Ekonomi Nedir? Neyi İnceler?

Ekonomi deyimi eski Yunanca’da hane halkı anlamına gelen oikos sözcüğü ile yönetim anlamına gelen nomos sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir sözcük olsa da zamanla anlamı oldukça genişlemiştir. Ekonomi biliminin konusunun ve kapsamının ne olduğu sorusuna pek çok farklı yanıt verilmiştir şimdiye kadar. Bu soruya verilecek yanıt kişinin ekonomi bilimine hangi ideoloji açısından baktığının da yanıtıdır aslında.

Ekonomi biliminin en yaygın tanımı Alfred Marshall’ın neoklasik tüketim çıkışlı tanımından yola çıkan Lionel Robbins’in yaptığı tanımlamadır: Ekonomi bilimi; kıt kaynakların alternatif kullanım olanaklarını inceleyen bir bilimdir.  

Bu tanım ekonomi bilimini tüketim ya da harcamalar açısından ele alan bir tanımdır. Oysa ekonomi bilimi yalnızca tüketimle (ya da daha geniş çerçevede harcamalarla) değil aynı zamanda üretimle ve o üretimin tüketimle köprüsünü kuran paylaşım (bölüşüm) sorunlarıyla da ilgilidir.  

Tüketim açısından bakacak olursak ekonomi bilimi Lionel Robbins’in tanımına uygun bir işlev üstlenir: Çok sayıdaki isteğin eldeki sınırlı imkânlarla karşılanması çabası. İnsan, elindeki sınırlı imkânlarla çok sayıdaki istekleri arasında seçim yaparken bazı isteklerini karşılamaktan vazgeçmek zorundadır. Her seçilen isteğin maliyeti aslında vazgeçilen öteki istektir. Örneğin kısıtlı parasıyla sandviçle yetinip sinemaya gitmeyi tercih eden kişi iyi bir yemek yemekten vazgeçtiği için sandviç ve sinemaya gitmenin alternatif maliyeti iyi bir yemek olmaktadır. 

Üretim açısından bakarsak ekonomi bilimi kimin üretim yapacağı, kim için üretim yapılacağı, ne kadar üretileceği, üretimin kaça mal edileceği ve kaça satılacağı konularıyla ilgilenir.

Paylaşım veya bölüşüm açısından bakacak olursak bu kez ekonominin ilgi alanı üretimden kimin ne kadar pay alacağı konusuna odaklanır. Üretim faaliyetinde yer alan emekçi, sermaye sahibi, toprak (ya da doğal kaynakların) sahibi ve girişimcinin üretimden ne kadar pay alacağı ekonominin temel uğraşı alanı haline gelir.

Buraya kadar açıkladığımız konuları bir şemada gösterelim:


Kapitalist sistem, tüketim üzerine odaklanmış bir sistem olduğu için ekonomi bilimini de hep tüketimle ilgili bir çerçevede ele alıp tanımı ona göre yapmaktadır. İsteklerin sonsuzluğu bir yana çok sayıda olup olmadığı bile bugün tartışmalı hale gelmiştir. Kapitalizmin yarattığı tüketimin en üstün değer olduğu algısı aslında ihtiyaç olmayan birçok şeyi istenir hale getirmiştir. Bunların gerçekten ihtiyaç olup olmadığı bir yana ekonomi en az tüketim ya da harcamalar kadar önemli olan üretim ve paylaşım ilişkilerini de çerçevesi içine alan bir tanıma ihtiyaç duymaktadır. Tüketim, ekonomik faaliyetin itici gücü olsa da insanın üretime geçmesinden sonra üretim ilişkileri ve sanayi devriminden sonra da paylaşım meselesi tüketim kadar önem kazanmış, öne çıkmıştır.

Bu çerçevede ekonomi bilimini şöyle tanımlamak sanırım en doğru yaklaşım olur: Ekonomi bilimi, istekleri karşılamaya yönelik mal ve hizmetlerin üretimi, bu üretimin katkıda bulunanlar arasında paylaşılması ve eldeki sınırlı imkânlarla çeşitli istekler arasından tercih edilenlerin karşılanması çabalarını inceleyen ve bu ilişkilerin doğru kurulabilmesi için çözümler öneren bilim dalıdır.

Yorumlar

  1. İhtiyaçları mı istekleri mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet arada az da olsa fark var.

      Sil
    2. ihtiyaç isteğe dönüşür, ihtiyaç olunmayan da.. sonuçta istek paydasında buluşurlar.

      Sil
    3. Gelir sonlu olduğunda arzu edilenler ihtiyaç, gelir sınırsız iken istek. Şeklinde bir ayrım okumuştum. Yanılmıyorsam Fisher&Milller tarafından yapilmya

      Sil
  2. Uretimden kim ne alacak kismini yanlis yazmissiniz. Sermaye, makine techisat demektir, karsiligi 'faiz' degildir, karsiligi 'kar'dir. Girisimcilik, emegin baska bir turudur sadece.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvah eyvah. Tanımlardan başlamamız gerekecek galiba.

      Sil
    2. Aman Hocam yapmayin. En az 5 yil sürer.

      Sil
    3. Kelimeleri tarif etmeden girişilecek her tartışma kısır kalmağa
      mahkûm.
      Cemil Meriç

      Sil
  3. Düşünce ve ifade özgürlüğü olduğuna göre:

    "Ekonomi diye bir şey yoktur.

    Hayat, matematiktir; matematik, hayattır."

    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci dereceden türevleri alınca karşınıza fiyat çıkar.

      Sil
    2. Hocam

      Messi mi, Lefter mi ;-)

      Sil
    3. Benim çocukluğumda Lefter idi ama bugün Messi. Zaman değişti, futbol çok daha hızlı ve sert oynanıyor. Lefter'in oynadığı zamanda bu kadar hızlı ve sert değildi.

      Sil
    4. Bir de İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşadıklarınızı anlatsanız, Lefter'li yılları anlatıyorsunuz ama savaş yıllarını hiç anlatmıyorsunuz..

      Sil
    5. Ben 1950 doğumluyum. Yani o sıkıntıları yaşamadım. Sanırım siz ikinci dünya savaşı sıkıntılarını yaşadınız. Madem yaşadınız biliyorsunuz siz anlatın biz dinleyelim.

      Sil
    6. metin oktay mı lefter mi?. tabii ki metin oktay derim.

      Sil
    7. Onda o kadar hafiza olsaydi…...



      Sil
    8. 2008 abd merkezli küresel finans kriziyle birlikte başlatılan aşırı parasal genleştirme programları nedeniyle gerek abd gerekse de dünyanın birçok borsasında sermaye-para piyasalarında ciddi balonlar oluşmuş durumdadır. mesela bazı datalar vardır ki hem ekonomide üretim artışındaki yavaşlamayı hem de borsalarda balonlaşma olup olmadığını gösterebilmektedir. reel tarafta yavaşlamayı pmı verisi genel olarak öncü sinyalizasyon görevi görerek verebiliyor. ki abd dışında gelişmiş ekonomilerin neredeyse tümünde pmı verisi 50 civarlarında hatta az da olsa altına inmiş gibi görünüyor. bu durumda üretim tarafında azalma işletmelerin kapasite kullanımlarında azalmalar olması kuvvetle muhtemeldir. yine bir başka data ise; fiyat/kazanç datasıdır. bir işletmenin yıllık bilanço değeri ile o işletmenin ne kadar zaman zarfında o kazancı size verebileceğini ölçen bir rasyodur. genel olarak 1/10 ve altı borsanın nominal seyir izlediğini gösterir. ancak bu rasyo 1/15 ve üzerine çıktıkça risk artıyor demektir. ki 1929 büyük buhranın hemen öncesinde bu rasyonun zaman zaman 1/30 -32 bandına kadar çıktığı gözlemlenmişti.ki 2018 sonu itibariyle bu oranın bazı borsalarda 1/24-26 bandına kadar yükselmiş olduğu söyleniyor. sadece bu bile dünyada balonların 2008 öncesini bile geçmiş olabileceği izlenimi vermektedir ve fed in faiz artırımlarını devam ettirmesinin rasyonel olacağını göstermektedir. yine ünlü abd li yatırımcı ve warren buffet ın geliştirdiği buffet ratio ya göre abd nin bir yıllık üretim artışının üzetine bir borsa değerlenmesi yaşanıyorsa borsada net balonlaşma yaşanıyor demektir ki zaten 2010 sonrasında abd de net borsa balonlaşması yaşandığını biliyoruz. ki bu da yine fed in faiz artırımlarını sürdürmesinin gerektiğini aksi durumda balonların daha da şişerek 2008 i mumla aratabilecek bir buhrana dönüşebileceğini düşünüyorum. zira düzeltmeler küresel çaplı tahmin edilenden çok daha sert olabilir. yaklaşan krizden benim tahminim en çok dış finansal yükümlülüğü yüksek ekonomiler daha da kötü etkilenecektir. mesela Japonya ekonomisinin iç borç stoku çok yüksektir. milli gelirinin %253 üne eşit duruma gelmiştir. ancak faizin neredeyse 0 civarında olması borçlarını çevirebilmesini sağlıyor. ancak bir yandan da ekonomisini canlandırabilmesi için enflasyonunu %2 lere çıkarmak istiyor. bir nevi hafif deflasyonist durumdan biraz enflasyonist piyasa zeminine kaymaya çalışıyor. ancak bu durumda da faizini de yükseltmesi gerekeceğinden bu sefer de borlarının çevrilmesinde ciddi zorluklara girerek belki de devlet iflas edebilir. tüm dünya adeta japon ekonomisinin durumunda gibi adeta. gelir/borç 1/3 ün bile üzerine çıkmış bulunuyor. kapitalizmin yani gerçek sanayi (fabrika kapitalizmi) in son 40 yılda hızla neo-liberalleşme adı altında finansallaşması neticesinde reel piyasalardan kopuk sanallaşmış gelecekten yiyen bir iktisat kültü kutsallaştırıldı. karlar sürekli özel leş tirildi zararlar kamu laştırıldı. ve bugünkü borç dağları oluştu. artık sistem kendi ürettiği sorunların içerisinde boğulmaya doğru hızla gitmektedir. 2019 ikinci yarısı itibariyle boğulma vakası başlayacak ve ölümle birlikte yeni bir başlangıç olacaktır. her doğum ölümle her ölüm doğumla mündemiçtir ne de olsa!.

      Sil
    9. "Ben 1950 doğumluyum." yazmışsınız da, ben sizi Hititler döneminde doğmuş ve bugüne kadar yaşayabilmiş sanıyordum Mahfi beycağızım :))

      Sil
    10. Lütfen esprilerin de bir düzeyi olsun.

      Sil
    11. Psikolojik İhtiyaçlarını bura karşılamaya çalışan ve seviyesiz espriler yapanlarin bir alternatif maliyeti yok mu Mahfi Hocam?

      Sil
  4. Sade öz anlaşılır ve zihin açıcı... Elinize sağlık hocam saygılar.

    Bu tanımda kapitalist sistemin en hoşlanmayacağı bölüm paylaşım olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Kapitalist sistem her şeyi kendisine göre tanımlıyor.

      Sil
  5. sınırsız ihtiyaç yoktur her ihtiyacın sınırı mutlaka vardır. bu kapitalizmin kurucu efendilerinin tüketim toplumları yaratma amacının yansımalarından birisidir. çünkü kapitalizmi sürekli besleyen tüketim çılgınlığı yaratılmasıdır. sürekli ve yüksek tüketim yani ihtiyaçların üzerinde tüketim demek enflasyon demektir ve enflasyon da paranın yozlaşması demek oluyor ki bu da orta ve alt tabakalardan paranın büyük efendilerine büyük bir servet transferi demektir. sanal ekonomi dediğimiz finansal ekonomiyi böyle büyüttüler işte. reellikten ciddi derecede kopuk iktisat modeli yarattılar bu şekilde!.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaynaklar kıttır evet, ama yetersiz midir sahiden?.. Asıl sorun dağılımın adil yapıl(a)maması olmasın?

      Sil
  6. Hocam, kusura bakmayin ama kit bilgileriniz ile kalkmis bize ekonomi ögretiyorsunuz. Sizi siddetle protesto ediyorum. Lütfen haddiniz biliniz ve bilmediginiz konularda ahkam kesmeyiniz.

    Birakin da bu konuda bri bilen konussun..

    Netekim konustu syin Cumhurumuzun Reisi.

    ""Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOBB Türkiye Ekonomi Şurası'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında "Akıl ve mantıkla izah edilemeyecek fiyat örnekleri her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarındaki bu akıl ve ahlak dışı artış üzerine düşünmeliyiz. Marketlerde en ufak bir oynama düşüş yok. Ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım" ifadelerini kullandı.""
    Bu kesimin sürekli diline doladığı unsurlardan biri de sanayinin Türkiye'de olmadığıdır. Bunlar sanıyor ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi. Halbuki biz ülke ve millet olarak her alanda olduğu gibi sanayi ve ticarette de çok güçlü bir müktesebata sahibiz.""

    Daha iki ay önce Seker fabrikalarini Uzaylilarin sattigini saniyor galiba.. Ülkenin tüm stratejik sanayi kuruluslarini satanlar da Suriyeli siginmacilar tabii bu durumda.. Neyse..!!
    ""

    Hocam lütfen bu blogu kapatiniz ve bir tavuk ciftligi aliniz yumurta yetistiriniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. konuşana değil konuşturana bakınız!. konuşturan kim?. cahil insanlar ağırlıklı toplum!. bahsettiğiniz şahıs cehaleti ve yoksulluğu yönetiyor. bununla sürekli iktidarda zaten. devlet adamı devleti yönetir. devlet adamını ise varsa toplum yönlendirir ve denetler. bunların hiçbirisi bu halk da olmadığı için ve bazı kesimler nemalandığı için bunlar yaşanıyor ve yaşanmaya da devam edilecektir. türkiyenin ekonomisi de siyaseti de birçok konusu küreselv sermaye efendilerinin eline verildi malum şahıs ve onu kayıtsız şartsız destekleyip sorgulamayan denetlemeyen hesap sormayan cahil ve ahlaksız kesimlerce!. olay kısaca budur.

      Sil
  7. Hocam, dünyadaki bütün insanlar profesyonel bir ekonomist olsa idi dünyada neler değişirdi sizce ?

    YanıtlaSil
  8. Hocam bu nadide güzellikteki yazıyı paylaştığınız için teşekkür ederim,çok güzel ifade etmişsiniz her zamanki gibi 🙏

    YanıtlaSil
  9. Saygideger Hocam,

    IMF nin yayinladigi raporda Türkiye ile ilgili, "Politika sıkılaştırmaya ve dış finansman şartlarındaki düzelmelere rağmen Türk ekonomisinin 2019'da öngörülenden daha fazla yavaşlayacağını ve 2020'de daha yavaş toparlanacağını tahmin ediyoruz" görüşüne yer verildi.

    Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Politika sıkılaştırma kısmı hariç doğru.

      Sil
  10. Hocam para biriktirmek kapitalist tüketimden az da uzaklaşıp iktisat yapmak için en uygun yol para birikmek altınla mı yoksa dolar euro üzerinde TL olamayacağı kesin çünkü sürekli eriyor

    YanıtlaSil
  11. Sevgili Mahfi Hocam; “eldeki sınırlı imkânlarla çeşitli istekler arasından tercih edilenlerin karşılanması” nı incelemek ekonomistlerin, bunları optimum hale getirmekse siyasilerin görevi diyebilir miyiz? Kapitalist sistem aslında insanların ihtiyacı olmayan şeylere de “para kazanma hırsı” ile ihtiyaç yaratıp insanları buna ikna etmiyor mu ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  12. Hocam, Doların şuanda 5'in altına inmesi önümüzdeki 6 ay boyunca iyi mi olur; yoksa bu seviyeler iyiye yorumlanabilir mi, yoksa zaten olması gereken de budur, diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  13. Hocam, konuyla ilgisi olmayanların dahi anlayacağı bir dilde ifade ettiğiniz güzel yazılarınız için teşekkürler, iyiki varsınız.

    YanıtlaSil
  14. Hocam sizi iktisatı bizlere sevdirmeye çalıltığınız için çok seviyorum ve saygı duyuyorum.Ben şuan polis memuruyum ve yaşım 24.Aynı zamanda ingilizce iktisat bölümünün 1. Sınıf öğrencisiyim. Hedefim üniversiteyi bitirip mesleğimden istifa edip yurtdışında yüksek lisans yapmak ve devamında güzel bi kariyer hedefliyorum .Sizce yaşım geçmiş sayılır mı bu konuda çekincelerim var saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle değil. 24 yaş nedir ki? Doğrusunu yapıyorsunuz.

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim hocam cevabınız için

      Sil
  15. Mahfi Eğilmez'in yorumu nedir:

    'Faydası olan şey değere sahiptir. Onun değere sahip olduğunu gösteren şey para vermemizdir.' Lionel Robbins (1898-1984)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elmasın hiçbir faydası yoktur ama değeri çok yüksektir. Şu çok faydalıdır ama değeri oldukça düşüktür.

      Sil
    2. TRT Belgeselde Moğolistanda bir koyunun 20 usd ettiği söylendi. Ülkemizi düşündüm bizde 200 USD, 10 katı kadar fark var.
      Fiyat/değer oluşumları çok entresan.

      Sil
    3. Mogol yaylalari koyun keci kucukbas hayvanciliga uygun iklim cografi yapi sunar.
      O bolgenin insani orta asya insani etcil insanlar degildir.Et tuketimi kulturel olarak Batiya gore azdir.
      Dahasi peynir ve sut tukatimi de azdir sadece yogurt vs kultur vardir. Uretilen urunlerin ya da hayvanlarin disariya satilmasi mogolistandan bahsediyorsak boyloe icinekapanik bir ulkede yogun degildir.
      Dolayisiyla arz talep dengesinde arz kolay ve bol iken talep ise dar ve zayiftir. Dolayisiyla fiyat mekanizmasi koyun fiyatinin dusuklugune neden olur.

      Sil
    4. Mahfi bey umarım yanlış anlamazsınız:

      Sanırım, bir miktar "materyalist"siniz de.

      Yanılıyor muyum?

      Sil
    5. Yanlış anlaşılacak bir şey yok.

      Sil
  16. Mühendis, "Mühendislik Nedir? Neyi İnceler?" gibi bir yazı yazma ihtiyacı hissetmiyor. AR-GE departmanında, evindeki garajda, atölyesinde, fabrikada, şantiyede, denizde, karada, havada, uzayda, sanayi sitesinde ... "icraat" yapıyor.

    Fakat siz, "Ekonomi Nedir? Neyi İnceler?" gibi bir yazı yazma ihtiyacı hissediyorsunuz. Ve ortada neredeyse hiç "icraat" yok.

    Niye böyle?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soru yanlış.Siz muhendislikten söz ediyorsunuz. Ben iktisatçılık nedir diye yazmıyorum. Orada sorun yok.

      Sil
    2. Muhendislik nedir ve neyi inceler sorusuna cevap vermeden muhendislik yapanlar oldugunu biliyordum zaten de, bu kadar pervasizca ve hatta saygisizca bunu yorum olarak yazip ustune hesap soracak kadar cesaret(!) oldugunu da bilmiyordum acikcasi.

      cok cesur var ulkemizde cok!

      Sil
    3. Icraat yapan muhendis arkadas, tek basina mı uretiyosun mesela kahve makinesini? Uretim surecine dair hic mi ders vermiyolar size? Bankaci krediyi verirse bi yerlerde is yaparsin, vermezse oturursun. Finansal istikrar komitesi bu sene kredi buyumesini yavaslaticaz derse mal gibi kalir icraatini seneye saklarsin.

      Sil
  17. Mahfi Hocam Merhabalar,

    İktisat ve ekonomi alanında hiç yanıldığınız bir dönem oldu. Yani bunu hatalı yaptım, yanlış düşündüm dediğiniz?

    Yada şöyle sormak istiyorum.. Yanlış yatırım yaptım dediğiniz bir dönem oldu mu?
    Hiç para kaybettiniz mi?

    Ben hep para kaybediyorum. Çünkü her yatırımı mı yanlış zamanlarda yapıyorum.

    Cevaplarsanız çok sevinirim.

    Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu soruyu ekonomiyi bilmeyen biri olarak sorduğum için kusura bakmayın.. Özür dilerim..
      Ama siz muhteşem bir insansınız.. Cevapladığınız için çok teşekkür ederim.

      Çok boş vaktim var..

      Kolay Ekonomi kitabını en başa koyarak;
      Bana kendi kitalarınızdan oluşan bir sıralama yaparak hangi kitaplarınızı sırasıyla okumalıyım.

      Benim için bir sıralama yaparsanız çok sevinirim çok mutlu olurum.

      Saygılarımla..

      Sil
    2. Sevgili Okan Güneş bu konuda Kitaplarım başlığı altında sıralamalar var. Oradan kendi durumunuza uygun sıralamayı seçebilirsiniz.

      Sil
    3. Mahfi Hocam inceledim..
      Benim için en uygunu bu sanırım.

      Amatör Olarak İlgilenenler

      Örneklerle Kolay Ekonomi
      Ekonomi Politikası
      Küresel Finans Krizi
      Değişim Sürecinde Türkiye
      Dünya Ekonomisi

      Ayrıca Hattuşaş'dan Kaçış ve Hitit Devleti kitaplarınızı okumalıyım. Benim sülalem 1600 yıllardan beri buralarda yaşadı. Yaşıyor. Sizin gözünüzle Yeşilırmak ve Kızılırmak kenarlarındaki yaşamı anlamak için merak uyandırdı bende..

      Ve Anitta'nın Laneti..

      Sanırım en merak ettiğim bu..

      Bunların dışında,
      Light Günlük
      Kendime Yazılar

      Bunlarda pas geçilmemeli ve en başta bunlar okunmalı..

      Çok teşekkür ederim..

      Sil
  18. Hocam eski mülkiyeliler şimdiki mülkiyeyi neden sevmiyor, beğenmiyor. Lütfen cevaplayın. Hep yazıyorum cevaplamıyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski tıbbiyeliler şimdiki tıbbiyeleri, eski İTÜ'lüler şimdiki İTÜ'lüleri..... neden beğenmiyorsa o nedendendir herhalde.

      Sil
    2. Çok basit ama anlatsam şimdikiler üzülür.

      Sil
    3. Mulkiyenin hala bir agirligi var Ekonomi camiasinda
      Cunku Mulkiyede ekonomi hem Amerikan tipi matematiksel ifadeler uzerinden Anglosakson ekonomi egitimi var hem Kita Avrupasi tipi daha cok toplumsal degisime tarihe yonelik marksist ekonomi elestrisine yonelik egitim var.

      Mulkiye kabaca eski hallerine donmesi icin en azindan su iki yapmasi gerekir
      1)Kontejanlarin komple azaltilip daha cok yuksek lisans doktora duzeyinde bir yapiya burunmesi. Mesela ekonomi bolumu ornegin 80 kisi aliyorsa 40 kisiye hatta 30 kisiye indirilmesi.Bu hem giris puanlarinda ziplama saglar hem okuldaki ogrenci yogunlugunu azaltir hem de az ogrencinin oldugu bolumde egitim alma faaliyetinin verimligiligini arttirir hoca-ogrenci iliskisini daha saglikli boyuta cikartir.
      2)Ingilizce egitiminin hazirlik egitim safhasindan lisans duzeyine kadar saglam bir cercevede oturtulmasi belirlenmesi. Derslerin en az %30nun Ingilizce olmasi oyle olmasa bile ingilizce makalelerin medyada cikmis ingilizce ekonomi yorumlarinin tartisildigi lokal butik dersler olmasi gerekir.

      Diger teknik akademik pedagojik univ/fak.yonetime dair ve hatta siyasi cercevelere girmiyorum. Sadece bu yukaridaki iki seyi yaparlarsa egitimin kalitesini biraz olsun arttirilar ve eski gunlerine donmeseler bile duruslarini korurlar diye eski mulkiyeli olarak yaziyorum

      Saygilar

      Sil
    4. Ben Mülkiye'de okurken ilk 2 yıl bütün bölümler ortak dersleri okurdu. Bu sayede ben siyaset bilimi, siyasal tarih, sosyoloji, siyasal düşünceler tarihi, siyasi tarih, Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku, Miras Hukuku, Ceza Hukuku gibi dersler okudum. Sonra üçüncü sınıfta bölümlere ayrıldık. Orada yoğun ekonomi, maliye, muhasebe, vergi, istatistik, matematiksel ekonomi vb okuduk. Ve ben bütün yaşamımda o ilk 2 yılda okuduğum derslerden çok yarar sağladım. Sonra üssü mizan vardı. Ortalama 10 üzerinden 7 tutması gerekiyordu sınıf geçmek için. Bütün derslerden 6,5 alsan sınıfta kalıyordun. Zordu Mülkiye yani. Şimdi bunlar yok.

      Sil
  19. Yazılarınız gerçekten çok bilimsel ve teoriden asla uzak değil. Ancak günümüz dünyası ve tabi Türkiye miz bu bilimsellikten ve teorilerden çok ama çok uzak. Gerçek dünyada ve ülkemizde ekonomi ne demek ve buna nasıl ayak uydurmalıyız yada uydurabiliyormuyuz tüm insanlar, tüketiciler olarak sayın Eğilmez?
    insan olarak ihtiyaç yada isteklerimizi makul seviyede tutabilsek yani nasibimizle yetinmeyi bilibilsek sorun kalmaz galiba.
    Saygılar,

    YanıtlaSil
  20. Hocam, Atilla Yesilada diyor ki..Secime kadar dayanin. Secimden sonra IMF gelicek hersey yoluna girecek. Para gelicek. Bati ile isleri düzeltecegiz.

    Atilla yesiladayi her hafta dinledim, maymuna döndüm. Bir öyle diyor bir böyle. Hicbirsey anlamadim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Batiyla, suanki demokratik insan hak hukuk normlari cercevesinde iliskiler duzelmez. Sadece ve sadece ortak cikarlar ve dengeler uzerinden olumlu iliskiler kurulur ve devam eder. Bu gecmiste cok defa oldu. 80li yillarin basindan 90larin baslarina kadar Soguk savas ticaret temelli boyle bir iliski mevcuttu.
      Suanda da goc temelli yine icinde ticari ortak cikarlarinda oldugu iliski var bu boyle devam eder imf gelir ortodoks ekonomi politiklari uygilanir bati destekler hasbelkader imf denetiminde ve yonetiminde piyasalara guven verilir ticaret devam eder artitilmaya calisilir, Goc mevzusu tememli siyasi iliskiler kurulur insan hak ve demokratik meseleleer goz ardi edilir vs. vs..iste..

      Sil
    2. ımf kimlerin elinde. yine küresel efendilerin elinde!. mesela ımf geldiğinde eğer kurlar zıplamış halde olursa yine dalgalı kur rejimine devam mı diyecek yoksa sabit kura geçilmesini mi isteyecek. belki de anlaşmanın maliyetini düşürebilmek için sabit kurda ısrar edecek. bu da yapısal olarak türkiyenin uygulamakta çok zorlanacağı bir kur rejimidir. ayrıca döviz girdi ihtiyacı çok yüksek ve eski ımf li dönemlerdekinden çok daha yüksektir. ımf çare değildir olamayacaktır. bilindik Ortodoks politikalardan medet ummak yanlıştır. şunu öncelikle bilmeliyiz ki; en az 3 yıl küçülmeyi göze almalıyız. döviz ihtiyacımızı azaltmalı ve popülist yaklaşımları hızla terk etmeliyiz. azami derecede tasarruf kapasitelerimizi yükseltmeliyiz. bir müddet işsizliğin artışına eksili büyüme değerlerini göze alabilmeliyiz. harcamalarda olmazsa olmazlara ağırlık vermeliyiz. sıkı maliye politikası ve bununla tam uyumlu sıkı para politikası uygulanmalıdır. bunlar uluslar arası kredi derecelerimizi de olumlu etkiler ve dış finansman faizlerimizi de düşürücü etki yapar. borç çevrilmesi kolaylaşır. eskisi gibi 5 milyar 10 milyar dolar bizi kurtaramaz. 70-80 milyar dolar gibi büyük dış girdilerle ancak gemiyi yüzdürebiliriz. ımf bu kadar kaynak sağlayamaz bence. ancak diğer finansal kanallardan kredi akışlarını tetikleme görevi görebilir elbette vereceği güvenle birlikte işte bu olabilir.

      Sil
    3. Siz Atilla'yı düzenli takip edin,
      içtiği zamanlar güzel yorumlar yapıyor,
      o zamanları yakalarsanız konuşmaları daha keyif verici olur,
      bir şey öğrenmek için değil de, cem yılmazı dinler gibi eğlenmek için dinleyin.

      Sil
  21. Guzel tanım hocam :)

    YanıtlaSil
  22. Sıkıntı kapitalist iktisatın "kaynaklar kıt, ihtiyaçlar ise sınırsızdır" varsayımından başlıyor aslında. Şöyle ki;
    1) İhtiyaçlar sınırsız değildir ama insanlığa öyleymiş gibi empoze edilir.
    2) Kaynaklar kıt olsa da aslında yetersiz değildir. Sorun kaynakların adil ve etkin dağıtıl(a)mamasıdır.

    YanıtlaSil
  23. Hocam, Türkiyedeki demokrasi kültürü ve anlayisina örnek olarak asagidaki olayi gösterebilirmiyiz?

    Gösterebilirsek, bu anlayis bizi nereye götürür?

    Diyelim ki bir yere götürdü.. Gittigimiz yerden geri gelebilirmiyiz?

    Olay Ordu`da geciyor..

    Ordu'nun Çaybaşı Belediye Başkanı İsmet Yanık, 31 Mart yerel seçimlerinde aday gösterilmemesi üzerine AKP'den istifa etti ve yerel bir tv kanalinda aciklamalarda bulunmus

    """“Sayın Cumhurbaşkanımıza olan sevgimizde, sadakatimizde en ufak bir eksilme en ufak bir düşüş olmayacak ama bu davaya yanlış yapan insanlar mutlaka halkın önünde hesap vermek zorunda. Defalarca ifade ettim dedim ki bak burada hata yapıyorsunuz yanlış yapıyorsunuz. Kamuoyuna deklere ettik milletvekillerini aradım, bakanları aradım, il başkanlarını aradım… Ancak şunu gördük Büyükşehir Belediye Başkanı dahil telefonumuza çıkmadı. Hiç bir irade halkın üzerinde üstünlük kuramaz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızı seviyoruz. Rabbim ömrümüzden alsın Sayın Cumhurbaşkanımızin ömrüne versin"""

    Sevgili Hocam ciddi olarak soruyorum.. Sizin gercekten bu ülkeden hala umudunuz var mi?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu belediye başkanı işinden kovulmuş,
      bu adamın sözlerini okuyunca, ülkedeki lider sultası açık şekilde belli oluyor.
      adam reis dışında herkese sallamış ki,
      bu sistemin temeli olan otorite belli,
      bu adamı oraya getirmiş olan ve salladığı herkesi atayan otorite aynı,
      şimdi boş boş konuşmuş gitmiş,
      bu adam siyasi olarak kendi üstündekilere sallıyor da acaba halk bu adamı
      sallıyor mu?
      O belde de tepedekiler kimi gösterirse halk o gösterilene oy verecek,
      sonra başka biri mi var diye kendilerini avutacaklar,
      kendi kendini üreten ve tüketen bir sistemdir bu,
      buradan bir cacık olmaz,
      dokunmazsan bin yıl daha böyle gider bu düzen,
      ama elbette dışardan birileri dokunur,
      hayatın akışına aykırı,
      umut filan yok boşuna bekleme derim.

      Sil
  24. Hocam öncellikle sizi çok seviyor ve takip ediyorum makalelerinizi çok severek ve ilgiyle takip ediyorum şuan üniveristeden mezun oldum ve Kamu kurum sınavlarına hazırlanıyorum Türkiye Ekonomisi İçin akademik kaynaklardan çalışmak istiyorum ÖSYM daha çok akademik kaynakları referans aldığı için bu konuda Türkiye Ekonomisi kitaplarında tavsiye edebileceğiniz ilk 5 eser hangisidir bende onları inceliyeyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Rıdvan Karluk
      Yakup Kepenek
      Erdal Tükkan'ın kitaplarını inceledim. Bunlar iyi kitaplar.

      Sil
    2. Ellerinizden öper şükranlarımı arz ediyorum hocam

      Sil
  25. Üreten kesim, sermaye birikimi yapan kesim, tüketen kesim de üretilenlere ihtiyaç duydurulan kesim. "Sen iste, biz senin ihtiyaçlarını karşılarız", 'kapital'izmin bel kemiği oluyor.

    YanıtlaSil
  26. Merhaba Hocam,

    Karl Marx'ın toplumsal olayların temeli ekonomiktir sözüne katılıyor musunuz?

    YanıtlaSil
  27. Hocam mailler diyorum :)

    YanıtlaSil
  28. Sosyal demokrasi ve sosyal liberalizm arasında bir fark kalmadığı düşüncesine katılıyor musunuz? Özellikle refah devleti ve ekonomi politikaları alanında.

    YanıtlaSil
  29. Hocam Hitit kralları arasında sizin favoriniz hangisi ?

    YanıtlaSil
  30. Ekonomi bilimi ile Finansal bilim arasındaki fark nedir?

    Dünyada Ekonomi dediğimiz üretim ve tüketim dengesini oluşturamayan insanlar sebebi Finansal sistemde aramalı, Dünya Ekonomi bilimi ile değil, Finansal sistem ile Ekonomiyi yok ederek devam ediyor.

    Ekonomide üretim tüketim emek kaynak ve sermaye dediğimiz unsurlardan en ulaşılmaz olanı para yani finans. kaynak var, emek var, üretim imakanı var, tüketecek toplum var ama para olmayınca hiçbiri işe yaramıyor bu saçma bir denklem.

    Dünya Finansallaştırıldı yani üretmeye bir BORSA sistemi kuruldu ve burada mal ve hizmetlerin değerleri belirlenmiyor. Burası üretmeden para kazanmak için manipülasyon yapılan çok çabuk para kazanmak ve başkalarının paralarını yok etmek için kurulmuş yani finansı merkezi olarak kontrol mekanizması ile idare eden suni bir yapılaşma.

    Dünyada oluşan balon para üzerine oluşur borsalarda fazla değerli hisseler oluşur ve zamanla bunların köpüğü alınır yada birileri bu balonları patlatır. Ekonomide balon olmaz, arz fazlası yada talep fazlası oluşur. Talep artıp arz düşünce enflasyon oluşur, tam tersi talep düşük kalır arz yüksek olursa fiyat düşer enflasyon düşer bir dengeleme olur.

    26 dünya zengini şuan ki serveti dünya nüfusunun yarısı olduğuna göre; işte bu ekonomi ile anlatılamaz yani bu 26 aile dünyanı yarısı kadar üretiyor anlamı çıkmaz. Burada sorun olan finansal sitemin sorunu adaletsiz dağıtım dediğimiz sadece bir ayağı ama diğerleri sayılmaz. Para sahibi üretmeden faiz ile gelir elde eder, para sahibi elindeki finansal güç ile vergi ödemez itibar görür görmezden gelinir. Borsada işlem yapar düşükten alır fiyat yükselince satar. sürekli bedava para kazanır bu paralar birkaç elde büyür ama üretende para yok olmaya başlar üretim dişer tüketim düşer ve sömürü olarak kağıt imparatorluğu ile dünyayı yönetmeye başlar.

    Dünyada düzeltilmesi gereken finansal sistemdir. Ekonomik olarak hangi teoriyi uygularsanız uygulayın finansal olarak bağımsız değilseniz ekonomik olarak başarılı olamazsınız.

    tüketmek için üretmek lazım, Üretmek için Para lazım, para bulmak için sürekli faiz ödemek lazım. Sitem böyle kurulmuş saçmalık paranın değerini kim belirliyor yada kim nekadar para basacak dünya mı karar veriyor. para hangi değere göre basılıyor ve zamanla bu balonlar oluşuyor. ABD para satıyor sonra topluyor piyasada parayı çekiyor ama herkesi dolar muhtacı yapmış geri isteyincede onların finansal sistemine tabi olduğunuz için sizde küçülüyorusunuz.

    Gerçekten çok çalışan çok kazanmıyor bu tamamen saçma bir düşünce. Sistemin adamı olursanız sizde çok kazanırsınız ama eğer olmazsanız kazanamazsınız. Türkiyede de durum aynı eğer yandaş olursanız heryerde size iş var bol para danışmanlık itibar servetten pay var. Eğer sisteme karşı olursanız size iş yok TV kanalları sizi atar gazatelerden atılırsınız işsiz kalırsınız mesleğiniz de yükselemezsiniz.

    Dünya Finansal saçmalıkla yönetiliyor bunu ekonomi ile açıklamak mantıksız geliyor bana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kötümser bir yaklaşım. Doğru tarafları olsa da tümü doğru değil.

      Sil
    2. Hocam adsız 12:18 e tamamıyla katılıyorum. reel piyasalarla finansal piyasalar arasında uçurum vardır. mesela türkiye özelinde bakalım. reel piyasalardaki sorunları önce fiyatlayıp kurları zıplattı doğru olarak ancak reel piyasa gerçekleri tam ortaya çıkmaya başlayınca ayni finansal piyasa ne hikmetse yapay gevşetme çabalarına izin vererek kurların olmaması gerektiği kadar gerilemesini sağladı. oysa esasen şu anda doların 7 tl üzerlerini görmesi gerekirdi. finans kapitalleşme arttı borç - büyüme arasında yüksek pozitif fazlı korelasyon oluşturulmuş oldu.

      Sil
    3. para basma yetkisi fed ecb bank of england … çoğunlukla belli devasa uluslar arası mali kartellerin elindedir.

      Sil
  31. Hocam siz de kitaplarinizin koleksiyoner baskisini cikartacak misiniz? El ile ciltlemeye biz de yardimci olabiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kitaplarım koleksiyoner kitabı değil. Amacım da koleksiyon kitabı olması değil zaten. Ben sadece bildiğimi, anladığımı düşündüğümü elimden geldiğince basitleştirerek, anlaşılabilir hale getirerek yazmaya çalışıyorum. Başkaca bir iddiam yok.

      Sil
  32. O zaman şunuda rahatlıkla söyleyebilir miyiz? Üretim dediğimiz şey Gelişmiş emperyalist ülkeler tarafından belirlenmektedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır bu sorumluluğu başkasına atmak olur. Doğru karar veren, limitlerini bilen ve ona göre hareket eden ülkeler kendi üretimine kendisi karar verir.

      Sil
  33. @mahfiegilmez hocam merkez bankalarının gelişmekte olan ülkelerdeki hedefinin "fiyat istikrarı" üzerine yoğunlaşmasının nedeni üzerine blog sayfanızda bir başlık ile kaleminizi okumak isteriz. Bu konuda yazınızı beklemekteyim, saygılarımla...

    YanıtlaSil
  34. Merhaba Hocam,

    Öncelikle her yazınıza yapılan onlarca yorumun birçoğuna sıkılmadan ve yorulmadan cevap yazıyor olmanız gerçekten muhteşem.

    İkinci olarak da hocam bence bu tanımın içine 'paylaşım' ve 'çözümler öneren' sözcüklerinin girmesi bu tanımı normatif hale getirir (çünkü bunları yaparken varsayımlardan ziyade bi değer atfetmeniz gerekir öyle ya da böyle) ki bu da 'ekonomi biliminin' değil politik ekonomi veya iktisat politikasının tanımı olur. Daha önceki yazılarınızdan hatırlıyorum iktisat politikasının bir bilim değil sanat olduğunu söylemiştiniz. Ne dersiniz hocam?

    Son olarak da işe tanımla başlamak gerçekten bir çok soruyu da beraberinde getiriyor ki bu da işi daha da zorlaştırıyor galiba.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız bu daha çok siyasal ekonominin tanımı olur. Ama bana sorarsanız ekonomi ne kadar ayrı bir bilim gibi görünse de ideolojiden soyutlanamıyor. Ekonomiyi üretim sistemi belirler. Kapitalist üretim sisteminin ekonomisi ister istemez kapitalizmin ekonomisi oluyor. Öyle olunca da ekonomiden siyasal ekonomiye dönüş yapmış oluyor.

      Sil
  35. Hocam selamlar, bilmiyorum bu mesajım size ulaşır mı ama okuduklarımın sonunda aklımda başka bir soru var, sizce imf'ye gidecek miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece.."IMF ye gidecekmiyiz" diye sorabilirdin.

      IMF ye gidilmez..IMF gelir. Gelince dünyanin kac bucak oldugunu görürsün.

      Sil
    2. Ben bu tür soruları yanıtlamıyorum çünkü karar vericilerin ne düşündüğünü bilmiyorum. Öyle olunca da bu tür yanıtlar falcılık gibi oluyor. Ama şunu şu soruyu yanıtlayabilirim: IMF'ye gitmeli miyiz? Evet gitmeliyiz.

      Sil
    3. Büyük projeleri iptal etmemekte direnen, hala gereksiz yerlere para dağıtan hükümet, bence içinde bulunduğumuz durumun vehametinin farkında degil. Taşıma su ile değirmen döndürüyor.

      Yurtdışına yapılan ve farklı farklı yerlere yapılan yardımlar, durumu anlamadıklarının göstergesi. Bir de övünüyoruz GSMH'mizin şu kadarı diye. Oysa halk işsizlikten ve düşük gelirden bitap halde.

      Ayrıca, iktidar, bir dünya sorunu olan Suriyeliler sorununu, Avrupa'yla paylaşmayı bilemedi ve faturayı halkımız hem parasının gitmesi hem de mevcut işleri kaptırmakla ödüyor.

      Şimdi bir Avrupa'lı çıkar, Türkiye'nin yaptığı takdire şayan der sırtımızı sıvazlar. Biz de eririz, unuturuz 32 Milyar doları ve işsizlikten kırılan halimizi.

      CHP akıllıysa, Erdoğan'in tuzağına düşüp iktidara gelmez. Bu kez enkaz çığ gibi, önüne geleni alıp götürür. Öte taraftan Erdoğan da iktidarı bırakmamanın çok pahalıya mal olacağını biliyor. İkilem'in içine düştü. Gitmek mi zor kalmak mı zor.

      Bu arada 2023'te 10. olacağız hayaliyle günümüzü geçiririz. Zaten parası olmayan halktan, bu bedava'nın dışında bir şey yapması beklenemez.

      Tatlı rüyalar ve soğuk geceler.

      Kahrolsun cahillik.

      Sil
  36. Sayın yorumcular bakın demedi demeyin; "bu ülke de herkes teknik direktör ve ekonomist" eleştirisine maruz kalmayın sonra😊!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın yorumcu bak demedin deme, "bu ülkede her şey olan birileri var" eleştiri de değil gerçek sonra :)!

      Sil
    2. Hocanin yorumcularindan korkulur,
      Aninda yapitirmis cevabi, kapak yerini bulmus.

      Sil
  37. Hocam iyi günler,
    Aşağıdaki sorumu MB Nasıl Kar Eder... yazınız için sormuştum ama geç sorduğum için cevap alamadım. Aşağıda tekrar ediyorum. Bir yorumunuz olur mu:

    MB'nın hazineye verdiği 37 milyar, %20 ihtiyat akçesi ve kurumlar vergisi sonrası çıkacak kar için avans mıdır? Böyle ise toplam VÖK rakamının 50 milyar civarı olması gerektiği ve bu kar rakamının normal olmadığı söyleniyor. Bu hesaplama doğru mu, 37 milyar ihtiyat akçesi ve vergi sonrası rakam mıdır?
    MB'nın 12 aylık Gelir Tablosu henüz açıklanmadı ama 9 aylık tablosu açıklanmış olmalı. Buraya göre 12 aylıkta 50 milyar kar çıkar gibi gözüküyor mu?
    12 ay sonunda bu kadar kar çıkmıyorsa sizin yazınızda madde 4'te dile getirdiğiniz "MB'dan hazineye nakit avans" halihazırda uygulanmış olabilir mi?

    YanıtlaSil
  38. İnsanoğlunun olduğu her yerde ihtiyaçlar sınırsınızdır yoksa mağaradan neden çıkıp bu gün sanayi 4.0 la uğraştılar ki ...

    YanıtlaSil
  39. Burada ifade özgürlüğü ile saygısızlığı birbirine karıştıran arkadaşlar var. Ne yazık ki yeni nesil içerisinde yaygın bir hastalık haline geldiği görülmekte. Hiç unutmam FB'nin bir maçında yedek klubesinin arkasindan Mustafa Denizli'ye "hocam oyuna Balic'ı alsana" diyen polis memuru vardı. Yorumlarda da görüleceği üzere hocaya ekonomik terimlerin tanımını yapmaya çalışan, iktisat konularında birebir tartışmaya girme cesaretinde arkadaşlar var.

    Hastalığın tanimi: Hadsizlik.

    YanıtlaSil
  40. Hamdullah Piyasacı27 Ocak 2019 13:59

    İhtiyaçlardan söz edilince Mahfi Hocamızın önerisiyle okuduğum 'marshall sahlins-tas devri ekonomisi' kitabini hatirlatmak isterim. Guzel bir calisma.

    YanıtlaSil
  41. Servetin elde edilişi ile anlatmaya çalışan analizler de var.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi