Ekonomi Kaç Yılda Toparlanır?

Seçimden Bir Gün Sonra ve Enkaz başlıklı son iki yazımı okuyan pek çok kişi ‘ekonomi ne kadar zamanda toparlanır?’ sorusunu soruyor. Bu sorunun yanıtı ne yazık ki umut vaat edici değil. Eğer ekonomiden anladığımız dar anlamda enflasyon, büyüme, cari açık gibi kavramlarsa doğru ekonomi politikası uygulamalarıyla buralardaki toparlanma 2 – 3 yılda sağlanabilir (toparlanma derken enflasyon ve büyümenin yüzde 5’ler düzeyine gelmesini cari açığın da yüzde 3’ün altına düşmesini kastediyorum.) Ne var ki doğru ekonomi politikası öyle hafife alınacak bir koşul değil. Seçim sürecinde vaat edilenleri, yapılan harcamaları, kur korumalı mevduat uygulamasının yükünü, varlık fonundaki kamu kuruluşlarının içinde bulunduğu durumu, depremin getirdiği son derecede ağır yükü, bütçe açığının hızla artışını, olumsuz beklentileri dikkate alırsak durumu toparlayacak ekonomi politikası uygulamanın ne kadar zor olacağını tahmin edebiliriz. Bu saydıklarımın yanında açıklanmadığı için bilmediğimiz yükler ve açıklanan verilerin doğruyu ne kadar yansıttığı meselesi de küçümsenecek konular olmadığı için ortadaki ekonomik enkazın büyüklüğünün hayal gücümüzü aştığını söyleyebilirim. Bu büyük enkazı dikkate aldığımızda uygulanması gereken doğru ekonomi politikasının, öyle faizi birkaç puan artırarak, dışarıdan 3 – 5 milyar dolar fon sağlayarak sonuç getiremeyeceğini ve ne yazık ki toplumun her kesiminden yeniden özveri istenmesini gerektireceğini görebiliriz. Türkiye, dünyanın en riskli ülkeleri arasında gösteriliyor. Öyle olunca yabancı yatırımcı gelmiyor. Bırakın yabancı yatırımcıyı borç verecek olanlar bile dolar cinsinden yüzde 10 faize karşın borç verirken tereddüt ediyorlar. Tam anlamıyla bir kırk katır mı kırk satır mı ikilemi karşısındayız: Ya ciddi bir kemer sıkma dönemi yaşayacağız ya da bu enkazı toparlayamayacağız. Benim gördüğüm durum budur. Bu duruma karşın iktidarı sürdürenler ve iktidara talip olanlar nasıl bu şekilde bol keseden vaatler verebiliyor diye sorarsanız Kolay Ekonomi kitabımda yer verdiğim Thomas Sowell’in bir sözünü hatırlatmak isterim: “Ekonomide ilk ders kıtlıktır. Buna göre istekleri karşılamakta kullanılan her şey kıttır. Siyasetteki ilk ders ise ekonomideki ilk dersin dikkate alınmamasıdır.”

Ekonomiyi biraz daha geniş düşünürsek, mesela tarım ve hayvancılığa bakarsak, işimizin çok daha zor olacağını görebiliriz. Her iki alanda da Türkiye yirmi yılda inanılmayacak kadar geriye gitti. Et, süt, yumurta, gıda maddeleri fiyatlarındaki rekor artışların tek nedeni maliyetlerin artması ve talebin yükselmesi değil. Onların da büyük etkisi var kuşkusuz ama asıl mesele çiftçilerin ve hayvancıların üretimi terk etmeye başlamış olması. Yanlış politikalar ülkenin tarım ve hayvancılık üretimini düşürdü. Tarım ve hayvancılığın toparlanması ve ülke ihtiyacını karşılayabilir hale gelmesi tahminimce en az on yıllık bir süre alır.  

Hukukun üstünlüğünün sağlanması, adaletin kişilere göre işlemekten kurtulması, yargı sisteminin tekrar yerine oturması da yıllar alacak. Bir siyasal iktidarın yönlendirmesine göre çalışmaya alışmış bir sistemin tekrar bağımsız karar alabilir hale gelmesi öyle kolay bir iş değil.

Bürokrasinin, kendisine çizilmiş alan içinde karar alıp uygulayabilir hale gelmesi de sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Son yirmi yılda bürokrasinin bu yeteneği yok edildi. Bürokrasi, tümüyle siyasal talimatlara göre hareket eder hale geldi. Yirmi yıl yeterince uzun süre olduğu için eskinin deneyimli bürokratları da ayrıldı. Yeni girenlere bürokratın nasıl davranması gerektiğini anlatacak, yol gösterecek insanlar da pek kalmadı. Bürokrasinin eskisi gibi yukarıya bakmadan sorunları çözüp uygulamaya koyacak konuma gelmesi epey zaman alacak.

Eğitim, bu dönemde öylesine geriye gitti ki mühendislik okuyup matematik bilmeyen, ekonomi okuyup ekonominin konusunu tanımlayamayan, astronomiyi astroloji zanneden üniversite mezunları çıktı. Ve bu çocuklar mühendis, ekonomist, astronom olduklarını sanıyor. Sonra gidip bir mağazada tezgâhtarlığa razı olunca bütün hayalleri yıkılıyor ve yaşamı üzüntü içinde geçiyor. Lise mezunu olup da toplama çıkarma yapamayan, Dostoyevski’yi hiç duymamış olan, Hindistan’ın Aydan daha uzak olduğunu sananlar var. Eğitimin toparlanması yirmi yıldan az süre gerektirmeyecek diye düşünüyorum.

Dış politikada yaratılan yalnızlık inanılmaz boyutlarda. Vizesiz Avrupa diye çıktığımız yolda vizeyle bile yurt dışına çıkamaz durumdayız. Yeşil pasaportlar bile artık kabul görmez noktaya geldi. Türkiye, çoğumuzun boyutunu bilmediği çıkar ilişkileri içinde olduğu Azerbaycan, Rusya ve birkaç Körfez ülkesi dışında dostu kalmamış bir ülke konumunda bulunuyor. Uluslararası itibarımız hiç bu kadar düşük düzeyde olmamıştı.

Mülteci sorunu artık taşınamaz düzeye gelmiş durumda. Bunun çözümü için bu insanların ülkelerinin yönetimleriyle görüşmeler yaparak dönüşlerinin barışçıl yollarla sağlanması gerekiyor. Bu alanlarda müzakere olanaklarını ortadan kaldıracak birtakım yanlış yaklaşımlara girdiğimiz için bu ilişkileri yeniden kurmak hem yorucu hem de zaman kaybettirici bir süreç olacak.

Özetle eğer sorunumuz sadece enflasyonu düşürmek, cari açığı toparlamak olsaydı bu işin içinden çıkmamız zor olmazdı. Geçmişte de bu tür krizlerden bir iki yılda çıktık. Ne var ki bu kez ekonomiyi çevreleyen çerçeve ekonomiden daha kötü durumda. Onları düzeltmek çok zaman alacak. Ve bunları tam olarak düzeltmeden, ekonomideki toparlanmayı kalıcı hale getirmek mümkün değil. Mümkün olsaydı 2003 – 2010 arasındaki toparlanma kalıcı olur, bugün bu enkazla karşılaşmazdık.

Bazıları beni karamsarlıkla suçlayacak kuşkusuz. Bu hep böyle oluyor, ne zaman gerçekleri anlatsam karamsar olarak niteleniyorum. Oysa bu bir karamsarlık tablosu değil, bu gerçeklerin bir dökümü. Bunları bilerek yola çıkar ve önlemlerimizi ona göre alırsak çıkış yolunu bulabiliriz. Aksi takdirde Arjantin gibi içinden asla çıkılamayacak bir bataklıkta yıllarca debelenir dururuz.

Yorumlar

  1. Merhaba, Mahfi Hocam sizce bu süreçte Borsa İstanbul 'da ne olur veya neler olur? Sanki ekonomi politikası değiştiği an artan faizler ile birlikte ciddi bir düşüş gelecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsa İstanbul yavaş yavaş değer kaybı yaşıyor zaten. Çünkü KKM başta olmak üzere faizler artmaya başladı. Öyle bir yere geliyoruz ki MB'nin faizini artırması ancak piyasa faizini yakalaması anlamına gelecek. Bu durumda borsa zaten gerilediği kadar gerilemiş olacak.

      Sil
    2. Sanki yazılanları okumadan sırf bu soruyu sormak için buraya gelmiş ve yorumu yazmış gibisiniz…

      Sil
    3. Ya gerçekten inanılmaz , etrafımda da çok var maalesef bizim , hala fırsatçılık peşinde. Mahfi Bey eğitim yazmış adalet bitmiş yazmış hala borsa yükselir mi düşer mi döviz ne olur az biraz kar etmek için ülke batsın isteniyor.

      Sil
    4. Mal canın yongasıdır arkadaşımız finansal bir karar vermek istiyor ve ne yapacağını bilmiyor ben bir hisse senedi alıp borsanın düşüşünden sonra yıllarca o senedi çok düşük değerlere gelmesine rağmen bir gün çıkar umuduyla tutan kişiler gördüm bu sebeple benim tavsiyem hiç kimseye bir şey sormayın ücretli borsa yatırımcılığı eğitimi alın ve ücretli olarak aracı kurumların portföy yöneticileri ile çalışın kendiniz karar vermeyin ucuz etin yahnisi yavan olur

      Sil
    5. Merhaba hocam izniniz olursa yazılarınızı kendi sayfamda paylaşmak istiyorum verdiğiniz ışık için yol gösterdiğin için çok teşekkür ediyorum.

      Sil
    6. yukarıda biri yazmış ki hoca ne anlatıyor sen ne aoruyorsun (borsa) işte arkadaşım Anlayana çok şey anlatıyor diyor ki sen kendi ülkende yatırımını yaparken bile tereddüt içindeyken kararsız kalmışken zararını düşünürken yabancı ülkeden kim gelip senin ülkene yatırım yapar ? iyi günler

      Sil
    7. kesinlikle katılıyorum hocam haklı iyi okuyun lütfen

      Sil
  2. Elinize, dilinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi hocam elinize kaleminize sağlık. Her yazınızı okuyorum. Bundan önce konut yazınızı da okudum. Araba konusunda hiçbir şey yazmadınız. Twitter'da seçim sonrası için sıcak parada kalmak daha avantajlı olacak tarzı bir yazınızı okumuştum. Şuan araba alınmalı mıdır? Seçim sonrası düşeceğine, artış hızının yavaşlayacağını dövizin daha çok kazandıracağını mı düşünüyorsunuz? Dolar vs düşünce bu fiyatlar kolay kolay düşmez ona göre piyasa fiyatlanır diye düşünüyorum kimse 1m aldığı bir şeyin fiyatının 500-600 binlere düşmesini istemez bizim ülkemizde. Ne yapacağımızı ne yatırım yapacağımızı şaşırdık.

      Sil
    2. Mahvi Bey teşekkürler. Sizi her platformda takip ediyorum. Ekonomik göstergeleri takip etmeye çalışıyorum. Ancak Kişi başı milli borcumuza dair bir veriye rastlamadım. Bu konuda bilgi verirseniz sevinirim.

      Sil
  3. Özetle kaçabilen yurtdışına kaçsın, bu ülkenin toparlanması mucizelere kaldı diyorsunuz yani hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle bir şey demiyorum. Ülkeyi terk etmek doğru bir karar değildir bana göre. Yurt dışına gidilebilir, oralarda iş bulunup çalışılabilir ama sonuçta burası bizim ülkemiz, dönüp buraya gelmek gerekir. Herkes kaçarsa burayı zaten toparlayamayız.

      Sil
    2. Yani her canlıya bir kez verilmiş olan elimizdeki tek hayatı, bu gelişmek istemeyen ya da gelişmesi istenmeyen ülkede, yaşamayı doymak sanan insan sürüsü ile geçirin diyorsunuz yani. Ülke bu hale sokulurken yan gelip yatıp izleyenler kalsın, onlar kurtarsın valla.

      Sil
    3. Herkes kaçabilse Türkiye'deki herkesin yurtdışına kaçabilcek imkanı var olaraktan bulunsa Türkiye'den şayet zaten burayı yani Türkiye'yi uzun vadede düzgün kalacak bir ülke vatan yapmaya lüzum kalmaz

      Sil
    4. Selam Mahfi Hocam,
      Ailem de yurt dışı yerine sizin bir zamanlar yaptığınız gibi ülkede kalmayı tercih etti.
      Babam, ziraat mühendisi annem öğretmen emeklisi oldular.
      Onların 20'li 30'lu yaşlarında iken, ülke her ne kadar sağ-sol çatışması yaşasa bile insanların farklı hayat haklarına saygı daha yüksek idi. Bir de eğitimli memur kesime verilen imkanlar.

      Babam, Hollanda ve Almanya'da gençliğinde gezip, ziraat mühendislerinin sosyal hayatlarını kendisi ile kıyasladığında pek bir fark olmadığını söylerdi. İç Anadolu kentinde, hafta içi çiftçilerle konuşur, hafta sonu birahaneler açık olur orda bira içerdi. Şimdi, bırakın birahaneyi tekel dükkanı bile kalmadı o şehirde. Çocukluğumun anılarında short veya kısa pantolon ile gezen insanlar olurdu. Şimdi yetişkinleri bıraktım, çocuklara bile short giydirmiyorlar.

      Gençliğinizdeki Anadolu ile şimdiki arasında sosyal hayat açısından fark oluştu. İlkokulda arkadaşım olan şimdilerde avukatlık yapan arkadaşlarım bile inşallahlı, maşallahlı konuşuyorlar halk içinde, çünkü diyorlar, aksi durumda iş bulamıyoruz.

      Zaman ve insanlar değişti, ister istemez, gençlerin ülke tercihini de etkiliyor. eminim yurtdışına gitmek isteyen gençler değiştirebileceklerini bilseler, gitmez değiştirirler. Ancak kazın ayağı malesef öyle değil. Büyük kentlerin belli bölgelerinde yaşayan gençler, daha rahat bir sosyal ortamdalar, ama Anadolu çok farklılaştı malesef.

      Sil
    5. Kardeş sen nerede yaşıyorsun Allah aşkına ya?isteyen istediği kadar içiyor, sabaha kadar her türlü rezilliği yaşıyor..karışan eden yok..çocuklara şort giydirmiyor larmış!..yahu özellikle yaz mevsiminde kadınlar kızlar sütyen kilot geziyor sokaklarda..bırakın zengin semtleri hatta varoş tabir edilen yerlerde bile..biz erkek olarak utanıyoruz onlar utanmıyorlar onlar utanmıyorlar..bir de tam bunun tersi şeyler çıkıp söylüyorsunuz pes doğrusu.

      Sil
    6. Bu ülkeden 100 milyar kaçıracaklar. ülkede siz elek üstü olanlar bu ülkeden kaçmak için benzinlerde araba kuyrukları olusturursunuz....... yalancılar.....

      Sil
    7. Yurt dışına defalarca gitmiş mühendisim cesareti olanlar yurt dışına gitsin özellikle ABD ye gidin hem okuyup hemde yarı zamanlı lokantalarda çalışmak zorundasınız Türkiyeden gelicek para oradaki masraflarınızı karşılamaz zor şartlar altında çalışıp kendinize güveniniz artar hemde bilmediğiniz ortama girdiğiniz için dünya görüşünüz artar gitmeden derdinizi anlatacak kadar ingilizce öğrenin ve yemek yapmayı temizlik yapmayı kendinize bakmayı öğrenin kendinizi buna hazırlayın ABD de Türk sayısı artmalı bu çok önemli fakat Lisanınızı geliştirmek için iyi ve yabancı insanlarla görüşün davranışlarınız ve kişiliğinizle Türk leri temsil etdiğinizi unutmayın oradaki insanlara saygılı davranın ki onlarda size saygı göstersin kesinlikle kendinizi bilimsel olarak geliştirin vaktinizi gereksiz işlerle öldürüp boşa harcamayın ABD de bilimsel çalışma için inanılmaz imkanlar var Dünyadaki en fazla patent sayısı ABD dedir çünkü ABD kurulduğundan beri argeye en fazla yatırım yapan ülkedir bu sebeple bilimsel buluşlar hep ABD de ortaya çıkmaktadır bu imkanı kullanın para ile bilimsel çalışmayı ve başarıyı tartmayın tanıdıklarınıza ayni fikirleri aşılayın buluşlar hep bireysel araştırmacıların ürünleridir ve insanlık daha bilimsel medeniyetin emekleme çağındadır.

      Sil
    8. Adsız 18:58 Şort giymekle utanmazlık artıyor deyince zaten durum bu oluyor. İslamcıların iktidarı sonrası öyle bir dönem yaşanıyor ki İnsan akraba ve arkadaş çevresinde bile iyi insan diyeceği bir kaç Müslüman bile gösteremiyor. Borcuna kefil olacak bir Müslüman bulamıyor.

      İslamcıların iktidarında Müslümanların yolsuzluklara itiraz etmediği, aksine “çalıyor ama çalışıyoru” atasözü yaptıkları görüldü. Torpil yapan ve yaptıranlar kendinden biri ise görmezden geldiler.
      İslamcıların yıllarca sınav sorularını çalıp çocukların haklarını yedikleri anlaşıldı. Hak ve hukuk bilmeyenler Liyakati yok edip kurumlara imam hatiplileri, eş dost ve akraba yandaşları doldurdular.
      Atadıkları Müslüman Kızılay’dan depremzedelere çadır sattı. Milletin parasını yandaşlara teşvik adı altında peşkeş çektiler. İslamcı iktidar oy çalıyor diye tüm millet verdiği oyu korumaya çabalıyor.

      Mühürsüz ve geçersiz oyları geçerli saydırarak haksız hukuksuz iktidar olan İslamcılar sonrası öyle bir dönem yaşandı ki Elektriğe para vermemek için kaçak hat çekenleri mi ararsın, 40 yaşında emekli olup devletin parasını yemeyi övünç sayanlarını mı ararsın, genç yaşta malulen nasıl emekli olur da yatarak milletin parasını yerim diye çare arayanları mı ararsın artık hepsinden yeterince var. İmar affı çıktı, Haram inşaat yapan 1 milyon Müslüman İmar affından yararlandı.

      Yüzde 99’u Müslüman ülkede İslamcı iktidarla birlikte aileler başına bir şey gelirse diye mahalle okuluna bile çocuklarını yalnız gönderemiyorlar. En yakın akrabalarına çocuklarını emanet edemiyorlar.
      Enteresan olansa Müslümanlar, Kuran kurslarında, Vakıflarda Ensarda Tarikat ve cemaatlerde çocukların başına gelenleri kınamadılar “bir kereden bir şey olmaz” diyen Bakana oy vermeye devam ettiler.
      Sıfırlanan Ayakkabı kutularında istiflenmiş dolarları Mahkemeden bavullarla alırlarken ki görüntülerden utanmayanların olanı biteni anlamasını ve ahlak sorunu olarak görmesini beklemek beyhudedir.
      Haksız İhalelere göz yumanlar, mülakatla liyakatsiz yandaşa torpili destekleyenler, Çocuğunu veya akrabasını hak etmişin yerine torpille işe sokanlar adaletsizlikleri önemser mi? Hak ve hukuksuzluğa yolsuzluğa liyakatsizliğe oy verenlerin kişiliklerini eğitim düzeltebilir mi?

      Sil
    9. Çok haklısınız. Sizin sözlerinize sonuna kadar katılıyorum. Şu saaten sonra bu şartlar içerisinde hiç bir şey düzelmez. Daha beter olur. Çünkü görünen o ki toplumun yarısı etiksel ahlakını kaybetmiş.

      Sil
  4. Yolsuzluk yapanların kasaları burada...
    Evler dolusu paralar.. En az 100 milyarı$ buradadır.
    Bir yere kaçamazlar,!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paralar burada mıdır diyorsunuz?

      Sil
    2. Ali Babacan dünyanın neresine kaçırırsa kaçırsınlar ulurlararası hukuk çerçevesinde bulunur teslim alınır diyor bende katılıyorum kendisine belki nakit olanları alamayacağız ama yinede vurgun paraları alınabilir

      Sil
    3. 5 kuruş geri gelmez yok öyle bir dünya.

      Sil
    4. Ali Babacan, bu sistemi iyi bilir, en çok nemalananların başında gelendir o sistemden.
      Seçmeni kendisine oy vermeye ikna etmek için öyle diyor. O para gelmeyecek. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey olmuş?

      Sil
  5. Zaten boğazımıza kadar bataklıktayız, yapılacak tek yanlış bataklığı sevindirecek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıkış mümkün yeter ki bilime geri dönelim.

      Sil
    2. Türkiyede varlıklı kesimi ayakta tutmak için kaynak aktarımı hep yapıldı cumhuriyetin kuruluşunda kapitalist sistemi yaratmak için ilk önce kaynak aktarılarak zenginler yaratıldı sonra toplum bu zenginlerin yanında çalıştırıldı fakat bu kapitalist sistem hiçbir zaman bilimsel olarak yönetilmedi ülkemizde yöneticiler kendilerini üstün varlıklar zannedip benim bilmediğim neyi sen biliyorsunki diye yönetici olmayanları küçümsüyorlar tavsiyeleri dinlemeyip hatalı işler yapıyorlar ve yaratıcı fikirleri olanlar ya yurtdışına gidiyor yada yaratıcılığını sistem e uymak için köreltiyorlar işde bu sorun ve çözülmesi lazım osmanlınında çöküşü bu nedenle olmuşdur bütün çöken uygarlıklar bu nedenle çökmüşdür Japonya Krallığı Osmanlı Hükümdarlığı ile ayni seviyede idi ama Japonlar kendi kültürü ile bilimi o kadar güzel karıştırdıki ürünleri en çok tercih edilen ülke haline geldi benim düşüncem bizim ülkemizde yöneticilerin egolarını uygulamaları yasaklanırsa ve yapay zeka çalışmaları yaygınlaşıp bütün işlere uygulanırsa o zaman hatalı işlerden sıyrılıp Türkiyeye özgü bir gelişme sistemi kurabiliriz.

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Ama mutluluk cehalet değildir.

      Sil
    2. İroni yaptım... bilgi mutlu etmiyor hatta mutsuz ediyor. Gerçekler acıtıyor. Salaklığımız, ahmaklığımız ortaya çıkıyor. En zoru da hiçbir şeyi değiştirememenin verdiği acı, ızdırap. İyi ki varsınız...

      Sil
  7. Mahfi bey çok güzel ve yalın olarak anlatmışsınız. Emeğinize kaleminiz sağlık. Ancak beni en çok korkutan ise eğitim meselesi :(

    YanıtlaSil
  8. Mahfi Bey, günaydın. Kendi adıma teşekkür ederim. Her zamanki gibi harika ve öz bir yazı olmuş; kaleminize ve onu tutan ellerinize sağlık. Son zamanlarda miting alanlarında sıkça çalınan eski bir şarkı var ya “duyanlara, duymayanlara; bilenlere bilmeyenlere...” diye. Belki farkında değilsiniz veya o niyetle kaleme almadınız ama ona ve içinde bulunduğumuz ekonomik krizin ciddiyetini bir türlü kavrayamayanlara yanıt gibi olmuş. Haklısınız, okuyucularınız arasında sizi karamsarlıkla suçlayanlar olacaktır. Onlara zaten siz yanıt vermişsiniz. Bir eleştiri de muhtemelen “ hocam, iyi güzel de o zaman buradan çıkmak için ne yapmamız gerektiğini neden yazmadınız?” diye soranlardan gelecektir. İzninizle, onlara da sizden önce ben yanıt vermiş olayım. Sadece, bu yazının devamı olarak değil, genel olarak da bu krizden çıkış için neler yapılması gerektiğini merak eden okuyucularınız lütfen sizin “Yapısal Reformlar ve Türkiye” isimli eserinizi okusunlar. Tabii fırsat buldukça ve okumadılarsa, diğer kitaplarınızı da...Sevgi ve sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, sevgiler.

      Sil
    2. Bir hayatımın olduğunu kavrayacak kadar okudum. Ekonomik sistemlerden hangisinin ülke için faydalı olabileceğini düşünebilecek kadar , sistemsel hataların kökenine inecek kadar kafa yoran insanların yazılarını okudum, güzel sanatlara birçok öğrenci yolladım, bazılarıyla hala görüşüyorum.onlara şunu tembihliyorum: kaçın canınızı kurtarın, yaşlandığınızda emekli maaşı kuyrugunda kalp krizi gecirip ölenlerden biri olmak istemiyorsanız kaçın.
      Eski bir Marksist.

      Sil
  9. Hocam merhaba,
    Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
    Ancak şunu belirtmek isterim ki şuan ki muhalefetin vaadi maaşları artıracağı ve çay, fındık gibi ürünlerin satın almalarını mevcut iktidardan daha yüksek fiyatlı yapacağı yönünde
    Burada aslında kısa vadede belli politikaların devam edebileceğini görüyoruz(halkın aniden karamsar olmaması adına) Bu sebeple sizlerin verdiği yıl tahminlerinin daha uzun olacağını tahmin ediyorum
    Uzun vadeli atılacak adımlar ise para obezitesi olup(enflasyon sebebiyle fazla para basılması )sağlıklı olmadığını anlayamayan halkımızı diyete zorlamak kadar zorlu geçecektir...
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Mendup Tohlusuzkoçoğlugil8 Mayıs 2023 09:09

    Hocam çok haklı, gelen iktidar ekibi allame-i cihan olsa her şey doğru yapılsa bile en az 5 yıl sürer toparlanma... Gelecek olan iktidar tam bir enkaz devralacak...

    YanıtlaSil
  11. Gerçekleri yazdığınız için minnettarız,Teşekkürler Mahfi hocam.

    YanıtlaSil
  12. Hocam
    Bilge yılmaz havza bazlı tarım sisteminde doğru teşviklerin 1 yilda sonuc alınabileceğini söylüyor. Ben de inandım açıkçası. Ama tabi et süt vb de bu o kadar kolay değil stok varlık var işin içinde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu işin uzmanlarına göre bu işten sonuç alınması için beş yıl lazım.

      Sil
    2. Bilge Yılmaz'ı severiz, ama kendisi artık bir siyasetçi, mesajlarını seçilebilme güdüsü ile veriyor.

      O söylediği havza bazlı tarım sistemi vs sistemleri pat diye uygulamak mümkünatı yoktur.
      Sahadaki çiftçiden, tarım kredi kooperatifinden, tarım bakanlığından, saha ekipleri vs den geçen büyük bir bürokrasisi vardır.
      Yani düğmenin biri yanlış iliklenmiştir, yukardan aşağı tekrar iliklemek lazımdır.
      Bilge Yılmaz gibilerinin siyasi ömürleri yetmez bunlara.
      Şimdilerde bakmayın siz bu söylemlere, seçim öncesi heyecanı var, gerçekleri yamultmak var, işin başına geçince belli olur herşey.
      Bir bakanın bakanlığına alışması bile 4-5 ay sürerken, 1 yılda tarım sistemini değiştirmekten bahsedene o tarladaki kargalar bile gülerler.

      Hep derler ya, siyasetçi karışmasa bu işler ne güzel yürür diye, işte ondan.

      Sil
  13. Hocam Türkiye çok dinamik bir ülke, yazdıklarınızda haklısınız ama fırsat oluşturabilen ve girişimci bir insan kaynağı var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmkan vermezseniz o kaynak hiçbir şey yapamıyor.

      Sil
  14. Gerçekler acıdır. Cok guzel bir ozet. Elinize sağlik..

    YanıtlaSil
  15. Bu hesap ödenecek de temel soru şu: Kim, hangi oranda ödeyecek?

    Eğer mevcut iktidar devam ederse hesap olduğu gibi halkın %90'ının sırtına yüklenecek, kalan %10 zenginleşmeye devam edecek. Muhalefet seçilirse hesap ağırlıklı olarak %10'a yüklenecek, kalan %90 da elbette nasibini alacak ama daha az etkilenecek. İktidar seçilirse eğitim, hukuk, adalet, insan hakları gibi temel konular daha da geri gidecek ve bozulma kalıcı olacak, muhalefet seçilirse bunlarda düzelme başlayacak ve en azından bir umut doğacak.

    Seçim sizin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle AKP'nin tarihin çöplüğüne atılması farz ve olmazsa olmaz şart ve boynumuzun borcu oldu ülkecek Türkiye olaraktan.AKP'nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi fakat adaleti sağlamakla zerre kadar alakası yok AKP'nin.Kalkınma kısmının ise hakkını veriyorlar gerçekten fakat yalnızca(sadece) ve ancak kendileri için

      Sil
  16. 25 Yaşında bir genç olarak yazınızı okumak her ne kadar kaybolan yıllarıma dair bir melankoli yarat olsa bile gerçeklerin halka şeffaf ve anlaşılır bir şekilde anlatılması lazım. Benim gibi gençliği harcamış nesille yaşanmaması için Türk halkının gözlerinin artık açılması gerekmekte. Zira ben yurduma küsmemek için kendimde içimde nedenler bulabiliyorum lakin arkadaşlarımın ve yaşıtlarımın çoğu yurduna kırgın ve kızgın durumda.

    YanıtlaSil
  17. Bence asıl sorunumuz sizi yazınızdaki son paragrafı yazmak zorunda bırakan tutum, hayallere dalma, gerçeklerden kaçma, problemleri kabul edip çözmek yerine inkar edip göz boyama ahlakı. Toplum bunu istedi, istiyor. Yoksa cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen bu korkunç yönetim anlayışını yüzde 51-52'yle referandumda kabul edip getirmezdi. 28 yaşındayım, kamu personeliyim. İleri seviyede İngilizceye hakimim, Rusça ve Almanca öğreniyorum. İlk bursluluk sınavı yapıldığında kazandım 10 yaşından beri birçok devlet bursu ile kendimi geliştirdim dereceler yapıp başarılar yakalayarak bu zamana kadar getirdik bazı şeyleri. Şu an neyim varsa önce aileme sonra devletime borçluyum ama bu seçim son umudum. Bu seçimle yeni gelecek iktidarla(eğer seçilirse) tabi ki kalıcı, bir anda toz pembe bir çözüm beklemiyorum. Ama mevcut düzene, uyumaya, gözleri kapatıp sorunları halı altına süpürmeye devam derse toplum, o zaman başka çarem kalmıyor, gideceğim. Hocam bazen dert tasa boşaltıyoruz blogunuzda kusura bakmayın. Ekonomi takibi psikolojimi maalesef doğrudan yıpratıyor, bir yandan da takip etmek zorundayım. Malum sabit ücretli olmak çok zor hale geldi ülkemizde. Elinize emeğinize sağlık teşekkür ederim her zamanki gibi bilgilendirici yazınız için.

    YanıtlaSil
  18. "Hukukun üstünlüğünün sağlanması, adaletin kişilere göre işlemekten kurtulması, yargı sisteminin tekrar yerine oturması da yıllar alacak. Bir siyasal iktidarın yönlendirmesine göre çalışmaya alışmış bir sistemin tekrar bağımsız karar alabilir hale gelmesi öyle kolay bir iş değil." Olması gereken doğruları yazmışsınız teşekkür ederim. Beni umutsuzluğa düşüren iki olayı yazayım. Geçmişte tarım bakanlığı yapan eski vekilimizin iddiali söylemleri vardı. "Biz damızlık ithal ediyoruz. 5 yıl sonra hayvan ihraç edeceğiz" eski bakanınız muhalefet partisinden seçilecek bir yerden aday. Istifa ettiğinde " ben tarımdan anlamam. Bana sağlık bakanlığı verilse daha etkili olurdum" gibi söylemleri oldu. Siz tamamen pozitif bilim yazıyorsunuz. Burada yazanların çoğuda pozitif bilimi savunuyor. Halk tv'nin chp'nin kanalı olduğunu bilmeyen yoktur. Haber sitelerinde bana küçükken din diye öğretilen hurafe bilginin bilmem ne falinda karşılığı yazıyordu. Bu tür olaylara şahit oldukça bırakın chp'yi "Albert Einstein" getirseniz düzeltemez. Yine 2017'de fransada büyük umutlarla yönetime getirilen maçtın şuan günah keçisi demem o ki insanoğlu bedel ödemek istemiyor.

    YanıtlaSil
  19. Hocam nazar değmesin . Bir ülke hayvandan daha fazla insan ithal ederse çıkan verilere şaşırmamak lazım Fatih Demirtaş

    YanıtlaSil
  20. Düzeltmek/ iyileştirmek için sağlam bir irade göstermek sorunların çözümünü epey kolaylaştıracaktır. Saygılarımla üstad...

    YanıtlaSil
  21. Üniversitede hoca yapılanların yüzde 70'i üniversitede hocalık yapacak yeterlilikte değil.

    YanıtlaSil
  22. Yine harikasınız hocam

    YanıtlaSil
  23. Hocam sizin gibi bilim insanlarına çok büyük iş düşüyor. Şayet yeni hükümet gelirse siz de yılmadan yorulmadan ve küsmeden bilgilerinizle destek vermelisiniz.

    YanıtlaSil
  24. Enkazın büyüklüğü hayal gücümüzü aşıyor demeniz yeterdi. Ama hepimiz Arif olmadığımız için yazmaya devam ettiniz mecburen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah ondan değil, o kadar kısa yazma yeteneğim yok.

      Sil
  25. Siyaset diliyle cevaplar : Enflasyon ve büyüme hedeflerimize gözlerimdeki ışık hızıyla ulaşacağız .
    Üniversitelerin tamamını uzaktan eğitime geçireceğiz , ilk öğretim mezunlarına üniversite diploması vereceğiz.
    Sınırlarımızı zaten açtık böylece vize sorununu ortadan kaldırdık....
    Hocam maalesef bu vaatlere kanan bir toplum için , yapılması gerektiğini belittiğiniz ekonomi politikalarının ve yapısal reformların hiçbir önemi yok . Onun için vermiş olduğunuz süreye 30 yıl daha ekleyin bence.

    YanıtlaSil
  26. Değerli hocam, yazdıklarınızı çoğuna katılmakla beraber bu kadar karamsar bir tablo olacağını düşünmüyorum. İyi ekonomi,siyasi kararlarla işler daha hızlı yoluna girecektir 🤗

    YanıtlaSil
  27. Yazinizin son kismindaki"yillarca debeleniriz" kismina daha yakiniz sanki

    YanıtlaSil
  28. "Bir ekonomik tetikçinin hatıraları" isimli kitabın bir sonraki baskısı, Türkiye üzerine olabilir.

    YanıtlaSil
  29. George Orwell 1948 yılında yazdığı 1984 adlı eserinde bu kadarını yazamamıştı.

    YanıtlaSil
  30. Toparlamak zor zaten mevcut iktidarın da istediği bu kendi zengin zümresini yaratıp toplumu aptallaştırmak. Yani "Aç bırak itaat etsin Cahil bırak biat etsin" sözünü kendilerine ilke edinmişler.

    YanıtlaSil
  31. Cumhur Başkanlığı sistemine referandumda evet diyenler şimdi anladınız mı tek adama her şeyi vermenin getirdiği sonucu.. Bu işin mimarı Burhan Kuzular (ateşi bol olsun!) şunlar bunlar şimdi gördünüz mü bir ülke nasıl yağmalanır, iflas ettirilir, toplum çökme noktasına getirilir. Cehaletle mücadele etmezsek, edemezsek hiç bir şey düzelmez. TR böyle debelenmeye devam eder. Cahil kitleleri kandırarak siyaset yapan siyasetçilerde keşke biraz ahlak olsaydı. Bu durumlara düşmezdik belki. .M.Yüksel

    YanıtlaSil
  32. Gerçekler acıdır. Yazınızdan sonra içim biraz daha karardı ama bu sizin suçunuz değil siz durum tespiti yapmışsınız aslında. Gerçekleri yüzümüze vurdukça işin vehametini anca anlayabiliyoruz. Seçime günler kaldı. Umarım herkes kıssadan hissesini alır ona göre oy verir. Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
  33. Hocam ülke yurtdışından kaynak bulmakta zorluk çekiyor yüzde 10 faizle bile zor borç bulabiliyoruz diyorsunuz. Peki yurtdışındaki vatandaşlarımızın birikimlerini bundan daha düşük faizlerle ülkemize çekmemiz mümkün değil mi? Zira gurbetçilerin yurtdışında yüz milyarlarca birikimleri olduğu söyleniyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar da getirmiyor artık. Hem Türkiye cennet diyorlar hem de paralarını dışarıda tutuyorlar.

      Sil
    2. Yurt dışında doğanlar ve onların da çocukları için Türkiye artık sadece tatile gelinen bir yer artık . Yatırım için dahi ev ve arsa almazlar.

      Sil
  34. Merhaba hocam ,
    Elinize ve kaleminize sağlık gerçekçi , temiz , anlaşılır ve önemli bir özet olmuş. Olası bir yönetim değişimi olsa bile yukarıda belirttiğiniz sorunların bende hızlı bir şekilde çözüleceğini düşünmüyorum. 21 yıldır ülkeyi yöneten anlayışın ; Eğitim , adalet , ekonomi , sağlık , toplum ve bürokraside yaptığı tahribat kolay aşılamayacaktır. Her zaman olduğu gibi bu diyeti halk ödeyecektir. Üstelik parlamento çoğunluğunun sağlanamaması durumunda yapısal reform yapma olasılığı daha da azalacaktır. Bu kadar sorun varken , mevcut iktidarın muhalefeti ve engellemesiyle de uğraşmak zorunda kalacaklar. Ayrıca başkanlık seçiminin 2. tura kalması halinde kısa süreli bir fetret devri yaşanması kaçınılmaz görünüyor.

    YanıtlaSil
  35. Yine harika bir yazı üstat. Tebrik ederim. Bir memleket düşünün ki cehaletin pençesinde ve cahiller kullanılarak yönetiliyor. Vicdanı ve aklını kullanarak değilde midesinin durumuna göre oy veren ve geleceğimizi yönlendiren bir kitleye siz ne anlatabilirisiniz. Bu memleket ne yazık ki batılı toplumlar seviyesine gelemez. Bu cı ama ne yazık ki gerçek. O yüzden THY bizim eğitimli insanımızı Avrupa ve ABD ye taşırken niteliksiz bir sürü insan her türlü yolla bizim ülkemize geliyor ve bozuk olan yapı daha çok bozuluyor. Biz bu nesil ve bu yeni vatandaşlarımızla mı Dünya ya kafa tutup sizin bahsettiğiniz sıçramayı , kalkınmayı yapacağız. Umut fakirin ekmeğidir. Ama bende o da kalmadı üstat.
    Saygılar sunarım.

    YanıtlaSil
  36. Hocam IMF gelirse KKM ve EYT gibi uygulamaları kaldırır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen kaldırılmasını isteyeceğini sanmam, zaman yaymamızı isteyecektir.

      Sil
  37. Hocam, emeginize saglik. Gayet basit ve aciklayici bir yazi olmus. Sizi, karamsarlikla suclamaktan ziyade, iyimser buldugumu belirtmek isterim. Sizinde soylediginiz gibi, egitim vs gibi konularin toparlanmasi uzun yillar alacaktir. Ama asil onemlisi, ahlaki yozlasma vs. Yasim 45. Bundan bir kac sene once, bu ulkedeki gidisattan dolayi yurt disina gittim ve maalesef, gelismis ulkelerle aramizda 40-50 sene fark oldugunu dusunuyorum. Tekrardan kaleminize saglik. Selamlar.

    YanıtlaSil
  38. Karamsarlık yok. Hepsi gerçek. Durum kötü. Durum ciddi.

    YanıtlaSil
  39. Hocam karamsarlığa girmişsiniz gerçekten okurken içim karardı ama ne yazık ki hepsi doğru:(

    YanıtlaSil
  40. Hocam değerli yazınızı dikkatle okudum..tüm konularda hak veriyorum. Ama yine eldekilere bakalım..kurtuluş savaşı seviyesinde değiliz.. Türkiye'nin yetişmiş insan gücü, geçmişten daha dünyaya entegre olmuş hali, yabancı dil bilen insan sayısı..kaynakları vs... doğru politikalarla daha hızlı bir toparlanma olacağını düşünüyorum. Hem iktidar hem iktidara talip olanlar herkese mavi boncuk dağıtıyor, ama kaynaklar o kadar çok değil biliniyor.. üstüne deprem koşulları... elimizdekilerle yapılabileceğin ortalamasını yapsak yeter..

    YanıtlaSil
  41. Gerçekler acıdır. Çözüm halkın göstereceği maddi ve manevi sabır ile doğru orantılı.

    YanıtlaSil
  42. bu biraz da şans işi AKP bir çok dönem çok şanslıydı mesela bir dönem petrol brent 28 USD lere kadar indi veya 2008 lerdeki dünyadaki para bolluğu ve ülkeye akan para.böyle bir döneme denk gelinip kaynaklar dogru kullanılırsa kalıcı ve sürdürülebilir refah başarı vs ortamı daha kolay gelir.içeride doğru adımlar atılırken dış etkenlerin de desteklemesi işleri kolaylaştırır. Saygılar

    YanıtlaSil
  43. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  44. Adaylar seçilebilmek için vaat verirler ancak koltuğa oturduklarında işler değişir. Bunun iki temel sebebi vardır; koltuğa oturunca çok daha geniş ve gizli bilgiye erişme imkanı ve koltuğun getirdiği sorumluluk. (Biden'a kadar Amerikan başkanlarının Ermeni meselesine dair vaatleri ve Başkanlık süreçlerindeki tutumları buna güzel örnektir) Bu nedenle naçizane görüşüm Millet İttifakı'nın vaatlerine fazla takılmaya gerek olmadığı yönündedir. Hepimiz biliyoruz bir kısmının gerçeklikten uzak olduğunu. Ancak bu yarışın devletin bütün imkanlarını hoyratça kullanan bir partiye karşı yapıldığını da akıldan çıkarmamak gerektiği görüşündeyim. Kaleminize sağlık, saygılarımla kıymetli hocam.

    YanıtlaSil
  45. Sayın Hocam, çok yalın bir dille herkesin anlayacağı şekilde bu konuları anlattığınız için teşekkür ederim. Sizi olaylara bir bilim adamı olarak net tablo üzerinden yorum yapıyorsunuz ve kesinliği olmayan beklentiler üzerinden bizleri ümitlendirmemeye çalışıyorsunuz. Saygı duruyorum. Ama konuşulan yolsuzluk rakamları dudak uçuklatan cinsten ve 418 milyar dolar gibi bir rakamın geri temin edilmesi durumunda tepetaklak giden ekonomi kısa sürede düzelmez mi? (1-2 milyar dolar yatırımın bile heyecan yarattı bir dünya ekonomi sisteminde). Onun dışında rant sistemi ve yolsuzluğun önü kesilince uzun süre AKP yönetiminden sonra CHP yönetimine geçen belediyelerin ne kadar hızlı şekilde borçlarını ödemeye başladıklarını ve gelirlerini artırmaya başladıklarını canlı olarak son ~4 yıldır görüyoruz (son 4 yılda yaşanan büyük afetlerde depremzedelere ve pandemide yapılan yardımlara rağmen). Siz bir söyleşinizde Türkiye zengin ve üretim yapan bir ülke demiştiniz. O halde rant ve yolsuzluk durdurulur, halktan çalınan paralar geri alınır, liyakat ve adalet tecelli ettirilirse, neden bu ekonomik buhrandan çıkılması zor olsun? Hiç mi bu denli bir ümidimiz ve beklentimiz yok hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Elbette umudumuz var ama işimiz zor.

      Sil
  46. Hocam bugüne kadar inatla bekledim, gitmem burası benimdir dedim.(2014de iki sene yaşayıp ailem sevdiklerim burda diye geri gelmiştim.) Ama bu yazıdan sonra kim başa gelirse gelsin ben gidiyorum ya. Yeter, en güzel çağlarımızı bunlar yedi, bir diğerleride düzeltirken orta yaşımın da bitmesini istemiyorum.

    YanıtlaSil
  47. Sayın Eğilmez, Acaba "Ekonomi Kaç Yılda Toparlanır?" sorusu yerine, " Suriye ile aramız kaç yılda düzelir?" , "Mısır ile aramız kaç yılda düzelir?" Avrupa Birliği , Brüksel ile aramız kaç yılda düzelir?" diye sorsak daha uygun olmaz mı? Benim düşünceme göre Ekonominin düzelmesi Ülkelerle aramızın düzelmesine, ticaretimizin artmasına, bunun da hukuka, banka işlemlerinin saygınlığına, risk 'i n azaltılmasına, güvenilirliğe, eğitime bağlı olacağı belirlidir. En son nokta olan Ekonominin düzelmesi yerine buraya doğru giden yolun yapı taşlarının düzelmesine dikkat sarf etmemiz daha uygun olmaz mı?
    Sayın Eğilmez, uzun süredir izlediğim kadarıyla bir zenginlik düşmanlığı yaratılıyor galiba, her zengin olanı hırsız görmemiz, her fakir kalanı takdir etmemiz mi gerekmektedir. Vergilerini tam ödeyen dürüstçe istihdam yaratan kimse olamaz mı Ülkemizde? Zenginleşmeyelim mi? Fakirleşelim mi? Anladığım kadarıyla Ülkemizdeki ortam sebebiyle dürüstçe, hakkıyla zengin olmamız mümkün olamayacağı için her zenginin haksız zengin olduğu, vergi kaçırdığı varsayımının kırılması için gerekli incelemelerin yapılarak ilan edilmesini temenni ediyorum.

    YanıtlaSil
  48. Çok anlaşılır ,gerçekçi bir özet olmuş Sn.Eğilmez .Teşekkür ederim .

    YanıtlaSil
  49. Her zamanki gibi gerçekçi bir yazı , siyasetçiler toparlanmanın çok hızlı olabileceğini belirtiyorlar. Toparlanmaya başlamak başka birşey , işlerin düzelmesi ve pozitife dönmek başka birşey. Gerçekten kalıcı düzelme için 10-20 yıl şart. Bu kadar uzun süre fedakarlık kolay değil , popülist politikacılar çıkıp fedakarlık yapan kitlelerin oylarına talip olup süreci bir kez daha yıkıcı şekilde etkileyebilirler. İşte o zaman "Arjantin" oluruz.

    YanıtlaSil
  50. Yazınızdan ilham alarak, birçok soruna rağmen hala 20 büyük ekonomiden biri olan Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir ülke, hem ülkemizde küstürülmüş veya unutulmuş olan hem de dünyanın bir çok ülkesinde yaşayan değerli bilim insalarımız, iş adamlarımız var. Bu birikimli insanlar normalleşme için destek olunca, liyakatli kadrolara rehberlik yapınca birçok sorun çözülebilir diye düşünüyorum. Her çözülen sorun daha fazla nefes aldırır. Ekonomide insan psikolojisi yani güven ortamı önemli, en büyük güvence de böyle büyük bir insan potansiyelinin olması. Atom bombası yiyen Japonya, savaşta yenilen Almanya, tarım devi olmuş Hollanda vb. başarı hikayerlerini örnek alırsak, Avrupa Birliği normları ülkemizde geçerli olursa, ülkece layık olduğumuz konuma gelebiliriz, sekteye uğratılmadan gerçekleşmesi zor ama yine de ümitliyim. En karanlık anlardan sonra sabaha ereriz.

    YanıtlaSil
  51. "Bazıları beni karamsarlıkla suçlayacak kuşkusuz. Bu hep böyle oluyor, ne zaman gerçekleri anlatsam karamsar olarak niteleniyorum."
    Haklısınız hocam çünkü "Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder." (George Orwell)

    YanıtlaSil
  52. Kaleminize sağlık hocam güzel özetlemişsiniz fakat sizin gibi aydınlardan bunların daha ayrıntılı çözümü için bir yazı dizisi kaleme almanızı bekleriz son yayınladığınız yazılardan durumun vahametini anlıyoruz ama daha somut ve ayrıntılı çözümleri anlatmamız hepimizin vizyonuna katkı sağlar.şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunların çözümü için Yapısal Reformlar ve Türkiye başlıklı kitabım var.

      Sil
  53. Hocam merhaba
    Muhalefetin vaad ettiği ekonomik politikalar gerçekten sizi tatmin edip inandiriyor mu?
    Su an ki durum vahim fakat diğerleride uçuk kaçık değil mi sizce de?

    YanıtlaSil
  54. Değerli hocam sağ olun var olun elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  55. Hocam eğitimin 20 yılda toparlanmasından kastettiğiniz, bilimsel eğitimin yerleşmesi ve bilimsel eğitimli kişilerin iş hayatında, karar verici noktalarda olması mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Aynı zamanda öğretmenlerin de çağın gereğine göre eğitimden geçirilmesi.

      Sil
  56. Sn. Egilmez, cok toparlayici bir yazi olmus. Evet kesinlikle, sorun sadece enflasyon ve cari aciktan ibaret olsaydi bir IMF programi ile 2-3 senede gorulebilir bir duzelme saglanabilirdi (buyume, ozellikle hormonlu ve sagliksiz buyumede zaten sikinti yok).
    Ama sorun ureterek ve katma degeri yuksek bir sekilde buyumenin olmayisi, ve tarimdan sanayiye bozulan uretim anlayisi (ithal akil ve mal ile uretim-zira subaslarini ele gecirmek akepe yeni zeginleri icin daha kolay bkz. cargill ve seker misir surubu rusvet carki) oldugu icin ama daha vahim olarak yargi ve burokrasiden medyaya kadar duzgun calismayan kurumlar ve egitimden sagliga kadar darmadagin olmus sistemler oldugu icin bize on yillar gerekiyor.

    Amma velakin, sanki 2003-2010 arasi bir toparlama varmis ve bunu devamliligini saglayabilseydik simdi hersey cok daha guzel olacakmis seklindeki yorumunuz maalesef butun bu yazdiklarinizi bir miktar anlamsizlastiriyor.

    Zira 2010 sonrasia giden yol tam da bu yillarda dosendi; Medya ve Turk Ordusundan, muhalefet partilerine CIA destekli sahte delil, ortam ve telefon dinleme, kaset ve dis istihbarat eliyle kurulan Taraf gazetesi ve ele gecirilen diger gazetelerle yayarak kamuoyu olusturma operasyonlari bu yillarda gerceklestirildi. FETO ile birlikte gerek burokraside gerek yargi, polis ve orduda yavas devam eden kadrolasmanin hizlanmasi ve tamamen kontrolu ele alma belki 2010 sonrasinda gerceklesti ama zaten coktan ve yillar evvel baslamisti.

    Saygilarimla,
    Ozgur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Maalesef liyakatsiz kadroların değiştirilmesi en zor ve zaman alıcı kısım olacak sevgili Özgür Altan.

      Sil
  57. Hocam bizden hiç bişey olmaz.
    Uzun süreli analitik plan yapabilecek ve o planı uygulayacak bir yapı ne toplumda ne işletmelerde ne kurumlarda var.
    Bu ülkede ciddi bir siyasal toplum mühendisliği mevcut.
    Başarısız bir toplum yetiştirmek ile ilgili her şey yapıldı bu toplumda.
    Ve toplumun büyük çoğunluğuda bunu sevdi.
    Seçim sonucu Muhalefet için olumlu sonuçlanırsa 22 senedir bir takıma yenilen lig sonuncusu bir futbol takımının galibiyetine sevinir gibi sevinecekler sadece.
    Hiç bir şey umurlarında değil sadece 22 sene sonra galibiyet almak önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizden bir şey olur ama öncelikle Atatürk'ün dediğine 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' anlayışına dönmemiz gerekiyor.

      Sil
  58. Karamsar değilsiniz hocam gerçekleri anlatıyorsunuz gerçekleri Sorunları çözmek isteyen insanlar anlatır ve duymak isterler fakat günümüzdeki siyasetçiler maalesef masal anlatıyor bu masalları dinlemek isteyen o kadar çok seçmen var ki, masallarda boşa gitmiyor oy olarak siyasi partilerin hanelerine yazılıyor
    Sağlıklı günler dilerim kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  59. Değerli hocam 2001 krizinden sonrası rahmetli sayın Derviş öncülüğünde IMF çerçeve anlaşması ile bütçe dengeleri sağlanmış ve bir yol haritası çizilmişti. Biliyorsunuz Mhp'nin erken seçim getiren siyasi hamlesi olmasaydı, bu acı reçetenin tatlı meyvelerini baraj altı olan zamanın iktidar partileri toplayacaktı belki de. Kimbilir?

    Önümüzde belediye seçimleri var. Cumhurbaşkanı ve meclis üstünlüğü farklı partilerde olmasa dahi -diğer tüm dertlerin yanısıra - hazırlık döneminde yapılacak kemer sıkma hamleleri tekrar vatandaşı bezdirip tekrar bir seçim atmosferi ve kaotik bir durum oluşturma potansiyeli içermiyor mu sizce de?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rahmetli Ecevit de ekonomiden pek anlamazdı, yine diğer Rahmetli Demirel Ecevit'e patlamış ekonomiyi itelemişti. Garibim Ecevit ne bilsin? Başbakan oldum diye sevinirken, diğer tarafın tayfasına 40 yıl süren "yağ kuyruğu, süt kuyruğu, 5 cente muhtaç ekonomi" geyikleri bıraktı.

      Kılıçdaroğlu da iyi adam, hoş adam. Şimdi de Sn Erdoğan da bi iteleme projesi yürütüyor gibi.
      Öyle bi batak var ki, Sn Mahfi Hocam yazmış, en az 140 yıl Sn Kılıçdaroğlu dillere düşecek. Sosyal medyada bir de geyikler dönüyor 14 Mayıs demokrasi şenliği, bayram vs diye. Gariplerim bi bilseler ekonomik enkazı?

      Muhalefet seçildikten 4-5 ay sonra neler olacağı belli. Rusya para isteyecek, Araplar isteyecek, Azerbaycan isteyecek, hasılı kelam Türkiye'yi yüzdürenlerin hepsi yeni hükümetten para isteyecek. Bizim milletin aklında ise yazın yediği hurmalar olacak. Diyecekler ki, "Reisin döneminde öyleydi böyleydi de mal vardı, pahalıydı ama alıyoduhh, şincik Gılıçdar geldi ülkenin beraketi bitti..."

      Sil
    2. Enkazı bilmemeleri mümkün değil.

      Sil
  60. Sayın hocam sanırım bu iktidar değişimi sonrasında yaşanan süreç yeniçeri ocağının kaldırılması sonrasında yaşanan sürece benzeyecek. Ahmet Cevdet Paşa da Rus streltsy ile yeniçeri ocağı kıyaslaması yaparken Rus ordusu için Rusyanın sırtında bir ur yeniçeri ocağı için Osmanlı'nın kalbinde bir seretan demişti. Devletin bütün kurumlarında yapılan tahribatın boyutu çok büyük ama inşallah altından kalkacağız.

    YanıtlaSil
  61. Hayatımın en güzel yıllarının (gençliğimin) bilimi hiçbir şekilde dikkate almayan ve âdil bir yönetim sergilemeyen bu hükümete denk gelmesi…ve Mahfi hocanın bu yazısından sonra en az bir 4-5 yıl daha kendimize gelemeyeceğimizi iyice idrak etmek… hakkımı helal etmiyorum hiçbirine. Önce burada sonra öteki tarafta hesaplaşacağız… kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  62. Değerli hocam yolsuzluklar bitsin şu ülke 10 seneyi bulmaz dünyanın sayılı ülkeleri arasına girer.
    Lakin bu makus talihi bir türlü yenemedik.

    YanıtlaSil
  63. Sevgili hocam çok haklı olduğunuzu düşünüyorum ancak şunu da göz ardı etmemeliyiz, sadece bugünün zemininden 20 yıl sonrasını 10 yıl sonrasını düşünmeye çalışmak doğru gelmiyor bana. Falcılık gibi bir şey bu. Süreci takip etmeliyiz. Aynı zamanda yapılan iyileştirmelerin insanlar tarafından beğenilmeyeceği ve bu acı çekme sürecinin destek görmeyeceğini düşünüyorsunuz. Bu noktada biz vatandaşlara büyük görev düşüyor, tıpkı şimdiki iktidar dönemini takip eder gibi bir sonraki iktidar dönemini de adım adım takip ederek ve demokrasi talebini demokratik yollarla sivil toplum kuruluşları ile beraber sürekli takip etmeyi ve bu kontrol sürecinin devamlılığını esas alan bir vatandaş bilincine ihtiyacımız var.

    Yüzyıl önce Cumhuriyet kurulduktan sonraki sürecin ne gibi zorluklarla nereye geldiğini ve o süreçte eğitilen insanın bizim için nereye kadar bizlerle beraber olduğunu o bilincin bizlerle ne kadar süre beraber olduğunu unutmamalıyız.

    Aynısını yapamayabiliriz belki de daha iyisini yapacağız söylediklerinizi çok haklısınız ancak çok karamsar durmuyor mu?

    Bir de sanki ya hep ya hiç gibi düşünüyorsunuz ya o süreci tamamlayamazsak ya 5 yılda olmazsa ya 4 yıl bu reform süreci devam ederse.. size şunu ifade etmek isterim 20-25 yıldır yeni süreç iktidarda kalsa ve her şeyi tastamam yapsa bile tekrar negatife dönme ihtimali gene var süreci takip etmeli ve peşini bırakmamalıyız.

    YanıtlaSil
  64. Hocam ekonominin düzelmesi için iktidara bir şans daha verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü en azından başımızda ekonomist bir cumhurbaşkanı var.

    YanıtlaSil
  65. Hocam merhabalar siyasetten ve gündemden sıyrılarak size bir soru soracağım.
    Bir kamu kurumunda çalışmaktayım. önümüzdeki yıl ekonomi alanında yüksek lisansa başlayacağım daha önce ekonomiyle ilgili sadece sizin kitaplarınızı okumuştum. daha ileri seviyeye gidebilmek için bana önerebileceğiniz kitap var mıdır

    YanıtlaSil
  66. Ben şuan 22 yaşında bir gencim Annem-Babamların zamanında yani bundan 30 yıl önce de Potansiyel Enerjisi yüksekti ancak kinetiğe çevir(e)miyordu ,30 yıl geçti geçti aynı tas ayı haman.İşin kötü yanı artık son 15-20 yıl kadar zamanı var eğer bu sefer başaramazsa artık şansı da kalmayacak çünkü Yeni Dünya'ya hazırlıklı olmayan ülkeler için sanayi devriminden onlarca kat daha ölümcü bir dalga geliyor.
    Benim umuudum yok değil ancak her geçen gün azaldığı da gerçek....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Bundan 30 yıl önce gerekeni yapsak AB üyesi olurduk. O zaman işler daha kolaydı. Bugün artık çok daha zor. Her şeyi zamanında yapmak, son fırsatları kaçırmamak gerek.

      Sil
  67. Mahfi bey, yıkılanı yeniden yaparız. Çalınanı yerine koyarız. Yaptık yine yaparız. Ama entellektüel sermayemizi kaybedersek -ki kaybettik- onu yerine koymak en az elli yılımız alır. Görünen o ki; bir Çetin Altan, bir Yaşar Kemal, bir Mahfi Eğilmez kolay kolay çıkmayacak artık… Yusuf Güvenç

    YanıtlaSil
  68. Artık gidiyorlar sonrasını düşünelim diyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gitmeseler de sonrasını düşünmemiz lazım. Çünkü öncesi kötüydü.

      Sil
  69. Hocam ekonomimizi toparlayan son kişide aramızdan ayrıldı, Kemal Derviş e Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

    YanıtlaSil
  70. Sayın Hocam, yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum, emeğinize sağlık. Şu konuda bir ikilem yaşanıyor insanımızda. Son bikaç zamandır bazı cihazlar türedi kimisi uçuyo kimisi yüzüyo kimisi uzayda geziniyo felan acaba diyolar burada çalışan türk mühendislerin hepsi ydışında mı okudu yoksa aslında bunların başında yabancılar var da bizim mühendisler fotokopi mi çekiyo oralarda nasıl oluyo bu işler tam anlaşılamıyo bu kadar sıkıntılı bir eğitim sisteminde denizden gaz dağdan petrol çıkarken bizim mühendisler cam mı siliyo aslında, aydınlatırsanız çok seviniriz.

    YanıtlaSil
  71. Ülkenin yalnızca yüzde 1’i sizin gibi gerçekleri görebilseydi bambaşka bir yerde olurduk

    YanıtlaSil
  72. Hocam FED faizleri oldukça yükseltti. 2009 krizinde FED'in dağıttığı paralar bu yüksek faize rağmen niye geri dönmedi döndü ise ABD enflasyonu yükselmesi gerekirken neden ve nasıl düşüyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz yüksek olunca ve daha da önemlisi yükselme eğiliminde olunca insanlar dönen paraları harcamıyor ABD tahviline ve bankalara yatırıyor.

      Sil
  73. Çok bilimsel ve tam sizin üslubumuzq uygun bir yazı olmuş zevkle okudum peki sizce bir kaç yazı önce yazdığımız konut fiyatları ile ilgili yanınıza atfen ekonomi bu haldeyken konut gibi yatırım araçları gelecek 5 yılda nasıl bir seyir izler barınma sorununu ne kadar olası görüyorsunuz ve barınma sorunu başlarsa o zamanki hükumet bu konuya el atmak zorunda kalmaz mı yoksa yok mu sayıp görmezden mi gelinir mesela oğlumun okulunda beslenme almakta zorlanan çocuklar var kimse bu durum için bir şey yapmıyor gıda fiyatları özelinde durum kaderine terk edilmiş durumda saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Kılıçdaroğlu'nun en beğendiğim ve desteklediğim vaadi devlet okullarında ücretsiz yiyecek ve süt verilmesi projesi.

      Sil
    2. Hocam sadaka ekonomisi meselesi ile süt dağıtma projesi biraz çelişti sanki,

      Yani bir de 85 milyonluk ülkeyi yönetmeye talip birinin en beğenilen projesi süt dağıtımı ise işi zor gerçekten.

      Sil
  74. Başkanlık sistemiyle uçacaktık çakıldık resmen. Arkadaş nasıl bir iktidar hırsıdır ki bu uyguladığı politikalarla ülke, ekonomiden dış politikaya, eğitimden hukuka her anlamda enkaza dönmüşken, ahlaki çöküntü toplumun bütün hücrelerine yayılmışken bile hala seçilmek derdinde. Bu sadece benim gibilerin derdi değil ki doğal olarak Akp'ye oy veren de aynı enkazın altında yaşıyor. Tabi buna yaşamak denirse.. Sürünüyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadaka ekonomisi sonucu devletten yardım alarak yaşayan ciddi sayıda insan var ve bunların çoğu yardımı devletin değil partinin yaptığını sanıyor.

      Sil
  75. Hocam, katılıyorum bilim ve akıl esas olduğu taktirde ve de insanlar nispi olarak aydınlanmayı hissettikleri taktirde zaman alsa da badireler çeksek de ülkemiz güzel ufuklsra dogru ilerleyebilir. Gerek Yonetim gerek Millet olarak zaman içinde populist yaklaşımlar mı gercekler mi secilerek hareket edilecek göreceğiz, bu seçimimiz uzun erimli yerimizi refah seviyemizi belileyecetir. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  76. "ne yazık ki toplumun her kesiminden yeniden özveri istenmesini gerektireceğini görebiliriz."
    altında çok şey yatıyor aslında....
    Bol keseden atılan seçim vaatleri vatandaş olarak hiç birimizin hayrına değil....
    ve yukarıda bahsedilen değişimlerin aynı anda yapılabilmesi, hele ki yirmi yıllık kokuşmuş düzen içerisinde filizlenmesi çok ama çok zor...
    seçim sonucu ne olursa olsun, hepimizi şimdikinden daha zor günler bekliyor...

    YanıtlaSil
  77. Yine cok guzel bir yazi ve orneklerle desteklenmis tespitler.
    Katilirmisiniz bilmiyorum ama benim eklemek istedigim sey, avrupali siyasetcileri ya da yoneticileri goreve getiren sey aslinda sahip olduklari sey kredibiliteleridir (credibility). Dolayisiyla kisilerin kredibiliteleri basarilarinda buyuk rol oynar, ve guclu iliskiler kurarlar. Durustluk, dogruluk, seffaflik ise sistemin vazgecilmezidir. (Yani integrity)
    Bu degerlere daha cok onem vermeli, ve yolumuza boyle devam etmeliyiz. Bu bir zorunluluktur.

    YanıtlaSil
  78. Merhaba 1920 Almanya'sı ile şu anki ülkemizi karşılaştırdığımda 1920'den bile çok geride olduğumuzu söylemek mümkün. Almanya bilim insanları yetiştirmişken biz ise hala insan olma düzeyine erişememiş mağarada yaşayacak seviyede olan topluluklarla uğraşıyoruz. Matematik fizik gibi bilimlerden uzak evrimini tamamlayamamışlarla dolu bir ülkedeyiz ki bu topluluk üreme konusunda sınır tanımıyor! Avrupa bilimsel yayınlar yapmış aralarına kadın bilim insanlarını da almış, bilimsel konuların tartışıldığı konferanslar düzenlemiş, çalışmaları ödüllendirmiş, üniversitelerini geliştirmişler. Her bilim dalında bir çok gelişmeler yaşamışken biz başımızı kuma gömmüşüz ve bu da yetmezmiş gibi sürekli kurtarıcı bekleyip durmuşuz. Kimse kendine inanmamış ve herkes yaşamını başkalarının ellerine bırakmış. Maalesef okumanın araştırmanın ve sorgulamanın günah sayıldığı bir gelenek ile kuşatılmışız. Bu yanlışı görerek ve kendimize inanarak her birimiz kendimizi geliştirmeliyiz. İyi olmanın yolunda her birimiz kilometre taşı olduğumuza inanmalıyız. Biz iyi olursak ülkemiz de iyi olabilir.

    YanıtlaSil
  79. Tarım ve hayvancılıkta son 20 yılda geriye gittiğimiz tespitinize katılmıyorum. Son 20 yılda nüfus %29 artarken hayvan sayısı %60-79 arttı. Tarım: Dünyanın en büyük 6. meyve üreticisiyiz. Dünyanın en büyük 10 tarım ülkesi arasındayız. Lütfen yorum ve tespitlerinizi ideoloji takıntılarınızdan muaf yapınız. Gerçek olmayan tespit ve yorumlarla saygınlığınızı yitiriyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün dünyada gıda fiyatları düşerken bizde katlanarak artarken et, süt, yumurta fiyatları inanılmaz derecede yükselirken, insanlar gece yarısından ESK önünde bir kilo kıyma almak için kuyruğa girerken siz tarımda ve hayvancılıkta işler iyiye gitti diyorsunuz. Bence bunu her yerde söylemeyin.

      Sil
    2. Yeni ifşalarda tarım bakanlığımız ve uzun yıllar tarım bakanlığı yapan bir değerli bakanımızın ne kadar iyi çalışıp ülkemize nasıl 3,5 milyar dolarlık katkı sağladığını, hayvancılığın gelişimi için nasıl cansiperane uğraşıp ithalatın önünü açtığını öğrenmiş olduk. Gerçi ufak bir hata olmuş, kazançlar devlet hazinesine değil de kişisel hazinelere dağılmış ama olsun, katkı katkıdır.

      Yukarıdaki yorumu yapan tiplerin troll olduğunu bilsem de insan bu kadar ahlâk yoksunluğuna alışamıyor, benzer yorumları her okuduğumda bulantı hissi duyuyorum. Neyse ki yakın zamanda iktidarla birlikte bunların yorumlarından da kurtulacağız ama bu tip yaşam formları ile aynı havayı solumaya ve aynı coğrafyayı paylaşmaya devam etmekte olduğumuzu bilerek hayatımızı sürdüreceğiz ne yazık ki...

      Sil
    3. Yorumcu çok hayalperest çıktı. Süt içmek lüks iken "Son 20 yılda nüfus %29 artarken hayvan sayısı %60-79 arttı. Tarım: Dünyanın en büyük 6. meyve üreticisiyiz. Dünyanın en büyük 10 tarım ülkesi arasındayız." tespiti de hayalden ibaret.

      Sil
  80. Hocam, öncelikle emeğiniz için teşekkürler. Geçen de yazdığınız üzere; seçimi mevcut yönetimin kazanması halinde, kendi kendine bir enkaz devredecek. Muhalefet ise bir zamanlar rahmetli Demirel'in yaptığı gibi "onlar ne veriyorsa 5 fazlasını vereceğim" söyleminde. Eğitim,hukuk, bürokrasi gibi alanlarda ancak bir nesil sonra düzelme yaşarız gibi görüyorum ben. (tabii muhalefetin kazanması halinde) Gerçekten çok zor günler bekliyor bizi.

    YanıtlaSil
  81. Hocam,
    Atatürk bile ülkeyi kurtardıktan sonra ahalinin halini görünce, işi yokuşa sürmek için her türlü dolambaçlı yoldan dolanan yöneticilerini görünce, kahrından içip öldü.

    YanıtlaSil
  82. Merhabalar yazınız yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Mevcut hükumeti talep edenlerin izleyeceği yol olarak söylenen vaatler ve ekibin birkaç konuşmasını takip ettiğimde vaat edilen yabancı bir yatırım yaratacağı katma değere bel bağlanmış durumda. Hali hazırda dolarizasyonla boğuşurken sabit yatırımlar yerine sıcak para üzerinden ani bir iyileşmenin beslenmesini doğru bulmuyorum. Ancak bu görüşün yapısal reform ve mevcut pazarların iyileştirilmesi başlangıcı için zaman kazandırıcı unsur olarak düşünmekteyim. Bizim ani değil sürekli ve planlı politikalara ihtiyacımız var.
    Okuyup zaman ayırdığınız için teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru ama bunu hiç yapmıyoruz. Bir ara 1960'larda beş yıllık planlarla yapmaya başlamıştık ama sürdüremedik. Disipline gelemiyoruz.

      Sil
  83. Mahfi hocam,

    Ekonomi beni aşar, kendimce hesap yaptım, herşey şimdiki gibi giderse ben üç buçuk yılda toparlanıyorum.

    YanıtlaSil
  84. Evet hocam elinize sağlık. Siz üzerinize düşeni yazdıkarınızla, öğrettiklerinizle, yetiştirdiğiniz öğrencilerle gösterdimiz. Hala tavsiyelerde bulunyorsunuz. Fakat bunlara birey olarak benim yapabileceğim tek şey, şu an için oy kullanmak. Sürekli olarak da yaptığım işi iyi yaparak çok çalışmak. Yalnız liyakatın olmadığı yerde de bazen çok çalışmak pek işe yaramayabilir. Evet ülkemizde kalalım hizmet edelim. Lakin ben karar verici olmadığım için bir çey de yapamıyorum. Özetle bireysel olarak neler yapmalıyız ? Ne tavsiye edersiniz sizler neler yapardınız. 25 yaşında 30 yaşında olsaydınız. Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Liyakatsizlik böyle sürüp gidemez. Liyakate değer verilecek günleri beklerken kendimizi çalışarak hazırlamamız gerekir.

      Sil
    2. Hatırlattıklarınız ve nezaketli cevaplarınız için çok teşekkürler hocam. Evet şu an yaptığım tek şey o. “Kötü” adlandırılabilecek şeylerim pek çoğundan kendimi sıyırarak katabildiğim ne varsa çalışarak hazırlamaya çalışıyorum kendimi. Herkese de tavsiye ederim. Çünkü zaman kıymetli. Zamanı nakite, zamanı iyiye çevirebilecek kişisel şey yegane çaba ve çalışmak. Güzel ve liyakate değer günlere uyanmak dileğiyle…

      Sil
  85. Hocam merhaba yazınız ile bizi aydınlattığınız için teşekkürler. Birşey sormak istiyorum hükümetin verdiği vaatlere ek olarak son zamanlarda yapılan atamalar,eyt, asgari ücret zamları,memur zamları,deprem sonrası ihtiyaç duyulan para,kura bağlı olarak artan dış borçlar,risk priminin artması,nitelikli yatırımcının uzaklaşması, sürekli artan cari açık..vs tüm bunların içinde devlet nasıl hâlâ para bulabiliyor nasıl bu vaatlerde bulunulabiliyor örnek veriyorum şu an ırakta yapılan bir usulsüzlük nedeniyle 1.4 milyar dolar ceza ödememiz gerekiyor ek olarak birkaç haber sitesinde devletin Karadeniz doğalgazını daha test aşamasında tuttuğu dağıtılan gazın ithal olduğu söyleniyor bunun maliyeti 1 yıllık 27 milyar TL nasıl olurda devlet bu paraları böyle bir ekonomide ödeyebiliyor merak ettim şimdiden tekrar teşekkürler saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rusya'ya borcu erteleyerek, swaplarla geçici para bularak. Suudlardan para alarak idare ettiler ama deniz bitti. Seçimden sonra faciayı hep birlikte göreceğiz.

      Sil
  86. Mahfi hocam,

    Yazın bloğunuza:
    Dünyanın önde gelen teknoloji üretim şirketlerinin aradığı "mahfium"elementi, ülkemizde bol miktarda bulunmaktadır ve değeri iki trilyon dolardır.

    Elektrikli araçlarda ve uzay çalışmalarında en temel ihtiyaç duyulan "mahfium" elementini ucuza almak için Elon Musk, üretim yapılan ülke liderlerine milyarlarca dolar rüşvet vermektedir.

    Ekonomiye can kaynağı olacak olan "mahfium"elementini, halkımıza vermek, ekonomimizi dünya ekonomileri seviyesine getirmek için bana oy verin, dünyanın en büyük "mahfium" kaynakları üzerindeki gizlilik kalksın, para halkımızın cebine girsin.

    Biraz da trol yemlemesi, yüzde 5 oy garanti.

    Biraz gülümsettiysem ne mutlu bana.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  87. Kanaatimce kimse adalet ve egitim duzelmedikce ekonomide de bir duzelme beklememelidir. nesil kazanimlarinin bir emegin urunu oldugu bilincinden yoksun oldukca, bireylerin hak ve hurriyetlerini koruyan bir adalet sistemi olmadikca cabalar havanda su dovmeketen oteye gitmeyecektir.

    YanıtlaSil
  88. Bir hikaye var anlatilir, ne kadar dogrudur bilmem. Fakat cok guzel bir ders icerir.
    zamaninda almayada bir fabrika bir yil icerisinde beklenenin cok uzerinde gelir elde etmis. bunun uzerine de yonetim kurulu calisanlarinin maaslarina cok yuksek oranda zam yaparak bu gelirden calisanlarini da faydalandirmaya karar vemis. durumu degerlendiren isci sendikasi zamlarin geri alinmasi icin sirketi mahkemeye vermis. sebep ise durumun surdurulebilir olmadigi verilen zam oranlari ile sirketin birkac yil icerisinde isci cikartarak kuculmeye gitmek zorunda kalacagi imis.
    benim bundan cikartitigim ders faydanin ne oldugunu dogru tahlil etmek gerektigidir. 'ben kazanayim da, hayat standardimi koruyayim da gerisi benim sorunum degil' bakis acisi ile bir yere varilmaz. varken dagitmak bir yana, yokken dagitmakla hicbir fayda saglanmaz.
    gencler zannediyorlar ki, 'benim elimde diplomam var. beni ise alacaklar, iyide maas verecekler. ayri eve cikacagim, araba alacaim, kiz arkadasimla tatile cikacagim' falan filan... calisma hayatinin dinamikleri cok basittir. calistigin organizasyonun, aldigin maasin misliyle kazanc saglamasina vesile olacaksin ki oda sana falan filanlari yababilecegin maasi versin.
    konu donup dolasip hep ayni yere baglaniyor. ne kadar ekmek o kadar kofte. ne kadar emek o kadar kazanc. bireyler emeklerini daha degerli kilmadikca ilerlemeyi, duzelmeyi beklemek yersizdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir öykü, doğruysa müthiş bir sorumluluk örneği.

      Sil
  89. Bilim, bir nesne ve özne arasındaki ilişkinin, evrensel nitelikte gözlemlemesine dayalı ve belli bir metodolojisi olan bir disiplindir. Astroloji (yakından da takip eden ve astrolog diye adlandırılan kişileri yargılamayan ve sadece anlamaya çalışan biri olarak) konusunda bu husus gözden kaçırılıyor. Değindiğiniz iyi olmuş. Nesnesi belli olmayan ve geleceğe dair kehanetlerde bulunan ve pratikte zaten halihazırda gidişatı insanlık tarihine bakarak çıkartabileceğimiz temellendirmeleri, gezegenler ile açıklama yoluna giderek, insanların algısı yönetiliyor. Bu kadar popülerleştirilmesinin de ayrı sebepleri var; şimdi oraya değinmeye gerek yok.

    Aslına bakacak olursak, “insan” olgusuna dair bir bilgi koyabilmekse mesele, bunun bilimsel dünyada farklı karşılıkları var: antropoloji, sosyoloji ve en önemlisi felsefe. Bunlardan uzaklaşıp da, “plüton geriye gitti o yüzden şöyle oldu” veya “Merkür retrosu var, iletişime dikkat edin” demek, mitolojik sembollerden yola çıkarak, nesnellendirmenin eksik kaldığı bir yanılsamaya dönüşüyor. Bunu gözden kaçırmamakta fayda var. Diğer türlü, dinlerin ortaya koyduğu dogmatik bazı “bilgilerden” pek bir farkı kalmıyor, her ne kadar yorum içeriyor gibi gözükse de…

    YanıtlaSil
  90. Önce bizi yönetenleri seçen halk kitlesi değişmeli.. Popilist politikaların aslında bize yarar değil zarar verdiğini bilmeli.. Toplumun çoğunluğu Sorgulayan, okuyan ama okuduğunun, seyrettiğinin doğru olup olmadığını kontrol edebilen yapıya sahip olmalı. Bu olmadıkça bizi yönetenler toplum çıkarlarını değil kendi çıkarlarını gözetmeye devam edecektir..

    YanıtlaSil
  91. İktisatta bilindiği üzere ,bir hedefe giden yol başka bir hedef ile tutarlı olması zordur özellikle yapısal olarak ekonominin sorunlu olduğu ülkelerde böyledir..Phillips eğrisi, bir ekonomide enflasyonla işsizlik oranı arasındaki tarihsel ters yönlü ilişkiyi aktaran tek-denklemli emprik eğridir.Seçimden sonra işsizlik ile enflasyon , bütçe açığı ile cari açık geçmişte aralarında ikame edilen bir tercih politikası izlendi fakat bazı iktisatçıların ’’kısmi stagflasyon ‘’olarak ifade ettiği bu süreçte bu ikameci politikaların boyutu daha zordur .Dolayısıyla yapısal, verimli bir yol izlense bile en az 3 yıl sonra pozitif ,kapsayıcı geri dönüşler olabilir.

    YanıtlaSil
  92. Bu gidişata göre Mahşer Gününe kadar uzun vadede kalıcı olan bir ekonomik genel toparlanma yaşanması mümkün değildir Türkiye'de ne kadar fazla yazıktır ve günahtır ki

    YanıtlaSil
  93. Hocam peki yeni bir iktidar bu ilk süreçte ne yapmalıdır veya ne yaparsa en az zararla karşılaşırız?

    YanıtlaSil
  94. Hocam birilerinin de objektif olarak ışık tutması gerekiyor ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  95. Teşekkürler Mahvi Bey . Ekonomik durumu sizden takip etmeye çalışıyorum. Bu şanlı millet bugünün ve yarının ekonomi bataklığını ve yokluk içindeki hayatı hiç hakketmedi. Vatandaşları nasıl uyarmalıyız efendim?

    YanıtlaSil
  96. Sagolun hocam. Yaziniz cok dogru. Acaba Kemal Dervis ne derdi bugunku durumu toparlamak icin?

    YanıtlaSil
  97. Sizin de sıklıkla bahsettiğiniz gibi güvenlik sorunları, ekonomik durum, kalitesiz eğitim, hukuksuzluk, liyakatsizlik vb. kavramların sonucunda, doktoralı birisi olarak Türkiye'yi terk ettiğimi söylemek istiyorum. Kendimi geçtim, çocuklarımın orada bir geleceği kalmadığını görüyorum. Türkiye'deki az sayıdaki genç ve işe yarar insanların da oraya katabileceği bir şey kalmamıştır. Bunu buraya yazmamın sebebi, orada kalanlara gerçekleri vurgulamaktır çünkü gerçeklerin bilinmesi faydalıdır.

    YanıtlaSil
  98. Mahfi hocam mevcut hükümetin bundan sonraki politikaları ekonomiyi düzeltmede umut vaat ediyor mu ?

    YanıtlaSil
  99. Nusret Kılıç26 Temmuz 2023 22:20

    Bürokrasinin, kendisine çizilmiş alan içinde karar alıp uygulayabilir hale gelmesi de sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Son yirmi yılda bürokrasinin bu yeteneği yok edildi. Bürokrasi, tümüyle siyasal talimatlara göre hareket eder hale geldi. Yirmi yıl yeterince uzun süre olduğu için eskinin deneyimli bürokratları da ayrıldı. Yeni girenlere bürokratın nasıl davranması gerektiğini anlatacak, yol gösterecek insanlar da pek kalmadı. Bürokrasinin eskisi gibi yukarıya bakmadan sorunları çözüp uygulamaya koyacak konuma gelmesi epey zaman alacak.

    Bu bahsettiğiniz bürokratlar kimler acaba örner verir misiniz?

    YanıtlaSil
  100. türkiye batmadıkı duzelsin daha ucurumun %5 indeyiz dibe daha çok var

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?