IMF'nin Türkiye Falı Karamsar

Tahminler
Önce hükümetin Orta Vadeli Programında yer alan tahminleri ele alarak değerlendirme ve eleştirilerimi paylaştım (http://www.mahfiegilmez.com/2014/10/ekonominin-resmi-fal-ovp.html) Şimdi de IMF’nin Ekim 2014 tarihinde yenilediği Dünya Ekonomik Görünümü veri setinde yer alan tahminleri ele alıp değerlendireceğim
(.http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2014/02/weodata/index.aspx)

2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
GSYH (cari fiyatlarla, milyar USD)
820
813
862
911
965
1.022
1.082
Büyüme (%)
4,0
3,0
3,0
3,7
3,5
3,5
3,5
Nüfus (milyon kişi)
76,5
77,3
78,2
79,0
79,8
80,6
81,3
Kişi başına gelir (cari fiyatlarla, USD)
10.721
10.518
11.018
11.535
12.103
12.688
13.302
Toplam yatırımlar / GSYH (%)
20,6
19,9
19,9
20,1
20,1
20,1
20,1
Toplam tasarruflar / GSYH (%)
12,6
14,0
13,9
14,1
14,3
14,3
14,4
Enflasyon (yılsonu, %)
7,4
9,0
7,1
6,2
6,2
6,2
6,2
İşsizlik (%)
9,1
9,5
9,9
9,9
9,9
9,9
9,9
Bütçe dengesi / GSYH (%)
-1,5
-2,0
-1,9
-2,1
-2,5
-2,4
-2,1
Kamu borç stoku / GSYH (%)
36,3
33,6
33,2
32,4
31,9
31,1
30,6
Cari denge (milyar USD)
-65,1
-47,6
-51,5
-54,3
-55,3
-59,0
-62,2
Cari denge / GSYH (%)
-7,9
-5,8
-6,0
-6,0
-5,7
-5,8
-5,8

IMF’ye göre Türkiye’nin 2014 yılında da 2015 yılında da yüzde 3 büyümesi bekleniyor. IMF tahmini çerçevesinde Türkiye, büyümesini 2017 – 2019 arasında ancak yüzde 3,5’e çıkaracak. Bu tahminler gerçekleşirse son iki yıldır potansiyel büyümesinin altında kalan (2012 yüzde 2,1, 2013 yüzde 4) Türkiye, 2014 – 2019 arasındaki 6 yılda da potansiyel büyüme hızının altında kalmaya devam edecek demektir. IMF’nin raporundaki büyüme tahminleri hükümetin orta vadeli programındaki öngörülerden çok daha karamsar bir büyüme tablosu çıkarıyor karşımıza. Eğer bu tahminler gerçekleşirse Türkiye’nin bırakın 2023 hedeflerine ulaşarak en büyük on ekonomi arasına girmeyi ilk 17 ekonomi arasındaki yerini koruması bile sıkıntıya girer.

Kişi başına gelirin gelişme trendine baktığımızda IMF’nin, Türkiye’nin orta gelir tuzağında kalacağını tahmin ettiğini görebiliyoruz. Orta gelir tuzağından çıkabilmemiz için bu süre sonunda kişi başına geliri 20 bin dolar dolayına çıkarmamız gerekiyor.  

Yatırımlar ve tasarrufların GSYH içindeki paylarına baktığımızda, aradaki (cari denge / GSYH oranı) farkın, belirli bir düşüşe karşın, devam ettiğini görüyoruz. İç tasarrufların artırılamaması, dış finansmana bağımlığın devam etmesine, dış finansman akışındaki daralma ise yatırımların artırılamamasına yol açıyor. Yatırımların artırılamaması, büyüme hızının düşük kalmasının temel nedenini oluşturuyor.   

Türkiye için IMF’nin enflasyon tahminleri 2014 yılsonu için yüzde 9, 2015 yılsonu için yüzde 7,1. IMF’nin 2014 tahmini hükümetin orta vadeli programdaki tahmininden (yüzde 9,4) iyimser olmakla birlikte 2015 tahmini hükümetin orta vadeli program tahmininden (yüzde 6,3) kötümser görünüyor. IMF’nin tahminleri gerçekleşirse Türkiye önümüzdeki 5 yıl boyunca Merkez Bankası’nın hedeflediği yüzde 5’lik enflasyonu yakalayamayacak.

IMF’ye göre işsizlik çift haneye ulaşmasa bile yüzde 9,9 düzeyinde seyredecek. Tahminler doğru çıkarsa Türkiye’nin bir daha 2000’ler öncesindeki yüzde 7 – 8 işsizlik oranlarına dönmesi mümkün olmayacak demektir. Bu da bize işsizlik histeresisi hipotezinin Türkiye’de doğrulandığını gösteriyor. 

IMF, Türkiye’de bütçe dengesinin önümüzdeki dönem boyunca yüzde 2’ler dolayında bir açıkla gideceğini tahmin ediyor. Bu düşük açıkların faiz dışı giderlerde sağlanan tasarruflar ya da vergi geliri artışlarıyla değil bir seferlik gelirlerin yarattığı imkanlarla sağlandığını ve yapısal reformlar olmadan bu durumun sürdürülmesinin kolay olmadığını biliyoruz. Düşük bütçe açıklarının devamını öngördüğüne göre IMF, bu tür bir seferlik gelirlerin en az 5 yıl daha devam edeceğini ya da bütçeye ilişkin yapısal reformların yapılacağını varsayıyor demektir.  

Kamu borç stokunun GSYH’ya oranındaki azalmanın devam edeceği öngörülüyor. Bu tahminin bütçe açıklarındaki düşüşle tutarlı bir tahmin olduğunu düşünüyorum. 

IMF’nin tahminlerine göre cari açıktaki düşüş devam edecek. Bu da düşük büyüme hızlarıyla tutarlı bir tahmin. Ne var ki büyüme oranı potansiyel büyümenin oldukça altında kalmasına karşın cari açık, tahminlere göre, yüzde 5,5’in altına düşürülemiyor.  Bu, Türkiye açısından çok sıkıntılı bir duruma işaret ediyor.

Değerlendirme
IMF’nin burada yer verdiğim Türkiye tahminlerinin bugünkü durumdan hareketle ileriye doğru baktığımızda gerçekleşme olasılığı yüksek görünüyor. En temel sorunumuz olan iç tasarrufları artırmak için asıl çözüm olan yapısal reformlara girişilememesinin yanı sıra faizi sıfır dolayında tutarak sorunu daha da ağırlaştırıyoruz. Geçmişte düşük iç tasarrufları ikame etmek üzere başvurulan dış finansman kaynaklarına ulaşmak da eskisi kadar kolay olmayınca yatırımların artırılması ve büyümenin hızlandırılması mümkün görünmüyor.  

Özetle söylemek gerekirse faiz takıntısı kısa dönemli, yapısal reformlara girişilememesi de orta ve uzun dönemli çözümsüzlüklerin temelini oluşturuyor. Bu takıntı ve bu eylemsizlikten kurtulmadan ekonoımiyi yeniden rayına sokmak kolay değil.   

Bir otomobil normal olarak dört tekerlek üzerinde gider. Bazen gösterilerde pilotların otomobili kısa süre iki tekerlek üzerinde götürdüğünü görürüz. Türkiye, 2001 krizi öncesinde ekonomiyi aynen iki tekerlek üzerinde giden otomobil gibi yürütür olmuştu. 2001 yılında ekonomi krize girdikten sonra otomobilin yeniden dört tekerlek üzerine oturması gibi ekonomi de normal bir yönetime geri dönmüştü. Son iki yıldır ekonomiyi yine iki tekerlek üzerinde giden otomobil gibi götürmeye başladık. Büyüme hızımızın düşmesi bundandır. İki tekerlek üzerinde hızlı gidilmez.

Yorumlar

  1. Hocam, iki tekerlek üzerinde gidiyorsak krize girmek üzereyiz diye anlıyorum,sanırım bu sefer de kaçamayacağız krizden

    YanıtlaSil
  2. Hocam yazı için teşekkürler. Türkiye nin 2000 ler öncesi refah standartına tekrar kavuşması sizce ne kadar sürer yada kavuşma ihtimali var mıdır. Birde sitenizin androit uygulamasını oluşturmanız gerektiğini düşünüyorum masa üstüne indirip tek tıkla girebilmeliyiz. Benim düşüncem tabi.

    Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2000 ler öncesi refah standartı m?ı ne saçmalıyor hocam bu adam ?

      Sil
    2. Site konusuna bakacağım.

      Sil

    3. 2000 yılında benzinin litresi 0,50 kuruştu şimdi - 5 tl (8,5 kat artmış)
      2000 yılında dış borç 118 milyar dolardı. - Şimdi 400 milyar dolar. (3,37 kat artmış)
      2001 yılında cari işlemler fazlası vermiş . - 2013 cari açığın 65 milyar dolar (Bunu da sıcak parayla finanse ediyorsun)
      2000 yılında işsizlik oranı 6,5. - Şimdi 9,5
      2000 öncesi 1 aileden 1 kişi çalışır 5 kişiyi geçindirirdi. - Şimdi ise ailede 5 kişi çalışıyor ay sonunu zor getiriyor.
      2000 yılı öncesi bankalar bangır bangır paranızı bize getirin en yüksek faizi verelim derken şimdi insanlara kredi vermek için bin bir türlü numaraya baş vuruyorlar.
      2000 yılı öncesi kimse bölünmenin B sinden bile söz etmeye cesaret edemezken şimdi ülke gözümüzün önünde bölünüyor.
      2000 yılı öncesi orta direk vardı şimdi Ak zenginler ve İnternet te ona buna sataşan Ak Troller var.

      Yıllar içerisindeki tek olumlu gelişme ise enflasyon oranı ile asgari ücret artışı.

      Mesleğim gereği Toplumun her kesiminden insanla konuşuyorum (Akademisyeninden, askerine, lokantacısından, fabrikatörüne kadar) ve herkesin mutsuz olduğunu görüyorum. Bu yüzden refah seviyesi sözünü kullandım ve ısrar ediyorum çünkü borç alıp lüks içinde yaşamak refah artışı değildir. Ben bir sosyal bilimciyim fizikçi yada kimyacı değilim. Bu yüzden benim labaratuarım toplumdur.

      Son lafım; Kötü söz sahibine aittir.

      Sil
    4. teşekkürler Alperen Bayar, yazdıklarınıza aynen katılıyorum..bu adsızlardan biri bana da sövmüştü, ne idiğü belirsiz tipler, gizli tanık gibi

      Sil
    5. Alperen Bayar Bey,

      Bazı konularda alakasız ilişkiler kurmanın bir alemi yok.

      - Benzin fiyatının, ülke içi ekonomiyle bir alakası yok, fiyatı dünya piyasalarında belirlenir. Benzin Türkiye'de zamlandığı gibi bütün dünyada da zamlanmıştır. Ayrıca benzin fiyatını Türk Lirası değil, dolar cinsinden REEL fiyatlarla vermeniz gerekir zira hem döviz hem de enflasyonlardaki dalgalanmalardan arındırılması gerekir.. Amerika'daki son 11 senelik benzin fiyat ortalamalarına isterseniz siz de bir göz atın ($1.4'dan $3.5'a). Türkiye'deki reel artış bundan daha az. OECD ya da Eurostat'tan reel ve dolar kuru cinsinden tarihi verilere ulaşılabilir.

      http://www.gasbuddy.com/gb_retail_price_chart.aspx?time=24

      - Dış borç, cari açık vs tutar NOMINAL rakamlarla hesaplanmaz. Dünya üzerinde hiç bir saygıdeğer kurumda böyle bir saçmalığa girişmez. Bu tür gereksiz rakamları ancak, ekonomiden anlamayan ya da ideolojik olarak birilerini bir şeylere güdümlemek isteyenler kullanır. Ekonomik olarak bir anlam ifade eden göstergeler;

      - Dış borc / GSMH oranı
      - Kamu borç stoku / GSMH oranı
      - Bütçe dengesi / GSMH oranı
      - Cari Açık / GSMH oranı
      - Dış borç, kamu borcu, bütçe dengesi, cari açık REEL değişimleri
      vs vs vs...

      Bu göstergelerden olumsuz manada tek değişen gösterge cari açıktır. Zaten Türkiye'nin oldu olası en büyük problemi de cari açık olmuş ve artan petrol fiyatları da bu sorunu körüklemiştir.

      Son olarak uzun vadeli aynı ekonominin kıyaslanmasında işsizlik değil İSTİHDAM oranına bakılır. Yani bir ülkede mevcut olan iş sayısının çalışabilecek nüfusa oranı. Bu artmış mı azalmış mı? İstatistiklere baktığınız zaman, az da olsa arttığını görürsünüz. Üstelik bu, tarım nüfusunun büyük oranda azaltıldığı ve Türkiye'nin büyük bir değişimden geçtiği bir dönemde olmuştur.

      Lütfen yazdıklarınızda biraz da olsa bilgili ve samimi olun. Ekonomiden anlamadan, ne dediğinizi bilmeden, rastgele ve anlamsız istatistikleri buraya dökmeden hiç kimseyi bir faydası yok. Bu hükümetin eleştirilecek haddinden fazla noktası var ama eleştirecek olanların da biraz olsun kafası çalışan ve ekonomiden anlayan kişiler olmasında fayda var. Cehalet, eninde sonunda gelip yine size zarar verir.

      Sil
    6. 90lar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara bir lekesidir o kadar...

      Sil
    7. Sayın Adsız Bey,,,,,,

      Demek ki IMF, Tuik, dünaya bankası vb. kuruluşlar benim yukarıda yazdığım göstergeleri boşuna hesaplıyorlar. Yüksek ekonomi bilginizle söyleyin de bundan sonra boşuna hesaplayıp yayınlamasınlar. Bahsettiğin konu sadece göstergelerin birbirine oranlanmasıyla bulunan yeni rakkamlardır hatta oranlardır. Elbette o oranlarda kullanılır ancak bir ekonomide işsizlik 9 ve üzerindeyse tehlike çanları çalıyor demektir. Cehaletten falan bahsetmişsin, Ekonomi yüksek lisans ve doktora bölümlerinde ''Göstergelerle ekonomik durumun izlenmesi'' diye bir ders vardır. Almanı tavsiye ederim. Danışırsan yazar ve kitap adı da veririm.

      2002 ve sonrası (Osmanlının çöküş dönemiyle birlikte) tüm Türk tarihinin en büyük ihanetine sahne olmuştur.

      Tekrarlarım: Kötü söz sahibine aittir.

      Sil
  3. Mahfi bey yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Hocam merhabalar,

    2014 yılsonu için siz de tahminlerinizi revize edecek misiniz ? Özellikle tüfe ve kur tahminlerinizi.

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık Yılsonu geldi bundan sonra revize etmenin anlamı yok.

      Sil
  5. Mahfi hocam hadi yine iyisiniz.. Buraya illüzyon millüzyon diye döktürüyorsunuz ama akademisyenlerin maaşlarına yüzde 35 zam geliyormuş.. Yine cukkalanacaksınız..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kadrolu öğretim üyesi Değilim. O Dediğiniz zam bana işlemez. 4 Yıldır aldığım ücret aynı.

      Sil
    2. Hocam merhaba yazılarınız çok sade ve herkesin anlayacağı bir dilden sizden ricam çapraz kur parite anlatan bir yazınız varmı veya bir kaynak önerirmisiniz

      Sil
    3. Ben burada özetle anlatayım.
      Diyelim 1 USD = 2,28 TL, 1 Euro = 2,88 TL ve 1 Euro = 1,26 USD
      1 Euro = 1,26 USD Euro Dolar kurudur.
      Eğer Euroyu TL üzerinden USD'ye çevirirseniz önce 1 Euro verip 2,88 TL alır sonra 2,88 TL'yi verip (2,88 / 2,28 =) 1,26 USD alırsınız. İşte buradaki Euro - TL - USD hesabı çapraz kurdur.

      Sil
    4. 4 yıldır aynı mı?? Niye burada faiz lobiciliği yaptığınız anlaşıldı -sayın hocam onun yerine gidip enflasyon farkı istesenize!!

      Sil
    5. Ben öğretim işini ücreti için yapmıyorum. Bildiğimi, öğrendiğimi, bu ülkenin bana sağladığı imkanlarla öğrendiklerimi paylaşmayı amaçlıyorum. Bu blogu da bu amaçla yazıyorum. Tersi olsa burada yıllardır haftada üç dört yazı yazıp, göstergeleri güncellemeyi bedava yapar mıydım?
      Faiz meselesine gelince. Türkiye'nin o konuda takılıp kalmasının bizi geri götürdüğüne inanmasam yazmam. Bir ülkede enflasyon yüksekse ve yükselme eğilimindeyse faiz de yükselir. Aksi halde o ülkede tasarruflar yanlış yerlere yönelir. Ve sonunda ülkede yatırımlar da yanlış yerlere gider. Tıpkı Türkiye'de konuta, AVM'ye yöneldiği gibi. Ve bunun sonunda balonlar oluşur, krizler çıkar. Bunu göstermek için faiz konusuna değiniyorum. Eğer bu faiz lobiciliğiyse evet onu yapıyorum.

      Sil
  6. IMF'nin 2019 tahminine göre 2019'da dolar kuru 2,62 olacak (TL GSYH/dolar GSYH) yani bugünküne kıyasla sadece %15 artacak (bileşikten yıllık %2,8 artış). önümüzdeki 5 yılda ABD ile aramızda en az 5 puan enflasyon farkı olur. o da 2,95 gibi bir kura denk gelir. 2,95 kurla ancak 12 bin dolar gibi bir kişi başı gelir mümkün. IMF her zamanki gibi tahmin yapmış olmak için tahmin yapmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2019 yılsonu tahmini bugünden tam 6 yıl sonrasının tahminidir. Her gün birçok olayın yaşandığı bir sistemde bırakın 6 yıl sonrasını 6 gün sonrasını bile sağlıklı tahmin edebilmek büyük iştir.

      Sil
    2. Hocam altın ve petrol hakkındaki görüşleriniz nedir ?

      Sil
  7. Mahfi bey yazınızı inşallah yetkili kişilerde okuyup gereğini düşünürler.Sizlere iyi çalışmalar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Ben bildiğim, gördüğüm, ve öğrendiklerime dayanarak yaptığım analizleri karşılık beklemeden ve hiçbir talepte bulunmadan burada yazıyorum. Bunlardan bir sonuç çıkarıp çıkarmamak okuyanların, izleyenlerin bileceği bir şey.

      Sil
  8. mahfi bey, yazılarınız ve degerlendirmeleriniz bizim icin cok önemli, tesekkurler, bu arada ogretim gorevlilerine ne kadar maas verildigini ve ne sartlarda calistiklarini biliyoruz, umarım daha iyisi olur, bu alanda yapilacak iyilestirme kisilerin faydasindan cok toplumun ve ulkenin uretkenligi icin gereklidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet umarım öyle olur. Ama ben yarı zamanlı öğretim görevlisi olduğum için ders başına ücret aldığımdan böyle bir düzeltme olsa bile çok sınırlı bir artış alırım.

      Sil
  9. Hocam yazida bahsettiginiz raporun linkini paylasmaniz mumkun mu?
    Saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu linke gidin
      http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2014/02/weodata/index.aspx
      Buradan ülke seçin, yıl ve gösterge seçin. Excel seti olarak seçtiklerinizi indirebilirsiniz.

      Sil
    2. Hocam altin petrol ile ilgili gorusleriniz nelerdie

      Sil
  10. Sayın hocam
    Her zaman olduğu gibi bilgi birikimimizi ve ufkumuzu açıyorsunuz.Sağolun...Yalnız bırakın 6sene ,6 gün sonrasını ,5 dakka sonra ne olacağı belli olmayan bir ÜLKE de yaşamaktayız ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Çok haklısınız yarın ne olacağını tahmin etmenin bile zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ama birilerinin de geleceğe ilişkin planları yapabilmek için bu tür tahminler yapması lazım.

      Sil
  11. Sayın Hocam mümkünse daha çok yazın, ellerinize sağlık.

    Yazıda bahsettiğiniz IMF'nin 2019 öngörülerine nereden ulaştınız?
    Linkte paylaştığım dosya üzerinden IMF'in 2019 öngörülerine ulaşamadım.
    Yardımcı olursanız sevinirim.
    http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2014/02/index.htm

    Saygılar,
    Eren Göçük

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Elden geldiğince yazıp paylaşmaya çalışıyorum.
      IMF verileri için bu linke gidin: http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2014/02/weodata/index.aspx
      Buradan ülke seçin, yıl ve gösterge seçin. Excel seti olarak seçtiklerinizi indirebilirsiniz.

      Sil
  12. Hocam Merhabalar. Bir sorum var. Hazine Müsteşarlığı ile Maliye Bakanlığı nin görevleri en temelde Nerede ayrılır? Ikisinin çalışma alanları aynı mi? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda Ercan Kumcu ile ortak kitabımız Ekonomi Politikasında bu iki kurum arasında görev farkları ve karşılaştırmalar var.

      Sil
  13. Angus Maddison adlı (üç yıl önce öldü) bir iktisatçının geriye doğru yaptığı hesaplamalar bize Çin ve Hindistan'ın 1000 yıl önce en gelişmiş ülkeler olduğunu, sonra geride kaldığını ve muhtemelen 50 - 100 yıl sonra yeniden eski yerine ulaşacağını gösteriyor. Günümüzden 300 yıl önce ABD, ekonominin ufkunda bile görünmezken 150 yıl önce dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olmaya doğru gidiyor ve 100 yıl önce o konuma geliyor. G. Kore daha yakın tarihten alınabilecek benzer bir örnektir. Singapur, Hong Kong 50 yıl önce ortada yokken gelişmiş ülke konumuna geldiler. Japonya İkinci Dünya Savaşında sıfırı tükettikten sonra kısa sürede gelişmiş ülke konumuna yükseldi. Bir çok örnek var.
    Sorduğunuz sorunun cevabını doğru verebilmek için bir başka sorunun cevabını vermek lazım: Eğitim sistemi nasıl? Eğer eğitim sistemi, gelişmişliği başarmış ülkeler gibiyse, yani insanları bilimle, sorgulama yapacak, analiz öğrenecek ve gerektiğinde sistemi sorgulayacak biçimde yetiştirecek bir eğitim sistemiyse o ülke ileride gelişmiş ülke olur. Bizim eğitim sistemi böyle değil. Sorunumuz orada. Buluş yapacak insan yetiştiremiyoruz.

    YanıtlaSil
  14. Biz bu hazircilikla braz zor icat yapariz hocam. Saygilar

    YanıtlaSil
  15. Hocam hükümet 2023 derken yapılmakta olan enerji santrallerine güveniyor olabilir mi ithalatimizin %60 ı enerjiye ayrılıyor bu projeler cari acigimizi azaltıp orta gelir tuzagindan kurtulmamiza ne derecede katkı sağlar sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu enerji santralleri neyle çalışacak o önemli. Eğer doğal gazla, fuel oille ya da ithal kömürle çalışacaksa cari açığımız azalmaz artar. Benim bildiğim baraj inşaatı yok. Öyle olsa sudan enerji elde etsek cari açığı biraz düşürürdük.

      Sil
  16. Hocam son 200 yilda gelisen ulkeler,ya savaslarda kazanan, yada kaybeden ulkeler olmus gibi gorunuyor. Ornegin Amerika,Almanya,Italya,Fransa,Japonya,Guney kore
    Bizde 1. dunya savasinda Buyuk bir savas kazandik ve sonrasinda M.Kemal Ataturk ve ekibi ile birlikte gelisme yoluna donuk reformlar silsilesi yasadik ve 1923 1938 yillari arasinda ortalama %8 lik buyumeyle japonyanin hemen arkasindan en hizli buyuyen 2.ulke olduk
    Daha sonra 2. dunya savasinda sartlarimiz geregi geri durduk. 2. dunya savasinda kaybeden ulkelerin(BAZILARI) sosyal ve ekonomik olarak bizim gerimize dusse bile geriden gelip BIZI TEKRAR GECMEYI BASARDI biz ise
    2. dunya savasindan sonra maalesef bizi gelismis ulke statusune tasiyacak reformlarin devamini getiremedik.. gozle gorulur 2 reform yapmisiz " Deprem yonetmeligi" (17 agustos DEPREM sonrasi) ve "Bankacilik reformu" ( 2000 lerdeki bankalarin BATIS sonrasi)
    Hocam suzun kisasi Reform yapmak icin yada gelismek icin. aci cekmemizmi gerekiyor?
    Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  17. Hocam kısa kısır bir döngüden bahsetmek istiyorum. FED işsizlik yükseldiği zaman genişletici politikalarla ya faizi indiriyor ya da varlık alımına gidiyor. İşsizlik azaldığı zaman ise faizi yükseltiyor doları değerli kılıyor oluşabilecek enflasyon baskısını böyle kırmak istiyor. FED faizi indirdiği zaman ya da varlık alımına gittiği zaman uluslararası sermaye faizin daha yüksek olduğu ve enflasyonun düşük olduğu gelişmişte olan ülkere gidiyor böylece sıcak paranın gittiği gelişmekte olan ülkelerde cari açık artıyor büyüme rakamları artıyor. FED faizi artırdığı zaman ise uluslararası sermaye A.B.D. ye gidiyor ve gelişmekte olan ülkelere sıcak para gitmediği için cari açıkları düşüyor ve büyüme rakamları düşüyor. Yani A.B.D. deki işsizlikle gelişmekte olan ülkelerin cari açık ve büyüme rakamları arasında ciddi bir korelasyon var diyebilir miyiz negatif bir korelasyon.

    YanıtlaSil
  18. hocam hukumet icin buyume mi daha on plandadir yoksa enflasyon mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde büyüme siyaset açısından daima ön plandadır.

      Sil
  19. Ee güzel söylüyorsunuz hocam da, gelin örgütlenelim diyoruz, biz komünist miyiz diyorlar, gelin sendikalaşalım diyoruz, onların devri çoktan bitti şimdi sendikaların hepsi iktidarda hangi hükümet varsa ona yamanmaktan başka bir şey yapmıyor diyorlar! Üniversite öğrencileri ezberci eğitimden kurtarılmalı, analitik düşünce aşılanmalı diyoruz, diyorsunuz, bu öğrenci mezun olduktan sonra hayata atıldığında üniversitede kafasında oluşturulan bir ülke ve dünya ile karşılaşmıyorki! Ders bırakmadan 4 yılda mezun olabilen bir öğrenci Türkiye'de özel sektörde herhangi bir şirkete iş başvurusu yaptığında çoğu yerden en az 3-5 yıl iş tecrübesi şart koşuluyor, bülbül gibi İngilizce, ve Arapça, Almanca, Fransızca, Rusça ve hatta şimdi şimdi Çince bir asset olarak bekleniyor! Ailesinin maddi durumu iyi olan veya bir şekilde hacimli bir burs/para bulup yurtdışında bir şirkette staj yapmaya, yurtdışında bir üniversitede yüksek lisans yapmaya gidebilen bir öğrenci, gittiği ülkedeki iş anlayışı ve istihdam piyasasının verimliliğini Türkiye'dekiyle kıyaslıyor ve uçurumu farkettikten sonra o ülkede kalmayı tercih ediyor! Beyin göçüne karşı mücadele edelim derken kendi elimizle beyin göçünü teşvik ediyoruz! Sonra niçin Türkiye'de inovasyon yok, niçin katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz diye dizimizi dövüp aramızda ağlaşıyoruz!

    "Meslek lisesi memleket meselesi" diye bir proje başlattılar, amacın sadece dağ gibi büyüyen işsizlik ordusuna, karınca kararınca ceplerine maaş girebilecek iş yaratabilmek için küçük sanayi bölgelerinde, organize sanayi bölgelerinde patronun boyunduruğu altında torna freze ustası köle olacak yeni devşirmeler yaratmak olduğu zaman içinde anlaşıldı! Hani nerede sizin sorduğunuz yeni buluşlar yapacak kafaların eğitimi için projeler? Biz sadece işsizlik daha fazla yükselmesin, toplumsal huzursuzluklara bir de işsizlik eklenmesin diye yukarıdaki gibi bir projeyi aspirin niyetine ortaya attık, ne değişti? Hiç bir şey! Sadece bu projeye dahil olan nesilleri ileride daha büyük sorun teşkil etmesinler diye bozuk sisteme adapte etmiş olduk o kadar!

    Muhalefet edelim derken her şeyi öyle bir girdaba soktuk ki, muhalefet etmenin sanki sadece bir siyasi parti kurup, o partiye üye/sempatizan toplayıp, seçimlere girip iktidara gelmek için çırpınıp durmak algısı toplumun belleğine kazındı! Muhalefet hayatın her alanında olmalı, her saniyesinde olmalı ki birşeyler değişmeye başlasın! Biz hala muhalafet etmeyi, bir gün bu ülkeye komünizmi getirirler mi saçmalığıyla bağdaştırıp duruyoruz!

    YanıtlaSil
  20. hocam işsizlik azaldığı zaman genel olarak büyüme artar diyebilir miyiz? tersine büyüme artarsa her zaman işsizlik azalır demek doğru değil sanırım burada işin içine üreterek mi büyüyorsun yoksa tüketerek mi sorusu geliyor değil mi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii büyümenin nasıl bir büyüme olduğu da önemli ama genel olarak büyüme artınca işsizlik azalır.

      Sil
  21. Hocam Merhabalar. Bugün bütçe teklifleri açıklandı. Orta Vadeli Plana göre her yıl devlet kurumlarına ödenen butceden pay hangi kurumun kasasından çıkıyor? Sağolun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devletin paraları Maliye/Hazine kasalarına girer ve oradan harcanır.

      Sil
    2. Cok Tesekkurler ederim

      Sil
  22. Kredi Derecelendirme Kuruluşu açmak istiyorum hocam nasıl oluyor bu işler? İlk başta bir web sitesi ile başlamayı düşünüyorum. Sonra ofise geçerim. AnonymousRatings...

    YanıtlaSil
  23. hocam Türkiye de işsizlikle ekonomik büyüme arasındaki ilişki Amerika daki işsizlik ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye göre daha zayıf kalıyor değil mi?

    YanıtlaSil
  24. Hocam fed kendi ulkesinn tahvillerini mi aliyor yoksa baska ulkelerinnkinin mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed, ABD Hazine Tahvilleri ile Mortgage şirketlerinin çıkardığı Mortgage tahvillerini alıyor.

      Sil
  25. Hocam yazılarınızı takip ediyoruz teşekkürler. Potansiyel büyüme rakamını nasıl buluyorsunuz? Bunun dışında kendi büyüme tahmininizden bahsediyorsunuz, buna ilişkin ne gibi girdiler ve değişkenlerle hangi modelle yaptığınızı bir yazınızda açıklayabilir misiniz?Teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı