Ödemeler Dengesi Ne Durumda?

Ödemeler dengesi, geniş tanımıyla, bir ekonomide yerleşik kişilerin, başka ekonomilerde yerleşik kişilerle belirli bir dönem içinde yapmış oldukları ekonomik işlemlerin sistematik kayıtlarını elde etmek üzere hazırlanan istatistiksel bir rapordur. Burada asıl olan Türkiye’de yerleşik kişilerin başka ülkelerde yerleşik kişilerle yaptıkları işlemlerdir. Bu işlemlerde kullanılan paranın cinsi veya bu işlemleri yapan kişilerin uyruğu önemli değildir.

Ödemeler dengesinin en önemli alt dengesi cari işlemler dengesidir. Ödemeler dengesi hesapları içinde yer alan mal ve hizmet ticareti (ihracat ve ithalat) ile birincil ve ikincil gelir hesaplarını[i] kapsamaktadır. Cari işlemler hesabında, gelirler giderleri aşmışsa cari fazla, giderler gelirleri aşmışsa cari açık söz konusu olur.

Eldeki son veri Şubat 2024 ayına ait veriler. Buna göre 12 aylık cari açık 31,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir başka ifadeyle Türkiye’de yerleşik kişilerin yabancı ülkelerde yerleşik kişilerle yaptıkları alış verişler, hizmet alım ve sunumları sonucunda Türkiye 12 aylık dönemde 31, 8 milyar dolar açık vermiştir. 2023 yılı Şubat ayında 12 aylık cari açık 56,4 milyar dolardı. Buna göre Türkiye’nin cari açığının ciddi bir düşüş içine girdiğini söyleyebiliriz.

Aşağıdaki tabloda ödemeler dengesi verileri karşılaştırmalı olarak yer alıyor (Kaynak: TCMB)

Tabloya göre cari açık geçen yılın ilk iki aylık döneminin cari açığının yüzde 30’u düzeyine gerilemiş. Bu, olumlu bir gelişme. Daha olumlu olanı bu gerilemenin tek başına ihracat artışı veya birincil gelirlerdeki artışla değil aynı zamanda ithalattaki düşüşle sağlanmış olması. Bununla birlikte ithalattaki düşüşte altın ithalatına getirilen kısıtlamanın da ciddi etkisi olduğuna değinmek gerekir. 

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında gerileme var. 2023 yılının ilk iki ayında 1.616 milyon dolar olan doğrudan yatırımlar 2024’ün ilk iki ayında 1.150 milyon dolara gerilemiş durumda. Buna karşılık portföy yatırımları (başlıca kalemi borsa) 2,1 milyar dolardan 8,1 milyar dolara yükselmiş bulunuyor. Buradan giderek yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik yatırım iştahının arttığını ama bu iştah artışının uzun vadeli yatırımlara değil de daha kısa vadeli yatırımlara yönelik bir artış olduğunu söyleyebiliriz.

2023 yılının ilk iki ayında 1,4 milyar dolarlık pozitif net hata ve noksan kalemi vardı. Yani o dönemde Türkiye’ye nereden geldiği saptanamayan 1,4 milyar dolarlık giriş olmuştur. 2024 yılının ilk iki ayında ise 6,9 milyar dolarlık negatif bir net hata ve noksanla karşı karşıya kalmışız. Yani 2024’ün ilk iki ayında Türkiye’den dışarıya nereden ve nasıl çıktığı saptanamayan 6,9 milyar dolar tutarında çıkış olmuş.

2023 yılının ilk iki ayında Türkiye, cari açığının finansmanı için rezervlerinin 14 milyar dolarını harcamışken 2024’ün ilk iki ayında 12, 4 milyar dolarını harcamış. Cari açığın gerilemesi rezervlerin finansman amacıyla kullanılan tutarını da düşürüyor.

Özetle söylemek gerekirse cari açıkta ilk iki ayda görülen gerileme döviz pozisyonu ve dış finansman gereksinimi açısından olumlu bir gelişmeye işaret ediyor. Buna karşılık bu gerileme büyümenin de gerilemesinin bir ön sinyali anlamına geliyor. Üretim yapabilmek için önemli ölçüde girdi ithalatı yapmak durumunda olan Türkiye’nin ithalatındaki gerileme üretimde başlayan düşüşün de göstergesi olarak alınabilir.  



[i] Birincil Gelir Hesabı: Emek, finansal ya da doğal bir kaynak sağlanması karşılığında elde edilen gelirler ile ödenen tutarları göstermekte olup, çalışanların ücretleri ile doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlara ilişkin yatırım geliri ve giderlerini içermektedir. İkincil Gelir Hesabı: Yurt içinde (yurt dışında) yerleşik bir birim tarafından yurt dışında (yurt içinde) yerleşik bir birime karşılıksız olarak mal ya da hizmet gibi reel bir kaynak ya da finansal bir varlık sağlanması şeklinde tanımlanan transferleri içermektedir.


Yorumlar

  1. Hocam kafe ve restoranlardaki yüksek fiyatların asıl nedeni esnafın kuru adil değerinden hesaplaması mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O da var tabii ama asıl neden enflasyonun daha da artacağının tahmin edilmesi. O nedenle fiyatlara gelecekteki enflasyonu da ekliyorlar.

      Sil
    2. Kur adil değerini bulursa fiyatlar oturur,kurun,enflasyonun ve fiyatlamanın adil değerini bulması sağlanmalıdır.

      Sil
    3. Dedikleriniz var. Mahfi Hocamın belirttiği husus ise en önemli husus. Ancak, ben simit ve poça örneğinden gitmek istiyorum. Bildiğiniz gibi simitin satış fiyatı 15 TL. Girin online sipariş yemek sitelerine bakınız. Ben uzaktan çalışmak zorunda olduğum ve dışarıya çıkamadığım için kahvaltı için canım istedi sipariş vermek istedim. Biliyorsunuz bu sitelerde sipariş için minimum limit var. Limiti de doldurup gerekirse bir kaç gün dondurucudan çıkartır ısıtarak yiyebileceğim şekilde, Esenler/İstanbul da ikametime yakın çevreden vermek istedim.

      Bir satıcıda 14 TL olan Simit, Açma, Poça, başka bir satıcıda 2 li adet simiti 65 TL , 4 lü Simit poça karışık 130 TL ye satılıyor, Aynı şekilde 100 grm döner 120 TL den 225 TL ye kadar, 150 Grm adana 225 TL den 400 TL ye kadar fiyatlar.

      En acısı ise kilosu Maks 52 TL ola bulgurdan yapılan çiğ köfte (içinde et olmadyan) yarım kilosu 165 - 210 TL, kilosu ise 310 TL ile 385 TL arasında değişiyor. Dürümleri ise daha komik 2-3 sıkımlık köfte dürüm 85 - 100 TL arasından başlıyor.

      Ramazan Bingöl'ün restoranı ikametime yakın. İnanın ki onun o kalitesedeki emnüleri bile bir çok sıradan restorandan daha ucuz. Yani enflasyon beklentisi her işletmeciyi de aynı oranda etkilemiyor. Artık bir çok işletmeci kısa yoldan zengin olmanın hayalinde. Bir çoğu mercedesten aşağı arabaya binmiyor. Makul fiyatlarla satış yapan esnaf ve restoranlara karşı bir boykot ve tepkimizde zaten olamaz. Onlarında bizler kadar sıkıntılar yaşadıklarını biliyoruz.

      Sil
    4. Bence maliyetler ve enflasyon beklentisi ile sattığını aynı fiyata geri koyamama durumu varken birde satışları düştüğü için maliyetleride sattığı kadarına bölüp fiyatlandırıyorlar. Misal eskiden 100 dürüm satıyorsa belki bu fiyatlar ile 50 dürüm satmaya başladı. Tabi bu iflas ile sonuçlanacak. Elinde parası olan bunların mallarını yok pahasına toparlayacak. İlerde ekonomi düzelince piyasaya sürecek.

      Sil
    5. Faizler çok yüksek işyerini açarken sermeye olarak bağladığı parayı bankaya faize koysa 100bin TL için 32 günde 4500TL gibi bir rakam alacak. İş yeri açmış risk almış. İş yerini açarken 1milyon tl harcasa 45bin TL yapar. Sırf bu bağladığı paradan zararı. Diğer giderleride kat bi porsiyon köfte 300tl oluyor. Şaka gibi. Önceden kıyafetleri analarımız dikerdi. Şimdi hazır giyim oldu. Eskiden evde yemek pişerdi şimdi alıştırdılar evde yemek pişmez oldu. Tabi bu fiyatlar her şeyi etkiliyor. Personeline dışarda yemek veren bir servis firması yemek maliyetinide katıp bir musluk değişimi için 1000tl isteyebiliyor...

      Sil
  2. Hayır fırsatçılıkları

    YanıtlaSil
  3. Hocam KKM
    Londra swap piyasasi ne zaman acilir
    Ve borsada aciga satis bunlar ilgili dusunceleriniz nedir tesekkurleri sunarim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunları finansçılara sor.

      Sil
    2. TL değerinin bir miktar düşürülmesi ve faizlerin enflasyona yakınsaması
      lazım swap piyasası için. Ruble de aynı şekilde swap yapılamayan paralar arasında.
      Swap piyasası bugünün koşullarında TL üzerinde olumsuz etki yapar.

      Sil
  4. Altın ithalatına getirilen kotanın bu hesaplamada cari açığı azaltmada etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Getirilen kota ile karaborsaya düşen bu ithalat kalemi, cari açığı olduğundan daha düşük göstermiş olabilir mi? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii. Altın ithalatına getirilen kısıtlamanın da etkisi var. Esasen net hata ve noksanın eksi olması (yani Türkiye'den para çıkışı) bir yerden sonra ülkeye kaçak giren mallarla ilgili olsa gerek. Ki bunlar içinde altın da olabilir.

      Sil
  5. Hocam;cari açıkta gerçekte bir azalma yok.Altın ithalatına getirilen kıstlamalarla yurt içi ve yurt dışı piyasalarda altının kg fiyatında 5 bin doları aşan müthiş bir arbitaj fırsatı oluşunca,altın bu sefer kaçak olarak yurt içine girmiş ki,"net hata ve noksan" kaleminde bunun yansımasını ,yurt dışına 4.982 milyar dolarlık bir döviz çıkışı olarak görüyoruz.Türkiye uzun yıllar ortalamasında, net hata ve noksan kaleminde genellikle (+) olan bir ülke.Mesela 2022 yılına baktığımızda net hata noksan kaleminden Türkiye'ye 26.184 milyar dolar, döviz girişi olmuş.Muhtemelen kaçak olarak giren altın "net hata noksan" rakamından da yüksek olabilir.İthalatta diğer azalan kalem enerji ithalatı ,petrol fiyatının düşmesinden kaynaklanıyor.Diğer taraftan tüketim malları ithalatı Şubat ayında %25.9 artmış.

    https://www.ekonomim.com/ekonomi/altini-kacak-vurdu-haberi-734910

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz doğru, altın ithalatına getirilen kısıtlama cari açığın düşmesinde rol oynadı tabii ama ihracatta da artış var. Ayrıca sadece altın ithalatı değil genel olarak ithalatta da düşü var.

      Sil
  6. SAYIN HOCAM MERKEZ BANKASINDAN FAİZ ARTIŞI BEKLİYORMUSUNUZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez bankasından hiçbir şey beklemiyorum.

      Sil
    2. Bir zamanlar Özal a köprüleri sattırmıyorduk şimdi herşey satılık, yabancıya satılması yasak olan stratejik alanlar bile kurulan yabancı ortaklı, yerli şirketler üzerinden satılıyor.
      Memleketde şirketler (zenginler) vergi ödemez, siyasetçi ve bürokratlar karun kadar zengin. Ticaret hırsızlığın (kartel piyasalar yüzünden) en temel aracı olmuş.
      Ihracat ve ithalat vergi cennetlerindeki yan şirketler üzerinden yapılarak vergi kaçırmanın yol olduğu bir ülkede cari heasabın bence hiçbir anlamı yok. CB açtırır bir telefon "kaçırdığınız paralardan biraz getirin der" hemencecik düzelir

      Bize kanun, vatan, millet, müslümanlık,vergi, askerlik onlara tüyleri yolunacak 80 milyon, zenginlik, keyfe göre kural, zevk, sefa

      Sil
    3. Özal bir gösterge idi. Özal'a karşı gelen, halkın malını savunan güçlü bir bürokrasi vardı.
      Ne oldu?

      Önce o bürokratlar el çektirildi, evet efendimciler kadrolarda şişirildi, rüşvet devlet çarkında meşrulaştırıldı.

      Türk milletinin en büyük serveti , temeli 500 yıl önce Çandarlılar tarafından atılan bürokrasidir.

      Balkanlardan, Hindistan a kadar, onun kuzeyinden Çin sınırına kadar uzanan, tüm ortadoğuyu ve kuzey afrikayı da kapsayan bölgede en büyük, en organize yapıdır Türk bürokrasisi.

      Her kim ki, bu bölgede söz sahibi olmak isterse, en önemli işi Türk bürokrasisini bitirmek olmalıdır.

      Yazmaya buraya, yıllardır elim varmazdı ama artık aşikarı söylemenin mahsuru yoktur, sağır sultan bile haberdar oldu. 150 yıl kadar sonrasının Osmanlı kadar büyük, demokratik temelli devleti kuruluyor. Kendi küçük çekirdeğinde Ortadoğunun sorunlarını çözmüş, bu konuda kendini ispat etmiş bir yapı günümüzde ortadoğu coğrafyasında var.

      artık geri döndürülemez şekilde, bir ortadoğu krizinin içinden büyüme zamanı geldi. Emin olun, 25 - 30 yıl sonra tüm ortadoğu halkları onun liderliğini kendileri isteyecekler. Hani bir zamanlar Anadoluda derlermiş ya, papaz külahı görmek yerine osmanlı sarığı görmek isteriz diye. aynısı.

      Malesef, türk devlet ve bürokrasi aklı, hayatın gerçeklerinden koptuğu için ömrünü tamamlayacak, kalan türk halkı o yapı içinde kültürünü sürdürecek.

      Z9EZifbUG5MKN*^z

      Sil
    4. Sizin yorumlarınızı (Adsız23 Nisan 2024 16:53) büyük bir dikkatle takip ediyorum. Belirlemeleriniz aklıma gelenlerin güzel bir biçimde ifade edilmiş hali. Öyle net bir çerçeve çiziyorsunuz ki hayran kalıyorum. Ancak şunu da unutmamak gerekir, tarih kazananlar tarafından yazılıyor, efsaneler ise halk tarafından. Bu uygulanan zulüm, işkence, toplu tecavüz, katliam...vb. kötülük adına ne varsa kayıt altında. Tıpkı tanrının hesap gününde işlediğimiz günahları size bir bir göstereceğim, demesi gibi. Böyle bir pisliğin üzerine bina edilmiş uygarlık ancak kendi sonunu kendi vicdanında mahkum edebilir. Kim bilir kaçıncı kez Samanyolu galaksisinin etrafında dönen Güneş, kim bilir kaçıncı kez böyle medeniyetleri ortaya çıkarıp sonra kendi lanetlerinde boğmuştur. Çocuğum bana sürekli soruyor. Ben kimim diye. Ben de ona sen iyiliğin, güzelliğin ve gerçekliğin vücut bulmuş hâlisin diyorum. Hiç bir güç, hiç bir kötülük, hiç bir yalan, hırs, para, silah, korku, iktidar bunu değiştirmeyecek. Bizler iyiliğin, güzelliğin ve gerçekliğin çocuklarıyız.
      Hhjkkfdsğddrgjj₺₺#@@#₺+

      Sil
  7. Hocam tek ekonomi ortodoks politikalarla akılcı bir yola girsin de, halk olarak, orta sınıf olarak zaten bittik. En azından bedel ödemeye devam edeceksek bile gerçekten düzelme yolunda ilerlesek...

    YanıtlaSil
  8. Sayın hocam Berat Albayrak ve Nurettin Nebati sonrası Mehmet Şimsek'in Hazine ve Maliye Bakanı olması, Şahap Kavcıoğlu sonrası merkez bankasına daha liyakatli olduğu düşünülen kişilerin gelmesiyle ekonomi düzelecek beklentisi doğdu ama şu ana kadar ki göstergeler ise bu beklentinin karşılamadığını açık açık gösteriyor. Sizce en hızlı şekilde nelerin yapılması gerekiyor. Sadece ekonomi özelinde olmayıp, bağlantılı ya da farklı alanlard yapilacak hamleler neler olmalı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar ağır bir enkaz söz konusu ki bunun düzelmesi zaman alacak tabii. Ama bu düzelme yalnızca para politikası önlemleriyle de olmaz.

      Sil
    2. Size göre Şimşek gerçekten önlem alıyor mu? 10 ay oldu hiçbir şey yapmadı.Yoksa Türkiye'nin dış borçlarını ödemesi için mi gönderildi?

      Sil
  9. Normalleşmenin bedeli olarak harcamaları kısıyoruz. Bu da cari açığa yansıyor. Henüz yolun dörtte birini tamamlamadık.

    Gri listeden çıkma çabamız net hata noksana yansıyor. Geldikleri gibi gidiyorlar.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Türkiye üçüz açık veren bir ekonomi. Cari açık bütçe açığı ve tasarruf açığı. Dis ticaret açığı cari açığın en büyük sebebi. Dis açığın da en büyük nedeni 100 birim mal.uretmek için 80 birim ithalat yapmak zorunda kalınması. Bu da sermaye birikim hacminin dar tabanlı olması.demektir. ve o da sürekli dis finansman gereksinimi anlamına gelir. Üretim modeli yanlış ayrıca sermaye kesiminin üretimde ar ge inovasyon önem vermeyisi sadece kur üzerinden rekabeti kendine cipa yapıyor olması beşeri sermaye kalitemizi giderek düşmesi VS 🆚... pek çok sebep cari açığı getiriyor.

    YanıtlaSil
  11. SAYIN HOCAM, BÖYLE EKONOMİK KRİZLERDE HANE HALKI OLARAK YAPILAN EN BÜYÜK HATA NEDİR.

    YanıtlaSil
  12. dunya bankasindan para geliyor rahatlayacagiz

    YanıtlaSil
  13. Hocam twitter'de rastladım, Baki Demirel (her kim ise) sizi eleştiriyor. Vaktiniz olursa belki
    cevaplarsınız diye haber vermek istedim. https://twitter.com/drbakidemirel/status/1781955895057949094

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi bey, Türkçenin en çok satan ekonomi yazarıdır.

      Mahfi beyin ismini twit hesabınızdan yazdığınızda, sosyal medya içinde çok etkileşim çeker.

      Takipçi sayısı düşük sosyal medya finans fenomenlerinin, yazdıkları içerikten bağımsız olarak,
      Mahfi beyin ismini düzenli aralıklarla kullanmaları bu sebepledir. Açıp o finans fenomenlerinin hesaplarına bakınız. Sanki takvimlerine uyarı koymuş gibi düzenli aralıklarla Mahfi beyi kullanırlar.

      Yazdıkları bazı hayali ve gerçek dışı kavramların somut misallerini gösteremedikleri için, Mahfi beyi alıntılayıp, bizim dediğimiz bunun tersidir derler. Peki sizin dediğiniz nerededir, yerde midir gökte midir? diye sorduğunuzda somut bir cevapları yoktur, hayali bir vaka üzerinden açıklama yaparlar.

      Sosyal medyada yine takipçi sayısı aşırı yüksek olan bir finans profesörünü de aynı sebeple bu insanlar eleştirirler.

      Yaşadığım ülkede, yazdığım ilk iki kitabı duyururken, ben de bir kaç tane yüksek takipçili hesabın ismini kullandım. Tabi alıntıladığınız kişinin yaptığı gibi eleştirel anlamda değil, alıntı yaptığım hesapların bazı düşüncelerini tamamlayan anlamda kullanımlardı.

      Sonuç, takipçi sayımı tek bir mesaj 4 bin kişi üzerinde artırmıştı. Kitap satışımın da en yüksek olduğu hafta olmuştu. Tabi benim alıntıladığım kişiler mesajıma beğeni koymuş, biri de cevaplama nezaketinde bulunmuştu. O cevap üzerine sosyal medya uygulama algoritması okunma limitimi epey de artırmıştı.

      D#6%XwT6Z0kLvE28

      Sil
  14. "Excel" bilen kişi çok güzel ve basit tablo yapılabiliyor. Bill Gates sen çok yaşa. Benim gelir ve giderim tablolara uymuyor.

    YanıtlaSil
  15. Turkiye normallesiyor reel rasyonel politiklara donmenin meyvesi tum bunlar.

    YanıtlaSil
  16. Sormak istedgim seyi son paragrafta söylemişsinz hocam aramali hammadde tecizat ithalatidaki duşüş cari açikta olumlu gibi görunsede üretim istihtdam ihracat icin olumsuz olacak gibi.önümuzdeki günlerde...ve benim asıl korkum..net hata noksanda eksiye geçmemiz bu hızlanabilirmi sızcede..kendini daha dogrusu parasını dövizini tehlikede hissedenler olabilirmi? Bu efektif doviz kuru üzerinde etkili olurmu? Emeginze saglik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altın ithalatına getirilen kısıtlama ile net hata noksanın eksi olması arasında (kaçak altın girişi) ilişki kuruluyor.

      Sil
    2. Umarım öyledir kötu nun iyisi sizin dedginz yani en azindan doviz kacsada altın geliyor ama benim dusundgum gibiyse cok daha kotu teskurlar

      Sil
  17. Merkez bankası kkm zararı ile ilgili Ege Cansen’in yazısını okudum,sizin bu konu hakkındaki yorumunuz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortada hiç görülmemiş bir zarar var: 818 milyar TL. Bunu KKM zararı etkilemediyse ne etkiledi?
      Yani Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi: Kedi buysa ciğer nerede? Ciğer buysa kedi nerede?

      Sil
    2. Ege Hoca bu zararın muhasebeleşmediği düşüncesinde.Bu nedenle herhangi bir kar zarar olamayacağını ifade ediyor.Ancak hesap sahiplerine muazzam kur farkı ödemeleri yapıldı ve bu zarar merkez bankasına devredilip muhasebeleşti. Ege hocanın yazısı müthiş bir kafa karışıklığı yaşattı.Bir kaç ay önce de kendisinin buna benzer bir yazısı olmuştu ve başta Fatih Özatay hoca olmak üzere aksi yorumlar geldi.Bu konu hakkında (KKM)bir yazı yazabilir misiniz hocam? Teşekkürler

      Sil
  18. Hocam enflasyonist ortamdan ne zaman çıkarız yani hiç umut yok mu her şey çok pahalı

    YanıtlaSil
  19. Murat Bozdoğan22 Nisan 2024 09:56

    Merhaba Hocam.
    Pek çok uzman finanse edildiği sürece cari açığın sorun olmadığını söylüyor. Cari açığın milli gelire oranı düşükse bunu olumlu buluyor. Diyelim ki cari açığı yıllık 20 milyar dolar seviyesine indirdik. Bu tek sefer olsa sorun olmaz da 10 yıl boyunca her sene olsa 200 milyar dolar eder. Bunun sonu nedir? Son 20 yılda sadece 2001 ve 2019'da cari fazla verebilmişiz ama cari açığı hala finanse edebiliyoruz. Bu nasıl oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açık ex post bir kavramdır. Yani bir yandan açık oluşurken bir yanda da finanse edilmiş bir şeydir. Bir başka ifadeyle para bulunup da finanse edilemeyen cari açık oluşmaz. Diyelim ki sadece ihracat ve ithalat yapan bir ülke var. Bu ülkenin dış borcu yok ve elinde hiç döviz stoku da yok. İhracatı da 100 dolar. Bu ülke normal olarak 100 dolarlık ithalat yapabilir. Ama eğer yurt dışından bir makine alınacaksa ve makine satıcısı bu makineyi alacak olan yerli şirkete 20 dolar kredi vermişse o zaman 120 dolarlık ithalat yapılabilir. Burada cari açık 20 dolardır ve bu açık finanse edilmiştir.

      Sil
    2. Murat Bozdoğan22 Nisan 2024 12:36

      2002'den bu yana yaklaşık 650 milyar dolar cari açık vermişiz. Dış borcumuz yine yaklaşık 150 milyar dolardan 450 milyar dolara çıkmış. Yani 650 milyar dolar açığın 300 milyar dolarını borçlanmışız? Kalan 350 milyar dolar nereden gelmiş olabilir Hocam?

      Sil
    3. Elin adamı hiç parayı almadan malı gönderir mi?

      Çalıştığım bankanın böyle bir hikayesi var.

      50 yıl önce Kuzey Kore, Volvo marka araç almak istiyor. Tabi Kuzey Korede para yok.

      İsveçliler, yerli bankaları uluslar arası direk güvence veremediği için bizim bankadan KKyi finanse etmesini istiyorlar. Banka da KK den teminat istiyor. KK güvenilir bir teminat veremeyince banka İsveçlilere olumsuz yanıt veriyor.

      Mevzu bahis araç miktarı 1000 adet Volvo. İsveçliler bunun üzerine KK ile görüşüyor, KK ilerdeki üretimlerinden mal takası yapabileceklerini belirtiyor. İsveçliler riski alıyor, arabaları gönderiyor.
      Ama para veya mal gelmiyor.

      Aradan 50 yıl geçiyor. İsveçliler hala gelmeyen paraya faiz işletip, borç defterine boş gözlerle bakıyorlar.

      2016 yılında İsveç makamları konu ile ilgili twit de atmışlar. Resimdeki araçları yarım milyon km yol yapmış ama ödeme yok.

      https://twitter.com/SwedenDPRK/status/789377081239109634

      Siz siz olun parayı sağlama almadan yurtdışına mal göndermeyin.

      %mkz3xPfcg7oYYiU

      Sil
  20. Sayin Egilmez,
    World Justice Project
    Rule of Law Index 2023 (Hukuk kurallarina uyan ulkeler raporu)
    Raporuna gore Turkiye 0.41 puanla 117.sirada aciklandi. Hukuk kurallarinin hizlica geriledi ulkelerde 6 milyar insan yasiyor.
    Uluslararasi yolsuzluk endeksi (Corruption Perception Index) siralamasinda ise 34/100 uzerinden 115. sirada gosteriliyoruz. FATF gri listesinde olmamizin getirdigi sonuclari ise anlamamis kitleler var. Guclu ve gelismis ulkeler transparency ve integrity degerler uzerinden yol aliyor.
    Artik tek care ve dogru istikamet, yuksek kalibre insan kadrolari ile yapilacak yapisal reformlar. Tsk.
    Syg

    YanıtlaSil
  21. "2024’ün ilk iki ayında Türkiye’den dışarıya nereden ve nasıl çıktığı saptanamayan 6,9 milyar dolar tutarında çıkış olmuş" derken şaka yaptığınızı düşünüyorum. çünkü siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz ki, bu tip meçhul para hareketlerinin aslında "nereden" ve "nasıl" olduğu bellidir. sadece "nereye" olduğunu bilmiyoruz. o da, bu rezil dönem bittikten sonra ortaya çıkacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altın ithalatının kısıtlanmasından sonra yurda getirilen ve sokulan kaçak altınların finansmanı olduğu öne sürülüyor.

      Sil
  22. SAYIN HOCAM, ATILAN EKONOMİ ADIMLARI SAYESİNDEMİ DÜNYA BANKASI TÜRKİYE'YE KREDİ VEREBİLİR DURUMA GELDİ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya Bankası Türkiye'nin sunduğu kamu projelerine, 70 yıldır kesintisiz olarak ve ekonominin durumundan bağımsız olarak her yıl kredi verir. Yeni bir şey değil.

      Sil
  23. 2023 de dünyanın en mutsuz ülkeler sıralamasında Türkiye (7.)yedinci en mutsuz ülke 157 ülke arasında.
    https://www.nationalreview.com/2024/03/hankes-2023-misery-index/

    YanıtlaSil
  24. Hocam merhaba maaşların ve borçların ödeyememe durumu olurmu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. II: Abdülhamid döneminde çok olmuş maaşların ödenmemesi. Sonraki padişahlar döneminde de olmuş. Cumhuriyet döneminde hiç olmadı.

      Sil
    2. Günümüzde maaş ödenememesi gibi bir durum söz konusu olamaz.
      Para ihtiyaç kadar üretilir ve memur hesaplarına aktarılır.
      Parayı memur aldıktan sonra alım gücü düşmüş olur, ama o başka bir tartışma konusu.
      Memur her zaman devletten bordrosunda yazılı parayı alır.

      Sil
  25. Mahfi Bey Fenerbahçe neden yenildi? Sebep neydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmem, izlemedim. Bizdeki futbol uzunca bir zamandır hiç ilgimi çekmiyor. Bizdeki futbol lafı da doğru değil sanırım çünkü bizde futbol yok.

      Sil
    2. Soruyu soran arkadaşın da pek ilgisi yok herhalde Hocam.
      Fenerbahçe yenilmedi,berabere kaldı.:)

      Sil
  26. Hocam emeklinin ve emekçinin fedakarlığıyla bu krizde atlatılırmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Bu öyle kolay atlatılacak bir kriz değil. Ayrıca artık emeğin değil sermayenin fedakarlığı lazım. Gelir dağılımındaki bozulma emekçiyi perişan etti.

      Sil
  27. Hocam merak ediyorum insanların satın alıp kayıt dışı muhafaza ettikleri dövizlerde net hata noksan sayılıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Burada sayılan ülkeye girip çıkan dövizler.

      Sil
  28. Sayın Eğilmez , enflasyon bildiğiniz üzere toplumda etkisi büyük , ve geçenlerde yemek ve içecek sektörü protesto edildi . İktisadi açıdan enflasyonist ortamlarda enflasyon beklentisiden de kaynaklı olarak üretici , ürünün fiyatını artırmak veya politikalarda özellikle ürün standartı anlamındaki politikalardaki ürünlerin standartları düşürülüp fiyatların artırılmasını bir nebze önlenmeye çalışmanın sonucu ürünün kalitesi düşmektedir. İnsanların bu enflasyon tepkisi elbette makul olmakla birlikte iktisadi açıdan her gün maliyeti artan piyasadaki üreticiler ürünleri kendi karını ve devamlılığını sağlamak için çeşitli önemler almak zorunda kalmaktadır. İnsanların bir yandan mevcut politikalarda toplu bir protesto gösterebilmesi makul ve olması gerektiğini düşünmekteyim . Benim sorum ise şudur , enflasyonist bir beklentinin değiştirilebilmesi için farklı yollar var ve belki de tarihsel süreçte en önemlisi ( özellikle Türkiye gibi gelişmiş bir demokrasi ortamı olmayan ülkeler için demekteyim , çünkü böyle ülkelerde siyaset politika bir ayrı değerlendirilmektedir. ) siyasi değişimler , hükümet değişikliği gibi unsurlar etkilemektedir. Türkiyenin yakın maliye tarihinde de benzer örnek vardır. Peki bunun dışında enflasyon beklentisi nasıl değiştirilebilir özellikte türkiyenin sahip olduğu konjonktürel kimliği göz alındığında ? İlginiz için teşekkür ederim , yorumlarımda bir hata varsa lütfen belirtiniz çünkü alanı dışında maliye, iktisat ve muhasebe öğrenmeye çalışmak zorunda kalan bir hukuk mezunu öğrencisi olarak ekonomik yorumlama yaparken yüzeyselden ziyade konuları içerlemeye çalışıyorum . Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzda eksiklik yok, son derecede doğru. Protesto edilmesi gereken satıcılar değil, yanlış politikalarla enflasyonu bu düzeye çıkaran hükümettir.

      Sil
    2. Hocam kötü niyetli satıcı çok..İstanbul'un az gelişmiş bir ilçesinde 130 TL ye de 250 TL ye de kaşarlı pide satılıyor.Kalite olarak da fark yok.

      Sil
  29. Enflasyon yapiskan yani sticky bir süreç amerika da fed şaşırtmaya devam ediyor ki aslinda bu normal ama türkiye de şişeden bir defa çıktı mı hiper dönüşüyür çünku türk lirasında cumhuriyet kurulduğundan bu yana rezerv bir olmaya başaramadı sorunlarımızı çözneye para basmaya basmaya baskadığımız yanı özerlr yeni rakamlar yaratmadan para basımıyoruz.

    YanıtlaSil
  30. Enflasyon (fiyat artışı) yapışkan değil fiyatların devamlı yükselmesini isteyen bir toplumuz.
    Herkese tavsiyem bodrum a ucuz sezonda eylülden sonra en iyi zaman gidip günü birlik kos adasına sabah gidip bisiklet kiralayıp adada dolaşıp akşama ayni gemi ile geri dönmesidir.İyice gözlem yapın esnaf bir küçük şişe içme suyu aldığınız zaman size yazarkasa fişi verince şaşırmayın fişi atmayın her aldığınız şeyde size fiş verilecekdir adanın temizliğine dikkat edin fiyatların fotoğraflarını çekin esnaf size hep saygı ile davranacakdır herşeyi fotoğraflayın sonra ülkemiz ile mesela yola çıkdığınız bodrum ilçesi kıyaslayın kos adasında çoğunluğun kuzey avrupalı turist olduğunu göreceksiniz sonra aramızdaki farkları fotoğraflardan ve fişlerden keşfedin.Sonra karar verin hangi taraf daha pahalı olmalı yani bir yanlışlık var ve bu yanlışlığı toplumumuz yapıyor.

    YanıtlaSil
  31. Hocam enflasyon muhasebesi uygulaması,şirketlerin pd/dd sini nasıl etkiler?

    YanıtlaSil
  32. Muhterem üstat , sanırım kısmen de olsa serbest piyasa ekonomisi sistemindeyiz , sizden ricam çok sık dile getirilen "fahiş fiyat" söyleminin iktisat biliminde tanımı mümkün ise , lütfedip bir kaç satır ile bizleri bilgilendirmeniz. Saygılarımla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi