Küresel Sistemde Çin Korkusu

Büyümenin Büyüsü Sona Erince
Küresel krize girilirken en sağlam görünen ekonomilerden birisi Çin’di. İhracata dayalı olarak hızlı büyüyen, gelişmiş ekonomilerle arayı hızla kapatan bir ekonomi görünümündeydi. Pek çok kişi ikinci bir Japon mucizesinin gerçekleşmekte olduğunu kabul ediyordu. Geleceğe dönük bütün tahminlerde Çin hep birinci büyük ekonomi olmaya doğru gidiyordu. Küresel krizle birlikte Çin’in ağırlıklı olarak ihracatının yöneldiği ABD ve Avrupa’daki krizin Çin’i de etkileyeceği düşünülmüş olsa da etkinin bu kadar büyük olacağı o dönemde tahmin edilmemişti. Etki tahminlerden oldukça öteye gitti. Büyüme düşmeye başladı. Büyüme düşmeye devam ettikçe, halının altına süpürülmüş olan sorunlar fark edilmeye başlandı. Büyüme, gerçekten büyüleyici bir gösterge. Bütün kötülüklerin üzerini örtüyor ve gerçeklerin fark edilmesini önlüyor.

Çin, uzun yıllar yüzde 10’un üzerinde bir büyüme eğilimi yakalamışken küresel krizin ilerleyen dönemlerinde bu ivmeyi yitirdi. Büyüme düşmeye başladı. 2019 yılı için yüzde 6,2 olarak tahmin ediliyor. Bu oran dünyanın geri kalanı için harika bir oran ama Çin’e yetmiyor. Çünkü 1,3 milyar nüfuslu Çin’in refahı yayabilmesi yüzde 10 dolayında büyümesine bağlı. Bir kaba karşılaştırma olsun diye söylemek gerekirse Çin’in yüzde 6 büyümesi Türkiye’nin yüzde 1 büyümesi gibi bir şey.

Büyümedeki Düşüşün Nedenleri  
Büyümedeki düşüşün temel nedenlerinden birisi ihracattaki düşüş. Dünya ekonomisinde yaşanan büyüme düşüşü Çin’den yapılan ithalatın düşmesine yol açınca, Çin ihracat sorunu yaşamaya başladı. İç talep hiçbir zaman bu dev ihracatı dengeleyebilecek çapta değil. Ekonomiyi yalnızca ihracata odaklı olmaktan hiç olmazsa yarı yarıya iç talebe dayalı bir yapıya dönüştürmek aslında Çin için ciddi bir yapısal reform odağı. Ne var ki bu kolay değil. Çünkü gelir dağılımı son derecede bozuk. Şangay’da on binlerce dolar geliri olan kişiler yaşarken bir saat uzakta bir kap pirinçle günü geçiren insanlar var. Dolayısıyla büyük merkezler dışında ciddi bir talep eksikliği söz konusu.

Büyümenin düşmesi bir başka sorunu daha gün yüzüne çıkarıyor: Vergi gelirleri düşüyor. Vergi gelirlerinin düşmesi kamu harcamalarının da düşmesine yol açıyor ve bu gidiş büyümeyi daha da aşağıya itiyor. Devlet, ister istemez verginin yarattığı boşluğu doldurabilmek için borçlanmayı artırıyor. Böylece bir kısır döngüye giriliyor. Öte yandan büyümenin düşmesiyle vergi tahsilatında yaşanan gerileme devletin batık krediler nedeniyle bankalara verdiği desteği de giderek zorlaştırıyor. Bu gelişmeler başta Pekin yönetimi olmak üzere birçok yerel yönetimin yeni borçlanmaya gitmekten vazgeçmesine ve harcamalarını ciddi biçimde kısmalarına yol açıyor. Birçok yerel yönetim ve kamu kurumu zorlukla yüzdürülebiliyor. Bu da büyümeye ek bir darbe anlamına geliyor.

Cari Fazla Veren Çin’in Borçlarındaki Patlama
Çin, cari fazla verse de içeride inanılmayacak yükseklikte borç oranlarına sahip tuhaf bir ekonomik denge içinde bulunuyor. Merkezi planlama modeliyle yönetilen Çin’de çok fazla sayıda gereksiz, boş duran kasabalar, alışveriş merkezleri, kimsenin geçmediği görkemli köprüler, yollar kamu bankalarının verdiği kredilerle yapılmış bulunuyor. Özellikle küresel kriz sonrasında başlatılan ekonomiyi canlandırma programı çerçevesinde bu tür gerekli gereksiz altyapı ve inşaat yatırımlarında bir patlama yaşandı. Bunlar yapılırken ekonomi canlanıyor gibi görünüyordu. Ne var ki yapımlar bitip de inşa edilen kasabalar, alışveriş merkezleri, konutlar, yollar, köprüler kullanılmaz durumda kalınca sistem kendini geri ödeyemez hale geldi. Geri ödenemeyince bu işler için açılmış krediler tam anlamıyla batık duruma girdi. Büyümenin düşmesi bu yapılara olan talebi düşürüyor, bankalar kredileri geri alamıyor, bu da bankaların kredi hacimlerinin düşmesine yol açıyor. Devlet, bankalara, batmamaları için destek oluyor.

Aşağıdaki grafikler Çin’de, ekonomiyi tehdit eder hale gelmiş bulunan bu büyük borçluluğu ortaya koyuyor. Soldaki şekil, borçların GSYH içindeki paylarını borçlu gruplara göre gösteriyor, sağdaki şekil ise toplam borçların miktarı ile GSYH tutarını birlikte karşılaştırmalı olarak sergiliyor.

Grafik: Çin’de Borç Yükü (GSYH İçindeki Paylar)


Grafiklerden izlenebileceği gibi Çin’de borçlar GSYH’nin üç katına çıkmış durumda. Böyle bir gelişme, büyüme ivmesini kaybetmiş bir ekonomi için gerçek bir tehdit oluşturuyor.

ABD ile Ticaret Savaşı
Bütün bunların üstüne ABD ile ticaret savaşı geldi. Bu gelişme zaten sıkıntılı bir sürece girmiş olan ihracatın daha da kötü bir konuma gelmesine neden oldu. Aşağıdaki grafik Çin’in ihracatında karşılaştığı ivme kaybını sergiliyor.

Grafik: Çin’in İhracatı / GSYH (Mal ve Hizmet İhracatı/GSYH, Mal İhracatı/GSYH, %) (Kaynak: https://www.chinausfocus.com/finance-economy/how-much-will-the-trade-war-hurt-china


Bu kaybın ABD ile yaşanan ticaret savaşı nedeniyle daha ileri boyutlara gideceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Üstelik bu savaş bir barış anlaşmasıyla çözümlense bile düşüş sürecek gibi görünüyor. Çünkü bu ticaret savaşının Çin’in ABD’ye ihracatının eski düzeyinde devam etmesiyle sonuçlanması pek mümkün görünmüyor. 

Gölge Bankacılık ve Verilerin Güvenilirliği Meselesi
Bir başka sorun Çin’de oldukça geniş bir hacme sahip olan gölge bankacılık uygulamaları. Banka konumunda bulunmayan ve bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan ama ticari bankaların sağladığı hizmetlere benzer hizmetleri sağlayabilen kurumların yaptıkları işlemlerle banka konumunda bulunduğu halde bankacılık düzenlemelerine tabi olmaksızın benzer hizmetleri verenlerin yaptıkları işlemlere gölge bankacılık deniyor. Gölge bankacılık sistemini oluşturan kurumlar tasarruf sahibiyle borç alan arasındaki köprüyü kuran ve bankalar dışında kalan aracı kurumlar. Bu kurumların ortak özelliği bankalardan farklı olarak mevduat toplayamamaları. Buna karşılık diğer yollarla topladıkları kaynakları bankalara benzer biçimde kullanıyorlar. Bu kurumlar bankalardan farklı olarak tüketici kredisi, kredi kartı gibi bireysel ya da benzer krediler yerine yatırım kredileriyle uğraşıyorlar. Bunların ABD’deki tipik örneği emeklilik fonlarıdır (pension funds.) Bu fonlar, katılımcılardan topladıkları prim gelirlerini borç vererek değerlendirmeye yönelirler (http://www.mahfiegilmez.com/2013/07/golge-bankaclk-ve-cin.html.)

Batılı yatırımcı ve analistlerin çokça dile getirdikleri konulardan birisi Çin’deki yaygın gölge bankacılık uygulamasının hangi boyutta olduğu hakkında elde yeterli veri bulunmaması. Yine aynı konuda bir başka sorun da Çin’in açıkladığı verilerin güvenilirliği meselesi. Birçok veriyi birbiriyle karşılaştıran analistler bazı veriler arasında tutarsızlıklar bulunduğunu ve bunların birbirini doğrulamadığını dolayısıyla verilerin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı konusunda kuşkuları olduğunu öne sürüyorlar.  

Krizin Üçüncü Aşaması mı?
Krizin ilk aşaması Lehman Brothers’ın batmasıyla ABD’nin krize girmesi biçiminde 2008 yılının ortalarında karşımıza çıktı. Yaklaşık bir yıl sonra kriz Avrupa’ya yayıldı ve oradan başka ülkeleri de etkileyerek ikinci aşamaya geçti. Bu iki aşama sırasında ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve ardından Japonya parasal genişleme uygulayınca gelişmekte olan ekonomiler bol likiditeye ulaştılar ve krizden uzak durmayı başardılar. Ne var ki bu dönemde onların da çoğu almaları gereken yapısal önlemleri almayarak durumu korumayı tercih ettiler. Bir süre önce krizin üçüncü aşamasının gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanacağını ve bunda Çin’in önemli etkisi olacağını yazmıştım, şimdilerde Çin, bu yazdıklarımı doğrulayacak yönde ilerliyor gibi görünüyor (http://www.mahfiegilmez.com/2015/10/krizin-ucuncu-asamas.html.) Eğer Çin bu işin içinden çıkamaz ve ivme kaybetmeye devam ederse krizin üçüncü aşaması başlayacak demektir. Çünkü Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve orada çıkacak bir krizin dünyanın geri kalanını etkilememesi mümkün değil.

Çin’in içine girdiği bu zor durumun nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. Çin, her şeye karşın oldukça yaratıcı, buluşlara açık bir ekonomi. Ama tek başına bu yeterli olsaydı benzer niteliklere sahip olan Japonya 30 yıl önce girdiği durgunluktan çıkmayı başarabilirdi. Oysa tam tersi oldu Japonya durgunluktan çıkamadığı gibi yaratıcılıkta da geriye düşmeye başladı.

Bakalım Çinliler bu gidişten doğru dersleri çıkarabilecek mi? Bir Çin atasözü der ki "başarısızlık, başarıdan daha fazla şey öğretir."

Yorumlar

  1. Hocam, konut fiyatları hakkında yorumunuz ve geleceğe yönelik tahmininiz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konut fiyatları 3 yıl önceki fiyatlara göre 2/3 ile yarı oranında düştü. Ben bu hesabı o gün alınan gmenkul yerine dolar alınsaydı ne olurdu hesabıyla yapıyorum. Çünkü bu gibi yatırımları alternatif maliyetle hesaplamak lazım. Bu fiyatlar biraz daha düşecek. Çünkü çok şişmiş vaziyette.

      Sil
    2. Teşekkürler. Fiyatlar biraz daha düşecek derken lira cinsinden mi hesapladınız yoksa dolara göre mi?

      Sil
    3. 2017 Eylülde Aydın'da 1+1 bir daireyi 30bin dolara almıştım, şimdi bu fiyata satabilmem imkansız, bekliyoruz bakal ne zamana kadar?

      Sil
    4. Mahfi Egilmez, niye euro degil de dolar iler yapiyorsunuz?

      Hani pragmatik sokaktaki birisi boyle hesap yapsa tamam da hangi genel gecer iktisadi teori dolar ile deger karsilastirmasi yapmayi dogru kiliyor. 'Firsat maliyeti' bile deseniz faiz oranlarina bakmak lazim.

      Sil
  2. Çin ekonomisini ihracat odaklı olmaktan çıkarmak zorunda. Küçük bir ülke olsaydı bu şekilde devam edebilidi ama dünya ekonomisindeki payı çok büyük ve artmaya devam ediyor. Dünyanın geri kalanının Çin'den yaptığı ithalatı geçmişteki oranlarda artırması mümkün değil. Dış ticarette kendi para birimini kullanması, şehirleşmeyi artırması, düşük gelirli vatandaşlarının gelirini ve tüketimlerini artırıcı politikalar üretmesi gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cin bunlari yapamaz, sosyal guvenlik de yok, onlarin isi cok zor

      Sil
  3. Hocam, bu durumda Trump züccaciye dükkanındaki fil gibi hareket ediyor gibi görünse de Çin'e karşı uyguladığı politikanın aslında ABD'nin yararına sonuç vermekte olduğunu düşünebilir miyiz? Sonuçta Çin'de büyümenin yavaşlamasından en fazla yararlanacak ülke ABD değil mi, yoksa bu durum ABD'yi de hesaplanamayan bir biçimde vurabilir mi?

    Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence vurur. Çünkü Çin tek başına darbe yemez, birçok ülkeyi etkiler. Ve bu sonunda döner dolaşır ABD'yi de vurur.

      Sil
    2. amerikada neden enflasyon düşük... çünkü üretilen para dışarıya ihraç ediliyor; eğer dünya küçülürse dolar enflasyonu artar; buda ister istemez çok yüksek dolar faizi demek buda daha çok düşürür büyümeyi sarmala döner. ABD cari açık vermek istemiyorsa uluslararası sistem dolarla yürüyemez/yürümez. Çin ben dolar almıyorum bundan sonra benden mal alacak olan yuan, mal satacak olanda yuanla iş yapsın derse ve bunu başarılı hayata geçrirse o zaman işler terse dönebilir çünkü ABD'nin bunu diyecek bir üretimi yok, ancak tüketimi var... işler biraz karışır ama çin japonyadan farklı olarak tüketime doymuş bir ülke değil, japonya gibi duraksamayacaktır, şimdi olmazsa 10 sene sonra...

      Sil
  4. "Büyüme düşmeye devam ettikçe, halının altına süpürülmüş olan sorunlar fark edilmeye başlandı. Büyüme, gerçekten büyüleyici bir gösterge. Bütün kötülüklerin üzerini örtüyor ve gerçeklerin fark edilmesini önlüyor." sözü bizim ülkemiz için de geçerli olmak üzere ne kadar da doğru.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklisiniz Gürsel Bey. Ismini hatirlamadigim bir Ekonomistin de dedigi gibi.

      "" Sular cekilince mayosuzlar belli olmaya basladi""

      Sil
    2. Bu söz Warren Buffet'a ait.

      Sil
  5. Sayın Mahfi bey,
    Kusacık yazı ile çok öğretici, okurken zevk aldığım bir yazı kaleme almışsınız.
    Ayrıca Bu ülkeye ve toplumada inandığınız için sizi sadece, basından tanımama rağmen ve bazı Görüşlerinize katılmama rağmen, bıkmadan usanmadan ürettiğiniz için kendi adıma teşekkür ederim.
    İyi pazarlar

    YanıtlaSil
  6. Mahfi bey..
    İyi pazarlar diliyorum..
    Demekki sadece ihracat yapmaklada olmuyor..
    Ekonomi bir denge unsuru..
    İhracat ile ithalat dengeli olmalı..
    Gel gör ki serbest piyasada bu ne kadar mümkün olabilir..
    Yazılarınızı daimi şekilde takip ediyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ederim.
      Çok haklısınız. Yaşam aslında dengede olmalı.

      Sil
  7. Hocam Merhabalar,

    Yazınızın başında belirttiğiniz Türkiye/Çin büyüme oranlarını (1/6) hangi verilere dayanarak hesaplıyorsunuz?

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abi hoca ucaga atlayip Cin e gidiyor. Esnafla filan muhabbet kuruyor, tipki istanbulda yaptigi gibi, sonraciima tum verileri bilgisayarinda kaydedip hesap yapio, ortaya Cin buyumesi cikiyor.

      Sil
    2. Uluslararasi finans merkezlerinin yöneticileri ve danismanlarinin anket sonuclarina göre. Tümünün tahminlerini topladiginizda yukaridaki sonuc cikiyor.

      Tabii ki bunun bir anket tahmini oldugu unutulmamali. Yil icerisindeki olaganüstü gelismeler dogaldir ki yonuclari degisitirebilir.

      Sil
    3. 16:35 —> Espirilerinizi rica etsem sosyal medyaya saklar mısınız? Emin olun orda daha çok ilgi çeker.

      16:52 —> Cevabınız için öncelikle teşekkürler. Amacım Çin ile hesaplama yöntemini bir örnekle öğrenip, diğer ülkelerle kıyaslama da kendim hesaplayabilirim miyim kısmına cevap aramaktı. Ekonomist değilim, herhangi bir iktisat bölümünü bitirmedim ama elimden geldiğince ekonomi yazılarını takip ederim. Böyle bir oranı daha önce duymamıştım. Sadece merak sordum.

      Herkese iyi akşamlar.

      Sil
    4. 1/6 oranı konusundaki soru son derecede haklı bir soru. Hesabı şöyle yaptım:
      Türkiye'nin potansiyel büyüme oranı yüzde 5. Bundan cari açığın katkısını çıkarırsanız yüzde 4 oluyor kabaca. Çin'in potansiyel büyüme oranı yüzde 9. Cari açığı yok. Türkiye yüzde 1 büyürse potansiyelinin 3 puan altında büyümüş oluyor. Çin yüzde 6 büyürse potansiyelinin 3 puan altında büyüyor. Hesabı buradan giderek yaptım.

      Sil
    5. Hocam kusura bakmayın da bu hesap çok komik geldi. Çin'in %6 büyümesiyle Türkiye'nin %1 büyümesi nasıl aynı görülebilir.Nüfus için o kadar büyümesi gerekir gibi bir argümanınız varsa eğer o zamanda nüfus büyümesine bakın öyle karşılaştırın. Son 7 yıdır %10 büyüyememiş ülkenin potansiyel büyümesi %10 diyosunuz güldürmeyin lütfen

      Sil
    6. Adısz 11:53

      Sence nasıl olmalı? Söyle de bilelim.

      Sil
    7. Ali bey bu yaklaşım kesinlikle bilimsel bir yaklaşım değildir. Benim iddiam şu zaten, şu ülkenin %6 büyümesi bu ülkenin %1 büyümesine eşittir veya denktir gibi bir cümle kuramazsın. Bunu görünce gerçekten çok şaşırdım Mahfi hoca nasıl bunları yazmış diye. Sınav kağıdına bunları yazsaydım okulu bitiremezdim yani öyle söyleyim :)

      Sil
    8. Sn.Adsız 15:06

      Okulunu bitirmen için sınav kağıdına ne yazman gerekiyor? Kusura bakmayın merak ettiğim için soruyorum. Onu yazabilir misin ?

      Saygılarımla,


      Sil
  8. Öncelikle merhabalar hocam ben iktisat 4. Sınıf öğrencisi olarak kendi yorumum çok güzel bir şekilde anlatmışsınız hiç şüphesiz fakat aklımda bazı sorular oluştu
    öncelikle dünyadaki bir çok belirsizlikle beraber (brexit,italya,abd hükümetin kapalılık süresi) dünya pazarındada bir daralma bekleniyor burdan çinin etkilenmesi kaçınılmaz birşey tabiki fakat çin 1milyar 415 milyon nüfusu ile en kalabalık ülke konumunda ki burdan elde ettiği iş gücü ucuzluğu avantajı ve dünya talebinin önemli bir kısmını sağladığı için burdanda elde ettiği bir pozitif ölçek ekonomileri söz konusu bunun yanında fed ve ab merkez bankasınında faizleri arttırarak qi likidite bolluğu döneminin sona erdiğini biliyoruz
    Tüketiciler açısından bu ikame etkisi doğuran bir olay konumundayken
    Çin hükümetinin uygulayacağı yuanın develüasyonu ile beraber bu etkiyi tersine çevirerek şimdiki tüketimi arttırmak mümkün olur mu acaba net bir çözüm olmaması ve yanında iç piyasada doğuracağı bazı problemler olmasına karşın büyüme oranını bir müddet daha koruması mümkün olabilir mi ?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'in ihraç ettiği ülkelerdeki ekonomik yavaşlama Çin mallarına olan talebi düşürür. Borçlu Çin'in(iç borç), yuanı devalüe etmesi durumunda kaynak bulması zorlaşır diye düşünüyorum.

      Sil
    2. Selam kardes,
      Sizin okulda Turkce ogretilmiyor mu?

      Sil
  9. Hocam ticaret savaşları doları nasıl etkiler bu durumda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer ABD, Çin'e verdiği cari açığı düşürür ve bu malları içeride üretmeye başlarsa dolar güçlenebilir. Ancak bu durum ABD'nin ihracatının düşmesine yol açar.

      Sil
    2. Trump acaba ABD-Çin arası ticareti kısıtlayarak bu ticaretin dünyaya yayılmasını amaçlıyor olabilir mi? Buna göre ABD dünya genelinden ithalat yapar, Çin dünya geneline ihracat yapar. Küçük ülkeler oyuna dahil olur. Yeni dünya düzeni bu mu?

      Sil
  10. Hocam,Ülkemizde ki ekonomistler Çin için çok rahat ekonomik kriz lafını kullanabilirken ülkemiz için ekonomik daralma yaşıyor diyorlar.Burada bir korku tablosu mu var? Ben kendimce ekonomistlerin korktuğunu düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katiliyorum. Bizim ekonomistlerin aciklamalarinda dikkatli bir tavir ve tedirginlik hissediliyor.

      Bu da ülkemizdeki süpermarketlerin bile en tepedeki merciler tarafindan üstü kapali tehdit edildigi bir ortamda son derece normal olmali.

      Sil
    2. Ucuzlukla bir yere kadar.
      Sıkışan dünya ekonomisinde çin kime mal satacasatacak

      Sil
    3. Ülkemizdeki ekonomistlerin tarafsız olanları ve aklı başında birçok insan mevcut durum için kriz sözcüğünü kullanıyor. Sözcüklerden korkarak bir yere varamayız.

      Sil
  11. Duryodhana Dyaus27 Ocak 2019 14:49

    Yaziniz icin tesekkurler sevgili hocam. Hindistan ile ilgili de yazi kaleme almayi dusunuyor musunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hele Hindistan azıcık büyüsün, elle tutulur hale gelsin,
      Hocamız yazar.

      Sil
  12. https://data.worldbank.org/indicator/NE.EXP.GNFS.ZS?name_desc=false

    YanıtlaSil
  13. Degerli hocam yine cok guzel bir analiz yapmışsınız
    Benzer bir durum Turkiye ekonomisi icinde soylenebilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak değil, benzerlikler var ama farklar da var. Her şeyden önce Çin yaratıcı, inovatif bir ekonomi. Türkiye o noktada değil.

      Sil
  14. Hocam.yazilarinizi yeni takip etmeye başladım akıcı ve bilgi verici teşekkürler. Yazmaya devam lutfen

    YanıtlaSil
  15. Sekil Ada goruldugu gibi yine dis gucler

    YanıtlaSil
  16. Ekonomi tamamen denge üzerine inşa edilmeli yani sadece ihracatla büyüme modeli çok komik eğer birgün kriz olursa işte ozaman en çok satın alan değil en çok satanlar etkilenir. ABD de ulusal devletler demesi ve sözde korumacılık politikaları ile herkesin kendi üretip çin ihracatı kırmak istiyor bizim gibi üretmeyen ülkelerde üretmeye başladığında herkes ürettiğini tüketir ama bu çin için felaket olur.

    Piyasadan FED para toplamaya başlayınca gelişmekte olan ülkeler paraya ulaşamaz oldu ve eskisi gibi ithalatı bırakmak zorunda kalacaklar işte bu çin gibi herşeyi çok ucuza üreten ülkeleri vuracak ekonomik dengesi olmayan tüm ülkeler bundan çok sert etkilenecek. ABd her alanda aslında çin e üstünlük sağlıyor bu gerçek yaptırımlardan ABD etkileniyor demek kısa vade de belki doğru gibi görünsede orta uzun vadede bundan ABD değil ÇİN çok etkilenecektir.

    ABD ye karşı olan diğer ülkeler sürekli çin için yeni süper güç büyüleyici ekonomik büyüme gibi yazılar yazsalarda aslında ABD ile çin karşı karşıya getirmek istemeleridir. Yoksa çin halk cumhuriyetinde sıfır adalet vardır ve kapalı bir toplum olarak insanları sınıfa ayırmıştır. Mesela çin de zengin biri suç işlediğinde onun yerine başkası ceza evinde yatar parasını verir ve kendisi cezaevine girmez bu nasıl bir adalettir. insanları 1 tas çorba ile doyurmaya çalışır halk sınıf sınıf ve köle olarak yaşamaya alıştırmıltır. çin deniz kenarında yaşayanlar inanılmaz zenginlerdir ama iç kesimlerine gittiğiniz halk fakir gıdaya ulaşımları sağlık hizmeti ulaşımları çok imkansızdır. Çin de sadece 1 eyaletinde günlük 10 bin kedi ve köpek yenir. bunların ortaya çıkardığı çok farklı hastalıklar ortaya çıkar.

    Çin son yıllarda yine doğu türkistan tarafında müslümanları katletmektedir sebep olarak ta aslında bu baskıcı adaletsiz düzene karşı müslüman olanların sayısında ki artıştır ve bunu tehlike olarak gören çin dışardan bu işlerin organize edildiğini düşünerek kendi rejimine karşı tehdit olarak görür ve birçok doğu türkistanlıya tecavüz ettirir ceza evlerinde kadınlar tecavüz sonucu çinlilerden doğum yaparlar tam bir zulüm ülkesidir. Çin halk cumhuriyetine hiç giteyen ve araştırmayan insanlar için klasik ABD nin en büyük düşmanı olarak desteklenmesi gereken bir güç olarak görürler bu çok saçma aptalca bir düşüncedir. Çin halk cumhuriyetinde rezillikler anlatılmakla bitmez. demokrasi hukuk adalet hiçbirşey olmayan bir ülke komünist rejimin yada kapalı toplumun dışarı yansımayan binlerce olayı vardır. Mesela çin savunma bütçesine dünyada hiç bir ülke inanmaz ve söylediklerinin en az % 40 daha fazla bütçe ayırdığı tahmin edilmektedir. ekonomik verileri her zaman süphelidir gelir dağılımı adaletsiliği son noktadadır. insan hakları diye birşey yoktur ve çok modern avrupa ülkeleride ses çıkrmazlar konu çin olduğunda susarlar. sisteme kim karşı gelirse yok edilir. Çin için en değerli et ölü cenin etidir yani ölü bebek hastaneden yüksek paralarla satın alırlar.

    bu ülke dünyaya hükmetmeye kalkarsa herkes yamyam olur. tamamen ingiltere ve bazı avrupa ülkelerinin ABD ye karşı kışkırtmak için abarttığı ülke çin. Çin ekonomisi işleyişi çok ucuz işçilik yada parasız işçiliktir. çalışanlar sadece yemek parasına çalıştırılır ve ucuz mallar dünyaya pazarlanır kendi yandaşları zengin edilir belirli zengin zümre vardır sözde karşı olan herkes aslında aynı tezgahın elemanıdır. dünyadan teknoloji çalarlar, insanların hayatlarını çalarlar, sistem buluş çalarak yamyam gibi yaşarlar. çin ekonomisi teknoloji üretenlerin teknolojileri çalarak ve onları kendi ucuz kölelerine ürettirip dünyaya ucuz satıp rekabet üstünlüğü sağlayarak büyür. bu sisteme ABD uzun süre izin verdi çünkü köle olan insanları kullanılması ve ucuz işçilik çok hoşuna gitmişti ve teknolojilerini çin de ürettiler. ama şimdi cuvaldız kendilerine battı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiyeye ne kadarda benziyor çizdiğiniz tablo.

      Sil
  17. hocam merhabalar, elinize saglik yazinizi okudum. size bisey soracam. Aldigim bir duyuma gore hazine ihrac ettigi dovize endeksli tahvillerin karsiliginda TL basiyor ve bunu dövizi düsürmek icin kullaniyormus. Bu dogru olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay Serkan vay,
      Neler donmus neler haberimiz yok!!

      Sil
    2. Bu sorunuzda bazı sorunlar var. İlk olarak parayı Hazine değil Merkez Bankası basar. İkinci olarak Merkez Bankası'nın bastığı para miktarı da her hafta analitik bilançoda görünür. BU dediğiniz miktar artışı oralarda görünmüyor.

      Sil
    3. vay adsiz vay. adini soylede cevap verelim.

      Sil
  18. Yanıtlar
    1. Adsızcan :)

      Sil
    2. Fazla espri yapmayın,
      ŞahabettinCan gelir sonra...

      Sil
    3. "Ekonomik krizcan"

      Yok bu olmadı :(

      Sil
    4. Canından bezmiş2 Şubat 2019 02:40

      Can

      (hadi ama o kadar da yaratici değiliz)

      Sil
  19. Sitenizde de, twitter'da da, ara sıra, gündeme cuk oturan Çin atasözleri yazardınız, hatırlayacağınızı tahmin ediyorum.

    Bu muhteşem analizinizin hemen altına, birkaç tane Çin atasözü de yazsanız tadından yenmez hani ;-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim hatırlatma için. Önerinizi dinledim ve yazının altına birisini ekledim.

      Sil
  20. "Öğretmenin kapıyı açar ama içeri kendin girmelisin." Çin atasözü

    Mahfi Eğilmez, kapıları aça aça yoruldu artık.. Türkiye, bu kapılardan girip bir türlü yapısal reformlara başlayamıyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğrencilerine shuffle dansı yaptıran öğretmenlere bayıldım. Özellikle sağdaki pek güzelmiş.
      İmkanım olsa gidip oğluma isteyeceğim. O kadar yani...

      Sil
  21. 27 Ocak 2019 Pazar akşam saatlerinde, Dolar/TL kuru, hızla 5,11 civarına düşüp sonra hızla 5,27'ye yükseldi. Niye böyle oldu Mahfi bey? Pazar günü açık piyasa var mı?

    Investing'den detaylı takip edebilirsiniz:

    https://www.investing.com/currencies/usd-try-historical-data

    Sebebini biliyor musunuz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum ama çok sınırlı işlem yapıldığı saatlerde bu tür gelişmeler olabiliyor.

      Sil
    2. Birileri yüklü alım yapmıştır. Bizde her şey tersine çalıştığı için normalde yüklü alımla doların yükselmesi gerekirken Türkiye'de düşüyor. Ya da şöyle söyleyelim, önce düşüyor, sonra yüklü alım yapılıyor. Fırsatlar ülkesi cennet vatanımızın dünyada eşi benzeri yok maşallah....

      Sil
    3. Adsiz 15:11, mesela yuklu derken ne kadarlik bir alim yapilmistir? Rakam verebilir misin? Verin de bir vizyonunuzu gorelim. Bir de bu birileri kim acaba? Iyi saatte olsunlar mi? Bir kurum, sahis ismi verebilir misiniz?

      Sil
    4. Adsız 13:39

      Sorduğunuz sorulara cevap verebilecek olsam zaten (birileri, yapmıştır) gibi kelimeler yerine şunlar şu kadar alım yaptı derdim. Peki siz piyasa açılmadan 4 saat önce doların 5,26'dan 5,1188'e düşmesini, saatlerce burada kalmasını, sadece investing'de değil XE, Bullion Desk, Bloomberg gibi sitelerde de bu rakamlar arasında gidip gelmesini o derin vizyonunuzla açıklayabilir misiniz? Açıklayın ki ufkumuz genişlesin.

      Sil
    5. Adsız yorumlarınız çok güzel hocamızında sizi nereden takip edebiliriz...

      Sil
  22. Dünya çok büyük bir krize doğru gidiyor,buradan nasıl çıkılacağını kimse bilmiyor,700 trilyon dolar tahvil piyasası,250 trilyon dolar emlak balonu,100 trilyon dolar borsa işlemleri var,herkes birbirine borçlu,nasıl olacak bu iş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya böyle durumda iken krize yakalandık korkarım ki imf bizim işi kolay kolay çözemez.

      Sil
    2. Milattan 1990'a kadarki dünya büyümesi kadar büyüme 1990 ile 2010 arasındaki 20 yılda tekrarlanınca olacağı buydu. Kadranında 180 yazan arabayı 200 ile sürmeye uğraşırsanız bir süre sonra bunların olması normaldir.

      Sil
    3. Tek care enflasyonu onemsemeyip gelismis ulkelerin para basmasidir ki para basssalar bile enflasyon yaratmiyor.
      Boyelikle piyasaya giren para borclari azaltacak enflasyona biraz sebibniyet verirse de ne ala borc seviyesi enflasyonla birlikte kuculecek.
      Para basiminin devam etmesi ozellikle de bol paranin piyasada bulunmasi tek care.

      Sil
  23. Hocam her ulke sanayi ihracati ile büyümek zorundamı? Örneğin biz sadece muazzam bir tarım reformu yapıp hem kendimiz doysak hem ihraç etsek, yanınada cok daha potansiyel turisti çekecek yatirimlar yapsak, ve sadece tarim makina ve ekipmanlarini uretsek gelişmis ulke olamazmiyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır dediğiniz şekilde kalkınamayız....Türkiye küçük 10 milyonluk bir ülke olsaydı yada doğal madeni kaynakları olsaydı dediğiniz mümkündü ama biz nüfusu 100 milyona doğru giden büyük bir ülkeyiz bizim kalkınmamızın ana aksı imalat sanayi üzerinden olmak zorunda....Tarım yada hizmet ihracatıda onu desteklemeli tabi ki.

      Sil
    2. Günümüz dünyasında tarımla büyümek mümkün değil. Çünkü tarım ürünleri hiçbir zaman sanayi ürünleri kadar değerli olmuyor. Ama çevreye karşı bu kadar acımasız bir gidiş devam ederse ileride tarım ürünleri çok daha değerli hale gelecek.

      Sil
  24. Bir solukta okunan enfes bir yazı. Hocam peki cari fazla veren Çin, borçlanmalarını dövizle finanse edemiyor mu?

    YanıtlaSil
  25. Hocam Çin’in(1,42 milyar nüfus) ucuz iş gücü avantajını, artmaya başlayan refah seviyesi dolayısıyla Hindistan’a(1,35 milyar nüfus) kaymaya başladığını söyleyebilir miyiz? İlerleyen dönemler de aynı süreci Hindistan da yaşama durumu var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha değil ama 20 yıl sonra muhtemelen Hindistan da aynı duruma gelecek.

      Sil
  26. Büyük bi emlak balonu ile yaşıyoruz yıllardır. Depremle yaşamaya alışır gibi onla da yaşamaya alıştık. Kabullendik. 1+1 eve 540bin istiyor ve fena değilmiş diye bakabiliyoruz. Ölmüşüz ağlayanımız yok arkadaş

    YanıtlaSil
  27. Hocam Türkiye de şuan ki ekonomik durum, 1994 kriz öncesi ile aynı işleyişe döndü. hatırlarsanız ozaman da borsa yükseltildi ve döviz düşürüldü. yabancılar borasa da çok ucuzdan hisseleri topladılar ve döviz girişi ile ozaman dadöviz düştü borsa çıktı sonra tavan yaptırıp çıktılar ve ekonomik kriz patladı. 1994 krizi olduğunda sizde yanlış hatırlamıyorsam kamu da görev alıyordunuz daha iyi hatırlarsınız muhtemelen kriz öncesini.

    2001 krizi öncesinde de durum çok farklı değildi, Şimdi de durum yabancıların borsada çok ucuz türk hisseleri alıp şişirmeleri sonrası elinden çıkarıp çok yüksek kar edecekler gibi görünüyor. Şuan dolar getirip satıyorlar hisseleri dipten alıp yükseltip hem borsadan para kazanıyorlar hemde düşükten dolar alıp ikinci kar yapıp çıkacaklar galiba yine.

    Sizin görüşünüz nedir yanlış mı değerlendiriyorum, yani 1994 krizi yada 2001 krizi öncesi gibi değil artık durum mu dersiniz merak ettim.

    YanıtlaSil
  28. Hocam kaleminize sağlık, her zamanki gibi çok güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş.Sayenizde Dunya ekonomisinde yaşanan gelişmeler hakkında doğru bilgiler öğreniyoruz.İyiki Varsınız.Saygılarımla.İbrahim Çağrı

    YanıtlaSil
  29. Kerem İNANIR28 Ocak 2019 01:06

    Hocam arka arkaya gelen iki güzel yazı için teşekkürler, ellerinize sağlık. Sizin sayenizde hem yurt içi hem de yurt dışı gelişmeleri takip edebiliyoruz. Sevgi ve saygılarımla 😊

    YanıtlaSil
  30. Çin nasıl büyümüş:
    -Eğitime çok önem vermiş(vermeseydi bu teknolojileri kopyala yeteğenine ulaşamazdı)
    -Korkunç bir nüfus-korkunç bir işgücü kapasitesi.(çok büyük -o kadar büyükki dünyanın 1/8 i)
    -En az on yıl önce olmayan bir demokrasi(baskılanmış , yaşam-fakirliğin dik alası yaşam düzeyi ve ölesiye çalışmak)Bir çeşit, vahşi bir iş gücü makinaı.
    -ABD+Avrupanın firmalarının, bu işgücünden ve büyük pazardan yararlanma isteği. Teknolojiyi getirmeleri ve bu firmaların inanılmaz büyümeleri.
    -çinli firmalarının, bu işi kusmen öğrenmeleri.
    -çin devletinin muazzam tasarufu ve inanılmaz boyutlarda maddi kapital biriktirmesi.
    Kısa keseyim:
    -peki sorun ne?
    Sadece ihracatla kalkınmış ülke olamazsın-bu bir yere kadar.
    -ürettiğini , kendi ülkendede satacaksın-ancak bunun içinde çok ciddi , işgücü ve hane halkının alım gücü olacak.
    -Dünya enerji kanallarını kontrol edebilecek gücün olacak.
    -sömürmeye uygun ülkeler bulacaksın.(eh bu parsellenmiş durumda)
    -enerjide kendine yeter durumda olacaksın.
    -Çinin muazzam üretim kapasitesini soğuracak, ABD ve Avrupalı ülkelere mal satacaksın.

    -fazla ileriye gitmeyeceksin.(afrika açılımı, kuşak projesi)(uyanırlar)

    En önemlisi, teknolojin hep en ilerde olacak. Yarışın en başında olacak.
    -Demokrasiyi, dibine kadar tüm yurttaşlarınıza sağlayacaksınız.

    Ancak,
    Çin, batının üstünlüğüne erişemez.
    Çünkü, enerji yolları ve kontrolu batıda.
    -sermaye batıda,
    -uygarlık batıda,
    -dünya medyasının hükümranlığı batıda. (Net yanlışı bile doğru diye yutturma kapasitesi)
    -teknoloji batıda.
    -medeniyet batıda.

    Çin aslında Türkiye gibi ülkeler için büyük tehlike. Çorba yediyiğimiz, tahta kaşığı bile çinden alıyoruz.
    Çine bir şeyler olursa, olsa olsa batı firmaları biraz küçülür.1 trilyon dolarlara çıkan firmalar zayıflar.
    VE BATININ EGEMENLİĞİ DEVAM EDER.

    YanıtlaSil
  31. Merhabalar;
    Bugun bir köşe yazarında isminizi ve özet geçilen makalenizi okudum.
    27 yaşındayım. Ülkede sizin gibi değerlerden bir haber yaşamak beni oldukça üzdü. Daimi takipcinizim hocam. Elinize yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  32. Modern parasal teori (mmt) nedir? Mmt hakkinda yazarsanız çok müteşekkir olurum. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.aei.org/wp-content/uploads/2019/01/Modern-Monetary-Theory-and-Policy.pdf

      Sil
  33. Hocam Çin'de yapılan geçilmeyen yollar,boş AVM'ler ve bolca yapılan taşa toprağa yatırımlar Çin'in sanayileşmesini tamamlamış olduğunun bir göstergesi midir?Yoksa sanayileşmemesi için yapılan teşvikler midir?Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok bunlar daha çok büyümeyi teşvik amacıyla inşaata yapılan yatırımlar. Bizdeki inşaat işi gibi.

      Sil
    2. Kardeş, bu Çinliler hep böyle,
      yıllar yıllar önce bunların dedeleri de duvar yaptırdıydı, Çin seddi adı verildi.

      O parayı o zaman duvara, inşaata, yatıracağına, tarıma, hayvancılık ve denizciliğe yatırsaydı, Çin son iki bin yıl boyunca tarihin tartışmasız en güçlü ülkesi olurdu.

      Yanlış mıyım Mahfi Hocam, siz yılların tarih ekonomi araştırmacısısınız.

      Sil
  34. Çin'in şu anki durumu Marx'ın kapitalizm üzerine gözlem ve eleştirilerini aklıma getirdi. İhracat kapasitesi birçok açıdan küresel boyutta sınıra gelmiş bir ekonomi artık satışlarını, karını maksimize etmeye devam edemedikçe sıkıntı yaşayacak. Buradan da yola çıkarak şunu söyleyebirilim: Çin, iç tüketimi de teşvik etseydi nihai bu son yine olacaktı veya bundan sonra etse bunun da bir sonu olacak belki 5 belki 15 sene sonra.
    Ayrıca Çin iç tüketiminin artması korkunç ve sürdürülemez bir süreç. İnanılmaz bir nüfus var çünkü, nüfus başına su,enerji,gıda ihtiyacı arttıkça şu anda bile mesela Suudi Arabistan'dan, Rusya'dan büyük miktarlarda petrol alıyor, elektrik üretiminin %70'i kömürden. Bu tüketiminin artması değil Çin'in dünyanın sonu olur.

    YanıtlaSil
  35. Sağolun Mahfi bey, emeğinize sağlık. yazınız, üretiminiz ve ilgili insanlara güzel bir "ufuk turu" sağladığınız için. Şu an itibariyle Çin'in geldiği nokta; sermayenin, refahın tabana- halka yayılamaması. Bu sorun aç gözlü yönetimlerin tarihsel sorunu. Yoksa sadece nüfus fazlasıyla izah etmek problemi izah etmekte yetersiz kalır diye düşünüyorum. (Örn. Suudi Arabistan, Venezuela vb.)

    YanıtlaSil
  36. Hocam yazınızı keyifle okudum teşekkür ederim. Borcun GSYH e oranını gösteren grafik YUAN cinsinden olabilir mi? Dolar diye belirtilmiş tablo açıklamasında

    YanıtlaSil
  37. Hocam dolar bazlı ons altın nasıl etkilenir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek istediğinizi anlayamadığım için yanıtlayamıyorum.

      Sil
    2. Hocam arkadaş, altın alayım mı diye soruyor.

      Al kardeş al,
      Altını çöpte de bulsan, yerde de bulsan,
      kuyumcuda da bulsan, internette de bulsan al, altın yükselir.
      Paranı korursun.

      Kuyumcu Sahabettin abimiz der ki;

      "Altını Çin'de bile olsa, gidiniz alınız."

      Sil
  38. Ben Cinliyim Turkiyede yasiyorum, Siz kimsiniz de Cin ekonomisi hakkinda yazi yazarak kafalari boyuyorsunuz....
    Cin mallariyla nufusyla teknolojisiyle ayakta halk cumhuriyetimize yapilacak dis saldirilara karsi da
    sizi Turkiyeli Solculara haval ediyorum.
    Cin hakkinda konusmadan once bizim shangaya gelin gporun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Shanghay'ı da gördüm fakir kentleri de gördüm. Çin büyük uygarlık ama bu her yaptığının doğru olduğunu göstermez. Japonya'dan ders çıkarın.

      Sil
    2. Bir çinlimiz eksikti oda geldi tam oldu.

      Sil
    3. Bu kadar Suriye’liyi Avrupa’yla paylaşmayan, Çin’lileri de alır.

      Sil
    4. Cinliler gelsin kardesim ucuz isgucu
      Cin mali gelecegine cin iscisi gelsin
      ucuz mal uretip satariz dunyaya
      Cin nasil kalkindi saniyorsunuz?
      Yeni dusurerek ucuz mal ureterek
      Bu hukumet suan bunu yapiyor TLyi dusuruyor Turk mallarina pazar aciyor yakinda turk mallarina siparis artacak Cinin yaptigini yapiyoruz biraz acili sancili olacak ama ileride cinliler gibi sefahati gorecegiz.
      Sakir Baloglu

      Sil
    5. Mülayim Ters29 Ocak 2019 12:08

      Adsız 15:48 Bütün Ortadoğu buraya geldi...Geri kalmayın kardeşim. Siz de gelin. Bütün Çinliler toplanın gelin. Biz dünya'nın en büyük ekonomisiyiz. Binlerce fabrikamız var. Mercedes, Audi ve Volkwsagen markaları Türkiye'ye aittir....Şu anda fabrikalarda çalıştıracak iş gücü bulamıyoruz. Siz de gelin.

      Sil
  39. Sn. Hocam, Çin yazınıza katılamıyorum.Çin'e 2000den beri gider gelirim,takip ederim.Son olarak Kasım'da gittiğimde trenleriyle 10 günde 5000 km seyahatim oldu.Trenler dolu,1000 - 1500 km mesafelerde 400 - 500 TL karşılığı ücret ödedim. İstanbul Hakkari arası kadar mesafe trenle 5 saat. Kuzeyde Pekin ile Güneyde Guangzhou arasındaki tren ise uçak yolculuğu yapmanızı gerektirmiyor ve diğer hatlarla kesişiyor entegre olmuş. Çinin iç kesimlerine de gittim. Fakir olsalar bu trenlere nasıl binecekler. Çinliler zengin de olsalar mütevazi sade insanlardır. Giyimlerine bakıp fakirler diye aldanmayın. Çin bir ABD - EU projesiydi dünyanın organize sanayi bölgesi yapıldı, çevreye zararlı olanına kadar her türlüsü orada halledildi. Kendilerine ucuza Çini sömürdüler. Çinliler mütevazi sade oldukları kadar da zekidirler. Bir de biz Akdenizli rahatlığının aksine iş delisi çalışkan insanlardır. Mesai kavramı yoktur. Çinde neredeyse soluduğunuz hava dahi devletindir. Bu kapsamda Global 100-250-500 listelerinde devlet şirketleri ilk sıralardadır. Bu şirketlerin yöneticileri başarılı global insanlardır. Yazınızda ön gördüğünüz tehlikeyi muhakkak bertaraf edeceklerdir. Çünkü yöneticiler de üst düzey çalışanlar da liyakatlerine bakılarak atanırlar, tarikat mensubu değildirler, çalıştıkları kurumda kendilerinden üst görevdeki tarikat büyüğünün söylediğini yapmak üzere boş boş oturmazlar işimi ya da ürünü mü nasıl ABDlininkinden Avrupalınınkinden daha iyi yaparım diye uyumazlar düşünürler, ar&ge yaparlar, aldığım maaşı hakediyormuyum etmiyormuyum vicdan muhasebesi yaparlar. En az bir yabancı dil bilirler. Böyle olunca da devletin kurumları kilitlenmez çalışır. Devlet esnafının tüccarının parasını zamanında öder. 1 yıl içinde öderim deyip onun üzerine 6 ay bir yıl daha takıp perişan etmez. Devletinin ve Devlet Başkanının söylediklerini projelerini içinden çıkılmaz hale getirmez işini yarım yamalak yapmaz bundan dolayı ölümlere neden olmaz. Gidişata bakınca Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine sadece Sn. Cumhurbaşkanımızın geçtiğini düşünmeye başladım. Bu kadar aymazlık, çalışmamazlık, rahatlık, nemelazımzcılık olmaz. Ümit ediyorum ki Sn. Milli Eğitim Bakanımız bizlerin yani şu anda 50 yaş ve üzeri olanların aldığı gibi milli bir eğitim sistemini kısa sürede kurar da son 20 yılda bozulan eğitim sisteminin sonuçlarına daha az katlanırız. Size şöyle bir örnek vereyim, Çin'de bir Çimento fabrikasının yüksek fırınının tuğlaları değişirken düşüyor işçiler tuğlaların altında kalıyor ölüyor. Devlet hemen talimat yapıyor hemen 1400 ve üzeri dereceye dayanan bir kaplama malzemesi geliştiriyorlar ve şimdi bu tehlikenin önüne geçiyorla en az da 3 yıl ömrü var. Daha bu dünyada yok. Biz de ise herkes Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sırtını dayamış bir rehavet ve rahat içerisinde salla başı al maaşı modunda. Özel sektörün esnafın tüccarın kestiği üç kuruş faturayı görünce öderken offf adam amma götürüyor atın alta alın sıraya beklesin fatura ödemesi mantığında.
    Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav) boşuna dememiştir İlim Çin'de de olsa gidip öğreniniz diye. Bizim dikkat etmemiz gereken konu şu ; ABD ve EU bizim hakkımızda Çin'e acayip üflüyor, sakın Türkiyede iş yapmayın devletten bile para alamazsınız Türkiye battı bitti diyor. Çin hakkında da bize Sincan Uygur Özerk bölgesinde yarattıkları radikal örgütlerden ölenler tutuklananlar olursa onları bize orada yaşayan soydaşlarımız kardeşlerimiz olarak gazlıyorlar.
    Bu oyuna gelmeden Çin ile aramızdaki ilişkileri hızla güçlendirmeliyiz, her türlü teknolojilerini knowhowlarını almak üzere işbirlikleri yapıp ortaklıklar kurup buna bir de Türk dokunuşu yapıp Türkiye'yi Çin gibi herşeyin üretildiği ihracatının ithalatından fazla olduğu bir ülke haline getirmeliyiz ki bu iki tarafa da saçma sapırık üfürmeler yapanlar bizi arayıp sormaya başlasınlar.
    Çin'e de bize de üfürenler bir taraftan da Çin'i çok güzel Hıristiyanlaştırıyorlar. Çindeki İslamiyet vahabi anlayışının elinde görünüyor bu da oradaki Müslümanlar ve Müslümanlaşma için sakıncalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yazmışsınız da benim yazdıklarımla hiç ilgisi yok bu yazdıklarınızın.

      Sil
    2. "İlim Çin'de bile olsa gidip alınız".
      Çin ile ilgili bizim milletin bildiği neredeyse tek söz budur.

      Şu hadisin! kritiğini bir yapalım önce;
      Anladığım kadarı ile peygamber böyle bir sözü hiç söylemedi.

      Ebu Ahmed El Hakim: Kavi değildir.
      Ebu Ahmed Bin Adiy El Cürcani: sikalardan kimse ona tabi olmamıştır.
      Ebu Cafer Ukayli:Metruktur.
      Ebu hatim bin Hibban el Besti : Münkerdir.
      Ebu isa Tirmizi:zayıftır.
      Ahmed bin şuayb el Nesai:sika değildir.
      Zehebi:zayıftır.
      Abdurrahman bin Mendeh: sikalardan kimse ona tabi olmamıştır.
      Muhammed bin İsmail el Buhari:Münkerdir.
      Elbani: uydurmadır.
      İbn Cevzi: uydurmadır.
      İbn Abdil Berr : İsnadı zayıftır.
      Beyhaki : İsnadı zayıftır.
      İbn Hacer : Yalancıdır.
      İbn Hibban:Bu hadisin aslı yoktur,batıldır.

      Sil
    3. Sahabeddin bey, kalemine sağlık, bizim dincilere sağlam darbe indirmişsin.

      Sil
    4. Ne darbesi. Banamisin demezler. Onlar vekilin dagittigi ahirette kullanacaklari berat belgesi pesindeler.

      Sil
    5. Konu dışı olacak ancak, az önce ilahiyat doçenti olan bir dostuma bu yazıyı ilettim.

      Şahabettin Batarel in yazdığı isimler, hadis konusunda yetkin isimlermiş. Kitaplarına aldıkları hadisler için yaptıkları yorumlardan derlenmiş.

      Neticede, böyle bir hadis yokmuş, ilahiyatçılar tarafından bilinen uyduruk hadislerden birisi imiş.

      Böyle bir hadisin söylenmiş olması bile imkansız dedi.

      Sil
    6. çin hakkında bizim milletin peygamber efendimizin ilim çindede olsa gidin öğrenin sözünü bilmesi şahabettin batarelin çin hakkında hiçbirşey bilmemesinden daha iyidir,boşverin bu türkiyede yarınki dolar kurunu kendileri belirleyen wall streetlilerin ağzından yazıp konuşmayı, bunu nasıl önleyebiliriz ona çözüm getirin rapor hazırlayın devletinize sunun, bakın abdnin ırakı işgalinden 40 yıl önce abdde iki profesör abd devlet başkanına, biz abd olarak 40 yıl sonra ortadoğuda şu pozisyonda olmalıyız raporu veriyor adamlar aynen uyguluyorlar, siz de peygamberimizce söylenip söylenmemiş olduğu tartışma konusu olan bir sözden yola çıkarak dincilere darbe yapmaya kalkıyorsunuz çok komik, dinciler dediğiniz türkleri araplaştırmak isteyen abd avrupa kafalı vahabi akıllılardır, %99u müslüman türkiye cumhuriyetinin vatandaşları değildir

      Sil
    7. Bu hadis uydurma olabilir.Ancak ilmin peşinden koşmak zaten aklın gerektirdigi bir durumdur.Bugünkü dünyada ise ilim net olarak batıdadır

      Sil
    8. ben de e-devlet üzerinden diyanet işleri başkanlığına sordum gelen cevap " ilim çin'de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.” Beyhaki nakletmiştir ve metni meşhur, isnadı zayıf bir rivayet olduğunu belirmiştir. (Beyhaki, Şuabu’l-İman, Metbebetu'r-Rüşd, Hindistan, 1423; 3/193, hadis No: 1543). " diye cevap vermiş. Bu durumda Şahabettin Batarel'in fetvası doğru değil demekki

      Sil
    9. Yav kardeşim, halâ 1400 yıl önce söylendiği rivayet edilen ve "dedem amcama söylemiş, o da babama iletmiş, babam bana söylemişti..." şeklinde rivayet zinciri bulunan lafların peşinde koşup bir de ilimden bahsetmiyor musunuz, pes diyorum yani. Bu arada sözlerin söylendiği iddia edilen dönemle yazıya geçirildiği dönem arasında 200 yıl geçmiş, Harre olayı yaşanmış ve yakalanan tüm sahabe kılıçtan geçirilmiş, kimse bu raviler nasıl sağ kaldı da bu hadisleri aktardı diye düşünmüyor. Din böyle bir şey işte, en akıllı adamı bile sersem ediyor.

      Sil
    10. Adsız30 Ocak 2019 18:48,
      Diyanet, Sahabettin Batarel in yazdiginin aynisini sana yazmis. Isnadi zayif bir soz, ama meshur bir soz demisler.

      Sen okudugunu nicin anlayamiyorsun?

      Sil
    11. Adsiz 10:49, cok daha eskiye dayanan gunumuze ulasmis hikayeler var. Yunan mitolojisi 2500 yillik. 1400 sene oncesi cok eski sayilmaz, hele kutsal oldugu dusunulen sozler oldugu icin gunumuze bozulmadan aktarilmis olmasi oldukca olasi. 'Yaziya 200 sene sonra gecildi' soyleminiz de yanlis. Cok daha onceki yillarda MO 7000-4000 yillarina ait yazili metinler mevcut, 2000 yila yakin parsomen kitaplar muzelerde var.

      Muhtemelen propaganda altinda bilgiler edinmissiniz, duydugunuz, okudugunuz seyleri sorgulamadan inanmayin, dinle kafayi bozmus yalan yanlis bilgiler dagitan bir suru 'kaynak' var.

      Sil
    12. Adsız30 Ocak 2019 18:48,

      Yukarda Beyhaki'nin İstinadı zayıf yorumunu eklemişim.
      İstinad demek dayanak demektir. Yani Türk diyaneti,
      bu cevabı vermiş ise benim yazdığımı doğrulamışlar.

      Beyhaki, sizin yazdığınıza göre şunu demiş, "meşhur bir sözdür ancak doğru değildir".

      Benim yazdığımın aynısını Türk diyaneti size iletmiş, siz de alıp yazmışsınız,
      sonra benim yazdığıma yanlış demişsiniz.

      Çin ile ilgili Türkiye'de en yaygın söylem bu olduğu için eklemiştim bu bilgileri.


      Sil
    13. Adsız 16:05

      Cevabınız için teşekkürler ama ben yazıya geçirilip günümüze ulaşmış, kökeni binlerce yıl önceye dayanan mitolojik öykülerden ya da antik eserlerden değil hadislerden bahsediyorum yani çoğunluğu "peygamberin ağzından yalan uyduruyorsun" diye ikinci islam halifesi Ömer'den sopa yiyen Ebu Hureyre tarafından uydurulmuş, gerisinin ise nereden kaynaklandığı belli olmayan, Emeviler döneminde derlenmiş ve her isteğe uygun bir tane bulabileceğiniz "arapça söz"lerden.

      Bu arada İslâm yazılı tarihi MÖ binlerce yıllara dayanmaz tahmin edebileceğiniz gibi. İlk islam tarihçileri İbn İshak ve takipçisi İbn Hişamdır ve ilginç bir şekilde ikisinin kitaplarının da orijinalleri mevcut değildir ama diyanet kütüphanesinde ikisini de bulabilirsiniz. Allahın hikmeti işte....

      Sil
    14. Adsiz 20:00, acikcasi meselenizin ne oldugunu anlayamadim.

      Sayet uydurma hadislerin varligindan soz ediyorsaniz, pek tabi buna katilirim. Tarihte her vakit dinler somuru araci olarak kullanilmistir, dini emirler, hadisler ve hatta vahiyler carptirilmistir (gunumuzde bile ornekleri alabildigine cok). Esaasinda dini inanislar da somurulmemek, ve somurmemek varlar. Dinin kendisinin buna arac olmasi ironik bir durum ancak ibretlik de ayni zamanda.

      Ama tum hadisler uydurmadir, cunku peygamberin olumunden cok sonra yaziya derlenmistir derseniz buna katilmak mumkun degil. Daha once de soyledigim gibi yazi kullanimi peygamber doneminden cok onceye uzaniyor, pek tabi vahiylerin yaziya dokuldugu gibi, olaylarin, peygamberin diger sozlerinin de yaziya dokuldugu, bilhassa onemli noktalari aydinlattigi ogretilerin de cok net bir sekilde farkli kaynaklardan dogrulanarak aktarildigi bir gercektir. Bu konular yuzlerce yildir, on binlerce insan tarafindan arastiriliyor, omrunu buna adayan bir cok alim var. Islam'in ruhuna aykiri oldugu icin uydurma oldugu, ya da bozulduguna kanaat getirilen cogu soylem de zamala kulliyatlardan cikartiliyor.

      Kaldi ki Islam ve tum semavi dinler ozunde aynidir. Sekli farkliliklar sizleri yaniltmasin, onlar icinde uydurma olsun ya da olmasin musbet olanlarin bir zarari yok ancak, menfi olanlardan kacinmak gerekir. Burada da size yol gosteren ilk basta akliniz olacaktir.

      Sil
  40. Hocam Çin’deki yavaşlamanın imalat sektörümüz için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Kur şoku sonrası pahalılaşan ithalat nedeniyle birçok reel sektör firması üretime yönelmeye çalışıyor, bu durum firmaların üretim eğilimini artıracaktır. Bunun yanında en önemli ihracat kalemlerimizden birisi olan ana metal ürünlerinde de lehimize olacaktır. Hava kirliliği gerekçesiyle Çin’de üretimini bir süredir durduran fabrikaların tekrar devreye alınmaya başladığı haberleri geliyor. Çin’deki yavaşlama bu fabrikaların da eski ritmine kavuşmasını geciktireceğinden emtia fiyatları bir süre daha firmalarımızın dış ticaretteki rekabet gücünü koruyacağı seviyelerde olacaktır. Tabi bunun yanında Çin’deki üretimin yavaşlamasının dezavantajları da var. Ucuz Çin malları 2000’li yılların başından bu yana bizim gibi enflasyonla mücadele eden ülkelerdeki dezenflasyon süreçlerine katkı sağlamıştı, Çin’deki daralmanın derinleşmesinin enflasyonu besleyici bir etki yaratmasını bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'deki bu daralma Türkiye gibi ülkelere kolay etki etmeyecektir.

      Türkiye'ye rakip olan Nijerya veya Doğu Avrupa gibi ülkelerin üretimlerine daha fazla katkısı olur.

      Çin ihracatının en yüksek %20 sini oluşturan ürünler Avrupa ve Amerika'da bir miktar yüksek fiyat ile de olsa üretilebilecek ürünler, ancak bu ürünlerin Türkiye'de veya Afrika'da üretilme imkanı bulunmuyor. Türkiye bu ürünlerin tamamını ithal etmektedir.

      İncik, boncuk tarzındaki üretimler çoğu Afrika ülkesinde Türkiye'ye göre daha ucuza üretilir, ki bu ürünleri Türkiye'de Çin'den ithal etmektedir. Bu tarz ürünlerin Nijerya gibi bir ülkede üretilmesi Avrupa için daha kolay olur.

      Türkiye'nin Çin karşısında iyi bir alternatif olabilmesi için Avrupa ile ilişkilerinin daha öngörülebilir bir zeminde olması elzemdir.

      Zehir zemberek AP raporları, burada çoğu yorumcusun bahsettiği gibi -hatta Türk Siyasetçilerin bahsettiği gibi-, Avrupalı iş çevrelerini ve firmalarının tek başlarına yatırım yaparken etkilemez, etkilememektedir. Ancak, bu Avrupalı iş adamlarının ve firmalarının finansmanını sağlayan finans kuruluşlarınca risk primi olarak düşünüldüğü için yatırımlar üzerinde dolaylı ve güçlü etkisi olmaktadır.

      Türkiye'nin Çin'in yüksek ihracat potansiyelinden pay almak için ilgili ürünleri Türkiye'de üretmesi, bunun içinde yabancı yatırım çekmesi zorunludur. O ürünlerde Türkiye'nin üretim know-how ve yatırımı malesef bulunmamaktadır. Geride kalan ürünler, Çin batsa da yine de Çin'den al-sat yapılabilecek basit ürünlerdir, zaten Türkiye o ürünlerde rekabet edememektedir, krizdeki bir Çin ile hiç rekabet edemez.

      Sil
  41. Hocam Çindeki işler bence Japonyadan biraz farklı olur. Çünkü Çin nüfusu 1.3b ve yarısı hala uretmiyor. Potansiyelnhala duruyor yani..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeş sorun orada, bu kadar adam üretirse kime satacak?

      Şimdilik Çin, know how ile sermayeyi Amerika ve Avrupa'dan ithal ediyor,
      Fabrikalarda kullanılan makineleri Avrupa'dan ithal ediyor,
      Arabaları Avrupa ve Japonya'dan ithal ediyor,
      Enerjiyi, Altın ve Madenleri ithal ediyor,

      Ucuz iş gücü ile bunları Amerika, Avrupa ya satıyor.
      Amerika artık senden mal alamam, bu kadar açık veremem dedi,
      Avrupa'da yakında nefesim tükeniyor derse,
      Çin kime satacak bunları?

      Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler zaten kendilerine yeten dövizi zor buluyorlar,
      Bir de Çin'e mi döviz yetiştirsinler?

      Batı dünyası krize girerse Çin kime mal satacak?

      Bir de utanmadan, Avrupa ve Amerikaya tehdit savuruyor, askeri olarak.

      Sen hiç müşterisini azarlayan esnafın işinde tutunabildiğini gördün mü?


      Sil
    2. 23.04
      Guzel yazmissin ustad
      Ancak Avrupada buna ozellikle "Dogu Avrupa"(polonya macaristan Bulagristan romanya yeni uye olan ulkeler vs..) katiyorum
      Oyle bizdeki gibi Cin mali yok daha cok kendi yerel mallarini uretyorlar,eger pahalliya gelen ozellikle plastik ucuz gildir gicik dedigimiz urunler tekstil vsde Romanya Bulgaristan imdada yetisiyor. Romanya Bulgaritsan bu sayede sosyalist rejimler yikildigindan beri en dusuk issizligi yakaladilar. Kisaca uretim AB sinirlari icerisinde devam ediyor.Hatta eurozone dahilinde kalabiliyor.
      ABD bambaska ABD tuketim potansiyeli hatta bana kalirsa israf potansiyeli "tarihsel" olarak ve "kulturel" olarak Avrupa hatti ile kiyaslanamaz derecede farkli.. ABD, Cin icin asil ve asli bir pazar.
      Avrupa pazarina mal satmak aslina bakarsaniz kolay degil bakmayin biz Avrupanin yanindayiz uc bes iyi kotu bir diyalogumuz var Avrupada iyi kotu tuketim kaabiliyeti olan ciddi bir Turkiyeli nufus var hem de cok uzun yillardir... dahasi gumruk birligi protokolune dahiliz de Avrupa pazarinda bulunabiliyoruz urunlerimizle yillardir satabiliyor talep yakalayabiliyoruz.

      Avrupa pazari normalde cok certefilli denetimli uygulamali belli standartlari cevre cocuk vs isci konularinda duyarli olan bir pazar. Kisaca bir ABD pazari gibi degil Cin ve Cin mallari icin onun icin ABD pazarina girmek bulunmak yer edinmek Cin icin daha kolay daha rahat.

      Avrupanin ben nefesinin tukenecegini sanmam uretim gucu ve hattinda...Eger oyle bir sey olursa Allah muhafaza Kitada 70 yillik baris bozulur. Avrupada uretim devam eder etmek zorundadir.Avrpanin nefesi tukendigi an zaten kartlar ortada...
      Sirada bir cok ulke var uretim yapabilecek ucuz isgucune dahil olabilecek sirada aday olan
      Sirbistan makedonya bosna moldova diger balkan ulkeleri vs..
      Bu ulkeler elde koz bu ulkelerde uretim yurutulebilecek sartlar ve kosullar var her seyden once kita icinde ve ulasim sartlari rahat dahasi ucuz isgucu soz konusu ki bu ulkelerde benim bildigim basta Cin olmak uzere bir cok guneydogu asya ulkesinden dusuk asgari ucret seviyeleri mevcut.Avrupa nefesi tukenecegi an bunlari birlige alacak bunlara uretim yaptiracak.Kendi icinde dolastirip isgucune dahil edecek..Zannediyorm 2020lerden sonra bir genisleme olacak Balkan hattinda

      Sil
    3. 23.04
      Guzel yazmissin ustad
      Ancak Avrupada buna ozellikle "Dogu Avrupa"(polonya macaristan Bulagristan romanya yeni uye olan ulkeler vs..) katiyorum
      Oyle bizdeki gibi Cin mali yok daha cok kendi yerel mallarini uretyorlar,eger pahalliya gelen ozellikle plastik ucuz gildir gicik dedigimiz urunler tekstil vsde Romanya Bulgaristan imdada yetisiyor. Romanya Bulgaritsan bu sayede sosyalist rejimler yikildigindan beri en dusuk issizligi yakaladilar. Kisaca uretim AB sinirlari icerisinde devam ediyor.Hatta eurozone dahilinde kalabiliyor.
      ABD bambaska ABD tuketim potansiyeli hatta bana kalirsa israf potansiyeli "tarihsel" olarak ve "kulturel" olarak Avrupa hatti ile kiyaslanamaz derecede farkli.. ABD, Cin icin asil ve asli bir pazar.
      Avrupa pazarina mal satmak aslina bakarsaniz kolay degil bakmayin biz Avrupanin yanindayiz uc bes iyi kotu bir diyalogumuz var Avrupada iyi kotu tuketim kaabiliyeti olan ciddi bir Turkiyeli nufus var hem de cok uzun yillardir... dahasi gumruk birligi protokolune dahiliz de Avrupa pazarinda bulunabiliyoruz urunlerimizle yillardir satabiliyor talep yakalayabiliyoruz. Avrupalilar da zaten uretiigimiz urunleri begeniyor guveniyor. Boyle bir durum soz konusu..

      Avrupa pazari normalde cok certefilli denetimli uygulamali belli standartlari cevre cocuk saglik vs isci konularinda duyarli olan bir pazar. Kisaca bir ABD pazari gibi degil Cin ve Cin mallari icin onun icin ABD pazarina girmek bulunmak yer edinmek Cin icin daha kolay daha rahat.

      Avrupanin ben nefesinin tukenecegini sanmam uretim gucu ve hattinda...Eger oyle bir sey olursa Allah muhafaza Kitada 70 yillik baris bozulur. Avrupada uretim devam eder etmek zorundadir.Avrpanin nefesi tukendigi an zaten kartlar ortada...
      Sirada bir cok ulke var uretim yapabilecek ucuz isgucune dahil olabilecek sirada aday olan
      Sirbistan makedonya bosna moldova diger balkan ulkeleri vs..
      Bu ulkeler elde koz bu ulkelerde uretim yurutulebilecek sartlar ve kosullar var her seyden once kita icinde ve ulasim sartlari rahat dahasi ucuz isgucu soz konusu ki bu ulkelerde benim bildigim basta Cin olmak uzere bir cok guneydogu asya ulkesinden dusuk asgari ucret seviyeleri mevcut.Avrupa nefesi tukenecegi an bunlari birlige alacak bunlara uretim yaptiracak.Kendi icinde dolastirip isgucune dahil edecek..Zannediyorm 2020lerden sonra bir genisleme olacak Balkan hattinda

      Sil
  42. HOCAM,çin ekonomisinin öncelikli olarak tüketim kültü oluşturabilmesi gerekiyor. zira hane halkları bazında düşük borçluluk hacmi tüketim olanaklarının geniş olduğuna bir işarettir. bunu başarırsa iç talep sayesinde büyüme ivmesini tekrar yukarılara çıkarabilir. ayrıca tasarruflarının yüksekliği önemli avantajdır. dikkat edilirse çinin borçluluk stoku özellikle 2008 krizi sonrasında hızlanıyor. inşaat balonu alt yapı yatırım balonu gölge bankacılık üzerinden sterilize edilemeyen finansal işlemler ki belki de bankacılık sisteminde daha da fazla borç stoku oluşmuş olabilir. çin adeta tek motorla çalışan (ihracat) uçak gibi çalışıyor. fakat şunu da unutmamak gerekiyor ki; uzun yıllar kuvvetli büyüme sonrasında ekonomilerde soğuma olması dengelenme açısından iyidir. ancak çin aşırı arza dayalı krize girme riski yapısal özelliklerinden dolayı yüksektir. özellikle aşırı arzın aşırı kredi genleşmeleri yoluyla sağlanmış ise batık kredi patlamasının finansal sarsıntı yaratması ve deflasyona neden olması riski de büyüktür. benzerini 1992 den itibaren Japonya yaşadı ve halen de tam olarak üstesinden gelemedi. büyük bir deflasyon ve bunun tetiklediği resesyonla uzun yıllar boyunca yaşamak zorunda kaldı. burada çin için en büyük tehlike ise aşırı kamusal genleşmeye dayanarak ekonomiyi yeniden hızlı büyütmeye çabalaması olabilir. zira Japonya devasa genişleyici maliye politikalarıyla harcamalar yaptı büyük teşvikler verdi ancak hızla likidite tuzağına düştü iç talep zayıf kalmaya devam etti. sadece ihracatla idare etti yen in fazla reel değer kazanmasıyla dış talebi de azaldı. büyümesi çok düştü. işsizliğin fazla artmaması için kamuda aşırı istihdam oluşturdu ve sonunda milli gelirinin %250 sini aşan bir iç borç stokuyla yaşamaktadır. bazı yönlerden çin ekonomisi Japonya ile benzerdir mesela: 1- tüketim kültü zayıf olması. 2- ihracat merkezli büyüyebilmesi. 3- arz fazlası pozisyonuna düşme riski yüksektir. 4- tasarruf oranları yüksektir.5-cari fazlası vardır. burada çini Japonya dan ayırabilecek pozitif özellik eğer kamusal genişlemeye başvuracak olursa kamu tarafının iktisadi kararlar alma ve pratikleme tecrübesi japonyadan fazla olduğu için ki japonyanın kamusal ağırlığı çinden daha azdır; belki Japonlara nazaran daha iyi bir büyüme etkisi oluşturabilecek olması ihtimalidir. zira merkezi planlama metodolojisi var çin devletinin. tabi yine de Japonya gibi olma riski vardır yine de!. eğer çin parası yuanı revalüe edip de satın alma gücünü artırma çabasına girerse dış talebin daha fazla düşmesine neden olacağından önce iç talebi güçlü kılmaya çalışmalı belki sonra revalüasyona başvurarak bu talebi kamçılamalı derim. dünyada sorunsuz ekonomi olmaz çünkü defosuz bir iktisat modeli henüz icat edilmedi!. ne dersiniz hocam?. iyi akşamlar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yanlışı düzeltmekte fayda var.

      Çin gerçekte tasarrufları yüksek bir ülke değildir,
      İnsanların yaşlandıklarında dayanacakları bir sosyal güvenceleri olmadığı için
      kazançlarını tasarruf ederler, bu sebeple tasarruf yüksek görünür.

      Yani o tasarruflar, bizim eskilerin tabiri ile kefen parasıdır.

      O para ekonomiye düşündüğünüz gibi girmez.

      Sil
    2. ne yanlışı adsız 23:07, çinin sadece döviz rezervi 3 trilyon dolara yakındır. sürekli cari fazla veriyorlar. çini bizimle karıştırma. çin ekonomisi cari fazla vererek büyüyen bir iktisadi yapısallığa sahiptir. cari açık vermeye dayalı büyümüyor. tasarruflarının %60 dan fazlası yatırıma dönüşen bir ekonomidir. ve yatırımlarının reel tarafı baskındır ve üretime dönüktür. özel sektör borçluluğu yüksektir ama tasarrufu da yüksektir. borç stokunu çevirme sıkıntısı olma olasılığı düşüktür. bizden daha fazla sosyal güvenceleri vardır merak etme orada her alanda özelleştirme yapılmıyor. kamunun iktisattaki payı yüksektir. sosyal devlet ilkesi bizden güçlüdür. siz çini türkiye ile karıştırmayınız. dünyayı türk gözlüğüyle bakmayınız.

      Sil
    3. Adsız29 Ocak 2019 09:27,
      Elinde 3 trilyon dolar olsun ne yapacak?
      Tamam var 3 trilyon doları, bu ülkenin hiç mi dış borcu yok?
      Bu ülke ne yapacak bu kadar doları? bir şeyler almak zorunda,
      bir şeyler alırsa da Avrupa ve Amerika'dan alacak.
      Bu sefer onların cari açıklarını kapatmış olur.

      Sil
    4. Çin'in 29 trilyon dolar borcu var,
      Çoğunu da son 20 yılda yaptı,
      O kadar parayı ilkokul mezunu ebeme versem,
      Önce devlet kurar, sonra her yıl yüzde 10 büyütür.

      3 trilyon dolar rezerv nedir ki?
      Çöldeki buz gibi erir.

      Sil
    5. çin elindeki dolarları zaten kademeli olarak azaltıyor. mesela birkaç yıl öncesinde rezevi 4 trilyon dolardı. yaklaşık 1 trilyon dolarlık afrikada madenler elmas altın gibi değerleri aldı. çinin 29 trilyon dolar borcu vardır doğrudur.çünkü çin de küresel sermaye egemenliğinde büyüyor. çine verilen misyon yeni dünya düzeninde tez olmasıdır. 20.yy da abd tez Sovyetler anti-tez idi. misyonları buydu. 21.yy da ise abd anti tez çin ise tezdir. abd nasıl çok borçlandırıldıysa ki güçlenirken borçlandırıldı çünkü küresel efendilerin kontrolünde olması içindir; aynı yöntem çin için uygulanıyor. yeni dünya düzeni kurulurken bir üs gerekiyordu ki çin hem fiziksel büyüklük hem de pasifikte olması hem de demografik özellikleriyle seçilmiş bir ülkedir. o yüzden daha uzun yıllar çinin batışına izin vermezler. bu arada adsız 18:37 adsız 16:51 haklı olduğunuz taraflar var elbette son yazdıklarınıza katılıyorum. çin salt kendi iktisadi varlıklarına dayalı bu kadar büyüme sağlamamıştır.

      Sil
  43. Mahfi bey, yoğun olduğunuzu biliyorum. Çarşamba günü yapacağınız sunuma şimdiden hazırlandığınıza da eminim.

    Eğer sıkılır, birkaç dakikalığına nefes almak isterseniz, şu yazıyı okumanız için ısrar ediyorum:

    Dil Devrimi elbette gerekliydi (Sevan Nişanyan, 27 Ocak)

    http://nisanyan1.blogspot.com/2019/01/dil-devrimi-elbette-gerkliydi.html

    Bu analizle ilgili birkaç satır yorum yazar mısınız Mahfi bey vaktiniz olursa?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğruları da var yanlışları da.

      Sil
    2. Hocam'ı bilmem ama ben yazıyı beğenmedim.
      Nişanyan, keşke makale ciddiyetinde yazmış olaydı, belki dil sorununun özünü kaçırmazdı. 2. Mahmut'un açtığı okullarda Fransızca'nın öğrenim dili olarak seçilmesindeki zorunluluk ne ise, Cumhuriyet döneminde de aynı zorunluluk geçerliydi. Koca bir imparatorlugun, seçme askerlerden, öğrencilerden oluşan secme bir sınıfa yaptıramadığı eğitimi, genç bir Cumhuriyetin tüm vatandaşları için Bir sınıf seçme, yetenekli seçkin subaya bile Arapça ders aldıramayan koca bir imparatorluğun yapamadığını yeni kurulmuş bir Cumhuriyetten tüm vatandaşları için beklemek ne kadar mantıklı olabilir?

      Sil
  44. Merhaba mahfi hocam yazılarınızı yeni takip ediyorum bir sorum olcaktı çin yerel para birimi yuan dolar gibi ileride rezerv para olabilir mi olması için neler gerekli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kabaca;
      - Ticaret yaptığı diğer ülkelerin o para birimini kabul etmesi,
      - IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların kabul etmesi,
      - Hepsinin başında ülkeye güven duyulması gerekiyor.

      Rezerv para birimi olarak parası kullanılan başlıca ülkeler
      - İngiltere
      - Japonya
      - Avrupa
      - Amerika
      - İsviçre
      (kullanılmayanlar Kanada ve Avustralya)

      Hepsinin ortak özelliği istikrarlı olmalarıdır.
      Hepsi demokrasi ile yönetilir.
      Hiç birinde seçilmiş liderlerin para birimi üzerinde direk bir etkisi söz konusu bile değildir,
      Merkez Bankaları bağımsızlıklarını ispatlamışlardır.
      Hepsinin değeri serbest piyasada dalgalanmaya bırakılmıştır.

      Çin, parasının değerini bile serbest dalgalanmaya bırakamayacak kadar güven vermeyen bir yönetime sahip.
      Ekonomik gücünün kaynağı kendi vatandaşlarının zenginliği değil ( ekonomik özgürlük ),
      başka ülkelerin vatandaşlarının zenginlikleri.

      Bu şartlarda parasını rezerv para birimi olarak ikna ettirme gücü çok düşük.

      Sil
    2. Belki de süreç ikna ettirmenin de yanında ulusal para birimi cinsinden diğer ülkelere uzun vadeli kredi verebilme gücü ile alakalı olabilir.

      Çünkü bir ülkenin borç portföyünde örneğin yuan cinsinden borçlar önemli bir ağırlığa ulaşmışsa o ülkenin merkez bannkası rezervlerine yuanı da dahil etmek zorundadır: kur riskini yönetmek için.

      Sil
    3. Çin borçları yüksek olan bir ülke.

      Döviz ile borçlanıp, kendi parası ile borç verdiğinde en büyük riski kendisi görür.

      Çin mevcut borcuna göre net ihracatını korumak zorunda,
      Ancak, borç verdiği ülkelerin ödeme günü geldiğinde Yuan ile ödeme yapması gerekirse,
      bir şekilde Çin'e mal satıp Yuan ile ödeme almış olmaları gerekiyor,
      bu da Çin'in net ihracatına darbe vuracak bir gelişme,
      borç verebilmek için ithalatını yükseltmesi lazım,
      mevcut Çin ekonomi politikasına çok ters bir hamle,
      yok eğer Euro gibi diğer dövizleri ödeme tahsilatı için kabul eder ise,
      Yuan ile borç vermenin hiç bir anlamı kalmıyor.

      Sil
    4. Sadece Çin için değil genel anlamda söyledim.

      Ayrıca tüm mal sattığı ülkelere yuan cinsinden borç vermeli de demiyorum. Ama böyle bir gücü de var. Örneğin Türkiye'ye yuan cinsinden borç verse, biz bu yuanla yapabileceğimiz şey Çin'den mal ve hizmet ithalatı yapmak olacaktır. Yani bu borç verme işlemi Net ihracatına darbe vurmuyor. Proje finansmanlarında kimden kredi alıyorsan şart olarak bu satınalımları da koşabiliyorlar.

      Ayrıca içe dönük büyüme modeline ağırlık verecek ise net ihracatı azalacaktır zaten. Bu modelde bundan kaçış yok. Ama yok ABD ile ticaret savaşı geçici ben yine kendi kurallarımla oynarım diyebiliyorsa gereği de kalmaz 1.sınıf rezerv para için uğraşmasına.

      Ama 1.sınıf rezerv paraya sahip olmanın en büyük avantajı cari açık versen de sıkıntı yaşamıyorsun, ABD gibi. Bu uğurda bir kaç trilyon USD kaybın olmuş önemli mi? Ki maliyeti bu kadar da olmaz.

      Bu söylediklerim bir kaç yılda olacak şeyler değil. Ama Çin'in bu haliyle de devam edebilmesi mümkün değil.

      Çin ABD gibi tüketim devi haline gelirse ne olur, dünya ne olur kaynaklar açısından düşünmek gerekir.

      Ama birkez daha dile getirmek de fayda var, tüketim toplumu olacaksanız ulusal paranız 1.sınıf rezerv para olmak durumunda. Ve bu işler borç para verir duruma gelmekle başlıyor.

      Sil

  45. Şahabeddin Batarel29 Ocak 2019 00:2
    Hepsinin en onemli ozelligi cok uzun yillardir dusuk enflasyona sahip olmalari bu o ulke para birimlerine GUVEN ISTIKAR ITIBAR katiyor. O ulkelerin para birimlerini kullanan saklayan borc veren borc alan o ulkerin para birimleriyle ticaret yapan alis-veris yapan o ulkelerin insanlari ve o ulkelerin vatandasi olamayan yabanci insanlar biliyorlar ki o para birimleri deger yitirmez dalgalanmaz kiymet-i harbiyesine cok uzun yillar birsey olmaz diyerek gonul rahatligiyla o para birimlerini kullaniyorlar gerek o ulkerin icinde gerek dunyanin diger ulkelerinde.

    Cunku bir para birimi icin istikrar guvenin anahtari o para biriminin hakim oldugu kullanildigi cografyada cok uzun yillardir enflasyonun olmamasidir. Asil guven ciddi unsur budur.

    ABD ne kadar dolar basarsa bassin Euro ne kadar euro basarsa bassin keza japonya isvicre...
    o paralarin her zaman her yerde her kosulda alicisi kullanicisi ve de ITIBARI vardir.
    Ve ne kadar para basarsa bassinlar enflasyonda bu vesile ile olmaz. Cunku o para birimleri bir nevi ekmek su gibidir tum dunyadaki insanlar icin her zaman her yerde o para birimlerine talep ilgi alaka mevcuttur.

    YanıtlaSil
  46. Hocam 5.50'den aldığım dolarlar elimde kaldı ona mı üzüleyim yoksa artmayan dolarda beklerken kaçırdığım faizlere mi üzüleyim karar veremedim, hangisine üzülmem daha doğru olur sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aceleniz yoksa bekleyin oralara geri gelir nasıl olsa. Bugün değilse yarın.

      Sil
    2. Yazın bunu:

      "Mahfi Hoca, 29 Ocak'ta veya Ocak ayı sonu (yarın) dolar kuru 5.50 olacak yazdı."

      İspatı yukarda :))

      Sil
    3. 5.50 bir şey mi arkadaşım?

      6.50 de bekleyenler var.

      Ben 2.95'ten aldım, 6.80e sattım,
      6.40 tan tekrar aldım (bilsem hepsini geri almazdım),
      bekliyoruz, sen iyisin, keşke ben 6.40ta hepsini geri almak yerine kademeli alım yapsaydım.

      Sil
    4. Teşekkürler hocam, acelem yok, 5 sene bile bekleyebilirim, yeterki zararımı kurtarayım.

      Sil
    5. 5 sene de mi bekleyebilirsin? Cukka saglam galiba kardes.

      Sil
  47. Hocam ne olacak bu TL'nin hali. Şamar oğlanına döndü. Bir yukarı bir aşağı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen hala TL mi kullanıyorsun kardeş?
      Günlük işler dışında kullanmıyorum.

      Sil
    2. TLmiz hep değersizdi. Başımızı yaslayacak güvenli bir limanımız olmadı. Kırılganlık hatsafada. Psikolojimiz de bozuldu. Daha fazla kırılmamak için kabuğumuza çekildik. Kendi kabuğumuzda ısınıyoruz.
      Üşüyen Vatandaş

      Sil
    3. Hocam görüyorum ki siz de isi Allaha havale etmissiniz.

      Sil
  48. Hocam bu sorum konu ile de bağlantılı genel bir soru olacak.Amerika ,Avrupa,ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerin birçoğunun dünya çapında güçlü marka şirketleri var. Bu şirketler başka ülkelerde yabancı yatırım yaptığında genelde ucuz işgücünden yararlanıyor.Bunun gelişmekte olan ülkelere vergi ve işgücü gibi belli bir düzeyde uzmanlık kattığı soylenebilir.Ancak bu ülkeler üzerinden yapılan kar kendi ülkesine transfer edilmesi bence ekonomiye bir nevi el freni etkisi yapmaktadır. Bu rahatsızlık oluşturmaması için sık sık batı medyasında Çin,Türkiye vb. gibi ülkelerin 2050 de batıyı geçeceği gibi gazlama haberler çıktığını düşünüyorum.Eskiden GSMH içinde olan dış alem gelir ve giderleri GSYİH hesaplamalarında artık yok. Bu hesaplamanın olmaması gelişmiş ülkelerin işine geliyor dersem sizce hata mı yapmış olurum. Bu hesaplama Amerika'nın yeni nesil şirketleriyle (Facebook,YouTube,Whatsapp) elde ettiği gelirleri nerede gösteriyor.Ticaret savaşlarının ilk aylarında Trump ın çıkışlarına karşılık Merkel in verdiği cevapta Amerika'nın Avrupa'ya karşı hizmetler dahil edildiğinde cari fazla verdiğini açıklaması ve ardından medyada bu söylemin fazla yer tutmaması bu konunun neresindedir.Sizin gibi bilgili birinin cevap vermesi benim açımdan dünyayı daha iyi okuyabilme adına bir ışık olacaktır.Şimdiden teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Development Economics altında işlenen bir konu bahsettiğiniz.

      Detaylı bilgi için: https://en.wikipedia.org/wiki/Development_economics
      adresine bakabilirsiniz.

      Gelişmişliği sadece mal üretimi, alım ve satımı ile değerlendirmemek lazım.
      Hukuki gelişmişlik en önemli kriterlerden birisi.

      Misal:
      İngiltere'de blog açan bir ekonomi profesörü ile Türkiye'de blog açan Mahfi hoca arasında,
      kanunen İngiltere'deki profesör, sitesinde yayınlanan yorumların hiç birinden kesinlikle yargılanamaz, yayınladığı yazılardan da yargılanamaz.

      Mahfi bey ise hem yorumları okuyup, elemek durumunda, hem de yazdıklarından dolayı bir ihtimal ifadeye çağrılma olasılığını düşünmek durumunda kalabilir.

      Bir dönem Türkiye'de haber siteleri ve blog siteleri kullanıcıların yazdıkları yorumlardan dolayı, kendileri yazmış gibi sorumluydular. İnternet gibi bir platformun içerik gelişmesini engellemiştir o hukuki düzen. Günümüzde ise, yorumcuların IP adresini muhafaza etmek ve gerektiğinde yasal merciler ile paylaşmak zorunludur.

      Çin'de de hükümet aleyhine konuşulmaz, konuşmanın cezai yaptırımları vardır. İster istemez ekonomik gelişmeleri de engeller bunlar.

      Sil
  49. Sayın Eğilmez,

    Burçak Önder medyadan ve Türkiye'den ayrıldı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burçak hanım medyadan ayrılalı epey oldu. Bildiğim kadarıyla İstanbul'da yaşıyor.

      Sil
  50. Mahfi Eğilmez'in dikkatine:

    "2018 Ocak-Kasım arası, kaynağı bilinmeyen 'Net Hata ve Noksan (NHN)' 19.5 milyar $ para girişi olmuş!"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Kalan dış açık da MB rezervlerinden kullanılarak karşılandı.

      Sil
    2. Neymiş demek ki para varmış,

      Reis, Katar'dan topladı paraları.

      Sil
    3. Neymiş, demek ki para yokmuş.

      Bu nedenle Reis Katar'dan toplamış paraları.

      Elin emaneti ile gerdeğe girince ne oluyor az sonra, uzman konuklarla....

      Sil
    4. Katar'ın ödemeler dengesine bakalım yayınlanıyorsa tabi.

      Doğruysa orada da bir 20 milyar usd açık vermesi gerekir Net hata ve noksan kaleminin.

      Sil
  51. https://www.bloomberght.com/altin/altin-ons
    Hocam yetişin..
    Altın-ons-dolar grafiğinde bir tuhaflık var. 2016 da dip yaptıktan sonra çıkışa geçmiş ama bu çıkış şöyle olmuş.

    Zemin kattan çıkışa başlıyor 8. Kata geliyor 4. Kata iniyor 12. kata çıkıyor 8.kata iniyor sonra 16. Kata çıkıp 13. Kata iniyor yani çıkış inişler sürekli yukarı doğru . Altın, dalgalı denizlerin güvenli limanı olduğuna göre, gemi fırtınalı denize doğru mu ilerliyor? Altının 3 yıldır çıkışta olmasını nasıl yorumlarsınız ?

    Önümüzdeki 1-2 yıl içinde bir global kriz mi geliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altın benim görebildiğim kadarıyla uzun bir aradan sonra daha yeni yeni çıkışa geçiyor. Onun da en önemli nedeni ABD'de devletin kapanmış olması. Doların değer kaybedeceği endişesi altını öne çıkarıyor.

      Sil
    2. Bir de tabii dünyada büyümenin düşeceği tahminleri ve Çin başta olmak üzere resesyon endişelerinin artmış olması.

      Sil
  52. hocam, türkiyede bilanço resesyonu yaşanıyor diyebilir miyiz?. saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıl resesyonu var, bilançolara da yansımış demekki.

      Sil
  53. hocam türkiye ''Hollanda hastalığı'' na yakalanmıştır diyebilir miyiz?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye bir hastalığa yakalandı ama Hollanda hastalığına değil Stockholm sendromuna...

      Sil
  54. Hocam, aciklamalar müthis. Yoksa 2013 te dünya bizi yine kiskanacak mi?

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya 2019 yılının ilk enflasyon raporu toplantısında açıklamalarda bulundu..

    Enflasyonun 2019 yıl sonunda 14.6 olacağını, 2020 yılı sonunda yüzde 8.2, 2021 yılında 5.4, orta vadede yüzde 5

    Yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 13 olarak korundu.

    "Enflasyonda ikna edici bir düşüş olana kadar sıkı para politikası devam edecektir" ifadelerini kullandı.

    Kandirilmiyoruz degil mi Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1 ay sonrasını bile öngöremeyenlerin dediğine mi inanacaksınız. inanmaya devam ediniz. 16 yıldır her türlü yalana inandınız alışıksınız inanmaya. kandırılmayı seviyor bu halk. karaktersiz halk..

      Sil
  55. Mahfi hocam ev kiram bu ay 1200 lira oldu. Evsahibi evi 300 bin liraya bana teklif etti. 300 bin liraya 5000 lira faiz alıyorum. Baya bi tereddütteyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pazarlik yap.. 270-280 e kapat. her yil 12 bin TL cepte.

      Sil
    2. Hocam Tarim Bakanimiz dahiyane bir teklifte bulunmus.

      "Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sebze ve meyve fiyatlarındaki yükselişle ilgili olarak "Vatandaş bakacak, mevsimi olmayan meyve sebze pahalıysa mevsime göre tüketim yaparsa ürünlerde dengeleme oluşacaktır" demis.

      Siz bu konuda birsey demis olmak istermisiniz Hocam..

      Sil
    3. Bakanımız doğru söylüyor kardeş,
      Milletimiz nankör, alışmış, kışın karpuz istiyorlar,
      sonra karpuz niye pahalı diye ağlıyorlar,
      dedelerimiz hep mevsimine göre yediler.

      Sil
    4. Bakan haklı beyler,

      Vatandaş ayrıca direk Esenler pazarına gitsin,
      En ucuzu orada, oradan mevsime göre ürün alsın,
      Burhaniye, Çamlıca, Etiler pazarcıları kazıkçı,
      Hem kazıkçılara ders versin,
      Hem de devlete şikayet etsin pahalı pazar yerleri baskın ile kapatılsın!

      Esenler pazarından ucuza alınca hem vatandaş kazanacak,
      hem enflasyon düşecek, her türlü kazanç.

      Bakanı yürekten tebrik ediyor,
      Kendisine siyasi hayatında başarılar diliyorum,
      Yaşı daha genç böyle giderse ilerde Cumhurbaşkanı bile olur.

      Sil
    5. Adsız 19:10

      Allah senden razı olsun kardeş. Esenler pazarına gittim, normalde Şişli'de benim evin karşısındaki pazardan 150 liraya dolduracağım fileyi 135'e doldurdum. Gerçi 52,75 TL yol parası harcadım ama deydi, sağol....

      Sil
  56. Merkez Bankası Başkanı bu yılın ve önümüzdeki yılın enflasyon tahminlerini açıkladı. Peki bu tahmin/hedeflerin tutmaması halinde ne gibi bir sonucu oluyor(istifa, mahcubiyet,özür)? Hiç. O halde bu açıklamalar topluma bir vizyon kazandırdığı kanaattinde değilim. Yine de merak edenler için bir tahminde de ben bulunayım; açıklanan rakamların/oranların üzerine %7 ilave edip hesap-kitabınızı ona göre yapın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tahmin tutmazsa hükümete mektup yazıp niçin tutmadığını açıklıyorlar hepsi o.

      Sil
    2. Tutarsa kendilerine paye çıkarmak tutmazsa -ki tutmayacağını biliyorlar- yağmur, dolu , seçim harcamaları vs. yani. Sanki bugünden bahane koşulları belli değilmiş gibi!

      Sil
  57. ticaret savasinda iki tarafta kaybeder ama soru su hangi taraf daha fazla kaybeder ?gorecelilik kurami icersinde daha az kaybeden kazanmis olmaz mi,trump in cikis noktasi bu mu acaba? Yorumlariniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok kaybeden eğer batar da bu batış daha az kaybedeni olumsuz etkilerse (ki etkiler) hep birlikte kaybetmiş olurlar. Çin mesela daha çok kaybetti diyelim. Bu durumda ABD tahvili almamaya ve elindekileri de satmaya başlarsa ABD ciddi bir kayba uğrar.

      Sil
    2. Mahfi bey'e ek olarak şunu yazabilirim.

      1-
      Çin sorunlar yaşadığında Çin'e borç verenlerde benzeri sorunu yaşar, Çin'e borç verenlerin
      çoğunluğu Amerika ve Avrupa finans kurumları.

      2-
      Çin'de doğrudan yatırımı bulunan AB ve ABD şirketleri var, onlar da sorunu yaşar,
      imalathaneyi başka ülkeye taşımak bile başlı başına külfet.

      3-
      Finans piyasaları reel piyasa üzerinden bir şekilde kağıda dayalı bir türev ürün üretmek zorunda. AB ve ABD nin finans olarak etkilenmemesi için Çin riskini hedge edebilecekleri alternatif bir yer lazım. Çin'i satıp, orada türetilen kağıtları alsınlar. Bu büyük hacimde bir alternatif bulmaları zararsız olarak çok zor.

      4-
      Bir şekilde kafayı duvara vurana kadar finans piyasaları durmuyor.

      Dün, burada FED faizlere dokunmadı.
      Dün akşamdan bugüne en küçük emlak brokerları bile fazla
      mesai yapmaya başladı, çünkü bu haber ile herkesin varlık fiyatları arttı.

      İnsanlar artan varlığı nakde kırdırmak için mortgage kredilerini refinance etmeye başladılar, bu da aile başına ek 10 bin dolar gibi bir para demek. Bunu FED bir kaç saatte yarattı.
      Bu kadar para nereye gidecek? Ya Çinlinin ürettiğini alacaklar, ya Alman ile Japon'un arabasını veya Wall Streetten hisse.

      Eğer birileri Çin gibi ülkelerin riskini AB ve ABD ile hedge etmek istiyor ise, sonu sarmal kriz olacak.

      Sil
  58. """Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması sonucuna göre, İstanbul halkı ‘İnançlı Müslüman' belediye başkanı istiyor. Ankette ikinci sırada ise 'çalışkan' cevabı çıktı. """

    Caliskanlik mi?

    Inancli müslüman olmak mi?

    Iste bütün mesele bu. Bir de ellerine ahiret icin berat belgesi verdin mi.. Demeyin istanbullunun keyfine.





    YanıtlaSil
  59. Burçak Önderi niye size soruyolar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burçak hanımla NTV'de geçmişte birlikte çalıştık, bir zamanlar ortak program yaptık o nedenle soruyorlardır.

      Sil
    2. Yine cinsiyetçi bir soru, söylem.

      Mahfi bey'e 4-5 tane erkek ekonomisti sordular, Mahfi bey benzeri cevabı verdi,
      ama kimse niçin Mahfi beye o kişilerin sorulduğunu yazmadı.

      Sil
  60. Çin açısından bir tehlike görmüyorum.Cari fazla verdikleri için dış borçları yok. İç borçlarla ilgili tıkanıklık yaşarlarsa da, bir süreliğine enflasyonu göze alıp para basarak bunu aşarlar.

    Asıl biz ne olacağız bunu konuşalım.
    Para piyasanın kanı. Hükümet bu kanı, imar affı ve bedelli askerlikle çekti ve piyasalar iyice tıkandı kimse para harcayamıyor gıda enflasyonu %60a dayanmış insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiş nerde ev araba almak ? Ne olacak bu memleketin hali?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'in durumu anlattığınız kadar kolay değil. Aşarlar belki ama dediğiniz yöntemle değil.

      Sil
    2. Hocam özür dileyerek düzeltiyorum. Çinin kişi başı borcunu hesapladım(30 trl/1450 milyon) 20685 dolar yaptı.Türkiye'nin kişi başı borcu 6.000 dolar çıktı. Evet haklısınız Çin çok kötü gitmiş. yüksek büyümenin bedelini çok ağır ödeyecekler...

      Ben Çin'li ekonomi yöneticileri yerinde olsaydım şunu yapardım.Hırsımı bir kenara koyup, Paramı bir an önce revalue edip, büyümeyi ve ihracatı düşürürdüm bu şekilde borcumu öderdim. Hep söylediğiniz gibi,hem büyüyim hem de enflasyonum düşsün gibi birşey olmayacağı gibi hem büyüme hem borç ödeme de olmuyor. Birinden vazgeçmek zorundasınız. Eğer Borç/gsyih oranı Çin'deki gibi %258 lere çıkmışsa bunu yapmak zorundasınız.

      Sil
    3. Adsız31 Ocak 2019 12:51

      Cok haklisiniz...Cin bana kalirsa ac gozlulugunun cezasini oduyor...Zamaninda 2005lerde dunyada ekonomi iyi giderken soylediler parani revalue et diye...Cin takmadi sadece 2010lardan sonra goz boyamaya dayali Yuani biraz degerlendirdi serbestlestirdi ama adam akilli revalue etmedi..
      Halbuki Cin tipinde kalkinma buyume yasayan tabir-i caizse yildizi parlayan ulkeler buyume donemlerinde paralarini revalue ederler tarih bize 70li yillarda Alman markinin revalue edilmesini gosterdi dahasi 80li yillarda japon yenin revalue edilmesini gosterdi. Boylece bu ulkelerin insani buyumenin nimetini refah olarak yasadi ferahlik olarak hissetti. Ona gore gozu agzi doydu.
      Cin ise hep bana hep bana rabbena dedi..Baska bir sey demedi. Simdi ise donusumu yapamiyor.
      Halbuki kademeli olarak para birimini revalue etseydi uzun vadede hem halki faylanacakti hem de dunya ekonomisi.
      Cinin yapmasi gereken parasini degerlndirmek. Ic piyasada ise halk arasinda gelir dagilimini duzeltecek tedbirleri almak olmalidir.

      Sil
    4. Adsız.18.42. Evet kesinlikle katılıyorum. Çin, teknolojik ilerlemesini gerçekleştirdi ve belirli bir noktaya geldi. Şu saatten sonra parasını değerlendirmezse, hem dünyanın kölesi olarak kalmaya devam edecek hem de Abd,nin cari açığının kapanmamasının baş suçlusu olacak ve Trumptan okkalı bir dayak yiyecek .

      En önemlisi de , dolar bazındaki borcunu asla ödeyemeyecek.yuanın değerini ikiye katlarlarsa dolar bazında borçları yarı yarıya düşmüş olur.

      Sil
  61. Hocam Finlandiya hakkında bir yazı yayınlar mısınız?

    YanıtlaSil
  62. Hocam merhabalar, öncelikle yaziniz icin cok tesekur ederim. Ardindan da yazi karakterim icin özurlerimi sunarim. Cok bilgilendiri oldu. Buraya ikinci kez yorum yapiyorum. Isvec'te ayni firmada calistigim sure icerisinde, gecen sene krizle ilgili yazidiginizda burada da bir seylerin kötu gitmekte oldugunu söylemistim. Ulularasai firmam (demir celik sektöru) cok uzun bir sure sonra ilk defa -%11 gibi bir kuculme ile dönemi kapatmak uzere. Konut insaati devlet eliyle burada durduruldu. Vergisel anlamda yeni bir gelisme yok ama devlet özellikle rant olusabilecek tum alanlarda korumaya gidiyor. Bu tip "gelismis" ulke uygulamalari/önlemleri Avrupa cografyasini koruru mu? Bizimki gibi ulkelere uygulanabilir mi? Bir de nufus bu tip kriz anlarinda ne kadar etkilidir?

    Simdiden cok tesekkur ederim hocam.

    YanıtlaSil
  63. Saygideger Hocam,

    IMF nin su anda Ankarada oldugu ve gizliden görüsmeler yapildigi, hatta Kücük bir ön ödemin bile yapildigi ciddi bir sekilde dillendirilmeye baslandi.

    Biliyorum simdi siz diyeceksiniz ki, benim haberim yok.. Resmi bir aciklama yapilmadikca birsey diyemem.
    Yani Dogru Mehmet olmaya devam edeceksiniz.

    Hocam siz bu ülkenin yüksek bürokrasisinde görev almis ülkemizin üst düzey ekonomistlerindensiniz. Süphesiz ki yapilan islerden, uygulanan ekonomik Politika ve verilerden bu konuda yorum yapabilecek bilgiye sahipsiniz.

    Söyleyecek birseyleriniz vardir muhakkak.

    YanıtlaSil
  64. Hocam , Amerikanın bu sene faiz yükseltmeyecegim hatta biraz düserecegim,ilerde tekrar bakarız diyebilme lüksü var mı bu sene ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi