Üç Önemli Ekonomi Sorusu

Soru 1: Merkez Bankası’nın Döviz Rezervleri Nasıl Arttı?
Türkiye, yılda yaklaşık 33,3 milyar Dolar cari açık verdiği halde Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri nasıl oluyor da 84,1 milyar Dolar düzeyinde bulunuyor? Önce bir tablo yapalım (kaynak: TCMB, Ödemeler Dengesi istatistikleri ve Hazine Müsteşarlığı dış borç istatistikleri.)

Gösterge
2002
2017
Fark
TCMB Brüt Döviz Rezervi
26,8
84,1
57,3
2002 - 17 Toplamı
2002 - 17 Ortalama
Cari Açık
548,9
33,3
2002
2017
Fark
Türkiye Toplam Brüt Dış Borç Stoku
129,6
438,0
308,4

Tabloya göre Merkez Bankası 2002 sonunda 26,8 milyar Dolar olan brüt döviz rezervlerini bu 16 yıllık sürede 57,3 milyar Dolar artırarak 2017 sonunda 84,1 milyar Dolara çıkarmış. 2002 – 2017 arasındaki bu 16 yıllık dönemde Türkiye, toplam olarak 548,9 milyar Dolar ya da yıllık ortalama 33,3 milyar Dolar cari açık verdiği halde nasıl olmuş da döviz rezervlerini artırmış? Sorunun yanıtı tablonun en alt satırında yatıyor. Türkiye, 2002 yılında 129,6 milyar Dolar olan toplam brüt dış borç stokunu 308,4 milyar Dolar artışla 2017’de 438 milyar Dolara çıkarmış.

Özetle söylemek gerekirse Merkez Bankası döviz rezervleri arttı diye övünürken bunun el parası olduğunu unutmamak gerekir. 

Soru 2: Türkiye 2003’den 2017’ye Yüzde 5,8 Ortalama Büyüme Hızını Nasıl Yakaladı?
Türkiye’nin 2003 – 2017 arasındaki ortalama büyüme oranı yüzde 5,8 olarak bulunuyor. Türkiye’nin potansiyel büyümesi yüzde 5 olarak hesaplanıyor. Bu durumda 2003 – 2017 arasında Türkiye, potansiyel büyümesinin üzerinde büyümüş görünüyor. Aşağıdaki tablo bu büyümeye yardım eden bazı göstergeleri sergiliyor (kaynak: TCMB, Ödemeler Dengesi istatistikleri ve Hazine Müsteşarlığı dış borç istatistikleri, TÜİK, GSYH verileri.)

Çeşitli Göstergeler
2003 - 2017
Büyüme (%)
5,8
Cari Açık Toplamı (Milyar USD)
548,9
Dış Finansman Toplamı (Milyar USD)
600,4
   Sıcak Para Olarak Gelen (Milyar USD)
385,4
       Dış Borç Stoku Artışı (Milyar USD)
308,4
Özelleştirme Gelirleri (Milyar USD)
60,2

Tabloya göre Türkiye bu dönemde yüzde 5,8’lik büyüme ortalamasını yakalarken toplamda 549 milyar Dolar cari açık verilmiş, buna karşılık 600 milyar Dolarlık dış finansman sağlanmış ve bu tutarın 385 milyar Doları sıcak para olarak girmiş. Bu sıcak paranın 308 milyar Doları da dış borç stoklarında artış yaratmış. Yine aynı dönemde bu büyümeyi destekleyen 60 milyar Dolarlık özeleştirme geliri elde edilmiş.

Özetle söylemek gerekirse Türkiye bu dönemde potansiyel büyümenin üzerinde bir büyüme ortalaması sağlamak için; cari açığın artmasına aldırış etmemiş, bu açığı finanse etmek için yüksek miktarda dış borç almış ve kamu kesimine ait olan üretim birimlerinin önemli bölümünü de satmış. Yani el parasıyla ve evdeki gümüşleri satarak büyümüş.

Soru 3: Enflasyonda Hedefler Niçin Tutturulamadı?
Enflasyonda uzun süredir açıklanan hedef hep yüzde 5. Buna karşılık gerçekleşen enflasyon oranları hep bu oranın üzerinde çıkıyor. Acaba hedefler niçin tutturulamıyor? Bu sorunun üç farklı yanıtı olabilir: (1) Hedef gerçekçi olmayabilir. (2) Uygulanan para politikası bu hedefi tutturmaya uygun olmayabilir. (3) Maliye politikası bu hedefe yönelen para politikasına köstek oluyor olabilir.

(1) Hedef gerçekçi olmayabilir. Yani Türkiye ekonomisi hiçbir zaman yüzde 5 oranında bir enflasyon oranını yakalamaya uygun bir ekonomi olmayabilir. Türkiye’nin enflasyon ortalamalarına bakalım.

Yıllar
Ortalama TÜFE
Ortalama ÜFE
1983 - 2017
40,6
38,8
2000 - 2017
15,3
15,7
2003 - 2017
9,2
8,3

Tabloya bakacak olursak Türkiye’nin 1983 yılından bu yana hiç yüzde 5’lik bir enflasyon ortalamasını hiçbir zaman tutturamadığını görebiliriz. O halde yüzde 5 gibi bir hedef belirlemenin gerçekçi olmadığını söylememiz oldukça gerçekçi bir yaklaşım olur.

(2) Uygulanan para politikası bu hedefi tutturmaya uygun olmayabilir. Para politikasının en etkin aracı Merkez Bankası’nın bankaları fonlamakta uyguladığı faiz oranı. Türkiye’de enflasyonun nedeni bir yandan talep, bir yandan da kur artışı kaynaklı maliyet artışı ve her ikisini de önlemenin yolu faizi yüksek tutmaktan geçiyor. Talebi denetlemek için insanları tüketimden tasarrufa döndürmek gerekiyor. Onun da yolu yüksek reel faiz vermek. Kur artışını frenlemenin yolu da yüksek faizden geçiyor. Merkez Bankası’nın, bankaları fonlamakta kullandığı çeşitli faizlerin ağırlıklı ortalamasını aldığımızda aşağıdaki tablo ortaya çıkıyor.

Yıllar
Enflasyon Hedefi (%)
TCMB Ortalama Faizi (%)
Enflasyon (%)
Sapma (%)
2011
5,0
6,34
10,5
110,0
2012
5,0
7,55
6,2
24,0
2013
5,0
5,82
7,4
48,0
2014
5,0
8,95
8,2
64,0
2015
5,0
8,42
8,81
76,2
2016
5,0
8,37
8,53
70,6
2017
5,0
11,5
11,92
138,4

Merkez Bankası, bu faiz oranlarını uygulamış ama enflasyonu hedefe yaklaştırmayı başaramamış. Demek ki Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz oranı enflasyonda belirlenen hedefi tutturmaya uygun değil. Zaten bankaların mevduata verdiği faizin yüzde 14 olduğuna bakınca Merkez Bankası’nın faizinin düşük olduğu da anlaşılıyor. Buradan iki farklı sonuç çıkıyor karşımıza: (a) Hedef doğruysa Merkez Bankası yanlış faiz oranı belirliyor. (2) Merkez Bankası hedefi kendisi seçmiyor ve/veya faiz oranını bağımsız olarak belirleyemiyor.

(3) Maliye politikası bu hedefe yönelen para politikasına köstek oluyor olabilir. 2017 yılında Türkiye, düşen büyüme oranını yeniden yükseltebilmek için ekonomiyi canlandırmaya girişti. Bu amaçla kredi garanti fonu, vergi indirimleri, sosyal güvenlik prim ödemeleri ertelemesi, istihdama parasal teşvik gibi yöntemlerle genişletici maliye politikası uygulamasına geçti. Bu politika, talebi kısarak enflasyonu düşürmeyi hedeflemesi gereken para politikasıyla çelişen bir uygulama oldu. Ne var ki 2017 yılına gelinceye kadar uygulanan maliye politikası sıkı maliye politikasıydı. Dolayısıyla maliye politikasının gevşetilmesi para politikasının başarısızlığının bahanesi olamaz. Buna karşılık 2017’de enflasyonun yükselmesinin nedeni bu iki politika arasındaki koordinasyonsuzluk olabilir.

Özetle söylemek gerekirse açıklanmış bir hedef varsa o hedefe uygun politikalar uygulanmalıdır. Aksi takdirde hedefi tutturamamanın bedeli not düşüşü olabilir.

Yorumlar

  1. Hocam bence TCMB'nin herhangi bir suçu yok.Para politikasıyla da bir yere kadar, maliye politikası şayet destek vermeyi bırakın tam zıttı bir politika uyguluyorsa, Merkez Bankasının da hedefe ulaşabilmesi mümkün değildir.Bugün çıkıp faizi % 15'e de çıkarsa, maliye politikası büyüme uğruna daha da genişleyecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2017'ye kadar Maliye, para politikasına destek olan bir maliye politikası uyguladı. MB orada da tutturamadı enflasyon hedefini.

      Sil
    2. merkez bankasinin sucu inanmadigi isleri yapmaktir sadece o koltukta oturabilmek icin

      Sil
    3. Mahfi hocam o kasadaki döviz rezervleri Türk lirasının değer kaybetmesine neden olur mu yoksa kasada durduğu için değerini mi koruyor?

      Sil
  2. Mahfi Bey merhaba, yazılarınızı heyecanla takip ediyorum. Ancak benim sorum bugünki yazınızla ilgili olmaktan çok bende kişisel bir merak halini alan merkez bankalarının basılan para miktarlarında hiç sızıntılara rastlanıp rastlanmadığıyla ilgili. Eğer böyle bir şey varsa bunun hesabı veriliyor mu ya da bizler bunun takibini yapabiliyor muyuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl bir sızıntı tam anlayamadım.

      Sil
    2. örneğin merkez bankası yetkililerinin ve bazı başkalarının devaluasyonu önceden haber alıp/planlayıp dolara geçmesi gibi ...

      Sil
    3. benim de merak ettiğim bir soru

      Sil
  3. Mahfi Bey, kolay anlaşılır tablo ve açıklamalarınız için teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam şimdi aklıma geldi geçmişte enflasyon bu kadar yüksekken insanlar geçimlerini daha iyi sağlayabiliyolarmış fakat şu an enflasyon geçmişe göre düşükken insanların gereksinimlerini yetirmekte maddi olarak zorlanmasının nedeni nedir?

      Sil
    2. Sayın Emre Yumuşak. Bu kıyaslamayı yapmak zor bence. Önce hangi açıdan bakılacağına karar verilmeli. Yoksa her iki dönem de övülebilir/kötü manada eleştrilebilir.

      Varın yok olduğu, yokluğun çok olduğu dönemlerde yaşadı bu ülke. (Bu söz bana ait değil ama duyduğumda etkilenmiştim)
      Ama bu demek değildi ki insanlar mutsuzdu. Elindekilerin kıymetini biliyorlardı yokluğunu çektikleri için.

      Sil
    3. Sayın Emre Yumuşak, yazınızdan anladığım kadarıyla 20'li yaşlardasınız. enflasyonun yüksek olduğu(80'li, 90'lı yıllar) yıllarda geçimin daha iyi olmadığını o yıllarda yaşayan herkes bilir. Size bu bilgiyi vereni sorgulayabilirsiniz.

      Sil
  4. Sayın Eğilmez, haftaya sizin yazınızla başlamak memnuniyet verici.

    Konu ile kısmen ilgili bir soru sormak istiyorum. Son günlerde BDDK'nın mevduat faizlerine tavan koyması konuşuluyor. Sayın Akben şimdilik böyle bir çalışma olmadığını belirtti gerçi ama bu tip bir karar enflasyonu ve kredi hacmini olumlu yönde etkiler mi?

    Enflasyonun hangi kriterlere göre ölçüldüğü bu kadar tartışmalıyken enflasyonun altında mevduat faizi vermeye kalkılmaz umarım.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir tavan krize davetiye çıkarmak olur. Umarım bu hatayı yapmazlar.

      Sil
    2. Mahfi hocam merhaba,
      BDDK nin faizlere sınır koyma yetkisi bulunmuyor. Bu yetki kanunla bakanlar kurulu na verilmiş. Yetki aynı zamanda TCMB ye devredilebiliyor ki şuan yetki TCMB de.

      Sil
    3. Cevaplar için teşekkür ederim. Yetkinin TCMB'de kalması daha doğru gözüküyor. Siyasete maruz kalmazlar umarım.

      Sil
  5. Çok güzel bir yazı hocam ellerinize sağlık, ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi

    YanıtlaSil
  6. Hocam yazınız için teşekkürler.2012'de ne olmuş olabilir de sonuçlar daha sağlıklı olmuş olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz enflasyondan bayağı yüksek dikkat ederseniz.

      Sil
    2. Acaba açıklanan enflasyon değerleri gerçeği yansıtmadığı için olabilirmi.

      Sil
  7. Hocam merhaba, 2015 ve 2016 milli gelirlerini karşılaştırdığımızda 10 bin dolardan 20 bin dolara çıktığını görüyoruz. Bu ani artışın sebebi ne olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Manipulasyon

      Sil
    2. 2016'da Satınalma Gücü Paritesine göre hesaplanan GSYH'ye baktınız herhalde.

      Sil
  8. İyi kötü 16 yıldır yüksek büyümeyle yaşıyoruz, eski siyasetçiler onu da yapamadılar, demek ki alkışlamamız gerekiyor hükümetimiziz, bugün o satılır yarın bu satılır, yatırım yapılır ekonomi büyüsün yeter

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yuksek buyume derken, dunya ortalamasindan cikamamis bir Turkiye buyumesinden bahsediyorsun. Dunya nereye gidiyor, Turkiye neresinde seklinde bakarsan daha dogru olur, yoksa aciklanan her rakama koru korune inanirsak neden oldugumuz yerden bir adim ileriye gidemiyoruzu aciklayamayiz..

      Sil
    2. son derece cahilce yapılmış bir yorum, büyümenin niceliği kadar niteliği de önemlidir ve dolayısıyla ancak denge içersinde sürdürülebilir bir büyüme ülkeyi kalkındırır aksi durum da sadece rakamsal olarak büyümüş oluruz ancak kalkınmayı gerçekleştirmek başka bir bahara kalır

      Sil
    3. zaten hep bu bakış açısıyla bugünlere gelmedik mi , yazık..

      Sil
    4. Zavalli trolcük.Sen alkislamaya devam et.

      Sil
  9. Hocam, yakında böyle şeylere kafa yormaya gerek kalmayacak. BDDK yerli ve milli kredi derecelendirme kuruluşu kuruyormuş. Kredi notumuz AAA+++, görünüm ise "çok şahane" olacak demektir. Tek anlayamadığım nokta, bu kuruluş sadece Türkiye'yi mi değerlendirecek yoksa Sudan, Somali, Bangladeş gibi uluslararası arenada büyük ağırlığı olan ülkeler de dahil olacak mı, henüz açıklanmadı bildiğim kadarı ile. Sonuçta kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz açısından müthiş bir gelişme, kim akıl ettiyse tebrik etmek lâzım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de buralara yatırım yapacak olanları bu kuruluşun verdiği notlara inanmaya ikna edebilirsek gerçekten şahane olacak.

      Sil
    2. 3 veya 4 yerli kredi değerlendirme kuruluşu yok mu zaten ? Bu tartışmaların ilk başladığı yıllarda SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl ''Devlet eliyle kurulan bir kredi derecelendirme kuruluşunun geçerliliği için söz konusu ülkenin uluslararası piyasalara para arz eden bir güçte olması gerekir. Bu nedenle Türkiye'de devlet eliyle kurulacak bir kredi derecelendirme kuruluşu sadece yüksek maliyet getirecek, uluslararası piyasada bir karşılık bulamayacaktır'' demiş. Yanılmıyorsam SETA'ya o yıllarda bir de araştırma yaptırmışlardı.

      Sil
    3. Yerli ve milli kuruluş fikri bence de şahane. Yapılacak binalar, alınacak arabalar, elemanlar ve haliyle ne yapacağını anlamaya çalışan ilkokul seviyesindeki üst düzey yöneticilerin inceleme seyahatleri filan derken müthiş bir ekonomik aktivite olacak.
      Bu kadar yorulmalarına aslında gerek yok diye düşünüyorum. Nasıl olsa ne yargı var ne de denetim mekanizması. Karşılarında muhalefet bile yok. Sanırım sıkıntıdan oyalanmak için kalkışıyorlar böyle işlere.

      Sil
  10. 1. ve 2. sorunun cevabı aynı: borçlanma. 3. soru karışık, eğer faizleri arttirirsak enflasyon duser ama yüksek faize dünyanın sicak parası gelir. TL değerlenir, ithalat artar, zaten canına okunan üretim bi daha düşer. Cari acik artar. Yok faizler düşük kalırsa enflasyon artar. Sicak para gelmez, bağımlı ekonomimiz zorlanir. Seçim var. O yüzden sıcak para saadetine ihtiyacımız var. En azından 1 yıl. Bence eninde sonunda dusuk faiz yüksek kura geçilecek. Yoksa hep aynı kisir dongu yaşanip duruyor. Yüksek faiz-sicak para-dusuk kur-dusuk enflasyon-buyume-devasa cari açık-sonra tam tersi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normal şartlar altında çok mantıklı bir açıklama. Ancak göstermelik meclisten son geçen yasalar ile birlikte artık seçim yok. Toplumun tamamı hayır dese bile artık bir önemi yok çünkü artık tamamen bir tiyatro var. Şu anda iktidarın sorunu seçim olmaktan tamamen çıkmış durumda. Ekonomik krizin sonunda çıkacak enkazın altında onlar değil onlara karşı olanlar kalacak sadece.
      Bizlerde bir kaç yıl daha böyle yazılar yazıp oyalanırız. Sonra zaten başka bir devir başlayacak.

      Sil
  11. Hocam Türkiyenin 2000li yllardan cari açığının yükselişinde, kamu harcamalarındaki düşüş - dışlama etkisinin azalmasının payı büyük mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Etkisi var ama o kadar büyük olmadığını tahmin ediyorum.

      Sil
  12. Hocam merhabalar. Yuksek buyume hizinda TUIK revizyonun cok onemli bi etkisi oldugunu dusunuyorum. Eger Turkiye milli gelirini hep bu revizyona gore olcseydi bence buyume ortalamanin ustu cikmazdi diye dusunuyorum. Bu revizyonla birlikte gecmisle karsilastirma olanagi kalmamistir. Siz bu konuda ne dusunuyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizinle aynı düşünüyorum.

      Sil
    2. Biraz matematik calisirsaniz TUIK revizyonunun bi etkisi olmadigini bilimsel olarak gorursunuz.

      Sil
    3. Öyleyse bu kadar dis borc nereye gitti buyumeye gitmediyse?

      Sil
    4. Adsız 00:42
      duble yol, köprü, havaalanı, saray, yandaş cebi...

      Sil
  13. Tebrik ederim hocam cok kısa ve net anlasılır bir yazı olmuş uzun uzun anlatmak yerine kısa anlaşılır ve sade bir anlatım icin tesekkür ederim emeginize sağlık.

    Temel fıkrası gibi ekonomi modeli
    Temel fadimeyi istemeye gitmiş babası şu kadar altın isterim demiş. Fadimede temele 1 sene içinde beni alacaksın demiş. Temel düşünmüş ve bankadan borçlanmaya karar vermiş. Kimse okadar altını temel yapamaz diye düşünürken temel bankadan krediyi çekmiş altınları almış. Fadimenin babasının yanına gitmiş altınlar tamam demiş. Düğün olmuş tabi herkes meraklı temel nasıl okadar altın yaptın kısa zamanda diye sormuş. Temelde çok kolay oldu bankadan kredi çektim altınları aldım demiş.
    E peki nasıl geriye ödeyeceksin demişler. Onu hiç düşünmedim demiş. :)

    YanıtlaSil
  14. Hocam doviz rezervinin buyuk bir kismi bankalarin karsiliklari, yani $80+ milyar rakami esas itibariyle buyuk bir kismi TCMB'nin olmayan rezervden ibaret. Bu durumun vehametinin artirmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsiz 20:25, MB'nin kural koyucu oldugunu unutuyorsunuz. 'Bu doviz MB'nin degil' lafi bir anlam ifade etmiyor. Zaten MB doviz rezervini varlik olsun diye degil, TL'nin degerini korumak icin tutuyor.

      Piyasada doviz ihtiyaci oldugunda MB'nin zorunlu karsiliklari azaltmasi, bu rezervleri piyasaya aktarmasi anlamina gelir. Bu da piyasalardaki doviz ihtiyacini giderir, TL'nin degerini korumasini saglar. Zorunlu karsiliklarin amaci da, TCMB'nin rezervi de ayni amaca hizmet etmis oluyor.

      Su anlamsiz muhabbetten bir kurtulamadik gitti. 90'larda kamu borcu tavan yaptigi icin IMF tarafindan bir kullanilabilir rezerv diye olcu uydurulmus on yillardir ayni muhabbet devam ediyor. Allah bir daha o gunlerdeki durumlara dusurmesin.

      Sil
    2. Adsiz 23.28, demek istediginizi anliyorum, ama cok guclu ifadeler kullaninca soyledikleriniz gecerliklik kazanmiyor ne yazik ki. iki soru: 1) teorik de olsa piyasadan $80milyar+ doviz cikisi oldugunu dusunelim, tcmb bunu karsilayabilecek guce sahip mi? cevap 'hayir'sa neden $80milyar+ rezervimiz var diyoruz?
      2) neden baska mb'ler bankalarin karsiliklarini rezerv kabul etmiyor? bi akilli bizim mb'miz mi?

      Sil
    3. Adsiz 23:28, Benim bankaya yatirdigim dolar mevduatin, zorunlu karsilik kadar kismi MB rezervinde gorunebilir ama bu benim paramdir. MB dolar basamadigina gore, bu paranin MBye ait sayilmasi ne kadar dogru? Ben parayi cektigim anda, zorunlu karsilik rezervden duser. Isterse Zorunlu karsiligi yuzde 100 yapsin isterse yuzde 1 yapsin, bir sey degismez.

      Sil
    4. Adsiz 09:36, cevap hayir degil. Bu dovizler MB kasasinda atil bir sekilde duruyor. Piyasadan bu miktarda bir doviz cikacaksa bu oncelikle kuru yukari cikartacaktir. Oncelikle YP mevduatlar cozulmeye baslar. Bu durumda zaten bankalarin zorunlu karsiliklari da MB bir sey yapmadan azalmaya baslar. (Bankalarda 100 milyar usd varsa bunun ort. (8-10%) 10 milyar usd'si MB kasasinda duruyor. Mevduatlar cozuluip 80 milyar usd'ye duserse bu sefer MB'nin kasasindan 2 milyar usd piyasaya dogrudan gitmis olur.

      Eger mevduatlarin cozuluyor olmasi kuru kontrol etmeye yetmiyorsa, bu sefer MB'nin uygulayacagi tedbirlerden bir tanesi zorunlu karsiliklari azaltmak yani kullanamadigi iddia edilen rezervleri piyasaya aktarmak olacaktir.

      Diger merkez bankalarinin zorunlu karsiliklari rezerv kabul etmedigini nereden cikartiyorsunuz? Para piyasalari milyarlarca dolarin her gun el degistirdigi piyasalar, boyle bir piyasada ne TCMB'nin ne Fed'in 'akillik' yapmasi mumkun degil. Herkesin her saniye, her aciklamayi kelime kelime tahlil ettigi bir ortamda, sizce TCMB kimsenin 'kabul edemeyecegi' bir uygulama yapabilir mi? TCMB'nin insanlari kandirdigini dusunmek, ve hatta kandirabildigini dusunmek pek akillica bir yorum olmaz. Unutmayin oyununun kurallarini yazan ve guncelleyen biz degiliz, TCMB sadece o kurallar icerisinde top cevirebilir.

      Sil
    5. Adsiz 12:23, Para konusunda aitlik meselesi cok su goturur. Banknotlarin yuz degeri, gercek degeriyle pek orantili olmadigi icin paranin alim gucune o parayi
      piyasaya surenin musade ettigi kadar sahipsiniz demektir. Altin'i para olarak ayiran ozellik, "yuz" degerinin gercek degeri ile ayni olmasidir. Yani altin icin benim senin demek, herhangi bir esya icin ne kadar mantikliysa, para icin de o kadar mantiksiz.

      O yuzden paranin nerede durdugundan daha cok o para ile ne yapabileceginiz onemli. MB piyasada serbest dolasabilecek dolar miktarini kisitlayarak bir para politikasi belirleyebiliyor. MB'nin zaten o dovizlere sahip olmak gibi bir kaygisi yok. MB icin onemli olan TL'nin degeridir.

      MB'nin "kasasinda" zorunlu karsilik olarak bulunan dovizlerin size ait olmasi da baska bir tartisma konusu. Cunku oncelikle siz o parayi kullanamiyorsunuz, paranin kullanim hakki TCMB'de, ikinci olarak da bu para piyasada olmadigi icin kurun degeri su an ki degerinde. Siz saniyor musunuz zorunlu karsiliklari su anda TCMB 5%'lere indirmis olsa kurun 3.8 - 3.9 arasinda olacagini? Muhtemelen kur cok hizli bir sekilde geriye cekilecek, cunku bankalar bu dovizleri satip TL faize gecmek isteyeceklerdir. Bu da piyasada TL miktarini azaltacak faizleri yukari cekecek, anlamsiz yeni bir denge olusacaktir. O zaman sizin elinizdeki doviz bir anda TL karsisinda 'degerini yitirecek'tir.

      Tabi sirf kur dussun diye MB hurma yemeyip, kendine bir kontrol alani birakacak seviyede bu zorunlu karsiliklari tutuyor. Yabancilar da hala MB'nin hareket alani oldugunu gordukleri icin para piyasalarina "yatirim" yapmaya devam ediyorlar, gelecekte ana paralarini ve faiz getirilerini doviz cinsinden geri alabileceklerini dusunuyorlar.

      Sil
    6. Altının bir "yüz değeri" olduğunu ve bunun "gerçek değeri" ile aynı olduğunu neden düşünüyorsunuz? Altın da değerli kabul edildiği için değerli, değeri de inip çıkıyor, her hangi diğer bir emtiadan veya banknottan çok farklı bir yönü yok. Kaldı ki hükümetler tarihi olarak altını da kontrol etmek için çok cin fikirler bulmuşlar. Fatih Sultan Mehmet'in tağşişlerini bir inceleyin isterseniz.

      Sil
    7. Adsiz 13:43, bunun icin bir cok sey anlatabilirim. Ama kestirmeden gideyim. Ornegin Turkiye icin, resmi paralar; uzerinde 'yuz degeri' olan TCMB'nin piyasaya surdugu banknotlar, darphanenin bastigi madeni paralar, ve sadece agirligi ile olculen Cumhuriyet Altinlari'dir. Cumhuriyet altinlari kanunen piyasada gecerli paralardir, ancak uzerlerinde 1, 10, 100 gibi rakamlar yazmaz, agirligi ne ise ederi de odur. Dahasi yuz degeri ile gercek degeri arasinda bir fark olmadigi icin siz de elinizdeki kulce altinlari darphaneye goturup bunlari Cumhuriyet Altini olarak bastirarak 'para'ya cevirebilirsiniz. Madeni paralar, banknotlar enflasyon ile yuz degerlerinden uzaklasirken, Cumhuriyet Altini enflasyondan etkilenmez. Orneklemek gerekirse, 1925 yilinda 1 USD, 1.3 TL idi 1.5 gram altin alabiliyordu. Bugun 1 USD, 3,800,000 TL ancak 0.02 gram altin alabiliyor. USD degeri 75'de 1'ine dusmus, TL ise zaten pul olmus. Sanirim farki anlatmama gerek yok, goruyorsunuz.

      Altin diger emtialardan cok farklidir. Cunku curumez, yipranmaz, yarilanmaz, tepkimeye girip safligini kaybetmez, ya da yanip tukenmez. Bu yuzden de bin yillarca degerini korumus, bilinen en eski ve uzun "deger saklama" ozelligini korumus bir varliktir. Siz altinin degerinin dolar ile olculdugunu saniyorsunuz ancak dolarin degerinin alim gucuyle, alim gucunun de her zaman altin ile dengelendigini degerlendirmiyorsunuz.

      Altini kontrol etmek Fatih Sultan Mehmet'i fazlasiyla asacak bir guc gerektiriyor. Altinin gunumuzdeki konumu henuz bunu basarabilmis bir devlet ya da liderin gelmis olmadigini da acikca gosteriyor.

      Sil
  15. Hocam, ikinci tabloda buyume ortalama olduguna gore diger kalemler de GSYH'e gore ortalama olarak verilse daha iyi olmaz mi? Su anki haliyle pek birsey anlasilmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle yapsak anlam iyice kaybolur.

      Sil
    2. Ayrica ozellestirme hakkindaki yorumunuzla tablodaki sayilar baska seyler soyluyor. Buradan gelen katki onemliymis gibi vurgu yapmissiniz (zaten herkes yapiyordu ve ben de isin aslini merak ediyordum), oysa tablodaki sayi goreceli olarak ihmal edilebilir nitelikte. Tabloda hem elmalarla armutlari karsilastirmis, hem de armutlarin goreceli degerlerini yanlis yorumlamissiniz. Turk halkinin matematikle arasi iyi degil, biliyorum; ama keske akademisyenler bile boyle olmasaydi. Ve cok haklisiniz evet, bu ulkede egitimde reform lazim. Iktisatcilar iyi matematik ve istatistik ogrenmeli mesela...

      Sil
  16. Hocam tabloya göre yıllar itibariyle enflasyonun tcmb ortalama faizin 1.5 puan ustunde gerçekleştiği ve merkez bankasının en yüksek kar açıklayan banka (2016/12 9.6 milyar tl) olduğu düşünülerek merkez zarar ederek faizi düşürse etkili olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce enflasyonun yüzde 10'un üzerinde olduğu ve kurun arttığı ve cari açığı yükselip riskleri büyüttüğü bir dönemde MB nin faiz düşürmesi mi doğru politika olur artırması mı?

      Sil
  17. Hocam fed blancosunu QE ile 900 milyar dan 4,5 trilyon dolar a çıkardı yani 5 kat TR de 26 milyar dan 125 çıkardığında 5 kat artmış sanki yerimizde saymış gibiyiz 4/2, 8/4 olmus desek yanlış olur mu

    YanıtlaSil
  18. 3. bolumde, rakamlara bakinca enflasyon ile faiz arasinda net bir iliski ilk bakista gorulmuyor sanki hocam. Grafige dokunce pozitif ya da negatif bir korelasyon var diyebiliyor muyuz?

    YanıtlaSil
  19. Hocam 2013'de MB ya da otorite sahipleri 2012'deki dusen enflasyonu gorunce artik faizi dusurebiliriz mi diye dusunduler? Yaklasik 20% oraninda dusen faizin karsiliginda 20% oraninda yukselen bir faiz var 2013'te.
    2014'te ise MB acayip bir refleks gösterip faiz oranini 50% arttirdigi halde enflasyon dusecegine yine artmis. O noktadan sonra da faiz ve enflasyon arasindaki irtibat kopmuş sayilir.
    Belki cari acik belki baska parametreler asil sebep ne bilemiyorum ama enflasyon ve faiz birbirlerine tek baslarina yardimci olamiyor gibi duruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü piyasalar MB'nin faiz artırmasının hep sonradan geldiğini ve önceliği alamadığını düşünüyor.

      Sil
  20. bu izledikleriniz asıl filmin fragmanı niteliğinde. film henüz başlamadı. sonu büyük ihtimalle kombiyo rejiminin değişmesi ile bitecek. bu ara büyük patronbların göz bebekleri şirketlerini satma ve yurt dışına çıkarma isteği niye arttı dersiniz :)) belki Sayın mahfi hocamın bu konuda tahminleri vardır.. yazılarınız için tşkler hocam..

    YanıtlaSil
  21. Saygıdeğer hocam.
    Hazine ve ilgili kurumların resmi açıklamaları ve Web sitelerinde ki bilgileri kullanarak BIMER'e kefalet sigortası uygulamalarında ki eksiklik ve yanlışlıkları düzeltmeleri için başvuruda bulundum. "Teşekkür" edip Hazine bakanlığı Web sitesinde yayınlanan makaleyi sildiler.
    Siz de referans gösterdikten sonra silinen ve/veya düzeltilen!!! bilgiler oluyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ilginç, ben tanık olmadım böyle bir duruma.

      Sil
  22. Çok anlaşılır ve aydınlatıcı bir yazı. Teşekkür ederim hocam.

    YanıtlaSil
  23. Hocam Türkiye'nin aldığı bu borçların bir tasnifi varmı? Nereden ve nasıl alıyor? (Dış Finansman)

    YanıtlaSil
  24. Hocam mb'deki bu el parası yabancıların yatırdığı her an çıkabilecek sıcak para mı?Mb'ına bu rezerv girişi hangi yatırım portföyü altında oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğu sıcak para, girip çıkıyor duruma göre. Bir bölümü hisse senetlerine, bir bölümü tahvillere bir bölümü banka mevduatlarına geldi.

      Sil
    2. Sicak para'ya neden sicak para dediklerini hep merak ettim. Surekli girip ciktigi icin surtunmeden mi isiniyor nedir?

      Sil
    3. Adsız 15:17,
      Neden 'hot' money dendiğini anlamak istiyorsanız, bir paket kırmızı pul biber yiyebilirsiniz.

      Sil
  25. Oncelikle değerli paylasiminiz için teşekkürler hocam.
    Sorum şu 2017 yılına kadar hem sıkı para politikası hem de maliye politikası uygulanmasina ragmen neden enflasyonda bir gerileme yaşanmamış,sonucta iki politikada birbirini destekliyordu o tarihe kadar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki para politikası yeterince sıkı olmamış. Zaten tablodaki MB faiziyle enflasyon oranlarına birlikte bakılınca bu görülüyor.

      Sil
    2. Maliye ve para politikasının sıkılığını sırasıyla faiz dışı fazla ve reel faizle ölçüyoruz . Bu göstergelere bakarak maliye politikası için sıkı demek doğru olur ama para politikasının sıkılaşmak için daha yolu var gibi görünüyor . Maliye politikasının da kgf ve varlık fonu üzerinden piyasayı rahatlattığı bir gerçek . Henüz bunlar hazine üzerinde bir maliyet gibi görünmese de rüzgar tersine esmeye başladığında kamu maliyesinde ciddi bir kötüleşme öngörüyorum .

      Sil
    3. Hocam diyorsunuzki para politikası yeterince sıkı olmamış.diyelimki faizi daha yüksek tutsaydılar enflasyon hedefe varırdı ozamanda farklı sorunlar ortaya çıkmıcakmıydı. örneğin o yıllarda dolar 1,5 tl falandı.faizi daha da artırsaydılar dolar 1 tl nin altına düşerdi. ee zaten 1,5 tl civarındayken ithalat patlamıştı yerli üretim durmuştu ithalatta rekor kırıyorduk. faizi daha fazla artırıp kuru 1 tl nin altına düşürseydiler ozamanda enflasyon yüzde 5 olması uğruna ithalat daha beter artmıcakmıydı.yerli üretici dahada zor durumda kalmıcakmıydı işsizlik daha fazla artmıcakmıydı.ekonomi bilgim yok kusura bakmayın sıradan vatandaş olarak kafama takıldı bu.

      Sil
    4. O zaman da ilk konuya dönüyoruz demek ki yüzde 5'lik hedef gerçekçi değil. Bu durumda

      Sil
    5. teşekkür ederim hocam anladım.demekki bazı yapısal sorunları halletmeden öyle afedersin yırtık dondan çıkar gibi yüzde 5 enflasyon hedefi koymanın şov yapmaktan farkı yokmuş.

      Sil
    6. Özel sektör sadece 94 te kıran kırana rekabet etti bu ülkede artık öğrendiler rekabet ederlerse kaybediyorlar. Dolar 5 yıl aynı yerde dursa bol para var demektir. Hemen ortalama %20 fiyatı artır ( 2003 sonrası). Dolar % 20 artsa diş dolgusu bile en az % 20 zamlaniyor, sanki dolgu için gerekli herşey dolarla.
      Bu ülkede ticari ahlâk sıfır, eline fırsatı geçiren soygun peşinde. Tüketmezseniz ancak bir şansınız olabilir.
      Ekonomi teorilerini yazanlar pazar sisteminin bu kadar işlevsiz olabileceğini görselerdi önce ahlâk şartı koyarlardı.

      Sil
  26. Mahfi bey shrinkflation konusunda ne düşünüyorsunuz. Marketlerde bu tür ürün gramaj/fiyat politikası yaygınlaşıyor. Ve enflasyon hesaplanırken bu tür ürünler enflasyona neden oluyor mu yani etiket fiyatında artış olmadığı için enflasyona etkisi olmuyor mu? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Literatüre katkı yapacağız bu gidişle.

      Sil
    2. Bu fiyatlar hesaplanırken adet cinsinden değil kg.cinsinden ele alınıyorsa düşündüğünüz etkiyi yapmaz diye düşünüyorum.

      Sil
    3. Timur bey haklısınız fakat ekmek 300 gr iken 1 TL ise 250 gr yine aynı fiyattan satıldığında sanki enflasyon sepetinde ekmek (500 gr makarna 400 gr lıkları var. 38 gr lık çikolata 30 gr a düşürülmüş) adet olarak vardır gibi geliyor!? Bu arada Mahfi bey büyük devlet olunca dünya bizden çok şey öğrenecektir :)

      Sil
  27. Hocam yazınız çok güzel Teşekkürler.
    Türkiyede sıkı bir gelir politikası uygulansa faizlerle değilde ücret ve kira fiyatlarına müdahale edilse enflasyon daha aşağıya inmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      İner ama orada tutamayız, karaborsa oluşur. Geçmişte yaşadık bunu.

      Sil
  28. Bence MB ne yukseltip ne azalmasa ne olur ?yani bizde hala bu bozuk ihracat yapisi varken yukselir ama en azindan daha dusuk bir tempoda yukselir diye dusunuyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet zaten faiz geçici düzelme sağlar o arada yapısal reformları yapmak gerekir.

      Sil
  29. Turkiye ya Irak ve Suriye gibi yikilan ulkeleri imarla gorevlendirilecek ve buradan gelecek para ile borclari dondurecek veya Zimbabwe ve Venezuella gibi hiperenflasyon yasayacak. Sanki %50-50 lik bir durum var.

    YanıtlaSil
  30. Bizim en buyuk sorunumuz paramizin degersiz oluşu gibi. Uygulanan politikalar da gec ya da yetersiz ya da mudahele sonucu olunca tablo bu oluyor. MB Baskani'nin CV'sine baktim. Iktisat mezunu degil. Ustelik dogru beyan edilmemis bir takim bilimsel çalışmalarınin da tepkiler sebebiyle CV'den cikarildigi yazilmis. Umarim gercek degildir bunlar. Gercek olmamasini tercih ederim.
    Avrupa, Amerika MB baskanlarinin toplantilarini izleyince ne kadar donanimli olduklari cok acik sekilde goruluyor. "Hocam" kelimesinin tam karsiligi olarak duruyorlar.
    Bilemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. donanımlı olması şart değil, "uslu" olması yeterli..

      Sil
    2. Bir kişinin donanımlı ve liyakatli olması, ancak alacağı kararlara saygı duyulacaksa gereklidir. MB Başkanının iktişsatçı olması şart değildir. Fed'in şimdiki başkanı Powell da hukuk mezunu. Sonuçta kadro ve o kuruma gösterilen saygı, başındaki kişinin mezuniyetinden çok daha önemlidir.

      Sil
    3. Hocam merkez bankasının yasasında Mb başkanı nın eğitimi ile ilgili bazı gereklilikler var .

      Sil
  31. Açıklanan enflasyon ve büyüme oranları güvenilir mi?
    * yeni hesaplama yöntemi yanlış karşılaştırmaya sebep oludu mu? eskiden yediğimiz kaliteli tavuk, sebze meyve vb fiyatları ile bügünkü suni ve ilaçlı ürünlerin fiyatlarını karşılaştırmak hatalı değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden dediğiniz çok eskidendi Metin Bey. Karşılaştırma hep bir önceki yıla göre yapılıyor. Bu yılki ilaçlı ise, geçen seneki de ilaçlı.

      Senin de ne hissettiğin önemli. Gelirini enflasyon karşısında koruyabiliyor musun? Açıklanan enflasyon üzerinde bir gelir artışı yaşayabildin mi?

      Sil
  32. MB'nın kur tahminlerindeki ve enflasyon hedeflemesindeki kronik başarısızlıklarına baktığımızda 1) Araç bağımsızlığından yoksun olduğunu 2) Kurumsal bağımsızlıktan yoksun olduğunu 3) Dışsal faktörler içerisinde (Fed, AMB, BOJ faiz politikası) iç siyasetten kaynaklı şokların daha etkili olduğu ortada. Politikaların başarısından ziyade kurumun işlevselliği ve bağımsızlığı öncelikli tartışma konusu olmalı diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  33. Mahfi bey, bildiğiniz üzere, taksiciler ile UBER platformunu kullanarak para kazanan araç sahipleri arasında son günlerde iyice belirginleşen tartışma ve hattâ çatışma var.

    Bu çatışmanın mevcut hâline girmeden size sorularım:

    Blockchain teknolojisi ve bunun üzerine inşa edilmiş "-coin" kriptoparaların & borsaların bilinirliği, kullanımı yaygınlaşıyor. "Kriptopara" konseptini savunan da, savunmayan da, konseptin nerelere evrilmekte olduğunu gözlemliyor. Yani, tamamen ilgisiz kalmak mümkün değil.

    Soru 1: Taksiciler ile UBER platformu arasındaki çatışmalar, 18. yüzyılın başında İngiltere'de, tekstil makinelerini parçalayan "Luddite"lerin isyanına benziyor mu?

    Soru 2: "Taksicilik" işini tamamen kaldırmak, ya da, "UBER platformunu" tamamen kaldırmak çözüm mü? Kriptoparalara önyargılı yaklaşıp tamamen yasaklamak veya çok ağır regülasyon getirmek nasıl çözüm değilse, "UBER platformu"nu tamamen yasaklamak veya çok ağır regülasyon getirmek çözüm olur mu?

    Soru 3: "Korsan taksicilik" hariç "taksicilik" işini 7/24 yaparak geçimlerini bu işten sağlayanların talepleri ile, "UBER platformu"nun kurucularını ve bu platformla araçlarını hizmete açanların niçin bu yöntemi tercih ettiklerini biraraya getirip konuşturabileceğimiz, diyalog kurdurabileceğimiz bir toplantı düzenlemez mi?

    Soru 4: Taraflardan birinin kazanana kadar kavga etmesi ve kazanan tarafın haklarının "yasal güvence" altına alınması, palyatif çözüm mü? "Kanunlar" ve "hukuk mekanizması", hızla ilerleyen teknolojiye yetişmekte hantal kalmıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşam değişiyor, talepler yükseliyor. İnsanlar para verip tuttukları araçların temiz, güvenli ve düzgün olmasını, aracı kullanan kişilerin de güven veren insanlar olmasını istiyorlar. UBER, boşuna ortaya çıkmadı. Demek ki bizim taksilerde bu sayılanlar eksik kalıyor. Taksilerin kendilerine çeki düzen vermesi gerekiyor.

      Sil
    2. Siz bir piyasada tekel yaratırsanız büyüyen talep karşısında , plaka sahibinin şoförün hizmetini iyileştirmek aracını temiz tutmak gibi bir incentive ( teşvik ) kalmaz . Mesafe beğenmezler müşteri beğenmezler kafalarına göre güzergah belirlerler sonra rekabet karşısında mağdur edebiyatı .

      Sil
  34. Sayın Eğilmez, bu soruya sizin de cevabınız var mı?

    TÜRKİYE'DEKİ ŞİRKETLERİN 2017 BİLANÇOLARININ ESRARI:

    'ŞİRKET KÂRLARI ARTARKEN, ÜCRETLER/MAAŞLAR NEDEN GERİLİYOR?'


    (Barış Soydan, 12 Mart 2018)

    Borsa tabiriyle 'bilanço dönemi'ndeyiz. Şirketler arka arkaya 2017 bilançolarını açıklıyor. Biz de böylece, geçen yıl ne kadar satış yaptıklarını, ne kadar borçlandıklarını, ne kadar kâr veya zarar ettiklerini öğreniyoruz.

    Bilançolardan yansıyan manzara şöyle:

    2017 birçok şirket için güzel geçmiş. Kârını %30, %40, %100 artıranlar gırla... %200, 300 hattâ 400 küsur artıranlar bile var. İnsan hâliyle merak ediyor, 2017 sonunda çalışanlarına ne kadar zam verdiler acaba?

    Bu soruya cevap vermek kolay değil. Öğretmene, doktora ne kadar maaş verdiğini açıklayan "devlet"ten farklı olarak, "şirket"ler kime ne ücret verdiklerini açıklamıyor.

    Bununla birlikte, özel sektör ücretlerine dair hepten karanlıkta da değiliz. Bazı danışmanlık şirketleri, şirketlerin insan kaynakları yöneticileriyle görüşerek çalışanlarına ne kadar zam yaptıklarını soruyorlar. Ve aldıkları bilgileri rapora dönüştürüyorlar.

    Bunu neden yapıyorlar? Çünkü başta yabancılar olmak üzere birçok şirket, çalışanına ne kadar zam yapacağına ya da açacağı fabrikaya alacağı çalışanlara ne kadar ücret vereceğine, sektör ortalamalarına bakarak karar veriyor.

    İnsan kaynakları danışmanlığı şirketi 'Korn Ferry Hay Group'un, her yıl açıkladığı 'Ücret ve Yan Haklar' raporu, bu araştırmaların başında geliyor.

    'Korn Ferry', 2017 sonunda, yine önde gelen yerli ve yabancı şirketlerin insan kaynakları yöneticileriyle görüştü ve sektörlerin ortalama ücret zamlarını açıkladı. Korn Ferry'nin raporuna göre, özel sektörde 2018 yılı ortalama ücret zammı oranı, %11.

    Peki geçen yıl enflasyon hangi seviyedeydi? %12. Yani aslında pek çok sektörde maaşlar reel olarak geriledi. (Gelirinizin birkaç yıl önceye göre azaldığını hissediyorsanız sebebi işte bu.)

    Tabii maaş zammı, sektörden sektöre farklılık gösteriyor. Bazı sektörlerde ortalamanın üzerinde zam yapıldı. Çalışanına en cömert sektör, otomotiv ana sanayi. Otomotiv, geçen yılın en hızlı büyüyen sektörleri arasındaydı. İhracatı sırtladı, iç pazarda bir milyon adetlik satış eşiğini geçti. Otomotiv şirketleri, bu yıl çalışanlarına ortalama %13 zam yaptılar.

    Buna karşılık ilaç, yazılım, lojistik, perakende gibi pek çok sektörde ücret zammı %10'da kaldı.

    Türkiye'de bir süredir esrarengiz bir durum yaşanıyor:

    (Devamı 2. bölümde)

    YanıtlaSil
  35. (2. BÖLÜM)

    İstatistiklere göre, ekonomi, hızlı denebilecek bir tempoyla büyüyor. TÜİK, gayri safi yurtiçi hasılanın 2017'nin üçüncü çeyreğinde, yani Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında %11,1 büyüdüğünü açıkladı. Ama kimse buna inanmadı. İnsanların cebine yansıyan bir şey yok çünkü. Bir ülke büyüyorsa, halkının da zenginleşmesi gerekmez mi? Aksine, Türkiye'de herkes ekonomik durumunun daha da bozulmasından, artan fiyatlara para yetiştirememekten şikayetçi. Nedir bu işin sırrı?

    Yukarıda gördük. Sırrın bir kısmı bilançolarda saklı. (Başka nedenler de var ama onlar bu yazının konusu dışında.)

    Borsa bilançolarıyla, Korn Ferry'nin 'Ücret ve Yan Haklar' araştırmasını yan yana okuyunca, ortaya şöyle bir manzara çıkıyor:

    Büyük şirketlerin ciroları geçen yıl sahiden de büyümüş. (Borsa bilançoları daha çok büyük, tanınmış şirketlerin durumunu yansıttığı için küçük şirketlerin durumunu bilemiyoruz. Küçük şirketlerin durumu yüksek ihtimalle hiç parlak değil.) Ama büyükler, kazandıkları parayı şirket kasasına koymuş.

    Burada ekonomi adabına, tabiri caizse 'kapitalizmin raconu'na ters bir durum var. Ciro ve kârlılıktaki artış eğer çalışan sayısında büyük bir değişim yapılmadan sağlandıysa bu, verimlilikte artış yaşandığı anlamına gelir. Verimlilikteki artışın bir kısmının, çalışanlarla paylaşılması gerekmez mi?

    Korn Ferry'nin araştırması, bunun olmadığını gösteriyor.

    Bunun sebebi (veya sebeplerinden biri), OHAL'de grev yapmanın neredeyse imkansız hâle gelmesi olmasın?

    Aklıma gelen bir soru daha var: Ortalama çalışan ücreti %11 artarken, üst düzey yöneticilerin yıllık kazançları ne kadar arttı acaba?

    Türkiye'de üst düzey yönetici ücretleri sır perdesinin arkasında gizlendiği için bu sorunun yanıtını da bilemiyoruz.

    Oysa dünyanın birçok yerinde şirketler üst düzey yöneticilere verdiği ücretleri açıklamak zorunda. Bu konuda daha önce şöyle bir yazı yazmıştım:

    http://t24.com.tr/yazarlar/baris-soydan/yonetici-ucretleri-uzerindeki-sir-perdesi,18821

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2017 de enflasyon %12 gerçekleşmiş 2018 ücret zammı % 11 demiş Barış Soydan yazısında . 2018 yılı için reel ücret kaybı gerçekleşmesi için enflasyonun % 11 den fazla gelmeli ( vergi ile ilgili bir bilgi verilmediği için net ücret artışı diye alıyorum ) . 2017 senesi için ücretlerin % 12 den az zam almış olması gerek reel düşüş için . Bir senenin zam oranını geçmiş enflasyondan çıkarmak anlamsız .

      Sil
    2. Bu mesele MB'nin hükümetle ortaklaşa belirlediği ve bir türlü tutturamadığı yüzde 5'lik enflasyon hedefiyle yakından ilgili. Bu konuya bir kaç kez değindiğim için bir daha tekrarlamanın anlamı yok.

      Sil
    3. Bu bahsettiğiniz insan kaynakları asıl parayı işveren durumundaki patronlara mevcut pazardaki ücret detaylarını vererek, yani calisanlarin tamamen örgütsüz olduğu ortamda patronlarin örgütlenmesini sağlayarak kazanıyorlar. Bunu da bir tarafa not etmek lazım.

      Sil
  36. Hocam demireller ecevitler yıllarca yağ ekmek tüple falan uğraştılar YAZIKLAR OLSUN onlara

    YanıtlaSil
  37. Sayın Hocam el parası dedikde neyi hesab ediyorsunuz?

    YanıtlaSil
  38. Dis finansman toplami olan 600 milyar dolarin 385 milyar dolari sicak para; yani tahvil, eurobond, hisse senedi, mevduat gibi yatırım araclari. Kalan 225 milyar dolarin kaynağı ne Hocam?
    Bir de 385'in 380 milyar dolarlik kismi dis borc stokunda artis yapmis demek 5 milyar dolarlik kismini geri odemisiz, ya da yatirimcilar 5 milyar dolarlik çıkış yapmis mi demek? Bu tutar 380 degil de 350 olsaydi daha mi olumlu yorumlardik?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudan yatırım var.
      Benim kullandığım veriler eldeki son veriler. Girişler oluyor çıkışlar oluyor. Bu, stok miktardaki artış.

      Sil
    2. 225 milyar dolar dogrudan yatirim beni cok sasirtti Hocam. Yari yariya sicak para girişiyle.

      Sil
  39. Çok açıklayıcı ve aydınlatıcı bir yazı olmuş.
    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  40. Hazine'nin web sitesinde Turkiye Dis Borc İstatistikleri kisminin altinda Turkiye Brut Dis Borc Stoku var.

    Dis Finansman Toplami'nin diger adi Brut Dis Borc Stoku mu Hocam..

    Eger oyleyse Hazine'nin sitesinde 2017Ç3'e kadar olan rakamlar verilmis.
    Verilen rakam da: Brut Dis Borc Stoku 2017Ç3=437.996 milyar dolar...

    600 ile 437 arasindaki fark kalan 4. ceyrekte olusmus olamaz..
    Bu fark nereden kaynaklaniyor? Ben yanlis yere mi bakiyorum Hocam?
    (Tabloda 2013-2017 Dis Finansman toplami olan 600 milyar dolar, bu tablo 2016-2017 arasinda olsaydi da 600 milyar dolar olacakti. Dogru mu Hocam?)

    Cok teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Brüt dış borçlar dış finansman toplamının bir bölümü. Buna ek olarak içinde doğrudan sermaye yatırımları ve hisse senedi alımları gibi kalemler de var. Fark oradan kaynaklanıyor.
      Hayır öyle olmayacaktı. 600 milyar Dolar her yıl finansman olarak gelen dövizlerin toplamı.

      Sil
  41. Hocam bugun neden Euro bu kadar yukseldi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar ve TL değer kaybediyor da ondan. Dolar, Trump'ın yaptıklarından TL de Moody's'in not düşürme kararı ve cari açıktaki yükselişten dolayı değer kaybediyor. Öyle olunca da Euro değer kazanmış oluyor.

      Sil
    2. Hocam yani diyorsunuz ki. Aslinda ülke ekonomisi rayinda seyrederken, Trump ve Moodys in yaptiklari ve söyledikleri Euroyu firlatti.

      O zaman aslinda bizim ekonomi tas gibi. arada bir bazi haddini bilmezlerin aciklamalari ve yaptiklari TL USD ve EURO yu indiriyor bindiriyor. Ekonomik verilerle alakasi yok yani.

      Sil
  42. Hocam yazınızı okudum. Çok faydalı oldu. Teşekkürler. Rakamlar, faiz, enflasyon vs. vs.... Sanki bize üretim lazım. Marka lazım. İsim lazım. Yoksa bize ait olmayan parayla rakamlarla vs bu iş olmayacak gibi.

    YanıtlaSil
  43. son cümleninde çözümü bulundu hocam. Yakında kendi kredi derecelendirme kuruluşumuzu aktif ediyoruz ;)
    Demokraside çare tüken(ir)mez (!) Yuksek buyumeye eslik eden yuksek notlarimiz olacak. ustelik bize dusuk not verene bizde misliyle cevap verecegiz (!)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de faaliyette bulunan 5 adet yerli kredi derecelendirme kuruluşu var zaten.

      Sil
    2. Hocam yerli var ama MİLLİ GEREK BİZE (!). Oda geliyor...

      Milli kredi derecelendirme kuruluşu geliyor

      BDDK Başkanı Akben, yıl içinde milli bir kredi derecelendirme kuruluşu kurmayı hedeflediklerini söyledi.

      Sil
  44. Son durum nedir hocam ülkede ekonomi bayağı kötüye gidiyor. Müteahhitler bile isyanda biz ne yapalım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Citlik bank var paranizi oraya yatirin. Muhahahahaaa

      Sil
  45. Hocam dolar endeksi asagi inerken dolar/tl'nin yukselmesinin sebebi Ocak ayi cari acik verisinin yuksek olmasi; bununla birlikte Moody's'in notumuzu dusurmesi, ic siyaset onemsemese de yabanci yatirimcilarin bu notu onemseyecek olmasi mi?
    Euro da oldukça yukselmis. Bunun sebebi dolar endeksinin dusmesi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz sorduğunuz soruların yanıtını benden daha iyi vermişsiniz. Yanıtlar tümüyle doğru, ben de aynı şeyi söyleyecektim.

      Sil
  46. Hocam yazınız ve değerlendirmeleriniz yine çok aydınlatıcı teşekkürler.

    Para politikası ve maliye politikası, katma değeri yüksek üretim olmadan bir işe yarar mı bir ülkede ?

    Benim gelişmiş ülkelerden anladığım; 1000 yılda uğraşsak, Almanya gibi Japonya gibi katma değeri yüksek üretime sahip endüstrimiz olmadan 1000 yıl boyunca hep aynı şeyleri konuşup tartışırız, biz tartışırken de millet küpünü doldurmaya devam eder.

    Eğitim ve sanayi reformuna nereden nasıl başlanmalı sizce ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Doğru kullanılan para ve maliye politikası her ülkede her koşulda işe yarar.
      Eğitim, hukuk reformuna Anayasa değişikliğiyle başlamak lazım. Referandumla değiştirilmeden önceki anayasaya dönmek bile bugün bir reformdur.

      Sil
  47. Hocam güzel bir yazı olmuş.
    2003 te benim 10.000 tl borcum vardı 30.000tl ev 7000 tl değerinde otomobilim.şuan 80.000 tl borcum var 500.000 tl ev 100.000 tl lik otomobilim.
    Benim borcum 8 kat artmış...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlak olarak evet ama malvarlığınıza kıyasla hayır . 10/37=%27 , 80/600= %13

      Sil
    2. Evi ve otomobili satıp yerine yenisini almayacaksanız kazançlısınız. Ama yenilerini alacaksanız muhtemelen bur borç size yetmeyecektir.

      Sil
    3. 2003'te 7000 TL'ye 2.el otomobil alınıyordu da, bu 30.000 TL'lik evi nereden almış arkadaş, bir söylese. Sanki milattan önceden bahsediyor. 2003'de İstanbul'u bırakın, Anadolu'nun küçük kentlerinde bile 30.000 TL'ye ev yoktu. 2002'de krizin etkileri devam ederken İstanbul'da çok parlak bir semtte olmayan 110 m2 yüksek giriş bir daireyi çok sıkıştığım için 75.000 TL'ye sattım diye bütün milletin maskarası olduğumu hatırlıyorum. Gerçekten de piyasası 125-150.000 TL idi ama paraya çok sıkıştığım için o dönemde mecburen o fiyata sattım. 2004'de ise durumum düzeldi, 0 km orta boy Japon malı bir 4x4 almak için 50.000 TL kredi aldım, üzerine de 14.000 TL ödedim. Lütfen ufak atalım, kıyaslamaları mantık çerçevesinde yapalım. Eğer 2003-2018 arasında belediyeden kaldırım ihalesi, çiçeklendirme ihalesi falan almadıysanız bu kıyaslama son derece mantıksız.

      Sil
    4. 2003 te çanakkale de 3+1 sıfır daireyi 38000 sattım

      Sil
  48. Hocam şu şekilde de bakabilirmiyiz.
    2003 te 10.000 tl kredi ile 26.000 tl lik bir ev aldım 7000 tl lik otomobilim var şuan 100.000 tl kredi ile ve 45.000 tl lik arsa satışım ile 500.000 tl lik bir ev ve 100.000 tl lik otomobilim var.
    Borcum 10 kat artmış...

    YanıtlaSil
  49. Ciftlik Bank magdurlari hakkinda bir yazi kaleme alacak misiniz? Kandirildik aldatildik iyi niyetimizin kurbani olduk sonunda magduriyet serbetini ictik lutfen bizim gibiler icin yazi kaleme alin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmiş olsun kardeşimde Allahta biraz akıl fikir versin sana. Suratından sahtekarlık akan bir velet tekbir getirdi diye varınızı yoğunuzu teslim ediyorsunuz. Yarın pişkinlik yapıp dönse gene aynı şeyi yaparsınız.

      Sil
    2. Çiftlik banka para yatırırken ne gibi bir iyi niyetten bahsediyorsunuz ? Size ne vaadedildi ? Sizin motivasyonunuz neydi ? Para değil mi bu iki sorunun cevabı ? Sizin gibiler için Nasrettin Hoca'nın bir lafı var kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun ? Kusura bakmayın ama her üye yaptığın kişiden % 5 kazanmak ve bunu sana çiftlik bankın verecek olması Saadet zinciri ponzi oyunu ne dersen de kanıtı . Eğer bir şey gerçek olamayacak kadar iyiyse genellikle gerçek değildir .

      Sil
    3. cevap vermeyin ki catlasin. O zavalli bir Trol

      Sil
    4. cevap vermisssin iste :)

      Sil
  50. Üstad tek kelimeyle son derecede objektif, kapsamlı ve özetle muhteşem bir çalışma olmuş teşekkürler. "Merkez Bankası döviz rezervleri arttı diye övünürken bunun el parası olduğunu unutmamak gerekir." Galiba çok haklısınız...
    HAMAM SUYUYLA DOST GÖNÜLLENMEZ..
    ELİN NİKAHI İLE DE GERDEĞE GİRİLMEZ. derler öyle değil mi !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tasima suyla degirmen donmez. Bunlarin hepsi konuya uygun sozler tabi. Ama bu durumun gercek sebebinine en uygun soz su sekilde: Kilavuzu karga olanin burnu b..dan kurtulmaz.

      Sil
    2. Adsiz 14:46 sizi saygiyla selamliyorum. Dogru söze ne denir.

      Sil
  51. Dolar euro yukseliyor bu yukselisi protesto ediyorum.Herkes elindeki eurolari dolarlari ya bozdursun ya da yaksin

    YanıtlaSil
  52. Mesela THY yi 17 sene önce satsan kim alır ne verir ? bugün satsan kimler sıraya girer neler verir. Ziraat Halk Vakıf 17 sene önce kimse yüzüne bakmazdı. şimdi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mirasyedi mantığı, satmadan duramıyorlar. Bir de yenisini yaptıklarını görsek! Ama haklarını yemeyelim, yol yaptılar, köprü yaptılar, tünel yaptılar. Bunlardan önce ne yol, ne köprü vardı, her yere deve sırtında gidiliyordu! Millet bunlar sayesinde yolla, köprüyle tanıştı. Elbette gelecek üç kuşağı ipotek altına alarak. Bir de, başta İstanbul olmak üzere her tarafı betona gömdüler. Şimdi o betonları satamadıkça satacak başka mal arıyorlar.

      Sil
    2. Hocam bur Trollerin yazdiklarini lütfen yayinlamayin ve cevap vermeyin.

      Onlar da biliyor durumun vehametini. Anlasiliyor ki siz sinirlenmiyorsunuz ve sabirla düzeyli bir sekilde cevap veriyorsunuz.

      Fakat bu sayfanin bir okuyucusu olarak ben ayni durumda degilim. Tekrar rica ediyorum ne yayinlayin ne de cevap verin.

      Birakin bu Blog art niyetsiz ve makul insanlarin paylastigi bir yer olsun.Rant icin aklini vicdanini ve ruhunu baskalarina teslim etmis zavallilar layik olduklari yerde tepinsinler.

      Sil
    3. 17 sene önce sıfırdan var edip bugünlerde milyar dolar seviyesinde satabileceğiniz bir şirket-kuruluş var mı?

      Sil
  53. Çiftlikbank mağdurlarının kaçak görsel patronu TOMBALAK bu işleri becebilecek kadar zeki görünmüyor arkasında kesin bütük bababaları vardır, kokusu yakında çıkar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsmet bey,
      Çiftlikbank'ın patronu yakışıklı,uzun boylu,renkli gözü,fit vücutlu olsaydı o zamanda aynı şeyi söyleyecekmiydiniz?

      Sil
    2. Tosun cok zeki oldugu icin bu isi becermedi. Ona para yatiranlar yeterince akilli olmadigi icin isini becerebildi.

      Sil
    3. Bu arada bir yıldan fazla sürede paraları banka adını kullanarak toplayan bir sisteme önlem almayan devleti de kenarda tutmayın.

      Sil
  54. Hocam Türkiyede yerlilere satılan KİT'ler dolar cinsinden mi satılıyor? 60 milyar doların hepsi dolar cinsinden mi alındı? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  55. Mahfi hocam size yazı konusu önerebilir miyim?
    Bu arar popüler biliyorsunuz, bu saadet zincirleri/piramit satış sistemi üzerine bir yazı yazsanız, mucidi ponziden başlayıp bizdeki jet fadıl, titan, çiftlikbank olaylarını anlatsanız yazı dizisi bile çıkar.
    Çok okunuyorsunuz, insanlar sizi dikkate alır, en azından bundan sonra bir bölümünün dolandırılmasını engellemiş olursunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oralara para yatıranlar zaten Mahfi hoca'yı okumazlar, okusalar da anlamazlar. Okuyup anlayanlar ise oralara para yatırmazlar. Ayrıca da bu milletteki kendini herkesten uyanık zannetme, kolay yoldan para kazanma hırsı, her gördüğü sakallıya, "Allah" diyene inanma özellikleri bitmedikçe bu dolandırıcıların sayısı azalmaz, artar. Bunlara para kaptıranlara zerre kadar üzülmüyorum, hatta duydukça gülüyorum ama bir yandan da şaşırmadan edemiyorum. Bir millet bu kadar mı yaşananlardan ders almaz? Almıyor kardeşim, inat ve ısrarla bir şey öğrenmiyor.

      Sil
    2. 20:55 deki arkadaşa katılıyorum.Bazen çaresizce şöyle düşünüyorum, sanki kendimiz söylüyoruz kendimiz dinliyoruz.Bu siteyi takip eden, okuyan insanlar olarak küçük bir kitleyiz, toplumun çoğunluğunu oluştursak bu ülke böyle olmazdı ki zaten.

      Sil
    3. Adsiz 20:55 kardesim. Dedigin gibi,

      "Bir millet bu kadar yaşananlardan ders almaz, inat ve ısrarla bir şey öğrenmiyor." ise

      "Müstehak" ve "Helak" tir.

      Tarihin cöplügüne bakiniz. Bu sekilde "Helak" olmus sayisiz kavim ve topluluklar göreceksiniz.

      Islam tarihinde ve kutsal kitabimizda gecen helak olmus kavimler yazimlarinda görmek lazim. Bu helak Allahin sihirli sopasiyla "Helak ol" komutuyla olmamistir.

      Aklini kullanmayan kavimlerin,zaman süreci icinde büyük acilar cekerek kendi kendilerini yok etmesidir.

      Kisaca bu bir Evrimdir. Birileri Mars"a, digerleri cöplüge.

      Sil
    4. Dogru min serri mahelak.

      Bknz Irak... herifler hic bir sey yapmasa yan gelip yatsa ufur ufur esen yel esliginde cikan petrolu satip yese icse krallar gibi yasarlar. Uc bes tane de uyanik ciksa aralarindan petrol turevlerinden lastik plastik imal etse voleyi vururlar Ama aklini kullanmayinca Aklini kullanmayan kavimlere Allah bela verir. Iraklilar bugun nerede ben soyliyeyim orada burada multeci olma sifatinda.

      Sil
    5. Yeni yazımın konusu bu: Beleş peynir fare kapanında bulunur.

      Sil
  56. Çok teşekkürler değerli hocam.

    YanıtlaSil
  57. Türkiye ekonomisi enflasyonist bir yapıya sahip ve buna insanların yıllardan beri maruz kaldığı yüksek enflasyon ortamı da eklenince ekonomik birimlerin beklentisi en az %10'luk bir enflasyondan yana oluyor. yazılarınız için teşekkürler sayın hocam.

    YanıtlaSil
  58. Hocam kamu yatırımları milli gelirde kamu harcamaları kısmında mı yatırımlar kısmında mı gösteriliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Y = C + I + G + (X - M) denkleminde G harfi içinde yani kamu harcamaları arasında yer alıyor.

      Sil
  59. Sizce TCMB, hükümet tarafından kuşatılmışlığına rağmen, faiz arttırmaya mecbur kalacak mı?

    Ne zaman faiz arttıracak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanki gidiş o yönde. USD 4,00'a dayanırsa artırır.

      Sil
  60. Sayın Hocam, yazınız çok akıcı ve öğretici, paylaşımlarınız için teşekkür ediyorum.
    Sormak istediğim şey şudur:

    Yüzde doksan ihtimalle 0.25 puan artacağı varsayılan fed faizi ve akabinde bu beklentiden artan dolar kuruna karşı tcmb'nin alacağı tedbir konusunda,

    --Çöken inşaat sektörüne rağman faiz artırımı mı yoksa son bir - bir süredir artırma yoluna gittiği döviz rezervini kullanmak mı?

    Parayı yatırım ve geliştirme üzerine kullanacaklarına şüphem yok fakat genelde kısa vadeli çözümler yoluna gittiklerini düşündüğüm için bu seçenekler aklıma geldi.

    --Diğer sorum da şudur hocam, keşke bulup ekleyebilseydim buraya, bir grafikte tcmb nin elinde bulunan USD miktarının son 10 yıl içinde en düşük 50,66 milyar dolara kadar gerilediğini gördüm. USD için 50 rakamının korumayı hedeflenen özel bir rakam olduğunu düşünüyorum TCMB için. Eğer bu doğruysa ve bir sebebi varsa paylaşabilir miydiniz? Güncel olarak yanılmıyorsam 57 milyar dolar bulunmaktadır.

    --İnşaat sektörü gibi lokomotifin çökme durumunda bile usd/tl kurunun 4 bandının kıramamasının sebebi olarak elindeki rezerv miktarının hala güvenilir göstermesi sayılabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin ne yapacağı konusunda hiçbir zaman tahminde bulunmuyorum ama ne yapması gerektiğini kendi görüşüm çerçevesinde söylüyorum. Bence gidiş böyle devam ederse faiz artırması gerekir.

      Sil
    2. Bu konu ettiğiniz döviz miktarı sınırıyla ilgili bir bilgim yok. Ama ilginç geldi bana da.

      Sil
  61. Cevaplarınız için çok teşekkür ederim hocam. O grafikler bir anlam ifade eder mi bilmiyorum ama en kısa sürede bulup ekleyeceğim. Mesela o grafiğe göre bulunan para birimleri çoktan aza doğru şöyle sıralanıyordu USD > EUR > JPY . Jpy olmasının sebebi oradan zamanında 10 yıllık ucuz krediler almış olmalarıydı.

    Piyasa yorumlarken değerlendirme parametresi olarak kullanılabilecek bir grafik ama bulamıyorum türlü :(

    Saygılar.

    YanıtlaSil
  62. Moodys raporunda 11.kalkınma planında enflasyon konusunu eleştiriyor.yalnız 11.kalkinma plani diye bir plan yok.gaipten plan uyduruyor moodys.siyaset kokan rapor.

    YanıtlaSil

  63. Bu, kamuoyuna kolay kredinin şu anda% 2 faiz oranında verildiğini bildirmek için sadece ciddi kişilerin kaydolması gerekmektedir. temas
    Kredi Aracı: Larry Buknor
    Web sitesi: //worldbestloans.wix.com/worldbestloans
    Kredi Aracı: Larry Buknor
    Whats'App Numarası: +18454007792
    Email: worldbestloans@gmail.com
    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  64. Finansal hizmetler konusunda uzmanlaşmış, yerel / uluslararası krediler sunan, güvenilir ve teminatsız borçlanma seçenekleri sunan bireylere ve işbirliği yapan kurumlara çok rekabetçi kredi oranlarında ve herhangi bir finans koşulunu karşılayacak esnek şartlarda hizmet vermekteyiz. Düşük bir kredi puanınız varsa önemli değil, beklenmedik bir şekilde hızlı paranızı size sağlayabiliriz. Artık tüm bütçelere ve gereksinimlere uygun Hızlı ve uygun fiyatlı krediler için bizimle iletişime geçin: socialfundltd@gmail.com

    YanıtlaSil
  65. Günaydın Hocam
    Bu çalışmanızda diğerlerinden farksız tüm takipçileriniz adına çok teşekkür ediyorum.TCMB Ticari kredi ve Tüzel kişi KMH ların kullandığı kredilere uyguladığı ortalama faiz (TCMB-EVDS)
    % 38,38 21.09.2018
    % 23,49 29.06.2018
    % 17,20 30.03.2018
    % 14,12 26.01.2018 bir anda bu kadar artışın sebebi ne olabilir.
    Ayrıca Güncel konkordato talebinde bulunan gerçek ve tüzel kişi sayısı hakkında bilgi paylaşımınızı rica ediyorum.
    Teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi