Büyüme Düştü, Merkez Yandı
II. Çeyrek büyümesi beklentilerin (genel olarak yüzde 2,8
dolayındaydı) oldukça altında yüzde 2,1 olarak açıklandı. Geçen yılın ikinci
çeyrek büyümesi yüzde 4,6 idi. Bu yılın ikinci çeyreğinde büyüme geçen yılın
ikinci çeyreğine göre 2,5 puanlık bir düşüş göstermiş oldu.
TÜİK, ilk çeyrek büyümesini yüzde 4,3’den yüzde 4,7’ye
revize etti. Buna göre ilk yarı büyümesi yüzde 3,3’e gelmiş oldu. Geçen yılın
ilk yarı büyümesi yüzde 3,9 idi. İlk bakışta yüzde 3,9 ile yüzde 3,3 arasında
büyük bir fark yokmuş gibi görünüyor. Ne var ki geçen yıl ilk çeyrek büyümesi
yüzde 3,1 iken ikinci çeyrek büyümesi yüzde 4,6 olmuştu, bu yıl ise ilk çeyrek
büyümesi yüzde 4,7 iken ikinci çeyrek büyümesi yüzde 2,1 oldu. Yani geçen yıl ilk
çeyrekten ikinci çeyreğe yükselen bir trend vardı bu yıl ise tersine bir trend
var.
TÜİK, 2013 yılının GSYH’sını da revize etti. Buna göre 2013
yılı GSYH’sı 1,562 milyar TL’den 1,565 milyar TL’ye, kişi başına geliri de
10.782 Dolardan 10.807 Dolara yükselmiş oldu.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bakıldığında
GSYH’nın bir önceki çeyreğe göre % 0,5 küçüldüğü görülüyor.
Bu gelişmede en önemli etki, harcamalar yönünden GSYH’nın en
büyük bileşeni olan hanehalkı tüketim harcamalarındaki (GSYH’daki payı yüzde
65) artış hızının düşüşünden kaynaklandı. İlk çeyrekte yüzde 3,2 artmış olan
tüketim harcamaları ikinci çeyrekte yüzde 0,4’lük artış sergiledi. İlk çeyrekte
büyümeye negatif katkı yapan (yüzde - 0,2) yatırımların, ikinci çeyrekteki
negatif katkısı daha da arttı (yüzde – 3,5.) İlk çeyrekte büyümeye ciddi
anlamda pozitif katkı yapan ihracatın ikinci çeyrekteki katkısı net anlamda
negatif oldu. İkinci çeyrekte büyümeye pozitif katkı yapan en önemli kalem stok
artışları oldu.
Faizlerin ve kurların yüksek seyrettiği bir ortamda tüketim
harcamalarının ivme kaybetmesi doğal. İlk çeyrekte bu gelişmeler fiyatlara fazla
yansımamış ve talebi bu kadar etkilememişti. Fiyatlara yansıma demek
enflasyonun artması ve faizlerin yükselmesi demek. Faizlerin yükselmesi henüz
pozitif reel faize yol açmıyor ve dolayısıyla tasarruflar için çekici olamıyor
ama kredi faizlerini de yükselttiği için tüketimi yani talebi frenliyor.
Büyümedeki bu hız kesmenin ortaya çıkmasından sonra emin
olabilirsiniz ki faiz tartışmaları yeniden başlayacak. Faizlerin düşürülmesi ve
bu yolla ekonominin canlandırılması yeniden gündeme getirilecek. Avrupa Merkez
Bankası’nın faizleri sıfıra yaklaştırdığı (hatta mevduat faizini negatif
yaptığı) söylenecek. Avrupa’da enflasyon değil deflasyon olduğuna dikkat
edilmeyecek. Yapısal reformlara girişilmesi gerektiğini, AVM yaparak büyümeye
yönelik modelle daha fazla yol almanın artık mümkün olmadığını söyleyen çok az
kişi çıkacak.
Daha şimdiden Merkez Bankası’nın gelecek PPK toplantısında
faizi kaç puan indireceği bahisleri başladı bile.
Iyi günler hocam ders seçimi le birşey sormak istiyorum kpss de daha fazla yardımcı olacak dersi seçmek istiyorum,dersler,Türk vergi sistemi ve uluslararası ekonomik kuruluşlar.hangi dersi seçmemi önerirsiniz .Teşekkürler
YanıtlaSilSorunuzla ilgisiz konu başlığı altında yorumlara özel sorunuzu yazmamalısınız. Özel sorularınız varsa özel mesaj atınız. Başkalarının konuyla ilgisiz soruları okuyarak zaman kaybetmesine sebep olmayın.
SilBiraz dikkat!
İyi niyetle sorulmuş her soruyu hangi başlık altında olursa olsun yanıtlamaya çalışıyorum. Benim için sorun yok.
Silİki ders de çok önemli. İkisinin kitaplarına da hızlıca bir bakın ve hangisini kendi kendinize daha kolay yapabileceğinize karar verirseniz ötekini seçin. Ama seçmediğinizin de kitabını alıp mutlaka kendi kendinize okuyun. Çünkü dediğim gibi ikisi de önemli.
"İlk çeyrekte büyümeye ciddi anlamda pozitif katkı yapan ihracatın ikinci çeyrekteki katkısı net anlamda negatif oldu. İkinci çeyrekte büyümeye pozitif katkı yapan en önemli kalem stok artışları oldu." cümlenizde hatalar var. 2014 2.çeyrekte net ihracatın büyümeye katkısı 2,9 puan (bunun 1,65 puanı altın ticareti kaynaklı) stoklar ise büyümeyi 0,4 puan düşürdü. özel tüketim 0,3 puan, kamu harcamaları 0,2 puan katkı sağlarken. özel yatırımlar büyümede 0,9 puan azalmaya neden oldu.
YanıtlaSilbüyümenin beklentilerden düşük gelmesinin en önemli nedeni ekonomistlerin takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim rakamlarını kullanması (2014 2.çeyrekte arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yıla göre %3,2 arttı. ancak arındırılmamış sanayi üretimindeki artış %2,6 oldu) oysaki manşet büyüme oranı arındırılmamış veri olduğu için arındırılmamış sanayi üretim rakamlarını baz almaları gerekirdi.
veriler, manşet büyümenin kompozisyonuna ilişkin değil de bir önceki çeyrekle kıyaslıyor. tamamdır, yanlışlık yok hocam.
Siliki gün önce dövize geçmek varmış..yine geç kaldık
YanıtlaSilhocam yazınız için teşekkürler.M.B sının artan enflasyon ve döviz karşısında büyüme ve siyasi baskıyı azaltmaya yönelmesi ne kadar mantıklı olur?Dünya genelinde azalarak artan bir büyüme olduğundan sizce bu durum ne kadar mantıklı ?
YanıtlaSilMerkez Bankasının işi çok zor. Ne yapsa yaranamayacağı bir noktada bulunuyor.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilDevletin tüketim harcamlarının büyümeye katkısı +2.4 olmuş. Bu çeyrek için 'hormonlu bir büyümeydi' diyebilir miyiz?
Teşekkürler,
Evren
Bilmem, ben o benzetmeleri pek sevmiyorum.
SilHOCAM yazılarınızı izliyorum, bizi aydınlattığınız ve bilgilendirdiğiniz için teşekkürler SNK
YanıtlaSilTeşekkürler
SilMahfi bey yazınız için teşekkürler. Bu mevzu ile ilgili birçok yazınız bulunmakta ancak bizi yönetenlerin hiçbirini dikkate almadığını gördükçe sadece endişeli bir şekilde kimlerin ne diyeceğini izlemek kalıyor. Suçlu zaten belli merkez diyecekler. Öyle bir yönetim tarzımız varki hiç bir durumda baltalı yoneticiler bundan sorumlu değil.
YanıtlaSilHaklısınız ne diyeyim. Ben sabırla doğru bildiğimi anlatmaya çalışıyorum beni izleyenler de sabırla okuyor ve yorum yapıyor. Karşılıklı dertleşme gibi bir şey. Ben şikayetçi değilim.
SilTuğla ekonomisi buraya kadar.
YanıtlaSilİnşallah işçiler yerine asansörden hep beraber bu rantçılar düşer....
Hocam ağzınıza sağlık. Bir sorum olacak. Eğer FED'in kararları hiçe sayılarak faiz indirimine gidilme politikası izlenirse, Amerika'da faizler arttırıldığı zaman hangi yatırımcı elinde Türk lirası tutmak ister? Bu durumda çift haneli enflasyonu rahatça aşarak 90'lara geri dönmezmiyiz? Ekonomiyi ayakta tutmak için vergi arttırmak yerine tam tersine azaltmak neden akıllarına gelmiyor, ya da işlerine mi gelmiyor?
YanıtlaSilEvet sorunlardan birisi o. O nedenle kurlar yükseliyor zaten.
SilMaalesef günümüzde para politikası modası herşeyi bastırdı. Kimse maliye politikası uygulamak istemiyor.
Faizin ne olacagina yurutme organi degil piyasa karar verir. Piyasa kosullarina gore bu durumu Merkez bankasi regule eder. Yurutme organi faizi begenmedi diye faiz inmez. Diyelim ki indirdiler , merak etmeyin piyasa dinamikleri faizleri tekrar yukseltecektir. Merkez Bankasinin an itibariyle politikasi dogru ama nereye kadar dayanabilecekler bu otokrotik kosullarda hadi bakalim.
YanıtlaSilHocam yazi icin tesekkurler
Doğrudur, piyasa dinamikleri zorla indirilen faizi yükseltir ama o arada kaybolan kredibilite dövizi pahalılandırır.
SilYazılarınızı keyifle okuyorum, teşekkürler.
YanıtlaSil2. çeyrekte yatırımlardaki negatif büyümeyi stok azalışına bağlayacaktım ki, tam aksine paragrafın sonunda, stokların arttığını gördüm. Yatırımlardaki negatif büyümeyi gözümde canlandıramadım?
Teşekkürler.
SilÖzel kesim yatırımlarını düşürmüş ama üretimi daha yavaş düşürmüş. Yaptığı üretimi de tam olarak satamamış ve stoklara eklemiş. Buradaki eksi yatırım demek yatırımların sökülüp atılması demek değil tabii. Karşılaştırılan dönemdeki miktara göre düşüş anlamına geliyor.
Yazınız için teşekkürler hocam. Merkez Bankası'nın bu noktada faiz indirimine gitmesi, piyasanın canlanmasına olumlu etki etse dahi kısa vadede cari açığı tetikleyecek bir tehlike haline gelmez mi? Yanıtınız için şimdiden teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSadece cari açığa değil enflasyona da olumsuz etki yapar.
Yazının tamamıyla beraber son iki paragraf Ekonominin durumunu anlatma da o kadar iyi olmuş ki söylenecek söz kalmamış. Kalemine sağlık Mahfi Hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSayın hocam yine fevkalade önemli bir hususu kritik bir zamanlama ile aktarmışsınız çok teşekkür ederiz. Ben ülkemizin 2001 krizi sonrasındaki ekonomi politikalarının son derece mahsurlu ve tek taraflı yürütüldüğü kanaatindeyim. Şüphesiz siz bir uzman olarak çok daha iyi bilirsiniz. Hocam şöyle ki son yıllarda sürekli sabit gelirli kesime verilen zamlar çok düşük tutularak, memur-işçi-emekli-asgari ücretli kesimine verilen zam oranları bilhassa düşük tutularak enflasyonun artmasından endişe edilmiş ve bu geniş kesimler fedakarlığa zorlanmıştır. Bu durum ise reel olarak ücretlerin erimesine ve bu kesimlerin satın alma güçlerinde azalmaya yol açmıştır.
YanıtlaSilBu durum ise Fakültede iken gördüğümüz Makro İktisat derslerinde bahsi geçen Keynesyen politikaları bana hatırlatmakta. Yani sabit ücretli kesimin satın alma güçlerindeki azalma ile bu kesimlerin harcamalarının azalması, buradan gelir elde eden kesimin gelirlerinde de azalmaya ve ekonomide zincirleme bir daralmaya yol açmaktadır diye düşünüyorum. Çevremizde gördüğümüz esnaf ve özel sektörde de nakit ödeme sıkıntısını dikkate alırsak önermem çok da yanlış değildir diye düşünüyorum. Diğer taraftan bu iddiamı ekonomideki işsizlikle alakalı sorunların bir türlü çözülememesi, istihdamda yeterli artışın olmaması, fakülte mezunu gençlerimiz arasında işsizliğin artışı, çevremizde kapanan dükkanlar ve sürekli iş alanı değiştiren esnaflar gözlemi ile de destekleyebiliriz zannediyorum.
Euro Bölgesindeki durum ve Abd ekonomisindeki gidişattan daha önemli olanın bence her ekonominin kendine özgü yapısal sorunları olması ve farklı hastalıklara aynı reçetenin uygulanmasının uygun olmadığıdır. Sizin de belirttiğiniz gibi Euro Bölgesi deflasyon ve likidite tuzağı içindeyken faiz indirimi uygulanması Euro'nun değer kaybı ve enflasyon artışı beklenmesi açısından mantıklı olabilir ama bence bizim ekonomimizdeki çözüm sabit gelirlilere verilmesi gereken yüksek zam oranları ile satın alma güçlerinin artışı, bu durumun esnafımızın durumunda düzelmeye yol açması ve ekonomimize canlılık katması, orta-uzun vadede istihdamda ve üretimde artış, bir miktar enflasyona yol açmasının kabul edilebilir risk olmasıdır. Sizce düşüncem makul müdür hocam. Saygılarımı sunarım.
Teşekkürler.
SilSöylediklerinizin doğruluğu zaten büyüme verilerinin ayrıntılarında da doğrulanıyor. İç talep giderek düşüyor ve Türkiye dış talebe bağlı olarak yön bulmaya çalışıyor.
Yazdıklarınız son derecede makul ve gerçek yaşamda karşımıza çıkan olguları açıklayan ifadeler.
elinize, beyninize sağlık. tüik az daha gayret ederse bizi orta gelir tuzağından çıkartacak. bu arada hem orta gelir tuzağı hem de bir önceki yazınız ile ilgili bir çalışma: http://www.tcmb.gov.tr/research/teblig/abstract/wp1430_tr.php
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam elinize sağlık,
YanıtlaSilMesela kamu harcamalarının büyümeye katkısı +2.4 derken 2.1 gelen büyüme verisinin içindeki %2.4 lük pay mı yoksa rakamsal değer mi anlayamadım. rakamsal ifadeyse devlet harcamasını saymazsak büyüme negatif olmaz mı ?
Bi de hocam geçmiş dönem verisi nasıl revize edilebiliyor? İlk çeyrek büyümesi 4.3 den 4.7 ye revize edilmiş mesela. bu verilerin gerçekliği denetleniyor değil mi ?
Evet öyle olur.
SilBütün dünya bu tür revizyonlar yapıyor. ABD mesela bir çeyrek büyüme oranını üç kez revize ediyor.
Bunda bir sorun yok. Verilerin gerçekliğini ise denetleyen bir kurum yok. Ulusal ya da uluslararası anlamda yok.
Bu veriler IMF'ye gönderiliyor ve orada da IFS adlı istatistik yayınında çıkıyor ama bir denetim yapılmıyor.
Daron Acemoğlu'nun da Türkiye'ye örnek dediği Güney Kore tipi minimum %5-%6 ile 30 yıllık sustained bir büyüme yakalayamayacağız gibi gözüküyor. Sebep maalesef aradaki insan kaynağı kalitesi farkı.
YanıtlaSilGüney Kore buluş yaparak, teknolojiye katkı yaparak büyüyor. Eğitim sistemini tümüyle bilimsel eğitime uyarlamışlar. Bizdeki gibi eğitim kalitesini düşürerek değil artırarak buralara geldiler. İnsan kalitesi büyük ölçüde verilen eğitimle ilgili.
SilÜstat,
YanıtlaSil2. Çeyrek büyümesinin bu kadar düşük gelmesi, geçen seneki ikinci çeyrek büyümesinin yüksek olması ile de alakalı değilmi? Tıpkı ilk çeyrek büyümesinin yüksek gelmesine kaynaklık eden önceki yılın ilk çeyrek büyümesinin düşüklüğü gibi.
Çok selamlar.
Cafer Demir
Tabii onunla da ilgili. Yani matematiksel bir etki de var. Yine de hepsinin bizim potansiyel büyüme hızımız olan yüzde 5'in altında kalması matematikle açıklanabilir bir durum değil. Belli ki tüketim - üretim - yatırım zincirinde bir sıkıntı var.
SilValla hocam MB nin işi çok zor , faiz azaltsa enflasyon ve dolar sıkıntı , arttırsa bir ton tantana çıkacak bildiğiniz gibi , Türkiye halen proaktif bir ekonomik adım atamıyor , yazık
YanıtlaSilNe yazık ki öyle.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilmalum gundemde hukumetin Bankasya`yi batirma planindan bahsediliyor. Kimileri banka batarsa ekonomi coker diyor kimileri ise etkisi az olur diyor. Sizce TMSF`nin Bankasya`ya el koymasinin ekonomi uzerindeki etkileri nasil olur?
Cok tesekkurler.
Bank Asya meselesi ekonomide dediğiniz kadar büyük etki yaratmaz. Bence asıl etkiyi hukuk konusunda yaratır. O nedenle bu tür işlemleri siyasal yaklaşımlarla değil gerçekten hukuk çerçevesi içinde yapmak lazım. Konunun hukuki ayrıntısını bilmiyorum. O nedenle o konuda bir yorum yapmam doğru olmaz.
SilMahfi Hocam:
YanıtlaSilTüm veriler ekonomide bir yenilenme ihtiyacına işaret etmiyor mu? Şimdi, büyüme düşük, enflasyon da yüksek, o halde faiz politikasında hata var denecek. Ancak, enflasyonun temelinde gıda fiyatları gibi dönemlik etkilerin değil, Türkiye ekonomisinin yapısının (mesela doğrudan ve dolaylı vergi kompozisyonu) olduğu yazınızda belirttiğiniz gibi göz ardı edilecek. Faiz politikasının bolca tartışıldığı bir sürece yine giriyoruz gibi.
Büyüme verisiyle ilgili bir küçük katkı sunmak isterim: http://ardatunca.blogspot.com.tr/2014/09/buyume-insaat-ve-sanayi.html
Saygılarımla.
Aynen öyle sevgili Arda Tunca.
SilYazınız çok güzel. Her zamanki gibi
Sizin gibi bir üstadımdan böyle bir yorum almak da benim için büyük bir keyif.
SilSayın hocam; 2. çeyrek büyüme rakamlarının beklentilerin altında gelmesinde MB nın doğrudan etkisi olmuş mudur?, veya MB analistleri bu düşüşü tahmin edebilirler miydi? veya MB son 4 - 5 aydır politika faizlerini 3-4 puan aşağıda tutsaydı büyüme rakamlarının beklentiler düzeyinde gelmesi muhtemel miydi?
YanıtlaSilsaygılar hocam.
Faizin yüksekliği yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi negatif etkiliyor tabii. Ama enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda faizi düşürmek kolay değil. Dış finansman ihtiyacının yüksekliği de bunu engelliyor. Yani faizi düşürsek bu kez kur fırlıyor ve beklenen sonuç alınamıyor. Türkiye şu anda faiz - kur kısır döğüşünde bulunuyor.
SilGeçen yıllarda, TCMB faizi yükseltmediği için faiz yükselmesi paradoksunu yaşamıştık. Bu yıl da böyle bir yükselme yaşar mıyız? Teşekkürler.
YanıtlaSilSanki dediğiniz olacakmış gibi bir görünüm var.
SilPeki Japonya bu kadar buyuk borc oranini nasil dusuk faiz oraniyla cevirmeye becebiliyor ?
YanıtlaSilHocam merhaba;
YanıtlaSilMb baskaninin bir aciklamasi var. Ayrilan karsiliklara faiz odemesi olacak diye. Bu dolayli olarak bir faiz dusurmek degil mi. Maliyetleri azaltan bankalar icin faiz dusurme sebebi.
Tesekkurler
Doğru ama bu açıklama şimdilik sözde kaldı gibi duruyor:
SilMerhaba Hocam
YanıtlaSilYazınızda geçen şu cümleyi açıklayabilir misiniz? " İlk çeyrekte büyümeye ciddi anlamda pozitif katkı yapan ihracatın ikinci çeyrekteki katkısı net anlamda negatif oldu. " İhracat hem pozitif hemde negatif etkiyi nasıl yapıyor ? Ayrıca yatırımlar büyümeye nasıl negatif etki yapıyor ?
Şimdiden teşekkürler.
Cümleyi bir kaz daha okursanız iki ayrı çeyrekten söz edildiğini, ilk çeyrekte pozitif, ikinci çeyrekte negatif katkının söz konusu olduğunu göreceksiniz.
Silİlk çeyrekte yatırımlar geçen yılın ilk çeyreğine göre artmış, ikinci çeyrekte ise geçen yılın ikinci çeyreğine göre azalmış.
Hocam Bank Asya meselesinde yapılan hukuksuzluklar sermaye sahiplerini ürkütmez mi ? SPK'nin kuralları göz ardı ediliyor, BDDK, TMSF gibi kurumlar yeterince güçlü bir açıklama yapmıyor. Dediğiniz gibi bankanın batması ciddi biçimde etkilemeyebilir belki ama yatırımlarının güvende olmadığını düşünen sermaye sahipleri bir dalga halinde paralarını çekerlerse Türkiyenin bu anlamda stratejisi ne olur. Ayrıca FED'in gelecek yılın ortalarında faiz arttırımı doları ana vatanına döndürurse bu durumda neler yapılmalı ?
YanıtlaSilElbette etkiler. Sadece bu değil bütün hukuksuzluklar buraya yapılacak yatırımları etkiler.
SilNe var ki sıcak para bu tür riskleri bilerek geliyor ve bu tür risklerin daha fazla para kazandırdığını biliyor. Bizim arttırdığımız riskler onlara daha çok para kazandırıyor.
Fed'in faiz artırımı bize benzer bütün ülkeler için sıkıntı yaratacak. Sepette dolara ağırlık vermek lazım.
[1. BÖLÜM]
YanıtlaSil(Toplam 2 bölümlük yorum)
Sayın Eğilmez ve bu sitenin ziyaretçilerine bir kez daha hatırlatma:
ÇORAKLAŞMIŞ BEYİNDEN NASIL KURTULURUZ ?
Aşağıda okuyacaklarınızın her satırını savunmak zorunda değilsiniz.
Fakat “herkes için daha müreffeh bir gelecek” uğruna değerlendirmek zorundasınız!
Aşağıdaki metni sayın Eğilmez’in sitesine de aktarmaktaki amaç;
Sadece metin içinde geçen “inşaat şirketi!” ne karşı olmak, sayın Eğilmez’in blog sayfasını sadece bir adet şirketi karalamaya yönelik bir kuluçka mevzii olarak sömürmek değil;
Bahsi geçen şirket gibi milyonlarcasının hem beslediği, hem beslendiği “sistem!” i kökünden değiştirmektir!
Metni bu bakış açısı ile okumanız tavsiye edilir!
* * *
“Katil artı-değer”
Bir işçi yevmiyesi 100 lirayı geçmiyor. Torunlar İnşaat’ta bir metrekarenin satış rakamı ise 12.000 liradan başlıyor.
İşçi çalışarak metrekaresi 12.000 liralık bir değer yaratıyor ama kendisi en fazla 100 lira alabiliyor! Peki ya fark, yani “artı-değer” nereye gidiyor?
“Artı-değer”; işçinin emeğinin ödenmeyen kısmı. “Sermaye” dediğimiz şey işte buradan birikiyor! Torunlar bir bakkalken böyle böyle büyüyor. O rezidansı yapan işçi yaptığı rezidansta neden oturamaz? Marksizmde bunun cevabı belli: “Artı-değer.” (Almanca: Mehrwert, İngilizce: Surplus value)
Eğer işçi yarattığı değerin karşılığını tam olarak alsaydı ortada asalaklar olmazdı, yalnızca çalışanlar olurdu! O dairelerin metrekaresi de 12.000 lira olmazdı.
Bir inşaat kaç işçiyle yapılır, hangi inşaat işi ne kadar emek gerektirir.. hepsi bakanlık ve şirketler tarafından hesaplanmış. Açıkça söyleyemedikleri tek nokta ise “işçinin emeğinin el konulan kısmı” nın boyutu!
SİZ İNŞAATLARDA AMELELİK YAPARAK REZİDANS SAHİBİ OLAN BİRİNİ DUYDUNUZ MU?
Torunlar’daki rezidans benzeri bir yapı için bakanlık metrekare birim fiyatını 1.000 lira olarak veriyor. SGK borcundan kurtulmak ve iskân belgesi almak için şirketin ödemesi gereken işçi maliyetini ise %7-9 arası hesaplıyor.
Yani 12.000 liranın içinde işçiye ödenen yalnızca 80 lira. İşte “artı-değerin” boyutu: Binde yedi!
Bu oran bütün bir işçi sınıfını ömür boyu o asansör çukurunun dibinde tutmaya yeter!
SOMA’YI UNUTUYORUZ; AMA O BİZE KENDİNİ HATIRLATIYOR!
Belki hesap karışık gelmiş olabilir, bir de Soma’ya bakalım. Rakamları hatırlayalım.
Soma’da bir vardiya 450 kişiyle 3110 ton kömür çıkartıyordu. Kömürün tonu ise 140 dolardı. İşçi yevmiyesi ise 40 liraydı. Yani bir işçi 2094 liralık değer üretiyor ama 40 lira alıyordu. Ürettiğinin %2’si bile değil!
[Devamı 2. bölümde]
[2. BÖLÜM - SON]
YanıtlaSilKAPİTALİZMDE HER ŞEYİN “FİYATI” VAR AMA HİÇBİR ŞEYİN “DEĞERİ” YOK!
Yerin altındaki kömürün işçi onu çıkartana kadar bir kıymeti yok,
İnşaatlarda kullanılan demirin de,
Kapitalizmde hiçbir şeyin değeri yok!
“Kullanım değerleri” var ama “değişim değerleri” sıfır!
Marksizmin kavramları gökten gelmedi! Asıl olarak Avrupa’da kapitalizmin doğuşu sırasında şekillendi.
Klasikleşmiş sol kitaplarımız var bizim. “Sosyalizmin Alfabesi”nden, “Felsefenin Başlangıç İlkeleri”nden “Kapital”e, “1844 Elyazmaları”na doğru giden.
7 KASIMLARDA “İLHAN İLHAN KİTABEVİ” NİN İNDİRİMLERİNDEN ALINIR SONRA EVDE BİR YERE KALDIRILIR; “AĞIR GELDİ OKUYAMADIM” DENİR!
YA DA SONU GELMEZ HAYATTAN KOPUK TARTIŞMALARDA DİLLERE SAKIZ OLUR!
SON BİR-İKİ YILDIR “MARKSİST-LENİNİST” KLASİK KİTAPLAR DAHA ÇOK ALINIYORMUŞ, GÜZEL BİR GELİŞME!
Soma, Torunlar İnşaat’taki asansör cinayeti ve pek çok olay bize sadece kapitalizmin kâr hırsını anlatmakla kalmıyor. Marksizmi de anlatıyor, “artı-değeri”, “kullanım değerini”, “değişim değerini” de ve daha pek çok kavramı da.
KAPİTALİZM O ASANSÖRDÜR, İNSANLARA; “DÜŞENE BAKMA SEN KENDİ YÜKSELMENE BAK” DER!
“Türkiye ekonomisi, demokrasisi ileri gidiyor; onların şansı yokmuş, kader…” diyorlar. Oysa bir yere gittiğimiz yok; çakılıp kaldık o “6 Eylül” de!
Ölen işçilerin arkadaşları akıllı telefonlarla inşaattan resim çekip gazetecilere gönderiyor.
“Gördünüz mü?!”, diyorlar; “İşçide bile 1000 liralık telefon var!”
Sonra “100 yıl önce dedelerimiz ne koşullarda yaşıyordu?” diye soruyorlar. “Kocaman binalar, duble yollar, büyük hastaneler yaptık, ilerliyoruz.” diyorlar!
100 yıl önce bir insan 16 yaşında çoktan üretime katılmış oluyordu, hem de hiç okul vb. derdiyle uğraşmadan.
Ne değişti?
Şimdi kapitalizm en az 8 sene çocuklarımızı bizden alıp, üstüne paramızı alıyor. Peki verdikleri eğitim yaşam koşullarını değiştiriyor mu? Hayır!
ÜNİVERSİTE OKUSUN, ASANSÖR ÇUKURUNDAN KURTULSUN DERSEK BU DEFA 25’TEN ÖNCE “İŞ HAYATI!” NA ATILAMIYOR!
BİZ YİNE ÜSTÜNE PARA ÖDÜYORUZ!
PEKİ VERDİKLERİ EĞİTİM, YAŞAM KOŞULLARINI DEĞİŞTİRİYOR MU?
HAYIR!
ÇÜNKÜ; SERMAYE SAHİPLERİ SINIRLI SAYIDA EĞİTİMLİ İNSANI İSTİHDAM EDER; FAZLASI GEREKSİZ!
ŞİMDİ BİR KEZ DAHA SORALIM:
İLERİ Mİ GİDİYORUZ; YOKSA BİZE Mİ ÖYLE GELİYOR?
MAHİR ÇAYAN; “NİSBİ REFAH İNSANLARIN BİLİNCİNİ ETKİLER.” DERKEN TAM DA BUNU KASTEDİYORDU!
ASANSÖR ÇUKURUNDAN ÇIKALIM!
Teorimiz hayatın içinden süzülmüştür. Eğer o teoriyi bilmezsek; o asansör çukurunda yatan emekçilere üzülmekten ötesi gelmez! Öfkelensek de bilinçle beslenmeyen öfke bir süre sonra geçer gider!
Kapitalizm o asansör, katil “artı-değer”, nisbi refah ise gözlerimize inen bir perde!
Okuyalım, isyan edelim, gerisi gelir !...
Süleyman Altunoğlu
8 Eylül 2014 Pazartesi
Kaynak: http://gezite.org/katil-arti-deger/
İyi günler Mahfi hocam.Geçen toplantıdan sonra,Avrupa Merkez Bankası,mevduat faizlerini -0.1den -0.2ye indirdi yaziyordu. Bu ne demek hocam anlayamadım. Mevduat sahiplerine eksi nominal faiz mi veriyorlar; yoksa bu reel faiz mi ?Teşekkürler hocam.
YanıtlaSilBunun mevduat sahipleriyle ilgisi yok. Avrupa Merkez Bankası'nın bankaların kendisine yatıracağı paralara vereceği faiz bu. Yani AMB, bankalara diyor ki "paranızı bana getirmeyin, getirirseniz eksi faiz veririm, yani üste para alırım. Onun için gidin ucuz kredi verin."
SilArtık yeni hedef Mahfi beyin sayfası mı? Adam suçlu çünkü alıştığımız televizyon kahramanlarından değil zaten kendisini spiker olarak da tanıtmıyor. Gittiği kaliteli bir club, dernek, siyasi partide, üç beş arkadaşıyla devlet meselelerini tartışıp ülkeyi muhabbet masalarında bir gecede kurtaranlardan değil, bir yerleri yıkıp yeniden de yapmıyor koyu sohbetlerde. Yılların tecrübesiyle sahip olduğu Devlet hizmetini, Ekonomi kariyerini çok güzel harmanlayıp herkesin konuştuğu gündelik kullandığımız Türkçe kelimelerle bizlere Türkiye Ekonomisini anlatıyor. Başta da dedim ya Adam suçlu! bize aptal sen bir şeyden anlamasın kuzu gibisin koyunsun demiyor, direk halktan, kimin ne olduğuyla değil, ne sorduğuyla ilgileniyor ve defalarca aynı şeyi açıklamaktan yılmıyor. Yukarıda yazdığın Soma faciası, Rezidans cinayeti, sıradan düz bir memur olan beni de, tüm ülkeyi de üzen olaylar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı dahi ''Siz işi daha ucuza yaptırmak için insanları köleleştirerek bir uygulama içine girerseniz bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır'' dedi. Şimdi sen çık Kendime Yazılar' a yüklen bu sayfayı takip eden herkesi de suçla doğru yola çağır, oh ne güzel, arkandan gitmeyene yarın kafirde dersin (pardon sen BÖCEK demeyi seversin) ne farkın var dini ticarete çeviren hocadan sen de bir tek tapusu yok cennetin. Dün biriniz kalkın kongrenize katılmadı diye saldırın Mahfi beye, bugün diğeriniz saldırın KENDİME YAZILAR' a artı takip eden herkese, altta da reklamın iyisi kötüsü olmaz deyip senin görüşlerini savunan sitenin reklamını yapıştır :) yok artık üç kuruşa beş köfte. Yahu ben bu adamı takip ediyorum çünkü bana bilmediğim şeyleri öğretiyor bir değer katıyor. Kralcıların, iktidarcıların saldırısı bitti, Marx Karl'cıların saldırısı başladı. Adam meyve veren ağaç taşlayın!!! Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş, yarınsa suçlayın, Mahfi bey Allah sizden razı olsun. çok teşekkür ederim bana bilmediğim anlayamadığım çok şeyi öğrettiniz. Ben sizle hiç tanışmadım ama gene de bir öğretmen kadar emeğiniz oldu üzerimde. Teşekkürler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Ahmet bey eksik olmayın.
SilBen bunları yazanlara da kızmıyorum. Kızsam zaten yorumlarını yayınlamazdım. Terbiye sınırları içinde kalındığı sürece herkes düşüncesini açıklasın.
Eğer ben buradan bildiklerimi paylaşabilmişsem ne mutlu. Emin olun ben de sizlerin yorumlarını okurken, sorularınızı yanıtlarken çok şey öğreniyorum. Öğrenmenin yaşı da sonu da yok.
[1. BÖLÜM]
Sil(Toplam 2 bölümlük yorum)
Sayın Türkoğlu dahil olmak üzere bu blog sayfasını ziyaret eden herkese,
Eleştiriniz için teşekkürler.
(A)
“...
Yukarıda yazdığın Soma faciası, Rezidans cinayeti, sıradan düz bir memur olan beni de, tüm ülkeyi de üzen olaylar.
...”
dışında metnin içeriğiyle ilgili hiç bir katkıda bulunmadınız.
(B)
“...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı dahi ''Siz işi daha ucuza yaptırmak için insanları köleleştirerek bir uygulama içine girerseniz bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır'' dedi.
...”
Bir “bakan!” a ihtiyacımız yok.
Ve
(C)
“Sol” u ne yazık ki yanlış anlamışsınız!
Çoğumuzun:
“Siyonizme karşı olmak” ile “Anti-semitizmi savunmak” tabirlerini birbirine karıştırması,
“Cihat yapmak” ile “İnsan katletmek” eylemlerini birbirine karıştırması,
Veya
“Serbest piyasa ekonomisi” gibi masumane bir öbek altına gizlenmiş “kapitalizm”in kâinatın ileri gitmesi için en makûl sistem olduğuna,
Ve daha da acısı;
“Kapitalizm”in, iktisat disiplinin temeli olduğuna
fiziğin değişmez bir yasasıymış gibi sorgusuz/sualsiz inanması gibi!
“Bilim”den uzaklaşılmaya başlandığı an; gerçeklikten kopuş başlar!
Bilim olma yolunda emin adımlarla ilerleyen “iktisat disiplini” içinde sadece “kapitalizm” yoktur;
Tıpkı aynı disiplin içinde sadece “komünizm” (hasır altı edilen gerçek adı ile; -Devlet Kapitalizmi!-) olmadığı gibi!
Cevabınızda kullandığınız bazı kelime ve öbeklere tek tek açıklayıcı cevap yazmam şimdilik mümkün değil. Çünkü zamanım yok.
Bu sebeple hem size, hem sayın Eğilmez’in bu blog sayfasını ziyaret edenlere 4 hatırlatmada bulunuyorum.
Bu hatırlatmaları:
“Acil karşı-cevap yazmak” maksadıyla değil;
Acele etmeden,
Ağır ağır,
“Anlamak” için
Okuyunuz.
Anlamadığınız noktalar vuku bulursa, o bölümleri üşenmeden bir kez daha okuyunuz.
“HATIRLATMA #4” içinde başlıkları verilen yazıları okudukça; “referans bilgiler” ile karşılaşacaksınız.
Bu “referans bilgiler” i; akıllı cep telefonunuzun, tabletinizin veya bilgisayarınızın bir köşesine tek tek kaydediniz.
İlk önce bu “referans bilgiler” i imkânınız el verdiği müddetçe hazmetmeniz,
Hazmettikten sonra cevap yazmaya başlamanız tavsiye edilir.
[NOT:
SON TEKRAR:
AŞAĞIYA YAZILAN HATIRLATMALAR, SADECE SAYIN “AHMET TÜRKOĞLU”NA YÖNELİK DEĞİLDİR.
BU HATIRLATMALAR BU BLOG SAYFASINI ZİYARET EDEN HERKESE HATIRLATMA MAHİYETİNDEDİR; BU SATIRLARIN YAZARI “Adsız” KİŞİ DE DAHİL!
LÜTFEN BU 4 HATIRLATMAYI HİÇ UNUTMAYALIM,
VE
EN YAKINIMIZDAKİ KİŞİLERDEN BAŞLAYARAK HERKESE HATIRLATMAYA GAYRET GÖSTERELİM!]
HATIRLATMA #1
“Büyük İnsanlık”
“Büyük İnsanlık” gemide güverte yolcusu
Tirende üçüncü mevki
Şosede yayan
“Büyük insanlık”!
“Büyük İnsanlık” sekizinde işe gider
Yirmisinde evlenir
Kırkında ölür
“Büyük İnsanlık”!
Ekmek “Büyük İnsanlıktan” başka herkese yeter
Pirinç de öyle
Şeker de öyle
Kumaş da öyle
Kitap da öyle
“Büyük İnsanlıktan” başka herkese yeter!
“Büyük İnsanlığın” toprağında gölge yok
Sokağında fener
Penceresinde cam
Ama umudu var “Büyük İnsanlığın”
Umutsuz yaşanmıyor.
NAZIM HİKMET RAN, 7 EKİM 1958, TAŞKENT
[Devamı 2. bölümde]
[2. BÖLÜM - SON]
SilHATIRLATMA #2
“Dünyanın En Tuhaf Mahlûku”
Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
Beş değil,
Yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını
Sürüye katılıverirsin hemen
Ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
Hani şu derya içre olup
Deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
NAZIM HİKMET RAN, 1947
HATIRLATMA #3
“İtirazın iki şartı”
Çok olmadığımız kesin
Çok olan tarafta değiliz
Çok olan tarafta olmayacağız
Türkiye’de “Kürt” olacağız
Kürtlerde “Ermeni”
Ermenilerde “Süryani”
Gidip Almanya’da “Türk” olacağız
Hollanda’da “Surinamlı”
Fransa’da “Cezayirli”
İran’da “Azeri”
Amerika’da zifiri “Zenci” olacağız
Çoğalan Zencide mutlaka “Kızılderili”
İsrail’de “Filistinli”
Köpeğin karşısında “Kedi”
Kedinin karşısında “Kuş” olacağız
Kuşun karşısında “Börtü Böcek”
Hakemler hep “Karşı Takımı” tutacak
Ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı
Çiçeklerden “Kamelya” olacağız
Az kolumuzun tarafında
“Sol”da olacağız
Bu itirazın ilk şartı
“Sol”da da az olacağız
Devrimi çoğaltırken çünkü
Bir başka devrime hızla azalacağız
Bu da itirazın ikinci şartı
NEVZAT ÇELİK (1960 - ...)
HATIRLATMA #4
Aşağıda sayın Eğilmez'in yazdıkları ile beraber yorum pencerelerini sonuna kadar lütfen acele etmeden ve dikkatinizi vererek okuyunuz.
Okuma esnasında karşılaşacağınız “referans bilgiler” i, bir köşeye kaydediniz ve imkânınız el verdiği müddetçe edinmeye çalışınız.
1. Ahbap Çavuş Kapitalizmi:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/ahbap-cavus-kapitalizmi.html
2. Temel Yanılgılarımız:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html
3. Girişimcilik:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/06/girisimcilik.html
4. İİBF'de Bölüm Seçimi:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/iibfde-bolum-secimi.html
5. Küresel Krizin Çözümü İçin Maliye Politikasına İhtiyaç Var:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/kuresel-krizin-cozumu-icin-maliye.html
6. Fiyat, Faiz, Kur Derken Asıl Meseleyi Kaçırıyoruz:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/fiyat-faiz-kur-derken-asl-meseleyi.html
* UYARI MESAJI #1:
“Sınıf bilinci nedir ?!”
“Kaç Bize Gel !”
Süre: 5 dk.
Adres: http://vimeo.com/57447092
“Hayatta kalma rehberi (1)”:
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-1.pdf
“Hayatta kalma rehberi (2)”:
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-3.pdf
* UYARI MESAJI #2:
Animasyon video:
“El Empleo
The Employment
Hayatta herbirimizin görevi var; peki ama bu görevler ne ?!”
Süre: 7 dk.
Adres: http://vimeo.com/32966847
Saygılarımla.
Yukarıdaki yazılarında sadece polemikten uzak, konuyla alakalı olan kısım “komünizm (hasır altı edilen gerçek adı ile; -Devlet Kapitalizmi'' Rahmetli Cem KARACA'dan sana ve senden olanlara gelsin http://www.youtube.com/watch?v=6sTh5cJzGxQ
SilSayın Türkoğlu dahil olmak üzere bu blog sayfasını ziyaret eden herkese,
SilBir başka devrimcimizi yâd ettiğiniz için bir kez daha teşekkürler.
UMARIM (1):
Ne yazık ki “karşı-cevap yazmak” için kendinizi zorlamaya devam ediyorsunuz.
“HATIRLATMA #4” te sayın Eğilmez’in yazdıkları ile beraber yorum pencerelerini;
Sonuna kadar,
Acele etmeden zamana yayarak,
Dikkatinizi vererek,
“Referans bilgiler” i imkânınız el verdiği müddetçe takip etmeye çaba göstermek amacıyla okuma vaktini kendinize yaratırsınız.
UMARIM (2):
“Mavi”, “Turuncu”, “Siyah”, “Beyaz” ... “Yaka” lar üstündekileri yırtıp atar; şarap yapılmak için ezilen üzümler gibi kendilerinin birer “emekçi” olduğunu hatırlar.
UMARIM (3):
O büyük devrimcinin de haykırdığı gibi;
“...
Fabrikasyon insan olmaz
Aynı biçim elbiseler vallah billah
Kimine uyar, kimine olmaz
...”
Sadece Türkiye Cumhuriyeti’ndeki değil, dünyadaki tüm “memurlar”;
“Kravat”, “tayyör”, “döpiyes” vb. ile çalışmaya gitmeye mecbur olmadıkları bilincine ulaşır.
Tüm bunların ve daha fazlasının gerçekleşmesi için acele etmeden hazmetmeniz bir kez daha tavsiye edilir:
HATIRLATMA #4
1. Ahbap Çavuş Kapitalizmi:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/ahbap-cavus-kapitalizmi.html
2. Temel Yanılgılarımız:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html
3. Girişimcilik:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/06/girisimcilik.html
4. İİBF'de Bölüm Seçimi:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/iibfde-bolum-secimi.html
5. Küresel Krizin Çözümü İçin Maliye Politikasına İhtiyaç Var:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/kuresel-krizin-cozumu-icin-maliye.html
6. Fiyat, Faiz, Kur Derken Asıl Meseleyi Kaçırıyoruz:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/fiyat-faiz-kur-derken-asl-meseleyi.html
* UYARI MESAJI #1:
“Sınıf bilinci nedir ?!”
“Kaç Bize Gel !”
Süre: 5 dk.
Adres: http://vimeo.com/57447092
“Hayatta kalma rehberi (1)”:
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-1.pdf
“Hayatta kalma rehberi (2)”:
http://kacbizegel.com/wp-content/uploads/Kac-bize-gel-brosur-3.pdf
* UYARI MESAJI #2:
Animasyon video:
“El Empleo
The Employment
Hayatta herbirimizin görevi var; peki ama bu görevler ne ?!”
Süre: 7 dk.
Adres: http://vimeo.com/32966847
Saygılarımla.
Sevgili arkadaşım şiirler bitti mi!!! Ha bu arada Komünizm ne demekti? Nasıl açıklayıp Marx'ın kemiklerini sızlatmıştın yazık .
SilYahu şu adamı tam okuyup anlayan ve de anlata bilen (belki bu daha önemli!!! öyle iki inek :) ikisini alır süt verir le değil) bir komünist olsa ne güzel olur. ha sen nasıl anlatmıştın:) Öbek, öbek yazılarında. :)
Kominizim = Devlet Kapitalizmi
Kardeş Kapital’i bir daha oku bu tarifi bul
Bu arada şiirler gerçekten güzeldi teşekkürler.
Ha ben artık cevap vermeyeceğim sana HATIRLATMA #Sonuna kadar,
Acele etmeden zamana yayarak,
Dikkatinizi vererek,
''Kapitali'' (bilmiyor olabilirsin Marx KARL'ın eseri)
Sonuna kadar,
Acele etmeden zamana yayarak,
Dikkatinizi vererek, oku!!!
Okuduklarını Bilimin Işığında kavra
Devlet kapitalizmi denenmiştir sadece cem karacanın şarkısındaki felaketi getirir,dediğim gibi artık sana yazmayacağım.
''Dur be yeter kıl bürokrat
Kendi gölgen bela olmaz
Yasa deyip vatandaşa vallah billah
Git yarın gel demek olmaz
Dur be yeter dar kafalı
Fabrikasyon insan olmaz
Aynı biçim elbiseler vallah billah
Kimine uyar kimine uymaz
Kimi karadır kimi aldır vallah billah
At gözlüklü iflah olmaz
Dur be yeter gamlı baykuş
Bu memleket batıyor olmaz
Vıcık vıcık didik didik vallah billah
On parmakta kara olmaz
Biraz sevgi ve hoşgörü vallah billah
Ümit yoksa yarın olmaz
Dur beter kul KARACAM
Böyle garip şarkı olmaz''
Cem KARACA
(ALLAH RAHMET EYLESİN MEKANI CENNET OLSUN.)
Devlet Kapitalizmi!!! en güzel özeti !!!
Sayın Türkoğlu dahil olmak üzere bu blog sayfasını ziyaret eden herkese,
SilNe yazık ki “sabır” sorunumuz olduğu ortada.
“Sabır” kelimesinin anlamı erozyona uğramaya başladığından; peşi sıra gelen “zaman yaratmak” eylemini de neredeyse unuttuk.
Komünizmin ne olup, ne olmadığını anlatmaktan önce; mühim bir sorun olan “zaman” sorunu iyiden iyide kendini gösterdi.
“HATIRLATMA #4” ü her zaman hatırınızda tutarak;
“21. yüzyılda -Zaman- sorunu” na giriş için şu eseri kısa zamanda edinmenizi tavsiye ederim:
Kitap: Aşk Yüzyılı Bitti
Yazan: Nuran Yıldız
Yayınevi: Doğan Kitap
Adres: http://www.dogankitap.com.tr/kitap/A%C5%9Fk+Y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1+Bitti-1768
Diğer “referans bilgiler” i şu adresten takip edebilirsiniz:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html
Sadece sayın Türkoğlu değil;
Bu blog sayfasını ziyaret eden herkesin:
“Acele etmek/etmemek”,
"Zaman yaratmak/yaratmamak”,
“Sabırlı olmak/olmamak”
kavramları üzerine yukarıda tavsiye edilen kitapla başlamak üzere, hemen altında verilen linkteki diğer eserlere de yoğunlaşması salık verilir.
Sabırlı olmayı bir kez daha öğrenmeye hepimizin şimdi başlaması temennisi ile,
Esen kalın.
Sayın hocam bu tabloda ülkenin geçirdiği 2 seçim döneminin ve malum siyasi istikrarsızlıkların öneminin büyük olduğunu düşünüyorum.. Hepimizin bildiği gibi ülkemizde siyasilerin koltuğunu sağlamlaştırma çabaları her zaman ekonomiden önce gelmiştir.. Aynen kamusal tercih teorilerindeki gibi.. Sizce bu ülkede merkez bankasının basiret politikaları uygulaması mümkün müdür? Ve bu büyüme oranlarının düşük olmasında enflasyon hedeflemesi stratejisi için izlenen politikaların etkisi nedir? Teşekkür ederim Saygılar..
YanıtlaSilBüyüme oranının düşmesinde asıl olarak etkili olan şey cari açığın taşınamaz noktaya gelmiş olmasıdır. MB'nin enflasyonla ilgili uyguladığı para politikası neredeyse hiç etkili olmamış görünüyor.
Silhocam savaşla altın fıyatları ve petrol fıyatları arasında bır korelasyon var mıdır varsa nasıl bır ılıskı ıcındedırler saygılar.
YanıtlaSilEvet genellikle büyük krizler, savaşlar vb altın fiyatlarını yukarı doğru yönlendirir.
SilHocam ekonominin özetini şiir gibi yazmışsınız. Emekleriniz için teşekkürler.
YanıtlaSilmerhabalar hocam ben yeni yeni ekonomi yazıları okumaya basladım bir hatam olursa af ola..Yazınızda kurlar yüksek seyretiği bir ortam olduğunu soylemişşiniz kurların yukselmesi ile beraber ihracat gelirlerinin artması gerekmiyor mu? ve stoklardaki artışlardan dolayı bir sure sonra fyatı düsürüp talebin artmasına neden olmayacak mı?
YanıtlaSil