Kedi Buysa Ciğer Nerede?

2015 Büyümesinin Gizemi
TÜİK’in açıkladığı yeni seri GSYH ve ek açıklamalar üzerine biraz daha kafa yoralım. Aşağıdaki tabloda başlıca ekonomik göstergeler 2013 yılından itibaren yıllık bazda yer alıyor. Tablodaki bütün sayı ve oranlar TÜİK tarafından yayınlanan yeni GSYH serisine göre gösterilmiş bulunuyor.

Çeşitli Göstergeler
2013
2014
2015
GSYH (Milyar TL)
1.810
2.044
2.338
GSYH (Milyar USD)
951
934
861
Büyüme (%)
8,5
5,2
6,1
Enflasyon ( Yıllık ortalama, %)
7,5
8,9
7,7
Sanayi Üretimi Değişimi (%)
3,5
3,6
3,1
İşsizlik (Yıllık ortalama, %)
9,0
9,9
10,3
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-1,0
-1,1
-1,0
Cari Denge / GSYH (%)
-6,8
-5,0
-3,8

2015 yılı verilerine baktığımızda büyümenin yüzde 6,1’e yükseldiğini görüyoruz. Yüzde 6,1, Türkiye’nin potansiyel büyümesinin üzerinde bir oran. Bu büyümeyi destekleyecek olan göstergelere baktığımızda ise bunu haklı kılacak bir destek göremiyoruz. Enflasyon düşmüş (talep bir önceki yıla göre gerilemiş), sanayi üretimi önceki yıla göre gerilemiş, bütçe açığı ve cari açık küçülmüş. Bütün bunlara karşılık işsizlik oranı artmış. Oysa bu göstergelerden en azından bazılarının büyümeyi destekleyici yönde değişmesi beklenirdi. Örneğin sanayi üretiminin artması, işsizliğin gerilemesi (en azından artmaması) bütçe dengesi ve/veya cari dengesinin artması ve enflasyonun da yükselmesi (en azından yerinde kalması) beklenirdi. Oysa bunların hepsi tam ters yönde hareket etmiş görünüyorlar. Dolayısıyla 2015 yılında yüzde 6,1 gibi yüksek bir büyümeyi haklı çıkaracak bir durum görülmüyor. Bu karmaşa muhtemelen baz yılının 2009 yılı gibi yüzde 4,7’lik bir küçülmenin yaşandığı bir yılın seçilmesinden kaynaklanmış bulunuyor.

Tasarruf Sorunumuz Olmadığını Öğrenmiş Bulunuyoruz
TÜİK’in yeni seri GSYH ile birlikte açıkladığı kurumsal sektör hesapları tablolarına göre (bu tablolar yeni oluşturulmuş tablolar) yatırım ve tasarruf miktarları 2015 büyümesinden de daha ilginç sayılar olarak karşımıza çıktı. Söz konusu tablolara bakınca tasarruflarımızın düşüklüğüne boşu boşuna üzüldüğümüzü gördük. Meğer biz Almanya’ya yakın oranda tasarruf, Hindistan’a yakın oranda da yatırım yaparmışız.

Bu yeni hesaplamalara göre Türkiye’nin 2015 yılındaki tasarruf oranı yüzde 14 değil yüzde 24,8 ve yatırım / GSYH oranı da yüzde 28,6 çıkıyor (% 30 sabit sermaye yatırımı – % yüzde 1,4 stok değişimi = % 28,6 yatırım / GSYH oranı.)   

Yukarıdaki tabloya bir kez daha bakalım. Bu tabloya göre cari açık (yeni seri GSYH içindeki payı) yüzde 3,8 olarak görünüyor. Cari açık, bir ülkenin toplam yatırımları ile toplam tasarrufları arasındaki farktır. Bunu şöyle bir denklemle gösterebiliriz:

Cari Açık = Toplam Yatırımlar – Toplam Tasarruflar

Ya da bunu oransal olarak göstermek istersek şöyle yazabiliriz:

Cari Denge / GSYH (%) = Toplam Yatırımlar / GSYH (%) – Toplam Tasarruflar / GSYH (%)

Orta Vadeli Program’a göre Türkiye’nin 2015 yılındaki verileri (% olarak) şöyledir:

Toplam Yatırımlar / GSYH = 18,3

Toplam Tasarruflar / GSYH = 14,3

Buna göre cari açığı denklemimizden giderek şöyle hesaplıyoruz:

Cari Açık = 18,3 – 14,3 = 4,0  

Yeni hesaplamalara göre 2015 yılına ilişkin veriler şöyledir:

Toplam Yatırımlar / GSYH = 28,6

Toplam Tasarruflar / GSYH = 24,8

Buna göre cari açığı denklemimizden giderek şöyle hesaplıyoruz:

Cari Açık = 28,6 – 24,8 = 3,8

Bu da zaten yukarıdaki tabloda yer alan cari açık oranıyla tutarlı bulunuyor.

Demek ki Türkiye 2015 yılında GSYH’nın yüzde 18,3’ü değil yüzde 28,6’sı oranında yatırım yaparken yüzde 14,3 değil yüzde 24,8 oranında da tasarruf yapmış. Eski ve yeni hesaplamaya göre onar puandan fazla fark var. TÜİK’in yeni seri GSYH’sını ve ayrıntı tablolarını incelediğimizde bu yüzde 10’luk farkın gizemini çözebiliyoruz. Eski seride hanehalkı tüketimi GSYH’nın yaklaşık yüzde 70’i oranındaydı. Yeni seride bu oran yüzde 60’a gerilemiş bulunuyor. Bunun nedeni eskiden tüketim harcaması olarak değerlendirilen bazı kalemlerin yeni yöntemde yatırım harcaması olarak değerlendirilmesinden kaynaklanıyor.

Değişen Oranlar
Yeni seri GSYH ile bu GSYH’ya göre alınan bazı oransal göstergeler de değişmiş oldu. Bunlara örnek olarak 2015 yılı göstergelerine ilişkin aşağıdaki tabloyu sunuyorum:


Eski
Yeni
Dış Borç Stoku / GSYH (%)
55,3
46,2
Cari Denge / GSYH (%)
-4,1
-3,8
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-1,1
-1,0

Bu yeni görünüm sonrasında kredi notumuzun yükselmesi gündeme gelebilir. Bunun için belki de yapmamız gereken tek şey “kedi buysa ciğer nerede?” sorusuna sağlam bir yanıt bulmak. 

Eski ile Yeninin Karşılaştırılması

Aşağıda eski ve yeni serinin karşılaştırmasını yapan tablo ve buna dayanılarak yaptığım grafikleri sunuyorum.




Avrupa Ülkelerinin Revizyon Sonuçlarıyla Karşılaştırma İçin
TÜİK’in GSYH revizyonu için uyguladığı ESA 2010 düzenlemelerini Avrupa ülkeleri de uygulamışlar. Bu revizyon sonrasında bizde GSYH artışı yüzde 15 – 20, büyüme artışı da yüzde 25 – 50 dolayında olurken Avrupa ülkelerinde bu artışlar ortalama olarak GSYH için yüzde 3 – 4, büyüme için de yüzde 0 – 1 arasında gerçekleşmiş.

Bu konuda kaynak:
http://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php/File:Nominal_GDP_in_trillions_of_euro_ESA95_ESA2010_2000-2013.png

Yorumlar

  1. Hocam baz yilinin 2009 yili olarak tespit edimesini bircok acidan oldugu gibi g20 acisindan da yapilmi
    s bir hamle olarak gorebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum ama çok yanlış bir seçim. Baz yılı olarak genellikle olağanüstü bir olayın olmadığı yıl seçilir. Mesela 2001 yılının seçilmesi ne kadar yanlışsa 2009 da öyle.

      Sil
  2. 2001 senesinde memur maaşım 120 liraydı. araba mesela golf aldık 12.000 civarındaydı. şimdi maaşım 3000 lira araba 80.000.
    bu hesaplama ya göre;
    1. memur maaşı araba fiyatına göre değeri artmış...
    2. paranın satın alma gücü artmış...
    diyebilir miyiz hocam. diyemezsek ne gibi bir yorum yapabiliriz canım hocam... saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Sizin maaşınız artmış olabilir
      2. Araba fiyatları göreli olarak düşmüş olabilir.
      3. Sizin maaşınız 2001 de 120 lira olmayabilir yanlış hatırlıyor olabilirsiniz.
      4. Golfün fiyatı 12 bin TL den fazla olabilir yine siz yanlış hatırlıyor olabilirsiniz.

      Sil
    2. Araç fiyatları ucuzlamış diyebilirsin.

      Sil
    3. Bu golf, zenginlerin oynadığı golf mü? Çim saha falan mı aldınız kendinize, anlamadım?

      Sil
    4. duz mantiktan git

      120 liraya 12000 lira ise 3000 liraya 30000 lira olmali alacagin sey.

      Budurumda alacagin seyin degeri reel olarak yukselmis olabilir. Ya da daha farkli bakarsak senin aldigin maas reel olarak kuculmus olabilir,.

      Sil
    5. Bu durumu son 15 yılda üretim teknolojilerindeki gelişmelerle açıklamak daha mantıklı olacaktır. örneğin 2001 yılının 15 yıl öncesi olan 1986'da bir işçinin ya da bir memurun o arabayı bırak onlarca yıl çalışarak alabilmesini, hayatı boyunca çalışarak alabilmesi bile imkansızdı. Araba sadece ticaretle uğraşanlar tarafından satın alınabilmekteydi. Yine 1986 yılının 15 yıl öncesi olan 1971'de araba alabilmek sadece Türkiye'nin en zengin iş adamları tarafından gerçekleştirilebilen ultra lüks bir durumdu. Günümüzü tarihin her hangi bir dönemiyle kıyaslamak çok yanlış olur. Yine bir örnek vermek gerekirse Bu gün Türkiyedeki bir memuru 16. YY'ın başında dünyanın süper gücü olan Osmanlı Devleti'nin sarayı olan Topkapı Sarayı'na yerleştirirsen bir süre sonra rutubetten şikayet edecektir. Asıl sorulması gereken ''biz gelişirken diğer ülkeler ne kadar gelişti''dir. 2001 yılında da dünyanın 18. büyük ekonomisiydik şimdi de öyle yani yerimizde saymışız. Bir Güney Kore mucizesi var mesala. Önce 2001 yılındaki Güney Kore'yle Türkiye'yi kıyasla sonra 2016 yılındaki Güney Kore ile Türkiye'yi kıyasla. Oradaki insanlarla buradaki insanların alım güçlerini karşılaştır. Tabii ki bu bile doğru sonuç vermeyecektir çünkü bazı ülkeler her yıl Türkiye kadar büyümüş. Yani ''senin ekonomin dünya ekonomisinin yüzde kaçını oluşturuyor'' bunu sormak lazım. 2001 yılında da 2016'da da yüzde 1.2. değişen bir şey yok yani. Bu arada 2001 yıldan bu yana senin nüfusun çok hızlı artarken 2001 yılında da 2016 yılında da senden ekonomik anlamda daha iyi olan Japonya Almanya Çin Fransa İngiltere Rusya gibi ülkelerin nüfusu yerinde saymış. Özetle senin alım gücün artmamış bilakis azalmış.

      Sil
    6. 15 senelik süreçte yetkinlikleriniz de artmış olabilir. 2001de yeni başlayan biriyken artık deneyimlisinizdir ve maaşınızın golften daha çok artması olağandır. Golf hemen hemen aynı araba ama siz degilsiniz.

      Sil
    7. 2001 in son beş ayında geçerli asgari ücret 168.000.000 TL. Yani bahsedilen 120 TL lik memur maaşı gerçekçi değil.

      Sil
    8. 2001'de asgari ücret bile ortalama 150 liranin ustunde, bugun golf 80 değil 67 bin lira. 2001 nisandan once golf 12 bin olabilir ama sabit kur uygulamasi sebebiyle son derece baskılanmıs bir dovuz kuru ile, nisan sonrasinda ise 12 bin liralik fiyat 20 seviyesine çıktı.

      Sil
    9. Sn Adsız 1971 de arabamız vardı. 1975 de Murat 124 le yeniledik diye hatırlıyorum. O günlerde gazeteler veya pazarlama şirketleri uzun vade ve taksitle araba satıyordu. Anne baba memurdu. Yani dediğiniz gibi çok ulaşılmaz falan değildi.

      Sil
    10. 15 yıl önce ÖTV oranı kaçtı ? Şimdi kaç ?

      Sil
    11. 2001 de 140 lira alıyordum hocam... babam 2001 de araba golf aldı ( hala kullanıyor) siyah renkte 13.000 liraya. yani hocam 15 sene öncesine göre ekonomiyi biraz kıyaslayabilir misinz...

      Sil
    12. evet evet 160 tl memeur maaşım 2001 de özür dilerim yanlış yazmışım. yani sonuç olarak pararnın satın alma gücü son 15 yılda nasıl değişti hocam . sadece arabayı örnek vermeyelim...saygılar arkadaşlar ve hocam...

      Sil
    13. Golf olsun baska arabalar olsun eski kalite artik yok. Fiyat rekabeti yuzunden kaliteden cok caliyorlar.

      Sil
    14. Kardeşim başlığı 2.el araba pazarına çevirdiniz.

      Sil
  3. Başımızı kuma gömüp duruyoruz,yersen...

    YanıtlaSil
  4. Hocam GSYH hesaplaması ile ilgili bir yaİ yazdınız ancak karışık bi hesaplama yöntemi bunları ilgili örnekli bir yazı daha yazabilirmisiniz en azından benim gibi ekonomist olmayanlar için biraz daha yalın bir açıklama Rica edebilir miyim ? iyi gunler.

    YanıtlaSil
  5. “kedi buysa ciğer nerede?” sorusuna sağlam bir yanıt bulmak.

    Ciğer buysa ciğercinin kedisi orada.

    YanıtlaSil
  6. Türkiye de yanlış verilerin doğru toplanmasına "istatistik" derler diye söz vardı. Bu ciğer nerede sorunuza yanıt olur mu?

    YanıtlaSil
  7. ortadoğunun kuzey koresi olduk. nereden nereye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortadogu'nun kuzeyinde oldugumuz icin belkide?

      Sil
  8. Mahfi Hocam merhaba,

    Gerçekten biz ekonomi okumamış özellikle beyaz yaka çalışanlar için bulunmaz nimet sizin bu blogunuz emeğinize sonsuz teşekkürler. Bir sorum olacak: elinizdeki yeni tuik verileriyle eğer baz yıl 2009 yerine 2011 alınsaydı büyüme oranlarımız nasıl görünürdü bilebiliyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      2011 de çok uygun bir yıl olmayabilir çünkü orada da çok yüksek bir büyüme var. 2012 normal bir yıl. Eğer 2012 alınsaydı 2015 daha düşük çıkardı.

      Sil
    2. Hocam baz yılının 2005 olması daha doğru olurdu belki de yüksek büyüme var ama 2002 sonrası ekonomide toparlanmanın olduğu ve makro ekonomik istikrarın görece iyileştiği bir dönem

      Sil
  9. Hocam merhabalar,

    FED'in faiz arttırımını yapmaya karar vermesiyle birlikte aynı zamanda Gezi Parkı, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi süreçleri yaşamış olmamız büyümemizin, üretimimizin düşmesine sebep olduğu şeklinde bir çıkarımda bulundum kendimce FDI ve piyasalardaki genel düşüşlere bağlı olarak. Bununla birlikte Çin'in büyüme oranının Çin'in ihracat yaptığı ülkelerin ekonomik sorunları nedeniyle azaldığı konuşuldu. Türkiye'nin büyüme oranının Q3 itibariyle - ye gittiğini görüyoruz. Türkiye'nin büyümesindeki son bir kaç senedir olan azalmayı asıl olarak hangi sebebe bağlamamız doğru olur?

    Petrol fiyatlarının bir zamanlar varili 130-140 dolar civarlarındayken 30 dolarları görmesi cari denge/GSYH yıllar içerisindeki düşüşünde en büyük role sahip olduğunu söyleyebilir miyiz? Bunun dışında Cari Denge/GSYH oranı yüzde kaç civarlarında dolanırsa cari açık ile büyümeyi savunanların tezine uygun bir sonuç ortaya çıkmış olur? Cari Denge/GSYH oranımız hazır düşme eğilimindeyken borçlanarak büyüme politikamıza devam edemez miydik?

    Teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  10. Millete ne anlatsan boş, eski ezberlere devam. Zincir sisteminde 2009 baz yılının 100 kabul edilmesinin hiç bir şekilde hiçbir hıza en ufak bir etkisi yok, çünkü yıl değişiminin hızları bir önceki yıla göre hesaplanıyor. Bitti.

    YanıtlaSil
  11. Hocam şu yazı bence durumumuzu ortaya koyuyor:
    https://www.bloomberg.com/news/articles/2016-12-12/turkey-catapulted-above-india-as-government-revises-gdp-math

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makaleyi yazan Onur Ant diye birisi. Adamin twitter hesabina bakiyorsun tarafsizligini net goruyorsun. Net. Reddetme acinin evrelerinden birisidir.

      Sil
    2. Makalenin son paragrafindaki bizden kiz aldilar ornegine ne diyorsunuz? Biz nicin her seyi ya futbolla ya da bu tarz garip orneklerle acikliyoruz.

      Sil
  12. hocam fed'in ne yönde açıklama yapmasını bekliyorsunuz özgür hocanın deyindiği gibi güvercin mi yoksa şahin açıklama mı yapma ihtimali daha yüksek tahmininiz nedir yüzdesel olarak saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 0,25 artış yapması ve gelecek yıl için 2 - 3 artış öngörmesi gerekir diye düşünüyorum.

      Sil
    2. Hocam nokta atışı tespitiniz için teşekkürler.

      Sil
    3. Ben ne yapacağını değil ne yapması gerektiğini düşündüğüm için tahminlerim tutuyor galiba :-)

      Sil
    4. nokta atışı olmuş gerçekten

      Sil
  13. Peki Hocam diger ulkelerin de ekonomik gostergeleri ayni sekilde mi hesaplaniyor? Eger oyleyse onlarda da bizimki gibi celiski oluyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yunanistan ve Çin dışında çelişki duymadım.

      Sil
    2. Hocam merhabalar uzun zamandır sormak istiyorum ancak bir türlü sorma fırsatım olmadı. Muhtemelen benim gibi binlerce takipçisi de merak ediyordur, geçtiğimiz aylarda bir takipçinizin sorusuna tek cümlelik yazmıştınız ancak bu kadar önemli bir konu daha detaylı bir cevabı hak ettiği kanaatindeyim. Bu arada üşenmeden ve bıkmadan bizi aydınlattığınız için teşekkür ederim. Hocam kutsal kitabımız Kur'an - ı Kerim çeşitli ayetlerinde faizin her türlüsü yasaklamıştır. Ancak günümüz dünyasında ne iş hayatı ne de finans bankası ve faizsiz yürümesi imkansız görünmekte. Hocam lütfen biz de iklimde kalıyoruz. Bu nasıl olacak. Biz aslında dinen yasak edilen bir şeyin nasıl sağlıklı yürüteceğini tartışıyoruz. Bu sistem devam ettiği müddetçe de olacak bu faiz nasıl devam edecek bu kısır döngü hep devam mı edecek. Şimdiden çok teşekkür ederim

      Sil
  14. Bu yazinin basligini gorunce aklima 2006 yilinda kaldigim yurtta temizlik isci ile olan diyalogum geldi. Temizlik iscisi bana bunlar yani yolsuzluga bulasan bir takim kisiler icin bunlar seni beni yemese yolmasa allah gostermesin birbirlerini yerler. Sanirim kedi cok da cigerin kimlerin midesinde oldugu pek tartisma goturmese gerek. Belki de kediler birbirlerini goturdu de ciger ortada yok azalan kedi populasyonu cigeri de azaltti. Kediler birbirlerini yedi belki de

    YanıtlaSil
  15. Hocam biz işsizlik artarken, sanayi üretimi düşerken nasıl yatırımları ve tasarrufları arttırdık? Eğer bu rakamlar doğru ise. Benim aklıma tek bir ihtimal geliyor. Gelir dağılımı arasında ki makas dahada arttı. Böylelikle işsizlik artmasına rağmen ticaret yapan, fabrikası olan zengin insanlar daha fazla yatırım yaptılar. Muhtemelen sanayi 4.0 tabanlı ve daha az çalışana ihtiyaç duyan fabrikalardı. Ve muhtemelen döviz kazanarak daha fazla para kazandılar ve böylelikle ortalamaya vurunca kişi başı milli gelir arttı. Birde sattıkları mal öyle yüksek teknolojiydiki üretim miktarı azalmasına rağmen satılan ürün başına çok para kazanmış olduk.

    Eğer TÜİK yayınladığı bu rakamların arkasında ise benim aklıma başka bir teori gelmiyor. Neden teori? Çünkü ben Türkiye'nin 1-2 ay içinde yüksek teknoloji mal üretimine geçmiş olabileceğini sanmıyorum. Ama var ise ellerinde böyle bir veri açıklarlar ise çok sevinirim.

    Varsa daha iyi teorisi olanlar tavsiyelere açığım? Son olarak devlet 2000 dolarımı bankadaki dolar hesabıma en kısa zamanda swift eder umarım.

    Ya da en mantıklısı bence biz hiç böyle şeylerle uğraşmayalım hocam. Müsadenizle ben yeni sistem ile yeni verileri açıklıyorum.

    GSYH TL : 15.000
    GSYH $ : 7.500$ (Kuru 2.00tl olarak aldım)
    Büyüme : %12
    Enflasyon : %5
    Sanayi Ü. : %15
    İşsizlik : %0 (İş var ama insanlar iş beğenmiyor)
    Bütçe Dengesi: %0 (Mükkemmel oran)
    Cari Denge : %0

    Refah Devletimiz vatana millete hayırlı uğurlu olsun. İyi günlerde kullanın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama gelir dağılımı ölçümü bize orada eskiye göre küçük de olsa iyileşme yönünde bir değişim olduğunu söylüyor.

      Sil
    2. O halde benim varsayımım geçerliliğini yitirmiş oldu ve TÜİK'in sunduğu verileri mantıklı temellere dayandırabileceğim başka bir varsayımım yok.

      Artık TÜİK'ten neden sessiz sedasız yeni hesaplama sistemine geçtiğini ve bu hesaplamalarda akıllara takılan soru işaretlerini giderecek "resmi açıklamaları" beklemekten başka çaremiz yok gibi. Hem bu sayede bozdukları imajlarını ve güven sorununu gidermiş olurlar. Ama açıkça söylemem gerekirse ben mantıklı bir açıklama gelebileceğini sanmıyorum hocam. Zaten bu yazıyı yazdığınıza göre sanırım sizde pek sanmıyorsunuz.

      Buda zaten farklı bir sorunu doğuruyor. Tutarsız veriler üzerinden ekonomi bilimi nasıl yapılacak?

      Sil
  16. hocam böyle muhasebe hesabıyla bir gecede zenginleşebiliyorduk madem ne gerek vardı o zaman BES,reform,dolar satma ve çeşitli kampanyalara diye sormayalım mı?

    YanıtlaSil
  17. Sayın Mahfi Bey, bugün izlediğim bloomberg tv de bir yorumcu; tutarlar, oranlar artmış olabilir önceki seriye göre ama trend değişmiyor.

    Bu yeni seriye göre de usd bazında GSYH tutarımız düşmüş, aynı şekilde tasarruf oranlarımız da.

    Tabi bu geniş kapsamlı revizyonların hüzünlü yanı, eski seriye göre yapılmış tüm analizleri, emekleri sanki boşa çıkarmış olması. Bu demek değil ki o analizler hatalı. Yeni seriye göre de aynı analizler yapılsa aynı sonuçlar çıkabilir. Çünkü trend değişmedi. Ama dönüp o analizleri yeni seriye göre tekrar yorumlamalı.

    Ama artık çok daha fazla bir şeyler söylenebilir. Çünkü artık daha fazla veri sunuluyor. Tüik açısından hüzünlü yanı ise, gelir açısından GSYH hesaplanması, bağımsız yıllık GSYH hesaplanması, kurumsal sektör hesaplamaları gibi çabaları görmezden gelinmesi, gölgede kalması.

    Sanılıyor ki önceki analizlerde olumsuz çıkan sonuçlar bu yeni seriyle olumlu çıkacak. Gerçekten böyle mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle değil tabii ama baz yılı eksi alındığı için sonraki yıllar daha iyi çıkıyor.

      Sil
  18. hocam bu sanallıkları bizler yiyebiliriz yıllarca bu ülkede neleri yemedik ki!. yalnız bunları yabancı sermaye yemez derim.. sizce hocam bunu yabancılar yer mi?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorgulamaya başladılar bile.

      Sil
    2. Haftalik toplantilariniz var herhalde. Baska neler sorgulaniyor? Mesela 'Turkiye'nin yaptiklari bizim isimize gelmiyorsa, kendi halkinin isine geliyordur' diye konusuyorlar mi? Bize biraz citlatir misiniz?

      Sil
  19. Hocam, benim gibi, ekonomist ya da benzeri olmayan okurlar icin su konuda bir aciklama gerekiyor: Ornegin 2015'in yillik buyume orani hesaplanirken, hangi yilin baz alindigi niye onemli oluyor? Sonucta cikan sayi 2014'e gore buyume degil mi? Degisik hesaplama yontemlerine gore ayni yilin buyumes hesabinin iki kattan cok farketmesi benim kafami bayagi karistirdi. Ben buyumeyi mutlak bir deger zannediyordum (ornegin siz de bir yazinida gelirin ~10 yilda dolar bazinda 3 kat arttigini, ama gercek buyumenin %48 arttigini belirtmis ve bunun goreceli olamayan asli deger oldugunu ima etmistiniz diye hatirliyorum).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesele sadece büyüme değil GSYH'nin endeks olarak (yani bir yıla sabitlenmiş değer olarak) nereye geldiğini de ölçmek.
      GSYH 2009 100 ise ve 2015 de mesela 110 olmuşsa 6 yılda yüzde 10 büyümüş demektir.

      Sil
    2. Ama tablodaki sayi 2015'in bir onceki seneye gore buyumesi degil mi?

      Eger 2015 110 ise 2009'a gore %10 buyumus, tamam. Ama 2014 107 idiyse, 2015'in buyumesi %3'ten az olmaz mi bu durumda? (107'den 110'a). Bu ~%3, hangi yili baz alirsaniz alin ayni kalmali matematiksel olarak.

      Sil
  20. Hocam Fitch yer mi bu numaraları yoksa Meksika gibi negatife mi çeker notumuzu

    YanıtlaSil
  21. Akıllılık -Ahlaklılık = Kurnazlık

    YanıtlaSil
  22. Eşek bile adam olur bizden adam olmaz hocam. 2009 baz yılı oluyor. tabi dünyadaki tek uyanık biziz ya. Allahın rezilleri.

    YanıtlaSil
  23. Yunanistan'ın yıllarca yaptığı makyajlı ekonomik veriler sonunda 300 milyar dolar borçla nasıl iflas ettiğini gördük. Bu yaptığımız makyajlamalar sonunda Yunanistan'ın durumuna düşme ihtimalimiz hızlan mıyor mu ?

    YanıtlaSil
  24. Sayın hocam, eskiden tüketimde sayılıp artık yatırım kabul edilen kalemleri biliyor muyuz? Uluslararası standartlara uygun olarak görüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biliyoruz ve oralarda pek bir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı önceden saymadığımız verileri saymaktan kaynaklanıyor. Toplam fark % 11 ve bunun yaklaşık 8'lik bölümü ölçüm farklılıklarından geliyor.

      Sil
  25. Hocam kedi de ciger de kokmaya basladi. Kasap ikisinin yerine bir bulbul aldi civil civil sakiyor hem de hep kafeste...

    YanıtlaSil
  26. Aslında 55 yaş üstü ve 15 yaş altı vatandaşları çıkarıp sadece sabah 8 ile akşam 6 arasını hesap edersek milli gelirimiz 25.000$ civarına ulaşır,mühim olan hesabını bilmek işte..

    YanıtlaSil
  27. Almanya'da ev sahibi olma orani 50%'lerde Turkiye'de 80%. Yani oransal olarak Almanya kadar tasarrufumuzun olmasi cok olagan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlislik olmus Turkiye'de 60%.

      Sil
    2. almanya 80 milyon, TR'de... GDP'si 6 kat daha fazla... TR'li 6 kişi 1 Alman kadar üretiyor yani... Tasarrufların aynı olması mümkün mü?

      Sil
  28. Objektif olamıyoruz. Kurumların halka, halkın da kurumlara güvenmesi lazım. Tuik in sürekli bu hesaplama sepetinin değişmesine bakılarak, şirketlerin kobilerin gelir tablolarıyla bilançolarıyla oynamalarına şaşmamalı. En sonunda oynanılan Türkiye olmasın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi bu yeni sistemin bir avantajı oluştu, o da şu. Çalışanların ileride alacakları emekli maaşları hesabında bu büyüme oranları baz alınıyor. Daha yüksek büyüme oranları, eski seriye oranla biraz daha fazla emekli maaşı demek. Bütün bir ciğer sayılmaz ama:)

      Sil
    2. O zaman eski seriyle bağlanan emekli maaşlarıda güncellenmeli,yoksa eşitsizlik ilkesini ihlal doğuyor,hukukçulara iş düşüyor...

      Sil
  29. Hocam merhaba
    Burada yapılmak istenen ile yabancı yatırımcıya ve yatırım yapmak isteyen aktörlere ülkenin güvenilir olduğu mu gösterilmeye çalışılıyo yoksa sadece siyasi popülizm amaçlı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak bilmiyorum ne yapılmak istendiğini.

      Sil
  30. hayatımız yalan dolan.neyin hesabını neye göre yapacaksın.acı acı gülüyorum,aynı zamandada salak yerine konmayı hazmedemiyorum.kimse bana türkiyenin kötü olmasınımı istiyorsun demesin.keşke türkiye dünyanın en büyük ekonomisi ve ülkesi olsa.bizde gögsümüzü gere gere gezerdik, ne güzelde olurdu.ama işine geleni,işine geldigi gibi uydurursan ve milleti keriz yerine koyup dalga geçersen bu hiç hoş degil.ekonomi hiç hükümetin bahsettigi gibi degil.işsizlik ,enflasyon,büyüme,milli gelir,hepsi başkan beyin istedigi gibi çıkarılmaya çalışılmış çok zorlama işler.bu rakamlarda ilerde sorun çıkartırsa yine başka bir hesapla eminimki işine geldigi gibi düzeltilecektir.kendi tabanınızı keriz yerine koyun lafım yokda,bizleri keriz yerine koymayın.yunanistan bunları yıllarca yaptı ne oldu ,başı gögemi erdi.tam aksine batık duruma düştü,güven kaybetti.bizimde olacagımız o.

    YanıtlaSil
  31. Mahfi hocam selamlar ve bu güzel yazı için de teşekkürler.
    Bu yazınızın konusuyla ilgili olmayan çok merak ettiğim bir konu var. Korkut Boratav da geçenlerde yazdığı bir yazıda dile getirdi: "Türkiye ekonomisinin sadece büyümek için değil, ayakta durabilmek için dahi dış kaynaklara ihtiyacı var." Siz de daha önceleri okuduğum bir çok yazınızda Türkiye'de sermayenin birikmediğine, bu yüzden sıcak paranın elzem olduğuna dikkat çekmiştiniz. Merak ettiğim şey [Türkiye'de neden sermaye birik(e)miyor?] Bu konuda bir yazı yazabilirseniz çok sevinirim. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      EVet bu konuda bir yazı yazmak şart oldu.

      Sil
    2. Enflasyonun kronik hale gelmesinin sermaye biriktirmede etkisi olduğunu düşünüyorum.

      Sil
    3. Korkut Boratav marksist bir iktisatçı, haberiniz var mı Mahfi bey?

      Sil
    4. Karl Max da Marksist bir iktisatçı. Her görüşüne katılmasam da onun yazdıklarından öğrendiklerim Marksist olmayan iktisatçıların yazdıklarından öğrendiklerimden daha fazla.

      Sil
    5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  32. Hocam emeğinize, bilginize, yüreğinize sağlık. Paylaşımlarınız için çok teşekkürler.
    ''Bu yeni görünüm sonrasında kredi notumuzun yükselmesi gündeme gelebilir.''
    Hocam son kitabınızda bu meseleyi CDS primleriyle birlikte ele alıyorsunuz. Çok zengin ve analitik yorumlarınız var o bölümde. Rating şirketleri ''İyi güzelde ciğer nerede?'' diye soracaklar mı ki ? Soracaklarsa eyvallah dediğiniz gibi yanıtını arayalım.

    Tembel öğrenciler sınavda cevabı bazen uzata uzata, kelime oyunlarıyla süsleyerek yazarlar. Kağıt dolu gözüksün diyede harfleri büyütürler. Fakat kağıdımıza not verecek olan kişinin bilgi ve tecrübe düzeyini hafife alırsak sobelenebiliriz.

    Küçük çocuklar saklambaç oynarken perdelerin arkasına, sandalyelerin altına gizlenirler. Çünkü onlar kimseyi görmüyorlarsa kimseninde onları göremeyeceğini düşünürler. Kurnazca yerlere saklansak bile karşımızdakinin bilgi ve tecrübe düzeyini hafife alırsak sobeleyebilirler bizi.

    Acemi poker oyuncuları kartlar kötü geldiğinde heyecana kapılıp elleri yeterince iyi olmadığı halde iyiymiş izlenimi vererek olduğundan daha sakin görünmeye çalışırlar. İyi bir ele sahip olsak bile karşımızdakinin bilgi ve tecrübe düzeyini hafife alırsak sobelerler bizi. Değişiklik ve revizyon ihtiyacı doğmuş olabilir ama karşımızdakinin bilgi ve tecrübe düzeyini hafife alırsak sobeleyebilirler belki de bizi hocam.

    Geçen senenin aynı dönemine göre 1/4 oranında daha fazla harcamasına rağmen küçülen, ithalatı 4.3% artarken, ihracatı 7% azalan bir ekonomiye ''ciğer nerede'' diye sorarlarsa, bizde Nasreddin Hoca' nın komşusuna ''borç para veremem ama istediğin kadar vade verebilirim demesi'' gibi hiçbir şey veremiyoruz her şeyimiz negatif ama istediğiniz kadar kişi başına gelir, tasarruf verebiliriz dersek onlarda sobe diyebilir. Önüm arkam sağım solum sobe derler hatta. Rating yarın ne derse desin, yatırımcıya ve dünyaya şunu dedirtebilmek marifet: ''Onlar notunu istediği kadar düşürsün arkadaşım, ben duydum ki senin ülkende şöyle şöyle yapısal reformlar, bilimsel yenilikçi ve şeffaf bir eğitim/ekonomi/hukuk sistemi inşa ediliyormuş. Unut dolaylı yatırımı ben doğrudan gelmek zaten istiyorum senin ekonomine'' dedirtebilirsek birgün, ciğer nerede sorusuna yanıt bile aramayız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler paylaşımınız ve yorumlarınız için.

      Sil
  33. Hocam bu gidişle yunanistanın yaşadığı krizin bir kaç katı bizi bekliyor diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıkıntı olduğu kesin ama ölçüsü konusu biraz karışık.

      Sil
    2. Ben adsiz arkadasa katiliyorum. Benzeri veya daha buyuk bir kriz eninde sonunda bizim de kapimizi calacak. Mesele su, onlarin Almanya ve Fransa gibi abisi vardi kurtardilar, bizim yok. Bayagi bi dayak yiyecegiz gibi gozukuyor (bizim icerdeki abiler zaten bizi dovmekle mesguller bu arada).

      Sil
  34. Kafam karıştı.
    Bence TÜİK'in rakamları çok iyi.
    Bu kadar büyük büyüme varken işsizlik niye yükseliyor. Amerika %2 civarında büyüme işe işsizliği %5 in altına çekmişken biz %6 ile işsizlik oranını %9-10 lara çıkarmışız.

    Dağ taş tasarruf olmuş. Kredi kartı borçları da tırmandı diye haberler çıkıyordu. Hem kredi kartlarına borçlanıp hem tasarruf mu yapıyoruz? Yoksa bir kesim borçlanırken bir kesim tasarrufları mı arttırıyor.
    Bu kadar yüksek tasarruf oranları varken BES, döviz bozdurma kampanyalarına gerek var mı?

    İnsanların aldığı 2. 3. daireler tasarruf + yatırım olarak mı değerlendirildi acaba?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişe dönük bir düzeltme yapıldığında her yılda biraz düzeltme olur.Mesela X sektörünü unutmuşsanız bunu geçmişe doğru hesaplara katınca bütün hesaplar belirli bir oranda artar. İlerleyen yıllarda işlem hacmi arttığı için artış biraz daha çok olabilir. Ama 2014'den 2015'e geçişte GSYH yüzde 20 artar mı? Yani 2014'de kattığınız bir sektörü 2015'de unutmuşsunuz gibi bir şey demektir bu. Bunu kimse izah edemez.

      Sil
    2. İnsaflı gitmişler büyüme işsizlik korelasyonunda :)
      Düşünsenize büyüme %2 iken İşsizlik %5 ise , büyüme %6 ise işsizlik %15 olmalı da deyip öyle açıklayabilirlerdi.
      Bu verilere göre biz ABD de daha iyiyiz. :)
      İşsizlik artışı %15 olması gerekirken %10 da tutmuşuz.

      Alkış....

      Sil
  35. Buyuduk ekonomimz ekmegimiz sofradaki somonumuz buyudu. Istikrarli sekilde buyuduk kardesce paylastik. Ancak faiz bir kismini aldi. Sorunun cevabi cok net faiz.

    Biz ureten kediler olarak aksam eve geldigiizde soframiza rizkimizi koydugumuzda bir de ne gorelim faiz lobisinin adamlari soframizda faiz aldi rizkimizi faiz yiyor cigerimizi faizciler kopariyor faiz lobisi yiyor cigeri. Bu faiz lobisi faizi arttirarak cigerimizi yiyior sofradaki kavunumuzu kaciriyor suyumuza kimyasal katrarak beyazlastiriyor makarnamizdaki ketcapimizi aliyor bifteklerimizi kopariyor unumuzu kiymetsizlestiriyor ocagimizi sobamizi sonduruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :):):):):):):):)

      Sil
    2. Trollük yapmaya calişıyosan basarısız,yok ciddiysen ve bu kadar bildiğin halde yorum yapiyosan acınası!

      Sil
    3. Açın TÜİK'in gelir yoluyla GSYH hesaplarına bakın. GSYH'dan alınan paylar şöyle: Ücretler % 40, kârlar % 35, kira gelirleri % 10, faiz % 5.
      O kıyameti kopardığınız faiz öteki gelir türlerinin yanında devede kulak.

      Sil
    4. Suyumuza kimyasal katarak beyazlastiriyor kismi güzelmis. Sek icersen beyazlasmaz trol kardes.

      Sil
  36. "...Baz yılının 2009 olarak tercih edilmesi bir bakış açısıyla aslında "büyüme hızının büyük görünmesi gibi bir etki kesinlikle yapmaz". Ama bir başka bakış açısıyla baz yılının 2009 olması "büyüme hızının büyük görünmesi gibi bir etkiye kesinlikle yol açar".

    "Bir karar ver" dediğinizi duyar gibiyiz. "Hangisi doğru" diyorsunuz belki de.

    İki görüş de doğru. Baz yılının 2009 olarak seçilmesi örneğin 2015 yılının ya da bu yılın veya gelecek yılın büyüme hızını etkilemez.

    Ama baz yılının 2009 olarak seçilmesi, ortalama büyüme hızını yukarı çeken bir etki doğurur, doğurdu da zaten..."

    Hocam merhaba. Yukarıdaki alıntı Alaatin Aktaş'ın bugün (14.12.2016) tarihli Dünya gazetesindeki yazısından. Bu yorumdan anlamadığım; baz yıl seçiminin Nasıl olup da solo gelişimleri etkilemeyip, ortalama büyümeye tesir ettiğidir. Kısa bir yorumunuz olursa çok müteşekkir olurum.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak neyi kastettiğini anlamadım. Bilmece gibi olmuş. Benim bildiğim baz yılının yanlış seçilmesi ona endekslenmiş bütün değerleri yanlış çıkartır.

      Sil
    2. Yanlış biliyorsun hocam.

      Sil
    3. Yanlışsa doğrusunu bir istatistik kitabı referansıyla anlatın da biz de öğrenelim.

      Sil
    4. Hocam el cevap: Her dönem bir önceki yıl ile hesaplanmış ise, her büyüme bir önceki yıla göre hesaplanmaktadır. Bütün bunlar ise bir baz yılına endekslenmektedir. Öyleyse t-1 yıla göre büyümeler t-1 ve t yılı ile t-1 fiyatıyla hesaplanmaktadır. Böylece tüm yılları birbirlerine oran orantı ile bağlayabilirsiniz. Bu noktada ortaya çıkacak hızlar bir önceki yıl fiyatları ile hesaplandığından zincirleme bazının 2009 veya 2010 olması hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Referans: http://www.imf.org/external/pubs/ft/qna/2000/Textbook/ch1.pdf

      Sil
    5. Bu yazdığınız sistem gösterdiğiniz IMF manuelinin hangi paragrafında yazıyor o paragrafın numarasını verebilir misiniz?

      Sil
    6. s.173'de dönemlik yıllık zincirleme örneği mevcut. Ayrıca sayfa 147 den 173'e kadar her türlü sorunuza cevap bulabilirsiniz.

      Sil
    7. Bildiğim ve yıllar önce inceleyip çalıştığım bir doküman. Şimdi bir daha baktım. Esasen önceki bütün uygulamalar da bu dokümana bağlı yapılıyordu.
      Çok güzel anlatıyor ama ne yazık ki baz yılının seçilmesinde bu tür bir yaklaşımın zararı olmadığına ilişkin ikna edici bir tarafı yok. Olamaz da zaten. İstediğiniz kadar geriye ileriye gidin, istediğiniz yöntemle zincirleme yapın baz yılının yanlış seçimini kurtaramazsınız. İsterseniz, imkanınız varsa büyümenin çok yüksek çıktığı 2010 veya 2011 yıllarından birisini baz yılı olarak seçip bir hesaplama yapın bakın ne sonuç çıkıyor?

      Sil
    8. Mahfi hoca haklı. İstatistikte kuraldır: Herhangi bir seride baz olarak bir değer, bir yıl vb seçilecekse ekstrem değerler ya da ekstrem sonuçlanmış yıllar değil ortalama bir değer veya ortalama bir yıl seçilir. Kural budur. Aksinin yapılması vahim bir istatistik hatasıdır.

      Sil
    9. Uğur Gürses te bugün Hürriyet'teki yazısında % 5 e yakın küçülmenin yaşandığı bir yılın (2009) baz yılı seçilmesinin yıllarca istatistik kitaplarında okutulacak vahim bir hata olduğunu yazdı.
      http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ugur-gurses_526/istatistiklerde-soru-yaratan-guncelleme_40305988

      Sil
  37. Hocam durumumuzu iyi göstermeleri için bu kadar rakamlarla oynamalarına gerek yok. Recep İvedik'in dediği gibi ufak bir kerrat hesaplamasıyla durumumuzun vehameti meydana çıkar. Ortalama bir ailenin geliri 2.000 TL olduğunu varsayalım. İnsanca yaşayabilmek için en düşük kira 750 TL. Mutfak masrafı 750 TL. Yakıt faturası, telefon su elektrik faturası 500 TL. Çocuk okul masrafları, kişisel harcamalar vs diğer harcamalara para kalmıyor. Artık gerisini siz hesap edin.

    YanıtlaSil
  38. Sayın Eğilmez, yazınız için tekrar teşekkürler. Bu soruları TUİK yetkililerine veya ilgili Kurumlarımıza veya ilgili Bakanlarımıza, Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza soracak dürüst, bilgili ve cesur insanlarımız maalesef kalmadı. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE HALK HÜKÜMETİ, SİYASİLERİ YÖNLENDİRİR, GERİ KALMIŞ ÜLKELERDE İSE HÜKÜMET, SİYASİLER HALKI YÖNLENDİRİRLER. Geri kalmış ülkelerde bilgili , görgülü insanlar ise kendi aralarında sadece dedikodu yapabilirler, netice almak mümkün olamaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence hala bu insanlar var ve bu soruları yazarak çizerek, anlatarak soruyorlar. Ha cevap alabiliyorlar mı? Alamıyorlar.

      Sil
  39. Hocam Selamlar , üzerinde kafa yormayı düşündüğüm doktora tez konum ile ilgili görüş ve önerinizi almak istiyorum. Türkiye 'de faizsiz ortama geçilmiş olsa mevcut durumda finans ve reel sektör nasıl etkilenir. MB açısından handikaplar nelerdir ? tüm dünyada benzer uygulamaya geçilmediği sürece bu sürdürülebilir olur mu ? gibi bir konu hakkında tartışma yapmak istiyorum. Sizce rasyonel bir hareket olur mu? çünkü malum oldukça soyut bir konu olması muhtemel. Bununla birlikte bankacılık-MB'lığı veya diğer ne gibi finans konularında doktora tezi yazmamı tavsiye edersiniz ? literatüre önemli katkı sağlayacak konu bulmak bir hayli zormuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu benim iyi bildiğim bir konu değil. Bunu bence faizsiz finans konularında uzman kişilere danışmanız gerekir. Çünkü benim bu tür bir çerçevede diyeceğim şey faizsiz bir ekonomik sistem olmayacağı, adı değişse de faizin mutlaka sistemde olacağı biçimindedir. Ki bu da tezin amacına aykırı düşer.

      Sil
  40. Reel ve rasyonel yaklaşımları talep eden bir toplum olmadığımız için bilgiden ziyade alternatiflerini üreten istatistiki yöntemler kabul görüyor. Seçilen baz yılın tek kriter, verileri olduğundan iyi göstermek, üzerinden şeçildiği aşikar. bu temel davranış biçimini hazine garanti projelerde de görmek alıştığımız durum. sadece garanti edilen yolcu, geçiş, ücret detaylarına bakmak yeterli

    YanıtlaSil
  41. hocam 2009 da kriz çıktı ya. hani cumhurbaşkanımız bizi teğet geçti diyordu. gerçekten bizi teğet mi geçti...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzde 4,7 oranında küçülmüş bir ekonomide durum teğet geçmek ise kesme nasıl olacak onun yanıtını ben bilmiyorum.

      Sil
    2. peki hocam küçülmüş ekonomi kriz girmiş ekonomi oluyor yani?
      küçülmenin ülkeye herhangi bir olumlu etkisi var mı hocam...saygılar hocam...

      Sil
  42. Hocam iyi günler,
    Türkiye'nin potansiyel büyümesi ya da uzun yıllar ortalaması diye anılan ve yaklaşık %4,5 olan bir rakam vardı, siz de yazılarınızda bir referans olarak bu rakamı zaman zaman kullanıyorsunuz; gerçekleşen ya da hedeflenen büyüme potansiyel büyümemizin altında-üstünde diye yorum yapılıyor.
    Simdi bu %4,5 rakamı da yeni yöntem ile daha yüksek bir rakam mı oldu ya da olacak? Eğer büyüyecek ise o zaman relatif olarak fazla değişiklik olmayacak, yeni açıklanan büyüme rakamları da yeni potansiyel ya da uzun yıllar ortalaması ile (örneğin %6,5 diyelim) karşılaştırılacak. Bu konuda ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür ortalamalardan hareketle bulunacak bir potansiyel büyüme için en az 50 yıllık bir seri gerekli. TÜİK bu yeni seriyi geriye götürürse potansiyel oranı da hesaplayabiliriz.

      Sil
  43. Hocam anlamadığım bir konu var tüketimin azaldığı bir yerde nasıl oluyor büyüme oluyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsizliğin arttığı, sanayi büyümesinin gerilediği yerde büyüme olduğuna inanıyorsunuz da buna mı inanmıyorsunuz?

      Sil
    2. Çok haklısınız hocam.

      Sil
    3. Büyük resmi gördüm hocam.

      Sil
  44. Hocam, ülkemizde okunabilecek en iyi üniversitelerden birinde işletme bölümünü iyi bir ortalamayla bitirmeme rağmen yeterince ekonomi öğrenemeden mezun olduğumu düşünüyorum. Kitaplarınız ve blogunuz bu eksiği kapatma yolunda çok yardımcı oldu/oluyor.
    Basit anlatım dilinize şirkette bütün finans katı olarak hayranız. Umarım bizim jenerasyonlarımızdan da hem bilgi hem de karakter açısından sizin gibi değerli bireyler yetiştirebiliriz. Yazılarınızı okurken duygulandığım bile oluyor. İyi ki sizin gibi bilgili/objektif/mütevazı insanlar hala var. Ülkemizde gençler için maalesef ciddi bir rol model eksikliği var, tek eksiğimiz de malum bu değil.

    Size ancak teşekkür edebiliyorum, en azından bir kez kendimi ifade etmiş olayım.
    Sevgiler, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir katkım oluyorsa ne mutlu bana.

      Sil
  45. Hocam Merhaba,
    Bizdeki düzeltme sonrasındaki artış oranlarını kayıt dışı ekonominin ekonomimiz içindeki payının fazlalığına veriyorum.Geçmişe bakıldığında veriler açıklanmadan önce yapılan tahminlerin ötesinde yüksek veya düşük verilerle sık sık karşılaşıyorduk ve şaşırıyorduk.Bundan sonraki öncü göstergelere bakarak yapacağımız tahminlerin gerçekleşen oranlara daha yakın olması durumunda kurnazlık yapılmadığı anlamını çıkarmalımıyız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kayıt dışı ekonominin kayda alınması konusundaki görüşünüze katılıyorum. Yeniden yapılan değerlendirmelerle bu düzeltmenin yapılmış olması makul. Ancak bu tür düzeltmeler geçmişe doğru yapıldığında her yıla belirli oranda katkı getirir. Bizim yeni düzeltmede 2015 yılında GSYH % 2014'e göre 20 artmış görünüyor. Bu kayıt dışılık geçmişte yok muydu?

      Sil
  46. Hocam merhaba,
    2009 bazlı seri nasıl hesaplanmaktadır?
    Yardımcı olursanız sevinirim...

    (2009 999192 M TL --> 100
    2008 994783 M TL --> 104 ?)

    YanıtlaSil
  47. Hocam merhaba. Bu 2009 yılının baz yıl olarak seçilmesi büyümeyi gereğinden fazla yüksek gösterirken yatırımları tasarrufları da mı gereğinden yüksek gösteriyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış baz yılı seçimi her şeyin yanlış gözükmesine yol açar.

      Sil
  48. Hocam TÜİK verileri ile Eurostat gibi kuruluşların verileri ciddi oranda farklılık gösterince bu kısa vadede ne gibi sıkıntılara yol açabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnandırıcılığı halk arasında ciddi tartışma konusu olan TÜİK'in bilim çevrelerinde ve iş çevrelerinde de tartışma konusu haline gelmesine yol açar.

      Sil
    2. Peki yabancı yatırımlarda bir azalma ortaya çıkar mı kısa vadede?

      Sil
  49. Bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu, dünyanın küçük bir köy haline geldiği günümüzde bu şekilde kimleri kandırabileceklerini sanıyorlar acaba?

    Tarafsız ve gerçekleri ortaya koyan basın eksikliği ve mantıktan çok hamaset ve ideolojiyi benimsemiş toplum sayesinde belki yurt içinde kısmen ve geçici de olsa başarılı olabilirler ama uluslararası kuruluşları ve yatırımcılar kesinlikle herşeyin farkında.

    YanıtlaSil
  50. Hocam ekonomiyi nasıl yorumlayacağız böyle?üniversitelerde nasıl ders işlenicek?
    Bu zamana kadar yapılan değerlendirmelerin hepsi boşluğa mı düştü?
    Artık yayınlanan verilere güvenemeyiz..Sizce bu hatadan dönülür mü?
    Benim revizyon meselesinden dolayı moralim çok bozuk..hayırlı günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canınızı sıkmayın. Ama gerçekten zor bir durum.

      Sil
  51. Hocam büyüme formülü yt-yt-1/yt mi ?

    YanıtlaSil
  52. [(yt) - (yt-1)]/(yt-1) Bu bize nominal (cari fiyatlarla enflasyondan arındırılmamış) büyümeyi verir.
    Reel büyümeyi bulmak için [(yt - yt deflatörü) - (yt-1)] / yt-1 formülünü kullanmamız gerekir.
    Burada yt ele aldığımız yılın GSYH'sı, yt-1 ise bir önceki yılın GSYH'sıdır.

    YanıtlaSil
  53. http://www.hurriyet.com.tr/borsa-disindaki-turev-islemlerde-bsmv-kaldiriliyor-40306642 Hocam riskli bir hareket mi bu sizce? 2008 krizinin doğrudan olmasa da dolaylı tetikleyicilerinden diye biliyorum türev işlemleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumlu bir adım. BU yolla bankaların maliyetleri hafifletilmiş olur ve dolayısıyla kredi faizleri bir miktar düşebilir.

      Sil
  54. hocam merhaba,

    faiz koridorunun alt ve üst sınırı nedir acaba şuanda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alt sınır MB gecelik borç lama faizi olan % 7,25 üst sınır ise gecelik borç verme faizi olan % 8,50.

      Sil
    2. ortalama faiz 7.875
      beklenti enflasyonu 9
      reel faiz eksi 1.25

      Sil
    3. hocam biz sevgilisine bile mesaj atınca saatlerce cevap alamayan nesildeniz. Üniversitede keza insanın yüzüne bakmayan hocalardan çok kez ders aldım, sorun olduğunda atılan -hayati(öğrencilik anlamında) konulara ilişkin olsa dahi- maillere bir haftada dönen hocalarım vardı benim.

      sizin insanların sorularını ciddiye alıp tek tek cevaplamanız karşınızda saygıyla eğiliyorum hocam.

      varolun, teşekkürlerimi sunarım. işlerinizde kolaylıklar dilerim.

      Sil
  55. Hocam peki IMF, Dünya Bankası gibi uluslar arası kuruluşlar da milli gelir, büyüme, tasarruf oranı gibi rakamları TUİK'in yaptığı gibi 2009 yılını baz alarak mı ölçümlerini değiştirecekler? yoksa farklı bir veri setine mi dayanacaklar Türkiye'nin verilerine ilişkin olarak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar Türkiye'den verileri alıp kendi sistemlerine göre işliyorlar ve bizimkine yakın olsa da bire bir aynı olmuyor. Bu kez ne yaparlar bilmiyorum.

      Sil
  56. hocam, GSMH'yı dış borç stoku ile karşılaştırmak yapısal olarak ödemeler dengesi açığı veren, borcunu borçla ödeyen bir ekonomide ne kadar doğru? bu rakamlar sonucunda daha fazla yabancı borçlanma ihtimali oluşacaktır. TL'ye talebin olmadığı bir dünyada bizim TL bazlı gelirlerimizin artması derdimizi çözer mi? bence dış borçları, net döviz gelirleri+net dış yatırım pozisyonu+ yurt içi döviz stoğu ile karşılaştırmak gerek. bu da komik bir sonuç yaratacaktır tabii.

    YanıtlaSil
  57. Hocam gülmekten yarıldım :-))))))

    YORUMCU: hocam fed in şapkasından güvercin mi, şahin mi çıkacak sizce?

    M.EĞİLMEZ: Martı çıkabilir bu sefer.

    Kargalar üzülmüş onları unuttunuz diye.

    Karga pek sevilmeyen bir hayvandır, ama akıllıdır, kendini savunmasını bilir, eğer köstek olmazsanız kargayla arkadaşlık bile kurabilirsiniz.

    Ben yem veriyordum, 1 hafta sonra yine balkona geldiğinde bulduğu küçük cam parçalarını ve parlak metalleri hediye niyetine bırakıp yemi yiyip gidiyordu. Çok şaşırmıştım bu hediye bırakma davranışına karganın...

    Kargaları da sevmenizi öneririm hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kargaların çok zeki olduğunu biliyorum. Sizinki de iyiymiş.
      Martı demekten kastım Fed'in ortalama bir karar alacağı kanısında olmamdan kaynaklanıyor. Kimseye yaramayacak yapacakları. Ben öyle tahmin ediyorum.

      Sil
    2. Açıklama martı da değil, şahin de değil:

      YELLEN'IN AÇIKLAMASI "KARTAL" OLDU GALİBA! "3 kez faiz arttırabiliriz 2017'de."

      1 Dolar = 3,5253 TL'yi geçmek üzere...

      Ne dersiniz hocam?

      Sil
  58. hocam tebernüş kireççiyi takip eder misiniz... bi yazısını okudum doların yönü orta ve uzun vadede aşağı yönde diyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada bakarım. Bu akşam yönün nasıl olacağı biraz olsun belli olur. Sonrası Trump'a bağlı.

      Sil
  59. Uinversite ile kurumsal sirketler arasindaki isbirligi eksik mi kaliyor ? Sonusta insaat yaparken isgucu bizden makine, ekipman ve akaryakit disardan

    YanıtlaSil
  60. Hocam bazı iktisatçılar neden muhendislik kökenli?
    Mesela bazı merkez bankası Başkanlarımız gibi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü iktisatçılığın mesela mühendislik gibi, doktorluk gibi ya da avukatlık gibi bir tekeli yok.

      Sil
  61. 2017 ilk ceyrekte.., yukselen doviz, tlnin dusen reel degeri ve daralan durgunlasan ic taleple birlikte cari acikta ciddi bir daralma bekliyor musunuz

    YanıtlaSil
  62. Şu çıkarımı neye göre yapıyorlar anlayamıyorum.

    FED bu akşam (14 Aralık) faizi arttıracak, kesin bilgi yayalım.

    2017 senesi için kaç kez faiz arttıracağıyla ilgili sinyalleri saat 22.30'da Yellen'ın konuşmasından öğreneceğiz.

    Peki.

    2017'de FED faiz arttırsa da arttırmasa da, ABD ekonomisinin resesyona gireceğini birçok ekonomist söylüyor. Bunu neye dayanarak söylüyorlar?

    Donald Trump "altyapı yatırımlarına ağırlık vererek ekonomiyi yeniden canlandıracağım" diyerek oy topladı ve başkan seçildi, bunu küçük bir hamle gibi göremeyiz.

    Ekonomi canlanacaksa, resesyona nasıl giriliyor, bir türlü anlayamıyorum?

    YanıtlaSil
  63. Sn. Eğilmez yazınız karmaşık bir konuyu okuyucular için basitleştirerek bir hap haline getirmiş. Ölçüm metodolojisindeki gariplikler bir yana, belki de siyasi iktidardan başlayarak, hepimiz büyüme olarak adlandırılan kavramın niteliğini sorgulamamız gerekir. Son yıllarda rekabet gücümüz düşüyorsa (The Global Competitiveness Index’e göre Panama’nın üzerinde 51. sıradayız, bir önceki dönem 45. sıradayız), ihracat tarafında toplam tutar ve birim fiyat tarafında gelişemiyorsak hatta geriliyorsak, toplam pozisyon açığımız ve finansal sektör dışı pozisyon açığımız artıyor ama bu açığın karşılığında özel sektörün ürettiği mal ve hizmetlerin niteliği ve rekabetçiliği artmıyorsa, kamu yatırımlarının gerçek anlamdaki ekonomik katma değeri eleştiri konusu oluyorsa, sizin de yukarıda bahsettiğiniz üzere işsizlik oranlarında artış devam ediyorsa ölçüm metodundan bağımsız bu büyüme rakamlarının sağlıklı bir büyümeye denk gelip gelmediğini tartışmamız gerekir. Bir analoji ile durumu açıklamak gerekirse bu durum, pazarda rekabet gücününü yitiren ancak mevcut yönetim stratejisi ile yola devam etmekte ısrar eden bir özel sektör şirketinin, riskli ticari alacaklar, satışı zor stoklar ve ekonomik fizibilitesi tartışılır yatırımlar ile bilançosunu büyütürken, riskli müşterilerine yaptığı satışları da reeskont karı yazarak varlıklarımı, satışlarımı ve karımı büyüttüm demesine benziyor. Nitekim böyle bir örneğin en son noktası bir nakit krizidir. Yanlış değerlendirilen ve/veya tasarlanan finansal gösterge ve KPI’lar gibi, Türkiye Ekonomisindeki büyümenin de sağlıklı olup olmadığının tartışılması ( ki ayrıca yazınızda da çok yerinde ifade ettiğiniz şekilde) hesaplama yöntemini de tartışmalıyız.) bence önemli bir noktadır. Tartışmanın bir sonraki safhasında da belki de 1990’lı yıllar başından itibaren ülke olarak, neden rekabet gücümüzü derece derece kaybettiğimizi, G.Kore gibi bazı ülkelerin bu dönemi nasıl iyi değerlendirdiğini masaya yatırmak gerekir. Yazınız için teşekkürler. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Çok doğru çıkarımlar.

      Sil
  64. Hocam, çay için. (Tavsiye: Toz tarçın, zerdeçal, bal, kaynamış su. Karıştırıp içebilirsiniz. Eğer bronşlarınızı yumuşatmak isterseniz, karabiber de katabilirsiniz bu karışıma.)

    Hastalanmayın.

    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil
  65. Hocam "spread"in ekonomik anlamı tam olarak nedir ingilizcede? Araştırdım pek anlamadım mesela bond spread ve sovereign spread'in anlamı nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spread finansta bir nevi ek faiz yerine kullanılan bir terim. Diyelim ki bir borçlanmada enflasyon + 2 diye bir faiz oranı konuyorsa oradaki + 2 spread olur. Döviz alış ve satış kurları arasındaki farka da spread deniyor.

      Sil
  66. Enflasyon 7'lerde dirençliydi. Dolayısı ile talep canlıydı denebilir. Otomobil satışları 2015'de yüksekti yanılmıyorsam. Bu yılın son dönemi hariç ev satışları da canlıydı. Yeni seride baz etkisi ile büyüme büyük olmuş olabilir de eski seri de çok yetersizmiş, bu anlaşıldı. Seçim sonuçları bu durumda daha anlamlı geldi bana. Eski seriye göre tuhaftı açıkçası.

    YanıtlaSil
  67. Hocam merhaba alakasız olacak ama Andrew Ross-Krediokrasi kitabı hakkında bilginiz ve fikriniz var mıdır?

    YanıtlaSil
  68. Hocam bütçe fazlası veren bir ülke niye tahvil ihraç eder?

    YanıtlaSil
  69. Hocam bu ani gelir artışı vergi artışlarınıda tetiklemez mi?

    YanıtlaSil
  70. @mahfiegilmez Sayın Hocam, tabloda Dış Borç Stoku/GSYH'nin 2015 yılı eski değeri 55,3 olmalı. Sehven 2014 değeri 50,3 olarak yazılmış. Dikkatinize sunmak istedim. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız yanlış yazmışım, düzelttim, çok teşekkür ederim.

      Sil
  71. Kim ne derse desin,yok büyüme şu olmuş,işsizlik bu olmuş vs,ben bilanconun en altına bakmadan önce geçen sürede fazla paramı birikime (sepet)atarım testileri doldururum,kırmızı ve siyah mürekkeple yazılanları gördükten sonra kararımı veririm.TÜİK vs bana akıl veremez ben zaten ekonominin hem üreten hemde tüketen kısmındayım.

    YanıtlaSil
  72. Hocam 25 baz puan faiz artışı ve 2017 için 3 kez faiz artışının ongoren Fed Kararını kur açısından nasıl değerlendirmek lazım, yıl sonu ve kısa vadeli dolar tahminlerinizi paylaşır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tahmin yapmayacağım çünkü sağlıklı tahmin yapılabilecek bir ortamda değiliz. Sadece iniş ve çıkışlar yaşamaya devam edeceğimizi ama orta dönemde Doların yönünün yukarı olduğunu söyleyebilirim.

      Sil
  73. hocam bu fed 0,50 ile 0,75 arasındaki faizi örneğin bankalara kaçtan veriyor? faiz ikisi arasında ama nasıl hareket ediyor net bir şey yok bu garip değil mi? fed den borçlanan banka 0,50 ister mantık olarak. bu neye göre belli oluyor hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed normal olarak bankalara para vermiyor. Bu faiz bankaların kendi aralarındaki para alış verişleri için set edilen faiz oranı. Yani bankalar kendi likiditelerine göre kendisinden borç isteyen bankalara 0,50 ile 0,75 arasında faiz uygulayabiliyor. Eğer daha yüksek istenecek bir ortam olursa Fed devreye girip isteyene bankaya 0,75'den para veriyor. Yani Fed burada düzenleyici 0,50 ile 0,75 de bankaların para bolluğuna göre isteyeceği faiz aralığı.

      Sil
  74. Hocam merhaba Ekonomi de Analiz kitabını yeni bitirdim.Bi merakım var;
    Tasarruflar yüksek faiz veren ülkelere gider varsayımı altında herhangi bir ülkenin faiz oranlarından yararlanmak için hangi yolu izlemem gerekiyor.
    Yani örneğin ABD faiz arttırdığına göre ben paramı nasıl ABD piyasasında değerlendirebilirim?
    Buna aracılık yapan bir kurum ya da kuruluş var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar alin bir koseye koyun, ABD piyasasinda paranizi degerlendirmis oluyorsunuz zaten.

      Sil
    2. Bankaların müşteri temsilcileriyle veya yatırım bankalarının ya da menkul değer şirketlerinin yetkilileriyle konuşun ABD tahvili alabilirsiniz.

      Sil
  75. sayın hocam herkes türkiyenin tasarruf açıgı oldugunu söylerken ege cansen hoca bir tv yayınında bu koca bir yanlış der.siz ne dersiniz,bu dogrumudur.sonuçta bunu diyen bir ekonomi hocası.sizlede beraber tvde yıllarca yayın yaptı.ege beymi dogru söyler yoksa sizinde içinizde oldugu digerlerimi.bence ikinci grup dogrudur ama sizide merak ettim dogrusu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ülkenin tasarruf açığı olup olmadığını anlamanın yolu cari açığı olup olmadığına bakmaktır. Türkiye'nin yatırımlarının GSYH'ye oranı (yeni seriye göre) yüzde 29, tasarruflarının oranı da yüzde 25 olarak açıklandı. Bu durumda Türkiye yüzde 4 cari açık veriyor ki bu tasarruf açığına eşittir.

      Sil
  76. mahfi hocam dolaylı vergiler=harcamadan alınıyor demiştiniz bir sohbetinizde hangi harcamadan harcama der iken kastettiğiniz nedir bir de dolaysız vergiler nereden alınmakta şimdiden teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir mal alırken yaptığınız harcamadan KDV ödüyorsunuz. Otomobil alırken hem KDV hem ÖTV ödüyorsunuz. BUnlar dolaylı vergidir. Dolaysız vergiler ise gelir vergisi gibi sizin ücret veya kazancınızdan kesilen ya da ödediğiniz vergilerdir.

      Sil
  77. Hocam,
    Avrasya Tüneli'bin geçiş ücreti de dolar'a bağlanmış.
    Atalarımız,
    "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"
    demiş.
    Ne güzel demişler.

    YanıtlaSil
  78. Hocam milli gelir artışının cari açık/milli gelir oranını düşürmesi gerekir.
    Ama eski serilerle tasarruf %15 yatırım %20 yeni serilerle tasarruf %25 yatırım %29 yani tasarruf açığı %5'den %4'e gerilemiş. Cari açığın da %4'e gerilemiş olması gerekir. Ancak bu kadar milli gelir artışıyla eski cari açık rakamlarının da değişmediğini göz önüne alırsak daha yüksek bir düşü bekleyemezmiyiz cari açık/milli gelir oranında? Yoksa bu çelişki de TÜİK'in yanlış hesaplamalarının bir sonucu mu?

    YanıtlaSil
  79. Sayın Hocam, müsaadenizle bir kaç sorum olacak: 1) Bizim gibi ikide bir değişen hesaplama yöntemini bütün ülkeler yapıyor mu? Böyle ise bunun yanılgılara yol açmaması için hesaplamaların bir kuralı yok mu? Yani her ülke işine geldiği yıldan başlatıp, işine geldiği doneleri alarak, işine gelmediklerini hesaplamaya dahil etmeyerek ortaya çıkabiliyorsa o zaman dünyayı takip eden ekonomistler nasıl doğru/gerçekçi bir çıkarıma varıp, müşterilerini yatırıma yönlendirebilir? 2) Şu düzeltmeli uyanıklıkları bir yana bırakırsak, mesela son 15 veya 20 yılın "düzeltilmemiş-değiştirilip oynanmamış" bir ekonomik gösterge tablosunu yayınlayabilir misiniz? Görelim bakalım eskiye göre ve yıllara göre neler olmuş... Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  80. Sayın Hocam,
    Cari acik ifadesini ithalat-ihracat farkı olarak kullanmıştık daha önce yani NX. Buna açık ya da fazla olarak ticaret açığı veya ticaret fazlası desek, yatırım tasarruf farkına da tasarruf açığı veya fazlası desek ilk yazdığım kavram (ki cari açık deniliyor buna genelde) ile karışmaz diye düşünüyorum naçizane. Doğru olur mu acaba? Saygılar.

    YanıtlaSil
  81. Hocam,
    Baz yılının 2009 yıllı seçilmesi ve bu yılın ABD krizine denk gelmesi neden bizde genel olarak verilerin yanlış yansıtıldığını düşündürmeli?
    Ülkemize ve İktisat meraklılarına yapmış olduğunuz değerli paylaşımlarınızdan dolayı size minnettarım.
    İyi çalışmalar

    YanıtlaSil
  82. Hocam, 2015'teki bu bahsettiğiniz durumu iki temel şey açıklıyor diye düşünüyorum.

    Birincisi, petrol fiyatlarının sert düşüşü. İthalatımızın ciddi şekilde düşmesine, cari açığın küçülmesine ve büyümenin artmasına yol açtı.

    İkincisi, Suriyeli çalışanların ekonomiye dahil olması işsizliğin düşmesine engel oldu. Esasen toplam istihdam arttı.

    YanıtlaSil
  83. Merhaba Hocam,
    baz yılın yanlış alındığını bunun da ortalama büyüme oranının yüksek çıkmasına yol açtığını anladım.
    Benim aklıma takılan GSYH'de hesaba katılan parametrelerin ne kadar doğru olduğu. % 6 büyüme olmuş ancak işsizlik artmış diyorsunuz. Bu durumda yeni serideki hesaplamalar ne kadar doğru acaba. baz yılın dışında bu hesaplamaları inceleyen bir yazı yazmanız mümkün olur mu?
    Saygılar

    YanıtlaSil
  84. Yöntem değişmiş ise neden 2009 öncesindeki sapmalar daha az? Benzer bir sapma olması gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi