TCMB'nin Son Önlemleri

Zorunlu karşılıklar, çekirdek ve çekirdek dışı yükümlülükler
Para politikasının araçlarından birisi olan zorunlu karşılıklar; bankaların, topladıkları kaynaklar (ki bunlar bankalar için yükümlülük demektir) karşılığında Merkez Bankasına yatırmak zorunda oldukları miktarları ifade eder.

TCMB’nin zorunlu karşılığa tabi tuttuğu yükümlülükler şunlardır: (1) Mevduat ve katılım fonları, (2) Repo işlemlerinden sağlanan fonlar, (3) Kullanılan krediler (Hazine garantisiyle sağlananlar dışında kalanlar), (4) İhraç edilen menkul kıymetler (net), (5) Sermaye hesaplamasına dahil edilmeyen borçlanma araçları, (6) Yurtdışı merkeze yükümlülükler (net), (7) Kredi kartı ödemelerinden borçlar. 

Bu yükümlülüklerden mevduat ve katılım fonları başlığı altında toplanan banka yükümlülükleri çekirdek yükümlülük, diğerleri ise çekirdek dışı yükümlülükler olarak sınıflandırılıyor.

TCMB’nin kararları
TCMB, 29 Ağustos Cumartesi günü aldığı bir kararla mevduat ve katılım fonu dışında kalan (yani çekirdek dışı) yabancı para yükümlülüklerine uygulanan zorunlu karşılıklarda yeni düzenlemelere gitti. Buna göre çekirdek dışı fonlar için yeni zorunlu karşılık oranları şöyle oluştu:  

Mevduat / Katılım Fonu Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri (Vadeli)
Mevcut Yükümlülükler İçin Oran (%)
Yeni Yükümlülükler İçin Oran (%)
1 yıla kadar (1 yıl dahil)
20
25
2 yıla kadar (2 yıl dahil)
14
20
3 yıla kadar (3 yıl dahil)
8
15
5 yıla kadar (5 yıl dahil)
7
7
5 yıldan uzun
6
5

28 Ağustos 2015 itibariyle mevcut yükümlülüklere vadeleri dolana kadar eski oranlar uygulanmaya devam edecek, vadeleri dolup da yenilenmeleri halinde yeni oranlar uygulanacak.

TCMB, aynı gün bir başka karar daha alarak Eylül, Ekim ve Aralık başlarında olmak üzere TL zorunlu karşılıklara ödediği faiz oranlarını 50’şer baz puan olmak üzere yılsonuna kadar toplam 150 baz puan artırdığını açıkladı.   

Karışıklık olmaması için bir kez daha belirtelim: Zorunlu karşılık oranlarında yapılan artırma yabancı para cinsinden çekirdek dışı yükümlülüklere uygulanacak, bir başka ifadeyle TL cinsi yükümlülüklere uygulanmayacak. Buna karşılık faiz artırımı yalnızca TL cinsinden yatırılmış zorunlu karşılıklara uygulanacak. 

TCMB’nin kararlarının amaçları
TCMB, yabancı para çekirdek dışı yükümlülüklerle ilgili yaptığı zorunlu karşılıklar düzenlemesiyle bankaları 3 yıldan kısa vadeli, yükümlülük altına girmemeye özendirmeyi hedeflemiş bulunuyor. Bu yolla kısa vadeli yabancı para kaynağı pahalandırarak bankaları uzun vadeli kaynak bulmaya yöneltmeye çalışıyor.

Öte yandan TL zorunlu karşılıklar için ödediği faizi artırarak da bankacılık sektörünün artan maliyetlerini hafifletmeye yöneliyor.

Değerlendirme
Küresel sistemde gelişme yolundaki ülkelere yönelik döviz likiditesi akışkanlığında ortaya çıkmaya başlayan olumsuzlukların, Fed’in faiz yükseltmesiyle daha da artacağı beklenen bir gelişme. Bu ortamda TCMB’nin yabancı para yükümlülüklerin süresini uzatma yolunda bir önlem alması doğru bir adım olarak değerlendirilebilir.

Yine aynı nedenlerle enflasyonda ortaya çıkan artışın bankaların maliyet yapısını bozacağını da kabul etmek gerekiyor. Bu durumda TCMB’nin bankalara zorunlu karşılıklar için ödediği faizi artırarak onların maliyetini bir miktar düşürmeye çalışması akıllıca bir adım olarak görülebilir.  

Bütün bunlara karşılık başta Çin’de yaşananlar olmak üzere, küresel sistemde son dönemde ortaya çıkan gelişmeler, krizin artık gelişme yolundaki ekonomilerin kapısına geldiğini gösteriyor. Fed’in faiz artışını sonsuza kadar erteleyemeyeceği bu ortamda yaşanacak dalgalanmanın şiddeti öncekilerden çok daha fazla olacak. Dolayısıyla TCMB’nin, ne kadar yaratıcı adımlar atsa da faiz silahını kullanmak zorunda kalacağı günler fazla uzakta değilmiş gibi görünüyor.

TCMB, şimdilik plasebo etkisi yaratmaya çabalıyor.

Not: Plasebo etkisi: Farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın, telkine dayalı bir etki yaratması halidir.

Yorumlar

  1. Merhaba Hocam, ''Yine aynı nedenlerle enflasyonda ortaya çıkan artışın bankaların maliyet yapısını bozacağını da kabul etmek gerekiyor.'' bu kısmı anlamadım. Acaba neden enflasyondaki artış bankaların maliyet yapısını bozuyor?...

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü enflasyon arttıkça reel faizi pozitifte tutmak, mevduat sahibini kaçırmamak için mevduat faizini artırmaları gerekiyor. Mevduat faizi artışı ise bankalar için maliyet artışı demektir.

      Sil
  2. http://www.mahfiegilmez.com/2014/08/26-agustos-gecesi-saatler.html

    http://www.mahfiegilmez.com/2013/11/mustafa-kemal-ataturk.html

    http://www.mahfiegilmez.com/2012/03/kapitalizm-ve-uc-buyuk-kriz.html

    http://www.mahfiegilmez.com/2015/06/kapitalizmin-sonu-mu-geliyor.html

    Şu dört yazınızla kâni oldum, Hocam siz emperyalist bir iktisatçıya benzemiyorsunuz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emperyalizme en büyük darbelerden birisi olan 30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun.

      Sil
  3. ' TCMB, yabancı para çekirdek dışı yükümlülüklerle ilgili yaptığı zorunlu karşılıklar düzenlemesiyle bankaları 3 yıldan kısa vadeli, yükümlülük altına girmemeye özendirmeyi hedeflemiş bulunuyor. Bu yolla kısa vadeli yabancı para kaynağı pahalandırarak bankaları uzun vadeli kaynak bulmaya yöneltmeye çalışıyor. ' burada dediğiniz şey bankalar dövizi uzun süre kendilerinde tutsunlar, Federal Reserve faiz artırdığında dolar ana vatanına hemen geri dönemesin, öyle mi hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki buradan yola cikarak, dolarin ana vatanina geri donmesini geciktirmeye calismak, aslinda var olan sikintilari cozmek yerine, ileriye otelemek anlamina gelmez mi? Eger oyleyse bu daha vahim sonuclar dogurur sonucuna varacagim. Hep yaptigimiz gibi, gelecegin ipotek altina alinmasi, hurmalarin tirmalamasi...

      Sil
    2. Bir anlamda öyle ama Fed, henüz ekonominin tam olarak toparlandığına emin olmadan bu adımı atmak istemiyor çünkü eğer tam toparlanamamış bir ekonomide faizi artırırsa yeniden durgunluğa girileceğinden korkuyor. BUnun göstergesi olarak da istihdam ve enflasyona bakıyor. İstihdam yoluna girmiş görünse de henüz enflasyonun yukarı gittiğini gösteren kanıtlar yok elde.

      Sil
  4. Hocam ıyı pazarlar,
    Merkez bankasının bu hamlesi ve jacksonhole dan gelen Fischer Açıklamaları sonrası dolar tl nin yeni haftaya nasıl başlamasını beklersınız

    YanıtlaSil
  5. Sayın Eğilmez. MB faiz arttırdığı gün dolarda önemli bir düşme belki %10 oranında olacak ama bu doların yükselişini durdurmayacak ve dolar yine yükselecek. Bu durumda faiz yükselince dolar satıp düşük fiyattan yeniden dolar almak mantıklı degil mi? Bu sorunun devamı olarak herkes bunu düşünüp uygulayacağına göre faiz arttırmak hiçbir şekilde çözüm değil değil mi? Yani MB'nin yapacağı hiçbir şey yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer başka ülkelerin MB'leri de hiçbir şey yapmadan durursa mesele yok. Ama bize rakip ülkeler faiz artırırsa o zaman yabancı kaynaklar oralara gidecek.

      Sil
    2. Ocak 2014 ü hatırlayın. Faiz artışıyla kur nereye giderken döndürüldü. Bugün ülkemizde kurun yüksek olmasının nedenlerinden biri de siyasi(hükümet kurulamaması,erken seçim kararı,çözüm sürecinin zedelenmesi) sorunlardır. MB düzeltiyor,siyaset bozuyor sonra para politikasını eleştirmeye kalkıyorlar...

      Sil
  6. Hocam peki TCMB faizi artırırsa, CB herhangi bir yaptırımda bulunabilir mi sizce? Tamam demeçleriyle,açıklamalarıyla duruma sert tepki gösterir de, bağımsız bir kuruma yetkisi olmamasına rağmen herhangi bir müdahalede bulunur mu sizce?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu bilemem ama sözleriyle müdahalede bulunması yeterli. Geçmiş davranışlar gelecekte nasıl davranacağımızın ipucunu verir.

      Sil
  7. Hocam, çok enteresan bir sekilde tcmb reel bir sey yapmadan hiçbir sey yapmamis gorunmemeye calisiyor. "Benim yaptiklarim yuzumden olmadi" demeye calisiyor ki bu cok net bir bagimsiz degilim mesaji. Tam da bu sebep ve Insaat sektoru nasil gider telasi sebebiyle bana sorarsaniz seçim sonrasi isler her sonuçta daha hizli sarpa saracak. Hatta en istikrarlisi denen sonuc en hizli kaosu yaratacak.

    Ilginiz var mi bilmem ama aksamustu swensea- manu maci guzel maç olur.

    Sevgiler

    YT

    YanıtlaSil
  8. Merhaba şu anda TCMB nin zorunlu karşılık oranı ve buna ödenen faiz oranı kaç acaba? Hocam ben bulamadım da TCMB nin sitesinde nerede var bu linki atabilir misiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada: http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/c4ce4276-8284-4911-a710-f84aa4e19e51/zko.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=c4ce4276-8284-4911-a710-f84aa4e19e51

      Sil
  9. Hocam n'oldu da kur yerinde saymaya başladı.Kurda kayda değer bir volatilite olmuyor.Türkiye de olumlu gelişmeler yok halbuki neden kurda artış yaşanmıyor birkaç gündür?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed faiz artırmayacak gibi oldu da ondan. Yakındır atağa geçer.

      Sil
  10. Hocam bu ortamda cumhurbaşkanın ve siyasilerin bir an önce hükümet kurmak yerine seçime yönelmeleri olası olumsuz ekonomik sonuçların şiddetini arttırmaz mı?

    YanıtlaSil
  11. Hocam CB ye yakın ekonomistler '' TCMB'nin TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru gereği, TL dolar karşısında 2,80’ e kadar değerlidir, 2,80 sonrası normal, 3 rekabetçi seviyedir.'' diyorlar.Bunun bilimsel olduğunu söylüyorlar ve REK hesaplamasına göre konuştuklarını söylüyorlar. Hocam TÜFE bazlı REK temmuz ayında 99.55 oldu, peki buna göre doların kaç olursa normaldir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bunu sanayicilere bir sorsak daha iyi olur.

      Sil
    2. Bunlarin yorumlarini nasil dikkate aliyor insanlar anlamiyorum. Bunlar CB'ye, dolara yatirim yapan yanar da dedirtti, o lafin uzerine 30% artti. Simdi rekabetci seviyeymis oyle mi? Ayni CB vaktinde bir ulke guclu ise parasi gucludur diye tl'nin asiri degerli halini savunuyordu ihracatci aglarken, sonra onlar da yolunu buldu pariteden para kazanmaya basladi. O donem MB piyasadan yeterince dolar toplamis olsaydi bugun bu kadar caresiz kalmazdi.

      Bence bu sarlatan diyecegim artik, insanlarin yorumlari ile vakit kaybetmeyin. Dolarin degerini iki turlu degerlendirebilirsiniz. 1. OVM tahminleri, IMF tahminleri, MB tahminleri vs. Bu tahminler ekonomi planlamalari, ulke, sirket butceleri hesaplanmasinda kullanilan tahmini rakamlardir. Hicbir zaman demeyeyim ama cogu zaman sapma yapmadan tutmazlar, normal bir ekonomik donemde cok iyi fikir verirler ama zaten bunlari ongoru olarak kullanabilirsiniz. Zaten uzun donemli tahminlerdir. (Sene sonu, alti ay vs.) Bu tahminlere ilgili raporlardan kolaylikla ulasabilirsiniz.

      2. Daha cok dolari hedge ya da "yatirim"/ticaret olarak degerlendirenlerin bakmasi gereken rakamlar ki, bunlar uyuslarlarasi yatirim bankalarinin tahminleri, teknik tahminler vs.'dir. Daha yakin tahminlerdir, ve genellikle trendi gosterirler ancak bu tahminler de ekonomideki haberlere gore surekli degisir, rasyonellikleri pek yoktur, yatirimcilarin 'duygusal' durumlarini, olasi sorunlari ongorurler biraz da. Bu tahminlere ulasmasi biraz daha zordur.

      CB'ye yakin ekonomistlerin duruma gore yorumlari yerine bu yukarida bahsettigim tahminleri baz alarak amaciniza gore dolarin "kac olmasi" gerektigini ogrenebilirsiniz. Dolarin degeri gibi bir konuda olcumleyemeyeceginiz o kadar cok degisken var ki, 'bilimsel' tahmin yapma sansiniz yoktur bunu da bir yere not edebilirsiniz. Ancak trend tahmininde bulunabilirsiniz. En iyi ihtimal de destekli trend tahmininde bulunabilirsiniz.

      Sil
    3. Ama bu görüşü savunanlar haklıysa, faizi yükselterek hata yapmış olmaz mıyız?

      Sil
    4. Hata yapmış olmayız.

      Çünkü:

      Varsayalım ki, CB'ye danışmanlık yapanların saptamaları doğru. 3 TL'nin rekabetçi bir seviye olduğunu kabul edelim.

      Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında koalisyon hükümeti kurma çalışmalarının sonuç vermediği gün 1 Dolar = 3 TL'yi GEÇMİŞTİ! Yanılmıyorsam zirve 3.084 TL gibi bir şeydi!

      Bu ne demek?

      Demek ki: Dolar daha da yükselebilirmiş! Yani o beğendikleri "rekabetçi seviye"yi de aşabilecekmiş!

      Sonra ne oldu?

      Muhtemelen, kamu bankalarından piyasaya döviz akıtıldı. (Ve belki de, dışarıdan içeriye kaçak döviz sokuldu! Reza'nın altınları haberlerini duyunca, kaçak dövize de şaşırmamak gerekir! Un-ceteris Un-paribus!) Çin'de başlayan fırtınanın etkisini de unutmamak gerekir.

      Şimdi: Eğer o "rekabetçi seviye 3 TL'nin" de korunabilmesi için, TCMB'nin faiz artırması gerekir!

      Eğer, dünya genelindeki bütün talep daralması, Çin'deki yavaşlayama rağmen, FED, kendi ülkesindeki iyileşmeyi takip eder, bütün potansiyel patlamalara rağmen, faizi artırmaya karar verirse:
      İşe o zaman bakın bakalım, o "rekabetçi seviye 3 TL"den eser kalıyor mu!
      Yoksa; 3.75 ve 4 TL'leri telaffuz etmeye mi başlıyoruz!

      Dolardaki yükseliş ihracata yaramıyor! Sadece ama sadece "maliyetlerimizin yükselmesini" hızlandırıyor, o kadar!

      Bu "Dolar'daki yükseliş ihracata yarar şehir efsanesi"ne inanmayı niçin o kadar fazla istiyoruz anlamıyorum!

      Demek ki piyasada yaprak kımıldamıyor! Umutsuzluk içinde boğulan bütün reel sektör oyuncuları, en küçük pozitifimsi haberin peşine takılarak, birkaç saniyeliğine de olsa dertlerini unutmaya çalışıyor!

      Yazık!

      Sil
    5. Eğer TL'nin değer kaybı memleketin ve ihracatın lehine olsaydı sizce yılbaşında 2,30 TL olan USDnin yüzde 27 değer kaybederek 2,92'ye gelmesi sırasında ihracatın artmış olması gerekmez miydi? Ocak - Temmuz arasında ihracattaki azalma yüzde 9,4 olmuş. Bu dönemde TL'nin değer kaybı ihracatı artırmaya yaramamış. Paranın dış değer kaybına uğraması tek başına ülkeye bir yarar sağlamayabiliyor. Başka koşulların da uygun olması gerekiyor. Kim söylerse söylesin, hangi hesabı yapmış olursa olsun kurun 3'e gitmesi işe yaramamış görünüyor.

      Sil
    6. Bu arada, Berna Hanım nerede?

      Kendisi Dolar/TL'de Dolar'ın yükselmesinin işlerine yaradığını söylemişti. Herşey tıkırında, demişti.

      Bugün de aynı şeyi tekrarlıyor mu acaba?

      Sil
  12. Merhaba hocam, faizi artırırsak ülkeye döviz girişi olacak,fakat bu süreli olmayacak mı? Örneğin; faiz artışı sonucu ülkeye 200 milyar $ girsin ve, TL ye çevrilen paralar %10 faizle 4 ay süre ile ülkede kalsın Peki ama 4 ay sonra paralarını geri götürürken toplamda 220 milyar $ piyasadan nasıl toplanacak ve bu kuru inanılmaz derecede yükseltmez mi? Kur sadece 4 aylığına düşmüş olmaz mı? Tabii dediğim gibi özellikle o kadar para piyasadan nasıl toplanır orasını merak ediyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi bir dfea artıracağız diye bir kural yok. Madem bu kadar dış kaynağa bağımlı bir politika içindeyiz o zaman gerektiğinde faizi artıracağız. Eğer bunu istemiyorsak o zaman yapısal reformları yaparak dışa bağımlılığı azaltacağız.

      Sil
    2. Hocam Elinize sağlık. En önemli yapısal reformlar nelerdir, ve neden yapılmıyor?
      Teşekkürler

      Sil
  13. Elinize sağlık hocam. Zafer bayramımız kutlu olsun. Hocam benim aklıma takilan konu şu:MB zorunlu karşılıklara faiz ödemesi TL likiditesini artırıp enflasyonu yukarı yönlü baskilamaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zafer bayramınız kutlu olsun.
      Enflasyonu yukarı iten şey kurdaki artış. O nedenle bankaların maliyeti de artıyor çünkü enflasyon artınca mevduata verecekleri faiz de artıyor. MB zorunlu karşılıklara (ki bunlar da maliyet unsuru) verdiği faizi artırarak maliyetleri düşürmeye çalışıyor.

      Sil
  14. Tahminime göre CB ve hükümet faiz artsa bile doların düşmeyecegini düşse bile bunun çok kısa bir süre için işe yarayacagini düşündüğünü için faiz arttırımına karşı çıkıyorlar. Onlara göre faiz artışı doları düşürmeyecek ama durgunlaşan ekonomiyi iyice kilitleyecek dahası asıl büyük kriz olan emlak balonunun patlamasına yol açacak. Dolar 4 TL olsa da idare edilir ama emlak balonu patlarsa hem inşaat sektörü hem de bağlı sektörler çökeceği gibi bankalar da batar. Ben faiz artışına karşı çıkılmasının altında bunun yattığını düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben dinsel etkilerin daha önemli olduğunu, seçime giderken seçmene faizi artırmış görünmemek için artırmadıklarını düşünüyorum.

      Sil
    2. 15 milyon kişilik devlet sosyal yardımlarıyla geçinen bir kitle oluştu son yıllarda. Bunların gelirleri her yıl enflasyonun üzerinde bir oranla artırılıyor. Bu kişiler işe girmeye bile tenezzül etmiyor çünkü devletten aldıkları yardım çok daha yüksek. Bu kişiler aynı zamanda iktidarı da tayin etme gücünü elinde bulunduruyor. Alın size üç bilinmeyenli denklem !!!

      Sil
    3. 1624'deki arkadaşın söyledikleri doğru sizin söyledikleriniz yanlış Mahfi bey! Siz bütün dinlerin düşmanı olduğunuz için sıkışınca hemen dini gerekçe göstererek taş atıyorsunuz! Ama öyle görünüyor ki sizin önyargılarınızı değiştiremeyeceğiz! Ve siz yine bizi önyargılı göreceksiniz! Bize diyorsunuz ki, sizin aklınıza bunları kimler ve ne zaman soktular! Mahfi bey, 1000 yıldan eski (İslamiyet öncesi de dahil) biz zaten sizin önyargılı diye diye çamur attığınız mayayla yetişen nesilleriz! Asıl hasar sizin gibilerde! Size göre tarih 17. yüzyılın sonu 18. yüzyılın başından başlıyor ve Batı medeniyetleri hep en ön sırada! Osmanlı'yı, Selçuklu'yu, Hun İmparatorluğu'nu, Asya medeniyetlerini at çöpe gitsin! Ne de olsa bir tek marka yaratıp emperyalizmi öğrenememişler!

      Sil
    4. Siz kimsiniz bilmiyorum. Ben taş filan atmıyorum gördüğüm gerçeği yazıyorum. Bu size taş gibi geliyorsa sizde bir sorun var demektir. Bilim bilimdir. Faiz de bir politika aracıdır. Bu kadar basittir yaşam.

      Sil
    5. 13.15 atsız (ironi var) metne başlarken islam üzerinden başladın son cümleler turk tarihine vurgulu islam öncesi diye nitelendirilen.....turk islam sentezi böyle bir ucube ah ah.

      Sil
  15. --- TCMB, yabancı para çekirdek dışı yükümlülüklerle ilgili yaptığı zorunlu karşılıklar düzenlemesiyle bankaları 3 yıldan kısa vadeli, yükümlülük altına girmemeye özendirmeyi hedeflemiş bulunuyor. Bu yolla kısa vadeli yabancı para kaynağı pahalandırarak bankaları uzun vadeli kaynak bulmaya yöneltmeye çalışıyor. ' burada dediğiniz şey bankalar dövizi uzun süre kendilerinde tutsunlar, Federal Reserve faiz artırdığında dolar ana vatanına hemen geri dönemesin, öyle mi hocam 

    --- evet öyle.


    Hocam fed eninde sonunda faiz arttırımına gidecek (eylül ayından sonra büyük olasilikla da aralık ayına kadar). Ve piyasa bu beklenti içinde. O zaman tcmb nin kısa vadeli yabancı psara kaynağı pahalandirarak bankalari uzun vadeli kaynaklara yöneltmesi amaçlı kararı tam işler mi. Çünkü yatırımcı fedin faiz artiracagini bildğinden faiz artış kararı verildiği gibi dovizini alıp çıkmak isteyecek m b nin böyle bir kararı yabancı yatirimcilari içeri çekebilir mi.veya mevcut durumda olanların cikisini hızlandırmaz mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed faiz artırınca bu tür dolaylı önlemler pek işe yaramayacak. Bunlar bugünü kurtarmaya yönelik önlemler.

      Sil
  16. Hocam dolar değerlendikçe dünyanın en büyük ihracatcilarindan biri aynı zamanda abd ,bundan çok fazla etkilemez mi ? Zaten enflasyon isteği seviyenin altında, yüzde 2 hala uzak iken ,etrafında yangın çıkararak ihracatını nasıl ayakta tutacak ? Avrupada zaten resesyon var tahvil alimlari ile surekli desteklemeye calisiyor drahgdi son yunanistan olayi ortada ,asya da sürekli develuasyonlar ona rağmen sıkıntı büyük ,diğer gelişmekte olan ülkeler de malumunuz .bu ortamda artacak yangın abd nin piyasalarını da nasıl etkiler sizce ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların çok fazla değerlenmesini istemiyor ABD. O nedenle de faiz artışını erteliyor Fed. BUrada bir ikilem var: Değerli Dolar ve Olası Enflasyon. Bu ikiliyi iyi dengelemeleri gerekiyor. Şimdiye kadar enflasyonda bir sıçrama olmadığı için Fed sessiz kalmayı becerebildi.

      Sil
  17. Mishkin'in bir kitabından üç aşağı beş yukarı hatırladığım bir cümle: "tecrübelerime göre, eğer bir merkez bankası zorunlu karşılıklara daha fazla faiz veriyorsa muhtemelen mevduat faizlerinin artmasını istiyordur"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu karşılıklara daha fazla faiz verilmesi bir anlamda daha az zorunlu karşılık alınması gibidir. Yani bankalar daha çok kredi verecek kaynağa kavuşurlar. Bu durumda faiz artmaz.

      Sil
  18. Buna kanser olmuş bünyeye aspirin tedavisi denir. Adam akıllı kararlar almanın zamanı gelmedi mi? Ne bekleniyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok eskiden köylerde, kasabalarda pratisyen hekimler olurdu ve eczane de olmazdı. Sağlık odasına ne kadar ilaç gelmişse o kadar ilaç olurdu. Bazen doktorların elinde yalnızca aspirin kalırdı. Onlar da her hastalığa aspirin verirlerdi.
      Yani adamların başka çaresi yoktu. Aspirini bir anlamda plasebo etkisi amacıyla kullanılırdı.
      MB'nin elinde yeterince farklı ilaç var ama kullanma izni yok. Bu durumda o da başka önlemlerle faizin etkisini yaratmaya çalışarak bir nevi plasebo tedavisi deniyor.

      Sil
  19. Sn hocam ekonomi ekibi ile değerli düşünlerinizi paylaşıyor musunuz (sn babacan sn şimşek ) fikir alışverişiniz oluyor mu ?yaklaşık 13 yıldır sizı takip ederim tüm ictenliginiz ile ülkeyi düşündüğünüzü gördüğüm için sordum .saygilarimla değerli ustadim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Eskiden Ali Babacan yılda iki kez akademisyen olan iktisatçı köşe yazarlarını toplar fikir alış verişinde bulunurdu. Son 2 yıldır o da bu toplantıları yapmaz oldu. Erdem Başçı, yılda bir kaç kez banka iktisatçılarıyla toplanıyor ve fikir alış verişinde bulunuyor (daha çok kendi görüşlerini aktarıyorlar sanırım.) Banka iktisatçısı olmadığım için ben bu toplantılara davet edilmiyorum.

      Sil
  20. Ellerinize saglik insanlari pazar gunu bile bilgilendiriyorsunuz. Saygi duyuyor ve seviyoruz sizi hocam. Tesekkurler

    YanıtlaSil
  21. Ahmet Ünal Hitit tabletlerinde bahsi gecen 'deniz kavim' lerinin istilasıni destekleyecek kanıtların bulunmadığını, yerli halkın isyan etmiş olaabilecegini söylüyor. Ahmet bey'in bu konudaki düşünceleri hakkındaki yorumunuzu alabilir miyim?

    Şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Ünal değerli bir Hititolog'dur ve bir iddia öne sürüyorsa dikkate alınmalıdır.
      Deniz kavimleri meselesi hep bir sır olarak kaldı. Kim oldukları, nasıl gelip de Anadoluyu yakıp yıktıkları tam olarak aydınlanamadı. Benim görüşüm daha farklı. Ben bir yerel halk isyanının Anadolu'dai bütün devletlerin yakılıp yıkılmasına yol açacak çapta olabileceğini sanmıyorum. Öte yandan deniz kavimlerinin kimliğini ele verecek bir takım kanıtların kalmamış olması da diğer tezin gücünü zayıflatıyor. Benim tezime göre bu olay Troya Savaşıyla aşağı yukarı aynı tarihe geliyor. Yani bence Egeliler Troya'yı ele geçirdikten sonra Anadolu'ya girip yağmacılığa devam etmiş ve çalıp yağmaladıktan, yakıp yıktıktan sonra ülkelerine dönmüş olabilirler. Yani Troya, bir anlamda Anadolu'ya Ege'den girişin kales kapısıydı. O yıkılınca Anadolu yağmalanmış olabilir.

      Sil
  22. Uzun suredir sizleri TV den takip ediyordum. Internet sitenizin oldugunu bilmiyordum. Sizleri okumaya devam edecegim. Yazilariniza gelen yorumlar ve cevaplar da oldukca seviyeli. Saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, gelen yorumlar benim de konulara yaklaşımımı, yazı üslubumun düzeyini ayarlamama, görüşlerimi geliştirmeme çok yardımcı oluyor. Bu blogda hepimiz karşılıklı olarak bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Yani ben burayı elimden geldiğince interaktif tutmaya çabalıyorum.

      Sil
    2. Yalnız Hocam siz de başkaları da pek gücenmeyin ama yorum yazanlar arasında dingiller de az değil!

      Sil
  23. Hocam konumuzun dışında ama bir sorum var. Türkiye Suriyeli ler için diğer ülkelerden yardım aliyormi katar dan falan .şimdiden teşekkürler. Birde ekonomimize ne gibi bir etkisi olabilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bir bilgim yok. Ama eğer böyle bir yardım alsaydı sanırım bu basına yansırdı ve hep birlikte öğrenirdik.

      Sil
  24. Hocam akıllı cep telefonlarının şarjının dayanma süresinin 1 hafta olmasını, şu devirde kim istemez!

    Bir İngiliz firma, hidrojen yakıtı ile şarj olacak ve 1 hafta dayanıklı pilleri çeşitli marka cep telefonlarına uyumlu hale getirmek için son AR/GE çalışmalarını yapıyormuş.

    Şimdi Hocam: Bizim ülkemizde bu pilleri üretecek babayiğit girişimciler var mı? Fırsat ayağımıza geldi...

    Not: Çakmak gazı gibi, hidrojen gazı tüpleri de hazırlanıp, bataryalara aktarılacak şekilde dizayn ediyorlarmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda hiçbir bilgim yok. İlk kez sizden duyuyorum.

      Sil
    2. Şurada hocam:

      http://www.telegraph.co.uk/finance/newsbysector/mediatechnologyandtelecoms/11818151/Revealed-the-first-hydrogen-powered-battery-that-will-charge-your-Apple-iPhone-for-a-week.html

      Sil
  25. Hocam sizin mikro iktisat kitabınız yok galiba bir türlü bulamıyorum çünkü. Eğer varsa alabileceğim bir internet sitesi söylerseniz memnun olurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mikroekonomi kitabım henüz yayınlanmadı. Remzi Kitabevi okunmasını ve düzeltmelerini tamamladı beni bekliyorlar bir göz atıp onay vermem için. Bu hafta uğrayıp bakacağım. Sanırım Eylül ayı sonları veya Ekim ayında yayınlanacak.

      Sil
    2. Yanlış anlamayın ama Remzi Kitabevi iktisatçı mı istihdam ediyor proofreading yapması için?

      Örneğin, bir hikaye kitabı olsa, şiir kitabı olsa, edebiyat ile ilgili bir kitap olsa, yıllardır o işi yapan tecrübeli bir editöre güvenilebilir. Ama sizin kitabınız gibi, biraz daha fazla dikkatli proofreading gerektirecek işleri nasıl yapıyor Remzi veya diğer yayınevleri? Aynı soru, matematik, kimya, fizik gibi yayınlar için de geçerli?

      Sil
    3. İstihdam etmiyor dışarıdan bu işleri uzmanı olan kişilere okutuyor.

      Sil
  26. hocam konuyla alakasi olmuyacak bir soru avrupada okullarda yemek veriliyormu ogrencilere cunku bizdeki cogu ogrenci ac kaliyorlarda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Parasız yemeği mi kastediyorsunuz tam anlayamadım.

      Sil
  27. Hocam,

    Hindistan Merkez Bankası başkanı son açıklamasında demiş ki, FED Eylül'de faiz artırmazsa iyi olur.

    Meksika Merkez Bankası başkanı son açıklamasında demiş ki, FED'in Eylül'de faiz artırması iyidir.

    Hocam, bunlar ne şimdi!

    Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

    Cevabınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koca koca merkez bankalarının başkanlarının kafası karışıksa biz ölelim o zaman!

      Bizim şirkette Mayıs sonundan beri siftah yok!

      Ne yapalım Hocam, ölelim mi?

      Sil
    2. Yapacak ne yazık ki pek bir şey yok.

      Sil
  28. Hock Merhaba,

    FED gecen hafta faiz arttirmayacakmis gibi yapti. Aslinda bir iktisatci olarak benim yorumum ise soyle : FED arttiracakmis gibi yapiyor ve arttirmasini bilerek hep oteliyor ve/veya oylesonra arttiracakmis beklentisi havasi veriyor. Avrupadaki ekonomik cokuntu, FED in faiz arttiriminin gelismekte olan piyasa ekonomilerinden cikacak sermaye ile cok zor durumda kalacaklari ( Turkiye , ki oldu ) ve bir dizi daha olumsuz etkileri olacagindan faiz yukseltme yerine yukseltme beklentisi mi yapiyor ? ve bu ekonomileri olasi bir fazi arttiriman karsi tedbirli davranmya zorunlu birakiyor ( faizleri arttirmadan sadece yarattigi beklenti ile).. Sahsi kanaatimde benim bunun boyle olacagi, faiz arttirimi olsa bile bi yere kadar yapilacagi ve diger ekonimleri zorda birakmayacak bi derecede olacagidir. Olumsuz ekonomik konjonktur Amerikaya da yaramayacaktir diye dusunuyorum , siz ne dersiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stanley Fischer duyuruyu 29 Ağustos'ta yaptı:
      FOMC, 17/18 EYLÜL'DE FAİZİ 0,25 BAZ PUAN ARTTIRACAK!

      Dünyanın iyiye gitmediğini onlar da gayet iyi biliyor! Ama aylardır faiz arttırmak beklentisi ile piyasaları daha fazla oyalayamayacaklarını da biliyorlar. Bu sebeple sonuçları ne olursa olsun, ilk adımı atmak için faizi Eyül'de arttıracaklar. Eğer arttırmayı daha da geciktirirlerse, FED'in kredibilitesinin zedeleneceğinin farkındalar!

      http://www.cnbc.com/2015/08/29/feds-fischer-dont-sleep-on-us-inflation-pressures.html

      Sil
    2. Eğer enflasyonda gerçekten yukarı hareketlenme görüyorlarsa yavaş yavaş faizi artıracaklardır. Çünkü istihdam sorunu çözüm yoluna girmiş görünüyor.

      Sil
    3. Gene hafta ABD'de alinan verilerde enflasyon rakamlarindaki yukari ivmelenme
      olmamistir. Dolayiyla FED in faiz arttirimina veya 0,25 bile olsa ( ki Amerika icin bence yuksek ) gerek olmadigi kanaatindeyim. Kaldi ki dunya ekonomisinde boylesi bir resesyon var iken.

      Sil
    4. Fed muhtemelen sizinle aynı kanaatte değil. İşsizlik ABD için doğal işsizlik oranı sayılan % 5' e yaklaştı (% 5,3), II. çeyrek büyümesi ABD için rekor sayılabilecek bir düzeyde çıktı (% 3,7) sadece enflasyonda artış yok. O da yakında başlar diye bekleniyor. Dolayısıyla Fed, faizi yakında artıracak gibi duruyor.

      Sil
    5. Hocam aslında sizin dilinizin ucunda da Eylül var ama beyniniz bunu yüksek sesle söylemenize müsaade etmiyor sanki, ne dersiniz?

      Sil
    6. hocam peki mevcut durumda ABD'li biri o faizlerle para alıp ABD'de yatırım yapsa ne kadar kazanacak?

      Sil
    7. Hocam bence FED faiz arttırım beklentisi artmasından çok daha fazla zarar verdi gelişen piyasalara 2012 yılından beri. toplam zarar belkide 3-4 trilyon dolar mertebesinde yani fedin toplayacağı paradan fazla(enflasyonuda katarsak). sonuç bu olunca dolar daha da yükselecek gelecek 10 sene gelişen piyasalara göre demek bence pekde gerçekçi değil zaten şu sıralar en büyük zarar yazılmış durumdan bundan daha da kötü gitmesi zaten herşeyin bitmesi demek, ortada ne FED kalır ne ECB hep beraber batarız. O nedenle ikinci arttırım belkide hiç gelmeyebilir (her ne kadar grafikler %3 civarına kadar çıkaracağını sonra tekrar kriz olup negatife geçeğini ve döngüyü bu şekilde devam ettireceğini gösteriyor ABD'nin yani ABD her faiz arttırdığında geri çekilme olmuş ve eskisinden daha alta çekilmek zorunda kalınmış faizler, yine öyle olacağı yönünde emareler hızla artacaktır gelecek 5 sene içinde, çünkü maalesef politikalar değişmedi). ABD %3.5 büyümeyi hedefliyor ancak gelişmiş bir ülkenin bu tür bir sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını kafası çalışan herkes biliyor. gelecek 10 senenin ortalaması %2 gelse bence büyük süpriz olur. Düşük emtia, düşük faiz gidince büyümeyi pozitifte tutmak gittikçe zorlaşacaktır. Bu düzeltmeleri yapınca ABD'nin durumunun pek parlak olmadığı görülebilir. Fed kışın enflasyonun yükseleceğine inanıyor doğrudur, ama bu göstergeler global market bozulmasıyla hızla "kötü" bir hal alabilir, o nedenle ABD başkalarını dinlemez saçma bir fikir; dinlemezse mal satacak adam bulamaz... ABD bu ortamda bilançosunu nasıl kazasız belasız düzeltir bilemiyorum eğer başarılı olursa bence kitaplarda falan okutulmalı teori olarak...

      Sil
    8. Fed bütün bu yazdıklarınızı kasten yapıyor.

      Çünkü paranın ve ekonominin kontrolü kendilerine verilmediği için 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasını engelleyebilecek güçte olmalarına rağmen kıllarını kıpırdatmadılar. Ve Woodrow Wilson döneminde Fed yasası hazırlandı, O gün bugündür dünyayı ve uzayı sömürmeye devam ediyorlar.

      1929 ekonomik buhranı ile beraber bütün dünyada ilk önce altın standardı ve hemen ardından dolar standardını sağlamak için 2. Dünya Savaşı'nı çıkardılar. Böylece egemenlikleri daha da yayıldı.

      Şimdi yine bir dönemece yaklaşıyoruz. Artık tek amaçları, 1989'da Sovyetler'in yıkılmasından sonra kendilerine kafa tutabilecek tek güç olan Çin'i de dize getirip, 'Dünyanın Merkez Bankası'nı & 'The Central Bank of the planet Earth'ü kurmak. Ve amaçlarına çok yaklaştılar: 3. Dünya Savaşı'nın başlamasına saniyeler kaldı!

      Şu kaynaklardan faydalanabilirsiniz:

      1. https://www.youtube.com/watch?v=-ZYa8ELBSvY

      2. https://www.youtube.com/watch?v=cIwoWBzKHBE

      3. https://www.youtube.com/watch?v=8YdTMMwcf_0

      Sil
  29. Sayın hocam konumuzla alakasız ancak benim için çok önemli bir konuda fikirlerinizi almak isterim. İTÜ'de İşletme Mühendisliği okuyorum, yazılarınızda da belirttiğiniz eksiklerden dolayı ekonomi bölümü ile çap yapmaya karar verdim. Ancak üst düzey kurum sınavlarına hazırlanmam için çap mı doğru karar, yoksa çap yapmaktan dolayı ortalamam düşeceğinden yandal/yüksek lisans arasında karar mı vermeliyim?- Tabii sınavlardaki yaş sınırından dolayı yüksek lisans yapamayabilirim. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu biraz da kendinize ne kadar güvendiğinize bağlı. ÇAP akıllıca görünüyor ama notları da düşürmemek lazım.

      Sil
    2. Kendimize guveniyorsak çap yapmadan da bu bölüm yeterli midir yoksa yapılmalı mi sizce

      Sil
    3. Kendinize güvenden amacım şu: Eğer okuduğunuz bölümde okutulmayan veya hafif okutulan dersleri kendiniz çalışıp öğreneceğinize güveniyorsanız ÇAP'a gerek kalmaz. Mesela işletme bölümleri genellikle makro ekonomi ve maliyeyi, ekonomi bölümleri muhasebeyi daha hafif okurlar (hatta bazı üniversitelerde hiç okumazlar). Bunları kendi başınıza yapabileceğinizi düşünüyorsanız mesele yok.

      Sil
    4. Yaparım ancak ben ÇAP yapmanın beni öne taşıyacağını düşündüğümden kararsız kaldım. Çok teşekkürler hocam değerli fikirleriniz için.

      Sil
  30. Sizi seviyoruz...

    Mekânımıza uğrayın size soğuk içecek ısmarlayalım Hocam...

    YanıtlaSil
  31. Gelirler dustu ,a konutlar pahali kaldi ....bu emlak balonun patlamasinin isareti olabilir mi ?

    YanıtlaSil
  32. MB bile işi gücü bırakmış inşaatçıları koruyor !! Enflasyon nasılsa pinpon topu ile ölçüldüğü için ne yaparsan yap kımıldamıyor. Hep aynı rakamlar. MB işini biliyor.

    YanıtlaSil
  33. İTÜ'yü vakit kaybetmeden bitirip güzel bir üniversitede iktisat yüksek lisansı ile bilgilerinizi pekiştirmenizi öneririm naçizane. Kamuyu hedefliyorsanız iş değişir tabi. O zaman iktisat veya işletme lisansı yapmak daha iyi olurdu.

    YanıtlaSil
  34. Üstad,TCMB nin yayınladığı TÜFE cinsinden gelişmiş ülkelere karşı TL nin değerini gösteren endeks hala 100 ün üzerinde yani TL hala değerli görünüyor.Matematiksel ve iktisadi olarak, gerekse de Big Mac kuru baz alındığında TL nin USD karşısındaki değerinin ne olması gerektiğini hesaplıyorsunuz.

    Teşekkürler,saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜFE cinsinden gelişmiş ülkelere karşı TL nin değerini gösteren endeks 100 ün üzerinde değil 99.55. Maden tl dolara karşı değerli diyebiliyoruz, o zaman GSYH nin de yükselmesi gerekiyor.Ama maalesef durum dediğiniz gibi değil.

      Sil
  35. Hocam konuyla belki alakasi yoktur yine de sormak istedim: forex piyasasına nasıl bakiyorsunuz. Kazanç sağlar mi. Sizin forexte hesabınız var mi, ilgileniyor musunuz. Forex piyasasi gerçek piyasanın içinde midir yoksa ona paralel olan sanal bir piyasa midir. 100 dolarlik hesap ile bu piyasada şansını denemek nasıldır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1996 yılında borsaya girmiş ve kendi çapımda iyi para kazanmıştım. 1997'de Hazine Müsteşarlığına atandığım anda öyle bir yasal zorunluluk olmadığı halde dedikodu olmasın diye bütün hisselerimi satıp çıktım. Ondan sonra da ekonomi yazıları yazdığım ve tv de ekonomi yorumları yaptığım için borsaya bir daha girmeyi uygun görmedim. Forex piyasasına ise hiç girmedim. O nedenle size bir tavsiye veremeyeceğim.

      Sil
  36. Sayın Hocam, Ekonomi Politikası adlı kitabınızın 18. baskısını almış ve fevkalade istifade etmiştim. Bedeli karşılığı da olsa bilgi bedelle ölçülemeyeceği için teşekkür ediyorum.

    Şimdi de yenilikler ve değişiklikler içerebilir düşüncesiyle, Haziran 2015 basımı olan 20. baskısını aldım ve şöyle kaba taslak bir bakış atarken, örneğin 77. sayfada daha önceki baskılarda da bulunan Maliye Bakanlığı "Gelirler Genel Müdürlüğü"nden bahsediliyor, ki yıllar önce kapatılmış ve artık olmayan bir Genel Müdürlük.

    Hocam diyorum ki, iyi ki şu an bir sınava girmedim ve karşıma Devlet gelirleri konusunda yetkili birim aşağıdakilerden hangisi değildir? gibi bir soru gelmedi.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef bazen bu tür eksiklikler kalabiliyor: Bir sonrakinde düzeltelim bari. Uyarı için teşekkürler.

      Sil
  37. Erkin Şahinöz: Fed her ağlayana emzik verecekse ilk faiz artırımı 2020'ye kalır.

    https://twitter.com/ErkinSahinoz/status/638235997252231168

    Sizce Hocam?

    İkinci sorum, Erkin Bey, Fed eski ekonomistiymiş.
    Hocam, Fed'de ne iş yapmış? Ve mesela niye TCMB, BoE, Bundesbank veya BoJ değil de Fed?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkin bey Fed^de kıdemli analist olarak görev yaptıktan sonra Türkiyeye dönmüş.
      Fed konusundaki yorumuna ben de katılıyorum.

      Sil
  38. ÖZEL BANKALARDA İŞTEN ÇIKARMA DEPREMİ SÜRÜYOR!

    TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ FİNANS SEKTÖRÜYLE BİRLİKTE REEL SEKTÖRE DE HIZLA YAYILIYOR!

    Son yıllarda istihdam rekoru kıran bankacılık sektörü son 1 yıldır deyim yerindeyse frene basmış durumda. Sektörün lokomotifi olan özel bankalar şube açma yarışında vites küçültürken personel almaktan ziyade personel çıkarmayı tercih ediyor.

    BDDK’nın getirdiği düzenlemelerin sektör kârlarında meydana getirdiği büyük kayıp ve daha da önemlisi 2 yıldır devam eden durgunluk bankacıları temkinli davranmaya itiyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre aralarında Akbank, Finansbank, HSBC gibi devlerin de bulunduğu birçok özel banka son 1 yılda yüzlerce bankacı ile yollarını ayırdı. İşten çıkarmaların önümüzdeki aylarda da devam etmesi bekleniyor.

    44 ŞUBE KAPATTI

    Finans sektöründe son 1 sene içinde en fazla personel çıkaran özel banka finans devi Akbank oldu. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre son 1 yıl içinde Akbank, 44 şube kapattı ve 1653 çalışan ile yollarını ayırdı.

    Banka kaynakları işten çıkartılan personelin bir bölümünün özel güvenlik elamanı olduğunu ve bu kişilerin taşeron şirket kadrosuna geçirilmesinden ötürü işten çıkarılan personel sayısının olduğundan fazla göründüğü bilgisini verdi. Ancak bankanın ‘stratejik küçülme’ planı kapsamında çalışanlarla yollarını ayırma süreci devam ediyor. Banka çalışanlarının verdiği bilgilere göre aybaşından bu yana banka yaklaşık 250 çalışanını işten çıkardı. Akbank koridorlarında yaklaşık 500 çalışanın daha işten çıkarılacağı konuşuluyor.

    ‘Stratejik küçülme’ planı kapsamında şube kapatan ve personeliyle yollarını ayıran bir diğer dev banka ise Finansbank oldu. Finansbank, son 1 sene içinde 19 şubesini kapatmak zorunda kaldı. Geçen yıl Haziran’da 13 bin 759 olan personel sayısı da 875 kişi düşüşle 12 bin 884’e geriledi. Türkiye’deki operasyonunu satma kararı alan HSBC bu süreçte 20 şube kapattı ve 211 çalışanına ‘yeniden görüşmek üzere’ dedi.

    FRANSIZLAR REKOR KIRDI

    Fransız bankası Societe Generale Türkiye’de çok bilinen bir banka değil. Buna rağmen 15 şube kapattı ve 146 çalışanına ‘Biz artık buradan gidiyoruz, kendinize iyi bakın’ dedi. Anadolubank, 6 şube kapattı ve toplam 214 çalışan ile yollarını ayırdı. Alternatifbank 73 olan şube sayısını 64’e indirdi ve 185 çalışanına ‘elveda’ dedi.

    http://ekonomi.millet.com.tr/ozel-bankalarda-isten-cikarma-depremi-haberi/1273172

    YanıtlaSil
  39. Hocam ilk sorum Servet Yıldırım iktisadı sizin kadar biliyor mu? Yoksa sadece yıllara yayılan bankacılık ve ekonomi muhabirliği tecrübesi olduğundan mı sizle program yapabilecek kalibrede bir insan?

    İkinci sorum, CNBCe tamamıyla kapandıktan sonra, NTV'nin siyaset programlarını biraz azaltıp ekonomi programlarına ağırlık vererek dengeyi sağlayacağını söylediniz. Dönüşüm dönemi gelip çattığına 11'de Ekonomi değil de, 20'de veya 21'de Ekonomi diye haftada üç gün program yapmanız, seyirci kitlesinin o saatlerde toplu halde ekran başında olduğunu bildiğimizden daha yararlı bir hamle olmaz mı? Yani saat 20'den 20.40'a veya 21'den 21.40'a kadar bir ekonomi programı ve haftaiçi üç gün?

    Üçüncü sorum, Daron Acemoğlu sık sık Türkiye'yi çeşitli sebeplerle ziyaret ediyor. Kendisiyle şimdiden iletişim kurup ajandasını ayarlamasını ve Türkiye'yi ilk ziyaretinde sizin programınıza (40 dk.) katılmasını ne zaman isteyeceksiniz?

    YanıtlaSil
  40. Doğkan Aygün1 Eylül 2015 13:12

    hocam genel olarak şunu sormak istiyorum: bankalar hem maliyet avantajından yararlanmak hemde vade açısından uyumsuzluğu gidermek için ve de dışardan alınan borçların vadesi uzun olduğu için dışardan borçlanıp içerde bol bol kredi verme şansına sahiptirler.tabi bununda bir sınırı vardır değil mi hocam? yani her bankanın içerde daha fazla kredi vermek amacıyla dışardan borçlanmasının önünde ne gibi kısıtlar vardır?neden banklar dışardan çok fazla borçlanmayı tercih etmezler? kurlardaki artış riskinden dolayı mı yoksa başka sebeplerde varmı? kısacası bankaların dışardan uzun vadeli borçlanma imkanları varken bu araca sürekli olarak başvurmama sebepleri neler olabilir?

    YanıtlaSil
  41. Hocam,

    Gözlüğünüzü hatıra olarak bize gönderir misiniz?

    Adres:
    Yapısal Reformlar Merkezi
    No: 1
    İstanbul

    Cevabınızı bekliyoruz...

    YanıtlaSil
  42. Doğkan Aygün1 Eylül 2015 13:40

    sayın hocam izninizle şunu sormak istiyorum; bir önceki yazınızda kurun yükselmesini 3 nedene bağı olduğunu söylediniz.en önemlisi de riskler yükselmiş olduğundan ülkeden döviz çıkışı oluyor yada yeterince döviz girişi olmuyor. yeterince döviz girişi olmaması demekte türkiyeye doğrudan yabancı yatırım ve sıcak paranın önceki dönemlerdeki kadar gelmediği kanısına varıyorum ve bu şekilde yeterince döviz gelmediği için bu sene cari açık az olacak gibi gözüküyor.
    hocam ben şunu merak ediyorum eğer türkiyeye doğrudan yabancı yatırım ve sıcak para ile yeterince döviz gelmiyorsa 3.finansman yöntemi olan dışardan borçlanma yöntemi seçilemez mi yada neden seçilmiyor?dışardan borçlanmak kurlarda düşürücü etki yaratmaz mı? dışardan borçlanmanın tercih edilmemesinin sebebi kurlar yüksek olduğundan ilerde borçlar ödenirken karşılaşılacak olan finansman maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı firmalar borçlanmayı tercih etmiyor dersem yanılırmıyım katılmadığınız yada eksik gördüğünüz yer var mı? saygılarımla

    YanıtlaSil
  43. hocam kurlar döviz arz ve talebinin kesistiği yerde belirleniyor ve burada dengeye geliyor.döviz talebini bir kenera bırakıp döviz arzına odaklanırsak şunu sormak istiyorum; doğrudan yabancı yatırım ve dolaylı yabancı yatırım dediğimiz sıcak para ülkeye döviz girişini artırdığından döviz arzı artar ve döviz arz eğrisini sağa kaydırır. peki aynı şeyi dışardan borçlanmada da söyleyebilirmiyiz?yani dışardan borçlanma artarsa dövzi arzı artarmı yada döviz arz eğrisi sağa kayar mı?

    YanıtlaSil
  44. Keşke İsveç, Norveç, Danimarka, Belçika, Yeni Zelanda, Kanada gibi bir yerde doğup büyümüş bir iktisatçı olsaydım. En azından sözümüzü dinleyip doğru dürüst iş yapan insanlar daha fazla olurdu!

    diye kafanızı duvarlara vurduğunuz zamanlar oluyor mu hocam?

    YanıtlaSil
  45. ALEV ALATLI: Arkamda bıraktığımı umduğumu söylediğim "Aydınlanma" bir yönüyle de sıradan insanın eşrefi mahlûkat rütbesinin söküldüğü, yeni baştan yaratılması gereken maddesel bir yaratığa indirgendiği süreçtir. Beşeri faaliyetlerin "tımarhane" olarak algıladıkları düzensizlikten çıkıp, "insan aklına uygun", yani tıkır tıkır işleyen mekanize bir dünya düzenine dönüşebileceğini hayal eden aydınlanmışların, "kusurlu" türdeşlerini yeniden yaratmanın peşine düştükleri süreç: 1687'de Newton'un "Principia"sı ile başladı, o saat bu saat hız kesmeden devam ediyor.

    AYŞE BÖHÜRLER: Ben "kusurlu" türdeşlerin "yeniden yaratılması"na takıldım. O iş nasıl oluyor?

    ALEV ALATLI: Şöyle açıklamaya çalışayım, sizin kafanızda dünyanın nasıl işlemesi gerektiğine dair, doğruluğundan "kesinlikle" emin olduğunuz bir proje varsa ve dünya sizin düşündüğünüz hedefe doğru ilerlemiyorsa, "kusuru" türdeşlerinizde buluyorsunuz. Hâl böyle olunca, onları "yeniden yaratmak"; sizin düşündüğünüz gibi düşünecek, sizin davrandığınız gibi davranacak şekilde "yeniden formatlamak" gayretine giriyorsunuz. Bilimsel dayanağınız da "Newtonian dünya görüşü" oluyor. Yani, madem ki dünya ve kâinat belirli parçacıklardan oluşur, madem ki bu parçacıkların gözlem ve çözümlenmeleri sonucunda ortaya çıkacak birkaç sade, basit ve kesin yasa ile "bütün"ü şekillendirmek mümkündür, kim tutar, mesela, birkaç gözlemden çıkıp Putin'e eşkiya, "thug" diyen Kampfner nam gazeteciyi?

    Bakın, 2015 itibariyle, başta siyaset ve hukuk olmak üzere, tek bir kamusal faaliyet yoktur ki, "Newtonian dünya görüşü" ile uyumlu olmasın!

    AYŞE BÖHÜRLER: Bu kamusal alanlara din dahil mi?

    ALEV ALATLI: Din dahil. Takvanın "birkaç sade, basit ve kesin yasa" ile açıklanmaya kalkışıldığı durumu düşünün. Felâketimiz olur değil mi? Nitekim, oluyor da.

    Çağdaş insanın zihnini formatlayan faaliyetlerin tümü; ekonomi, sosyoloji, psikoloji, tarih, sanat, edebiyat hatta müzik, "Newton fiziği kuralları" doğrultusunda yapılanmıştır.

    Mesela, ekonomide, Newton parçacıklarının yerini Adam Smith'in "homo economicus"ları alır, kapitalist-liberal anlayışı oluşturur.

    Müzikte sesleri birkaç sade, basit, kesin notaya indirger, (do) ile (re) ve diğer notalar arasındaki sesleri duymaz olursunuz. O duymadığınız sesler, "gri alanlar", sıradan insanlar gibidirler. "Sıradan insanların 'kusurlu' sesleridirler." Bamtelinize dokunacak bir senfoni bestelemeniz; onlardan kurtulmanıza bağlıdır.

    (Alev Alatlı da bir iktisatçıdır.
    http://www.alevalatli.com.tr/guncel.asp
    30 Aralık 2014)

    YanıtlaSil
  46. hocam abd faiz büyüme grafiğine bakınca esasen faizlerin artmasından en geç 4 en erken 2 sene sonra büyük miktarda çöküşler olmuş ve faizler tekrar azaltılmış. Sanıyorum çöküş süresi sürdürülebilir gizlemeyle mükün yani esasen durum kötü ancak ek imkanlarla durum gizlenmiş; örneğin bankların teminat karşılığı verebilecekleri kredi arttırılmış ya da para basılıp piyasaya verilmiş vs. bu durumda ya abd büyük bir enflasyon yada en geç 3 sene içinde tekrar faiz indirimi yapmak zorunda kalır(mı)?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı