Musa'dan Freud'a (2005 tarihli bir yazım)
Sigmund Freud, ölümünden hemen sonra yayımlanmış olan
“Musa ve Tektanrıcılık” adlı son kitabında çeşitli kanıtlara dayanarak Musa’nın
aslında yahudi değil Mısırlı olduğunu ileri sürüyor. Bu kanıtlar arasında en
önemlisi Musa (Moses) adının Mısır kökenli olması.
Gerçekten de Mısır
firavunlarından bazılarının taşıdığı Tutmoses adının moses biçimindeki ikinci
yarısı bu iddiayı doğrular gibi görünüyor. Mısırlı olan Musa’nın yahudilere
getirdiği yeni dinin de Mısır kökenli olduğunu söyleyerek iddiasını sürdürüyor
Freud.
Aslında totem inancından kotarılarak gelen yarı hayvan, yarı insan
görünümlü tanrılara dayanan Firavunlar devri Mısırının diniyle, tek Tanrı
düşüncesine sımsıkı sarılı bulunan yahudilik arasında hiçbir benzerlik yok.
Herşeyden önce yahudiliğin fazlaca üzerinde durmadığı ölümden sonrası için
Mısır dininde inanılmaz ayrıntılar söz konusu. Mısır’da mumya tıbbı ve
sanatının doruk noktasına çıkmasının ardında bu yatıyor.
Öyleyse Freud nereden
çıkarıyor Musa’nın Mısır dininden yararlanarak kendi dinini kurduğunu? Bu
sorunun yanıtını verebilmek için öncelikle Mısır tarihinin en ilginç firavunu
olan Akhenaton’dan kısaca söz etmek gerekli.
Mısır’da
firavun III. Amenhotep’in ölümü üzerine tahta geçen oğlu IV. Amenhotep marfan
sendromu adlı bir hastalık çekmektedir. Bu hastalık insanın kemiklerinin,
kulaklarının uzamasına ve dolayısıyla gözlerinin çekilmesine yol açan bir
hastalıktır. Gerçekten de IV. Amenhotep’in heykelleri incelendiğinde bu hastalığın
firavun üzerinde yarattığı etki açık ve net olarak görülmektedir. Karılarından
birisi ünlü Nefertiti’dir.
IV. Amenhotep, Amon rahiplerinin yönetiminde bulunan
çok tanrılı Mısır inancını reddederek Aton adını verdiği tek bir Tanrı’ya
inanmaya ve tapmaya başlar. Adını Akhenaton olarak değiştirir, Amon rahiplerini
aşağılar ve bu yeni dine uymayanlara cezalar vermeye başlar. Mısır’ın
başkentini Teb’den yeni kurduğu Akhetaton’a taşır. Burada Aton rahipleri okulu
kurar ve yeni dinin rahiplerini yetiştirmeye başlar.
Uygulanan bütün cezalara
karşın yeni dinini halka yaymayı başaramaz. Ölümünden sonra tahta oğlu
Tutenkaton geçer. Aton dini reddedilir, Amon rahipleri eski güçlerine kavuşur,
Akhetaton kenti yerle bir edilir, tapınaklardan Aton ve Akhetaton adları silinir.
Tutenkaton ve karısı Ankesenpaton da adlarını, Aton dininden Amon dinine dönüşü
simgeleyecek biçimde, Tutenkamon ve Ankesenamon olarak değiştirirler.
Musa’nın
hangi firavun zamanında yaşadığı ve dolayısıyla yahudilerin Mısır’dan hangi
tarihte çıktığı kesin olarak bilinmiyor. Freud, bu dönemin Akhenaton dönemi
olduğunu varsayıyor. Günümüzün yaygın kabulü ise bu dönemin II. Ramses dönemi
olduğu biçiminde. II. Ramses’in Mısır
tahtına geçtiği tarih Akhenaton’un ölümünden yaklaşık 70 yıl sonrasına denk
geliyor.
70 yıl çok uzun bir süre olmadığı için Akhenaton’un ve kurduğu yeni
dinin etkisinin, hiç değilse Aton rahipleri okulundan yetişmiş olan kişiler ve
onların çocukları arasında devam ettiğini kabul etmek yanlış bir yaklaşım
olmaz. Dolayısıyla Musa, Akhenaton’dan 70 yıl sonra sonra yaşamış olsa bile bu
bilgilerin kendisine ulaşmış olması
mümkün.
Sigmund
Freud, tek tanrı inanışının aslında Mısır’dan önce Suriye’deki bazı kavimler
arasında yaygınlaştığını ve Akhenaton’un öncülü olan firavunlar zamanında
oraların ele geçirilmesiyle bu düşüncenin alınıp benimsenmese bile düşünülmeye
başladığını ileri sürüyor.
Bu düşüncenin adaptasyonunun Mısır’ın sınırlarını
genişleterek emperyal bir güç olmasıyla ilintili olduğunu ortaya koyuyor. Yani
Mısır, bir dünya gücü olmaya doğru ilerlerken, mevcut yerel tanrıların yerine,
daha evrensel bir tanrı kabul etmek ve bu yolla birliği sağlamlaştırmak
zorundaydı demeye getiriyor.
Yerel tanrılarla ancak yerel yönetim yapmak
mümkündü. Madem ki Mısır artık dünya imparatorluğu olmaya gidecekti o zaman
evrensel bir tanrı gerekliydi Mısır’a.
katılıyorum bu yoruma daha sonra gelen dinlerde evrensel olarak tüm insanlığa geldi.ve dünyaya yaılabildi.
YanıtlaSilNe farkeder evrimleşmediktikten sonra tek olmuş çok olmuş kafa değişmedikçe aynı terane
YanıtlaSilBen de yeni okuyorum Musa ve Monoteism kitabını, Musa'yı Yahudilerin öldürdüklerini öne sürmesi de çok
YanıtlaSililginç geldi bana;sünneti arı ırk olan Mısırlılar'dan bir farklarının olmadığını göstermek için aldığı, Aton dininde öbür dünya inancının olmaması, Aton'un Yehova'ya dönüşümü, 2 ayrı Musa olması da ilginçti. En ilginci de bu kitabı yazarken ait olduğu topluluğun maruz kalıyor olduğu şeyler.
Şu görüşe katılabilmemiz için;
YanıtlaSil"Yani Mısır, bir dünya gücü olmaya doğru ilerlerken, mevcut yerel tanrıların yerine, daha evrensel bir tanrı kabul etmek ve bu yolla birliği sağlamlaştırmak zorundaydı demeye getiriyor."
diğer firavunların da bu yoldan gitmiş olması gerekmiyor mu?
Bence Akhenaton Musa. Akhenatonun nasıl nerede öldüğü bilinmiyor. Yahudilerin ne zaman Mısırı terk ettiği de tam bilinmiyor. Tek tanrı vardır diyen Akhenaton dini inancı baştan aşağı değiştirdiği için yaptığı her şey yakıldı yıkıldı muhtemelen kendisi de kaçtı. Musa da Mısırdan kaçtı Akhenaton da Musa da tek tanrı diyordu yani ikisi aynı kişi.
YanıtlaSil