Çin Ekonomisi Sıkıntıda

Son çeyrek yüzyıla damgasını vuran ekonomi olan Çin, Pandemiyle birlikte sıkıntıya girdi. Ekonomik aktivitede ivme kaybı başladı. Bu gelişme Çin’in alışılmış yüksek büyüme hızının düşmesine yol açtı. Aşağıdaki grafik (%) bu durumu sergiliyor (kaynak: www.tradingeconomics.com bundan sonraki grafikler için kaynak belirtilmediği sürece bu kaynağa atıf yapılıyor demektir):

Ekonomik performanstaki düşüş Çin’in alışılmış düşük işsizlik oranlarının da yavaş yavaş yükselmesine yol açtı. Bu durumu aşağıdaki grafikten izleyebiliriz (%):

Devlet, ekonomik performanstaki düşüşü bir ölçüde olsun önleyebilmek için alt yapı yatırımlarına ve tüketim harcamalarına destek olacak faaliyetlerini artırdığı için kamu bütçesi açıkları artmaya başladı. Grafik bu durumu ortaya koyuyor (GSYH'nin yüzdesi olarak):

Kamu bütçesinde giderek artan açıklar Çin’de kamu kesiminin borçlanmasının da artmasına yol açmış bulunuyor. Grafik bu artışı gösteriyor (GSYH'nin yüzdesi olarak): 

Bütçe açıklarında ortaya çıkan artışlar, normal koşullarda enflasyonda hızlı yükselişe yol açar. Buna karşılık Çin’de enflasyon yükselme eğilimine girmiyor. Aşağıdaki grafik bu durumu sergiliyor (%):

Enflasyonun artmamasının iki nedeni var: İlki yukarıda değindiğimiz ekonomideki durgunluk ikincisi de Çin’in cari fazla vermeye devam etmesi. Çin, bu durgunluktan çıkabilmek için enflasyonun düşüklüğünden de yararlanarak peş peşe faiz indirimi yapıyor. Grafik bu durumu gösteriyor (%): 

Merkez bankaları ikiye ayrılmış görünüyor: Enflasyon endişesi düşük, büyüme endişesi yüksek olan ülkelerin (ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere) merkez bankaları faizi düşürüyor buna karşılık enflasyon endişesi yüksek ekonomilerde (Rusya ve Brezilya) merkez bankaları faizi yükseltiyor. Enflasyonu yüksek aynı zamanda büyüme endişesi de olan ekonomilerde ise (Türkiye ve Arjantin) merkez bankaları faize dokunmuyor.

Çin Merkez Bankası PboC, ekonomideki durgunluğun büyümesi endişesiyle ilk grupta yer alan merkez bankaları gibi faizi düşürmeye devam ediyor. 


Yorumlar

  1. Sağolun Hocam. Bu tür yazılarınızla da dünyada neler oluyor onlarıda görmüş oluyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mahfi hocam ekim ayında faiz indirimi bekliyormusunuz?

      Sil
  2. Sağolun Hocam. Çin iÇin iÇin kaynıyor gibi. Sıcaklık bize nasıl etki eder? ederse zaten olmayan bir ekonomi modeliyle ne olur bilemedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin’deki sosyal ve ekonomik gerilimler, toplumsal huzursuzluğu artırabilir ve bu da protestolara yol açabilir. Ekonomik büyüme modeli, iç talepteki azalma nedeniyle olumsuz etkilenebilir, bu da küresel tedarik zincirlerinde aksamalar yaratabilir. Sosyal huzursuzluk, yabancı yatırımcıların güvenini sarsarak doğrudan yabancı yatırımlarda düşüşe neden olabilir. Hükümetin, mevcut modeli sürdürebilmek için reform yapması gerekebilir ve bu da yeni stratejilerin geliştirilmesini zorunlu kılabilir. Sonuç olarak, Çin’deki bu gerilimler, hem iç dinamikleri hem de küresel ekonomiyi etkileyen önemli sonuçlar doğurabilir.

      Sil
  3. Çin , ABD, AB'deki durgunluk muhakkak ülkemizi etkiliyor. 9 Eylül tarihinden beri yollarda gözle görülür şekilde her türlü trafik gittikçe azalmakta , küçük esnaflarda da işler azalmakta . Bunlar durgunluğun ayak sesleri . Umarım yanlış düşünüyorum. Birde elektrik , akaryakıt ve doğalgaz tüketimine bakmak gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de, Çin, ABD ve AB’deki durgunluk, Türkiye gibi ülkeleri çeşitli şekillerde etkileyebilir. Küresel ticaretin azalması, Türkiye’nin ihracatını ve dolayısıyla büyüme beklentilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Gözlemlenen trafik ve küçük esnaflardaki işlerin azalması, iç talepteki düşüşü işaret ediyor olabilir ve bu da ekonomik durgunluğun ayak sesleri olarak yorumlanabilir.Ayrıca, elektrik, akaryakıt ve doğalgaz tüketimindeki değişimler de önemli bir gösterge; bu tür enerji tüketimindeki azalma, ekonomik aktivitedeki durgunluğun bir işareti olabilir. Tüketim verilerini ve ekonomik göstergeleri dikkatle izlemek, gelecekteki ekonomik gelişmeleri anlamak açısından kritik öneme sahip. Umarım, bu kaygılarınız yersiz çıkar ve ekonomide bir toparlanma süreci başlar.

      Sil
  4. Ahmet Yıldırım25 Eylül 2024 10:41

    Çok net bir yazı olmuş hocam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Yıldırım26 Eylül 2024 14:21

      Hocam uzun süre Türkiye'nin önemli kuluplerinde futbol oynadım, ancak yatırımlarımızı profesyonelce değerlendirme şansımız olmadı.Bizim gibi dünyada ne olup bittiğini anlamaya çalışan ,ancak bu konularda bilgisi sınırlı insanlara neler tavsiye edersiniz?

      Sil
  5. Hocam,Şimşek: gelecek yıl enflasyonun yüzde 20'nin altına düşeceği açıklamasını nasıl değerlendirisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimşek in beklentisi doğru neticede herkesin enflasyonuda farklı,tedarik kaynakları çeşitli olmasıda enflasyonu düşük hissettirecektir.

      Sil
    2. Mutfakta TÜİK var.
      Yiyeceğimizi sanıyorlar.

      Sil
    3. Şimşek'in enflasyonun gelecek yıl yüzde 20'nin altına düşeceği yönündeki açıklaması, ekonomideki genel beklentileri ve politikaları etkileme potansiyeline sahip. Bu tür bir tahmin, hem piyasalara hem de kamuoyuna güven vermek açısından önemlidir, ancak birkaç faktörü göz önünde bulundurmak gerekir.

      Sil
  6. Çin hangi aksiyonları alırsa bir sonraki yüzyıl çeyreğini bir önceki gibi, ya da daha performanslı geçirebilir?
    Yazı için teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'den ziyade karşı tarafın nasıl aksiyonlar alacağı önemli.

      Sil
    2. Çin'in bir sonraki yüzyıl çeyreğinde başarılı olabilmesi için yenilikçilik ve teknolojiye yatırım yapması, eğitim sistemini güçlendirerek genç nüfusunu geliştirmesi, iç talebi artırmak için sosyal güvenliği güçlendirmesi, Belt and Road Initiative gibi dış ticaret stratejilerini etkin kullanması, çevresel sürdürülebilirlik odaklı politikalar benimsemesi ve dijital ekonomi ile finansal teknolojilere yatırım yapması gerekiyor. Bu stratejilerle, hem iç pazarını güçlendirebilir hem de küresel ekonomik arenada rekabet gücünü artırabilir.

      Sil
    3. Sn Adsız 1626
      Çinin de genç nüfusu kalmadı artık, yaşlandılar. O jenerasyon Çin i yukarı taşıdı, yavaş yavaş iş gücünden çıkıyorlar, yerlerini dolduran olmuyor. Emeklilik sistemini besleyecek nüfus azalıyor.

      Sil
    4. Adsız26 Eylül 2024 21:41
      Yaşlanan nüfusun etkileri elbette dikkate alınmalı. Ancak genç nüfusun gelişimi ve eğitim sisteminin güçlendirilmesi, uzun vadede bu sorunu aşmanın anahtarı olabilir. Yenilikçilik ve teknolojiye yapılan yatırımlar, gençlerin istihdam edilmesine ve ülkenin rekabet gücünün artmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca, sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi, iç talebin artırılması ve daha sağlıklı bir ekonomik yapı oluşturulması açısından kritik. Demografik sorunları aşmak için kapsamlı politikalar geliştirilmesi şart; bu noktada, göç ve aile politikaları da önemli bir rol oynayabilir

      Sil
  7. Yazı kısa ve öz korelasyon perspektifi ortaya koyuyor. Yani çok şey anlatıyor.

    YanıtlaSil
  8. üretim varsa, tüketimde vardır.çin bu konuda açık bir strateji sunuyor.

    YanıtlaSil
  9. SAYIN HOCAM FAİZE DOKUNMAK İÇİN ENFLASYONUN DÜŞMESİ LAZIM.SİZ ENFLASYONDA NASIL BİR İYİLEŞME GÖRDÜNÜZ ANLAMADIM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon % 72'den % 52'ye geldiğinde iyileşme görmemem mi lazım?

      Sil
    2. Enag yıllık enflasyon %90 şu an. Eylül enflasyonu da %80’in aşağısına inmez.

      Sil
  10. Çinin dünyada 5 trilyon dolar değerinde tahvili var.türkiye ile nasıl mukayese ediyorsunuz HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının hangi bölümünde Çin ile Türkiye'yi mukayese ettiğimi söylerseniz size yardımcı olmaya çalışırım.

      Sil
    2. Turkiyeden beklentisi var arkadasim o yüzden sanirim😊

      Sil
    3. Çin’in 5 trilyon dolar değerinde tahvil bulundurması, ülkenin ekonomik büyüklüğünü ve uluslararası finansal sistemdeki rolünü gösteriyor. Bu durum, Çin’in borçlanma kapasitesini ve yatırımcılar nezdindeki güvenini artırırken, aynı zamanda küresel ekonomik dinamiklerde de önemli bir yer tutuyor.

      Sil
  11. ESKİDEN AMERİKADAN GELEN VERİLER DÜNYA PİYASASINI ETKILERDI.PANDEMİDEN SONRA ÇİNDEN GELEN VERİLER DÜNYA PİYASASINI ETKILIYOR.ÇÜNKÜ DEVAMLI ÜRETIYORLAR.ALICI KIM.TÜM DÜNYA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeye karşın ABD'den gelen veriler hala daha etkili.

      Sil
  12. son üç yılda, çin ve türkiye merkez bankaları en çok altın ithal eden iki ülke.bu benzerlik tesadüfmü HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin bilerek ve isteyerek dolar rezervini altına çeviriyor. Türkiye'ninki o kadar bilinçli değil.

      Sil
    2. Çin ve Türkiye’nin son üç yılda en çok altın ithal eden ülkeler arasında yer alması, bazı önemli ekonomik ve stratejik dinamiklerin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu benzerlik, tesadüf değil; birkaç faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor

      Sil
  13. SAYIN HOCAM, UCUZ PARA İLE PAHALI ÜRÜN ALMA, DÖNEMİNE NE ZAMAN GİRERİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyimsersiniz Hocam. rüyada bile zor. belli kesim hariç tabi.

      Sil
  14. HOCAM ENFLASYON oranları inandırıcı gelmiyorsa,büyüme oranları da inandırıcı değildir.ücretler aynı oranda artmıyor çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence burada göz ardı edilen konu Türkiye deki kara para.

      Sil
    2. Kesinlikle, enflasyon oranlarının inandırıcı gelmemesi, büyüme oranlarının da güvenilirliğini sorgulatabilir. Eğer enflasyon verileri gerçeği yansıtmıyorsa, bu durum, büyüme oranlarının da manipüle edildiği veya abartıldığı algısını yaratabilir. Ayrıca, ücretlerin enflasyona paralel olarak artmaması, bireylerin yaşam standartlarını olumsuz etkileyerek, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini sorgulatır.Gerçekçi ekonomik göstergeler, toplumun genel refahını yansıtmalı; aksi takdirde, halkın güveni sarsılır ve bu durum ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyebilir. Sonuç olarak, hem enflasyon hem de büyüme oranları, güvenilir veriler ve şeffaf politikalarla desteklenmediği sürece, ekonomik istikrarı tehlikeye atabilir.

      Sil
  15. Hocam Merhaba,

    Büyüme endişesinden kastınız nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyümenin düşmesi ve küçülmeye dönüşmesi.

      Sil
    2. Ben de büyümekten endişe etmek diye anlamıştım. Kusura bakmayın hocam saçma bir soru olmuş.

      Sil
  16. Çin de, teknoloji, bilişim, endüstri 5.0 ve yenilenebilir enerji alanında yapmış olduğu ve hali hazırda devam ettiği yatırımlar ile de gelecek ile ilgili analiz geliştirilebilir. Teknolojide bu üretim kapasitesi ve fiyat üstünlüğü ile göz ardı edilemez avantajları sahip köklü bir imparatorluk söz konusu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'de borçların GSYH'ye oranı % 300. Bu borçların çoğu devletin denetimindeki bankalardan alınmış borçlar. Yaratıcılık, teknoloji falan çok ileri ama bu borçluluk da inanılmaz bir düzeyde.

      Sil
    2. Hangi borçluluk Hocam?
      Hane halkı mı?
      Şirketler mi?

      Sizin grafiğinizde kamu borcunun gsyh ya oranı % 85’lerde görünüyor.
      Toplam borç rakamını ve dağılımını paylaşabilir misiniz acaba?
      Saygılarımla.

      Sil
    3. https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/kuresel-borclar-2021de-cinin-etkisiyle-303-trilyon-dolarlik-rekor-seviyeye-ulasti/2511577

      Sil
    4. Günaydın Hocam
      Soruda öğrenmek istediğim Çin özelindeki borçluluğun dağılımıydı.Sizin vermiş olduğunuz link bundan bahsetmiyor.Yine de faydalı oldu ama güncel değil,2021 verisi.
      Ben mi kendimi ifade edemedim acaba?

      Sil
    5. Adsız26 Eylül 2024 10:05 Çok iyi ifade ettiğin söylenemez. Ayrıca basit bir google araştırması yerine hocayı darlaman da cabası.Yine de cevap vereyim;
      2023 itibariyle kamu borcunun GSYH'ye oranı %83. Toplam borcun (kamu+özel) GSYH'ye oranı ise %287.8.
      https://asia.nikkei.com/Spotlight/Caixin/China-s-debt-to-GDP-ratio-climbs-to-record-287.8-in-2023
      https://www.statista.com/statistics/270329/national-debt-of-china-in-relation-to-gross-domestic-product-gdp/

      Sil
  17. Hocam elinize sağlık. Zeki Müren’in şarkısı aklıma geldi. Sorma ne haldeyim sorma kederdeyim sorma yangınlardayım. İşin özeti olmuş. Fatih Demirtaş

    YanıtlaSil
  18. Çin halkinin hukumetine guveni yok artik ulkemizde oldugu gibi. Bombos sehirler insa edip dusuk faizli kredilerle halka sattilar. Çin halki tasarruflarini devasa sirketlere aktardi fakat aldiklari konutlarin degerinin 0 yaziyla sifir oldugunu anlayinca guvenleri kalmadi. Cunku hic bir ekonomik katmadegeri olmayan talep edilmeyen ve pahali konutlar bunlar. Tianducheng sehri ornegin. Çin halki bu kazigi yedigi icin tasarruflarini altin gibi kiymetli madenlere kaydirdi. Ulkemizdede durum benzer. Hukumetine guvenmeyen halk parasini yastik altina cekiyor. Ama hukumet hala altin ithalatina yasakla ve kredi kartina taksitle ugrasiyor. Guven yoksa ticaret yok buyume yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet büyüme uğruna gayrimenkul işine daldılar ve inanılmaz bir borç birikti. GSYH'nin üç katı borç var.

      Sil
    2. Benzer bir durum Türkiye’de de yaşanıyor; halk, hükümete olan güvensizlik nedeniyle tasarruflarını güvenli limanlara, örneğin altına kaydırıyor. Hükümetin altın ithalatına sınırlamalar getirmesi ve kredi kartı ile ilgili önlemler alması, güven ortamını daha da zayıflatıyor. Güven olmadığında ticaretin ve ekonomik büyümenin sağlıklı bir şekilde gelişmesi zorlaşıyor.

      Sil
  19. pandemiden sonraki tüketim iştahı azaldığı içinmi böyle oluyor SAYIN HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onun da etkisi var ama asıl olarak borç limitlerinin sonuna gelmiş hane halkları.

      Sil
    2. Pandemi sonrası ekonomik belirsizlik ve artan yaşam maliyetleri, tüketici güvenini zayıflattı ve harcama iştahını azalttı. İnsanlar, daha temkinli bir yaklaşım benimseyerek tasarrufa yöneliyor. Bu durum, ekonomik büyümeyi ve ticareti olumsuz yönde etkiliyor.

      Sil
  20. SAYIN HOCAM DÜNYA EKONOMİSİ, YENİ BİR COĞRAFYAYI İŞARET EDİYOR DA, BİZ Mİ GÖREMİYORUZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de dünya ekonomisinde yeni dinamikler ve coğrafyalar öne çıkıyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesi, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgeler, ekonomik büyüme potansiyeli ve genç nüfuslarıyla dikkat çekiyor. Küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesi, teknolojik gelişmeler ve yeşil enerji dönüşümü gibi faktörler, bu yeni coğrafyaların önemini artırıyor. Ancak, mevcut politikalar ve stratejilerle bu değişimleri yeterince kavrayamamak, ülkelerin fırsatları değerlendirmesini zorlaştırabiliyor.

      Sil
  21. sanki çin, donald trumpın seçimi kazanması ihtimaline karşı, bu önlemleri aldı gibi geldi bana hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu açıdan bakıldığında, Çin’in aldığı önlemlerin arkasında çeşitli politik ve ekonomik hesaplamaların olabileceği düşünülebilir. Donald Trump’ın yönetimi, ticaret savaşları ve korumacı politikalarıyla biliniyordu; bu da Çin’in dış ilişkilerini ve ticaret dinamiklerini etkiledi. Çin, bu tür olası senaryoları göz önünde bulundurarak, ekonomik istikrarı sağlamak ve iç talebi artırmak için önlemler almış olabilir. Ayrıca, küresel belirsizlikler ve dışsal tehditler karşısında dayanıklılığını artırmayı hedefliyor olabilir. Yani, iç politikalar ve dış politikalar arasındaki etkileşim, bu tür stratejilerin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor.

      Sil
  22. Murat Bozdoğan25 Eylül 2024 13:55

    Dünyada ekonomisi sıkıntılı olmayan ülke yok sanki. Bir ülkenin ekonomisi büyümüyorsa ama aynı zamanda nüfus artışı da yoksa ille de büyüyeceğim diye tutturmanın bir alemi yok. Hatta nüfus artmayıp azalıyorsa daha iyiye gidiş söz konusu. Nüfus artışı ile gelen büyümeyi de büyümeden saymamak lazım. Hocam siz de artık ekonomiye bir derinlik katıp böyle ince mevzuları mı işleseniz. Benimkisi naçizane bir tavsiye tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla biz hala o kadar kaba işlerle uğraşan bir ekonomiyiz ki ince işlere girmeye sıra gelmiyor.

      Sil
    2. Murat Bozdoğan26 Eylül 2024 15:59

      İnce iş sizden sorulur hocam

      Sil
  23. Demir, çinko,kalay, bakır,alüminyum yükselişe geçtiğine göre silah satışının yerini yavaş yavaş imar yenilemeye bırakıyor gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, metal fiyatlarındaki artış, çeşitli sektörlerde değişikliklere işaret ediyor. Özellikle demir, çinko, kalay, bakır ve alüminyum gibi temel metaller, inşaat ve imar yenileme projelerinde kritik öneme sahip. Bu durum, silah satışlarının artışı yerine inşaat ve altyapı yatırımlarının öne çıktığını gösteriyor olabilir.

      Nedenleri ve Etkileri:
      Altyapı Yatırımları: Hükümetlerin altyapı projelerine yönelmesi, özellikle pandemi sonrası toparlanma çabalarıyla birlikte, metal talebini artırdı.

      Yeşil Enerji Dönüşümü: Yenilenebilir enerji projeleri (örneğin, rüzgar ve güneş enerjisi) için gerekli olan metallerin talebi artıyor. Bu da inşaat ve enerji sektöründe yenilikçi projeleri teşvik ediyor.

      Kentsel Dönüşüm: Özellikle büyük şehirlerde kentsel dönüşüm projeleri, eski binaların yenilenmesi ve yeni konutların inşası ile metal talebini artırıyor.

      Silah Sanayisi ve Askeri Harcamalar: Ancak, silah satışları hala önemli bir pazar; dolayısıyla, bu alanın tamamen gerilemesi beklenmeyebilir. Ancak dikkatler, daha sürdürülebilir ve sosyal yarar sağlayan yatırımlara kayıyor.

      Sil
  24. yılsonu asgari ücret, MEMUR maaşı,EMEKLİ maaşını belirlemeden, FAİZİ indirmek yanlış değilmi HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna biz ne desek boş. Siyasal iktidar büyümedeki düşüş ve işsizlikteki artışa göre karar verecek.

      Sil
  25. altınla ilgili bir şeyler söylemek istermisiniz sayınHOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyada o kadar çok belirsizlik var ki altının yükselmesi normal.

      Sil
    2. Altın, ekonomik belirsizlik dönemlerinde "güvenli liman" olarak görülür ve yatırımcılar için önemli bir değer saklama aracı olarak kabul edilir. Uzun vadede enflasyona karşı koruma sağlar ve birçok insanın tasarruflarının bir parçasıdır. Altın fiyatları, arz ve talep dengesinin yanı sıra döviz kurları ve faiz oranları gibi faktörlerden etkilenir. Ayrıca, portföy çeşitlendirmesi açısından önemli bir araçtır; hisse senetleri ve tahvillerle birlikte bulundurulması riskleri azaltabilir. Elektronik ve tıp gibi endüstriyel kullanımları da, altına olan talebi artıran bir diğer faktördür.

      Sil
  26. Hocam Çin ekonomisinde de Japonyalaşma tehlikesi var mı? Japon ekonomisi de 90'lı yılların ortalarına kadar çok hızlı büyüdü ama son 30 yıldır büyümüyor , yerinde sayıyor.(Lost Decades). Hızlı büyüyen Asya ekonomilerinin genel bir kısır döngüsü olabilir mi bu durum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl tehlike Alman ekonomisinde.

      Sil
    2. Çin ekonomisi için Japonya'nın yaşadığı "kayıp on yıllar" durumunun bir benzeri yaşanma riski olduğu konusu, birçok ekonomist tarafından tartışılıyor. Japonya, 1980'lerin sonlarında büyük bir ekonomik patlama yaşadıktan sonra, 1990'ların başında bir balonun patlamasıyla duraklama dönemine girmişti. Bu süreçte, varlık fiyatlarının düşmesi, borç yükü ve demografik sorunlar gibi faktörler Japon ekonomisinin büyümesini kısıtladı.

      Çin, hızlı bir büyüme döneminin ardından benzer bir yavaşlama sürecine girebilir mi? Bu durum, birkaç faktöre bağlı:

      Demografik Değişiklikler: Çin, yaşlanan bir nüfusa sahip. Bu durum, iş gücü piyasasında daralma ve tüketim azalması gibi sorunlara yol açabilir.

      Borç Sorunları: Çin’deki yüksek borç seviyeleri, özellikle yerel yönetimlerin ve özel sektörün borçları, ekonomik istikrarı tehdit edebilir.

      Yenilikçilik ve Verimlilik: Japonya, 90'ların başında teknoloji alanında önde olmasına rağmen, yenilikçi kalmakta zorlandı. Çin de bu noktada benzer zorluklarla karşılaşabilir.

      Dışa Bağımlılık: Çin, küresel ekonomik koşullara oldukça bağımlı. Ticaret savaşları veya diğer dışsal şoklar, büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

      Küresel Rekabet: Hızla gelişen diğer Asya ekonomileri, Çin'in ekonomik modelini tehdit edebilir. Bu da, Çin’in büyüme stratejisini sorgulamasına neden olabilir.

      Sonuç olarak, Çin'in "Japonya'laşma" riski var, ancak bu süreçteki dinamikler ve Çin’in mevcut durumu, Japonya'nın yaşadığı döneme kıyasla farklılık gösterebilir. Gelecekteki büyüme stratejileri, bu riski minimize etmede önemli bir rol oynayacak.

      Sil
  27. Hocam çin ekonomisinin büyüme tabani özellikle son 10 yilda sanayi den çok inşaat ve emlak alanina kaymisti. Dolayisiyla bu da büyüme ivmesinde dalgalanmaya ve semaye dagilim mobilizasyonunda carpiklasmaya neden oldu kanaatimce. Bir de sin dönemde ozellikle pandemi dönemi ve sonrası kuresel sermayenin de bazi yatirimlarini çekmesi yada devam ettirmemesi büyümesini asagiya cekti. Ucuz konut kredisi patlaması emlak balonlari yaratti sanırım. Ki benzerini abd ekonomisi de 1998 2008 arasi yaşamış ve sonrası malum abd merkezli mortgage ve buna dayali domino etkileriyle kuresel finans krizi meydana gelmisti.

    YanıtlaSil
  28. Hocam yazınız için öncelikle teşekkür ederim. Hocam, 2008 öncesi abd deki mortgage piyasasina dis dünyadan da yoğun finansal sermaye akimlari olmuştu. Oyle ki abd de mortgage balonu oluşmuş ve bu balon patlayinca da basta avrupadaki bankacilik sektörü olmak üzere birçok ekonomide buna bağlı ciddi sermeye erimeleri yaşanmıştı. Mesela kita avrupası bankalardaki zararlar nedeniyle kamu borç cevirmesinde ciddi sikintilar yasadi ve kamu borç krizi yaşadi. Izlanda iflas etti. Hocam 2008 sonrasi baslatilan yeni finansal genlesme ile sanki abd kendi disina doğru yoğun finansal genlesme ile dis borsalarda ve piyasalarda ciddi balonlar oluşturdu gibi geliyor bana. Kısacası 2008 oncesinin tersine sanki bu defa dis dunyadan abd ye doğru olmaktan cok abd den dis dünyaya dogru asiri finansal genlesme yasandi ve bu yolla kriz ihraç etti. Ben naçizane yeni finansal krizin abd merkezli degil de çin japonya ya da türkiye gibi baska ulkelerden baslayarak buyuk domino etkileriyle abd ye geleceği kanaatindeyim. Ne dersiniz hocam. Boyke bir ihtimal güçlü müdür. Saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dostum çinde 2030 da tamamlanmis olacak toplam 70+ nukleer santral var.almanya komur santrallerinde komur yakmaya devam etsin. Bakalim kriz nerede olacak😊

      Sil
  29. Büyüme için düşük faiz gerekiyor ama faizi düşürünce enflasyon artıyor bu sefer faiz artıyor şirketler batıyor. Türkiye için bu şekilde vaziyet. Çözüm yolu ne o zaman? Ekonomik büyüme uğruna enflasyonu patlatmaları mı gerekiyor ülkelerin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Çözüm yolu insanların gelecek beklentilerini olumlu hale getirecek adımlar atmak. Yani yapısal reformlara girişmek. 2001 sonrasında hem enflasyonu düşürmek hem de büyümeyi sağlamak bu yolla mümkün olmuştu.

      Sil
    2. Ekonomik büyüme ve enflasyon arasındaki denge, birçok ülke için karmaşık bir sorun. Türkiye’nin mevcut durumu, düşük faiz oranlarının enflasyonu artırması ve bunun sonucunda faiz artışlarının gündeme gelmesiyle ilişkili. Bu durum, yatırım ortamını olumsuz etkileyebilir ve şirketlerin finansal sağlığını tehlikeye atabilir.

      Çözüm Yolları
      Yapısal Reformlar: Ekonomik büyümeyi destekleyecek yapısal reformlar, verimliliği artırabilir. Eğitim, teknoloji, altyapı ve işgücü piyasası reformları gibi alanlarda atılacak adımlar, uzun vadede büyümeyi destekleyebilir.

      Mali Disiplin: Kamu harcamalarını kontrol altında tutmak ve bütçe açığını azaltmak, enflasyonu düşürmeye yardımcı olabilir. Böylece, daha sürdürülebilir bir mali yapı oluşturulur.

      Döviz Kurları ve İthalat: İthalata bağımlılığı azaltmak, yerli üretimi teşvik etmek, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı dayanıklılığı artırabilir. Bu da enflasyon üzerindeki baskıyı azaltabilir.

      Finansal İstikrar: Banka sisteminin sağlamlığını artırmak ve kredi verme süreçlerini iyileştirmek, şirketlerin daha kolay finansman bulmasını sağlayabilir. Böylece, iflas riski azalır.

      Merkez Bankası Politika Araçları: Merkez bankalarının bağımsızlığını artırmak, daha etkili para politikaları uygulanmasına olanak tanır. Faiz oranları ve diğer para politikası araçları, enflasyonu kontrol altında tutarken büyümeyi destekleyecek şekilde ayarlanabilir.

      Yatırım İklimi: Yabancı ve yerli yatırımcılar için güvenli bir yatırım ortamı oluşturmak, doğrudan yabancı yatırımları artırabilir. Bu da büyümeyi desteklerken istihdam yaratır.

      Sonuç
      Enflasyonu kontrol etmek, ekonomik büyüme ile sürdürülebilir bir denge kurmak için kritik. Ülkelerin, bu dengeyi sağlamak adına kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli stratejilere yönelmesi önemli. Ekonomik büyüme uğruna enflasyonu patlatmak, genellikle daha büyük sorunlara yol açabilir; bu nedenle, dengeleyici politikalar ve yapısal reformlar öncelikli olmalıdır.

      Sil
  30. Çinko karbon bir Türk genci25 Eylül 2024 16:14

    Hocam konudan bağımsız olarak sizin tüm kitaplarınızı okudum sayılır ve iyi bir KİT kurumunda uzman yardımcısı olarak size, çalışma arkadaşlarınıza ve eski Türkiye'nin kurum kalitesine bakınca ayrıca mevcut durumla kıyaslayınca kendimi gerçekten fason ve kötü bir Brezilya dizisinde yan oyuncu gibi hissediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de o eski Türkiye'de görev yapmış olan bizim durumumuzun fecaatini düşünün.

      Sil
    2. Seçebilecek olsanız şu an mı kariyerinize başlamak isterdiniz yoksa 70ler mi hocam

      Sil
    3. Şu an bir kariyere başlanacak ortam olmadığına göre...

      Sil
    4. Anladım, bu hislerle başa çıkmak zor olabilir. Çalıştığınız kurumda kendinizi yetersiz hissetmeniz, bazen çevresel faktörlerden veya kişisel beklentilerden kaynaklanabiliyor. Ancak, herkesin kendi deneyimi ve katkısı var; sizin de önemli bir rolünüz olduğunu unutmayın. Gelişmek ve öğrenmek için fırsatlar her zaman mevcut. Eğer isterseniz, bu duygularla nasıl başa çıkabileceğiniz ya da kariyerinizi nasıl geliştirebileceğiniz hakkında konuşabiliriz.

      Sil
  31. Çin, Amerika faiz düşürdüğü için faiz düşürüyor. Kendi ülkesi ile Amerika arasındaki parasal, ticari denge için

    YanıtlaSil
  32. Türk Eximbank'ın sigorta ödemeleri neyi ifade ediyor? Sigorta ödemelerindeki artışdan neyi anlamamız gerekir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eximbank, ihracat alacak sigortası yapıyor. Yani ihracatçıların yaptıkları ihracatın karşılığı olan alacaklarını alamaması halinde bu bedeli ihracatçıya sigorta ödüyor. İhracat alacak sigortası ticari ve siyasi risklere karşı yapılıyor. Bu kalemde artış olması demek ihracatçıların alacaklarını almakta daha fazla zorlanması demektir. Ayrıntılarına bakmak lazım nereden kaynaklanıyor diye.

      Sil
  33. Hocam merhabalar yılsonuna kadar kurda çok ciddi bir artış öngörüyormusunuz ? Devalüasyon benzeri .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz düşürülmediği sürece öngörmüyorum.

      Sil
  34. Teşekkürler paylaşımınız için;
    Çin hükümetinin teşvik paketleri, piyasaya daha fazla yuan sunarak ekonomik aktiviteyi canlandırmayı hedefler. Bu durum, hem tüketiciler (hane halkı) hem de firmalar için borçlanma maliyetlerini düşürür. Hane halkı, düşük maliyetli kredi imkanlarından faydalanarak değerli madenler gibi varlıklara yatırım yaparken, firmalar ise hammadde ve emtia stoklayarak üretimlerini güvence altına alır.

    Firmaların artan talebini karşılayabilmek ve döviz riskine karşı korunmak amacıyla, Çin’in dolar rezervlerini altın ve endüstriyel metallere çevirmesi beklenir. Bu dönüşüm, iç piyasada likiditeyi artırırken, uzun vadede döviz kaynaklı baskıların azalmasını sağlar.

    Bu durumda, yükseliş trendindeki değerli metallere beklenildiği kadar sert bir düzeltme gelmeyebilir ve endüstriyel metaller de beklenen seviyelere düşmeyebilir. Teşvikler ve artan talep, bu varlıkların fiyatlarının daha dirençli olmasına yol açabilir.

    YanıtlaSil
  35. Japonya'nın eski başbakanı Shinzo Abe döneminde, 2012'de, Japonya'da, uzun yıllar süren deflasyon ve ekonomik durgunlukla mücadele etmek için faiz oranları oldukça düşük seviyelere indirilmiş, mali teşvikler ve para politikasının gevşetilmesi gibi yöntemlerle enflasyonu hedeflenen seviyeye çıkarmaya çalışmış olsa da kalıcı bir büyüme sağlanamamıştı. Tüketici güveni ve harcamalarındaki yavaşlık, talep eksikliği gibi faktörler, Japon ekonomisinin bu sıkıntılı dönemden kurtulmasına engel olmuştu.
    Ayrıca, bugün de Japonya'da yaşlanan nüfus da ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya devam ediyor ki bu da Çin için geçerli sanırım.

    Sizce Çin Japonya'nın başaramadığını başarabilecek mi? Başaramazsa neden?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşlanan nüfusun tüketim harcamalarında düşüş olması normaldir. Japonya bunu yaşıyor. Çin'in sorunu farklı. Ama ileride benzer sorunları yaşayacak. Uzak doğulular kültür olarak tasarrufa eğilimliler. Yaşlanmayla birlikte tüketim harcamalarının düşmesi tasarrufların daha da artmasına ve ekonominin tüketim kaynaklı büyüme ivmesini kaybetmesine yol açıyor.

      Sil
    2. Çin’in, Japonya’nın başaramadığı ekonomik büyümeyi sürdürebilme potansiyeli var, ancak bu, birçok faktöre bağlı. İşte bazı önemli noktalar:

      1. Demografik Faktörler
      Yaşlanan Nüfus: Japonya, yaşlanan nüfusu nedeniyle iş gücü sıkıntısı yaşarken, Çin de benzer bir duruma doğru ilerliyor. Ancak Çin, henüz Japonya kadar ileri bir yaşlanma sürecine girmedi. Çin, nüfus politikalarını ve göçmen iş gücü stratejilerini kullanarak bu sorunu daha etkili bir şekilde yönetebilir.
      2. İnovasyon ve Teknoloji
      Yenilikçilik: Japonya, teknolojik alanda önde olsa da yenilikçiliği sürdüremedi. Çin ise son yıllarda teknoloji ve inovasyona ciddi yatırımlar yaparak bu alanda ilerleme kaydediyor. Eğer bu trend devam ederse, Çin, daha sürdürülebilir bir ekonomik büyüme elde edebilir.
      3. İç Talep
      Tüketici Güveni ve Harcama: Japonya'da tüketici güveni ve harcamalarda yavaşlık, büyümeyi engelleyen ana faktörlerden biri oldu. Çin, orta sınıfın genişlemesiyle birlikte iç talebi artırma potansiyeline sahip. Ancak, bu talebi desteklemek için gereken reformlar ve politikalar uygulamaya konulmalı.
      4. Mali ve Para Politikaları
      Politika Esnekliği: Çin, merkezi yönetim sayesinde daha esnek mali ve para politikaları uygulayabiliyor. Bu da kriz anlarında hızlı müdahale etmeyi mümkün kılabiliyor. Ancak, bu esneklik aynı zamanda borçlanma ve balon riski de taşıyor.
      5. Küresel Ekonomik Bağlantılar
      Dışa Bağımlılık: Japonya, dış pazarlarla olan bağımlılığı nedeniyle ekonomik zorluklar yaşadı. Çin’in küresel ticaret üzerindeki etkisi büyük; ancak, dışsal şoklara karşı daha dayanıklı hale gelmesi gerekiyor.
      Sonuç
      Çin, Japonya’nın başaramadığı kalıcı büyümeyi sağlama potansiyeline sahip olsa da bu, demografik değişiklikler, iç talep, inovasyon ve küresel ekonomik dinamikler gibi birçok faktöre bağlı. Eğer bu zorlukların üstesinden gelebilirse, daha sürdürülebilir bir ekonomik model oluşturma şansı olabilir. Ancak, başarısız olursa, Japonya’nın yaşadığı sorunları tekrarlama riski bulunuyor.

      Sil
  36. Çok basit ve açıklayıcı bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık hocam, güçlü ekonomiler, cari fazla veren ülkeler daha fazla kalıcı hasarlar almıyor. Ben toparlarlar düşüncesindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım yalnız burada Çin'in kendi sorunları dışında başta ABD olmak üzere ihracat yaptığı ülkelerin ve bölgelerin kendilerine çıkardığı giderek artan zorluklar da etkili diye düşünüyorum.

      Sil
  37. Sayın Hocam enflasyonu ya arz kaynaklı yada talep kaynaklı olarak biliyoruz. Çin'in 1,5 milyar nüfusu olmasına rağmen talep kaynaklı enflasyonu nasıl yönetebiliyorlar? 1,5 milyar nüfusu varken enflasyon nasıl %1'lerda kalabiliyor ? Sizin sıklıkla üzerinde durduğunuz yapısal reformlar gerçekleşirse Türkiye'de de enflasyon %1'ler seviyesine geriler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü Çin üretim üssü haline geldiği için tasarrufların yatırıma dönüşüm hacmi yüksek olduğu için buna dayalı dis fazla ve yine buna paralel cari fazla verdiği için yüksek enflasyon oluşmuyor.

      Sil
  38. Hocam Çin faiz düşürülmesi yoluyla iktisadi aktivasyonlari artırmak derdinde. Peki hocam japonyanin Bir dönem yaşadığı likidite tuzağı tehlikesini yaşar mı sizce?. Hocam eğer Çin piyasalarında Bir güvensizlik dalgası yaşanırsa elinde likidite tutan piyasa aktörleri bunları kredilestirmek istemeyebilir. Dolayısıyla parasal genleşme istenilen talep artışını getirmeyebilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'in şimdilik Japonya'nın düştüğü tuzağa düşme olasılığı pek görünmüyor ama uzun vadede olabilir.

      Sil
  39. Merhaba, Almanya’nın ekonomisiyle ilgili düşüncelerinizi/yorumunuzu paylaşmanızı rica edebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almanya resesyonda. Nüfus yaşlanıyor giderek Japonya'ya benzemeye başladı.

      Sil
  40. Merhabalar Türkiye’nin önünüzdeki 10 sene içerisinde iflas etme gibi bir riski var mı? Kasadaki paranın tamamen boşalması yani, memur maaşlarını uzun süre ödeyemeyecek seviyeye gelmesi. Olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2024 teki bir kisi 2034 te olacagi kisi den çok daha farkli olacagi için, memursan da can sikma,)

      Sil
  41. Çin'e bişi olmaz hocam, kabak dünyada döner dolaşır yine bizim başımıza patlar.

    Buna bilim adamları nazikçe kelebek etkisi diyorlar, öztürkçesi kabak etkisi.
    Dünyanın en alakasız yerindeki bir ekonomik durumun kabak olarak Türklerin başında patlaması olayı.

    YanıtlaSil
  42. Hocam Türkiye Gazetesinden Cem Küçük sizi anmış bugünkü yazısında. Kulağınız çınladıysa ondandır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç çınlamadı. Siz söylemeseniz haberim olmayacaktı.
      Gülüp geçin, ben öyle yapıyorum. Ciddiye almaya değmez.

      Sil
  43. https://youtu.be/Op2M-jUE2gE?si=oUrhtC_FtP4f1-c1
    Katıldığı televizyon programlarındaki ve youtube daki analizlerini sürekli takip ediyorum.
    Ayakları yere basan analizler ve doğru tahminler yaptığını düşünüyorum.Tanıyor musunuz Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birkaç kez izledim ve beğendim. Yorumlarının altı dolu.

      Sil
  44. Çin ile Türkiye arasında dehşet ticaret dengesizliği var biraz İthalata asılsalar bari ucuz kredilerle nerde ticaret yaptığımız ülke var zor durumda Almanya en fenası gibi

    YanıtlaSil
  45. Hocam sorulmamış ama ben de sorayım, Çin Japonya olur mu?

    YanıtlaSil
  46. Hocam selamlar
    1929 ekonomik buhranın değişiği önümüzdeki yıllarda yaşanacağı yönünde bazı ekonomistlerin beklentileri var
    Küresel piyasalarda üst düzey kriz beklentisi var 3-5 yıllık süreçte bu konudaki düşünceniz nedir?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?