Devekuşu Teorisi

Türkiye’de, uzun süredir, siyasal iktidarın asıl uğraşısı ekonomiyi krizden çıkarmak için çabalamaktan çok kriz yokmuş gibi göstermek haline dönüşmüş görünüyor. Ne var ki bu, herkesin bildiğini saklamaya çalışmaktan ibaret olan çaba sonuçta, bir tehlike hissettiğinde başını kuma gömen devekuşu gibi kendini kandırmaktan başka bir işe yaramıyor.[i]

Geçtiğimiz haftalarda gerçeklerin inkâr edilebilecek hali kalmadığı anlaşılınca faiz neden – enflasyon sonuç teorisi bir yana bırakılarak Merkez Bankası faizi iki katına yakın yükseltildi. Ne var ki bu artış beklenen etkiyi yaratamadı. Bunun iki nedeni var: (1) Açıklanan enflasyonla gerçek enflasyon arasındaki ciddi fark faiz artışının anlamlı bir önlrm olarak algılanmasını engelliyor.  (2) Faiz artışına siyasal iktidarın en yüksek makamının desteği yok. Faiz artışı çaresizlikten kabullenilmiş görünüyor. ‘Kerhen artırılan faizin etkisi zayıf olur.’  

Devekuşu teorisini terk ettiğimizi göstermenin ilk yolu enflasyon hesabını gerçekleri gösterecek şekilde yapmak. Enflasyonun hızla yükseldiği bir ortamda enflasyon düşük çıkarılmaya başlandı. Toplumun dikkati TÜFE (manşet enflasyon) üzerinde yoğunlaştığı için düşük gösterilen de oydu. ÜFE pek fazla kimsenin radarında olmadığı için orada herhangi bir düşük gösterme çabası olmadı. O sıralarda üniversite öğretim üyelerinin oluşturduğu ENAG adlı bir grup, verileri elektronik yolla toplayıp enflasyon ölçümüne başladı. İlk sonuçları yayınladıkları andan itibaren TÜİK’in açıkladığı enflasyonla arada iki kat fark olduğu ortaya çıktı. ENAG’ın açıkladığı tüketici enflasyonu, sokaktaki insanın hissettiğini söylediği enflasyon oranına çok daha yakındı. Enflasyon oranını düşük gösterince faizler de düşük oluyor ve dolayısıyla enflasyonu düşürme etkisi çok zayıf kalıyor.

Büyüme oranları da uzunca bir süredir tartışmalı. Buradaki tartışma ölçme sorunlarının yanı sıra enflsyonun gerçeğe göre düşük açıklanmasından kaynaklanıyor. Açıklanan enflasyonun gerçek olandan düşük olması ilginç bir sonuç doğuruyor. GSYH hesabı için üretilen mal ve hizmetler piyasadaki fiyatlarıyla hesaba alınıyor ama açıklanan enflasyonu baz alan zımni deflatörle reel hesaba dönüştürülünce büyüme yüksek çıkıyor.

Bir başka sorun işsizlik hesabında karşımıza çıkıyor. TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı yüzde 10,3. Bu oran hesaplanırken hesabın yapıldığı günden geriye doğru dört hafta içinde işsiz olup da iş arama kuruluşlarına iş için başvuruda bulunan kişiler alınıyor ve bu sayı toplam işgücüne bölünüyor. Eldeki son verilere göre Nisan 2023’de işsizlik oranı % 10,2 olarak bulunuyor. Son dört haftada herhangi bir iş arama kuruluşuna bavuruda bulunmamış ama işsiz insanların sayısını da hem işsiz sayısına hem de işgücüne ekleyerek bu hesaplamayı yaptığımızda karşımıza geniş işsizlik oranı denilen bir oran çıkıyor. Bu oran yüzde 23,8 yani yukarıda değindiğimiz ve kamuoyunun konuştuğu işsizlik oranının iki katından fazla. Gerçek işsizlik oranı budur. Burada bir hile, hata falan söz konusu değil, ILO standartları böyle. Sorun iki işsizlik oranı arasında büyük fark olmasından kaynaklanıyor. Gelişmiş ekonomilerde işsizlik oranları arasında bu kadar fark olmuyor, çünkü oralarda işsizler sürekli başvurularını yeniliyorlar ve işsizlik oranıyla geniş işsizlik oranı arasında birkaç puandan fazla fark oluşmuyor. Oysa bizde işsiz kalanlar bir süre sonra başvurudan vazgeçiyor. Bunun sonucu olarak da iki işsizlik oranı arasında büyük farklar oluşuyor. Bizdeki gerçek işsizlik oranı geniş işsizlik oranına yakın düzeyde.

Kur korumalı mevduatla (KKM) ilgili yapılan son düzenleme bütçe açığını düşük göstermeyi amaçlıyor. KKM için doğan kur koruması ödemeleri (ki bunlar adına faiz denmese de faiz farkıdır) normal olarak Hazine tarafından bütçeye gider yazılarak ödenecek,  bu ödemeler bütçe açığını artıracaktı. Şimdi yeni bir düzenlemeyle bu ödemelerin Hazine tarafından değil Merkez Bankası tarafından yapılması karara bağlanmış bulunuyor. Bu durumda bu ödemeler bütçeye gider yazılamayacağı için bütçe açığı artmayacak ve böylece bütçenin görüntüsü kurtarılmış olacak. Buna karşılık bu ödemeler Merkez Bankası’na devredildiği için Merkez Bankası bu ödemeleri para basarak yapacak. Ödemeyi Hazine yapacak olsaydı bu miktarları ödemek için piyasadan borçlanacaktı. Bu, hem faiz giderlerini artıracak hem de bütçe açığını büyütecekti. Bu düzenlemeyle Hazine ödemeyi yapmayacağı için bütçe açığı büyümeyecek, Hazine borçlanmayacak. Buna karşılık Hazine’nin borçlanma gereksinimi Merkez Bankası’nın para basmasıyla karşılanacak. Bir anlamda Hazine’nin borçlanma ihtiyacı Merkez Bankası tarafından karşılanmış olacak. Kısa vadeli avans yoluyla Merkez Bankası’ndan borçlanması yasaklanmış olan Hazine, avans falan kullanmadan borcunu doğrudan Merkez Bankası’na devretmiş olacak.

Bütçenin görüntüsü, yalnızca KKM’yi Merkez Bankası’na devrederek düzelecek gibi görünmüyor. O nedenle peş peşe vergi artışları geliyor. 5 Mayıs 2023 tarihinde bu blogda yayımlanan Enkaz başlıklı yazımı şöyle bitirmiştim: “Siyasal iktidar, çeşitli hamlelerle bu feci enkazı seçime kadar gizlemeyi başardı. Pek çok kişi durumun iyi olduğunu sanıyor. Eğer iktidar el değiştirirse yeni gelenler bu feci tabloyu devralacak. Ve eğer bu durumu halka anlatmayı başaramazlarsa enkazı onların yarattığı sanılacak. Eğer iktidar değişmezse, tarihimizde ilk kez bir siyasal iktidar kendi kendisine büyük bir enkaz devretmiş olacak.” Şimdi bu enkazla uğraşmak durumundayız. Bu uğraş, uzun ve acı verici bir gelecekten başka bir şey vaat etmiyor.



[i] Aslında devekuşunun tehlike halinde başını kuma gömmesi bir safsatadan ibarettir. Gerçekte devekuşu kendisine doğru gelen tehlikenin sesini duymak için kulağını yere dayar. Bununla birlikte bu safsata o kadar yayılmıştır ki herhangi bir tehlikeyi görmezden gelme eylemini tanımlamak için ‘devekuşu gibi kafasını kuma gömmek’ ifadesi kullanılmaya devam etmektedir.

Yorumlar

  1. Hocam cezasını yine halk ödeyecek gibi faturası hep bize kesiliyor bir sonraki faiz kararı sonrası dolar aynı tepkiyi verir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolelerden, Halk olmaz..

      Sil
    2. Hocam elinize emeğinize sağlık. Çok yakın geçmişte, TÜİK den başka hiçbir kurum ve kuruluşun enflasyon vb. gibi konularda açıklama yapması yasaklanmıştı gibi bir şey hatırlıyorum. ENAG nasıl ağanın lafı üzerine laf söyleyebiliyor. (ki iyi ki söylüyor) Karşılıksız para basmak penaltı gerektiren dokuz hareketten biri değil miydi. Penaltılara çoktan razılar gibi mi düşünmeliyiz. yoksa cari açığın oynaklığını azaltarak, geçen sene gibi ,ek bütçe yapmamak için bir hazırlık olarak mı yorumlamalıyız. Deve kuşunu ben de saklanıyor diye öğrenmiştim. Bu ek bilgi için de ayrıca teşekkür.

      Sil
    3. MB BİLANÇOSUNDA KKM ÖDEMELERİ NASIL YANSIYACAK?

      Sil
    4. Kölelerden çok iyi halk olur.Tarihte de olmuştur.Bugün de köle halklar vardır.
      Ancak kölelerden millet olmaz.
      Kendi ortak çıkarları,gelecekleri ve yaşam şartları için biraraya gelip(ayrışmadan,dağılmadan) devlete direnemeyen bir halk millet olamaz.Dediğiniz gibi köle olur.

      Sil
    5. Yani ekonomide gerçekleri inkar edebilseydi şayet hala daha inkar edecekti.En iyi olasılıkla görmezden gelip göz ardı yapacaklar ve susacaklardı AKP'liler bir de istikrar sürsün deyip dururlar halbuki Türkiye'de maaaşlara emekli maaşı dışında çok ciddi zamlar(yukarıya doğru fiyat güncelleyişleri) yapıldığı satın alım gücü istikrarlı biçimde düşüyor Türkiye topraklarında 2017 yılında başkanlık sistemi halkoyuyla onaylanarak meşrulaştırıldığından beri istisnasız her yıl ekonomi daha kötücül ve zararlı olmakta Türkiye'de.

      Sil
  2. İZZETTİN UĞUR ÇINAROĞLU7 Temmuz 2023 11:59

    Güzelce anlatmışsınız durumu hocam elinize sağlık, ancak bu böyle gösterilerek böyle sonuçlar alınıyor, böyle gösterilerek büyüme sağlanmış oluyor demek peki suç sayılmıyor mu? Sonuçta herkes kandırılmış olmuyor mu ve bu neden yapılıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığında bu işte bir yanlışlık var diyen kimse olmuyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce bu ortamda bu dediğiniz olabilir mi?

      Sil
    2. Hazine ve Maliye Bakanlığında o tarz bir duruma hazır altyapı bulunmuş olsaydı zaten bugün bunları konuşuyor olmazdık

      Sil
  3. Son günlerde yapılan vergi artışları işsizlik üzerinde yeni bir baskı oluşturacak gibi gözüküyor. Faizlerin yükselmesine rağmen enflasyonun da yüksek seyredeceği böyle bir ortamda bir çok konuda vatandaş için yaşam maliyetleri daha da zorlanacak gibi görünüyor, peki kamu ne zaman kemer sıkacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kamudan kastınız neresi tam olarak? Mesela saray mı? Kemer sıkma en yukarıdan başlamazsa işlemez.

      Sil
    2. Nasıl bir kemer sıkma olabilir? Memurların işten atılması yada maaş verilememesi mümkün mü ?

      Sil
    3. herkese bol keseden zam yapmamak olabilir mesala .

      Sil
    4. 16 başkanlık uçağının 13 tanesini satmak olabilir mesela.

      Sil
  4. Siyasi iktidarın devamını isteyen taraf her halükârda bu senaryoların cereyan edeceğinin farkındaydı sanki. Kırmızı olsun beş lira pahalı olsun, tavrıyla ideolojik duruş öğrenilmiş çaresizlik gibi gün yüzüne çıkıyor. Alışmak… evet alışmak diye bir fiilin nüfuz etmesinin tepkisizliğine karşın, acaba itiraz hakkı nasıl sergilenecek? Sanki konuşup konuşup sonra rahatlayan ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenler var. Bence muhalefet de böyle yapıyor. Günü kurtar… Hocam, en az yıpranmışla ekonomik düzelmenin bir çözümü var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok. Bu enkazın kaldırılması çok ağır maliyetlerle olacak.

      Sil
    2. Mahfi Eğilmez ne derse, tersini yapmak gerek: "Enkaz yok ki, maliyeti ağır olsun."

      Mahfi Eğilmez, iktisattan anlamıyor.

      Sil
    3. Zaten öyle yapıyorlar ve o nedenle bugünkü durumdayız.

      Sil
  5. Hocam yazınız için teşekkürler. Emeğinize sağlık. Bence bizler devekuşu örneğine benzer şekilde tren geliyor mu gelmiyor mu diye kafasını ve kulağını raylara dayayıp dinleyen insan gibiyiz. Tren neredeyse üstümüzden geçecek ama hala kafa raylarda. Bu nasıl bir sağırlıktır ki hiçbir şey duyulmaz ve bir aymazlık içinde zaman geçer. Bilmem yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
  6. Kkm nin mb odeyecek olmasi para basimi anlamina mi gelid?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası sanayiyle ya da ticaretle uğraşmadığına, bir mal satmadığına vergi de toplamadığına göre başka yolu yok değil mi?

      Sil
    2. Yok.... 190 milyar lira basilacak demekki

      Sil
  7. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötekdir.

    YanıtlaSil
  8. Hocam tüketim mallarindaki vergi artışı TUFE vergileri de kapsadigindan enflasyonist mi olur yoksa iç talebi azaltıcı etkisi nedeniyle dezenflasyonist ki olur??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonist olur çünkü bunlar tüketiminden kolay vaz geçilecek mallar değil.

      Sil
    2. Bu konuda farklı iktisat ekolleri; vergi artışlarından bütçeye gelir elde etmek yerine, enflasyonu düşürme amacıyla fiyat artışlarının iç talep azaltıcı yönünde hareket etmesini sağlayarak yeni politikanın bu yönde olduğunu belirtiyorlar.

      Sil
    3. Yumurta, süt, et, kıyma, sebze, meyve vb. İç talebi azaltmak için mi fiyatları arttırıldı?

      Sil
  9. hocam üniversite sınavına 3.5 milyon girmiş burda bir çeşit işsizlik gözüküyor ben gerçek rakamın yüzde 30 larda olduğunu düşünüyorum

    YanıtlaSil
  10. Ve halk kasıtlı olarak gelirsiz bırakıldıkça bu kriz asla bitmeyecek. Şu ana kadar yüksek borçlu olan hane halkının eski kredilerinin pula dönmesinin rahatlığı vardı, onun da sonuna gelindi. Konut krizi, temel gıdaya ulaşma krizi, sağlığa ve eğitime ulaşma krizi, hukuki yardıma ulaşma krizi...Say say bitmiyor. Sanki gezegenden zorla göç ettirilip farklı bir gezegene bırakılmışız gibi his var içimde. ( 22 yıllık öğretmenim )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn 22 yıllık Adsız öğretmenim daha bir çok şeyler öğrenip bizlere de öğretmeniz gerekiyor anlaşılan. Çünkü aynı hisler bizde de var.

      Sil
  11. Nebati beyi özleyeceğim hiç aklıma gelmemişti. Hiç olmazsa güler yüzlüydü, hem gülüyor hem güldürüyordu. Şimdikiler ne öyle, suratlarından düşen bin parça. Lütfen Nureddin Nebati'yi geri getirsinler de gülerek batalım...

    YanıtlaSil
  12. Teşekkürler Hocam, harika bir yazı. İktidar bütçe açığını devrettiği gibi şu zam yapma işini de birisine yıkabilse var ya ülkeyi ne güzel yönetiyor olur!

    YanıtlaSil
  13. Almanya birleştiğinde (doğu-batı) vatandaşlar, 2 yıl boyunca işlerine biskletler ile, toplu taşıma araçları ile gitmişlerdi. Yakıt sarfiyatı bugünün rakamı ile 20 milyar euro dan fazla olmuştu. "Counter Balancing" yaklaşımı yani verimlilik ve optimizasyona yol açan planlamalar; ana harcama kalemlerinden başlayarak en düşük ihtiyaçlara kadar kendini yapılandırmalı ve şekillendirmeli. Bize baktığında rantiyecilerden, vergi ödemeyen esnaftan, hile hurda ile yabancı sermayeyi ve turisti keriz yerine koyan mantık ve davranışlardan geçilmiyor.

    YanıtlaSil
  14. MB, KKM ödemeleri için para bastığında kur ve enflasyonda bir sıçrama daha olacak. Bu düzenlemelerle ekonomi yerel seçime kadar dahada beter olacak. Bu vergilerin enflasyona etkisi, Yılbaşındaki yeniden değerleme oranları ve o döneme kadar yapılacak KKM ödemeleri kur ve enflasyonun ateşini körükleyecek

    YanıtlaSil
  15. Bir kişinin belirlediği yanlış ekonomi politikasının acısını milyonlarca insanın çekmesini hazmedemiyorum. Dolaylı olarak benim cebime benim tüketimime benim yaşam koşullarıma etki ediyor. Bu kabul edilebilecek bir şey değil. Böyle berbat bir dönemde tasarruf mu yapacağız yoksa daha çok pahalanmasın diye tüketim çılgınlığımı yapacağız bilmiyorum. Yazı için teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
  16. Hocam birgunde İran ekonomisi ile ilgili yazı yazabilir misiniz alakasız bir yorum biliyorum ama kişi başına düşen milli gelirlerini fsrkedince merak ettim açıkçası yaerlati zenginlikleri olan kendi bölgesinde kültür olarak oldukça iyi yetişmiş insanları olan bir toplum neden bu kadar sıkıntı icinde ve neden bir cozum bulamamış fakirliğe

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki kapalı bir ekonomi durumundaki İran'ın verileri konusunda sorunlar var.

      Sil
    2. Adsız 14:01 İrana Amerikan,İsrail vb yaptırımlarını araştır bakalım.

      Sil
    3. TL de kapalı ekonomi değil mi hocam,
      yurtdışından TL işlemleri büyük oranda düştü,
      TL nin konvertibilitesi eski haline geldiğinde ekonomik büyüklük daha net ortaya çıkar.

      Sil
  17. 1- bütçenin ne kadarı borçlanıldı ne zaman ve nereden öğrenebiliriz? başta yapılırken öngörülen açık hepsi kesin borçlanılıyor mu?
    2- ödemeler dengesinde ödenen ve alınan dış borç gözükür mü? (eurobondlar gibi) alınan döviz gözükür mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. HMB sitesinde var.
      2. O da HMB sitesinde kamu finansmanı raporları bölümünde var.

      Sil
  18. KKM ödemelerini belki de MB yıllık karından yapar. Karı zaten Hazineye devrediyordu. O zaman para basmasına gerek kalmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O büyüklüğü MB'nin kârı karşılamaz. Öte yandan o kârı Hazineye devretmeyip burada kullanırsa bu kez Hazine açık verir çünkü bütçe yapılırken o kârın Hazineye devredileceği öngörülmüştü.

      Sil
  19. Hocam, ortodoks politikanın içini dolduracak bir şey göremedik henüz. Böyle devam ederse beklentiler de değişir.

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  20. Slm hocam elinize emeğinize sağlık.yazılarınızı takip ediyoruz. Sanırım verilerde perdeli olduğu için bazı analizler de yetersiz kalabilyor. Geleceğe yönelik nasıl bir süreçten geçeceğiz ne yapmamız nasıl önlem almamız bizi bu enf.sürece karşı koruyabilir. bizim sürece benzer yurtdışı örnekleri var mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişi olarak yapabileceğimiz pek de bir şey yok.

      Sil
  21. Hocam kaleminize saglik, duzenli olarak okuyordum, ilk defa yazma firsatim oldu. Ruzgar bitti, yelken kırıldı, gemi zaten uzun zamandir su aliyor. Su an halka düşen, bir kisimi suyu bosaltacak, geri kalanda kurek cekecek. Cunku gemi sahibi , kaptan , gemide mallari olan zenginler , geminin gitmesini ister.

    YanıtlaSil
  22. Ekonomide son 10 yılın özeti nedir derlerse; Türkiye Hokkabazlığı diye cevap vereceğim. Sayın Hocam emin olun "Enkaz" bir şekilde halka "başarı" diye yutturulur, yalayıp yutmaya müsait bu halka...Milliyetçilik ve Din gibi elinizde iki büyük silahınız varsa ve kullanmak için "ar" damarınız kalmamışsa tüm krizler vız gelir tırıs gider..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Krizi neredeyse muhalefete rücü ediyorlardı.Kılıçdaroğlu bilerek ya da bilmeyerek büyük oyunu bozdu.(İroni değil,gerçek görüşüm.Bu kriz Kılıçdaroğlu döneminde olsaydı yerel seçimlerde CHP hezimete uğradı ve erken seçimle Erdoğan en az %65-70 alırdı)

      Sil
  23. MÜRÜVET KÜÇÜKKAPLAN7 Temmuz 2023 14:45

    Hocam biz vergisini düzgünce ödeyen vatandaş olarak tüm ekonomik sıkıntıları gidermek için kullanılıyoruz. Peki devlet niye tahsil edemediği verginin peşine düşmüyor çok mu zor? En basitinden doktoru esnafı....bir çoğu vergiden kaçırıyor göz göre göre fatura kesmiyor. Bu zatların kaçırdığı vergiyi de biz ödüyoruz. Adalet bunun neresinde hiçbiryerinde:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama bunun hesabını vergi ödeyen vatandaş sormuyor. Sizden başka çok az kişiden bu itirazı duyduk.

      Sil
    2. Sadece vergi mi sayin hocam, ya hazine arazilerine yapilan gecekondular ile bu arazilerin yagmalanmasi, apartmanlara yapilan kacak yapilar, yiyecek satan kacak büfeler ki Istanbul belediyesi ekiplerine silah cekilmisti, otoyollarin kenarlari, park alanlari pislik icinde, bunlarin hic birini halk sorgulamiyor, aslinda milliyetci oldugunu söyleyen bir toplumuz ama ne milletini ne de vatan topragini seven ona özen gösteren bir toplumuz, Türkiye toptan bir ahlaki cöküs icinde...

      Sil
  24. Hocam yine değerli bir yazı yazmışsınız.Bence yaşadığımız ve daha da derinleşecek krizin temelinde çok büyük bir güven krizinin olmasi yatıyor.Bu krizi aşmanın yolu rakamların ve bilgilendirmelerin son derece şeffaf ayrintılı ve doğru bir şekilde ortaya koyulmasından geçiyor.Mehmet Şimşek bir basın toplantısı dahi yapmadı.Arada bir trwit atarak bu işin olamalacağını bilecek kadar tecrübeli bir isim ama nedense bundan bile kaçınıyor.Bu durumda nasıl bir güven ortamı doğacak.
    Kimileri diyor ki efendim muhalefte te kazansaydi benzerlerini yapmak zorundaydı.Evet doğrudur belki ama kaçırdıkları nokta.bir güven tazelemesi olacaktı yepyeni kadrolarla.Haliyle bir avansları olacaktı.Şimdi öyle bir durum yok ama bu güven krizini aşmak içinde bir çaba yok gibi görünüyor.Böyle yol almak mümkün mü hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhalefet kazansaydı aynın şeyleri yapmak zorundaydı. Orası doğru. Çünkü onlar da iğnanılmaz uçuk vaatlerde bulundular.

      Sil
  25. Bir aralar umudumuz vardı, belki IMF'ye muhtaç kalırız gelir çeki düzen verirler derdik. Tabi bir ülkenin vatandaşının IMF'ye hasret kalması da acayip bir durum o ayrı.

    Artık ondan da umuduz yok tabii. Envai çeşit cambazlıkla ordan burdan swaplarla şamatayı devam ettirdiler, para suyunu çekince de elimizde bu kaldı.

    El mahkum "ortodoks"laşıyorlar. Ama 1876'da nasıl demokratikleştiysek şimdi de öyle ortodokslaşıyoruz. Bakalım meclis ne zaman tatil edilecek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF gelse de bunları yaptıracaktı muhtemelen ama hiç olmazsa karşılığında 50 - 60 milyar dolar verecekti.

      Sil
    2. Orası da doğru tabii ki hocam, fakat en azından bir cuma bir kişinin kararıyla yokuştan aşağı uçma riskimiz azalırdı diye umuyorduk.

      Acı reçeteden daha acısı bir sene sonra "bu iş böyle olmaz" diyerek tüm sancının çöpe atılması olur maalesef.

      Sil
  26. Bu narkozun dozu nedir. Bunun olacağı belliydi. 20 yıldır uyuşturucu kullanan biri uyuşturucuyu devletin zorlamasıyla kaç yılda birakir

    YanıtlaSil
  27. Mahfi bey,

    Siz, "ekonomik kriz var" diyorsunuz ama, araba satışları rekor üstüne rekor kırıyor:

    https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/odmd-acikladi-otomobil-ve-hafif-ticari-arac-pazari-rekor-kirdi-2096089

    Buna cevabınız ne peki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz krizin kanıtıdır. Bir ekonomide havadan kazanılan para (kara para, kayıt dışı para v.b) artıyorsa araba satışları rekor kırar, en pahalı restoranlarda kuyruklar oluşur. Arjantin bunun tipik örneğidir.

      Sil
    2. O arabaları kim alıyor ona bak.

      Sil
  28. Merhaba hocam,
    Arkadaşlara verdiğiniz yanıtlar ve yazının akabinde daha net sorular sormak istiyorum. Güncel durum ve beklentiler içinde yıl sonu dolar kuru öngörünüz nedir? Ek olarak acı tablomuzun bugün itibariyle düzeltilmesi için doğru adımlar atılmaya başlansa enflasyon ve beraberindeki refah ne zaman düzelir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz her şey tamam değil, daha atılacak çok adım var. O nedenle şimdiden bir tahmin yapmak kolay değil. Ekonomi çökerse kur düşebilir de.

      Sil
    2. Yaşlanan bir nüfusta refahın düzelmesi yüksek katma değerli üretim yapılmasıyla olur.

      Sil
    3. Ekonomi çökerse kur nasıl düşüyor hocam ?

      Sil
  29. Hocam , MB KKM den kaynaklı faiz farkı giderini kendi bilançosundan mı ödeyecek yoksa hazine veya bankalara DIBS mi satacak?

    YanıtlaSil
  30. Açıklanan enflasyonun gerçek olandan düşük olmasının bir diğer ilginç bir sonucuda emekliye hakettiğinin yarısından az maaş artışı verilmesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam emekliye neden enflasyon farkı verilmiyor,emekliler bu memlekette yaşamıyormu?

      Sil
  31. Hocam, bir gün iki adam bir balonla seyahat ederler. Rotadan saparak yörüngelerini kaybederler. Bir tepelik üzerinde bulunan bir adamı görürler ve adama nerede olduklarını sormak için balonu alçaltırlar. Balon sürücüleriden biri adama seslenir: "Biz tam olarak neredeyiz?" Adam balonculara bakar ve şöyle yanıt verir: "Siz bir balonun içindesiniz!" İki baloncu bu cevap üzerine birbirine şaşkın şaşkın bakarlar. Ve birisi diğerine: "Bu adam yüksek bir ihtimalle bir iktisatçı, vermiş olduğu bilgi doğru, fakat hiç de bize bir faydası yok!" Selamlar ve saygılar, değerli hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fıkradaki kişi iktisatçı değil ekonomist.

      Sil
    2. Doğrudur, hocam. Bu konuda Ekim 2019 yılında bir yazınız var. Okudum. Anlamadım. Sınırlar tam belirgin değil. Kısaca bir iktisatçı ekonomist olabilirken bir ekonomistin iktisatçı olması gerekmiyor diyebilir miyiz? Enflasyonla ilgili olarak bir arkadaşa burada yanıt veriyorsunuz ve işsizlik artar ise anlarız diyorsunuz. Phillips-Eğrisi kısa vadeli de olsa Türkiye için geçerli olmaz mı? İstihdam artmaz mı, saygıdeğer hocam? Selamlar.

      Sil
  32. Mahfi hocam sizce enkaz kaç yıla toparlanır düzgün bir yönetimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi çabuk toparlanır ama toplumun toparlanması yıllar yıllar alır.

      Sil
  33. Hocam uzun vadede ülkede neler bekliyor bizi? Sürekli zam haberleri alıyoruz ve her geçen gün artıyor bunlar, insanların alım gücü fazlasıyla düştü. Bir ekmek 7 lira oldu. Bunların elbette bir sonuçları olucak ülke içinde sizce neler olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsizlik olduğunda anlarız durumu.

      Sil
    2. Ekmek bazi yerlerde 1000 kurus 10 lira Yani

      Sil
  34. Değerli Hocam tüm kamu görevlileri her 5 yılda bir ve yeni bir mal edindiği zaman Mal bildirimi yapıyor.Neden mükellefler mal edindiği zaman bildirim yapmıyor.Nerden buldun yasası az da olsa çözüm olmaz mı? Birçok mükellef ev araba vs yatırım yapıyor ancak vergi ödemesi çok düşük düzeyde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili kardeşim, Memur zaten mükellefin sırtında. Aldığı maaş belli. Tabiki mal bildirimi yapacak . 10 lira alırken 1000 liralık mülk ediniyorsan . Ortada bir yolsuzluk var demektir. Mükellef açısına gelince, mükellef ticaret yapıyor 1 lira da kazanabilir 1000 lira da ticaretinden doğan vergisini ödedikten sonra kime ne için mal bildirimi yapsın? Kuzey Kore mi burası … bu söylediğin yapılsa girişimciyi teşvik edemezsin. Ekonomin suan ki durumdan da kötü olur.

      Sil
    2. sorun zaten mükellefin ticaretten veya diğer unsurlardan doğan kazancının vergisini ödememesi, kayıt dışı çalışması.

      Sil
    3. Hiç birşey de olmaz aslında beyan ettiği kazanç kadar mülk elde etmişse sorun yok varsa bildirmedigi bir gelir ortaya cikar

      Sil
    4. Mükellef'in de her yil düzenli vergi bildirimi yapmasi gerekir, olmasi gereken budur aynen ABD'de veya Avrupa ülkelerinde oldugu gibi, oralarda maliye eger mükellefin üstüne kayitli mükellefin geliri ile elde edemeyecegi bir mülk tespit ederse mükellefe bunun kaynagini göster diye sorar... Türkiyede girisimci yapmis oldugu hizmetten cok kacirdigi vergi ile zengin oluyor...

      Sil
  35. Hocam emekleriniz için teşekkürler. Hocam sürekli büyüdügümüz gözümüze sokularak, enflasyon önemsizmis gibi algılatıldı hepimize. Şimdi öyle bir noktaya geldik, sorunlar makyajlanamıyor. Bizim bir an önce ekonomik büyümenin olduğu bir yerde enflasyon olmaz inancını yıkmamız gerekiyor. Ekonomik büyüme ve ekonomik gelişme arasında ki o ayrımı bize öğreten sade bir yazı kaleme almanızı önemle arz ederim. Selametle Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda blogda yayınlanmış bir yazım var zaten.

      Sil
  36. Mağfi Hocam, hastalığı iyileştirmek için önce teşhisi doğru koymak lazım. Enflasyon 100% iken 38% derseniz enflasyon ile nasıl mücadele edeceksiniz. Yanlış alınan kararların bedelini neden ben vatandaş olarak ödemek zorundayım. Bu vergiler yasal mı? 2003’te MTV anayasa mahkemesinden geri dönmüştü. Sizce bunun tekrar olması bu şartlar da mümkün mü? Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anayasa Mahkemesi eskisi gibi mi? Ona da bir bakmak lazım.

      Sil
  37. Hocam bu mudur rasyonel ekonomi politikası,sabun, şampuan, deterjan, dezenfektan, ıslak mendil, tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt mendil ve peçete için katma değer vergisi %8’den %20’ye çıkarıldı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Taş, kum bedava. Onları kullan." diyen ahali oldukça daha da zamlanır.
      Adamın dedesi köyünde yağlı yemek kalayını kum ile temizliyormuş, onu anlatıyor zamdan sonra, adama göre millet tasarrufu öğrenmeliymiş. Kafa bu.

      Sil
    2. Kdv artisi Iyi oldu.

      Sil
  38. Bu osmanlinin idareimaslahat seklinde cozumu seklinde her işi yapmasidir.ayni kaderi yasiyoruz.neden?tarih tekerrur eder.

    YanıtlaSil
  39. Hocam Şimşek teknokrat bürokratmı?

    YanıtlaSil
  40. MB’na devredilen KKM kur farkı ödemeleri karşılıksız para basılarak sağlandığında, daha fazla ve hızlı enflasyon yaratacak başka yol var mı ekonomide ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var tabii, gerçekleri kabul edip bu tür irrasyonel çözümlere baştan girişmemek.

      Sil
  41. Hocam enflasyonist politikalarla enflasyonla nasıl mücadele edilecek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonla mücadele amacı olduğunu sanmıyorum. Öyle diyorlar ama enflasyon umurlarında değil.

      Sil
  42. Yazınız için sağolunuz Mahfi bey..Sanırım artık kötü günler geride kaldı , sırada çok daha kötü günler var..Kalan birkaç büyük kuruluşu satarak yerel seçimlere kadar idare edilir , sonrası ise gerçek bir cehennem. Kar kalkıyor , ceset ortaya çıkacak.....

    YanıtlaSil
  43. Sosyolojik sonuçları çok ağır olacak ve bila bedel yapılmış zorunlu hamleler bütünü. Ağzınıza sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  44. TOGG in kdv artti mi

    YanıtlaSil
  45. Paradan sifir atilmali Almanya gibi olmali

    YanıtlaSil
  46. Türkiye'ye de Hindi diyolar, devekuşundan hallice.

    YanıtlaSil
  47. Hacer-i Muallak ve Türk Ekonomisinin benzerliği

    Kudüs'teki Mescidi Aksa camiinde bir taş yeralır. İslamiyetin peygamberi Muhammed'in bu taşa basarak miraç'a çıktığı söylenir ve bu taş inanışa göre 'havada askıda'dır (Arapça 'muallak'). Fakat insanlara mucize göstermekten kaçınmak için bu taşın altı toprakla doldurulmuştur..

    Tabii ki inanırsanız..

    Müminler bugün bile bu taşın havada askıda olduğuna inanırlar...

    Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan'dan daha iyi ekonomiyi yönetecek kimse olmadığına inanmaları gibi...

    Hayata inançlar üzerinden bakanların, ülkede ne olursa olsun, hatta insanların sokaklarda acından öldüklerini kendi gözleriyle bile görseler, gösterecekleri tepki farksız olurdu.

    Gülencilerin yıllardır söyleyegeldikleri 'acımadı ki, acımadı ki....' tavrı farklı mı sanki ? Türkiye'de 'su ıslatır mı ?'.. 'taş yere düşer mi ?'... 'ateş yakar mı ?'...

    YanıtlaSil
  48. IMF siz IMF programı uygulaması başlamış vaziyet de, bu programlar onlarca yıldır 3. Dünya ülkelerinde uygulanmasının sonucu geniş halk kitlelerinin sefalet içine sürüklenmesidir, malesef çok acı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke IMF programı olsaydı. O zaman verilerde şeffaflık, uygulamada denetleme, bütçede tasarruf tedbirleri, ihale kanunu gibi yasalarda doğru dürüst düzenlemeler yer alır, karşılığında en az 50-60 milyar dolarlık kaynak sağlanır ve yatırımcı güveni yeniden oluşturulmaya çalışılırdı. Uygulanan bu "program" olumlu yönlerinden arındırılmış, olumsuz yönleri abartılmış, halkın ümüğünü sıkıp egemenlere kaynak aktararak düzenlerini sürdürmelerini sağlamak amacı ile geliştirilmiş siyasal islâm soslu çakma IMF programı...

      Sil
    2. Mahdut para basilacak basks careleri Yok. Enflasyon kademeli inecek %4e.

      Sil
    3. Başka çareleri var da gönülleri yok. Faizi düşürerek enflasyonu indirme projesinden sonra şimdi de para basarak mı indirecekler kademeli olarak? Şaka gibi adamlarsınız...

      Sil
  49. Sayın Mahfi Hocam,

    Aydınlatıcı yazınız için yine yeniden teşekkürler. Bir soru sormak istiyorum; Nice zamandır okuduklarımızdan anladığımız: Ekonomideki sıkntılar uzun süredir ağırlaşarak devam ediyor; yansıması ise gizlenen ama yüksek enflasyon, satın alma gücündeki düşüş, dövizin sürekli yukarıya doğru "hareketliliği". Sorum şu; son cümlenizde geleceğini söylediğiniz acı gelecek bir kırılma ile mi gelecek (2001 deki kriz gibi) veya hükümetin yıllardır yavaş dozda ve -halkın büyük bir kısmı tarafından- alıştırarak olduğu şekilde mi gerçekleşecek.

    Bunu şunun için soruyorum; sürekli geriye gidiliyor, ama bir kırılma anı olmaksızın gidildiği için, bu gidişat artık kafalarda normalleştirildi gibi geliyor bana.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsizlik başlayıp hızlanana kadar normalleştirilir, sonrası zor.

      Sil
  50. gerçek bütçe için hazine nakit dengesine mi bakmalıyız? başka ülkeler hem dış borçta hem bütçede bizden kötüyken parasını nasıl değerli tutuyor? bizim dış borcumuzun yapısıyla ile mi ilgili?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hazine nakit dengesi işin nereye gittiğini gösterir bize.

      Sil
  51. Sevgili Hocam, bir de erken emekliliğin aslında ülkeye bindirdiği yük var. Alman emekli bize göre iyi yaşıyor gözüküyor ama 66 yaşına kadar çalışmak zorunda. Bizde 40larında emekli oldu insanlar son 10 yılda. Hatta yaşca büyük bir arkadaşım var 20 sene çalıştım, 30 senedir emekliyim der. Evet ben de biliyorum iş yok ama benim jenerasyon gurubum 2005-2015 arası emekli olmasaydı, daha genç ve dinamikken, o zaman zaten birşeylerin değişmesi mümkündü. Şimdi sadece ağlamak kaldı hepimize...
    Bu konu hep halı altına süpürülüyor. Kim kime oy vermiş zamanı geçti, toplumun (özellikle eğitimli, görgülü, şu an orta ve alt sınıfa düşenler) gerçekleri birazda kendilerinde aramalarını sağlamak için yazmak gerektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neresinden baksanız tutarsız ekonomi politikalarıyla buralara kadar geldik.
      Ekonomide ilk ders kaynakların kıtlığıdır. Siyasetteki ilk ders ekonomideki ilk dersin dikkate alınmamasıdır.

      Sil
    2. Hocam ekonomik krizin kaçıncı evresindeyiz?

      Sil
    3. Hocam merhaba yazınız için teşekkür ederim. Yeni yeni iktisat derslerine başladık. Birşey kafamı karıştırdı sormak isterim. Hocam faiz ile tahvil piyasası tersine çalışıyor denilmişti. Şimdi faiz arttı ama kağıt değerleri yükseldi. Normalde para arz fazlası olduğunda tahvil talep fazlası oluşmuyor muydu? Borsanın bu kadar yükselmesini neye bağlayabiliriz? Spekülasyon dışında bir temeli var mıdır var ise nedir? Teşekkür ederim

      Sil
    4. Bir ülkede paranın iç ve dış değeri düşüyorsa şirket değerleri de düşüyor demektir. Ucuzlayan mala rağbet artar.

      Sil
  52. SAYIN HOCAM KUR KORUMALI MEVDUAT SİSTEMİNİN KALKMASI NE GİBİ SONUÇLAR DOĞURUR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aniden kalkışı dövize dönüş başlatır. O nedenle zamana yayarak, çekiciliği düşürülerek kaldırılması lazım. Maalesef bu sistemin Türkiye'yi 1970'lerde DÇM faciasına götüreceği daha başlarken söylenmişti. Ama dinleyen olmadı.

      Sil
  53. Hocam söyledikleriniz çok doğru fakat şuan hükümetin durumu kabul edip krizin eşiğindeyiz demesi durumu daha kötü bı hale sokmaz mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir şey değişmez hatta lehe bile olabilir. O zaman insanlar en azından hükümetin gerçeği reddetmekten vazgeçtiğini ve ona göre önlem alacağını düşünür.

      Sil
  54. Müslümanız diye geçinip halkı kandırıyorlar hocam. Oysaki gerçek Müslüman yalan söylemez ve işini dürüstçe yapar, kimseyi kandırmaz. Bu yapılanların Müslümanlıkla alakası yok. Her türlü hileyi hurdayı yaptıktan sonra Müslümanlık algısı yaratıp, Müslümanız diye geçinip halkı kandırmak münafıklık alametidir. Nisa 145'e göre ise münafıklar cehennemin en alt tabakasında olacaklardır. Halk, aklını biraz kullansa gerçeği hemen ayırt eder. Kim gerçekten dürüstçe davranıyor ve kim hileye, hurdaya, sahtekarlığa karışıp aynı zamanda da din istismarı yapıyor, bunu anında anlar. Fakat biz aklımızı kullanmıyoruz, hemen kanıveriyoruz maalesef. Bunun ceremesini de hepimiz çekiyoruz. Başımıza ne geliyorsa cahilliğimizden geliyor. Bilimin önderliğinde hareket edip, sorgulayıcı bir eğitim modeline geçmemiz lazım. Oysaki mevcut eğitim sisteminde bırakın sorgulamayı eleştirmek bile suç. Adalet reformu da yapmalıyız. Halkı kandırmanın serbest olduğu, herhangi bir yaptırımın olmadığı bir hukuk anlayışında adaletten bahsedilemez. Lakin mevcut iktidarda bu ve benzeri reformların yapılabilmesi bir ütopya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahmut Bey, konuyu fazla uzatmak istemiyorum ama yanlış bilgi verdiğiniz için cevap vermek istiyorum. Bu ayetler inkarcıları dost edinmemeyi, tehlike, baskı ve zulüm ortamında ise karşı koyacak gücü olmayan inananların, inançlarını gizleyebileceğinden bahsediyor. Mümin 28 ve Tahrim 11 ayetleri de bu bağlamdadır. Ayrıca Mümtehine 8'de ''Allah, sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz'' diyor. Dolayısıyla bir Müslüman tehlike anında mesela inancını söylediği taktirde öldürülecekse, inancını gizleyebilir fakat karşısındaki inkarcı da olsa, kendisiyle savaşmadığı ve onu yurdundan çıkarmadığı sürece ona asla kötülük yapamaz.

      Sil
    2. Hocam siz sürekli her alanda reformlar yapmaktan bahsediyorsunuz. Ben size katılmakla beraber en büyük reformun din reformu olması gerektiğini yazdım. Çünkü insanlar gerçeklerden bi haber yaşadıkları için uyutuluyorlar, bu yüzden de din istismarına maruz bırakılıp kolayca kandırılıyorlar. Oysaki gerçeklerin farkında olsalar, kanmayacaklar. İktidar her türlü yanlışı yaptıktan sonra insanların inancını sömürüyor ve bunda da başarılı oluyor. Bu alanda da bir reform yapılması gerektiği adına insanlara gerçekleri anlatmamız gerekmez mi? Konuyla yani ekonomiyle alakası olmadığı için mi yaptığım yorumumu yayınlamadınız? Konuyla alakası var hocam. Çünkü din istismarı yapılmasaydı, iktidar kazanamayacaktı ve bilimin önderliğinde hareket edecek kişiler ekonomiyi devralacaktı. Şu anda ise bilime rağmen bir onay mekanizması çalışıyor. Görevdekilerin eli kolu bağlı vaziyette. Oysaki insanların inancı sömürülmeseydi, mevcut iktidar seçilemeyecek ve ekonomi dahil her alanda bilimin önderliğinde hareket edecek insanlar başta olacaktı. Bu yüzden din reformunun en önemli reform olduğunu düşünüyorum. Eğer yanlış düşünüyorsam da kimseye hakaret etmedim, farklı düşünceleri anlayışla karşılamanız ve onları yayınlamanız gerekmez mi? Bize öğretilen din, mezhep dini dedim. Oysaki mezhepler peygamberin ölümünden üç asır sonra ortaya çıktılar. Bu üç asırlık süreçte insanlar dini kaynak olarak sadece Kuran’a uyuyorlardı. Dindeki tek kaynak Kuran dedim. Bu gerçek anlaşılsa, mezhep savunucuları oy alabilecek miydi? Şu anda Hüdapar, Yeni Refah ve Saadet mecliste olabilecek miydi? Akp %35 alabilecek miydi? Benim birçok arkadaşım bu yanlış ideolojinin kurbanı olarak bunlara destek verdiler. Hepsini uyardım. Yazık değil mi hocam bu halka. Olan sonuçta bu ülkenin geleceğine oluyor. Muasır medeniyetler seviyesine bir türlü çıkamıyoruz. Her alanda aşmamız gereken o kadar çok eşik var ki… Artık yapılması gereken reformların tek tek yazılması gerektiğini düşünüyorum. Detaylarıyla ve gerekçeleriyle… Uyutulan insanlar artık uyandırılmalı. Çünkü dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz. Her defasında sığınacakları en büyük liman din sömürüsü oluyor ve bunda d başarılı oluyorlar. Halbuki savunulan ideolojinin temeli yanlış. İnsanlar bu gerçeğin farkına varsa, kanmayacaklar. Biz zaten hep kandığımız için kaybediyoruz. Haksız mıyım hocam. Tüm bu yazdıklarımı daha öncekiler gibi yayınlamayacağınızı biliyorum. Sadece siz okuyasınız diye yazdım. Kaleminiz çok güçlü ve belki bir gün bu konuya da değinirsiniz. Çünkü toplumun en büyük kanayan yarası budur hocam. Sevgiler…

      Sil
    3. Katılıyorum.
      Toplumun çoğunluğunu etkileyen ve eğitim sisteminin de bu paralelde olduğu, sorgulamaktan uzak, ezberci ve şekilci, ve sadece lideri izleyerek yaşayan bir topluma dönüşmüş olmamızın altında yatan nedenlerden en temeli bu bence noktaya gelip düğümleniyor.
      18 yıldan sonra 1950 yılında ezanın tekrar Arapça okunmaya başlaması bence en büyük kırılma noktasıdır aydınlanma sürecinin geriye gitmesi anlamında. Doğru olanın 'arapca olması' gerektiği mesajı verilen bir topluma dini de Arapça olarak öğretmeyi amaçlarsak, ve bunun tercümesini ve yorumunu bu konuda egitilmis olanlara yaptırırsak, ve zaten dinin sorgulanmaması gereken bir yapı olduğunu da dikkate alırsak, bugün için karşı karşıya olduğumuz toplumsal yapıya, bazı kişilerin olağanüstü inandırma yeteneğine ve bazılarının da olağanüstü kaldırılma kapasitesine ben kendi adıma şaşmıyorum.
      Lideri izlemek, din dahil her alanda, bir bütün olarak, toplumun her damarına işlemiş durumda ve bu bağlamda 'dinde reformun', değil gerçekleştirilmesi, konuşulması için bile on yıllar gerektiren bir konu olarak görüyorum bugünkü ulusal ve uluslararası platformda.

      Sil
  55. ödemeler dengesinde şirketlerin borç ödemek için aldığı döviz gözükür mü?

    YanıtlaSil
  56. Hocam uzun bir süredir-seçimden beri- blogunuza girmiyordum. Ama daha fazla dayanamadım. Çok uzun süredir. Beni düşündüren ve epey canımı sıkan bir konu var. Toplumsal yozlaşmayı nasıl engelleyip, bilgi toplumu olmaya adım atacağız. Bu insan yığınından hiç umudum yok. Eğitimli, bilgili, kültürlü, çağdaş, saygılı . . . Olmak ülkede prim yapmıyor. İstanbulda yaşıyorum. Genelde toplu taşıma kullanıyorum. İnsanlara bakıyorum, inanın hiç umut yok. Tek şansım olduğuna inanıyorum. Kendi bahçemi güzelleştirip, toplumun standartlarına göre değil kendi standartlarıma göre yaşamak gerektiğini biliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki kendi bahçemizi güzelleştirmek de artık o kadar kolay değil.

      Sil
  57. Hocam bu ülkede reel faiz kaç olmalı.
    Negatifken de kalkınamıyoruz kurlar patlıyor enflasyon patlıyor.
    Pozitifken de kalkınamıyoruz.Bu seferde ithalat patlıyor ve eninde sonunda bir gün yabancı para başka ülkeye ve gerçek evine dönüyor.
    Bu işe kafa yoran bir iktisatla ilgilenen bir vatandaş olarak doğrusu nedir sizden öğrenmek isterim.
    Saygılarla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok basit: Ekonomi politikanız basit olacak, suyu ters yönde akıtmaya çalışmayacaksınız. Enflasyon yükselirken faizi düşürmeye çalışırsanız kendiniz düşersiniz.

      Sil
  58. Mahfi bey bloombergin haberine göre Sn.Şimşek ilk firsatta kkm yi kaldiracagini toplantilarda dile getiriyormuş . Karsiligi 100 milyar usd yi gecen kkm kaldirilirsa dovizde asiri bir yukselme yasanip 3 haneli rakamlara cikmaz mi ? Yoksa bunu engelleyebilecek bir politika gelistirebilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KKM'yi çekici olmaktan çıkarıp yavaş yavaş tasfiye etmek lazım. İlk fırsatta kaldırırsanız dövizi tutamazsınız.

      Sil
  59. Hocam emeğinize sağlık. Ne kadar söyleseniz de dinleyen olmayınca biz okuyanlar vehameti daha iyi anlıyor ve ülkemiz için üzüntümüzü katlıyoruz. Gerçekten çok üzgünüm ve bu inat siyasetinin sebebini kendimce bilsem de sonu nereye gidecek çok merak ediyorum. Bir çok konuda yıpratılanTürk halkı ne kadar tepkisiz kalacak merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  60. Teşekkürler Mahfi bey.

    YanıtlaSil
  61. Hocam elinize sağlık. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  62. Vatandaşların şirketlerin aldığı dövizler ve borç ödemeleri ödemeler dengesinde nerede gözükür?

    YanıtlaSil
  63. Son kdv zamlarından etkilenmemek için, 16'lı tuvalet kâğıdı, 2 paket çamaşır sodası, bir kireç çözücü, 2 paket banyo sabunu, 1 paket el sabunu, 4 paket naftalin için bugün 535 lira ödedim. Kararım kesin, bundan sonra korku filmi izlemeyeceğim. Sağolun Mahfi Bey, tünel artık zifiri karanlık. :(

    YanıtlaSil
  64. Hocam mevduat faizleri ne olur? Biliyorum enflasyon varken mevduat faizine para yatırmak pek akıllıca olmayabilir ama insan bu ülkede risk almak istemiyor.

    YanıtlaSil
  65. Hocam guzel yorumlariniz, yapilan ve yapanin bile ne oldugunu pek anlamadigi, ise yaramayacagini bildigi ve gunu kurtardigi ekonomi politikalari ve aksiyonlarini bize aciklamaya calisiyor. Fakat bir ekonomiyi birakin basit bir alan hesabinda bile gercek olmayan rakamlar kullanarak hicbir projeyi gerceklestiremezsiniz. Ozellikle son 10 yildir akli basinda aydinlar ve ciddi ekonomi profesorleri dahil olarak sanki ekonomiyi duzeltmek ve "refahi" artirmak istermiscesine cabalayan ve caresiz kalan iktidar yardim istiyormus gibi davraniliyor. Gozlemledigim bu refahi ve ekonomiyi duzeltmeyi isteyen bir iktidar olmadigi. Onemli olan halkin %100u ile paylasilmayan bir tarlanin, bir ciftligin, bir sirketin yasatilmasi ve her turlu getirisi icin yapilmak istenen ve/veya yapilmak istenmeyenler. Bu sekilde yonetilen bir ulkenin ekonomik verileri Tuik tarafindan gercege cevrilse bile yine de bu format devam edecektir. Anlayamadigim bu ulkenin uretiminin hala nasil reel olarak ayakta kalabildigi.

    YanıtlaSil
  66. Hocam elinize sağlık bu yazdıklarınız okullarda ders olarak gösterilmeli..

    YanıtlaSil
  67. hocam elinize sağlık bu yazdıklarınız okullarda ders olarak gösterilmeli

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi