Üç Önemli Güncel Göstergenin Analizi
30 Haziran 2025 günü üç önemli gösterge açıklandı (TÜİK: Mayıs ayı işgücü göstergeleri ve Ocak – Mayıs dış ticaret göstergeleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı 2025 yılı ilk çeyrek dış borç verileri.) Bunların üçü de ekonominin gidişini okuyabilmek açısından önemli göstergeler. Tek tek ele alıp durum değerlendirmesi yapalım.
Mayıs ayı itibarıyla işsizlik
oranı yüzde 8,4 olarak açıklandı. Bu oran Nisan ayına göre 0,2 puan düşüş
sergilemekle birlikte geçen yılın Mayıs ayına göre bir değişim göstermiyor. Bir
başka ifadeyle işsizlik oranı bir yılda bir değişim göstermemiş bulunuyor.
Geniş işsizlik oranı (TÜİK’in atıl işsizlik oranı olarak tanımladığı oran)
yüzde 31’dir. Bu oran, Nisan ayına göre 1,1 puan gerilemiş görünmesine karşılık
bir yıl öncesine 5,6 puan yüksektir. İşsizlik ile geniş işsizlik oranları
arasındaki yüksek fark (22,6 puan) bize toplumda işsiz olduğu halde resmi
olarak işsiz sayılmasını gerektirecek başvuruda bulunmayanların oldukça yüksek
sayıda olduğunu gösteriyor. Bu iki göstergeyi bir arada gösteren aşağıdaki
grafiği TÜİK işsizlik verilerini kullanarak hazırladım.
Açıklanan ikinci önemli veri bu
yılın ilk beş ayına ilişkin dış ticaret göstergeleri. TÜİK verileri
kullanılarak hazırlanan tabloyu aşağıda paylaşıyorum:
Tabloya göre bu yılın ilk beş
ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 daha fazla ihracat (FOB), yüzde
5,8 daha fazla ithalat (CIF) yapmışız. Dış ticaret açığımız yüzde 12,7 artmış. İhracatın
ithalatı karşılama oranı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3 oranında gerilemiş.
Geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,4 olan büyüme hızının bu yılın ilk
çeyreğinde yüzde 2’de kaldığı dikkate alınırsa dış ticarette aleyhe ortaya
çıkan bu gelişme sıkıntılı bir durumu gösteriyor. Bu büyüme hızıyla dış ticaret
açığının da azalması gerekirdi. Bu görünüm bizi dış ticaret hadlerini gözden
geçirmeye yönlendiriyor. O endeksleri gözden geçirince ithalat birim değer
endeksindeki artışın, ihracat birim değer endeksindeki artıştan daha yukarıda gittiğini
görüyoruz. Bu da ithalata ödediğimiz fiyatların ihracattan elde ettiklerimize
göre daha hızlı yükseldiği anlamına geliyor. İthal girdilerin bu şekilde
pahalanmaya devam etmesi de bizim enflasyonla mücadelemize orta vadede sekte
vuracak en önemli gelişmelerden birisi olacak.
Açıklanan üçüncü gösterge
Türkiye’nin 2025 yılı ilk çeyrek dış borç stokuydu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın
açıkladığı verileri kullanarak yıllar itibarıyla karşılaştırmalı bir brüt dış
borç tablosu hazırladım (tablodaki veriler milyar dolar olarak okunmalı):
1990’da 52,4 milyar dolar
(GSYH’nin yüzde 26,1’i) olan toplam brüt dış borç stoku, 2025’te o kat artarak
527,5 milyar dolara (GSYH’nin yüzde 38,5’ine) yükselmiş. Dış borçlardaki bu
artış can sıkıcı olmakla birlikte 2020’den bu yana GSYH’ye oranının gerilemesi
olumlu bir gelişme olarak kabul edilebilir.
Ocak – Mayıs dış borç ödemeleri
tamamlandığı için Mayıs – Aralık ayında yapılacak dış borç ödemelerine de (dış
borç servisi) bakalım:
Üç gösterge de, dışarıda
yeterince risk oluştuğunu da dikkate alarak, bundan böyle içeride risk
yaratmadan devam etmemizin hayati önem taşıdığını gösteriyor.
Yazınız için teşekkürler, elinize sağlık!
YanıtlaSilTeşekkürler Murat Bey.
SilHocam 2022 yilinda gayrimenkul fiyatlari (doviz bazinda) 2 katina cikmisti. Sizce bu tekrarlayabilir mi gelecek yillarda?
YanıtlaSilBugün de 2022'nin bir kat üzerinde.
SilMahfi Hocam yazı için teşekkürler. Kamu(%24,19) ve özel (%9,34) kesin faizleri arasında neden büyük fark var?
SilSaygılarımla, Önder
Hocam 2022 yilinda gayrimenkul fiyatlari bir eurodan iki euroya cikmisti. 2026 yilinda 2 eurodan 4 euroya cikar mi sizce? Yoksa 2de mi kalir yillarca?
YanıtlaSil2026 Türkiye açısından tahmin yapmak için çok uzak bir zaman dilimi.
Sil"Bu büyüme hızıyla dış ticaret açığının da azalması gerekirdi" Bu cumlede buyume hızımız dustu, dolayısıyla bizim gibi ithalata dayalı buyuyen bir ulkede ithalatın ihracata kıyasla daha yuksek bir katsayıyla dusmesi gerekirdi ama aksine yukselmiş mi demek istediniz Hocam?
YanıtlaSilEvet aynen bunu demek istedim. 🙏
SilHocam TR'deki özel kesim yurt dışındaki kaynaklardan nasıl borçlanabiliyor, yurtdısındaki y bankası x şirketine hangi şartlarda guveniyor, x şirketi y'ye nasıl ulaşabiliyor?
YanıtlaSilGenellikle çalıştıkları bankalar aracılığıya borçlanıyorlar + satıcı kredileri söz konusu. Yani dışarından makine teçhizat alırken kredili alıyorlar.
Sil10 yılda 20 kat arttı gayrimenkul dünya şampiyonu ülkeyiz 200 yıl önce barınma ihtiyacıydı şimdi varlıklıların yatırım aracı oldu
YanıtlaSilYanlış ekonomi politikaları sonucunda Türkiye'de gayrimenkuller de arabalar da gelişmiş ülkelerdeki benzerlerinin kat kat üstüne çıktı.
SilHocam
YanıtlaSilDış borç tablosunda TCMB sütunundaki rakam,2025 yılında süresi dolan veya dolacak olan swap antlaşmalarını mı ifade ediyor?
Önemli bölümü onlar. Ayrıca hala Dresdner hesabı (Almanyadaki Türk işçilerinin paraları) artığı var.
SilÜlkenin istikbali düşünülse, risklerden kaçınılırdı. Fakat kendi ikballerini tehlikede gördükleri için ülkeyi kaosa sürükleyecek her türlü riske girmeye hazırlar. Oysaki kendilerini değil de ülkeyi düşünselerdi böyle yapmazlardı. Aklı başında hareket ederler, adaleti gözetirlerdi. Demokrasiye saygı gösterirler, insanlara ve halka zulmetmezlerdi.
YanıtlaSilBir bebek bezi firması (Japon menşeili) şu açıklama ile Türkiyede ki üretiminden çekildi.
YanıtlaSilTürkiye'deki mevcut ekonomik koşullar nedeniyle, [...] ürünlerinin üretimi ve Türkiye pazarındaki tedarikini sürdürmek ne yazık ki mümkün olmamıştır. (...)Bu sebeple, üzülerek veda ediyoruz.
Bizim üretimde tercih edilebilirlik için diğer ülkelerle rekabet edebilirliğimizi gösteren özel endeksler var mı?
Bebekbezinide kendimiz üretelim artık canım.
SilHocam elinize sağlık.
YanıtlaSil🙏
SilTunç Soyer de gözaltına alındı.
YanıtlaSil"Ekonominin gidişatı", kimsenin umrunda değil!
Oysa hepsi birbirine bağlı.
SilŞirket konkordatolari artti iflas ve kapanma sayisi artti açılan işletme sayısı düştü. Vestel gibi arçelik gibi 60 yillik sanayi sirketleri zarar üzerine zarar bilançoları yayınlıyor kapansn fabrikalar var ama işsizlik azalmış öyle mi. Ya ne kadar adi bir ülke haline geldik. Ya bir ülkenin hiçbir unsuruna büyükten küçüğüne mi güvenilmez !. İşsizlik bariz şekilde artıyor ve hala azalma var diye utanmadan yalan soylenebiliyor. Ne rezil bir millet olduk biz böyle. Dış güçler gelsin de bu ülkeyi adam etsin. ATATÜRK gibi bir deha bile adam edemedi ya gerçi.
YanıtlaSilHocam dış birc stokunun gsyh ye orani gerilemedi . Dolar kuru reel değil. Ayrica büyüme rakami da şişirilmiştir. Enflasyonu bile olduğundan düşük hesaplandigini da eklersek büyük bir maskeleme var . Kabaca diş borç stokunun gsyh ye orani % 50 nin üzerinde. Net. Ic borç stoku da dış borç stoku da gösterilenin fazlasiyla üzerindedir. Toplam ic dış borç stoku 900 milyar dolar ve üzerinde olduğundan emin olabilirsiniz. Gsyh de 1.3 değil 1.1 trilyon civarindadir. Kümülatif borç stokumuz yillik gelirimizin % 85 inin üzerinde. Zaten tasarruf açığı ve sürekli dis borçlanma ve iç borçlanma artışının nedeni de budur. Eger gerçekten borc stokumuz dediğiniz kadar düşük olsaydi bu kadar büyük borçlanma gereksinimi duymazdik.
YanıtlaSilHocam merhaba,
YanıtlaSilBugün incelediğim bir veride, Mayıs ayı içerisinde Ar-Ge personeli sayısının 91.122 kişiden 88.890 kişiye düştüğünü gördüm. Bu, yalnızca bir ayda yaklaşık %2,5 oranında kalifiye personel istihdamında azalma anlamına geliyor.
Bu veriye dayanarak, özellikle büyük firmaların hızla personel tarafında daralmaya gittiği sonucunu çıkarabilir miyiz? Sizin bu konudaki değerlendirmenizi merak ediyorum.
Hocam elinize sağlık.Son paragraf can alıcı olmuş. Ekonomi de de küme düştük mü hocam? Saygılarımla Fatih Demirtaş
SilEkonomide olmasa da demokraside, hukukta, özgürlükte küme düştüğümüz kesin.
SilHocam alınan bu kadar borç kimin cebine gidiyor. Milyarlarca dolardan bahsediliyor. Tamam borcu bize ödettiriyorlar. Borcu bize ödettirenler mi kasalarını dolduruyor. Bunu nasıl pay ediyorlar? Siz para ile ilgili herşeyi hesaplayabiliyorsunuz. Bunun hesabını tutmak mümkün mü?
YanıtlaSilİçerideki riskin oluşmaması şuan için zor. Bütçe gelirleri,bütçe giderlerini karşılamıyor. Yeni vergi veya var olan vergi oranlarında güncellemeye gidilmesi gerekiyor. Bu da içerideki piyasayı daraltır. Bu aynı zamanda enflasyonun yukarı eğilimini güçlendirir. Kurlarda son bir aydır ibre yukarı burada çaktırmadan döviz toplandığına işaret. Siyasetin iç dinamikleri bu tabloyu ne kadar perdeler oda ayrı bir soru işareti. Eylül ayı ekonomik olarak hareketli geçeceğe benziyor.. Aşağısına mı yukarısına mı onuda o zaman göreceğiz...
YanıtlaSil