Rasyonel, İrrasyonel

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek’in, görevi devralırken yaptığı konuşmada en dikkat çeken cümle: "Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeceği kalmamıştır" ifadesiydi. Şimşek, bu ifadesiyle önceki dönemde ekonomi alanındaki uygulamaların rasyonel olmayan uygulamalar olduğunu vurgulamış oldu.

Rasyonel sözcüğü Türk Dil Kurumu Sözlüğünde akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, hesaplı, ussal olarak tanımlanıyor.  

Rasyonel davranmak bugün uygulamada olan ana akım ekonomi biliminin yaşama yaklaşımının en temel ilkesidir. Makroekonomi açısından rasyonellik; fiyat istikrarı, düşük işsizlik, yüksek büyüme, düşük cari açık gibi makroekonomik hedefleri bir arada yakalayabilmeye dönük politikaları uygulamak olarak tanımlanabilir. Bu yolda atılacak adımların beklentileri de olumlu yönde etkileyerek bunların hepsinin bir arada gerçekleşmesini sağlayabileceği düşünülür.

Rasyonel sözcüğünün karşıtı olan irrasyonel sözcüğünün Türk Dil Kurumu Sözlüğündeki karşılığı da çok net: Akıl dışı. Yani akla uygun olmayan yaklaşımlar, davranışlar, kararlar.

Makroekonomi açısından irrasyonel davranmak yukarıda saydığımız hedefleri yakalamaya yönelmek yerine popülizme dönük uygulamalara saparak beklentileri bozmak ve ekonominin yoldan çıkmasına yol açmak olarak tanımlanabilir.

Türkiye, her iki yaklaşımı da geçmişte göstermiş, hatta zaman zaman ikisini bir arada sergilemiştir. Son birkaç yılda faiz neden – enflasyon sonuçtur teziyle başlayan yaklaşımlarla ekonomi raydan çıkmış, beklentiler bozulmuş, ülke çıkmaz sokaklara girmiştir. Bu yaklaşımların sonucu olarak Türkiye ekonomisi bugün enflasyonun kabul edilebilecek düzeyin çok üzerinde olduğu, cari açığın giderek büyüdüğü, bütçelerin altı ayda tükendiği, ülke risk priminin (CDS) kabul edilebilir düzeyin iki kat üzerinde olduğu, Merkez Bankası rezervlerinin eksi 60 milyar dolayında bulunduğu, beklentilerin son derecede olumsuz göründüğü bir durumda bulunuyor.

Uzun süredir irrasyonel kararlar alınmasına alışmış ve irrasyonel kararları bir anlamda rasyonelleştirmiş olan iş çevresinin, alınacak rasyonel kararları sürpriz karar olarak algılayacak olması da işin bir başka ilginç yanı olacak. Rasyonel kararların bazıları ilk anda olumsuz etkiler de yaratacak kuşkusuz. Örneğin müdahaleyi terk edip kurların oluşumunu piyasaya bırakınca kurlarda yükselme yaşanacak ve bu ister istemez enflasyonu artırırken, GSYH’yi de dolar cinsinden aşağıya çekecek. Bu değişimi ihracatçılar alkışlarken başkaları beğenmeyecek. Benzer şekilde Merkez Bankası faizinin artırılması ve banka faizlerine yönelik baskıların kaldırılması piyasada faizlerin yükselmesine yol açacak ve bu yaklaşım mevduat sahiplerinin desteğini alırken kredi kullananların ve borçluların tepkilerine yol açacak. Kur korumalı mevduat hesaplarının sorun çıkarmadan tasfiyesi hem zaman alacak hem de özel dikkat gerektirecek. Merkez Bankası’nın swaplar yerine yeniden gerçek rezervlere sahip olmaya çalışması çok uzun zaman ve emeğe mal olacak.  

Rasyonellikten irrasyonelliğe geçiş çok kolaydır. Piyasa sistemi içindeyken ve dolarizasyon etkisi altındayken faizi enflasyonun altına düşürmeniz, kurlara ve fiyatlara müdahaleye başlamanız irrasyonellik ortamına hızlıca geçmeniz için yeterlidir. Ne yazık ki tersi doğru değil. Yani irrasyonelliğin yerleştiği bir ortamdan yeniden rasyonel bir ortama dönüş hem çok zaman hem de yoğun emek gerektirir.

İrrasyonel yaklaşımların ülkeyi çıkmaz sokaklara sürükleyeceğini yıllardır vurguladık ama karar alıcılara anlatamadık. Sonuçta deniz bitince rasyonel zeminlere dönmek gerektiği ortaya çıktı. Olan, bu bilim dışı denemelerle kaybettiğimiz zamana ve paralara oldu.

Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. Sığınmacılar ülke nüfus oranının %20 sine ulaştı. Ortadoğuda bıraktıkları eş, dost, arkadaş ve komşularını da buraya davet ediyorlar. Daha onlar henüz gelmedi.

      Bunların çoğu Türkiye'de kenar mahallelerde "Bodrum altı vergi kaçıran" işletmelerde çalışıyor. Ya da vergiden muhaf kendi işletmelerini açıyorlar.

      Yani eleman bulamadığını söyleyen bu işletmelerin çoğu devlete bir getirisi olmayan işletmeler.

      Ve bu vergi kaçıran işletmeler çalıştırdıkları sığınmacıların çoğunun maaşını da ödemiyor ya da geciktirerek ödüyor. (Bu durum ileride sığınmacıları Türk düşmanı yapabilir. Ve terör sorunları ortaya çıkabilir)

      Sığınmacılar devletten sosyal yardım alıyorlar.
      Yani vergi kaçıran işletmenin çalıştırdığı elemanların maaşını aslında devlet ödemiş gibi oluyor. Vergilerin gerçek sahibi halk ödüyor.

      Bu anlattığım sosyolojik felaket enflasyon ve Türk halkındaki işsizliği kalıcı hale getirmiştir.

      Kovanın altı delik. İstediğiniz kadar su ile doldurun. Kova hep boş kalacak.

      Rasyonel politikalar yetersiz kalacak...

      Bu "gerçeği" ekonomi yönetimi söyleyemeyecek..

      Bunun yerine belli bir zaman sonra "sadece" istifa edecekler..

      Sadece...

      Sil
    2. Çok değerli Mahfi Eğilmez, yazılarınızı iple çekiyorum, yalnız yazılarınız kadar takipçilerinizin katkı ve yorumlarına da hayranım… Burası şahane bir sohbet ve hatta dozajı esprisi yüksek bir eğitim platformuna dönüşmüş durumda…
      Kendimi tutamayıp zaman zaman alıntıladığım yazılarınız müthiş okunuyor… Ucundan ben de puan almış oluyorum, bilmem sizin için sorun olur mu?
      Mahfi Bey yıllarca sizi bakanlık, hazine, bütçe plan komisyonları daha nereler nerelerde gece gündüz takip ettik, bir sözünüz bizim için altın değerindeydi…
      Sözünüzle, makalelerinizle, kitaplarınızla iyi ki varsınız… Keşke bu işlerde size bir danışsalardı, yıllarımız kül olmazdı!

      Sil
    3. Medical Doctor. Yazınıza her nedense doğrudan bir yorum giremedim. Ben sizin yazılarınızı ekonomi doktoru olarak değil, Tıp Doktoru olarak okuyorum, Ama çok farklı bir şey yok, bizde önemli olan, HAYAT KURTARMAKTIR, sizde, artık sizde diyemem heralde, hobi olarak 30 yıldır okusam ve izlesem de, bizde, önemli olan, mal varlığını ve paranı korumak, buna macro boyutta bakarsak, ülke suya batmış yan yatmış zırcahil siyasetçiler elinde, karacahil kemik yalayacıların oyunu kap saraylarda yaşa felan, HİÇ UMRUMDA DEĞİL . Ben sizin gibi ekonomi profesörü değilimi, ben ufacık tefecik bir fareyim. Ama artık peynirimi korumayı öğrendim diye düşünüyorum. Bildiğiniz gibi bir sürü farklı marketlerden hem alış hemde satış, açığa satışlarda yapılabilir, Şimdi ben size soruyorum? Ben neden TL yi yani Türk Lirasını hala ve hala açığa satmayacakmışım?? SHARES MARKETLERDE AÇIĞA SATIŞ O ŞİRKETİ BATIRMAYA OYNAMAKTIR. EVET BİLİYORUM DURMASINI BİLMEK GEREK, EVET BİLİYORUM AÇGÖZLÜLÜK KAYBETTİRİR AMA ŞU ANDA TEPETAKLAK BATAN BİR ÜLKE VARKEN, BENDEN TL DE neden sürekli SHORT AÇMAYACAKMIŞIM?? TREND BU YÖNDE DEĞİL Mİ?? Temeller temel veriler felan da beni ilgilendirmiyor, bana göre herşey, fiyatlarda ve RAKAMLARDA yazılıdır, Bu ülke batıyor mu? BİR TEKME DE BEN VURAYIM O ZAMAN :-) Eğer cevap yazarsanız, okumayı çok isterim, Saygılar Sevgiler..

      Sil
  2. Harika yazı.Peki hocam bu kadar buyuk enkazın toparlanması ne kadar sürer,faizlerin düşmesi için ne kadarlık bir süre gerekir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakalım. Neler yapacaklarına bağlı. Henüz birkaç cümle dışında bir şey bilmiyoruz.

      Sil
    2. (Ne yazık ki tersi doğru değil. Yani irrasyonelliğin yerleştiği...) Mahfi hocam burda cümle düşlüklüğü olmamış mı acaba. '' tersi doğru değil '' yerine tersi kolay değil olmayacakmıydı.

      Sil
    3. Hocam peki diyelim ki belli bir süre Sayın Mehmet Şimşek'in belirttiği rasyonel politikalar uygulandı ve piyasalarda pozitif bir atmosfer oluştu.Peki Sayın Cumhurbaşkanının tekrardan ekonomik büyümeyi ön planda tuttuğu "Faiz Sebep Enflasyon Neticedir"politikasına geri dönerse bu sefer ekonomiyi ne gibi riskler bekliyor.

      Sil
  3. Teşekkürler hocam emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Para lazım olacağı için THY, ASELSAN gibi son kalan değerlerimiz de satılacaktır. Yerel seçimlere kadar rasyonellik devam eder ve Şimşek çarpıp gider... Sonra malûm şahıs irrasyonel "nas"larına döner.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şuan milliyetçi politika yürüttüğünü iddia eden hükümet böyle büyük firmaların özellikle thy ve aselsan gibi firmaları özelleştirmez

      Sil
  5. Hem yurtiçi hem de yurtdışı bizim ekonomiz açısından çok karamsar bir tablo çiziyor. 1994 ve 2001 krizleri irrasyonel ekonomi politikaları sürdürülemez hale geldiğinde çıktı. Bu gün de aynısı olmayacak mı?

    YanıtlaSil
  6. SAYIN HOCAM FAİZ ARTIŞI BEKLİYORMUSUNUZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekliyorum. Politika faizini artırmasalar bile piyasada faizler artacak.

      Sil
    2. Faizler,kur,borsa,enflasyon,maaşlar artacak alım gücü azalacak.

      Sil
    3. piyasada faizler hali hazırda politika faizinden kopmuş durumda bankalar yüksek mevduat faizi veriyor.

      Sil
  7. hocam yerel seçimlerden dolayı rasyonel hamlelerin yavaş kalması beklenir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıl sonuna kadar bir şeyler yapılır sonra seçimler için irrasyonelliğe dönüş olur.

      Sil
    2. Tam olarak aynı bunu düşünüyordum yazınızı okurken yorumlarda rastladım çok güzel yazı tebrikler

      Sil
  8. Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönmesi. Tek cümleyle özetimiz.

    YanıtlaSil
  9. Hocam doğru adımlar atılırsa ( yapısal reformlar vb.) erdoğanda ekonomi yönetimine karışmaz ise kaç yılda toparlanırız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu ekonomiyle bitse bir yılda toparlanırız. Ama bunun hukuku var, eğitimi var, demokrasisi var. Onları da katarsanız 15 - 20 yıl.

      Sil
    2. 15 - 20 yıl , çok üzücü. Haydi bizden geçti de çocuklarımızın da en güzel zamanlarını çalmışlar. Zaten biliyordum ama sizden de duyunca şimdi içim cız etti.

      Sil
  10. Çok merak ediyorum. M.Şimşek CB'den bağımsız çalışabileceği konusunda güvence aldı mı? Bu şartlarda Erdoğan'ın ''Ne yaparsan yap sana karışmayacağım. Tam yetkilisin'' demesi gerekir. Muhtemelen M.Şimşek böyle bir söz almış olsa bile buna güvenmemiştir. Üstleneceği sorumluluğun bedelini peşin almıştır, yoksa geçmişte yaşadığını bir kez daha yaşayacak olması bütün prestijini yok edebilir. M.Yüksel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu ayarlamışlardır. Yani mesela 6 ay bağımsız çalışıp biraz toparlar sonra ayrılır ve yerel seçime kadar harcamalar artar.

      Sil
    2. Hocam bu yorumunuza kesinlikle katılıyorum. M.Şimşek işi bitince yeniden gönderilecektir. Bu arada doların yükselmesi, insanların ekonomik olarak daha da kötü şartlara itilecek olması da maalesef günah keçisi olarak M.Şimşek'e yüklenecektir.

      Sil
  11. Olan gençler oldu ve olacak

    YanıtlaSil
  12. Sayın hocam , yazılarınızı kaçırmadan okuyan ve sürekli iyi ki böyle insanlarda var diyen birisiyim. Ancak bu yazınızda; rasyonel mi irasyonel mi yaklaşımını, "daldaki cambaza bak" diyenlerin gösterdiği yere bakmak olarak yorumladım. Nas mı değil mi tartışmaları ile geldiğimiz durum malum, hep birlikte yaşamaktayız. Şimdi de rasyonel mi değil mi dersek, bu sadece cambaza bakmak olmayacak mı?
    Mart 2024 de tekrar seçim var, bir iki kez yükselse bile faiz yükseltilemez, KKM ve dövizin artmasının enflasyon etkisi gibi sebeplerle döviz arttırılamaz, geriye ne kaldı yurt dışından kaynak bulunması. Bulunsa bile dışardan gelen kaynakla nereye kadar ?
    Konut fiyatları ve kiralar; çözüm ne sadece daha fazla ev yapalım.
    Enflasyonu durdurmak için yapılması gerekenleri ve yeni ekenomi yönetiminin neleri yapmakla sınırlı kalacağını anlatan bir yazınızı bekliyorum.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  13. Sizce irrasyonel mali politikaların yapımcısı siyasi otorite rasyonel zemine dönüşü itirazsız kabul edecek midir ?Kabul ettiği takdirde son 3 -4 yıldaki yolun "çöp" olduğu ortaya dökülmeyecek midir? Yazınız için sağolunuz Mahfi bey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 6 aylığına. Biraz toparlanma olunca eskiye dönüş, sonra yerel seçimler.

      Sil
    2. Yola* devam.

      Sil
  14. maalesef koskoca ülke bir servet transferinin ve gizli (enflasyon) vergilendirmenin kurbanı oldu

    YanıtlaSil
  15. Hocam; irrasyonel bir ideolojinin temsilcilerinden rasyonel davranış biçimleri beklemek hayalcilikten başka bir şey değildir. Kimilerinin Makyavelist olduğunu iddia ettikleri, aslında ne Makyavel'i, ne Makyavelizm'i bilen ama kendi ideolojisinin temelini oluşturan takiyyeciliği çok iyi bilip uygulayan bu iktidar, çıkarlarını koruma güdüsüyle yaptığı çeşitli manevralar sırasında zaman zaman rasyonel davranışlar gösteriyor gibi bir hava oluşturuyor. Aslında iktidarı bırakmamak ve çıkarlarının peşinde koşmak dışında hiçbir ilkesi olmadığı için de haliyle bunlar sabun köpüğü gibi kısa sürede yok olup gidiyor.

    Bence Mehmet Şimşek hamlesi de bu kapsamda değerlendirilebilir. Hepimizin bildiği üzere, 9-10 ay sonra iktidarın başta İstanbul olmak üzere kaybettiği büyük şehirleri geri almayı şiddetle arzuladığı bir yerel seçim var ve bu süre iktidara yeterli manevra zamanı veriyor. Mehmet Şimşek'in uygulayacağı politikalar sır değil, 5-6 aylık bir kemer sıkma politikası ile ne İsa'ya ne Musa'ya yaranılamayacak, herkesi illallah dedirtecek çok sıkıntılı bir dönemin önümüzde olduğunu ön görebiliriz. Bu sürecin sonunda iktidarın başındaki kişi muhtemelen bir çıngar çıkartarak Şimşek'i şimdiden bilemediğimiz ama tahmin edebileceğimiz çeşitli suçlamalarla görevden alacak, o döneme kadar artırılan faizlerin nasıl bir felakete yol açtığını ballandıra ballandıra anlatacak, "faiz sebep, enflasyon sonuç teorisinin" bir kez daha kanıtlandığını söyleyecek, kendisinin ekonomist olduğuna, yaşanan felâketi olsa olsa kendisinin düzeltebileceğine halkı bir kez daha ikna edecek ve yurt dışındaki zulalardan gelecek 20-25 milyar dolar dağıtılarak sağlanacak geçici kısmi rahatlama ile seçime gidilecektir.

    Umarım ben yanılıyorumdur ama genelde siyasal islâm'ı, özelde ise bu iktidarı iyi tanıdığını düşünen bir insan olarak ortada rasyonel bir davranış olmadığını, yeni bir manevra ile karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bakalım çekirge kaç defa zıplayacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tebrik ediyorum,çok iyi izah ettiniz bu iktidarı

      Sil
    2. Mahdut Mesuliyetli ''Çekirge bir defa sıçrar iki defa da sıçrar fakat üçüncü defa da ele geçer,yakayı ele verir'' (Türk Atasözü)

      Sil
    3. Siyasal islamın kafasını çok doğru anlamışsınız , dediklerinizin bir bir olacağına inanıyorum ben de içerden biri olarak diyeyim.

      Sil
  16. Teşekkurler hocam

    YanıtlaSil
  17. Bütçe açıkları, borçlar ve rezervler bitmese irrasyonelliğe aynen devam. Politikanın yanlış olduğunu akıllarından geçirmiyorlar bile.

    YanıtlaSil
  18. Hocam benim bir sorum olacak peki hala devlet tarafında harcalamalar da tasarrufa geçiş yok iken bu rasyonel politikalar ne kadar etkili olacak

    YanıtlaSil
  19. Hocam, sizce ne kadar süre 'Rasyanelmiş gibi' taklidi yapabilir ekonomi politikası? Saygılar sunarım.

    YanıtlaSil
  20. Cumhurbaşkanı seçimi kazandıktan sonra bile faizin düştüğünü, daha da düşeceğini vurgulamayı sürdürdü. Öncesinden Sayın Şimşek'ten brifing aldığına göre ya Mehmet Şimşek faize dokunmayacağının sözünü verdi ya da Cumhurbaşkanı politika faizi benim dediğim olsun da piyasa faizi ne olursa olsun noktasında.
    Politika faizi düşük olmaya devam ederken piyasada oluşan faizin, Ortodoks ekonominin gerektirdiği seviyede olması ekonomiye balans ayarı çekmeye yeter mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetmez ama birkaç ay idare eder. Sonrasında yerel seçimler var zaten.

      Sil
    2. ''Yetmez ama evet'' (2017 Türkiye Başkanlık Hükümet Sistemi Referandumu[Halk Ahali Oylaması] )

      Sil
  21. "Olan, bu bilim dışı denemelerle kaybettiğimiz zamana ve paralara oldu."
    Ne geçti elimize? enflasyon aldı başını gitti.. MB rezervleri eridi bitti.. yazık olmadı mı ev kirası ödeyenlere? Yazık değil mi 10-15 yaşındaki arabalara yüzbinlerce lira ödemek zorunda kalmak ya da paraları ülkemizde "para" eden araplar tarafından aşağılanmak ? Market raflarındaki inanılmaz fiyat etiketlerinden şikayet edince "siz soğanın cücüğüyle oynayın" diye dalga geçtiler.. yazık olmadı mı güzel ülkemize?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ev kirası ödeyenler kadar ev kirası alanlar var, tasarrufunu öyle değerlendiren kadar, sadece ev kirası ile geçinenler suçlu mu ?

      Sil
    2. Sadece ev kirası ile geçinenler suçludur diye bir ifade gördünüz mü ? Geçen sene 4.000 TL aldığı kiraya bu sene 17-18.000 TL talep edince adliyeler ev sahibi-kiracı davalarıyla dolup taşıyor, bu sistem yüzünden zaten bu hale geldik. Ev sahibi alamadığı kiranın nesiyle geçinecek ? Birçok insan eğer imkanı varsa şu ortamda evini kiraya vermiyor, bir sürü ev boş duruyor. Kiracı başka bir eve çıkayım dese nakliye-emlakçı-depozito vs min.60-70.000 TL, bu yüzden kimse yerinden kımıldayamıyor. Bu ortamda herkes, her iki taraf da mağdur lütfen biraz daha geniş açıyla bakın.

      Sil
    3. Ev kirası ile geçinen ne demek ya dünyanın neresinde böyle bir saçmalık var. Adam parazit gibi yaşıyor ve ailesinden kalan evin kirası ile geçiniyorsa ona saygı duyacak halim yok. Mümkünse açlıktan ölsün. İnsanlar canını dişine takarak çalışıyor gece gündüz, haspam oturduğu yerden o emekçinin kazancını (kira) yiyecek!!

      Sil
    4. Dünyada mekan ahrette iman diye ben söylemedim. Kişi tasarrufu ile ikinci ev sahibi olmuş , suç mu işlemiş , tasarrufunu başka nasıl değerlendirsin. Yazın ona göre hareket etsin.

      Sil
  22. Mahfi bey,

    "Troll" değilim.

    İktisat bilimine göre "ekonomik kriz" tanımında yanlışlık, eksiklik olabilir mi?

    Akademi üslubu ile tanım yazamam, bunu en iyi sizler yazabilirsiniz.

    "Ekonomik kriz"in tanımının şöyle olması gerekmiyor mu:

    (1) Fabrikalarda çalışan "mavi yaka işçiler", 100'er 100'er, 200'er 200'er, 300'er 300'er, 500'er 500'er, toplu hâlde, yığınsal olarak, kitlesel olarak işten çıkarılırsa "işsizlik" var, böylelikle "ekonomik kriz" de var demektir.

    (2) Sokaklarda, vapurlarda, belediye otobüslerinde, metrolarda, trenlerde, minibüslerde, cadellerde, insanlar toplu hâlde, yığınsal olarak, kitlesel olarak açlıktan baygınlık geçirip yere düşerse "işsizlik" var, böylelikle "ekonomik kriz" de var demektir.

    Cevabınız nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomide farklı durumlar için farklı kriz tanımları vardır. Bu konuda benim bir yazım var:
      https://www.mahfiegilmez.com/2019/03/ekonomik-krizler-ve-turkiye.html

      Sil
    2. Birazda rasyonelleşelim mi Mahfi bey ?

      Sil
    3. 1990 larda SSCB nin dağılmasıyla birliği oluşturan bütün Cumhuriyetlerde, trol olmadığını belirten beyin tanımladı ekonomik süreç yaşandı. Devlet artık yoktu. Kendi başlarına kalmış olan Sovyetler birliğini oluşturan Cumhuriyetler de devlet mekanizması şeklen yerinde bulunsada dağılama sürecinde artık bir fonksiyonları yoktu. İnsanlar kıtlık ve açlık ile başbaşa kalmışlar, soğuktan kamu binalarının kapı pencerelerini, telefon direklerini, demiryolu traverslerini söküp yakmışlardı. Açlık kıtlık içinde çevre ülkelere dağılmışlar, kadınları nataşa olmuştu. Bu devlet sisteminin yok olması ve tüm ekonominin çökmesi demekti. Bunun bedelini acısını yaşayan toplumlar bilirler. Üikemizde sistem kısmen farklı da olsa, Duyunu umumiye sürecini yaşamış bir toplum olarak aklımızı kullanmaya başlayabiliriz umarım.

      Sil
  23. Değerli hocam, önümüzdeki dönemde ücret artışlarının enflasyonun altında kalması rasyonel bir tercih olabilir mi? Daha açık bir ifadeyle, rasyonellik adına atılacak ilk adım ücretlerde yaşanacak daralma mı olacak? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O rasyonellik değil gelir dağılımını bozma adımı olur.

      Sil
  24. Mahfi bey

    "Rusya Merkez Bankası" Başkanı Elvira Nabiullina'nın faiz konusunda doğru kararlar alabilen ve Putin'in bile kendisine karışmadığı bir iktisatçı olduğunu hem yazdınız, hem söylediniz.

    TCMB Başkanı olması kesin gözüken Hafize Gaye Erkan da "enflasyon sebep, faiz sonuç"tur diyerek faiz konusunda doğru kararlar almaya (faizi yükseltmeye) başlarsa ve Erdoğan kendisine karışmazsa; sizin yorumunuz ne olacak?

    Putin'e rağmen Elvira Nabiullina'yı takdir ettiğinizi söylediğinize göre, Erdoğan'a rağmen Hafize Gaye Erkan'ı da takdir etmeniz gerekir. Eğer bunu yapmazsanız, kendinizle çelişmiş olacaksınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "kesin gözüken", "başlarsa", "karışmazsa" :)

      Az bekle hacı, hele bir gelsin, başlasın, karışılmasın, Mahfi hoca da takdir etmesin, o zaman eleştir...

      Sil
    2. Rus MB Başkanı, sürekli pozitif döviz akışı veren doğalgaz ve petrol kaynaklarının varlığında rasyonelmiş görünen kararları alıyor. Putin'in destekçisidir.

      Sil
    3. Hafize hanim, batan First National Bank'in tepe yöneticisiymis, hanimefendi batan banka konusunda uzman olmali... :)

      Sil
    4. Adsız 08:38,

      Gerçi banka batmadan 1 yıl önce görevden ayrılmış ama batışta onun aldırdığı düşük faizli tahvillerin, faiz artışlarından sonra çöp hale gelmesinin etkisinin büyük olduğu söyleniyor. Demek ki MB'nın başında ne yaptığından çok ne zaman ayrılacağına bakıp ona göre kemerleri bağlayacağız :)...

      Sil
    5. Mahdut Mesuliyetli kısacası bir Türk deyimi olaraktan ''dereyi görmeden paçayı sıvama'' diye yazmak istedin galiba.

      Sil
  25. Kaleminize sağlık Hocam

    YanıtlaSil
  26. Ekonomi bilim dalıdır diye yazdıkça bizlerle adeta dalga geçenler, icat edilen kur korumalı mevduatın sakıncalarını anlattık ama duyan olmadı, aslında o da fakirden zengine kaynak aktarmaktı, tıpkı politika faizinde olduğu gibi, sahte ekonomistlerden sakınmak gerekiyor, sucuk satanlar ancak anonim şirket işleyişini bilirler, devlet yönetmek vizyon ve bilgi birikimi gerekiyor, merak ettiğim rasyonel politikalara dönme yetkisi var mı, yine tek adam onaylamayacak mı? Yüreğinize sağlık Mahfi hocam güzel bir makale...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bakalım göreceğiz. Duyduklarımıza değil gördüklerimize inanacağız.

      Sil
    2. Mahfi Eğilmez her görülen şeye de inanmamak daha doğrusu güven duymayıp itimat etmemek gerekir.Dış görünüş aldatıcı yani kandırıcı,yanıltıcı tongaya(tuzağa) düşürücü olabilir bazen.

      Sil
  27. Hocam ekonominin rayına oturması için piyasa faizlerinin günümüz piyasa koşullarında hangi seviyeye yükseltilmesi gerekir ayrıca bu yükselme birden ani bir hareketle mi zamana yayılarak mı olmalıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi düşürerek ekonomiyi raydan çıkarabilirsiniz ama yükselterek yeniden rayına oturtamazsınız. Başka şeyler de yapmanız gerekir.

      Sil
  28. Tam anlamı ile rasyonel politikalara dönüş yapacaklarına inanmıyorum, seçimin yakın olmasından dolayı yıl başına kadar gaz almadan öteye gitmeyeceklerini ve seçim öncesi yine populist politikalara dönüş yapılarak günü kurtarmayı amaçladıklarını ön görüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım ama yine de bekleyip emin olmadan yorum yapmak istemiyorum.

      Sil
  29. Kur korumalı mevduattan çıkış için nasıl bir strateji izlenmeli hocam

    YanıtlaSil
  30. Üstadım yıllardır söylediğiniz yapısal reformların hayata geçirileceğine dair umut var mı? Ayrıca ahbap çavuş ilişkisinin bu süreçte terk edilebileceğine dair bir işaret var mı? Kısaca sürekli yapay beslenmenin zararlarının vücûdu terk etmesi kolay mıdır? Yazınız umarım dikkate alınarak çözümlemelerde yol gösterici olur. Bilim ışığınız olsun kaleminiz kurumasın… Saygılarımla. (Erdocet)

    YanıtlaSil
  31. faizi allayıp pullayıp esas rasyonelliği (havuç-sopa) gerçekliğini türkiyenin kaderinden çıkarmak istememeyi nasıl bir sıfat ile açıklayacağımı bilemiyorum..

    YanıtlaSil
  32. Kime göre Rasyonel, neye göre Rasyonel?
    Söyleyen kişinin Rasyonellikten anladığı nedir?

    Bu lafı diyen kişi bi sürü lafla kovulmuş biri, sonra geri getirilmiş.
    Yani, bildiğin şamaroğlanı, yine şamar yemeyeceğinin garantisi mi var?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir garantisi yok.
      Duyduğumuza değil gördüğümüze not vereceğiz.

      Sil
  33. Yazınıza katılmakla birlikte yorumlardaki değerlendirmenize baktığımda çok basit buldum. Yılsonuna kadar rasyonel politikaların devam edeceğini söyleyip yine seçimlerden dolayı eskiye dönüş olacağını söylüyorsunuz. Fakat benim size şunu hatırlatmam lazım 2019 yerel seçimlerini Erdoğan zaten kaybetmişti, 2024’te kaybederse fark eder? Sadece İstanbul ve Ankara’yı geri almaya çalışacak o kadar. Ben bu işin yerel seçimleri kadar değil uzun soluklu olacağına inanıyorum.

    YanıtlaSil
  34. 22 Mayıs 2013'de, dönemin FED Başkanı Ben Bernanke; "Varlık alımlarının hızında yavaşlamaya gidilebileceği"ni söylediği andan itibaren, siz Mahfi bey, "Türkiye ekonomik krize giriyor" diyorsunuz.

    Tam "10 yıl"dır bunu diyorsunuz.

    10 tane devasa yıl...

    5 Haziran 2023'deyiz, hâlâ ekonomik kriz gelmedi. Ve siz hâlâ, "Türkiye ekonomik krizde" diyorsunuz.

    Siz nasıl bir iktisatçısınız ki, 10 yıldır kafanızda kurguladığınız ekonomik kriz senaryosu ile gerçekte yaşananlar uyuşmuyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz nasıl bir fanatiksiniz ki on yıldır dünya sıralamasında sürekli geriye giden, % 100'lerde enflasyonu, 600'ün üzerindeki CDS primi, yüzde 5,5 cari açığı, 6 ay yetmeyen bütçesi, eksi 60 milyar dolarlık Merkez Bankası rezervi olan bir ekonominin krizde olmadığını iddia ediyorsunuz. Kriz denince ne olmasını bekliyorsunuz? Birisi gelip size tokat mı atacak? Kaldı ki o da oldu. Ekonomiyi krizden çıkarması için davet edilen Mehmet Şimşek yapılanları rasyonellik dışı olarak anlattı. Anlattı ama siz anlamıyorsunuz. Ben daha nasıl anlatayım. Siz bir kez biat etmişsiniz ne desem boş.

      Sil
    2. Siz hariç bütün insanlar bilimsel gerçekleri inkâr etse, siz yine de bilimsel gerçekleri savunmaya devam eder misiniz Mahfi bey, tek başına, yapayalnız?

      Sil
    3. arkadaşa bu kriz az gelmiş. 4 yıl once aldığım araç 8 katına çıkmış. bu ay aldığını sonraki ay zamlı alıyor, memur orta sınıf yoksulluk düzeyi altında maaş alıyor. Tayyip krizi yavaş yavaş alıştıra alıştıra veriyor insanlar da kriz yok ki. bak malım değerlendi. işten de atılmayınca hava hoş geliyor.

      Sil
    4. Bilimsel gercekleri herkes inkar etse bile, bilimsel gercekler kendini savunur, kendisini inkar edenlere de cezayi en agir sekilde keser

      Sil
    5. Bu yorumu yazan arkadaşın emlakçı/inşaatçı, galerici veya borsa traderı olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Çünkü sistem bu üçünü çook güzel besledi.

      Sil
    6. Adsız 18:54 sadece mayıs ayı verilerinde bile çalışanların %7 hakkı gasp edildi. Sizin gibi ahlaksızlar yüzünden biz ailemize yeterince gıda bile alamıyoruz. Ama sana ayakkabılarımı verebilirim yalaman için.

      Sil
    7. Hocam iyi güzel ama 10 yıldır sıralamada geriye gitmiyoruz.. (19. sıradayız, 2002 21.) Ayrıca o başarılı yıllarda (2002-2014) da cari açığımız şu anki kadardı..

      Sil
  35. Yazı için teşekkürler hocam. 2016 da başlayan 2018 de zirve yapan bankaların KGF ile alacaklarını tahsil ettiği ve tabiri caizse ipten döndüğümüz dönem var birde. Ortalik Dolar kayniyorken ustelik. Nede olsa atalarımız demiş ya kurt yediği ayazı unutmaz. Unutmadık unutmadık unutmadık.

    YanıtlaSil
  36. 20 senedir girdiği her seçimi kazanan ve hiçbir dirençle karşılaşmadan ülkeyi yönetecek kadar akıllı bir kadronun izlediği hererodoks politikaların iş bilmezliklerinden kaynaklandığını mı düşünüyorsunuz? Ben, tam tersini düşünüyorum, tamamen bilinçli bir politikaydı ve büyük bir servet transferiyle sonuçlandı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kim şu politikayı savunuyorsa büyük ihtimalle servet transfer edilenlerden olmalı. deniz bitti artık kendi aralarında birbirini yerler. sanıyorlardı ki hep böyle gidecek :)

      Sil
  37. Hocam yazınızdan ve yorumlarınızdan şu sonucu çıkarıyorum ; Özellikle son 1 - 1,5 yıldır şiddeti artan genel seçimleri düşünerek günü kurtarmak için atılan adımların , irrasyonel ekonomik politikaların yerini bu sefer yerel seçimleri düşünerek 6 ayı kurtarmak için rasyonel ekonomik politikalara dönüleceğinin işaret edildiğini anlıyorum. Eğer böyle bir amaç varsa bu kadar kısa sürede sadece kısa vadeli sıcak para dışında bir kaynak bulamayız gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nerede ise son yarım asırda, nicelik farklı olsada benzer nitelikte aslında hocam. Döviz yükselmesi > borsa > faiz/ gelecek sıcak para ve doğal olarak bir süre sonra ciddi bir nema ile peyderpey gidiş. Bu arada yurt içi varlık aktarılanlarda pozisyon alıp katmerlendirecekler. Ağırlığı dar gelirliler olmak üzere geniş kesim, kez be kez Ağa Hikayesini yaşamış olmakla kalacak.

      Sil
  38. Hocam benim anlayamadığim butün ekonomik dengeleri alt ust olduğu şeffaflığın hesap verilebilirliğin olmadığı güven unsurunun tanamen ortadan kalktığı bir ülkeye sirt mehmet şimşek geldi diye dış sermaye gelir mi.Geçmişe bakildığinda bu gibi durumlardan ancak imf ile çıkabilmişiz.Hadi imf yi erdogan istemiyor tamam da o zaman da dış piyasalara güven vermek için ortaya baya geniş kapsamlı bir ciddi iktisadi programla ortaya çikımasi gerekmiyor mu şimşekin Bir de erdoğan tarafından kovulmuşluğu da var yakın geçmişte.Esas patronun zaten Erdoğan olduğunu biliyorlar, durt dışi finans şirketleri..Yurt içindeki iyimserliği fazla bulmuyormusunuz.
    Blomberg de çıkan bir yazıda Şimşeği bir vitrin süsü olarak tanımlamışlar.Oyle de bir izlenim var dışarıda Siz ne diyorsunuz,
    Basin toplantısında bir yabancı gazeteci şu soruyu sorsa nw cevao verecek acaba
    '"Siz daha önce Erdoğan tarafından halk bankasinın. İcini boşaltmakla süçlanip ayrilmak zorunda kalmıştınız görevinizden.Ayni durumun yaşanmıyacağının garantisi ne?.Cevabı şu mu olacak acaba."Deniz bitti kara göründü((

    YanıtlaSil
  39. Mahfi bey bakın bir de bu açıdan bakmak var 😀
    Felsefi boyuttan irrasyoneliğin rasyonelliği çok mu epistomolojik kopuş olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kanka sen kavramları karıştırmışsın o epistemolojik (bilgi bilimsel değil ontolojik kopuş olur 🤠

      Sil
  40. Mahfi hocam,
    Yeni bir ekonomi modeli mi planı mı ne yapılıyormuş.
    78237468246. defa hesap verebilen, 3434637482. defa da şeffaf ilkelere dayalı bi yönetim olacakmış.
    İthalata dayalı ekonomi üretiminden sonra, ithalata dayalı ekonomi yönetimine de geçmişiz.
    Herkes bir yerlerden ithal maşallah.

    Siz hesabını kitabını tutmuşsunuzdur diye soruyorum.

    Hayatınızda kaç tane yeni ekonomi modeli, planı gördünüz?
    30 yaşında ben bile şimdiden 5-6 tane gördüm, hele sizin gibi
    bu işin içinde uzun yıllarını geçiren biri için bu sayıyı düşünemiyorum.

    YanıtlaSil
  41. Rasyonel uygulamaların ilk günü. Dolar/TL hızla %1.5 yükselip 21.25'te çakıldı. Önceki hafta bunun yaklaşık yarısı kadar yükselip çakılıyordu. Rasyonelliğin bu konudaki uygulaması herhalde böyle. Dolara satışla müdahale etmeden önce, biraz daha fazla yükselmesine izin verecekler.

    YanıtlaSil
  42. Hocam merhaba,

    Rasyonel-irrasyonel ayrımı değil mesele. Tamamen çıkar çatışması.

    Mehmet Şimşek'in yapabileceği bir şey yok.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  43. Hocam,

    Eski bakan, yeni bakana devletin kasasını devredecekmiş.

    Sabahtan beri arkadaşlara anlatamadım, varsa kasanın kendisi veya anahtarı,
    kasanın içindekinden daha değerli diye. Yanılıyor muyum?

    Siz devletin kasasını görmüş birisiniz, içi borç senedi dolu yazmıştınız.
    Borç senedinin kağıdı bile devlet için senetten daha değerli değil midir?

    YanıtlaSil
  44. Hocam peki kaybettiğimiz zaman ve para için hiç kimse sorumlu olmayacak mı ? En az 50 milyon vatandaşın göz göre göre fakirleşmesi bir cümleyle geçiştirilecek bir olaymı sizce hocam ? Saygılar .

    YanıtlaSil
  45. "Post-truth (hakikat ötesi)" günümüzde, gerçeklerin önemi yoktur.

    Tamam mı Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  46. Mahfi bey bi de bu açıdan bakın😜
    Felsefi boyuttan irrasyoneliğin rasyonelliği çok mu epistomolojik kopuş olur ?

    YanıtlaSil
  47. Sayın Eğilmez, bir insan 7 sinde ne ise 70 inde de o dur, diye bir öz deyişimiz var. İçi Nas larla dolu, ayetlerle/ surelerle dolu, davası Dindar ve Kindar bir nesil yetiştirmek olan birinin değişmesi, yüzünü Orta Doğudan Batıya çevirmesi bence mümkün olamaz. Bu yapılanları sadece son durakta inecek olan birinin şaşırtma, göz boyama işlemi yapması olarak görüyorum. Ayrıca ihale ahbap çavuş ilişkilerinin , Cemaat / Tarikat gelirlerinin, yolsuzluk işlemlerinin çok azaltılacağını beklemek ne derece gerçekçi olacaktır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rasyonellikten kastettikleri onlar değil zaten sadece ekonomide bazı adımlar.

      Sil
  48. Maalesef bilerek bu çukura itildiğimizi düşünüyorum ..

    YanıtlaSil
  49. Bu ulke bu yükü bu sistemle kaldıramaz rasyonel veya irrasyonel yeni atanan bakanda 6 sonunda ya görev den alınır yada methiyeler duzerek istifa eder.2024 yerel seçimi ile birlikte takvime yeni bir seçim daha eklenir URETIM YOKSA anlatılan ve yazılan her şey hikaye okur.

    YanıtlaSil
  50. Mahfi bey

    Seçim süreci telaşı içinde odaklanamamış olabilirsiniz, ama şimdi vaktiniz vardır muhakkak.

    Özellikle 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle başlayan süreçte, 50'li yıllar boyunca:

    Devalüasyon sarmalı oldu mu / olmadı mı?

    Ödemeler dengesi krizleri oldu mu / olmadı mı?

    Genel ekonomik krizler oldu mu / olmadı mı?

    IMF anlaşmaları oldu mu / olmadı mı?

    Eğer 1950'li yıllarda "işsizlik" yükseliyorsa, bunun DP oylarına olumsuz etkisi oldu mu / olmadı mı?

    başlıklarını içeren, uzun bir yazı yazar mısınız?

    (Bu yazıyı yazmak için, 50'li yılların verilerine nasıl ulaşacaksınız bilmiyorum açıkçası.)

    1950 - 1960 arasını mutlaka, ayrıntılarıyla yazınız.

    Arzu ederseniz; 1960'lı, 70'li, 80'li, 90'lı yılları sonra yazabilirsiniz. Ama önce 1950 - 1960 arası.

    Kabul ediyor musunuz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda çok güzel incelemeler ve kitaplar var ayrıca benim uzun uzun yazmama gerek olduğunu düşünmüyorum.

      Sil
  51. Hocam yeni romanınız bu ay çıkar mı ( Çok bekledik ). :)

    YanıtlaSil
  52. Canan Aslı Utine5 Haziran 2023 23:29

    Saygıdeğer hocam,
    Engin bilgi ve tecrubelerinizle bizi aydınlattığınız için çok teşekkür ederiz. Yazılarınızı yakından takip ediyoruz. Umarım bir gün millet olarak bilim ve liyakatin değerini anlarız.Iyi ki varsınız.
    Saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Umarım dileğiniz yerine gelir. İktidar sahipleri bu dileğinize uygun davransalar yetecek aslında.

      Sil
  53. Lütfü Elvan ve Naci beylerin dayandığından daha çok dayanmaz. Seçilmiş kitleler için nas yine ön plana çıkar hele ki seçim varken . Elinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakalım, hep birlikte göreceğiz. Teşekkürler.

      Sil
  54. Hocam çok sağ olun , bu değerli görüşleriniz bizim için çok önemli.

    YanıtlaSil
  55. Değerli hocam bu durumda borsa ne olacak? Gerçekten kestiremiyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu rasyonellik söylemiyle bir süre yükselir, sonrası faize ve yapılacak işlere bağlı.

      Sil
  56. Hocam Cumhurun hakkından Kılıçdaroğlu gelemedi ama Mehmet Şimşek hakkından gelebilecek mi ne dersiniz.

    YanıtlaSil
  57. Hocam merhaba. Politika faizini arttırmadan, faiz-kur-sıkı maliye politikası vb konularda Ortadoks ekonomi politikasına geçilmesinden bahsediliyor. Diyelim ki bu yol izlendi. politika faizinin düşük tutulmasının geçilecek Ortadoks ekonomi sistemine hiçbir zararı olmayacak mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz düşük değil. Her şeyden önce bunu belirlemek lazım. Merkez Bankası faizinin düşük olması sadece MB'nin bankalara ucuz borç vermesi anlamına geliyor. Kredi faizleri % 50 'lerde. MB'nin faiz artırması piyasaya 'ben rasyonel politikalara geri döndüm' mesajı vermesi anlamından öte bir ifade taşımayacak. Ama bu ifade bile çok önemli.

      Sil
  58. Bu kadar kısa ve öz durum tespiti için tebrik ederim hocam, sayfalar dolusu yazıp hiç bir şey anlatmamanın anti tezi olmuş. Umarım rasyonalite kazanır ama irrasyonel kafa ile çok zor.

    YanıtlaSil
  59. faiz inerse üreticiler kredi çekip yada yatırım yapıp daha çok üretirse arz artacağı için talep düşmez mi? erdoğanda bunu düşünüyordu herhalde. fakat fiyatlamalar arz-talepten çok enflasyon beklentilerine göre yapılıyor herhalde bu yüzden farketmez değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz düşünce tüketim arttı. Bunun sonucunda üretim de arttı. Yaklaşımın esası buydu. Ama Tüketim artışı aynı zamanda kur artışı enflasyonu yükseltti.

      Sil
    2. Faiz düşerse kişi bankada tutacağı parayı elde tutacağından dolayı bu onu harcamaya itecektir maksat piyasayı canlandırmaktı ancak enflasyon ile başa çıkılabilseydi...

      Sil
  60. Hocam, ben ciddi bir şey soracağım. Gördüğüm kadarıyla teknokrat kadrolaşmaya gitme trendi var günümüzde (Slovakya örneği gibi). Hafize hanım MB başına getirilirse, rahmetli Kemal Derviş’in attığı adımlar gibi reformlarla hızlı bir şekilde toparlanma olabilir mi? (Olayı direk “kişi”lere bağlamak değil de derdim; biraz sembolik diyelim).

    Yeni bir sistem kurulacak gibi, bu çok açık artık. Aslında parayı yönetenler de gayet iyi biliyor ne yaptığını. Bizi ilgilendirense, bu durum halkın refah seviyesine nasıl etki edecek kısmı. Pragmatik veya oportünist diyebilirsiniz bu yaklaşıma; ama inanın sıradan insanların çoğu bundan farklı düşünmez, düşünemez.

    Biz hep olumsuz senaryoyu (Büyük Sıfırlama, spinodal ayrışma vb) düşünüyoruz ama, bilimsel verilerde de olduğu gibi “ortalama” bir yere sabitlenir ya genelde (tabiki gidişata göre) çoğu şey; o bakımdan. Bunu inanın şövanistçe söylemiyorum ama, bence dünyada ekonominin gidişâtına da Türkiye’de bu olup bitecekler yön verecek. Sizce, eğer başarmak isterlerse, bu “ortalama” ve nispeten stabil düzen nasıl olur?

    Teşekkürler, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişilerin etkisi bir yere kadar olur sonrası sistem meselesidir. Bu yeni yaklaşımın ne kadar süreceğini bilmiyorum.
      Büyük sıfırlama lafta kalan bir yaklaşım şu ana kadar.

      Sil
  61. Bu rasyonelleşme surecinde, Varlık Fonu’nun nasibine -başta BOTAŞ ve THY olmak üzere- bir şeyler düşer mi Sayın Hocam?

    YanıtlaSil
  62. Peki kur sabit kalsa enflasyon düşer miydi arz arttığı için? Bu kafada devam etseler ekonomi eninde sonunda küçülmeye başlayacaktı o zaman enflasyon düşer miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer baz etkisi olmasa ve Ali Cengiz oyunları da yapılmasa enflasyon düşmezdi. Eğer düşecek olsa ekonomi yönetimini değiştirme ihtiyacı da olmazdı.

      Sil
  63. Rasyonelleşme, mecbur kalındığı için geçilen bir yaklaşım olmamalıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar doğru bir söz ki. Rasyonel düşünce tarzı zaten geçmişte yaşanmış, denenmiş olgularla ilgili karar alırken o deneyimlerden yararlanarak karar almak demek.

      Sil
    2. Bunun iki cümlenin ekran görüntüsünü aldım masama çerçeveletip koydum. Devlette, özel sektörde fabrikalarda, okullarda, ziraat odalarına "Yöneticilerin" odasına asılası... Bu dönemi anlatan bir romanın ilk cümlesi olabilir...

      Sil
  64. Hocam düşük faiz politikasıyla enflasyon tam düşmeye başlamışken tekrar faiz attırmak irrasyonel değilmidir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer enflasyonun düşük faiz politikasıyla düştüğüne inanıyorsanız faizi artırmak irrasyonel olur. Ama anlaşılan sadece biz değil iktidar da buna inanmıyor ki ekonomi yönetimini değiştirdi.

      Sil
    2. Hocam Çin faiz düşürüyor bizim şimdi faiz arttırmamız işgüzarlık olur.

      Sil
  65. Satım tarla mı, satım evi mi aldın euro yu aldım vizeyi gidiyorum.

    YanıtlaSil
  66. Gitmek mi zor, kalmak mı?

    YanıtlaSil
  67. Merhaba Hocam
    Rasyonel olabilmek için önce şapkayı önüne koyup durumu bütün çıplaklığıyla değerlendirmek gerekmez mi?
    Şimdi elimizde ne var, doğru veriler var mı ki rasyonel bir zeminden hesaba başlansın.
    Ekonomik göstergelerde tek bir doğru veri var mı? Ya da siz olduğunu düşünüyor musunuz? Bunu bir yerlerde saklıyorlar mıdır?
    Enflasyon kaç mesela, Mehmet Şimşek gerçekte enflasyonun kaç olduğunu biliyor mu, yoksa TÜİK verileriyle mi hareket edecek?
    TÜİK enflasyonu rasyonel mi? Bunun gibi bir sürü açıklanan parametrede "at izi it izine karışmışken" nasıl olacak? Başkanlar istenilen rakamları söylemediği için defalarca değiştirildi.
    Göreve geldiği andan sonra kendi verilerini mi oluşturup devam edecek? Bu ise yıllar yıllar almayacak mı? Bildiğimiz gibi yerel seçimlerden dolayı zaten iktidarın bu kadar zamanı yok. Bu esnada da bu yapılanların gaz alma çalışmasından öteye geçmeyeceğini düşünüyorum.
    Seçime kadar oy alınan kitleyi fazla ciyaklatmayacak şekilde sosyal yardımlara, düşük faizli kredilere v.b devam edebilmek için birazcık tulumbaya su basmak gerekiyordu bence, bunun için de bu isimleri kullanıp döviz borçlanılacak.
    Topyekün iktidar değişmeden de rasyonelin ne olduğunu asla bilemeyeceğiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kkm gibi irrasyonel bir uygulamanın bir anda kaldırılmasının mümkün olmayacağını düşünüyorum mevcut rezervler dolayısıyla. Hangi rasyonellik çerçevesinde ne kadar daha devam edeceğine karar verecekler? Yani bir anda rasyonelliğe geçiş mümkün mü mevcut durumdan? Ola ki önümüzdeki yıl yine seçimlere bağlı bir ekonomi politikasına dönülürse, gelecek yabancı ağırlıklı sıcak sermaye parasını niye Türkiye seçimlerinin riskine yatırsın ki? TÜİK verisi bizi ilgilendirir, sermayeyi ilgilendirmez, onlar kendi verilerine, rasyolarına bakarlar elbet. seçimlere 1 yıldan az kalmışken trenin daha fazla ray değiştirme hakkı kalmadı. ray değiştirme rezervi de mb rezervleri gibi eridi

      Sil
    2. Yazılarınızın kıymeti göreceli olabilir belki, ancak alttaki bu tartışma ortamını sağlamanız, aktif katılmanız o kadar kıymetliki... Paha biçilmez bir arşiv. Düzeltici-çarpıtıcı, haklı-haksız, mantıklı-mantıksız, katkı sunan ya da yıkıcı tüm yorumlarıyla... Halkın ciddi bir kısmının duygu düşünce dünyasına dair bir kronolojik interaktif bir ülke zihin arşivi gibi... Size bu denli basit bir altyapıyla böyle bir ortamı oluşturduğunuz içtenlikle teşekkürler ederim. Sizi örnek alıyorum ama uygulamak nedense yeterince kolay olmuyor yaş ilerleyip kişiliğim geliştikçe daha mümkün olur umuyorum... Sizi içtenlikle seviyorum sevgili Mahfi Bey.

      Sil
  68. Sevgili Mahfi Hocam,
    Peki siz bizim gibi orta gelir seviyesinden ziyadesiyle aşağı düşmüşler için ne önerirsiniz. biz kendi bütçemizi korumak adına ne yapabiliriz bu süre zarfında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece bütçeyi değil akıl sağlığınıda korumak önemli bu süreçte. Bir tarafta Kılıçdaroğlu koltuğa yapışır. Diğer tarafta "dünyanın bile örnek aldığı" diye anlatılan ekonomik politikadan vazgeçilip, Sahtekar ve ingiliz vatandaşı diye itham edilen biri ekonominin başına getirilir. daha çok örnek verilebilir.

      Sil
  69. Teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  70. Mahfi bey rasyonel olan dünya gelir dağılımının dengeli olmasıdır. Gerçekte olan en zengin %1.1 lik kesim gelirin %48'ini yönetiyor.

    YanıtlaSil
  71. Hocam merhaba, kaleminize sağlık. Yazınız için teşekkürler. Dövizin yukarı yönlü hareketleri ve artmaya devam edecek olan enflasyon ile faiz oranlarındaki artış gayrimenkul piyasasını nasıl etkileyecektir? Yanıtlarsanız çok memnun olurum, saygılarımla.

    YanıtlaSil
  72. Faizi düşürmek yerine para yada mal satın alıp dağıtsalar yada kamu harcamalarına yüklenseler hem enflasyon kontrolden çıkmayacaktı hem de büyüme ve istihdam gene en az aynı oranda artabilirdi. O zaman daha iyi olmaz mıydı? cari açığı rezervlerden karşılarlardı ancak paranın dolaşım hızı artardı ama fiyat koyucular bunu nasıl anlayıp fiyatları arttıracak? enflasyonun asıl tetikleyicileri dolar ve beklentiler değil mi?

    YanıtlaSil
  73. Yazınız için çok teşekkürler hocam. Her olaydan sonra bir de sizin yorumunuzu görmek için her gün sayfanızı ziyaret ediyorum. İyiki varsınız.

    YanıtlaSil
  74. Değerli hocam, 2015 yılının Nisan ayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Başbakan olması durumunda, emeklilere yılda 2 defa 1500’er lira “bayram ikramiyesi” verileceğini söylemişti.
    Akabinde, o dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: “Bütün bunları yapsınlar, kaynak göstersinler sadece şapka çıkartmam yani ben samimi olarak söylüyorum derim ki: Ben de CHP'ye oy vereceğim... Biliyorsunuz toplumda bir söz var; Bekâra karı boşamak kolay... 11 milyona yakın emeklimiz var. Çarpın bir bakayım... Yani bir kalemde bütçe açığını yüzde 70 arttıracak, gerçekçi değil dedi. (irrasyonel zemine yönelik politika)”
    3 sene sonra, 2018 yılında, (Mehmet Şimşek yine Başbakan Yardımcısıyken) emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramları öncesinde 1000’er lira verilmeye başlandı.
    Lakin 1 ay sonra açıklanan Kabinede Mehmet Şimşek yer almadı. Yani Mehmet Şimşek ekonomi için rasyonel bulmadığı bir vaadi hükümet olarak vermek istememesine rağmen buna engel olamadı ve bir nevi görevden alındı(başkaca sebepler de pek tabii olabilir) devamında da yıl sonunda bütçe 72.6 milyar Tl açık verdi. (2017 yılı bütçe açığı ise 47,4 milyar Tl idi.)

    2023 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hükümet en düşük memur maaşının net 22 bin TL olacağını vaat etti. (irrasyonel zemine yönelik politika) (5 milyondan fazla memur var ve en düşük memur maaşı 11.848 Tl.)

    Bütçe açığını artıracak diğer bir sürü vaatten bahsetmeden, sadece bu vaadin gerçekleşmesi durumunda bile bütçenin vereceği açığı ben hesaplayamadım.
    (Memur zammı ve diğer vaatler için kimsenin bilmediği ama Mehmet Şimşek’in bildiği bir kaynak mı var?)

    Mehmet Şimşek kendi vermediği vaadin sorumluluğunu neden almış olabilir? Her halükarda enkaz devralmak ve bu süreci yönetmek durumunda kalacak olan Şimşek neden bu görevi kabul etmiş olabilir? Bile bile neden lades desin?

    Ben bütçe açığından yola çıkarak Mehmet Şimşek”in Bakanlık görevini neden kabul ettiğini öğrenmeye çalıştım sizin bu konuda yorumunuz nedir acaba hocam?

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  75. Hocam,
    Bunlar yine bişiler deniyor ama çıkar kokusu yakında,
    Yeni dediler, faiz sebep dediler, yepyeni ekonomi dediler,
    Şimdi de Rasyonel diye diye yemliyorlar.

    YanıtlaSil
  76. Hocam bu soru benim en çok merak ettiğini sorulardan biri.Büyük şirketler yada devletler dolar,euro gibi para birimlerini gizlice(korsan) tıpkısının aynısını yapabilirler.(Sonuçta karmaşık ,yüksek teknoloji üretebilen şirketler var.Parayı yapması zor olmaz diye düşünüyorum.Zaman alır ama yaparlar diye düşünüyorum.)Hatta piyasaya el altından sürebilirler ve para birimlerinin değerlerini düşürebilirler ve kriz yaratabilirler(ve çeşitli fantaziler).Hocam bunu engelleyen şey nedir?

    YanıtlaSil
  77. Mahfi bey ihracatçıların para kazanması için Dolar/TL kurunun bir an önce 29-30 TL'ye yükselmesi gerekmez mi? Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  78. Hocam son günlerde ülkedeki hareketler benim açımdan daha umut verici duruyordu yazınızı okuduktan sonra yeniden umutlarim kırıldı m.simsek uzun vadede bir seyler yapamaz mi? Ekonomi duzelmeyecek mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzelmeyecek çünkü rasyolar bozuldu.

      Sil
  79. Yapacak yanış kalmayınca doğruyu yapmaya mecbur olmak doğru yapmak değildir. Doğruyu değersizleştirir.

    YanıtlaSil
  80. Yani battık diye çıkıp yetkili bir abi söylese de en azından millet çılgınlar gibi borçlanmasa. Devlet bankalarının düşük faizle verdiği paralar yüzünden emeğimiz çöp oldu. Biraz bu kredi işleri zorlaşsın artık. Kredi çeken araba ve ev stokluyor. Az kriz olsun az biraz tasarruf yapsın devlet ve vatandaş. Devlete ne var? Herseye zam geldikçe geliri artıyor olan yine bize oldu. Of gitmeyeceğim bu memleketten ama küskünüm

    YanıtlaSil
  81. Hocam ekonomide rasyonele değil sansasyonele ihtiyaç var.

    YanıtlaSil
  82. Bu kadar yalın anlattığımız için batık ekonomimizi teşekkür ederiz Hocam. Döviz kuru artışının yıl sonuna kadar artarak devam etmesi sürpriz olmaz sanırım. İrrasyonel politikaya dönülmesi dışında bu sıçrayışı ne durdurabilir sizce?

    YanıtlaSil
  83. hocam dolar sürekli artıyor..kk ya oy veren 25milyon cinnet geçirip sokağa çıkarsa nolur..daha önce Türkiye'de hep askeri darbe oldu hiç halk devrimi olmadı..bunu şu yüzden soruyorum..eskiden ordular meydan savaşında karşılaşırdı ve herzaman ''sayı üstünlüğü'' kazanmazdı..iki taraf arasındaki nitelik farkı nicelikten daha önemliydi.şimdi düşünüyorum da nicelik kazanıyor sadece..ve buna demokrasi diyorlar..oysa %52 ile %48 bir meydan da karşı karşıya gelseler %48 %52 nin bayağı bir üstünden geçer..gençlik fizik gücü olarak da mental kapasite olarak da,insan kalitesi olarak da..bu iş 2028 e kalmaz gibi geliyor..

    YanıtlaSil
  84. bist 100 2007-2010-2013 yıllarında üç defa 500 USD yi gördü şu andaki değeri 240 usd 2013 den 2023 e 10 yıl geçdi bu 10 yıllık sürede taş toprak beton a ve geri kalmış günü kurtaran sadece ucuz satarsa iş yapan üretim işlerine bütün para yatırıldı amaç hemen geri dönüşle vergi toplamakdı çünkü bu verginin harcanağı çok yer vardı fakat bu ekonomik düşünce il bist 100 240 dolar seviyesine kadar geldi şimdi kur 28 TL ye kadar çıkacak deniyor 28/19=1.47 bu kadar bist 100 artar yani 5500x1.47=8085 işde hedefi yazdım herkes borsa artıyor ekonomimiz çok iyi diyecekler halbuki en fazla 300 usd ye çıkacak bu sebeple yabancı çıkışları devam ediyor ve edecek yabancılar para kazanacak ülke arıyorlar Türkiye ne zaman (inovasyon-arge-patent) desteğini halka verirse sadece AKP liler bütün destekleri almazsa o zaman bist100 yukarlara 300 USD üstüne doğru 500-600 USD ye doğru yükselmeye başlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yandaş olmayan kişisel araştırmacıların çalışmaları sonucu bulunan patentlerin piyasada üretilmesi ve piyasada kabul görmesi sayısı ve oranı arttıkça bunu gören ülke yönetiminin parayı yandaş müteahhidlere ucuzcu know-how cı ihracat-üreticilerine değil yandaş olmayan kişisel araştırmacılara arge desteği vermesi sonucu bulunan patent sayısı ve oranı artışıyla bist100 USD olarak artar.Tahmini hedefi 500 USD geçer devamlı yükselir işde o zaman övünebilirsiniz irrasyonelden rasyonele geçdik diye Dünyada en fazla para kazanılan arge işlerini her zaman kişisel araştırmacılar yapmışdır.
      örnekler
      kişisel argecilerin firmalarının piyasa değerleri
      apple 2.7 trilyon USD-microsoft 2.4 trilyon usd-amazon 1.2 trilyon usd
      kurumsal argeci firma IBM piyasa değeri 118 milyon USD
      yukardaki kişisel argeciler gariban iken IBM zengin meşhur firma idi sayısız argeci mühendisi vardı ve bu mühendisler sayısız patent buldular fakat hep kurumsal firmanın istediği işlerin çevresindeki patent ler olduğu için IBM zenginleşemedi küçüldü microsoft IBM sayesinde ortaya çıkmışdır.Apple ise hem IBM e hem Microsofta rakip olarak ortaya çıkmış dır.Amazon-Ebay birer amatör web sitesi tasarımı ile ortaya çıkmışdır.Profesörlerden doçentlerden buluş beklemek boş bir çabadır.Buluş çaresiz fakir araştırmacıların işidir fakat ülkemiz bu tür insanlara farklı oldukları için çok kötü davranıp çalışma hayatlarını araştırma isteklerini köreltiyor bu sebeple patent fakiri ülkeyiz.Buradan herkese sesleniyorum kişisel araştırmacıların araştırma ruhunu köreltmeyin.

      Sil
  85. Hocam reaktif, proaktif ne zaman gelir ?

    YanıtlaSil
  86. RASYONEL=ORTHODOX , IRRASYONEL = HETERODOX ( Aslında ünlü ekonomistin (!) "nas" politikaları ) politikalar ama ortodoxa dönüyoruz deyip seçmeni küstüreceklerine ( seçmen "gavur işi" olarak damgalamış zira ), kendileri ile çelişeceklerine , hata yaptıklarını kabulleneceklerine , U-dönüş yaptı ve enflasyonu-dövizi boşa delirtti dedirteceklerine , bu kelimeyi münasip bulmuşlar işte ! Keşke ama keşke seçim esnasında muhalefet akıl etse idi bu kelimeyi de "ortodox " deyip durmasaydı , akılcı deseydi ya da....M. Şimşek de ne oranda ve ne kadar süre ile bunu uygulama imkan ve iradesi bulacaktır yaşayıp göreceğiz ancak uzun sürmeyecek ve daha olumlu bir değişim/ortam oluşamadan/yer edinemeden "günah keçisi" olarak görevden de alınacaktır bence...Zira bu sistemde sorumluluk devri var , görevlendirme var ancak otoriter iradenin devri yok tabi ki !!! Görevden alınmasa dahi , pek tabi ki istifa -pardon , görevden affını rica edecektir...Yıllarca TV'den , ekonomi kanallarından sizi takip etmiş , rast gelip izlemiş değil saatinizi belleyip beklemiş , vasatın bir tık üstü bir ekonomi okur yazarlığım olsa da çok anlaşılır bir dil ile aktardığınızdan her şeyi anlamış ve dillere pelesenk olduğu halde bir türlü gerçekleştirilmeyen "yapısal reformlar" vurgunuz nedeniyle bunları araştırmış-öğrenmiş olsam da mevcut iktidarın bunları yapacağını zerre sanmıyorum çoktandır ! Hele "nas" lafından sonra hiç ! Bu yüzden değil Şimşek , Mandrake gelse ekonomi yönetiminin başına netice değişmez bence :)

    YanıtlaSil
  87. Uygulanan tüm ekonomik politikalar aklın ürünüdür. Akıl yürütme, içinde bulunulan şartlara göre yapılır ve fayda maliyet analiziyle alternatif maliyeti olan diğer yol tercih edilebilir. Her tercihin bir alternatifi ve maliyeti vardır. Ekonomi politikaları sadece ekonomi sanatına göre değil, demokrasi, hukuk sistemi, toplumsal yapı, tarihi geçmiş ve gelecek beklentileri, uluslararası ilişkiler gibi hemen her konudaki politikalarla birlikte ortaya çıkar ve uygulanır. Örneğin kimi iktisatçılara göre, ekonomi durgunlukta ise bazı kamu harcamaları (velev ki gereksiz ve yersiz olsun) eğer başka faydalar (işsizliği önleme, üretimi artırma, büyüme vb.) meydana getiriyor ise tercih edilmelidir. Türkiye, mevcut yönetimin küresel sermaye ve sömürgeci devletlerle girdiği (milli iradeyi hakim kılma, bağımsızlık) mücadelesinde, emperyalist ve sömürgeci batı devlet yönetimlerinin bilinçli tercihleri sebebiyle ekonomik sıkıntılara maruz kalmakta ve zorunlu olarak bunları alternatif tercihlerle (Rusya, Katar, BAE gibi ülkelerle olan ekonomik işlemlerle) çözmeye çalışmaktadır. Eğer, mevcut yönetim bahse konu devletlerle onların politikalarına uygun uzlaşmaya varsa, ülke sıcak paraya boğulur. Emperyalist ve sömürgeci zihniyeti temsil edenler (dünya ekonomisini yönlendiren oyunu kurmuş ve işletiyor olanlar) karşılarında bağımsız, dünyadaki adaletsizliğe en azından söylemle bile olsa başkaldıran ve geçmişte cihan devleti olup sömürgeci ve emperyalistlerle mücadele etmiş dedelerinin yolunda yürümek isteyen, böylece emperyalistlerin atadığı diktatör ve zalim yöneticiler tarafından bir asra yakın zalimce idare edilen bölgedeki ülkelerin mazlum vatandaşlarının da geleceği için umut bağladığı lider ülke olacak Türkiyeyi istemiyor. Nitekim bunu engellemek için her on yılda bir milletin seçtiği iktidarlara karşı askeri darbeler yaptırmakta, tüm muhalefeti (birbiriyle benzeşmeyen parti ve ideolojileri) bir araya getirmek ve onlara maddi ve manevi destek vermek suretiyle mevcut yönetimi iktidardan indirmek istemektedir. Tabii ki tam bağımsız olmanın, milli iradeyi yönetime hakim kılmanın, sömürgeci ve emperyalist devlet yönetimlerinin politikalarına karşı çıkmanın, bir bedeli olmaktadır. Toplumun bir kesimi bu bedeli ödemeye bilinçli olarak razı olmuş, diğer bir kesimi ise sömürgeci ve emperyalist devletlerin yapacağı ekonomik desteklerle ortaya çıkacak (görünüşte) bir ekonomik rahatlama karşılığında tam bağımsızlık ve milli iradeyi hakim kılmak ülküsünden vazgeçmeyi bilerek veya bilmeyerek tercih etmiştir. Türkiye daha önce de bugünkünden daha zor ekonomik sorunlara maruz kalmıştır. Fakat bugün için Türkiye çok daha güçlü ve kararlı hareket edebilecek yapıdadır. Bu tür ekonomik sorunların da evelallah üstesinden gelebilir. Burada önemli olan, toplum kesimlerinin büyük oranda, tam bağımsızlık elde etme, milli iradeyi yönetime hakim kılma, sömürgeci ve emperyalist batı ve batıcı zihniyetle birlik ve beraberlik içinde mücadele etme ve bu yüzden ortaya çıkabilecek sıkıntılara göğüs gerebilme ve bunun bedelini ödeme gibi hususlarda kararlılık içinde olabilmesidir. Geçmişte bunları çokça başarmış bir milletin ahfadı olarak bugünlerde de bu tür sorunların üstesinden gelebilmemiz pekala mümkündür. Saygıyla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarınızı bir kez daha okumanızı öneririm. Hala aynı düşüncedeyseniz, size geçmiş olsun.

      Sil
    2. Yazdıklarımı tavsiyeniz üzere tekrar okudum, acizane düşüncelerimdir; beğenir veya beğenmezsiniz, lakin düşüncelerim sebebiyle "geçmiş olsun" ifadeniz enterasan!

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi