Üçüz Açık Çıktı Meydana

Bir ekonomide dengeyi şu denklemle gösteriyoruz:

(S – I) + (T – G) = (X – M) ya da
(S – I) + (T – G) - (X – M) = 0

S tasarrufları, I yatırımları, T kamu gelirlerini, G kamu giderlerini X ihracatı, M de ithalatı gösteriyor.

Bu denklemde:
(S – I) özel kesimin dengesini,
(T – G) kamu kesimi dengesini (kabaca bütçe dengesini),
(X – M) de cari dengeyi gösteriyor.

Özetle denklemin sol yanı ekonominin iç dengesini, sağ yanı da dış dengesini veriyor. Denkleme göre bir ekonomide iç denge dış dengeye eşit olmak zorunda.

Bir ekonomide bu dengelerin üçü de açık veriyorsa ekonomi üçüz açık, ikisi açık veriyorsa ikiz açık sorunuyla karşı karşıya demektir.

 (T – G) ve (X – M) sürekli (aylık olarak) ölçmeye konu olduğu buna karşılık (S – I) bu kadar sık ölçülemediği için gözler daha çok (T – G) ve (X – M) dengeleri üzerinde olur. Yani bütçe açığı ve cari açık söz konusuysa ikiz açıktan söz edilir.

Türkiye genel olarak üçüz açık veren bir ekonomi konumunda olmasına karşılık bu yılın ilk 8 ayında bütçe açığı vermediği için ikiz açık verdi. İlk sekiz ayda durum şöyleydi:

(S – I) + (T – G) = (X – M)   
(- 75) + (5) = (- 70)

Buna göre ilk sekiz ayda Türkiye ekonomisinde özel kesim dengesi ve cari denge açık veriyor, bütçe dengesi ise fazla veriyordu. Yani ikiz açık söz konusuydu.

Eylül ayında durum değişti. Eylül ayı itibariyle Türkiye’nin bütçe dengesi aylık olarak 16,9 milyar TL, 9 aylık birikimli olarak da 12 milyar TL açık verirken, cari açığı da (tahmini olarak) 25 milyar Dolara (75 milyar TL) yükseldi. Şimdi bu sayıları yerlerine koyalım:

(S – I) + (T – G) = (X – M)               
(-63 )  + (- 12,0) = (- 75)

Buna göre ilk dokuz ayın sonuna Türkiye yeniden üçüz açıklı ekonomik görünümüne geri dönmüş bulunuyor.

Yapısal reform çerçevesindeki en önemli meselelerden birisi ikiz açıkları dengeye getirmek ya da en azından sıfıra yaklaştırmaktır. Bunu yapamadığımız sürece ekonominin geleceği ya Fed’e ya Dolar Endeksine veya AMB’nin parasal genişlemesine ya da hepsine birden endeksli kalmaya devam edecektir.  

Yorumlar

  1. Beklenen acik yazisi dizisi geldi. Bu acik olayi bir nevi kriz habercisi midir. Oncu gostergemidir oncu deprem midir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu diyemeyiz ama finansal kırılganlık taşıyan bir ekonomi için iyi bir haber olmadığı kesindir.

      Sil
    2. Gecen seneye oranla neredeyse 2 milyar tl daha az acik var. Kriz olsa gecen sene olurdu.

      Sil
  2. Teşekkürler hocam yazı için. Size çok önemli bir sorum var: DEVLET KURUMLARININ sınav için başvuru ücreti olarak aldığı 150! TL'nin bütçeye, câri açığa, ve enflasyona etkisi nedir!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KPSS 2 MILYON × 150 TL . Devlet bunu bile firsata ceviriyor .

      Sil
  3. Kredi notu düşüşüne işaret eder bu durum.

    YanıtlaSil
  4. hocam öncelikle 2 sorum olucak. 1-)resmi rezerv işlemlerinin bu derece açık vermesi tl nin kur karşısında sert düşüşlere neden olup finansal piyasaların bozukluğuna neden olacağından ekonominin büyük bir zarara uğrayacağını düşünüyor musunuz ?
    2-) sizce bunlar için Nasıl bir reform çerçevesinde hareket edilmeli ve bütçe açığının 8 ayda fazla vermesine karşılık son 1 ayda bu kadar açık vermesinin nedeni nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Eğer açıklar büyürse evet.
      (2) Bütçede genişleme başladı.

      Sil
  5. Hocam eylül ayı bütçe açığı 16.9 milyar tl mi , milyon tl mi. Yazı için teşekkürler

    YanıtlaSil
  6. Maastricht kriterlerinden hicbirini yakalayamiyoruz simdilik haksiz miyim hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütçe açığında yakalıyoruz (Maastricht Kriteri % 3'ün altı, bizde % 1,5)
      Kamu borç yükünde de yakalıyoruz (Maastricht kriteri % 60'ın altı, bizde % 35.)
      Enflasyonda yakalıyamıyoruz (Maastricht kriteri % 1- 2, bizde % 7,5 - 8)
      Faizde yakalıyamıyoruz (Maastricht Kriteri % 1 - 2, bizde % 8,8)

      Sil
    2. Euroya geciste nicin maastrictrict kriterleri ciddiye alinmadi. Bence maastrict kriterleri son derece onemli bir cipa cok da makul bir kriterler. yUNANISTAN italya ispanya 2002 oncesi maastricti karsiliyabiliryorlarlar miydi

      Sil
    3. Alındı. O zaman tutturuyorlardı. Sonradan tutturamaz oldular.

      Sil
  7. Hocam 1) TCMB'nin faizleri sabit tutmasi kararini nasıl yorumluyorsunuz?
    2) iktisat anabilim dalı ile iktisadin diğer dallari arasında ne gibi farklar avantajlar vardir akademide hangisi daha rağbet görür?
    Hem cevaplar için hem ekonomiyi daha iyi anlamaya yardımcı yazılarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Doğru buluyorum.
      (2) İktisat ana bilim dalı en çok itibar gören daldır. Teorik çalışma yapacaksanız anabilim dalı iyidir.
      Teşekkürler.

      Sil
  8. Hocam merhaba.
    Sizinki gibi makro verileri bir tablo haline getirdim. Dikkatimi çeken en belirgin kalemlerden biri kamu ve özel sektörün dış borç stoğunun milli gelire oranı dolar bazında 2010'dan 2016'ya %40'dan %58'e artmış. Ödemeler dengesinde finansman tarafında ise portföy yatırımları 73 milyar TL'den 40 milyar TL'ye ve 2015'te de 11 milyar TL'ye gerilemiş fakat son iki yıldır yüksek düzeyde net hata noksan kalemi ile kaynağı belirsiz bir giriş mevcut. Gerçekten de bu kaynak belirsiz mi? Sizin değerli yorumlarınız nedir bu kalemle ilgili?
    Şimdiden çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tespitler.
      Net hata ve noksan kalemi için birçok kez MB'ye açıklama çağrısı yaptım. Onlar da açıkladılar. Son yaptıkları açıklamayla ilgili yazdığım yazı burada:
      http://www.mahfiegilmez.com/2016/01/net-hata-ve-noksann-kaynaklar.html

      Sil
  9. Hocam bu tablodan yatırımların düştüğünü, buna karşılık kamunun açık vererek genişletici etki yaratmak istediğini söyleyebilir miyiz? Zira başbakan OVP sunumunda bütçe açığını bilerek vereceğiz dedi.
    2. TR de ikiz açık zaten yapısal, bu durumda üçüz açık sürdürülebilir mi ?
    3. TCMB'nin dusuk faiz politikası bu sureci olumsuz manada daha da koruklemiyor mu ?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Kesinlikle çıkar.
      (2) Sürdürülemiyor. Bunu geçmişte çok yaşadık.
      (3) Bence körüklüyor. Olumsuzluğu artırıyor.

      Sil
  10. Hocam merhabalar elinizdeki bu mevcut verilerle bize "grafiksel olarak bir ıs-lm-bp" modeli çizebilir misiniz görsel olarak, şimdiden çok teşekkür ederim. Biz hep dengede gördük ama farzı misal bp'nin altında dengemiz ama bp eğimimiz nasıl mesela?? En basitinden..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu verilerle o grafik çizilmez. Daha fazla ve farklı veriye ihtiyaç var.

      Sil
  11. Hocam Özel kesim tasarruf yatırım oranının -28.4 den -13 milyara yükselmesinin sebebi nedir? Yatırımlarda büyük bir azalma mı var?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yatırımlar % 19'dan 17'ye gerilemiş görünüyor.

      Sil
  12. Bu tabloya göre kamu yani hükümet özel sektör açığının neredeyse yarıdan fazlasını kapatarak kamuyu borçlandırmış yorumu çok mu fantastik olur? Rakamlar sanki kamunun özel sektörden birilerine olan borcunu ödemiş gibi duruyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam bu sonuç çıkmaz. Ama yine de bu da söz konusu.

      Sil
  13. Hocam piyasaların fiyatlamasi ne demektir?
    Mesela 'küresel piyasalar Münazarayi fiyatladi' haberi vardı geçenlerde.(Trump ile Clinton arasındaki munazara)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz kurundaki hareketler başka şeylerin yanında ileride ortya çıkması beklenen gelişmelere yönelik tahminleri de içerir. Örneğin Fed'in Aralık ayında faiz artışı yapacağı tahmini yaygınsa o zaman piyasa aktörleri doların değerleneceğini düşünerek şimdiden dolar almaya başlarlar. Bu da doları yukarı iter. Buna piyasa fiyatlaması deniyor.
      Trump ile Clinton arasındaki münazarada Clinton önde çıkınca Clinton'un kazanmasını tahmin eden piyasa dolara talebini artırıyor ve buna piyasanın münazarayı fiyatlaması deniyor.

      Sil
  14. Hocam bir ayda bu kadar fazla acik neden olur? Sanki halı altında biriken kirler ortaya çıkmış gibi geldi.

    YanıtlaSil
  15. hocam istanbulda akm sizce yıkılmalı mı ; yıkılırsa ne yapılmasını önerirsiniz.. ismi sizce ne olmalı . saygılar efendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben AKM'nin mimarisini beğenmiyorum. Oraya dünya çapında bir yarışma açılarak bir opera-tiyatro binası yapılacaksa AKM'nin yıkılmasından yanayım. Ama biliyorum ki niyet o değil. Niyet onu yıkıp oraya başka bir şey yapmak. O nedenle AKM binasının yıkılmasına karşıyım.

      Sil
    2. teşekkürler

      Sil
    3. Hislerle hareket etmek ne kadar bilimsel. Gelecegi de gorebiliyor musunuz?

      Sil
    4. Göremiyorum ama geçmişteki hal ve harekete bakarak gelecekte neler olabileceğini tahmin etmeye çalışıyorum.
      Bu arada AKM yılır da yerine yeni bir kültür merkezi yapılırsa adı yine AKM olmalı.

      Sil
    5. Mesela var mi gecmiste gordugunuz bir hal veya hareket buna benzer?

      Sil
    6. Var. Bir örneği burada:
      http://srfdn.blogspot.com.tr/2013/06/mevlana-meydannda-vatandas-agac-aryor.html

      Sil
    7. Var. Bir örneği burada:
      http://srfdn.blogspot.com.tr/2013/06/mevlana-meydannda-vatandas-agac-aryor.html

      Sil
    8. Ama aksi yonde de ornek var. Mesela Emek Sinemasi'nda bazi kesimlerde bir morarma soz konusuydu.

      Sil
    9. Ustelik verdiginiz ornek cok zayif. Yesile dokunmamak surekli vaad edildigi halde AKP doneminde Turkiye'nin yesilinin azaldigina dair bir dataniz varsa ve onu gosterebilirseniz olur. Simdilik Adsiz arakadasa cevap verememis bulunuyorsunuz. Daha iyisini yapabilirsiniz (belki).

      Sil
    10. Yüz,ikiyüz hatta bin yıllık ağaçları kesip yerlerine yüksek rantlı yapılar yapıp o ağaçların yerlerine bir metre boyundaki fidanları dağ başlarına, otoban kenarlarına dikip sonra da "ya biz işte şu kadar milyar ağaç diktik" denilen bir ülke burası. Pek çok örneği var. Çok küçük bir araştırma ile doğrulanabilir Mahfi hocanın iddiası.

      Sil
    11. Örnek arayan arkadaşımıza.Turizim adına..Hem iç turizim hem dış turizim...Koşarak gidilmek istenecek şehirlerimizi saymaya kalksak nelerle karşılaşırız.Anadoluda Sosyo-kültürel olarak çekim oluşturabilecek hangi evrensel kriterleri yakaladık.Anadoluda güneş battıktan sonra çocuklarımızın güvenle dolaşabileceği..parklarında kız erkek ayrımı olmadan oturabileceği kaçta Şehrimiz var.Tehlikeli bir yazı...Yüzleşmekten kaçınan..sorgulamaktan kaçınan..Hurafelerle ne hale geldiğini bilmeyen insanımız Cumhuriyet mirasını örseleyip..birde örnek istiyor.Dürüstlük..özellikle kendine karşı dürüstlük garip birşey.Herkesi tenzi ederim.

      Sil
    12. http://gazetekit.com/wp-content/uploads/frontend/2016/05/541409_cover.jpeg

      Şimdi şu resimde gördüğünüz Gezi Parkı'nın devamında yer alan tüm binalar sağ iktidarlar zamanında yapılmıştır . (Gezi Parkı İnönü Stadına kadar devam edecek idi! Maçka Parkı halen duruyor.)
      Hilton İstanbul ile başalmıştır,Sheraton (Ceylan) Divan (Divan Otelinden Radyo Evine kadar yapılan apartmanlardan biri Divan Oteline çevrilmiştir).Hyatt Regency Oteli,Tekfen Residence,Radyo Evi, Orduevi Kulesi,Harbiye Orduevi,Askeri Müze .... yoruldum !!!!

      http://www.atlasdergisi.com/kesfet/kultur/gezi-parkinin-gecmisi.html
      http://www.milliyet.com.tr/-gezi-parki-taksim-den-macka-ya-magazin-1735015/

      Sil
    13. Benim verdiğim örnek bir partiyi ya da bir dönemi hedef alarak verilmiş değil. Kim olursa olsun bizim tarihe, yeşile, kültüre, eskiye vb yaklaşımımızda genel bir saygısızlık var. O nedenle AKM nin yerine yapılacak kültür merkezinin uluslararası bir yarışmayla belirlenmesi gerektiğini söylüyorum. Bence AKM çok kötü bir mimari. Ama onu yıkıp daha kötüsünü yapmayacağımızın garantisi yok. Çünkü her dönemde bunun çeşitli örneklerini verdik.

      Sil
    14. Bugünkü yönetim anlayışının canlı sonucu :

      Hem turizmin içine et,hem ne işe yaradığı belli olmayan ve sonu gelmeyen restorasyonlar yap!

      http://www.ulke.com.tr/ekonomi/haber/709636-ataturkun-lokantasi-pandeli-restoran-da-kapandi
      http://www.turizmdebusabah.com/haberler/misir-carsisindaki-115-yillik-restoran-kapandi-81659.html

      Sil
  16. Hocam MB nin faizlerde sadelesmeye gitmesinin muhtemel neticeleri nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek faize geçerek daha kolay ve basit bir uygulamaya geçmek.

      Sil
  17. Sayın hocam;

    X-M'ye Cari açık demek yerine dış ticaret açığı demek daha doğru bir ifade olmaz mı ?
    evet X-M arasındaki fark cari açığın bir sebebi ama tek sebebi değil. hizmet sektörü de, faizler de, ücretler de veya diğer transfer gelirlerindeki değişkenler de cari açık kapsamına giriyor. Teşekkürler, Olcay :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bu denklem oldukça eski bir denklem ve o dönemde mal ticareti dışında hizmet alış verişi, turizm vb bu kadar yaygın değildi. Oysa bugün bu işler çok arttı. O nedenle bugünün dünyasında X - M'i cari açık olarak almak daha doğru.

      Sil
    2. Bende bugünün Dünyasında mal ticareti dışında diğer değişkenlerinde artmış olmasından ötürü X-M'ye dış ticaret açığı denmesinin sanki daha uygun olacağını dile getirmeye çalışmıştım. Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama aydınlatırsanız sevinirim.

      Sil
    3. Dışticaret açığı bir ülkenin dış dengesini tam olarak göstermez. Çünkü mal ticareti dışında da bir sürü dövizli alış veriş yapılıyor. O nedenle cari denge dış ekonomik dengeyi daha doğru temsil ediyor.

      Sil
  18. Hocam bazı ekonomi yazarları geçmiş yıllara göre hem oran hem miktar olarak cok fazla vergi toplanmasına karşın kamu yatırımlarının azaldığını ve YİD ile yapılan kamu hizmetlerinin pahalılaştığı eleştirisinde bulunuyor katılırmısınız

    YanıtlaSil
  19. Hocam Merkez Bankasının resmi rezervlerinin 122 milyar olduğunu düşünürsek.bunun 70 milyar lirasının önümüzdeki kısa dönemde ödenmesi gereken borçlar için rezerv olduğu.geri kalan 50 milyar liranın merkez Bankasının serbestçe kullanabileceği rezerv miktarı olduğunu söylemek doğrumu. Tabi ki eylül 2016 için. Rakkamları yaklaşık olarak veriyorum.
    Doğru rakkamlar nelerdir yakınınızda ise söylermisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. lira degil dolar olacak

      Sil
    2. MB'nın net rezervi hakkında resmi bir veri yok.

      Sil
    3. Analitik bilancodan elde edilen bir net rezerv var hocam dis varliklar-toplam doviz yukumluluklerini o gunku doviz kuru ile bolersek net rezerv elde edilir diye biliyorum 20 ekim 2016 itibariyle yaklasik 31 milyar $ net rezervi var MB nin.

      Sil
    4. Doğru biliyorsunuz ama bu konu tartışmalı.

      Sil
    5. Bir yazinizda bu konuyu detayli olarak yazarsaniz sevinirim hocam altinda bu rezerve dahil sanirim onu mu kastediyorsunuz

      Sil
  20. Konjonktürel bir durum, 2017 yılında dış ticaret fazlası verme ihtimali çok yüksek. Hem AB hem de ABD süratle toparlanacaklar ve ihracatımıza özellikle AB tarafından önemli katkı gelecektir. Tedbirlerin alındığını biliyoruz, hükümet açıklamaları hep bu yönde.

    YanıtlaSil
  21. Burda yatırım derken içinde tüketimi de barındırıyor mu sonuçta tasarruf etmediğimiz şey bizjm tuketimimizdir ? Emekleriniz için çok teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. AD hem tüketimi hem yatırımı kapsar.
      Teşekkürler

      Sil
  22. Hocam rakıcımısınız,şarapçımı,biracımı,viskicimi,votkacımı. Hangisini daha çok seversiniz.

    YanıtlaSil
  23. Hocam merhaba. Hükümet yeni bütçe politikasında kamu yatırımları ile tüketimi artırmayı düşünüyor, maaşları pek artırmayı düşünmüyor . Burada hükümet sadece altyapı yatırımına ağırlık verecek galiba vs. eğitim,ulaşım. Ama bunlar ekonomide talebi uyandıracak yatırımlar mı yani talep artar mı bu yatırımlar sonucunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu sene normalde 0.038-0.041 civarlarında gezen asgari ücretin (dolar bazlı) kişi başına düşen milli gelire bölümü yaklaşık 0.45 falan çıkabilir; yani maaşlara ek zam yapmak için bir neden yok zaten tarihin en iyi asgari ücreti alınıyor milyonlarca kişide daha refahlı diye düşünülebilir...

      Sil
    2. Altyapı yatırımları talebi artırır.

      Sil
  24. HOCAM SİZE YALVARIYORUZ:

    LÜTFEN SİTENİZE REKLAM ALMAYIN!

    SOKAKTA ADIM BAŞI REKLAM,
    CEP TELEFONLARINA SMS REKLAM BOMBARDIMANLARI DEVAM EDİYOR,
    TV YAYINLARI REKLAM,
    SPOR İLE İLGİLİ REKLAM,
    ELEKTRONİK CİHAZ REKLAMLARI,
    BANKA VE KREDİ REKLAMLARI,
    GİYİM KUŞAM REKLAMLARI,
    BANYO-ŞAMPUAN-SABUN-DETERJAN REKLAMLARI,
    OTOMOBİL REKLAMLARI,
    KONUT-EMLAK REKLAMLARI,
    SAY SAY BİTMEZ!

    BU SİTEDE:
    SADECE SİZİN YAZILARINIZI,
    YORUMCULARIN YAZDIKLARINI,
    SİZİN BU YORUMLARA VERDİĞİNİZ YANITLARI,
    OKUMAK İSTİYORUZ.

    DAHA FAZLASINI VE EKSİĞİNİ BEKLEMİYORUZ.

    HEM 'MAHFİ EĞİLMEZ' İSMİ BAŞLIBAŞINA BİR REKLAM DEĞİL Mİ? REKLAMA İHTİYAÇ DUYACAĞINIZI SANMIYORUZ.

    LÜTFEN HOCAM,
    SİTENİZE REKLAM ALMAYIN!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye,hoca da kazanmasın mı, o kadar saatini ayırıyor, sizde birkaç reklamı çok görmeyin

      Sil
    2. Bu bloğu kazanç elde etmek için düşünmedim. Sonrasında da düşüncem değişmedi.
      Şimdiye kadar birçok reklam ve sponsorluk teklifi oldu ama kabul etmedim.
      Bu blog böyle kalsın.

      Sil
  25. Hocam bir film önerin de izleyelim.

    YanıtlaSil
  26. Hocam faiz lobisi söylemini geçmişte çiller ve ecevit de tekrarlıyormuş. Ben sadece erdoğana özgü zannediyordum. Yurtdışında başka ülkelerde de bu söylem var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet eski bir söylemdir. Başka bir yerde rastlamadım.

      Sil
  27. Hocam kur artışı özel sektörün borcunu yükseltirken, özel sektörün borcunun yükselmesi vadesi geldiğinde döviz talebini artırıp kuru tekrar artırabilir mi? Yani zincirleme bir etki mi vardır burada?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ödeyemezlerse arttırmaz :), hocam bu özel sektör bir şeyler karşılığında borçlanmıyor mu? borcu verenler bunlar iflas ederse kazığı yemiş olurlar birden azalır borcumuz falan değil mi ?... :)

      Sil
    2. Hazine garanisi var

      Sil
    3. Zincirleme kazık olur:)

      Sil
    4. Hazine garantisi sadece yap işlet devret projeleri için var. Özel sektörün kendi borçlanmalarında garanti yok.

      Sil
  28. Siz ne büyük adamsınız Mahfi Hocam. Antik çağlarda yaşamış olsaydınız adınız socratesin platon'un Aristo'nun yanına yazılırdı:)

    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok artık. Estağfurullah.

      Sil
    2. İktisat meraklısı bir makine mühendisi olarak düşüncem : iktisat biliminin spartaküsüdür hocamız. Sadeliği, anlatım berraklığı ve mütevaziliği eski zamanlardan kalmış bir halk ozanını andırır. Otlardan geçilmeyen ülkemizde nadir bir orkide gibi..

      Sil
    3. Zaman makinasiyla o devre donebilseydiniz belki olurdu. Cunku bugunku tahsilli insana gore bu adamlar cahildir.
      Sahi boyle bir sey olsa, yani o devire yollansaniz, hangi meslegi icra ederek hayatta tutunabilirdiniz? Eski Yunan'da? Osmanli'da? Ben hep dusunuyorum ve, o zamanki insandan bunca teorik ustunlugume ragmen, bilgisayarsiz ve internetsiz pek bir ise yaramadigim sonucuna vararak kahroluyorum. Isin kotusu bilgisayari sifirdan icat edecek kadar fizik ve elektronikten de anlamiyorum.

      Sil
    4. Dönemsel farklılıklardan ziyade bahsedilen insanların kendi dönemlerine göre farklılıklarına bakmalıyız. Öğrenmekten yılmayan, bilimsel bakış açısından ayrılmayan insanlar yeterli fırsatı buldukları zaman her dönemde öne çıkarlar. Bugün sahip olduğumuz teknolojik üstünlüklerin çoğunda emeği bulunan insanlardaki en önemli özelliklerin Mahfi hocamız gibi insanlarda da var olduğunu düşünmek sadece kişisel bir tercih değil eğer bu yönden bakarsak.

      Sil
  29. http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1933047-cumhurbaskani-erdogan-faize-dusmanim

    http://www.finansgundem.com/haber/binali-yildirimdan-bankacilara-cok-sert-uyari/1129406

    Daha önce banka ve faize karşı böyle yiğit iki lider gördünüz mü Mahfi Bey?

    ABD başkanı Andrew Jackson varmış birde tabii biz onları göremedik. Şurda güzel bir karşılaştırması var.

    http://www.tfd.org.tw/export/sites/tfd/files/publication/journal/147-177-Comparative-Democratization-and-Culture.pdf

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faize karşı olunan dönemde gösterge faiz % 9, mevduat faizi % 12, kredi faizi % 16. İyi ki karşıyız faize. Bir de karşı olmasak ne olacak?
      Asıl olan faize karşı olmak değil enflasyona karşı olup onu düşürebilmek. Dünyada enflasyon kalmadı bizde hala yüzde 7,5.

      Sil
    2. Karsi olmadigimiz zamani merak ediyorsaniz 2008 oncesine bakabilirsiniz. 20%'lerde REEL faiz nasil verilmis. Bugun kredi kartlarina o kadar faiz uygulamak yasak, el insaf suna da karsiysaniz diyecek kelime yok.

      Sil
    3. Yasak mi abi sen hangi ülkede yasiyorsun abd mi? yillik %34 faizi var kredi kartlarina reel olarak %27 ediyor

      Sil
    4. Melih Ulusoy, once bir hitap seklinizi duzeltin. TCMB'nin belirledigi kredi karti azami faiz orani aylik 2%. Bu da yillik basit faizden 24% eder, reel olarak 16-17% civarlari kabul edebiliriz. 34%'u bilesik faiz olarak hesapliyorsunuz. Bu yasaktir. Kanun maddesi soyle:

      (3) Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz; asgari tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise asgari tutarın ödenmeyen kısmı için gecikme faizi, kalan hesap bakiyesinin asgari tutarı aşan kısmı için akdi faiz uygulanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz.

      Sil
  30. Hocam merhaba. Dünyadaki hemen her ülke borçlu. Bu borçların toplamı onlarca trilyon dolar ediyor. Bu ülkeler kime borçlu yani alacaklılar kimler ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ülke hem borçlu hem alacaklı, vatandaşlar, bankalar alacaklı.

      Sil
  31. Ucuz fazl veren ulkeler var mi varsa bu ulkeler nasildir ekonomileri her zaman buyuyen istihdam yaratan issizligin enflasyon sorununun az oldugu ulkeler midir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üöçüz fazla veren pek ülke yok ama ikiz fazla verenler var. Mesela Almanya, mesela Çin, mesela Kora.

      Sil
    2. Bu ülkelerde bu saydığınız sorunlar genellikle düşük düzeyde.

      Sil
    3. Hocam "Kore" olacak. Bir daha görmeyim.

      Sil
  32. Hocam bizi sorulari atlamissiniz yukarida:)

    YanıtlaSil
  33. hocam saygılar. mahfi hocam, eskiden döviz kurları özellikle de dolar kuru yükseldikçe cari açığımız daha fazla daralırdı. oysa kurlardaki bilhassa da dolardaki ciddi yükseliş eğilimlerine rağmen sanki cari açık kurlarla aynı paralellikte ya da aynı düzeylerde azalma eğilimi göstermiyor gibi görünüyor. bunun nedeni acaba üretimimizdeki ve ihracatımızdaki ithalatın payının eskisinden de fazla olması mıdır?. ne dersiniz hocam?. iyi akşamlar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır eskiden kur artınca ihracatımız artardı çünkü alıcıların sorunu yoktu. Şimdi alıcılarımızın da sorunları var. Dolayısıyla biz ucuza satsak da onlar almak istemiyor.

      Sil
    2. hocam, soruma cevap verdiğiniz için öncelikle teşekkür ederim. ancak; benim esasen demek istediğim şudur hocam, mesela 15 yıl önce üretimdeki dış girdi oranı %70 iken bugün aynı oran %80 ise kurlar yükselse bile mecburi dış alım hacmimiz de arttığından cari dengemizdeki düzelme hızında yavaşlamaya neden oluyor olabilir mi ya da sebeplerden birisi?. saygılar hocam...

      Sil
    3. hem doğru hem yanlış ilk esnada etki eder ama mal pahalandıkça burada üretmek kolaylaşacağından etki geçici olur. her şey er geç dengeye gelir; sen çok çalış elbet bir gün karşılığını alırsın lafındaki gibi; para politikası ithal politikası vs. geçicidir er yada geç daha ucuz-iyi-innovasyonlu üreten kazanır, sen ona yatırım yapmalısın er yada geç fırsatı gören gelir.

      Sil
  34. Hocam bir ülkede sürekli para basılsa şirketler de ücretleri yükseltse bu durum karşısında enflasyon sorun olmaz vatandaşlar için. Peki şirketler bunu niye yapmaz fiyatlar artınca zaten karları da artar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü para bollaşır ve ücretler artarsa talep de artar onun sonucunda fiyatlar artar, enflasyon yükselir. Yani enflasyon sorun olur.

      Sil
  35. Yazılarınız gibi buradaki yorumlar da güzel. Her sorumuza cevap yazıyorsunuz. Türkiyede her alanda nitelikli insanlar var ama siz ulaşılabilir durumdasınız. Blogunuzun bir benzerine daha rastlamadım. Burası bir çeşit üniversite gibi oldu. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. elden geleni yapıyoruz. Bilinçli ve iyi niyetli izleyicilerin de çok katkısı var buna.

      Sil
  36. hocam "A Takımını" sever miydiniz?
    Bazen tv de orjinal A Takımı oynayınca gerçekten büyük zevkle izliyorum.

    http://imgz.star.com.tr/imgsdisk/2014/10/21/211020141115044479094_2.jpg

    YanıtlaSil
  37. Mahfi hocam takipteyiz, selamlar, sevgiler.

    YanıtlaSil
  38. Sayın Eğilmez, verdiğiniz denklemde, net hata noksan diye tabir edilen para nerede gösterilmektedir? Ayrıca yurt dışından, özellikle Arap ülkelerinden uçaklarla, bavul dolusu para (50 Milyar Dolar) geldiği söyleniyor. Bu kayıt dışı para verdiğiniz denklemde gösterilmekte midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu denklem reel işlemleri gösterir. Net hata ve noksan buradan doğan açığın ne şekilde finanse edildiğini gösteren denklemde yer alır.

      Sil
    2. Yıl olmuş 2016, hala birilerinin birilerini çok sevdiği için bavulla 50 milyar dolar göndereceğine inanan insanlar var. böyle bir şey yapmaya kalksanız, 50 milyar dolarlık banknotu bir araya getiremezsiniz bile.

      Sil
    3. Evet bunu anlayanda yok; para zengin suriyelilerden geliyor öyle 50 milyar falan da değil; 5-10'u geçmez (gene iyi para ancak ileride oluşacak sorunları çözmeye yetmez)...

      Sil
  39. Hocam bir sorum vardı dolara olan talebin artması dolar fiyatını azaltmaz mı kur düşmesi gerekmiyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Talep yasası: Bir mala olan talep artarsa o malı fiyatı yükselir. Ekonomi bilimi açısından Dolar da bir maldır. Dolayısıyla Dolara olan talep artarsa Dolar fiyatı yani kur yükselir.

      Sil
  40. Hocam''Ekonomi ile ilgili zerre sıkıntımız yok. Bütün göstergelerimiz en güçlü ülkelerinkinden daha yukarıdadır. Hangi ülkeyi alırsanız alın başka ülkelerin borç oranlarına bakın. Milli gelirinin 2 katından fazla borcu var. Risk primleri bizimkinden düşük.'' gibi bir açıklama yapılmış bu inandırıcı bir açıklama mı veriler bunu destekliyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle durum burada açıklandığı gibi olduğunda bu tür açıklamaları yapmaya gerek olmaz.

      Sil
  41. Sn. Eğilmez aslında yazınızdaki noktalar Türkiye'nin temel açmazlarının sonucunu gösteriyor. 1990 sonrası Demirperde'nin yıkılışını ve globalleşmeyi okuyamayan ve yüksek kamu açıkları ve kötü bir bankacılık sistemi ile akut ekonomik krizler ile yıllarını kaybeden Türkiye,2000'li yıllarda da daha iyisini yapamadı. 2001-2008 arasında Dünya'daki bol ve ucuz paranın yarattığı yüksek büyüme dönemi, ülkenin rekabet ve verimlilik düşüşündeki eğilimini sakladı. 1990'lı yıllarda yüksek enflasyon ve ekonomik krizler ile ülkesine ve hayata küsmüş olan geniş kitleler, 2002-2008 arasında paranın bol ve ucuz olması, borçlanma olanaklarının kolayca erişilebilmesi ile 1990'lı yıllardaki kabusun düzeltildiğini ve Türkiye'nin yan yoldan otobana çıktığını düşündüler. 2008 sonrasında da QE'lerin yarattığı bol ve ucuz para bize de uğradı ama iyi bir ağrı kesici olmaktan öteye geçemedi. Şimdi ise kamu kesiminden, özel sektöre; şirketlerden ailelere kadar temel sorunlarımızı çözmediğimiz yılların hesabı ile karşı karşıyayız. Tek bir bireyden, kamu sektörüne kadar fikirsel ve maddi katma değer artışı, diğer bir deyimle verimlilik artışı yaratamadık. Üstelik Dünya üzerinde bu olguya odaklanan gelişmekte olan ülkelerin bazıları bizi geçti, bazıları da hızlı koşuları ile bizi yakalayıp geçecek.Biz daha önceki yıllarda yaşadığımız verimlilik kaybının hesabını şu an masanın önünde görüyoruz.Bu eğilimi değiştiremezsek, Dünya'da nüfusu büyük ama etkisi, ekonomik gücü, siyasi gücü ve insanlarının mutluluğu giderek küçülen bir ülke haline gelme riskine sahibiz. Üstelik başka bir sorun da ülke içindeki siyasi ve sosyal entropinin artması yolu ile son yıllardaki ürettiğimiz katma değerin de bir bölümünü de kaybediyoruz. Bu eğilimi tersine çevirmenin tek yolu, bilim ile yetişmiş ve fikir ve yapıcı eleştiri üreten ve çalışma verimi yüksek bireyler, kurumlar ve kamu sektörü. Saygılar ile,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu 'paranin bollasmasi' saniyorum bilincli bir algi olusturma hikayesiydi. Madem para boldu biz neden yuksek 'reel' faizi verdik bu yillarda parayi cekebilmek icin? Su an cok daha dusuk faiz veriyoruz ama para gene geliyor?

      'Para' (USD) 2008'den sonra daha da bollasti. En az 3 kat artti. FED'in para arzina asagidaki tablodan bakabilirsiniz:

      https://fred.stlouisfed.org/series/M1

      Ayrica faizleri dusurmeden yapisal reform yapamazsiniz, yaparsaniz bile geri donusumunu alamadan cokersiniz. Yapisal reformlarin hepsi yuksek butce acigi getirecektir. Dusuk faizle borclanamadan ancak kumda oynarsiniz otesi bos. Turkiye o yuzden her zaman IMF'nin dusuk maliyetli borclari ya da Yabanci Ulke destegi sayesinde yapisal reform yapabilmistir.

      Iktidarin faizi dusurme gayretini art niyetli olarak dine baglayanlara aldanmayin. Iktidardakiler 2008'de musluman olmadilar, o tarihe kadar hep yuksek faiz politikasi izlendi. Ancak o sekilde ilerlenemedigini gorduler. Olay bundan ibarettir.

      Sil
    2. Sayın Adsız 17:05, 2001'deki 11. Eylül saldırılarından sonra FED faizi uzun süre düşük, para arzını yüksek tuttu. Bu para politikası 2008 krizinin temel nedenlerinden sadece biridir. Yukarıda da belirttiğiniz üzere para arzının 2008'den sonra daha da hızlı genişletilmesi gerçeğin bir bölümüdür, gerçeğin diğer bölümü de yaratılan para ile sistemde oluşan zararın parasallaştırılmasıdır. Dolayısı ile yaratılan para arzının önemli bir bölümü gelişmiş ülkelerin sisteminde kaldı. Mevcut iktidarın 2008'den sonra düşük reel faiz uygulamasının nedeni, 2002-2008 arasında yüksek faiz-düşük kur politikasının 2008'de artık sürdürülemez bir pozisyon açığına sebep olmasıdır. 2002-2008 arası izlenen bu politika ile halkın satın alma gücünün artmasını (sadece o dönem için) sağladılar ve bunu başarılı bir şekilde oya tahvil ettiler. 2008 sonrası TL'yi zayıflatarak cari açığın önüne geçebileceğini umdular. Tabii bu politikanın başarılı olduğunu söylemek bugün çok zor. Çünkü kaybedilen zaman içinde döviz kazandırıcı faaliyetlerimizin ithal girdiye bağımlılığı çok arttı. Bugün kur sepeti yükselse de ihracatımızın artamama nedenlerinden biri budur.

      Sil
    3. Soylediklerinize buyuk oranda katiliyorum bir kac konu disinda. Oya tahvil etmek ekonomi disi bir tartisma olur. Iktidar oylarinin artmasinin sadece ekonomiye baglanmasi yuzeysel bir analiz.

      'Olusan zararin parasallasmasi' ile ne demek istediginizi anlayabildigimi soyleyemem dogrusu.

      Cari acigin onune gecmek konusunda da izlenen politikanin basarisiz oldugu en azindan verilere bakildiginda cikartilabilecek bir yorum degil:

      http://tr.tradingeconomics.com/turkey/current-account-to-gdp

      Sil
    4. iktidarın oyları niye arttı derseniz; 0.032 olan dolar bazında asgari ücret / kişi başı yıllı y.i.h. 0.045 oldu bu sene; 92 dolardan 450 dolara geldi nerdeyse; sonuç zaten fakirlik oranlarından da görünüyor; o yüzden siz makarna edebiyatı yapanlara bakmayın; belki eğitim hariç bir çok konuda az-çok olumlu yol alındı. potansiyelinin çok altında o başka, birde eğitim olmadan o işler olmaz, yeni gelenler bir çok konuda çok daha az yaratıcı; belirgin şekilde de tembel; tembel olmayanlarında bir çoğu realist olmayacak şekilde hayalperest; en azından 30-40 arasındakileri 20-30 arasındakilerle kıyaslayınca öyle duruyor; bu konu gelecekde çok baş ağrıtabilir...

      Sil
  42. Hocam takipçi ve okuyucu kitleniz genelde kriz bekleyen ve kendini beyaz yaka adlandıran kesim.
    Bunlar 2002 den beri o balon bu balon aha kriz gelecek diye hergün teyakkuzdalar.
    Ortalama vasat bir esnaf bunları inanmayıp Türkiye de aldıgı en kücük ev dükkan arsa ne varsa fiyatını katladıkca katladı.
    Bugün kriz tellallıgı yapanlar birgün kriz olursa en cok darbe yiyecek kesim.
    Balon dedikleri evler kriz anında en fazla %15 düşer.Düştügü gibide anında alıcısı cıkar.
    Bugün bostancıda kadıköyde 800 binlik evlerin 400 bine düşüpte ortada kalacagını düşünmek abestle iştigal.Fiyatlar bir aya kalmadan 650-700 bin civarına gelir.
    Ha keza Türkiyede olabilecek bir krizdede iddiam 1 seneye kalmadan atlatılacagıdır.
    Bizde olabilecek krizler dönemseldir.Bugünkü akp iktidarı düşşse iktidardan o zaman kriz olur ama dönemseldir.Biz asla bir finlandiya ,brezilya gibi ülkelerin yaşadıkları uzun süreli krizleri yaşamayız.Biz ne emtia fiyatlarına ne de tek tip teknoloji üretimine baglı bir ülkeyiz.Geniş yelpazede üretim yapan bir ülkemiz var.Kimse süper ekonomimiz demiyor ama buda bizim gercegimiz.Bizde krizler 1 seneyi gecmez.
    İnşaatcılar batsa ihracatcılar rekor kırar.Hayatın bi dengesi var,her gecenin bir sabahı oldugu gibi.Medyada 10 senedir milletin algılarıyla oynayıp her gün kriz olacak diye gezen boş beleş beyaz yakalar hortladı.Adamların işi gücü boş laftan ibaret.
    Milletin kervanı yürüyor yani diyecegim o.Dünyada ne dogum biter ne ölüm.

















    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abd gibi para basma ve senyoraj gucune ilaveten plutono ve hatta galaksinin disina 1970 li yillarda uzay araci gonderebilen bir ulke bile hale 2008 den bu yana toplayamadi. Nasil bir dusunce yapin var ki en fazla bir yila kriz biter diyorsun. Hangi modele oturrttun bu tezini. Insaatin arsa haric m2 yapim maliyeti en fazla 700- 800 tl. Adamlar satiyor 10 bin dolara. Varlik fiyatlari oyle bir duser ki sasar kalirsin hocam.

      Sil
    2. Adsız 12:48 Burada yazılan makaleleri ve yorumların genelini teşhis ve tesbit olarak görmek lazım. Mahfi hocamız kendi bulgularını minimum kişisel görüş katarak aktarmaya çalışıyor. Biz buradan kendi bilgi ve deneyimlerimiz sonucu çeşitli çıkarımlarda bulunuyoruz. Genel eğilim ise ekonomiye teşhis konulurken ekonominin ani bir kalp krizi geçirmediği belki ama mevcut hali ile de bir verem ya da kanser hastası gibi olduğu yönünde. Emlak rantı konusunda da emlak fiyatlarının rezerv paralara göre gelişimi irdelenmeli. Benim 2010 yılında aldığım ev 3 kat değer kazandı ama USD olarak aynı paraya geliyor. Şu an itibariyle hızla dolarizasyona giden ekonomik anlayışa bakarsanız bu hangi ölçüde ve nasıl bir kazanım olabilir? Dışarıdan gelecek sıcak paraya dayalı bir ekonomi modelinde kriz her zaman gündemde olur. İşim gereği petrol ihracatına dayalı ekonomisi olan ülkelere sıkça gidiyorum ve fiyatlarda ortaya çıkan düşüşün bu ülkeleri ne şekilde etkilediğini net olarak görüyorum. Kaldı ki Türkiye'nin o boyutta bir hammadde stoku bile yok. Bu şartlar altında kriz olasılığını gündeme getirmek tellaklık olarak adlandırılamaz. Borçlarınızı ödeyebilecek pozisyonu zayıflatır ve karşı önlemler almazsanız bu olasılık hem masada olur.

      Sil
  43. Hocam dış açığı gidermek için faiz oranlarını yükseltip ülkeye döviz girişi sağlanamaz mı? Dış açığı gidermek için borçlanmak daha kötü sonuçlar dogurmayacak mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dış açığı gidermek için faizleri yükselttiğinizde cari açığımızı kapatan para da borç olarak sayılıyor. Çünkü faiz için gelen para elindeki fonu faiz kazanmak için değerlendiriyor yani günü gelince geri alacak bu yüzden borcumuz sayılıyor.
      Sizin dediğiniz faizi yükseltelim cari açığı kapatalım söylemi hep borçlanarak tüketelim demek ki bunun da sonu yok.
      Ama ben faizlerin artırılmasından yanayım enflasyon tehlikesi nedeniyle.

      Sil
  44. Bazı sitelerde tahvil ve bono piyasası diye birşey geçiyor. Burdaki bono şarkıcı bono mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. he abuzittin gardaş (adsız 14:14) tahvilde, timsahların intikamı 404 deki kırmızı benekli kaplumbağanın adı. Ekonomiyle alakası yok :=))))

      Sil
    2. Evet. O siteler de aslında müzik sitesi. Tahvil de Mısırlı şarkıcı Farouq Tahvil'in soyadından geliyor.

      Sil
  45. 1915'te Çanakkale'yi Mustafa Kemal'in tesadüfen kazandığı yönündeki iddiaların doğru olma olasılığı var mı Mahfi bey?

    Asıl çarpışanın askerler olduğu, Mustafa Kemal'in karargâhından dışarı pek az çıktığı da söyleniyor.

    Bunların hepsi iddia mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerizekalı mısın evladım? Aç tarih kitabı oku. Adamın göğsünün üzerindeki saat isabet alıp parçalanıyor beyinsiz evladım gelmiş çadırından dışarı çıkmadı diyor. Ulan hepiniz bu aciz ve pis iftiralarınızın bedelini ödeyeceksiniz.

      Sil
    2. Doğrudur. Mustafa Kemal savaşı aslında klavye başında kazanmıştır. ctrl + a ile tüm askerlerini seçip sağ click'le düşman üzerine yollamıştır. Kendisi de karargahında mokaçinosunu içip evinin önünde bekleyen 1200 koruma ile takılmıştır. Kesin böyledir bence.

      Sil
    3. Adsız 23.09 üstteki yoruma ben de katılmıyorum ama cevabınız çok saygısızca. Sizin de cumhuriyet düşmanlarından bir farkınız yok bu haliyle siz de onlar gibi şedit ve sektersiniz.

      Sil
    4. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul kuşatmasını ordugâhtaki çadırından izlemiştir. İstanbul alındıktan saatler sonra İstanbul'a girmiştir. Bu durumda Osmanlı ordusu kendi başına İstanbul'u aldı, Fatih çadırında oturuyordu diyebilir miyiz?
      Siz hiç onları yönlendiren birisi olmadan kendi başına çarpışan ve savaş kazanan bir ordu duydunuz mu? Ben duymadım.
      Kaldı ki Atatürk savaşın içinde olmuş, askerlerini doğrudan aralarına girerek yönlendirmiştir.
      Ben size Falih Rıfkı Atay'ın Çankaya adlı eserinden Çanakkale'de ne olduğunu ve Mustafa Kemal'in nerede olduğunu aktarayım belki bir yararı olur:

      "18 Mart 1915’te düşman donanması başarısızlığa uğramıştı. Bunun üzerine karadan taarruz başlatmak amacıyla, düşman kuvvetleri Çanakkale Boğazı dışındaki adalarda yığınak yapmaya başladılar. Bu haber alındıktan sonra Çanakkale bölgesinde beşinci ordu kuruldu. 25 Nisan 1915’te düşman, Arıburnu ve Seddülbahir bölgesine çıkarma yaptı. Düşman kuvvetleri Türk gözetleme taburunu püskürterek sonradan Kemalyeri adı verilen yere kadar ilerledi. Burada 27. Türk Alayı ile karşılaştı. Düşman çıkarmasını haber alan Mustafa Kemal, ordudan emir almayı beklemeden kuvvetlerini harekete geçirdi. Birliklerine kendisi yol bularak Kocaçimen tepesine ulaştı. Askerlerine orada kısa bir dinlenme molası verdi. Kendisi de yanındakilerle yaya olarak Conkbayırı’ na geldi. Orada cephaneleri bittiği için çekilen ve düşman tarafından kovalanan bir gözetleme bölüğüne rastladı.

      Bundan sonrasını Mustafa Kemal şöyle aktarmaktadır.
      - Niçin kaçıyorsunuz? dedim.
      - Efendim düşman…
      - Nerede düşman?
      - İşte… diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
      Gerçekten de düşman bana, benim askerlerimden de yakın. Düşman bulunduğum
      yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman bir mantıkla mıdır, yoksa
      bir iç güdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:
      - Düşmandan kaçılmaz, dedim.
      - Cephanemiz kalmadı, dediler.
      - Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak:
      - Süngü tak, dedim. Yere yatırdım. Erler yere yatınca düşman da yere yattı.
      Kazandığım an, bu andır. Düşman ne yapacağına karar verinceye kadar 57. Alay da
      Conkbayırı’ na yetişti.
      Daha sonra 19. Tümenin öteki alaylarını da emrine alan Mustafa Kemal, düşmana
      karşı daha etkili bir taarruz başlattı. Kocaçimen platosunun düşmanın eline geçmesi
      önlendi ve Çanakkale savunmasının temeli atıldı.
      Mustafa Kemal, o gün Arıburnu kuvvetleri komutanı olarak verdiği emirde şöyle
      diyordu:

      - Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar
      geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir. Mustafa Kemal, bu savaşlarda, durumu çabuk kavramak ve çabuk karar vermek, sorumluluktan çekinmemek gibi davranışlarıyla kendisinde büyük komutanlık nitelikleri olduğunu meydana çıkarmıştır."

      Kaynak: F. Rıfkı ATAY (Çankaya, İstanbul, 1984, s.87-88)

      Sil
  46. EN GERÇEK YOL GÖSTERİCİ, "BİLİM"DİR.

    Mustafa Kemal Atatürk

    YanıtlaSil
  47. Hocam hukuk okuyan biriyim, yüksek lisansımı ve doktoramı ekonomi veya finans üzerine yapmayı ve bu alanlarda akademik kariyer düşünüyorum. Özellikle doktora eğitimini yurt dışında almak istiyorum, lisans hukuk, yüksek lisans ekonomi olan birini yurt dışındaki iyi üniversiteler doktora eğitimine kabul ederler mi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer ingilizceniz yeterince iyiyse, not ortalamanız yüksekse ederler.

      Sil
  48. Hocam merhaba. Klasiklere göre para talebi faizdeki değişimlerden etkilenir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klasiklere göre faizin bu konular üzerinde pek etkisi yoktur.

      Sil
  49. Bazı yorumları dehşet içerisine okudum. Lütfen burayı ekşi sözlük seviyesine düşürmeyin. Mahfi hocam yıllardır bizleri aydınlattınız. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  50. Evrensel olmayan hiçbir şey --bilim-- değildir. Bu sebeple, ekonomi, çöp kutusunda ikâmet eder.

    Ekonomiyi --bilim-- statüsünde göstermek için epey çaba harcıyorsunuz ama olmuyor sanki.

    Eeee ne de olsa sizin de sonunuz geldi, ekonominin boş beleş bir zımbırtı olduğunu siz de anlamaya başladınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekşici troller burayada dadanmış sonunda,mayınlayın hepsini hocam trollere ölüm!

      Sil
    2. Cahille tartışmakta yarar olmaz.

      Sil
  51. https://pbs.twimg.com/media/CvS9-sWWcAA51gv.jpg:large

    Bu binada sizin makam odanız kaçıncı kattaydı?

    Geçmiş müsteşarların yağlıboya portrelerinin duvarlarda asılı olduğu bilgisi doğru mu? Sizin de portreniz var mı? Kim çizdi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben 15 yıldır Hazine'ye hiç gitmedim. Bildiğim şey toplantı odasında bütün müsteşarlar gibi benim de bir resmim olduğudur (fotoğraf) Benim yağlıboya hiç resmim yok.

      Sil
    2. Seni çizen tek bir insan yok değil mi? Büyük haksızlık belki de. Sen de bu ülke için faydalı bir şeyler yap. Bilgini insanlarla paylaşmak gibi.

      Sil
  52. HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ:
    AHMET MAHFİ EĞİLMEZ: 1 ŞUBAT 1989 - 12 MAYIS 1989

    HAZİNE MÜSTEŞARI:
    AHMET MAHFİ EĞİLMEZ: 16 TEMMUZ 1997 - 4 ARALIK 1997

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi özgeçmişini de paylaş millet görsün

      Sil
    2. Arada 12 Mayıs 1989 ile Eylül 1991 döneminde Hazine Müsteşar Yardımcılığım var.

      Sil
  53. Ahmet hakanı severmisiniz?

    YanıtlaSil
  54. 1-) Cari fazla veren ülkeler bunun ne gibi yararını görür?
    2-) Amerika para basıp borcunu ödeyebilir mi?
    3-) Amerikanın çok büyük cari açığının olmasına karşın bunu dert etmemesinin nedeni nedir?
    4-) Petrodolar döngüsü artık bitmek üzere mi?

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1) Cari fazla veren ülkelerin tasarruf sorunu yoktur, dışarıdan gelen sermayeye ihtiyaç duymaz genellikle borç verirler dışarıya. Cari fazla ihracatın güçlü olduğunun dolayısıyla üretimin güçlü olduğunun bir göstergesidir(tabi şuan ki kriz ortamında bu tür sonuçlar çıkmayabilir).
      2) Böyle bir hakkı var ve bu şekilde ödüyordur da ama gereğinden fazla basıp borcunu ödemesi pek mantıklı olmaz çünkü bastığı paralar günün birinde ABD'ye dönüp enflasyonu gereğinden fazla körükleyebilir.
      3) Amerika'nın cari açığı miktar olarak çok büyük bunun da nedeni milli gelirin büyük olması. Bu yüzden cari açık/m.g. oranı öyle çok büyük değil ama çok güllük gülistanlık da değil. Bunu çok fazla dert etmemesinin nedeni (biraz dert ediyordur) de cari açığı dolar basarak kapatabilmesidir.

      Sil
  55. Hocam merhaba. Ülkemizde bankaların faiz oranları niye birbirine bu kadar yakın ve büyük bankalar daha çok mu kar eder genelde daha fazla mı mevduat toplayıp kredi verir?
    Bir de bir banka nasıl diğer bankalardan sivrilir ne yapar da tüketicilerin gözüne girer?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankaların faiz oranları bankaların güvenirliğine göre değişiyor. Büyük ve güvenilir bankalar daha düşük faiz veriyorlar. Büyük bankalar daha fazla mevduatı daha ucuza toplayıp daha rahat kredi verebiliyor.
      Bir bankanın sivrilmesi bulunduğu yerin durumuna göre sergilediği hizmet ile farklılık yaratabilir.

      Sil
  56. Hocam uğur gürses birkaç gün önce yazdığı bir yazıda döviz tevdiat hesaplarındaki faizdeki artışlar kuru artıran bir etken diye yazdı. Bunun nedeni nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. DTH faizleri yükseldiğinde insanlar daha fazla yabancı para tlep edip onları faize yatırmayı tercih ederse artan döviz talebi kuru yükseltebilir.

      Sil
  57. Hocam bağımsızca, korkusuzca, bilimsel veriler ve yetkinlikler çerçevesinde yorum yapabilen sayıları çok az olan aydınlarımızdan birisiniz.

    Benzer şekilde aşağıdaki sahalarda birilerinin menfaati adına konuşmayan, verilerle fikirlerini destekleyen, hatalı olduğunda da kabul edebilecek erdemi gösterebilen kimleri takip etmemizi önerirsiniz?

    -İç Siyaset
    -Dış Siyaset
    -Eğitim
    -Sosyal Güvenlik
    -Güvenlik
    -Enerji
    -İş Güvenliği
    -Dini Bilimler
    -Sinema
    -Teknoloji
    -vb.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Dış politikada tarafsız yorumcu olarak Soli Özel'i izleyebilirsiniz. Öteki konularda önerim yok. Çünkü herkes kendi tarafına göre yorum yapıyor.

      Sil
    2. Not: Umarım Mahfi Eğilmez böyle bir listeye kızmaz:

      ---İç Siyaset: Sürüsüne bereket. Elinizi sallasanız, iç siyaset konuşan birine mutlaka rastlarsınız. Pek tanınmayan bir kişiyi önereyim: Ankara Üniversitesi - Kamu Yönetimi bölümünde öğretim görevlisi 'Doç. Dr. Murat Sevinç' düşündürücü tespitler yazıyor, tavsiye ederim:
      http://www.diken.com.tr/author/msevinc/

      ---Dış Siyaset: Zeynep Tüfekçi, Haldun Bayrı, Burak Kadercan, Behlül Özkan, Tolga Tanış, Gönül Tol, Zeynep Atikkan, Ömer Taşpınar, Mücahit Bilici, Ceyda Karan, Fehim Taştekin.

      ---Eğitim: Kemal Gürüz, Refet Gürkaynak bir iktisat profesörüdür ama eğitimle ilgili muazzam analizleri vardır.

      ---Sosyal Güvenlik: Zorunlu Bireysel Emekilik Sistemine (BES) ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) birikmiş prim borçlarına karşı sesini çıkarmayan bir toplumda, sosyal güvenlik yok gibidir.

      ---Güvenlik: Ekstrem dindarlar da, diğer ekstrem teşkilatlar da her yerde. Neredeyse hiçbirimizin güvenliği yok. TV'de konuşma yapan güvenlik uzmanlarının çoğu, bir danışmanlık şirketi kurucusu veya böyle şirketlerde saha araştırması yaparak para kazanan kişiler. TV'ye çıkıp konuşmak zorundalar, çünkü tanınırlığı bilinirliği artmalı. Hem TV programlarına konuk olarak 'güvenlik' anlatırlar, hem reklam yaparlar. Anket şirketlerinin kurucuları nasıl ara sıra TV'ye çıkıyorlarsa, bu güvenlik uzmanları da benzer amaçlarla TV'ye çıkar.

      Anahaber bültenlerinde seçilen haberlerin ve kullanılan üslubun maksatlı olmasını ve saat 20.00 & 21.00 gibi başlayan tartışma programlarında, konuklarla sadece haber analizleri yapmanın tek amaç olmadığını, o saatlerde vaktini TV izleyerek geçiren toplumun algılarını yönlendirmek amaçlı da olduğunu anlamak için şunları öneririm:

      TV Haberlerinde İdeoloji (Çiler Dursun)

      Haber: Hakikat ve İktidar İlişkisi (Çiler Dursun)

      İdeoloji ve Gerçeklik: Haber ve Haber Programlarında (Bedriye Poyraz )


      ---Enerji: Enerjimizi niçin bilime harcamıyoruz? Petrol, doğalgaz, altın madenleri, kömür madenleri, nükleer enerji santralleriyle bir yere kadar. Ama bilimle her yere.

      ---İş Güvenliği: 301 İŞÇİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ "SOMA MADEN CİNAYETİ"Nİ UNUTAN BİR TOPLUMDAN, İŞ GÜVENLİĞİ BEKLEMEYİN!

      ---Dini Bilimler: Joseph Campbell, Korhan Kaya, Daniel Dennett, Richard Dawkins, Sam Harris, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Nathalie Luca (Mezhepler), Muhammed Abdülkerim Eş-Şehristani (Dinler ve Mezhepler Tarihi).

      ---Sinema: Ken Loach, Andrei Tarkovsky, Fritz Lang, Ingmar Bergman, Stanley Kubrick, Roberto Rossellini, Pier Paolo Pasolini, Yılmaz Güney, Seren Yüce, Aamir Khan.

      Şu üç filmi HEMEN izlemenizi öneririm:

      Her Çocuk Özeldir, (Taare Zameen Par), 2007:
      http://720pizle.com/izle/altyazi/taare-zameen-par.html
      https://www.youtube.com/watch?v=W1XZeI1nQos

      3 Aptal, (3 Idiots), 2009:
      http://720pizle.com/izle/altyazi/3-idiots.html

      PeeKay, 2014:
      http://720pizle.com/izle/altyazi/pk.html

      ---Teknoloji:

      https://www.youtube.com/user/teknoseyir/videos/

      twitter.com/TeknoSeyir/

      twitter.com/LeventP/

      twitter.com/Gamsizm/

      Sil
  58. Geçen sene kur tahmininiz 3.30 du dolar TL de bi çok ön görünüz gerçekleşmedi fed 3-4 kere faiz arttırmdı ama kurun yinede çok düşük seviyede olmasını nasıl açıklayabilir siniz 15 temmuz Vs olumsuz bir sürü şey olmasına rağmen kur 3-3.10 arası 2017 de bile 3.30 olmuck diye düşünüyorum Şimdiden teşekkürler kolay gelsin hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunun yanıtı defalarca yanıtlandı. Yazılanları 2016 yılından itibaren yorumlarıyla beraber tekrar okursanız göreceksiniz.

      Sil
    2. Geçen sene değil bu sene için yılsonu kur tahminim 3,30'du. Bu tahminin en önemli dayanağı da Fed'in 3 - 4 kez faiz artıracağı varsayımıydı. Fed faiz artırmadı o nedenle de bu kur tahmini gerçekleşmedi. Olumsuz dediğiniz şeylerin hiçbirinin etkisi Fed'in faiz artırımı kadar olumsuz değildir.
      Yılsonuna kadar 2 aydan fazla var. Böyle bir ortamda 2 ay çok uzun bir süre.

      Sil
    3. haklısınız hocam anlatmaya çalıştığım şey şu ülkede belli bi enflasyon var sürekli açık var ama ocak ayında dolar 3 tl di şuan 3.08 fln bu kadar az yükselmesi normal mi sizce ..

      Sil
    4. milleti oyalıyorlar bence faiz artırımı falan hikaye abd faiz arttırsa ne olucak istediği kadar para basıyo enf olmadan bence ucuz doları topladılar şimdide oyalama politikası çin indevalüasyon yaptığı ihracatta yarıştığı bi ülke nasıl faiz arttırsın ??

      Sil
  59. Hocam benim burada kafam karisti. 25 milyar (kullandiginiz 9 aylik cari acik) sanirim yillik toplam gelirin sadece %1'idir. 12 ayliga tamamlarsak (ya da geliri 9 ayliga indirgersek) hadi en cok %1.5 olsun. Halbuki %6 filan degil mi bu oran? Yani dokuz aylik cari acigin 100-150 milyar TL filan etmesi gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Dolar ve TL'yi bir arada kullanınca hesaplar karışmış. Şimdi düzeltip yeniledim. Teşekkürler.

      Sil
  60. Hocam Keyneslere göre şimdiki Türkiye işsizlik ve dış ticaret açığı olgusunu kapatabilecek bir yöntem var mıdır? Keynes devletçi hükümet başa geçse işsizliği, dış ticaret açığı üzerinde etkileri nasıl olur sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keynesyen modele göre bu gibi durumlarda kamu harcamalarını artırarak işsizliği düşürmek mümkündür.

      Sil
    2. Karşılıksız ve sürekli artan kamu harcamaları karşısında enflasyonu düşürmek için bir önlem var mıdır hocam?

      Sil
  61. Formül bir denge formülü ise iki tarafın eşit olması denge olduğunu gösterir.Oysa formül dış cari açığı kim verdiyi gösteriyor. 8 Aylık hesapla, eylül hesabı arasında sadece kamudan özel kesime para transferinden bahsedebiliriz. Ekonomik durumda bir değişiklik varsa kamuda kötüleşme, özel kesimde iyileşmeden bahsedebiliriz. Genel ekonomik durum iki durumda da dış cari açık nedeniyle kötüdür.
    Özcan ŞAHİN- Makina Y.Müh.

    YanıtlaSil
  62. Sayın Hocam burada da üçlü bir acik soz konusu ama kavramın adı olarak sanki üçüz açık Merkez bankası politikaları ile ilgili değil miydi(aynı anda serbest kur genişletici politika vs olamaz gibi)

    YanıtlaSil
  63. isletme okuyorum. 4. sinif ogrencisiyim Kolay ekonomi kitabinizi yeni bitirdim. Anlayamadim.

    Sadelestirmeyi dusunuyor musunuz. Inanin ben ve bir cok gelecegin isletmecisi icin cok faydali olur. Ben de sizin gibi kamuda hazineci olmak istiyorum. bu nedenle hazine kitabinizi okumaya baslayacagim ama algilayabilecegim konusunda supheliyim. Biz ailece isletmeciyiz biraderim de aciktan isletme bitirdi. isletme bolumu daha cok acilmali ki halk konomiyi ogrensin analitik dusunsun.

    YanıtlaSil
  64. Hocam merhabalar. Diş hekimiyim. Sağlık ekonomisi ve işletmeciliği ağırlıkta olmak üzere genel ekonomiyle ilgilenmek istiyorum. Konu hakkında birikimim yok. Nerden başlamalıyım hangi kaynakları tavsiye edersiniz ? Şimdiden teşekkür ederim cevaplarınız için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim Kolay Ekonomi kitabımla başlayın isterseniz. Sonra bir de buna göz atın.
      http://www.husep.hacettepe.edu.tr/Belgeler/Saglik%20Ekonomisi%20Mtokat.pdf

      Sil
    2. Cevabınız için teşekkür ederim hocam. Kolay gelsin.

      Sil
  65. hocam, cari denge olarak nitelendirdiğiniz (X-M) ile harcamalar yönünden GSYH hesaplamasındaki (X-M)aynı şey mi ?

    YanıtlaSil
  66. Merhaba Hocam,
    Okuduğum bir makalede şu bilgilere rastladım.
    Ağustos ayında 12 aylık dış ticaret açığı 55.3 milUSD’ ye geriledi.
    Eylül ayında 12 aylık cari açık 31 milUSD’e yükseldi.
    Buradaki cari açık ile dış ticaret açığı arasındaki fark nasıl açıklanabilir.

    Çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  67. Hocam BDK ların işlevleri ve faaliyet alanları hakkında düşünceleriniz nedir ? Türkiye Petrollerinin özelleştirilmesi yüzde yüz blok satış şeklinde belirtildi bu durumu Nasıl yorumlarsınız

    YanıtlaSil
  68. Hocam sizi büyük bir sevgi ile takip ediyorum. Ben Bandırma 17 Eylul de iktisat yuksek lisans öğrencisiyim. Bölüm hocam 2001 once ve sonrasi diye bunu anlatti bize ve 2001 oncesi açıklar kamudan kaynaklaniyor. 2001 sonrasi ise yatirimdan kaynaklanıyor dedik. Bana da bu verileri arastirmami ve sonuclari raporlamami istedi tum bu verilere nasil ulasabilirim. Saygilarimla...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı