TCMB'nin Alternatifleri


Hafta içinde TCMB Başkanının yaptığı açıklamadaki “sürpriz hamleler” üzerine çeşitli tahminler yürütülmeye başlandı. Bunların en fazla konuşulanları üzerine bir değerlendirme yapalım.

Fed ile döviz swapı
Swap, değiş tokuş anlamına geliyor. Fed ile döviz swapı söz konusu olursa önce bir sözleşme yapılıyor. Verilen paraların aynı kurdan karşılıklı olarak geri verileceği taahhüt ediliyor. Diyelim ki bu işlem TCMB ile yapılacak olsun. Bu durumda sözleşmenin imzalanmasını izleyerek TCMB, üzerinde anlaşmaya varılan miktarı (1 milyar TL diyelim), karşılığında o gün piyasalarda geçerli olan kurdan (1 USD = 2 TL diyelim) dolar almak üzere Fed’e satar. Fed, aldığı 1 milyar TL’yi TCMB adına açtığı hesaba kaydeder ve bunun karşılığı olan 500 milyon dolar tutarını Fed New York şubesinde mevcut TCMB’nin hesabına havale eder. Böylece Türkiye, darlığını çektiği dolara ulaşmış olur. Sözleşmenin vadesi dolduğunda (diyelim ki 3 ay sonra) TCMB bu kez aldığı 500 milyon doları Fed’e iade ederek 1 milyar TL’sini geri alır. TCMB bu işlem sonunda piyasa faizi üzerinden Fed’e faiz öder.

Fed’in yaptığı swap işlemlerinin vadesi gecelik vadeden 3 aylık vadeye kadar uzanabiliyor. Fed bu tür döviz swapı işlemlerini genellikle Euro, Sterlin, İsviçre Frangı, Yen gibi rezerv para niteliğindeki paralara sahip olan merkez bankalarıyla yapmakla birlikte küresel kriz sonrasında kapsamı genişletmiş görünüyor. Fed’in ve ABD’nin merkez bankaları ve ülkelerle karşılıklı ilişkileri çerçevesinde diğer merkez bankalarıyla da döviz swapı işlemi yapması söz konusu olabiliyor.

Fed ile yapılacak bir döviz swapı bugünkü duruma çözüm getirir mi? Eğer bu olgu geçici bir olguysa getirebilir. Yani bundan 3 ay sonra bugünkünden daha iyimser bir küresel görünüm oluşacağını bekliyorsak bu swap işlemi bir rahatlama sağlayabilir. Ama sonuçta bunun da piyasa faiz oranları üzerinden yürüyen kısa süreli borçlanmayla aşağı yukarı aynı şey demek olduğunu unutmamak gerekir.

Fed’in tahvil alımlarında azaltmaya gitmesini ertelemesi
Bugünlerde üzerinde durulan olasılıklardan birisi de Fed’in Eylül ayında başlaması beklenen tahvil alımlarında azaltmaya gitmesi eylemini özellikle bugünlerde gündemde bulunan Suriye harekatı nedeniyle Aralık ayına ertelemesi. Bunun TCMB açısından bir alternatif oluşturması ancak önceden bu konuda net bir duyum alınmış olmasıyla mümkün olabilir. Böyle bir erteleme geçici olarak piyasalardaki çalkantıları durdurabilir ve bunun sonucu olarak bizdeki döviz ve faiz oynaklığı da durulabilir. Ne var ki bu da geçici bir düzelme sağlar. Çünkü Fed, bir erteleme yapsa bile eninde sonunda bu adımı atacak. 

Varlık barışından gelebilecek dövizler
Yapılan açıklamalara göre varlık barışından 50 milyar TL para gelmesi bekleniyor. Bunun karşılığı kabaca 25 milyar dolar ediyor. Bu kadar büyük bir döviz girişinin zamana yayılı olsa bile gelmesi piyasalardaki sıkıntıların önemli ölçüde aşılmasına yol açar. Burada en önemli konu geçmişte de beyan edildiği halde bu paraların önemli bir bölümünün gelmemesi biçiminde karşımıza çıkıyor. Buna karşın bu konuda TCMB bizim bildiğimizden çok daha fazla bilgiye sahiptir kuşkusuz.

Zorunlu karşılıkların iadesi
TCMB, bir süredir bankaların yatırması gereken TL zorunlu karşılıkların bir bölümünü Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) çerçevesinde döviz ya da altın ile yatırmalarına izin veriyor. Bu yolla TCMB, bankalardan aldığı ve faiz ödemediği zorunlu karşılıkların bir bölümünü döviz rezervlerine koyarak resmi rezervlerin yüksek görünmesini sağlarken bankalar da daha çok talep edilen TL kredileri verme imkanını buluyor. Bugün geldiğimiz noktada TCMB, piyasaya yeterli dövizi verebilmek için zorunlu karşılıkların dövizle alınan bölümünü ya da bunun bir kısmını yeniden TL’ye çevirerek bankalara verebilir. Bu durumda bankalar TL vererek döviz karşılıklarını geri alırlar ve bir yandan piyasada TL sıkıştırılmış olurken bir yandan da piyasaya döviz verilmiş olur.

Bu hamlenin en zayıf yanı TCMB’nin rezervlerinde azalmaya neden olmasıdır. Oysa bu gibi durumlarda rezervlerin yüksek kalması önemlidir. Bu konuda geçmişte yazdığım bir yazıyı bir kez daha dikkatinize sunmak isterim:

Döviz satışını artırmak
Piyasada bir döviz talebi olduğuna göre TCMB döviz ihalelerinin miktarını artırarak piyasaya daha bol miktarda döviz satabilir. Bu durumda da piyasadan TL’yi çekmiş ve dövizi artırmış olur. Bunun zorunlu karşılıkların iadesi alternatifinden tek farkı rezervlerin hızlı bir şekilde değil daha yavaş erimesine yol açmasıdır.   



Yorumlar

  1. Hocam çok teşekkürler, bu konuyu son günlerde okuyorduk açıklama çok yerinde olmuş sağolun. Swap sözleşmesinin sonunda piyasa faizi üzerinden ödeme yapılır dediniz. Bu ABD'de oluşan piyasa faizi mi yoksa bizimki mi? Bizimkiyse eğer çok ağır bir yükümlülüğe girmiş olmaz mıyız? Açıklarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Uluslararası piyasada dolar ile borçlanma için oluşan faiz.

      Sil
  2. Hocam bu Swap işlemi sonucunda Türkiye istediği dolara bu şekilde kavuşmuş oluyor pekin bu aldığı miktarı piyasaya sunarak mı yani arzı artırarak mı kuru düşürecek ? Yani bu Swap işleminin nihai amacı kurun. Düşmesini sağlamak değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet döviz bollaşacak ve her bollaşan şeyde olduğu gibi fiyatı (kur) düşecek.

      Sil
    2. abd'ye türk lirası verip karşılığında dolar alarak hem elimizdeki türk lirası azalmış olacak hem de piyasaya fed'den aldığımız dolarları sürüp doların arzını artırmak suretiyle kuru düşürmüş olacağız diye düşünüyorum.

      Sil
    3. Yalnız bu swap işleminin sonuçta bir borçlanma olduğunu unutmamak gerekiyor, bugün bollaşan dolar 3 ay sonra piyasadan çıkarken yine bir kırılma yaratmayacak mı?

      Sil
    4. Evet yaratacak. Sadece günü kurtarmak amaçlı bir işlem..

      Sil
    5. Tartışma güzel gitmiş benim müdahil olmama gerek kalmamış.

      Sil
  3. emeğinize ve elinize sağlık hocam tarihini hatırlayamadığım bir tv programında altın da yıl sonu beklentisinin 1550 . 1600 aralığında olduğunu açıklamıştınız .bu beklenti geçerliliğini koruyormu .hürmetle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Altın konusunda aslında bu söylediğim benim tahminim değildi. Önde gelen altın yatırımcılarının ve yorumcularının tahminlerinin ortalamasıydı. Altın konusu biraz karışık. Eğer ortadoğuda savaş çıkar ve olay büyürse altın fiyatı artar.

      Sil
  4. Yani hocam bu Swap işlemini şöyle özetleyebilirmiyiz ; TCMB kuru denetim altına almak için rezervlerinden müdahale yapmak yerine rezervlerine dokunmayarak Swap işlemi sayesinde kuru düşürmeye çalışacak desek yanılırmıyım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanılmazsınız ama aynı zamanda rezervlerine de dokunabilir buna engel değil.

      Sil
    2. Bunları yapmak yerine zorunlu karşılıklardaki doları piyasaya salıp,
      yerine zorunlu karşılık olarak TL toplasa olmaz mı?

      Sil
    3. Bana sorarsanız olur ama o zaman da rezervleri şuralara çıkardık diye övünmeler boşa gider.

      Sil
  5. 1)Dolar ihtiyacına yönelik bir sorum olacak üstad. Özel sektörün 1 yıllık döviz ihtiyacı 160 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor.Özel sektörün toplam borcunun nasıl oluyor da %70-80 i sadece bir yıllık. Hani bizler son 3-5 yıldır uzun vade borçlanabiliyorduk. Yoksa özel sektörde bir zamanlar kamu borçlarındakine benzer tuzağa mı düştü?

    2)Diyelimki FED bizimle de swap yaptı. Bu gelen dolarlar piyasaya mı verilir üstad yoksa yine rezerve mi atılır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Türkiye 3-5 yıldır uzun vadeyle borçlanıyor ama o borçlanan kamu kesimi. Özel kesim o kadar uzun vadeli borçlanamıyor.
      2- Herhalde piyasaya müdahale için satar.

      Sil
  6. Hocam güzel yazı olmuş tekrardan teşekkürler bilgiler için. Bir nevi sabit kurla parayı bloke ettirip, faizle borç dolar almak. Peki TCMB bu parayı nasıl kullanıyor ? Borç aldığı parayı satmıyordur heralde değil mi? Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Evet öyle de denebilir. Eğer bu işlem olursa gelecek doları muhtemelen piyasaya satacak ve o yolla kuru düşürmeye çalışacaktır.

      Sil
  7. Sayın hocam, QE'de azaltım süreciyle ilgili olarak FED'in küresel koordinasyon çağrılarını reddettiği, Atlanta ve St. Louis FED başkanlarının çok açık beyanlarıyla da anlaşılabileceği üzere bence gayet net. Zaten spekülasyonlar üzerine WSJ olayın üzerine gidip TCMB veya hükümet ile böyle bir konunun konuşmasının dahi geçmediğini açıkladı. Ben şahsen FED'in özellikle şu an ABD kongresi ve kamuoyu tepkisinden zaten yeteri kadar çekindiği ve başka hiçbir kaygıyı hesaba dahi katma lüksü olmadığını düşünerek TCMB ile Swap anlaşması şıkkını imkan dahilinde dahi görmüyorum

    Benim fikrim MB'nın sürpriz olarak bahsettiği hamlenin bankalara ait döviz cinsinden zorunlu karşılıkları peyderpey TL karşılığı geri vererek piyasaya döviz girişi yapmak ve bu hamleyle dövizin değerini düşürmek olduğu, bu konuda sizin fikirlerinizi de almak isterim.

    Ayrıca özellikle Suriye ile ilgili yaşanan politik gelişmeler, ABD'nin Eylül ayında bir de QE'de azaltmaya gidip iki ucu açık hamleyi bir arada yapma riskini almak istemeyerek QE azaltımını Aralık ayına erteleme ihtimalini bence artırıyor. Sn. Başçı bu ihtimal üzerinden dolar kurunda azalma ile ilgili olarak Ekim ayını işaret ediyor olabilir diye düşünüyorum

    Her halukarda şahsi fikrim, önümüzde Aralık ayında dolar kurunun 2,13 civarında olmasının önüne geçilemez makroekonomik tabloların olduğu gerçeği.

    Kısaca da olsa değerli yorumlarınızı bekliyorum
    Saygılarımla
    Gültekin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunu karşılıkları iade ederse bu kez rezervlerinde düşüş olacak demektir. Onu anlatması da çok kolay değil.
      Suriye meselesi nedeniyle Fed'in tahvil alımını azaltmayı Aralık ayına ertelemesini ben de güçlü bir ihtimal olarak görüyorum.
      Dolar kurunun nerede olacağı pek çok değişkene bağlı. Ama bizim görebildiklerimiz bunların hiçbirinin düşüş yönünde güçlü olmadığını ortaya koyuyor. Kur konusunda ben de sizin gibi artış olur diye düşünüyorum. Tabii bizim bilmediğimiz ama MB'nin bildiği şeyler olabilir.

      Sil
    2. Yanıtlarınız ve güncel paylaşımlarınız için çok teşekkürler. Özellikle ülkemiz için ciddi siyasi sonuçlara yol açacak tarihi günlerin başlangıcında olduğumuz bu günlerde fikirleriniz şahsen benim için çok önemli. 97 yılındaki göreviniz süresince çok kısa sürede uygulamaya koyduğunuz değişiklikler halen tarih arşivimizde yerini koruyor. Keşke bu dönem ihtiyaçlarına göre, özellikle iç borçlanma konusunda getirdiğiniz yenilikler dış borçlanma için uyarlanarak uygulamaya geçilse... Kısacası sadece gözlem değil aynı zamanda eylem veya yapısal eylem önerisi kabiliyetinizin olduğunu iyi bildiğini düşünen bir takipçiniz olarak, özellikle bu günlerde paylaşımlarınızı temel öğretilerden ziyade şahsi yorumlarınızla birlikte sıklaştırmanızı rica ediyorum.
      Saygılarımla
      Gültekin

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim.
      Elden geleni yapmaya çalışıyorum.

      Sil
    4. Mahfi bey, öncelikle yazınızı yorumlar üzerine revize ettiğiniz, bunca birikim ve eylem tecrübenize rağmen bir öğretmen edasıyla en temel kavramları bile basit cümlelerle açıklayıp son derece mütevazi bir şekilde herkeze yanıt verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Daha önce yazdığım gibi değil Türkiye'nin, dünyanın dahi durumunun QE azaltılması sonrası ne olacağının ABD ve FED'in umrunda dahi olduğunu düşünmek bence aşırı iyi niyetli olur. Zaten koordinasyon çağrılarını da kesin dille reddettiler bile. Şu sıralar kamuoyu ve kongrenin tepkileri ile zaten yeterince meşguller. Bu kapsamda yapılacak bir swap sözleşmesi bence imkansızın da ötesinde. Belki ileride AB'deki sanal gerçekler su yüzüne çıkınca İngiltere veya AB ülkeleriyle yapabilirler ama bizim sonumuz belli...

      TCMB ve ekonominin direksiyonundaki büyüklerimiz yıllardır öyle kumarlar oynuyorlar ve
      rakamsal açıklamalarında öyle manipülasyonlar yapıyorlar ki, açıklanan (örneğin GSYİH, rezerv artışı, büyüme, vs..) bazı rakamları üniversite 1. sınıf öğrencileri söylese sınıfta kalırlar. Dolayısıyla kumar oynamanın alışkanlık yaptığı bilimsel olarak da kanıtlandığına göre, bence bazı ihtimaller üzerine yaptığınız analizleriniz tamamen sizin iyi niyetiniz ile ilgili. Malesef siz ve Yener bey hem gibi müsteşarlıktan istifa edecek insanların döneminden çok farklı bir dönem yaşıyoruz. Sn. Başçı aslında herşeyin farkında, Şubat ayında yaptığı uçaktan inip karayoluna geçme açıklamasını ve Mart ayında ödülü reddetmesini hatırlarsınız. Ancak Şubat ayında Sn. Çağlayan'ın açıklamaları sonucu tepki dahi vermemiş olmasını da sanırım en net hatırlayanlardan birisinizdir. Bu farkındalıkla bankalardan zorunlu karşılıkların döviz olarak alınması değişikliğini hem politika faizini bu parayı kullanarak %4.5 seviyesinde tutmak hem de net değil brüt rezervleri Eylül sonrası kullanmak için yapmış olduğu bence gayet açık ve hatta itiraf etmek gerekirse son derece aklıllıca ve öngörüsü takdir edilmesi gereken bir hamle. Örneğin 20 Milyar dolarlık bir zorunlu karşılığın bankalara TL karşılığı değiş tokuş yapıldığını düşünün, bu A.Hazer'in rezervuar teorisini doğrular bir hamle olacaktır. Açıklaması da gayet kolay olur çünkü sonuçta eksilen birşey olmaz. Bunun dışında varlık barışı veya net rezervlerden yüksek miktarda satış zaten yangına bardakla su dökmekten farklı bir hamle olmaz.
      Suriye meselesinde günlük değişiklikler var, bence aslında burda hedeflenen petrol fiyatlarının yükseltilmesi. Eylül ayında QE azaltılmasını erteleyici etkisi olma ihtimali ciddi bir şekilde doğmuş olsa bile sadece mevcut trendi Kasım ayına kadar etkiler çünkü gözler Aralık ayının basın toplantısına erteleneceği için, Ekim sonunda herşey yeniden başlar.
      Nacizane şahsi fikrimdir
      Saygılarımla
      Gültekin

      Sil
    5. O kadar güzel özetlemişsiniz ki ekleyecek bir şey bulamıyorum.

      Sil
    6. Sayın hocam, sizden bu yorumu almak paha biçilmez. Sanırım bu konuda MB da ağzından baklayı çıkardı ve banka temsilcileriyle yaptığı toplantıda döviz cinsinden zorunlu karşılıkları iade etmenin işaretini verdi. Başka da bir silahı olmadığı anlaşıldığı için bundan sonra dövizde yükseliş malesef durdurulamayacak gibi. Sadece karşılıklar iadeye başlandığı zaman geçici süreli bir sanal düşüş olacaktır, sonra piyasa şartları tekrar TL nin pozisyonunu zorlayacaktır. Sizden ricam banka mevduatlarındaki yeni kanunlara göre devlet garantisi ile ilgili bir bilgilendirme yazısı yazabilir misiniz? Zira özellikle son kanunlardan sonra bankacılar için bile çok karışık bir hale geldi
      Saygılarımla
      Gültekin

      Sil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet zaten yazımın sonunda onu vurguladım. Amaç geçici bir ferahlama sağlamak. Eğer sorun geçiciyse bu önlem işe yarar. Sorun kalıcıysa hiç bir işe yaramaz sadece sorunu erteler.

      Sil
  9. Hocam önceki yazınızda politika faizinin atrofiye olduğunu söylediniz tamamen merak ettiğim için soruyorum erdem başçı açıklamasında politika faizini yükselteceklerini açıklamış olsaydı ne tür etki görülürdü? Hocam sonuçta gecelik bankaları fonlama faizi ile politika faizinin yükseltilmesi aynı işlevi görmüyor mu ? Piyasalar buna rağmen neden politika faizinin artırılmasını bekliyordu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi farklı şeyler. Politika faizi bir haftalık fonlamanın faizi, gecelik olan ise gecelik fonlamanın. Kaldı ki Başçı, gecelik fonlama faizini de bir daha artırmayacağını söyleyerek kendisini bağladı.

      Sil
    2. Merhaba Mahfi Bey,
      TCMB malum açıklaması ile;
      Fonlama faiz oranının sabitledi, Dövizi de kurunu da kafasında sabitledi.

      Bu politikalar sürdürebilir olur ise (Olduğunu varsayarsak);

      Bono, banka mevduat ve kredi faizleri bu politikalardan nasıl etkilenir?

      Tabi ki varsayımımız TCMB'nin sonsuz dolar gücü ile piyasaya döviz saldığı....
      Not: Varsayımlar üzerine yorum yapmama hakkına sahipsiniz
      Teşekkürler...

      Sil
    3. Bu tür tahminleri yapmak zordur. Bu tür hamleler bazen kısa dönemde olumlu sonuç verir faiz düşer ama orta vadede işler tersine dönebilir.

      Sil
  10. Hocam, çok faydalı bir yazı, teşekkürler. Fed ile TCMB arasında yapılacak swap işlemi, Fed'in TCMB'ye kredi açması anlamına gelir mi? Eğer öyleyse Hazine TCMB'r kefil mı oluyor? Bu konuda dengeler nasıldır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki MB arasındaki işlemde kimsenin kefil olması gerekmiyor. Üstelik burada TCMB TL vererek Dolar alıyor. Yani bir anlamda bloke para karşılığı kullanım söz konusu.

      Sil
  11. TCMB USD faiz öder ise FED de TL faiz ödemesi gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süper olurdu ama Fed o TL ile bir şey yapamıyor.

      Sil
  12. Hocam merhaba
    Acaba MB (daha dogrusu hukumet) varlik barisi kapsaminda yurt disindan buyuk miktarda doviz girisi bekliyor olabilir mi. Erdem basci bu yuzden bu kadar rahat konusmus olabilir mi.
    Saygilarimla
    Ali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir. Ancak geçmiş uygulamalardan bildiğimiz kadarıyla bu beyanların önemli bir bölümü beyan olarak kalıyor ve gelmiyor. Gelse de zaten bir anda gelmiyor.

      Sil
  13. yurtiçi yerleşiklerin DTH bilgileri:
    19 Temmuz 2013 - dolar kuru: 1,9213 DTH: 109,8 milyar dolar
    23 Ağustos 2013 - dolar kuru: 1,9849 DTH: 116,4 milyar dolar

    hocam bir de 2011 rakamlarını vereyim:
    4 Kasım 2011 - dolar kuru: 1,7442 DTH: 104,8 milyar dolar
    30 Aralık 2011 - dolar kuru: 1,8889 DTH: 101,3 milyar dolar

    hocam, hane halkı ve firmaların döviz talebi epey güçlü görünüyor. ortam 2011'den çok farklı, kur yükselse de DTH'lar çözülmüyor. TCMB istediği kadar swap yapsın, verdiği dövizler anında absorbe edilecek gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi Bey bankalarin dthlari munzam olarak kullanmasini engelleyen bir durum var mi? Tesekkurler,

      Sil
  14. Hocam bir de dolarin yukselmesinin bize tam olarak ne zarari olacagini yazsak. Genel algi Tl'nin degerinin dusmsinin kotu bir sey oldugu yonunde ama ben bazi rasyonel nedenler ariyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İthalat pahalılaşıyor, cari açık yükseliyor, ithal malları pahalılaştığı için enflasyon artıyor. TL'nin değeri düşünce GSYH'mız dolar cinsinden düşüyor, kişi başına sanal zenginleşme yaşayan ülkemiz bu kez kişi başına sanal fakirleşme yaşar konuma geliyor.

      Sil
    2. Hocam merhaba. Mekanizmayı oturtmakta sıkıntı çekiyorum biraz.İthalatın pahalılaşması ile ithal mal miktarı azalacaktır( tabi malın esnekliği önemli burada fakat diğer değişkenleri sabit sayarak söylüyorum) Tl değeri düşünce ihracatımız artacak yani X artarken M'in azalması ile Y= c+ı+g+x-m formülünden Y nin yani gsyih nin artması gerekmez mi? Ayrıca Net ihracat NX'in artması gerekmıyor mu bu durumda cari açığın azalması gerekmez mi? Cari açık yükseliyor demişsiniz. Bu dediğiniz durum uzun dönemdemi gerçekleşiyor ? Evetse mekanizma nasıl işliyor acaba?

      Sil
    3. Soyle dusunun, dolar arttikca, daha az insan iphone alabilecek. Bu da fakirlesmek demek.
      Tabi iphone bir ornek, daha bircok ithal urun de ayni durumda olacak.
      Benzin daha pahali olacak, dolayisiyla, daha az arabayla gezebileceksin vs...
      Zaten fakirlesmek de budur, alabildigin mallarin miktarinin veya kalitesinin azalmasi.


      Sil
    4. Y = C + I + G + (X - M) denkleminden gidersek X artarsa GSYH de artar doğru. Ama X eğer kur nedeniyle artmışsa o zaman M'de kur nedeniyle artacak demektir. Eskiden örneğin 1,80 TL = 1 USD kuruyla ithal ettiğimiz petrolü şimdi 1 USD = 2,00 kuruyla ithal eder hale gelince zorunlu olarak içeride de fiyatlar artacak demektir. Çünkü artık ithalatımız daha pahalı hale gelecektir. Bu durumda C azalır I azalır. Yani X'in yaratacağı GSYH artışı bu kez pahalılanma nedeniyle C ve I daki düşüşle geriler.

      Sil
  15. Hocam MB Başkanı çok emin konuştu ama eylül de QE azalırsa dolar kuru yeniden yükselecek mecburen. Sizin QE nin azaltılma tarihi konusunda ki düşünceleriniz nedir.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eylülde başlayacak gibi görünüyor. Her ne kadar bazı yorumcular yılsonuna kayacak deseler de Eylül de başlayacak diye düşünüyorum.

      Sil
  16. Hocam Merhaba
    Her yazınıda yeni şeyler öğreniyorum. Çok teşekkür ederim..
    Belki konu dışı olacak ama size sormak istediğim bir soru var.
    Sürekli TÜİK in istatistikleri ile hareket ediliyor.
    TÜİK in istatistiklerinin doğruluğuna ne kadar güvenebiliriz.?
    TÜİK istatistikleri pek gerçeği yansıtmıyor gibi..

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam tamam cevabımı aldım daha önceki bir yazınızda işsizlik hesaplama yöntemini açıklamşsınız. Mesele rakamlarda değil hesaplama metodunda...

      Sil
  17. Merhaba Hükümet özelleştirme bakanlığını küçültmeden merkez bankasınıda özelleştirse de ,MB siyasetten uzaklaşsa der olduk. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özel sektör bile artık siyasetten bağımsız değil ki.

      Sil
  18. Hocam bu durumda FED'in kazancı ne olacak? İki ülke arasındaki faiz farkından kaynaklanan fark mı?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed bunu para kazanmak amacıyla değil küresel krizin yaygınlaşmasını önlemek amacıyla yapıyor. Aksi taktirde kriz yaygınlaşırsa dönüp ABD'yi tekrar vurabilir.

      Sil
  19. Hocam M.B. Başkanı doların belini kırarız derken swapları mı kastetti bilmiyorum ama daha çok dış ticaretle uğraşan firmaların finansman sağlamak ve riskten kaçınmak üzere kullandıkları bir teknik olarak biliyordum ben bu swapları. Demekki bizlede MB gibi uzun dönemde riskten kaçınmalıyız yoksa bizim belimizi kıracaklar. Emeğiniz ödenmez...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar insana cevap yazdığınız yetmemiş birde makaleyi geliştirmişsiniz. Gece yazdığınız yorumlar geç saatlerde, sabah yazdıklarınız erken! Günü nasıl planlıyorsunuz bu kadar çok şeye nasıl yetişiyorsunuz? Son dönemlerde örnek alınası yegane insanlardan biri...

      Sil
    2. Estağfurullah. Sadece çalışmayı ve düşündüklerimi kafamın içinde evirip çevirmek yerine yazarak kendimle tartışmayı seviyorum. Onun için zaten blogun adı "kendime yazılar."

      Sil
  20. Hocam bu döviz swap sözleşmeleri kurda meydana gelebilecek dalgalanmalardan daha hafif etkilenmek için önceden yapılan sözleşmeler değil mi?birde hocam MB nin döviz satim ihalesi sonucu aracı kurumlara sattığı dovizi aracı kurumlar spekulasyon yapmak adına piyasaya sunmama gibi bir durum söz konusu olabilir mi teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet döviz swapları bu işe yarıyor. Ama MB ler arasında kullanıldığında döviz likiditesi de sağlıyor.
      Piyasada kimin ne yaptığı görülebiliyor. Dolayısıyla bu dediğinizin gizli kalması mümkün değil.

      Sil
  21. Daha düne kadar bu dolar kuru olması gerekenin altında , TL gereksiz aşırı değerli demiyormuyduk? Şimdi olması gereken yerlere geldi. Ben bunda kötü bir şey görmüyorum. Gerçek kur değerinden yeniden dengeler oluşur, fazlaca kötümser olmaya gerek yok diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurun yüksek bir yerde dengelenmesi fazla sorun değil. Asıl sorun sürekli değişim yaşaması.

      Sil
  22. Üstat, Bu zamana kadar 50'şer 100'er milyon dolarlık ihaleler gerçekleştirileceğine, piyasadaki bütün talebi karşılar nitelikte meblağlarda kararlıca ihaleler gerçekleştirilseydi, yine de kur buraya kadar gelir miydi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bunları yapacağına gecelik fonlama faizini ilk aşamada 6,50'den 7,25'e çıkaracağına 7,50'ye sonraki aşamada da 7,75 yerine 8'e çıkarsaydı muhtemelen ortalık durulmuş olurdu.

      Sil
    2. hocam mevduat faizleri %10'a yaklaşmış durumda. bence piyasayı %8 de kesmezdi. faiz koridoru tavanında en az %10 bekliyor piyasa.

      Sil
    3. İlk aşamada yeterdi ama şimdi yetmez.

      Sil
  23. Hocam peki Swap maliyeti nasıl karşılanıyor? Kırık bacak ağrı kesici ile iyileşmez ki. Çin'deki durum nedir ya da Japonya'daki ? Bence bunu irdeleyip anladığımızda ve buna uygun bir yönetim stratejisi geliştirdiğimizde dolar kuru ile ilgili haber dahi görmeyeceğiz başlıklarda. Ekonomi kağıt üzerinde bir takım kurallara sığdırılacak kadar cansız bir varlık değil iken doların ateşi ile de yataklara düşecek kadar da canlı değildir. Amaç dolar kurunu aşağı çekmek ise yapılan hamlelerin ekonomik bir değeri yoktur SWAP gibi... Ancak amaç yüksek kurda dahi ekonomiyi bundan faydalanabilir bir hale getirmek ise işte ben bunun ekonomik değerini alkışlarım. Hocam sizden ricam neden TR'nin baskı altındaki bir dolar kuruna ihtiyacı olduğunu tek kelime ile belirtmeniz. Nükleer Enerjiye Evet mi? Hayır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu anda Türkiye ekonomisi bu dediklerinizi yapacak durumda değil. Bunları on yıldır yapmak gerekiyordu. Biz burada yapısal reformları yapmak lazım diye yazıp çizerken herkes özelleştirme geliriyle bütçe açığını kapatmakla meşguldü. O nedenle artık çözümler de geçici olmak durumunda. En azından şimdilik.

      Sil
    2. Bir ülkenin parasının diğer ülke paralarına karşı değeri o ülke için ekonomik kalkınmaya ve gelişmeye veri olarak alınacak olsa son sıralarda yer alır. Çünkü para değeri bir göstergedir yani ekonomik kalkınma ve gelişmenin sonucudur, etkeni değildir. Bu konuda bana katılır mısınız bilmiyorum. TCMB maalesef "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir" olan amacından sapmış ve psikolojik bir kriz yönetmek zorunda bırakılmıştır. Mevcut ekonomik koşullar ile ilgili olarak şahsi görüşüm o kadar da kötü bir tablo ile karşı karşıya değiliz. Sıkıntı var mı elbette var... Batımızda iyi yönetilmeyen bir Avrupa, Doğumuzda siyasi hesaplaşmaların yaşandığı bir Orta Doğu ve İran yetmedi birde ekonomik olarak balonlaşmış bir ABD. Hindistan ve Rusya'yı da buna ekleyecek olursak çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki önümüzdeki 10 yıl yeni bir süper gücün doğmasına gebe. Ben TR'de bakanlıklar arası dayanışma ve işbirliğinden ziyade rekabetin olmasının gerekliliğini önemsiyorum. Bütçe açıklarının hesabını soramadığımız gibi kapatmak içinde yapılanlar sizin bahsettiğiniz gibi geçici. Hocam sizden de ricam geniş tabanlı bir platform kurup ekonomik bir STK oluşturmanız. Zira burada paylaştığınız bilgilerin daha geniş bir alanda yankı bulması yararlı olur.

      Sil
    3. TCMB, fiyat istikrarı amacından sapmış değil. 10 yıl önce de enflasyonu dizginlemek için reçete aynıydı şimdi de aynı, yani kurunu dizginlemek. bunda bir değişiklik yok. değişiklik siyasetçinin faize bakış açısı ve TCMB'yi baskı altında tutması. 2001-2009 arası reel faizler yüksekti. kısa vadeli mevduatın reel faizi, genel kanının aksine bu dönemde 90'lara kıyasla daha yüksekti. ve reel faizlerin yüksekliği Türkiye'deki dolarizasyonu azaltıcı etki yapıyordu. ayrıca küresel likidite bolluğu da yardım etti ve kuru kontrol etmek, dolayısıyla enflasyonu kontrol etmek kolaylaştı. ama yöntem bugünküyle aynıydı: kuru kontrol ettin mi enflasyonu da edersin.
      2010-2013 arası reel faizlerde görünüm değişti. reel faizler düştükçe tasarruflar daha da düştü, dış kaynak ihtiyacı ve ithalat arttı. küresel likidite koşulları uygun olmasına rağmen kuru kontrol etmek zorlaştı. TCMB, reel faizlerin yükselmesi aleyhinde siyasi baskıyla karşılaştıkça, döviz kurunu dizginlemek için "enteresan" yöntemlerin peşine düştü. önce yüklü döviz sattı (Ağustos 2011 ile Şubat 2012 arasında 19 milyar dolar sattı) yetmedi ROK diye bir şey uydurarak ödünç rezervlerle dış görünümü güzelleştirmeye çalıştı. sonra finansal istikrar dedi, kredi genişlemesi için tavan belirledi. siyasi baskı gelince kredi genişlemesi sınırı da rafa kalktı. ardından makro görünüm ve döviz likidite durumu pek iyi değilken not artışlarının riskleri azaltacağını düşündü, not artışlarına güvenerek faizleri daha da indirdi ama riskler azalmadı. şimdi eskiden olduğu gibi satacak çok fazla döviz kalmadı, ekonomi zayıf olduğu için faizleri yükseltmede tedirgin. geriye forward işlemler, swap'ler gibi antin kuntin şeyler kaldı. ama tek bir şey değişmedi: TCMB'nin fiyat istikrarını sağlamak için gözettiği tek kriter geçmişte de döviz kuru şimdi de döviz kuru.

      Sil
  24. 2008 sonunda varlık barışında beyan edilen dövizlerin büyük bir kısmı, varlık barışı yasasından önce Türkiye'nin uluslar arası yatırım pozisyonunda yer alan dövizlerdi. yani öyle hiç yoktan bir yerlerden döviz çıkmadı. ve beyan edilen dövizlerin bir kısmı Türkiye'ye geldi, kalanı Türkiye'de kurulu bankaların yurtdışı şubelerinde kalmaya devam etti. varlık barışıyla birlikte bu dövizlerin Türkiye'ye gelmesi durumunda yaşanabilecek birtakım vergisel sıkıntılar ortadan kalktı o kadar. zaten varlık barışı olsun olmasın, dışarıdan döviz gelince hiçbir vergi inceleme elemanı bu dövizler nereden geldi, öde bakalım bunun vergisi demiyor. eğer derse bir görevlendirme yazısıyla işi üzerinden alıp incelemeyi "kapatacak" birine havale ederler.
    zorunlu karşılıklar için "Bugün geldiğimiz noktada TCMB, piyasaya yeterli dövizi verebilmek için zorunlu karşılıkların dövizle alınan bölümünü ya da bunun bir kısmını yeniden TL’ye çevirerek bankalara verebilir." cümleniz sanki bankaların TCMB'de tuttukları ekstra dövizi geri almaları merkez bankasının onayına bağlıymış gibi bir his veriyor. bildiğim kadarıyla bankalar ROM kapsamında fazladan tuttukları dövizi, TL karşılığını vererek istedikleri an kullanabiliyorlar. ayrıca piyasadan TL çekilecek olması zayıf bir seyir gösteren büyümeye darbe vurmuş olmaz mı?

    YanıtlaSil
  25. hocam dolar kurunun ileride artacağı biliniyorsa döviz swapı yapmak mantıklımıdır?
    mesela suan 1 dolar=2 tl dıyelım. 3 ay vadelık 1 mılyar tlye 500 mılyon dolar aldık. 3 ay sonra 1 dolar=2,5 oldu dıyelım bu durumda ılk durumda 500 mılyon dolarımız olurken 3 ay sonra aynı paraya 400 mılyon dolar alabılıyoruz ve faizi de cabası. bu mantıklımıdır?

    YanıtlaSil
  26. Hocam elinize sağlık.Şimdi MB dedi ki faizleri değiştirmeyeceğim.Hocam faizlerin döviz talebi üzerindeki etkisi tam olarak nedir acaba? Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi artırırsanız dha çok yabancı yatırımcı gelir dolar çıkışı azalır ve dolayısıyla dolar kıtlaşmayacağı için bu kadar değer kazanmaz.

      Sil
  27. Hocam selamlar. Geçenlerde Servet bey ile programınızda bir karikatürden bahsetmiştiniz 1994 krizi ile alakalı. İçinde argo sözcükler geçen... Aradım fakat bulamadım, onu bulabilirseniz linkini buraya kopyalayabilir misiniz ? :)

    YanıtlaSil
  28. Hocam merhaba. Türkiye'nin şu anda en büyük problemi cari açık gibi gözüküyor.Bunun da en büyük sebebi enerji için ödediğimiz para.Bizim ülke olarak acilen enerji için alternatif çözüm yolları bulmamız gerekmiyor mu?Bir ülke enerji için bu kadar çok dışarıya bağımlı olursa her rüzgarda yalpalamamız sanki normal gibi geliyor bana. Çünkü dünya enerji kaynaklarının çok büyük bir bölümü Ortadoğu'da ve Ortadoğu sürekli bir çalkantı halinde.Böyle olması hem petrol hem de doğalgaz fiyatlarını yükseltiyor. Zaten yüksek olan cari açığımız tüketimimiz artmasa bile sırf fiyatlardaki artıştan dolayı artmaya devam ediyor. Böyle şartlar altında biz nasıl cari açığı kontrol altına alabiliriz ki ? Eğer cari açığı kontrol altına alamazsak hem döviz fiyatlarında,hem enflasyonda hem de tasarruflarda çok ciddi sıkıntılar yaşarız diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. enerji bağımlılığını azaltmak için mutlaka kamu yatırımlarının artması gerekiyor. ancak hükümetin enerji alanında kamu yatırımlarını artırmak gibi bir niyeti yok. hatta enerji yatırımlarına bakışı öyle negatif ki çevreci örgütlerin "doğaya ciddi tahribat veren ve her biri 20-30 MW kurulu güce sahip 100 tane HES yerine devlet, daha münasip bir yere 2500 MW kurulu güce sahip tek bir santral yapsın, hem enerji üretilsin hem doğal tahribatın önüne geçilsin" fikrine bile "ideolojik" diyebiliyor. hükümet, enerji yatırımları için gerekli kaynağı eğitim, sağlık, konut gibi sektörlere kaydırmayı siyasi açıdan daha avantajlı görüyor. çünkü bu tarz hizmetler kendisine oy olarak geri dönüyor.

      Sil
    2. Ekleyecek bir şey kalmamış, teşekkürler.

      Sil
  29. sayın hocam japonya da likidite varsa ve faiz oranları çok düşmüşse yatırım da artmıyorsa ve tasarruf da gittikçe artıyorsa şöyle birşey uygulanabilir mi? japon merkez bankası piyasaya para vermezse dolayısıyla faiz oranları yükselse bundan dolayı da enflasyon artsa önce küçülme ardından da büyümeler gerçekleşmez mi? likidite tuzağından kurtarmak için genişltici maliye politikaların yerine daraltıcı para politikası uygulansa sistemi resetleyip başa döndürmez midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Japonya'da kamu kesimi borç stokunun GSYH'ya oranı % 250. Yani devlet bütün harcamayı kesse her yıl vadesi gelen borcu ödese yine piyasaya likidite vermiş oluyor.

      Sil
  30. Size soru soranlar neden hep adsızlar hocam merak ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soruyu katılımcılara sormanız daha doğru olurdu.
      Ben de neden merak ettiğinizi merak ettim.
      1. Aptalca bir soru sorup komik duruma düşerim endişesi.
      2. İktidarın hışmına uğrarım endişesi.
      3. Mahalle baskısı endişesi.
      4. Öznel değil genel olma çabası.
      5. Ve diğerleri

      Sil
    2. Benim sitemde soru sorabilmek için kaydolmak zorunluluğu yok. O nedenle kaydolmadan soru sormak isteyenler sistem tarafından adsız olarak adlandırılıyor.

      Sil
  31. Hocam yazınızı ve sorulara verdiğiniz yanıtları okudum ama yine bu yazılanların dövizdeki artışı nasıl durdurabileceğini anlayamadım.

    Konuyu bir havuz problemi gibi değerlendirelim. Havuzdaki döviz miktarıyla ilgilenen insanlar geçmiş, şimdiki zaman, gelecek gibi kavramlarla aşinaysa; cari açık varsa ve bu cari açık sağlıklı bir şekilde finanse edilemez durumda ise; insanlar bunu görüp buna göre pozisyon alırlar.

    Maalesef, bence, durumumuz tam da bu ve böyle bir durumda, yukarıda anlatılan yöntemlerle, döviz düşürülmüş olsa bile insanlar bunu döviz alımı için bir fırsat olarak değerlendirme eğiliminde olur.

    Asıl sorunumuz cari açık değil, onun da ötesinde, bu cari açığı yönetecek, gerekli adımları atabilecek, gerekli araçları (faiz gibi) yetkinlikle kullanabilecek irade var mı yok mu?

    Durumu tarafsız, duygulara kapılmadan, objektif olarak değerlendirmeye çalıştığımda vardığım sonuç; aslanlar gibi irade beyanı var ama gerekli olan araçları kullanma iradesi yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorumunuz katılıyorum. Zaten önceki yazımda da bunu vurgulamıştım.

      Sil
  32. Varlik Barisi denilen olay, bir karapara aklama degil midir? Bu vergi kacakciligini, mafyalasmayi ozendirmez mi? Bu konu, uzun vadede sahtekarligi arttiracagi icin ulke ekonomisini nasil etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her tarafıyla kara para aklama değil. Bir bölümü karapara olsa da bir bölümü çeşitli endişeler ve korkular nedeniyle yurtdışına çıkarılmış paralar. Varlık Vergisi ve 6 - 7 Eylül olayları toplumda bu tür izler bırakmış bulunuyor. Bu tür olaylar her toplumda var ve o nedenle de her toplumda buna benzer paralar dışarıda tutuluyor. Örneğin Yunanlılar, kriz sonrasında devletin paralarına el koyacağı endişesiyle paralarını yurtdışı bankalara çıkardılar. Benzer varlık barışı adımlarını daha önce İtalya da attı.
      Bu tür varlık barışı işini sürekli hale getirmek sahtekarlığı artırır. Bunlar bir defaya özgü yapılması gereken işlerdir. Ama bizde iki yılda bir tekrarlanır oldu.

      Sil
  33. Sayın mahfi hocam bu haberi biraz önce okudum acaba Erdem başcının gizli planı bu mu ?

    FEDailer ABD’ye savaş açtı!


    FEDailer ABD’ye savaş açtı! Sonra Oku

    FED’in bol para politikasını terk edecek olması nedeniyle para birimleri hızla eriyen ülkeler doların belini birlikte kıracak. Üstelik bu operasyona haftalar değil sadece günler kaldı! Bu müjdeli haberi Hintli Ekonomi Bakanı verdi

    Doların para birimleri karşısındaki ezici gücü gelişen ülkeleri ortak hareket etmeye itti. Parası yüzde 21 değer kaybeden Hindistan öncülüğünde dolara bel kırma operasyonunun fitili ateşlendi. Reuters'ın haberine göre milli paraları yerle bir olan Türkiye, Brezilya, Rusya, Hindistan, Malezya, Çin ve Güney Afrika'ın da dahil olduğu 12 ülkeden en az 4-5'i ortak ve eş zamanlı döviz satışı yaparak kura müdahale edecek. ABD Merkez Bankası’nın (FED) dağıttığı doları çekme operasyonuna karşı piyasaya can suyu verilmiş olacak. 2 lirayı aşan Türk Lirası gibi gelişen ülke para birimlerinin de değer yitirmesine engel olunmuş olacak. Konu hakkında Hindistan Ekonomi Bakanlığı danışmanlarından Dipak Dasgupta Reuters'e bilgi verdi ve "Kur spekülasyonları ekonomimize zarar veriyor. Artık harekete geçerek yaşananlara dur demenin zamanı geldi. Söz ettiğimiz çözümün hayata geçmesi artık haftalar değil sadece günlerle sınırlı. Hiç bir engel tanımayız" dedi. Hintli bürokratın bu sözleri Türkiye Merkez Bankası Başkanı Erden Başçı'nın "Savunmaya değil, hucümü geçiyoruz. Göreceksiniz çok yakında dövizin belini kıracağız" sözlerini anımsattı.

    YanıtlaSil
  34. CEPHANE 6 TRİLYON $
    Hintli yetkilinin adeta meydan okurcasına dile getirdiği ortaklık pek de küçümsenecek cinsten değil. Buna göre söz konusu ülkelerin sadece 4-5 tanesi bile ortak hareket edecek olsa yaklaşık 1.2 trilyon dolara ulaşan bir döviz rezervi ortak harekette kullanılabilir hale gelecek. Ortaklığa Çin'in de dahil olmasıyla bu büyüklük 6 trilyon dolara kadar yükselecek. Tüm bu yaşananlardan en büyük darbeyi para birimlerinde yaşanan yüzde 21 kayıpla Hindistan, yüzde 18 kayıpla Brezilya ve yüzde 14 ile Türkiye ile Güney Afrika almıştı.

    BAŞÇI’NIN SİHİRLİ FORMÜLÜ BU MU?

    Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Doların belini kıracağız” derken sihirli formülün ne olduğunu söylememişti. Şimdi şapkadan çıkacak tavşanın bu güç birliği mi olduğu merak ediliyor!

    ‘Bırakın kurlar düşsün, kaybı ihracat kapatır’

    ABD Merkez Bankası’nın (FED) bol para politikalarını terk edeceği açıklamasının ardından baskı altında kalan gelişmekte olan ülke kurlarına yönelik endişeler devam ediyor. Başta Hindistan, Endonezya ve Türkiye olmak üzere pek çok ülkenin para birimi geride kalan haftalar içerisinde son 5 yılın en sert düşüşlerini yaşadı. BNP Paribas’a göre gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının, para birimlerini dolar karşısında desteklemeyi bir kenara bırakıp ucuz paranın getireceği ihracat avantajlarından faydalanmanın yollarını aramaları gerekiyor. Bankanın yayınladığı raporunda eylül ayında FED’in yapacağı faiz toplantısının önemine işaret edilmekle birlikte gelişmekte olan ülkelere uzun vadeli plan dahilinde yatırım yapanların kârlı çıkacağına işaret edildi. BNP Paribas Kur ve Faiz Uzmanı Mirza Baig, “Bırakın kurlar değerini yitirsin ve gerçek seviyelerine insin. Ucuz para, ihracat destekli çıkışın anahtarı olacak” önerisinde bulunuyor.

    ‘SABREDEN KAZANIR’
    Bank of America Merrill Lynch’e göre ise gelişmekte olan ülkelere yönelik uzun vadeli yatırım yapanlar gelecek yıl yeni çıkış sürecinde sabırlarının mükâfatını alacak.



    Gelişen ülkeler çözümü Jackson Hole’da üretti

    Hindistan’dan gelen sürpriz ortaklık önerisiyle birlikte akıllara geçtiğimiz günlerde ABD’de Wyoming Eyaleti’nin Jackson Hole kentinde gerçekleşen merkez bankası başkanları zirvesi geldi. Bu zirve öncesi gelişmekte olan ülke yetkilileri aynı 2008 krizi esnasında olduğu gibi kur sorunuyla da başa çıkabilmek için ortak hareket edilmesi talebinde bulunmuştu. Yapılan yorumlara göre Batılı ülkelerden beklenen desteği alamayan gelişmekte olan ülke yetkilileri zirvede bir araya gelerek ortak hareket kararı aldı. Uzmanlar kur sorunu yaşayan pek çok ülkenin bu ortaklığa destek vereceğini dile getiriyor. Gelişmekte olan ülke yetkilileri ise yıllarıdır süren toparlanma sürecini felaket tellallığı yapan spekülatörlerin kur oyunlarına kurban ettirmeyeceklerinin altını çizdi.

    ÇİN EN BÜYÜK REZERVE SAHİP

    FED’in para musluğunu kesecek olmasından en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye de var. TL’nin değeri 3 ayda yüzde 13.9 değer kaybederken, dolar hafta içinde tarihi rekor olan 2 TL’yi görmüştü.

    http://ekonomi.haberturk.com/para/ha...dye-savas-acti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kriz ilerledikçe cin fikir üretenler çoğalır.

      Sil
    2. Hocam bu ekonomi ve siyasi açıdan mümkün mü, yoksa hayal mi. Böyle bir döviz bloğu dünya dengeleri için ne demek biraz daha açıklarsanız sevinirim. Teşekkürler. :)

      Sil
    3. Bence bu abartılmış bir haber.

      Sil
  35. hocam muhasebe bilançoyu nasıl indirebiliriz? bilanço tutarını yani. yoksa sürekli büyüyen birşeymidir ya da sabit kalan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mesela normal bir şirketin bilançosunu hocam. hangi işlemi yaparsak bilanço tutarı yani demek istediğim aktif ya da pasif toplamı düşer.

      Sil
  36. Hocam teşekkürler.

    Bu konuşulan faiz, faiz koridorundaki alt ve üst sınırlar mı? Faiz koridoru ile döviz kuru arasındaki ilişki nedir acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konuşulan gecelik fonlamanın alt ve üst sınırları yani koridor faizi.
      Döviz gelip de gidecek yer bulamazsa TL'ye çevrilip TCMB'ye yatırılırsa TCMB buna % 3,50 faiz ödüyor. Bankalar para bulamamışsa TCMB'den % 7,75'e borçlanıyor. TCMN alt limiti artırırsa bu bi,r çeşit garanti olduğu için döviz girişi artıyor, üst limiti artırırsa piyasa faizi arttığı için döviz girişi de artıyor. Tabii bu dediklerim diğer şartlar aynı kalırsa varsayımı altında geç.erli. Örneğin ortadoğuda savaş çıkması bekleniyorsa faizdeki artış yabancı fonları çekmekte yeterli olmuyor.

      Sil
  37. hocam swap yerine dolar üzerinden dış borç aldığımız zaman etki nasıl olur teoriye göre düşününce swapta tl çıkışı olduğu için para arzı azaldığından faiz oranları yükselip daha etkili bir sonuç yaratacak gibi görünüyor böyle bi düşünce doğru olur mu yorumlar için ve yazılarınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok farkı yok. Tek mesele piyasada borç verme isteksizliğini swapla gidermek daha kolay olur. Yoksa TCMB piyasadan TL çekmek isterse bunun yollarını bulabilir.

      Sil
  38. Merhaba,
    "TCMB kullanılabilir döviz rezervi" tanımı neyi ifade etmektedir?
    Döviz rezervinin kullanılmayan kısmı mevcut mudur?
    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin Dış varlıklarıyla döviz yükümlülükleri arasındaki fark kullanılabilir döviz rezervini ifade ediyor. Burada örneğin bankaların zorunlu karşılıkları yasal olarak bankalara ait ve fakat TCMB'de duruyor ve rezerv olarak görünüyor ama TCMB bunu kullanamaz.

      Sil
  39. Hocam son veriler FED'le TCMB'nin swap yaptığını mı gösteriyor? Öyleyse sonuçları ne olur sizce?

    YanıtlaSil
  40. hocam merheba swap miktarlarını anlık yada günlük izleme imkanı veren program yada web sitesi var mıdır?teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!