Rezerv Para

Bu başlıkta ayrı ayrı ele almamız gereken iki kelime var: Rezerv ve para. Para, birkaç işlevi olan bir araçtır. Paranın işlevlerini üç temel amaç çerçevesinde sıralayabiliriz: (1) Bir mal veya hizmeti satın almak için kullanılır. Pazardan bir kilo domates satın almak istediğimizde karşılığında yarım kilo fasulye vermemize gerek bırakmayan şey paradır. (2) Değer biriktirmek için kullanılır. Tasarruflarımızı bankaya yatırdığımızda paramız faiz kazanarak değerini korur. Hatta eğer faiz enflasyondan yukarıdaysa paramızın değeri artar. Böylece ilerideki ihtiyaçlarımızı karşılamak için bugünkü kazanımlarımızın değerini korumamıza yardım eder. (3) Ölçü birimi olarak kullanılır. Pazardan bir kilo domates almaya gittiğimizde kilosunun 2 lira olduğunu öğrenince bu bizim için bir ölçü oluşturur. Demek ki domatesin fiyatı buymuş diye düşünürüz.

Rezerv, saklama ve biriktirme karşılığı kullanılan bir kelimedir. Lokantalarda bazen bir masa üzerinde rezerve yazısı görürüz. Bunun anlamı o masanın bir müşteri için ayrılmış, saklanmış olduğudur. Rezerv para da aşağı yukarı bu anlamda kullanılır. Yani “biriktirilebilir para.” Örneğin ABD doları rezerv paradır, çünkü dünya ticaretinde ağırlıklı bir kullanıma sahiptir. Dolayısıyla Amerikalının yanı sıra Japon, Türk ya da Çinli de bu parayı elinde tutabilir. Çünkü istediği zaman bu parayı kullanabilme imkânı vardır. Buna karşılık Taylandlılar dışında kimse elinde Tayland Bahtı tutmak istemez. Çünkü bu parayı ancak Tayland’da harcayabilmek mümkündür. Buna karşılık ABD dolarını Tayland’da kullanmak mümkündür. O nedenle Tayland Bahtı rezerv para olarak kabul edilmez. Bir paranın uluslar arası alanda rezerv para olarak kabulü o paranın ticarette ve çeşitli ilişkilerde yaygın biçimde kullanılmasına bağlıdır. Altın da uluslar arası geçerliliği olan bir değer biriktirme aracı olduğu için rezerv varlık olarak kabul edilir. 

Ülkelerin merkez bankaları, tıpkı insanlar gibi kötü günler için rezerv bulundururlar. İnsanlar bunu yaptığında adına tasarruf, merkez bankaları yaptığında adına rezerv denir. Merkez bankaları iki türlü rezerv varlık bulundururlar: Yabancı para (döviz) ve altın. Hangi paraların rezerv para olarak kabul edildiğini ve bunların rezervlik derecesini anlamanın en kestirme yolu ülkelerin döviz rezervi içindeki ülke paralarının oranlarına bakmaktır.
           
IMF verilerine göre 2011 yılsonu itibariyle ülkelerin Merkez bankalarının bulundurduğu rezerv paraların dağılımı yüzde olarak şöyle görünmektedir:

Dolar yüzde                 60,2
Euro yüzde                  26,7
Sterlin yüzde                  4,2
Yen yüzde                     3,9
Diğer paralar yüzde       5,0

2000 yılında doların ağırlığı yüzde 71,1, euronun ağırlığı ise yüzde 18,3 imiş. Yani son dönemde dolardan euroya bir miktar kayma ortaya çıkmış olsa da dolar, temel rezerv para olma özelliğini ve ağırlığını kaybetmemiş görünmektedir. 

Yorumlar

  1. sayenizde farklı konularda bilgi sahibi oluyorum hocam teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Hocam merkez bankası rezervi belirlenirken nelere dikkat edilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belirli bir kriter yok. Eskiden 6 aylık ithalatı karşılaması hedef alınırdı. Şimdilerde benzer ülkelerin durumuyla karşılaştırma yapılıyor ve ona göre tavır alınıyor.

      Sil
  3. Bu yazı özellikle 1.sınıf iktisatçılar için iyi bir kaynak teşkil edebilir.Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  4. Hocam sizce doların konvertibilitesi 2008 krizinden sonra iyi durumda mı? Yani ülkeler için dolar mı rezerv tutmak daha mantıklı yoksa altın rezervine yönelmek mi? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki TL aşırı değer kaybıyla karşılaşmış olsun. Bu durumda MB dolar satarak kuru düşürmeye çalışır. Yani dolar rezervi varsa bunu yapabilir. Ama altın rezervi varsa altın satarak aynı işi yapamaz. O nedenle ikisinin yeri farklı.

      Sil
  5. Hocam butun yazilarinizi takip ediyorum, butun hepsinde okuyucuya verilmek isteneni net bir sekilde iletiyorsunuz. Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  6. Yazılarınızı okurken TV'de yorumlarınızı izlediğimde "birşeyler öğrenme" zevki yaşıyorum. Hocalığınız muhteşem. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. ismail karakaş
    Hocam Merhaba
    Yazılarınızı beyenerek her gün takip ediyorum,çok yararlanıyorum,teşekkürler hocam.
    Merkez bankamız elindeki rezer para cinsi abd dolarımı,Altın mı yoksa euro mu? Olması gereken nedir.

    YanıtlaSil
  8. Hocam Merhaba,
    Yazılarınızı büyük bir ilgi ile okuyor, bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Merak ettiğimiz konularda bilgilenmemizi sağladığınız için çok teşekkürler. Sormak istediğim bir soru var. Bildiğim kadarıyla T.C Merkez Bankası'nda rezerv para olarak dolar bulunuyor. Ama TL sıkıntısı yaşandığı zamanlarda özellikle de ciddi bir eksiklik ise rezervdeki doların karşılığı kadar TL de bulundurulması gerekmiyor mu? Ve gerekiyorsa bulunduruluyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TL bulundurmaya gerek yok. Gerek oldugunda basabiliyor zaten.

      Sil
    2. peki bastığı zaman enflasyon artışı yaşanmaz mı?

      Sil
    3. TL sıkıntısı için para basarsa neden enflasyon olsun ki? Eksiği kapatır bu emisyonla zaten.

      Sil
  9. hocam, öncelikle faydalı yazılarınız için teşekkürler... benim sorum merkez bankası bünyesinde bu rezervlerin bir kritik sınırı var mıdır? belli bir yüzde üstünde tutulmaya çalışılır mı bu rezervler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece benzer ülkelerin rezervlerine karşılaştırma yapılarak belirleme yapılıyor, kritik sınır yok.

      Sil
  10. hocam selamlar
    size öncelikle verdiğinz bilglerden ötürü tşkkür ederim.
    Geçtiğmiz dönemlerde altın fiyatlarnda ki artış,diger ülkelerin altın rezervini azaltmasıyla mı alakalı aceb?
    Eyvllh şimdiden...

    YanıtlaSil
  11. Merhaba Mahfi bey,
    öncelikle yazılarınızla bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim, rezerv para konusunda çelişkide kaldığım konu da görüşünüze ihtiyaç duymaktayım, bir vatandaş olarak tasarruflarımız TL olmaktadır, ama ülkemiz koşullarında TL tasarruf yapıldığında devlet tarafında cezalandırılarak değer kaybına uğramaktayız,
    durum böyle iken mevcut koşullar içerisinde bakıldığında uzun vade düşünüldüğünde tasarrufların içerisine USD, EUR rezer para dahil etmenin yorumunu yapmakta sıkıntı çekiyorum, konu hakkında görüşünüzü alabilirmiyim?

    YanıtlaSil
  12. Merhaba hocam, Net uluslararası rezervlerimizi yıllar bazındaki verilere baktığımızda 1994, 2001, 2009 yıllarında yani kriz yıllarında düşüşler olduğu görülmekte fakat 2010da da düşüş gözükmektedir. Bunun sebebi sizce nedir?

    YanıtlaSil
  13. Doların neden "rezerv para" olarak kabul gördüğüne dair bir yazınız var mıdır? Yabancı bir dostum abd'nin illegal bir yöntemle bunu sağladığndan bahsetti.

    YanıtlaSil
  14. Düy çapında konvertebıl olmasıdır. Yani dünyanın her yerinde kullanılmasını kabul görmüş bir para birimdir.

    YanıtlaSil
  15. Hocam Merhabalar,
    3 sorum olacaktı.

    1-)Sizce dolar ilerleyen yıllarda rezerv para birimi olmaktan çıkabilir mi ya da en azından kullanımı azalabilir mi?

    2-)Kripto para birimlerinin rezerv para birimi olarak kullanılabileceğini düşünüyor musunuz?

    3-) Çok sayıda devlet bir araya gelerek doların kullanımını azaltmak amacıyla ticareti kendi para birimleri üzerinden yapma konusunda anlaşma sağlarsa dünya ekonomisine bunun etkisi ne olur?

    Yorumunuzu merak ediyorum,

    Saygılar.

    YanıtlaSil
  16. Hocam, paylaşımınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  17. Hocam saygılar,,dolar vs bu kadar yükselince, insanın aklına ister istemez, dolar rezerv para olmaktan çıksa da kurtulsak diyesi geliyor insanın,peki böyle bir şey mümkün olma şansı var mı prki ,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,var. En büyük rakip çin. Çin'in parası yeni rezerv olabilir.

      Sil
  18. Hocam Kaddafi neden petrolü dolar değilde altın ile satmak istemiştir?

    YanıtlaSil
  19. Hocam türk lirası rezerv para mıdır? Neden ?

    YanıtlaSil
  20. merhaba, sizden bir ricam var türk lirasının rezerv para olabilmesi için gerekli şartlar nelerdir ? bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?