Dolar Değer Kaybetmeye Devam Eder mi?

Doların değer kaybının nedenleri arasında ABD ekonomisinin gidişi, ABD Başkanı Trump’ın durumu, başta Euro olmak üzere diğer rezerv paraların gelişimi gibi nedenler en ön sıralarda yer alıyor.

Önce ABD ekonomisinin durumuna bir bakalım. Aşağıdaki tablo çeyreklik dönemler itibariyle karşılaştırmalı durumu ortaya koyuyor.

2015 IV Ç
2016 IV Ç
2017 I Ç
2017 II Ç
Büyüme (%)
2,0
1,8
1,2
2,6
İşsizlik (%)
5,3
4,9
4,5
4,4
Enflasyon (%)
1,3
1,9
1,8
0,9
Cari Denge / GSYH (%)
-2,4
-2,4
-2,4
-2,5

ABD ekonomisinin potansiyel büyüme oranı yüzde 2,5 dolayındadır. Eldeki son veri büyümenin potansiyel orana geldiğini ortaya koyuyor. ABD ekonomisinde yüzde 4,5 dolayındaki işsizlik oranı doğal işsizlik oranı olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla gelinen nokta ABD’nin işsizlik sorununu çözdüğünü gösteriyor. ABD ekonomisi için ideal görünen enflasyon oranı yüzde 2. Özellikle 2017 yılı ikinci çeyreğinde ortaya çıkan düşük enflasyon oranı ekonominin canlanma sorunlarının tam olarak çözülmediğini işaret ediyor. Enflasyonun düşük kalması talebin yeterince güçlenmediğini ve dolayısıyla da büyümeyi sürdürülebilir bir biçimde potansiyel büyüme düzeyine çıkarmaya yetmeyeceğini gösteriyor. Cari dengenin yüzde 2,5 dolayında açık vermesi, uzun yıllar yüzde 5 ve üzerinde cari açık vermiş olan ABD ekonomisi açısından oldukça sağlıklı bir durumu sergiliyor. Özetle diyebiliriz ki ABD ekonomisi açısından tek sorun ekonominin yeterince canlı bir tüketim düzeyi yakalayamamış olması.

Trump seçildikten bu yana hızla destek kaybına uğradı. Bu durumu yapılan kamuoyu anketleri açık biçimde gösteriyor. Başkanlık koltuğuna oturduğu gün (20 Ocak 2017) Trump’ı destekleyenlerle desteklemeyenlerin oranı yüzde 45 olarak eşitti (yüzde 10 da kararsız vardı.) 22 Ağustos tarihli anket, destekleyenlerin oranının yüzde 36,9’a düştüğünü, desteklemeyenlerin oranının yüzde 56,8’e yükseldiğini gösteriyor (yüzde 6,3 de kararsız var.) 

Trump, yüzde 36,9’luk destek oranıyla Harry Truman’dan (1945 – 1953) bu yana başkanlık yapmış olan 13 başkan arasında Gerald Ford ile birlikte en düşük desteğe sahip başkan olarak öne çıkıyor.

Trump’ın popülaritesindeki bu düşüş Doların değerini de etkiliyor. Aşağıdaki grafik 20 Ocak 2017’den bu yana Dolar Endeksi (DXY mavi çizgi) ile Trump’ın destek oranı (kırmızı çizgi) arasındaki ilişkiyi gösteriyor.  


Grafikten görüleceği gibi Trump’a destek düştükçe Dolar da değer kaybediyor. Kuşkusuz Doların değer kaybını etkileyen başka nedenler de var ama bu da oldukça etkili bir neden gibi görünüyor (iki değişken arasındaki korelasyon katsayısı 0,73.)   

Fed’in gerek faiz artırım takvimi gerekse bilanço küçültme programı büyük ölçüde yukarıda sunduğum tablo ve Trump’ın durumu ile bağlantılı bulunuyor. Fed, ABD ekonomisinin canlanma eğilimine girip girmediğini ölçmek, faiz ve bilanço küçültme kararını vermek için ekonominin büyüme, işsizlik ve enflasyon performanslarına bakıyor. Tabloda Fed’i rahatsız edecek tek gösterge enflasyonun beklenen hızla artmaması. Bu da Fed’in faiz artırımı ve bilanço küçültmesi konusunda karar vermesini zorlaştırıyor. Bunlara ek olarak Trump’ın durumunun giderek zayıflaması, ABD ekonomisinin geleceği hakkında çeşitli sıkıntılar yaratıyor. Bunlar arasında en ciddi sorun Ekim ayı başlarında Hazine’nin iç borçlanma tavanına çarpacak olması. Bu aşamaya kadar eğer Kongre’den yasa değişikliği yapılarak borç tavanı artırılamazsa Hazine borçlanamayacağı için ödemelerin çoğunu durdurmak zorunda kalacak. Bu da devletin kapanması anlamına geliyor. ABD’de bu durum daha önce de birkaç kez gündeme geldiyse de aşılması sağlandı ama bu kez durum daha ciddi görünüyor. Çünkü Trump, demokratların desteğini alamamanın yanı sıra kendi partisinden bile destek kaybıyla karşı karşıya bulunuyor. Bu gelişmelerin faiz ve bilanço küçültme kararları açısından Fed yönetiminde tereddüt yarattığını düşünüyorum. Çünkü faiz artırımına gidilmesi ve/veya bilanço küçültme tarihinin açıklanmasından sonra devletin kapanması söz konusu olursa ekonomide ortaya çıkacak olası sorunların sorumluluğunu Fed, Trump ile birlikte yüklenmekten kurtulamayacak.  

Avrupa Merkez Bankası’nın para politikasından başarılı sonuçlar almaya başladığı ve bunun sonucu olarak Euro Bölgesinde belirli bir toparlanmanın başladığı görülebiliyor. Buna karşılık Euro / Dolar paritesinde Euro lehine ortaya çıkan gelişmelerin Avrupa ekonomisinin toparlanmasından çok, Trump’ın yarattığı olumsuz havanın etkisinden kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz.

Bütün bu gelişmeler Dolara değer kaybettiriyor. Yakın gelecekte bu gidişi tersine çevirecek bir gelişme olmazsa kısa dönemde Dolar değer kaybetmeye devam edebilir. 

Yorumlar

  1. Hocam ben açıkçası Çin'in büyüyen ekonomisinin ya da en azından sürekli bunun lafının edilmesinin de bir ekisinin olduğunu düşünüyorum.

    Size sormak istediğim bir şey var. 1 dolar 3.5 türk lirası diyoruz. Aslında bu 3.500.000 türk lirası değil mi? Amerika dünya GDP'sinde %22'lik bir yer kaplıyor. Türkiye sadece %1-2 arasında. Bu aslında global ekonomide 3.5 milyon kat daha dezavantajlıyız anlamına mı geliyor? "Attık" denilen sıfırların hala orada durduğunu biliyorum ama bunun ekonomik karşılığı nedir onu tam anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Mahfi hocam büyüme ile işsizlik arasında genellikle negatif yönlü ilişki olur. Tablodaki 2015 ve 2016 verileri öyle görünmüyor. Bunun nedeni nedir acaba? Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyüme ile işsizlik negatif yönlü değil, genelde pozitif yönlüdür.

      Sil
    2. Arkadaş doğru söylüyor. İlişki pozitif değil negatiftir. Büyüme arttıkça işsizlik düşer. Aynı soruyu ben de soracağım: Amerikan ekonomisindeki bu durumun sebebi nedir?

      Sil
    3. Nüfus artış hızı ve İşgücüne katılım miktarı büyümenin üstünde olursa işsizlik artar. Büyüme ne kadar yüksek olursa olsun artar. İş gücüne katılım düşükse veya ülkede savaş varsa ve nüfus azalıyorsa ekonomi küçülse bile işsizlik azalabilir.

      Bu yüzdendir. İstediği kadar büyüyemeyen ülkeler işsizliğin artmaması için göçmen karşıtı politikalara tutunuyorlar.

      Sil
  3. Peki sayın hocam bu gidişi tersine çevirecek bir gelişmenin olma olasılığının olmama olasılığından az olacağını mı düşünüyorsunuz

    YanıtlaSil
  4. Hocam, Sn Şükrü Kızılot ile tanışıklığınız var mıydı? Vefatına çok üzüldüm. Başımız sağolsun

    YanıtlaSil
  5. Hocam Doların düşüyor olması ve düşüş eğiliminin devam edeceği olması bence ülkemizde ki ekonomik krizi perdeliyor görünüyor yukarıda saydığınız gerekçeler doların düşüşünü elbet etkiliyor. fakat bunun yanında algı oluşturmak isteyen bir el var ve sanki o el istediği an ülkemizde doları indirip kaldırabilecek güce hakim gibi bir düşüncem var.tamam trump ve amerikan siyaseti çok büyük bir etken ama bunlara rağmen o el istese bu ülkede doları yükseltebilir gibi bir düşünceye sahibim. bilmem yanılıyormuyum sayın hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o gizli el küresel sermaye baronlarıdır. yani paranın asıl sahipleridir ki bunlar özellikle fed in asıl sahipleridir. 1-rothschild hanedanlığı 2-rockefeller hanedanlığı ve du pont , warburg, hausburg, Carnegie, gibileri... borsayı şişirenlerle, sistem dışı milyarlarca doları ülkemize sokarak ekonomimizi hükümetin lehine olacak şekilde manipüle edenlere bakarsak aynı güç merkezinin sahipleridir bunlar.2001 de hükümet ulusalcıydı negatif yönlü büyük manipülasyonlar yaptılar. ve yıktılar. şimdi her dediklerini harfiyen yapanlar olduğu için krizimizi sürekli ileriye doğru atmaktadırlar.. bu açık ve nettir. anlayana....

      Sil
    2. Çok doğru bir yorum..

      Sil
  6. Doğrudan yabancı sermaye var, doğrudan yabancı sermaye var mı diyor? Biri açıklayabilir mi?
    https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-yolgecen-hani-mehmet-akkaya-kose-yazilari-agustos-2017

    YanıtlaSil
  7. 1. "Hazine Müsteşarlığı" mevcut yasaların verdiği yetkiyle, Türkiye Cumhuriyeti öncesi devletlerimizin hazinesine de sahip mi?

    2. Müsteşarlığınız sırasında; elmas, yakut, pırlanta, zümrüt, gümüş, altın sandıklarının istiflendiği özel korumalı odaları tek tek ziyaret etme, denetleme yetkisi sadece size mi aitti? Hatıra kalması için fotoğraf çektirdiniz mi hiç bu sandıkların etrafında?

    3. Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze kalan "devlet hazinesi" hâlâ var mı? Bunlar ayrı mı tutuluyor, yoksa otomatikman T.C.'nin hazinesi mi devroluyor? Müsteşarlığınız sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun (eğer kaldıysa) hazinelerini inceleyebildiniz mi?

    4. Devlet yöneticilerine verilen bazı hediyeler vardır. Bunların çoğu değerli elementler, metallerden oluşur. Örnekler: Altın saat, altın kılıç, altın broş, altın madalya, altın plaket, altın anahtar vb. Bunlar sadece takdim edilen yöneticiye mi aittir, onun şahsi malı mı olur? Yoksa devletin hazinesine mi kaydedilir? Şahsın devletteki görevi bittiğinde, bu tür hediyeleri yanına alıp götürür mü? Yoksa devletin kasalarında, müzelerinde mi kalır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Evet hepsinin hazinesine sahip.
      2. Hepsinin resmini çektim. Siz de çekebilirsiniz. Tamamı Topkapı Sarayında Hazine dairesinde sergileniyor.
      3. Osmanlı'dan devredilen Hazine sadece Düyun-u Umumiye borçlarından oluşan eksi hazine idi. Borçların tamamı Türkiye Cumhuriyeti tarafında ödendi. Ben de bu borçlardan oluşan hazineleri inceledim. Hatta Hazine adı altında kitabını da yazdım.
      4. Prensip olarak kalem, takvim gibi düşük değerli hediyeler dışında hediyeler iade edilirdi. Sahibi bilinmeyen değerli hediyeler var ise bunlar da Hazineye demirbaş olarak kaydedilirdi. Biz, bizi yetiştiren yöneticilerden böyle öğrendik. Şimdi nasıldır bilmiyorum.

      Sil
    2. Ben biliyorum,isterseniz konuyu burda sonlandıralım zira hiçbir dahlim olmadığı halde yüzüm kızarıyor.Saygılar hocam...

      Sil
    3. Sıfırladılar yaa o hazineyi, duymadınızmı. Bi evlat hırsızlık yapıyorsa babasından öğrenmiştir. Baba oğul birlikte yapıyorsa?? Sanırım genler de problem var. Ekonomi niye bu halde? Ahhhh beee olmadıki bir tanecik 700bin TL lik saatim. Bence bugünler iyi güzel günler. Kıymetini bilmek gerek. Bu günleri çok arayacağız.

      Sil
    4. Etik diye bir ders var, dini bir olgu değil mesleğinin gereği sergilemen gereken bir duruş. Herkesin bir sorumluluğu ve elinde bulundurduğu gücü var bulunduğu konumdan dolayı. Şimdi önemli olan bunu neden herkes anlamıyor. Koluna taktığın 700 bin tl lik saat bu kadar onemli mi? Insanoglunun temel ihtiyaclari karsilanmasi değil mi esas olan? Faiz ve para daha fazla kazanç neden cezbediyor?

      Sil
  8. Hocam peki dünya çapında düşen dolar ABD de enflasyon dinamiklerini harekete geçirmez mi fedin istediği seviyelere çıkartmaz mi?

    Doların düşmesi emtia fiyatlarini başta petrol yükseltir mi bir korelasyon söz konusu mu?

    Dünya çapında bir kriz çıkma olasılığını goruyor musunuz?

    Doların düşmesi bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler için faydalı mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun olması daha fazla düşüş lazım.
      Doların düşmesiyle birlikte emtiaya yatırım artar ve fiyatlar yükselir.
      Henüz bu olasılık ortadan kaybolmuş değil.
      Bizim gibi dış finansmana ve ithalata bağımlı ekonomiler için faydalı.

      Sil
  9. Abd'nin istediği doların düşüşü nedeniyle oluşacak enflasyon artışı değil talebin artmasıyla oluşan enflasyon

    YanıtlaSil
  10. Hocam sizin yazılarınız da olmak üzere pek çok makale okudum ama hala kafam karışık. Tobin vergisi Türkiye'de hiç uygulandı mı?

    YanıtlaSil
  11. Hocam ben maliye bölümü 3.sınıfa geçtim sizden biz üniversite ögrencilerinin kendimizi ne konularda veya ne alanlarda nasıl geliştirmeliyiz ? Maliye ögrencisinin mutlaka okuması gereken kitaplar neler ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nacizane;
      1- erasmus! yapmadan mezun olma.
      2- ingilizce! öğrenmeden (konuşmayı asla es geçme) iş aramaya başlama/kurum sınavı çalışmaya bile girişme.
      3- entelektüel birikim için günde en az 1 saatini kitap okumaya ayır ve notlar tut.
      4- tavsiyelerden ziyade nasıl bir hayat yaşamak istediğini, ömrünü nasıl tüketmek ya da nasıl değerlendirmek istediğini çok derin analiz et. bunu da en iyi sen yapabilirsin.

      not: bunları yapmamış bir işletme mezunu.

      Sil
    2. 1. Kisisel gelisim uzmanimsilarinin videolari ve kitaplarindan uzak dur.

      2. Kapitalizmin robotlari olan insan kaynaklari personellerinin her sozune inanma.

      3. Ingilizce'yi ogren ama sirf mulakatlarda one gecmek amaciyla degil. Yeni bir dil ogrenmek, sadece kariyer kapisini aralamak gibi basit bir mesele degildir; insana bambaska ozellikler katar.

      4. Sol dusunce ve eylemlerden irkilme. Sol; sadece otokrasi ve sadece Stalinizm demek degildir.

      Sil
    3. Adsız 25 Ağustos 11:36 nın 4 numaralı tavsiyesi çok önemli ve değerli. Önce ne yapmak istediğinize karar verin. Okulu bitirince ne olmak istiyorsunuz? Akademisyen olmak istiyorsanız çizeceğiniz yol ayrı, kamu kesiminde görev alacaksanız çizeceğiniz yol ayrı, özel kesime gitmeyi planlıyorsanız çizeceğiniz yol ayrıdır.
      Henüz karar veremediyseniz ekonomi ve finans (maliye değil) bilginizi ilerletmeye çalışın.

      Sil
  12. Ekonometri okumaya başladığım yıllarda sizi takip etmeye başladım. Eee ne de olsa yan okumalarla kendimi geliştirmeliydim. Yıllar geçti, okul bitmedi, bölüme dair hiçbir ümidim de kalmadı. Ama sizi takip etmeye devam ediyorum. Ekonometri hakkında bir yazı yazarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al sana bir yazi: Ekonometri berbat ve cogunlukla ise yaramaz bir daldir. Hala daha insanlar bu bolumu neden tercih eder anlamis degilim. Oldu mu? En azindan senin durumuna da uydu. Sen de pisman degilmisin bu bolumu sectigine?

      Sil
    2. Ekonometri aslinda kiymetli bir dal. Ekononik problemleri matematiksel ve istatikssl islemlerle cozmeye dayali tabiri uygun ise muhendishane bir tarza sahip dal. Hem zir hende turkiye gibu bol ibf olan uljede kiymetibin bilinmedigi dusuncesindeyim. Bundan sonraa da bilinecegini sanmiyoerum. Bu bolumu secen okuayna kardeslerimie kolayliklar

      Sil
    3. Tabi ki pişmanım. Son son girdiğim,sınavlar bile o kadar zor, yıllardır hemen hemen bütün dersler o kadar itici ki. Nen aslında gençler boşverin, yazmayın diyecektim ama tercihlerin zamanı geçti.

      Sil
    4. Değerli arkadaşlar ekonometri iyi bir daldır. Ama tek başına bir şey ifade etmez. Ekonometri okuyan arkadaşların bunun yanında ekonomi, muhasebe ve finans bilgilerini artıracak çalışmalar yapmaları şarttır. Üniversite, lise değildir. Sadece ders kitaplarını çalışarak yaşama atılamazsınız. Mutlaka yan çalışmaları kendi başınıza yapmanız lazım. Ekonomi bilmeyen sosyal olayları izlemeyen, finanstan hiç anlamayan bir kişinin ekonometriyi tam olarak bilmesi uygulaması mümkün değildir.

      Sil
  13. İyi akşamlar sayın hocam.yazılarınızı beğenerek okuyorum,bazı terimleri bilmesem de genel anlamda bir fikir sahibi oluyorum.engin bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
    Size sormak istiyorum ki bu dolar daha da düşerse bizim için ne gibi bir artı ve eksisi olur? Yakın gelecekte bu gidişi tersine çevirecek bir gelişme olmazsa dolar daha da değer kaybetmeye devam eder demişsiniz.sormak isterim ki mesela ne gibi bir şey ya da bir şeyler olursa bu gidiş tersine çevrilir.

    Teşekürler.
    Not: Güney Kore ekonomisi ile Türkiye ekonomisini karşılaştırarak olduğunuz yazınızı merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkenin bir bacağı güçsüzken tasarruf açığımızı borçlanarak finanse ettiğimizde bu tasarrufları üretime koşmalıydık. Tam cevap olmadı ama olay bu. Yöneticiler ineyim mi inmeyeyyim mi derdinde. Vatandaş da yönetiliyor zannetsin. Destek olunmuyor köstek olunuyor.

      Sil
    2. Doların yükselmesi bizim işimize gelmez. Yükselmesi gerekir diye bir algınız varsa yanlışınız var. 1 dolar almak için 3lira48kuruş veriyoruz su an. 1 ay önce 3.50nin üzerindeydi. İnişler çıkışlar şoklarla birlikte olabilir. Dolar 2lirayken aldığınız şeyi 3lira 50kuruş olduğu zaman tekrar alsanız daha pahalıya alırsınız. Bunu üretim için kullanılacak ithal bir girdi olarak düşünürseniz olay netleşir. Burada TL'nin ne kadar değersiz olduğunu görebiliriz. Ticaret dolarla olduğu için üretip dışarıya satış yaparsanız dolar kazanırsınız. Biz dolar kazanamıyoruz ama dolar veriyoruz.

      Sil
    3. Adsiz 11:46, ithal girdi pahalilasirsa onu alamazsiniz. Ya daha ucuzunu alirsiniz dovzi ihtiyaciniz azalir, ya da ithal urune ikame urun burulursunuz. Cogunlukla dolarin yukselmesi isimize gelir (insanlar fakirlestik diye aglasalar da). Aksi durum dolar endeksi (dolarin diger paralar karsisindaki degeri) yukselmesinden dolayi dolar/try yukselmesidir ki bu isimize gelmeyebilir, sebebi ise aslinda bu durumda TL'nin baska bir "rakip" ulke para birimine karsi deger kazaniyor olmasi (ornegin Remnimbi/yuan) olabilir. Ikinci durumda dolarin yukselmesi Turkiye'nin uluslarasi ticarette rekabet gucunu arttirmak yerine azaltir. O yuzden her "dolar yukselmesi" ayni sekilde degerlendirilemez. Ornegin bu ikisini birbirinden ayirmak gerekiyor. Onemli olan yukselmenin sebebidir.

      Sil
    4. Hoca bu Kore / Turkiye karsilastirmasini yapan yaziyi coktan yazdi, okumadin mi gecen ay?

      Sil
  14. Hocam onu birakin da bu Fenerbahce'nin hali ne olacak?
    Hatirlarim eski bir yazinizda Fenerbahce Turkiye demektir, Fenerbahce'nin kotu oldugu yillarda Turkiye de kotu gider demistiniz. Hala ayni korelasyon var midir sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fenerbahçe bu yönetimle devam ettiği sürece iyiye gitmez. Başka bir yönetim de gelse bu kadar büyük borç yükü altında ne yapabilir bilemiyorum. Herkes hata yapabilir ama hatada ısrar felakettir. Fenerbahçe'nin durumu budur. 3 yıldır orta saha ve forvet faciası yaşayan Fenerbahçe bu sahada görevli adamlarla devam ediyor onları değiştirmiyorsa, 3 yıl önce sorunsuz olan savunmasını değiştiriyorsa burada bir teknik ve idari yönetim sorunu var demektir.
      Söz konusu korelasyonun her geçen gün daha da yükselen bir katsayı işaret ettiği kanısındayım.

      Sil
    2. Hocam Fenerbahçe Türkiyedir. Bu tanımlamayı yapan insanın kesinlikle taraftarlık sebebi ile bu şekilde yanlı bir karar verdiğini düşünürüm ama konu siz olunca değişiyor. Dayanak nedir?

      Sil
  15. Hocam iyi çalışmalar,1 ay önce dolar 3,535 TL idi.Şu anda dolar 3,485 TL.Acaba bu seviyelere inmesi için piyasalara ne kadar dolar girmiştir.Bilgilendirebilirseniz sevinirim.Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolara olan talep her an ayni olmadigi icin, dolar fiyatinin dusmesinin tek sebebi piyasaya dolar girmesi de degil. Dolar kurunun dusus trendinde olmasi ayni zamanda "birikim" icin dolar alanlarin azalmasina, dolara olan kemik talebi de kesmektedir. O yuzden suradan su fiyata dusmus demek ki piyasaya su kadar dolar girmis demek mumkun degil, mantiga da aykiri onerme olur.

      Sil
    2. 14,824,322 Dolar girdi. Inanmadiysan dogrusunu sen bul da bize soyle.

      Sil
    3. Bunu ancak haftaya Perşembe günü MB verilerine bakarak öğrenebileceğiz.

      Sil
  16. Sayın Eğilmez,Kırılgan beşli ülkeleri içinde Brezilya, yıllık enflasyon % 2.7;MB faizi % 9.25;reel faiz % 6.38.Ülkemizdeki reel faiz % 2.23(enf 9.8;MB faizi 12.25 ) olduğunu halde on günlük bayram tatili ile beraber yabancı yatırımcının Türkiye'ye ilgisini nasıl açıklayabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar girişi olduğu zaman kur biraz aşağıya doğru inebilir. Biraz komplo olacak ama kurban bayramında ithal sığırları biraz daha ucuza almak için bize yardım eden yabancılar olabilir. Bayram geçince bayram yemeklerinin verdiği rehavetle üretim yapmamaya devam edebiliriz canım kardeşim.

      Sil
    2. Yabancı yatırımcı için efektif faiz kur riskinden arındırılmış faizdir. Yani yabancı yatırımcı kazandığı faiz gelirini Türkiye'de harcamayacaksa Türkiye'nin enflasyonu kar realizasyonu yaptığında onu etkilemez. Ülkeye girerken geçerli olan kur ile çıkarkenki kur etkiler. 100$*E(1+i) bu bir sene sonraki ana para artı faiz gelirinin tl cinsinden değeri E : 1$ ın kaç tl olduğunu ifade edecek şekilde kur. Şimdi Türkiye'den çıkarken bunu o zaman geçerli olacak döviz kuruna bölmek gerekir ( herhangi bir hedge mekanizması yoksa) yani 100$*E( 1+i)/E t+1 . E t+1 : 1 sene sonra geçerli olacak dolar kuru . 100 $ şık bir yatırım için formül budur . Mahfi hoca yazısında Türkiye piyasası kapalı olacağı için kur volatilitesi olmayacağı dolayısıyla kur riskinin minimize edileceği varsayımıyla yabancı yatırımcının geldiğini izah etmiştir.

      Sil
    3. 10 gün için para yatıracaksan reel faize değil yıllık faiz oranına ve bankaların sana 10 gün için bu oran bağlamında ne kadar faiz vereceğine bakarsın canım kardeşim. 10 gün için para yatıracaksan yıllık enflasyondan sana ne?

      Sil
    4. Bu blogun;sosyo-ekonomik,sosyo-ekonomik kültürel faydası da sizin gibi potansiyeli farkedilememiş adsız ve eşsiz yorumcunun potansiyelinin ortaya çıkması olsa gerek.

      Sil
    5. Sizin gibi büyük bir ekonomi dehasının yanında diğerlerinin lâfı mı olur Ali Hakan beyefendi?

      Sil
    6. 10 günlük tatilin tek çekici etkisi tatil olduğu için risk artışı yaratacak bir durumun ortaya çıkmayacağı beklentisidir. Ayrıca dolar hesabı olan Türk vatandaşları da 10 günlük sürede yüksek TL faizinden yararlanmak için paralarını TL'ye çevirip bu süreyi öyle geçirmeyi tercih ediyorlar.

      Sil
  17. Hocam yazınız için teşekkürler. Benim birkaç sorum olacak izin verirseniz.

    1- ABD de enflasyonun artmamasının sebebi arzın artmış olması olabilir mi? Yani yatırımlar, PMI lar ve tüketici güveni vb nereye gidiyor? Rekabetin artmış olması sebebiyle enflasyon artmıyor olabilir mi? işsizlik ve büyüme rakamları bunu gösterir gibi.

    2- Trump giderse nasıl gider? İstifa mı eder yoksa senato tarafından mı azledilir? Bu süreç hakkında bilginiz var mı?

    Teşekkür ederim Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Üretim artışı bu dediğiniz etkiyi yaratacak kadar güçlü görünmüyor.
      2- İkisi de olabilir. İstifa ederse ya da azil süreci işlerse yerine dönemi tamamlamak üzere Başkan Yardımcısı geçiyor.

      Sil
  18. dolar cok hizli yükseldiği için biraz soluk alip yine yükselişe geçer gibi yil sonu yükseliş trend görüyormusunuz?

    YanıtlaSil
  19. Hocam çok eski ekonomik verileri (türkiyeyle ilgili) bulabileceğim bir site,kaynak var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜİK sitesinde geçmiş yıllara ilişkin verilerin yer aldığı tablolar var.

      http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=0&KITAP_ID=160

      Sil
  20. ABD ekonomisi açısından tek sorun ekonominin yeterince canlı bir tüketim düzeyi yakalayamamış olması.

    Bunu biraz açabilir miyiz? Bizim işimize yarar mi bu Ali Hakan Bey cevaplarsa mutlu olurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Hakan bey de cevaplasın ben kendi cevabımı yazayım. ABD ekonomisi tüketimi yani talebi yeterince artıramazsa üretim artışı da kısıtlı kalacak ve ekonomi yeterince büyüyüp sürdürülebilir bir büyüme yakalayamayacak demektir. Bu ABD için kötü bir durum. Çünkü ekonomik büyümeyi bir türlü sürdürülebilir biçimde potansiyel düzeye oturtamıyorlar demektir. Bizim için ise iyi bir durum. Çünkü böyle olduğunda Fed kolayca faiz artıramayacak dolayısıyla bizim buralardan sermaye çıkışı fazla olmayacak demektir. Yani TL fazla değer kaybetmeyecek hatta belki kazanacak demektir.

      Sil
    2. Hocam talebi arttırmaları lazım diyoruz, ama adamlar harcama sınırına erişmiş. Bu sınıra gelene kadar ki yapılan harcamalar IS eğrisine henüz tam olarak yansımadığını düşünüyorum. Eğer yansımışsa ve yine yeterli değilse o zaman kongrenin sınırı arttırma kararı kaçınılmazdır. Zira bernenke kongreyi durgunluk işe dize getiriyorsa trumpunda bunu yapabileceğini düşünüyorum.

      Sil
  21. Dolarin dusmesi iyi defil mi fed icin genis ozgurluk saglamaz mi faiz arttirmak icib???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer doların düşmesi ekonomik ya da siyasal gidişteki sağlıksız durumdan kaynaklanıyorsa bu iyi değil.

      Sil
  22. Hocam iktisatla alakasız bir soru ama cevabını bulamadığım için soruyorum. Tarımsal faaliyetlere geçen insanların avcı-toplayıcı toplumlara göre daha sağlıksız olduğu yazılıyor. Mesela boyları kısalmış, kemikleri avcı-toplayıcılar kadar sağlıklı değilmiş. Ama aynı zamanda tarıma geçtikleri için daha fazla gıdaya kavuştular ve nüfus da arttı deniyor. Bu ikisi çelişkili değil mi? Eğer gıda arzıyla beraber nüfus da artıyorsa bu insanların önceki toplumlara göre daha sağlıklı olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedenini tam olarak bilmiyorum ama mantıklı bir çıkarım yapabileceğimi sanıyorum. Avcı - toplayıcılık sırasında insan dallara uzanma, koşma, atlama, av hayvanını izleme gibi çok daha fazla sportif faaliyetlerle uğraşmış olsa gerek. Oysa yerleşik yaşama geçince hareketleri kısıtlanmış oluyor. Dediğiniz gibi daha iyi ve düzenli beslenmeye geçmiş olsa da bunu kuşaklar sonra etkisi görülebilir. Dolayısıyla bu geçiş sürecinde boy kısalmaları ve sağlıksız görünüm ortaya çıkması bana doğal görünüyor. Zaman geçtikçe beslenemnin verdiği üstünlük bu gelişimi tersine çevirmiş olsa gerek.

      Sil
  23. Hocam selamlar. Ekonomide analiz 4. Baskı sayfa 165 te sanırım kamu brüt borç yükü 2015 yerine kamu brüt borç stoku 2015 yazılmış. Anlaşılabilir bir hata ama yeni baskıda düzeltilbilir diye yazıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, anlaşılabilir bir hata olsa da düzelttirmek gerekiyor. Çok teşekkür ederim.

      Sil
  24. Dolar düşüyor da düşmesine !her şey ama her şey zam zaaammm üstüne zam yapılmış ! Peki bu zamlardan az bı indirim olur mu ? ...sizin sorunun cevabı bu sorunun cevabında!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyes wide shut izleyin arkadaslar.

      Sil
    2. Eğer kalıcı olursa benzinden başlayarak indirimler olabilir. Ama kalıcı olup olmayacağını Eylül ortalarına doğru görebileceğiz.

      Sil
  25. hocam, abd ekonomisi birçok makro iktisadi veri toparlanmanın canlılığını ortaya koymakla beraber abd de fed in yaptığı parasal genleşme reel piyasalardan çok finansal piyasalara ve yur dışı mali piyasalara spekülatif sermaye olarak akıyor. zira abd de reel ekonomide aktif çalışanların maaş artışları ortalama olarak %2-2,4 aralığında salınıyor ve hane halklarının yüksek borçluluğunu da hesaba katarsak enflasyonist baskı yaratılamamsı doğaldır. üstelik de büyüme motorunun %70-71 oranında iç talep olduğunu düşündüğümüzde!. 2008 krizi öncesindeki hastalık devam ediyor. abd fazla finans ekonomisi haline geldi ve dünyayı da kendi yönünde manipüle etti. ciddi yapısal sorunları var ve buna kesinlikle eğilmemektedir. yüksek finansal inovasyonların karşılığında zayıf reel inovasyon gibi bir dengesizlik de olduğu aşikar. parasal genleşmeler mal-hizmet gibi reel değer artışlarına çıktılarına dönüşmek yerine adeta kendi kendini fazlasıyla klonlar hale gelmiş durumda!. ancak doların naçizane olarak 3,40 ya da 3,35 gerilemesinden sonra yükseliş dönemine girerek yıl sonuna değin 3,75-3,85 aralığına çıkmasının ciddi bir olasılık olduğunu düşünüyorum. yani bizdeki kırılganlıklarda azalma olduğundan değil daha çok spekülatif aşağı yönlü hareketlerle ucuzdan dolar satın alınmak istendiğini düşünüyorum üstelik yüklü miktarlarda dolar alımı da olabilir.zira döviz açığı olan bir ekonomide mutlaka dövize talep olacak ve yeniden çıkışa geçecektir. biz cari fazla veren bir iktisat yapısallığına maalesef sahip değiliz ve bu nedenle de doları biz değil uluslar arası piyasalar düşürür-çıkarır. fakat abd 2009 sonrasında devasa parasal genleşme politikalarıyla biz ve bizim gibi bazı ekonomilerde balonlar oluşmasını sağladı. biz de 97 g.d.asya ekonomilerindekine benzer makro iktisadi ve mikro iktisadi resimler görünmeye başladı.sözde %5 büyüdük ama önceden büyürken kamu bütçe dengesi ve borç stoku daha olumlu tepki verirdi oysa son zamanlarda büyüme de olsa bütçe açığımız artıyor ve bu da kamu borçlanma gereksinimi düzeyini yukarıya çekerek faizleri de yukarı yönlü olmaya zorluyor ve cari dengemizi de olumsuz etkiliyor. yani artık büyüme bile kamu finansman kalitesini yükseltmiyor. ve üçüz açığımız giderek büyüyerek kırılganlık artışı yaratıyor. dolar düşse de ciddi sıkıntı çıksa da ciddi sıkıntıdır. çünkü 15 yıl boyunca aşırılıklar üzerine ekonomi çarkları döndürüldü ve artık bu yıldan sonra bedel ödeme yılları kapımızı çalabilir hazırlıklı olmak elzemdir. bu kötü sistemi global bazda değerlendirirsek eğer cezalandırmanın tek yolu az tüketmek daha fazla tasarruf yapmaktır.

    YanıtlaSil
  26. Orantısız şoklar piyasaları alt üst ediyor. Elektrik şoku gibi etki ediyor.Piyasanın kendine gelmesi için ne kadar zaman gerektiğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynı kanıdayım sanırım son bir yıldaki kadar şok sıklığı hiç olmamıştı. Bu kadar sıklaşınca alışkanlık yaratıyor ve tepki şiddeti de azalıyor.

      Sil
  27. 1997-98 asya krizine giren ekonomilerle türkiye ekonomisinin son görünümü arasında ciddi benzerlikler bulunmaktadır. 1- dış ticaret açıkları 2-cari işlemler açığı 3- döviz cinsinden açık pozisyon hacminin GSMH ye oranının %50 lere dayanmış olması. 4-özel sektörün borç stokunun hem yüksek hem de kalitesinin bozuk olması 5-emlak ve inşaat gibi katma değeri düşük dar tabana aşırı sermaye koşullandırılması 6- toplam faktör verimliliğinin düşük olması. 7- kredi tabanının çok genişletilmesi nedeniyle bazı alanlarda balonlaşma olması. üstelik bu asya kaplanları genel olarak dış talebe dayalı büyüyen ekonomiler olmalarına rağmen 90 ların ikinci yarısında hızla değerlenen dolar nedeniyle dış ticaret dengeleri bozulmuş ve kısa sürede daha fazla borçlanmışlar hızla bizim gibi ithalata dayalı büyüme moduna sürüklenmişlerdir. sabit kur rejimi krize zemin hazırlamış tıpkı bizim 2001 krizindeki gibi!. fakat taylandın dalgalı kur rejimine geçmesiyle devalüasyon hızlanmış ve diğer ülkelere de sıçramış ve kriz derinleşmiştir. dalgalı kur da aşırılıkların zorlanmasıyla ortaya çıkan yapısal sorunlara çare olamamış ve sert finansal krize yakalanmışlardır. bana kalırsa bu krizin daha derinini türkiye yaşayabilir. zira o dönemde o ülkelerde hane halklarının borç stokları düşükmüş. bizim ise yüksek. bir de bizim reel sektörün kur riski daha yüksek seyrediyor şu anda!. hocam, bu konuda ne düşünürsünüz?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru tespitler. Bugün bizim tek üstünlüğümüz hala güçlü durumda bir bankacılık sektörünün varlığı.

      Sil
    2. hocam doğru ama reel ekonomide ve hane halkları tarafında ödenemeyen kredi hacmi ileride büyürse batık krediler nedeniyle ve düşük likidite hacmi sebebiyle bankacılık sektörümüzde zincirleme olarak negatif etkilenebilir ve şu anki kadar güçlü bilanço aktifliğine sahip olmaktan uzaklaşabilir yani böyle bir risk de maalesef vat gibi görünüyor hocam. saygılar...

      Sil
    3. Haklısınız onun için bugün dedim. Yarın ne olacağı karışık.

      Sil
  28. Hocam euro/dolar paritesinde Ekim sonuna kadar ne tip gelismeler beklemek gerekir/ siz kasanizdaki dolar ile euro borcu kapamasi gereken bir finans yoneticisi olsaniz nasil bir strateji izlerdiniz?

    YanıtlaSil
  29. Hocam Trump tarafinda olusabilecek ani bir gelisme senaryosu (baskanliktan ayrilmasi/ayriltilmasi, v.b) 2-3 aylik bir surecte sizce olasi midir ve olursa pariteye ne gibi etkileri olabilir? Ilaveten bu takvimde pariteyi etkileyebilecek hangi tarihleri ve gelismeleri ongorursunuz?

    YanıtlaSil
  30. Mahfi hocam, öncelikle teşekkürü bir borç bilirim. Yazılarınızın büyük faydasını görüyorum.
    Size iki sorum olacak:

    1- Artan emtia fiyatlarıyla ABD Eylül enflasyonu Fed'in öngördüğü hedefe ulaşabilir mi?
    2- Abd'in talep enflasyonunu hesaplayabilmek için nelere bakmamız gerekir?

    Saygılar..

    YanıtlaSil
  31. Enflasyon bu kadar düşük olduğuna göre fed faiz artirimina girerse abd ekonomisinin daralmasindan korkuyorlar sanırım?

    YanıtlaSil
  32. işin özeti yedik içtik ödeme zamanı geldi yani en azından basit açıklaması budur.abd dolar saçıp bizi kısa sürede zengin ettiyse bu iyi ama bizim bu fırsatı çöpe attığımız ortada oluk oluk akan sıcak parayı değerlendirip katlayabilirdik ,onu yerine beton ve rantla boğuştuk fazla anlatmaya gerek yok ben olası bir krizin (neredeyse kesin gözüyle bakıyorum)2018sonu 2019 başında veya ağustos 2019 da kısa bir süre sonra çıkacağını düşünüyorum
    neden 2 farklı tarih verdim
    1)2018 sonu 2019 başı için ;
    hükümet türlü çabalarına rağmen (varlık fonu kgf vesayre piyasaya likit sağlama falan )yalancı bahar biterse , elde avuçta kalmazsa patlarız
    2) (bu iyi ihtimal ) seçim sonrası ama komik olansa durumun seçim sonuçlarıyla değişmeyeği çünkü hükümet kaybederse zaten yeni parti ,para bitti ,akp nasıl kabeder derken kriz gelir olurda hükümet yine kazanırsa zaten kendi ilan edecek elde avuçta yok ne yapalım diyecek
    sonuç olarak 2020 ye girmeden krize girerriz diye düşünüyorum
    hocamızdan bu konudaki yorum ve tahminlerini bekliyorum olumlu olumsuz hertürlü yorum kabulüm

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi