Türkiye’nin Risk Derecesinde Son Durum

Fitch Ratings şirketinin Türkiye’nin ülke kredi derecesini BB- (negatif)’den B+ (negatif)’e indirince ülke riski meselesi yeniden gündeme geldi.

Ülke riski; yatırım yapılacak ülkede bu yatırımın yapılması ve geri dönüşüyle ilgili olarak var olan belirsizlikler ve bu belirsizliklerin yatırımcı açısından yaratabileceği kayıplar anlamına geliyor. Ülke riskini etkileyen konular başlıca üç başlıkta toplanabilir: Siyasal riskler, ekonomik riskler ve sosyal riskler. Bu risklerin ölçümü sonucunda ortaya çıkan dereceye reyting, riskleri ölçen kuruluşlara da reyting kuruluşları deniyor. Ölçümü en fazla dikkate alınan üç reyting kuruluşu var: Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch Ratings. Bu üç kuruluşun Türkiye için verdikleri reytinglerin durumuna kronolojik olarak bakalım (AAA en iyi BBB yatırım eşiği onun altındakiler spekülatif dereceler, D veya F batık anlamına geliyor, bu harfler +, - ya da 1,2,3 gibi sayılar alıyor ayrıca yanlarında parantez içinde pozitif, negatif, durağan gibi ifadeler oluyor):


Reytingin asıl ölçüsü bir ülkenin vadesi geldiğinde borçlarını ödeyip ödeyemeyeceği yaklaşımı üzerine kuruludur. O nedenle borç verenler açısından örneğin demokrasinin olup olmaması ülke rezervlerinin düzeyinden daha önemsizdir. Çin’de demokrasi Türkiye’dekinden çok daha geride olduğu halde Çin’in rezervleri 3,5 trilyon dolar Türkiye’nin ise (swap hariç net rezervleri) eksi 50 milyar dolar olduğu için Çin’in reyting notları (S&P A+, Moody’s A1, Fitch A+) çok daha iyidir.

Tabloya göre Türkiye, reyting macerasına başladığı 1990 yılında BBB ile yatırım eşiğinde başladığı bu yolculukta bugüne kadar inişli çıkışlı bir çizgi izlemiş ve son olarak da yatırım eşiği olarak kabul edilen (S&P ve Fitch’e göre BBB, Moody’s’e göre Baa) oldukça uzak bir düzeye gerilemiş bulunuyor. Bu görünüm bize Türkiye’nin bu dönem içinde risklerini bir ara düzgün yönetmiş olsa da genel olarak doğru yönetemediğini ve son dönemde de giderek artırdığını gösteriyor. Özellikle swaplar hariç net rezervlerin eksi düzeye gerilemesi bunun bir göstergesidir.  

Bu ölçümlerin yanında bir de CDS primi var. Bir çeşit sigorta primi olarak kabul edilebilecek olan CDS, ülkenin sattığı tahvil bedelini ödeyemezse bu riski üstlenip garanti veren kuruluşlun ne kadar prim istediğini gösteriyor. Burada da 300 baz puan aşırı risk olarak kabul ediliyor. 


Türkiye’nin bugünkü CDS primi 509 baz puan. Bu prim, 300 baz puanlık ‘aşırı risk’ sınırının çok ötesinde bulunuyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi konularda bizden geride olduğunu düşündüğümüz Çin’in CDS primi ise 54. 

Özetle söylemek gerekirse bugün Türkiye, önceki yıllara göre çok daha düşük bir reyting notuna ve yüksek bir CDS primine sahip. Bunun tek bir nedeni var: Risklerin yükselmiş olması. Türkiye’nin bugünkü sorunlarının çözümü için yalnızca ekonomide doğru adımların atılması yetmez. Her ne kadar borç verenler asıl olarak borcun geri ödenebileceğine ilişkin ekonomik ve finansal göstergelere baksalar da demokraside, hukukun üstünlüğünde geriye gidişin önünde sonunda ekonomide de sıkıntılar yaratacağını biliyorlar. Çin'de demokrasi de hukukun üstünlüğü de geçerli değil ama mevcut durum kötüye gitmiyor. Bu tür değerlendirmelerde kötüye gidiş, kötü olmaktan daha önemlidir. Türkiye’nin bu notları düzeltmesinin yolu sosyal, siyasal ve ekonomik alanda ana akım diye küçümsenen kurallara geri dönmekten geçiyor. 


Yorumlar

  1. Umarım göstergelerin kötüye değil iyiye gittiği günleri görürüz sayın hocam. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Hocam bu ülke vatandaşları gerçeği söyleyenlerin değil de, hayal üretip - geleceği satanların peşinden gitmeyi tercih ettiği sürece, bu paradokstan çıkamayacak. Emeğinize sağlık, çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. bu saatten sonra biriktiren biriktirdiğini yer, geri kalanlar da acından ölür. daha fazla uğraşmaya gerek yok. bittik...

    YanıtlaSil
  4. Hocam göstergeler ne zaman iyileşecek? İnsan ömrü o kadar uzun mu?
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunun yanıtı bizim gerçekleri ve dolayısıyla bilimi daha ne kadar süreyle reddedeceğimize bağlı.

      Sil
    2. Hocam az önce okudum, ailenin tekinin birikimlerini elemanın biri ben meleğim diye iç etmiş, içeriği okumadım, başlık yetti.

      İsmail Saymaz'ın kitabındaydı, şeyhin teki, evli, 40 lı yaşlarını geçmiş iki erkek kardeşi birden badelemiş, özel hayatları bizi ilgilendirmez de, sorsan LGBT haklarına karşı insanlar bunlar.

      Bu işlerin şeyhi şıhı da yok, yazınızı okuyanların oy verdiği bir parti lideri bir kısım milletvekilini yatak odasında seçip parti listelerine koymuş ki, videosu da çıktı. Sorsan demokrasi aşığı insanlar.

      Neyzen'in dediği gibi ".bne dersin kızarlar, s.ksen aldırmazlar", Sn Bitcoinokulu, insan malzemesi bu.

      Nejat Uygur'un bir repliği vardı; "Türkiye AB ye girecek demişler, şeytan dövünüp ağlamış, ben göremeyeceğim ömrüm yetmeyecek" diye. Ömrünüz uzun olsun, epey uzun olsun görürsünüz diyeyim.

      Sil
    3. Neyi yaftalamaya çalışıyorsunuz, neyi savunuyor, neyi eleştiriyorsunuz anlamadım.

      Sil
    4. İdrâk-i meali bu küçük akla gerekmez. Zira bu terâzi bu kadar sıkleti çekmez.
      ~Ziya Paşa

      (Üzülmeyiniz sevgili Dostum, hepimiz her şeyi ne anlamsk mecburiyetindeyiz, ne de anlama yeteneğine sahibiz. Şayet böyle olmasa, zaten çözüme muhtaç sorun kalmazdı.)

      Sil
  5. kısa net ve bilgilendirici teşekkürler hocam elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Yemin billah muz cumhuriyetinde yaşıyoruz şuna bak

    YanıtlaSil
  7. Bu siyasilerle ve nüfusunun %75i muhafazakar, geri kalanın da ne idüğü belirsiz böyle bir toplum yapısı ile Türkiye hiç bir yere gidemez...

    Gidemiyor zaten...

    Sadece ve sadece yılları yer bitiririr, kaynakları kurutur ve yukarıda kurulu muazzam sofraya ha bire yiyecek ve içecek birşeyler taşır dururuz... Şimdiye kadar yaptığımız gibi...

    Burası, insanların hayatlarının çalındığı, çalışanların, üretenlerin yarattıklarının yağmalandığı, acımasızca sömürüldüğü, her türlü hırsızlığın, namussuzluğun, aymazlığın, onursuzluğun, koyu mu koyu cehaletin, erdemsizliğin, yalakalığın, adaletsizliğin, şiddetin ve vahşetin baştacı edildiği, çıkar ilişkilerinin koca bir toplumu sustalı maymuna çevirdiği, atalarına, şehitlerine inanılmaz boyutlarda ihanetin yaşandığı bir ülke...

    Bu ülkede gelecek diye bir şey yok...

    YanıtlaSil
  8. sanayiye yatırım yapıp çoğunlukla da ithalata bağlı bir sektör olan demir çelikle ilgili yatırım yapma zamanı mı hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyi bildiğim bir konu değil.

      Sil
    2. Hocam, demir - çelik çok özel bir sektör. Yatırım maliyeti aşırı yüksek.
      Sizin çok iyi bildiğiniz gibi kullanım alanı da çok geniş.
      İşin ironisi şu ki; dünyadaki çoğu demir-çelik üreticisi ülkenin kendi ülke pazarları endüstri yatırımını finanse edemiyor. Yani üretimi satmak zorundalar.
      Biz de cumhuriyet ilk yıllarında Ruslara tarım ürünü karşılığında bir kısım know-how, techizat mühendis alıp denedik, ama pazarlama kısmı çok zordur. Çoğu ülke hangi ülkeden demir çelik alacağına, hangi fiyattan alacağına dair kotalar ile çalışır. Serbest piyasanın olmadığı bir alandır. Çok stratejiktir, gerekirse hükümetler finanse edip ayakta tutarlar.
      Benim de bilgim bunun dışında değil, fikir vermesi açısından yazdım.

      Demir çelik e yatırım yaparsınız, kendi üretiminizi kullanacağınızı söylersiniz, fiyat dışarıdan 3-4 kat pahalı olur, sübvanse etmek zorunda kalırsınız, dışarda kimse almaz ucuza bile verseniz alamaz, içeriye baktığınızda ise, ciddi bir istihdam yaratmamış olur. İstihdam oranı düşüktür yatırımın. Böyle bir alan demir çelik.

      Sil
  9. Para verip ilgili kuruluşlar üzerinden spekülasyon yaratılabilir mi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanmıyorum ama reytingde yapılabilse bile CDS primi tıpkı döviz kuru gibi piyasada arz ve talebe göre oluştuğu için ona karışmak mümkün değildir.

      Sil
    2. Selam Hocam,

      Bi ara devlet başkanı parasını verip not alınıyor gibi boş bir laf söyleyince böyle söylemler ortaya çıktı. Para verip spekülasyon yaptıramazsınız. Ratingler, çok rasyonel ekonomik değerler üzerinden belirleniyor. Birine spekülasyon yaptığınızda hemen ortaya çıkar.

      Rating verdikten sonra hesap kitap aşaması şeffaf ve açıktır. Raporun detaylarında tüm değerler bulunur.

      Rating halka açıklanmadan önce üyesi ülkenin yöneticilerine açıklanır. Yani, biz ratingleri görmeden bir iki ay öncesinden türk ekonomi yönetimi bu ratingi bilir. Bu iki ay süresince rating üzerinde tartışırlar, hükümetin itirazları varsa dile getirir. Bunlar halka açıklanmadan önce olanlardır.

      Rating kurumu kendi içinde de denetlidir. Bir ülkenin raporu hazırlanırken verileri çapraz sorgulardan geçer. Çapraz sorgulu yönetici onaylarından geçer. Yani rating ülkenin ekonomi yönetimine açıklanmadan bi iki ay öncesinden de Rating kurumu içinden de itirazlara konu olur. Rapor, veri toplama yöntemi, dünya konjonktürü, ülkenin genel konjonktürü vs incelenir. Eğer kurum uzmanlarının bir durum hakkında bilgisi yok ise, bilgisine güvenilir dış danışmanlardan destek de alınır. O danışmanların sunduğu bilgiler de çapraz kontrol ile gelir.

      En nihayetinde, rating kurumlarını da denetleyen kamu ve özel sermayeli kurum ve kurullar vardır. Denetim süreçleri şeffaftır, yasal zemine dayanır, açıktır.

      Hadi diyelim ki tüm bu süreçlerde sorun çıktı. Mahfi hocamızın irfanı piyasayı vurguladı. Piyasa acımaz. Piyasalara kimsenin gücü yetmez.

      Türkiye piyasalara olumlu hamleler yaparsa, piyasa rating dinlemeden Türkiyeye yatırımlarına başlar, rating firmaları olumlu rapor verene kadar kazancını realize etmiş olur bile.

      Türkiye özelinde, sermaye ile Türkiye'nin 80 yıla yakındır bozuk bir ilişkisi vardır. Varlık vergisi ile başlar. Etrafımda hala duyuyorum, insanların dedeleri kaçmışlar, aile tarihi oluşmuş, istanbul da malımız mülkümüz var hükümetin yakınlarına peşkeş çekilmiş, bunları nasıl tazmin ederiz diye.

      Büyük sermaye ile ilişkide bu hep karşınıza çıkacak. Günümüz insanlarından da çok kişi evini satıp kiraya geçiyor, parasını yurtdışına çıkarıyor. Türkiyeden dışarıya bir para çıkışı net görünüyor.

      Böyle bir ortamda rating kurumu ne yapabilir ki?

      Sil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yüksek kurla ithalat nasıl patlar. İhraç ana ve ara ürünler harici malları almaya dermanın mı var

      Sil
  11. Saysa, boşver alacaklının derdini, atla git yurtdışına borçlarından kurtul, bundan sonrası alacaklının derdi olsun.

    YanıtlaSil
  12. Fitch'in dolara endeksli TL faiz hesabından haberi yok daha belli ki.
    Hele bir haberdar olsunlar, o zaman görün şenliği.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence haberi vardır. Hepsinin burada temsilcisi veya iritibatları var.

      Sil
  13. Hocam, bu notçular siz gibi okumuş yazmış adamlar, tabi "ülkenin içine edilmiş, ardınıza bakmadan kaçın" diyemiyorlar, B+ negatif diyorlar.

    YanıtlaSil
  14. Hocam, sanırım bunun anlamı kredi notumuzun ölçülmeye başladığı ilk tarihten beri bakıldığında şu andaki notumuzdan daha kötü bir notumuz hiç olmamıştı...

    YanıtlaSil
  15. hocam durduk yere notu niye indirdi bunlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durduk yerde mi? Enflasyona bir bakın isterseniz nereden nereye geldi 2 ayda.

      Sil
  16. İktidar panik durumuna girmiş vaziyette. Bundan sonra her türlü akıl ve mantık dışı davranışı giderek artan oranda göreceğiz. Yapacak bir şey yok, halkımız bunu deneyimleyerek öğrenecek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktidar kontrolü kaçırdıkça ve seçim yaklaştıkça daha çok hata yapar oldu. Çok kötü bir faturayla karşılaşacağız ya bu iktidar ya da bu iktidarın yükünü bıraktığı yeni iktidar zamanında. Travma olacak. Kedinin lambaya baktığı gibi apışıp kalacağız. KKM, Varlık Fonu, TÜİK, Hazine Garantileri, SWAP'lar büyük sorunlar yaratacak. Hesaplar, rakamlar çok birbirinin içine girdi, karıştı. Bilanço, gördüğümüzden çok farklı bir bilanço!

      Sil
    2. Sn Adsız 08:02,

      Açık kaynaklardan sadece son 24 saatte ekonomi ile ilgili iki haber: Hazinenin %7,25 faizle 5 yıllığına 3 milyar dolar borçlanması ve MB altın rezervlerinin son bir yılda 1/3'ünün erimiş olması. Görülüyor ki ülkeyi tamamen sıfırlamadan ve ödemesi nesiller boyu sürecek devasa borçlar bırakmadan gitmeyecekler ama ben yine de buna değeceğini düşünüyorum zira benzer bir belânın ülkenin başına bir daha gelmemesinin tek yolu bu.

      Atalarımız ne demiş, cana geleceğine mala gelsin...

      Sil
  17. Hani bazı "Hacıağa"(*) çocukları vardır..Lisede, Üniversitede sürekli sene kaybedip durur, baba parası ile gününü gün ederler..Aileleri bunları okuyor sanır, bir yandan ümitle beklerler, diğer yandan işin aslına akıl erdiremedikleri için çocuğun tatlı hayatını yıllarca finanse ederler.
    Okursa hiç olmazsa, askere ya da kocaya giderken bir avantaj olacak diye katlanırlar..
    Ülkemiz de, Hacıağa çocuğu veya mirasyediler gibi, bir yandan "itibar" ve şatafat için hiçbir karşılığı, getirisi olmayan harcamalar yapıyor; aslında paralar suyunu tükettiği veya Hacıağa çoktan iflas ettiği halde, borcu borçla kapatıp, bazısının da üstüne yatıp umursamazca devam ediyor..
    Okul notları da, bu UA.yabancı değerlendirme kuruluşlarının puanları gibi..
    Sonunda çaresizlik ve daha tatlı yaşam için, suç dünyasına çekiliyor, geri dönüşü olmayan, ama bir gün hesap sorulacağı veya "niyazi" olacağı bir aleme geçiyor..
    Benzetmeyi içim acıyarak yapıyorsam da, teşbihte hata olmazmış..
    Tarih bunları yazarken, kitapların sahifelerinden; ter, gözyaşı ve kan akacağını düşünüyorum..
    (*)Hacıağa yakıştırması, dinsel bir anlam ve içerik taşımamaktadır.

    Saygılarımla..

    YanıtlaSil
  18. Hocam para mı vermeyecekler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vermiyorlar zaten baksanıza tahvil ihraç edemediğimiz için körfez ülkelerini dolaşıp duruyoruz.

      Sil
  19. Selam Hocam,

    Malum, 7326 no lu yapılandırma ödemeleri bir kaç aydır yapılıyor.
    Okuyucularınızdan bilen var mıdır, yeni bir yapılandırma yakın tarihte çıkacak mı?

    YanıtlaSil
  20. Hocam,

    Rating derecemizin daha yukarda olması gerekmez mi?

    Bakınız,eksi rezerv ile ekonomiyi döndürebiliyoruz, rezervler pozitif olsa kimbilir neler başaracağız?
    O reytingi yüksek ülkelerin kaç tanesi eksi rezerv sahibi? Hiç biri. Onları da eksi rezerv ile görelim bakalım el mi yaman bey mi yaman?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir karşılaştırmayı adamlar duysa notu daha da indirirlerdi herhalde.

      Sil
  21. Borç para verecek diye BAE'deki bayram sevincine bakın. Hangi borç veren bu kadar sevinir? Demek kredi faizi ve teminatı o kadar iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Risk ne kadar büyükse faiz o kadar yüksektir.

      Sil
  22. Aynı rating şirketlerinin 2009 krizinde paldır küldür batan nice şirkete AAA + notlar verdiklerini de unutmayalım.
    Ellerinde tek bir elbise var, ona tam olan her ülkeye sağlıklı deyip bol veya dar gelirse bu ülke hasta diyorlar. Ya da düpedüz manipülasyon yapıyorlar. Maşallah dedikleri 3 gün yaşıyor, 6 ay ömür biçtikleri sapasağlam ayakta. Dünyada eski saygınlıkları da kalmadı zaten. Bizim notumuzu düşürdüler de ne oldu. Piyasalar kaale bile almadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Piyasalar kaale aldı. Uzun zamandır piyasadan borçlanamıyoruz, borçlanma maliyetlerimiz de rekor kırıyor. Reyting şirketleri itibarsız diyelim CDS primi ne olacak? Orada da durum berbat. CDS primi piyasada arz ve talebe göre oluştuğu için ona diyecek bir şey yok herhalde. Diyelim ki adamlar manipülasyon yapıyor siz bugün içinde olduğumuz ekonomik durumdan memnun musunuz? Memnunsanız mesele yok.

      Sil
    2. Hocam ben rating şirketlerini eleştirdim. Ekonomimiz çok iyi, bize bilerek kötü not veriyorlar da demedim. Bence bu rating şirketlerinin verdiği nota bakarak analiz yapmaya harcadığınız zamana yazık. En güzeli CDS primi. Anlık, piyasada oluşan, kimsenin kara kaşının, kara gözünün önemli olmadığı bir veri. Siz bu rating şirketlerini, güvenilir, hakkaniyetli buluyor musunuz? Buluyorsanız mesele yok.

      Sil
    3. Reyting notları CDS primiyle benzeşiyorsa bence doğru demektir. Bu şirketleri güvenilir bulmuyorum ama bizim verileri de güvenilir bulmuyorum.

      Sil
  23. Öncelikle bir vatandaş olarak size saygılarımı sunarım hocam. Ekonomiyi anlamaya çalışan sade bir vatandaş olarak anladığım asıl olan ülkenin paraya ya da demokrasiye sahip olmasından çok "iyiye mi yoksa kötüye mi gittiği" önemli oluyor derecelendirme ya da risk primi için. Doğru mudur hocam? Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyledir. Türkiye sürekli olarak daha iyiden daha kötüye doğru yol aldığı için kredi notu düşüyor ve CDS primi yükseliyor. Sevgiler

      Sil
  24. Hocam, 2 sorum var lutfederseniz; CDs (o ulkeden kaynaklanan riskiniz bende) yazip sigorta yapan kurum.. yani, "eyyy tc her ne borc bulacaksan %5i bana vermezse coplukten borc eseleneceksin!" Mesajini veren kurum ile.. "BAE kucagina yonel, imzalarini at, Sana sevabina swap yapma izni verdim.". diyen kurum acaba ayni midir? Kapitulasyonlar bu devirde nasil verilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. CDS primi tıpkı döviz kurları gibi arz ve talebe göre belirleniyor.

      Sil
    2. Selam Sn Vedat,
      CDS türkiye özelinde dış piyasalarda sığ piyasası var.

      Borç veren tarafına yerinizi koyup şöyle düşünmek lazım,

      A- Spekülatör bir yatırımcıyım, İlerde Türkiye piyasalarında olumlu gelişmeler olacağını düşündüm
      Türkiye ye o günkü oran olan %7 Euro bazında borç verdim.

      B- Kurumsal yatırımcıyım, portföyümün kurum tüzüğü gereği yüzde 3 kadarını gelişmekte olan Güney Afrika, Rusya ve Türkiye arasında pay etmek zorundayım. Fonun yüzde 1 i ile %6 Euro bazında Türkiye ye borç verdim.

      Londra'da cillop gibi ülkerden yüzde 2 kazanç alma imkanı var.

      Yüzde 5 TR CDS ortamında B yatırımcısı zarar eder, CDS 5 ise yüzde 6 ile TR a para vermez, Afrika veya Rusya ya kayar. Yüzde 4 veya daha az CDS beklentisi vardır.

      Yüzde 5 TR CDS ortamında A yatırımcısının elini taşın altına koyup ülke riskini alması lazım, ya da 8 ile ülkeye para koyması lazım.

      Tabi CDS i oluşturan belirleyen bir kurum yok, A ve B nin işlemleri kadar max derinlikli bir CDS piyasası oluşur.

      Bazı kurumlar politik mecburiyetten Türkiyede yatırım yapabilir. Diyelim ki Katar Varlık fonu, Türk hükümetinden bir güvence aldı, güvence ülke riskini kapatıyor. Bu durumda Türk eurobond piyasasında yapıcı olmak istedi, yüzde 2 ile Londra dan maliyetlenir, max yüzde 5 e kadar A'nın ; max yüzde 4 e kadar B'nin portföyünü toplar.

      İşte bu yüzde 4 ve yüzde 5 leri CDS in temelidir. CDS in temeli güvendir. Güveni ilk başta ülkenin kendisi verir, ülkenin kendi döviz cinsi varlıkları karşılamıyorsa, Türkiye özelindeki gibi, iç varlıkları karşılığında, araya Katar gibi döviz piyasasına erişebilen bir aracıyı koyarak yapar.

      Hacim MB ları arasındaki SWAP ile takip edilir.

      Yorumlarımda Türklerin serveti MB nca toplanıp yurtdışına çıkarılıyor derken kastettiğim mantık budur. İşin Hatice'sini ülkedeki çok ekonomist yazıyor, neticesi servet/kaynak aktarma operasyonudur. Nihayetinde, Katar, BAE gibi uyduruk devletlere bu tip operasyon için uygun finansman desteği de Londra serbest piyasasında veriliyor.

      Günün sonunda, rekabetçi ve üretken bir piyasa için gereken sermaye birikimi, bu sefer başka devletlere sermaye birikimi olarak akıyor.

      Önceki blog yazısında yorum olarak Putin'i yazmıştım. Rusya'da içmeye ayranı yokken, Ukrayna'da kaşınmak istedi, rus ayısını da önce piyasalar bi güzel kaşırlar bi kaç yüzyıl uyusun diye taşdevri mağarasına atarlar.

      Mekanizma serbest piyasa, irade böylesine farklı koşullara adaptasyonu yüksek batı bürokratik kurumları. Ne Rusların ne Türklerin böylesine bir bürokrasi ile başa çıkma yetenekleri yok.

      F'U=rk*cdve#.4qH

      Sil
    3. Cok tesekkur ediyorum. Gayet acik ve net anladim. CDS / risk istahi piyasasinda, market maker guc gelistiremeyecek bir siglik var demek ki. (Ukraine konusunda farkli dusunuyorum. 🇺🇲🇷🇺 Beraberler, 🥡 yiyeceklerini dusunuyorum.🇨🇳 $80bln enerji deal imza sonrasi 🇷🇺 Geri cekilmeye basladi, nitekim)

      Sil
  25. Teşekkürler. Konuyu çok kısa ve anlaşılır bir şeklide özetlemişsiniz. "Bu tür değerlendirmelerde kötüye gidiş, kötü olmaktan daha önemlidir" sözü de zaten gayet açıklayıcı.

    YanıtlaSil
  26. Sayın Eğilmez, güzel ve açık yazınız için teşekkürler. Halkımızın çoğunluğu farklı bir dünyada yaşıyor, zihniyetleri çok farklı. Ahlak anlayışları farklı, İlim Bilim anlayışları farklı, yaşama alışkanlıkları farklı, Din anlayışları farklı, Eğitim, Ekonomi, Adalet Hukuk anlayışları farklı. Bence zihniyet farklılığı her konuda kendini gösteriyor, Ülkemizde doğruyu aramak diye bir zihniyet maalesef çok az. Her taraf kendini haklı göstermek için yalan , dolan, sahtekarlık, ahlaksızlık, takiyye her şeyi mubah kabul ediyor. Futbol karşılaşmaları gibi, galip gelelim de nasıl olursa olsun havası hakim, her yol mubah. Ahlak, Dürüstlük, Gentilmenlik kimsenin umurunda değil. Bu durum bence ileride değişecek , doğruları aramaya, öğrenmeye başlayacağız ancak uzun zaman alacak . Acaba yanlış mı düşünüyorum. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son derecede doğru düşünüyorsunuzç

      Sil
    2. Türkiye en büyük hatayı insanına eğitim vermemek ile yaptı. ortak değerlere bağlı bir devlet yaratmak yerine, türk ve islam sentezinin kutsandığı bir devlet değerleri kurdu. Günün sonunda elde olan da bu.

      Ne ekersen onu biçersin. Bu devlet yıllar yılı cehaleti kutsadı, cahili besledi, son 20 yıldır da cahili baştacı etti.

      Yapması gereken ortak insani değerlerde buluşmak.

      Sil
  27. Türkiye için risk değerlendirmesi yapmak saçma. Normal serbest piyasa için yapılır risk değerlemesi. Yani hukuksal demokratik öngörülebilir ve rekabete uygun ülkeler için yapılır.

    Türkiyede hükümet te tanıdığın varsa hangi yatırımı yaparsan yap risk yoktur herşey garantili hazine ödemeli.
    Ancak hükümet te tanıdığın yoksa dünyanın en yeni teknolojisi ile iş yapacağını zannetme batırırlar dış mihrak derler mafya ya seni hap ederler olmazsa terörist derler yetmedi kayyum atarlar yine çökerler.

    Kısaca hükümet yakından her işi yapabilirsin amaaaa hükümet te yakının yoksa sadece onların sattığı daireleri alıp kira alırsın okadar.

    YanıtlaSil
  28. Selamlar. Konu dışı olabilir farkındayım ama bir sorum olacak. Merkez bankası emisyonu nedir? Her zamanki gibi basit bir kaç cümle ile anlatabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası'nın kâğıt para basıp piyasaya çıkarmasına emisyon denir. Merkez Bankası bilançosunda görülen dolaşımdaki para kâğıt para + madeni paradan oluşur. Bunun kâğıt para kısmı emisyonu oluşturur.

      Sil
  29. Bu notlari bir turlu anlayamiyorum. Nota mota bakmam. Zaten bu kuruluslarin finansal krizde ne olduklari ortaya cikti. En saglami CDS primi.
    Hem anlik bir veri sunuyor hem serbest piyasada herhangi bir kuruma kurulusa hatta sabit siyasi kararlara dayanmadan olusuyor hem de CDS verisi Politika yapicilara ozellikle MBna faiz politikasi icin yol haritasi sunuyor.
    Dahasi herhangi bir olumlu gelismede de CDS primi dusebiliyor. Bu kuruluslarda notlarda boyle degil; daha sabit.. Zaten artik bu kuruluslarda CDS primini veri alarak makro dengeleri inceleyerek karar vermeye calisiyorlar. Yani CDS primi bu kuruluslarin da kararlarini etkiliyor.

    CDS yol haritasi sunuyor politika yapicilara; Mesela bir ulkenin CDS primi 150 ise o ulkede enflasyonun en az 1.50 puan uzerinde faiz orani olmasi gerektigi konusunda bir veri sagliyor. Eger faiz orani zaten enflasyonun uzerindeyse bunun yeterli olmadigi konusunda fikir veriyor

    YanıtlaSil
  30. Türkiye’nin bu notları düzeltmesinin yolu sosyal, siyasal ve ekonomik alanda ana akım diye küçümsenen kurallara geri dönmekten geçiyor.
    Dediğiniz gibi bu kurallara en kısa zaman da dönülmesini temenni ediyorum.
    Yazınız için teşekkür ederim.


    YanıtlaSil
  31. Hocam ülkemizde büyük paraların kazanıldığı bir zamana geldik,sektörel bazlı bir analiz yaparmısınız?

    YanıtlaSil
  32. Türk düşmanları boş durmuyor. CDS i belirleyen unsurlara bakın bir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi