Enflasyon ile İşsizlik: Türkiye Deneyimi ve Phillips Eğrisi

Yeni Zelandalı iktisatçı A.W. Phillips tarafından İngiltere ekonomisi üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda geliştirilen Phillips eğrisi analizi, bir ekonomide enflasyonla işsizlik arasında ters yönlü ilişki olduğunu ortaya koyar. Bu ilişkiyi şöyle bir şekille göstermek mümkündür.


Dikey eksende enflasyon, yatay eksende işsizlik yer alıyor. Phillips eğrisi analizinin ortaya koyduğu iddiaya göre; enflasyon e1’den e2’ye düştüğünde işsizlik oranı da i1’den i2’ye yükselir. Bugün genel olarak kabul gören yaklaşım Phillips Eğrisi analizinin kısa dönemde doğru olduğu uzun dönemde devreye giren başka faktörler nedeniyle geçerliliğini yitirdiği şeklindeki görüştür.

Aşağıdaki grafikte 1980 ile 2014 yılları arasındaki dönemde enflasyon (sol eksen) ve işsizlik (sağ eksen) oranlarının gelişimi yer alıyor.  


Türkiye için Phillips Eğrisini 2000 – 2014 yılları için çizelim (Her iki gösterge için de IMF WEO Database, October 2015’deki yıllık ortalama oranlar kullanılmıştır.)






Türkiye için yıllık ortalama verilerden hareketle çizdiğimiz Phillips eğrisi bize enflasyonla işsizlik oranı arasındaki ters yönlü ilişkiyi gösteriyor. Zaman zaman bu iki göstergenin birlikte hareket etmesi söz konusu olsa da asıl olarak negatif ilişki içinde bulundukları anlaşılıyor.

Önümüzdeki dönemde seçim vaatleri paralelinde asgari ücrette ve buna bağlı olarak ister istemez diğer ücretlerde artış yapılacaktır. Ücretlerde yapılacak bu artışların otaya çıkaracağı maliyet artışının ya enflasyonu yükseltmesi ya da çalışanların bir bölümünün işten çıkarılması sonucu işsizlik oranını artırması yönünde etki yaratması beklenmektedir. Muhtemelen her iki yaklaşım karma biçimde yaşanacak ve biraz enflasyon artışı biraz da işsizlik artışı ortaya çıkacaktır. 

Yorumlar

  1. Sayın hocam ülkemizde artık kalıtsal hastalık haline gelmedi mi issizlik + enflasyon olgusu.. Stagflasyon a endeksli olduk artık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stagflasyonda büyüme sıfır dolayında olur bizde yüzde 3 dolayında. Yani birçok gelişmiş ülkenin gıpta edeceği bir büyüme oranı var hala Türkiye'de. Ne var ki bu oran bizi onlarla arayı kapatmamıza yetecek bir oran değil.
      Bizdeki durum stagflasyon değil bizdeki durum enflasyonlu büyüme.

      Sil
    2. Hocam trend büyümenin altındaki büyümeye gerçekte büyüme diyebilir miyiz?

      Sil
  2. Biraz enflasyonla ac kalmamak arasinda tercih yapilsa, herhalde ac kalmamak tercih edilir. Makul enflasyondan zarar gelmez diye dusunuyorum. Neticede uzun vadede hepimiz ölüyüz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten sıfır enflasyonun Avrupa ve ABD'ye verdiği zararın enflasyondan daha kötü olduğunu küresel krizde yaşadık.

      Sil
  3. hocam bu her kitapta vardırya hani hangisinin sebep,hangisinin sonuç olduğu konusunda kafam daima karışmıştır.bu grafikle karşılaştıklarında bi sonuca varmışlar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tam öyle bir sorun değil. Yani ikisi de birlikte görülüyor. İkisi de birbirinin hem nedeni hem sonucu olabiliyor.

      Sil
  4. Ücretlere yapılacak olan artışı nasıl değerlendiriyorsunuz hocam?... Asgari ücretteki artış kamuya değil özel sektöre yansıyacağı için sizce bu politika doğru mu? Ben kayıt dışı istihdam oranının ciddi şekilde yükseleceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kayıt dışı istihdamı artıracak bu adım. Çünkü asgari ücretle sınırlı kalmayacak. Diyelim bir işyerinde 3 kişi asgari ücretle (1.000 TL/Ay) çalışıyor. Aynı yerde 3 kişi de diyelim 1.300 TL ile çalışıyor. Asgari ücretlilerin aylıkları 1.300 TL'ye yükseltilince yani ötekilerle eşitlenince ötekiler zam istemeden devam eder mi? Etmez. Ama iş yeri buna zorlarsa o zaman da verimlilikleri düşer.

      Sil
  5. Hocam merhabalar.Sizce işletme ,iktisat,maliye arasında hangi ikisinin çift anadalı veya yandalı mantıklı ve ne açılardan avantajlı olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelecekte ne yapmayı düşündüğünüze bağlı.
      Özel sektörde çalışmayı düşünüyorsanız iktisat - işletme
      Kamu sektörünü düşünüyorsanız İktisat - maliye
      Her ikisi de olabilir diyorsanız iktisat - finans

      Sil
  6. Bahsi geçen kamu harcamaları yapısal reformlar ile desteklenirse bu enflasyon işsizlik helezyonunun minimize edilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Ama yapısal reformlar gerçek anlamda reform olmalı.

      Sil
  7. Benim anlamadığım cnbc-e kanalında çıkan işadamları, müdürler vs , yöneticiler hep ağız birliğiyle diyorlar ki işçi bulamıyoruz. Eleman eksikliğimiz var diye şikâyette bulunuyorlar.
    Bir yandan işsizlik rakamı %10, genç işsizlik %20 ve de kadınların iş gücüne katılımın az olması gibi veriler var karşımızda. Benim kafamı kurcalayan ise işverenin eleman yok, işçinin de iş yok seslerinin arasında mantık oturmaması.
    Sizce burda bir yalan var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Turkiye'de ekonominin sosyolojik yaralari var. Gelir dagilimi ve gelir adaleti cok bozuk oldugu icin asgari ucret ile kimseyi mutlu etmeniz mumkun degil. Ayrica devlet duzeni de zenginden yana. Kurumlar vergisi, bireysel gelir vergisi toplanmiyor, asgari ucretli de yuksek gelirli de cogu mal icin ayni vergiyi veriyor. Gelir vergisi toplayamadiginiz icin alt yapiyi guclendiremiyorsunuz, dolayisiyla asgari ucretlinin yasam standarti yukselmiyor ama zenginler kendi varliklari ile yasam standartlarini yukseltiyorlar. (Ornegin asgari ucretlinin haftada bir elektrigi kesiliyor, zenginin de kesiliyor ama o jenaratorlu evde oturuyor vs.) Trafik cezasindan tutun da, hapis cezasina kadar kisilerin sosyo-ekonimik durumlari goz onune alinmiyor. Bu zenginlerin lehine bir durum olusturuyor. (Ornegin zengin hiz cezasini, park cezasini onemsemiyor, yollarin hakimi gibi hareket ediyor, ama asgari ucretli arabasini park ederken 4 kere dusunuyor. Muteahhit insaatinde olen isci icin dogru duzgun ceza almiyor, fabrikator yaralanan isciyi dikkatsiz diye suclayabiliyor vs.) Boyle bir ulkede herkes zengin olmak icin ugrasir. Asgari ucret ile de kimse zengin olamaz. Fabrikator de isci bulamaz tabi ki.

      Sil
    2. Bir yerde fiyat yanlışsa orada arz ve talep buluşamaz. Buluşamayınca da denge oluşmaz. Diyelim ki siz pazarda üretici/satıcının 3 liraya sattığı elmayı 50 kuruşa almak istiyorsanız alamazsınız. Ya da günde 12 saat çalıştıracağınız tır şoförüne asgari ücret verirseniz şoför bulamazsınız. Ya da bulacağınız adamın kalitesi sizin aradığınız nitelikte olmaz.
      Bütün piyasalarda mesele fiyat meselesidir. Emek piyasasında da mesele ücretin miktarı meselesidir. Doğru ücret verildiğinde eleman bulamamak gibi bir durum olmaz.
      Bizde imalat sanayiinde yeterli eleman bulunamadığından şikayet ediliyor. Ki bu doğrudur. Eğitimde buna göre yönlendirme yapmak lazım. Mesela bu elemanlara verilen ücretler yeterince yükselirse bu alana yönelik okullar açılır ve öğrenciler de bu alana yönelirler. Yani yine dönüp dolaşıp fiyat mekanizmasına geliyoruz.

      Sil
    3. benim fabrikama kaynakçı bulamıyorum kardeşim. bağırıyoruz yıllardır ara eleman yok bitti meslek liseleri yok teknik liseler yok. her ile ilçeye üniversite açmayla olmuyor hocam. iş başvurusuna geliyor diyor ki ben bu işi yapmam ben şu okulu bitirdim ben şuradan mezunum. hocam ara eleman bulamıyoruz neticede. saygılar

      Sil
    4. İşveren mühendis bulamıyoruz demiyor,meslek lisesi temelli veya 2yıllık meslek yüksek okul mezunu teknik eleman bulamıyoruz diyor.Üniversiteler ise mühendis adayları ile dolu.

      Sil
    5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  8. Cevher Özden "Banker Kastelli" hakkındaki görüşleriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence konu kişilerle ele alınmamalı. Bankerlik olayında asıl mesele devletin bu tür bir işin gelişip yayılmasında, kuralları tam olarak koyup uygulamadan, sessiz kalması meselesidir.

      Sil
  9. "Bugün genel olarak kabul gören yaklaşım Phillips Eğrisi analizinin kısa dönemde doğru olduğu uzun dönemde devreye giren başka faktörler nedeniyle geçerliliğini yitirdiği şeklindeki görüştür." diye bir not düşmüşsünüz.

    Şöyle bir kanaatim var:

    Eğer yükselen enflasyon "talep" bazlı ise, Phillips Eğrisi analizinin doğruluğu yüksek ihtimaldir.

    Eğer yükselen enflasyon "maliyet" bazlı ise, Phillips Eğrisi analizinin doğruluğu düşük ihtimaldir.

    Siz de yazınızın başlığında belirttiğiniz üzere, "Türkiye" gibi ülkelerde bu analizin uygulanıp uygulanamayacağını denediğimizde, "maliyet enflasyonu"nun piyasaların ve hanehalklarının belini kırdığı, güveni darmaduman ettiği için, işsizliğin kronik olarak yükselmesi gerçeğiyle karşılaşıyoruz!

    Bu görüşüme katılır mısınız?

    Son sorum şu:

    "Ücretlerde yapılacak bu artışların otaya çıkaracağı maliyet artışının ya enflasyonu yükseltmesi ya da çalışanların bir bölümünün işten çıkarılması sonucu işsizlik oranını artırması yönünde etki yaratması beklenmektedir. Muhtemelen her iki yaklaşım karma biçimde yaşanacak ve biraz enflasyon artışı biraz da işsizlik artışı ortaya çıkacaktır." ile yazınızı bitirmişsiniz.

    Ücretlerde yapılacak artışlar sonucunda hanehalkının cebine girecek para nispeten artsa bile ve bunun tüketim olarak tekrar piyasaya dönmesi çok ama çok kısıtlı olacağından, hâlihazırda Türkiye'de "maliyet enflasyonu"nun sürekli yükselmesi nedeniyle piyasalarda yaprak kıpırdamadığı için:
    Evet enflasyon "biraz" yükselerek yukarı yönlü dalgalı bir seyir izlemeye devam ederken,
    İşsizlik "biraz" değil, "çok" artacaktır.

    Bu görüşüme katılır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun 'maliyet enflasyonu' olarak tanimlanmasi aldatmacadan ibarettir. Bu ekonominin temel arz talep kurallarina aykiridir. Tabi ki enflasyonda maliyet etkisi vardir. Ancak sadece maliyet yuzunden enflasyon artmaz. Eger maliyet yuksekse mallarin talebinin dusmesini beklersiniz. Bu da maliyet fiyatlari yuksek olsa bile nihai fiyatlarin dusmesi ile sonuclanir. Dolayisiyla enflasyon sadece maliyetlerden artmaz. Eger enflasyon yukseliyorsa, maliyetin etkisinin satislari etkilemedigi anlasilir. Bunun da iki izahi olabilir, philips egrisinde goruldugu gibi issizlik azalmistir insanlarin alim gucu artmistir, ya da saticilar bir sekilde insanlari almamalari gereken seyleri yuksek fiyattan almaya ikna etmislerdir. (Taksitli satislar, kredi karti kullanimin yayginligi, ve outlet, indirim gibi aldatmacalarin coklugu dikkatinizi cekmistir.)

      Sil
    2. Türkiye için maliyeti daha çok kur artışı olarak düşünün. Bir de o açıdan bakın duruma.

      Sil
    3. Adsız 18:30'un yorumuna büyük ölçüde katılıyorum.

      Sil
    4. "Eger enflasyon yukseliyorsa, maliyetin etkisinin satislari etkilemedigi anlasilir." bu cümleyi anlamadım?

      Türkiye'de yaşayan hanehalkları "daima harcamaya eğilimlidir". Bu nedenle Türkiye gibi bir ülkede "talep yok" sözünün geçerliliği pek yoktur.

      Türkiye de döviz kurlarındaki dalgalanmalardan (bir eroinmanın uyuşturucu kullanmayı pas geçtiği anlarda girdiği kriz gibi) feci şekilde etkilenen ülkelerden biri. Bu nedenle, Türkiye'de "maliyet" bazlı enflasyonun "talep" bazlı enflasyondan daha dominant olduğu, daha kronik bir sorun olduğu kanaatindeyim.

      1. Türkiye özelinde inceleyecek olursak, enflasyon yükselişinin temel sebebinin "döviz kurlarındaki yükseliş" bazlı "maliyet" olduğunu yaşıyoruz zaten.

      2. Türkiye'de şirketlerin üretim hatlarındaki maliyetlerin yükselişi, piyasaya sunulmaya hazır (veya hâlihazırda piyasada olan) mallarının fiyatlarının yükselmesine yol açıyor, yani son kullanıcı (tüketici) fiyatlarına da yansıyor zaten.

      3. Maliyeti yükselen ürünler "pahalılık" demektir.

      4. Maliyetler gitgide yükselmesine rağmen, Türkiye'de yaşayan hanehalklarının ücretleri & maaşları aynı oranda artmadığı için, "maliyet yükselişlerinin getirdiği pahalılık", doğal olarak talepte daralmaya yol açıyor zaten.

      Şimdi:

      Türkiye özelinde bakarsak, "Eger enflasyon yukseliyorsa, maliyetin etkisinin satislari etkilemedigi anlasilir." yanlış bir ifade değil mi?

      Sil
  10. Asgari ücret arttırılacak mı hakikaten?
    Seçimden önce tüm siyasi partilerin hemfikir olduğu bu konuda konunun asıl muhatabı olan iş dünyası patronları ne düşünüyor?
    Avrupa'daki durgunluğu takiben ihracatı azalan türkiye sanayisi çalışanına daha yüksek ücret ödeyebilecek mi? Öderse malum maliyetleri artacak ve rekabet gücü azalacak bu durumda ekonomisi kötüye gittiği için rekabeti arttırmak amacıyla kur savaşlarına girişen Çin gibi devlerle mücadele edebilecek mi? Aklıma ilk gelen sorular...
    şu an 1090 lira civarında görünen asgari ücretin işveren'e maliyeti 1490 liradır. ilave 400 liralık yük aslında işveren tarafından devlete ödenen sosyal güvenlik primi ve gelir vergisidir. burada can alıcı soru şu: işveren net asgari ücreti mi arttıracak yoksa devlete ödenen sgk prim oranını mı düşürecek? yoksa %15 olan gelir vergisini mi? eğer sgk oranı düşerse, asgari ücretlinin emekli maaşları da otomatik olarak düşer. yok eğer sgk veya vergi oranında değişiklik olmayacaksa, işveren net asgari ücreti arttıracaksa bunda devletin omuz vermesi gibi bir durum söz konusu olmaz ve işverenleri çok zor günler bekliyor demektir. işverenlerin bu vaatlere ses çıkarmıyor olmasının sebebi tepki çekmek istemiyor olmaları olabilir. iş ciddiye bindiğinde tepkilerini göstereceklerdir diye düşünüyorum.
    Yok eğer işveren bir şey yapmayacak ama devlet vergi değişikliği yapacaksa yani asgari ücret üzerinden ödenen sgk primini düşürürse, o zaman asgari ücretlinin emekli maaşı kuşa döner...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru sorular. Şu anda tek açıklama işverenin bu maliyeti üsteleneceği biçiminde geldi. Bir işyerinde asgari ücretle çalışanların yanında daha yüksek ücretle çalışanlar da var. Asgari ücretlilerin ücreti 300 TL dolayında artırıldığında asgari ücret dışındakilerin durumu ne olacak? Bence işin en kritik noktası bu.

      Sil
    2. http://www.hurriyet.com.tr/asgari-ucret-tum-ucretleri-artiracak-40011741

      Bu yazıda bu konuda detaylı analiz yapılmış. Özetle; asgari ücret 1300 TL net olursa işverene maliyeti 1496 TL'den 1933 TL' ye çıkacak denilmiş.

      Sil
  11. Hocam merhabalar. Ben dokuz eylül üniversitesi ekonometri bölümü 1. Sınıf öğrencisiyim. İlerde yonelebilecegim meslekler nelerdir? Mesela işletme için pazarlama ve muhasebe sayılabilir ekonometri için nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Risk yönetimi uzmanlığı, aktüerlik bu alanda en önemli meslekler. Ama eğer meslek vizyonunuzu daha geniş tutmak istiyorsanız makroekonmi, mikroekonomi, maliye ve muhasebe gibi dalların kitaplarını alıp kendinizi yetiştirmeye çalışın.

      Sil
    2. Saygideger hocam oncelikle elinize saglik ben de dokuz eylul üniversitesi de isletme okuyorum fakat hacettepede ingilizce okuyan arkadasimla aramda cok buyuk fark oldugunu hatta ingilizce isletmenin turkce isletmeden farkli bir bolum oldugunu dusunuyorum.Hocam ben ingilizce kursuna gidiyorum fakat ingilizce isletmedeki ogrencilerle aradaki farki kapatmak cok zor sizin bu konuda onerilerinizi bekliyoruz.

      Sil
    3. Unknown 10:45. Ben de benzer seyleri yasadim. Fark kapanmiyor malesef. Ingilizce kursuna gitmekle universite egitimini Ingilizce almak farkli seyler. Ingilizce universite egitimi alan kisi bir sure sonar ingilizce dusunmeye basliyor, konusu ile ilgili ingilizceyi daya etkin kullaniyor hatta belki inannazsin ama oyle, ruyalarini bile ingilizce gorur hale geliyor. Senin gittigin kursta mesleki ingilizce alman zor, gunluk kullanim ingilizcesi alabilirsin ancak ayrica onu aktif olarak kullanmasan bir zaman sonra kaybolup gidiyor malesef. Universite egitimi bunu aktif olarak kullanmak icin bir sebep teskil ediyor zaten. Ayrica is ararken ingilizce universiteden mezun olan ile sonradan ingilizce kursu goren kisiler ayni kefeye konmuyor. Kanadaya veye Ingiltereye 6 aylik kurslara git. Belki o zaman faydasi olur. Ingilizce mulakat yapamazsan, verilen herhangi bir konuda ingilizce kompozisyon yazamazsan Ing. bildigini de iddia edemezsin. Ilk mulakatta elerler.

      Sil
  12. hocam selamlar.avro bölgesiyle ilgili bir soru soracağım.2008 krizi sonrası avro bölgesi talebi artırmak için bilançosunu artırdı ama bankalar bunu verimli kullanmadı ya da kullanamadı.yani borç kendini geri ödedi ve bilanço tekrar küçüldü.peki avro bölgesinin son dönemde geliştirdiği parasal genişleme programı neden yeterli olmasa da krizden sonrakine göre daha iyi sonuç veriyor?o dönemle bu dönem arasındaki fark ne?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen zaman bütün teorik ya da pratik yaklaşımlardan daha önemli etkiler yaratabilir. Mesela Yunanistan'ın bir anlamda artık sorun olmaktan yavaş yavaş çıkışı, ABD'nin toparlanmaya başlaması, emtia fiyatlarındaki (başta petrol ve doğal gaz) düşüşlerin yarattığı maliyet düşüşleri Avrupa üzerinde olumlu etkiler yarattı. Daha tam olarak bir toparlanmaya girememiş olsa da en azından bunu işaretleri var.

      Sil
    2. Sn.Eğilmez. Büyümenin finansmanı netameli bir mesele. Zira büyüme sağlanırken hem alt yapı için borçlanma gerekiyor (gerekiliyor) hem de girdiler artıyor üretilimle birlikte. TR'nin bu açıdan bir sıkıntısı var mı ? Yani büyüme vatandaşın sırtına borç olarak bindirildi,peki yüksekelen büyüme ile artan (artmıştır sanıyorum, daha çok ürettiğimize göre) girdilerle baş edememe durumu olabilir mi ? Yani bir anda yurtdışından para bulunamazsa ekonominin durması durumu.
      Saygılar.

      Sil
  13. Hocam makro ekonomi kitabınızda bulamamıştım, yarın ki sınav için çalışırken anlayamadım ve sitenize girdiğim gibi karşıma çıktı. Bu bile hesaplanmış gibi. Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  14. Asgari ücret artışında ilk altı ayda 1300 TL olmayacaktır diye düşünüyorum. Bu rakama agi dahil olmak üzere temmuz ayından itibaren ulaşılacaktır. 2016 yılı ortalaması agi dahil 1.225 TL olacaktır asgari ücretin. Normal şartlarda ise 2016 yılı ortalaması 1.090 TL olacaktı. Bu durumda işverene binen yük 2016 yılı için (işçisine ödeyeceği fazladan ücret) 300 TL değil, 135 TL olacaktır.

    YanıtlaSil
  15. CHP'nin yeni genel başkanlığı için başlayacak maratonda sizin de aday olduğunuz ve kulis çalışmalarına başladığınız konuşuluyor.

    Ve hâttâ sloganınız bile hazırmış: A.D.E.S.E.

    Adil Düzene Eğilmez Sayesinde Erişilecek

    Doğru mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaşlar benim siyasete girmem için gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Ama bir kez daha söylüyorum siyasete girmek gibi bir niyetim yok. Siyaset herkesin yapabileceği, girebileceği bir iş ama Türkiye'deki şekliyle benim yapabileceğim bir iş değil. Ayrıca ben bu blog yoluyla yaptığım bilgi paylaşımıyla topluma çok daha fazla yararlı olduğumu düşünüyorum.
      Siyasete girme konusunda en ufak bir istek bile yok içimde.

      Sil
  16. Hocam şuradaki yazının asgari ücret yaklaşımı teorik açıdan doğru mu? : https://medium.com/@ogrenci/asgari-%C3%BCcretler-artarsa-ne-olacak-40f060b722c3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok hoş bir analiz. Genelde doğru görünüyor.

      Sil
    2. Hocam,
      Asgari ucrete zam yaparken doğal olatak aldığı vergileri de artırmış olacak. Üretimin temel girdisi olan yakıt üzerindeki vergileri (ötv) azaltarak ücret artışının getirdiği ek yükü bir nebze olsun dengelemiş olmaz mı?

      Aslında devlet böyle vergiler koyarak zaten isverene extra maliyet bindirmiş ve ekonomiyi küçültmüş veya baskı altına almış oluyor.

      Sil
    3. Hocam analiz doğru diyorsunuz ancaaak bir noktayı gözden kaçırıyoruz.. neden mb doğrudan şirketlere para vermek yerine bankalara veriyor (şirketlere vermede denenmişti ancak sonuç olumsuz olmuştu hatırlarsanız), yani şirketlere kaynak aktarmaktansa her zaman için bankacılık sistemine para aktarmak daha karlı/daha az bedel ödetici oluyor. benzer durumda bence asgari ücrette yaşanacak; şirketin bir altı çalışan, yani mb parayı bir nevi bankaya değilde şirketin bizzat çalışanına veriyor gibi de düşünebiliriz. Bu tür bir paranın bankacılık sistemine sağlanan likit gibi verimli kullanılması bence pek mümkün değil. Yani bu dağıtılacak para sonunda üretimi bankacılığa aktarılacak para kadar arttırmayacaktır(eğer arttıracaksa tabi). Bence doğru olan belkide bu noktada şirketlerin üsüne düşecek asgari ücret maliyet farkı kadar faizin arttırılarak bankacılık sisteminin desteklenmesiydi...

      Sil
    4. Hocam bir ek yapayım bunun nedenini bilmiyorum ancak bence bankacılık sistemine aktarılan paranın daha verimli olmasının nedeni galiba bankacılık sisteminin doğal seleksiyon yaparak verimsiz (ortalamanın çok altında kalanlar) olanların yaşamasına müsade etmeyerek sağlam bir piyasa yapısına evriltmesi olabilir... Söylediğim herkes asgari ücretle yaşasın çalışsın hayat standardı yükselmesin değil tabiki ancak bu doğru politikalar izlenerek olsun ve bence bireyler üzerinden yürütülen politikalar bu konuda verimsiz olmaya yatkın. ABD'den örnekleri varsa verebilir misiniz hocam (vergi iadesi etkisi vs bankacılığa para aktarma- tabi batanları kurtarmayı kast etmiyorum)...(yanılıyorsam da olgunlukla karşılarım :) )

      Sil
    5. MB ları dünyanın her yerinde aracı olarak bankaları kullanırlar. Çünkü onlara verdiği parayı kolayca geri alabilirler. Banka sayısı azdır, reel sektöre çok daha açık kurallarla ve şeffaf biçimde denetlenir, sermaye yeterlik rasyosuna uyarlar vb. Bunların hiçbiri reel sektöre kuruluşları için geçerli değildir. MB, onbinlerce şirkete kredi veremez, onlarla uğraşamaz. O kadar teşkilatı da yoktur. O nedenle reel sektöre kredi vermez.

      Sil
  17. hocam emtia fiyatlarının düşüşü avro bölgesindeki deflasyon tehlikesini daha fazla artırmaz mı?

    YanıtlaSil
  18. Hocam parasal Genişlemenin ABD de aşama aşama uygulanması, İç ve Dış Konjüktürde hadeflenen sektörel etkilerini derleyici bir çalışmanız varmı?

    YanıtlaSil
  19. Hocam 35 yaşımdayım ülkede işsizlik sorunu bitmedi. Zaten bitmezde istenilen sevilyelere indirilemedi. Birisi işçi yok birisi iş yok diyor. Bu konunun üniversitelerke ortak çözülmesi lazım. Ne kadar öğrenci mezun olacak ne kadar yatırım yapılacak? Birde iş kolu. Birakin az olan olmayan iş kolu için mezun var. Özal masaya bilgisayar koydu, herkes bilgisayar mühendisliği okudu. Mezun olan iş bulamadı ne bilgisayar ureten ne yazılı ureten vardı. Mezun olanlar bilgisayar kursu açtı.Amerikaya kaçan kaçtı. Tekstil büyüyor defiker orada da kacak eleman çalıştırdılar en ufak krizde batan da onlar oldu. Televizyonlar kuruluyor dediker radyolar çoğalıyir dediler millet iletsim okudu tvler radyokar kapatıldı. Turizm patladi dediler milet kısin issiz kaldi. En iyi işletme okuyun heryere girersin dediler , millet ortada kaldı. Velhasıl bu sorun bütün kurumların katılımıyla çözülür. Yeni is kollari buna uygun elemanlar vs...

    YanıtlaSil
  20. Enflasyon ne olur bilemem tabi ki. Ama çalışan her insanın yaşamında en temel ihtiyaçları karşılayabilecek gelire sahip olması gerekir. Ekonomi derslerinde asgari ücretin tanımında "yılda bir kez tatil yapmak" da belirlenen ihtiyaçlar listesinde yer alır. İktidar adayı AKP'nin dile getirdiği 1.300 TL, verili durumda elbette asgari ücretle çalışanlar için epey iyileştirme demek ama hala kavramın tanımına uymaktan çok uzakta kalacak demektir. Ne diyelim artık: "Ne alabilirsek kar"...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu durumda işçi veriminin en az %30 arttırılması gerekiyor. Sorun burada bir abdlinin ürettiği 100 dolarken Türkün ürettiği 3 dolar olunca insan gibi yaşaması mümkün değil. Bunun da düzelmesi için en az bir neslin insan gibi değil bildiğin ölümüne çalışması lazım(örnek almanya japonya kore, hatta çin...), tabi birde adam gibi ülkeyi çekip çevirecek akıllı ülkesini seven adamlar lazım onunda ne kadar az bulunduğunu söylememe gerek yok herhalde, burada akıllı geçinen insanların içinde bile bir tane adam ülkemin insanları için şöyle böyle demiyor; bu insanlar aptal/cahile getiriyor işi... Tabi sen kopardım zannediyorsun şimdi ya işte senden ne koptu/kopacak onun farkında değilsin.

      Sil
  21. Hocam siyaset yapmıyorum ama seçimler chp,mhp ya da hdp kazansaydı verdiği sözlerden olan taşeron işçiliğini yok etmek, asgari ücreti 1500 seviyeye getirme durumu olsaydı aynı şekilde de böyle grafik olur muydu yani yine ters oranlı olup vaadlerin maliyeti işçilerin çıkarılmasına yansır mıydı? Bir de hocam keynes, monetarist, ve neoliberal olarak sizce hangisi kısa ve uzun dönemde geçerli olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tabii olurdu. Çünkü partiler farklı, miktarlar farklı ama vaatler aynı.
      Hepsinin geçerli yanları var. Üç kör fili farklı yerlerinden tutup farklı tanımlamışlar ya işet ona benziyor.

      Sil
  22. Sayın Hocam
    Ben iyi bildiğim Turizm sektörü için diyebilirimki ,Aslında kimse asgari ücret ödemiyor malum çifte bordo olayı ,Yani işverene maliyeti düşünüldüğü kadar yüksek olmayacak en fazla 100-150 Tl civarı olur .Oda her otel sahibi az ödediği vergilerle 2.3. otelini yapıyor oda ve yatak sayısının aşırı artmasına ve fiyatların düşmesine sebeb oluyordu .hasılı asgari ücretin artması uzun vadede bence her kesimin hayrınadır .

    YanıtlaSil
  23. Merhaba hocam. Uluslararası ticaret ve finansman okuyorum, ileride yönelibilecek meslekler nelerdşr.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi ve işletme okuyanların yönelebileceği meslekler olabilir. Ayrıca şirketlerde dışticaret uzmanlığı olabilir. Ekonomi Bakanlığı dışticaret uzmanlığı olabilir.

      Sil
    2. 2 yıllık İşletme yönetimi okuyorum 4 yıla uzatmak istemiyorum böyle iş bulabilir miyim sizce hocam iyi akşamlar saygılar

      Sil
  24. hocam sonucunu bir turlu ogrenemegim sorudur ( stagflasyonda phillips egrisi nasil degisir)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stagflasyon enflasyonla birlikte büyümenin sıfıra geldiği durumdur. Büyüme sıfırlandığına ama enflasyon da devam ettiğine göre işsizlik de artacak demektir. Bu durumda Phillips Eğrisi daha yatay bir hal alır.

      Sil
  25. hocam stagflasyon durumunda phillips egrisi nasil degisir

    YanıtlaSil
  26. hocam merhaba enflasyon artışının nominal ve reel büyümeye etkisi nasıl olur.mesela enflasyon artınca büyümemiz artar diyebilirmiyiz?

    YanıtlaSil
  27. Hocam konuyla doğrudan bağlantısı yok ama bir şey sormak istiyorum. 2. çeyrekte oturum izni alınan daire sayısı ve metrekare olarak inşa edilen alan küçülmesine rağmen, yine TUİK'in yayınladığı 2. çeyrek büyüme rakamlarına göre inşaat sektörü büyümüş görünüyor. Bu inşaattaki fiyat artışının enflasyon oranından daha yüksek olmasına mı bağlı? Yoksa başka bir nedeni var mı? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  28. Hocam elinize sağlık,dinamiklerin nasıl değiştiğini daha net görüyoruz..

    YanıtlaSil
  29. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  30. Hocam bugün bakan açıklama yaptı hazineden destek verilecek diye benim sorum daha makro ekonomik anlamda bu işsizlik mevzusunda politikacıların devlet gelirlerini deyim yerindeyse hibe etmesi ve diğer taraftan da vergi artışları ve sosyal transfer harcamaları içinde bulunduğumuz durumu daha da kesinleşmiyor mu ? Özel sektöre bu kadar müdahale gelir adaletsizliğini daha da derinleştirmiyor mu ?

    YanıtlaSil
  31. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  32. İyi akşamlar hocam, ben de bir Mülkiyeli olarak sizin yazılarınızı okudukça okulumla tekrar gurur duyuyorum sizin gibi insanları yetiştirdiği için. 21 Kasımda Hazine Müsteşarlığı'nın sınavına gireceğim İşletme dalından. İlk kurum sınavım olacağı için açıkçası biraz heyecanlıyım. Hangi konulara ağırlık vermem gerekir? Son olarak neleri gözden geçirmem faydalı olur? Yardımcı olursanız sevinirim.. İyi akşamlar diliyorum.

    YanıtlaSil
  33. hocam merhabalar, aşağıdaki iki sorulara özet şeklinde bir değelendirme yapabilir misiniz ?
    Türkiye'de iktisadi büyüme evrelerini 1980 öncesi-1990lı yıllar ve 2000li yıllar olarak ele alabilir misiniz?
    • Ekonomik Krizler.. hangi yıllar ve etkileri

    YanıtlaSil
  34. Merhabalar;
    Ben maliye 4.sınıf öğrencisiyim.Ben tezimi 'Enflasyon ve İşsizlik arsındaki ilişki' üzerine aldım.Bu konuda bana yol gösterecek kaynak önerebilir misiniz? teşekkürler..

    YanıtlaSil
  35. Üstad orijinal philips eğrisinde nominal ücretlerle işsizlik arasındaki mi yoksa reel ücretlerle işsizlik arasındaki ilişki mi incelenmiştir ?

    YanıtlaSil
  36. Merhaba hocam Philips eğrisi yardımıyla stagflasyon gösterilebilir mi

    YanıtlaSil
  37. Sizce matematik okumuş biri iktisat-işletme üzerine nasıl bir yüksek lisans yapmalı? Hangi ikili çok iyi gider dersiniz hocam.

    YanıtlaSil
  38. Hocam gunumuzde Akp hukumeti yeni ekonomi programında (2019) 2,5milyon insana istihdam sağlayacağını duyurdu.Yuksek istihdam hedeflemesi enflasyonu nasil etkiler?

    YanıtlaSil
  39. Öncelikle, Phillips Curve veriler üzerinden desteklenmeyen bir teori olup, 1994-2013 yılları arasındaki ilişki Amerika Birleşik Devletleri için "flat" görülmektedir. Sadece bir ekonomik teori baz alınarak kesinlikle sonuç bulunur diye düşünülmemeli ve politik kararlar alınmamalıdır. Ayrıca, ülkelerin işçilik yapısına (Non-Farm veya Farm included gibi) bakılarak yapılması gereken bir analizdir.

    YanıtlaSil
  40. Hocam Merhaba,
    Ben bu grafiğin mantığını kafama oturtamıyorum bir şekilde enflasyon ile işsizlik oranı arasında neden ters bir ilişki var?
    sonuçta enflasyon artınca maliyetler artıyor ve firmalar işçileri işten çıkarmaya gidiyor dolayısıyla enflasyon arttıkça işsizlikte artmış olmuyor mu?

    YanıtlaSil
  41. Merhabalar hocam sizce COVİD-19dan sonra enflasyon ve işsizlik durumlarında ne gibi değişimler bizleri bekliyor olacak?

    YanıtlaSil
  42. Enflasyon oranı %21 işsizlik oranı % 12 bir Devlet başkanı olarak siz olsaydınız enflasyon ve işsizlik arasında bir seçim yapmak zorundasınız. Buna göre hangi değişkene daha fazla önem verirdiniz?

    YanıtlaSil
  43. Merhaba hocam bir kaç sorum olacaktı öğrenciyim ve bu soruların cevabını bulamıyorum yardımcı olur musunuz .?
    1-Bir ülkede enflasyonun azalması hedeflenirken işsizliğin artmaması nasıl sağlanabilir ?
    2-Enflasyon oranını düşürmeyi hedeflerken yapılan işlemler nelerdir?
    3-Enflasyon hedefine ulaşırken işsizliğin artmaması için yapılan işlemler nelerdir ?
    lütfen yardımcı olur musunuz ?

    YanıtlaSil
  44. Hocam hem işsizliği hem de enflasyonu aynı anda düşürmemiz mümkün mü herhangi bir ülke için

    YanıtlaSil
  45. Hocam hem işsizlik hem enflasyon yukseliyorken hangi maliye ve para politikası uygulanmasi gerekiyor

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!