür ederim
YanıtlaSilHocam ben başbakanımıza bu konuda katılmıyorum. Merkezin faiz kararı üzerine yorum yapmaması gerekiyordu. Bir de faiz arttırımı eflasyonu arttırır demiş ancak bana göre faiz arrtırımı eflasyonu düşürür. Özellikle enerjide dışa bağımlı olduğumuz ve kurların durumu böyle iken sizce de öyle değil mi hocam
Kesinlikle doğru. Madem MB bağımsız hükümetten birilerinin çıkıp alınan kararların tersine yorum yapması doğru değil.
Silhocam teşekkürler çok açıklayıcı bir yazı oldu yine:),Fakat faiz oranları arttığında ,bu da dolaylı olarak işsizliğin artmasına ve enflasyonun düşmesine sebep oluyor.Enflasyonun düşmesi arzulana bir durum değil mi?
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilEvet ekonomi politikası bir çelişkiler yumağıdır. Amacı belirleyip ona göre uygulamak lazım. Bir şeylerden fedakarlık etmeden öteki şeyleri düzeltmek mümkün olmuyor.
Hocam güzel bir analiz yapmışsınız, elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilMerhaba hocam yazı için teşekkürler. Son gelişmeler üzerine eleştirilen konu başbakanın söylemleri ve faiz artırımı ve bu eleştiriler iktisat literatürü kaynaklı ancak iktisat literatüründe 'hoş olmayan aritmetik' te var ki faizinde enflasyon oluşturabileceği belirtilmiştir. Benim görüşüm ise sizin bana dünkü cevabınıza atfen kurlardaki ve faizdeki oransal değişimin önemi. Ayrıca faizin enflasyona etkisi kurlara göre daha uzun dönemli olabilir bence.
YanıtlaSilBu konuda ayrı bir yazı yazıyorum. Teşekkürler
SilBen teşekkür ederim hocam kolay gelsin.
SilEllerinize sağlık hocam, teşekkürler yazılarınız için.
YanıtlaSilKurdaki beklenen etkinin yaratılamamasının başlıca sebebi zaten siyasal bir ortak akıl zemininin olmayışı. Bunun etkisi her şekilde hissediliyor. Keza Başbakanımızın açıklamaları, toplumda hala faiz lobisi kavramının varlığı düşüncesinin devam ettirilmesi gibi etkenler ana belirleyici rolleri kapsıyor. Tabi ki bu sıkıntılı sürecin nihai sıkıntısını çeken ise toplumun ta kendisi oluyor. Bundan yatırımcı kurdaki bu kadar oynaklık sebebiyle etkileniyor, yatırımları karsız hale dönüşüyor; tüketici tüketme alışkanlıklarından vazgeçmek durumunda bırakılıyor ve ya banka kredilerine sarılmak zorunda kalıyor. Banka kredilerinin maliyetleri zaten bu faiz kararları sonrası artınca tüketici daha güç duruma düşüyor. Yani mutlu olan kimse yok aslında. Büyük tasarruflar elde etmek de mümkün değil bu sistemde tüketiciler açısından.
Bu kadar büyük oynaklıkların olduğu bir piyasa ekonomisine yabancı yatırımcıyı nasıl çekebiliriz işte en önemli sorun bu bence. Büyüme oranlarımızı bir puan daha aşağı revize etmişken hem de.
Teşekkürler.
SilAslına bakarsanız eğer bu faiz artışı yapılmamış olsaydı dolar kuru muhtemelen 2,50'ye gidecekti. O açıdan bakarsak tam olmasa da belirli bir etki yarattığını söyleyebiliriz. Bu konuştuğumuz hatalar yapılmasa muhtemelen 2,20 dolayında bir yerde olabilirdi.
Bu kadar çok kafa karışıklığı yaratan demeç varken yabancı yatırımcı gelmez.
Aman hocam yabancı yatırımcı gelmez demeyin vatan haini ilan edilirsiniz :)
SilYatırımcı gelmeyeceği bir hakikat hocam. Hocam hafta sonu da giriyorken ekonomi öğrencilerine yönelik kitap listesi hazırlıyordunuz sanırım. Tamamlama imkanınız oldu mu öğrenmek isterim.
SilHocam yazı için teşekkürler. Son günlerde popüler bir soruyu size sormak istiyorum; Kur artışı mı ekonominin küçülmesinde daha büyük etkendir yoksa faizlerin artması mı? Sizin bu konudaki görüşünüz nedir hocam, saygılar.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilBu konuda hafta başına bir yazı hazırlıyorum.
Bekliyorum hocam, çok teşekkürler.
SilHocam çok teşekkürler yazınız için. Türkiye' de faiz ile beraber bir de enflasyona endeksli tahviller mevcut. Düşük faizler sebebi ile tasarruf sahipleri bu tahvillere son yıllarda epey rağbet gösterdi. Şu an bu tahviller düşüşe geçtiler. Enflasyona endeksli tahvillerdeki düşüş trendi de devam eder mi?
YanıtlaSilTeşekkürler
SilBir süre sonra yeniden yükselir. Çünkü faiz artışına karşılık enflasyon beklentisi henüz kırılmış değil. Ayrıca kur hala yüksek ve oradan enflasyona gelen etki devam ediyor.
Hocam kurun yükselmesinin ihracata olan etkisinin pozitif olduğunu biliyoruz. Faizlerinse tam aksi. Peki bu durumda hangisinin ihracata hatta biraz daha genişletirsek cari açığa daha çok etki edeceğini nasıl anlayabiliriz?
YanıtlaSilKurun yükselmesi cari açığa düşürücü etki yapar. Ne var ki kurun aşırı yükselmesi panik yaratıyor ve herkes dövize dönmeye çalışıyor o zaman da kur daha da yükseliyor. İhracatı artıracağız derken bu kez enflasyonu hızlandırmak riski ortaya çıkıyor.
SilBu konuda bir yazı hazırlıyorum.
Sayin Egilmez, yukselen kurlar dolarla borclanmis ureticiyi zorlamaz mi? Ayrica hammadde ve enerjinin fiyatlarida artan kurlar birlikte yukselecek.
SilHocam son gelişmeler ışığında ihracata kur etkisi mi daha fazla olur faiz etkisi mi?
YanıtlaSilHocam yine yalın bir dille özetlemişsiniz. Elinize sağlık. Hocam zaten kırılgan olan ve sizinde dediğiniz gibi belirsizliğin çok fazla olduğu bir ekonomide başbakanın yaptığı bu açıklamalar yangına körükle gitmek değil midir?
YanıtlaSilHocam ayrıca merkez bankası faiz oranlarını ne zaman düşürecektir? Sizin öngörünüz nedir bu konuda? Teşekkürler.
Teşekkürler.
SilAynen öyledir.
Koşullar MB'nin bu faizleri düşürmesinin doğru olmayacağını gösteriyor. Siyasal risk düşmeden faizi düşürmek doğru olmaz diye düşünüyorum.
Hocam yine çerçeveyi güzel çizmişsiniz. Başbakanın Merkez Bankasının faiz kararının peşinen başarısız olma olasılığını dile getirmesinin Bankanın kararını baştan zayıflattığı kanaatindeyim. Ancak bence esas olumsuz olan bu durumun tekrar etme olasılığının yüksek olduğunu herkesin bilmesi.
YanıtlaSilSaygılar,
Serdar Öztürk
Teşekkürler.
SilHaklısınız. Bu kadar topu tüfeği iyi kullanamamış olduk.
Hocam Merhaba,
YanıtlaSilBen bir bankanın şube müdürüyüm. Yazılarınızı ilgiyle okuyor ve şubede hep beraber okuyup faydalanıyoruz. Sizden ricam Dünya ve Türkiye ekonomisini, dataları, rakamları, CDS, Petrol, Değerli madenler vs.vs tüm bunları takip ettiğiniz siteleri paylaşırsanız en büyük iyiliklerden birini yapmış olursunuz. Geçen gün bi arkadaşımız da bunu sormuştu. Siz cevap olarak bu ayrı bir yazının konusu olacak demiştiniz. Hocam geciktirmeden rica etsem de bu bilgileri paylaşsanız. Saygılarımla,
Çok teşekkür ederim.
SilAslında bu dediğinizi her bir konu bazında Ekonomi Politikası kitabımızın (Ercan Kumcu ile ortak) yenilenmiş baskının bölümlerinin sonuna ekledik.
Ben bunları derleyip zaman geçirmeden bir yazıda toparlayayım.
Hocam saygılar.Yazınız gene çok net ve doyurucu oldu.Tebrikler
YanıtlaSilTürkiyede döviz kurunun küresel ekenomik hareketlerden etkilendiği belirtiliyor.Sorum şu nasıl olur da bir ülkedeki dolar kurunun örneğin gelişmekte olan ülkelerin döviz kuru, Türkiye de ki kuru etkilemekte. Veya tersi Bu etkileşimin nasıl olduğunu somut bir örnekle nasıl açıklarız.Bunu anlamak için nasıl düşünmemiz gerekir.Bunu anlamanın yolu nedir
Teşekkürler.
SilÇok basit. Ortada bir yabancı kaynak havuzu var diyelim. Havuzdaki kaynak sınırlı. Türkiye ve benzeri açık veren ekonomiler bu havuzdaki parayı kullanmak istiyorlar. Havuzdaki para en az riskli gördüğü ülkeye gidiyor. Bu durumda paranın gittiği ülkede kur düşüyor gitmediği ülkede yükseliyor.
Hocam, şimdi de hükümetin B planının Merkez Bankası'nın "temel amaç fiyat istikrarını korumak" ilkesi yerine "temel amaç ekonomik istikrarı korumak" ilkesini getirirek daha Amerikan Merkez Bankası'na yakın bir MB yaparak Avrupa Merkez Bankası sisteminden uzaklaştıracak bir yasa geçirmek olduğu söyleniyor. Bu tam olarak neyi değiştirir pek anlayamadım. Bu sayede (1) faiz artışını yapamayacak mı istediği gibi? Ekonomik istikrar da günün sonunda faiz artırma kararını gerektirebilir. (2) FED ile ECB arasında bu anlamda ne gibi bir farklılık var?
YanıtlaSilDiğer taraftan ben şahsen Türkiye Merkez Bankası'nın Başbakana sormadan faiz artırabileceğine inanmıyorum. Başbakan günün sonunda ikna olmamış olabilir faiz konusunda ama "Yiğit Bulut hariç" ekonomi kurmayları ikna oldukları için onay vermiştir.
FED'in de temel ve tekil amacı fiyat istikrarıdır. bu yönüyle AMB'den farkı yoktur. 1978'te yasalaşan bir kanunla konulan "tam istihdam" amacı makyajdır. FED, 1978'ten bu yana 2 defa enflasyonu bastırmak için ekonomiyi resesyona sokmakta zerre tereddüt etmemiştir. en son 2008-09 krizi de böyledir. Fed, hükümete işin ciddiyetini göstermek için Lehman'ın batmasına göz yumdu. Fed, Amerikan hükümetine "bak Lehman battı, işler ciddi. sen hazine olarak trilyonlarca dolarlık mevduatı sigorta etmişsin. diğer bankalar da batarsa bunların yükü sana kalır, banka mevduatlarını, zararlarını her şeyi üstlenmek zorunda kalırsın. bütçe açıkların gökyüzüne çıkar ve bu kadar bütçe açığıyla netice yüksek enflasyon olur. işler daha fazla büyümeden sen şu bankalara sermaye desteği sağla, ben de likidite sağlayayım. yoksa hepimiz aynı gemideyiz, batarsak birlikte batarız, çıkarsak da birlikte çıkarız" dedi.
Silsözün özü Fed, fiyat ve faiz istikrarı için ekonomiyi durgunluğa sokma konusunda tereddüt etmeyecek bir kurumdur. bunu 1980-82 yıllarında da kararlılıkla ve hiç acımadan yapmıştır. "tam istihdam" amacı işlerin iyi gittiği zamanlara özgü göstermelik bir amaçtır.
Bu gelişmeleri tam olarak bilmiyoruz. O nedenle yapacağımız her yorum spekülatif olacaktır. Ancak Başbakanın açıklamaları sizin yorumunuzun haklı olduğu kanaati doğuruyor.
SilHocam, ellerinize sağlık.
YanıtlaSilÜlkemizde ekonomik teorilerinin işlemeyişinin nedeni için TL nin USD ve EURO gibi döviz olmadığından dolayı, (piyesada bir çok işyeri ve evlerin vb. USD üzerinden olması) öngörülen ya da yapılmak istenen hamlelerin, istenilen sonuçları vermemesi hatta tersini vermesini buna bağlayabilirmiyiz. Para birimimizi USD yada EURO yapıyoruz gibi karar alabiliyormuyuz? ''Çift başlı'' para sorunu nasıl çözülür? Teşekkürler...
Sağolun.
SilAslında çift başlı para sorunu oldukça hafiflemiş geçmişte % 50 dolayında olan döviz ikamesi oranı % 25'e kadar düşmüştü. Şimdilerde yeniden hareketlenerek % 30'un üzerine çıkmış görünüyor. Bu sorunun çözümü riskleri azaltacak, istikrarı sağlayacak olan yapısal reformlardan geçiyor.
merhaba,
YanıtlaSilHocam öncelikle yazınız için teşekkürler.
Faiz artırımı sonrası verilen siyasi demeçler: Merkez Bankası'nın faizleri artırması sonrasında Başbakan bazı açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar, faiz artırımını onaylamadığı zira faizin enflasyona neden olduğu, faiz artırımından kısa sürede sonuç alınamazsa B ve C planlarının uygulamaya konulacağı biçiminde özetlenebilecek açıklamalardı.
Sizce B ve C planları neler olabilir ?
saygılarımla,
Teşekkürler.
SilBen A planını tam olarak anlayamadığım için daha B ve C planını düşünmeye fırsatım olmadı.
Hocam, merkez bankasının faiz artırımının etkisini hissetmek için çok erken olduğunu düşünüyorum. hatırlarsanız Haziran 2006'da faizler 4 puan artmıştı ve kur hemen düşmeye başlamıştı. ancak o tarihlerde merkez bankasının politika faizi enflasyonun 7-8 puan üzerindeydi. bugün enflasyonun 7-8 puan üzerinde, yani %15-16 gibi bir faiz bizim için çok fazla olur. dolayısıyla kur üzerinde 2006'daki etkinin görülmesi zor.
YanıtlaSil2011-12'deki parasal sıkılaştırmada MB'nin uyguladığı efektif fonlama faizinde yine 4 puanlık bir artış olmuştu (%7'lerden %11'lere çıkmıştı) ancak bu faiz enflasyonla hemen hemen eşitti. reel faiz yüksek olmadığı için 21 Ekim 2011'de artırılan faizlerin etkisini ancak Ocak-Şubat 2012'de çok yüklü döviz satışları eşliğinde görebilmiştik.
bugüne geldiğimizde enflasyonun 2-3 puan üzerinde bir fonlama faizi var ancak MB şu an itibarıyla yüklü döviz satışları yapabilecek durumda değil. parasal sıkılaştırmanın etkisinin 2011-12'dekine benzer şekilde 3-4 ay gibi bir zamanda görülebileceği kanaatindeyim.
Evet haklısınız. Bir süre daha bekleyip piyasanın durulmasını görmek gerekir. Tabii siyasal demeçler bu durulmaya izin verirse.
SilFaiz artışı hem talebi hem de büyümeyi sınırlayacağı için maliyet harici enflasyonda bir düşüş olması gerekmez mi? Ben TCMB başkanı 6. aydan sonra %5'lerde enflasyon görebiliriz dedi diye hatırlıyorum.
YanıtlaSilİşin kötüsü maliyet dışı enflasyon çok büyük değil.
SilHocam yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Sizden bir istediğim var; FED tahvil alımlarını tamamen bitirdiğinde ve faiz artışları yaparak bu parayı geri çekmeye başladığında Türkiye'nin durumunu konu alan bir yazı hazırlayabilir misiniz? Teşekkürler.
YanıtlaSilBuna biraz daha zaman var ama planlama içine aldım.
SilBende bu yaziyi bekliyordum. tesekkurler hocam
YanıtlaSilHocam yazınız için teşekkürler.Sizden bir ricam olacak "kalkınma ekonomisi" ile ilgili bir kitap önerebilir misiniz?
YanıtlaSilBenim o konuda bildiklerim eski kaldı.
Silfaizler en başında artırılsaydı yine kurda yükseliş devam edecekti ama bu kadar yüksek olur muydu bilmiyorum. en azından Türkiyeye gelen yabancı sermaye faizlerden kazandığını kurda kaybedeceklerdi.şimdi faizlerle birlikte kurda bir düşüş olursa bu sefer yabancı sermaye faizden kazandığı gibi birde kurdan kazanacak yani ikinci kez kazanacak oysa faizlerin artırılmamasının sebeblerinden biride bu yabancı sermayenin bu ülkeden faizle götürdüklerine karşı yapılmış bir adım gibi gösteriliyordu gibi bir senaryo veya düşünce doğru olur mu?
YanıtlaSilEğer yılda 220 milyar dolar yabancı kaynağa ihtiyacınız varsa yabancıya kazık atma üzerine bir model geliştirmek doğru değildir.
Silteşekkür ederim
Silteşekkürler
Silİktisat ciddi bir bilim dalıdır.
YanıtlaSilSonuçları milyonlarca insanın hayat şartlarını doğrudan etkilediği için mesela antroplojiden farklıdır.
Şaka kaldırmaz.
Kapris kaldırmaz.
"Faiz lobisi" , "Vaiz lobisi" türünden gevezelikler kaldırmaz.
"Faiz haramdır" ama "Hisse senedi helaldir" türünden saçmalıklar kaldırmaz.
Elin parası ile büyük şehirleri gökdelen cehennemi yapmayı kaldırmaz.
"Fakir fukara" gibi ortadoğu türü yaklaşımlar kaldırmaz.
"Merkez Bankası bağımsızdır" deyip her gün Merkez Bankası'na müdahale etmeyi kaldırmaz.
"Bu para o parayı döver" gibi dayılıklar kaldırmaz.
Elin doları ile kendi paranı suni olarak değerli göstermeyi kaldırmaz.
İktisat ciddi bir bilim dalıdır.
Piero Sraffa adına yakışır bir yorum olmuş.
SilTeşekkürler.
SilHocam şu yorumumda bir sıkıntı var mı sizce?
YanıtlaSilFed in son kararına göre tahvil alımını daha da azaltacak, ABD Piyasasında daha fazla dolar kalacak ve faizleri daha düşük seviyelerde izlenecektir..Bu demek oluyor ki yabancı sermaye Türkiyede biraz daha varlığını sürdürecek ve KUR daki düşme daha yavaş olacak..
Türkiye'de risk artışı olmasa belki doğru olurdu ama riskler öylesine arttı ki burada durmanın çekiciliği çok azaldı.
Silhocam ben en çok merkez bankasının bağımsız olduğu yalanına gülüyorum, sizinde yazdığınız gibi bu faiz kararının çok önce alınması gerekirdi ama sayın erdem başçı sayın başbakanımızı aylardır bir türlü ikna edemedi çünkü başbakanımızın faizle ilgili verdiği sözler vardı en sonunda güç bela ikna ettiler ve faiz arttırım kararı geldi ama sorsanız tam bağımsız merkez bankasından bahsediyorlar sorarım size kim inanır buna...
YanıtlaSilPek fazla inanan yok galiba.
SilHocam ben bir şeyin mantığını tam kavrayamadığımdan bu soruyu sorma ihtiyacı duyuyorum; Şöyle bir durum olsa Türkiye'nin gerek siyasi riskleri gereksede ekonomik risklerden dolayı dışarının tasarruflarını her zaman ki kadar kullanamasa eskisi kadar cari açık veremez denmekte
YanıtlaSilHocam burada cari açığı verememesinin sebebi birey bankaya gidip ithalat yapmak istediğini söylediğinde banka ben eskisi kadar sermaye çekemiyorum ve dışardan doğru düzgün borçlanamıyorum o yüzden ithalatının ancak bir kısmını gerçekleştiririm diğer kısmını gerçekleştiremem dediğinden mi cari açık azalmaktadır ?yoksa cari açığın azalmasının sebebi ; döviz arzı azaldığından kurlar yükselmekte ve bu yüksek kurdan ithalat yapmak isteyenler azalacağından bu sebepten mi dışardan sermaye girişi durursa cari açık azalır deniyor ?yani hocam 1.dediğim sebepten mi yoksa 2. Dediğim sebepten mi? Yoksa ikisi de değil mı ?
2) hocam ben yukarıda sorduğum soruyla ilgili şöyle bir mantık yürütüyorum yanlışım yada eksiğim varsa düzeltin lütfen benim gelirim 100 lira olsa ve 200 lira harcamak istesem fazladan 100 lira bulmam gerekecek eğer ben bu 100 lirayı bulurken pahalıya bulduğumu düşünürsem 100 lira fazladan harcama yapmak istemem ve 100lira açık vermem. Dışardan ithalat gerçekleştirirken dövize ihtiyacım olduğuna göre dövizin fiyatının yüksek olduğunu düşünürsem döviz talep etmem ve bu yüzden de ithalatımı gerçekleştiremem ve eskisi kadar cari açık vermem.
3) yani hocam tabi bu uç noktalar ama kötüsünden düşünürsek sabit kur sisteminde bir otorite tarafından dövizin fiyatı belirlendiğinden öyle bir zaman gelir ki 79 senesi gibi döviz bulamayız ama serbest kur sisteminde ülkede döviz kıt olsa bile fiyatlar yükselir bu da bir yandan talebi azaltır hale talep varsa fiyatlar daha da artar yani serbest kur sisteminde döviz bulamamak gibi bir durum olmaz. siz katılırmısınız hocam
Siyasi ve ekonomik riskler artarsa ülkeye borç verenler, yatırım yapanlar eskisi kadar borç verme ve yatırım yapmaz. Bu durumda yeterli döviz bulunamaz olur ve döviz kurları yükselir. Sonuçta ithalat pahalı hale geleceği için eskisi kadar cari açık verilemez.
Sil2) Aynen böyle.
3)Tamamen katılırım.
Hocam açıklamalarınızı takdir ediyorum, gönül isterdiki üniversite hocalarımız da sizin gibi öğretmeyi amaçlasalardı! Aklıma takılan bir konu var iktisatla ilgili ve bu konu nette her yerde aynı şekilde açıklanmış bir de size sormak istiyorum izninizle "Tüneldeki Yılan" özet olarak nedir?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilTüneldeki yılanı buradan okuyabilirsiniz. Sanırım buradaki açıklamalar yeterli. http://tuneldekiyilan.nedir.com/
Hocam yine çok aydınlatıcı bir yazı fakat ben ''Belirsizliğin olduğu yerde risk yükselir, riskin yükseldiği yerde kurlar da faizler de yükselir.'' kısmını anlayamadım biraz açar mısınız ? Saygılar..
YanıtlaSilEkonomi politikasında belirsizlik varsa yani belirli olaylar karşısında nasıl davranılacağı belirli değilse risk yükseliyor demektir. Örneğin siz ekonomide belirsizliğin arttığı bir ortamda yatırım yapmazsınız. Çünkü geleceği göremezsiniz. Bu bir risktir. Yabancı yatırımcı bu tür risklere daha duyarlıdır. Yabancı bir ülkeye gelmiş parasını yatırmıştır. Kur hızla yükselirse yatırımcı açısından risk artar o zaman parasını alıp gider. Döviz çıkışı kurları artırır. Bu durumda yabancı yatırımcıyı geri getirmek için daha fazla faiz ödemeniz gerekir.
SilHocam merkez bankasını bazı faizleri artırarak bankaların maliyetlerini artırdı .
YanıtlaSil1)bu faiz artırımının kredi faizlerini yükselteceği aşikar fakat mevduat faizinin de yükseleceğini savunanlar var hangi gerekçeyle hangi mantığa dayanarak mevduat faizlerinin artacağını savunuyorlar?
2) merkezin kararlarından sonra tl ye talebin artmasının sebebi mevduat faizlerinin bir kaç puan yükselecek olmasımıdır ?
3) haftalık repo faizi bankalar için %10 acaba bugün biz repo işlemi yapacağımızı söylesek bizde %10 mu kazanırız yoksa bu oran sadece merkezin bankaları fonlamakta kullandığı faiz oranı mı ?
4) ayrıca gecelik borç alma %8 bankalar ellerinde fazla para kalırsa gün sonunda bunu atılda tutmanın yerine m.b na borç olarak vermekte ve %8 dolayında faiz almaktadır .siz bazı yazılarınızda yabancıların bu oranla ilgilendiğini belirtmiştiniz hocam bu oran sadece bankalara yönelik değil mi? Yani bugün biz yada başka bir yabancı gitse paramı 1 günlüğüne sana veriyorum sende m.b na yatır ve bana % 8 kazandır diyebilir mi ki ?yani yabancıların bu oranla ilgilenmesinin sebebi nedir?
5)faiz artırım kararından sonra yatırımcıların tl ye olan taleplerinden dolayı kurun 2.26 tl lere geldiğini görmekteyiz . Yatırımcılara hangi faiz cazip gelmiştir ? Mevduat faizi mi,gecelik borç almamı , repo faizi mi ?
6) merkezin bazı faizleri artırması tahvil faizlerini nasıl etkiler ve neden ?
(1) MB nin faiz artırımı tahvil faizlerini de artırdı. Tahvil faizi artınca mevduat faizleri de rekabet edebilmek için artıyor.
Sil(2) Mevduat faizlerinin artması tüketimi düşürüp tasarrufları artıracaktır. Çünkü enflasyonun % 8 olduğu bir yerde mevduat faizi % 10 olursa bir miktar reel faiz var demektir.
(3) Bu MB nin bankalar için açtığı haftalık repo faizi ihalesinin oranıdır. Kişiler giremez.
(4) MB kişilerle iş yapmaz. Ama eğer bir yabancı parasını bankaya getirir ve ondan MB'ye gidip bu parayı yatırmasını isterse bu yolla yaptırması mümkündür.
(5) Şu anda hepsi çekici görünüyor. Ama ilk ihalede MB sadece haftalık repo ihalesini kullanmış yani % 10'luk faizle işlem yapmıştır.
(6) MB'nin faizleri artırması tahvil faizlerini yukarı iter. Çünkü bankalar MB'den daha pahalı fon alır ve bu maliyeti çıkarabilmek için Hazine'den tahvil alırken de daha fazla faiz talep eder.
Çok güzel bir yazı olmuş. Bence en kötüsü Başbakanın borsayı ve dövizi bir müddet izleyeceğiz, gelişme olmaz ise alışılmışın dışında planlarımız var demesi oldu. Piyasaya hemen sermaye hareketlerine kısıtlama gelir mi diye söylentiler yayıldi. Bu sermaye kısıtlamasi olayı deyim yerindeyse "şüyuu vukuundan beter" bir olay.
YanıtlaSilEvet ne yazık ki öyle.
SilHocam yakın zamanda stagflasyon olacağını söylemek çok da zor olmasa gerek. Sizce de öyle değil mi?
YanıtlaSilresesyon olmasın da
YanıtlaSilHocam biz bu ülkede bir gün faizi, kuru parayı değil de gerçekleri, gerçek ekonomiyi konuşmaya başlarsak ne faiz derdimiz kalacak ne enflasyon. Bunların ikisi de sonuçtur. Üretmeyen bir ekonominin, üretmeyen bir toplumun, çalışmadan-paradan para kazanarak zengin olmayı hedefleyen bir toplumun karşılaşabileceği sorunlar bunlar. Japonyanın niye faiz ya da enflasyon sorunu yok? Üretmiyoruz. Çalışmıyoruz. Herşey hazır olsun, çabuk olsun, kısa yoldan...Olmuyor işte...
YanıtlaSilPek o kadar farklı şeyler değil bunlar. Türkiye aslında üreten bir ülke. Sorunu marka yaratamamak. Örneğin Mercedes'inden BMW'sine kadar pek arabanın parçalarını burada üretiyoruz ama kendimiz bir araba çıkaramadık ortaya.
SilÖte yandan üretimimiz fazla olsa bile karşı tarafta bunu alacak kimse olmazsa kur ve faiz sorunları çıkıverir ortaya. Japonya 20 yıldır sadece enflasyon ve faizle uğraşıyor. Japonya'nın belki de en önemli sorunu enflasyon. İnsanlar para harcamıyor. Japon MB'nin tek hedefi enflasyonu biraz artırıp ekonomiyi canlandırabilmek.
onların sorunu deflasyon değil mi hocam. yani bizim sorunumuzun tam tersi. aşırı üretmek, toplum tüketmiyor, üretiyor birikim yapıyor devamlı. hocam devletin veya özel sektörün bütçesinde ar-ge ye, üniversitelere ayrılan pay nedir? bu ülkede ne mühendisler var işsiz geziyor. o mersedeslerin kralını üretiriz, öyle mühendislerimiz var, marka da yaratırız ama politikalar bu ortamı sağlamıyor.Eğitimli insanlara,kalifiye elemana iş yok,para yok.nasıl olacak ki bizim markalarımız hocam.tabi ki olamaz.ama kimse bu millete akılsız deme gafletinde bulunmasın.çok iyi mühendislerimiz var.bizim mühendisliğimiz,mallarını ithal ettiğimiz ülkelerin çoğundan iyidir.ama politikalar hatalı.
SilMühendislerimizin batılı ülke mühendislerinden iyi olduğu iddiası sadece bir iddiadır. Bir ülkenin iktisatçısı, futbolcusu, siyasetçisi, hukukçusu, sanatçısı ne ise mühendisi de odur. Arada istisnai yetenekler çıkar ama ortalama böyledir. Eğer sizin dediğiniz gibi bizim mühendisler onlardan iyi olsaydı bu markaları yaratırdık emin olun. Bir ülkede sizin dediğiniz gibi eğitimli insanlar batılılardan iyi olsaydı o ülkede politikalar da yanlış olmazdı. Bunun akılla ilgisi, yok. Eğitimle ilgisi var.
SilHocam ben kendim bir mühendisim.itü mezunuyum.ekonomiye neden merak sardım biliyor musunuz?ilk işe başladığım zamanlar çalıştığım firma(ki bu firma türkiyenin hatırı sayılır büyük bir holdingidir),taktığı makinelerin dilini bilmeyen,mühendislik bakışı olmayan,matematik temeli olmayan,hindistan vs gibi ülkelerden devşirme mühendisleri olan yabancı firmalara tüm ihaleleri veriyordu.Bu adamlar benim aldığım maaşın 10misli maaş alıyordu.Ve ben malesef bu adamların ayakçılığı yapıyordum.BU NASIL OLUYOR? diye düşünüp araştırmaya başladım.Geldiğim sonuç şu oldu:memleketi yöneten irade-karar mercii bu adamların yöneticilerinden yüklü miktarlarda rüşvet alıyor.bütün işler ihaleler içki masalarında rüşvetle alınıp veriliyor.Bütün sosyal ekonomik durum da buna göre dizayn edilmiş.Olan senin mühendislerine oluyor.Allah aşkına hocam,Mimar Sinan,Ali Kuşçu,Farabi,İbni Sina,Katip Çelebi,Ömer Hayyam bizden değilmiydi? ben size farkı söyleyeyim:Mimar Sinanı Mimar Sinan yapan devletin başındaki büyük devlet adamı Kanuni,Ali Kuşçuyu da Ali Kuşçu yapan "Bu kanunlar atam dedem kanunudur,benim dahi kanunumdur" diyen Fatih'tir...siz ne demek istediğimi çok iyi anlamışsınızdır...
SilHocam Merhabalar oncelikle elinize saglik yazilariniz çok egitici bi okadarda anlasilir.Bir sorum olacakti size hocam; kredi kartlarinda bazi mallarda taksit kaldirildi bunun ekonomiye etkisi nasil olur? Simdiden teşekkür ederim saygilar.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilKredi kartlarında bazı mallarda taksitlerin kaldırılması ekonomideki borçlanma eğilimini biraz azaltır. Bunun etkisi kredi kullanımının, dolayısıyla harcamaların ve dolayısıyla iç talebin düşmesi biçiminde ortaya çıkar. Bu da ekonomiyi yavaşlatır ve büyüme hızı düşer. İthalat da düşer ve bu da cari açığın düşmesine yol açar.
hocam elinize sağlık.Şimdi faiz artışıyla birlikte başbakanımız enflasyonunda artacağını söylüyor ve bunların doğru orantılı olacağından bahsediyor halka. Fakat sizinde dediğiniz gibi bu süreçte tahvil faizi artınca mevduat faizleri de rekabet edebilmek için artıyor.Bu mevduat faizlerindeki artış ile birlikte haklın tüketimden vazgeçip tasarrufa yönelmesi ile talep yönü enflasyon engellenmiş olmuyor mu?Bu açıdan bakınca faiz ile enflasyon doğru orantılı değil ters orantılı oluyor ve faiz artışı ile enflasyonun azalması gerekmiyor mu? Teşekkürler ve Saygılar...
YanıtlaSilAslında faiz probleminin çözümü kolay. Parayı ortadan kaldırırsanız paranın maliyetini hesaplamak zorunda kalmazsınız dolayısıyla faiz gibi bir derdiniz olmaz. Bunu yapabilecek hat da benim gibi ortaya atabilecek birini bile büyük bir ihtimalle bir psikiyatri doktoruna yollarlar. :-)
YanıtlaSilŞaka bir yana yazı güzel olmuş ama hükümetinde faiz ve kurdaki artıştan fazla şikayetçi olmadığını düşünüyorum. Bence hükümet ve ekonomi yönetimi 2,20-2,30 bandındaki dolar kuru cari açığı azaltmadaki etkiisinden memnun iken. Faizlerin yükselmesi ile kredi kartında azaltılan taksit sayısıda tasarruf oranını arttırır. Düşük kur düşük faiz sanayiciye makine olsa sıkıntı olmaz ama yurdumun insanının altına binek otomobil, eline akıllı telefon, tablet, çantasına diz üstü bilgisayar, salonuna led Tv oldu Sayın Başbakanın faiz hakkındaki eleştrisi sadece sokakdaki insana hoş görünmek için. Saygılarımla Abdullah FuTTu
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil