Merkez Bankası Faizi Artırmadı Ama Yükseltti

Covid – 19 pandemisi sürecinde çoğu ülkede olduğu gibi para basılarak kamu harcamaları artırıldı. Böyle bir ortamda para basılması ve kamu harcamalarının artırılması doğru bir yaklaşımdı. Ne var ki basılan paraların yönlendirildiği yerler doğru değildi. Basılan paralar işsizlere, işinden ayrılanlara ve asgari ücretli tüketicilere yönlendirilmeliydi. Çünkü bu kişiler aldıkları parayı harcarlar, o parayla döviz almaya gitmezler. Oysa paraları ellerine geçirenlerin önemli bir bölümü para bolluğunun TL’de değer kaybı yaratacağını düşünerek döviz almaya yöneldi. Bu süreçte kredi kullanımı da teşvik edildi. Bu da doğru bir adımdı. Ne var ki burada da verilen kredilerin nerede kullanıldığı denetlenmeyince kredi alanların önemli bir bölümü bu kredilerle döviz almaya yöneldiler. Özetle söylemek gerekirse doğru adımlar yanlış yönlere atılınca ekonomiyi canlandırmak yerine dövize talep canlandırılmış oldu.  

Merkez Bankası, bankaları, kısa vadeli borç vermek suretiyle fonlar ve bu yolla bir yandan likiditeyi ayarlarken bir yandan da piyasada oluşacak faizleri etkiler. TCMB’nin para politikasını yürütmek için kullandığı 4 çeşit fonlaması ve bunlara uyguladığı 4 çeşit faizi vardır (ayrıntıları merak edenler için metnin sonunda açıklama notu var.)

Fonlama Çeşidi
Faiz
Faiz Oranı (%)
   Haftalık Repo İhalesi
Politika Faizi
8,25
       Piyasa Yapıcısı Bankalar
Politika Faizi
7,25
   Gecelik Fonlama
Gecelik Fonlama Faizi
9,75
   Geç Likidite Penceresi
GLP Faizi
11,25
TCMB Ortalama Fonlama Maliyeti
TCMB Ortalama Faizi
Ağırlıklı Ortalama

TCMB yaklaşık bir yıl önce politika faizini indirmeye başladı. Faizi indirmeye başladığında yüzde 24 olan politika faizi bugün yüzde 8,25. Diğer faizler politika faizine bağlı olduğu için onlar da paralel olarak düştü ve TCMB ortalama fonlama faizi de indi. Yaklaşık 2 hafta önce TCMB ortalama faizi yüzde 7,50 dolayına gerilemişti. Merkez Bankası faizi bu kadar düşürünce bankalar da mevduat faizlerini ortalama yüzde 7 – 8 aralığına çekmişlerdi. Bir yıl sonrası için beklenen enflasyonun TCMB Beklenti Anketinde yüzde 10’un üzerinde seyrettiği bir ortamda yüzde 7,50 oranındaki nominal faizin (stopaj sonrası neti yaklaşık yüzde 6,50’ye geliyor) tasarruf sahiplerini TL vadeli hesaplarda kalmaya ikna etmesi beklenemezdi. Çünkü bu faiz kabaca yüzde 3,2 oranında bir negatif reel faize işaret ediyordu. Faizler üzerindeki bu baskılama sonucunda tasarruf sahipleri TL tasarruflarını, faizi sıfır dolayına inmiş de olsa döviz tevdiatına dönüştürmeye başladılar. Yaklaşık 2 hafta önce 234 milyar dolar olan döviz cinsinden bankalar mevduatı ve katılım fonları toplamı 243 milyar dolara yükseldi (veriler için kaynak: BDDK, günlük bülten, 6 Ağustos 2020.)

Piyasaya sunulan yüksek TL miktarı ve aktif rasyosu zorlamasıyla açılan krediler ile düşük TL faizlerinin dövize karşı yarattığı talep artışı, kurları hızla yukarı çekti ve 2 hafta kadar önce 6,85 olan dolar kuru bu sabah (11.08.2020) 7,33’ün üzerine çıkınca TCMB bir açıklama yaparak faiz kararında değişikliğe gitti. TCMB bu açıklamasıyla piyasa yapıcı bankalara yüzde 7,25 faizle sunulan haftalık fonlama imkânının yürürlükten kaldırıldığını onların da diğerleri gibi yüzde 8,25 ile borçlanabileceklerini ortaya koyuyordu. Bu düzenleme TCMB ortalama fonlama maliyetini yukarı çekecek bir düzenleme. Böylece faizleri arttırmış olacak. TCMB’nin önümüzdeki dönemde ilk ağızda gecelik fonlamaya ağırlık vererek faizleri yüzde 9,75’e çekeceği, eğer bununla kuru frenlemeyi başaramazsa geç likidite penceresini geçmişte yaptığı gibi normal fonlama mekanizması yerine kullanarak ortalama fonlama maliyetini yüzde 11,25’e kadar yükselteceği anlaşılıyor.

Böylece Merkez Bankası, bir kez daha faizi arttırmamış görünerek yükseltmiş olurken öteden beri söyleyegeldiği ‘sadeleştirme politikasını’ gündemden kaldırmış bulunuyor.

Faizi bu şekilde örtülü olarak arttırmanın siyaseten daha kolay olduğu düşünülebilir. Buna karşılık bu şekildeki örtülü bir hamlenin açıklama etkisi olmaz. Sokaktaki vatandaş TCMB’nin bu yaptığını ancak bankacı kendisine anlattığında anlar, oysa politika faizi artışı hemen duyulur ve insanlar döviz satın almakla yükselen TL faizi arasında tercih yapmaya yönelirler. Eğer reel faiz pozitif olmuşsa o zaman TL mevduata geçmeyi tercih ederler.



TCMB Fonları ve Faizleri Hakkında Not:
Haftalık repo ihalesi yoluyla fonlama ve politika faizi: TCMB, bankaları bir hafta vadeyle ve repo ihalesiyle fonlayabilir. Bu fonlama işleminde bankalar ellerindeki tahvil veya senetleri TCMB’ye vererek karşılığında bir haftalık borçlanırlar.  Haftalık vade dolduğunda bankalar aldıkları parayı faiziyle birlikte TCMB’ne geri ödeyerek tahvil veya senetlerini geri alırlar.
Piyasa yapıcısı bankalar ve onlara uygulanan fonlama ve faiz: TCMB her yıl piyasada fazla işlem yapan bankaları piyasa yapıcısı bankalar olarak açıklamakta ve bu bankalara diğerlerinden 1 puan daha düşük faizle haftalık repo ihalesi fonu sağlamaktadır. An itibarıyla piyasa yapıcısı banka listesinde yer alanlar şunlardır: Akbank, Denizbank, HSBC, QNB Finansbank, Türk Ekonomi Bankası, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası.
Gecelik fonlama ve gecelik fonlama faizi: TCMB’nin, bankalara sağladığı kısa vadeli fonlardan birisi de gecelik fonlamadır. 
Geç likidite penceresi fonlaması ve geç likidite penceresi faizi: Normal olarak saat 16.00’a kadar hesaplarını denkleştirememiş bankaların açıklarını kapatmak üzere başvuracağı bir imkândır. TCMB, yakın geçmişte faiz artırımı yapıldığı görünümü vermemek için politika faizini artırmak yerine geç likidite penceresi fonlamasını zorunlu bir başvuru kaynağı olmaktan çıkarıp zaman zaman diğer fonlama imkânlarının yerine kullanmıştır.
TCMB ortalama fonlama maliyeti (ya da TCMB ortalama faizi): TCMB bankaları yukarıda değindiğimiz farklı yollar ve faizlerle fonladığında fonlama miktarıyla ağırlıklandırılmış faizlerin ortalaması TCMB ortalama fonlama maliyetini verir. Ki bu TCMB’nin bankaları ortalama olarak hangi faizle fonladığını bize gösterir. Görüleceği gibi bu ayrı bir fonlama ya da faiz değil yukarıdakilerin ortalamasıdır. Bu ortalama faizi TCMB’nin ortalama borç verme faizi olarak almak doğrudur.





Yorumlar

  1. Faiz çok küçük miktarda arttı, enflasyon oranı altında, negatif faiz veriliyor,
    Açıklanan bir reform paketi de yok,
    Bu ay için likidite azaltılıyor, TL şelale ...

    Bal gibi ytdir.

    YanıtlaSil
  2. Temmuz ayinda doviz mevduat hesaplari tam 11 Milyar dolar artmis!Yani piyasaya ekonomiyi hareketlendirsin diye verilen TL kredilerle doviz alinmis. Gecenlerde ABD Florida'da adamin biri devletin Covid19'dan isleri zarar gorenlere verilen yardim kredisi ile kendisine luks araba almis.Simdi bu adamin pesine savcilar dusmus.Peki Turkiye'de bu 11 Milyarlik doviz mevduat hesabi acanlar kim?Bunlarin Florida'daki adamdan farklari ne? Kendilerine islerini duzene koysunlar,calisanlarini isten cikartmasinlar diye verilen kredileri ne hakla ekonomiye hicbir fayda saglamayacak doviz mevduat hesabina yatirabiliyorlar.Ayrica birde kurun artmasi nedeni ile haksiz kazanc sagliyorlar oturduklari yerden?11 Milyar dolar az parami? Yoksul kesimin boyle bir avanta krediye ulasma imkanlari yokken kime verildi bu paralar o zaman? Krediyi amaclari disinda kullanan bu kisiler ilgili bir takibat yapilmasi gerekmezmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Amcanın kira geliri elde ettiği bir evi vardı. Konut kredisi oranları düşünce emlak danışmanı Ahmet Amcaya daireni sat, kredi oranları düştüğü için 20-25 yıllık kira geliri karşılığı para elde edebilirsin dedi. Ahmet Amca 700.000 TL karşılığı ucuz kredi kullanan bir vatandaşa evini sattı. Ahmet Amca eline geçen parayı değerlendirmek istedi. Bankaya gitti sordu, bu parayı mevduata koysam ne olur dedi. Bankacı Ahmet Amcaya mevduata koyduğu para ile ayda 3.500₺ gelir elde edeceğini söyledi. Ahmet Amca şöyle bir düşündü, ayda 3.500₺ gelecekti belki ama TL hızla değer kaybediyor, diğer tarafta da arabadan, telefona, arsadan, eve her şey hızla artıyordu. Kendisinin 700.000₺’ye sattığı evi bile bir yıllık faiz gelirini de katsa geri alamazdı. Ahmet Amca bunun yerine aylık getirisi daha yüksek olan altın ve dövize dönüştürdü parasını. Böylelikle TL değer kaybetsede, Ahmet Amca’nın alım gücü düşmeyecekti. Ama diğer yandan TL ile çekilen bir kredinin karşılığı ile döviz ve altın alınmış oldu.

      Şimdi Ahmet Amca döviz aldı diye suçlu mu? Savcılığa mı verelim? O yüzden saçma saçma yorum yapmamak en doğrusu...

      Sil
    2. Ahmet Amcanın kira geliri elde ettiği bir evi vardı. Konut kredisi oranları düşünce emlak danışmanı Ahmet Amcaya daireni sat, kredi oranları düştüğü için 20-25 yıllık kira geliri karşılığı para elde edebilirsin dedi. Ahmet Amca 700.000 TL karşılığı ucuz kredi kullanan bir vatandaşa evini sattı. Ahmet Amca eline geçen parayı değerlendirmek istedi. Bankaya gitti sordu, bu parayı mevduata koysam ne olur dedi. Bankacı Ahmet Amcaya mevduata koyduğu para ile ayda 3.500₺ gelir elde edeceğini söyledi. Ahmet Amca şöyle bir düşündü, ayda 3.500₺ gelecekti belki ama TL hızla değer kaybediyor, diğer tarafta da arabadan, telefona, arsadan, eve her şey hızla artıyordu. Kendisinin 700.000₺’ye sattığı evi bile bir yıllık faiz gelirini de katsa geri alamazdı. Ahmet Amca bunun yerine aylık getirisi daha yüksek olan altın ve dövize dönüştürdü parasını. Böylelikle TL değer kaybetsede, Ahmet Amca’nın alım gücü düşmeyecekti. Ama diğer yandan TL ile çekilen bir kredinin karşılığı ile döviz ve altın alınmış oldu.

      Şimdi Ahmet Amca döviz aldı diye suçlu mu? Savcılığa mı verelim? O yüzden saçma yorum yapmamak en doğrusu...

      Sil
    3. Almanya'da iş yerlerine Kovid kredisi verildi. Kredi sözleşmesi yapılırken amacı işçilerin maaşlarını ödemek. Kredi de ona göre veriliyor. 5 işçisi olan firma 6 aylık yardım paketi almış ise 30 maaşlık bir kredi alıyor, ödemesi de vadeli. Firma o krediyi taşıt almak için kullanırsa savcılar peşine düşer. Bu çok normal. O kredi Kovid olağan üstü durumu için kamu kaynaklarından verildi. Amacı dışında kullanımda savcılar devreye girer.

      Ahmet Amca ise kendi evini satıyor, parasını istediği gibi kullanır. Kimse karışmaz. Kredi özel bir durum için verilmediyse kimse karışmaz.

      Türkiye de para işlerini takip etmezler diye biliyorum. Türkiye de 1 2 milyon euro kredi alıp, yurtdışına çıkarmayan kişi kendi bacağına sıkar. Para yurtdışı bankaya muhbir banka üzerinden aktarılır. Muhbir bankalar gerçek döviz tutarlar.

      Türkiye de banka hesabında duran dolar naylon paradır. Dolara endeksli TL diye geçer. Bankacılık sektörü zora girer ise, TL olarak ödenirler.

      Yurtdışında bu paralara Tolar (Turkish dolar) veya Teuro (Turkish Euro) diyorlar.

      Sil
    4. Bizim burada Ahmet Amca'dan bahsetmedigimiz cok acik degilmi?Niye bu ulkede insanlar okuduklarini anlama kabiliyeti gosteremiyorlar? Kaldiki Mahfi Beyde yazisinda verilen kredilerin nereye kullanildiginin denetlenmediginden soz etmis.Tekrar ediyorum bizim burada bahsettimiz kisiler Kovid 19 nedeni ile isleri bozulup,iscilerini cikaran daha sonra uygun krediler alip bunlari islerinde kullanarak,attiklari iscileri geri alip ekonomi carkini dondurmek yerine gidip doviz mevduat hesabi actiranlar daha sonrada kur farkindan haksiz kazanc saglayanlardir.Bunu okuyup anlayamiyorsaniz soyleyecek bir soz kalmiyor .

      Sil
  3. Ekonomiden pek anlamayan bir vatandaş olarak anladığım şu oldu; yıl sonu enflasyonu %11-12 gibi açıklanacak, birkaç sene daha böyle giderse maaşlara ancak ekmek alabileceğiz. Herşeyin fiyatı dövize bağlı, döviz düşse bile ki (pek mümkün değil) fiyatlar düşmek yerine daha da artıyor olan yine vatandaşa oluyor. Eskiden yüksek enflasyon vardı ve bugünkünden doğru hesaplanıyordu ama en azından maaşlar erimiyodu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birkac sene daha? Cok iyimsersin. Moratoryum kapida, Kasim ayinda.

      Sil
    2. Gecen yıl bugün 30 TL aldığım yağ bu gün 40 TL. Yani yıllık enflasyon yüzde 30 un üstünde.

      Sil
  4. Hocam TUİK te istihdam düşerken işsizliği azalttı işsiz sayısında düşme olduğu söyledi. Geçen yıla göre işsizlik arttı fakat işsiz sayısında azalma olduğunu söyledi.

    Hemde bu tüm dünyada corona sebebiyle işsizlik artmışken bizde azalma oldu. Kurumlar güven vermiyor içinde çalışanlarda güven vermiyor. Bu tarihlerde güvensiz kurumlarda çalışanlarda görevi kötüye kullanıyor.

    Her şeyin fiyatı çıkarken enflasyon düşüyor, heryer kapalıyken işsizlik düşüyor, işsizlik enflasyon varken dışardan para girmeden ekonomi şahlanıyor yani bunlara inanmak için hangi kafayı yaşamak gerekiyor anlamadım. Kağıt üzerinde rakamlar halkı doyurmaya yetmiyor.

    Faizler sözde 8 ama gerçekte 10 oluyor. Benzine zam su zammı derken fakirleşiyoruz diyoruz ama uzdolabı satışları fırın satışları anlatılıyor. Oysa 20 sene önce nüfus 70 milyon iken şimdi 85 milyon ve artık insanlar tüketim toplumu çoğu borç ile alım yapılmış tüketime yöneltilmiş bundan gurur duyuluyor.

    Başaramadıları yada saklaamadıkları bir döviz kuru var onuda baskıladukar ama her baskının sonu gazı sıkışmış asitli içecek gibi patlamak olur ve sadece kapağı dokunmak yeter.

    Baskıda kontrol kaybedilince cinnete dönüşür. Ekonomide kontrol kaybedilince fakirliğe dönüşür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha bunlar iyi günler, keyfini çıkarın.

      Sil
  5. Hocam altinin dususu hakkindaki dusunceleriniz nedir? Altinin 4 5 ay icindeki durumunu nasil goruyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rusya'nin buldugunu iddia ettigi Covid asisi fos cikinca altin yukselmeye devam eder.

      Sil
    2. Rusya aşı testlerinin son aşamalarını atlamış. Aşamaların kontrol dataları yok.
      Putin yine politik bir konuşma yapmış.

      Buraya bir not düşeyim, herkes önlemini ona göre alsın.

      Bir virüs oluştuğunda aşısı bulunacak diye bir kural yoktur.
      HIV virüsü için 30 yıldan fazla çalışılıyor, henüz sonuç alınamadı.
      Sars türevi virüsler kendi mutasyonları ile çoğalır. Kimi vuracağı belli olmaz.

      Hepimize çok geçmiş olsun.

      Bilim dünyasının hem fikir olduğu tek bir nokta var.

      Çin, hastalık çıktıktan hemen sonra lokal karantinayı başarıp, dünyaya haber verse, uçuşlar kapansa idi, bu virüsü insanlık bir kaç ay önce bitirmişti. Çin lokal bölgelerde doktorlar Aralık sonu, Ocak ortasında uyarılarını yaptılar.

      Artık dünyaya yayıldı. Ülkeler kapandı. Yani virüs her ülke için kendi mutasyon tipini oluşturma imkanı buldu.

      Aşı geliştirenler kendi ülke örneklemlerindeki mutasyonlara uygun çalışmalara ağırlık veriyorlar. Yani, Alman aşısı Türkiye de işe yaramayabilir, Rus aşısı Fransada, Fransız aşısı İtalya da, Kore aşısı Çin de gibi.

      Hani, şarkıda diyor ya " Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?" diye.

      İşte o durumdayız.
      Kesin çözümlerden biri de o. Dünya nüfusundan yüzde 2.4 ile 3 arasını silin. Ne kaldıysa onlar yola devam edecekler. 150 ile 200 milyon insan. Türkiyemizin payına 1.5 -2 milyon insan düşüyor.

      En kötü senaryoda 20 yıl virüse çare bulunamaz, virüs mutasyonlar ile yayılır, her yıl 1 milyar kişiye bulaşır, her yıl 20-25 milyon kişiyi 20 yıl boyunca temizler.

      Hepimize geçmiş olsun.

      Sil
    3. Rusya Sağlık Bakanlığı Etik Komisyonu'nun üyelerinden Profesör Alexander Chucalin, Rusya'nin asiyi buldugu haberinden sonra istifa etti. Ayrica Prof. Alexander Chepurnov aşılarda yer alan bazı antikorların virüsü artırarak hastalığı yok etmek yerine daha da güçlenmesine sebep olabileceğini vurguladı.

      Yukarida "Rusya'nin buldugunu iddia ettigi Covid asisi fos cikinca.." diye bosuna yazmadim.

      Simdi benim merak ettigim Putin asiyi bulduklarini acikladiktan sonra kisisel servetine katmak icin ne kadar fiziki altin satin aldi. Bunu hicbir zaman ogrenemeyecegiz muhtemelen.

      Sil
  6. Elinize sağlık hocam. Eğer bu yönde adımları ilerletirlerse dengeyi sağlayabilmek için (döviz soku yaşatmamak vs) tahmininiz 1 ay içerisinde faiz oranı kaça kadar yukselir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukselmez. Rasyonalite filan kalmadi artik. Baksana cikmis faiz indirmeye devam edecegiz diyor hala. Bir adam memleketi ekonomi laboratuvarina donusturmus deneme yanilma ile ogreniyor bedelini vatandas oduyor (ogrendigi de supheli ya neyse).

      Sil
    2. Mig yorumunu okuyunca haberleri okudum, harbiden faizi indiricem demiş.
      Herif malın teki, bir sürü resmi sıfatı var onu tanımlayan, ben mal dışında uygun sıfat bulamadım.

      Çocukken anlatılan bir hikaye vardı, vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim şeklinde.
      İşte o hikayedeki hayali valinin ete kemiğe bürünmüş hali bu adam.

      Ya bunu özel olarak seçmişler işte, Türkiye için atamışlar, başka açıklaması yok, lamı cimi yok. şahabeddin rumuzundan da böyle yorumlar vardı.

      Prompter olmadan bayram mesajı bile veremeyen kapasitesiz bir tip, kimbilir kim söyletti bu lafları buna.

      Canlı yayında saçmalamasın diye adama 20 yıldır açık oturum yaptırmıyorlar.

      Sil
  7. Hocam piyasa yapici bankalar listesine Vakifbank yazmayi unuttunuz sanirim.

    YanıtlaSil
  8. Hani bu pandemi döneminde okey oynatırken basılan kaçak kumarhaneler vardı, masalar boş, bütün kumarbazlar bordo kadife perdelerin arkasında, alttan ayaklar görünüyor, perdeler de ister istemez hareket ediyor.

    Aslında ülkenin resmi tam da budur...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen ve saçma benzetmelerin.

      Sil
    2. İşi gücü olan aklı başında bir insan evladı, Türkiye ile, dertleri ile vakit harcamaz.

      Her şey gün gibi ortada, söze gerek yok.

      Sil
  9. Beyler iki gün önce tüm parama dolar aldım, 7.42 den.
    Ben ne zaman alsam düşer, yatırım tavsiyesidir, en son aldığımda 6.50 idi, iki yıl bekledim,
    parayı denkleştirip biraz çeyrek altın aldım ben aldıktan sonra Putin aşıyı bulduk dedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abi, o sattıklarımı kim aldı diye merak ediyordum, sağ ol...

      Sil
    2. Sattıysan çok akıllı değilsin mahduş

      Sil
    3. Cinsiyetimi nereden biliyorsunuz?

      Sil
    4. Dun aldim bugun dustu dersen yanilirsin ve bu sonuca ulasirsin. Bir ay bekle bak ne olacak. Iyiki almisim diyeceksin. Pozisyonunu bozma derim ama para senin karar senin tabiki.

      Sil
    5. Hacı, dolar turşu değildir, yukarıdan satılıp aşağıdan alınır, şunu sana öğretemedim gitti ama kime anlatıyorum ki ben bunu..

      Sn.Anonim 21:35, tüm yorumculara beyler diye seslendiğiniz için sizin de erkek olduğunuz kanısı oluştu. Bir de, en üstten dolar alıp sonra şikayet edenler genelde erkektir ama yanılmış olabilirim elbette...

      Sil
    6. 21:35, araya kaynak yapmayalım, cinsiyetim erkek.
      Mahdut anladım, sen de saniyelik piyasa kazancını görüp işlem yapıyorsun.

      Sil
    7. Sn. Anonim 18:21

      Saniyelik demeyelim de genelde günlük, çok hareketli günlerde de saatlik-4 saatlik daha doğru olur. Size naçizane tavsiyem, “eyvah, bu dolar çok kötü gidecek, bu sefer de fırsatı kaçırdım galiba” duygusunu hissettiğiniz an dolardan uzak durun. En geç o gece bir şeyler olur ve siz ertesi gün en az %5 aşağıdan alırsınız...

      Sil
    8. Sn Mahdut, bugün kredi ödemesi için TL aldım, banka 7.26 dan verdi.
      Aynı bankanın ana sayfası 7.42 gösteriyordu, doviz.com 7.34 gösteriyordu.
      Çok zor iş anlık fiyatları tutturmak.

      Sil
    9. Mahdut, senin al sat yaptıklarına dolar denmiyor.
      Onlara Tolar (Turkish dolar) veya Teuro (Turkish Euro) diyorlar.

      Dövize endeksli Türk Lirası hesabı onlar.

      Kazancını korumak istiyorsan, paranın bir kısmını döviz sepeti yap yurtdışına aktar.
      Biliyorsun, bir gece ansızın hesaplar özüne (tl) döner. O gün geldiğinde istesen bile gerçek döviz alamazsın.

      Sil
    10. Anonim 00:57

      Ben bu işi 20 yıldır yapıyorum, ne aldığımı da, ne sattığımı da, ne yaptığımı da gayet iyi bilirim ama gene de beni düşündüğün için sağ ol...

      Sil
    11. 20 yılını sevsinler... :)

      Sil
    12. Anonim, gerçekten zaman su gibi akıyor. Düşün yani, sen daha doğmadan ben bir sürü işimin arasında bir de bu işlere girişmişim :)

      Sil
    13. Bir sürü işini sevsinler :)

      Sil
  10. Sayın Hocam, değerli yazınızın başlığı ülkemizin özellikle de son on yıldaki iki yüzlü ekonomi politikasını çok güzel tanımlamış.

    YanıtlaSil
  11. "Sokaktaki vatandaş TCMB’nin bu yaptığını ancak bankacı kendisine anlattığında anlar" acaba sadece sokaktaki vatandaşdan mı gizleniyor bu örtülü faiz artışı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, sokaktaki vatandaş gayet iyi görüyor. Faiz sebep, enflasyon sonuçtur, faiz bütün kötülüklerin anasıdır, faizi daha da indireceğiz diye konuşan şahıstan gizleniyor. Ülkenin batık durumda olduğu nasıl gizleniyorsa öyle gizleniyor.

      Promter’lar çalıştığı müddetçe sıkıntı olmaz...

      Sil
  12. Hocam Cumhurbaşkanı faizi artırmayacağını belirtti. MB nin yerine. Dolayısıyla örtülü artış dışında bir aksiyon olmayacak bu da dövize etki etmez, pek bir işe yaramaz. Agresif bir artış olursa 500-600 baz puan ancak o zaman olur ama cumhurbaşkanının açıklamasından olmayacağını anlıyoruz. Dolayısıyla sınırlı bir etki olacak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Normalde açıklamalar piyasayı sakinleştirir bizde bozuyor.

      Sil
    2. Canım reyisim hiç sektirmeden yine açıklamaları ile düşman sevindirip dost ağlattı.

      Sil
  13. Hocam örtülü de olsa faiz artırımı hem mevduat hemde kredi faizlerini etkilemez mi zira %10 üstü mevduat veren özel bankalar var bu hafta itibariyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fazla etkilemeyeceği anlaşılıyor çünkü arkası boş.

      Sil
    2. Etkiler ama kuru pek etkilemez.

      Sil
  14. Mahfi Hocam, Turkiye az gitmis uz gitmis dere tepe duz gitmis yine ayni yere gelmis. 2001 GDP per capita 4300USD dunya 5500USD. Turkiye yaklasik %20 alti. 2019 Dunya 11.500USD Turkiye 9.000. Dunya ortlamasindan yine %20 daha dusuguz. 2020 cok daha dusuk olacak. Kendi gelismeni verirken dunyayi da goz onune almak lazim. Dunya yerinde saymiyor. https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?contextual=default&locations=TR-1W

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haberlerde çok geçer, piyango kazanan kişi parayı 4 yılda bitirdi, eski işine geri döndü.
      Filan şöhret, paraları batırdı, beyoğlunda günlük ucuz otellerde kalıyor, filan mütahit arsalara bina yaptı şimdi beş parasız vs...

      Bunlar hep para yönetememenin örnekleri, bir dönem ne kadar para ellerine geçerse geçsin günün sonunda asli seviyelerine dönüyorlar.

      Ülkeler de böyle, Türkiye 2002 2007 arasında çok yatırım aldı, ciddi para girişi oldu, har vurdu harman savurdu, eski fabrikalarını yenilemek yerine fabrikaları sattı, yollarını yeniledi. Aslına geri döndü.

      Bu bir döngü idi. Ülkelere 50 100 150 yılda bir denk gelen bir döngü. Türkiye o döngüye bir de tüy dikti.

      Sil
  15. Yani kısaca TL mevduat sahibinden gasp edilen 5 puan ile ve bizim vergiler ile uyanıklara kaynak sağlanıp usd ve altın alması sağlanmış köşeyi dönmüşler.

    YanıtlaSil
  16. Negatif reel faize rağmen; döviz hesapları gibi, halen TL'de tutulan toplam mevduat hesaplarını da görebileceğimiz bir kaynak var mıdır? teşekkürler

    YanıtlaSil
  17. Hocam yaklaşık 15 gün önce altına yatırım yaptım. Ve şuan 1 TL civarında zarardayım. Tavsiyeniz ne acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu konularda tavsiye vermiyorum

      Sil
    2. Anonim, benim tavsiyem su sekilde. Haftaya bizim oglanin sunneti var, adresi vereyim buyur dugune gel, eh madem zarar da etmissin, kurtul gitsin o altindan :-)

      Sil
  18. Merhaba hocam, ben konu dışı bir şeyler sormak istiyorum müsadenizle.

    1. İnsanlara bir şeyler katmak için burada yazılar yazıyorsunuz, sürekli kitap çıkarıyorsunuz üstüne de mümkün olduğunca herkese cevap vermeye çalışıyorsunuz. Günlük ortalama kaç saatiniz çalışmakla, üretmekle geçiyor?

    2. 30 yaş bilimsel çalışmalara başlamak için geç midir? Aynı zamanda çalışmak zorunda da olan ama gün içinde bilimsel faaliyetlere ayırabileceği vakti de olan bir kişi bu yaştan sonra alanında yetkin olmak için nasıl çalışmalı?

    3. Öğrenmek için tavsiye edeceğiniz bir yöntem var mıdır?

    4. Bilgi arttıkça mutluluk azalır şeklinde genel bir kanı var, siz buna katılıyor musunuz?

    5. Hayatınız için belirlediğiniz bir amacınız var mı? Varsa bu amaca ulaştınız mı? Ulaştıysanız bu durum sizi tatmin etti mi?

    Cevap verebilirseniz şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. 8 saat
      2. 30 yaş hiçbir şey için geç değildir.
      3.Analiz yapmayı öğrenerek başlayın. Mantık kitabı okuyun. Sonra da benim Ekonomide Analiz kitabımı okuyun.

      Sil
    2. 4. Cahil mutluluğundan hayır gelmez.
      5.Amaçlarımın hepsine ulaştım. Kişisel olarak tabii. Bşr de Türkiyeyi aydınlanmaya giderken görseydim her şey harika olacaktı.

      Sil
    3. Selam hocam, o beş numaranın son cümlesi için en az 150 yıl var.
      Türkiye demeyeyim Anadolu diyeyim, Anadolu insanının aydınlanması için Almanlar 120 yıl kadar önce çalışmalar yaptılar.

      Savaş yaşanmadan
      Aydınlanma için Anadolu toplumunun başka toplumlar ile kaynaşması lazım.
      Arap hikayelerinin toplum tarafından hikaye olduğunun bilinmesi lazım.
      İnsanını robotlaştıran, yerli ve milli eğitim sisteminin değişmesi lazım.

      Bu yazdıklarım olacak şeyler değiller. Türkiye içinde yaşayan %15 %20 eğitimli nüfusun kaldırabileceği bir yük de değil. İçerden Aydınlanma için potansiyel bir istek yok.
      Dışardan bir yapı ile olacaktır. Bu artık bir dış savaş mı olur, iç savaş mı olur, aşırı fakirliğin getirdiği bir zorlama ile mi olur bilemiyoruz, tarih bize gösterecek.

      Türkiye bu konudaki tek ülke değil, Pakistan Hindistan Afrika ülkeleri ve daha çok ülke aynı durumdan muzdarip. Mesela Nijerya'da hiç aydın insan, ekonomist yok mu Nijerya için sizin istediğiniz istemeyen? Her ülkede var Sn Hocam. Türkiye sadece 80 milyon, dünyada 3 milyardan fazla insan için aynısı isteniyor.

      Brezilya var mesela. Endonezya var. Türkiye sorunları ve istekleri ile tek ülke değil.

      İnternetten açıp okuyunca, Türklerin yaşadıklarının benzerlerini yaşayanlar var oralarda da. Okuma yazma bilmeyen bakanlar var dünyada. Vatandaşı olmasak eğlenceli ülke şakası yapanlar var ya, onlar 3. dünyanın kendi yaşadıklarının aynısını yaşadığını bilmiyorlar.

      Bizim fani ömrümüz bunları düzeltmeye yetmez. Bize düşen işimizi en iyi şekli ile yapmaktır. Ben Türkiyeden günlük haberleri, sizin dışınızdaki ve bazı ekonomi dışındaki makaleleri okumuyorum bile. Hayat enerjisi bitiyor, boş meseleler ile verimini düşürmeye gerek yok.

      Sil
  19. Yine çok etkili bir makale olmuş Hocam. Sağlığınız sıhhatiniz yerinde, ömrünüz uzun olsun. Her yazınız, aslında bir reçete hasta için. Saygılarımla..

    YanıtlaSil
  20. Sevgili üstat,

    Yazınızın başlığını görünce Alevi bir arkadaşımın yaşadığı bir olay karşısındaki çaresizliğini hatırladım.
    Sünni bir kıza aşık olmuştu. Bir süre çıktılar. Kız onun Alevi olduğuna dair duyumlar alıp da kendisine Alevi olup olmadığını sorduğunda, “aslımı inkar etmiyeyim ama değilim” deyivermişti.

    Çok selamlar.

    YanıtlaSil
  21. Sayın Eğilmez, hali hazırda yapmamız gereken şey; giderlerimizi yüksek oranda kısıp, mümkün olan en fazla tasarruf mu? Yoksa bir süre sonra fiyatlar artacağından ihtiyaçlarımızı hiç ötelemeden, hatta ileride olabilecek ihtiyaçlarımızı da dikkate alarak yapabildiğimiz kadar harcama mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhtiyacını fiyat artmadan almak en güzeli, adı üstünde ihtiyaç, mecburen alınacaklar.
      Tasarruf olarak Türkiye bakir bir alan, insanların tasarruf imkanı yok.
      En kolay ulaşılabileni Euro ve USD. Yabancı dövizler tasarruf aracı değiller, ama TL ye göre daha düşük enflasyonu olan ülkeler. Onların parasını tutmak daha iyi olur.

      Sil
  22. Çok tilkice, bankalara verilen TL'yi kıs bankalar piyasadan TL bulmak zorunda kalsın sonra da biz faize karşıyız ama bankalar faizi artırdı de. Bu filmin adı "Algı Oyunları"

    YanıtlaSil
  23. Hocam dünkü okuduğum habere göre yabancılar Eylül sonunda doların 8 Tl'yi bulmasını bekliyorlar. TL'nin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz ? 8 TL olur mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların şu andaki ederi, yani olması gereken seviye 6-6,25 arası. Ülkemiz, olması gerekenlerin olmadığı, olmaması gerekenlerin tümünün de olduğu bir ülke olduğundan, Eylül sonunda 6-6,25 dışında her seviye mümkündür. Olacağı seviye ise ekonomi yönetimimiz ve dış politika belirleyicilerimizin yapılmaması gereken daha neleri yapacaklarına bağlıdır...

      Sil
    2. Hangi unvanla doların ne kadar olması gerektiğini yazıyosun Mesuliyetli?

      Sil
    3. Hacı, o iş ünvan değil hesap işi. Çok merak ediyorsan nasıl hesaplanacağını da kendin ara, bul...

      Sil
    4. Ķurlar rekabetçi olacak mesuliyetli.

      Sil
    5. Evdeki hesap çarşıya uymaz Mahdut.

      Sil
    6. Ekonomin şeffaf, yöneticilerin hesap verebilir olursa, hukuku-adaleti katletmezsen, yöneticilerin kendi dar çevrelerinin çıkarlarını değil kendi ülkelerinin çıkarlarını gözetirlerse, çevrendeki ülkelere ikide bir atarlanıp sıkıyı görünce geri geri kaçmak yerine hepsiyle iyi diplomatik-sosyal-ekonomik ilişkiler içinde olursan 6-6,25 fazlasıyla rekabetçidir, üstü ise senin yönetiminin beceriksizliğinin yansımasıdır anonim...

      Sil
    7. Mesülsüz mahdut herşey e cevap verme

      Sil
    8. Hacı, senin durum da zor. Akşam rapor verirken sıkıntı oluyordur eminim ama her yorumuma sazan gibi atlamazsan ben de cevap vermem, zor durumda kalmazsın. En kesin çözüm ise trollüğü bırak, limon sat, namusunla yaşa :)

      Sil
    9. Troller, Mahdut Mesuliyetliye cevap yetiştireceğinize, kendiniz de rasyonel önerilerde bulunun, mantıklı açıklamalar yapın da size de bravo diyelim. MM bayağı bir birikimli ve geniş bir açıdan bakıyor. Cevaplarını beğenmiyorsanız okumayın, neden engellemek, sınırlamak istiyorsunuz.

      Sil
    10. 04:23 anonim = mahduş , yemezler :)
      Mahdut ve sahte anonimleri

      Sil
  24. Piyasaya para sürünce hemen dövize gidiyor demek insanların pek de parasız olmadığı anlamına mı gelir..borcu olan veya geliri olmayan insana para vermenin kredi dışında bir şekli olmalı.. kredi alabilen zaten bu durumda olanlar değil.. bazı ülkelerde sokakta para dağıtılması ve bizde de hayırsever ve adı belirtilmeyen kişiler tarafından zarf içinde para dağıtılması uygulamalarını artırmak gerekiyor demek ki.. ya da direkt üreticiden ürün alıp ihtiyacı olanlara dağıtılması.. o zaman fiyatlar da baskılanır belki..bir ekonomi cahilinin düşünceleri..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak öyle değil. Piyasaya sürülen para dolara gidiyorsa sürülen para her şeyden önce doğru insanlara gitmiyor demektir.

      Sil
    2. Hocam pandemi döneminde arkdaşım arsa aldı. Cebinde arsayi peşin olarak alabilcek parası varken gitti kredi cekti.Çünkü kredi cok uygundu.Cebindeki parayi da gumuse yatirdi. Gumusu 3.45'den almisti. Bence bunu sadece benim arkdasim yapmadi....

      Sil
  25. Türkiye sonuç olarak gelişmiş ülkelerin önemli pazarlarından birisi. Son 20 yılda ülkeye değişik kanallardan getirilen 700 milyar dolar parayı tükettik, elimizde inşaallah 100 milyar dolar vardır. Arada yatırım yapmış olsak da bu yatırımların çoğu inşaat sektörünü besleyen çimento, demir, mobilya fabrikaları. Hepsi teknolosisi ithal, kartel oluşturup içerde inşaat rantından pay almaya yönelik. Doğrusu çok güzel para kaldırdılar, yılarca 20 maliyeti olan malı 90'a sattılar. Herkesin bildiği numaralar ile bilançolarında hernasılsa kâr % 15' i geçmedi. Üstelik bu tip sektörler ekonomi normale döndüğünde kapasiteleri ihtiyacın 2 katı olsa bile onlar sadece biraz normal kârla mal satmaya başladı. Kimse bu işlerin hükümetten habersiz olduğunu zannetmesin, en büyük oyunculara bakmak yeterli.
    Türkiye tüketim ve inşaatı kutsayarak 600 milyar doların beslediği hormonlu ekonomik yapı ile inşaat, mütehatlik, hizmet sektörlerindeki bazı kesimlere ciddi servet transferi yaptı.
    Şimdi hormon kesildi, zamanında osmanlının zihniyetine çok benzeyen bu düzen aslında türkiyenin yüzyıllardır gelişmiş dünyanın pazarı olmaya devam ettiğinin göstergesi. Bu düzen aslında yaşanan ahlaki yozlaşmanın ana sebebi.

    Bu düzen olduğu sürece ne eğitim işe yarar ( düzenin hakimleri kendilerini tehdit eden beyinleri 2 günde daha beşikte yok eder), ne adalet gelir (hakimler kendi istekleri ile gücü bırakmayacağına göre, adalet belki kağıt üzerinde varmış gibi görünmekten hiçbir zaman ileri geçemez)ne de umut olur. Gençlerin umutsuzluğunun ana sebebi bu düzen çarkının yıldan yıla toplumun kanını emmesinin yansıması.

    Biz daha çok dolar faiz konuşuruz. Sırtımızda bu asalak düzen olduğu sürece.

    YanıtlaSil
  26. İnsanları dolar almaktan uzaklaştırmanın tek yolu faiz arttırmak midir . Neden farklı bir yol düşünülmez ki acaba. Döviz fiyatlarınının serbest bırakılması da olabilir. Döviz artar insanlar dolar alamaz. Enflasyon olur mu kısa vadede olur. Fakat biz de üretimimizi kendimiz yapmamız gereğini net olarak anlarız. ancak faiz artmasında da işsizlik ve kaynaklarımızın yabancılara gitmesi meydana gelir çünkü bizde tasarruf mevduat fazla değil. Türkiye'ye para yatıran yabancılar yüksek gelir elde ederler. Enflasyona dönersek döviz artmalı faiz yatırımlar için düşürülmeli tüketim için değil. kısa vadede bir enflasyon olur ancak biz üretime yönelirsek hem ekonomi hareketlenir hem de enflasyon zamanla kontrol altına girer. Dünyada faizi hortlatip kaynaklarını başkalarına tükettiren bu yolla enflasyona dövize çare arayan bizden başkası yok maalesef. Üstelik faizi arttırmak dövize kesin bir çare değil.kesin çare üretim gücü ve siyasi güçtür. Siyaset de enerji ve pazar gibi unsurlar da hayatıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzda birbiriyle çelişkili birçok görüş var.

      Sil
    2. 1952 Ümmettendir hocam, onlardan mantık beklemeyin, kafa 7. yy a formatlanmış.

      "İnşaallah Gökten koyun iner, satar cari açıkları kapatırız, selam ve dua" ile deyin geçin.
      ya da "Bu dünyada olmadı bir de öbür tarafta ..." deyin geçin.

      Muhatap olmak istemezseniz "nasip kısmet" veya "inşallah kardeşim" gibi iki kelimelik cevaplar yeterli olur.

      Şaka bir yana, 25-26 yaşında Kayseri'ye bayram ziyaretine gittim. 2 yıl görmemişim kimseyi. Otobüste giderken aklıma bir muzurluk geldi.

      15 tane kelimeyi bir kağıda yazdım. Tüm sorulara bu listedeki kelimeler ile cevap vereyim dedim.

      İnşallah, Maşallah, Nasip, Kısmet, Hayırlısıyla, Gayret bizden, Allah'ın takdiri, Mevlam en iyisini bilir...

      İnsanların gözlerinin içine baktım, gülümseyerek liste dışına çıkmadan herkesi mutlu ettim.

      15 kelimeyi konuşma sırası size her geldiğinde arka arkaya sıralarını değiştirerek söyleyebilir, Anadolu'da saatlerce konuşur, insanları ikna edebilirsiniz.

      Sil
    3. Ben bunu iş yerinde yapıyorum işe yarıyor. müşteri işim acil derse allah, kitap deyince sesleri çıkmıyor, bekliyorlar.

      Sil
    4. Benim anladığım Unknown12 Ağustos 2020 19:52 serbest piyasa kendi yolunu bulmaz mı diye soruyor.
      MB müdahale yapmazsa, ki bunda ekonomiyi canlandırayım diye tl 'de basmaz ise döviz bir müddet yükselir. TRde iş gücü ucuzlar, maliyetler ucuzlar, doğal yollardan ekonomi canlanır. TL arzının kısıtlanması mevcut faiz ile dolar-tl'yi belli bir fiyatta dizginlemez mi? (bakın kesin fiyat söylemiyorum, 5'te olabilir, 15'te olabilir)

      Sayın Eğilmeze saygılar

      Sil
  27. Bir insan bu blogda yorum yazıyorsa, ekonomi bakanından bilgilidir.

    YanıtlaSil
  28. Sn. Mahfi Bey, güzel yaziniz icin tesekkurler. Bir süredir yurtdisinda yasiyorum, bulundugum ulkeye alanimda uzman oldugum icin calismak uzere davet edildim ve Türkiye deki birikimimi burada degerlendirmek üzere yurtdisina getirmek istiyorum, oyle büyük bir meblag degil, ancak bir süredir devlet bankalarindan birinde olan birikimimi yurtdisi hesabima aktarilmasi konusunda musteri temsilcimden cevap alamiyorum ancak baska bir konu ile ilgili yazinca cevap alabiliyorum, kendisine yarin talebimi tekrar farkli bir tonda iletecegim.(Hesaplarimi esimin istegiyle yurtdisina cikmadan once internet islemlerine kapattirmistim ve imzali bizzat basvuru istiyorlar tekrar acilmasi icin) Sizce yurtdisina para cikislarini ellerinden geldigi kadar geciktirmeleri konusunda banka calisanlarina telkinde bulunulmus olabilir mi? Saygilarimla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sıkı kontrol altında

      Sil
    2. Parayı aktarmadan internet işlemi kapatmak iyi olmamış.

      Şunu yapın:
      Parayı bir yakınınızın Türkiye hesabına aktarın, oradan yakınınız yurtdışına aktarsın. Aynı gün hesabınıza gelir. Hızlı çözüm olur.



      Sil
  29. Olay benim düşünceme göre şöyle gelişti. En kolay ve hızlı çok para kazanma yöntemi nedir inşaat.peki en kolay ve hızlı nasıl kalkınırsın? İnşaat. devletin başındakiler kim kuzey anadolulular. Peki en çok neye kafaları çalışır ? İnşaata. Denklem budur benim için.inşaatı kalifiye olmayan biri de yapabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olay benim düşünceme göre şöyle gelişti. En kolay ve hızlı çok oy kazanma yöntemi nedir din.peki en kolay ve hızlı nasıl siyasette kalkınırsın? Din. devletin başındakiler kim siyasetçiler. Peki en çok neye kafaları çalışır ? Dinciliğe. Denklem budur benim için.Din siyasetini kalifiye olmayan biri de yapabilir.

      Sil
  30. Her seyden once Turkiyenin kur sistemi olan Dalgali Kur sistemi hatalidir. Dalgali Kur sistemi odemeler dengesine dayanan ve otomatik olarak dengeye getiren bir sistemdir. Bu yonuyle iyi ve verimli erken uyari veren bir sistemdir. Ani sert duzeltmelere karsi piyasayi absorve eden emen esnek bir yapisi vardir. Ancak bu turlu bir sistem enflasyon oranin "Fiyat Istikrari" Seviyesinde olan ulkelerde ve buna bagli olarak yerel paranin yerel aktorler tarafindan itibar gordugu ulkelerde daha isler bir mekanizmadir. Boyle bir ekonomik atmosferin hakim oldugu ulkelerde Dalgali kur rejimi odemeler dengesine dayali otomatik olarak isler hassas bir mekanizma halinde calisir.

    Bizim gibi Fiyat istikrarini yakalayamamis yerel aktorlerin bile yerli paraya itibarinin guveninin olmadigi cari acik veren hele bir de bunun uzerine yanlis mantiksiz faiz politikasinin oldugu bir ulkede bu sistem surekli ataklar halinde piyasayi panikletir. Ekonomik akli karar verme planlama surecini sisteme olan guveni bozar.
    Bana kalirsa Turkiye 2005lerde en azindan 2 yilligina denk butce dahilinde imfnin de destegiyle enflasyona son darbeyi vurmak adina sadece 2 yilligina YTLyi Euroya baglamaliydi. Bu tarz bir surece girmeden once de 1euro:1.7milyon lira olan kuru ufak bir develuasyonla 1euro:2milyon lira yapip sifir atip 2ye bolup 1euro:1ytl esitliginde en az 2 yilligina baglayip ondan sonra band dahilinde dalgali kur rejimine devam etmeliydi. Boylelikle bu surec icerisinde merkez bankasi bagimsizligi daha kurumsallasirdi hemde ytlyi kisa bir sureligine fiksleyerek enflasyonda kalici bir surec yakalanabilirdi. Tarihsel olarak edindigimiz veriler rezerv paraya fikslenen para birimlerinin oldugu ulkelerde enflasyon cok kisa bir surede inmektedir. ine edindigimiz verilere gore cok uzun surerse bu fiksleme 5 ila 10 yil gibi muhakkak issizlik ve rekor cari aciklara sebeb vermektedir. Bu nedenle sadece 2 yilligina oncesinde ufak bir develuasyon yaparak sadece enflasyona son darbeyi vurmak adina boyle bir uygulamaya gidilebilirdi. Keza o donemki konjokturde boylesi bir uygulamaya uygun bir atmosfer sagliyordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. üretimin zayıfsa hele yüksek katma değerli üreyim mekanizmaların ve alt yapın yoksa ister dalgalı kur rejimi ister sabit kur rejimi uygula sonuç aynı olur. türkiyenin iktisadi yapısı gereği sabit kur rejimi saatsiz bir bomba gibidir her an patlayabilir. dalgalık kur rejimi ise saatli bomba gibidir. aşağı yukarı yerli para biriminin ne kadar zamanda değer kayıpları yaşayacağı öngörülebilmektedir. sadece kur şoku riski daha azdır ama elbette kur şoku yaşanmayacağı anlamına gelmemektedir. önce üretim alt yapınız ve mekanizmanızla bu üretim mekanizmalarını çalıştıran beyin gücü kaliteniz önemlidir. bunun üzerine para politikaları ve maliye politikaları inşa edilmelidir.

      Sil
  31. Hocam, Turkiye ataga kalkti haberinin dogruluk payi sizce nedir?
    Halk arasinda ucuyoruz ve dunya bizi kiskaniyor gibi fikirlerin sosyolojik ve iktisadi karsligi var midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söylemler 50 yıldır çok iyi oy getiriyor.

      Sil
  32. Hocam rekabetçi kurun ekonomiye faydası ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oncelikle rekabetci kur nedir?
      Rekabetci kur o ulkenin tarihsel olarak reel endeksleri dahilinde hem parasi rezerv ulkeler IMF SDR sepeti icindeki para birimleri gibi hem de sizinle benzer ulkelerin para biriminlerine gore yerel para biriminizin reel endeks 100 normal kabul ediliyorsa(+15 -15 araligida dahil) Para biriminizin reel endeksi 85 birimin altina inmesi demek.
      Endeks olarak boyle bir parabiriminin karsligindeki kur seviyesi rekabetci olarak adlandirilir. Boyle rekabetci kur seviyesine sahip olan ulkelerde once ithalat olmak uzere azalarak ihracatta artarak yeni pazarlar yeni talepler olusturarak cari dengeye olumlu katki saglar. Bu da o ulkenin rekabetci olmasini saglayan bir faktordur. Boylesi bir durum dogru siyasi ve ekonomik politikalarla endustriyel faaliyetlerin yatirimlarin artmasina da vesile olabilir.

      Sil
  33. Bir gazetecimsi, ekonomiden sorumlu olduğu söylenen bakana "dolar yükselince endişelenmeli miyiz" diye soruyor, bakanın cevabı: Dolarla mı maaş alıyorsunuz?

    Şakkadanak Necmettin bile bunun yanında ekonomi dehası sayılır. Hocam, valla bunları duydukça ben de sizin için endişelenmeye başladım. Bunları ya hiç dinlemeyin, ya da lütfen akıl sağlığınıza mukayyet olun, bize lâzımsınız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Mahdut, damat Şakkadak Necmettin'e Hocam diye hitap ediyor, sizin yazdığınız gibi Necmettini üstad olarak kabul ediyor.

      Boynuz kulağı geçermiş. Necmettin Üstad, 10 milyar 10 milyar 10 milyar diye saymıştı, Damat bunların sattı üstüne bir de SWAPladı, açıktan sattı.

      Sil
  34. Hocam! Devalüasyonun faydası var mı? Rekabetçi kur demek dolaylı devalüasyon yapmak anlamına gelebilir mi? Öyleyse devletin menfati nedir bu işte? Nakit döviz çekimlerinden komisyon almak ne demek? Nereye doğru gidiyoruz? Faiz bir anda %30 olsa her şey yoluna mı girer? Tşk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmediğim kavramlar üzerinden yanıt veremem. Dalgalı kur rejiminde rekabetçi kur nedir ben bilmiyorum.

      Sil
    2. Ben de gogllleee amcaya sordum, döviz kuru ailesine giren yeni üyeymiş. Cevabınız süperdi ama! Anlayana tabiii:)

      Sil
    3. Rekabetçi kur, “kur kontrolden çıktı, tutamıyoruz, siper alın” demenin yeni şekli. Madem rekabetçi kur çok iyi bir şeymiş, neden rekabetçi hale gelmesin diye bir yılda 100 milyar doları sokağa atmışlar, sormak lazım da kime soracağız? Dolar denince aklına top kek gelen bakana mı?

      Sil
    4. sizin cevabınız da hocanın cevabı gibi çok güzel olmuş.hiç gülecek halim olmamasına rağmen gecenin bu vaktinde sesli sesli güldüm.

      Sil
  35. Sayın hocam Türkiye bir islam ülkesi olarak galiba faizi en düşük seviyede tutmak hatta sıfırlara çekmek istiyor galiba ama bu kurla faizi arttırmadan da bu imkansız gibi görünüyor burda hatayı en başta Türkiye'nin nasıl bu hale geldiğinde aramalıyız galiba buda çeşitli sebeplere bağlı olarak (ekonomi,sosyal,siyasal vb.) sebeplerden dolayı bu durumdayız diye düşünüyorum eğer biz de Amerika gibi bir ekonomiye en azından kura sahip olsaydık onlar gibi faizi sıfır aralığına çekebilir İslam'a uygun bir ülke olarak faizsiz yaşayabilirdik en azindan bunu minimuma düşürebilirdik düşüncesindeyim. Eğer yanlışım varsa lütfen düzeltin hocam emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazınız çelişkiler ile dolu.

      İslam'a uygun bir ülke olmaz, o ülke dağılır ve parçalanır.
      İslami düzende günümüz koşullarında üretim ve hizmet sunmak imkanı yoktur.

      İslam dediğiniz şey, Ortadoğu insanlarının vakti zamanında yaşadıklarının, geleneklerinin, inanış ve efsanelerinin arap toplumunun yorumuyla bir araya geldiği hikayeler bütünüdür.

      İslami düzen de, bu hikayeler topluğuna inanan insanları yönetenlerin siyasetidir.

      En fakir, adaletsiz ülkeler, teknoloji bağımlısı ülkeler İslam siyasetinin egemen olduklarıdır.
      Gelişmiş müslüman ülke yoktur.

      Evrensel hukuk ile İslam hukuku uyuşmaz, dünya islami rejimi kabul etmez. Kilise denedi, kaybetti. Katolik kilise dünyanın yuvarlak olduğunu da, evrim teorisini de kabul etmek zorunda kaldı. Müslümanlar da kaybetti.

      Temelinde Evrensel Hukuk olmayınca, hiç bir düzen ayakta kalamaz, ismi ister İslam ister başka bir şey olsun.

      Türkiye malesef çocuklarına İslam'ın hikayeler bütünü olduğunu anlatamadı, toplumu eğitemedi, tabu konu olarak dokunmadı, şimdi İslamın ne olduğunu bilmeyen on milyonlar her gün camileri dolduruyor, ekonomi, sosyal ve siyasi hataları her gün yapıyorlar.

      Türk insanı, İslama daha çok bağlanırsa, sonu aynı olacaktır, iç savaşlar, fakirlik, en sonunda da topraklarını kaybetme.

      Sil
    2. 18:48 Orginal Islam bu anlattiginiz degil. Gercek hakiki oz Islam baris huzur refah ve temizliktir.

      Sil
    3. Sn. Anonim 18:48

      İslama uygun bir ülke olmaz demişsiniz ama arkadaşın söylediğine göre varmış, faizi sıfırlayan Amerika ;) Bu durumda negatif faiz veren Japonya evliya mertebesine falan ulaşmış oluyor ama adamlar iyiyi-kötüyü ayıramadıklarından islamı seçmemişler. Yoksa cennet Japon dolacaktı, bizim hacılara yer kalmayacaktı.

      21. Yüzyılda ganimeti ancak kendi ülkenizden edinebiliyorsunuz, cihada kalksanız adamlar “hayırdır kardeş” diye durduruyorlar, kölelik-cariyelik deseniz insan hakları falan diye karşınıza dikiliyorlar, ağız tadıyla şöyle bir iki müşrik keseyim deseniz Suriye’ye gidip IŞİD’e, HTŞ’ye katılmanız lazım, 3-4 hanım alayım deseniz İstanbul sözleşmesi, medeni kanun diye itiraz ediyorlar, kala kala namaz, oruç, kurban gibi bu dünyada getirisi olmayan şeylerle “faiz haram” safsatası kalmış. Nerede 2o eski islam ve müslümanlar, arkadaşların özendiği kadar varmış yani...

      Sil
    4. 3 Maymun deneyi vardır. Dışardan öğrenmeye açık olmayan bir grubun davranışını açıklar.

      3 Maymun deneyinde, hayvanlara kafesin üzerinden yemek verilir.
      Maymunlardan biri yemeğe gitmek isterse, tüm maymunlara rahatsız edici soğuk su sıkılır. Yemekten uzaklaşınca su kesilir.

      Zamanla maymunlar oradan verilen yemeğe gitmekten vazgeçerler.

      Deneyde maymunlardan birisi çıkarılır, yerine yeni bir maymun konur.
      Yeni maymun her yemeğe gitmek istediğinde diğer maymunlar vurarak o maymunu durdurur.
      Zamanla o maymun da dayak yememek için oradan verilen yemeklere gitmez. Maymunlara soğuk su sıkılmamıştır, gerek kalmamıştır.

      Sonra ilk gruptaki maymunlardan biri daha değiştirilir. O da yemeğe gitmek istediğinde diğer ikisi tarafından dayak yer. Zamanla onun da davranışı değişir. O da oradan verilen yemeklere gitmez olur.

      En son soğuk su yiyen maymun da değiştirilir. Yeni maymunda aynı öncekilerdeki gibi oradan verilen yemeğe gitmek istediğinde dayak yer durur ve bir daha oradan yemek yemez. Bu son grupta hiç bir maymun soğuk su ile rahatsız edilmemesine rağmen eskilerden böyle gördük diyerek oradan verilen yemeğe uzanmaz.

      İslam dini ve diğerleri böyledir.

      Sizler, 3 yaşından itibaren o masallara inanarak anlatan insanları dinlediniz.

      Ben de dinledim. Benim farkım, işin mantıksız olduğunu anladım, dayağımı yedim ve yemeği aldım. Türkiye de inanan sayısı çok yüksek olduğu için tabu diye dokunulmaz. Dokunmak isteyenler dayak yemekten korkar, dokunmaz. Sonra toplum garip şeylere inanan, cinci, büyücü, hacı hoca, cemaat takımlarının elinde oyuncak olmuş garip bir toplum olur.

      Öğretilmiş çaresizlik içinde hukuk ve adalet aramayı bırakır. Mutlu olur, öbür dünyada kendisinin malını çalanın ceza alacağına inanır. Cennete gideceğine inanır. Çok görmüşümdür, cesareti olmadığı için işinin takibini yapmaz, sonra Allah'tan bulsun der.

      Çaresiz insanlar, kendi dertlerini çözecek ilahi bir güç olmadığını bilirler ise, çaresizlikten kurtulmanın yolunu ararlar ve bulurlar.

      Beyin böyle uyuşturulur, her hafta 20 dk belli gün ve saatte işlenir, toplumda işlenir, hacı hocalar saygı görür, derken bir bakmışsın ...

      Sil
  36. Hocam basılan paraların dolara gittiğini nereden takip ediyorsunuz? Takip edebilecegimiz böyle bir veri var mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BDDK Günlük Bültene bakın. Mevduatın TL ve YP arasındaki dağılımına.

      Sil
  37. Selam hocam,
    Hazine bütçesi içinde faizin payı hızla artıyor.
    Bu ilerde enflasyon artışına sebep olmayacak mı?

    Son 2 yıldır bütçe dengesinde bir çıpa yok.
    Hazine borçlanmak için daha fazla faiz vermeye çalışacak, bütçesinden daha fazla pay faize gidecek, yapamadığı harcamalar için Merkez bankasından daha fazla avans alacak, enflasyon artacak döngü tekrar saracak.

    iyimser bir düşünce ile;
    Cumhurbaşkanının faiz - enflasyon demecinde aklında olan kısım burası diye düşünüyorum. Ekonomi de dış dünya ile ilişkileri henüz çözemediği için faiz indirimindeki ısrarı hazine ve TL borçlanmalarının yükünü ona öğrettikleri için düşük faizde ısrar ediyordur.

    yine iyimser bir tahmin ile, adam merkez bankasının ve döviz yükümlülüklerinin farkında değildir. birileri mb+kamu da 105 milyar dolar var diye yazıp vermiştir, o da öyle kabul etmiştir.

    eğitimi yeterli seviyede olmadığı için çapraz sorgulama yapmayı bilmiyor.

    yine iyimser bir tahmin ile, merkez bankası dövizleri tamamen bitince, konuyu bilmeyen diğer insanlar (dağdaki çoban) ile aynı zamanda haberi olacaktır.

    kandırılmaya müsait bir karakter yapısı olduğu için insanlara yine kandırıldık diyebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz miktarının artması sıkıntılı bir gelişme ama daha önemlisi faiz dışı dengenin giderek daha fazla açık vermesi.

      Sil
  38. cari açığı düşürmek için rekabetçi bir kur sahibi olucaz diye paramızı pul edip yarattığımız enflasyonu düşürmek için faizi yükseltiyoruz ama arttırmıyoruz.hocam türkiye ekonomisinin yönetiliş biçimi derste bir talebeniz olsaydı..bir öğrenci düşünün,siz tahtada ders anlatırken gözünüzün içine bakarak etrafla muhabbet ederek sırıtıyor,sonra sınav zamanı geliyor,tabiki zayıf ancak kağıdına bakıp bu çocukta bir ışık var ama niye böyle diyorsunuz ve bırakıyorsununuz,notları dekanlıga ögrenci işlerine teslim edeceğiniz gün aynı veledi kapınızda elpençe görüyorsunuz birde üstelik.neymiş hocam şu dd olan notu cc yaparsanız size müteşekkür olurum rica etsem diyor.sınıfta dersteyken olan hal ve tavırları aklınıza geliyor,hadi diyorsunuz belki düzelir,belki yeni bir değer kazanılmasına katkı verir.tamam diyorsunuz,sonrası yaz tatili..3ay sonra kantinde tesadüfen aynı veledi kendi gibi şımarık arkadaşlarıyla gırgır şamata muhabbette görüyorsunuz,kulak misafiri oluyorsunuz yanından geçerken.yaa oğlum diyor yanındakine mahfi hocaya bir dedim şu notumu bi yükselt diye,hele yapmasın..sonra da diyorsunuzki ah şu ögrenci milleti,aynı bizim ekonomi gibi..böyle gelmiş böyle gider..gitmeyecek hocam,ben inanıyorum bu z kuşağı ilerde birşeyleri değiştirecek.ancak şimdi değil,tünelin ucunda ne yazıkki ışık yok,şimdilik..

    YanıtlaSil
  39. sayın hocam nedense kimse bahsetmiyor bu konudan ama ben biraz bahsedeceğim müsaadenizle. hocam, türkiye ekonomisinde son iki yıl hariç genel olarak cari denge ile bütçe dengesi arasında negatif fazlı bir korelasyon vardı. yani eskiden yüksek bütçe açığına dayalı büyümeye çalışan türkiye kolay kolay cari açık vermezdi. ancak 2002 itibariyle bütçe açığına dayalı büyümeden çıkıp cari açık verilmesine dayalı büyüme patikasına sokuldu türkiye!. ve cari açık büyüdükçe haliyle bütçe açığımız daraldı. ancak son 1,5 - 2 yıldır bu korelasyon maalesef pozitif faza geçmiştir. yani bütçe açığımız giderek büyümeye başlamışken cari açık da vermeye devam etmeye başladık. tabi bunda özel sektörün yani amiral gemisinin aşırı dış finansal yükümlülüklerinin olmasının getirdiği ağır yükler nedeniyle çok yavaşlamış olmasının ve onun yerini kamunun doldurmaya çalışmasının büyük payı vardır kanaatimce. yani kamu ithalat yapıyor ve yine kamu döviz cinsinden borçlanmaya başlıyor. bu da cari açığın devam etmesini ve bütçenin de giderek açılmasına devam ediyor. hocam bu finansal açıdan tam bir bomba değil midir. borç stokunun çevrilmesini iyice zora sokmayacak mıdır üstelik kamunun ekonomideki hacminin çok düşürülmüş olduğunu ve harcamaların artırılmasına rağmen istenilen seviyede büyüme oluşturamayacağını düşünürsek. ne dersiniz hocam?. saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye riskleri düşürmeden hiçbir şekilde düzlüğe çıkamayacak. Bunu gördüğümüzde ve buna uygun davranmaya başladığımızda işler düzelir.

      Sil
    2. Cari açık sorunu ve sermaye transferleri sorunu devam edecek.

      2002 sonrasında insanlar farketmediler, çok fazla yerli firma yabancı firma ile el değiştirdi, ucuz Çin üretimleri de imalat sanayinin yapısını bozdu. Bunun kamu ayağında da KİT ler satıldı.
      Halk bunu niye farkedemedi, çünkü Türkiye tarihinde hiç olmayan bir vaka oldu, AB tam üyelik fasılları açılmaya başlandı. Türkiye ye yüksek miktarda yabancı para girdi. Hükümet faizleri yüksek tutarak sıcak para girişini de artırdı. Yüksek faiz yenilikçi teknolojik imalat sanayi gelişimini de engelledi. İşgücü 90 lar Türkiyesine göre kaliteli hale gelirken, dünya geneline göre kalitesini düşürdü.

      Şimdi sizin yazdığınız yere geldik, özel sermaye daraldığı için cari açığı finanse edemiyor yavaşladı. Onun yerini kamu alıyor, cari açık kamu kaynaklarını eritmeye başlayacak.

      Türkiye nin düzelmesi için, yapısal reformları bir kenara bırakırsam, iş gücünün kalitesinin artması lazım. Ülkede sermaye olmadığı için yabancı sermayenin gelmesi lazım. Yabancı sermayenin devamı yapısal reforma bağlı iken, yapısal reformlar da 20-25 sene içinde işgücü kalitesini artıramaz.

      Türkiye'nin işi imkansız. Fakirleşerek yoluna devam edecek. Bu yol zorludur, Cem Yılmaz'ın dediği gibi "Bari s..meseler". Komşuları ile ilişkileri kötü olan fakir ülkenin bir şekilde iç huzurunu bozarlar. Türkiye'nin iç huzuru ile ilgili konularda da insiyatif "dış güçlerde".

      Sil
    3. Risk düşürmek deyince aklıma cumhurbaşkanı geldi. İçtekilerle sürekli kavga, ey!, haddini bil, bedelini ödeyecekler, dıştakilerden de adamakıllı komşumuz kalmadı. Murat Yetkin'in dediği gibi Arap alemi bile karşıda. Maalesef laiklik çok gerekiyor. Yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması. Bakınız: Para politikası, faize karşı olmak kaç yüz milyar dolara mal oldu. Faiz düşürelim derken öte yandan dış faizimiz yani CDS artıyor. Bari dışarıdakiler yerine içeridekilere faiz ödeseydik. Para içeride kalırdı. Maalesef uzun yıllardır riskleri düşürecek, sakin, dingin bir yönetim anlayışı yok. Risk yüksek giderse de ya faiz ya dolar yüksek kalır. Sonuç olarak da piyasaların tepkisini ve kişi başına düşen milli geliri ve ayrıca 200 dolara düşen emekli maaşlarını görüyoruz.

      Sil
  40. Hocam bugün ödemeler dengesi rakamı açıklandı. 6 milyar dolarlık bir finans hesabı çıkışı var. 1,9 milyar dolarlık net hata ve noksan girişi var. Haziran ayında cari açığı rezerv ile karşıladık. 169 milyar dolar bir borç döndürmemiz var. Rezervimiz yetersiz. 90/169=0,53 gibi düşük bir oranda çeviriyoruz. Üstüne cari açığı da rezervden karşılıyoruz. Sermaye çıkışı var. Bu olaylar TL üzerinde değer kaybını devam ettirir. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatırlatayım bu 90 milyarın 55 i zaten swap yani MB ne emanet olarak verilmiş. O kadar da rezerv yok anlayacağın.

      Sil
  41. Hocam günümüzde ekonomiyi kurtarabilecek K.Derviş gibi bir yerli isim var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2002 yılında ekonomiyi şunları bir araya getirip toparlamıştık.

      IMF + KemalDerviş + Yasaları çıkaran Hükümet + Kurallara uyan ekonomi yönetimi.

      Bunları bir araya getirirsek yine kurtarırız.
      Bunları bir araya getirirsek, IMF yi gören halk hükümeti değiştirir, denge yine bozulur.

      Sil
    2. Günümüzde konu ekonomiyi kurtarmaktan oldukça ötede ve geniş bir konuya dönüştü.

      Sil
    3. kemal derviş iyi bir monetaristtir. yani parasalcı yaklaşımlarla ekonomide krize müdahale edebilir. ancak iktisadın reel tarafını bilmez. oysa asıl olan reel ekonomidir. derviş devalüasyon nedeniyle kur şoku yiyerek varlık erimeleri yaşamış olan bankacılık sisteminin risk algılama kapasitelerini yükseltti. bilançolarını yapılandırdı ve yeniden çalışır konuma getirdi. o kadar. üretimdeki yapısal sorunlara ve finansal sistemle reel sistem arasındaki entegrasyonun güçlendirilmesi adına hiçbir girişimde bulunmadı. 2001 krizinde sadece finansal sisteme yönelik çalışmalarda bulundu. kemal derviş bir nevi bankacılıkta reflasyon yaptı. bunun semeresini de 2008-2009 krizinde birçok ülkenin bankacılık sistemi batma noktasına gelirken bizim bankacılık sistemimizin kaya kadar sağlam durmasıyla gördük. ama reel ekonomi sert darbe yedi çünkü en az 2001 öncesi bankacılık sistemimiz kadar kötü yönetilen bir reel ekonomik tabanımız var. ve hala da oldukça risk algılama ve yönetme kapasitesi düşük bir reel sektörümüz var ne yazık ki. ki bu reel sektör yeni bir kur şokunda bankacılık sistemini de yutacaktır. yani eskiden krizlerimizde bankacılık sisteminden reel ekonomiye sirayet eden krizlerimizin yerini artık reel sistemden bankacılık sistemine sirayet edecek krizler alacak gibi görünüyor. kısacası derviş ekonomimizi filan kurtarmadı sadece aksayan bir tarafını çalışır hale getirdi. Ecevit hükümeti de ayrıca BDDK gibi kurumu kurarak finansal sistemdeki kurumsallaşma zayıflığını gidererek ve denetim mekanizmasını da kurarak dervişin yapılandırmasını güçlendirdi. zaten bugün tüm dünya iktisadındaki sorunlardan birisi de iktisatçılardan sürekli monetarist akımdan seçilmiş olmalarıdır. ki dünyada yaşanan aşırı finansallaşmanın nedenlerinden birisi de budur bence. iktisada sürekli ve sadece parasalcı modellemelerle yaklaşımlarda bulunulmasıdır. kısacası derviş esasen türkiyenin finansal yapısını tamamen küreselci mekanizmalara entegre etmiştir. neo liberalizme aşırı derecede açık hale gelmesini sağlamıştır. bence yanlış bir tercihtir ve rahmetli Ecevit ki takdir ettiğim bir siyasal liderdi; yanlışlarından birisiydi.

      Sil
    4. @21:23 Gazi Erçel sen misin?

      Sil
    5. Anonim 21:23 finansal yapıyı küreselci mekanizmalara entegre eden Özal dır.Ecevit in bir hangi tercih seçeneği olduğunu düşünüyorsanız ne olduğunu belirtmeliydiniz.

      Sil
    6. @21:23 Ne Kemal Derviş miş?
      Adam 18 ay bile bakan koltuğunda oturmadı, adamdan her şeyi yapması bekleniyor. Daha ne yapsın? Bankacılık sistemini adam edip düzenledi, kendinden 7 yıl sonra çıkan krize karşı sistemi korudu.

      Reel sektör için 18 ay değil, daha uzun süre bakanlık yapması lazımdı. 18 ayda bu kadar olur.

      En büyük Türk iş dünyası hastalıklarından birisidir, bir alanda yetenekli bir insandan tüm şirketi kurtarması kısa sürede beklenir. Hiç sorulmaz diğerleri ne yapıyor diye.

      Kemal Derviş, IMF başkanı olabilecek bir potansiyelde insandı. Olmamasının kendi şahsı ile ilgili bir sebebi vardı, detayına girmeye gerek yok.

      @11:18 gibi ben de soruyorum @21:23 Gazi Erçel sen misin?

      Sil
    7. anonim 13:46 ecevitin tercihi kesinlikle küreselcilik değildi. kendisi başta türk Telekom olmak üzere stratejik kurumların özelleştirilmesine karşıydı. yani türkiyenin sınırsız şekilde küresel sermayeye açılmasına karşıydı. tabi bop a da karşıydı. zaten başına gelenlerin temel nedeni de bu duruşuydu. anonim 16:50, düşüncene katılıyorum derviş ımf başkanı olabilecek çapta idi doğru. çünkü ımf başkanlarının ekseriyeti zaten monetarist ekolün ürünleridir. derviş de bunlardan birisi olduğundan ötürü hakikaten de ımf başkanı olabilirdi bu hususta sizinle hemfikirim.

      Sil
    8. kemal derviş 2001 krizi sonrasında ecevite kısmi olarak da olsa toprak yani arazi satışı teklifinde de bulunmuştu. ama Ecevit asla demiştir.ecevit ile kemal dervişin görüşleri aslında 180 derece farklıydı. derviş küreselci Ecevit ulusalcı düşünce yapısına sahipti. zaten küreselci güç eceviti iktidarda tutmazdı tutmadı da.

      Sil
  42. Hocam artan sayıda kişi parasını dışarı çıkarıp, yabancı kurumlar üzerinden Türk Eurobondlarını alıyorlar.

    Özellikle yüzde 6 ve üzeri faiz verdiği dönemleri yakalamaya çalışıyorlar. Şu anda 6 ay kupon ödemelilerin çoğu 6 üzerinde.

    Türkiye'den 2 yıl vadeli TL kredi alan iş adamı, Londra, İsviçre vs üzerinden Eurobonda giriyor.

    Bu cari açığı da artırmaz mı? Gözü açılan dışardan devlete borç veriyor. İş adamı için risk neredeyse 0.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açığı değil de cari açığın finansman ihtiyacını artırır. Maalesef kendi kendimize yarattığımız risklerden birisi de bu.

      Sil
  43. Selam Hocam, gazetedeki yazısında Necmettin Batırel Üstadımız altın rezervlerimiz çok, kasamız altın dolu demiş.

    Siz de benim düşündüğümü mü düşündünüz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ayni seyi dusunduk. Altinlar bittikten sonra bir sonraki adimda soyleyecegini de ben gundeme getireyim simdiden: 782,562 Km2 topragimiz var.

      Sil
  44. Hocam çin mb %4civarında bir faiz veriyor,tam olarak 3,85 yanılmıyorsam.bu oran bu kadar üretim yapan 4trilyon $ üzerinde rezervi olan,heray milyarlarca dolar cari fazla veren bir ülke için fazla değilmi?mesela birden demiyorum kademeli olarak avrupa gibi 0 a indirseler veya -0,25yapsalar ne olurki?enazından +3,4 puan düşüş egilimindeki büyümeye katkı yapar,bir zararı asla olmaz bence fazla faiz veriyorlar,sıcak paraya ihtiyaçları da yok..bunu gercekten anlayamıyorum.tamam rusya versin..bence rusya gibi bir ülke için bile %4faiz yüksekken çini aklım almıyor...murat beyi 23nisanda bir günlügüne o koltuga oturtsalar bence ilk yapçagı şey odur..
    birde ekonomist dergisinin agustos sayısındaki panda resmi sizce ne ifade ediyor,tv deki ak medyada programı yapılmadan görüşlerinizi alalım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam, Çin kendi sermayesine sahip değil. Finans sermayesi batı ülkelerinden, müşterilerinden geliyor. Borçlu olduğu ülkelere dayılanamaz. Dayılanırsa, dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirler. Yüksek büyüme oranı var, yüksek faiz ile borç verilmesi/alması normaldir. Öztürkçesi, o ekonomistteki pandanın burnunda halkaya takılı bir ip var. O ipi kim çekerse panda oraya gider. Hamamda millet nasıl bayılır dansı yaptırırlar Çin'e. Milliyetçi efelenmeleri, sağa sola silah göstermeleri işe yaramaz, burnu halkalı. Çin faizini 0 yaparsa, 1.7 milyar adam aç kalır, gıda alamaz. Kendine yetecek kadar gıda üretemiyor. İki ambargo kararına bakar.

      Bence murat ya da diğerlerine 23 nisan koltuğu hiç yakışmaz, onları işgal ettikleri koltuklarından almak lazım.

      Rusya, rezervlerini artırma imkanı olan bir ülke. Biz Rusya'ya kabaca 10 milyar dolar rezerv transferi yapmışızdır, s400, nükleer santral, ülke dışındaki silahlı grupların silah alımları, kan bedeli vs. Reis lakaplı elemanın David lakaplıyı koltuktan almasını Rusya istedi.

      Türk faiz seviyeleri dünyanın en düşüklerinden, ülke içinde tasarruf eksikliği var, bu faiz oranına tasarruflar yeterli seviyede olsaydı, şimdi kapalı çarşı kuyumcularında millet altın bırakmazdı.

      Sil
  45. Selam Hocam,

    Türkiye'de henüz altın rezervleri bitmedi.

    Türk siyasetçiler! rollerini iyi oynadılar.

    Siyaset hayatın her alanına girdi,
    Türk insanı örgütsüz bırakıldı,
    Yargı temizlendi,
    Ordu tırpanlandı gelecekte yetişmemesi için önlem alındı,
    Tüm devlet kadrosu tek adama bağlanıp liyakatli bürokratlar pasifleştirildi,
    Tekkeler devlet içinde kadro ile sızdırılıp iş yapabilecek insan kıtlığı yaratıldı,
    Hapislerde yeterince mağduriyet sahibi insan yapıldı,
    Merkez Bankası tek adama bağlandı,
    Türk serveti düşük faizler ile MB ve Kamu kaynakları kullanılarak Türkiye dışına çıkarıldı,
    Bu esnada tüm dünyaya örnek! bir kötü adam yaratıldı, Kürt gruplar eğitilip silahlandırıldı,
    Almanya'da olası Türk mülteciler için 150 bin kişilik kamplar oluşturuldu(Bu kampların fizibilitesini Türkiye'den giden Fetö mensupları ile denediler. Türk mülteci kamplarında eğitilen Türklerin sosyal hayata nasıl hızlı adapte olduğu ile ilgili basın yayınları yapıldı, Almanların tepkileri ölçüldü.)

    Geriye biraz altın kaldı, eli kulağında onu da düşük faiz ile bitirecekler.

    Yakında sinemalarda Türkiye'ye Demokrasi getirilecek.
    (Ara senaryoda belki kötü! bir Türk general veya Tek adam masum bir halka saldırır, bu da batı kamuoyuna bahane olur.)

    (Sevr haritasını açın, kabaca aynı bölgeler tüm sorunların yaşanacağı yerler.
    Batı ülkelerinin yatırım yaptığı yerler bile Sevr haritasındaki 100 yıl önceki yerleriyle duruyor. Ege ve Marmara bölgeleri BM denetiminde uluslar arası tarafsız bölge olacak.)

    Uluslar arası basında Türkiye'ye müdahale için ufak ufak yazılar çıkmaya da başladı.

    Her şey apaçık ortada yapılıyor. Gizli saklı kalmadı.

    Neyin lamı cimi yapılıyor Türkiye'de?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn.Anonim 00:26

      Yazdıklarınız tümüyle günümüzdeki durumu yansıtıyor, çok doğru tespitler ama şöyle düşünelim, sizin gördüğünüz, bizim gördüğümüz bu apaçık durumu bizden başka gören yok mu?

      Sevr'in başlattığı bir tez dönemi ve ardından, başta Atatürk olmak üzere biraz diyalektik bilen herkes tarafından gelmesi kaçınılmaz görülen bir antitez döneminin yine Sevr'le kapanması size de ilginç gelmiyor mu?

      Bence bu kadar umutsuz olmayalım, çevremizde "demokrasi getirilen" bunca örnek varken eğer biz halâ ders almamışsak, elbet birileri bize de "demokrasi getirmeye" kalkışacaklardır da bu devleti -iktidardan bağımsız olarak- bu kadar hafife almayalım...

      Sil
    2. Sayın Mahdut bey, kitap yazsanız alacak çok insan var, başta ben.. Sizden din tarihi ve dinler ile ilgili kitap tavsiyesi rica ediyorum. Selamlar..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?