Konvertibilite

Konvertibilite, genel olarak bir değerin bir başka değere dönüştürülebilmesi işlemini ve bu işlemin hangi koşullarla yapılacağını ifade eder. Konu para olduğunda konvertibilite, bir ülke parasının altına veya diğer ülke paralarına, adına kur ya da parite denilen bir ölçü çerçevesinde dönüştürülebilmesi anlamına gelir. Bir başka ifadeyle eğer bir ülkenin parasını o ülkenin bankalarına götürüp karşılığında yabancı bir ülke parası almak istediğinizde kur denilen ölçü uygulanarak alabiliyorsanız bu durum bulunduğunuz ülke parasının konvertibl olduğunu gösterir. Konvertibilite söz konusuysa, kişi elindeki TL’yi getirip örneğin dolara çevirmek isterse Merkez Bankası bu değişimi geçerli olan kurdan yapacağını taahhüt eder. Merkez Bankası’nın bu taahhüdü, öteki bankaların ya da döviz bürolarının da aynı şeyi yapmalarına olanak sağlar. Konvertibilite budur. Pek çok kişi konvertibilite denildiği zaman TL’nin yabancı bir ülkede ödeme aracı olarak kabul edilmesinin anlaşılması gerektiğini düşünür. Bu bir tanınırlık meselesidir. Biz nasıl ki Tayland Bahtı’nı bilmediğimiz için ödeme aracı olarak kabul etmiyorsak Tayland’a gittiğimizde de TL ile ödeme yapmak istediğimizde Taylandlı satıcının TL’yi kabul etmemesi normaldir. Konvertibilitede önemli olan bir ülkenin kendi bastığı parayı kendisinin değişime kabul etmesidir.

Eğer bir ülkenin parası başka ülkelerin bankaları ya da kişi ve kurumları tarafından da ödeme aracı olarak kabul ediliyorsa o para sadece konvertibl değil aynı zamanda rezerv para konumundadır. Dolar ve Euro, hem konvertibl hem de rezerv paraya örnektir. Kısmen Yen, Pound, İsviçre Frangı da benzer konumda kabul edilebilir. Bir yabancı Türkiye’de satın aldığı bir malın bedelini ödemeyi Dolar ya da Euro ile yapmak isterse satıcı bunu kabul edebilir. Çünkü Dolar da Euro da sadece konvertibl değil aynı zamanda her yerde geçer akçe yani rezerv para konumundadır. Buna karşılık benzer bir uygulamayı TL ile İngiltere’de yapsanız bunun kabul edilmesi istisnai bazı haller dışında mümkün olmaz. Bu durum, TL’nin konvertibl olmadığını değil rezerv para konumunda bulunmadığını gösterir.

Eğer bir ülke kambiyo kısıtlamaları uyguluyorsa o zaman parası ya konvertibl değildir ya da uygulanan kambiyo kısıtlamalarının derecesine göre kısıtlı bir konvertibiliteye sahip demektir. Kağıt paraların altın karşılığı varken konvertibilite paranın altın aracılığıyla öteki paralara dönüştürülmesini ifade ederdi. Bu bir anlamda araya bir araç (altın) girdiği için yarım konvertibiliteydi. Bugün sermaye hareketlerini serbest bırakmış ekonomilerde artık paralar birbirine, araya başka bir araç girmeden dönüştürülebiliyor. Buna tam konvertibilite deniyor.

Türkiye’nin, TL’sını konvertibilite aşamasına getirmesi yaklaşık on yıllık bir süre içinde gerçekleşti. 24 Ocak 1980 tarihinde yürürlüğe konulan politikalarla önce sabit kur rejimi ve çoklu kur uygulaması terk edilerek yerine günlük kur ayarlaması rejimi getirildi. O tarihe kadar Merkez Bankası sabit kur ilan eder ve bunu uzun süre değiştirmez, sıkıntılar ortaya çıkarsa devalüasyona başvurarak düzeltme yapar, kuru yeniden ilan ederdi. Günlük kur uygulamasına geçilince Merkez Bankası her gün TL’nin döviz kurlarını ilan etmeye başladı. Bunun sonucunda TL’nin dış değeri yani döviz kurları her gün değişmeye başladı. 1983 ve izleyen yıllarda daha ileri düzenlemeler yapıldı, ithalattaki yasaklamalar kaldırıldı, sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi adımıyla finansal sistemin liberalleştirilmesinde önemli adımlar atıldı. 1989’da ve 1990 başlarındaki düzenlemelerle sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi son aşamaya taşındı ve Türkiye’de yerleşik kişilerin uluslararası piyasalardan borçlanması serbest bırakıldı. Bu adımlardan sonra, Nisan 1990’da IMF, Türkiye’nin başvurusunu değerlendirerek Türkiye’nin, IMF Anasözleşmesinin 8. Maddesinin 2,3 ve 4 numaralı bölümlerindeki yükümlülükleri kabul ettiğini ve dolayısıyla TL’nin konvertibl hale geldiğini duyurdu.

Özetle söylemek gerekirse TL bugün konvertibl paradır ama rezerv para değildir. Buna karşılık Dolar hem konvertibl hem de rezerv paradır. O nedenle de bizim Merkez Bankamız döviz rezervi tutmak durumunda olduğu halde Fed döviz rezervi tutmak durumunda değildir. 


Yorumlar

  1. Bu güzel yazınız için Teşekkürler hocam,
    TL nin rezerv para olabilme ihtimalini ve şartlarını da kısaca belirtseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bir paranın rezerv para olması için o ülkenin dış ticaretinin dünyada önemli bir büyüklüğe ulaşması lazım.Şimdilik Türkiye'nin böyle bir aşamaya gelme olasılığı görünmüyor. O nedenle TL, bugünkü haliyle rezerv para haline gelemez. Bu konuma gelmeye en yakın para Çin Yuan'ı.

      Sil
  2. Hocam elinize sağlık. Konu paradan açıldığına göre size bir soru sorayım. Euro Dolara kıyasla daha değerli peki bu durum Avrupa için bir dezavantaj değil mi sizce? Eğer dezavantaj ise ECB duruma neden müdahale etmiyor sizce? Almanya istemiyor diye mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle görünüyor. Almanya her zaman mali istikrarı tercih etmiştir.

      Sil
    2. Euro bölgesinin 2013'te %2'ye yakın CARİ FAZLA, ABD'nin ise %2,5 civarı CARİ AÇIK verdiği gerçeğini de unutmamak lazım.

      Sil
  3. Hocam çok bilgilendirici bir yazı kendi adıma teşekkür ediyorum kaleminize sağlık ; hıcam birde tl konvertibil olduğu için bankaya götürdüğümüzde bize istediğimiz yabancı parayı belirli kur üzerinden vermek zorunda peki hocam aynı şekilde dışardan borçlanan bankaların aldıkları dövizi merkeze götürüp tl ver dediklerinde merkez de tl vermek zorunda mı?hayır vermiyorum diyebilir mi?(bu söylediğim durum tl nin konvertibilitesi ile ilgili değil genel olarak soruyorum ) buna literatürde bir şey denir mi?(merkezin tl vermek zorunda olmasına bir şey denirmi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu da aslında konvertibiliteyle ilgili. Yani olay iki taraflı da işliyor. MB, kendisine döviz satan bankalardan bu dövizi alıp karşılığında TL vermek zorunda. Ama bankaların ellerindeki dövizi satmak için öncelikle öteki bankalara gitmesi daha akıllıca çünkü TCMB'nin döviz kuru daha düşük olabiliyor.

      Sil
  4. Hocam gecenlerde maliye bakani dedi ki; dolar/euro borcu olan ozel sirketlerin yuzde 80'inin doviz geliri oldugu icin endiselenmeye gerek yok. Siz bu konuda ne dusunuyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borç şu anda var olan bir şeydir. Gelir ise ileride gelecek olan şeydir. Alacaklı parasını şimdi isterse, siz de ileride gelirim gelecek o zaman öderim derse kabul eder mi? Bu yıl içinde 160 milyar dolar vadesi dolacak borç var. Buna 50 milyar da cari açık ekleyin. Bir yıl içindeki ihtiyaç 210 milyar dolar. Acaba 1 yıl içinde bu kadar gelir fazlası olacak mı? Mesele burada.

      Sil
  5. Hocam ellerinize sağlık çok faydalı oldu.

    YanıtlaSil
  6. hocam ödemeler dengesine baktığımızda cari açığı ve cari açığızın nasıl finanse edildiğini gösteren kalemi görüyoruz peki hocam dışardan alınan borç içerde tl ye çevirlip içerde işletme sermayesi için kullanılmışsa bu alınan borç yine ödemeler dengesinde mi gözüküğr?
    ayrıca hocam ben şunu merak ediyorum;yurtdışından borçlanıp ama bu borçlanmayı dışardan mal vehizmet alımında değilde içerde tl olrak harcamk için ve işlerinde kullanmak için borçlanan kesiminin ne kadar borçlandığını hangi verilere bakarak görürüz ?ve bu şekilde dışardan mal olsun hizmet olsun getirmek üzere dövizle borçlanan kesim haricinde sadece ülke içinde ki ihtyaçları karşılamak üzere borçlanan kesim ülkenin krılganlığını artırmıyormu?
    3)hocam dediğim şekilde borçlanan kesim acaba faiz farklarından yarralanmak içinmi borçlanıyor?yada değişik sebebleri varmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Yabancılarla (Türkiye dışında yerleşik olanlarla) yapılan işlemler demeler dengesinde yer alır. Alınan borç değil bağış da olsa aynı şeydir. TL'ye çevrilmesi dı-urumu değiştirmez.
      (2) Ödemeler dengesindeki kredilere bakarak görebiliriz. Artırır.
      (3) Bazen daha ucuza olduğu için bazen de satın aldığı malı kredili aldığı için borçlanabilir.

      Sil
  7. hocam ülke ödemeler dengesi sıkıntısına girdiğinde hazine sizin kategoride ettiğiniz şekilde 3 türlü borç bulacaktır . Peki hocam bulduğu bu borçları merkeze verip merkez piyasanın talebini mi karşılayacaktır ?sistem bu şekilde mi işler ?
    2) hocam Hazine'nin dövize ihtiyacı olduğunda bunu bireyler gibi bankalardan talep ederek mi karşılayacaktır ? Yoksa merkez bankasından mı talep edecektir ?eğer merkez Hazine'ye döviz vermişse hazine bunun karşılığında tl yi yatırmak zorunda değil mi?
    3)hocam şuna katılırmısınız hazine kamu giderlerini karşılamak için dışardan borçlandığında borçlandığı yabancı paranın bir kısmıyla direk yurtdışından yatırm malı teçhizat gibi şeyler getirmekte diğer kısmını iise merkez bankasına yatırarak tl elde etmekte ve bu tl yide personel harcamaları ,içerden mal ve hizmet alımı ,transfer ve cari harcamalar için kullanır diyebilşrmiyiz ?yani hocam dışardan dövizle borçlanıyorsa borçlandığı kısmın hepsini dışarıya harcamakta kulanmaz içerde de kullanabilir değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Hazinenin paraları MB'ye yatar. MB de bunları Hazine'nin herhangibir ödemesi yapılana kadar kullanır.
      (2) Hazine, dış borç ödemelerini MB'den yapar. Çünkü MB'de hesabı vardır.
      (3) Hazine dışarıdan yaptığı borçlanmayla genellikle dış borçlarını öder. İçerideki ödemelerini de iç borçlanmayla yapar.
      Ama böyle bir kural yok. Yani dış borçlanmayla aldığı paraları iç ödemelerde de kullanabilir.Ayrıca içeriden dövizle de
      borçlanabilir.

      Sil
  8. Hocam dünyada en yaygın rezerv para dolar, bu durum da tabi ABD'nin işine yarıyor ve istediği kadar dolar basabiliyor. Peki petrolcü Araplar, Çin, Japonya, AB gibi inisiyasitif sahibi ülkeler ortak karar kalıp "biz bundaa sonra doları rezerv para olarak kabul etmiyoruz" deyip kendileri yeni bir rezerv para birimi oluştursa ve bu yeni rezerv para birimine geçse bu durumda;
    1.Dünya piyasalarındaki tüm dolarlar ABD'ye hücum edip ABD'de enflasyon yaratarak ekonominin büyük bi krize girmesine sebep olmaz mı?
    2.Gerçekte böyle bir şeye teşebbüs edilse bu durumda ABD herhangi bi tedbir alarak bu durumdan sıyrılabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'nin istediği kadar dolar basma gibi bir durumu yok. diyelim ki anormal bir hızda dolar basıyor ve dünyaya gönderiyor. o zaman tüm dünyada emtia fiyatları çok hızlı yükselir ve neticesi ABD enflasyonunda artış olur. enflasyondaki artışı faiz artışları izler. ABD hane halklarının servetinin önemli bir kısmı orta-uzun vadeli borçlanma kağıtları ve hisse senetlerinden oluşur. bu varlıklar ise faiz artışlarına duyarlıdır, faizlerin artması bunların değerini düşürür. hane halkı servetindeki sert düşüşler ise politik anlamda arzu edilir bir durum değildir. dolayısıyla "istediği kadar para basma" bir şehir efsanesi. zaten ABD'de 2008-13 arasında M2 para arzındaki artış 2003-08 arası dönemle hemen hemen aynıdır.

      Sil
  9. hocam konuyla alakasız olacak ama Rusya'nın dolar rezervlerini elden çıkarması ne gibi sonuçlar doğurur ekonomik anlamda? ve Amerikan bankalarına olan borçlarını ödememesi? yani Rusya'nın ABD ile ilişkilerini koparıp başka devletlerle mali bağlantılar kurması örneğin Çin ile Şanghay Birliği var mesela yeni bir soğuk savaş dönemini başlatır mı bu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soğuk savaştan ötesini de yaratır. Amerika da bunların mal satışlarına ambargo uygular. Hep birlikte keybederler.

      Sil
  10. Hocam karistirilan iki kavrami net bir sekilde ogrenmis olduk.cok tesekkurler.

    YanıtlaSil
  11. Hocam gerçekten elinize sağlık. İsminizdeki gizli kapali anlamına inat son derece acik anlaşılir ve belagatinizdeki billurluk alaninizdaki mahiriyetinizle birlesince teknik bir meseleyi şek kabil olmayacak şekilde anlatmışsınız. Bu kadar yıldır fakirane iktisatci kisveme rağmen bu kadar güzel bir anlatım görmedim. Talebelerinizin umumiyetle sizin gibi bir hocaya sahip oldukları için son derece bahtiyar olduklarina umuyorum.

    YanıtlaSil
  12. Hocam gecenlerdeki forbes'daki yaziyla ilgili dusunceleriniz nelerdir?

    http://www.forbes.com/sites/jessecolombo/2014/03/05/why-the-worst-is-still-ahead-for-turkeys-bubble-economy/

    YanıtlaSil
  13. Güzel yazınız için teşekkür ederim

    Benim anlamağım nokta şu, bir ülke parasının konvertibl kabul edilmesi için ülke merkez bankasının ulusal para getirenlere parite üzerinden öteki para birimlerine çevireceğini taahhüt etmesi yeterli değil mi? IMF in kabul etmesi şart mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF bunu duyurmadan kimse bilmez ki. IMF sizin işlemlerini bu şekilde yapacağınızı ve engelleri kaldırdığınızı görüp onaylamadan kimse sizin paranızın konvertibldir olduğunu kabul etmez.

      Sil
  14. Hocam şu noktada kafamda soru işaretleri var yardımcı olusanız sevinirim ;konvertibilitenin tersine kambiyo kontrolü diyoruz. Kambiyo kontrolünüde ülke elinde ki döviz rezervlerinin azalmamasından(kıtlığından) dolayı bu yönteme girişiyor ve böylelikle ödemeler dengesi açığını kapayıcı müdahaleler uyguluyor buraya kadar tamam benim sorum ;
    kambiyo kontrolü illa sabit kur sisteminde uygulanacak diye bir kaide varmı? Esnek kur sisteminde yada Türkiye'ninde benimsediği müdahaleli kur sisteminde de ülkeden fazla döviz çıkışını engellemek için kambiyo kontrolü olmaz mı? Tam olarak mantığını çözemedim(bir çok kaynağa bakıyorum ama tam olarak kafamda ki soruya cevap alamıyorum )yardımcı olursanız sevinirim .
    2)hocam bugün imzaladığımız uluslararsı antlaşmalara aykırımıdır ? Kambiyo kontrolü
    3) hıcam 1-2 ay kadar önceydi sanırım başbakan Erdoğan'ın bir B planımız var diyince bir çok kişi sermaye hesaplarına denetim geleceği yorumunu yaptı hatta şuyu vukuundan beterdir sözüyle bunun çok büyük tehlikelere yol açacağı söylendi.hıcam ben burada şunu sormak istiyorum Türkiye yamadı gerçi ama eğer sermaye hareketlerine kısıtlama getirseydi dövizin dışarı çıkmaması için buna iktisat literatüründe sınırlı kambiyo kontrolü mü denmektedir ?
    4)son olarak katı kambiyo kontrolü ile sınırlı kambiyo konrtrolü arasında ki fark nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1)kamiyoruz kontrolü serbest kurda olmaz. Tonin vergisi tam olarak bir kamiyoruz kontrolü sayılmıyor(2)kambiyo kontrolü imf nin 8. Md sine aykırıdır. Bu aykırılık parayı konvertibldir olmaktan çıkarır. (3) evet anlamı budur. Başbakanın ne kasdettiği bilinmiyor. (4) sınırlı olanda birçok işlem serbest bazı işlemler denetime tabidir. Katı olanda her türlü döviz işlemi denetime tabidir.

      Sil
  15. hocam ben bir şey sormak istiyorum. Türkiye için Mundell Fleming modeli oluşturulsa, LM mi daha yatık olurdu, BP mi daha yatık olurdu? Acaba sermaye hareketliliği faizden daha mı çok etkileniyor ampirik olarak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizin etkisi daha yüksek diye düşünüyorum. Ama yine de bu sadece bir düşünce. Bunu test edebilmek için verilerle destekleyen bir araştırma yapılması gerekir.

      Sil
  16. ABD için toplam rezervler, dünyadaki tüm MB kasasında bulunan dolar rezervlerinin toplamıdır denilebilir mi Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar rezerv paradır ama o dolarlar kimin MB kasasındaysa onun rezervidir.

      Sil
  17. Hocam merhaba,
    Sayenizde ekonomide olup bitenleri daha iyi anlıyorum. Müsadenizle bir şey sormak istiyorum:Bankalar fazla ankeslerini zaman zaman TCMB ye götürüyor. Bu parayı fiziken taşımak yerine kaydi bir işlemle yapmamalarının nedenini anlayamadım. Fırsatınız olur bilgi verebilirseniz çok sevinirim. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiziki varlığı olmadan kaydi işlemin yaratacağı sıkıntılardan olmasın !

      Sil
  18. Hocam günün konusu "bakır". Şimdi bakır izlenime alındı. Bilindiği gibi Çin büyük bir bakır ithalatçısı, talebi düşünce uluslararası piyasalarda emtia fiyatlarının düşmesine sebep oldu. Şimdi FED'i takip ederken yanında ekstradan bakır ve dolayısıyla Çin'in sanayi talebiyle birlikte büyüme endişelerini mi takip edeceğiz?

    Dolar, altın, faizler derken (Çin'den dolayı) "bakır" da mı takibimizde olacak?

    YanıtlaSil
  19. Hocam ekonomi politikası kitabınızda para politikası araçlarına göz gezdirken api işlemleri ile niceliksel gevşeme arasında pek bir fark göremedim acaba arasında ki farklar tam olarak nedir?açıklarsanız sevinirim iyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız pek fark yok. APİ de önceden belirlenmiş sistematik bir alım programı olmadığı halde QE de bu söz konusu. Mesela tahvil alıomının ne kadar olacağı hangi tarihte yapılacağı belirlenip ilan ediliyor. Bir de miktarlar çok büyük. Bunun dışında ABD'nin uyguladığı QE için genişletilmiş bir APİ uygulaması demek mümkün.

      Sil
  20. hocam 2 sorum var :
    1) gecelik fonlama faizi niçin diğerlerinde daha fazla ?
    2) ülkeye finansal yatırım yapmak için gelen yabancı yatırımcılarla faizin vadesi nasıl hesaplanıyor bu vadeler 1 yıllık mı yoksa daha mı uzun ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Gecelik fonlamayı caydırmak istiyorlar. Çünkü sıcak parayı çekiyor.
      (2) Faizler yıllık hesaplanıp aya güne haftaya bölünerek bulunuyor.

      Sil
  21. Yazı için teşekkürler Hocam.Emeğinize sağlık.
    döviz yatırımı olarak Yuan riskli mi acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yuan riskli çünkü Çin'de sermaye hareketleri serbest değil, konvertibilite yok. Bunlara geçilirse Yuan'ın değeri çok oynayabilir.

      Sil
  22. sayın hocam faiz oranı yükselirse paranın dolanım hızı azalmaz mıdır? keynes neden artar diyor friedman da artar diyor sanırım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artarsa elde para tutmak istemezsiniz, elde para turmanın maliyeti artar çünkü. Parayı getirisi yüksek olan mevduat, tahvil gibi bir yatırım aracında değerlendirirsiniz. Para sirkülasyonu artmış olur...

      Sil
  23. Dünyada konvertibl olmayan paraların ekonomilerindeki durum nedir? Sizce bir ülkenin parasının konvertibl olması o ülkeye ne kazandırır, ne kaybettirir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir paranın konvertibl olması o ülkeye yabancı sermayenin gelişini kolaylaştırır. Buna karşılık örneğin Çin Yuanı konvertibl olmadığı halde dünyada en çok yabancı sermaye çeken gelişme yolundaki ülke Çin'dir.
      Paranın konvertibl olması kadar ülkenin yaklaşımı da önemli.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  24. Vatandaşların yabancı paraya müzayede de antika eşya muamelesi yapmasını önleyecek düzenlemeler varmı. yok ise yerel paranın konvertibilite özelliğini bozmadan nasıl birtakım düzenlemeler getirilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'yabancı para zorunlu karşılık oranları' bankalar nezdinde uygulanabiliyorken, sanırım mudiler nezdinde de %50 veya yurt içindeki Döviz/TL oranı bulunup bir % belirlenip uygulanabilir.

      Sil

  25. Konvertibilite olabilme koşulları nelerdir acaba öğrenebilir miyim?

    YanıtlaSil
  26. Çok uluslu şirketlere ve uluslararası girişimlere hizmet veren denetim ve vergilendirmenin en as düzeyde tutulduğu ve Konvertibl paralar üzerinden yapılan bankacılığa ne isim verilmektedir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi