Kitaplar ve Yorumlar, Şubat 2017
Nutuk: Mustafa Kemal
Atatürk (çeşitli yayınevleri)
Nutuk; Türkiye Cumhuriyeti’nin
ilk Cumhurbaşkanı olan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın (o zaman soyadı kanunu
çıkmadığı için henüz Atatürk değildi) 15 – 20 Ekim 1927 tarihleri arasında 36,5
saat süreyle TBMM’nde, yerli ve yabancı basın temsilcilerinin de katılımıyla
yapılan oturumlarda yaptığı tarihi konuşmaya ve onun metnine verilen addır.
Kimi yayınlarda metin içinde geçen belgeler kitaba ek olarak verilmektedir.
Nutuk, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışıyla başlar. Özgün hali şöyle
başlıyor: “1335 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve
Manzara-i Umumiye:” (1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Durum ve
genel görünüm:) Nutuk, 1919 ile 1927 yılları arasında Atatürk ve silah
arkadaşlarının yaptıkları kurtuluş savaşını, yeni bir cumhuriyetin kuruluşunu,
yaşanan kahramanlıkları ve karşılaşılan ihanetleri anlatır ve Atatürk’ün
cumhuriyeti gençliğe emanet ettiği gençliğe hitabesiyle biter. Nutuk,
kurtuluşun ve yeniden kuruluşun belgesel-öyküsüdür.
Bu benim Nutuk’u üçüncü okuyuşum.
İçinde pek çok belge ve yazışma olması nedeniyle okunması kolay bir metin
değil. Ama Nutuk’u okumadan yaşananları, Osmanlı’nın nasıl yavaş yavaş tarihten
silinmekte olduğunu, yepyeni bir devletin nasıl yıkımdan yaratıldığını,
cumhuriyetin değerini, uğrunda neler yapıldığını, nasıl ihanetlerle
karşılaşıldığını tam olarak anlamak mümkün değil.
Nutuk’un mutlaka okunması gerektiğini
düşünüyorum.
Avrupa İktisat Tarihi: Herbert Heaton, Paragraf
Yayınevi, 2005
Dünyanın bugünkü konumuna ve
formuna gelmesinde en büyük katkı hiç kuşku yok ki Avrupa’dan gelmiş bulunuyor.
Ekonomiden kültüre, sosyal yaşamdan siyasal düşünceye ve biçimlenmeye kadar
çevremizdeki her şeyde Avrupa’nın katkısı var. Bütün bu gelişmenin temelini
ekonominin oluşturduğu da açık bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Feodalite
ile başlayan oradan merkantilizme, fizyokrasiye, sanayi kapitalizmine ve finans
kapitalizmine kadar uzanıp bugüne gelen gelişme hep Avrupa’dan yola çıktı.
Daha önce okumuş olsam da ekonomi
tarihi üzerine çalışmaya başladığımda Heaton’ın kitabını yeniden elden
geçirirken bir kez daha fark ettim ki adına bakıldığında yalnızca bir Avrupa
ekonomi tarihi gibi görünse de aslında bugün geldiğimiz küresel ekonominin
bütün birikiminin tarihini anlatıyor. O nedenle özellikle ekonomi tarihiyle
ilgilenenlere, ekonominin nereden nereye hangi değişimlerle geldiğini öğrenmek
isteyenlere ışık tutacak bir eser.
Soru ve Yanıtlarıyla
İşletme Finansmanı: Güven Sayılgan, Siyasal Kitabevi, 7. Baskı, 2017
Kitapta; işletme, finansman,
muhasebe alanlarında başlıca konular tek tek ve soru – yanıt formuyla elden
geçiriliyor. İşletme finansmanı, finansal piyasalar, borsa, finansal tablolar,
finansal tabloların analizi, işletme sermayesi, faizler ve finansmanla ilgisi,
sermaye yapısı, bütçeleme, kar dağıtımı, varlıkların değerlerinin belirlenmesi,
finansal planlama, türev işlemleri ve piyasaları, faktöring ve forfaiting gibi
alternatif finansman teknikleri, risk ve risk yönetimi, portföy kuramı gibi
konular 722 soru ve yanıtı olarak ele alınıyor.
İşletme, muhasebe, finans
öğrencileri kadar ekonomi, hukuk, kamu yönetimi, çalışma ekonomisi, ekonometri
gibi dallarda okuyan ve okul sonrasında çeşitli kamu kurumlarının veya özel
kesim kuruluşlarının sınavlarına girecek olan öğrenciler için de son derecede
yararlı bir rehber. Bunlara ek son derecede anlaşılır bir kaynak olduğundan
hareketle bu konuları merak eden kişiler için de önemli bir başvuru kitabı
olduğunu belirtmek isterim.
hocam iyi pazarlar . Ayda kaç kitap okuyorsunuz ? Yoğun çalıştığınızı biliyorum kitapları günün hangi dilimlerinde okuyorsunuz?
YanıtlaSilBöyle bir ölçüm ya da programım yok. Bazı ay 10 kitap okurum bazı ay 2 kitap. Bazen geçmişte okuduklarımı yeniden gözden geçiririm. O zaman daha hızlı okurum doğal olarak. Okum zamanı olarak günün belli bir zamanını seçmiyorum. Bazen sabah bazen öğleden sonra bazen de akşam okurum. Bazen bütün gün okurum. Ama ağırlıklı okuma zamanım akşamlarıdır.
SilHocam size kırgınım. Bize bildiklerinizi tam olarak anlamıyorsunuz. Halbuki size cok ihtiyacımız var. Eşimle kahvaltıda cumhuriyet sonrası türkiyenin en iyi donemini konuşuyoruz akp diyor, ihracat olsun evler binalar koprüler. O evetçi ben hayırcı. Memur kendisi. 20sene once memur maaşını bile ödeyemediği diyor. Yani hocam bize gözle gorunen şeyler söyleyin anlatın. Mesela 18madde değişecek hayır diyeceksiniz nedenini anlatın unutmayın hocam biz halkız. Saygılar hocam
YanıtlaSilBen bütün bildiğimi paylaşıyorum. Herkesin ne diyeceği kendisine aittir. Size söyleyebileceğim bir tek şey var: Geçmişle kıyaslama yapmayın bu dönemi ilk sekiz yılı ve son sekiz yılı olarak kıyaslayın, geleceğe bir bakın ve ona göre karar verin. Çünkü 2000'ler öncesi başka bir yüzyıldı. Onun koşulları bambaşkaydı.
SilBir de bir şey söyleyeyim. Eşiniz nereden duydu da bu sonuca vardı bilmiyorum ama Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde memur maaşının ödenemediği hiç bir dönem olmamıştır.
bu arkadaşın bilmesi gereken şey şu...
Silbu ülkenin en önemli, birincil, acil sorunu enflasyondur...üretime direk katkısı çok çok cüzi olan o bahsettiği köprüler, binalar vs enflasyonist bir ortamda yaşamamızın sonucudur..mecburiyetten öyle olmuştur, hükümetin ranta dayalı ahbap-çavuş kapitalizmi de bunu iyice körüklemektedir...
enflasyonun doğal sonucu sermaye piyasası araçlarına olan talebin patlama yapması ve gayrimenkul sektörünün rağbet görmesi, canlanmasıdır...bu da gelir dağılımını sabit ve dar gelirliler aleyhine bozar...sorun değil onları da vatan, millet, sakarya - din, allah söylemleri ile paralize ederler olur biter...
Türkiyenin acilen reel üretime ağırlık veren yapısal dönüşümleri gerçekleştirmesi lazım..yoksa çok büyük sosyal felaketler kapımızda...bu adaletsiz gelir dağılımıyla insanları bir yere kadar avutursunuz...
Enflasyon nedeniyle TL sürekli güç kaybediyor...fiyatlar genel düzeyindeki sürekli yükselme reel kurları ihracat aleyhine bozuyor, dış açık ve borç servisi yükseliyor...bunun tek olumlu tarafı dış borçtaki otonom azalmadır...onu da size akp'nin başarısı olarak pazarlıyorlar ki gidip evet oyu verin de 1923'ten beri süren rejim fiilen tasfiye olsun diye...
Bende 27 yıllık devlet memuruyum maaşımı hep gününde aldım.Bunlar dezenformasyon,bunu hep devlet memurlarından(maaşlarını zamanında alan) duyuyorum,bu da üzücü maalesef.
SilTerminate Tor, 90'larda ve 2000'nin basinda ne kopru vardi ne yok, ama 100'e yakin enflasyon vardi.
SilMillete algi operasyonu yapiyorla, 90'li yillar, 2000'lerin basi Turk ekonomisinin saha kalktigi, tarihinin en iyi donemlerini yasiyordu. Ulkede aclik, dis borc, enflasyon yok denecek kadar azdi, IMF'den heyetler gelip duruyordu, hesaplari inceliyorlardi, Turk mucizesi nasil mumkun oldu diye. Gencler bilmez, lutfen anlatin bu gercekleri.
AKP geldi batirdi her seyi.
Bu propagandalara kananlar da AKP'den önce hiçbir şey yapılmamış sanacak. Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri köprü de yapıldı, yol da yapıldı, demiryolu da yapıldı. Üstelik devlet bunları kendi imkânları ile yaptı. Kimsenin aklına "birilerine yol-köprü yaptırayım da geçilse de geçilmese de 20-25 yıl boyunca parasını vatandaş ödesin" tarzı zihni sinir projeleri gelmedi. Devlet memurları paralarını tıkır tıkır aldılar, zamanı gelince de ikramiyelerini alıp emekli oldular. Şimdikiler AKP'den önce ülke yerlerde sürünüyordu zannettikleri için bilmezler, benim çocukluğumda-gençliğimde bir devlet memuru emekli olduğu zaman ikramiyesi ile ev alırdı. Bu iktidarın sata sata hâlâ bitiremeyip kalanları varlık fonu adlı garabete devrettiği KİT'leri kimler yaptı acaba? Geçmişi inkâr ederek gelecek kurulmaz, kurulsa da uzun ömürlü olmaz. Ülke yönetimi nankörlük kaldırmaz.
SilAdsiz 14:51, Gercekleri soylemek ne zaman propaganda oldu? Gercekler size propaganda gibi geliyorsa yapacak bir sey yok. Zaten yollar, kopruler vardi AKP yikti yeniden yapti. Buna inana daha ne propagandalar var bir bilseniz?
SilCumhuriyetin laik, bilimsel egitim ile yetismis bireylerinin mahsulu 80'lerdi, 90'lardi. Begenmiyorsaniz o sizin probleminiz. Simdi birakin da bu milletin tum bireyleri kimilerinin layik gormedigi ama sonuna kadar hak ettigi gibi, insan gibi yasasin.
Adsız 16:02, yazdıklarımın içinde sizi bu kadar kızdıran ne oldu, pek anlayamadım. Aslında ne demek istediğinizi de pek anlayamadım ya, neyse. Elbette ben de bu ülkede herkesin insan gibi yaşamasını isterim. Zaten Cumhuriyet'in laik, bilimsel eğitim ile yetişmiş bireyleri hep bunu hedeflediler, bunun için çaba gösterdiler, hatta bu yolda can verdiler. Bu çaba zaman zaman karşı devrim girişimleriyle kesintiye uğratılmaya çalışılsa da hep devam etti. Cumhuriyet'in kuruluş amacı buydu zaten, kendi hataları sonucu çürümüş, batmış bir imparatorluğun kalıntıları üzerinde çağdaş bir ülke kurup insanların hak ettikleri gibi, insan gibi yaşamalarını sağlamak. Siz Mahfi hoca'nın da önerdiği gibi şu "nutuk"u bir okuyun isterseniz. Orada bunlar anlatılıyor.
Silbinalara köprülere çok takılmamak lazım..Anlatacak çok şey var: dış politika başarısızlıkları, rekor sayıda şehit cenazeleri,batı eksenli çağdaş değerlerden uzaklaşmak,iç çatışmalara elverişli tipik bir Ortadoğu ülkesi haline gelmek, halifelik hayalleri,her türlü din istismarı,turban istismarı,bağımsız yargının ilgası,hak aramanın imkansız olması, demokrasi ve insan haklarının yok edilmesi,güce tapma,lidere biat,referndumda evet diyerek egemenlik hakkının tek adama devredilmesi,say say bitmez..Size tavsiyem hiç olmazsa Baykal'ın son konuşmalarını bir yerlerden bulup izlemeniz..Herkesin anlayabileceği uyarılar var,kaçırmamak lazım,insanlar neye evet diyeceğini öğrenmeli.Öğrense zaten kesinlikle HAYIR der
Silmemeur maaşını ödeyemeyeceğiz dediler bülent ecevit sonra stand by anlşaması ile para bulubndu ve ödendi..herkes böyle söylüyor.
Sil18 madde içinde hangi maddeler kötü söyleyin de bileleim eyyyyyy hayırcılar söylesenize yahuuuuu
SilAdsız 09:06 gerçi okumayacağını, okusan da düşünmeyeceğini, düşünsen de sırf ideolojik körlükten ve inattan dolayı evet diyeceğini biliyorum ama yine de buyur: anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspx
SilAdsız 09:06 kardeş, sen maddeleri falan boşver. Son 15 yılda devletin satılmadık malını bırakmamışsın, bütün gelirleri betona gömmüşsün, köylü-çiftçi bırakmayıp hepsini şehirlere yığmışsın, bunlara iş olarak sadece inşaatta amelelik seçeneğini sunabilmişsin, bu işleri yapabilmek için yurtdışına sadece FAİZ olarak 400 küsur milyar ödemişsin, don lâstiğinden samana her şeyi dışarıdan alır hale gelmişsin, bu arada dünya 4. sanayi hamlesine geçmeye hazırlanırken, Mars'a 3-5 yıl içinde insan göndermeyi planlarken sen 1,2,3. hamleleri pas geçip çürümüş Osmanlı'ya geri dönmeye çalışıyorsun. Yetişmiş insan gücün yurt dışına kaçmak için fırsat kollarken okullarını imam-hatipe çeviriyor, dindar-kindar ve cahil nesiller yaratmaya uğraşıyorsun. Bir yıl içinde dışarıya 200 milyar dolar borç ödemen gerekirken merkez bankanda 20 milyar rezerv kalmış, o da hergün eriyor. Bu gidişten memnunsan evet de. Yok, bu gidiş iyi değil diyorsan tekrar düşün ve biraz araştır. Sana her söyleneni hap gibi yutma. O zaman bu yazdıklarımın buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu anlayacaksın.
Sil1940'larda uçak üretiliyordu. nerden nereye araba bile üretemiyoruz.
SilCok zeki, her okudugunu, leb demeden leblebiyi, herkesin niyetini, zeka seviyesini anlayabilen 'muhalifler'. Oncelikle yapilan secim degil ki yollari, kopruleri konusasiniz. Hem madem ulke berbat halde, neden anayasa degisikligine karsi cikiyorsunuz? Bundan guzel firsat mi olur? Muhtemelen okurken gozunuzden kacmis, yeni baskan 2019'da secilecek. Yani su an ki duzende bir degisiklik yok 2019'a kadar. Zaten ulke berbat halde, 2019'da 'ulkeyi kurtaracak' kisiyi secersiniz, cok hizli bir sekilde tum problemleri duzeltir. Parlamenter sistem ile nasil duzeltecek AKP'nin olusturdugu harebeyi, cok zor. Sonra da tekrar Anayasa degisikligi ile parlementer sistemi getirirsiniz. Anayasa degisikligi 'baskan su partiden olacak' felan demiyor.
SilYok ama siz savundugunuz partinin omru billah 50%'i gececek oy alacagini dusunmuyorsaniz, ulkeyi bosverin de once kendi dunya gorusunuzu, sonra millete laf etmeden once bir kendi zekanizi sorgulayin.
Adsız 20:31, anlaşılan leblebi diye bas bas bağırınca bile anlayamayan bir arkadaşsın. yoldan, köprüden bahseden muhalifler değil, akp. üstteki mesajda arkadaş bundan şikayet etmiş, bir daha oku, anlamazsan da hemen pes etme, tekrar dene. diğer söylediklerin klasik havuz medyası ajitasyonları, cevap vermeye değmez.
Silsevgili nozulani, kişinin ağzının payını vermişsin ama bende birşey söyleyeyim. bak leblebici arkadaş :) Şark kurnazligi yaparak bizi kendi minderine çekmeye çalışma, a be azgelişmiş kişi bizden yada sizden ya ondan şundan biri meselesi degil, bir kisiye tum yetkilerin verilmesi yanlış. söylenen o.ama sizin kafa bir kara murat çıksın herşeyi o yapsın kafası olduğu için yapacak birşey yok.
SilHocam en az ilgi bu başlığınıza olacak farkındasınız dimi? Maalesef kitap okumadığımız gibi, kitap okuma içerikli yazıları da okumuyoruz. Saygılarımla SerdaReis61
YanıtlaSilHaklısınız ama yine de üç kişiye bile okutabilsek yararlıdır.
Sil''Taha Akyol Nutuk'un ampirik açında tarihsel bir değere sahip olmadığını yani milli mücadele ve genç türkiye cumhuriyetine dair bir tarih yazıcılığından ziyade siyasi bir hesaplaşmanın metni olduğunu yazmıştı şimdi yerini bulamadım''...siz ne düşünüyorsunuz?
Silbiri de konu ile alakasız ama bizim yıllık dış anapara+faiz ödememiz 90 milyar dolar civarında mı? bu konuda net rakamlara ulaşamadım...
Taha Akyol Nutuk üstüne bir ahkam kesmiş. Aman ne önemli. Taha Akyol 1980 öncesinde, 12 eylül darbesine zemin hazırlayan "sağ","sol" çatışmaları sırasında MHP'nin yayın organı Hergün Gazetesi'nde köşe yazarıydı. O dönemdeki yazıları daha ilginçtir, siz onları da arşivlerden bulup okuyun.
SilEğer kitap okumayı becerebiliyorsanız, Nutuk'u okuyup kendiniz değerlendirin.
Not: Ampirik deneysel demektir. Yerini bulamadığınız yazıdaki kullanılışı ise "dam üstünde saksağan vur beline kazmayı" tarzındadır.
Taha Akyol kendi görüşünü yazmış kuşkusuz. Bence de siz Nutuk'u okuyun ve kendi kararınızı verin.
SilTürkiye'nin kısa vadeli (vadesi 1 yıldan kısa) dış borç stoku 98 milyar dolar. Bir yıl içinde vadesi gelen, yenilemesi gereken dış finansman ihtiyacı ise yaklaşık 200 milyar dolar.
Kazım Karabekir Nutuk eline geçince alıp okuyor ve sağına soluna kendince notlar tutuyor, 'burada gazi yanlış hatırlıyor aslında şöyle oldu' şeklinde düzeltmeler yapıyor..zaten o dönem siyasetin dışına itildiği için de kendine bunu meşgale ediniyor..
SilTaha Akyol'un Atatürk'ün İhtilal Hukuku adlı kitabında aynen şöyle geçiyor:
Mustafa Kemal Karabekirin yaptığı çalışmadan haberdar oluyor(demek ki karabekir sağda solda, yakınlarına çevresine 'nutuğu okudum gazi bazı şeyleri çarpıtmış' tarzında laflar ediyor)...
bu laflar mustafa kemalin kulağına çalınınca derhal karabekiri yanına çağırtıyor...''bir takım notlar tutuyormuşsun, bir gün getir de bir bakayım neler yazmışsın...herkes gibi memlekete istiklalini veren kişinin ben olduğumu söyleyeceğin yerde kendine payeler çıkarma derdine mi düştün'' tarzında karabekire çıkışıyor...
o notlar mustafa kemal hayatta iken kitap haline getirilmedi...sonra karabekirin kütüphanesinde bulundu ve kitaplaştırıldı...bir tür anti-nutuk tarzında bir kaç ciltlik bir çalışma olarak basıldı ama şu an hiç bir yerde baskısı bulunamıyor diye biliyorum...
http://www.altuntop.org/dosyalar/Kaz%C4%B1m%20Karabekir%20Anlat%C4%B1yor%20-%20U%C4%9Fur%20Mumcu.pdf
Silburda önemli bilgiler var...yakın tarihte herşey birbirine girmiş..mesela saltanatın kaldırımasını teklif edenler arasında rıza nur da var...
''TBMM 1 Kasım 1 922 çarşamba günü acılır . . Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur ·ve 54 arkadaşının verdikleri değişiklik önergesi okunur'' diye başlıyor cümle...
aynı rıza nur daha sonra hayat ve hatıratım diye bir kitap yazıyor ve mustafa kemale, annesine ve aile kökenlerine dair ağza alınmayacak yakıştırmalarda çoğu düpedüz hakaret olan ithamlarda bulunuyor..bu kitap atatürk alarjisi bulunan bugünkü islami cenahın en önemli can simididir..''rıza nur neden uydursun, mustafa kemal onu bakan yapmış, lozana yollamış dışardan bir isim değil, demek ki birşeyler biliyor'' diyerekten o kesim tarafından kitaba sahip çıkılıyor..
90larda bu kitap bir daha revaç buluyor...kitabın editörlüğünü bugün militan akpli diyebileceğimiz abdurrahman dilipak yapıyor..kafasında fesle dolaşıp yakın tarih müderrisliği iddia eden şahıs söylemlerine dayanak olarak sürekli rıza nurdan örnek veriyor..
uğur mumcu söz konusu kitabın basım ve dağıtımına suudi aramco'nun finansal destek verdiğini, fesihli tarih müderrisinin de kitabın avrupa distribitörü gibi çalıştığını, bu durumun hiç hafife alınmaması gerektiğini çünkü avrupadaki islami cemaat ve vakıfların bir numaralı gelir kaynağının bu kitap olduğunu yazıyor...
o cemaat ve vakıflar kendi destekledikleri siyasi partilere kaynak aktarıyor...bu partiler bir süre sonra iktidar oluyor ve suudi kralını üzmemek için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar...istanbulun rant alanları araplara açılıyor...araplar istemiyor diye esada karşı vesayet savaşına müdahil olunuyor...
güngör uras 'araplar bize 10 milyar dolar yolladı, ama izi yok nerde bu para, bu devirde kim kime böyle bir parayı yollar hele karşılıksız?' diye soruyor..saray ve uçak masrafının o paralarla finanse edildiği iddia ediliyor.. http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/suudi-kralin-hibe-ettigi--10-milyar---in-izi-yok--1558066/
Arkadaşım devrimler o devrimi yapanlar arasında da elbette uyumsuzluklar yaratır. Devrinin yönünü tayin etme hususunda çıkar bu uyumsuzluklar. Karabekir Paşa çok iyi bir komutan olmakla birlikte Cumhuriyet devrimlerini yapacak kadar ileri görüşlü değildi. Bağlı olduğu değerlerden kurtulamamıştı. Ayrıca kendi yazdığı şiirin değil de Mehmet Âkif'in yazdığı marşın millî marş olmasına içerleyecek kadar da enaniyet sahibidir. Yazdığı kitaplarda hep "ben Enver'e söyledim anlamadı" "ben şöyle demiştim ama dinlemediler" gibi sızlanmalar vardır. Hâsılı kelam hepsi bizim atamız, büyüğümüzdür lâkin Karabekir Paşa Türkiye'nin cumhuriyete taşınması ve daha iyi daha ileri bir hayatı benimsemesi konusunda tereddüt etmiş ise bırakalım biz susalım, tarih konuşsun. Karabekir Paşa'nın özellikle İttihat ve Terakki ile ilgili kitabında bu konuda bol miktarda örnek vardır.
SilHocam kitap önerileriniz için teşekkür ederim başka onerebılecegınız ekonomi üzerine anlaşılır başka kitaplar söyleyebilirmisiniz
YanıtlaSilBlogu geçmişle doğru tararsanız bu konuda yazılarım ve tavsiyelerim var.
SilArkadasimizin esiyle ilgili degil hocam bu durum. Memuriyetle alakalı bir şey. Normal yani.
YanıtlaSilBüyük önder mustafa kemal paşa nutuku yazalı kaç yıl oldu.. Öyle bir insan ki günümüzü anlamamız için nutuka bakmak yeterli..Tabi okuduğunu anlamakta cok önemli.Kısacası Geçmişten ders almayanın geleceği olamaz.Bizler geleceğimizide yemeye basladık cok obur bir milletiz cok...
YanıtlaSilNutuk çok önemli bir belgesel kitap. Mutlaka okumak gerekiyor. Aksi takdirde yalana dolana kapılıp Cumhuriyetin uyduruk bir sistem olduğuna inanan saf insanlar safına katılmak çok kolay. Çünkü ortada çok yalan var. Ve bu yalanlar son derecede bilinçli bir biçimde her yerde tekrarlanarak beyin yıkama faaliyeti yapılıyor.
SilMilli Mucadele doneminin asil 1927'den sonrasi daha heyacanli. Mustafa Kemal Ataturk'un, Kamal Ataturk olduktan sonrasi.
Silatatürklük zamanı 34'ten sonradır...
Silİyi pazarlar hocam ekonomi üzerinde kendimi geliştirmek istiyorum sizin kitaplarınızı okudum başka önerebileceğiniz kitaplar var mı geliştirme konusunda başka neler yapabilirim
YanıtlaSilBurada arada sırada öneriyorum. Blogu geçmişle doğru tararsanız buna benzer yazılarımda öneriler bulacaksınız.
Silben kitap okumam, bana özetini getirirler onun da önemli kısımlarını okuttururum...hedefim cumhurbaşkanı olmak..
YanıtlaSilHocam ekonomi finans ve bankacılık alanında kendini geliştirmek isteyen bi bankaciyim . Kişisel gelişim için İngilizce şart mı sizce . Direkt bu konularda çalışıp araştırma mı yapmalıyım yoksa dil öğrenip yabancı kaynaklarla mı devam etmeliyim ?
YanıtlaSilBuda sorumu be kanka. Aynen öyle yapmalısın
SilYabancı dil günümüzde çok önemli. Ne yapıp edip o sorunu çözmeye çalışın.
Silben de emekli bankacıyım,dil bildiğim için dil ödeneği aldım hep..Dış işlem kadrolarında çok işe yarar.Şimdi durum ne bilmiyorum
SilHomo Deus'a bakma fırsatını bulabildiniz mi hocam? Sapiens gibi bu da ilgi çekici bi kitaba benziyor. (Henüz okuyamadim)
YanıtlaSilHomodeus okuma listemde ve kitap da okuma sıramda 2 numarada. Araya başka şeyler girmezse en kısa zamanda okuyup yazacağım.
Sil[1/2]
SilTecrübeli bir kitap kurdu ve Harari gibi akademisyen-düşünürleri yakından tanıyan biri olarak, bazı tavsiyelerde bulunayım.
’Hayvanlardan Tanrılara Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi’ ve ’Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi’ kitapları, ilk sayfadan son sayfaya kadar örüntüleri muazzam şekilde kurulmuş. Günümüzde yaşananları ve gelecekte yaşanabilecekleri, yere sağlam basarak, geçmişten referansları nokta atışı yapar gibi örneklendirerek, herhangi bir illüzyona ve çeşitli din & ideolojilerin büyülerine kapılmadan, bilim çerçevesi içinde kalarak tespit ve uyarılar içeren çok önemli iki kitap; okuduktan sonra kitaplığınızın köşesinde bırakıp elinizi sürmeyeceğiniz türden kitaplar değil.
Şunları da aklınızın bir köşesinde bulundurmanızı öneririm:
19. yy'ın ikinci yarısından sonra arta arta, 20. yy'da daha da profesyonelleşerek, 21. yy'da teknolojinin de imkânlarının katkısıyla "proje bazlı analiz-kitaplar" büyük oranda cezbedici özelliklere sahip.
Victor Hugo, Leo Tolstoy, Henry David Thoreau, William Faulkner, Hannah Arendt, Eduardo Galeano, Umberto Eco, Miguel de Unamuno, Alberto Manguel, Elias Canetti veya Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şahsiyetlerin üzerinde ehemmiyetle durduğu "insanın anlatısı" yavaş yavaş terkedilip; insanları hizaya sokma amacını güden "proje bazlı analiz-kitaplar" daha fazla ilgi çekiyor.
Harari'nin kitaplarnı sürekli gündemde tutan ana sektörün "şirketokrasi" tabiriyle nitelenen 21. yüzyıl kapitalistleri olduğunu unutmamanızı öneririm. Harari bu iki kitabını yazarak ulaşmak istediği sonuçlarla, vermek istediği mesajlarla; şirketokrasi oyuncularının bu kitapları kullanarak nesillere dizayn verme çabaları birbiriyle büyük ölçüde örtüşüyor.
Harari'ye, samimi bir şekilde, bu kitapların birer "pretext"i (vesileleri) olup olmadığını sorduğunuzda, "bana böyle tuzak sorular sorarak, beni oyuna getiremezsiniz" minvalinde espriyle karışık yanıtlar alabilirsiniz, fakat; kendisiyle yapılan görüşmelerin bütününü, röportajlarda söylediklerinin bütününü, konferanslarda yaptığı konuşmaların bütününü incelediğinizde; şirketokrasi oyuncularının planları, vaadettikleri, hizaya sokucu uyarıları, gelecek tasarısı hayalleri dışında pek yeni bir şey söylemediğini, aslında 21. yüzyıl kapitalistlerinin amaçları doğrultusunda cümleler söylediğini gözlemleyeceksiniz. Yazdığı iki kitap; söylemlerinin, tarihi referanslarla gerekçelendirme çabalarından öte bir şey değil. "Kötü niyetli biri değilim, kitaplarımı yanlış anlamayınız." diye net ifadeler kullanmasa da Harari; "proje bazlı analiz-kitaplar" listesine iki kitap daha çoktan eklendi.
→ → → → →
[2/2]
SilGünümüzde içe-kapanmacı, sağ popülist söylemler yükselmeye teşne gibi gözükse de, özgürlükçü akımlar ne kadar dağınık olursa olsun ortaya dikkat çekici söylemler atabiliyorlar, özgürlükçü akımların söyleyecek sözleri daima var. "Sağ blok-Sol blok çatışması" dedikleri dönemin 1989-91'de bittiği söylemini albenili kelimelerle ifade etmeyi gayet iyi bilen Harari; kapitalizm 2008 krizinden beri yara almış gözükse de, kapitalizmin hâlâ etkin bir sistem olduğunun şuurunda, bu çemberden dışarı adım atma meraklısı olmayan bir anlatıcı.
1960-70'lerdeki "sol" günümüze nazaran sesini daha çok duyurabildiğinden, o yılların gençliğinin gözünde:
Herbert Marcuse'un "Tek Boyutlu İnsan: İleri İşleyim Toplumunun İdeolojisi Üzerine İncelemeler" kitabı,
Jean Baudrillard'ın "Tüketim Toplumu" kitabı,
Ve Michel Foucault'nun "Hapishanenin Doğuşu", "Biyopolitikanın Doğuşu" kitapları, "İktidarın Gözü" derlemesi, adeta liste başıydı; bu kitapları okumayanlar, tartışma platformlarında yok hükmünde sayılıyordu.
Günümüze odaklanacak olursak; "sol"un söylemleri yumuşadı, kapitalizm yara almış olsa da hâlâ ünlü bir ideoloji; ve Harari bunun farkında.
Harari;
Günümüzün Marcuse'u,
Günümüzün Baudrillard'ı,
Günümüzün Foucault'dur;
"Şirketokrasi"nin çemberi dışına çıkmadan. Eskiden "sol" sesini duyurabiliyordu, bugün "kapitalizm" ünlü. "Hayvanlardan Tanrılara Sapiens" ve "Homo Deus"un her satırını tane tane okurken, kapitalizm çemberini unutmamanızı öneririm.
Hepinize "dikkatli" okumalar...
Türkçe'yi katleden berbat bir çeviri örneği daha.
SilAdsız 18:09'a;
SilHarari'nin kitaplarının çevirisini beğenmemiş olabilirsiniz, umarız ileride daha iyi çevirileri yapılır. Türkçe çevirisini beğenmemiş olmanız, bu iki muhteşem kitabın kıymetini azaltmaz.
Ama şimdilik, ülkemizde yabancı dil bilmeyenleri düşüncelere sevkedecek kadar yeterli bir çeviri yapılmış, büsbütün kötü değil.
Siz hangi dilde okudunuz? Türkçe karşılıklarını yanlış bulduklarınızdan birkaçını kısaca yazar mısınız?
Hocam merhaba.Uzun zamandır mesleki konularda paylaşım yapıp bilgilendirmiyorsunuz bizleri.Mesela Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettiş yardımcılığının geleceği hakkında düşüncelerinizi çok merak ediyorum.
YanıtlaSilPek çok başka güncel konu olunca bunlar biraz geriye düşüyor.
SilSonuçta çalıştığınız yer dışında da çalışabileceğiniz bir alternatif iş imkanı sağlayan bütün kamu görevleri ve özel sektör işleri bence tercihte önceliklidir. Vergi müfettişliği, gelir uzmanlığı, gümrük ve ticaret bakanlığı müfettişliği, spk uzmanlığı, bankacılık, sigortacılık vb gibi. Bu işlerden ayrılsanız bile kendi başınıza bir şeyler yapacak bir mesleğiniz olur. Tabii burada kendinizi iyi yetiştirmeniz kaydıyla. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı da bu tür meslek veren görevlerden birisi.
Mesleklerin tanımı değişiyor...
SilArkadaşlar nutuk kitabı 1 aydır cok satanlar listesinde. O günleri anlamamızı ve gelecek günlerimizde ne yapmamız gerektiği konusunda çok yardımcı olacaktır.
YanıtlaSilNutuk'un yeniden gündeme gelmesinde Fox Tv ve Fatih Portakal çok önemli katkıda bulundu. Bence çok da iyi bir iş yaptılar.
SilMahfi Egilmez, o gun de ABD yardim ediyordu, bugun de.
SilAyrica niye cok satiyor anlamak mumkun degil, cok merak eden internette aratsin okusun parasini fakire fukaraya versin bedava olan seye para vermeyi iktisat biliminde nasil acikliyorlar acaba.
Açıklaması çok basit. Kitabı parayla alırsanız o kitabı basan yayınevleri para kazanır, böylece onlar daha fazla adam istihdam ederler, o adamlar para kazanır onların harcamalarıyla başkaları da kazanır böyle zincirleme gider. Ve emin olun ucu size kadar olumlu bir şekilde gelir.
SilSoruyi anlamamissiniz. Soru bir kitabin ya da telifi olan bir urunun parayla alinip alinmamasi degil, 'bedava' olan bir seyin gereksiz yere para ile alinmasi idi.
SilSayet oyle anladi iseniz, herhalde siz bilimsel davraniz alacaginiz urunler en pahali nerede satiliyorsa oradan aliyorsunuz ki, satanlar para kazansin, istihdami arttirsin sonra ucu size dokunsun.
Yani Kuran gibi, Incil gibi dini bir kitap olsa anlayacagim, insanlar manevi olarak kutuphanelerinde bulunsun diye guzel baskili, kagit halini para verip alsinlar diye ancak benim bildigim Nutuk 100 sene oncesini anlatan bir kitap, dini bir ozelligi yok. Yoksa var mi? Yoksa 1944 basimi TDK sozlugunde yazildigi gibi "Kemalizm halkin dinidir." mi?
Siz olayı anlamamışsınız. Sizin sorununuz bir kitabın parayla veya bedava alınıp alınmaması değil. Sanki öyleymiş gibi sunuyorsunuz sorununuzu ama sizin sorununuz Nutuk. Siz onun okunmasını istemiyorsunuz.
SilNutuk, size niçin bu topraklarda özgür ve bağımsız yaşayabildiğinizi ve niçin hala o manevi değerlere sahip olabildiğinizi anlatıyor. Bir kere okuyun o ön yargılarınızdan kurtulacaksınız.
Adsız arkadaşımız internetin ona sağladığı anononimliğe tam olarak uymuş gibi görünüyor. Etkisiz eleman. 0
SilAdsiz 23:20, internetin anonimlik felan sagladigi yok, IP adresim acik. Kimin yazdigina bakacaginiza ne yazildigina bakin, o zaman gorursunuz etkiyi.
Silhocam nutukun dile getirlimseinde fox ve fatih portakal vesile oldu diyorsunuz ya . bu kanal amerikanında işte o yüzden bu kanala güvenmiyorlar. nutuktan haz etmeyenler bu yüzden daha çok haz etmiyorlar...
SilTamda İşletme fimansmanına ilgi duyduğum bir dönemde Soru ve Yanıtlarıyla İşletme Finansmanı çok iyi geldi hemen almalı. Bu arada işletme finansı da robotlaşacak ve kaybolacak meslekler arasında mı sizce. Teşekkür hocam. Saygılarımla
YanıtlaSilKolay gelsin.
SilHer konu robotlaşsa da işin özünü bilip o robotlara program yazacak, onları yönetecek, koordine edecek, güncelleyecek insana her zaman ihtiyaç olacak.
Hocam bu tip kitap tanıtımlarınızla bana kitap okuma alışkanlığı kazandırdınız. Sizin önerdiğiniz kitapları okuma zorunluluğu hissediyorum. Lütfen bu yazılara devam edin.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, devam edeceğim.
SilMahfi Eğilmez hocam konuyla alakalı değil ama Devlet bahçeli ne olduda evet diyor yorumunuzu alabilirmiyim teşekkürler
YanıtlaSilBilgim yok ama geçmişte niçin desteklediyse sanırım şimdi de onun için destekliyordur.
SilDevlet Bahceli sonucin Hayir cikacagini bastan sezdi, referendum uygun zamanda yapilirsa bu yolu tamamen kapatiriz diye dusunup destek verdi bence. Yani kendisi de Evet cikmayacagini biliyor, benim kanaatim bu. Gerci kendisinin gecmisi yanlis kararlarla doludur ama umarim bu sezgisi dogru cikar. En azindan benim edindigim izlenim bu. Tugrul Turkes AKP'yi bosuna uyarmadi zamaninda bu konuda.
SilHocam önerebileceğiniz ekonomist yazarlar var mı takip edebileceğimiz teşekkür ediyorum
YanıtlaSilBlogda yazılarım var onlara bakın derim.
SilHocam merhaba. Maliye birinci sınıf öğrencisiyim. Ne kadar sanslıyım ki sizi okul hayatımın baslarında tanıma fırsatı buldum. Önerdiginiz bilgileri hep dikkate alıyorum. Maliye öğrencilerine yönelik kitap tavsiyeleriniz var mı? Tesekkür ederim.
YanıtlaSilZaman zaman öneriyorum zaten. Maliye öğrencileri de mesela bence Güven Sayılgan'ın kitabını okumalı. Bir de benim Kamu Maliyesi kitabım var. Onu da okumanızı öneririm.
SilYüksek kalitede renklendirilmiş:
YanıtlaSil1936 yılına ait Berlin videosu (8 dk.):
https://www.youtube.com/watch?v=Es6f7K4c-y8
1945 yılına ait Berlin videosu (7 dk.):
https://www.youtube.com/watch?v=R5i9k7s9X_A
Paylaşım için teşekkürler.
SilKoskoca Alman halkının bir delinin peşine takılıp gitmesinin sonucunu bu kadar iyi anlatan bir karşılaştırma görmemiştim.
Dünyanın bugünkü konumuna ve formuna gelmesinde en büyük katkı hiç kuşku yok ki Avrupa’dan gelmiş bulunuyor.
YanıtlaSilYanlış! Bu cümle, bir dayatmadır!
Asıl katkı Asya'dandır ve İslam'ın katkısı da çok büyüktür!
Objektif olmayı deneyiniz...
İcatlara ve keşiflere bir bakmanızı ve yanlarına kimlerin bulduğunu yazmanızı tavsiye ederim. Bakın bakalım hangi kıtanın icat, keşif, teori, edebiyat, müzik katkısı daha fazla. Ve hangi kıta en çok taklit ediliyor? Listenizde Asya ve İslam alimleri ve yazarları, teorisyenleri sayı olarak çok çıkarsa o zaman buraya bir daha yazın da ben de objektif olmayı sizden öğrenmiş olayım. Listeyi tamamlamadan lafla buraya gelmeyin.
SilO zaman neden böyle düşündüğünüzü bilgi ve belgelerle kanıtlayan bir yazı yazın bizde okuyalım. Gerçekten karşılaştıralım bakalım katkı nereden gelmiş.
SilÖrnek mi istediniz? Size belgesel göndereyim öyleyse: "Cosmos: A Spacetime Odyssey"
Sil2014'te yayınlandı. 13 bölümlük belgeselin sunucusu astrofizikçi Neil deGrasse Tyson.
5. bölüm: "Hiding in the Light"
Büyük İslam alimi, Mısır'da yetişmiş Ibn al-Haytham'in hikayesi (İbn-i Heysem veya Alhazen olarak da bilinir).
Optik konusunda yaptığı çalışmalarla çığır açtı. Bugün sizin akıllı cep telefonlarınızda kullandığınız kamera konseptinin geliştirilmesine yol açan, ışık ve gölge hesaplamalarını, mercek formüllerini İbn-i Heysem icat etti.
Ve hatta, tarihin "ilk modern anlamda biliminsanı" olarak da bilinir. Matthias Schramm'a göre İbn-i Heysem, "deneysel şartların sabit ve eşit aralıklı olarak değişiminden sistematik olarak faydalanan ilk kişidir."
Mısır'da yetişmiş bir alim olması sebebiyle kendisine, "2. Batlamyus" da denir (II. Ptolemy).
İbn-i Heysem 965 yılında doğdu, 1038/1040 civarında öldü. Yani "Isaac Newton"dan 603 yıl önce yaşadı ve dünyayı değiştirdi!
Şimdi ikna oldunuz mu Mahfi Bey?
Kesinlikle ikna oldum. Bu kanıtlarınız bitirdi tartışmayı.
SilDiziyi bir daha izleyin isterseniz. Bakın bakalım Ibn Al Haytham'in yanında kaç tane Avrupalı var o dizide bilime katkı yapan?
Ah bu ön yargılar yok mu? Her şeyi bitiriyor.
Haberiniz yok muydu?
SilIsaac Newton, Türktü:
İshak Yeniton
Aziz Sancar, 8 Eylül 1946, Savur
SilTürk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı.
1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk ABD'li Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.
Aziz Sancar’ın geliştirip ismini koyduğu “maxicell” tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu “excinuclease/excision nuclease” enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
* * *
Meryem Mirzahani, 5 Mayıs 1977, Tahran
İran'lı matematikçi.
2008’den bu yana Stanford Üniversitesi'nde matematik profesörü olarak çalışan Mirzahani, 2014 yılında “Matematiğin Nobeli” sayılan Fields madalyasını alarak bu ödülü kazanan ilk kadın olmuştur. Çalışmalarında özellikle hiperbolik geometri, ergodik teori, simplektik geometri ve Teichmüller teorisine odaklanmaktadır.
Tahran’da üstün yetenekli öğrencilere hizmet veren bir kurumda öğrenim gördü. 1994 ve 1995'de ülkesinin matematik olimpiyat takımında yer aldı ve altın madalya aldı. 1999'da Tahran'daki Şerif Teknoloji Üniversitesi'nden mezun oldu. Lisansüstü çalışma için ABD’ye gitti, 2004'te Harvard'dan doktorasını aldı. 2004-2008 yıllarında Clay Matematik Enstitüsü ve Princeton Üniversitesi’nde görev yaptı. 2008’de Stanford Üniversitesi’nde profesör oldu.
2014 yılında Güney Kore'nin başkenti Seul'daki Uluslararası Matematikçiler Kongresi tarafından verilen Fields Madalyası'na layık görüldü. Bu ödülü alan ilk kadın bilim insanı oldu. Başarısı İran cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından gayri resmi olarak kutlanmıştır.
Kuramsal bilgisayar bilimci olan Çek vatandaşı Jan Vondrák ile evlidir ve bir kızı vardır.
14 Şubat 2017
SilAziz Sancar
Dostlara bir çağrımız var:
https://www.youtube.com/watch?v=SegMDnV_14s
https://twitter.com/ProfDemirtas/status/835843977215635456
SilAdsiz 09:44, aslinda herkesin prof olabilecegini kanitlamis, dis mihraklarin etkisiz oldugunu degil.
SilKitap: Her Şey Satılık: Dünyanın Kaynaklarını Kimler Kontrol Ediyor?
YanıtlaSilYazan: James Ridgeway
Çeviren: Bülent Doğan
Yayınevi: Metis Kitap
Tanıtım:
Her gün binlerce ton mal ve hammadde, dünyanın üzerinde görünmeyen çizgiler boyunca taşınıyor. Bu büyük akışa insanların daha önce "bedava" sahip olabildikleri yeni yeni şeyler ekleniyor. Dünya sistemi, bir yandan neredeyse her şeyi satılık mal haline getirirken, bir yandan da bunları tüketecek yeni insanı ve onun yeni ihtiyaçlarını yaratıyor.
Dünyanın kaynakları kimlerin elinde? Kimler nasıl kâr ediyorlar? Yakıt, metal, gübre, uyuşturucu, gıda-ama daha yakın zamanda tatlı su, insan, gökyüzü, okyanuslar ve hayatın ta kendisi birer ticari mal haline geldi. Belli ki mevcut ekonomik sistem devam ettiği müddetçe bu liste uzayacak: Solunacak temiz havanın bir süre sonra parayla satılmayacağını kim iddia edebilir?
"Her Şey Satılık"ta aklınıza gelebilecek hemen her türlü kaynak hakkında, bu kaynakların nasıl sahiplenildiği, işletildiği, hangi hatlar boyunca dağıtıldığı, neyin üretileceğine neyin üretilmeyeceğine kimler tarafından nasıl karar verildiği hakkında ilginç öyküler okuyacaksınız.
İçindekiler:
Sunuş:
"Dünyamız Satılık Değil!" (Roni Margulies)
Giriş:
Tatlı Su:
Yakıtlar:
Kömür, Petrol, Doğalgaz, Uranyum
Metaller ve Değerli Taşlar:
Çok Eskiden Beri Bilinen Metaller: Bakır, Kalay, Çinko, Kurşun
Demir ve Çelik Metalleri: Demir ve Çelik, Manganez, Krom, Nikel, Kobalt
Hafif Metaller: Boksit, Magnezyum, Titanyum
Değerli Metaller ve Taşlar: Gümüş, Altın, Platin, Elmas
Diğer Değerli Taşlar
Ormanlar:
Kereste, Kauçuk
Lifli Ürünler:
Pamuk, İpek
Gübreler:
Azot, Fosfat, Potas
Gıdalar:
Hayvancılık
Tahıl: İri Taneli Tahıl, Buğday, Mısır, Pirinç, Soya Fasulyesi
Bitkisel Yağlar, Hayvani Yağlar, Balmumu
Şeker
Baharatlar: Vanilya, Tarçın, Hardal, Karanfil, Karabiber, Tuz
İçecekler: Kahve, Çay, Kakao
Balıkçılık
Çiçekler
Uyuşturucular ve İlaçlar:
Afyon ve Eroin, Koka ve Kokain, Esrar
Tütün
Şifalı Bitkiler: Ginkgo, Ginseng, Sarımsak, Kirpi Otu,
Binbirdelik Otu, Zencefil, Kısrak İdrarı
İnsanlar:
Köleler, Vücut Parçaları, Kadavralar,
Kan, Dışkı, Saç
Gökyüzü
Okyanuslar
Biyolojik Çeşitlilik
Notlar
Kaynakça
Nutuk ciddi bir felsefe kitabi
YanıtlaSilAtaturk ise bir filozof ayni zamanda bunu farkina vardiriyor Nutuk
Ne diyorsunuz hocam
Müthiş bir insan Atatürk.
SilAşırı milliyetçi değilim hocam.Hiçbir dinin,inancın ve görüşün fanatiği değilim hocam...Ama ATATÜRKE sahip olan bir milletin ferdi olarak sadece ve sadece bu sebepten yani ATA mıza sahip olmamızdan dolayı diğer milletlerden farklı ve üstün olduğumuzu düşünüyorum...
Silatatürkü unutturmaya çalışıyorlar hocam... akp atatürkü sevmediği bigi millete de bunu empose ediyorlar. eşim mesela çocukluktan beri okullarda okuduğumuz tarih kitaplarını yabancılar yazdı. ben onlara artık inanmıyorum. neden bir kere bile kötü tarafı yok atattürkin kitplarda diyor. eşimle neredeyse kavga noktasına geldik. siz burda istediğiniz kadar yazın... daha açık daha net yazmadığınız sürece bu iş olmayacak hocam...
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilYazılarınızı takip ediyorum. işimi hızla büyütmekte olan bir girişimciyim, ekonomi konusunda oldukça zayıfım. A.Ş. şirket yöneticisi olarak ilgili tüm finansal konularda yeterince bilgili olmak ve hızlı büyüyen bir şirket sahibi olarak hem para yönetimi hemde global ekonomiyi anlayarak kısa-uzun vadeli stratejilere yön verebilecek bilgi birikimine ulaşmak için kitap tavsiyeleriniz ne olurdu?
zamanınız için şimdiden teşekkürler.
Önce kavramları yerli yerine oturtmak gerekiyor. Kolay Ekonomiyi okuyun. Zaten 2 - 3 günde okursunuz. Sonra Frederic Mishkin'in Finansal Kurumlar ve Piyasalar kitabını okuyun.
SilSayın hocam, yazılarınızı zevkle takip ediyorum.
YanıtlaSilA.Ş. sahibinin finansal/muhasebesel kontrol ve takipleri yapabilecek ölçüde bilgilenebileceği bir kaynak önerebilirmisiniz?
Ayrıca, girişimci olarak oldukça hızlı büyüyen işime yön verebilecek, ekonominin geleceğini ön görerek stratejiler geliştirme boyutunda kendimi yetiştirmeye çalışıyorum. Bu doğrultuda da bir kaynak önerebilirseniz çok memnun olurum.
hürmetler
Orhan Sevilengül: Genel MUhasebe
SilHocam merhaba. Keynes ekonomi eksik istihdamda da dengededir diyor. Şuan günümüzde de hemen hemen bütün ekonomilerde arz ve talep dengede midir eksik istihdamda?
YanıtlaSilEkonomi, denge kavramını fizikten almıştır. Ama fizikte dengeler bozulunca artık denge kavramından değil dengesizlik kavramından söz edilir. Oysa ekonomide denge bozulunca bile sistem dengededir. Keynes'in kastı budur. Ekonomi her an denge halindedir. Bizim denge bozuldu diyerek kastettiğimiz durum ideal dengenin bozulmuş olmasıdır. Yoksa denge yine vardır.
Silçok acayip bir çalışma
YanıtlaSilhttp://www.tarihtennotlar.com/genel/nutukun-gizli-sifresi/
Merhaba hocam,nutuk u iki defa okumuş irdelemiş biri olarak yazılarınizi hayranlıkla takip etmekle birlikte önerdiğiniz kitapları özellikle not alıp okumak uzere kütüphaneme ekliyorum
YanıtlaSilTeşekkürler ilginiz için.
SilLütfen kaçamak cevaplar vermeyiniz.
YanıtlaSilRıdvan Dilmen'in:
1) Futbolculuk dönemiyle,
2) TV'de maç yorumculuğuyla,
3) Siyasi duruşuyla,
ilgili görüşleriniz nedir?
İlk ikisi iyi, üçüncüsü hem kötü hem de son derecede gereksiz.
SilHocam, felsefe için Nigel Warburton'u mu Bertrand Russell'i mi önerirsiniz?
YanıtlaSilİkisi de iyi ama bir tane okuyacaksanız Russell.
SilOkuyacak o kadar çok kitap var ki, bu yüzden şimdilik bir tanesini okuyacağım. Gelececekte zamanım olursa diğerini de okurum. Benim için referans kitabı olacak bir felsefe kitabı olması açısından A History of Western Philosophy kitabının ingilizce versiyonunu okumayı düşünüyorum.
SilGödel, Escher, Bach: An Eternal Golden Braid'i okudunuz mu hocam? Okuduysanız düşünceleriniz nelerdir?
Cok tesekkurler
Hocam alakasiz bir soru lakin Ekonometri hakkinda ne dusunuyorsunuz?
YanıtlaSilİktisatçının mutlaka bilmesi gereken bir dal ama bence tek başına ekonometri okuduğunuzda ve eğer yanına ekonomi öğrenimi katmamışsanız pek kullanışlı değil. O nedenle ekonometri bölümünde okuyanlar için önerim şudur: ekonomi, finans, muhasebe ve hukuk bilgilerini en üst düzeye çıkararak bilgi çerçevesini tamamlamaya çalışsınlar.
SilMutevazi kisiliginiz bu donemde inanilasi gibi degil cok tesekkurler iyi ki varsiniz;)bir ekonometri mezunu olarak a grubu kariyer meslek sinavlrina hazirlandm fakat alimlar yok denecek kadar az artik bize umut bile yok.Özel sektor de sansmiz olur mu onu da bilemiyorum cunku tecrube kazanmak yerine ders calismayi tercih ettik.
Silmerhaba,islamiyet öncesi ve sonrasını mezhepleri objektif anlatan hangi yazarları ve kitapları tavsiye edersiniz? saygılar..
YanıtlaSilBU konunun uzmanı değilim. Bu konuda kitaplar okudum ama kendimi tavsiye edecek kadar yetkin görmüyorum.
Silhocam bizans-roma tarihi ile ilgili kitap listesi istesem neleri yazardiniz?
YanıtlaSilÇok var. Georg Ostrogorsky'nin Bizans Devleti Tarihi iyidir. Timothy Gregory'nin Bizans Tarihi de iyidir. İstanbul kuşatmasını merak ediyorsanız Roger Crowley'in 1453'ünü okumanızı öneririm. Patrick le RouX nun Roma İmparatorluğu da nispeten kısa bir Roma Tarihi anlatır.
SilHocam Avrupa İktisat Tarihi kitabının baskısı yok. Yayınevi tanıdıksa tekrar basabilir mi? Ayrıca dünya iktisat tarihine ilişkin başka tavsiye edeceğiniz kitaplar var mıdır?
YanıtlaSilProf. Dr. Tevfik Güran'ın İktisat Tarihi'ni tavsiye ederim.
SilHocam günde kaç saat uyuyorsunuz? Bu kadar çalışmanın içinde uykuya fazla vakit kalmasa gerek.
YanıtlaSilSaygılar.
5 - 6 saat bana yetiyor.
SilHocam Ozgur Demirtas'i okumussunuzdur. Bahsettigi net hata noksan tutari 21 milyar $ in ne karsiliginda ve nerden geldigi hakkindakl fikrinizi merak ediyorum. Fikir belirtmek istemezseniz NO COMMENT deyip gecebilirsiniz. Veya biraz ustu kapali ipucu verebilirsiniz. Akilli adamlariz anlariz. Saygilar.
YanıtlaSilBu konuda blogda benim de yazılarım ve MB'na konuyu açıklaması yönünde çağrılarım var. Bir kaç milyar dolarının gerçekten net hata ve noksan olduğunu düşünsem de gerisi benim için de bir muamma.
SilHocam,
YanıtlaSilSizin makroekonomi kitabınızdan sonra konuyu pekiştirmek adına ikinci bir makroekonomi kitabı önerisinde bulunur musunuz ? Veya sonrasında ne okunmalı ?
Saygılarımla
Erdal Ünsal'ın Makroekonomi'si iyidir.
SilHocam merhaba, makale bankasına ihtiyacımız var. En önemli 5 adet makaleyi sıralayın desem sıralamanız nasıl olur?
YanıtlaSilHangi konuda?
SilEkonomi alanında hocam, şöyle deli dolu olanlarından, irdelerek okunması gerekenlerden.
SilHocam hala yanıtınızı bekliyorum.
SilVe halaa
SilHocam kitaplarinizi İngilizce'ye cevirtmeyi ve yayinlamayi dusunmuyor musunuz? Hatta kitaplarinizin ders kitabi olarak Turkiye'de bile İngilizce okutulmasi gerektigini dusunuyorum. İngilizce kitap okuyamamak demek dunyadaki kitaplarin 99%'undan bihaber olmak demek degil midir? Ayrica bu kadar degerli kitaplardan global olcekte faydalanilmalidir.
YanıtlaSilBasarilarinizin devamini dilerim.
Teşekkür ederim
Silhocam turkiyedeki bankalarin ne kadarlik bolumu yabancilara ait?
YanıtlaSilSon satın almalarla birlikte yabancıların toplam payı yüzde 45 oldu.
Silhocam bize denk ülkelerde bu oran ne kadar? mesela bir meksika, ispanya? yada şöyle sorayım bu oranlarda bir sakınca yokmu? endişelenmek mi gerek?
SilHocam econocracy diye bir kitaba rastladınız mı the guardian bu ara çok reklamini yapıyor gibi. 3 undergraduate yazmış sanırım
YanıtlaSilingilizce hariç hangi yabancı dil öğrenmemizi tavsiye edersiniz??
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil