IMF, Türkiye İçin Ne Diyor?

Son bir haftadır IMF’yi kimin çağırdığı, muhalefetle görüşmelerinin gizliliği gibi ayrıntılar asıl önemli konu olan IMF Türkiye Raporunu ikinci plana itti. IMF heyetinin ayrıntılı raporu (Article 4 Consultation Report) IMF İcra Direktörleri Kurulu’nda görüşülüp onaylandıktan sonra yayınlanıyor. Bu, zaman aldığı için IMF heyeti konsültasyon çalışmalarını bitirdiğinde Hazine’ye bir özet değerlendirme raporu bırakır. Buna IMF jargonunda Concluding Remarks (Sonuç Notları) deniyor. Türkiye’de konsültasyon çalışmalarını bitiren IMF heyeti yetkililere bıraktıkları Sonuç Notları’nda özetle şunları söylüyorlar.

Mevcut Durum
Türkiye’nin büyüme ortalaması yüksek olmakla birlikte bu büyüme artan oranda dış borca dayalı bir fonlamayla finanse edildi. Bu durum 2018 yılında TL’nin hızlı dış değer kaybına neden oldu ve resesyonun yolunu açtı.


2019 yılının ilk yarısındaki genişleyici maliye politikası, kamu bankalarının kredilendirme faaliyetleri ekonominin toparlanmasının önünü açtı. IMF heyetinin 2019 Türkiye büyüme tahmini, geçen yıldan devren gelen resesyon etkisine karşın yüzde 0,25’tir. (IMF’nin Dünya Ekonomik Görümü Nisan 2019 Raporunda Türkiye için büyüme tahmini yüzde – 2,5 idi.)

Cari açığın 2019 yılında düşük bir açık vermesi bekleniyor. Gerek bu etkiyle gerekse düzelen piyasa etkisi altında üzerindeki baskı azalınca TL toparlanma eğilimine girdi. (IMF’nin Dünya Ekonomik Görümü Nisan 2019 Raporunda Türkiye için cari açık tahmini yüzde 0,7 idi.)  

Yüksek reel faiz, TL’nin istikrar kazanması ve baz etkisi enflasyonda düşüşe yol açıyor. Bu gelişmeler Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesine imkân sağlıyor. IMF heyeti, enflasyonun önümüzdeki aylarda tek haneye inmesine karşılık yılsonunda yüzde 14’ün altında bir düzeyde olacağını tahmin ediyor. (IMF’nin Dünya Ekonomik Görümü Nisan 2019 Raporunda Türkiye için enflasyon tahmini yüzde 15,5 idi.)

Türkiye’nin döviz rezervi düşük düzeyde, özel kesim dış borç yükü yüksek ve dış finansman ihtiyacı yüksek kalmaya devam ediyor. Finans dışı kesimin bilançoları TL’nin dış değer kaybı, yüksek faizler ve düşük büyüme nedeniyle sıkıntılı durumda bulunuyor. Bankaların durumu şimdilik iyi görünüyor olsa da varlıklarındaki kalite düşüşü sürüyor. Türkiye açısından en önemli güçlülük göstergesi olan düşük kamu borç yüküne karşılık mali açık (bütçe açığı) hızla yükseliyor.  

Yapılması gerekenler
Merkez Bankası’nın iletişimini düzeltmesi ve kredibilitesini yükseltmesi gerekiyor. Merkez Bankası’nın enflasyonda kesin bir düşüş olmadan faizleri indirmemesi ve bu yolla dolarizasyonu tersine çevirmesi yararlı olacak. Bunlara ek olarak Merkez Bankası’nın para politikasını şeffaflaştırması ve basitleştirmesinde yarar görülüyor.

Bir süredir ekonomiyi canlandırmak amacıyla uygulanan büyümeye yardımcı gevşek maliye politikası daha öteye götürülmemeli. Bütçe gelir ve giderleri arasında gelirler aleyhine giderek açılan fark, Türkiye’nin en önemli gücünü oluşturan düşük borç yükünü tehdit ediyor. Mevcut borç yükünün bugünkü düzeyde kalabilmesi için bütçede GSYH’nin yüzde 1,5’u kadar düzeltme yapılması gerekiyor. (GSYH’nin yüzde 1,5’u kabaca 68 milyar TL ediyor.) Bu düzeltmeyi sağlayabilmek için vergi tabanının yaygınlaştırılması, indirilmiş olan KDV oranlarının yükseltilmesi ve standart hale getirilmesi, geriye dönük ücret endekslemesinin kaldırılması, sübvansiyonların ve transfer giderlerinin rasyonalize edilmesi ve daha iyi bir sosyal yardım politikasının uygulanması gerekiyor.     
Yapısal reformlar üzerine odaklanılması daha güçlü ve sürdürülebilir büyüme ve ekonominin şoklara karşı güç kazanabilmesi için yapısal reformlara odaklanılması gerekli bulunuyor. Bu reformlar verimliliği de artırmaya yarayacak.

IMF’nin Sonuç Notlarında yer alan başka konular da var. Bu tespitlerin ve özellikle de önerilerin içinde katıldıklarım var katılmadıklarım var. Bu çerçevede özellikle şunu vurgulamakta yarar görüyorum: IMF’nin yapısal reformlardan anladıklarıyla benim anladıklarım aynı şeyler değil. Bazıları birbirine benziyor ama benim yapısal reformlardan kast ettiklerim arasında IMF’nin hiçbir zaman sözünü etmediği yargı bağımsızlığı, güçler ayrımı, demokrasinin geliştirilmesi, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi koşullar var. Batı tarzını benimsemiş bir ülkenin, bunlar gerçekleştirilmeden ne ekonomisini ne de başka alanlarını ileriye taşıyabileceğini sanıyorum.

Yorumlar

  1. Emeğinize sağlık,Allah sizin gibi hocalarımızı başımızdan eksik etmesin.

    YanıtlaSil
  2. noldu hocam bu konuya neden bu kadar takildin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolduruşa gelmenizi istemediğim için gerçeği yazayım dedim, fena mı oldu?

      Sil
    2. Iyi de Hocam, Imf raporda demis ki, Enflasyon önümüzdeki aylarda tek haneye inecek, yil sonu %14 ün altinda olacak.

      Imf bile doldurusa gelmis Hocam.. Farkinda degilmisiniz biz yemiyoruz artik, Imf olsa bile.

      Sizce de yilsonu enflasyon %14 ün altinda olur mu Hocam.

      Ama ne olur cevap verirken imf ve tuik in degil bir üst düzey iktisatci olarak kendi bilgi ve birikiminzle söyleyin lütfen..

      Sil
  3. Bir liberalle sosyal demokrat arasinda ki 7 fark nedir hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum, o kadar fark var mı?

      Sil
    2. Selam 1657,
      tam saymadım ancak şurada 5-6 tane fark var.

      https://www.dissentmagazine.org/article/liberal-or-social-democrat

      Sil
  4. Bence ikisi de Imf meselesine platonikler kadar takintilidir. Ne de olsa liberal de sosyal demokrat ayni uluslararası politik sisteme hizmet eder

    YanıtlaSil
  5. Bu idarenin yapabilecegi tek sey kaldi o da Para basmak!

    Artik anlayin bunu IMF mimefe yok!Butce disiplini yok reform yok adalet hukuk guven verici yonelimler yok yapisal reformlar hic yok.

    Kah bu KGF turunde olur Kah bu 90li yillara kadar yaptigimiz turden Hazine Avansi turunde olur Kah bu FEDin ECBnin yaptigi turden ozel sektor hazine ve banka tahvil kagitlarini alma turunde olur ve ya da her ucude karma olarak uygulanir.

    Cunku bu yontemle hem dunyadaki tecrubeler hem bizim gecmiste yasadigimiz tecrubeler ekseninde piyasaya para giorer piyasada akis hareket hizlanir enflasyon artar philips egisi denkleminde issizlik duser dahasi buyume de gelebilir.Hatta ve hatta para basimi sayesinde populist harcamalara da finansman bulunur ve TLdeki deger kaybi sayesinde cari acik sorunu da kalici olarak cozume kavusur.

    Kisaca bir tasla birden fazla kus

    Benim tahminim bu yili boyle gecirirler onumuzdeki yil basindan itibaren bu para basimi isine girerler cunku geriye donup baktigimizda 2017-18 KGF 2019 Merkez akcesi gibi para basma ensturmanlariyla gecti. 2020de bu kurumsallasacak yasalasacak sureklilik haline gelecek adimlar olacak bu yonde. Zaten kur iyi kotu dogru yanlis degerli degersiz bir dengeye ulasti stabilize oldu. Enflasyon dusuyor sozde ozde baz etkisinde az etksiinde ama dusuyor ECB para basmaya baslayacak ekimde ee Fed zaten ikidir faiz indiriyor. Bu yukarida saydigim sebebler sonuclar para basimi icin uygun olasi kosullar tabii simdi degil bu yili boyle bitirip 2020de start veririler.
    Benden tahmin ve analiz etmesi ister inanin ister inanmayin!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten para hep basılan bir şey piyasada bir karşılığı yok ki bu para basma işleminin,cari açık verilmediği sürece bence büyük teknoloji firmalarını desteklemek ve arge için bir miktar ayrıca para basılması ülke için faydalı olur enflasyona da yol açmaz diye düşünüyorum parayı alıp doğrudan işsiz güçsüze verirsen tabi enflasyon olur.şu an piyasada talep yok bunu dikkate almak gerekli mevcut yatırımlar işgücene katkıda bulunmuyor işsiz insanda para harcayamaz o halde en mantıklısı özellikle sanayi alanında makina kimya yazılım elektronik alanlarında sıfır faizli finansman sağlayarak üretimi artırmak gerekli

      Sil
    2. para zaten karşılıksız basılan bir şey , para basma olayı enflasyon ve cari açık oluşturmayacaksa sorun yok zaten demek ki ekstra para basılmasına ihtiyaç var demektir,şu andaki durumda sanayi yatırımları çok yetersiz ,abd nin doları bilinçli bir şekilde değerini düşürdüğünü ve bununda önümüzdeki yıllar boyunca bu şekilde devam edeceğini düşündüğümüz zaman ekstra para basmanın bir mahsuru yok sorun bu parayı piyasa nasıl süreceğinde , bu parayı işsiz güçsüz insnaların vebine sosyal yardım diye koyarsan elbette enflasyona yol açar bunun yerine makina kimya elektronik yazılım alanlarında finansman için kullanırsan hiçbir şekilde enflasyona yol açmaz ve mevcut yatırımların artmasına yardımcı olur buda sanayi alanında üretimin artmasına ve fiyatların düşmesine sebep olur.

      Sil
    3. Serdar zaten yazinin icinde yazmisim

      "Kah bu KGF turunde olur Kah bu 90li yillara kadar yaptigimiz turden Hazine Avansi turunde olur Kah bu FEDin ECBnin yaptigi turden ozel sektor hazine ve banka tahvil kagitlarini alma turunde olur ve ya da her ucude karma olarak uygulanir."

      "Zaten kur iyi kotu dogru yanlis degerli degersiz bir dengeye ulasti stabilize oldu. Enflasyon dusuyor sozde ozde baz etkisinde az etksiinde ama dusuyor ECB para basmaya baslayacak ekimde ee Fed zaten ikidir faiz indiriyor. Bu yukarida saydigim sebebler sonuclar para basimi icin uygun olasi kosullar"

      Sil
    4. Serdar 09:25, issiz gucsuz insanlarin ahini almayin. Uzulursunuz.

      Sil
  6. Tarafsız duruşunuz biz gelecek nesil adına çok örnek oluyor hocam 2 yıl oldu sizi takip ediyorum düzenli yazılarınızı falan pek anlamam iktisat falan ama yine de ilgiyle okuyorum

    Hukuk fakültesi öğrencisiyim darısı hakim ve savcılarımızın başına 😁😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. İyi bir iktisatcının hukuk bilmesi iyi bir hukukcunun da ekonomi bilmesi gerekir. Doğrusunu yapıyorsunuz.

      Sil
    2. Hocam, haklısınız, günümüzde özellikle iktisatçıların iyi bir hukuk bilgisi bilmeleri gerekiyor. Sosyal medya da yazan iktisatçılar, eleştirinin ölçüsünü, hukuk bilgileri ölçüsünde ayarlayabiliyor ve aleyhlerinde açılan davalardan yırtabiliyorlar.

      Hukukçuların da iyi bir iktisat bilmesi lazım, kuş kadar kalan ücretlerinin hesabını iyi yapmalılar, en azından iktisat bilerek ücretlerinin niye her yıl azaldığını daha iyi anlayabilirler.

      Sil
    3. 1855,
      Böyle ironi görmedim, hocanın söylediğini, söyleme amacının tam tersini ifade edecek şekilde günümüz koşullarına uygun ifade etmişsiniz.

      Gülmekten, yazamadım, bir an.

      Sil
  7. İmparatorluk rejimi ile yönetilen ülkede ne İMF Standartları uygulanır,Ne Eğilmezin Standartları uygulanır.Napol yon Bonopartla,Yigen Bonopart,Demokratik teamül gereği devrilerek Halkın iradesi demokrasiye dönüş mü oldu ,Tarih yine tekerrür edecek.Ya Franko gibi mort,ya Müttefikler.Devlet olma gereği Bütçe disiplini var mı?Sayıştay devlet geleneği dışı harcamayı,yargılayabiliyor mu?Dünyada bir örneği varmı?900 yıllık tarihi mezarlık için apart otel yapılması gibi. Astirastombili

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam 1714, imparatorluk rejimi demişsiniz ancak ortada bir imparatorluk göremedim.

      Bizimki sanki kabile rejimi tanımına daha çok uyuyor.
      Başta kabilenin reisi var, sonra damadı, oğlu diye devam ediyor.

      Sil
  8. Şunları siz yazmasanız basında(!) yer alacağı yok. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Hocam, bir yazınızda da "Türk halkı IMF için ne diyor" yazabilir misiniz?

    Az önce sizin twitter hesabınızın altındaki IMF yorumlarını okudum, ağlayacak gibi oldum.
    Bu yorum yazanların bir kısmı, okuma yazması olup, İ M F harflerini heceleyebilenlerden sizin yazılarınızı okuyabilenler.

    Okuma yazmayı bilmeyenleri, IMF ve ekonominin ne olduğunu bilmeyenleri, IMF yi düşman olarak görenlerin kaba toplamı olan 50-55 milyon kişiye de geçtim, kalanlar bunlar.

    Atatürk bu insan yığınını görse, arkasına bakmadan koşar, hepsini Yunan'a bırakırdı :)

    (Cumhuriyet döneminde topu topu 10 milyonun biraz üzerinde sayıda insan vardı, bir şekilde cahil bir kaç milyon ile uğraşılabilirdi, 50 milyon ile uğraşılmaz hocam.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize benzer bütün ülkelerde siyasetçiler faturayı IMF'ye çıkarırlar ve halk da buna inanır. Bunu iktisatçı ve sosyal bilimcilerin IMF üzerinden yaptığı kapitalizm eleştirisi de desteklediği için halkın inandırılması kolay olur.

      Sil
  10. Hocam bu tavsiyeler imf standart yaptırımları degilmi? Faiz yuksek olsun doviz düşük kalsın, ithalat azalmasın ki diger ülkeler mal satmaya devam etsin, bütçe sıkılaşsin ki talep enflasyonu azalsın. Bu parasal yöntemler belki 5-10 sene kazandırsada bizim katma değerli mal üretimimize ne faydası olacak veya tarim hayvancılık nasil duzeltecek? Yabancıların hak ve mulklerini korumak icin yasal duzenlemeler olmadan neden gelip yatirim yapsinlar. Bence imf tek ise yarar. Oda yabanci alacaklıların parasinı kurtarma operasyonudur. Birde her ne kadar ocü gibi korkulsada aslinda yalancı bir bahar ortami olusturmak icin siyasi erkin isine yarayacaktir. Bize uv hicbir yararı olacagını sanmiyorum. Sizin fikriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,
      Aşağı yukarı standart uygulamaları böyledir.

      IMF amacı, uluslararası finansal istikrar, parasal işbirliğinin devamı, sorunlu ülkenin sorunun diğer ülkelere yansımasının önlenmesi.

      Bu amaçları göz önünde bulundurunca, başarılı bir kuruluş diyebiliriz.

      Ülke veya toplulukların kendi ekonomik gelişimleri, kendi sorumluluklarıdır. Dışardan bir gücün bu sorumluluğu yerine getirmesini bekleyemeyiz.

      Arjantin, Yunanistan, 2001 yılındaki Türkiye örneğinde olduğu gibi, bu ülkelerin sorunlarının IMF uygun fiyatlı kaynak vererek başka ülkelere yansımasını mümkün olduğunca engellemiştir. Misal, Türkiye alacaklılarına olan borçlarını ödemiştir.

      MF çok üst seviyeden dünya ekonomilerine bakıyor, her ülkenin kendi detaylarına girmesi abes olur. Mahfi Beyin paylaştığı özet rapor ne kadar üst seviyeden baktığını gösteriyor. IMF, Türkiye'nin ekonomik detaylarına girmek istedikçe, IMF yorumlarının hata payı artıyor. Bu sebeple, ülkelere kaynak verdiklerinde de, kendi tüzüklerince belirlenen, en genel geçer ortodoks politika hedeflerine uyulmasını istiyorlar. Daha da detayına girmeleri onlar için çok zor olur.

      Sil
  11. Türkiye'nin fakirleşmesinde Çin faktörünü unutmamak gerekiyor. IMF nin ilk geldiği yılları, 94 ve 2001 krizleri arasındaki yılları bildiğim kadarı ile ülkede iyi kötü orta ölçek firmaların yaşam alanı bulabildiği bir imalat sanayi vardı.

    İnsanlar imalat ve üretimi bir gelir kapısı olarak görüp, imalata girmeye cesaret edebilirlerdi. Bu imalathanelerde endüstri meslek lisesi mezunlarını talep ederdi.

    Çin, gönderdiği ucuz maddeler ile bizim küçük ölçekli imalathanelerimizi ortadan kaldırdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Çin'e o konuda ben de biraz dargınım.

      Sil
  12. Hocam öncelikle, deprem atlatmışsınız geçmiş olsun.

    Aslında imf ye hiç ihtiyaç yok, yıllardır söylediğiniz yapısal reformlar uygulansaydı şimdi her alanda çok güçlü yapıda olurduk.

    YanıtlaSil
  13. Euro / usd paritesi tahminleriniz nedir arkadaşlar

    YanıtlaSil
  14. Sosyal bilimlerin bilim olmadığını söyleyince alınıyor musunuz? İnsanları ölçemezsin, tartamazsın ki evrensel doğruyu yanlışı belirlemek gibi bir cürete de özellikle sosyal bilimciler(?) sahip değildir.

    İktisat, Sosyoloji, Tarih alanlarında şu şöyledir benim dediklerimi yaparsanız memleketi kurtarırsınız tavrı varoş bir tavırdır. Sana da memleketi kurtarma sevdasından vazgeçmeni öneriyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Memleketi kurtarmak değil sevdam sadece sizi kurtarmaya çalışıyorum. Ve siz istemeseniz de bu bir sosyal bilimci olarak benim görevim.

      Sil
  15. Hocam bu rapor çöp gibi geldi bana, cok yuzeysel "veri"leri baz alarak degerlendirme yapmislar, dolari dusuk tutan manipulasyonlar vs yok, populizmden degil de gercek bir para politikasindan kaynakliymis gibi yorumlamislar.. bir de 6 ayda buyume oranini %2.75 yukseltmenin de arkasinda politik yatirim gibi bir sey algiliyorum, bilmem yaniliyor muyum, ama sanki bati blogunda kalalim tatli yoldan kontrol edilelim diye pozitif bir politikanin bir parcasiymis gibi geldi bana.. sizce dogru mu dusunuyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bir rapor değil. Bunu yazdım. Bu sadece bir bilgilendirme özet notu. Asıl rapor Article Four Consultancy Report olarak yakında çıkar. Orada ayrıntılı hesap ve grafiklerle açıklamalar bulacaksınız.

      Sil
  16. Mahfi hocam, bilmediğimiz ama mutlak surette bilmemiz gereken konuları en anlaşılır biçimde bize aktardığınız için sonsuz teşekkürler. Sağolun, varolun. Selamlar, saygılar...
    Fahrettin BAĞRI

    YanıtlaSil
  17. Ortadogudaki numayisler hakkinda ne dusunuyorsunuz

    YanıtlaSil
  18. "IMF’nin yapısal reformlardan anladıklarıyla benim anladıklarım aynı şeyler değil."
    gelecegini kestiremeyen hic kimsein onceliginin hak hukuk, demokrasi olması mumkun degil.. bbizim koyde "kimse adalaet istemez, ancak adaletsizlikten pay ister" derler..tavukXyumurta denklemine donunce hukuk icin once hukuk kavramini one cikarabilecek nufus yapisina ulasmak lazim. Cin tek cocuk politikasina 80 lerde baslamis, ama nufusun 1,4 milyara ulasmasini engelleyememis. evet kalkinmis ama hukukla degil, 30 yil surunerek..bugun baslasak 40 yil demek bu.. sonuc mu_ yok aslinda sonuc, yada cozum..

    YanıtlaSil
  19. Sayın hocam, Dolar kurunun günlük, haftalık ve aylık hareketlerinde normal kabul edilebilecek artış\azalış kaçtır? Kuruş yada % lik bazda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkeye göre değişir. Bizde enflasyonla paralel artış veya biraz üstü normal olmalı.

      Sil
  20. Hocam "Geriye dönük ücret endekslemesinin kaldırılması" cümlesinde,memur toplu sözleşmelerinde yeralan,enflasyon kadar zam verilmesi uygulaması mı kastediliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasdettikleri memura ve işçiye zam yaparken geçmiş enflasyona göre değil beklenen enflasyona göre zam yapılması.

      Sil
    2. Aha! Bunu geçmişte bazı politikacılar yapmıştı. Yani beklenen enflasyona göre ücret artışı yapılmasını. Sözgelimi enflasyon olmuş yüzde 40, ama bir sonraki yıl beklenti yüzde 20 açıklanıyor ve ücret artışı ona göre yapılıyordu. O yıl yine enflasyon gerçekleşmesi yüzde 40 oluyor ve bir sonraki yıl enflasyon beklentisi ve ücret artışı tekrar yüzde 20 açıklanıyordu. Bunu yapanlar gümbür gümbür devrildi gitti. Yazdığım rakamları temsili olarak yazdım. Fakat takip edilen yöntem buydu.

      Sil
    3. Beklentileri sağlıklı ve tarafsız bir şekilde yaparsanız olmaz o sorun

      Sil
  21. Tarih konusunda yanıltabilirim.
    Türkiye, cari açık vererek, yani dış borç ile büyüdü.
    Bu büyüme (ya da semirme) döneminde, "sepet kur (1/2 USD + 1/2 EURO) diye bir referans oluşturuldu.
    Referans sepet kur 2.20 TL idi.
    Bu değerin üzeri, ekonomi açısından risk olarak görüldü.
    2014 yılına kadar sepet kurda 2.20 TL değeri korundu ama TR nin üretim/ihracat kapasitesi ile değil, "dış borçla" korundu!
    Türkiye' de otlayan ineğin sütü ile süt ürünleri üreten ve TC vatandaşına satan fabrikatör, sepet kur değerine güvenerek Dolar ile borçlandı.
    Vatandaş Euro ile kredi kullanıp ev aldı.
    Sistem müsaade etti, banka da kredi verdi.
    'Sepet kur nasılsa 2.20, arttı diyelim, olsa olsa 3.0 olur ben yine de bu kredinin altından rahat kalkar ve karlı çıkarım! “
    Galiba sepet kur şimdi 6.0 TL civarı.
    Türkiye olarak, Şu an "Bu kredileri kullanan yatırımcıları" yaşatmaya çalışıyoruz.
    Önce bunu anlayalım, arkasından "yapısal reform" anlaşılır sanırım.

    YanıtlaSil
  22. iyi günler iyi çalışmalar diliyorum. öncelikle engin bilgi ve yorumlarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. hocam size kısa bir sorum olacak cevaplarsanız çok sevinirim. ben ekonomiden hiç anlamıyorum. bir miktar dolarım var ve zarar etmek istemiyorum. sizce TL ile banka faizine mi yatırm yapmalıyım yoksa dolarda kalıp birkaç ay daha beklemeli miyim? asıl merak ettiğim siz olsanız ne yapardınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi hoca bu konuda sana tavsiye vermez. Bunun için kur ve altın alım satım da gidişatı takip eden bloglara bakmalısınız.

      Sil
  23. Aslında imf Türkiye ekonomisini anlamakta zorluk çekiyor. Bunun bazı sebepleri var:
    - Sayıştay raporlarının yeteri düzeyde sunulmaması
    - Tüik verileri üzerindeki algı
    - Siyasi erkin tcmb politikaları üzerindeki telkinlerin ağırlığı
    - Fonların amacı dışında kullanılması (işsizlik fonu)/ oluşturulması (varlık fonu)
    - tcmb nin ve kamu bankalarının ekonomik gidişat üzerindeki yeni politakaların baskınlığı

    Tüm bunlar üzerine konjoktürel gelişmelere verilen irrasyonel tepkiler ve bunlarında irrasyonel etkileri.

    Böylesi irrasyonel bir sistemin rasyonelleşmesini çözmeleri çok zor. Bu yüzden imf politikaları bizim için yavan kalır. İstenilen sonucu vermez.

    Eğitim ve hukuk alanından başlamayan her reform geçicidir. İmf de bu alanlarla ilgilenmez.
    Yani biz kendi sorunlarımızı çözmezsek el adamı bize havanda su dövdürür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam 0729,

      IMF, Türkiye'nin nesini anlamayacak?
      Onlar istatistiklerin sorunlu olduğunu sizden benden daha iyi biliyordur.

      IMF, detaylı konulara girmiyor ki.

      Parayı vermeden önce, ülkenin kabaca büyüklüğüne, açığına bakıyor, hem kendi parasını geri almak için, hem de daha önceden borç vermiş olanların paralarının geri tahsilatı için, bütçenin şu kadarını bana fazla ver, nasıl verirsen ver diyor.

      İşte o nasıl kısmı hükümeti ilgilendiriyor. Hükümet o kadar para bizden çıkmaz der ise, o zaman şu şu şu malları sat, kime satarsan sat, parayı alacaklılara pay et diyor.

      Hükümet, bunları kabul etmeden de parayı vermiyor. Hükümet kabul ettikten sonra ise parayı parça parça, sözleşme maddeleri yapıldıkça veriyor.

      Anlaşılmayacak ne var? Bunun için IMF nin Türkiye ekonomisini bilmesine ne gerek var?

      IMF, Türkiye ye parayı vermeden önce, Merkez bankan hükümete bağlı bana güvence ver, özelleştir diyebilir. İstatistik kurumun sorunlu, güven verecek başka bir kurum kur da diyebilir.

      Türk Ekonomisinin ahbap çavuş, rüşvet ekonomisi olduğunu dünyada sağır sultan bile biliyor. Böyle ortamda fonlarında , kamu bankalarının da, merkezin de siyasi otoriteden aldıkları emir ile hareket ettiğini tüm dünya biliyor, kredi derecelendirme raporlarına da girdi, bu sebeple kimse Türkiyeye para da vermiyor, IMF neyi bilmiyor sizce?

      Sil
    2. A.selam 22:55
      Örneğin; "feraseti (!)" bilmiyor. Bu feraset mekanizmasının işlerliğini anlayamıyor. Bunun için herkesle görüşüp soruyor anlatmalarını istiyor.

      Sil
  24. hocam imf nin isteklerini karşılayacak meclis çoğunluğu yok.2001 de 15 günde 15 kanun çıkarılmıştı.sosyal güvenlik reformuda daha önce yapılmıştı.belki şehir efsanesidir ama ecevitten 1979 da memur maaşlarını ödememesi istenmiş Ecevit razı olmamış tüsiatın gaztelere verdiği ilanlarla istifa etti diye duymuştum.24 ocak kararlarıda zorlu bir reçeteydi.bu acı reçeteyi meclis nasıl çıkaracak ak partinin çoğunluğu yok.yunanistan krizini iyi takip ettim imf işe Avrupa istikrar fonuyla girdi tek başına girmedi.arjantinde parayı batırdı.yogurdu üfleyerek içecektir.meclis aritmetiğini kimse hesaba katmıyor.

    YanıtlaSil
  25. Mahfi bey düşen faize, artan döviz mevduatına rağmen döviz fiyatlarında artış yaşanmamasını irdeleyen analizini bekliyoruz. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda daha önce yazdım.

      Sil
    2. Evet yazmışsınız,okudum. Ondan önce de 1 Eylül'de "Bu ortamda faiz düşürmek doğru mu?" diye bir makale yazmışsınız, ve doğru olmadığı kanaatine varmışsınız. İnanın amacım "Reis nasıl yaptı bak!" falan demek değil. Acaba kitle psikolojisi ve inandırıcı bir figürün etkisi de var mıdır diye merak ediyorum. Ya "beklenti ve psikolojinin" iktisat bilimindeki etkisi sanıldığından daha büyük ya da "öteki göstergeler" çok hızlı bir şekilde iyileşti. Teşekkürler.

      Sil
  26. Hocam aslında son paragrafınız her şeyi özetliyor. Demokrasi, hukuk, güçler ayrılığı, icranın denetimi ve hesap verebilirliği. Bunların altyapısı tamamsa diğer bütün sorunlar büyük bir oranda düzelir. Bunlara devamlı dikkat çekmeniz sizi diğer ekonomistlerden ayırıyor. Teşekkür ederim hocam

    YanıtlaSil
  27. Hocam öncelikle emeğinize sağlık.
    1) türkiye'de üretilen yabancı arabaların bir kısmı için haksız rekabet yaratacak ve vatandaşın vergisiyle karşılanacak görev zararları yazdırarak 0,49 la taşıt kredisi verdirtmek otomotiv sektöründe yaşanacak bir krizi önleme çabası mıdır?
    2) inşaat sektöründe de benzeri yapıldığı için soruyorum bu iki kredi kampanyasının büyük bir krizi önleme anlamında başarı şansı var mıdır?
    3) yakın zamanda %50 prim yapan ve iki seçim geçiren ve ana muhalefetin yenisini işaret eden söylemleri bulunan, Merkezin döviz hesaplarında zorunlu karşılığı arttırması, yedek akçeleri kullanması, bütçede ve Sayıştay denetimlerinde şeffaflık gibi uluslararası standartların olmamasına rağmen ekonominin iyiye gittiğinin pompalanması günü kurtarır mı?
    4) yeni siyasi partiler kurulması, Temmuz ayından beri kullanılamayan S-400'ler, Suriye'de tek başımıza yapılamayan "Bir Gece Ansızın Gelebilirim" ler vs. gibi olayları da düşünerek yakın zamanda büyük krizler beklememiz gerektiğini mi göstermektedir yoksa benim kısıtlı bilgi ve okumalarıma dayanarak ürettiğim paranoya mıdır? aydın görüşlerinizden istifade etmek isterim. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      1) Sanmıyorum çünkü bu hamle krizi önlemez. Bence bu bir gösteriş yatırımı. Doğuda yaygındır.
      2) İnşaatın dönüşü artık çok zor.
      3) Günü kurtarır yarını kurtarmaz.
      4) Krizden kastınız büyük sıkıntılarsa onlar şimdilik görünmüyor, ama eğer bugünkü daralmaya kriz diyorsanız o uzun süre gündemde olacak.

      Sil
  28. Hocam, ellerinize sağlık ama IMF nin umurunda olmaz bu tür yapısal reformlar. Keşke olsaydı dünya daha güzel olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Aslında IMF'nin görev tanımında bunlar yok.

      Sil
  29. Hocam ufak bir Türkçe düzeltmesi; yazınızın son kelimesi "sanıyorum" olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sık yaptığım bir hata, düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
    2. a.adnan akçay27 Eylül 2019 17:52

      Sevgili Hocam, arkadaştan cesaretle bir düzeltme de ben ileteyim: İlk paragrafın son satırındaki İMH de İMF olmalı. Saygılar.

      Sil
  30. Merhaba hocam. Konu imf olunca yazılan yorumlar sertleşiti. Doğal olarak siz de aynı tondan cevap veriyorsunuz. İmf'ye karşı bir antipatimiz var. Ben de İmf'ye karşıyım. İmf yapısı gereği sermayenin çıkarını korur. Ben imf için önemsizim. Ama benim sorum başka. İmf artık sermaye sınıfı için bile başarılı olamıyor mu? Arjantin İmf'ye rağmen ekonomisini düzeltemiyor. Dünya da neler oluyor, imf neden başarılı olamıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF'nin programının başarılı olması için uygulayan ülkenin işbirliği şart. Arjantin bunu yapamıyor. Türkiye 2001 krizi sonrası yaptı ve başarılı oldu.

      Sil
    2. Hocam Türkiye'nin başarısı konusunda sizinle aynı fikirde değilim. Yanlışlarımı düzeltmeniz umuduyla hatırladığım ve öğrendiğim bazı bilgileri paylaşmak isterim. Tarımı imf proğramı sayesinde çökerttik. Örnek vereyim. Şeker pancarı üretimine kota koyduk ve başladık. Şeker kullanımın da glikoz şurubu payını arttıracak TEDBİRLER aldık. Şeker fabrikalarını özelleştirdik. Tütüne kota koyduk. Tekel fabrikalarını özelleştirdik. Şu anda neredeyse tütün ekmeyeceğiz. Yabancının sahip olduğu fabrika tütününü kendi ülkesinden rahatca getirebiliyor. Bu imf zamanı daha sonra et üretimini, süt üretimini, soğan, patates üretimini bile eksi büyüttük. Fabrikaları tek tek kapattık. Üretmek yerine ucuz ve bol dövizle dışarıdan getirip ara malı üretimini bitirdik. Şimdi de üretimi arttıralım diye ciyak ciyak bağırıyoruz. Başarı olarak tanımladığınız şey dışarıdan bol miktarda borç alıp miras yedi gibi har vurup harman savurmak mı? İmf ile başarılı olduysak bu gün niye kriz var diye dövünüyoruz. Bence bu gün bunları yaşıyorsak imf proğramı hiç de başarılı olmamıştır.

      Sil
    3. Selam 1508,

      1910 da yazmıştım, IMF kendi kuruluş amacına göre başarılı bir kurumdur. Kendi resmi çalışmaları olmasa bile, bünyesinde eğitilip, dünyaya kazandırdığı çok önemli teknokratlar vardır.

      Siz anladığım kadarı ile hatalı bir beklenti ile IMF gibi bir kurumun, Arjantin veya Türkiye ekonomisini kurtarmasını bekliyorsunuz. Arjantin sıkıntıya girdi, bunun sorumlusu Arjantin yönetimidir. Bedelini de Arjantin halkı öder.

      Ülke ekonomilerinin yönetimi, o ülke insanlarına ve hükümetlerine aittir, başka bir ülke vatandaşı veya başka bir tüzel kişilikten böyle bir hizmet beklemek beyhudedir.

      Hatalıysam düzeltiniz, dünyada "batak ülke ekonomilerini kurtarmak" gibi bir hizmet tanımı veya böyle bir hizmeti veren kurum yoktur. Eğer böyle bir hizmet olsaydı, tahminimce, bedeli de IMF nin sunduğu gibi çok küçük yüzdeli faizi ödemesi olan bir borç olmazdı.

      Dünyanın eski çağlardan beri kuralıdır, ülkeler batar, binlerce toplum battı. Güçlü toplumlar batan toplumların mallarını kapatır. Bu kural değişmezdir.

      (Batanın malı tatlı olur, Afganistan'da görev aldığım zamanlarda, Kabil'in Kuzey doğusu, Celalabat civarı, hem kaynakları, hem de doğası güzel olan yerler, oralarda çeşitli maden ve cevherleri işleyen fabrikalar var. Yemyeşil ormanların içinde billur gibi akan nehirler var, hayatımda yüzdüğüm en güzel nehirlerdi. Neyse, oralarda işlenen madenler, doğudan Pakistan a taşınırdı. Bazen güvenliğini sağlardık. Fabrikaları çoğu Batılı bir kısmı Rus yatırımcılar kelepir fiyatına almışlar. Pakistan üzerinden dünya pazarlarına çıkarırlardı. )

      Afganistan'a niye atladım, şuradan dolayı, ülkelerin kaderidir, Afganistan gibi de düşebilirler. O hale gelince kimse canım kardeşimize yardım edelim demiyor, içindekiler bir an önce dünya değiştirsinler de mallar bize kalsın diyorlar.

      IMF, ülkelere batmadan, ellerindeki kaynaklar ile iyi-kötü yeni bir ekonomik denge kurmaları için imkan tanıyor. Türkiye 2001 de başarılı oldu, bunun en büyük sebebi, neo-klasik dünyada, bir sonraki dönemde ekonominin başına neler gelebileceğini iyi bilen Kemal Derviş gibi bir teknokratın ekonomi bakanı olmasıydı. İyi bilmenin ötesinde, model de oluşturabilen bir insandır. Az bir süre bakanlık yapabildi, bir miktar daha yaptığında, bazı sosyal politikalar için ve yapısal dönüşümler için ekonomide kaynak ayıracağını da görürdük.

      (Bilemiyorum, bazı insanımızın geniş bir hayal dünyası var, IMF gelsin, ülke ekonomisini kurtarsın, herkes mutlu mesut olsun diye bir hayal. Eskiden tarlabaşında torbacılar varmış duyardık, hala var mıdır bilemiyorum, adamların elindeki tüm malı çeksem, o hayal dünyasına ulaşamam ben.)

      Sil
    4. IMF tam olarak bunları önermedi. Şeker şirketinin özelleştirilmesini önerdiği doğru ama bunları alın bu şekilde özelleştirin demedi. Yapısal reformlara devam edin dedi biz bankacılıktan sonra gerekenleri yapmadık. Sonuçta IMF'nin yetkisi ve etkisi bir yere kadar gerisi bize kalıyor. Biz üzerimize düşenleri yapmadık ve hala da yapmıyoruz.

      Sil
    5. Selam 1708.

      IMF programı sonrasında bazı uygulama hataları var. Bunların bence en büyük sebebi siyaset kurumunun kalitesiz olması.

      Önceki makaleye yazdığım yorumda, Babacan ile Kemal Derviş'i kıyaslamıştım.

      Sizin olumsuz değerlendiridğiniz tarım ve şeker politikalarında ekonomi bakanı Babacan bulunuyordu.
      Ekonomi tahsili olmayan, derin finans bilgisi olmayan Babacan gibi bu konularda bomboş birinden nasıl ekonomik karar almasını bekleyebilirsiniz ki?

      Ben daha kötü başka bir örneği size hatırlayatıym. Türk Telekom, Ortadoğuda yetersiz bir yatırımcıya verildi. Ekonomi bakanı Kemal Derviş olsa, böyle saçma bir satışa izin verir miydi sizce?

      Sil
  31. Sevgili üstat,
    IMF’in sonuç notlarında katılmadığınız noktalardan ikisi “ Bir süredir ekonomiyi canlandırmak amacıyla uygulanan büyümeye yardımcı gevşek maliye politikası daha öteye götürülmemeli.” ile “TL’nin istikrar kazanmaya başladığını ifade ettiği bölümler mi?

    Çok selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok onlara katılıyorum. Katılmadığım konu memur ve işçi ücretlerinde geriye endekslemeden vazgeçilmesi fikri mesela. Eğer doğru dürüst enflasyon hedeflemesi yapılmamışsa geriye endeksleme kaçınılmazdır. Aksi takdirde enflasyonun yüzde 15 - 20 olduğu yerde ücret zammı 5'te tutulur ki bu negatif ayarlama demektir. Ek olarak büyüme tahmini ve cari açık tahmini bana doğru gelmiyor.

      Sil
  32. Isvicre ekonomisi niye buyuyemiyor sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyüyor. Gelişmiş ekonomiler yüzde 1 -2 oranında büyür. İsviçre 2018'de yüzde 2,5 büyüdü bu yıl da yüzde 1,5 büyümesi bekleniyor.

      Sil
  33. Üstad dediğinizde haklısınız ama eğitim adalet, bilim, insan hakları düşünce özgürlüğü olması gereken şeyler zaten, bunlar bence ekonominin konusuna tam anlamıyla girmiyor sadece bir değişken olarak dikkate alınmalı ama ekonomi bilmi olarak bu kavramlar zaten ceterüs paribus kabul edilmeli.. Yani imf ekonomik bakar ve bakmalıda geri kalanı biz talep etmeliyiz imf değil

    YanıtlaSil
  34. Hocam Arjantin bildiğim kadarıyla imf programı uyguluyor ama durumları pek iç açıçı değil.Onlaŕda yargı reformu,demokrasinin iyileştirilmesi, gücler ayrımı ve ifade özgürlüğünde gerekli reformları yapmadıkları için ekonomide gelişme sağlamıyorlar.

    YanıtlaSil
  35. Hocam yine harikasınız

    YanıtlaSil
  36. sayın hocam merhaba
    GSMH ve kişibaşına düşen milli gelir hesabında yurdumuzda yerleşik Suriyeli sayıları dikkate alınıyormu. Resmi sayılara göre bu nufusun etkisi nedir bilgi verebilirseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
  37. Raporun tavsiyeler kısmını okuyunca, bunları yapın diye anlıyorum ben, yanılıyorsam daha iyi anlayan düzeltsin :
    -Daha çok alanı vergilendir, kimi yakalarsan alabildiğin kadar vergi al
    -KDV'yi yükselt, vatandaşın cebinden daha fazla para çıkacak diye kafanı yorma
    -Emekli maaşlarını iyileştirmeye kalkma
    -Tarıma, hayvancılığa, sanayi destek ve teşvik falan verme

    "Bu düzeltmeyi sağlayabilmek için vergi tabanının yaygınlaştırılması, indirilmiş olan KDV oranlarının yükseltilmesi ve standart hale getirilmesi, geriye dönük ücret endekslemesinin kaldırılması, sübvansiyonların ve transfer giderlerinin rasyonalize edilmesi ve daha iyi bir sosyal yardım politikasının uygulanması gerekiyor."

    YanıtlaSil
  38. Bir ekononomi bu kadar net açık bir şekilde analiz edilir emeğinize sağlık hocam🙏

    YanıtlaSil
  39. Hocam sizi iki senedir severek takip ediyorum. İktisat'ı sizin sayenizde öğrendim. Keşke okuldaki öğretmenlerimizde sizin kadar sevse yaptığı işi. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  40. Efendiler Fed ve ecb para genislemesine gidebilir .Dolayısıyla Dolar aut TL in olmaz mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi