Triffin Çelişkisi ve Fed'in Durumu

Belçikalı iktisatçı Robert Triffin, 1960 yılında Bretton Woods sisteminin sonunda gelip bir açmaza dayanacağını ileri sürdü. O yıllarda ABD Dolarının karşılığında altın vardı. Bretton Woods sistemi, basılan her 35 Dolar karşılığında ABD Hazine kasalarına 1 Ons altın konulmasını öngörüyordu. Doların, altın karşılığı basılmaya devam etmesi, altın karşılığı basılmayan diğer paralar karşısında tercih edilme üstünlüğü sağlıyor ve Dolar rezerv para konumuna giriyordu. Rezerv para konumunda olduğu için Dolara, ABD içinden olduğu kadar dış dünyadan da talep vardı. Triffin’e göre cari açık veren ABD, bu açığı kapatmak için Dolar basıp dünyaya dağıtmaya devam ettikçe insanlar, ABD hazine kasalarındaki altının bu kadar Doların karşılığını vermeye yetmeyeceğini düşünecek ve Dolara güven azalacaktı. Cari açığı kapatmak üzere Dolar basmakla Dolara güven sağlamak arasında oluşan çelişki Triffin Çelişkisi (Paradoksu) adıyla anılır oldu.  

Triffin Çelişkisi, ortaya atıldığı 1960 yılından 1971 yılına gelinceye kadar daha çok akademik bir tartışma konusu olarak kaldı. ABD, 1960’lar boyunca Vietnam savaşının yarattığı kamu harcaması artışlarını karşılayabilmek için daha çok Dolar basarak dünyaya dağıtmaya devam etti. 1971 yılına gelindiğinde ABD yönetimi, dünyada dolaşan Dolarların altın karşılıklarının ödenemeyeceğini fark edince Başkan Nixon, Doların altına konvertibilitesini kaldırdı (Nixon Şoku.) Böylece Dolar da karşılıksız kalmış oldu. Diğer paralar zaten karşılıksızdı ya da daha doğrusu sabit kur rejimi altında Dolara bağlanmış oldukları için Dolar üzerinden altın karşılığı taşır gibi bir konumdaydılar. Doların altın karşılığı iptal edilince bütün paralar aynı duruma geldi ve böylece Bretton Woods sistemi de tarihe karışmış oldu.    

Çin Merkez Bankası Başkanı Zhou Xiaochuan 29 Mart 2009 tarihli ‘Uluslararası Para Sisteminin Reformu’ başlıklı konuşmasında Triffin Çelişkisine değinerek küresel krizin temelinde yatan meselelerden birisinin piyasadaki aşırı Dolar bolluğu olduğuna dikkat çekince Triffin Çelişkisi yeniden tartışma gündemine geldi.  

Fed, küresel krizin başlangıcı olarak kabul edilen 2008 yılından başlayarak 2014 yılı son çeyreğine kadar parasal genişleme (QE) politikası uyguladı. Bu uygulama sonucunda Fed’in bilanço büyüklüğü yaklaşık 900 milyar Dolar düzeyinden 4,5 trilyon Dolar düzeyine yükseldi. Yani Fed, bol miktarda para dağıttı piyasalara. Ne var ki bu aşamaya kadar Triffin Çelişkisi ortaya çıkmadı. Çünkü bir yandan ABD cari açığı düşerken (2006 yılında GSYH’nın yüzde 6’sından 2015 yılında GSYH’nın yüzde 2,5’ine düştü) bir yandan da Dolar, rezerv para olarak itibarını artırdı (6 önemli paraya karşı oluşturulmuş bulunan Dolar Endeksi 2006’da 90 iken bugünlerde 98 düzeyine yükseldi.) Bir başka ifadeyle Doların bollaşması hem ABD cari açığını düşürdü hem de Doların itibarını yükseltti. Özetle Triffin Çelişkisi değil tam tersine pozitif bir ilişki ortaya çıktı.      

Buna karşın Fed, bu pozitif ilişkinin böyle devam edeceği konusunda kuşkulu olsa gerek ki pozitif ilişkinin çelişkiye dönüşmemesi için parasal genişlemeyi durdurmakla yetinmeyip faizi de artırmayı planlıyor.

Yorumlar

  1. Hocam Fed kredibilite kaybını en aza indirmek için artırmak zorunda kalacak , yalnız dünya ekonomisi sürekli artışı kaldıracak seviyede görünmüyor

    YanıtlaSil
  2. Hocam elinize sağlık. Güzel bir yazı olmuş hemişeki gibi.
    Hocam yeterlik sınavına hazırlanıyorum. İktisat politikası bilim dalında. Bizler için hangi konuları öneriyorsunuz? Hangi kitablar veya konular bu işin olmazsa olmazı?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Fatih Özatay'ın Para kitabını okuyun derim.
      Ercan Kumcu ile yazdığımız Ekonomi Politikasını da okumakta yarar var.
      Mishkin'in kitaplarına da bakmakta yarar var diye düşünüyorum.
      Başarılar.

      Sil
  3. Hocam 16 Aralık'ta FOMC'dan çıkacak sonucu artık duymayan kalmadı neredeyse.

    Size sorum şu:

    FED'in kendi parametreleri ile sizin parametreleriniz birebir örtüşmeyebilir. Ama meslekleriniz aynı olduğundan bir paralellik söz konusudur.

    Sizin parametrelerinize göre, FOMC'un 16 Aralık'ta faiz arttırması gerekir mi, gerekmez mi?

    TCMB için, kendi parametrelerinizi kontrol ederek, PPK faizini arttırmalı, sabit tutmalı ya da indirmeli diyorsunuz ya; bu saptamanızı 16 Aralık FOMC kararı hakkında da yapmanızı öğrenmek isterim.

    Sizin parametrelerinize göre, FOMC'un 16 Aralık'ta faiz arttırması gerekir mi, gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed, faiz artışı için 3 parametreye bakacağını açıkladı: (1) Büyüme, (2) İstihdam (3) Enflasyon. İlk iki veri toparlanmayı işaret ediyor tek karışıklık enflasyonda. Fed, aşağı yukarı 18 ay sonrasında enflasyonun yüzde 2 düzeyinde olacağını gördüğünde faizi artıracağı sinyalini vermişti. Ki bence bu da doğru bir hedef. Gelen son veriler ABD ekonomisindeki canlanmanın enflasyonu yukarı yönlü hareketlendirdiğini gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında bence Fed FOMC'nin faizi bu toplantıda artırması gerekir. Sonraki artışlar için enflasyondaki gidişata bakılarak daha ağır bir seyir izlenebilir.

      Sil
  4. Hocam elinize sağlık...Fed faiz artırımı yapmazsa bunu 2016 ya ertelerse bu piyasaların daha da sertleşmesine neden olur mu...fed faiz arttırımı yaparsa eğer yapıcak gibi duruyor, TL dolar karşısında değer kaybına uğrayacaktır sizce kur 3.10 seviyelerin üstüne çıkar mı çıkarsa eğer sizinde dediğiniz gibi yapısal reformlar yapılmadığı taktirde bu durum Türkiyenin krize girmesindeki ilk durum olabilir mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed, faizi artırmanın artık eşiği,nde. Eğer bunu yapmayacaksa bu kez bunun nedenini çok net bir biçimde açıklamak zorunda. Aksi takdirde piyasalar nezdinde itibar kaybı yaşayabilir.
      TL'nin ne kadar değer kaybına uğrayabileceği konusunda bir tahminim yok. Çünkü bu, sadece Fed'in faiz kararına bağlı değil. Bildiğiniz gibi etrafımızda da birçok olay yalanıyor.
      Kurun 3,10 TL'nin üzerine çıkmasından çok orada kalıp kalmayacağı ve yukarı gidip gitmeyeceği önemli. Geçici sıçrayıp inmeler sadece geçici şoklar yaratıyor.

      Sil
  5. 1990 larda olduğu gibi faizler %6 lara, 1980 lerde olduğu gibi %18 lere çıkartılmak zorunda kalındığında dünya savaşı gerekmeyecek mi?

    YanıtlaSil
  6. Hocam fed yillar itibariyle bilanço büyüklüğüne nasıl ulaşırız sanırım 29 73 ve 2008 krizi nedeniyle bilançoya baya arttırmıştır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arama motoruna fed balance sheet historical yazsanız gelir.

      Sil
  7. Başka bir konu da dünya kamuoyundan gizleniyor. O da borç tavanı ve bunun çözümsüzlüğü. Gün gelip de dünya bu gerçekle uyandığında Tanrı herkesi korusun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanıyorum kamu kesimi borçluluğu gerçeğini herkes biliyor. Mesela Euro Bölgesinin en büyük sorunu bu. Ama bir de işin fazla bilinmeyen kısmı var o da hanehalklarının ne kadar borçlu olduğu meselesi. Dünyanın her yerinde hanehalkı borç oranları çok yükseldi. Eskiden devletler için borcu borçla öder deniyordu şimdi kişiler için deniyor.

      Sil
    2. Borç tavanı deyince ne demek istediğimi anladınız, şu aralar 18 trilyon USD dayanmış olan bir ülkenin dev batak borcundan bahsediyorum. USD basar da bunu kime satabilecek bundan sonra!

      Sil
  8. Hocam Fed in faiz artışı kesin gibi olduğuna göre normalde $/€ paritesi daha da düşmesi gerekirken neden 1,10 Seviyesine yükseldi acaba artışın düşük olacağı beklentisi olmasın?saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. $/€ paritesi AMB'nin parasal genişlemeyi artıracağı ve mevduata uyguladığı faizi daha da eksiye düşüreceği beklentisiyle gerilemişti. AMB kararları beklenenden yumuşak çıkınca parite € lehine yükseldi. Fed'in faiz artıracağı beklentisi ise zaten aylardır satın alınmıştı.

      Sil
  9. usd-altın bağını kaldırarak ben büyük hırsızlıklardan birini yaptı ama usd.nin gücü azalmadı, neden? çünkü usd petrole bağlandı. usd.niz varsa petrol alabiliyordunuz ve hala daha petrol ticareti sadece usd ile yapılır. petrol 20.yy ın en önemli metası ama biz bunu petrol çağı geçerken de anlamadık.
    şimdilerde petrol fiyatları 120 den 30lara düştü ki, bu usd.ye gereksinimi azaltacak ve fed.in usd tabanını azaltmasını kolaylaştıracak.

    YanıtlaSil
  10. HERKESİN MERAKLA BEKLEDİĞİ HABER NİHAYET GELDİ:

    FED 16 ARALIK'TA FAİZİ ARTTIRDIĞI ANDA,
    TCMB, 1 HAFTALIK REPO FAİZİNİ İLK ÖNCE %8,5'E, KISA ZAMAN SONRA İSE %11'E YÜKSELTMEYE MECBUR KALABİLİR!

    http://www.paraanaliz.com/bu-para-politikasi-2016da-kriz-cikartabilir-makale,1458.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin asıl faizi (ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti) zaten yüzde 8,70 - 8,90 arasında bulunuyor.

      Sil
  11. Hocam bence Türkiye'yi şu işlem kurtarır.

    TCMB'yi, Hazine Müsteşarlığı'nı, Maliye Bakanlığı'nı ve Vergi İdaresi'ni eğer T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI'na bağlarsak, ülkemiz sağlam vücutla yoluna devam eder.

    Sizin fikriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mantikli. Halifelik de getirelim mi pasam?

      Sil
    2. Zaten varolan bir şeyi terkar getirmenin bir anlamı var mı halifeliği soran arkadaşım! Seninki de soru mu!

      Sil
  12. Hocam selamlar.Dış ticaret haddi ile ihracatın ithalatı koruma oranı aynı şey midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayr ikisi farklı şeyler.
      İhracatın ithalatı karşılama oranı her 1 dolarlık ihracatınızla ne kadar ithalat yapabildiğinizi gösterir. Diyelim ki ihracatınız 100 $, ithalatınız ise 130 $ olsun. Bu durumda her 1 $'lık ithalatınızın ancak 0,76 $ lık kısmını ihracattan karşılıyorsunuz kalanını ise ya turizm geliri gibi kazançlarınızla ya da borçlanarak karşılıyorsunuz demektir.
      Dışticaret hadleri ise (Terms of trade) ihracat fiyatlarının ithalat fiyatlarına oranıdır. İhracat fiyatları yükselen, ithalat fiyatları düşen ya da her iki durumla karşılaşan ülkenin ticaret hadleri yükselir ya da lehte değişmiş olur. Tersi durumlarda ise ticaret hadlerinde bir düşme veya bozulma söz konusudur.

      Sil
    2. Hocam tam anlamadım ihracat fiyatımız 100 ise ithalat fiyatımız 130 ise 0.76 çıkmaz mı?Teşekkür ederim.

      Sil
    3. İşin bir de miktar yönü var da o bakımdan yazarken onu düşünmüştüm, kusura bakmayın. Bazen ayrıntılı düşünüp özet yazınca karışıklık oluyor.
      Sizin sorunuzdaki spesifik örneğe gelirsek: Eğer dış ticaret hadlerini fiyat (değer) olarak alırsak dış ticaret hadleri ile ihracatın ithalatı karşılama oranı aynı şeyi ifade eder.

      Sil
  13. hocam ben analiz yaptim da eksi negatif faiz sanirim issizlige enflasyondan daha cok etki ediyor. Eksi reel faiz uygulandiginda issizlik dusme koreleasyonu ile enflasyonun yukselme koreleasyonu arasinda fark var. Issizlik negatif eksi reel fiazde daha cok daha istikrarli bicimde yonunu asagiya cevirirken enflasyon onun kadar guclu bir ivme ile yukari yonlu baski yapmiyor. Siz ne dusunuyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Negatif reel faiz yatirimi arttiracagi icin issizligi dusurecektir ama malesef negatif reel fazi bankalari batirir. Bankasiz da yapamayiz, bankalar bizim basimizin taci.

      Sil
    2. Nasıl bir analiz yaptığınızı bilmiyorum. İki tür faiz söz konusu. Eğer sözünü ettiğiniz faiz nominal faiz ise negatif olması genellikle deflasyon hallerinde görülür ve yatırımları olumlu etkilemez. Çünkü negatif nominal faiz ekonomide işlerin kötü gittiğinin göstergesidir. Avrupa ve Japonya böyle bir durumla karşı karşıyalar. Ama eğer sözünü ettiğiniz negatif faiz reel faiz ise o zaman bir süre yatırımcılar, tasarrufçuların parasını maliyetinin altında kullanacağı için yatırımlarda ve dolayısıyla işsizlikte azalma görülebilir. Ne var ki tasarruf edenler bu tür bir cezalandırılmaya sonsuza kadar katlanamayacağı için o ülkede tasarruflar düşmeye başlar. Sonuçta yatırımlar da ya düşer ya da dış borçla finanse edilmeye başlanır. Bu da Türkiye'de görülen durumdur.

      Sil
    3. hocam analizim sunun uzerinden enflasyonun %2 oldugu bir ulkede issizliginde %5 oldugu bir ulkede politika nominal faizi %1 indirdiginizde kabaca -eksi%1 faiz yaratmis olursunuz boyle bir ortamda enflasyon ve issizlik verileri inceledim. issizlik verisi daha duyarli ve korelesyona daha esnek tepki veriyor. enflasyon ise daha yumusak tepki veriyor. tam tersi durumda ise reel faizin yuksek oldugu durumlarda ise enflasyon daha direncli issizlik daha yukselme egiliminde.

      Sil
    4. hocam bu analizimi de fed chairman oyunuyla yaptim. orada defalarca oynadim iki farkli sayfada ayni oyunu actim. degisik korelasyonlar surecler denedim. ayni kosullarda ayni sureclerde ceteris peribus mantiginda. Benim bahseyledigim eksi reel faiz! eksi nominal faiz degil! ayrica deflasyon ya da O enflasyon ona yakin enflasyon ortamnida degil/ gayet net piyasa ve devletin toplumun benimsedigi enflasyon orani olan %2.00 bandlarindaki enflasyonda..

      Sil
  14. hocam gsyh nın hesaplama yönteminden biride malın her üretim aşamasında ki katma değerlerinin toplamından gitmektir.bu yoldan hesaplamayı yapmakla gsyh'a dahil edilecek nihai malın piyasa fiyatından hesaplama yapmak arasında fark yoktur.her iki yoldanda teorik olarak aynı değere ulaşırız.
    sorum ise şudur;örneğin;2015 yılı içinde satış fiyatı 500.000 tl olan evi aldığımızda gsyh a 500.000 tl olarak katkı yapacaktır.diyelim ki bu evi bir müddet kullanıp aynı yıl içinde yada 2016 yılında 600.000 tl ye başka birine satılırsa, önceden 500.000 tl olarak gsyh hesaplamasına dahil edilen ev ,milli gelir muhasebesine evin 2.satışından doğan 100.000 tl lik katma değeri evin değerini 600.000 tl'yi yansıtacak şekilde hesaplara +100.000 tl eklemesi yapılır mı?
    yoksa evin 2.satışı kullanılmış mal olarak değerlendirileceğinden,kullanılmış mallarda gsyh içinde yer almayacağından +100.000 tl hesaplara eklenip evin değeri 600.000 tl olarak gösterilmez.evin 2.satımı varlık değişimini içerdiğinden bu sebeplede gsyh içinde yer almaz mı? hangi bakış açım doğru sizde değerli görüşünüz belirtireniz sevinirim saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GSYH hesaplarında ikinci el satışlar hesaplara girmez. Dediğiniz gibi o yeni bir üretim veya bir üretim karşılığında elde edilmiş bir gelir değil eskiden üretilmiş bir malın tekrar satışı ve gelirin el değiştirmesidir.

      Sil
  15. Hocam fed faizi bir anda yükseltürsemi dünya ekonomisini daha cok etkiler yoksa aralıklı olarak mı arttırırsa daha cok etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de çok etkiler ama ilkinde etki kısa sürede ve derin olur ikincisinde süreye yayılır ama giderek ağırlaşır. Fed'in bir anda faizi çok yükseltmesi gibi bir durum ABD ekonomisini de batıracağı için böyle bir olasılık görünmüyor.

      Sil
  16. Önümüzdeki 3-6 ayda nereye yatırım yapılabilir?borsa? Savaş ve kotu ekonemi riski var. Dolar? Büyük fonlar dolar kontratlarını azaltiyorlar ve birçok ölümsüzlüğü rağmen dolar çok da çıkmıyor altın ?petrol düşüyor altın da düşüyor
    hocam sizce 3.6 aylık süreçte nereye yatırım yapılabilir?herşey duruyor veya düşüyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yatırım tavsiyesi vermiyorum. Ama 2014 sonundan beri doların yükseleceğini söylüyorum. Fed'in faizi aralıklarla artıracağı bir dönemde dolar yükselecektir.

      Sil
  17. Hocam gazı üniversitesi ekonometri.bölümüne başladım ama önemli bir sorunum var. Bu kimlik bunalımı ben ne olacağım sorusu içimi kemiriyor. Bir mühendis, doktor, öğretmen bir meslek ama ekonometrist değil. Sizce ne yapmam gerekiyor ? :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer bu sorunu aşamıyorsanız yeniden sınava girin ve beğendiğiniz bölüme girmeye çalışın. Dünyadaki başarısızlıkların çoğu insanın sevmediği ve benimsemediği işi yapmasından kaynaklanır.

      Sil
  18. Rotchild , Rockfeller muhabbeti doğru mu hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısmen doğruluk payı var ama komplo teorileri biri bin yaptığı için bu bir şehir efsanesi halini alıyor.

      Sil
  19. Hocam Fed Amerika'nın değil 7 yahudi ailenin diyorlar. ABD nin merkez bankası yok mu yani?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. FED’in sermayesi, üye bankalara aittir. Üye bankalar, sermaye ve karlarının %6’sı oranında Federal Rezerv Bank (FRB) hissesi almak zorundadırlar. Ticari bankalar bu yatırımdan %6 oranında kar payı alırlar.

      Sil
  20. Polikaların etkinsizliğini göremeyen vatandaşlar hala kendini tatilde hissediyor. Tren kaçdı bana göre ama hala bunu göremedi tüm dünya .Çindeki yavaşlamayla birlikte Fed faizi artırmakta bir değil iki defa daha düşünecektir. Ayrıca RTE de artık bıraksın MB sını özel sektörü canlandırmaya bakmalı aksi halde 2016 TR için çok da olumlu sinyaller vermiyecektir. Türkiyenın Yeni YUNANİSTAN olmak istemiyorsa derhal kendine bir uzun vadeli sürdürebilir bir ekonomi modeli sürmek zorunda yoksa kısır döngü devam edecektir. Görüşlerime katılmayan arkadaşlar hocalarımız olabilir sadece kişisel görüşüm...

    YanıtlaSil
  21. Hocam, Neil deGrasse Tyson'ı TV programınıza konuk edeceğinizi söylemiştiniz.

    Sonuç?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomiden pek anlamadığını öne sürerek gelmek istemedi.

      Sil
  22. Faiz artırımı olsa dahi bunun beklenen sonucu olmayabilir. Zira fed, greenspan 'ın son döneminde ciddi bir artışa gitmiş Ancak Çin ve Japonya gibi ülkelerin amerikadaki sürekli yatırımları sıkı para politikalarının etkisini beklenenin çok altında olmasına sebep olmuştu. uzun vadede Böyle bir durum tekrar edebilir mi Hocam?
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok açık söyleyeyim Fed'in faiz artışı yaparak bu birikimi çözüp çözemeyeceğini kimse bilmiyor. Fed üyelerinin de bildiğiniz sanmıyorum. Bunun nereye varacağı kitaplarda yazılı bir şey değil, uygulamada görülecek.

      Sil
  23. Benim bu küresel krizden öğrendiğim birşey varsa o şudur ; İktisat derslerinde birşeyleri öğrenirken cümleye hep " Varsayalım ki.." ifadesiyle başlayıp teoriyi öğrenirdik. Tabii bunlar hep hayal dünyamızda canlandırdığımız şeylerdi. Ve birçok denklemin sonuna +beklentiler ekleyerek sonlandırırdık. İşte burada beklentilerin etkisini somut hayatta ne kadar etkili olabileceği kısa vadede hatta orta vadede herşeyin olması gerekenin aksine işleyebileceğini öğrendim. Beklenen faiz, beklenen enflasyon, beklenen işsizlik, beklenen kur... Bunlar o kadar çok önemliymiş ki şimdi anlıyorum. Teşekkürler "Küresel Finansal Kriz"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklentiler çok önemli. ABD'de çoğu üniversite artık neredeyse sadece rasyonel beklentiler teorisi üzerine yazılmış makroekonomi dersi okutuyorlar.

      Sil
  24. Sn. Eğilmez, ABD Dolarının temel rezerv ve ödeme aracı para birimi olmasının ABD'ye olan katkısını ölçen bilimsel yayın önerebilir misiniz?

    Bir de, 2008'den beriyapılan parasal genişlemelerin oyun teorisi kapsamında hangi oyunculara ne fayda ne zarar getirdiğine ve getireceğine dair bir bilimsel çalışma önerebilirseniz çok memnun olurum.

    Çok basitçe şöyle düşünüyorum ama yanılıyor olabilirim. İlk başta, Parasal genişlemeler, kamunun yükümlülüğünü arttırıp, çeşitli özel sektör kurumları ve bankacılık sektörünün faydasına oldu.Bu ekonomik bunalım bir süre sonra ömrünü tamamladığı zaman, Dünya'da ve Türkiye'deki özel sektörde yer alan kurumların sayısı azalacak, bu kurumlar reel olarak büyüyecek, zaten sektörlerde mevcut olan oligopolist yapı kurumlar lehine daha da güçlenecek. Bu da kamu yükümlülüklerinin vergi yolu ile normal düzeye gelme tarafında, kamunun vergi yükünün fiyat yolu ile çok daha güçsüz olan bireylere aktarılmasına yol açacak.

    Benim bu konudaki tezime katılır mısınız? Görüşünüzü rica ederim.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki konuda da kaynak bilmiyorum.
      1929 bunalımından sonra parasal genişleme değil ama benzer şekilde mali genişleme yapıldı. Ama sözünü ettiğiniz oligopolist yapılaşma eskiye göre artmadı. Tabii bu kez farklı da olabilir.

      Sil
  25. Hocam yukarda 2.el satımları gsyh hesaplamasına dahil edilmez çünkü ortada yeni bir üretim karşılığı olan bir gelir yoktur gelirin el değiştirmesi vardır dediniz.izninizle şini sormadan geçmek istemiyorum; örneğin klasik bir örnektir ama fırının ürettiği ekmeği üzerine kar koyup satmak amacı ile bakkalın satın alması sonucu yarattığı katma değer yani aradaki karı gsyh içine dahil ediliyor.
    Peki önceden gsyh hesaplarına giren bir evi kar amacıyla daha sonradan satılması sonucu aradaki yaratılan ek katma değer neden üretime katılmaz?burada gelir sadecd el değiştirir ekonominin üretimine katkı yapmaz dediniz ama ekmek örneğinde bakkalın üretilmiş ekmeği fırından alıp üzerine kar koyarak satması sonucu aradaki katma değer gsyh a dahil ediliyor.biri dahil edilirken diğerinin dahil edilmemesinin Sebebi nedir ?aydınlatırsanız çok sevinirim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekmek örneğini açarak anlatayım. Ekmeğin nihai fiyatı alıcıya satış fiyatıdır. Hesap onun üzerinden yapılır. Yani un fabrikası çiftçiden buğdayı alır un yapar toptancıya satar + toptancı üzerine kar koyar fırıncıya satar + fırıncı ondan ekmek yapar bakkala satar + Bakkal tüketiciye satar. GSYH hesaplarına bakkalın satış fiyatı girer. Tüketici bakkaldan aldığı ekmeği oradan geçen başka birisine satarsa bu hesaplara girmez.

      Sil
    2. Hocam verdiğiniz cevaptan hareketle o zaman, önceki zamanlarda üretilip gsyh'a dahil edilen bir evin ilerleyen zamanlarda kar maksadı ile satılması suretiyle elde edilen kar gsyh'a katılmaz diye anlıyorum doğrumudur?olaya üretim açısından bakarsak elbette 2.el evin satımı ekonomiye yeni bir değer katmıyor yada katkı sağlamıyor.ama olaya gsyh'ın bir başka hesaplama yöntemi olan gelir açısından yaklaşırsak(belki kafam orda karışıyor) evin 2.kez satımından ek bir kar sağlanıyorsa acaba bu girmez mi diye düşünüyorum?

      Sil
    3. Yılbaşında bir kişinin yeni bir araba satın aldığını düşünelim. Ve varsayalım ki bu kişi arabayı ikinci elden satıyor. Aşırı olacak ama yine varsayalım ki bu araba aynı yıl on kez el değiştiriyor. Ve her seferinde kur artışı nedeniyle TL olarak daha pahalıya satılıyor. Şimdi bu durumda bu arabayı on kez GSYH hesabına mı katacağız?

      Sil
    4. Anladım hocam çok Sağolun

      Sil
  26. Hocam emeğinize sağlık teşekkür ederim.Hocam bir para biriminin rezerv para olabilme koşulu nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uluslararası işlemlerde ağırlıklı olarak kabul edilmesi. Mesela ithalat yaptınız TL ile ödeme yapabiliyor musunuz? Bu sürekli ve yaygın oluyor mu? Ve başka ülkeler TL ile işlem yapıyor mu? Bunların yanıtı olumlu ise TL rezerv para olmuş demektir.

      Sil
    2. Hocam teşekkürler yeni bir şey daha öğrendim...

      Sil
  27. Hocam yeni piyasa kur tahmininizi bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  28. Öncelikle Sn. Eğilmez' e yazısı için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

    Fed; parasal genişleme programı neticesinde kısmen başarılı olmuş olsa da hocamızın önceki yazılarından veya global verilerden de rahatlıkla görülebileceği gibi paranın yönünü kontrol etme konusunda tamamen çuvallamış durumdadır.

    İşin diğer bir ilginç kısmı ise, ki aynı zamanda bir paradoks olarak da değerlendirilebilir; genişlemenin durdurulup ortaya konan faiz arttırımı düşüncesi aynı zamanda bunun hayata geçirilebilmesindeki en önemli engellerden biri olmuştur. Zira bu stratejinin açıklanmasını mütakip 2013 son çeyreğinden itibaren doların değer kazanmaya başlaması neticesinde başta petrol, altın, gıda vb. emtia fiyatlarında aşağı yönlü kuvvetli trendler ortaya çıkmış, ABD' nin enflasyon rakamları üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştur.

    İlgili fiyat hareketlerini incelediğimde benim tahminim, Aralık ayından itibaren ABD enflasyon rakamları üzerindeki etkilerinin azlamaya başlayacağı yönündeydi. Nitekim son gelen veriler bunu desteklemektedir. Ne var ki; ABD' nin enerji ve gıda dışı enflasyon verilerinde hala çok parlak bir görüntü görülmemekte olup yaklaşık son 2 seneyi düşüş ile geçiren emtia fiyatlarının gerilemeye devam etmeyeceğinin bir garantisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla mevcut tablo Fed açısından çok sıkıntılı görülüyor. Bir yandan bu programa başlama gereği sözkonusu ki itibarları risk altındadır. Öte yandan ise zamansız ve orantısız bir etkiye sebep olmaları da bir risk ve bu herşeyi arap saçına çevirebilir...

    Ben; paranın yayılma yönünü kontrol edemeyip başta kendileri olmak üzere dünya genelinde birçok balon doğup patlamasına neden olan Fed' in, dönüş yolunu pürüzsüz bir şekilde kontrol edebileceğine güvenmek için hiçbir neden göremiyorum. Beklenti dahilinde olan çeyrek dönemlerde açılanacak mütevazi faiz arttırımlarının bunu sağlayamayacağına inanıyorum. Eninde sonunda daha agresif bir plan yürütmek zorunda kalacaklardır. Zira dünya eski dünya değil birbirine entegre... Kontrol edemedikleri riskler kontrol edebildiklerinin fersah fersah üzerindedir. Böyle bir olasılığın ise; en kırılgan ülkelerin başında olan ülkemiz ve dünyanın geri kalanı için ne anlama geldiği konusunda hepimizin eğri doğru bir fikir sahibi olduğundan da eminim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu anlattıklarınız önümüzdeki dönem için en büyük tehditleri oluşturuyor. Dünya için zor bir dönem ama Fed için çok çok zor bir dönem.

      Sil
    2. "Ne var ki; ABD' nin enerji ve gıda dışı enflasyon verilerinde hala çok parlak bir görüntü görülmemekte olup yaklaşık son 2 seneyi düşüş ile geçiren emtia fiyatlarının gerilemeye devam etmeyeceğinin bir garantisi de bulunmamaktadır."

      Bu ifadeniz kendi içinde doğru gibi görünen bir durumu gösterse de fiyatların hep düşüş eğilimi içinde olamayacağı da çok açık. Yani emtia fiyatları zaten düşebileceği kadar düştü ve hem birçok madde için daha fazla düşmesi mümkün değil, hem istenmiyor, hem de bazı gelişmeler (Rusya krizleri vb) bu fiyatların artık yukarı doğru hareketleneceğine işaret ediyor. Sanırım FED de bundan ötürü "zaten fiyatlarda yukarı hareketlenme başlayacak ve bu da doğal olarak enflasyon artışı anlamına gelecek" diye düşünüyor.

      Bunun dışında tüm dediklerinize katıldığını söylemek isterim. Saygılar,

      İ.İ.

      Sil
  29. Yani hocam,tfiffin çelişkiside tarihe karıştı diyebilirmiyiz.veya farzedelimki fed para politikasindaki genişlemeyi daha uzun tutsaydı triffin paradoksuna rastlarmıydık?
    Bu süreyi öngerebilirmiydik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunları bilemeyiz tabii, sonuçta hepsi birer spekülasyon. Ama sanırım Triffin'in öngördüğü çelişki gerçekleşmedi diyebiliriz.

      Sil
  30. Hocam,200 milyar USD'lik dış borcumuzdan ne haber ?

    2015 yılının sonuna geldik ve ekonomiyi haberlerden ve Sizin yazılarınızdan takip eden birisiyim.

    Bu dış borcumuz ile ilgili son durumu merak ettim? Firmalar ödeyebiliyor mu , nasıl ve nereden takip edilir ?

    saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeniliyorlar ama her yenileme biraz daha yüksek faizle olduğu için maliyetler artıyor. Şimdilik durum bu.

      Sil
  31. Hocam ben KTÜ de işletme 1.sının okuyorum ve okuduğum bölümden memnunum ekonomide kendimi daha fazla geliştirmek istiyorum bana hangi kitapları önerirsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogda zaman zaman yazıyorum. Benim makro ve mikro kitaplarımı okumadıysanız okumanızı öneririm.

      Sil
  32. Eğitici bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  33. 1 ons = 31,10 gr.

    31/35=0,88

    1 Dolar = 0,88 gram altın.

    Bu gün 1 gr altın= 101 TL

    0,88*101= 89 TL

    Dolar bu gün 88 TL olması gerekirken 3 TL.

    Aslında baya bir değer kaybetmiş dolar.

    Muhtemelen bu hesap bu kadar basit olmaz ama bir gösterge olabilir belki.

    o.z.


    YanıtlaSil
  34. Hocam, yakın zaman önce Atatürk'ün geometri kitabıyla ilgili yazınızı okudum.

    Polemik için değil, merak ettiğim için soruyorum.

    Siz 1950 doğumlusunuz. Eski Türkçe - Osmanlıca sözcüklerin yaygın olduğu (sadece iktisat ile ilgili değil) metinleri, kitapları, sözlüğe bakmadan okuyor musunuz, anlıyor musunuz?

    Ben anlamadığım için sözlüğe bakmak ihtiyacı hissediyorum. Örneğin 2 dk'da anlayacaksam bir metnin ne ifade ettiğini, sözlüğe baka baka okuduğumdan bazen 10 dk'yı geçiyor.

    Sizin durumunuz nedir Hocam? Bu sorumu, "Bugün Osmanlıca okullarda ders olarak okutulmalı mı, okutulmamalı mı?" şeklinde sormuyorum. Yaşınıza, eğitiminize, tecrübelerinize istinaden sordum sorumu sadece.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sözlüğe baktığınız için hiç canınızı sıkmayın. Osmanlıca dediğimiz metinler aslında saray lisanıdır. O dönemin halkı da o dönemde yazılmış metinleri anlamıyordu. Örneğin o dönemden kalma Memurin Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkatı o dönemde yaşamış, Osmanlıcayı bildiğini düşündüğünüz birisine okutsanız hiç bir şey anlamazdı. Çünkü yazılı olanların çoğu halkın kullandığı dil değildi. Bu durum, çoğu yerde aynen geçerlidir. Saray dili ile sokak dili farklıdır.
      Bana gelince ben çoğunlukla anlıyorum. Çünkü Mülkiyede hukuk okudum (kanunlar ağırlıklı olarak Osmanlıca yazılmıştır) ve ayrıca Maliye Müfettişliğim sırasında da eski kanunlarla fazlasıyla uğraştım.

      Sil
    2. Sözlüğe baktığınız için hiç canınızı sıkmayın. Osmanlıca dediğimiz metinler aslında saray lisanıdır. O dönemin halkı da o dönemde yazılmış metinleri anlamıyordu. Örneğin o dönemden kalma Memurin Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkatı o dönemde yaşamış, Osmanlıcayı bildiğini düşündüğünüz birisine okutsanız hiç bir şey anlamazdı. Çünkü yazılı olanların çoğu halkın kullandığı dil değildi. Bu durum, çoğu yerde aynen geçerlidir. Saray dili ile sokak dili farklıdır.
      Bana gelince ben çoğunlukla anlıyorum. Çünkü Mülkiyede hukuk okudum (kanunlar ağırlıklı olarak Osmanlıca yazılmıştır) ve ayrıca Maliye Müfettişliğim sırasında da eski kanunlarla fazlasıyla uğraştım.

      Sil
  35. Reklam olmaması için adını yazmıyorum.

    Bugün bir TV kanalında, Türkiye'nin büyük bir bankasının genel müdürüyle kısa bir röportaj yapıldı. (Ve bu banka hükümete yakın bir banka değil.) FED faiz arttırırsa eğer, bunun bankacılık sektörüne ve Türkiye ekonomisinin geneline etkileri neler olabilir? sorusuna şu cevabı verdi:

    "FED'in faizi arttırması Türkiye'yi etkilemez. 2016'nın daha iyi bir yıl olacağını tahmin ediyoruz."

    Şimdi Hocam, maksadım sizin gibi üstat iktisatçıların söyledikleri ile yukarıdaki gibi (banka) genel müdürlerin söylediklerini yarıştırmak değil elbet.

    Fakat beni çok şaşırtan durum, siz de ekonomi eğitimi almış ve 2015'de sözüne dikkat kesilen bir insansınız, o genel müdür de ekonomi eğitimi almış ve tecrübeli olması sebebiyle bankaya genel müdür yapılmış. Nasıl oluyor da, siz 2016 yılı için o kadar iyimser olmadığınızı ifade ederken, o genel müdür bunun tam tersini söyleyebiliyor? Eminim, diğer bankaların genel müdürleri ile de röportaj yapılıp aynı soru sorulsaydı, onlar da "iyimseriz" diyeceklerdi!

    Eğer bir doktor, kontrole gelen hastaya "kansersiniz" diyorsa, bunu uyduramaz, çünkü tahliller yapmıştır ve ondan sonra "kansersiniz" teşhisini koymuştur. Eğer bu hasta başka bir doktora kontrole gittiğinde, bu kez "hayır, kanser değilsiniz" sözünü işitiyorsa şaşırmaz mı? "Ben şimdi hangi tahlile inanayım! Hangi doktora inanayım! Hangi teşhise inanayım!" demez mi!

    2016'ya 15 gün kaldı. Şirketler bütçelerini yapmaya başladı ve belki de bitirmek üzereler. Şimdi bu şirketler doktor doktor dolaşıp, hangilerinin "kansersiniz", hangilerinin "hayır, kanser değilsiniz" dediğini ayıklama telaşına mı düştü!

    Bu çelişkiyi çözemiyorum Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doktor ve kanser benzetmeleri bu duruma pek uymaz.
      Şöyle anlatayım. Bankacılar iş yapmak, kredi vermek ve para kazanmak durumundalar. Gelecek yıl çok kötü olacak deseler kimse kredi almayacak bankalar da para satıp para kazanamayacak. Benim ise öyle bir derdim yok. Yani ben ne görüyorsam onu söyler, yazarım. Çünkü işler iyi gidecek desem de satacak param, kredim vb yok. Ama bu, benim mutlaka doğru söylediğim anlamına gelmez. Ben bir çıkarım olmadığı için gerçeği anlatırım ama gerçeği iyi görememiş de olabilirim. Hepimiz yanılabiliriz sonuçta.

      Sil
  36. hocam makro ve para banka konularina anlasilir bi sekilde kitap tavsiyeniz var mi kpssye yonelik

    YanıtlaSil
  37. hocam kpssye yonelik makro ve para banka kitap tavsiyeniz nedir.anlasilir sekilde yazan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim makroekonomi kitabım ve Erdal Ünsal'ın Makroiktisat kitapları.

      Sil
  38. Hocam bu altın karşılığı basılıyor derken altını nereden alıp merkez bankasına koyuyorlar ve altını koyunca ne degisiyor? Tesekkurler

    YanıtlaSil
  39. Sn. Eğilmez,

    GSYH hesaplamalarında üç yöntem varmış,yazınızdan görmüştüm. http://www.mahfiegilmez.com/2013/09/gsyh-ve-buyume-hesaplamalar-turkiye.html Lakin kafama takılan bir husus var, son ürünlerin fiyatlarının toplanması üzerinden yapılan hesapta tanım gereği negatif olacak bir değer yok. Ama harcamalar üzerinden yapılan hesaplamada ithalat eksi olarak giriyor. Bu durumda iki hesaplama nasıl örtüşüyor ? İthalat kaleminin çıkarılması, ithal bir ürünün son fiyatının bütün halinde hesaba girmemesi,sadece ithalatcı firmanın karı kadar etki yapsın diye mi ? Bir de, kamu harcamalarını arttırmak,ithalatı arttırıyorsa, çok da cazip bir yöntem değil sanırsam HSYK'yı arttırmak için bu durumda zira ithalat eksi giriyor. Vergileri arttırmak zaten özel harcamayı azaltacaktır.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
  40. Sayin hocam;ABD merkez bankasinin parasal genislemesi ile AB´nin parasal genislemesi arasindaki fark nedir? FED´in faiz artirmasi ile AB merkez bankasi ve ulkeleri nasil etkilenir? Ve bundan korunmak icin ne yapmalidirlar? Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
  41. Hocam Dolar ın dünya piyasalarında diğer para birimlerine göre hala çok kıymetli olduğu ve siyasal politik etmenlerin de ,doların kıymet algısı yarattıyı dolayısılıyla çelişkinin de bir bakımla burada işlemediğini savunabilirmiyiz.
    Sonuç: siyasi, politik ,algı gibi nedenler

    YanıtlaSil
  42. Hocam vergi yükünün ekonomik büyümeye etkisiyle ilgili bildiri hazırlıyorum kaynak olarak ne önerirsiniz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?