Rüşdü Saraçoğlu'nun Ardından

Akşam geç vakitte Ercan Kumcu’nun mesajı geldi: “Rüşdü’yü kaybettik.” Beynimden vurulmuşa döndüm. Hemen Ercan’ı aradım, haber doğruydu, kalp rahatsızlığı sonucu hayatını kaybetmişti. Gece hiç uyuyamadım, birlikte yaşadığımız sıkıntıları, üzüntüleri, hayal kırıklıklarını, sevinçlerimizi geçirdim zihnimden. Rüşdü Saraçoğlu ve Ercan Kumcu ile birlikte kısa vadeli avans kullanımının gönüllü olarak sonlandırılması, para programının uygulamaya konulması, mali programın siyasetçilerce reddedilmesi, körfez krizinde çekilen sıkıntılar, Merkez Bankası genel kurulları, IMF ile toplantılar, bazen gece geç vakitlere kadar oturup dertleşmelerimiz bir film şeridi gibi akıp geçti zihnimden. Sanki babamızın malı gibi üzerine titrerdik Hazine’nin ve Merkez Bankası’nın. Devletin borçları öylesine önemliydi ve öylesine üzerdi ki bizi kendi mali durumumuzu düşünmeye zamanımız bile olmazdı.

Eski Başbakanlardan Şükrü Saraçoğlu’nun torunu olan Rüşdü Saraçoğlu, benden iki yaş büyüktü. Benden iki yıl önce Ankara Atatürk Lisesini bitirdikten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesinde Ekonomi ve İstatistik Bölümünden mezun oldu. Ardından ABD’de Minnesota Üniversitesinde doktora yaptı. Doktora hocası Nobel ödüllü Thomas Sargent idi. Birlikte rasyonel bekleyişler teorisi açısından portföy dengesini ele aldıkları Journal of Monetary Economics’de yayınlanmış ünlü makaleleri var (Seasonality and Portfolio Balance under Rational Expectations). Doktora sonrasında Minnesota Üniversitesi ve Boston College’de hocalık yaptıktan sonra IMF’ye girdi ve orada ekonomist olarak görev yaptı. Özal’ın Başbakanlığı sırasında Türkiye’ye geldi ve Merkez Bankası’nda Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğünün başına atandı. Bir süre sonra Başkan Yardımcılığına, 1987 yılında da Merkez Bankası Başkanlığına getirildi. Rüşdü Saraçoğlu’nu o sıralarda tanıdım. O zamanlar ben Hazine’de genel müdür yardımcısıydım. Asıl dostluğumuz benim Ekonomi ve Ticaret Müşaviri olarak görev yaptığım ABD’den 1989 yılında dönüşüm sonrasında başladı. O zamanlar Merkez Bankası başkan yardımcısı olan yakın arkadaşım Ercan Kumcu, Rüşdü Saraçoğlu’na benim Hazine’ye müsteşar yardımcısı olarak atanmamın çok iyi olacağını anlatmış, o da Özal’a gidip bunu söylemiş. Görev süremin bitmesine bir yıl kala benim apar topar ABD’den getirilip Hazine’ye önce genel müdür üç ay sonra da müsteşar yardımcısı olarak atanmama yol açmış oldular. Ondan sonraki dönemde Hazine ile Merkez Bankası arasında çok iyi bir işbirliği kuruldu.

Derdimiz aynıydı: Yüksek enflasyon. Siyasetçi bir yandan bol para harcamak bir yandan da enflasyonu düşürmek istiyordu. Tabii böyle bir şey mümkün olmuyordu. Ayrıca Hazine, Merkez Bankası’ndan piyasa faiziyle kıyaslanmayacak kadar düşük bir faiz karşılığında kısa vadeli avans adı altında, ilgili yıl bütçe ödeneklerinin yüzde 15’i kadar para çekiyordu. Rüşdü Saraçoğlu, bir para programı uygulayarak enflasyonu düşürmeyi hedefliyor, bunun önemli koşullarından birisinin Hazine’nin Merkez Bankası’ndan bu şekilde para kullanmasının önlenmesi olduğunu savunuyordu. Ben de bu görüşünü haklı buluyordum. Ne var ki dönemin ortamı bu konuda bir yasal düzenleme yapılmasına uygun değildi. O zaman iş başa düşüyordu. Hazine ve Merkez Bankası yöneticileri oalrak bir protokol hazırladık, bu protokol gereğince Hazine, Merkez Bankası’ndan kısa vadeli avans kullanımından gönüllü olarak vazgeçiyordu. Bu protokol sonrasında Saraçoğlu ve arkadaşları para programını hazırladılar. Bir akşamüstü beni Merkez Bankası’na davet ettiler ve bana para programının ayrıntılarını anlattılar. Oldukça sağlam ve tutarlı bir programdı ama tabii siyasetçinin yapması gerekenler vardı. Maliye politikası bu programla birlikte uygulanmazsa para programı etkili olamazdı. Bunun üzerine biz de Hazine’de kolları sıvadık ve bütçe açıklarını sınırlayıcı mali kuralı da içinde barındıran bir mali program hazırladık. Para programı siyasetçinin onayına ihtiyaç duymadığı için uygulamaya girdi ama siyasetçinin onayına bağlı olan mali program hiçbir zaman siyasetçiler tarafından kabul edilip onaylanmadı ve uygulanamadı. Sonuçta, para programı da desteksiz kaldığı için sınırlı etki yaratabildi. 1992 yılı sonlarına doğru zamanın siyasal yönetimi protokolü uygulamaktan vazgeçip Merkez Bankası’ndan yeniden faizsiz para kullanmaya yönelince ben de tayinimi isteyip yeniden boş bulunan Washington Ekonomi ve Ticaret Baş Müşavirliğine atandım.

Bu blogda 2022 yılında Rüşdü Saraçoğlu’nun Çöpe Giden Yazılar (Siyah Kuğu Yayınları 2021) adlı kitabını yorumlamıştım. Oradaki tespit siyasetçinin, ne kadar teknik olursa olsun bu tür ekonomik programlar üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. “Merkez Bankası Başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlık yapmış olan Rüşdü Saraçoğlu’nun bir dönem yazdığı yazılardan oluşan bu kitap, önemli bir bürokrat ve siyasetçinin gözüyle yakın tarihe bakışının özeti niteliğini taşıyor. İktisatçı olarak yetişmiş ve ekonomi yönetiminde önde gelen bir bürokrat ve siyasetçi olarak görev yapmış olduğu halde Saraçoğlu, bu kitabında, bir iktisatçıdan çok bir siyaset bilimci olarak değerlendirmeler yapıyor. Bu değerlendirmelerden benim çıkardığım sonuçlardan birisi ‘siyasetçinin ikna edilememesi halinde bürokrasinin fazla bir şey yapma şansının olmadığıdır.’ Özellikle 1990’ların sonlarında yaşanan olayların analizinin yapıldığı kitap, Türkiye’nin siyaset açmazlarını ortaya koyuyor ve Türkiye’de bu alanda hiçbir şeyin değişmediğini kanıtlıyor. Yakın tarihimize ışık tutan önemli bir kitap.”

Rüşdü Saraçoğlu ve Ercan Kumcu, Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde, Başbakanla para politikası ve ekonomi yönetimi konusunda çok farklı görüşlere sahip oldukları ve anlaşamadıkları için istifa edip ayrıldılar. Sonraki dönemde birlikte danışmanlık yaptılar, özel sektör kuruluşlarında görev yaptılar. Önce Yeni Yüzyıl Gazetesinde sonra Radikal Gazetesinde köşe yazıları yazdık. Ben hala burada yazıyorum. Rüşdü Saraçoğlu 1995 seçimlerinde İzmir’den milletvekili seçildi, Devlet Bakanlığı görevinde bulundu.

"Çağdaşlaşmanın birinci adımı, toplumun; ‘devletin parası’ denen şeyin aslında kendi parası olduğunu anlaması ve bu konuda bilinçlenmesidir" sözü Rüşdü Saraçoğlu’na aittir. Ne yazık ki toplumun bunu anladığını göremeden aramızdan ayrıldı.  

Yorumlar

  1. Nur içinde yatsın. Ülkesine hizmet eden güzel İnsanlara selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah rahmet eylesin. Ülkemize hizmetlerini unutmamız mümkün değildir. Ailesine ve siz dostlarına başsağlığı diliyorum

      Sil
    2. Allah rahmet eylesin.Türkiye’miz için değerli hizmetleri olan bir devlet adamıydı…

      Sil
    3. Allah rahmet eylesin. Doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen çok değerli bir bürokrattı.

      Sil
  2. Allah rahmet eylesin , ilim sahibi gerçek bir bir bilim insaniydi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mekanı cennet olsun.Sabırlar diliyorum sevenlerine.🙏🏻

      Sil
    2. Mekanı cennet olsun,sevenlerine sabırlar diliyorum.🙏🏻

      Sil
  3. Mustafa Çelik24 Mayıs 2025 10:19

    Memleket için taş üzerine taşıyan herkesten Allah razı olsun. Mekanı cennet olsun.

    YanıtlaSil
  4. Başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
  5. Mustafa Kemal Atatürk: "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır."

    Işıklar içinde huzur bulsun. Dünya aleminde ardında bıraktığı ışık başkalarına da yol göstersin.

    YanıtlaSil
  6. Ruhu şad olsun

    YanıtlaSil
  7. Murat DAĞLIOĞLU24 Mayıs 2025 10:57

    Rüşdü Saraçoğlu’na rahmet, sizlere de baş sağlığı diliyorum!

    YanıtlaSil
  8. Başınız sağ olsun Hocam, merhuma Tanrı’dan rahmet, sevdiklerine ve size sağlıklı ömürler dilerim.

    YanıtlaSil
  9. Çok üzüldüm.Ülkenin önemli bir değerini kaybettik.Işıklarda uyusun.

    YanıtlaSil
  10. Mekanı cennet olsun

    YanıtlaSil
  11. Mustafa DOĞRUSOY24 Mayıs 2025 11:39

    Ülkemiz bir değerini daha yitirdi. Hep iyi anılacak. Mekanı cennet olsun.

    YanıtlaSil
  12. Toplumumuzda Rüşdü Saraçoğlu gibi değerli, karakterli insanlar çok sık yetişmiyor. Toplum olarak sağlığında daha çok imkan tanıyıp, daha fazla faydalanabilirdik. Saygıyla anmalıyız, toplum olarak başımız sağ olsun.

    YanıtlaSil
  13. Sayın hocam yeni bir kitap çalışmanız var mı?

    YanıtlaSil
  14. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Şu bereketli toprakların iyi yetişmiş insanları, gerçek vatan severler. Umarın bir gün siyasette sizin gibileri örnek alanlar güç sahibi olur ki memleket hak ettiği yere gelir.

    YanıtlaSil
  15. Hocam başınız sağ olsun. Büyük bir kayıp.

    YanıtlaSil
  16. Allah rahmet eylesin, kamu açıklarına karşı karakterli bir duruş ortaya koyabilen MB'cılar siyasetin aşırı obezleşen yetkileri ve yanısıra polülizm beklentileri ile seçilmek için her yolu mübah gören anlayışları bir ekskavatör kepçesi gibi MB'sı iradesini tarumar etmeseydi, sınırsız parasal genişlemenin otokontrolü MB'sında bulunmaya devam edebilecek ve böylece aynı diğer ülkelerde olduğu gibi "popülizm" vs "parasal istikrar" mücadelesinde parasal istikrar lehine ümitkar olabilmek her zaman mümkün olabilecekti(bugün benim için değil). Öyle prensip sahibi MB'cılara değil tahammül etmek, şimdilerde apartman yöneticisi bile yapılmayacağına hiç şüphe yok, çünkü popülizm mutlak bir egemenlik zaferi ilan etmiş durumda. Bende ülke menfaatlerini, her türlü koltuk, makam vs beklentisi üzerinde tutan, doğru bildiği yolda asla şaşmamak için gerektiğinde oturduğu koltuktan kalkabilmeyi bir feraset, cesaret ve erdem timsali gibi sergileyebilen ilmi ve karakteri ile tarihe iz bırakan tüm GERÇEKTEN MB 'cı olabilmiş, görevinin gereğine sadakati yüksek değer haline getirmiş olanları, sn. Saracoğlu nezdinde saygıyla anıyorum. Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
  17. Annem “el deliye biz akıllıya hasret kaldık” derdi. İyi ve akıllı adamlar bir toplumun en büyük gücüdür, geleceğidir. Gün geçtikçe iyi ve akıllı adamlarımızı kaybediyoruz ne yazık ki …
    Rahmet olsun…

    YanıtlaSil
  18. Allah Rahmet Eylesin İnşallah. Adam gibi Adamdı ruhu şad, mekânı cennet olsun. Ailesine ve tüm sevenlerinin başı sağolsun

    YanıtlaSil
  19. Mustafa ÇETİN24 Mayıs 2025 12:54

    Bu vesileyle Rüştü Saracoğlu ve Mahfi bey gibi değerlerin atamasını yaparak şimdilerde esamesi okunmayan
    ehliyet ve liyakatin ne kadar önemli olduğunu gösteren Özal’ı da anmak lazım.
    Bu vesileyle Rüştü beye rahmet olsun..

    YanıtlaSil
  20. Murat Bozdoğan24 Mayıs 2025 13:00

    Allah rahmet eylesin. Varsa taksiratını affetsin. En azından kul hakkına riayet etmiş ki beş vakit alnı secdeliler bugünlerde ateşle oynuyorlar.
    Hatıralarınıza gelince; ben de kamudaki görevimle alakalı yapılan yanlışları görüp bir şey yapamayınca da çok üzülüyordum. Koskoca Hazine Müsteşarı ile Merkez bankası Başkanı bir şey yapamamış benim gibi dış kapının dış mandalı ne yapsın.

    YanıtlaSil
  21. Başınız sağ olsun Mahfi bey

    YanıtlaSil
  22. Siyasiler gücü ele aldıklarında, değil ülkenin parasını babasını bile satarlar. Çünkü Türkiye'deki erişilmesi zor olan %66'lık sınır, maalesef bunun önünü açıyor. Bu yüzden de geçmişte bir kaç siyasetçi dışında neredeyse tüm siyasetçiler kendisinin ve partisinin menfaatlerini ülkenin geleceğinden üstün tuttular. Bunun bedelini de halk ödedi, ödüyor. Bugün Türkiye için hukuk devleti diyoruz. Herkes için soruşturma açılabilir diyoruz. Hatta 400 milletvekili oyuyla Cumhurbaşkanı'na bile soruşturma açılabiliyor. Peki neden 400? Cumhurbaşkanı %50'yi geçince seçim kazanabiliyorsa, 600 milletvekilinin %50'si yani 300 milletvekiliyle de Cumhurbaşkanına soruşturma açılabilmelidir. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun. Çünkü adalet bunu gerektirir. (Hiç sanmıyorum) lakin böylesi bir düzenleme yapılırsa, o zaman partilerin değil, ülkenin menfaati korunmuş olacaktır. Seçim ekonomisinden tutun da liyakatsizce alınacak kararlara soruşturma açılabileceği için herkes öncelikli olarak ülkenin geleceğini düşünmek durumunda kalacaktır. Eğer bu yapılmayacaksa, o zaman Cumhurbaşkanlığını kazanma şartını da %50'nin 1 oy üzerine değil, %66.666'nın bir oy üzerine çıkarsınlar lütfen.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar