Enflasyon ve Faiz İlişkisi

Aşağıda sunduğum grafikte üç gösterge var. Bunlardan ikisi (maviyle gösterilen Merkez Bankası gecelik borç verme faizi ve kırmızıyla gösterilen TÜFE yani enflasyon) ayda bir kez, biri de (yeşille gösterilen gösterge faiz)  her gün belirleniyor. Burada hepsini, gösterge faize uydurabilmek için günlük olarak aldım. Yani Tüfe ve gecelik borç verme faizi aylık olarak hangi orandaysa onu günlük olarak ay boyunca aynı kabul ettim.

 
Yılın ilk ayından sonra enflasyonda düşüş başlıyor. Bu düşüş ilk dönemde gösterge faizi fazla etkilemiyor. Enflasyonda düşüş devam edince gösterge faiz düşmeye başlıyor. Enflasyon düşmeye devam ediyor ve gösterge faiz de onu izliyor. Bu aşamada TCMB devreye girerek gecelik borç verme faizini yüzde 10,75’den 10,50’ye düşürüyor. Bu aşamadan sonra TCMB her ay gecelik borç verme faizini düşürmeye devam ediyor. Mayıs ve Haziran aylarında enflasyondaki düşüş duruyor. Onunla birlikte gösterge faizdeki düşüş de duruyor ve hatta yükselişe dönüyor. TCMB gecelik borç verme faizini düşürmeye devam etse de bu düşüş gösterge faizi etkilemiyor. Ardından gösterge faiz tekrar düşüşe geçiyor. Bu kez enflasyon yükselmeye başlıyor. TCMB, gecelik borç verme faizini düşürmeye devam etmiş olsa da enflasyondaki yükseliş gösterge faizi de yukarıya itiyor. Eylül ayından itibaren enflasyon tekrar düşüşe geçiyor ve gösterge faiz de onu izlemeye yöneliyor.

TCMB’nin gecelik borç verme faizi piyasa faizi değildir. Piyasa faizini en iyi temsil eden faiz gösterge faizdir. Dolayısıyla enflasyonla faiz arasındaki ilişkiye bakarken gösterge faize bakmak gerekir. Grafik bize enflasyon düşerse gösterge faizin de düşeceğini, enflasyon yükselirse gösterge faizin de yükseleceğini gösteriyor. TCMB’nin bankalara yönelik olarak yaptığı fonlamanın banka kaynaklarındaki yeri yüzde 8 – 12 arasında değişiyor. Bankaların kaynak maliyetini asıl etkileyen mevduata ödedikleri faiz ile dış borçlanmadan sağladıkları fonlara ödedikleri maliyetlerdir. Dolayısıyla TCMB’nin faiz indiriminin piyasa faizini temsil ettiği için ele aldığımız gösterge faiz üzerindeki etkisi oldukça düşüktür. Bu etki daha çok geleceğe ilişkin enflasyon beklentilerini yönlendirmekte ve ona göre alınan kararlarda görülmektedir.

İşin özü şudur: Enflasyon düşerse faiz de düşer, enflasyon artarsa faiz de artar. Enflasyon faizin bir fonksiyonu değildir. Öyle olabilmesi için maliyet enflasyonunun söz konusu olması ve faiz giderlerinin toplam giderler içindeki payının da yüksek olması gerekir. Bizde böyle bir durum söz konusu değildir.  

Önümüzdeki dönemde enflasyon düşmeye devam eder mi? İlk kritik soru budur. Çünkü eğer enflasyon düşmeye devam etmez hatta tam tersine yükselmeye başlarsa o zaman TCMB’nin gecelik borç verme faizini indirmesi anlamsız hatta zarar verici hale gelir çünkü bu hamleye karşın gösterge faizin düşmesi mümkün olmaz. Önümüzdeki dönemde enflasyonun düşmesi neye bağlıdır? İkinci kritik soru da budur. Bunun yanıtı ise birden çok göstergeye bağlı görünüyor: Dolar/TL kuru, petrol fiyatlarının seyri, gıda fiyatlarının gidişi, jeopolitik gelişmeler, iç ve dış riskler (siyasal sorunlar, ekonomik sorunlar.)

Yalnızca enflasyon konusunda bile bu kadar çok ve farklı değişken etkili olacağına göre 2017 yılı, 2016’ya göre çok daha fazla belirsizlikler içerecek bir yıl gibi görünüyor.

Yorumlar

  1. Hocam yazmayın artık. Yeter!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okumayıver arkadaşım biz durumdan memnunuz.

      Sil
    2. Bu nasıl bir tahammülsüzlüktür arkadaş. İnsanın kendi bloğunda bile yazmasına laf ediliyor. Aklı başında insanlar artık gerçekleri sosyal mecrada veya kişisel bloklarda takip ediyor. Bu durum da bazılarını rahatsız ediyor.

      Sil
    3. Hocam ömrünüze bereket, geçmişlerinize rahmet, teşekkür ederiz. Biz dikkatle takip ediyoruz...

      Sil
    4. Bu nasıl bir mantık arkadaşım burası hocamızın kendi blogu ve konu başlığı da kendime yazılar bu kadar tahammülsüz olacak ne var ortada lütfen okuma ve saygısızlık yapma diger bir değişle gölge etme başka ihsan istemez.

      Sil
  2. Ekonomiyi bu kadar yalın bir dille özetlediğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam faiz mi enflasyonu dogurur.Enflasyon mu faizi dogurur.
      Malum bu tartisma cok sık yapılır

      Sil
    2. Bu tartışmanın Türkiye haricinde çok sık yapıldığını zannetmiyorum :)

      Sil
  3. hocam enflasyon ve kur tahmini neye göre yapılıyor (siz neye göre yapıyorsunuz) ? Hesap içindeki sabit ve değişkenler nelerdir bu tahminlerde?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kendime göre bir modelim var o model çerçevesinde tahmin yapıyorum. Yani tek başına enflasyon tahmini yapmıyorum.
      Bazen aylık olarak enflasyon tahmini yapsam da bunu yayınlamıyorum. Bu tahmini yaparken o ay içindeki fiyat değişimlerinden başlıcalarını, bir önceki yılın aynı ayının enflasyon oranını, sanayi üretiminin gidişini vb dikkate alarak bir tahmin yapıyorum. Ama bu yüzeysel bir tahmin oluyor.

      Sil
  4. Çok güzel yazı hocam teşekkürler..

    YanıtlaSil
  5. Değerli hocam merhaba. Fatih Özatay hocamızın "finansal krizler ve Türkiye" adlı kitabını okudum, ancak ekonomi ile amatör olarak ilgilenen bir insan olarak çok fazla oturmadı kitap bende. Şimdi de sizin analiz kitabınıza başladım. Anlatımınız çok anlaşılabilir olduğu için sizin finansal krizlerle ilgili yazmayı planladığınız bir kitabınız var mı? Bilgilendirebilirseniz arayışımı ona göre sonlandıracağım. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi hocanin kuresel finans krizi adli bi kitabi var zate.su andada okuyorum gayet guzel bir dille yazmis.tavsiye ederim

      Sil
    2. Mahfi hocanin kuresel finans krizi kitabi ne zamandir var ve halen piyasada da bulunuyor. Kitapyurdunda var mesela.

      Sil
    3. Türkiye kaynaklı 94-2001 krizlerine ait detaylı ve anlaşılır bir kitaptan söz ediyorum. Yanlış bilmiyorsam bahsettiğiniz kitap 2008 krizini içeriyor.

      Sil
    4. Benim Küresel Finans Krizi adlı bir kitabım var. Ne var ki o kitap krizin ilk yılında yani 2008'de yazıldığı için sonradan gelişen birçok olayı kapsamıyor. Sadece işin felsefesini ve nasıl oluştuğunu ele alıyor. O anlamda da orijinal bir kitap olduğunu düşünüyorum.
      Sözünü ettiğiniz çerçevede bir kitaba ben de rastlamadım.

      Sil
  6. Diyelim ki oyle. Yuksek faizin zararli oldugunda da hemfikiriz herhalde. Eger bankadan kredi cekerken faiz orani en yuksek olanla calismiyorsaniz tabi.

    Peki enflasyonu nasil dusurecegiz? Kurlari dusurerek.

    Kurlari dusurmek icin ne yapmamiz lazim? Faizi yukseltmemiz lazim ki 'yatirim' gelsin ulkede doviz bollassinz.


    Enflasyonu bu sekilde dusurduk, peki bu faizi nasil dusurecegiz? Verdigimiz bu borclari nasil odeyecegiz?

    Bulus yapalim Einstein yetistirelim? Yapamiyoruz cunku o buluslarin yapilmasi icin gerekli labratuar, ve buluslarinizi uretime cevirmeniz icin kurmaniz gereken fabrikalarin, urettiklerinizi satmaniz icin lojistik vs. altyapinin maliyeti icin gerekli olan borc bu faizle cevrilebilecek gibi degil. Dahasi dusuk kur yuzunden yabanci rakiplerimiz de bizim 'bulus'lari bizden daha ucuza maledebiliyor.

    Ben bu bulmayacayi cozemedim siz cozebiliyor musunuz? 1960'dan beri de kimse cozemedi zaten. Bulunan tek cozum, yuksek faiz, ardindan 'basari oykusu' sonrasi 'ode bakalim borcunu' recetesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin iyi tarafından bak birazcıkta. Artık vergi artışlarından kimsenin gıkı çıkmıyor. Eskiden olsa, bu nasıl devlet bu nasıl hökümet diye bağırışırlardı.
      Şimdi ise fahiş fiyatlı yüzde yüz ithal köprü yaparak seslerini bastırabiliyorsun.
      Hem çalıp hem de gönüllerde taht kuran bir devlet zihniyeti oluştu.
      Elhamdülillah dünyanın süper göcü olecagız. Amin.

      Sil
    2. Enflasyonu kalıcı olarak düşürebilmek için üretimde dışa bağımlılığı azaltmak gerek. Şimdi ise faizi artırmaktan başka yapacak bir şey yok. Daha öncekiler yapısal reform yapmadılar. Para politikalarıyla sorunları çözersiniz başka sorunlar çıkar.

      Sil
    3. Evet ama faizleri artırmak da kısa vadeli çözüm üretir. Bu yüzden en etkili politika yapısal reformlar.

      Sil
    4. Devlet küçülecek özel sektör canlanacak başka bir yolu yok. Bu harcamalarla topladığı bu vergilerle en büyük enflasyon kaynağı devlet bana göre. Mahfi hocam saygilar elinize emeğinize sağlık. Aynı konuda bu kaçıncı yazınız bilmiyorum ama hala tvlerde faiz düşerse enflasyon da düşer diyenler var ya pes.

      Sil
    5. Adsiz 18:19, yapisal reform sart ama yapisal reform dediklerinizin hepsi istisnasiz butceye ek yuk getirecektir yani butce acigi fazladsn borclanma demektir.

      Yuksek faiz ve butce acigi da iflas, degilse bile taviz karsiligi borc dilenmek demektir. Yani yapisal reform yapip geri donusumunu alana kadar ayakta kalabilmeniz icin zaten faizi oyle ya da boyle dusurmeniz gerekir.

      Sil
    6. Bu gibi çözümler tek aşamalı ve kolay çözümler değil. Faizi yükselterek enflasyonu dizginlemek geçici bir çözüm. O süreden yararlanarak asıl çözümleri sağlamak gerekiyor. Bunun da tek yolu yapısal reformlar. Yani ekonomiyi mümkün olduğunca dışa bağımlı yapıdan kurtarmak, kayıt dışılığı önlemek, vergide adaleti sağlamak, eğitimi buluş yapacak insan yetiştirecek biçimde bilime yönelik hale getirmek, hukuka saygılı bir yapı kurmak vb. Bunları yapmadan faizle, kurla oynayarak sadece zaman kazanılabilir.

      Sil
    7. Tekrar edeyim. Faizi dusurmeden yapisal reform yapamazsiniz. Yaparsaniz bile tokezlersiniz. Butceye yuk getirmeyen bir yapisal reform bilen varsa paylassin.

      Turkiye reform yapabilme yetenegine henuz kavusuyor. Artik yavas yavas etkisini yitiren somuru ideolojisinin getirdigi nefret ve korkulardan siyrilip objektif ve akilcil bakabilirseniz bu durumu siz de takdir edebilirseniz.

      Sil
  7. Birçok iktisat akademisyeninin yazdığı kitapları araştırdığımda, iktisada giriş, mikro iktisat, makro iktisat görüyorum. Mikro ile makro kitaplarının niçin yaygın olduğunu anlıyorum peki iktisada giriş kitabını yazmalarının nedeni ne? Bir iktisada giriş kitabı okumazsak devamını getiremez miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukken 6 ay-2 yaş aralığında emeklemeden koşmayı becerebildiysen iktisada girişi okumadan her türlü iktisadi analizi de yapabilirsin ;)

      Sil
    2. İktisada giriş makrodan da mikrodan da paradan da kısaca iktisada diğer disiplinlerden bir ölçüde bahseder ve bu disiplinlere hazırlık mahiyetindedir.

      Sil
    3. İktisada Giriş kitaplarının amacı lisede iktisat okumamış olan öğrencilere iktisat biliminin jargonunu, temel kavram ve ilişkilerini öğretmek. Bu derslerin okunduğu varsayımıyla makro ve mikro kitaplarında arz, talep, efektif talep gibi temel kavramların ne anlama geldiği ve birbiriyle nasıl ilişkili olduğu yeniden ele alınmaz ve bilinir kabul edilerek ileri analizlere girilir.

      Sil
    4. Hocam sizin örneklerle kolay ekonomi kitabınızda sanırım iktisada giriş kitabı olarak okunabilir doğru muyum?

      Sil
  8. Hocam merhabalar, malum bugün Amerika'da Tarim dışı istihdam verileri aciklaniyor. Bu verinin Amerika için olumlu gelmesi yani istihdam oranin artis gostermesi fed in faiz arttiracagi yonundeki beklentileri arttiriyor bu bizim icin kötü haber ancak anlamadığım konu şu istihdam oranı artarken neden faiz oranları artar? Arasindaki baglantiyi kuramadim. Aciklarsaniz sevinirim hocam. Sevgiler saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed büyümeyi, enflasyonu ve istihdamı artırmak için faizleri düşük tutuyordu ama sıfıra yakın tutuyordu. Şimdi istihdam hedefine yaklaşması faiz beklentisini artırır. Ama faiz artırması için büyüme ve tahmini enflasyon hedefinin de tutması gerek. Şimdiki faizler çok düşük ve Fed normalleştirmek istiyor. Basılan muazzam para yüksek enflasyona neden olmaması için. Hocam şu Fed'in hedeflerini ve şimdiki verileri yazarmısınız

      Sil
    2. Sn Adsız 13.31
      İstihdam artınca yani işsizlik düşünce, yani çalışan sayısı artınca geliri olan kişi sayısı artar. Geliri olan kişiler tüketmeye başlar ve iç talep artar. Talep artışıyla birlikte enflasyon yükselir ve faiz de enflasyonu takip eder. Faiz artınca sermaye yani sıcak para da gelir getiren ve güvenilir yere yönelir. Reel faiz istenen düzeyde ise para buraya gidecek ve bizimki gibi ülkelerden ciddi sermaye çıkışları olacaktır. Sonunda usd bulunmaz hint kumaşı (bulunur ama pahalıdır) olur. Hocam umarım hatam yoktur.

      Sil
    3. Fed, enflasyonun 18 ay içinde % 2'ye varacağını hedef alıyor. İşsizlik verisi olarak % 5'in altını hedef alıyordu ona ulaşıldı (işsizlik şu anda % 4,9.) Büyüme için potansiyel büyüme hedefleniyor (% 2,5 dolayı.) Enflasyon hariç bu hedeflere ulaşıldı. İstihdamdaki hedefin kalıcı olabilmesi için tarım dışı istihdam artışı, işsizlik başvuru sayısı vb gibi ayrıntılara da bakıyorlar.
      Ulaşılamayan tek hedef enflasyon. 2017 sonunda yüzde 2 ye yaklaşılacağını görüyorsa faizi artıracak.
      Bu üç hedef ABD ekonomisinin durgunluktan çıktığını, canlandığını dolayısıyla enflasyonda artış olacağını gösterecek.Bu durumda da gelecek enflasyonu denetlemek için faiz artışı gündeme gelecek.

      Sil
  9. Hocam yeni yazı için teşekkürler.. Elinize sağlık.

    Bir kaç sorum var hocam.

    1. Takasbank para piyasası işlemleri kimler arasında olur, nelerdir bu işlemler ? Bankalar bu piyasa üzerinden mi birbirlerine borç verirler?

    2. Döviz cinsinden de yapılır mı?

    3. Haberlerde geçen günlük işlem hacmi tam olarak nedir?
    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      1. Takasbank'ın görevi Borsa İstanbulda alım satım işlemlerinden doğan menkul kıymet teslim etme ve teslim alma taahhütleri ile alım satıma konu olan menkul kıymet karşılığındaki ödeme taahhütlerini hesaben sonuçlandırmaktır. Bankaların birbirine borç vermesi TCMB tarafından işletilen interbank piyasası üzerinden yürür Takasbankla ilgisi yoktur.
      2. Bu işlem dövizle de yapılabilir.
      3. Günlük işlem hacmi birçok anlamda kullanılıyor. Örneğin bir piyasanın veya bir hisse senedinin ya da bir tahvilin bir gün içinde alım satım konusu olan toplam miktaı günlük işlem hacmi olarak adlandırılıyor.

      Sil
  10. Hocam merhabalar,

    Bankalar MB'den istedikleri zaman gecelik olarak veya haftalık olarak istedikleri miktarda borç alıp , borç verebiliyorlar mı yoksa bir sınır mı var? Bu sınır veya kota neye göre belirleniyor ? Küçük ölçekli banka az para verip, az mı alıyor ? Veya bu kotalarda MB tarafından piyasa şartlarına göre mi belirleniyor.

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankalar gün sonunda açık verirse borçlanmak zorunda kalırlar,fazla verirse parasının Mb de değerlendirir. Tabi MB dışında bankalar kendi aralarında da bu işlemi yapabilir. Hee keyfi olarak gecelik borçlanırlaar mı borçlanmazlar mı onu bilmiyorum onu da Mahfi hoca cevaplasın.

      Sil
    2. Bu konularda karar MB'ye aittir. Bankalar, TCMB'ye dilediği miktarda borç alıp veremezler. MB'nin bu işlemlerde kullandığı miktar ise banka kaynaklarının % 10'u dolayındadır.

      Sil
  11. Merkez Bankası rezervlerinin azalması bankaların fonlama maliyetlerini yukselticek.Yakın zamanda kredi maliyetlerinde bir artis beklenir mi ?Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez bankasının rezervlerinin azalması ile fonlama maliyeti arasında direk bir ilişki kurulamaz. İlişki kurulması için faizlerin artırılması lazım. Bizde de tam tersi yapılıyor.
      Ama normalde rezervlerin azalması bizim döviz açığımızın olduğunu gösterir bu yüzden faizlerin artırılması da mantıklıdır.

      Sil
  12. Hocam gösterge faizin tam olarak belirleyicileri neler?
    Yeni yazı için teşekkür ederiz hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gösterge faiz tamamen piyasada oluşuyor. Devlet tahvilleri arasında vadesine 2 (ya da 10) yıl kalmış olanlar içinde en çok işlem göreninin faizi gösterge faiz olarak kabul ediliyor. Bu faiz bu tahvilin piyasada (ikinci el olarak) alım satımında oluşan faizdir.

      Sil
  13. Normalde enflasyon faizin bir fonksiyonudur. Faiz yükselirse birikimler tüketim yerine yatırıma kayar ve enflasyon düşer. Bu arada görüşüme göre enflasyon düşecektir çünkü enflasyonu artıracak kadar yoğun bir talep olmayacağı kanaatindeyim. MY.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üretim ve ulaşımda gereken enerji kaynağını ithal ediyoruz. Doların yönü yukarı olduğuna göre enflasyonun yönü de yukarı doğrudur.

      Sil
    2. Faizleri aşırı artırmazsak doların yönü yukarı olur önümüzdeki dönemde. Ama bu aşırı artıralım anlamına da gelmiyor. Bir miktar artırıp doların artış hızını sınırlamalıyız eğer çok artırırsak bu sefer büyüme azalır. Bu yüzden dengeyi korumak en iyisi.

      Sil
    3. Ülkeden ülkeye, dışa bağımlı olup olmamaya, yabancı para kullanımındaki yaygınlığa bağlı olarak yanıt farklı olabilir.
      Türkiye, dış finansmana bağımlı bir ülke. O nedenle ekonomisi üzerinde kur hareketleri oldukça etkileyici. Kur yükseldiğinde ithalat pahalı hale geliyor ve bu da enflasyonu yukarı çekiyor. Bu durumda faizler yükseliyor. Faizler yükselince Türkiye'ye (yükselen faizden yararlanmak isteyen) döviz girişi artıyor. Döviz bollaşınca kur düşüyor, kur düşünce enflasyon düşüyor.
      Dolayısıyla bizde mesele sadece taleple değil kurla etkileniyor.

      Sil
  14. Hocam konu dışı bir soru soracağım. Milli gelir stok değişken midir akım mı? Mesela 2016'da milli gelirimiz 100 milyar dolar 2017'de 120 milyar dolar. Biz 2017'de 20 milyar dolar mı ürettik 120 dolar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Milli gelir, belli bir dönemdeki büyüklüğü ifade ettiği için akım değişken bir kavramdır. Yani sorunuzun cevabı 120 milyar dolardır.

      Sil
    2. Faizler hiçbir zaman enflasyondan daha düşük olmamalı.

      Sil
    3. Cevap doğru mu hocam?

      Sil
    4. Milli gelir akım değişkendir. Stok değişken örneği olarak borç stoku verilebilir.
      2017'de milli gelir 120 milyar dolar ise bu bizim 2017'de 120 milyar dolarlık üretim yaptığımızı ve önceki yıla göre nominal olark 20 milyar dolar fazla ürettiğimizi yani % 20 büyüdüğümüzü gösterir. Buradan reel büyümeyi hesaplamak için enflasyon etkisini arındırmak yani 2017nin milli gelirini 2016 fiyatlarıyla tekrar hesaplamak gerekir.

      Sil
    5. Faizler enflasyondan düşük olursa yani reel faiz negatif olursa Türkiye gibi olur. Tasarruf oranlarınız yıldan yıla düşer ve finansman açısından sürekli dışa bağımlı hale gelirsiniz.

      Sil
    6. Günaydın Mahfi hocam. İşe çok erken başlamışsınız yine :) Kolay gelsin sizi seviyoruz eksik olmayın inşallah.
      Hocam Japonya'da da bu durum geçerli mi? Negatif faiz uygulamalarının sebebi enflasyonun negatif olması mı? Deflasyon. Syg.

      Sil
  15. Hocam Necip Fazıl'ı severmiydiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir nedeni vardır herhalde ?

      Sil
    2. faiz enflasyonun piçidir diyecek kadar zır cahil ve iğrenç bir insan olması yeterli değil mi? devaülasyonun değil de devaülasyonu önlemek için artırılan faizin enflasyona sebep olduğunu söyleyen zır cahil kendisi.

      Sil
  16. Hocam emeğinize sağlık. Gösterge faizin hangi devlet tahvili olduğunu nereden görebilirim ? Ayrıca
    Dolar/TL kurunu etkileyecek bir gösterge de benden; kamunun fiyat/vergi düzenlemeleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sürekli değiştiği için ben de Bloomberg HT den izliyorum.

      Sil
    2. Hocam merhaba. Çok tuhaf bir durum var. 2 yıllık tahvilin faizi 10 yıllık tahvilin faizinden yüksek. Bunun nedeni ne olabilir? Bir de biz neden uzun vadeli borclanamiyoruz gibi sorular duyuyoruz zaman zaman. Oysa hazine ihalelerine baktigimizda uzun vadeli ihalelere de çıkıldığını görüyoruz. Üstelik satışların büyük kısmı da özel kesime yapiliyor. Yani işler yolunda gözükürken neden bu tarz bir soru sorulduğunu anlayamıyorum. Bunu anlayamadigim için de bir bütün olarak faizi anlayamiyorum. Yardimci olabilirseniz çok sevinirim. Teşekkürler.

      Sil
    3. Bunun tek nedeni 10 yıllık dönemde enflasyonun düşeceği beklentisi olabilir.
      Hazine uzun vadeli borçlanabiliyor da özel sektör borçlanamıyor. Asıl üretimi, yatırımı yapan özel sektör olduğu için onun uzun vadeli borçlanması lazım.

      Sil
  17. Sayın hocam yazılarınızdan her zamanki gibi istifade etmeye devam ediyoruz, güzel bir analiz olmuş kalemize sağlık
    Enflasyon Türkiye'nin mevcut şartları altında faizin bir fonksiyonu olmadığını belirttiniz bende izninizle bu iki değişken açısından enflasyonun faizin asıl belirleyicisi olduğunu ve faizin ,enflasyonun önderliğinde hareket ettiğini şu şekilde açıklamak istiyorum ;

    Gerek mevduat sahibi gereksede yatırım yapan açısından önemli olan reel faiz olduğuna göre , reel faizi şöyle yazabiliriz;
    (1+reel faiz)=(1+net nominal faiz)/(1+enflasyon oranı)
    Mevcut faiz ve enflasyon düzeyinde enflasyonun azaldığını varsayarsak reel faiz eskisine nazaran artacaktır. Mevduat sahipleri açısından reel faizlerin artması olumlu olsada yattırım yapanlar açısından reel faizlerin artması maliyetlerin artması demektir.Bu durum altında merkez bankası yükselen reel faizi düşürmek suretiyle elindeki kısa vadeli faizleri kullanarak nominal faizlerin düşmesini sağlamaya çalışacaktır.görüldüğü üzere faiz, enflasyonun düşüşünün ardından düşmekte ve onu izlemektedir.
    Sayın hocam sizin dediğiniz gibi ekonomi alternatif maliyetler ile dolu olan bir bilimdir. Bir şeyi iyileştireyim derken başka dengeler bozulabiliyor.enflasyonu düşürmenin alternatif maliyeti de philips eğrisinin gösterdiği gibi işsizliğin artması şeklinde karşımıza çıkıyor. Enflasyonu maliyetsiz bir şekilde düşürmenin yolu ise beklentileri etkileyebilmekten geçiyor sanırım.beklentileri etkilemek ise politika yapıcıların dini gerekçelerle faizi düşman olarak görüp nerdeyse negatife yakın reel faiz vermemekten geçiyor gibi görünüyor.yoksa faize karşı düşmanca yaklaşımın etkisini 2014 Ocak ayı başında görüldüğü gibi daha yüksek bir faizle ödemek durumunda kalırız.
    Son söz;piyasa ile kavga edilmez kazanacak taraf baştan belirlidir.

    Sayın hocam enflasyon faizin fonksiyonu olmadığı yönündeki ibarenizi görünce yazmak istedim
    Saygılar

    YanıtlaSil
  18. Hocam tahvil almak yatırım mı,tasarruf mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alan için tasarruf veren için borç. Bu borç yatırıma gider genelde.

      Sil
    2. Tahvili tasarruf kalemi olarak kabul ediyoruz çünkü bu para yatırımda kullanılıyor.

      Sil
  19. Emre Temelkuran7 Ekim 2016 18:29

    Bi seslendirme eşliğinde podcast olarak dinlesek çok iyi olurdu :D okumak zor geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Temelkuran ve İnan Temelkuran'la akrabalığınız var mı?

      https://twitter.com/etemelkuran

      https://twitter.com/inantemelkuran

      Sil
  20. Burdan yeşim hocama selamlar��

    YanıtlaSil
  21. Merhaba Hocam. Küresel ekonomik krizden ABD ve AB hem para para basarken de faizleri artırarak çıkmayı denediler. Şimdi yeni bir küresel kriz patlak verirse ne yapacaklar? Qe başarısız olursa yeni ekonomi politikası ne olucak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlışınız var. Para basarken faizleri düşürdüler. Faizleri artırmak istedikleri zamanda para basmayı durdurdular.
      Yeni bir ekonomik kriz patlak verirse maliye politikasının ağırlıklı olduğu bir politika uygulanır bence.

      Sil
    2. Evet ABD de AB de bir yandan parasal genişleme yaparken bir yandan da faizleri düşürdüler. Bende adsız 22:21 ile aynı kanıdayım. Yeniden küresel kriz alevlenirse (ki oldukça fazla olasılık var) maliye politikası artık öne çıkacak diye düşünüyorum.

      Sil
    3. Benim anlamadigim su bir kuresel durgunluk durumunda ki su an yasaniyor maliye politikalaina basvurunca bu nasil olacak. Dunyada petrol ureten ulkelerin bile atik butceleri pek iyi degil dunyada ulkelerin maliyesi iyi degil bunu nasil basaracaklar para basip hazineyi finanse edip hazineden sosyal yardimlar odenekler nakdi hatta ayni yardimlar sayesinde mi olacak .

      dunyada butcelerin kotu oldugu bir donemde bu nasil olacak

      Sil
    4. bence anahtar kelime enflasyon; bolca enflasyon olursa borçlar bir anda hafifler...

      Sil
  22. Fed para basarak bankaların elindeki borç senetlerini satın aldı. Peki Fedin paralarını geri alması kaç yıl sürecek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu kimse bilmiyor. Sonuçta bunların çoğu Hazine kağıdı. Ve bu yolla Fed, dolaylı (hatta bana sorarsanız doğrudan) Hazineyi finanse etmiş oldu.

      Sil
    2. Ayni seyi AMB da mi yapiyor peki

      dolayli ama size sorarsak dogrudan euro bolgesi ulke hazinelerini finanse ediyor

      Sil
  23. Hocam,
    Her zaman ki gibi kanitlari ile beraber net bir aciklama. Anlamak isteyene tabii ki.
    Bu arada su NTV program isini iyice karistirdi. Yayinlari internete koymuyor. Yurt disindan canli izleme firsatimiz da olmuyor zaman farkindan dolayi. Ayrica, eski programin formati cok daha guzeldi. Bu yeni programda size ve servet beye fazla soz hakki verilmiyor gibi. NTV yapimcilara duyurulur.....

    YanıtlaSil
  24. üretici fiyat indeksi ülkemizde maliyet enf olduğunu göstermez mi hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üretici fiyat endeksi ülkedeki firmaların bir nevi maliyetlerini ürün satmak için hangi fiyattan harcama yaptığını gösterir. Buradaki fiyat artışı maliyetten de gelebilir talepten de ama bence maliyet daha belirleyicidir.

      Sil
    2. Üretici fiyat endeksi sürekli düşüyor. Son olarak 12 aylık bazda % 1,78 çıktı. TÜFE'nin 7- 8 aralığında olduğu bir yerde ÜFE 1,78 ise ve sürekli düşüyorsa, maliyet enflasyonunun olmadığını göstermez mi?

      Sil
    3. Hocam ÜFE ile TÜFE arasındaki fark üreticinin kar marjının düşük olduğunu asıl karın ticarette olduğunu gösterir mi?

      Sil
  25. Hocam bir kitapta tahvil fiyatı ve faiz arasındaki ters orantı şu şekilde anlatılıyor:
    Tahvilin fiyatı 100 lira faizi %10 toplam getiri 110 lira. Faiz %5'e düşerse tahvil fiyatı artar ve değeri 200 liraya yükselir diyor. Bu mantıksız değil mi? 200 liraya çıkamaz çünkü çıksa o tahvili alan 200 lira öder vade sonunda 110 lira alır. Burada bir yanlışlık olması lazım?
    Bir de böyle bir durumda tahvilin değeri 104,76'ya (110/1.05 = 104,76) yükselmesi lazım değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 TL'lik tahvili % 10 faizle 110 TL'ye aldığınızı düşünün. Yıl sonunda bu tahvili Hazineye götürüp 110 TL alacaksınız. Yıl başında 100 TL vermiştiniz yıl sonuda 110 TL alacak ve 10 TL faiz kazanmış olacaksınız.
      Şimdi tahvile çok talep olduğunu, tahvil fiyatının 100 TL den 102 TL'ye çıktığını ve sizin de elinizdeki tahvili bir başkasına 102 TL'ye sattığınızı düşünelim. Bu durumda bunu alan kişi yıl sonunda Hazineye götürdüğünde yine 110 TL alacak. Sizden alırken 102 TL vermişti demek ki kazancı 8 TL olacak. Bu durumda tahvilin faizi 10 TL yerine 8 TL'ye düşmüş oluyor.
      Özetle söylemek gerekirse tahvil fiyatıyla faizi arasında ters ilişki vardır.

      Sil
    2. Hocam sagolun bunu biliyorum kitapta gecen ornek dogru mu yanlis mi ?

      Sil
    3. Hasan Bey,
      100 lira ile %10 faiz geliri elde ederseniz 10 lira faiz geliriniz olur aynı miktarı %5 faiz oranıyla elde edebilmek için tahvilin değerinin 200 lira olması lazım

      Sil
  26. Hocam çok teşekkürler. Hem blogdaki bilgilendirici ufuk açıcı yazılarınız hem de sorularımızı cevaplandırdığınız için. Vesselam

    YanıtlaSil
  27. Hocam excel i geliştirmek lazım dimi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir ama ben bu halinden pek şikayetçi değilim.

      Sil
  28. Hocam bir ülkedeki fiyatların değişmesi ihracatımızı etkilerken, ihracatın değişmesi fiyatları etkiler mi? Mesela fiyatların düşmesi ihracatımızı artırırken, ihracatımızın azalması mesela fiyatları nasıl etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki domates üretiyor ve ihraç ediyoruz. t yılındaki üretimimiz 100 ton ve bunun 70 tonunu içeride tüketiyor 30 tonunu başka bir ülkeye ihraç ediyoruz. Diyelim ki ithal eden ülke de domates üretimini artırdı ve ithalatı 10 tona düşürdü. Bu durumda bizim içeriye satacağımız domates miktarı 70 tondan 90 tona yükselir. Eğer talepte bir artış olmazsa bu olay bizim içerideki domates fiyatının düşmesine yol açar.

      Sil
    2. Peki ithalatçının ithalatini 10 tona düşüreceginizi tahmin ederse ihracatcı,bunun üzerine 80 ton üretirse fiyatların dusmesine gerek kalmaz heralde hocam?

      Sil
    3. İç talebi karşılayacak kadar üretmiş olursa fiyatlarda degisim olmaz. Ancak ic piyasada talep fazlası üretimin olması durumunda o malı ihraç etmezse elinde fazla mal kalan firmalar fiyatı dusurerek elinden cikarmak isteyecektir.

      Sil
  29. hocam ülkeye gelen yabancı portföy yatırımları bizi borçlandırırken, doğrudan yabancı yarımlar da bizi borçlandırır mı?

    YanıtlaSil
  30. Sevgili hocam türk insanının en temel problemi ülkemizin en temel problemi diye soracak olsam hemen hemen herkes diyecektir ki eğitimsiz oluşu.
    Ben konuya farklı giriş yapacağım. Bana göre bizim problemlerimizin temelinde yatan şey genel olarak 2 yüzlü oluşumuz. Bu öyle birşey ki eğitimli kişiyi de eğitimsiz kişiyi de kapsar.
    Nasıl mı örnek vereyim. Biz faiz haramdır zihniyetine sahip bir hükümete sahibiz ama bütçede dünya kadar faiz gideri yapılmış. Ya da hükümetin ithalat rakamlarını vermek yerine sürekli ihracat rakamları üzerimden reklam yapması gibi. Diğer taraftan muhalefetin sürekli olumsuz şeyler üzerinden konuşması. Atıyorum ekonomi büyür ama yok borçlanmayla yapıldı onlar çok yanlış politikalar gözüyle bakılması.

    Bu günümüzde olan şeyler. Bunlar bize havadan gelmedi değil mi ?
    Ya atalarımız?

    Her durum için türlü türlü sözler bulmaları.

    Birini gördün eğer seviyorsan iyi insan lafının üstüne gelirmiş,yok eğer sevmiyorsa iti an çomağı hazırla. İşine gelirse gelen gideni aratır işine gelirse zararın neresinden dönülse kardır.bunun gibi yüzlerce atasözümüz var adamlar uyanık kısaca.

    Durum böyleyken en iyi okulları bitirip kültürlü olsalar ne olmasalar ne. Bu toplumun genlerinde iki yüzlülük var. Değişmesi için mutasyon gerek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkiyüzlülük dediğiniz şey genetik değildir. Kuralcı tüm toplumlarda benzeri görünen kültürel bir durumdur. Katolik ülkelerde ya da dindar görünen tüm ülkelerde durum benzer. Biz bazılarından kötü bazılarından iyiyiz sadece.

      Sil
    2. Bu anlattıklarınız da yine eğitimle ilgilidir.

      Sil
    3. Eğitim ailede başlar.

      Sil
  31. Hocam merhaba.Elbette hem ihracat hem ithalat yapan şirketler vardır. Ama dünyada ve Türkiye'de şirketlerin çoğu sadece ihracatçı veya ithalatçımıdır? Hem ithalat hem ihracat yapan firmalar %5 civarındamıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğu şirket hem ithalat hem ihracat yapar. Yani mesela bir malı üretmek için bazı içeriklerini ithal eder sonra üretimi yapar ve ihraç eder.

      Sil
  32. Bilgiler için teşekkürler hocam. Birkaç sorum olacakti cevaplarsaniz sevinirim.
    1- gösterge faiz nasıl neye göre belirleniyor?
    2- ABD verileri olumlu gelirse fed faiz arttırır deniyor. Veriler zaten iyi geliyorsa neden faiz arttirilir?
    3- önceki yazinizda verilere göre 2017 kur tahmini 3.15 hesaplanir demişsiniz. Bu hesaplamanin formülü nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Gösterge faiz piyasada en çok işlem gören devlet tahvilinin faizidir.
      2- Çünkü enflasyon doğacak ve artacak demektir onu önlemek için faiz artırılır.
      3- TL cinsi GSYH bölü Dolar cinsi GSYH. Tam olarak 3,1798 ediyor.

      Sil
  33. Hocam ABD dünyada tek bir para biriminin kullanılmasını niye istemez

    YanıtlaSil
  34. Hocam yen'in bu kadar değersiz olmasının nedeni japonyanın kötü durumu mu? Japonya politikalarında başarılı olup yükselmeye başlarsa yen tl yi geçer mi?

    YanıtlaSil
  35. Hocam Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi şu sebeple mi hazırlanır: Ülkemizde kurun düşmesi normalde ihracatımızı artırır ama bir yandan da Türkiye'de enflasyon yükselmişse bu ihracatın azalmasına neden olur. Bu durumu netleştirmek için mi Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi vardır?

    YanıtlaSil
  36. Hocam yazilarinizdan çok istifade
    ediyorum.bir soru sormak istiyorum.
    TCMB politika faizi gecelik faizi belirliyor bunu anlıyorum. Ama mesela gösterge faiz artacağı zaman hangi mekanizma hangi kurum gosterge faizi artırmış oluyor.bu dediklerim döviz kuru için de geçerli. Yani dolar şu fiyata çıktı dendiğinde doları kim söylenen düzeye yukseltmis oluyor.bu hususları çok anlamış değilim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Gösterge faiz tamamen piyasada belirleniyor. Devlet tahvil çıkarıyor birileri alıyor sonra bunu ikinci elden satıyorlar birileri alıyor böylece devam ediyor. Vadesine 2 yıl kalmış olan tahvillerden piyasada bu şekilde en fazla işlem görenin faizi gösterge faiz olarak kabul ediliyor.
      Dolar da benzer biçimde piyasada belirleniyor. Dolara ihtiyacı olanlar talep ediyor ve eğer talep artmışsa dolar kuru yükseliyor.

      Sil
  37. Hocam yazilariniz ufkumuzu açıyor teşekkür ederiz.
    Bir enflasyonun talep kökenli veya maliyet kökenli enflasyon olması çok kronik birsey midir yoksa çok kısa periyotlarda değişebilir mi? Aydan aya gibi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Eğer işin içinde kur etkisi varsa değişim daha kısa süreli oluyor. Yoksa daha uzun süreli.

      Sil
  38. Hocam ABD'de kur dolaylı kotasyon ile mi hesaplanıyor? 1 dolar=3 tl şeklinde. Bu bizim için dolaysız kotasyon.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amerikalılar dolaylı kotasyonu tercih ediyor.

      Sil
  39. Yapısal reformlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  40. Merhaba hocam mevduat faizi neye göre belirleniyor gösterge faizi ıle oranları aynı değilmidir ikinci olarak bankalar dış borçlanmayı içerde merkez bankası varken neden yaparlar ? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mevduat faizini bankalar, enflasyon, TCMB faizleri ve gösterge faizi dikkate alarak kendilerine göre belirliyor. Büyük bankalar biraz daha düşük, küçükler biraz daha yüksek faiz öneriyor.
      Gösterge faiz, piyasada işlem gören devlet tahvilleri arasında en çok işlem göreninin faizidir.
      Merkez Bankası dış borçlanma yapmıyor. Bankalar kendilerine kaynak bulmak için dış borçlanma yapıyor (yerli mevduat yeterli değil.)

      Sil
  41. Hocam yeni yazı yine müthiş Teşekkürler
    Kamu borcu faiz odemelerinde kastedilen faiz odemesi gösterge faiz üzerinden mi yapılıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Hayır. Kamu borcu genellikle tahvil ihracıyla alınıyor. Tahvilin faizi neyse ödenen de o. Genellikle bunların ortalaması alınıp ortalama faiz öyle hesaplanıyor.
      Gösterge faiz ise ikinci el piyasada en çok işlem gören devlet tahvilinin o andaki faizi. Bu, kamuyu ilgilendirmiyor kişiler arasında geçerli. Kamu, o tahvili vadesinde getirene başlangıçta önerdiği faizi ödüyor.
      Bir örnek vereyim:
      100 TL'lik tahvili % 10 faizle 110 TL'ye aldığınızı düşünün. Yıl sonunda bu tahvili Hazineye götürüp 110 TL alacaksınız. Yıl başında 100 TL vermiştiniz yıl sonunda 110 TL alacak ve 10 TL faiz kazanmış olacaksınız.
      Şimdi tahvile çok talep olduğunu, tahvil fiyatının 100 TL den 102 TL'ye çıktığını ve sizin de elinizdeki tahvili bir başkasına 102 TL'ye sattığınızı düşünelim. Bu durumda bunu alan kişi yıl sonunda Hazineye götürdüğünde yine 110 TL alacak. Sizden alırken 102 TL vermişti demek ki kazancı 8 TL olacak. Bu durumda tahvilin faizi 10 TL yerine 8 TL'ye düşmüş oluyor.
      Burada kamu yine 10 TL demiş oluyor ama tahvili götüren kişi 102 TL'ye aldığı için 8 TL faiz elde etmiş oluyor.

      Sil
    2. Mahfi hocam o halde gösterge faiz oranı tahvili çıkaran ülkenin ekonomik durumunun genel bir göstergesi diyebilir miyiz? Faizlerin yükselmesi ülke risklerinin arttıģı düşmesi ise tam tersi anlamına geliyor mu? Risklerin arttığını düşünürsem tahvili elden çıkartmak için ucuza satarım ve bu da faizin yükselmesi demek. Örneğinizdeki 100 liralık tahvili 90 liraya satarsam faiz %22 ye yükselir. Bu da ülkede işlerin iyiye gitmediğini gösterir. Tabi satmam için farklı sebepler yoksa. Doğru mu düşünüyorum?

      Sil
    3. Yukarıdaki yorumuma ilaveten faizlere ülkenin genel durum göstergesi olarak bakarsak enflasyonu göz ardı etmemiz yanlış sonuçlara götürür. Yani sırf faizi dikkate alırsak enflasyon gözetilmeden faizlerin olması gerekenden fazla suni olarak düşürülmesi orada işlerin iyi gittiği anlamına gelmemeli.

      Tahvil konusunda benim de kafam aslında devletin ödeyeceği faizin sabit olduğu halde nasıl olup da ikincil piyasada değişken olduğu konusunda karışıyor. İkincil piyasada oluşana faiz yerine GETİRİ desek nasıl olur? Getirisi yükselirse tahvilin değeri düşmüş, getirinin düşmesi halinde fiyat yükselmiş olur veya tersten okursak fiyat yükselirse devletin 100 TL lik tahvile 10 TL faiz ödemesi sabit olduğundan getiri düşer.

      Mahfi hocam bir de tahvilin ilk piyasaya çıkış fiyatı ve faizi hakkında bir karşılaştırma yapabilir miyiz? Örneğin 10 yıllık bir tahvil bugün 5. yılında ise fiyatı düşmüş mü artmış mı, artmışsa ne kadar ve neden artmış bunların karşılaştırması bize genel görünüm hakkında fikir verebilir mi?

      Hocam son olarak konu dışı ama doğrudan yatırımcıların Türkiye'deki iştirak hisselerini satışa çıkardığı gibi bir kanıya kapıldım. Bu konuda hissiyatınız ve düşünceniz nedir?

      Sabrınız ve emeğiniz için teşekkür ederim hocam saygılarımla

      Sil
    4. Bence yorumunuz doğru. Kuşkusuz bu tek gösterge değil ama önemli bir gösterge. Öte yandan gösterge faiz tümüyle piyasada belirlendiğine göre ve eğer piyasaya bir takım müdahaleler yapılmıyorsa enflasyonu zaten yansıtır. Müdahale yapılsa da bir süre sonra yine her şey normal yerine oturur.

      Sil
  42. Hocam birşeyin fiyatının piyasada belirlenmesi ne demek? Çok soyut geliyor bana somutlastiramiyorum zihnimde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oysa çok basit. Siz bir fiyat isteyerek çıkıyorsunuz piyasa başka bir fiyat veriyor ve bir yerde uzlaşıyorsunuz. Mesela bir eviniz var kiraya vermek istiyorsunuz. Diyelim ki 2 bin TL istiyorsunuz. Ama piyasadaki en yüksek öneri 1500 TL. İlk 2 ay direniyorsunuz sonra aidatları ödemekten yorulunca 1600'e razı oluyorsunuz kiralayacak olan da biraz çıkıyor ve 1600 e kiraya veriyorsunuz.

      Sil
  43. Merhaba hocam,
    faiz giderlerinin toplam giderler içindeki payının da yüksek olması gerekir. ..
    Bu cümlenize istinaden bizim İmf ye olan borçlarımız sıfırlandı.
    Diğer faiz borçlarımızı sıfırlamamız ve gidelere yansımasını nasıl sağlayabiliriz ülke olarak.
    Erol Altındağ hocamla beraberiz,sizlere çok selamları var.
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformları yaparak ve ülkeyi dış finansmana bağımlı olmaktan kurtararak. IMF borçları sıfırlandı sıfırlanmasına ama bu borçların daha fazlası özel kesim tarafından alındı.

      Sil
    2. Benden de çok selamlar

      Sil
  44. Sayin hocam guzel bir yazi olmus teşekkürler.Finansal okur yazarligin dusuk olduğu ülkemizde size buyuk ihtiyaç var.
    Sorum durmak uzere olan veya kitlenmis bir ekonomi borc ilemi yoksa yeni sektörel kaymalarlami atlatilir.Kayip yillar goze alarak bilgi temelli sistem e gecmek topluma ve sisteme kalici hasar verir mi(yapamassak ) daha kotu olur mu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Önce borç ile biraz nefes alınır ve aynı anda yapısal dönüşüme girişilir. Yalnız bu yapısal dönüşümün sana bana bize size göre seçilmesi tamamen yanlış bir yola götürür. Bu dönüşümü yapanlar ne yapıyorsa aynısını yapmak gerekir.

      Sil
  45. 1$:3tl ise 0$:2tl 'dir.

    YanıtlaSil
  46. Şu iki soruya nasıl cevap veririz (sınav sorusu değil):

    1. Günlük %1 değer kaybeden ülke para birimine rağmen borsadaki 'artışın' nedeni nedir?

    2. Bu ülkenin adı nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Borsanın ucuzlamış olması ve yabancıların buradan çok para kazanıyor olması.
      2. Türkiye

      Sil
  47. DÜNYA İKTİSATÇILAR ALEMİNİN ELEKTRO GİTARİSTİ ORDİNARYÜS PROFESÖR DOKTOR AHMET MAHFİ EĞİLMEZ'E DUYURU:

    ROGER WATERS'IN YENİ ALBÜMÜNDEN İLK "SES" GELDİ.

    1970'LERİ HATIRLAYACAKSINIZ...

    http://www.rogerwaters.com/

    http://www.brain-damage.co.uk/latest/roger-waters-new-teaser-video-concert-this-weekend-new-mercha.html

    CEVABINIZ NEDİR?

    YanıtlaSil
  48. Mahfi bey 46 yıllık esnafım, üniversite mezunu değilim, sizi 1997'de müsteşarlık istifanızdan beri okurum, izlerim.

    Çok ekonomik kriz gördüm...

    Her kriz süreci ve sonrası, ekonominin düzlüğe çıkması için hükümetin nasıl hamleler yapacağını az çok kestirebilirdik, yani kriz içinde olsak bile önümüzü görebiliyorduk.

    Ömrümde, takriben 3-4 yıldan beri gittikçe artan bir ekonomik durgunluğa şahit olmadım.

    Şu son bir yıl ise, ömrümde görmediğim ekonomik durgunluğu yaşıyoruz (diğer esnaf arkadaşlarım da aynı kanıda), "yaprak kımıldamıyor" derler ya, piyasa için bu geçerli.

    Eğer böyle giderse ve bir gün kriz patlarsa, bu kez kimin nasıl hamle yapacağını, ekonomiyi nasıl düzlüğe çıkarabileceklerini de kestiremiyoruz.

    Önceden, en buhranlı zamanlarda bile önümüzü görebiliyorduk.

    Şu son bir yıl, nasıl bir ekonomik durgunluktur ki, önümüzü göremez olduk?

    Mahfi bey, sizin görüşlerinize güvenirim, partizanlık yapmazsınız. Siz neler gözlemliyorsunuz?

    Ben de komplolara sizin gibi itibar etmem, ama sanki dünya ekonomi düzeni bir tür reform dönemine mi girmek üzere sorusunu da sormadan edemiyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakkımdaki nazik sözleriniz için teşekkür ederek başlayayım.
      Son 15 yılda hemen her konudaki bölünmeler, parçalanmalarda olduğu gibi ekonomi ya da piyasalar konusunda da çoklu bir yapı oluşmuş görünüyor. Bir bölümde işler iyi görünüyor (otomotiv mesela) bir bölümde perişan bir durum egemen (turizm mesela.) Öte yandan perakende işiyle uğraşan esnaf ciddi sıkıntıda. Bunu belli başlı köşelerde görmek mümkün: Beyoğlu, Bağdat Caddesi, Kapalıçarşı vb. Eskiden buralardaki dükkanlar için sıraya girilirken şimdi kirasını ödeyemediği için çıkan kiracılar ve yüksek kira nedeniyle boş kalan dükkanlar doldu her yerde.
      Her gittiğim yerde sizin söylediğinize benzer sıkıntılar dile getiriliyor. Ama kimse bunları yüksek sesle dile getiremiyor hep özel sohbetlerde konuşuluyor. Toplum adeta kulaktan kulağa oynar durumda.
      2017 yılı dünya için de bizim için de zor geçecek.

      Sil
    2. Beyoğlu, Bağdat Caddesi, Kapalıçarşı vb. Eskiden buralardaki dükkanlar için sıraya girilirken şimdi kirasını ödeyemediği için çıkan kiracılar ve yüksek kira nedeniyle boş kalan dükkanlar doldu her yerde

      Benim korkum bu suriyelilerin buralardaki yerleri kiralayarak yahut birlesip satin alarak bu yerlerdeki ticari hayata egemen olmalari. Bu muhitlerdeki yerlerde ticari hayata egemen oldun mu her seye egemensin basta kultur olmak uzere.Bu bedevilerin kulturunu de az cok biliyoruz.

      Sil
    3. Dukkanlar kapaniyor ama e ticaret sitelerinin cirolari her gun artiyor. Yani sadece sektorel farkliliklar yok sektor ici farkli is modellerinin de farkliligi soz konusu. Malesef artik ekonomik dokudaki degisimler eskiden oldugu gibi yavas yavas degil cok hizli oluyor.

      Bu da devletin ve milletin topyekun tedbir almasi gereken bir konudur. Ancak ekonomik gostergelere bakarken 'herkesin altindaki arabaya' 'avmlerin doluluguna' bakmak ne kadar abes ise kimi seltorlerdeki durgunluga bakmak da abes olur. Makroiktisat bosuna yok. Esnaf arkadas da endise etmesin o para size musteri olarak olmasa bile baska yolla gelecektir. Belki isinizi degistirmek zorunda kalacaksiniz ya da is yapma biciminizi ancak ama bunlari yapmasaniz bile refah seviyeniz yukselecek.

      Adsiz 20:41, 'beni pavyona dusuren senin yavsak enisten' sozlu turkulerle eglenen, dugun yapan kultur bu topraklarda yer bulduysa Suriye'lilerinki de bulur korkmayin.

      Sil
  49. Uzayda enflasyon var mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzayda alış veriş var mı? Varsa enflasyon da vardır.

      Sil
  50. Hocam iddaa oynuyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir aralar oynamışlığım var. 2 - 3 yıldır oynamadım.

      Sil
  51. Merhaba hocam,
    Önce Yavuz Sultan Selim Köprüsü (3USD+KDV) şimdi de Avrasya Tüneli (4USD+KDV) ücretlerinin Türk Lirası olarak değilde dolar olarak açıklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce bu tür bir fiyatlandırmanın yanlış olduğunu, bunun para ikamesine yol açtığını ve gerekirse her gün fiyatının belirlenmesi yoluna gidilmesi ama mutlaka TL bazlı olması gerektiğini yazmıştım.

      Sil
  52. Hocam keşke Boğaziçi'nde ders verseniz, yaz okulunda mesela!

    YanıtlaSil
  53. Siyasi amaçlı sormuyorum. Bürokratik mekanizma anlamında soruyorum:

    1) TCMB başkanı ve para politikası kurulu üyeleri, devlet memuru mu? (Hükümet değil, "devlet" diye yazdım, dikkatinizi çekerim. Yani bir "öğretmen" statüsü ile aynı mı?)

    2) TCMB'nin iç işleyişi, denetime açık mı? Denetlemeye açıksa, hangi kurum(lar) TCMB'yi denetleyebilir?

    3) PPK üyelerinin aldığı kararların, yanlışlığını, doğruluğunu sormak mümkün mü? "Yanlış karar almak" diye bir şey var mı? Eğer varsa, uyarıyı hangi kurum(lar) yapar? Düzeltmeye, hangi kurum(lar) yetkilidir?

    4) Dünyadaki merkez bankaları arasında, hukuki soruşturmaya uğramış bir merkez bankası, veya merkez bankası başkanı/üyesi var mı? Denetleme işini, hangi kurum(lar) yapıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1) TCMB anonim şirket statüsündedir. Çalışanları devlet memuru değil kamu görevlisi olarak kabul edilir.
      2) Madde 42- (25/4/2001 tarihli ve 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen şekli)
      Başbakan, Bankanın işlem ve hesaplarını denetlettirebilir. Başbakanlık bu hususta
      her türlü bilgiyi Bankadan isteyebilir.
      3) Böyle bir durum söz konusu değil. Ancak kasıtlı vb davranış olursa söz konusu olabilir.
      4) Geçmişte bizim MB'da soruşturma yapıldı. Başbakan, şimdi artık olmayan, Maliye Müfettişlerini görevlendirmişti. Şimdi böyle bir şey olursa sanırım Başbakanlık Müfettişlerini görevlendirir.

      Sil
    2. Devletin memuru dediginiz hukumetin memuru olmuyor mu? Bu bakis acinizi degistirirsiniz umarim. Turkiye Cumhuriyeti'ndeki her memur TC Hukuketinin emrindedir. Begenmiyorsa istifa eder kendi ideolojisindeki insanlarin emrinde calisir.

      Devletin memuru hukumetin memuru sacmaligi mantiken bir sey ifade etmiyor ama ulke yonetimine cebren mudahale etmek isteyenlerin ekmegine yag suruyor. Bir fabrikada Yonetim Kurulu'nun iscisi degil Genel Mudurun iscisi diye bir sacmalik duydumuz mu hayatinizda hic?

      Sil
    3. Devletin memuru hükümetin memuru olmaz. Devlet fabrika değildir. Bu karşılaştırma yanlıştır. Fabrika kâr eder, devlet kâr etmez. Devlet vergi alır, fabrika vergi almaz. Memur ise devletin memurudur. Yasalarla kendisine çizilen görevi yapar. Yasaya aykırı emri yapmama hakkı vardır. Kanunun adı da zaten devlet memurları kanunudur, hükümet memurları kanunu değil.
      Günümüzde bu kavramlar birbirine karıştırıldığı için zaten içinden çıkılmaz bir duruma girildi.

      Sil
    4. Soylediklerinize katiliyorum ancak siz ornege yanlis acidan baktiniz.

      Yonetim Kurulu'nun iscisi, Genel Mudur'un iscisi olmamasinin sebebi, aynen devlette oldugu gibi Genel Mudur'un mesruiyetini Yonetim Kurulu'ndan almasidir. Hukumet de mesruiyetini kanunlardan alir. Memurlar da mesruiyetini hukumetten alirlar.

      Memurlar yasalarla kendisine cizilen gorevleri yapar. Zaten bu gorevlerin basinda amirlerinin verdigi emirleri/gorevleri yerine getirmek vardir, bu noktada farkli bir sey soylemiyoruz.

      Devlette burokratlik yaptiniz, bir memurun 'ben devletin memuruyum, siz iktidarin mustesarisiniz ben sizi tanimiyorum' deme luksu olabilir miydi? Ya da bir mustesarin 'ben devletin mustesariyim, siz hukumetin bakanisiniz sizi tanimiyorum' demesi. Kanunsuz emir mevzusu bambaska bir mevzudur, savcilarin ve mufettislerin ilgi alanidir.

      Soylediginiz dogru, birileri surekli bu kavramlari birbirini karistirip, anarsi pesinde kosuyor. Yok iktidarin valisi, devletin valisi; yok iktidarin memuru, devletin memuru. Bi memur hem iktidarin, hem devletin memurudur. Bunda gocunacak ne var anlamak mumkun degil. Milletin alin terinden gelen vergi ile karnini doyururken rahatsiz olmayacaksin, ama ayni milletin begendigini ve onayladigini sen begenemeyeceksin. Garip bir bakis acisi.

      Sil
  54. Hocam iyi günler,
    Maliye son sınıf öğrencisiyim ve tez yazmam gerekiyor.Kaynakları geniş,anlaşılması kolay ve geniş bir konu önerebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küresel Krizde para politikası niçin maliye politikasına tercih edildi. Karşılaştırmalı bir tez yazılabilir.

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim hocam :)

      Sil
  55. Hocam baklava sever misiniz?

    YanıtlaSil
  56. Hocam Aziz Sancar iktisatçı olsaydı Nobel'i yine alır mıydı?

    YanıtlaSil
  57. Hocam ben baytar olmak istiyorum ne tavsiye edersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukuk çalışın. Her meslekte işinize yarar.

      Sil
    2. Hocam kendisine yakışır şekilde güzel bir tavsiyede bulunmuş. Bir tavsiye de benden: El temizliğine dikkat et.

      Sil
  58. Mahfi Hocam ikizinizi buldum sanırım size ne kadar benziyor.

    https://pbs.twimg.com/media/CuM8lo7WAAAFNhN.jpg

    YanıtlaSil
  59. şu anki merkez bankasının ,diger kurumlar gibi tamamen hükümetin güdümünde hareket ettigini düşünüyorum.ve enflasyon yükselsede faizi tayyip erdoganın işaret ettigi yere getirecigine adım gibi eminim.güç şarhoşlugu içinde bize bir şey olmaz mantıgındalar.bu mantık bizi bir gün adımın şükrü oldugunu bildigim gibi başımızı büyük belalara sokacagınıda eminim.hükümet bir korku devleti yarattı.bu yüzden kimse sesini çıkartamıyor.tam aksine herkes hükümeti övmeye,yalakalık yapmaya ve bir yerlere gelmeye çalışıyor.devlette liyakat ve bilgi göz önüne alınmıyor,tam aksine bizim adam olsun makamının adamı olmasın sorun yok kafasındalar.toplumda bu olanlara ses çıkarmıyorsa bizide iyi günler beklemiyor demektir.burda defalarca dedigim gibi enflasyon ve işsizlik rakamlarınada inanmıyorum ve yanlış oldugunu düşünüyorum.benim çarşıda pazarda gördügüm enflasyon hükümetin açıkladıgı rakamlarla kesinlikle uyuşmuyor.keza işsizlik rakamlarıda öyle.eften püften bir işte çalışana iş güç sahibi diyorlar.bu adam nasıl evlenecek ,bu adama bu işiyle kim kız verir düşünen yok.varsa yoksa evlenin beş çocuk yapın cahil kalsın okumasın sorun yok,bize seçmen yetiştirin sorgulamayın ,düşünmeyin mantıgı var.zaten bunların kafasınıda yine bunlara yakın bir profösör çok güzel ifade etmişti.şöyle demişti.ben cahil adamın ferasatine,sagduyusuna güvenirim.okumuş adama asla güvenmem,okumuş adam tehlikeli adamdır.bu söz uzun zaman sonra atasözü olursa hiç şaşırmam.zaten böyle ipe sapa gelmez bir sürüde atasözümüzde çoktur.sayın hocam sizin gibi adamlarda politikadan kaçıp uzaklaştıgı sürecede bu cahil adamlara mahkumuz.bu hükümet kaldıgı sürecede bizleri iyi günler beklemiyor.ŞÜKRÜ SERT

    YanıtlaSil
  60. Hocam bu sabah özel bir bankanin müfettiş yardimciligi sinavina girdim, kompozisyonu yazilariniz sayesinde yazdim, iyi ki varsınız:)

    YanıtlaSil
  61. Hocam emeginize saglik. Size iki sorum olacak izninizle:
    1. Turkiye'de neden kimse araci kurumlardan bahsetmiyor? Cunku, bence, enflasyonun yukselmesine ve tarim sektorunun gunden gune erimesine neden olan yegane sorundur.
    2. Saticilarin urunleri alis fiyatlamasini belirtme zorunlulugu tuketici tercihlerini ve dolayisiyla TUFE yi nasil etkiler sizce?

    YanıtlaSil
  62. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  63. hocam, faizin enflasyon üzerinde belli bir etkisi olduğu gerçektir. ancak hocam yanılmıyorsam bizim gibi üretimi ihracatı çok yüksek oranda ithalata ve dolayısıyla da başta dolar olmak üzere dövize bağımlı olan bir iktisatta kurların enflasyon üzerindeki etkisi net şekilde faizden daha yüksek değil midir?. 2- hocam, t.c.m.b , faizleri adım adım indiriyor peki bu zamanla emisyon genişlemesine ve bu da ileride döviz kurlarında yükselişe ve yine yeniden yüksek enflasyona sebep olmaz mı?. hatta bununla beraber yeniden üstelik de sert biçimde faizlerin yükselişine neden olmaz mı hocam?. saygılar....

    YanıtlaSil
  64. sayın eğilmez, milli ekonomi modeli ne derece uygulanabilir sizce?. küreselleşme zihniyeti yıkılmadan uygulamaz gibi geliyor bana!. ne dersiniz sayın eğilmez?. iyi günler diler, çalışmalarınızda başarılarınızın devamını dilerim.

    YanıtlaSil
  65. Çok teşekkürler hocam yazınız için gecelik borç faizini değiştirerek ekonomiye yön vermenin sanıldığı kadar kolay olmadığını çok öz bir yazıyla anlatmışsınız.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  66. Hocam merhabalar,

    Ben bir üniversitede şu an doktora eğitimini tamamlamaya çalışıyorum. Hazırladığım ödev konularından birisi sizin bu yazınızdaki konu ile ilgili. Yaptığımız çalışmada enflasyon ile faiz arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi çıkıyor. Gösterge faiz olarak belirlene faiz oranları nominal değeri üzerinden giriyor sanırım. Reel faizle de enflasyon ilişkisine bakarak ikisi arasında karşılaştırma yapmak sizce anlamlı mıdır? Böyle bir çalışmada sizin önerebileceğiniz bir yol var mıdır? Bir de bu çalışmada döviz kurlarını da hesaplamaya dahil ederek çalışmayı yapmayı düşünüyorum. Düşünce olarak bir hata var mı diye size sormak istedim. Şimdiden çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?