Merkez Bankası'na Bir Öneri

Günümüz dünyasında beklentiler ve bu beklentilere göre yapılan tahminler neredeyse gerçekleşmeler kadar önemli. Özellikle rasyonel beklentiler teorisinin öne çıktığı son elli yılda merkez bankaları beklentileri ölçmeye yönelik anketler yaparak tahminlerini ve para politikası araçlarını bu beklentilere göre yönlendiremeye başladılar. Türkiye de bu akıma ayak uydurdu. Bir yandan TÜİK çeşitli anketlerle ekonominin gidişi hakkındaki beklentileri almaya çalışırken bir yandan da Merkez Bankası bu tür beklenti anketleri yapar oldu.

Merkez Bankası’nın beklentileri ölçmekte kullandığı anketlerden belki de en önemlisi Piysa Katılımcıları Anketi’dir (eski adı Beklenti Anketi idi.) Bu anket; finansal ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişilerin çeşitli makroekonomik değişkenlere ilişkin beklentilerinin izlenmesini amaçlıyor. Katılımcılara gelecekteki çeşitli dönemlere ilişkin olarak tüketici enflasyonu, döviz kuru, cari işlemler dengesi, GSYH büyüme hızı ve faiz oranları gibi temel makroekonomik değişkenler konusundaki beklentileri soruluyor ve alınan ortalamalarla bu beklentiler ortalama tahminlere dönüştürülüyor. Böylece Merkez Bankası bu göstergeler konusunda piyasa katılımcılarının nasıl bir beklenti içinde olduğunu görerek para politikasını belirlemede bu beklentilere göre bir yaklaşım tutturuyor. Bu anket sadece Merkez Bankası için değil iktisatçılar ve analistler için de önemli. Onlar da bu ankete göre geleceğe ilişkin çıkarımlar yapıyor. 

Merkez Bankası bu ay bu ankette değişiklik yaparak on yıl sonrasına ilişkin tüketici enflasyonu beklentisi, TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti Beklentisi gibi bazı uzun vadeli beklentileri anketten çıkardı. Bence bu düzenleme yerinde oldu. Çünkü bırakın bugün içinde bulunduğumuz kaotik ortamı Türkiye’nin en normal zamanlarında bile on yıllık tahmin yapılması mümkün değil. O nedenle o tahminler, tahminden çok biraz uydurma oranlar oluyordu.

Bu yeni düzenlemeye göre Piyasa Katılımcıları Anketi ekte yer verildiği gibi bir kapsama kavuştu.

Kanımca bu ankette bazı değişiklikler daha yapılmalı. Tüketici Enflasyonu (TÜFE) Beklentisi (%) başlıklı bölümü ele alalım. Burada Cari ay TÜFE beklentisi, 1 ay, 2 ay sonrası beklentileri var. Bunlardan sonra cari yıl beklentisi geliyor. Buraya kadar olanlar bence doğru. Bunlardan sonra 12 ay sonrası ve 24 ay sonrası beklentileri geliyor. Bunlar çok anlamlı değil. Bence cari yılsonundan sonraki beklenti gelecek yılsonu beklentisi olmalı ve uzun döneme ilişkin beklentiler hep yılsonlarını esas almalı. 12 ay sonraki beklenti diye sorduğumuz zaman gelecek yıulın Ağustos aynı soruyoruz demektir. Oysa tahminler genellikle cari ay ve yılsonuna odaklıdır. Öte yandan yılsonu beklentisi alındığında oradan hareketle yıl ortası tahmini de kendiliğinden çıkabilir zaten.

Bütün diğer beklenti setlerini de buna göre düzenlemekte yarar olduğu kanısındayım.

Bu düzeltme anketi çok daha kullanılabilir hale getirecektir.


Ek: TCMB, Piyasa Katılımcıları Anketi



Yorumlar

  1. Güzel bir öneri. Gerçi mevcut yönetim TUİK enflasyonunun %20'ye dayandığı şu ortamda kara kara faizi nasıl indireceğini düşünüyor, haftaya faiz indirmezlerse o gece göreve gelecek yeni yönetim tarafından dikkate alınacağından eminim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok biraz daha beklerler ekim gibi en gec kellesini alirlar.

      Sil
  2. Elinize emeğinize sağlık hocam. Umarım sadece bu tavsiyenizi değil, diğer tüm ekonomiye dair tavsiyelerinizide dikkate alırlar.

    YanıtlaSil
  3. MB, faiz artırmaz ise dolarda yeni rekorlara hazır olun.

    YanıtlaSil
  4. Faizler insin ekonomi büyüsün istikrar sürsün. Faizler ülkemizdeki istikrar ortamina zarar veriyor. Ekonomik Büyümeyi zedeliyor. Ev almak isteyen gelinlerin evlilerin genclerin onlara hevelse ev üreten hizmet eden insaatcilarin hevesini Belini bukuyor.
    Dugun salonu sahibi olarak gencleri dusunmeliyiz
    Saygilar
    Nevzat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizler enflasyon düşmeden inmez dayı çocuk işi değil ekonomi enflasyon yüksek olduğu için faiz yüksek olmalıdır paran değer kaybetmesin diye ve enflasyonu baskılasin diye Faizler enflasyon düştüğü zaman inmeli bu kadar.

      Sil
  5. Hocam öncelikle emeğinize sağlık,
    arka fonda gittikçe derinleşen ekonomik krizle, Türkiye adım adım bir iç çatışmaya doğru yönlendirilirken ekonomik mevzuların tartışılmasını artık anlamlı bulmadığımı belirtmek isterim.

    xyz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ülkede iç çatışma riski 3-4 yıl önce vardı ama artık bu iktidar için can verecek 3-5000 kişilik militan grubu bile bulunmaz, bunlarla da iç çatışma falan çıkmaz. Üstelik bunlar ülkedeki en cesaretsiz kesimdir, arkalarındaki gücü kaybettiklerini hissettikleri anda ortalıktan toz olurlar.

      Bence ekonomik sorunlara ve bunların nasıl düzeltileceğine odaklanmanın tam da zamanıdır, yakında herkese bu konuda çok iş düşecek...

      Sil
    2. Mahdut üstad, ekonomik krizde henüz dibi görmedik. Hazine’nin durumuna ilişkin vaziyet çok vahim. Kurlar ve faiz fiyatlamasındaki suni müdahalelerin sonuçlarını da henüz tam görmedik. Dolayısıyla cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine doğru adım adım ilerliyoruz. Risk realizasyonu sonrasında piyasalar kilitlendiğinde ciddi bir kaos yaşanacak. Bu noktada siyasi etkenler de devreye girecektir. Seçimlerin iptali veya olağanüstü hal ilanı gibi..siyasal İslamın son 20 yıldır uyguladığı kamplaştırma politikasının meyvelerini vermesi için şartlar gittikçe olgunlaşmaktadır.

      Tabii bu muhtemel iç savaşın en büyük faydası, mevcut tüm önemli siyasi aktörlerin tasfiyesi olacaktır. Sonrasında ise sahne, yeni kurtarıcı için hazır olacaktır..

      Xyz..

      Sil
    3. Sayın Xyz..,

      Yaptığınız projeksiyon kendi içinde tutarlı, siyasal islâmın 100 yıllık plânları ve 20 yıllık uygulamaları ile de uyumlu ama bence dikkate almadığınız bir nokta var, o da siyasal islâmın tüm dünyada ölmüş, bizdeki son uzantısının ise beyin ölümünün gerçekleşmiş olması. Ülkede bundan sonra her an her şey olabilir, sizin projeksiyonunuzdaki öngörülerin bir kısmı da gerçekleşebilir ama sonuçta kazanan bu ülke olacak ve siyasal islâm bir daha gün yüzüne çıkmamak üzere tarihin karanlık sayfaları arasındaki yerini alacaktır.

      Bu dönem geçtikten sonra sadece mevcut siyasal aktörler değil neredeyse tüm kurumlar ya tasfiye olacak ya da tümü ile yeniden yapılandırılacaktır. Bu nedenle herkesin ilerisi için kendi alanında daha iyi ne yapılabileceğini şimdiden düşünüp plânlamasında yarar var zira yeni bir kurtarıcı da, yeni bir kurtarıcıya gereksinim de olmayacak. Ülkedeki toplumsal bilinç düzeyi, ülkenin ancak ortak akılla düze çıkabileceğini kavrayabilecek noktaya gelmiş durumda. Bu noktaya gelebilmek için tüm bunların ve bundan sonra olacakların yaşanması gerekiyordu, başka türlü olması eşyanın tabiatına aykırıdır...

      Sil
    4. Mahdut bey iyimser projeksiyonunuz tutarlı bile olsa vadesi meçhul,10 sene mi
      Yoksa 20 yıl mı gerekecek bu dinamiklerin gerçekleşmesi?

      Sil
    5. Sn Mahdut farazi yaklaşımlar bunlar.

      Sil
    6. Sevgili Mahdut gene olmadı gene olmayacak,sebep,toplum genelinde evrensel değerler içselleştirilemiyorda ondan.

      Sil
    7. Ben Mahdut Bey'e katılıyorum. Ümitsizlik için daha çok erken. Zira kurtarıcı, lider anlayışları geçmiş çağların beklentileriydi. Çağımızın kurtarıcısı güç sahibi bireyler değil. Alanlarında profesyonel bireylerin dirsek dirseğe verdiği ortak akıldır.

      Sil
  6. Elinize sağlık hocam. Üretici fiyatı yani üfe 44 gibi bir rakam çıkıyor. Televizyonlar "ürünler üreticiden tüketiciye gelene kadar fahiş artmış 3 kat 4 kat gibi" haber yapıyorlar. Buna tüketici enflasyonu ne olur hocam.

    YanıtlaSil
  7. Orman agac ve caliliklarin yanginlariyla mucadelede bu iktidar sureci iyi yonetiyor.
    Tipki virusle mucadelde oldugu gibi.
    Canla basla herkes elincden gelen gorevi yapmali atesi sondurmali zararlari telafi etmeli yanan yerlerin imari icin cevre duzenlemesi icin oralarin peyzaji icin fikir yurutmelidir.

    YanıtlaSil
  8. Hocam öneri yerinde ve doğru sözüm yok bu önerinize, ancak sorun olan bu veriler doğrumu. Esas sıkıntı bu yapılan anketler kimlere yaptırılıyor ve alınan cevaplar ile açıklanan veriler doğrumu. Halkın gözünde güven olmayınca emin olun merkez bankası anketlerini kimse dikkate almıyor. Dikkate alanlarında dinlemiyor. Ben açıklanan hiçbir verinin olduğu gibi aktarıldığını düşünmüyorum ve hatta bu veriler istenildiği gibi çıkması için anket yapılan ekonomistleride kendine yakın ekonomistler olduğunu düşünüyorum. Daha öncede çok uçuk büyüme rakamları tahminler anketler açıkladılar hepsinde yanıldılar sonra sürekli düzelterek gittiler. Bu tahminleri yapan yada ankete katılan ekonomistleride sanki herşey birden düzelecek iş gibi söylemleri çıkıyor ortaya, ancak ülkede iyimser olmak için r sebep yok yurt dışından para aksa dahi içeride çok fazla sorunumuz var ve bunlar hiç dikkate alınmıyor ekonomistler tarafından. Mesela göçmen sorunu sürekli büyüyerek devam diyor kaçak işçi sorunu her sektörde var. Suriye konusu Afganistan ırak gibi birçok soruna yenisi ekleniyor unların dışında doğal afetler ki yapılaşmadan dolayı yaşananlar hariç birde salgın terör yeni ve en önemlisi Türkiye demografisinin değişimini kimse hesaba katmıyor. Demografik değişirken yeni hastalıklar ürüyor gelen insanların florası ve bakteri farklılığından bizde oluşan ve oluşacak birçok sorun. Kısaca ülke normal değil ki ekonomistler herşey sabitken diye tahmin yürütüyor çok anlamsız ve çok saçma bu ekonomistler eğitimsiz kalitesiz ve yalancı oluyor bu saçma tahminlere.

    YanıtlaSil
  9. Hocam selam ve saygılarımı sunuyorum. Yazılarınız için size müteşekkirim. Benim bir sorum var. Daha doğrusu benim soruma cevap olacak şekilde uygun gördüğünüz bir zamanda bir yazı yazsanız bizlere faydalı olur.
    “Büyük merkez bankaları özellikle 2008 yılından beri sürekli piyasaya para dağıtıyorlar. Emisyon hacmi katlandıkça katlanıyor. Bu durumda enflasyonunun uçması gerekirken kayda değer bir değişiklik olmuyor. Ben bunun sebebinin piyasadaki kaydi para olduğunu düşünüyorum. Yani piyasada gerçek paranın (merkez bankalarının parasının) kaydi paraya oranı o kadar küçük kaldı ki bu sebeple emisyon hacminin birkaç katına çıkmasının etkisi çok küçük oluyor.” Diye düşünüyorum. Selam ve saygılarımla. Av. Cahit Can YANIK/İST.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin bir bölümü dediğiniz gibi. Buna ek olarak basılan bu paraların çok azı doğrudan halka dağıtılıyor asıl büyük kısmı bankalar ve yatırım fonlarına gidiyor. Bunlar da (paraları rezerv para olduğu ve dünyanın her yerinde geçerli olduğu için) ellerine geçen bu paraları dünyada daha yüksek gelir kazanılan ülkelere yatırıyorlar yani kendi ülkelerinde kullanmıyorlar. Bütün bu nedenlerle de enflasyon oralarda patlamıyor. Ama önünde sonunda sıkıntı çıkacak. Nitekim ABD'de biraz sıkıntı başladı.

      Sil
    2. Benim hesaplamalarima gore ABDde enflasyon %13lere kadar gelebilir

      Sil
  10. Yazınız için çok teşekkür ederim hocam. Sizi ve ege cansen'in yazılarını kaçırmamaya çalışıyorum. Ege hoca cari açık vermeden büyümeyi savunuyor. tabi reformu da savunuyor. Ege hocaya göre , ekonomistlerin neredeyse hepsi "türkiye cari açıksız büyüyemez " diyormuş. peki hocam siz ne düşünüyorsunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyüme dediğimiz şey üretimin (fiziksel olarak) yıldan yıla artış göstermesidir. Bunun için yeni yatırım lazım. Yatırım için de tasarruf lazım. Türkiye, hızlı büyümek ve GSYH'sini artırarak öndeki ülkelere yetişmeye çalışan bir ekonomi. Tasarruf oranı GSYH'nin % 25'i dolayında. Buna karşılık hızlı büyüyebilmesi için yapması gereken yatırımların GSYH'ye oranı % 30 dolayında. Demek ki yatırımlarla iç tasarruflar arasında 5 puan fark var. Buna cari açık diyoruz. 3 seçenek var: (1) Ya tasarrufları arttırıp % 30 düzeyine getireceği (ki bu öyle kolay bir iş değil.) (2) Veya yatırımlarımızı % 25'e düşüreceğiz (ki o zaman büyüme hızımız düşecek.) (3) Aradaki 5 puanlık farkı dışarıdan borç alarak kapatacağız. Türkiye üçüncü yolu tercih edince sürekli cari açık veriyor.
      Ekonomistler Türkiye'nin geçmişte izlediği yola bakarak Türkiye cari açıkla büyüyor diyorlar ki bu doğru bir çıkarım. Cari açıksız büyüyelim dediğimizde yukarıda sıraladığım ilk iki seçenekten birisine dönmemiz lazım. Tasarrufları artırmak kolay olmadığına göre tek çare büyüme hızını % 2'lere düşürmekten geçiyor. Bunu da hükümetler kabul etmiyor. Olay budur.

      Sil
    2. yanıtınız için çok teşekkür ederim hocam

      Sil
    3. onur bey ben de bu soruyu sormayı düşünüyordum. size soru için, mahfi hocaya da detaylı cevabı için teşekkürler.

      Sil
    4. Hocam tüketimden kıssak bile tasarrufumuz yine artar. Bu sebeple yine cari açık düşer. Türkiye'nin ekonomik iki amacı olması gerekir: 1-)Riskleri düşürmek. 2-)Cari açığı sıfırlamak. TR'nin şu an döviz sıkıntısının çekme sebebi geçmişte yüksek cari açık verilmesidir. Cari açık sıfırlanıp ve düşük bütçe açığı ile işi götürmemiz gerekir. Asya ülkeler bu modele sahipler. Onların yüksek tasarrufu mevcut.

      Sil
  11. türkiye de hep üretim miktarının artırılması başarı olarak gösterilir ve hiç kimse üretim şeklinden bahsetmez ama o üretim miktarı yalnış üretim şekli üzerine artırıldığı zaman sonuç büyüme oranı ne kadar yüksek çıkarsa çıksın cari açık oranın altında kalıyor kıyaslandığında herşey de görecelı olduguna göre ben bunu sade vatandaş olarak görüyorumda türkiye montaj sanayısıla övünüp duruyor miktarını artırmayı da üretim başarı olarak sayıyor

    YanıtlaSil
  12. Kavimler Göçü’nün Sonuçları:
    1- Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldı. (395) Batı Roma 476 yılında Germen kavimleri tarafından yıkıldı.(Turkiye Dogu Bati olarak bolundu Bati Turkiye Araplar tarafindan yikildi)
    2- Avrupa’nın etnik yapısı değişti, Germenlerin Avrupa’ya karışması yerli milletler ortaya çıkardı.(Anadolunun etnik yapisi degisti, Araplarin ve Afganlarin Anadoluya karisma ile farkli uluslar ortaya cikti)
    3- Türkler Avrupa’da Avrupa Hun Devleti’ni kurdu.(Araplar Anadoluda Anadolu-Islam Arap Devletini kurdu)
    4- İngiltere, Fransa gibi Avrupa Devletlerinin temelleri atıldı.(Anadolu Arapislam devleti ile Taliban devleti kuruldu)
    5- Avrupa’da feodalite (derebeylik) rejimi ortaya çıktı.(Kabilecilik Asiretcilik rejimi Anadoluda yayildi)
    6- Şövalyecilik ortaya çıktı.(Kafa kesen savascilar ortaya cikti)
    7- Avrupa’da edebi destanlar ve efsaneler meydana çıktı.(Anadolu agitlarin analarin gozyaslarinin yeri oldu)
    8- Avrupa’da Milliyetçilik yayıldı.(Anadoluda etnik temelli milliyetcilik hortladi)
    9- İlk çağ kapandı, Orta Çağ başladı.(Dunya uzay cagina girerken Anadolu ortacaga girdi)
    10. Avrupa uzun yıllar boyunca karışıklık içinde kal­mıştır.(Anadolu uzun yillar karisiklik icinde kalmistir.)
    11.Avrupada kuraklik aclik ve salginlar donemi basladi(Anadoluda gittikce zayiflayan Turkiye devleti aclikla kuraklikla salginla ve ekonomik sorunlarla karsilasti)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece👏👏👏👏

      Sil
    2. Yandı bitti kül oldu. Şimdi Anadolu çölünde develer dolaşıyor. Bedeviler kaldı bir tek. Yani sonunda siyasal islâm başarıya ulaştı. Torunlar avrupaya kaçtılar.

      Sil
  13. Sayın Eğilmez, bence Merkez Bankamıza vereceğiniz en iyi tavsiye ; Dürüstlük , Saygınlık olmalıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetmez. Bunu en yukarı söylemezsen sonuç alamazsın. Gerçi söylesen de bir şey değişmez ya. Sistem dürüstlük üzerine kurulu değil. Dürüst olurlarsa dağılırlar. Gerçekleri yapılan gizli anlaşmaları anlatsınlar bakalım neler oluyor.

      Sil
  14. Hocam iç borcun ne kadarı döviz ile olduğunu nereden öğreneceğiz. Link verir misiniz? Geçmiş dönemlerle karşılaştıracağım. İyi günler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi