2014 Tahminleri Alt Üst Oldu

Yılbaşında yaptığım tahminleri sık sık değiştireceğimi çünkü bu yılın çok iniş çıkışlı bir yıl olacağını söylemiştim. Bu iniş ve çıkışlar yalnızca bizim ekonomimizle ilgili gelişmeleri değil sosyal ve siyasal gelişmeleri ve dış dünyadaki gelişmeleri de yansıtıyor. Son dönemde ben bu kadar farklı faktörün farklı yönlerde ekonomi üzerinde etkili olduğunu görmemiştim. Tahminlerimi sık sık değiştirmek zorunda kalacağımı biliyordum ama bu kadar oynaklık benim beklentimi de aştı. 

Son gelişme sanayi üretiminin beklenenden daha iyi bir birinci çeyrek sonucuna yol açması biçiminde oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış toplam sanayi üretimi geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 5,3 arttı. Bu, beklenenin ötesinde bir üretime işaret ediyor. Sanayi üretimindeki artışa paralel olarak imalat sanayisi kapasite kullanımında da artış sürüyor.

Türkiye ekonomisindeki son durumu özetleyelim:
-Euro bölgesindeki toparlanmaya paralel olarak ihracatımız artmaya devam ediyor. Bu artışta kur artışının da olumlu katkısı var (büyüme için olumlu.) Yüksek kur ihracatı artırırken ithalatı düşürdüğü için cari açık gerileme içinde bulunuyor (dış finansman sorunu için olumlu, bütçe gelirleri için olumsuz)
-Sanayi üretimi, ihracat artışının da etkisiyle artmaya devam ediyor (büyüme için olumlu)
-Riskler (CDS primiyle ölçüyorum) düşüş eğilimini sürdürüyor (yabancı fon girişleri açısından ve dolayısıyla cari açığın finansmanı yönünden olumlu
-Kur artışının halen süren etkisiyle enflasyon yükselişini sürdürüyor (genel olarak olumsuz)

Türkiye ekonomisini etkileyen dış gelişmelerdeki son durumu özetleyelim:
-ABD ekonomisi hala tam olarak ayağa kalkmamış olsa da toparlanmaya devam ediyor (tahvil alımındaki azaltma etkisi satın alınmış olduğu için artık kayboldu, buna karşılık faiz artırımı henüz devrede olmadığı için şimdilik ABD'den Türkiye üzerine gelen olumsuz bir etki yok.)
-AB ekonomisi toparlanmaya devam ediyor. Bu toparlanma bizim açımızdan en önemli ihracat kapısının ardına kadar açılmasına yol açıyor (AB'den gelen etki olumlu.)
-Rusya'ya uygulanan ambargo bu ekonomiden yabancı kaynak çıkışına yol açıyor. Her ne kadar Putin, Ukrayna'da yumuşak bir yaklaşım sergilemeye başlamış olsa da eskisi kadar Rusya ilgisi olmadığını görebiliyoruz. Bu durumda Türkiye'ye yönelen yabancı kaynakların Türkiye'nin finansman ihtiyacını karşılamaktaki olumlu etkisi devam edecek

Yeni tahminler
Son döneme ilişkin en çarpıcı gelişmeler bunlar. Şimdi bu çerçevede Orta Vadeli Programın yenilenmeyen tahminlerini (OVP), IMF’nin geçen ay yenilediği tahminleri (IMF) ve benim yenilediğim 2014 tahminlerimi (ME) yan yana gösterelim.

Gösterge
OVP
IMF
ME
Büyüme (%)
4,0
2,3
3,0
TÜFE (Yılsonu, %)
5,3
8,0
8,5
İşsizlik (%)
9,4
10,2
10,5
Bütçe Açığı / GSYH (%)
1,9
2,4
2,5
Cari Açık / GSYH (%)
6,4
6,3
5,7
USD Kuru
1,98
2,26
2,25












Orta Vadeli Programda 2014 için yapılan tahminler değişmedi. IMF, tahminlerini ciddi biçimde revize etti. Ben de tahminlerimi IMF gibi ciddi biçimde revize ettim. IMF ile benim revize tahminlerim arasındaki fark, IMF’nin tahminlerindeki kötümserleşmeye karşılık benim tahminlerimdeki iyimserleşme.

Tahminler çoğunlukla yakın geçmişteki gelişmelerin ağırlıklı etkisini yansıtır. Bu yılın en başından beri söylediğim gibi ekonomide bu yıl yaşanan ve yaşanmakta olan dalgalanmalar sıklıkla ve büyük çapta tahmin değişikliklerine yol açıyor. Bundan sonra tahminlerimin fazlaca değişmeyeceğini düşünüyorum, ama yine de ilk 4 ayda yaşananlar bu konuda kesin şeyler söylemenin doğru olmadığını gösteriyor.

Bu tahminler ekonominin genel gidişini anlamaya, analiz etmeye yönelik tahminler. Yatırım tavsiyesine yönelik bir amacı yok. Yatırım önerisi konusunda her zaman sepet yapmak gerektiğini, bu yıl dalgalanma sıklığı nedeniyle buna daha da özen gösterilmesi gerektiğini vurguladığımı bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum.


Yorumlar

  1. Yazınız için teşekkürler Mahfi Bey,

    Bu tablolarda sene başındaki ilk tahminlerinizide eklemenizin; iyileşme (veya kötüleşmenin) derecesinin sizin gözünüzde ne kadar olduğunu (farklı makroekonomik rakamlara ne kadar etki ettiğini) okuyucuların görebilmesi için anlamlı olacağını düşünüyorum.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk iki tahminim zaten blogdaki bir başka yazımda "2014 Tahminlerimi Yeniledim" var. Oradan bakılabilir.

      Sil
  2. Hocam bu ortamda müneccim olsa nokta atışı tahmine yapamaz sanırım :) Kaleminize, aklınıza sağlık.

    Ben İstanbul'da yaşıyorum ve AVM, Plaza vb. yerlerdeki özel güvenlik görevlilerini gördükçe aklıma hep işsizlik oranlarını detaylı sorgulamak geliyor... İstihdam edilenlerin aylık ne kadar asgari ücret aldığı aklıma gelen ilk husustur. Örneğin İstanbul gibi bir şehirde bence asgari ücret olan 850 TL civarı bir meblağın hiç hükmü yoktur, İstanbul'da 4 kişilik bir ailenin asgari ihtiyaçları noktasında açıklanan açlık, yoksulluk sınırı gibi kriterlere daha çok yoğunlaşmak gerekir; çünkü insanlar pek çok şeyden mahrum yaşıyor ve bunun da sosyal patlama olasılığı ile mutsuzluğu azami seviyeye çektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Doğru diyorsunuz, o nedenle mutluluk endeksinde en sonlardayız.

      Sil
    2. Sevgili "Orhan Ural" da dahil olmak üzere, bu blog sayfasını ziyaret eden herkese bir belgesel tavsiyesi.

      Bu belgesel "ekonominin her alanı" üzerine muazzam bir çalışma değil.

      Fakat 1980'lerin başından itibaren dünyanın genelinde eserek tenimizi okşayan ilkbahar tipi bir rüzgârın (iktisat disiplinindeki terimle "neo-conservative economic policies" ~ "yeni-muhafazakâr ekonomi politikaları") nasıl aldatıcı-avutucu bir etki yaptığını, bu rüzgârın özellikle 2008 sonrası nasıl bir "kusursuz fırtına"ya dönüştüğünü çok güzel özetlemesi bakımından; belgesel dikkatle izlenmeli ve Türkiye gibi ülkelerde "istihdam & işsizlik" olgularının nerelere evrilmeye başladığına işaret etmesi yönünden dersler çıkarılmalıdır.

      "Devlete kapağı attım ve hayatım kurtuldu!" sözünün artık günden güne nasıl erimeye başladığını,

      Örneğin;

      Maliyede veya devlet/özel bankalarda "hesap uzmanı" & "vergi-denetim" gibi pozisyonlara yerleşmek için kendilerini "KPSS-mülakat" ikilisi başta olmak üzere envaiçeşit "eleme yöntemine" girerek parçalayan yeni nesil işletme/iktisat/ÇEKO/ekonometri vs. bölüm mezunlarını artık nasıl bir gelecek beklediğini,

      "Mavi-turuncu-yeşil-siyah...yaka"ların artık esamesinin okunmadığı bir 21. yüzyılda; üstüne üstlük "beyaz yaka" diye tabir edilen kesimin de dipsiz bir kuyuya düşmek üzere olduklarını göstermesi bakımından bu belgesel ciddiyetle tâhlil edilmelidir!

      "Felaket tellallığı yapmak" başka; "öngörüleri" Mahfi Bey ve nice iktisatçımızın yaptığı gibi "bilim yolu" içinde kalarak topluma uyarı mahiyetinde duyurmak başka!

      [Hatırlatma: 15 Mayıs 2014 sabahı TÜİK'in yayınlayacağı "istihdam & işsizlik" rakamlarına tam manâsıyla tamâh edilmemesi tavsiye edilir. Çünkü yaz mevsiminin yaklaşması ile işsizlik rakamlarının çok küçük de olsa düşme eğilimi göstermesi; cümle başında da söylendiği üzere mevsimsel-dönemsel bir olgudur.

      "Yapısal işsizlik" problemi hâlâ yerli yerinde durmakta ve tehlikeli bir sessizlik içinde yükselmektedir!

      Bu yükselmeyi bir nevi;

      İnsan vücuduna yerleşen "gizli kanser"in bir zaman sonra hiç umulmadık bir anda kişiyi hastaneye yatırması

      Veya

      "17 Ağustos 1999 depremi"nden adam akıllı dersler çıkarmadan, önlemler almadan, "yapısal reformları erteleye erteleye"; yaklaşmakta olan bir başka büyük depremi kucak açıp beklemek

      tabirlerine benzetebilirsiniz! İzleyeceğiniz belgesel bu "yapısal işsizlik" problemi de dahil olmak üzere daha çok "modern şehirler nereye evriliyor?" konusuna dikkat çekmeye çalışmaktadır.]

      Belgeselin konusu daha çok İstanbul ve çevresi üzerine kurulmuş; fakat aynı şablonu hem Türkiye'nin, hem de dünyanın geneline yayabilirsiniz:

      (Not: Linklerde telif hakkı sorunu yoktur.

      "izlesene.com"da olan video başlangıcının yüklenmesi için biraz beklemek zorunda kalabilirsiniz. İnternet bağlantı hızınıza göre bu süre değişebilir. "YouTube"a girebiliyorsanız oradan izlemeniz, yüklenme hızı bakımından daha verimli olabilir.)

      [izlesene.com] - http://www.izlesene.com/video/ekumenopolis-ucu-olmayan-sehir-english-subtitle/6990367

      [YouTube] - http://www.youtube.com/watch?v=7_9TGYuFs3A

      (Alternatif link - https://www.youtube.com/watch?v=maEcPKBXV0M )

      "Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir"

      Yayına girdiği yıl: 2011

      Yönetmen: İmre Azem

      Sil
  3. Hocam selamlar,

    öncelikle çok güzel bir yazı, ellerinize sağlık. Hocam benim sormak istediğim 2 nokta var. İlk olarak tahminlerinizde neden bütçe açığını 2.5 olarak öngördünüz ve 2. olarakta kurun 2,25 düzeyine çıkaracak gelişme nedir? sadece FED'in faiz artırma beklentisi mi?

    Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      (1) Çünkü cari açık düşüyor ve dolayısıyla ithalde alınan KDV tahsilatı düşecek. Ayrıca büyüme oranının geçen yıla göre düşük olacağını tahmin ediyorum. Bu da KDV ve ÖTV gibi iç vergilerin tahsilatını düşürecek. Sonuçta bütçe gelirleri düşeceğine göre açık da artacak diye düşünüyorum.
      (2) Türkiye'de sosyal ve siyasal gerilim yüksek. Biraz daha artacağını düşünüyorum. Ayrıca faizleri düşürme baskısının eninde sonunda hızlı düşüşlere yol açacağını tahmin ediyorum. Bunun sonucunda kur yükselebilir.

      Sil
  4. İyi günler hocam riskler düşerken, faizi de indirme sinyali vermişken neden yabancı yatırımcı ülkeye gelmedi veya satış gerçekleştirdi.Normal şartlarda tam tersi olması gerekmiyor mu ? (25 Nisan-2 Mayıs Merkez Bankası verilerine göre sadece 1.3 milyon dolarlık alım gerçekleşirken 178 milyon dolarlık satış gerçekleşmiş. )
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplu olarak bakılınca manzara değişiyor. Babacan, Nisan ayında borsaya 400 milyon doların üzerinde yabancı girişi olduğunu açıkladı.

      Sil
  5. Kur niye 2,25 olacak Anlayamadım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de sosyal ve siyasal gerilim yüksek. Biraz daha artacağını düşünüyorum. Ayrıca faizleri düşürme baskısının eninde sonunda hızlı düşüşlere yol açacağını tahmin ediyorum. Bunun sonucunda kur yükselebilir.

      Sil
  6. aşağıdaki linkte Güneş aktiviteleriyle ABD ekonomisi arasındaki ilişkinin bir grafiği var
    http://goo.gl/eYsWiv
    dikkat ederseniz Güneş aktiviteleri zirve yaptıktan sonraki 1-2 yıl ABD ekonomisi zayıflıyor. 1979'daki zirveyi 1980 ve 1981-82 resesyonları takip ediyor. 1990'daki maksimumdan sonra 1990-91 resesyonu ve 2000'deki zirvenin ardından 2001 resesyonu.
    NASA, Şubat 2014'te yeni bir Güneş maksimumu yaşanma olasılığının çok yüksek olduğunu açıkladı. Şu sıralar Güneş aktiviteleri Ocak-Şubat kadar canlı olmasa da bir hayli hareketli. Bu durum mali piyasaları yukarıda tutuyor ve küresel beklentiler kanalıyla Türkiye'yi de olumlu etkiliyor.
    Hocam, ekonomistler bir yığın veriyi takip ediyor, istatistik tutuyor. Bence vakitlerinin bir kısmını Güneş aktivitelerini takip etmeye ayırmalılar diye düşünüyorum. bilmem bana katılır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinçer bey, nedense ben o konuları çok ciddiye almam.

      Sil
    2. Hocam bahsettiğim konunun astroloji ile alakası yok ama, astrofizik konusu :) Güneş aktivitelerindeki artış Dünya'ya gönderilen yüklü plazmayı artırıyor ve manyetosferi sıkıştırıyor. Schumann rezonansının frekansı artıyor ve her birimiz manyetik alanlara sahip olduğumuz için bu etkiye fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak tepki veriyoruz. bireylerin tepkileri kitle psikolojisi haline geliyor. bu konuyla ilgili 1900'ün üzerinde bilimsel makale, 30'un üzerinde kitap var. kitapların yazarları astrolog filan da değil Hocam, hepsi fizikçi

      Sil
    3. Bildiğim bir konu değil. O nedenle yorum yapmam doğru olmaz.

      Sil
  7. Merhaba hocam yazınız için teşekkür ederim. Sene başındaki ilk tahmininizin en doğru olanı ''tahminlerin sık sık değişeceği bu yılın çok iniş çıkışlı bir yıl olacağı.'' :) Umarım bu tahmininiz olumsuz yönde değişmez yıl başından beri en olumlu tahmin. Yazınız için yeniden teşekkür ederim sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eve t umarım böyle olur, hatta daha iyi olur. Ama değişikliklere hazır olmakta yarar var.

      Sil
  8. Benim fikrim;
    ECB genişleme yaptığında USD de psikolojik olarak ya düşecek ya da aynı kalacak.
    Önceki tahmininiz olan 2,10 olacaktır yılsonu USD kuru.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ECB bu yıl dediğinizi yaparsa haklısınız kur düşer. Ben de tahminimi bir kez daha revize ederim.

      Sil
  9. değerli hocam, fikirlerinize çok önem veriyorum. bu entry giriş saatime bakarsanız, şu an tv de sizin "60" saniye açıklamanızı izliyorum :). o denli yani :). az önce fed in varlık alımlarıyla oluşan, döviz dalgalanmasını anlattınız. benim anlamadığım şu. hangi uzman çıksa, ülkeye olan döviz girişinden, ancak halen bunun nerden geldiğinin belli olmadığından bahsediyor. nerden geliyor bu döviz sayın hocam. benim görebildiğim, kaynaklarımızı, yol, köprü, bilumum inşaat sektörü ve müteahhitlere yatırıyoz. bunlar geri dönüşü olmayan yatırımlar, halk tabiriyle parayı toprağa gömmek gibi, ben serbest piyasanın çok da serbest bırakılmadığını, siyasi yönlendirme olduğunu düşünüyorum ve dövizde ciddi bir düzeltme olmasını bekliyorum, ancak, bunun zamanını kestiremiyorum. sizin görüşünüz nedir. şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bugün ödemeler dengesi açıklandı. İlk 4 ayda net hata ve noksan kalemi 6,6 milyar dolar olmuş. Yani nereden geldiği bilinmeyen 6,6 milyar dolarlık giriş olmuş.
      Dövizde sözünü ettiğiniz düzeltme zaten yaşanıyor.

      Sil
  10. Hocam yazi icin tebrik ederim.
    Sunu sormak istiyorum.yilin herhangi bir ayi veya donemi icin kesin olan cari acik tutarindan giderek yilin tamami icin cari acik tutari tahmini yapiliyor.Bu tahmin hesaban nasil bulunuyor.Basit bir ornekle aciklarmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herhangibir aydan geriye gidilerek geçmiş 12 ayın cari açığı biliniyor. İçinde bulunulan yılın büyümesi döviz kuru tahmin edildikten sonra bu tahminlerle o 12 aylık cari açığın yılsonunda nereye varacağı tahmin ediliyor.

      Sil
  11. Sayın hocam geçen haftalar da programınızı izledim. konu ağırlıklı olarak Merkez bankası faiz indirimleriyle ilgiliydi. Fakat tam bir cevap alamadım ya da anlayamadım dersem daha doğru olur. Türkiye ve dünya ekonomisindeki mevcut gel gitleri de göz önüne alırsak size göre Türkiye de en erken faiz indirimi ne zaman olur? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  12. Hocam doktora mulakat sinavlarinda ekonomi okumamis (alan disi) adaylara sizce ne sorabilirler? Bilmiyorum burasi yeri mi ama?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim Örneklerle Kolay Ekonomi ve ardından da Ekonomi Politikası kitaplarımı okumanızı öneririm.

      Sil
  13. Hep söylediğim bir şey var.
    Volatilitenin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede, BİREYLER ve KÜÇÜK İŞLETMELER , DEVLETE ve BÜYÜK İŞLETMELERE karşı kendilerini asla koruyamazlar.
    Yani rakamların ve tahminlerin bu kadar tartışmalı olması sadece ve sadece devlete yaramaktadır.

    Çünkü belirsizlik karşısında elindeki araçlarla kendisini en çabuk koruyabilen devletin kendisidir.

    Bakın. Dirty Float'ın bir marifeti daha...............

    YanıtlaSil
  14. herşey(üretim ,tüketim,ekonomi,vs..) =enerji(petrol,doğalgaz,nükleer,vs..)
    bu deklemi kendin yapamıyorsan hiçbir tahminin tutmaz..(enerjiyi kendi para biriminden alamaz üretemezsen, enerjiyi kontrol eden senin ekonomini kontrol eder. tahminlerinde hiç olur)

    YanıtlaSil
  15. hocam merhaba kafamda oturtamadığım birşey var.Enflasyonla birlikte net ihracat düşüyor yani yurtiçi üretim tüketimi karşılayamıyor yerli paradan kaçış başlıyor.Ancak yerli paradan kaçış onu değersizleştirerek ihracatı artırması gerekmez mi?Yani döviz kurunun yükselmesi.Şöyle diyoruz mesela enflasyonun artması net ihracatı düşürür sebep ise paradan kaçışın altın,döviz ve mala olan talebi artırması.İyi de hani değeri düşen yerli para ihracatı artırır dı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhracatın enflasyondan çok kurla ilgisi var. Kur artarsa ihracat da artıyor. Kur düşerse ithalat artıyor.

      Sil
  16. Çok güzel bi deneme olmuş hocam. Sizden bi ricam var. Bir manisalı ve çalışma ekonomisi mezunu olarak. İşgücü kaybının is kazalarının ve meslek hastalıklarının ekonomimize olan etkisindende bahsedebilirsek fırsat bulduğumuz da soma hatırası olarak seviniriz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi