Kur Artışı mı Faiz Artışı mı Daha Zararlıdır?

Bunu bir tabloyla açıklayayım.


Enflasyon
Cari açık
Büyüme
Bütçe açığı
Kur yükselirse
Yükselir
Düşer
Düşer
Yükselebilir
Faiz yükselirse
Düşer (*)
Yükselir
Düşer
Yükselir
(*) Talep enflasyonu varsa tasarrufları artırıp talebi düşüreceği için faiz artışı enflasyonu frenler, maliyet enflasyonu söz konusuysa faiz artışı enflasyonu frenleyemeyebilir.

Bu ikilinin birbirine olası etkisini de şöyle özetlemek mümkün: Kur yükselirse faiz fazla etkilenmeyebilir, faiz yükselirse kur düşebilir

Tabloya dönecek olursak her ikisinin de yani faiz artışının da kur yükselişinin de ekonomiye zararları ve yararları olduğunu görüyoruz. Bu, ekonominin içinde bulunduğu duruma göre değişir. Türkiye ekonomisinin bugünkü görünümünü şöyle özetliyoruz:

Yüksek enflasyon
Yüksek cari açık (yüksek dış finansman ihtiyacı)
Düşük büyüme
Düşük bütçe açığı

Bu dörtlüye bakarak bir tercihte bulunmamız gerekiyor. Enflasyonu mu önleyeceğiz, cari açığı mı düşüreceğiz, büyümeyi mi hızlandıracağız yoksa ne pahasına olursa olsun bütçe açığını düşük tutmaya mı çalışacağız? Ekonomi politikası, bir taşla en çok iki kuş vurulabileceğini anlatıyor bize. O halde bu dörtlüden en iyi ikiliyi seçip hedefi ona göre ayarlamamız gerekiyor.

Eğer kur artışına aldırmaz gidişatı kendi haline bırakırsak cari açık düşer, buna karşılık enflasyon yükselir, büyüme düşer, bütçe açığı fazla etkilenmeyebilir.

Eğer kur artışının bozucu etki yarattığını düşünür faizi yükseltirsek enflasyonu frenleyebiliriz, kuru denetim altına alabiliriz. Bu durumda cari açık artar, büyüme düşer, bütçe açığı da yükselir. Buna karşılık faiz çekici hale geleceği için dış finansman bulmak kolaylaşabilir.

Eğer bir ekonomi yapısal reformları yapmamış, dışarıdan gelecek finansmana göre geleceğini biçimlendirmişse kırk katır mı kırk satır mı biçimindeki bu seçenekler arasından birisini seçmek durumundadır.

İktisatçının görevi ekonomi politikasını bu şekilde siyasetçiye sunmaktan ibarettir. Bundan sonrası siyasetçinin işidir. Seçime girecek olan odur. Seçime yüksek enflasyonla mı girmesi lehinedir yoksa yüksek kurla mı girmesi? Yüksek büyümeyle mi devam edecektir yoksa büyümeden biraz fedakarlık edip cari açığı ve enflasyonu toparlamaya mı uğraşacaktır? Bu tercihleri yapacak olan siyasetçidir. İktisatçının görevi bu menüyü sunmaktan ve siyasetçinin tercihine göre politika araçlarını yönlendirmekten ibarettir. İktisatçının bu menüyü siyasetçiye sunarken bu araçların kısa dönemli ve uzun dönemli etkilerini de söylemesi şarttır.  

Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu koşullarda menüde ne yazık ki tatlı yok. Menü, çoğunlukla acılı yemeklerden oluşuyor.   

Yorumlar

  1. Üstat,

    Gözlemleyebildiğim kadarı ile siyasetçi seçimini yüksek kurdan yana yaptı. Bu kararında ki en önemli unsurunda 2013 yılı büyümesinin ana dayanağı olan iç tüketim ile yoluna daha fazla devam edemeyeceği farkındalığı olduğu bence. Beklentisi ihracatçıyı uluslar arası pazarlarda daha rekabetçi kılacak daha az değerli TL ile 2014 yılında büyümesine ihracatın pozitif katkısını da almak. Yılın ikinci yarısından itibaren TL'nin önerdiği yüksek faiz ile değerlenmeye başlamasını (sermaye girişlerinde ki artış ile beraber) ve buna paralel olarak iç tüketimdeki canlanma ile 2015 seçimlerine yaklaşık 3.5% büyüme ile girmeyi planladığını düşünüyorum. Bu politika ile cari açığı elden geldiğince kontrol etmeye devam etmeyi planlıyor.

    İyi günler dileklerimle
    Cafer Demir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nin faiz artırımı kararı ilginç bir karar. Siyasetçinin böyle bir isteği olmadığı halde MB, siyasetçiyi ikna etti diye düşünüyorum. Yani sadece bir menü sunmakla kalmadı aynı zamanda faiz artırımı yapılmadığı takdirde ekonomide çıkmazların artacağını anlattılar. Ve siyasetçi istemeye istemeye faiz artırımını kabul zorunda kaldı.

      Sil
    2. Üstat,

      Kıymetli yanıtınız için teşekkür ederim.
      Belki spekülatif bir yaklaşım olabilir ancak, ben bahsi geçen siyasetçi göz önüne alındığında, ikna etmenin pek mümkün olmadığını daha ziyade bir ortak tavrın daha olası olduğunu düşünüyorum.

      iyi akşamlar.
      Cafer Demir

      Sil
  2. hocam kur ve faiz ilişkisinde hangisi daha karlı veya zararlı olduğunu düşünürken dış borçların ve dış kaynak ihtiyaçlarının önem katsayısı enflasyon , cari açık , büyüme , bütçe açığından sonra mı gelir ? veya bunların dışında hangi parametreleri hesaba katmak gerekir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların hepsini hesaba katmak gerekir. Ama eğer bir yıl içinde dış finansman ihtiyacı 210 - 220 milyar dolar gibi bir düzeydeyse bu, hepsinin önüne geçer. Çünkü o kaynağı bulamazsak ötekiler zaten yoldan çıkar.

      Sil
  3. hocam kur yükselirse büyüme artmaz mıdır? rekabetçi tl olduğu zaman daha çok ihracat yaptığımız zaman büyüme artmaz mıdır? ve aynı zamanda kur yükseldiği zaman ülkemizin sanayisi için dışardaki ülkelerden borçlanırsak kur artışı bu buyumeyı olumsuz yonde etkılerse bu olumsuz etkıleme olumlu etkılemeden fazla mıdır? diğer sorum soruyu sormakla beraber aynı düşüncede olduğum anlamadına gelmediği 1980lerde ve 2000li yılların başlarında 2 çok değerli isim vericem biri turgut özal diğeri kemal derviş bunların ekonomik tetikçi olabileceği tezi doğru mudur yoksa türkiyedeki kalıplaşmış düşünce safsatalarından birilerimidir.nitekim ben böyle düşünüyorum.saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tetikçi teorilerine pek inanmayın derim. Çok ucuz teorilerdir. Ben şahsen dinler geçerim fazlaca itibar etmem.
      Türkiye'nin bugün en önemli sorunlarından birisi dış kaynak bulabilmektir. Kur hızla yükselirse ülkenin riskleri arttığı için kaynak gelmez olur. Kurla ihracat artışının bir sınırı var.

      Sil
  4. hocam cari açığı gsyha göre yüksek çıkan ekonomılerde genel olarak üretmeden büyüyor diyebilirmiyiz? kural olarak yanı. saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır diyemeyiz. Bu ekonomide iç tasarruflar yetersiz diyebiliriz. Çünkü cari açık vererek üretim yapmış ama bunu içeride satmış olabilir.

      Sil
  5. Hocam, yurtiçi krediler (TÜFE'den arındırılmış) 2010'da %34, 2011'de %20, 2012'de %12 ve 2013'te %22 artmış. kredi büyüme oranlarımız dünya ortalamasının çok ama çok üzerinde. belli ki bir zamanlar çok leziz hurmalar yemişiz ama artık bünye daha fazla hurmayı kaldırmıyor. tuvalete gitmemiz lazım. bir de hemoroid var. şimdi hemoroid var diye tuvalete gitmemek olur mu? katlanıcaz artık yapacak bir şey yok, yoksa ölürüz.
    hayatta kalmak (finansal istikrar) için acı reçete: yüksek faiz, kontrol altına alınmış enflasyon, kamu harcamalarında kesinti, düşük bütçe açığı, düşük cari açık, düşük büyüme, rekabetçi TL

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sistemimiz bol kredili harcamaya dayanarak büyüme modeliydi. Sürdürülemiyor.

      Sil
  6. Saygılar üstad. Bilgisizliğime verin ,ekonominin herşeyinin üretime bağlı olduğunu,sanayi ve teknolojide önemli noktalara gelmeden bu problemlerin hiç bitmeyeceğini düşünüyorum. Buna bağlı olarak faizlerin yatırımi destekleyici seviyelerde olması ve politikaların üretime yönelik oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bilginize sunmak istedim. Sizce makul bi düşünce mi yoksa Türkiye şartlarında olurlu değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok makul bir düşünce ancak Türkiye'nin üretim yapmadığı düşüncesi doğru değil. Türkiye ciddi üretim yapan bir ekonomi. Bütün mesele büyüme hızını potansiyel büyümesi olan yüzde 5'in üzerine zorlarken ya cari açık ya da bütçe açığı veriyor olması.

      Sil
    2. Teşekkürler üstadım.

      Sil
  7. Mahfi hocam,

    Faizde belli dönemlerde güncellemeler yapabilirsiniz.(Yakın geçmişte olduğu gibi). Ancak kurdaki bu artışla. Reel sektör eğer açık pozisyonlarını hedge etmediyse(ki genel görüntü o görünüyor).Ödeme günlerinde ortalama neredeyse %30 fazla tl'ye ihtiyaç duyuyor. Bunlarda nispeten zayıf şirketlerde ödeme güçlüğü,küçülme ve belki de iflas getirecek.Yani yapılacak hesap ne kadar döviz ödemen var. Ve belli dönemde ne kadar faiz ödersin. Hangisinde daha fazla kayıp var ise ona yönelip, onun ateşini söndürmek daha sağlıklı değil mi?

    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğru ama eğer kur örneğin 2,60'a giderse borçların ödenmesi çok ciddi sorun yaratabilir.

      Sil
  8. Hocam yazı için teşekkür ederim. İki ekonomik değişkenin de büyümeyi olumsuz etkilediği ortada. Yazınızda öncelikle türkiyenin hangi ekonomik sıkıntıyı çözmesi gerektiğini vurgulamışsınız. Bence türkiyenin şuanki en büyük sorunu enflasyon, işsizlik ve cari açıktır. Bir taşla 2 kuş vurabileceğimizi söylediğiniz için ya işsizlik ya da enflasyon seçeneğimiz kalıyor. Hocam şubat ayıyla birlikte başlayan ihtiyaç ve taşıt kredilerinin kısıtlamaları, kredi kartı düzenlemeleri devletin talebi düşürerek tasarrufu arttırmaya ve enflasyonla mücadele etme politikasını seçtiğini söyleyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  9. Bir dereceye kadar söyleyebiliriz. Faiz artırımı da aslında buna hizmet edecek.

    YanıtlaSil
  10. hocam türkiye borsasının gerçek değeri nedir.. bununla ilgili bir hesap yapılabilir mi? mesela bir arabanın maliyeti 15.000 tl diyelim ama 40.000 e satılıyor... bizim borsanında böyle gerçek bir değeri varmıdır? yoksa borsada herşey beklenti midir? bir bankacı arkadaş garan hissesinin gerçek değeri 3 tl civarında demişti... bu şekilde bir hesaplama yada formül var mı? defter değeri v.s.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hesap borsa şirketlerinin piyasa değeri ile yapılıyor. İş Investmentin yazdığına göre bugün itibariyle 470 milyar TL görünüyor.

      Sil
  11. hocam yazı için çok teşekkürler, ekonomi bir çok kimseye anlayacağı seviyeye inip anlatıyor ve sevdiriyorsunuz, sorum merkez bankasından yakın tarihte bir hamle daha bekliyor musunuz, politik faizler dışında,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Ben TCMB nin, anormal bir gelişme olmadığı takdirde, şu aralar başka bir önlem alacağını sanmıyorum.

      Sil
  12. Hocam
    Faiz artarsa ekonomide talep daralması yaşanmazmı? Dolayısıyla yatırım ve tüketim harcamalarında yaşanacak gerilemeye bağlı olarak ithalat düşmez ve bundan cari açık olumlu etkilenmez mi?
    Anladığım kadarıyla siz artan faize bağlı olarak değerlenecek TL nin sonucunda artacak ithalatın cari açığı yükselteceğini varsayıyorsunuz.
    Türkiye ekonomisi için bu ne kadar geçerlidir?
    Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka bir gelişme olmazsa bir süre sonra bu gelişme yaşanır.

      Sil
  13. Hocam şahsi fikrim yazınızın en can alıcı kısmı, "Eğer bir ekonomi yapısal reformları yapmamış, dışarıdan gelecek finansmana göre geleceğini biçimlendirmişse..." kısmıdır.

    Suat TUNCER

    YanıtlaSil
  14. Mahfi Bey,

    Tablonuzdaki kur artisi ve faiz artisinin diger degiskenler uzerindeki etkilerinin yonunu olumlu veya olumsuz olarak siniflandirilmasi temelde dogru bir yaklasim olmasina karsin. Bu politikalarin net etkisini hesaplamak icin, bagimli degiskenlerin bagimli degiskenlere gore elastikiyetlerini bulup, bunlara gore toplam etkileri karsilaslastirmak cok daha dogru olur.

    Iyi calismalar,

    YanıtlaSil
  15. Çok doğru. Ama yazıyı her düzeyden izleyiciye göre yazmaya çalışınca bunları es geçmek zorunluluğu çıkıyır.

    YanıtlaSil
  16. Hocam MB bağımsız ise neden hükümete tercih sunuyor? Bu çelişki değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkat ederseniz MB'nın tercih sunmasından söz etmiyorum,sözünü ettiğim iktisatçının sunacağı tercihtir. Burada bizlerin yazdıklarını kastediyorum. MB bağımsız olduğuna göre ve tek yasal görevi de enflasyonu düşürmek olduğuna göre burada faiz artırma kararını ya da kura müdahale kararını kendisi alıp uygulamak durumundadır.

      Sil
  17. Hocam öncelikle yazınız net bir şekilde sonuçları göstermiş ve bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. Ancak kısaca birer cümle ile tablonuzdaki artış veya düşüşlerin nedenleri hakkında bilgi verirseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
  18. Kur yükselirse enflasyon yükselir çünkü ithal edilen ürünleri üretimde girdi olarak kullanan işletmelerin maliyetleri yükselir. Cari açık düşer çünkü ithalat pahalı hale geleceği için düşer. Büyüme düşer çünkü ithalat düşer, enflasyon olur ve talep azalır. Bütçe açığı artabilir çünkü borç faizleri TL cinsinden artar.
    Faiz yükselirse enflasyon düşer çünkü insanlar yüksek faizden yararlanmak için daha az tüketip daha çok tasarruf ederler, talep düşünce fiyat artışları yavaşlar. Cari açık yükselir çünkü yüksek faiz daha çok yabancı para çeker, daha çok yabancı para TL'nin değerini düşürür, ithalat artar, cari açık yükselir. Büyüme düşer çünkü talep düşer, tüketim azalır bu durumda üretim de düşer, ayrıca kredi faizleri de aratacağı için yatırım için kredi kullanımı azalır ve yatırımlar düşer. Yatırım düşüşü büyüme düşüşünü getirir. Bütçe açığı yükselebilir çünkü faiz arttığı içinHazine daha pahalıya borçlanır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam faizdeki artışla birlikte daha fazla yabancı paranın gelmesi ve TLye olan talebi artırması nedeniyle TLnin değerinin artması anlamına gelmiyor mu? ayrıca daha çok üretim için ara malı ithal eden bir ülke olduğumuzdan kurun düşük olması üretimi artırmaz mı? son olarak pandemi sürecinde yaşanan ekonomi parametrelerinde ki değişikliklerin faiz ve kur ekseninde değerlendirme konusunda nasıl bir yorum yaparsınız?

      Sil
  19. Hocam enflasyonun önemli oranda maliyet eflasyonu olduğunu düşünülürse(Ocak ayı üfe de destekliyor bunu )hem kur artışının hemde faiz artışının belirlediğiniz değişkenlerden yalnız kur artışının ,eflasyonu biraz frenliyebileceği anlaşılıyor.Buda iç talebi düşürüp ithalatı azaltma yoluyla olacak.Diğer değişkenlerin hepsi olumsuz yönde etkileniyor.Bu nedenle dış finasman ihtiyacı bir kaç aylık süre içinde kuru yükseltecektir.Ayrıca faiz artışı da, yıllık ortalama en az % 10 eflasyon beklenen ülkede % 2veya % 3 lük reel faiz getirisi ile nafile çaba gibi görülüyor.Yabancılarında risk algıları nedeni ile birde Türkiyede reel olarak elde edecekleri faizin reel getiri getirmemesi hatta CDS primlerini de hesaba katarsak kendi ülkelerindeki faizlerden alçak kaldığını düşünürsek faiz artışı iki üç aylık zaman diliminde pek de yararlı olacağa benzemiyor.Bu arada fed de tapering'e devam ediyor.Bu da işin tuzu biberi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye ekonomisinin sorunu birden fazla olduğu için faize tek başına enflasyonla mücadele olarak bakmak ne yazık ki yetmiyor. O nedenle MB'nin işi de kolay değil. Faiz artışı şimdilik kuru frenlemiş görünüyor. Eğer kur 2,50'ye tırmansaydı bunun sonuçları faiz artışından daha ağır olurdu. Faiz artışının yeterli olup olmadığını zaman gösterecek.

      Sil
    2. Hocam gectigimiz icinde hukumet bi sürü yatirim yapti ve milyonlarca harcama yaptibayni zamanda siyasi calkantilar gundeme geldi dolayisiyla akillara gelen soru su bunca yatirimin kaynagi nerden geldi diye ancak altin fiyatlari son 1 yildir inisteydi ve yeterli ivmeyi kazanmadi bi turlu hanehalkida fiyatlar dustu diye altina yuklendi bu acaba devletin uygulamis oldugu borclanma yontemimidir yapilan yatirimlarin finansmani icin..
      Saygilar hocam.

      Sil
  20. Hocam,
    Herkes anlamış yine bir ben anlamamışım. En kötü öğrenciniz benim herhalde.

    Kur artarsa ve faiz artarsa diye iki temel yönelim gösterdiniz.

    Bizde önce kur arttı, bir yere kadar artar sonra durur diye beklenirken kurun artışı serbest yükseliş (fizikte böyle bir kanun yok malesef) halini alınca kur bir yerlere tutunur hale geldi.
    Yani aslında kur alıp başını gidecek ama faiz nedeniyle biryerlerde tutunuyor gibi.

    Yani hem birinci hem ikinci satır aynı anda yaşanıyor gibi.
    Tazyik güvensizlikten kaynaklanıyor.

    Güvensiz iş olmaz; yolcudur döviz, faizle bağlasan da durmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Öğrencinin kötüsü olmaz hocanın kötüsü olur. Demek ki iyi anlatamamışım. Bazen belirli bir sayfa sınırını aşmamak, insanı okurken yormamak için kısa kesiyorum ve o zaman denilmesi gereken her şeyi yansıtamıyorum herhalde.
      Kur ve faizin birlikte artması karışık ortamlarda çok görülen bir konudur. Belirsizlik, güven eksikliği, karmaşa, kriz gibi hallerde birbiriyle uyumlu olan ya da olmayan birçok gösterge birlikte hareket etmeye başlayabilir. Oradan giderek bunlar arasında düz ya da ters korelasyonlar aramak doğru olmaz.
      İşin sırrı sizin son cümlenizde saklı: Güvensiz iş olmaz. Faiz artışı tek başına mucize yaratamaz. Bir gün B ve C planımız var deyip iki gün sonra gelen tepkiler nedeniyle onu kastetmemiştim derseniz krediniz düşer. Kur da geri gelir faiz de. Ama herşeyden önce itibarınızı ve kredinizi geri getirmeniz gerekir. Ki bu en zor iştir.

      Sil
  21. merhaba hocam, dolar 2,40 a giderken merkez direk satışla 3 milyar dolar civarında bir müdahelede bulunmuştu... bu seviyelerden bu kadar yüklü bir satışı küçük yatırımcı sanırım karşılamış olamaz... çünkü 3-5 kuruşluk bir düşüş etkisi oldu.. peki büyük yatırımcılar, bankalar v.s. bu seviyeden olar alıyorsa mantıkları ne olabilir... herhalde 2,40 dan aldıklarımızı 2,20 den veririz diye düşünmüyorlardır :)
    ikincisi doları kimin aldığı tam olarak tespit edilebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vatandaş bankaya talimat verip "benim vadeli hesaptaki on bin liramı dolar hesabına çevir, faizinden de vazgeçtim" dediği anda banka bunu yapmak zorundadır. Bu durumda bankanın döviz yükümlülüğü artar ve banka açık pozisyon kapatmak için MB'den döviz satın almaya gider. Bu durumda kar zarar düşünülmez sadece pozisyonları kapatmak düşünülür. Kur yükselmeye başlayınca panik başlar. Açık pozisyonu olan şirketler pozisyon kapatmak için, vatandaş da parasını korumak için dövize döner. Her dönüş kurları daha da artırır. Bu işler polisiye işler değil. Doları herkes alabilir.

      Sil
    2. kardeşim bankalar büyük yatırımcılar spekülatör değil al satla uğraşmaz. onlar dövizi zaten senin adına kullanıyor. riski sana bana yüklüyorlar. eninde sonunda sana bana enflasyon olarak dönecek bunlar. o yüzden onların umurunda değil 3 liradan da alırlar dövizi. asıl seni devletin soyuyor. merkez bankan hükümetin sana çalışmıyor. asıl sorun orda. siz daha ekonomi vs öğreninceye kadar adamlar donunuzu almazsa iyi.

      Sil
  22. Hocam merhaba,

    Kredi notumuzda kısa vadede bir değiklik bekliyor musunuz, olursa sonuçları ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ay değilse gelecek ay olumsuz yönde bir değişiklik olabilir. Türkiye ekonomisini daha da olumsuz etkiler. Sermaye girişleri azalır, çıkışları artar. Bu da bizim zaten zor olan dış finansman meselemizi iyice zora sokar.

      Sil
  23. 1. Kur artışına aldırmaz gidişatı kendi haline bırakırsak CARİ AÇIK DÜŞER, buna karşılık enflasyon yükselir, büyüme düşer, BÜTÇE AÇIĞI fazla ETKİLENMEYEBİLİR.

    2. Kur artışının bozucu etki yarattığını düşünür faizi yükseltirsek enflasyonu frenleyebiliriz, kuru denetim altına alabiliriz. Bu durumda CARİ AÇIK ARTAR, büyüme düşer, BÜTÇE AÇIĞI da YÜKSELİR. Buna karşılık faiz çekici hale geleceği için dış finansman bulmak kolaylaşabilir.

    Neden 2inciyi seçmek zorundayız halâ anlayamadım: Biz Cari Açık düşsün diye çalışıyorduk sanıyordum. Şimdi var olduğunu söylediğiniz güven ortamı yoksa Faiz %100 olsa bile finansman nasıl gelecek?
    Umut CHP ise bu kesinlikle yanlış bir öngörü çünkü Penguen %50 halâ CHP'ye inanmıyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yazımda ikinciyi seçmek gerektiğini söylemedim. Sadece siyasetçiye ya da karar alıcılara bir menü sundum. Ya o ya da bu diye.
      Öte yandan eğer kurlar denetim altına alınmış ve oynaklık durmuşsa faiz artışı yabancı kaynakları çekebilir. Çünkü yabancı yatırımcı faizden kazandığını kurdan kaybetmek istemiyor, mesele orada. Bu noktada gelip de kalıcı yatırım yapacak yabancı sermayeden söz etmiyoruz. Ondan zaten pek umut yok.. Onun aradığı daha farklı bir istikrar ve güven ortamı. Burada konu ettiğimiz kısa süreli de gelecek olsa portföy yatırımları. Türkiye'nin 2014'de ona çok ihtiyacı var.
      CHP veya başka partiden söz etmiyorum. Burada elden geldiğince siyasal görüşlerimi geride tutup tarafsız bir ekonomik analiz sunmaya çalışıyorum.

      Sil
  24. Sizin disinda okuyucu dostu yazabilen yok.keske universitede okudugum kitaplari da siz yazsaydiniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ama geç kalmış değilsiniz, yazdığım kitapları şimdi de okuyabilirsiniz. Üniversitede okumuş olmaya nazaran şimdi çok daha iyi değerlendireceğinize eminim.

      Sil
  25. Hocam faiz artica neden enflasyon dusuyor.iliskiyi kuramadim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. faiz artınca insanlar tasarrufa yönelir tüketim azalır,talep enflasyonu oldugunu varsayarsak da talep azaldığı için fiyatlar düşer.

      Sil
    2. faiz artınca enflasyon düşmez kardeşim. hocamız ezberden sallıyor. sen her gün yemek yemeye mecbursun. ne kadar pahalı olsa da aç gezemeyeceğine yaşayamayacağına göre ! ekonomide de faiz ne kadar artarsa insanlar zaruri olarak bazı şeylerden vazgeçemeyeceğine, şirketler yatırımı durduramayacağına göre! illa ki er ya da geç bu faiz oranları üretim kanalıyla enflasyona yansıyacaktır.

      Sil
  26. Hocam faizlerde ki artışın iç tüketimi düşüreceği ve böylelikle üretimin azalacağı, azalan üretim ile ara malı ve ham madde ithalatının düşmesi ile cari açığın azalacağını söyleyemez miyiz ?? Yani faizleri artırmak cari açığa daraltıcı etki yapmaz mı ? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  27. Hocam, faiz artışı ile iç tüketimin daralması ve bunun sonucunda üretimin düşmesi ile ara malı ve ham madde ithalatının düşmesi sonucu cari açık gerilemez mi ? Yani faiz artırımı cari açığı gerileten bir unsur değil mi ? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  28. Faiz Gerçeği, Erinç Yeldan, 5 Şubat 2014
    http://eyeldan.yasar.edu.tr/Yeldan442_05Sub14.pdf

    Sıcağı sıcağına paylaşmak istedim.

    YanıtlaSil
  29. hocam öncelikle yazınız için elinize sağlık...
    aslolan sudur ki biz toplum olarak düşük tasarrufları olan ve buna karşın yüksek tüketim süreci içinde olan bir ekonomiyiz.bundan dolayı da cari acık bizim en büyük endişemiz çünkü bu acıgı baskalarının tasarruflarıyla finanse ediyoruz.zaten belirli priyotlarla duvara toslamamızın nedeni de ekonomimizin hak ettiğinden daha yüksek standartlarda yasamasıdır.örnegin japon ev hanımları en basit mutfak masraflarından bile tasarruf edip 200000 USD'yı Türkiye tahviline yatırıyor.biz de ise son 10 yılda yaklaşık 14 milyar dolarlık cep telefonu hurdası var.yine aynı dogrultuda bakıyosunuz Almanyada 2 yılda bir bizde 6 ayda bir degişiyor telefon.ve daha nice örnek.bu standartlarda yasamanın da tabi ki bir bedeli oluyor.hal böyle olunca faizler düşecek mi?yellen parayı cekecekk mi?bunları takip ediyoruz.niye? çünkü biz muhtacız.bu paralar gelecek ki faizler düşşün de arabayı yenileyelim ev alalım sıfır telefon cıkarsa geri kalmayalım vs bunun gibi harcamalarımızı finanse edelim.şimdi benim sizden ögrenmek istedigim su hocam bir ekonominin önceliği para politikası mı olmalı yoksa maliye politikası?hükümet elinden geleni yaptı olmadı bu politikayı son care olarak mı gördü.Kaldı ki bir hükümet olarak ekonominin bu çıkmazını uzaktan izleyip hem merkez bankasına faizlerle oynamaktan baska bir secenek birakmayıp hemde ben halkımı faiz lobisine ezdirmem düşüncesine sahip bir politika çıkmazı daha da derinleştirmeyecek mi?
    şimdiden teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  30. Sayin hocam kur artinca neden cari acik artar? İstatistiki verilere gore kur artislarinda cari acik azalmamis midir?ithalat bicak gibi kesildi faizler yukarida ic piyasa durgun cari artiracak sebep nedir saygilar

    YanıtlaSil
  31. çok ezber olmuş. işin felsefesini anlamak ve anlatmak lazım. aksi halde herşey ezber olur. bu da bizi hiçbiryere götürmez. zaten eğitim sistemimizin sorunu da budur.herşeyi ezberleyerek ilerlemeye çalışıyoruz.faiz nedir, enflasyon nedir. temele inmeden olmaz.
    kur nedir? faiz nedir? önce buradan başlamak lazım. kur nedir? dövizin fiyatıdır(kendi para birimi cinsinden). dövize neden ihtiyaç duyarız? mal almak için. çünkü malı satan bize o para birimi karşılığında (döviz-USD)mal satmaktadır.oyun bunun üzerine kurulmuştur.dövizin fiyatı artarsa (yani kur artarsa) malın fiyatı artar(petrol) bu senin üretim maliyetlerini arttırdığı için sonuçta enflasyon oluşur.peki o malı üretmiyorsak?ithal ediyorsak?yine aynı şey.yine o malın fiyatı artar(kendi para birimin üzerinden) yani yine enflasyon...Peki faiz artarsa ne olur? neyin faizi? kendi para biriminin faizi. bu para biriminin geçerliliği var mı? yok.çünkü malı (petrol veya ithal malını-ürün) kendi para biriminle alamazsın dövizle almak zorundasın. daha yüksek faiz ödeyerek döviz çekmiş oluyorsun.yani aynı dövize daha fazla faiz ödeyeceksin. yani? yine dövizin fiyatı artmış oldu. yine enflasyon. yine kayıp.
    sonuç olarak, faizin artmasıyla döviz kurunun artması aynı anlama gelmektedir. çünkü sen gerek hammaddeyi gerekse ürünü döviz ile almaya mecbursun.döviz kullanmaya mecbur olduğun sürece de ister üretim yap ister ithalat yap.her halukarda ipler o döviz kurunun arzını belirleyen siyaset senin ekonomini yönetir.

    YanıtlaSil
  32. Bana hangi para birimiyle işlem yaptığını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
    (İran ile altın karşılığı ticaret yapan iktidar partimizin başına neler geldiğini gördük - petrol/dolar kardeşliği)

    YanıtlaSil
  33. İyi akşamlar hocam. Bir noktayı tam olarak anlamadım açıklayabilir misiniz. Kur yükselirse büyüme neden düşer hocam ? Artması gerekmez mi? İlginiz için şimdiden teşekkürler hocam

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı