Dolarizasyonda Son Durum
Dolarizasyon (teknik ifadesiyle para ikamesi); bir ekonomideki kişi ve kurumların yerel parayla birlikte döviz kullanmaları ve tasarruflarının bir kısmını döviz hesaplarında tutmaları olgusuna verilen isimdir. Bu olgunun tersine dönmesine yani döviz kullanan veya döviz mevduatında paralarını tutanların dövizlerini bozdurup yerel parayı tercih etmeye başlamalarına da ters dolarizasyon (teknik ifadesiyle ters para ikamesi) adı veriliyor.
Sermaye hareketleri serbest kalmadan önce bir bankada yabancı parayla mevduat hesabı açmak mümkün değildi. Elinize geçen yabancı parayı bankaya götürdüğünüzde ya da havale ettiğinizde onu o günkü kurdan TL’ye çevirip TL hesabı açtırabilirdiniz. Sermaye hareketleri serbest kaldıktan sonra bu kez bankaya yabancı para götürmenize ya da havale etmenize de gerek kalmadı. Bankadaki TL mevduatınızı istediğiniz anda o andaki kurdan istediğiniz yabancı paraya çevirip hesap açtırabiliyorsunuz. Buna konvertibilite deniyor. Hiç kuşkusuz serbest piyasa sistemine uygun ileri bir aşama. Yalnız bir sorunu var: Eğer ülke yeterince döviz geliri elde edemiyorsa o zaman bu sistem tehlike yaratmaya başlıyor. O zaman TL’den dönüp dolar yaratmış olan paralar çekilmek istendiğinde bunu karşılayacak dövizi bulmakta sıkıntı çıkabiliyor. O nedenle dolarizasyon denilen olgunun belirli oranların üstüne çıkmaması gerekiyor.
Dolarizasyonu ölçmekte kullandığımız yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki payına ilişkin veriler aşağıdaki tabloda yer alıyor (Kaynak: BDDK, Aylık Bankacılık Sektörü Ekim Ayı Verileri, https://www.bddk.org.tr/bultenaylik. USD/TL kuru yıllık ortalama kur.)
Resmi daha iyi görebilmek için bu tabloyu bir grafiğe dönüştürelim. Aşağıdaki grafik, tabloda yer alan yılsonu dolarizasyon verilerinden türetilmiş bulunuyor.2001 krizinin hemen ertesinde 2002 yılında yüzde 57 düzeyine ulaşmış olan dolarizasyon oranı sonrasında düşüşe geçmiş ve 2010 yılı sonunda en düşük düzeyi olan yüzde 30’un hemen altına gelmiştir. Bu gelişimde IMF programının, Avrupa Birliği ile olan tam üyelik müzakerelerinin, USD/TL kurun uzun süre stabil kalmasının etkileri olmuştur.
2011’den sonra işler yavaş yavaş
bozulmaya başlamış, USD/TL kuru yükselirken insanlar TL’ye güven kaybetmeye ve
dolar mevduatına dönmeye başlamış ve dönüş 2017’de başkanlık referandumundan sonra
iyice hızlanmış görünüyor. Kur artışı ya da TL’nin değer kaybı risk artışıyla
aynı yönde gittiğine göre dış dünya kadar Türklerin de güçler ayrımı yerine
güçler birliği sistemine geçişini risk artışı olarak algıladıkları anlaşılıyor.
Bu durumda bu tabloyu yeniden 2002 – 2010 arasındaki duruma döndürebilmenin ilk
adımı başkanlık sisteminden vazgeçip güçler ayrımı sistemine dönmek olacaktır.
Hocam merhaba, Merkez Bankasının rezerv toplaması dolarizasyon mudur?
YanıtlaSilSadece TCMB değil her merkez bankası döviz ve altın saklar. Buna dolarizasyon denmez.
SilFirmalar kur riskleri için dövize endeksli TL hesabı açıyorlar. Bireyler de tasarruflarının erimemesi için dövize endeksli TL hesabı tutuyor.
SilDolarizasyonun bir çeşididir bu, birikimlerin, her an kullanılmayan paranın dövize endekslenmesi.
Bir de günlük işlemler var. Alım, satım, üretim. Bunlar TL cinsinden henüz. Yani süt üreticisi süt kg fiyatını TL al/sat yapıyor, yumurta vs. günlük işlemler TL üzerinden geçiyor.
Türkiye'de tam anlamı ile dolarizasyon olur mu? Net cevabı olmaz.
Yukardaki tüm paraların karşılığı TL, ülkede TL dışında para yok, yani yukardakilerin fiziki döviz karşılıkları yok.
Aynısı Lübnan da oldu. Havayolu şirketi Lübnan vatandaşlarının bankadan yaptıkları döviz havalesini kabul etmiyor. Yani, şu, 100 Euro uçak biletini Lübnan bankasından havale yaparsan, havayolu o parayı kabul etmiyor. Bir Avrupa bankasından yaparsan kabul ediyor, veya bir Avrupa bankasına bağlı kredi kartından yaparsan.
Lübnan'da da döviz yok. Herkes hesabı dövize endeksli yerel para ile tutuyor.
Türkiye'de bir dövize peg edilmiş TL işlemleri yapılabilir. Değişim aracı TL olacaktır. Değişim sonrasındaki TL olumsuz bir ekonomik koşulda değer kaybedebilir ama insanların araçları yok, paralarındaki değerin korunması konusunda. Yani o TL karşılığında fiziki altın veya fiziki döviz alamazlar.
TL değerini koruyacak olan Mb dır. Son başkanı ile siyasi bir organdır. Son başkan değişimi sonrasında gördüğümüz kadarı ile TL değeri için tamamen siyasi kararlar alıyorlar. Siyasetçi bitiriyorum demeden bu döviz tutma oyunu bitmez.
MB 'nın rezerv toplaması yabancı kurumlara alacaklarını teminat altında tutma garantisi vermektir. Dolarizasyona girmez.
MB iki türlü rezerv toplar, piyasadan TL vererek, kamunun borçlanıp aldığı dövizi çekerek. Görünen köy ikincisi gibi.
Türkiye borçlanacak, daha çok borçlanacak. Siyasi iktidarı önümüzdeki seçimde de tutacak kadar borçlanacak. Herkes bunu istiyor.
Hocam Türkiye'de basılı (gerçek, nakit, kaydi olmayan) ne kadar yabancı para var, biliyor musunuz?
YanıtlaSilHoca değil kimse bilemez. Milletin evinde / iş yerinde / kasasında tuttuğu parayı nasıl bileceksin? Belirli tahminler var tabii ki ama tahminden öteye geçemeyiz.
SilTR'de kayıtdışı 2 milyon kaçak insan var. Paralarını bankada tutamadıklarından döviz yapıp komisyonla emanetçilerine veriyorlar.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilKriz dönemlerindeki dolarizasyon için toplumsal refleks denilebilir mi?
Hocam Merhaba,
YanıtlaSilHalkın birikimlerini döviz ya da altın cinsinden değil de TL' de tutmasını sağlamak için, türk vatandaşlarına özel farklı bir faiz uygulanabilir mi? (Normalden yüksek)
Kötüye kullanımı, zengini daha zengin yapmamak adına da 100 bin gibi bir kota da koyulabilir kişi başı. En basit şekliyle anlattım geliştirilebilir bir sistem getirilebilir mi?
Böyle bir uygulama reel ekonomi de ne kazandırır, ne kaybettirir? Değerli yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler
Sorun 100.000 TL altı parası olanların ne yaptığı değil sorun 100.000 TL üzeri parası olanların ne yaptığı =) Asıl yüklü dövizi çok TL'si olanlar alıyor.
SilSelam Emre Aksu,
Sil100 bin küçük bir rakam, benim de beğendiğim bir öneri olmuş sizinki. Halkın tasarrufu düşük kesimini TL tasarrufa iten, bir miktar da o kesime kaynak aktarımını banka eli ile yapan bir öneri.
Banka tarafındaki maliyeti devlet özel faizli bir tahvil ile kredi miktarı kadar tahvil banka tarafına sunar. İşin muhasebesi denkleşir.
Türkiye bildiğim kadarı ile kimlik no kontrolü ile banka hesaplarını birey başına kontrol ediyor. Sistemi kontrol eder.
Geliri olmayanlar, çok düşük geliri olup birikim yapamayanlar için de asgari ücret seviyelerinin artması, onlara ek kaynak aktarılması lazım.
Tabi ki bunlar Türkiye özelinde fantazi öneriler, benim öngörülebilir gelecek dediğim 20 yıl için olacak politika değişimleri değil.
Başkanlık sistemi ile, Türk insanının elindeki devleti gitti.
Ellerinde kazandıkları bir miktar para var, onu da bırakalım istedikleri yere koysunlar, ki bankaya döviz diye koymuşlar, o hesaplarındaki gördükleri dövize endeksli TL hesabı. Döviz hesabı alan büyükler de biliyorlar işin ne olduğunu, kur riskini düşürmek için döviz karşılığı TL hesabı tutuyorlar, artık şansına kime denk gelir patlarsa.
Bence patlatmayacaklar, patlatmanın bir anlamı yok, önümüzdeki dönem Türkiye'yi biraz daha borçlandırmanın kimseye zararı olmaz.
Geçen sene bu blogda yazmıştım, kabaca Türkiyenin bir 200-300 milyar daha döviz borç kapasitesi vardı. 90-100 milyar bu sene damat döneminde kasadan çekilen bir miktar var. Doğrudan yatırımlardan çıkma. Galiba ortalaması 7TL nin altıdır. O paranın geri döneceğini düşünüyorum, o para portföy değişimi ile doğrudan yatırım yerine dış borç olarak gelir gibi. (Ben olsam öyle yaparım. Faiz temiz iş, Türkiye faiz oranı çok iyi, geri alma garantisi sağlam, borç alabilme kapasitesi var.)
Kaliteli Türk şirketleri var, o paranın faizi ile 8-9 tane ulusal ölçekte ilk 50 içinde yer alan Türk şirketini toplarım, fiyatları kelepire yakın şimdilerde.
5-6 yıl sonra, bir banane (uzun ihtiyarlar, siyasi bir belirsizlik vs olur) ile yine portföye doldur-boşalt yaparım. Türkiye bu işler için iyi bir ülke, uzun bu işler için iyi bir adam her denileni yapar. Düşünsenize, sınırlarınızın dibinde, faizini sizin belirleyebildiğiniz, Merkez Bankası kasasını kendi banka hesabı gibi kullanabildiğiniz 80 milyonluk bir ülke var.
Her halde böyle yaparlar, mantık böyle diyor.
q6Y2rGks@IlOK24u
Selam Anonim23 Aralık 2020 16:59,
SilSana ek yapayım, sen Türkiye özeline bakıyorsun. Sınırını AB sınırı olarak çekiyorsun.
Balkanlara da odaklanman lazım, işin bir ucu orada. Balkanlara yapılanlar da Türkiye'ye yapılana benzerdi. Ama onları AB topluluğuna topluca aldılar, şimdi meyvelerini topluyorlar.
Ülkeler AB üyesi gibi, kontrol altındalar. En barizi Yunanistan'a yaptıkları. Yunan siyasetini de Türkiye gibi dizayn ettiler, bürokrasiye girdiler. İstatistik hata diye patlattılar.
Türkiye'de yerlerinde iyiler düşünüyorum, köklüler. Türklerin bu halinden, yönetiminden çok memnunlar. Her istedikleri oluyor. Yunanlılar adalara nasıl çıktı? Yunanlıları o adalara çıkaranlar, içerdekilere her istediklerini yaptırırlar. Yazık, İzmir'deki bir konaktan çıkmış o görüntüler. (Uzunun alternatifleri hazır, günü gelince aralarından en uygun olanı görevine başlar. Ne ben, ne sen, ne uzunun kendisi yerine kimi hazırladıklarını bilemez. )
Rusları Balkanlardan temizlediler, temizledikten sonra AB üyesi yaptılar. Ruslar, Türkiye'de güçlenmek istiyorlar. Ruslar çok güçlü değiller, en azından ben Türkiye'de iken değillerdi. Bak, Rus Büyükelçiye Ankara'nın kalbinde ne yaptılar. Ruslar, hala tohumlarını ekiyor, biçme zamanı geldiğinde Türkiye üzerinden çarpışmak isteyebilirler. Daha zamanı gelmedi, zamanı gelince gazetelerden okur anlarız.
Ruslar, bir kaç milyar ile yetinmez. Bak görüceksin, en az 15-20 milyar dolar daha Ruslar -şırıngayla kan çeker gibi- Türkiye'den para çekcek. Bu blogda onun hesabını tablolarda görücez. Ruslar da para istiyor, Rusların da zamana ihtiyaçları var. O zamana kadar ne koparsalar kazanç.
-Olursa- o zamana kadar herkes memnun, herkes mutlu.
5hcGaWOHo8WR
bu yorumu benim anlayabilecegim kadar basit sekilde aciklasan olmaz mi sn bi ton isaretli beyefendi?
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilöncelikle emeğinize sağlık. koskoca Türkiye Cumhuriyet Bankası'nın ya da namı diğer TCMB'nin net döviz rezervi 21.12.2021 itibariyle sadece 5 milyar USD.. üstelik altın ve bilanço-dışı işlemler ile birlikte. buna rağmen bıyıklı yabancı ilgisi ile birlikte USDTRY damat sonrası serbest düşüşünü sürdürmeye istekli..5 milyar dolar para ile 80 milyonluk dış açık ekonomisi çevirmek finans tarihine altın harflerle geçmemizi sağlayacak muazzam bir başarı öyküsü..
kasanızda 5 lira parayla ki, bu parayı da kaldıraçlı borçlarla fonluyorsunuz, her ay 5 lira borç para bulabilmek anlamına geliyor bu (dış açığa aylık ort. 5 milyar usd dersek)..bu işe en kral hedge fonların bile şapka çıkaracağına emin olabiliriz..
yani bu durumda, dolarizasyon kimin umurunda :)
xyz..
Hocam sadece söylem değişikliği sebebiyle Türkiye rezervini 7 milyar dolar arttırdı. Yabancılar "güvenmeye" başladılar. Ama yerliler güvenmiyorlar. İktidar önce yerlileri ikna etmesi gerekiyor. Şu an Türkiye'nin 5 yıllık CDS 321 seviyesinde. Kasım ayında 550'li seviyelerinde idi.
YanıtlaSilCDS'lerin yükselmesinin nedeni swap kısıtlamaları nedeniyle Türkiye'deki riskini hedge edemeyen ve pozisyonunda sıkışan yabancıların CDS satarak riskini dengelemeye çalışmasıydı. Swap kısıtlamalarının gevşetilmesi CDS risk puanını da düşürmeye yardımcı oldu. ayrıca bıyıklı bıyıklı yabancı etkisiyle de CDS'ler bir parça daha gevşedi..ancak volatilite hala çok yüksek..
Silunutmadan, OTC satılan CDS'leri bıyıklı yabancı da alabilir. bu durumda da risk primi düşer..
Silxyz..
Alakası yok, volatilite çoktan sıfırlandı.
Sil16:58 volatilite yükselir veya düşer, ancak hiç bir zaman sıfırlanmaz. Piyasa komple kapanırsa başka tabii..
SilXyz..
Daha iyi anlatılamazdı.2002 krizine ramak kalmış.Dilerim ülkem bu krizi bir daha yaşamaz
YanıtlaSilHocam yap-işlet-devret projelerinin süresi dolduğunda(20 yıl bazıları) bu projelerden kamuya biraz baktım nerdeyse 30-50 milyar tl arası bir kaynak akacak yılda sizce projelerin işletme hakları dolduğundaki dönemde iktidarda olan şanslı parti bunu nasıl kullanır kendi başarısı gibi gösterebilir mi?
YanıtlaSilSelam isimsiz,
SilDilerim, siz 20 yıl sağlıkla kalır ve o günleri görürsünüz.
O projeleri iteleyenler o kadar seneye ne olur bilemem, kalanlar da ne projesi yaptığını bile unutmuş olur, kendi adlarını hatırlarlarsa onlar için iyidir.
20 yıl sürmez, o projeleri en fazla 10 yıl sonra bütçeye yük oluyor diye, gelecek ödemelerinin yüklenilmesi karşılığında özel bir şirkete kasaya para koydurtmadan satarlar.
O siyasi partinin başkanı da der ki; bütçeye yük olan verimsiz yapılardan kurtulduk. Aziz ve necip halkımız da alkışlar. O para millete kalacak diye. (Hatta siyasetçi şunu da yapar, alan firmanın gelecek dönemler için doğacak vergilerini de affeder. Karşılık olarak kasaya 3-5 kuruş bir şey alır, bunu da başarı diye satar)
Bu projeler iyi projelerdir. Yaparken oy gelir. Satarken oy gelir. Yıkılırken oy gelir. Yaparken ilerde çok kazançlı olacak denir, satarken çok yükümüzü aldı denir, yıkarken verimsiz eski proje yerine yenisini yapıyoruz denir. Her türlü işe yararlar.
*uHHkYscl3^LC3*s
Türkiye reformlarını hep devasa krizlerden sonra yapıyor bankacılık sistemi reformu 2002 den sonra hayata geçti en yakın örneği yine krizde karşı karşıyayız ülke ithal ikameye odaklanmış durumda her kriz bir fırsat yaratır bakalım bu kriz ülkemiz için nasıl bir fırsat yaratacak
YanıtlaSilTürkiye, krizlerden sonra reform yapıyor,
SilDevasa savaş, istila ve kayıplardan sonra da devrim yapıyor,
Bizim kafa böyle çalışıyor.
Geçen bir haber okudum Almanyanın kamu borco 5 trilyon Euroya yaklaştı diye ekonomilerinin 5 trilyon olduğunu ele alırsak eğer ve burdan ülkemize bakarsak Türkiyenin kamu borcu 250 milyar dolar ekonomisi ise 650 milyar dolar ortalama aslında ekonomideki çıpamız sağlam fakat biz deli gibi açık verirken Alman ekonomisi aynı şekilde fazla üretiyor odaklanmamız gereken yer orda öylece duruyor İHRACAT
YanıtlaSilSelam,
SilBu ifadedeki hatayı düzeltelim, hükümetin bilerek yaptığı bir hata.
Türkiye yüzde 5 ile borçlanırsa, 250 Milyar dövize 12.5 Milyar yıllık faiz öder.
Yunanistan, yüzde 1 ile borçlanınca, 12.5 Milyar döviz faizi için 1.25 Trilyon döviz borç alır. Türkiye'den 5 kat daha fazla paraya aynı faizi verir.
Gelelim Almanya meselesine, 0.5 yüzde faiz ile borçlanırsa, 12.5 Milyar faiz vermek için 2.5 trilyon borçlanması lazım.
Rakamlara doğru yerden bakınca, onların yıllık borç yükünün ekonomilerine göre, Türkiye'den daha az olduğunu görürsünüz.
Züğürt tesellisi değil de, hükümetin kafası basmayanlara uydurduğu yalan diyelim. Bizim birç orinimiz AB yi giri dihi dişşşiiiik, AB bittiii, gibi lafları meydanlarda yiyenler olduğu sürece bu işe devam.
İHRACAT büyülü bir kelime, Türkiye ihracat ile sorunlarını çözemez. Onun da kendine özgü bir bakışı var.
Türkiye, borcu ve İhracat kapasitesinden bağımsız olarak ekonomik olarak gerilemeye devam edecek. Bir kaç yıl içinde daha net anlarsınız.
tm2549NN^mU0Jd&*
Almanya ve Yunanistanin kullandigi para birimi Eurodur.
SilEuro ise rezerv konvertibl ve stabil bir paradir. Hatta bir cok yonuyle rakip rezerv para olan Dolardan daha guvenilir bir para birimidir.
Almanya ve Yunanistan kendi rezerv para birimleri uzerinden neredeyse bedavaya ve cok cok uzun vadeli borclanabiliyorlar. Hatta bildigim kadariyla kendi bankari AMB uzerinden tahvil yoluyla borclaniyorlar.
Turkiye ise boyle bir durumda degil. Hatta ilginc bir ornek vereyim siradan bir Turkiye Vatandasi hasbelkader ABDye gitse bir sene part-time calisip vergi odese ve 1. yilin sonunda kredi karti ve ya herhangi bir krediye basvursa Turkiye Cumhuriyetinden kiyas goturmez bir sekilde daha ucuza ve daha dusuk faiz kosullarda daha uygun sartlarda borclanabiliyor.
Anonim 16:26, onemli olan borcun GSMH'ya oranindaki degisimdir, bu borcun odenebilme gucunu gosterir. Bu da AB'de oldukca yuksek. Bizimle farki AB'nin borcunun cogunlugunun Euro cinsinden olmasi. Enflasyonist bir doneme girdiginde bu borc eriyecektir. Bu gene de AB ekonomisinin borc sorunu olmadigini gostermiyor.
SilFaiz orani karsilastirmasi cok bir anlam ifade etmiyor, cunku borcun refinansmanini her zaman yapabilirsiniz. Borcunuz GSMH'niza gore fazla artmiyorsa, faizler duser, siz de eski borcunuzu daha dusuk faiz oraniyla yapilandirirsiniz. Borcunuzun GSMH'ye orani artis gosteriyorsa isterseniz borcu faizsiz almis olun, o borcu geri odeyemezsiniz, iflas edersiniz.
Finans kapitalizminde sistem borc uzerine kuruludur. Ekonomik refah, borcun odenmesini saglayacagi icin, tuketim sayesinde artar veya devam eder. 100 sene once, likidite problemleri en buyuk ekonomik kriz sebepleriyken, gunumuzde bu korkunun yerini resesyonlar almistir, cunku ekonomi durdugunda ve daraldiginda borclar odenemez, sistem coker.
Türkiyede inek var Süt pahalı tarla var gıda pahalı çiftçi var batak et var yiyen yok tavuk var yumurta TANESİ 1 TL merak ediyorum bu nasıl bir sistem kimsenin kazanmadığı bir sistem nasıl olabilir kimse nasıl kazanamaz herkes aynı anda kaybetmesi nasıl mümkün
YanıtlaSilSelam isimsiz,
SilSistem dışından doldur-boşalt yapanlar için iyi bir sistem, faydalı bir sistem, kazançlı bir sistem.
Faizi kontrol edebildiğiniz sürece, işe yarar.
Basit Misal:
Türkiye dışında fon, 500 Milyon Euro, Türk Borç senedine yatırım yaptı. Faiz %6.3
Teminat gösterdi.
%1.5 faiz ile 2 milyar Euro'luk AB gayrimenkul aldı. Kira gelirini aldı.
Aradaki farkı ödemek için ineklerin memelerinin bol bol dolması lazım, tavukların mutlu olması lazım. Tavuklara, ineklere ve sahiplerine yazık oluyor.
Kazananı gösterdim size.
!WWLg%Vbhrq8j6YY
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSadece Konya değil, tüm Türkiye'de sulama problemi var. Suyu bol olan yerde de var.
SilSu kavgasından adam öldürenler var.
Sizde de İstanbul'dan tarla toplayıp boş tutanlar var mı? Kredi ve destek almak için tarım arazisi alıp devleti dolandırıyorlar. Ben kaç tane gördüm.
1. Aycicek misir bugday fiyati uluslararasıdir. Dunya fiyatlari ve dolar kuruna gore hesaplayip ustune kamunun alim fiyatini koyunca fiyat olusur.
Sil2. Konya ovasi yakinda col olacak, aslinda zaten olmus durumda. Sulama yapinca, ancak tuzlanma/kireclenme ve obruk olur. Onemli olan iklime gore urun.
3. Herkes devletten yeterince destek Alinca karli olur. Baska bir sey onersen daha mantikli olurdu.
4. Yanlis destekler tarima fayda getirmek dogru. Araziye degil uretim destek tek dogru oneriniz.
5. Once Meyva agaci yetistirmek istediniz de yer mi bulamadiniz? Meyva vermeyen agac kesilmeli diyosan, zaten is bitmis. Agac yoksa yagmur yok. Yagmur yoksa ancak col bitkisi yetisir. O zaman kaktus dikmeye baslarsiniz.
6. Yapilandiralim. Ama nasil? Sana para lazim olunca verip, geri odemeyince affedeni istiyor San, kolay gelsin.
7. Cocuguna pisagordan Baska sanat, muzik, edebiyat da lazim. Bakarsin dunyanin en kurak yerinde en verimli tarimi yapanlar Kim ve hangi egitim duzeyinde. Koyde yasamak Cehalete gerekce olamaz. Olursa agaci keser, tarlayi collestirir, sabah aksam aglar. En kotusu de yanlislari dogru sanar, bu yetmezmis gibi dahice fikir sanip sagda solda bunlari yaymaya kalkar.
Iyiniyetinizden suphem yok, ama cks kayitlarinda, bazi sehirlerin birak ekilebilir topragi, yuzolcumunden buyuk kayit yazilip odeme aliniyor bazi partisan bolgelerde. Misir daglari var abd.de. eritilecek. yeralti suyu alakasi yok. Siyasi tercih. Keza bugdayi da reeksport getirip iceride gumruksuz sattirmak da siyasi tercih. Sehirdeki ucretlilere, Ucuz kalori temin etmek icin, kafasi dik gezen toprak sahibi ciftciyi harcadilar. Abd.de gubre, bizdekinin 1/3u,
Silnasil rekabet edecen?katma degeri yuksek urun diyorsunuz, 10 ton yerli bademim var, iscilerin ucretlerini odeyemedik daha. Kalifornia ciftcisinkini aliyor ucuz diye marketciler.. subvansiyon ile buradakinden ucuza fiyat yapiyor abd. Nasil rekebet edecek ciftci? Hukumeti satmis once, onu???
... Konyalıyım dan sonrasını millet okumuyor, malum.
SilBen de okumadan direk yorumu ilk yazdığım cümle ile bitirecektim, yorumun üstüne denk gelen 7. maddeyi gördüm, ...pisagoru öğretmekten vazgeçip... kısmını gördüm, hah dedim iyi ki okumamışım.
Beyler sakin olun, yeter, vurmayın.
SilKonyalının, siteye gelmesi, yazıyı okuması ve bir şekilde yorum yazması bile büyük adımdır.
Kendisini diğer konyalılardan farklılaştıran bu özelliği için kutluyor, okumalarının ve yorumlarının devamını diliyoruz.
Konuş, Konyalım, düşüncelerin aksın, yazmaktan sıkılma, düşüncelerini paylaşmaktan utanma. Başkalarını da asla düşüncelerini paylaştığı için kınama.
Konya halkı yeryüzünde istisna bir yere sahiptir. Başbakan olan hemşerilerini büyük bir coşku ile kutlayıp, sonra o başbakanı kovanlara tarihin en yüksek oylarını veren bir halktır. Mevlana bile (ki kendisi Konyalı değildir), tüm Anadoluyu geçip kendisine en çok ihtiyaç duyulan yerin Konya olduğunu düşünmüştür, dergahını oraya kurmuştur. Koskoca Konya ovası çölleşmiş, ahalisi ya rabbi şükür demiştir. Düşünün o topraklarda Konyalı yerine Hollandalı olsa ne olurdu? Tüm Avrupa, Balkanlar ve Avrasyanın buğdayını en ucuza üretirler, yetmez yanına süt eklerler, tüm civar ülke tarımını batırırlardı.
Konu "Konya"dan başlayıp "Pisagor nefreti"ne nasıl gelebildi anlayamadım açıkçası...
SilTürkiye'de ne değişik kafalar var...
İnsan gerçekten hayret ediyor...
Mahfi hoca Keynes Meynes fasa fiso
SilBize pilan değil, pilav lazım
Pisagoru bilen çiftçi biliyorum ve akıllı tarım yapıyor.
SilMoğolların, İslamcıları Konya'ya sürüp Selçukluyu köleleştirmesinin, Mevlana'nın sonuçlarını hala görüyoruz. Konya ve Erzurum, halk İslam'ız derler Türklüklerini kabul etmezlerdi. Bununla ilgili çalışma yapılması lazımdır.
Özellikle 2 Konyalı tanıyorum, biri klasik müzikle diş operasyonu yapan Türkiyenin en önde gelenlerinden, çok Avrupai bir hekim öteki bankacı. Konya'daki muhalif kadar ateşlisi yoktur. Ama çoğunluğa gücü yetmez.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilTüm bunları yaptığın için sizi tebrik ederim. Yalnız, tüm bunları yapan birisinin içinde yaşadığı şehrin kültürünü gözlemleyememesi de ilginç geldi. Bunları görmek de bence en az yukarıda yapmış olduklarını saydığınız kadar önemlidir. (İnsanlar, Konyalıları eleştirirken tabii ki de %100 Konyalıların hepsi böyledir demiyor, bunu da anlayabiliyorsunuzdur umarım.)
Silters dolarizasyon için faizleri 20 seviyesine çıkarmaları lazım ve reformları biran önce açıklamaları lazım
YanıtlaSilHocam, %56 dth payi dedigimizde, bugunku Kura gore bakiyoruz sanirim. Yani kur artis oldugunda, ornegin 8 lira da, tl rakami dogal olarak daha a bit yuzdeye inerken, dth tipi mevduat da, daha fazla bir yuzdeye yukseliyor. TL mevduati iyice azaldiginda, Yani parasini herkes Dth olarak tutmaya basladiginda, kur etkisi de azalacaktir. En iyi gunde bile %30 Dth tutan baska bir millet var mi bilemiyorum. Hocam belki, baska doviz asigi milletleri, kiyaslamali bir tabloda verirseniz, kadim karakterimizi de anlamis oluruz. Kriz icin panics gerek yok, basimiz var, rusya boruyu disedi adi turkgazi oldu, dron satiyor ozel sirket, libya, kibris vs var ileride buyuk avanta, azeriler eski topraklarini alirken yardim ettim, kirk yillik hatir alacagi var,, swap mumkun,, Yani daha dipte cikcaktir bu koalisyonun krizi.. duzenli olarak 3 lige indik, sabir. Dth %70 oldugunda kriz cikar gorusundeyim, kriz derken, zorunlu olarak konvertibilite sona erer tl koruma yasalari ve banka sermaye yukseltme emirleri gelir. Gibi... Kanaat Yani, bilimsel degil benimki .ozur.
YanıtlaSilDeğerli bilgiler için teşekkür ederim.
YanıtlaSilAdamlar tlye güvenmiyor neden TL de tutsun? Enflasyon yüzde en az 30 40 mevduat faizi 15niye tutsun niye bir tane mevcut hükümeti destekleyen bir eleman cevap versin ya niye tutsun niye? Merak etme muhafazakar kardeşim asıl dth oranları oy aldığınız kesimde daha da yüksek açıp bakın fintürkden. Size oy veren adam da güvenmiyor TL ye. Şimdi diceksin ki niye oy veriyor diceksin? Çünkü çok iyi algı yapıyor sizinkisi ama papaz bir daha pilav yer mi görücez
YanıtlaSilEn muhafazakar iller, en fazla DTH tutan iller. Niye?
SilMahfi bey,
YanıtlaSil2008-2013 arasını analiz ettiğimizde, "YP mevduat/Toplam mevduat" sütununda:
2008: %35,3
ile
2013: %37,2
arasında, görece stabil dalgalandığını anlıyoruz.
2008 Eylül Lehman-Mortage krizinin patlamasından hemen sonra, FED; "parasal genişleme (QE)" programları ile tahvil alıp Dolar vermeye başladı.
2013 Mayıs ayında Bernanke'nin "parasal genişleme programımızı bitirmeye yaklaşıyoruz" mesajını vermesiyle beraber; Türkiye'de Dolarizasyon yükselmeye başlıyor.
Başka pek çok sebep sayabiliriz, fakat, 2008-2013 arasında Türkiye'deki bankalarda Dolar mevduatının görece stabil kalmasının "asıl" sebebi; "FED'in 6 yıl boyunca QE uygulamasından Türkiye'ye rahatça gelen Dolar" diyebilir miyiz?
Mahfi beye çok net bir soru:
YanıtlaSilPiyasada ne kadar para olması & dolaşması gerektiğine kim veya kimler karar veriyor ve neye göre karar veriyorlar?
Anonim 1856 hangi ülkede? Şimdilerde herkesin cebinde 200 tl var, 100 tl var.
Sil10 yıl önce her an yanımızda bu iki banknot yoktu. En büyük para 50 tl çoğu kişide 20 tl olurdu.
500 TL yok mesela. 5-6 sene önceye kadar 50 lira üstünü eve bırakırdım sabah çıkarken, acil lazım olursa taksi filan gerekirse diye en fazla bir tane 50 lira yeterdi. Çoğu zaman üç dört tane 20 lira ile bir hafta geçerdi.
Dolarizasyonu bu sekilde dogru olculdugunu dusunmuyorum. Bu sadece 'faizlerinin artmasi gerekiyor' demek icin bir bahanedir.
YanıtlaSilCunku esas dolarizyon, 'dolarizasyon dusuyordu' dediginiz donemde gerceklesmistir. Son yillarda yasadigimiz dolarizasyon para ikamesi degil, varlik ikamesidir. Bireyler varliklarini korumak icin YP mevduat tercih etmektedirler. 'Dolarizasyon azaliyordu' dediginiz donemde ise dolarizasyonun ileri asamasi olan para ikamesi gerceklesmistir.
'Dolarizasyon azaliyordu' dediginiz yillarda, ozel sektor; yuksek reel faiz, ve surekli degerlenen TL yuzunden, faiz yuku yuksek olan TL ile borclanmak yerine, dusuk faizli doviz finansmanina yonelmistir. Bunun neticesinde ticari gayrimenkul yatirimlarindaki kira kontratlari, yerli uretim yapan firmalarin fiyat teklifleri, ve hatta devlet sozlesmeleri bile dolar/euro uzerinden yapilmistir. Bu donemde pahali ithal urunler dolar cinsinden fiyatlandirilmistir. O donem hatirlanirsa, araba fiyatlari, ve hatta ev fiyatlari doviz uzerinden belirtilmekteydi. Bu para ikamesinin net gostergesidir.
'Dolarizasyon artiyor' dediginiz donemde ise bankalarin actigi krediler TL'ye donmustur. Ozel sektor, dolar borclusu oldugu icin enflasyon artmistir, halbu ki dolarizasyon enflasyona sebep olmaz, enflasyonu azaltir. Bu donemde yukselen doviz kuru urun fiyatlarinda, ticarette dolarin yerini tekrar TL'ye birakmasini saglamistir, bu da dolarizasyonun 'varlik ikamesi'ne dondugunu yani azaldigini gostermektedir.
2002-2010 yillari arasindaki astronomik faiz oranlarini gormeden, her sene rekor kiran cari acigi yok sayip, ekonomi cok iyi yonetiliyordu, dolar dusuyordu, gene o gunlere donelim diyebilmek gercekten inanilir gibi degil. Ekonomi alaninda surekli tekrarladiginiz bu yorumunuzu bu yuzden siddetle elestiriyorum, kabul edemiyorum. Kamuda ust duzey yonetici olarak calistiginiz donemleri ulke ekonomisi olarak kayip olarak gormeniz, ozel sektore gectiginizde de ekonomi yonetiminin cok iyi oldugunu belirtmeniz da ayri bir gariplik dogrusu.
Son paragrafta, siyaset alanindaki yorumunuzda ise, her ne kadar siyaset yapmaya calissaniz da siyasetci olmadiginiz icin yanilginizin kabul edilebilir oldugunu dusunuyorum, duzeltme ihtiyaci duymuyorum.
Teşekkürler hocam yazınız için, umarım dediğiniz gibi bir çözüm yolu bulunur ve eski seviyelere döner grafik :(
YanıtlaSilSevgi ve saygılarımla 🤗
Konu ilginc. bankalar bugune kadar dis piyasalardaki olumlu hava nedeniyle bugun doviz mevduati olarak ustlendikleri yukumlulukleri sendikasyonlarla gerceklestiriyorlardi. bugun, dis piyasalarda artan borclanma maliyeti ile yerli yatirimcilarin dovizi tercih etmeleri sayesinde dis piyasalardan cok daha ucuz maliyetle, hatta devletin borclandigi 5-6,5 gibi yuksek faiz oranlarinin cok daha altinda %1 gibi bir oranla doviz mevduati toplayabiliyorlar. aslinda banalar acisindan oldukca olumlu bir durum. diger bir konu ise dthlarin sistemden bir doviz cikisi yaratmamasi. baska degisle, dtha yonelen hesaplar sistem icerisinde kalmaya devam ederken sadece yukumluluklerin turu degisiyor. ote yandan, TL'den dovize kayan mevduat orani hem TL'ye olan guvensizligin artmasi, hem de TL borclarin oraninin dusmesi nedeniyle sorun. finans sisteminde olusan riskin analizi icin once yabanci para yukumluluklerin dagilimina bakmak gerekir (salt dthlarin payi ile yorum yapmak yeterli degil) (bence). asil buyuk sorun dovizlerin sistemden cekilmesi olacaktir. yani, sisteme guvenmeyip yastik alti yada yurtdisina cikislar.
YanıtlaSilbu arada Anonim23 Aralık 2020 16:26 cok dogru bir tespit yapmis. dis borcun orani degil esas onemli olan borcun maliyetinin GSMHya orani.
Ülkenin değerli hocasına karşı 2.yorumum ve 1.sorum olacak;
YanıtlaSilMerkez bankası yarın faiz i artırırsa hocam, neyi amaçlayacak menkul kıymetlerin ülkeye giriş sağlamasını teşekkürler (ekonomiyi anlamaya, sevmeye çalışarak abes bir soru sormuş olabilirim, kusura bakmayın)
Hocam emeğinize sağlık. Lakin dolarizasyon gibi çok yönlü bir durumun sadece sistemden kaynaklandığına bağlanarak yazının son bulması oldukça yetersiz değil mi? Sistemin tüm faktörleri etkileyip para ikamesine neden olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Zannımca sorun sistem değil. Belki de çok sonraki aşamalardan biri. Bilemiyorum. Ama belirttiğim gibi çok büyük bir sebebi bence olamaz.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilHocam Merhaba,
YanıtlaSilBugün sizin de yakından tanığınızı bildiğim bir iktisatçının (biraz uzun saçlı ve son dönemlerde de Bloomberg HT’de de sık sık görüyoruz) yorumunu dinledim. Bu iktisatçı, takip ettiğim birisinin programına konuk olmuştu ve Türkiye ekonomisini konuşuyorlardı. Konu, ekonominin sorunlarının çözümüne geldi ve yapısal reformlar konuşulmaya başlandı. Bu iktisatçı, yapısal reformları “profesyonel ve iyi olmayan iktisatçıların” dillendirmelerinin normal olduğunu ancak kendisi için reformun bu olmadığını anlatmaya başladı. Kendisi için en büyük sorun; enflasyon ve dış ticaret açığıymış ve reformların bunları çözmek için yapılması gerekiyormuş. Güya; tüm sıkıntıların arkasında bu iki sorun varmış ve enflasyon reformu ve cari açık reformu yapılarak çözülebilirmiş ve Türkiye ekonomisi düzelebilirmiş. Ayrıca bu ekonomiste göre; eğitim sorunu, hukuk sorunu, vs. bunlar iktisatçıların konuşması kendisine ilginç gelen konularmış. Hocam, bu “profesyonel iktisatçının” yorumunu görünce sadece ekonomi bilmenin, ekonomist olmak için hiçbir işe yaramadığını gördüm.
Hocam, böyle birisi Türk ekonomisine ilişkin sorunların sadece ekonomik gerekçelerle çözülemeyeceğini neden göremez? Faizleri artırıp enflasyonu ve kuru düşürdüğümüzde Türkiye ekonomisinde her şeyin düzeleceğini nasıl inanabilir.
Eğer bu iktisatçı bu yorumu okursa naçizane tavsiyem: Türkiye ekonomisi için ekonomik araçlar kullanılarak kullanılacak çözümlerin tamamı kısa vadelidir. Uzun vadeli çözüm istiyorsanız hukuk ve eğitim reformu yapmanız gerekir. Hukuk reformu demek tüm kurumların, görev tanımı çerçevesinde bağımsız hareket edebilmesidir. Bunu sağladığınızda; ülkedeki belirsizlik ve güvensizlik kalkacaktır. Ekonomideki karar alıcılar bu öngörüye dayanarak hareket edeceklerdir. Ülkeye daha fazla yabancı yatırım (doğrudan ve dolaylı) gelecektir. Bu kurları düşürecektir. Kurların düşmesi enflasyonu düşürecektir. Enflasyonun düşmesi de faizleri düşürecek ve yatırımlar artacaktır. Hukukun üstünlüğünün, ekonomik açıdan en kaba faydası budur Sayın A.S.A.
Eğitim reformu konusunda ise tavsiyem şudur: okullarda verilen eğitimin dünya standartlarına ulaşmasıdır. Ülkenizdeki okul çağındaki çocuklar, okul yerine işe gitmek zorunda kalıyorsa bu eğitim reformunu yapmak zorundasınız. Devlet okullarının kalitelerinin ve altyapılarının acil biçimde artırılması ve her çocuğun mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. En azından liseye kadar modern bir eğitimini verdiğiniz beşeri sermaye, ekonominin verimliliğini artıracaktır. Bu verimlilik artışı da daha kaliteli ve katma değerli üretim yapmanıza imkân verecektir. Bu da sizin cari açığınız düşürecektir.
Mahfi Hocam özür dilerim, uzun bir yorum oldu.
İyi günler…
Dijital Ortamda böyle yazılar görebilmek ve okuyabilmek harika, elinize sağlık hocam
YanıtlaSilKonular kopmuş yine. Yeni norm bu artık, MB kolay kolay cebindeki parası eriyen insanları yanına çekemez stabil geçecek 3-5 yıl alır. Don Quixote gibi kavga edileceğine bu dolarize durumda en düşük borçlarnır düşünmeli, planlamalı
YanıtlaSilHocam, bu tabloya yerli mevduat faiz orani da eklenebiir mi dolar/TL kuru yaninda?
YanıtlaSilhocam dolarizasyon diye birşey varsa bunun en uç örneği çin merkez bankası olsa gerek.
YanıtlaSiladamlar 3 trilyon dolar rezerv biriktirmiş. sorun Türkiyede vatandaşların döviz biriktirmesi değil TCMB'nin biriktirmemesi
Hocam Yabancı Para Mevduat'larını nasıl buldunuz ? BDDK üzerinden Toplam mevduat'ı buldum. Ama yabancı para mevduatını bulamadım
YanıtlaSil