Merkez Bankası Ne Yaptı?

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 28 Ocak 2014 tarihli kararının ayrıntıları
Merkez Bankası PPK’nın 28 Ocak 2014 günü yaptığı toplantının sonuçları gece yarısı açıklandı. Karara göre: (1) Politika faizi olarak bilinen haftalık repo ihale faizi yüzde 4,5’dan yüzde 10’a, (2) Gecelik borç alma faizi yüzde 3,5’dan yüzde 8’e; borç verme faizi yüzde 7,75’den yüzde 12’ye (piyasa yapıcısı bankalar için yüzde 6,75’den yüzde 11,50’ye) yükseltildi. Geç likidite penceresi adı verilen ve gecelik borçlanmada saat 16 – 17 arasında Merkez Bankası’na başvuran bankalara uygulanan borç verme faizi de yüzde 10,25’den 15’e artırıldı. Bu saatler arasında elinde kalan parayı Merkez Bankası’na borç vermek isteyen bankalara uygulanacak faizin ise 0 olarak devam ettirilmesine karar verildi. Ayrıca kararda haftalık repo faizinin etkin olarak kullanılacağına vurgu yapıldı. Böylece uzun zamandır yaşanan Merkez Bankası’nın özellikle faiz aracını kullanmakta bağımsız olup olmadığı tartışmaları da şimdilik son bulmuş oldu.

Şimdi, gelelim bu kararın etkilerini ve sonuçlarını tartışmaya. Önce buraya nasıl geldik ve faizi artırmamanın etkileri neler oldu kısaca bunları hatırlayalım.

Buraya nasıl geldik?
Fed’in, niceliksel gevşeme (quantitaive easing) adını verdiği genişletici para politikası çerçevesinde her ay yaptığı 85 milyar dolar tutarındaki tahvil alım programında azaltmaya gitmeye başlayacağının işaretini vermesinden sonra, Türkiye’nin de aralarında olduğu, gelişen piyasalarda kurlarda ve piyasa faizlerinde yukarı yönlü, borsalarda ise aşağı yönlü hareketler başlamıştı. Bazı yükselen ekonomilerin merkez bankaları bu gelişmelerin önünü alabilmek için faiz artırımına gittiler. TCMB de bu tarihten sonra iki kez açık iki kez de örtük faiz artırımı uyguladı. O tarihten bu yana pek çok dış ve iç olay yaşandı ve bunların her birinin piyasalar üzerinde farklı etkileri oldu. Bunlardan en önemlileri; Gezi Parkı olayları, Suriye olayları, İran’da nükleer silah üretimiyle ilgili gelişmelere ABD’nin tepkileri, Fed Başkanlığı konusunda yaşanan çeşitli gelişmeler, ABD bütçesinin onaylanmaması ve borç tavanının yükseltilmemesi, ABD ekonomik verilerindeki iyileşmeler ve bozulmalar, Avrupa ekonomisindeki gelişmeler, Fed’in tahvil alımlarını Ocak 2014’den 10 milyar dolar azaltma kararı, 17 Aralık yolsuzluk iddiaları ve soruşturmaları olarak sıralanabilir. Bütün bu olaylar Türkiye’de piyasaların benzer ekonomilere göre daha hızlı bozulmasına yol açtı. 

Merkez Bankası PPK’nın 21 Ocak 2014 tarihli kararı
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun en fazla beklenen toplantılarından birisi 21 Ocak günü yapıldı. Piyasalarda özellikle 17 Aralık sonrasında oluşan siyasal sıkıntıların artması ve paralel olarak risklerin yükselmesi sonucu kurlarda artış baskısı hızlanmış, borsada düşüş hızlanmıştı. Piyasalar Merkez Bankası’nın bu aşamada faizleri artırarak müdahale edeceğini düşünüyorlar ama bağımsızlık tartışmaları çerçevesinde Merkez Bankası’nın bu hamleyi yapıp yapamayacağından emin olamıyorlardı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu toplantıda aldığı kararı; uyguladığı faiz oranlarında artış yapmadığı buna karşılık (tarihlerini ayrıca duruma göre belirleyeceği) ek sıkılaştırma günlerinde gecelik borç verme faiz oranını yüzde 9’luk faiz oranına yönelecek şekilde yürüteceği şeklindeki açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.

İşte ondan sonra, deyim yerindeyse, piyasalarda kıyamet koptu. Neler olduğunu bir tablo eşliğinde anlatmaya çalışayım.

Tarih
BIST 100 TL
USD
EURO
Sepet Kur
Gösterge Faiz
CDS Primi
22 May 2013
93.179
1,84
2,38
2,11
5,08
118
31.May
85.990
1,89
2,45
2,17
6,01
131
28.Haz
76.295
1,93
2,52
2,22
7,49
191
31.Tem
73.377
1,93
2,57
2,25
9,10
205
29.Agu
66.394
2,03
2,70
2,37
9,68
240
30.Eyl
74.487
2,04
2,76
2,40
8,55
214
31.Eki
77.620
1,99
2,72
2,36
7,81
185
29.Kas
75.748
2,02
2,75
2,39
9,11
207
31.Ara
67.802
2,13
2,94
2,54
10,10
245
2 Ocak 2014
66.986
2,18
2,98
2,58
10,24
245
3 Ocak
65.967
2,17
2,96
2,57
10,17
246
6 Ocak
68.022
2,19
2,98
2,59
10,25
241
7 Ocak
68.599
2,18
2,97
2,57
10,02
226
8 Ocak
67.332
2,18
2,96
2,57
10,02
222
9 Ocak
66.414
2,19
2,98
2,58
9,88
236
10 Ocak
67.912
2,18
2,96
2,57
9,86
239
13 Ocak
68.062
2,18
2,97
2,57
9,86
233
14 Ocak
68.073
2,19
3,00
2,60
9,86
239
15 Ocak
68.135
2,20
2,98
2,59
9,95
240
16 Ocak
66.844
2,21
3,01
2,61
10,04
236
17 Ocak
65.635
2,21
3,01
2,61
10,04
239
20 Ocak
65.764
2,24
3,04
2,64
10,16
247
21 Ocak
66.319
2,25
3,04
2,64
10,19
248
22 Ocak
67.367
2,26
3,06
2,66
10,22
244
23 Ocak
65.429
2,28
3,11
2,69
10,49
245
24 Ocak
64.428
2,32
3,18
2,75
10,88
263
27 Ocak
64.569
2,35
3,21
2,78
10,70
275
28 Ocak
63.544
2,27
3,10
2,68
11,06
263

Tablonun yalnızca son sütununda yer alan ve ülke riskindeki gelişmeleri gösteren CDS primlerine bakmak yeterli olacaktır. 22 Mayıs 2013’de Fed açıklaması öncesinde 118 olan Türkiye’nin CDS primi, yukarıda kısaca değindiğim gelişmeler çerçevesinde inişli çıkışlı ama genelde yukarı yönlü bir eğilim içine girmiş görünüyor. 2013 yılını, Fed’in tahvil alımını 10 milyar dolar azaltma kararının ve 17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının etkisiyle 245’de kapatan CDs primi 2014 yılının ilk ayında inişli çıkışlı eğilime karşın yüksek düzeyini korumayı sürdürmüştür. Merkez Bankası’nın 21 Ocak tarihindeki Para Politikası Kurulu kararına doğru artmaya başlamış, karar sonrası hafif bir düşüş gösterse de iki gün sonra artış hızlanmıştır. Bütün diğer göstergeler benzer bir eğilim içinde olmuştur. Bu, bize açık bir biçimde Merkez Bankası’nın 21 Ocak tarihli kararının piyasalarda beğenilmediğini ve olumsuz gidişin önünü kesecek bir karar olarak görülmediğini göstermektedir.  

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 28 Ocak 2014 tarihli kararının etkileri
Buraya kadar özetleyerek anlatmaya çalıştığım gelişmeler sonucunda Merkez Bankası PPK, 28 Ocak 2014 günü olağanüstü toplanarak yazının girişinde özetlediğim kararları aldı. Bu kararları faizde şok artışlar biçiminde yorumlamak mümkündür. Kanımca Merkez Bankası doğru olanı yaptı. Çünkü piyasada yalnızca ekonomik kuşkular değil aynı zamanda siyasal riskler de iyiden iyiye artmış ve belki de en önemlisi Merkez Bankası’nın doğru politikayı uygulayıp uygulayamayacağı tartışması başlamıştı. Ki bu tartışmalar Merkez Bankası’nın yasada yazılan bağımsızlığa uygulamada sahip olup olmadığı tartışmalarına kadar varmıştı.

Merkez Bankası PPK’nın 28 Ocak 2014 günlü kararı sonrasında piyasalarda derhal bir toparlanma başladı. Borsa yukarı yönlü harekete başlarken TL, Dolar ve Euro karşısında son bir haftada yitirdiği değeri yarım günde geri aldı, CDS primi de hızla gerilemeye başladı (bu yazıyı yazdığım sırada 240’a düşmüş bulunuyordu.) Bütün bu düzelmelere karşın gösterge tahvilin faizinde bir artış ortaya çıkmadı. Banka mevduat faizlerinde de henüz bir artış görülmüyor. Faizlerdeki durağanlığı, ekonomi politikası araçlarının doğru kullanılmasının olumlu etkisi olarak yorumluyorum. Bir süre sonra piyasa faizlerinde artış yaşanabilir ama doru politikaların devam ettirilmesi halinde bunun sanıldığı kadar yüksek bir artış olmayacağını düşünüyorum.

Şimdi de kısaca bu kararın piyasalarda yaratacağı etkiyi ele alalım (1) Borsa yeniden çekici hale gelecek. Hiç kuşkusuz bunun olabilmesi piyasa faizlerindeki yükselmenin sınırlı kalmasına bağlı. (2) TL değer kazanacak. Ki bu zaten görülmeye başlandı. (3) Türkiye’nin risk priminde (CDS priminde) gerileme ortaya çıkacak. Bu etki de yaşanmaya başlandı. (4) Faizlerdeki artış nedeniyle Hazine iç borçlanmasında ve özel kesim borçlanmasında maliyet artışları yaşanacak. (5) Kredi faizlerinin artması sonucu kredi kullanımında yaşanacak düşüş, yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi düşürecek. (6) Faiz artışı eğer mevduata da yansırsa tasarrufları artırıp tüketimi dolayısıyla iç talebi düşürecek. Bunun büyümeye olumsuz, cari açığın düşürülmesine olumlu  etkisi olacak.

2014 yılında GSYH’nın yüzde 25’i oranında dış kaynak kullanım ihtiyacı olan Türkiye ekonomisi için riskleri düşük tutabilmek hayati önem taşıyor. Merkez Bankası PPK’nın faizleri artırması bankaların hem mevduat hem de kredi faizlerinin de artmasına yol açacak kuşkusuz. İşin en maliyetli yanı da bu gelişme olacak. Bütün özel kesim şirketlerini etkileyecek olan bu gelişme en çok da sıkıntıya girmeye başlamış olan inşaat sektörünü vuracak gibi görünüyor.

Değerlendirmeler ve dersler
Merkez Bankası PPK, 28 Ocak 2014 tarihli toplantısında şok tedavi kararı alarak faizleri ciddi biçimde artırdı ve piyasadaki olumsuz gidişin önünü kesti. Eğer bu kararı 21 Ocak 2014 toplantısında alabilmiş olsaydı faizi bu kadar yükseltmesine gerek olmayacaktı. Örneğin o toplantıda ‘faizleri sabit tutup ek parasal sıkılaştırma günlerinde gecelik borç verme faizinin yüzde 9 dolayında oluşmasını sağlayacağı’ biçiminde karar almak yerine gecelik borç verme faizini yüzde 7,75’den yüzde 9’a, haftalık repo faizini de yüzde 4,5’dn yüzde 8’e çıkarma kararı almış olsaydı sorunu çözmüş olabilirdi. O kararı alabilmiş olsaydı bugün faizleri bu kadar artırmayla elde ettiği sonuçları o gün elde edebilirdi.

Ekonomi politikası uygulamasında doğru kararı zamanında alamazsanız topluma maliyeti ağır olur. 21 Ocak’ta alınamayan kararın topluma bir haftalık maliyeti oldukça ağır oldu. Bu sadece bir haftalık bir maliyet de değil. Faizi daha düşük bir düzeyde tutarak alınacak sonuçları faizi çok daha yüksek düzeye çekerek almanın getirdiği maliyet de söz konusu.

Buradan ders çıkarıp ileride ekonomi politikasını ve onun en önemli aracı olan faiz aracını doğru kullanabilirsek bu bile bir kazançtır. Ekonomi eğitimi sanıldığı kadar kolay ve ucuz değildir. Topluma maliyeti bazen çok ağır olabilir.

Son bir noktaya bir kez daha değinmekte yarar var. Hiç bir ekonomi politikası aracı tek başına ekonomide mucize yaratamaz. Diğer ekonomi politikası araçlarıyla ve siyasal istikrar ve tutarlılıkla desteklenmesi şarttır. Siyasette karmaşa yaşanması halinde ekonomi politikası araçları ancak geçici ve kısmi düzeltmeler yapabilir.

Yorumlar

  1. Hocam merhaba, yazı için teşekkürler.

    Merkez bankasının radikal faiz arttırımına karşın dolardaki düşüş sınır olmuş gibi görünüyor, bu düşüş sürer mi?

    Bu akşamki fed toplantısı sonrası tahvil alımının bir miktar daha azaltılması doları yeniden yükseltir mi? Yoksa zaten bu karar çoktan fiyatlandırıldı mı?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Fiyatlandırıldı ama yine de tam olarak fiyatlanamıyor böyle şeyler. Bir miktar etkisi olabilir. Ama eğer Fed 10 milyarın üzerinde biz azaltmaya gider ya da bu kez azaltma yapmazsa etkisi çok fazla olur.

      Sil
    2. hocam,mahathir mi olur bu işin sonu..yada suharto..

      Sil
  2. Merhaba Hocam,

    Bu geçici bir müdahale midir ? Yarın FED toplantısı sonrası yeni bir uçuruma sürüklenebilir miyiz ?

    Böyle bir şey olursa TCMB bu sefer nasıl bir müdahalede bulunacak ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in alacağı karar önemli. Eğer örneğin tahvil alımı azaltımını 20 milyar dolara çıkarırsa etkisi çok olur. Ve TCMB yeni bir karar almak zorunda kalabilir.

      Sil
  3. Hocam, emeğiniz çok büyük. Samimiyetle minnetlerimi sunarım size.

    Acaba düzenli olarak takip ettiğiniz, bize tavsiye edebileceğiniz kaynakları (yerli / yabancı) yazmanız mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bunu bir ara bir yazı konusu yapacağım.

      Sil
  4. Hocam detaylı analiz ve güzel yazılarınız için teşekkürler. Çoğu ekonomist olmayanın sorusu: Yatırım aracı olarak, sokaktaki insanın parasını dövizde mevduatta mi yoksa TL'de mevduatta mi tutmasını önerirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Kusura bakmazsanız eğer ben bu tür yatırım tavsiyesi yapmıyorum. Sadece parayı bir tek yere yatırmanın riskli olması nedeniyle bir sepette değerlendirmenin doğru olduğunu söylüyorum.

      Sil
  5. merkez bankasi, bana gore dun tek bir sey yapti; ben bagimsizim dedi...ama mevcut siyasi otorite bu bagimsizliga ne kadar izin verir bekleyip gorecegiz...bu hareketle ilerleyen gunlerde merkez bankasi ile siyasi otorite arasinda gerginlik riski de dogmus oldu...faiz arttigi icin derecelendirme kuruluslarinin yorumlari ne olacak gorecegiz...fakat su bir gercek ki, bagimsizliga mudahale, hangi kuruma olursa olsun, toplamda zarar yaratiyor...

    YanıtlaSil
  6. Hocam, elinize sağlık güzel bir değerlendirme olmuş. Ancak sonucu FED kararlarının belirleyeceği kanaatindeyim. Ülkemizdeki mevcut iktisadi strateji değişmediği sürece(düşük kur, yüksek faiz) benzer savrulmaları periyodik olarak yaşamaya devam edeceğiz. Yapısal, radikal politika değişikliklerine(eğitime, arge'ye önem verme, marka olabilme, katma değerli ürünler, hukukun üstünlüğü, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olabilme vb.) gitmedikçe, kırılganlığımız sürecek ve sürdürebilir büyüme yakalamamız zor görülüyor. Sonuç olarak sıcak para(refah, başarı, hükümetler, vb.) ile gelen sıcak para ile de gidiyor sanki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Sonucu bence Fed kararları ve bizdeki siyasal gelişmeler etkileyecek. Siyasetin karmaşa yarattığı bir yerde ekonomi politikasından kalıcı sonuç almak mümkün değildir.

      Sil
  7. Sabahtan beri merakla yazınızı bekliyordum :) Değerli hocam maliyet anlamında özellikle devlet borçlanmasında ne gibi etkiler beklenebilir. Başbakanın faiz arttırılmasına karşıyım sözünden sonra bu arttırma merkez bankasını bağımsız mı göstermektedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artışı kuşkusuz Hazine borçlanmasının faizlerini de artıracak. Yani Hazine eskisi kadar ucuza borçlanamayacak.
      Bence bağımsızlık bu kadar basit değil ama evet bir anlamda bunu da gösterir.

      Sil
  8. Yaşananlardan ders alabilsek ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. 1994 krizi var, 2001 krizi var ama ders çıkarma yeteneği zayıf hala.

      Sil
  9. hocam yorumunuz için teşekkürler.Ancak bu politikanın uzun dönemdeki etkileri ne olur?piyasada stagflasyon yaratır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizlerin ne kadar burada kalacağı ve daha yükselip yükselmeyeceğini görmemiz gerek.

      Sil
  10. Hocam merhabalar, yazınız için çok teşekkürler,

    Sizinde son cümlelerinizde belirtiğiniz gibi Yine eğitim giderlerini toplumun sırtına yüklemiş oldular. Umarım aradaki maliyet farkını kısa sürede kapatmak için çok çalışırlar. Sizce içinde bulunduğumuz koşullarda Kurlardaki Yükselişin mi? Faizin artırılmasının mı ? maliyeti daha yüksekti. Merkez kararını alırken bu ikisini mi karşılaştırdı ? Gecikirken bu hesabı mı yanlış yaptı?
    Ya da her zaman dedikleri gibi hedef önceliği mi aslolan ?

    Her halukarda ülke olarak bir maliyete katlanacağız anlaşılan.

    Bir de Gelişmekte olan ülke merkez bankasının faiz kararları diğer gelişmekte olan Ülkelerin Para birimlerine katkısı nasıl, hangi araçlarla olabilmekte ? Yani Dün Geceki Faiz kararları artışı, TL de değer artışı yarattığı gibi, nasıl diğer Gelişmekte olan ülke para birimlerinin değerlerini yukarıya çekebiliyor?
    Çok Teşekkürler, İyi Çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Evet eğitimin maliyeti bazen göründüğünden farklı unsurlar taşıyabiliyor.
      Yükselen ekonomilerin çoğu aynı potada görülüyor. Birindeki olumsuz ya da olumlu gelişme ötekileri aynı yönde hatta bazen de farklı yönde etkileyebiliyor.

      Sil
  11. Hocam çok güzel bir analiz yapmışsınız.Burada ilginç olan tüm faizlerde yüksek oranda artırıma gidilmesi.Sizce 28 ocak toplantısında faiz artırımının çok yüksek olması sadece iç piyasadaki dalgalanmaya değil aynı zamanda fed toplantısından çıkabilecek bir tahvil azaltım kararına karşı da olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Evet Fed toplantısından gelecek bir azaltma kararını da karşılamaya yönelik olsa gerek.

      Sil
  12. Gece yarısından itibaren gözlerimiz MB'ye çevrilmişti. Alınacak karar elbette faiz arttırımı yönünde olacaktı. Ama piyasadaki yorumcular olsun, ucundan köşesinden ilgili olanların beklentilerinin üstünde bir faiz arttırımı oldu hocam. Bu durumun 21 ocaktaki karara nazaran radikal oluşu da gözden kaçmamalı. Bunu şu sebepten dolayı altını çizerek vurguluyorum, siyasal iktidarın bu kadar etkin bir otorite üstünlüğü olduğu bir ülkede, MB'nin de attığı bu adım takdir edilmelidir. Karar açıklanmadan bile Faiz arttırımına karşıyım diyen bir siyasal iktidar vardı. Bağımsız politika hamlelerinde kasıt aslında bu tür söylemlere karşı atılan adımlar olmalı.
    Hocam marjinal faiz oranı ibaresi gecelik faiz oranı için kullanılan bir ifade değil mi ?
    Paylaştığınız bilgiler için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklenti ayrı şey olması gereken hakkındaki düşünce ayrı şey. Beklenti burada TCMB'nin ne yapıp ne yapmayacağına ilişkin bir olaydı. Oysa yapılması gereken ayarlamanın şok etkisi yaratacak bir ayarlama olduğu düşünülüyordu.
      TCMB, geç kalmış bir ayarlama yaptı. Geç kalmak bazen o ayarlamanın değerini düşürebiliyor. Ama yine de faiz lobisi gibi itirazlara karşın bu adımın atılması önemlidir.

      Sil
  13. Sayin Hocam bir kez daha tesekkurler bu ivedi ve aciklayici yaziniz icin. Merkez bankasinin telas icinde hatalarindan gec olmadan donmek icin almis olduklari bu karar ekonomiyi istikrara sokmak icin yeterli olur diye umit ediyorum.
    Bernanke `nin baskanligindaki son FED toplantisinda cikacak olan tapering miktari artar ise ve bu kurlari yukari dogru tirmandirmaya devam ettirirse ne yapilmali, boyle bir ihtimal var mi sizce? Artik uzulerek gozlemliyorum ki cari acik vb. temel sorunlari bir tarafa birakip sanirim istikrari koruma tartismalarini yapmaya basladik. Yil sonu kur tahmininizde bir yenileme olacak mi ?
    Saygilarimla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Umarım yeterli olur ama benim düşüncem yeterli olmayacağı yönünde. Yazıma eklediğim son paragrafta bunun nedenini anlattım.
      Fed taperingi artırırsa yeni bir faiz artırımı gündeme gelebilir.
      Kur tahminimi şimdilik tutuyorum.

      Sil
  14. Hocam bir önceki yazınızda yaptığım yorumu ve sorumu yineleyeyim.
    2013'te "yurtiçi krediler/GSYH" oranı 10 puanın üzerinde artmasına rağmen büyüme %4 düzeyinde. örneğin 2003-08 döneminde "kredi/GSYH" oranı ortalama %3,9 artarken ortalama büyüme %6 olmuş. 2008-13 arasında ise kredi/GSYH oranındaki ortalama artış %6,3 ortalama büyüme %3,8. her geçen yıl kredilerdeki artış daha az büyüme yaratmış ve ekonomi krediye daha bağımlı hale gelmiş. TCMB'nin sert faiz artışından sonra ekonominin daralan krediler kanalıyla durgunluğa girme ihtimalini yüksek görüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada verdiğiniz oranların doğru olduğundan emin misiniz? 2013'de bildiğim kadarıyla kredi / GSYH oranı yüzde 30'a yakın arttı.
      Kredilerin daralmasının büyümeyi ciddi biçimde düşüreceği açık. Ama kredi artışıyla ve cari açıkla beslenen bir ekonominin sonsuza kadar büyümeye devam etmesi de mümkün değil.

      Sil
    2. %30 kredi miktarındaki yıllık artış (2012 sonunda yurt içi krediler 750 milyar, 2013 sonunda 980 milyar olacağı tahmin ediliyor)
      "kredi/GSYH" oranı ise 2012 sonunda %52 düzeyinde. 2013 sonunda %63'e yakın olacağı tahmin ediliyor. arada 10 puanın üzerinde bir fark var. büyüme rakamları fiyat artışlarından arındırıldığı için "kredi/GSYH" oranını baz almanın daha uygun olacağını düşündüm.

      Sil
  15. Hocam aslında buradaki önemli bir noktada döviz kuru ile CDS primleri arasında ne kadar güçlü bir ilişkinin olduğu. Bugün de kurdaki ciddi düşüş, CDS primlerini de ciddi manada düşürdü. Ve artık yatırımcılar kredi notlarına değil CDS'lere bakarak hareket ediyorlar

    YanıtlaSil
  16. Hocam FED 10'un üzerinde bir azaltmaya giderse o zaman Big Mac fiyatına yansımasını artık görebiliriz miyiz?

    YanıtlaSil
  17. Hocam Merhabalar,
    Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim.
    TL faizdeki artış ile USD'nin faizi arasında bir korelasyon var mıdır? Kısacası bu aşamadan sonra USD faiz nasıl bir seyir izler.
    Sebepleri ile açıklayabilirseniz çok öğretici olacaktır.
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buralarda korelasyonlar geçici olarak oluşabilir ama uzun dönemde yok.

      Sil
  18. sayın hocam yazılarınızı çok beğenerek takip etmekteyim bizleri aydınlatıyorsunuz bunun için çok teşekkür ederiz. Türkiye olarak dalgalı kur rejimi yerine sabit kur rejimine geçmemiz gerektiğine inanıyorum ekonomik dalgalanma ve voltaliteden etkilenmemek için bu konu hakkında ki düşüncelerinizi ve yorumlarınızı öğrenmek isterim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu saatte sabit kur rejimine geçersek batarız.

      Sil
  19. Hocam;
    - FED'in yaratmış olduğu negatif psikolojik ortam,
    - yumuşama sinyalleri vermeyen, yapılacak operasyonların ve anayasayı ortadan delen yasa tasarılarının sadece ertelendiği bir siyasi kriz ortamı,
    - reel sektörün yüksek döviz açığı,
    - krediye, cari açığa bağımlı bir ekonomik model,
    - arka arkaya 3 seçimin yaratabileceği ilave siyasi belirsizlik,
    - kuşatılmış bir medya ve yargı,
    gibi merkez bankasının kontrol edemeyeceği olumsuz gelişme ve risklerin bulunduğu bir ortamda "merkez bankası ne yaptı?" sorusuna verilebilecek cevap bence şudur: aslında hiçbir şey yapmadı sadece yangına körükle gitmekten vazgeçti.

    YanıtlaSil
  20. Merhaba Hocam yazı için teşekkürler. Size birkaç sorum olacakta müsaitseniz?

    1-) Dün gece kararın açıklanmasıyla birlikte dolar yanılmıyorsam 8-9 kuruş değer kaybetti. Acaba bu durum nasıl meydana geldi? Yani anında bir sermaye girişi mi oldu yükselen faizle? Yoksa döviz talep edenler talep miktarlarını mı kıstılar ? Birde dün gece Bist te kapalıydı, para geldiyse nasıl geldi?
    2-) Hocam bu dışarıdan ne kadar döviz geldiğini anlık veya belirli aralıklarla gösteren bir sistem var mıdır varsa ben nasıl ulaşabilirim?
    3-) Sizce artan faizler fiyatlar genel seviyesini çok etkiler mi? (belki dövize kıyasla).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      (1) TCMB'den ucuz TL alıp bununla döviz almak şimdi daha pahalı hale geldi.
      (2) Böyle bir sistem yok. Daha doğrusu bankalardan tek tek toplamak gerek.
      (3) Kur düşer faiz artarsa birbirini giderebilir. Ama bu değişimin oranına bağlı.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam kolay gelsin.

      Sil
  21. Hocam yazınız için çok teşekkürler.
    Bu faiz arttırımının reel ekonomiye etkileri kısa vadede ortaya çıkar mı?
    Enflasyon baskısı için ne gibi önlemler alınmalıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Siyasetin durumuna yakından bağlı.
      Bence faizin artırılması önemli bir önlemdir. Yeter ki kuru denetleyebilsin.

      Sil
  22. Hocam ülkenin kısa vadeli dış borçları yaklaşık 2014 yılında 160 milyar dolar cari açık ortalama 50 milyar dolar .Böyle bir durumda her şekilde kur malesef artacaktır.CDS lerin 270 lerden 240 lara düşmesi ve tapering kararı daha önemlisi Amerikan ekonomisinin düzeltme sinyalleri vermesi Türkiyeye sıcak para girişini azaltacaktır.Sonuçta söz konusu ,2014 yılında ödenmesi gereken 220 milyar doları bulmak zor olacağı için kurlar yavaş yavaş artmaya başlayacak ve merkez bankasınin şok faiz artırımımdan önceki değerlere bir yıldan çok daha az bir sürede hatta iki veya üç ayda ulaşacaktır.

    YanıtlaSil
  23. aslıda bu kadar faiz artırımı gereksizdi zaten yatırımcı hem iç güdü hemde risk primi ile karar veriyor.bence bu faiz artışı büyümeyi vuracak başkada bir faydası yok yani faiz lobisi kazandı.yabancı(bıyıklı yabancı)parayı nereye götürecek zaten.ayrıca abd verilerinin iyi olduğu bir balon yakında patlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusura bakmayın ama bu yaklaşımla bugüne geldik. Enflasyonun yüzde 7,5 - 8 olduğu, cari açığın yüzde 7'nin üzerinde olduğu, tasarrufların da yüzde 12,6 da kaldığı bir ekonomide reel faizi sıfırda tutarsanız büyümeniz zaten yapay ve sürdürülemez olur.

      Sil
  24. Hocam Faiz artırımına rağmen dolar istenilen seviyede değil hala çıkışlar sürüyor 30 mart 2014 sonrası normalleşme olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu daha önce de söyledim. Bir tek faiz artışı mucize yaratamaz. Siyasetin yaklaşımı çok önemli. Faiz artışından sonra verilen siyasal mesajlara bir bakarsanız faizin niçin beklendiği kadar işe yaramadığını göreceksiniz zaten.

      Sil
  25. Hocam bizim Merkez Bankamız faiz indirirken ekonomik koşullara bakarak 25-50 baz puan indirir de faiz artırması gerektiği zaman kriz oluşmasını bekler, hiç olağan toplanan ppk dan faiz artışı gelmez de illa olağanüstü toplanırlar. Faizi 300 yerine 500 artırmak demek elindeki silahı etkili kullanamamak değil midir? Hadi piyasayı sıkılaştıracağım diye faizi 10 yaptın ihtiyaç olan 33 milyarı haftalıkta vermek ne demek? O para dövize gitmesin nereye gitsin ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ara ara istisnalar oluyor. mesela faiz koridorunun üst bandını 9'dan 12,5'e yükselttiği 21 Ekim 2011 tarihli toplantı olağanüstü değildi.

      Sil
    2. O kadar doğru bir saptama ki diyebileceğim bir şey yok. Eli serbest olmayan bir MB'nin bağımsızlığı bu kadar oluyor işte.

      Sil
  26. hocam ben kurların düşüşünün geçici olduğunu düşünüyorum.abd den gelecek negatif bir haber ve seçime kadar ve sonraki dönemde çıkacak kaotik ortam çıkışı sürdürecek.asıl soru yabancı yatırımcı sizce bu seviyelerden dolar alıp çıkarmı?bide sizden 17 aralıktan bu yana net ne adar fakirleştik onu rica edicektim.fakirleşme ölçüsü sadece usd tl paritesimidir?saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer siyaset bu şekilde devam ederse kurlarda artış kaçınılmazdır. Faiz artırımı kararı sonrasında Başbakanın yaptığı açıklamalara bakarsanız bunu görebilirsiniz. Yabancılar çıkacaktır. Fakirleşme hesabı ancak GSYH açıklandığında yapılabilir.

      Sil
  27. Hocam bu faiz artımı kurları böyle aniden nasıl düşürüyor ? Yukarıda ''TCMB'den ucuz TL alıp bununla döviz almak şimdi daha pahalı hale geldi.'' demişsiniz fakat bu işleyiş tam nasıl oluyor? Bize çok soyut geliyor ?
    Bu konu ile ilgili ayrıntılı bir yazı yazarsanız çok seviniriz.
    saygılar ,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kur sadece Türkiye'deki piyasalarda ya da işlem saatlerindeki efektif veya döviz alım-satımlarıyla belirlenmiyor. türev ve vadeli piyasalardaki işlemler de kuru etkiliyor. merkez bankası faiz artırınca dolarda vadeli kontratlar, opsiyonlar veya swap gibi işlemlerle alım yönünde pozisyon almış kişiler pozisyonlarını kapatıyor yahut satım yönünde pozisyon alıyor ve kur düşüyor. çünkü bu piyasalarda neredeyse 24 saat işlem yapılabiliyor. merkez bankasının karar açıklamak için gece yarısını seçmesinin nedeni de bu. gece yarısında başka piyasalarda döviz işlemleri var ancak likidite daha az. piyasa ne kadar az likit olursa faiz artırımı sonrası kurdaki düşüş o derece sert oluyor, yani tam MB'nin istediği bir durum :)

      Sil
  28. sizce dolar kurundaki yükselme devam edermi yani söz konusu düşüş geçicimidir?
    ayrıca merkez bankası kur artmaya devam ederse yine faiz arttırımına gidermi, faiz oranlarını 15 16 yaparmı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer siyaset böyle her konuda demeç vermeye ve işe karışmaya devam ederse kurlarda yeniden artış başlar.
      Böyle bir ortamda faizi ne kadar artırsanız kurlar üzerindeki etkisi geçici kalır.

      Sil
  29. Hocam merkez faizi artırdı ama bakıyoruz yine dolar yüksek. ilk başta dolar euro düşer gibi oldu ama sonra düşüş hızını kesti. daha fedin toplantı sonrası yapacağı açıklama ilede haraketlenme olacak artış yönünde dolarda. merkez bankasının faiz artırımı dövize pek yaramadı diyebilirmiyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemeyiz. Başbakanın verdiği demeçlere bakarsanız bu faiz artırımının zorla, istemeyerek eski deyimiyle kerhen yapıldığı anlaşılıyor. Kerhen uygulanan bir ekonomi politikası aracı ancak bu kadar sonuç verir.

      Sil
  30. hocam konunun biraz dışında ve böyle bişey olmaz ama ; türkiye doları düşürmek, borçlarını ödemek için el altından dolar bassa bunun sonuçları ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bunu şöyle anlıyorum. Türk Hazinesi dolara endeksli ya da dolarlı tahvil ihraç etse ne olur? İyi olabilir. O zaman bankalar ellerindeki dolarları verip tahvil alırlar. Dolar bollaşır ve kurlarda düşüş yaşanabilir:

      Sil
  31. Hocam elinize sağlık.
    Kararin sonuclarini bu hafta sonuna dogru daha net gorecegiz. Bence;
    Banka 2010 sonlarinda uygulamaya çalıştığı yeni politika çerçevesini gozden cikarip geleneksel ortodoks para politikası uygulamalarina tekrar basladigini ve ana akimin baskisina (piyasa, imf elestirileri) boyun eğdigini ilan etti. Yeni politika esneklik ve cok amaclilik(finanasal istikrar) acisindan bu donemin ve ulkemizin ekonomik yapisina daha uygun olmasina ragmen ekonomimizin yapisal enerji, vergi, tarim gibi sorunlari cozulemedigi icin fed cekilmesinin yarattığı belirsizlik ve paniğe kurban edildi.
    Siyasetten bagimsiz oldugunu gostermek amacı da etkili oldu bu kararlara.
    Demek ki gelismekte olan ulke bankasiysaniz fazla idealist davranmaniz ve tek basiniza para otoritesi olarak uzun vadeli ve cerceveli hareket etmeniz mümkün olmuyor.
    Umarim kur ve sermaye hareketleri bu tutum ve kararlara paralel olur da bankanın son silahi da bosa gitmez.
    Iyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, evet haklısınız sonuçları görmek için erken.
      Eğer para politikası araçlarıyla ekonomiyi yönlendirecekseniz faiz aracını kullanmadan bunu yapmanız kolay değil. Konjonktür aleyhinize döndüğünde (ki 22 Mayıs 2013'de dönmeye başladı) faiz aracına başvurmanız gerekir. ben bunun bir taviz olduğunu düşünmüyorum. Tasarruf oranı yüzde 12,6, yatırım oranı % 19,6 olan bir ekonomide faiz oranı yanlış demektir. Ne var ki faiz tek başına çözüm değil. Önce siyasetçinin eğiitilmesi gerekiyor.

      Sil
  32. Hocam, yazınız için çok teşekkür ederiz. Bizlere bilimsel ve analitik çalışma örnekleri sunup, ışık tutuyorsunuz.

    (1) Borsa yeniden çekici hale gelecek. Hiç kuşkusuz bunun olabilmesi piyasa faizlerindeki yükselmenin sınırlı kalmasına bağlı diye belirtmişsiniz.
    Küresel likiditenin azaldığı bir dönemde, faiz artışının etkisinin şirketler üzerinde olumsuz etkisi ve finansman maliyetleri attırması durumu söz konusu olmaz mı? Diğer yandan risksiz getiri olan mevduat veya vade sonunu bekleyecek olursak tahvile borsadan çıkışlar olması ve borsanın bu gelişmelerden olumsuz etkilenmesi olasılığının daha fazla olduğunu düşünmek eksik bir değerlendirme mi olacaktır?
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Borsa oldukça düşük bir düzeyde bulunuyor. Yani alım için artık çekici bir noktada. Ne var ki faizler eğer yüzde 13 - 14'lere tırmanırsa o zaman borsa yükselemez. Eğer piyasa faizleri yüzde 10 -11 aralığında oluşursa o zman borsa bir süre sonra harketlenebilir.
      Bütün bunların olabilmesi için siyasetin tavrı çok önemli. Ve faiz artırımı sonrası Başbakanın açıklamalrı bu işe yardım edecek gibi durmuyor.

      Sil
  33. Faiz arttırımı hiçbir işe yaramıyacak bu saatten sonra. Olan krediyle harçla borçla geçinmeye çalışan kobilere olacak. vatandaş da artık iphone 3e geri döner.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artırımı olmasa daha kötü olabilirdi. Ama faiz artırımı tek başına işe yaramaz gerçekten de.

      Sil
  34. Merhaba Mahfi Bey
    cds primi nasıl belirleniyor tam anlayamıyorum. yani ilgili devletin kağıtlarını bu sigortayı yapan firmalar (ki sanırım bankalar) mı değerlendiriyor? Yani merkezi bir belirleme mi var. (bir rakam açıklandığına göre merkezi olmalı diye düşündüm) tam olarak anlayamıyorum. basit bir soru kusura bakmayın.
    Bu arada kur an itibarıyla MB nın faiz arttırımına cevap verdiyse de daha da aşağılara değil de yukarı tırmanıyor bunu nasıl yorumlamak lazım?
    Tüm bu uğraşınıza çabanıza ve bilgilendirme gayretinize hayranlıkla baktığımı da ayrıca ifade edeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. diğer finansal varlıklar nasıl fiyatlanıyorsa CDS'leri de piyasa fiyatlıyor çünkü CDS işlemleri için illa ki o ülkenin kağıdını elinizde bulundurmanız gerekmiyor.

      Sil
    2. Finansal varlıkların da tıpkı reel varlıklar gibi piyasaları var. Bir ev almayı düşündüğünüzde nasıl sişgortalatıyorsanız bir finansal varlık alırken de benzerini yaptığınızda sizde bir çeşit sigorta bedeli olarak cds primi talep ediyorlar. Bu prim tamamen piyasada belirleniyor.

      Sil
  35. Hocam açık ve örtülü faiz artırımı nı açıklarmısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 21 Ocakta alınan karar örtülü faiz artışıydı. TCMB, ek parasal sıkılaştırma uygulayacağı günlerde faizi 9 olarak açıkladı. Bu durumda da ortalama borç verme faizini yüzde 7'lerden yüzde 8'lere taşıdı. Buna örtülü faiz artırımı diyoruz. Buna karşılık son kararında örtü uygulamadı ve faizleri doğrudan doğruya artırdı.

      Sil
  36. hocam öncelikle yazınız için teşekkürler ederim

    sizden ricam faizler çok faiz bar bununla ilgili bizi aydınlatmanız marjinalden tutunda gecelik vs hangi faizi baz alıcağız veya nedir bu faiz bolluğu

    teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda şu yazıma bakabilirsiniz. Oranlar değişti ama yazı geçerli. http://www.mahfiegilmez.com/2013/12/merkez-bankas-faizleri-ve-faiz-politikas.html

      Sil
  37. Hocam yaziniz icin tesekkurler.
    Bir sorum olacakti MB nin yaptigi faiz arttirimlari FED aciklamalari bizim icin olumsuz yonde olursa yetersiz kalacak gibi gorunuyor peki MB FED aciklamasini bekleyip bu kararlari aciklasa daha iyi olmazmiydi en azindan FED aciklamasindan sonraki etkileri de giderme konusunda etkisi olmazmiydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erdem Başçı kaç senedir Kansas'taki Jackson Hole toplantılarına gidiyor. bunca senedir Fed'de bir iki kanka edinmiştir diye düşünüyorum. Fed'in vereceği kararı önceden biliyordur muhtemelen.

      Sil
    2. Daha iyi olurdu ama faiz artırımını biraz daha bekletseydi sanırım USD kurunda 2,50'yi görürdük.

      Sil
  38. Hocam merhaba,
    Ben CDS nin tam olarak nasıl belirlendiğini anlayamıyorum. Yani bir merkezi belirleme midir? Bu sigortayı yapanların (ki bankalar sanırım) ortak bir kanısı olamayacağından hareketle soruyorum yani elbette piyasa koşulları belirliyor ama nasıl???
    ikinci sorum da kur an itibarıyla yine yükselişte sizce merkez bankası yetersiz bir müdahale mi yaptı ve daha önemlisi yine yapar mı?
    Bunca emeğiniz ve uğraşınız için ben kendim adına minnettarım. İnanın harika yazılarınız ve yorumlarınız var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. CDS konusunu bir yazımda ele aldım, blogda var.
      Bence MB'nin faiz artırımı daha yüksek olmalı ve tek bir faiz belirlemeliydi. Yüzde 12 diyor ama ihaleyi yüzde 10 ile yapıyor. Daha hala hangisi politika faizi ona karar veremedi.
      Bütün bunlara karşın siyasetin ekonomi politikası uygulamasını anlayamadığı, yanlış yönlendirdiği bir ortamda sağlıklı bir ekonomi politikası uygulanması mümkün görünmüyor.
      Teşekkür ederim.

      Sil
  39. Sizi ve yazılarınızı bugün keşfettim (Şimdiye kadar fark edemediğim için üzgünüm). Anlaşılır, açık, net anlatımlarınız için Teşekkür ederim. Bilginize, kaleminize (artık klavye) sağlık.

    YanıtlaSil
  40. Hocam 2014 yılı ciddi ciddi kabus mu olacak ?

    YanıtlaSil
  41. Hocam merhaba;
    MB faizleri artirmayip kuru dalgalanmaya biraksaydi ne olurdu?
    Saygilar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bilmek mümkün değil ama tahminim kurun 2,50'yi geçeceği yönündeydi.

      Sil
  42. Hocam, aydinlatici yaziniz icin cok tesekkurler. Faiz artiriminin kredi kullanimini ve buyumeyi yavaslatacagini belirtmissiniz. Ayni zamanda borsa yeniden cekici hale gelecek demissiniz. Buyumenin yavaslamasi genelde borsayi olumsuz etkilemez mi? Borsa yeniden cekici hale gelecek derken hisse fiyatlari ucuzlayacak, hisse alimi daha kolay hale gelecek anlaminda mi yorumladiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Her iki anlamda da. Borsa düştü. Biraz daha düşerse artık çekici hale gelir ve insanlar borsaya girmeye başlayabilir. Burada önemli olan piyasadaki faişzlerin düzeyi tabii. Eğer faizler % 14 - 15 lere giderse borsa çekici olamaz.

      Sil
  43. Hocam yurt disinda dogmus yasamis ve ekonomik egitimini yurt disinda almis bir olarak sasirdigim seylerden biri, faizlerde bu denli sert artis ve inislerin olusu. Sonucda, dünyanin gelismis ekonomilerinde oldugu gibi, kücük artislarla karsi karsiya degiliz. Bir kac puan artisdan bahsediyoruz. Bu bile Türkiye ekonomisinin, stabil bir ekonomiden uzak oldugu izlemini vermezmi yatirimciya? Ben olsam bu denli volatil olan faizlerde cok dikkatli olmayi tercih ederim.

    2. Sorum: Kredi karti borclarinin risklerini ve bunun yol acabilecegi sonuclari nasil degerlendiriyorsunuz? Tehlike artmismidir yoksa eskisinden bir farki yokmudur?

    Isvicre'den sevgi ve saygilarimla

    Ozan Kaya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de merkez bankası yetkilileri uzun yıllardan beri enflasyonu yönetmenin temel şartının kurun kontrol edilmesinden geçtiğini düşünmüşlerdir. malum sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide hem kuru hem faizleri yönetemezsiniz (imkansız üçleme) hem faiz hem kurun kontrolü sadece faizlerin enflasyondan belirgin bir biçimde (%8-10) yüksek olduğu zamanlarda mümkün. dolayısıyla MB kura odaklanınca faizler de oynaklık arz ediyor.

      Sil
    2. Evet tabii gelişmiş ülkelerden bakınca buradaki hareketlilikler tuhaf görünüyor haklısınız. Türkiye ekonomisi zaman zaman stabil görünse de aslında sürekli hareket içindeki dengelere sahip bir ekonomi. Bunun temel nedeni de yapısal reformlarını yapamamış olması. Tasarrufların % 12,6, yatırımların % 20 olduğu ve cari açığın yüzde 7 dolayında olduğu bir ekonomide bir süre sonra faiz artırımı kaçınılmaz olarak yüksek olabiliyor.
      Kredi kartı borçları hızla arttı ama yine de batılı ülkelerle kıyaslandığında düşük düzeyde. Tehlikenin arttığı kesin. Bir çok kredi kartı borçlusu eski borcu yeniden borçlanarak kapatıyor ama şimdi faizler de arttı. Gerçi hükümet kredi kartlarına sınır uyguladı ama yine de tehlike var.

      Sil
    3. Eksik olmayin Mahfi hocam! Kalin sevgimle, hep

      Sil
  44. Hocam, gün içerisinde dolar tekrar 2.30'un üzerini gördü. CDS'de tekrar 250'nin üzerine çıktı. Faiz arttırımına rağmen bu trendin devam etmesi bizim için çok kötü günler manasına mı gelir?
    Saygılar,
    Serdar Öztürk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen karar vermeyin diyeceğim ama siyasetçilerin açıklamalarına bakınca insan gerçekten umudunu kaybediyor.

      Sil
  45. Hocam öncelikle yorumlamalarınız için teşekkürler. Ben devlet üniversitesinde okuyan bir öğrenciyim. Geçimimi ailemden sağlıyorum. Piyasadaki kötü gidişin bizim gibi sıradan halkı henüz vurmadığını düşünüyorum. Uzun vadede bize bir etkisi olur mu açıkcası bunu merak etmekteyim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orta uzun vadede hepimize etkisi olacağı kuşkusuz. Her şeyden önce enflasyon artacak.

      Sil
  46. Bu sabah usd deki düşüş % 4 dü. Akşam üzeri düşüş % 1 e geriledi.
    Merkez Bankası'nın şok kararına rağmen.
    Bu bize TCMB nin aldığı kararın da bir işe yaramayabileceğini göstermektedir.
    ABD değerli para istememektedir. Çin, Japonya değerli para istememektedir.
    Yıllarca Türkiye'de uygulanan değerli TL politikasının nasıl ucuz bir popülizm olduğu acı bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence hemen ABD'ya bağlamayın. Öncelikle kendi siyasetçilerimizin açıklamalarına bakın.

      Sil
  47. Hocam elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  48. Asıl sorun dövizi Türkiye'ye çekmek. Faizi gerektiği veya gerektirdiğinden biraz fazla artırmak ne kadar önemliyse, o parasını getirecek adamın parasını geri alabileceğini bilmesi de o kadar önemli. Bu sadece parasını getiren yatırımcıya garanti vermekle olmaz, aynı zamanda yatırımcının parasını kullanacak kişilerin de rasyonel bir ortamda çalışabiliyor olacağını bilmeli ki, yatırımcı kendi parasını kullanan son kullanıcının aldığı riske karşılık kar edebileceğini görsün ve yaptığı yatırımın rasyonelliğine ikna olsun.

    Rasyonel bir iktidar tarafından yönetiliyor muyuz?
    Yanıtınız dövizini yönünü gösterecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Temel soru bu. Yanıtını ise MB'nin kararı sonrasında Başbakanın verdiği demeçte bulabilirsiniz. Kararı siz verin.

      Sil
  49. Evet FED 10 bl. USD lik trim yapmis bulunmakta. Yarin piyasalarin acilisini kaygi ve biraz ilgiyle beklemekteyim. Umuyorum ulkemiz icin iyi olan olur.
    Sayin hocam kisa bir ozetle kurda nasil bir hareketlenme beklenebilir?
    Saygilarimla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben 10 milyar dolarlık indirimin zaten beklendiğini ve dolayısıyla bu maliyetin piyasalar tarafından satın alındığını düşünüyorum. Bir etkisi olacağı varsa da bu çok fazla olmaz. Siyasal mesajlar çok daha etkili olacak.

      Sil
  50. bugün hükümete yakın bir ekonomi yazarı brüt rezervlerin öneminin kalmadığı, piyasa net rezervlere baktığı için mb'nin bankaların zorunlu karşılık olarak yatırdığı dövizleri iade edip TL'yi geri isteyebileceğini, başbakanın kastettiği bir sonraki hamlenin bu olabileceğini yazdı. böyle bir hamle belki TL'nin değerini artırır ama bankaları da çok zorlar. bankalar zorlanınca bizim borsa banka ağırlıklı olduğu için düşüyor, kredi faizleri artıyor ve ekonomiyi olumsuz etkiliyor. hem TL'yi savunmak hem ekonomiyi canlı tutmak iki cambazın bir ipte oynamaya çalışması gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bankalar TL bulabilmek için mevduat faizlerini hızla artıracaklar demektir. Bunlar panik halinde sergilenecek davranışlar. Piyasa paniği hissederse işler daha da kötüye gidebilir.

      Sil
  51. Mahfi Hocam Merhaba;
    yazılarınız her zaman ki gibi son derece yalın ve doyurucu bir dille yazılmış..elinize sağlık...merkez bankasının son derece sert bir şekilde faizleri yükseltmesine rağmen kurlarda çokta sert olmayan bir düşüş gerçekleşmesinin bence en önemli nedeni sermaye'nin faiz hareketlerine duyarlılığının mevcut siyasal konjonktürde çokta esnek olmamasıdır..Öyle ki CDS'lerle eşanlı olarak yükselen faizler yurt dışından çokta bir sermayenin ülke içerisine girmesini önlüyor gibi....

    Murat Gökçek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Doğru teşhis. Demek ki MB'nin faiz artışı düşük kalmış. Zaten dün yaptığı ihalede yüzde 10'luk faizi kullandı. Bu yetmeyebilir.

      Sil
  52. hocam bahsettiğiniz koşullar:

    Şimdi de kısaca bu kararın piyasalarda yaratacağı etkiyi ele alalım (1) Borsa yeniden çekici hale gelecek. Hiç kuşkusuz bunun olabilmesi piyasa faizlerindeki yükselmenin sınırlı kalmasına bağlı. (2) TL değer kazanacak. Ki bu zaten görülmeye başlandı. (3) Türkiye’nin risk priminde (CDS priminde) gerileme ortaya çıkacak. Bu etki de yaşanmaya başlandı. (4) Faizlerdeki artış nedeniyle Hazine iç borçlanmasında ve özel kesim borçlanmasında maliyet artışları yaşanacak. (5) Kredi faizlerinin artması sonucu kredi kullanımında yaşanacak düşüş, yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi düşürecek. (6) Faiz artışı eğer mevduata da yansırsa tasarrufları artırıp tüketimi dolayısıyla iç talebi düşürecek. Bunun büyümeye olumsuz, cari açığın düşürülmesine olumlu etkisi olacak.

    iktisatta bahsedilen "CETERİS PARİBUS" varsayımı altında gerçekleşmesi muhtemel olaylar.

    başbakan erdoğan'ın çok daha önceden kararlılıkla belirttiği ve önceki yazılarınızda da belirtiğiniz "SIFIR FAİZ" hedefi, "faiz lobisi" olarak bellediği kitlelere karşı, silahın faiz olarak kullanılacağını ısrarla belirtmesi yüzünden faiz kararlarına karşı en büyük tepkiyi gene başbakan erdoğan veriyor.

    psikolojide "katarsis" denilen bir kavram vardır. özetle bardağı taşıran son damla olarak açıklamak mümkün. tablonuzdan da açıklanacağı gibi gezi parkı olayları sonrası artan siyasi endişeler neticesinde ülkemizdeki döviz kurlarının fiyatlaması artık ekonomik göstergelerle değil bürokratların iki dudağının arasında olmakta. gezi parkı olayları domino taşı etkisi yapmış gibi görünüyor.
    bu aşamada 2. dalgayı da 17 aralık süreci olarak işaretlemek mümkün.

    uzatmak istemiyorum lakin başbakan erdoğan'ın açıklamasını paylaşmak istiyorum:
    "Çünkü her zaman söylediğimiz şey yüksek faizin bu noktada tek enstruman olmadığıdır. Ben burda bir tezimi söyleyeyim, isterseniz değerlendirirsiniz. Ben enflasyon olayında enflasyon ile faizin ters orantılı değil, doğru orantılı olduğuna inanırım. Yani enflasyon ile faiz arasındaki ilişki sebep netice ilişkisidir. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faizi yükseltirseniz, enflasyon da yükselir. Düşürürseniz, ikisi beraber düşer. Ters orantılı olarak düşündüğünüzde her zaman için çok daha olumsuz neticeler alırsınız. "

    http://haber.gazetevatan.com/iyi-niyetimizi-koruyamayiz/604909/1/gundem

    özetle, başbakan erdoğan, merkez bankası'nın gönderdiği mektubu da kale almamış görünüyor ve adeta iktisatı baştan yazma çabası ya da büyük ihtimal yardımcılarının yanlış yönlendirmesi sonucu bu hataya düşme eğilimine giriyoruz.

    aslında warren buffet gibi havayı koklamak yeterli olur bence. buffet, bildiğim kadarıyla teknik analize önem vermeyen bir yatırımcı (teknik analizin alım satım noktalarını belirlemede yardımcı olduğunu söylemek istedim sadece).
    artan siyasi kaygıların olduğu bir ortamda ekonomik göstergelere bakmaktansa siyasilerin dediklerinin ne kadar umut verici olup olmadığına bakarak beklentileri buna göre içselleştirmek daha cazip duruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eğer Warren Buffett teknik analize önem vermiyorsa ben de Atilla Yeşiladayım :)

      Sil
    2. Sayın adsız tahmin ettiğim gibi yanlış anlamışsınız. Buffett muhasebe kökenli bir yatırımcı. Muhasebe de süreklilik kavramı vardır... Özetle Buffett, şunu alayım kar edeyim diye değil, bu şirketin duruşu kalitesi performansı umut verici o zaman uygun zamanda almalıyım diye düşünen birisi olduğunu belirtmek istedim. Bu uygun zamanı da haliyle teknik analiz ile belirlemek mümkün.

      Sil
    3. Warren Buffet'in ne yaptığı çok önemli değil. Bana sorarsanız ne dediği de o kadar önemli değil. Pozisyonu olan kişilerin yorumlarından uzak dururum ben. Dinlerim ama iskonto ederim.
      Yorumunuza katılmamak mümkün değil. Siyasetin konuya böyle girdiği bir ortamda faizi istediğiniz düzeye çıkarın beklediğiniz sonucu alamazsınız. MB faizi artırıyor hemen ardından bunun karşıtı siyasal açıklama geliyor. Bu yaklaşımla bu kısır döngüden çıkamayız.

      Sil
  53. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  54. hocam faizin artması eğer etkisi olursa doların düşmesi enflasyonu düşürmez midir? yıllardır akp yüksek faiz düşük kurla enflasyonu baskılamamış mıdır? ( fed etkisini düşünmezsek)

    fedin tahvil alımını indirdikten sonra faiz artışına karşılık gelmezse dolar değer kaybetmeye devam edip enflasyon artar mıdır? saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllardır AKP yüksek faizle enflasyonu baskılamadı. Tam tersine son yıllarda faiz düşük kaldı. Kur da öyle. Aslında enflasyonu da faizi de baskılamanın yolu olarak düşük kur kullanıldı.
      Doların seyrini göreceğiz. Fed'in 10 milyarlık indirimi zaten bekleniyordu ve dolayısıyla fazla bir etkisi olacağını sanmıyorum.

      Sil
  55. Elinize sağlık Hocam. Yalnız faizler buralarda kalsa da Borsa nasıl yükselebilir? Kur kaynaklı zarar dolayısıyla karlılık yıl sonu finansallarda düşecektir. Finansman maliyeti artışları dolayısıyla ilk 3 ay da karlılık açısından kötü olabilir. Temettüyü bir süre unutacağız gibi duruyor. Artı dış sermaye de kaçıyor. İçerideki sermaye deseniz zaten iç kaynaklı risklerin farkında, yatırıma niyet yok. Borsayı hangi dinamikler yükseltebilir? Neyi gözden kaçırıyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben borsa biraz daha düşerse girişlerin başlayacağını düşünüyorum. Ama bunlar faiz kadar siyasal yaklaşımlara da bağlı tabii.

      Sil
  56. hocam birkac sorum olacak, konuya yabanci biri oldugum icin terimlerle degil de basit bir sekilde sorularimi iletmeye calisacagim:
    1.) merkez bankasi faizleri yukseltti ve bankalar haftalik veya gunluk ellerindeki paralari yatiriyorlar ve merkez bankasi onlara bir faiz oduyor, dogrumudur?
    bu faiz odemeleri icin gelir kaynagi nedir? yani merkez bankalarinin gelir kaynaklari nelerdir? nekadari bizim vergilerimizden saglanmaktadir?

    2.)uretmeyen bir ulkeyiz, ama ithalattan geri kalmiyoruz, tarihe baktigimizda bizden cok dha kotu durumdan suanda iyi duruma gelen bir takil ulkeler var, ornegin ikinci dunya savasi sonrasi almanya. bizde kurlar yuksek kalsa uzun bir sure, bu durumda ithalat cekiciligini yitirse, ve o cok istedigimiz yapisal reformlar icin uygun ve mecburi durum bu sekilde olussa bu daha iyi degilmidir? en azindan belli bir sure zorluk cekeriz ama sonunda ithal edemedigimiz o mallari yerli olarak uretme yoluna gideriz diye dusunuyorum. enerji konusunda ise yerli bir takim cozumlere zorunlu olarak odaklanacagimiz bir ortamda bu sekilde cikabilir diye dusunuyorum. yani bir sure surunup, ayaklarimizi ulke olarak yorganimiza gore uzatsak, sonumuz daha kalici bir sekilde iyi olmayacak mi? bu konudaki gorusleriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) MB para yatıran bankalara düşük faiz ödüyor (gecelik % 8) buna karşılık kendisinden borç alan bankalardan yüksek faiz alıyor (haftalık % 10, gecelik % 12.) Dolayısıyla para alış verişinden MB karlı çıkıyor. MB, bir liraya mal ettiği kağıt paranın üzerine 100 TL yazınca 99 TL kar etmiş oluyor.
      (2) Üretmeyen bir ülke olduğumuz görüşü bence doğru değil. Türkiye ciddi biçimde üretim yapan bir ülke. Bizim sorunumuz marka yaratamamış olmak. Onun için ürettiğimiz kendi adımızla ve pahalıya satamıyoruz. Yapısal reformlar konusunda yerden göğe haklısınız. Bunları yapamazsak ne markamız olur ne de başak bir şeyimiz.

      Sil
  57. hocam her zamanki gibi mükemmel bir yazı;
    hocam bu cds işlemlerini kimler ( hangi şirketler) yapmaktadır. yani hangi kurumlara cds ödemeleri yapılıyor... (internette cds işlemleri yapan bir kurum bulamadım)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Ayrı bir cds şirketi yok.Bunları bankalar ve sigorta şirketleri yapıyor.

      Sil
  58. selamlar hocam. az önce yazdım ama sanırım hata oluştu tekrar yazıyorum.
    Hocam çalışmalarınızı yakından tkip etmeye başladım. ekonomi politikası kitabınızıda okudum ve çok beğendim. Birkaç kitabınızı daha sipariş ettim bir iki güne kadar elimde olur. hocam ben işletme mezunuyum fakat seneye yüksek lisansımı iktisat alanında yapacağım. Sizden ricam şu bana okumamı tavsiye edebileceğinizuluslararası iktisat ve ikdisadi düşünce tarihi kitapları varmı. Mutlaka okumalısın dediğiniz iktisat kitapları varsa ve bana isim verebilirseniz size çok minnettar kalırım. Şimdiden Teşekkür eder çalışmalarınızdaki başarınızın devamını dilerim. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Eğer okumadıysanız size iki kitap önereceğim: (1) Gülten Kazgan, İktisadi Düşünce Tarihi veya Politik İktisadın Evrimi (Remzi Kitabevi yayını) (2) Alaeddin Şenel, İlkel Topluluktan Uygar Topluma.
      Şenel'in kitabı bir ekonomi kitabı değil ama okuduğunuz zaman size önermekte haklı olduğumu düşüneceksiniz.

      Sil
  59. hocam her zaman ki gibi cinayeti iyi betimlemişsiniz ama katili ifşa etmemişssiniz.Neden ekonomideki bu bu yıkıcı dalgalanmların ve krizlerin sebebinin kapitalist sistemin kendisi olduğunu söylemiyorsunuz.Bu ülkede yaşayan insanların yüzde kaçı finansal araçlarla ilgileniyor; cömert bir tahminle en fazla %1'i.hatta bu dünya nüfüsu içinde geçerli sayılabilir.Peki neden özellikle 1980 den sonra başlayan süreç kapsamında 2008 krizi ve hatta 1929 ve 1973 krizleri en çok %99'u etkiliyor.Sanal bir dünya üzerinde oyun oynayan şişman-kel sermayedarların hevesi bizim reel emeğimize ve reel yaşamımıza nasıl bu kadar etki edebiliyor.Fed in altığı tahvil alımı azaltma kararları bizim yaşamımızı neden bu kadar etkiliyor.Bu merkez-çevre ülke sarmalından ne zaman kurtulacağız yada bu kapitalist kalkınma modelini niye bu kadar cazibeli gösteriyorsunuz? Bence iktisat paradigması 2008 den itibaren değişti.Ve siz hala eski model iktisatçılar gibi sadece cinayeti anını anlatıyorsunuz.Bugün gerekl,i olan bu cinayetin şahitleri değil,gereken şey katili göstererek "suçluyorum" diyebilmek.Bugün dünyayı bir uyuşturucu gibi etkisi altına almış bu finansal füsunun devam etmeyeceğini bizden daha iyi biliyorsunuz.Peki neden topluma,yığınlara bunu anlatmıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2008'den itibaren değişti dediğiniz paradigma eskisinden çok daha birbirine bağımlı bir küresel sistem yarattı. Kapitalizmin kriz yaratan bir mekanizma olduğunu Küresel Finans Krizi kitabımda uzun uzun yazdım ve eleştirdim.

      Sil
    2. Kitabinzdan haberder degildim hocqm ozur dilerim.en yakin zamanda okuyacagim.haksiz yargilama yapmisim ama genel iktisadi bakisin cogu iktisatci icin ayni kaldigi serhini dusmek istiyorum.saygilar

      Sil
  60. Merhaba,''haftalık repo faizini de yüzde 4,5’dn yüzde 8’e çıkarma kararı almış..''sayın hocam bu rakam tahminlerinizi yaparken nasıl bir hesaplama metodu kullanıyorsunuz?İlginiz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haftalık repo faizini % 4,5'dan 10'a çıkardı.
      Tahmin yöntemimi açıklamıyorum.

      Sil
  61. Hocam öncelikle yazınız için çok teşekkür ederim.
    Dün Başbakanın Merkez Bankası'nın müdahalesi eğer etkili olmazsa alışılmışın dışında bir takım uygulamalara gidebiliriz demesinde "alışılmışın dışındaki uygulamalar" için sizin bir tahmininiz var mı? Alışılmışın dışındaki uygulamaların ne olabileceğine ilişkin bir ipucu vermedi çünkü piyasaları etkilemek istemiyormuş ama şimdiden piyasada bu uygulamalara ilişkin spekülasyonlar oluşturulmaya başlandı bile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herhangi bir tahminim yok. Ama bu tür açıklamalar belirsizliği ve riski artırdığı için faiz artırımı beklenen sonucu vermiyor.

      Sil
  62. Mahfi Eğilmez ve takımı topyekün Faiz borazanını en üst pesten üfleyebildiğiniz kadar üflediniz: Faiz yükseltilsin Doların fiyatı düşer dediniz: Gecelik Borç verme Faizi %12 oldu. Ne oldu da Dolar basket topu gibi sekerek aynı yere geldi? Bana FED demeyin çünkü bu zaten biliniyordu. Dolar 5 TL olsa Ne olurdu ki? Zaten İthalata dayalı bir ekonomi sahibiyiz. Dolarla alıp Dolarla satıyoruz. Hammadde ithal edip üreterek iç piyasaya vermiyorsak kim zarar ederdi ki? Kaldı ki böyle bir durumda böyle bir üretici Faizler %7,75 gibi bir seviyedeyken Zararı minimum seviyeden kapatabilirdi. Ama siz makrocular bas bas bağırıp kime davul çaldığınızı bilerek bu piyasada panik yaratmak için her türlü enstrümanı kullandınız. Şimdi döviz eski yerinde. Bunun vebalini Tayyip'e, siyasi krize veya FED'e bağlamak ne kadar doğru sorarım size?!...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi artırdığınız gün bunu kerhen yaptığınızı söylerseniz hiçbir sonuç alamazsınız. Döviz burada da durmaz. Faiz mucize yaratamaz. Önce ekonominin gereklerini yapacaksınız. Yaptığınıza kendiniz inanacaksınız ki başkaları da inansın. Mecbur kalarak zorla istemeden yaptığınız hiçbir şeyde sonuç alamazsınız. Bunları derslerde öğretiyoruz buyrun siz de gelin belki bir şeyler öğrenirsiniz.

      Sil
    2. Sizin deyişinizle ekonomi moralle, "hadi aslanım" gazıyla çalışıyor öyle mi? Bu yaklaşıma göre Toplumların, bireylerin temel ihtiyaçları ekonomiler içinde beyhude birer unsur. Adını koyduğunuz bu psikoloji Future marketler için geçerli olabilir ama anlık arz-taleplerle çalışan faiz ve döviz için ne kadar geçerli olur?! Bugün moralim bozuk birikimimi Dolara yatırayım, moralim düzelince Faize geçerim felsefesi Bağdat Caddesi'nde 50 dükkan sahibinden başka kime ait olabilir?! Bankalar mevcut talebin üzerinde akreditasyon borçlanırken Merkez Bankasına mı sordu? Hesabını bilmeyen Kredi Kartı kullanıcısına ceza kesilirken Hesabını bilmeyen bankalara kim ceza kesecek? Aptal yöneticilere sahip Bankaların kardan zararına ben niye ortak olayım ki?!
      Bu arada Dersleriniz online ise memnuniyetle katılırım. Çünkü yurtdışında çalışıyorum. Maaşımı da USD olarak alıyorum...

      Sil
  63. Yazı için teşekkürler hocam.
    İzninizle, Başbakanın " Bence enflasyon ile faiz doğru orantılıdır" cümlesini sizin ekonomi görüşünüze göre yorumlamanızı rica edeceğim.
    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu söz faiz artırımının niçin başarılı olmadığının özetidir. Hem faizi artırıp hem de bunu söylerseniz sonuç böyle olur.

      Sil
  64. Hocam yabancılar örneğin Amerikalılar Türkiyede tahvil almak isterlerse kendi ülkelerinde faizlerin daha yüksek veya alçak olduğunu şu şekilde mi tespit ediyorlar .Amerikada 10 yıllıkların faizi %2,67 Türkiyenin CDS primi % 2,5 .Bunların toplamı %5,7 dolar yani 100 dolarlık tahvil için Türkiyede almaları gereken tahvil getirisi en az 5,7 Usd gerekir.Bu değerin TL karşılığı 5,7Usd*2,28TL=12,99 TL .Halbuki Türkiyer tahvilleri Yıllık faizi % 10 Yani 100 TL için 10 TL .Dolayısı ile Türk tahvillerinin getirisi Amerikan tahvillere getirisine göre 12,99 TL-10,00 TL=2,99 TL veya %2,99 daha ucuz.Böyle düşünmek doğrumu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kabaca böyle hesaplıyorlar. Kur artışı aleyhlerine azalışı lehlerine çalışıyor

      Sil
  65. Hocam MB nin ve FED in kararından sonra Altın için nasıl bir tablodan söz edebiliriz Saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in kararının pek bir etkisi olmadı ama TCMB'nin faiz artırımı kurları aşağı çektiği için Türkiye'deki altın fiyatını biraz düşürdü.

      Sil
  66. hocam bir suru yorum geliyor farkindayim, yalniz benim kafama yatmayan bazi seyler var sormam gerekti ve cevaplariniza ihtiyacim var:
    kurlar yuksek faizler dusuk kalsaydi zamanla ithalat cekiciligini yitirecek ve yerli uretime kayilmayacakmiydi.
    ornegin ben isvecte yasiyorum, burada yerli marka spor ayakkabi var ve adidas nike gibi markalar kadar kaliteli ve daha da ucuz, burada insanlar yabanci markalar yerine, yerli uretimi ayakkabiyi tercih ediyorlar cunku hem ucuz hemde cok kaliteli.

    diyelim bizde faizler on yil dusuk kaldi ve kurlar da yuksek kaldi. zamanla girisimciler bu ortamda, 'hadi ben yerli bir ayakkabi ureteyim zaten ithalat pahali' demeyecekmiydi. boylece hem cari acigimiz dusecek hem de bu kosullarda markalar, urunler yaratmayacakmiydik. eger benim bu dedigim dogru ise faizleri yukseltmek yanlis bir karardi?

    faizleri yukseltmemizin nedeni, doviz cinsinden borclanan ozel sektore can simidi vermek gibi birsey, aksi takdirde batanlar olacak ve issizlik artacak hepimizi etkileyecek.

    tamam ama bu argumana karsilik benim yuksek kur dusuk faiz argumanimda su sekilde karsi cikabilir: evet issizlik vs artacak batan firmalar olacak ama, belli bir zaman sonra yerli uretime yonelen firmalar ortaya cikacak ve issizlik tekrar azalacak hem de sonucta cari acigimiz da azalmis olacak, belki de bu donem de markalarimizi yaratacagiz ve daha rekabetci bir sekilde dis piyasaya acilacagiz.

    hocam allah askina cok mu sacma benim bu dusuncem? Eger mantikliysa neden biz bu yola gitmedik? faizi artirdik vs?
    saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediklerinizde doğruluk payı var tabii. Yüksek kurun da yüksek faizin de zararları var yararları var. Türkiye'nin 2014 yılındaki en büyük sorunu yetersiz iç tasarruflarının yerine dış tasarrufları çekebilmek. Kararı bu etkiliyor. Bu konuda bir yazı yazacağım.

      Sil
  67. Saygılar hocam, yazılarınız ve durum değerledirmeleriniz için ne kadar teşekkür etsek az.

    MB ne yaparsa yapsın döviz kurunu ve faizi dizginleyemeyecek.
    Hükümet elimde alternatif politikalar var diyor.
    MB da politikalarında geç kalıyor, güven arz etmiyor nasılsa döviz düşer ama tez toparlanır bu arada yeni alımlar yaparız diyorlar. ve kimse satışa geçmiyor.
    Yeniden fiyatlandırmalar da yeni fiyatlandırmalara gebe.

    Bakalım ne olacak. Durum düzelmezse şimdiden size başlık seçtim hocam.
    "Şubat'ta kriz bir başka olur" diye güzel bir konubaşlığı atarsınız artık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Yok böyle başlıklar atmayalım.
      Bu konularda peş peşe iki yazı yazdım ilkini siteye koydum.

      Sil
  68. Hocam özel sektörün döviz riski ve bu riskle mücadele etme (riskten korunma) ile ilgili bir yazı yazarsanız özel sektöre önümüzdeki dönem için ışık tutar ve bizlerde istifade ederiz. Bir de spk başkanının bahsettiği döviz opsiyonlarını işleme açmayı planladıklarından bahsetti. Bu piyasa özel sektör tarafından ilgi görür mü ve kullanırlar mı ? Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  69. hocam ellerinize sağlık

    Hocam TCMB piyasayı repoyla fonlayacağını söyledi.Dün de 33 milyar TL'lik repo ihalesi açtı ve sanırım 40 küsür milyar TL talep geldi.Yani fonlamamanın bir kısmını %12 yle yaptı diye düşünüyorum.Fakat TCMB nin sitesinde yazan ortalama fonlama maliyeti 9.26.Nasıl oluyor hocam bu, neyi gözden kaçırıyorum? Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu açtığı ihale haftalık repo ihalesiydi. Faizi % 10. Sizin dediğiniz % 12 faizli olan gecelik borç verme faizi. Henüz onu kullanmadı.
      MB'nin sitesinde yazan ortalama fonlama maliyeti % 10, % 12 ve piyasa yapıcılara uyguladığı % 11,5 oranlı faizlerle aylık repoların faizlerinin ortalamasını gösteren oran. Kullanım miktarının ağırlığı da dikkate alınarak hesaplanıyor.

      Sil
  70. Hocam kisaca bu olaya spekülasyon amaçli para talebinin düşmesi diyebilir miyiz. ( faiz artiriminin işe yaramamasini)

    YanıtlaSil
  71. mahfi hocam değerli yazınız ve düşünceleriniz için bir kez daha teşekkürler.

    hocam faizin %4.5ten %10 a çıkması alışılagelmişin dışında bir olay son yıllar için..bu faiz artışının hemen etki göstermesini beklemek sizce ne derece doğru? faizi 2 katından fazla artıranlar yani ppk sizce bunu çok kısa vadede işe yaraması için mi yaptı? faiz artışının ilerki günlerde yabancı sermaye,ülke içi yatırım,tüketim ve tasarruf gibi bir çok ekonomik göstergeye etki edeceğini umut etmeyecek kadar karamsarmı olmalıyız..ve son olarak çevremdeki bir çok iktisat,ekonomi vs. mezunu yani kabaca makro bilen insanlar bile mb kararına bu denli karamsar yaklaşırken, mb sının siyasi baskı altında olduğu gerçeğiyle şeffaf para politikasını nasıl uygulamasını bekleriz..belki biraz sabırlı olmalıyız diye düşünüyorum..yanılıyorsam düşüncelerinizi duymak isterim hocam.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi