Seçim Ekonomisi
Seçim Ekonomisi Nedir?
Seçim ekonomisi uygulaması son
günlerde en çok konuşulan mesele oldu. Önce seçim ekonomisini tanımlamaya ve
çerçevesini belirlemeye çalışalım. Seçim ekonomisi; siyasal iktidarın gelecek
seçimlerde yeniden iktidara gelebilmek için ekonominin araçlarını bu amaçla
kullanması ve yönlendirmesi olarak tanımlanabilir. Memur maaş zamları, emekli
maaşlarının artırılması, asgari ücretin yükseltilmesi, tarımsal destekler, vergi
oranlarının düşürülmesi, vergi cezalarının affedilmesi, vergi ödemelerinin
ertelenmesi maliye politikasının seçim ekonomisine alet edilmesinin temel
araçlarını oluşturuyor. Yüksek enflasyona karşın faizlerin artırılmaması, kredi
genişlemesini teşvik edici uygulamalar, para arzının artırılması gibi uygulamalar
da para politikasının seçim ekonomisinin emrine girdiğinin kanıtını oluşturan
gelişmeler olarak sınıflandırılıyor. Seçim ekonomisi dünyanın her yanında az ya
da çok uygulanan bir yaklaşım. Bu uygulamalar demokrasinin geliştiği,
şeffaflığın, hesap verilebilirliğin arttığı ekonomilerde düşük düzeyde kalırken,
demokrasinin fazla gelişmediği, şeffaflığın, hesap verilebilirliğin azaldığı
ekonomilerde oldukça fazla yer tutuyor.
Türkiye’de Durum
Türkiye, aslında 2017 yılı
başından itibaren bir seçim ekonomisine girmiş bulunuyor. Türkiye ekonomisinin 2017
yılı başındaki temel makro sorunları; düşük büyüme (yüzde 3,2), yüksek
enflasyon (yüzde 8,53) ve yüksek işsizlik (yüzde 10,9) idi. 2017 yılı başında
bütçe açığı (yüzde 1,1) ve cari açık (yüzde 3,8) kontrol altındaydı. İktidar
partisi 2017 yılı başında büyüme oranını yükseltmeyi ve işsizlik oranını düşürmeyi
hedef olarak belirleyerek enflasyonla mücadele ve cari açığı denetim altında tutma
yaklaşımını terk etti. Bu yolda düşük bütçe açığı oranının verdiği güçten de
cesaret alarak kredi garanti fonunu devreye soktu, bazı sektörlerde KDV ve ÖTV
gibi harcama vergilerinin oranlarını düşürdü, sosyal güvenlik primlerini erteledi,
işe alınan yeni elemanların giderlerinin bir bölümünü devletin üstlenmesini
sağladı. Böyle bir politikayı enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde, yatırım
artışının dış finansmana bağımlı olduğu bir ekonomide uygulamaya koymanın
sonucu enflasyonun artması, cari açığın da yükselmesiydi. Sonuç da aynen böyle
oldu.
Aşağıdaki tablo son üç yılın bazı
göstergelerini ele alarak seçim ekonomisi uygulanıp uygulanmadığını ortaya
koymayı amaçlıyor.
Makroekonomik Gösterge
|
2015
|
2016
|
2017
|
Büyüme
|
6,1
|
3,2
|
7,4
|
Bütçe Açığı/GSYH (%)
|
1,0
|
1,1
|
1,5
|
Cari Açık/ GSYH (%)
|
3,8
|
3,8
|
5,5
|
Enflasyon Oranı (%)
|
8,81
|
8,53
|
11,92
|
İşsizlik Oranı (%)
|
10,3
|
10,9
|
10,9
|
Tabloya göre; 2017 yılında büyümeyi artırmaya yönelik seçim ekonomisi uygulaması sonucunda cari açık, bütçe açığı ve enflasyon oranı yükselmiş, bütün bu zorlamaya karşın işsizlik oranı düşmek bir yana artmış görünüyor.
Seçim Ekonomisinin 2018 ve
2019 Yıllarına Etkileri
24 Haziran 2018’de seçim var. 2017
başlarından itibaren yürürlükte olan seçim ekonomisi giderek hızlanıyor. Son
olarak hükümetin açıkladığı pakette bu kez vergi afları, imar affı gibi
düzenlemelere ek olarak emeklilere iki bayramdan önce biner lira ikramiye
verilmesi gibi bütçeye ciddi yük getirecek düzenlemeler de yer alıyor.
Türkiye’de yaklaşık 12 milyon
emekli var. Bu emeklilere 2 bayramda biner lira ikramiye ödenmesi demek yılda
24 milyar TL bütçeden ek ödeme yapılması demektir. 2018 yılı bütçesi 65,9
milyar TL açık veriyor. Buna en az 24 milyar TL’yi de eklersek açık miktarı
89,9 milyar TL’ye yükselecek demektir. Hükümetten gelen açıklamalara göre
yapılacak olan imar affı ve vergi barışı düzenlemelerinden gelecek paralar bu
ek açığı tümüyle kapatacak ve dolayısıyla aslında ortada ek açık olmayacak. Bildiğimiz
şey bütçeye en azından 24 milyar TL’lik bir ek harcama yükünün geleceğidir.
Buna karşılık vergi barışı ve imar affı gibi düzenlemelerden ne miktarda gelir
tahsil edileceğini bilmiyoruz. Diyelim ki tam da bu ek harcama kadar tahsilat
yapılmış ve 2018 bütçesine ek bir açık yükü gelmemiş olsun. Aynı harcama
miktarı 2019 yılındaki 72 milyar TL tahmin edilen bütçe açığının üzerine
binecek. 2019 yılında yeniden aynı imar affı ve vergi barışı söz konusu
olmayacağına göre 2019 yılının finanse edilebilmesi için vergilerde ciddi
artışlar yapılması gerekecektir.
Para Politikası Ne Olacak?
Hükümetin erken seçim
nedeniyle seçim ekonomisini daha da yukarıya taşıyacak olan genişletici maliye politikası
önlemlerini açıklamadan hemen önce Merkez Bankası Enflasyon Raporunu kamuoyuyla
paylaştı. Raporda birçok önemli konu yer almakla birlikte seçim ekonomisi
açısından iki mesele öne çıkıyor. İlki 2018 ve 2019 yılına ilişkin olarak
yenilenmiş bulunan enflasyon hedefleri ve tahminleri. Bunları bir tabloda
gösterelim.
2018 Sonu
|
12 Ay Sonrası
|
24 Ay Sonrası
|
|
TCMB
Tahmini
|
8,4
|
7,9
|
6,0
|
Beklenti
Anketi
|
10,1
|
9,6
|
8,6
|
Enflasyon
Hedefi
|
5,0
|
5,0
|
5,0
|
Hükümetin bu tablonun yer aldığı
enflasyon raporundan hemen sonra yaptığı açıklamalar bu tabloda yer alan bütün
oranları anlamsız kılmış bulunuyor.
İkinci mesele raporda yer alan
bir cümleyle ilgili olarak ortaya çıkıyor. Söz konusu raporun 10’uncu
sayfasında şu ifade yer alıyor: “…Para politikası duruşu oluşturulurken, mali
disiplinin korunacağı…varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu
çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon
görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da
güncellenmesi söz konusu olabilecektir.” Hükümetçe açıklanan bu son paket ‘maliye
politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması’ olarak
açıklanmazsa nasıl açıklanabilir? Esasen maliye politikası, 2017 yılının başından
beri para politikasını ve onun hedef aldığı iddiasında olduğu enflasyonu
düşürme amacını desteklemekten tamamen koparak ‘ne pahasına olursa olsun yüksek
büyüme’ arayışına girmişti. Bu son düzenleme bu kopuşu çok daha net bir biçimde
ortaya koymuştur. Politika yapıcıların enflasyonla ilgili hedefleri artık
sadece hedefleri ve tahminleri düşük tutmaktan ibaret bir konuma gelmiş görünüyor.
Merkez Bankası gerçekten
enflasyonu düşürmeye odaklanmış bir para politikası izliyorsa açıklanan bu
paketten sonra faizi yeniden artırmak zorunda kalabilir.
seçim ekonomisi değilde "avanta ekonomisi" desek daha doğru olur mu sayın Eğilmez?
YanıtlaSilBenimki bilimsel adı.
SilRussell Batı Felsefesi Tarihi 1. Kitabının Pisagor bölümünde şunları yazmıştı:
YanıtlaSil''Bütün kesin usavurmaların, duyulur nesnelere karşıt olarak ülküsel şeylere ilişkin olduğunu anlatır bu.Daha ileri gitmek, ve düşüncenin duyudan daha soylu ve düşünce nesnelerinin, duyu algısının nesnelerinden daha gerçek olduğunu ileri sürmek doğaldır.''
Yazınızdan anlaşıldığı kadarıyla hükümet yine bilime gözlerini kapatmış, kendi hayal dünyasında yola devam ediyor.
Tebrik ederim. Yazdiklarinizi anlayabildiginiz için.
SilUsavurum, duyulur nesne, ülküsel şey, duyu algısı..
Ve dahi cümle yapisi...
Benim tarzım beni de kimse anlamiyor.
Geçelim bunları güzel kardeşim.
SilDahilik Russell'da :)
SilBence Russell'da değil, onun ne dediğini anlamadan tercüme etmeye kalkıp sözlükten bulduğu kelimelerle ve yetersiz Türkçe bilgisi ile felsefe yapmaya çalışanda (artık o her kimse).
Silbu cümleyi anlamamak için bir insanın aptal olması gerekir sanırım. istiyorsan şöyle çevirelim: bunu hükümetle bağdaştırıyorum. enflasyon şu olacak, işsizlik şu kadar düşecek bilmem ne. bunları kendi hedefleri ölçüsünde açıklıyorlar. herhangi bir veriye dayanmıyorlar. hatta hiçbir veriye dayanmadan kesin olacak bu diyorlar. bize oy verin bu işi halledelim diyorlar. mahfi hoca da ekonomi politikalarıyla ülkülerinden saptığını söylüyor.
Sil1. Hatırlıyor musunuz: Asgari ücret miktarının arttırılması tartışmaları gündemdeyken, siz, bu durumun orta vadede enflasyonu yükselteceği tahminini yapmıştınız, ve haklı çıkmıştınız. Hatırladınız mı?
YanıtlaSil2. Türkiye'deki emekli vatandaşlarımız, harcama yapmaya mı, tasarruf yapmaya mı eğilimli? Dikkat ederseniz, 1980 öncesi kuşak emekliler ile 1980 sonrası kuşak emeklilerin hayata bakışı pek çok anlamda farklı. Günümüz emeklileri, harcamaya eğilimli gözüküyor. Siz ne dersiniz?
3. İki bayram öncesi emeklilere verilecek 1.000 TL, bu insanları tasarruf yapmaya mı yöneltir, haracama yapmaya mı yöneltir? Eğer harcamaya yöneltirse, enflasyon da yükselir mi?
1-Firmalar artan maliyetlerini fiyatlara yansıtabildikleri için bu şekilde firmaların maliyetinde artışa yol açan taban ücret, vergi vb. olguların orta ve uzun vadede fiyat artışına yol açması kaçınılmaz.
Sil2- İnsanlar zorda oldukları ve geleceği sağlıklı bir ölçüde öngöremedikleri zamanlarda daha yüksek tasarruf eğilimine girerler. Bu nedenle toplumsal refah artış gösterdiği ölçüde tasarruf ve tüketim oranlarında değişmeler olur. Seksen öncesi ve sonrası buna benzer nedenlerden kaynaklanmış olabilir. Gerçi iki binlere kadar sağlıklı ve öngörülebilir bir ekonomimiz yoktu ama zaten bahsi geçen kuşak o zaman diliminde henüz emekli olmamıştı.
Diğer yandan genel olarak emekli olmuş bir kişinin tasarruf yapmak için çok nedeni yoktur. Çünkü insanlar tasarrufu ileriki zamanlarda kullanmak için yaparlar. Emeklilerin ise pek ileri zamanlarının kalmadığını söyleyebiliriz. Bu yüzden tüketim eğilimleri fazla olur.
Ayrıca, emekliler parasal durumu çok iyi olan kişiler değiller. Kişilerin tasarruf yapabilmeleri için belli bir zenginliğe ulaşmaları gerekir. Zenginlik arttıkça ihtiyaçlar tatmin edildiği için tüketim eğilimi azalır, tasarruf eğilimi artar. Bu yüzden emekliler yüksek gelire sahip olmadıkları için büyük oranda tüketime yönelirler.
3- Bunun cevabı da yukarda bulunabilir. O bin TL'lerin %90'ı tüketime gidecek. Bayram alışverişi, torunlara harçlık vs.
İki şıkta değil . Emekli borç ödemeye yönelecek...Kredi kartı borcunu bir nebze daha ödeyip azıcık nefes almaya çalışacak...😆
SilYaşlanmak, ihtiyarlığa adım atmak, pek çok yönüyle ihtiyatlı olmayı getirir. Bu genelleme doğrudur.
SilTürkiye gibi, demokrasi mekanizmasının sakat olduğu, ekonominin sağlam temellere dayanmadığı, toplumun kendi kendine sürekli rekabet halinde olduğu, ahbap-çavuş ilişkilerinin her daim geçerli olduğu bir ülkede, her yaştan insanın geleceğe yönelik güveni o kadar çok olmaz, kendini sürekli tedirgin hisseder. Yaşlı ve emeklilerde bu tedirginlik hali daha yüksek olabilir. Zaten çevrelerinden gelen yardım çok az iken, devletten 1.000 liralık iki kez yapılacak ödemeler, yaşlı ve emeklileri daha mutlu edecektir. Ve ayrıca, bu ödemeler neticesinde, 24 Haziran seçimlerinde Erdoğan'a bütün yaşlı ve emeklilerin oy vereceğini iddia etmek, yanlıştır.
Türkiye'de yaşlı ve emeklilerin ekseriyeti, zaten çok düşük miktarda maaş aldığından beklentilerini de düşük tutmaya alışmıştır yıllar yılı. Her sene iki bayram öncesi verilecek 1.000 lirayı harcamak isteyen emekliler, sadece o ay ve bir sonraki ay enflasyonun artış hızına etki eder, diğer aylarda enflasyona etki etmesi pek mümkün gözümüyor.
Unutmayın: 1.000 liralık ödemeler, her yıl sadece iki (2) kez yapılacak, her ay değil. Enflasyon hesabı yaparken bunu dikkate almalısınız.
Mahfi Bey'in cevabını bekliyoruz...
Ben bu hamlenin emekli oyları üzerinde önemli oranda etkili olabileceğini düşünüyorum.
Sil"Ben bu hamlenin emekli oyları üzerinde önemli oranda etkili olabileceğini düşünüyorum."
SilMahsuru yoksa, gerekçenizi açıklar mısınız?
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
Sil900 tl emekli maasin ne tasarrufu olacak
SilMalesef Hep olduğu gibi hükümet tekrardan halkın sırtından iktadara gelme çabasında.
YanıtlaSilArtilan fiyatlar
Getirilen zamlar
Halkin omzuna semer gibi vurulmuş vergilerle
Nereye kadar gidecek bu şekilde bilemiyorum...
Bi 24 milyar TL daha halkimin cebinden söküleeee söküleeeee zorla alinacak...
Seçim kazanma Ekonomisi diyebiliriz açıkçası. Konyada ilgili birimlere yazı gönderildi ve yaz başlarken kömür dağıtımın yapılıcak diye. aslında herşey belli ekonomi artık kontrol dışı yönetiliyor eğer biz gelirsek seçim sonrası zamları patlatırız halkı bastırırız milli iradeye saygı duyacaksınız deriz devam ederiz mantığı. Eğer bizi seçmezlerse ekonomiye ciddi yük bindirerek gelen yönetimi suçlar ekonomiyi beceremedi diye erken seçime zorlarız 16 yıl boyunca yaptıklarımızın suçunuda onlar üstlenmiş olur mantığı. sadece emekliye verilecek primler değil ekonomik olarak çıkmazda olan siyasiler her ihtimale karşı pozisyon almış oluyor.
YanıtlaSilSon 3 yılda 3 kez af getirdiler vergi affı, varlık barışı, ceza afları, ekonomi kötü olduğu için yapıldı bunlar 3 yılda 3 kez af getirilen bir ülke olurmu sürekli vergi sigorta primleri kdv istisnaları gibi çeşitli afları getirmenin mantığı yok para toplama politikası. hükümet iyi olduğu için af getirmez getirseydi zaten bu zamana kadar vergi yükünü hafifletirdi.
ekonominin çok kötü olduğunu aflardan anlamak kolay daralmış bir alanı açmak değil para toplamak için yapılan kanunlar.
herzaman seçim zamanı bunları yapan tek parti gördüm şimdiye kadar her seçim öncesi öğrenci affı vergi affı imar affı emekliye ikramiye gibi 1 günde akıla gelen şeyler mi bunlar ki zamanında başka parti söylediğinde kaynak nerede ülkeyi batırırsınız açık fırlar yapın bende size oy verecem denilmişti.
seçim sonrası kim gelirse gelsin zamlar bizi bekliyor oranlar belli yerel seçimi bekleyelimmi diye düşünecekler.
👍👍
SilHocam merhaba, kamu gelirlerinde tahakkuk esası geçerli değil mi? Vergi affı vb. uygulamalarla toplanacak gelirler zaten öncesi dönemlerde gelir olarak yazılmamış mıydı? Bu uygulamalar bütçe dengesine değil de nakit dengesine katkı sağlar gibi duruyor. Yani hükümetten yapılan af vb uygulamalarla bütçe açtığımızı azaltacağız açıklaması bana doğru gelmedi. Katılır mısınız? Saygılarımla.
YanıtlaSilKamu gelirlerinde tahsilat, giderlerinde tahakkuk esası geçerlidir.
SilHocam ortalıkta ilk duyulduğunda bu kadarı da olmaz denilecek kriz senaryoları dolaşıyor. Uzmanlık alanı ekonomi olmayan ama sizin gibi değerli hocalarımızı takip ederek yatırımımızı güvence altına almaya çalışıyoruz. Tabi ki dedikodulara itibar etmemeye çalışıyoruz ama ekonomik sinyaller de olabilir deyince insan tereddüt ediyor. Konumunuz itibariyle bu tarz felaket senaryolarını açık açık dile getirmeniz zordur ama bu konular hakkında fikrinizi almak isterim degerli hocam;
YanıtlaSil- Sabit kur rejimi:
1. Eger gerçekleşirse kurun piyasa fiyatının %10 dan fazla altında değer belirlenebilir mi?
2. Eger olursa bankalardaki hesabımızdaki dövizi fiziki almak mümkün olmaz mı?
3. Hesaptaki altın içinde aynı husus geçerli olur mu?
- Merkezin olağan dışı para bastığı söyleniyor sizce de olağan dışı para basılıyor mu?
4. Develüasyon olma ihtimali söz konusu mudur?
1 hafta önce ziraat bankasının 2 ayrı ATM'sinden 2'şer bin lira çektim. Paraların tümü 100 TL'lik banknottu ve yeni darphaneden çıkmıştı, adeta mürekkep kokuyordu. Merkezin olağan dışı para basıp basmadığının bir göstergesi olabilir diye araya girdim.
SilMerkez Bankasının sabit kur rejimine geçebilmesi için güçlü dolar rezervleri olmalı ki dolar kurununu kontrol edebilsin . Dolar rezervleri yeterli olmazsa ekonomi de beklenilmeyen şoklar karşında kırılganlıklar artar .
SilBunların tamamı söylenti, spekülasyon. Tahmin edeceğiniz gibi benim de bu konuda sizden fazla bilgim yok. Ama ben yetkili birisi olmadığım için size sorduğunuz sorularla ilgili net bir şeyler söyleyebilecek durumda değilim.
SilHocam, Fikri Sağlar'ın bahsettiği mevduatları sınırlama/el koyma gibi bir olayın olma olasığı nedir?
Silhttps://www.birgun.net/haber-detay/durum-vahim-213321.html
TCMB kanunu'nun başlıca müşavirlik ve temel görevlerine göre de mantıksal olarak da Başbakanın, doğal olarak hükümetin ve TCMB'nin paralel hareket etmeleri gerekirken ancak biri Konya'ya diğeri Kenya'ya gidiyor.
YanıtlaSilHocam bütçe açığı ve enflasyon arasındaki ilişki tam manasıyla nasıl açıklanır?
YanıtlaSilKamu harcamaları ile vergi arasındaki fark bütçe açığını verir izlenen genişletici maliye politikaları (vergi indirimi,transfer harcamaları) ,hane halkının geliri reel olarak arttırır bu artış tüketim harcamalarını arttırır yani talep artar, Artan talep sonucu mal ve hizmetlerin fiyatlarında yükseliş olur bu yükselişler sürekli devam ederse enflasyon oluşur(mevcut durumda artar)
SilArtık ne seçimleri ne de ekonomi yı yonetemiyorlar seçimi kaybetme paniği ekonomide akildisi işlere yöneltiyor
YanıtlaSilSayın hocam yazınızda emekliye verilecek ikramiyenin imar affından gelecek kaynakla karşılanacağını yazmışsınız ama Başbakan bu kaynağın tamamının deprem dönüşümüne ve kentsel dönüşümde kullanılacağını söyledi buraya atamadım ama internetten bakabilirsiniz,dün izlerken de buna şahit olmuştum.
YanıtlaSilBunu ben demi,yorum açıklamalarda yer aldı.
SilNe zorluklarla ödediğimiz vergiler;
YanıtlaSilAslında vergi ülkeye ve ödeyen kişiye değer katar,
Birikim hesabı gibi her ödenen vergi ödeyene geri dönmelidir.
Ancak çarçur edilerek yok oluyor.
Devlet eliyle yapılıyor gibi gösterilen tüm inşaat ve farklı çılgın projeler
özel sektörle (yabancı yatırımcı paralarıyla) oluyor.
Hepsinin ücretini yine halk ödüyor. (köprü geçiş ücreti, otoban ücreti vb.)
Yani verdiğimiz vergiler sadece hükümet yönetim gideri.
Yatırım yok, birikim fonu yok, üretim yok sadece siyaset var...
hocam merhaba,
YanıtlaSilBiz büyüdükçe emisyonumuz artmıyor.Sebebi nedir.Dünyada dolar rezerv para olmaktan çıkarken bizde neden hala dolarizasyon uygulanıyor.Türkiye'nin büyüdüğü dönemlerde mesela 2005 gsmh/M1=6.2
M2'ye bakmak gerekir.
Sil24 Haziran öncesi, adayların hepsinin katıldığı bir tartışma programı TV'de canlı yayınlanır mı?
YanıtlaSil90'larda vardı, şimdi niye olmasın?
Mümkün mü Mahfi bey?
Hiç sanmıyorum.
SilHocam öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Benim farklı bir sorum olacak size. Kamu Maliyesi, Hazine ve Kolay Ekonomi adlı kitaplarınızı okudum. Sıradaki nedir? :)
YanıtlaSilEkonomi Politikası
SilSeçimde verdiklerini Seçim sonrası zamlarla geri alacaklar yani Seçime kadar borç verecekler ABD nin bize yaptığı gibi taktik yine ABD den ve sürekli değil geçici olduğu için yapılanlar yani vergi prim faiz ceza afları gibi yerlerden parayı toplayıp Seçim yatırımı emekliye ikramiye verilecek sonrasında zamlarla geri alınacak. Seçim sonrasında'da bedelli askerlikten şundan bundan para toplaycaklar şimdi yapsalar halk tepki gösterir ÖNCE vereceksin SONRA alacaksın taktiği.
YanıtlaSilÇok basit kaçmış ama tutarmı araştırmayan bilmeyen düşünmeyen herkese tutar.
Hocam daha açıklayıcı ve açık sözlü oldu sanırım dimi.
Çok net
SilHocam deniz bitip kara göründüğünde nasıl bir sonuçla karşılaşacağız ya da şöyle sorayım seçim sonrası nasıl bir acı reçete ile tedavi olacak ekonomi?
YanıtlaSilVergi
SilHarika bir yazı.kisa ve net.aciklayici.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilVerilecek harcliklar seçimden sonra calisanin sirtina iki kat daha fazlası olarak ek vergi ile birlikte yükleyecek.
YanıtlaSilHocam birincisi ben devletin bişey verdiği konusunda emin değilim destek veriyor ama kaşıkla verip kepçe ile alıyor. Mazot desteği dediler yarısını devlet verecek dediler İnanın verdikleri çeyrek bile değil ardında da mazota üst üste zam geldi 30 kuruş arttı noldu verilen destek geri alındı zaten. Ben 24 milyar tl lik desteğin erken seçime hazırlık olup ileride bu paranın tamamının bir şekilde geri alınacağını düşünüyorum. Sizin de söylediğiniz gibi seçimden sonra kim iktidar olursa olsun bizi zor günler bekliyor olacak.
YanıtlaSilHalka dağıtılan bu seçim rüşvetleri bir şekilde inandırıcı olabilirdi: Ankara'nın göbeğinde, Atatürk Orman Çiftliği arazisine kurulmuş o devasa "ruhsatsız" saray bozması bina terk edilip mütevazı bir yere geçilse, on küsur lüks uçaktan en az 10 tanesi THY'na devredilip ABD'ye verilen yeni Boeing siparişleri iptal edilse, korumalara tahsis edilmiş binlerce Amerikan yapımı arazi aracı ve o çok lüks Alman malı makam araçları satışa çıkarılsa, yani en tepeden ciddi tasarrufa başlansa. Aksi takdirde bu rüşvetler kısa sürede devasa bütçe açığı, enflasyon, işsizlik, döviz kuru artışı, fahiş zamlar v.s. şeklinde hepimize geri dönecek, tepemizdekiler ise o debdebeli hayata kaldıkları yerden devam edeceklerdir.
YanıtlaSilDedikleriniz çok doğru muhteşem. Birde peşkeş çekilen özelleştirmeler, kendi zenginlerini oluşturan tüccar olmasa gerçekten kaynak yaratılırdı. Ama durum tersi akşam yedircekler hurmaları sabaha hayır ola..
SilErken emeklilik gelir mi? Erkeklere 45 Kadinlar 43 gibi
YanıtlaSilcok prim odeyene mega emeklilik olur mu?
Kendilerine seçimi kazandıracağından, iktidardan inmeyeceklerinden emin olsalar beşikte emeklilik bile gelir, doğan her bebeği emekli ederler...
SilVergimi günü gününe ödedim. Bağkur ve sgk işveren primlerimi hep gününde odedim.Edindiğim tüm gayrimenkuller imarlı ve iskanli oldu. Hiç hazine arazisine çökmedim yada kaçak kat çıkmadım. Üniversiteyi bitirince hemen askere gittim. Kısacası kanunlara harfiyen uymaya çalışan bir vatandaş oldum. Bu secim vaadlerini gorunce aklima şu soru geldi Mahfi bey. Sizce ben enayi miyim?yoksa ahmak mıyım! Dürust vatandaşın hep kaybettigi bu ulke beni bunalıma soktu. Gelecek karanlık!
YanıtlaSilEnayisiniz ama yalnız değilsiniz, ben de öyleyim :) Şu vergiler ödenmeden nasıl yıllarca kaytarılabiliyor öğrenebilsem şahsen enayilikten kurtulacağım ama kimse söylemiyor. Üç-beş yıl önce elim sıkışık olduğu için hayatımda ilk kez şirketin KDV'sini kısmi ödedim, 1 hafta sonra maliyeden "hacze geliyoruz" diye yazı geldi :). Millete bakıyorum, ne KDV, ne muhtasar, ne kurumlar vergisi ama tıkır tıkır işe devam ediyorlar, üzerine de bir af, şahane yani. Kısmet işte, muhasebecinin de namuslusuna düştük. Ona soruyorum, o da söylemiyor :)
Sil"Dünyada bir kişi kalsa ahlak olur mu? " ikilemi gibi durumunuz. Bence aynen devam edin ahirete inanıyorsanız orada işiniz rahat olur, inanmıyorsanız da vicdanınız rahat olur. Umarım bu bozuk düzen değişir yoksa gelecek nesiller için pekte hoş bir gelecek bırakmıyoruz.
SilMerhaba,
Sil1-2 anımı(tecrübemi) sizlerle paylaşmak istedim. 2-3 yıl önce,Nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini çıkarttıktan sonra, nüfus müdürlüğündeki personel kayıp cezasını şimdimi ödersiniz yoksa vergi dairesine mi ödersiniz diye sordu. Bende kendisine hiç ödemeyeceğimi, nasılsa af çıkar dedim. :) Kendisi şoka girdi. 2 sene sonra af çıktı. Geriye dönük 1 seneyi kapsadığından af bana vurmadı. Ama ben yine ödemedim. 1-2 ay önce sistemden silinmiş. Af gerçekte vurmuş.
Öğrenci olduğum bir dönemde geri ödemeli öğrenci kredisi aldım. Okul bittikten 5 yıl sonra af geldi. Ancak, bu hiç affa benzemediği için ödemedim. Devam eden 5 yıl sonra tekrar af geldi. Dedim ki, işte bu gerçek bir af. Toplamda 10 yıl sonra ana parayı ödedim.
Elektrik sayacı bozuldu. Sıfır fatura çıkartıyor. 2 kere, arıza bildiriminde bulundum. 8 ay kimse gelmedi. En son kapıcı beni ihbar etti. ilk ay gelselerdi. Saat yenile bedeli alacaklardı. 2-3 ay sonrasında saat bedeli kalktı. (Kurtuldum) 8 aylık kullanım bedelini de ortalama bedel ile faturama yansıtırlar dedim. Onuda yansıtmadılar. Bedava 8 ay kullandım..
Suçlumuyum? Bana kalırsa hayır.. (Sistem bu..)
John Nash'e (Nobel ödüllü Matematik Prof.) Türkiye ziyaretinde sormuşlar hocam Türkiye OECD ülkeleri arasında matematik de sondan ikinci ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda "Matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur" cevap vermiş. Bunu da paylaşmamda ki sebep, Mafi Hocam'ın matematiğe dayalı istatiksel çalışmaları görmezden gelip eleştiren arkadaşlara ithafen yazıyorum.
Sürç-i lisan ettiysek affola.. Bugün olmasa, yarın olur ümidiyle :)
Mahfi hocam, Osmanlı ekonomisiyle ilgili bir kitap yazmak istiyorum. Osmanlı’daki ekonomik krizler, enflasyon, işsizlik, borçlar, milli gelir, gelir dağılımı... Tıpkı sizin kitaplarınız gibi bilimsel, veriye dayalı ve içi dolu olmasını istiyorum. Bu konuyla ilgili bana kaynak olacak; kitap, tez, makale tavsiye eder misiniz?
YanıtlaSilsn Abdullatif Sener beyin bu hususda 1987 tarihli doktora tezi var.
SilUzun sozun kisasi POPULIZM ve Kaybedilmis Yil 2018
YanıtlaSilSonuç olarak,bugün bu teşviklerle kandırılmaya çalışılan insanlar,bu teşviklerin bedelini vergi artışı ve enflasyonla ödeyecek.
YanıtlaSilEllerindeki önceden edinilmişlerdende olmasınlarda.....
SilHavuzda birikenler, bu günler icindir. Daydi bakalim pamuk Eller cebe diyecekler.
SilEllerinde önceden olan,havuzda biriken ne var ki?Zaten borç var ve bütçe açık veriyor.İyi kötü faiz dışı fazla vererek sürdürebilir olan bu vasfı da kaybedeceğiz.Onun dışında bizim bilmediğimiz bi havuz varsa bilemem.
SilHavuzda birikenler sedece makyaj icin. 15 yildir kahraman Türk milleti bikmadan usanmadan nasil oy verdi saniyorsunuz. Ici bosaltilan bir Devletin sadece kaportasi süslenerek insanlar kendilerini Dünyanin en gelismis ülkesi sanmadilar mi.. Dünya liderinin arkasindan kosmadilar mi.? Aynisi olacak göreceksiniz. Uluslararasi birkac sürpriz gelisme ile damardan yine girecekler. Degisen hicbirsey olmayacak. Bu Aziz ve gazi millet geregini yine yapacak.
SilAKP bu dediklerini yapsın, oyum AKP'ye...
YanıtlaSilEmekliye var neden çalışana yok,14 milyon çalışan asgari ücretlinin hakkı ne olacak,ona göre?
Silistihdam arttırıcı politikalara rağmen işsizliğin artmasının sebebini siz daha önce açıklamıştınız. Yazınızda bu durumu işsizlik hesaplaması üzerinden açıklarken iş aramaya başlayan sayısının arttığını bu yüzdende işsiz sayısının arttığını göstermiştiniz. (hocam umarım doğru hatırlıyorumdur bu blog da paylaştığınız bir yazıydı)
YanıtlaSilDoğru hatırlıyorsunuz.
SilYıl sonuna kadar bedelli askerliğin de çıkması bekleniyor. Buradan da bir gelir elde edilecektir. 2014 ve 2011 yıllarında çıkan bedelli askerlik düzenlemesinde 3 milyar liranın üzerinde gelir toplanmış. Bu yıl kapsam geniş tutulursa 5 milyarı bulur ve ciddi bir kaynak oluşturur diye düşünüyorum. Sizce bedelli askerlik çıkar mı?
YanıtlaSilHiç bir fikrim yok. Daha doğrusu sizden fazla bilgim yok.
SilHocam merhaba, Ekonomik verilerin olumsuzluğuna rağmen bunun reel piyasaya tam olarak yansımamasının nedeni nedir? Ve bu durum bu şekilde ne kadar daha devam edebilir? Yani olumsuz bir durum piyasaya yansımıyorsa okadar olumsuz değil midir yoksa bünye aşırı bağışıklık mı kazanmıştır? Yanıtlarsanız sevinirim...
YanıtlaSilYansiyor da, biz aynaya bakmiyoruz.
SilYanıt çok güzel.
SilYorumlari ilgi ile okuyorum ama cogu Adsiz. Hangi Adsizin yorumlarini ozellikle takip edecegimi bilemiyorum.
YanıtlaSilMahfi hocam, herşeye rağmen büyüme politikaları , daha sonraları büyüme dışında kalan diğer etkenler yüzünden büyüme oranını aşağı iter mi? Yani potansiyel büyümenin üzerinde aşırı ısınmalar daha sonra o büyüme oranını aşağı düşürür mü ? Türkiye örneği olmuş mudur?
YanıtlaSilTabii daima öyle olur. Zorlanarak elde edilmiş yüksek büyüme sürdürülemez ve düşer.
Sil17:59'daki Beyefendi güzel bir noktaya değinmiş: eğer biz seçilirsek seçimden sonra vergileri kanırtırız, seçilmezsek yeni iktidar bütçeye gelen ek yük altında ezilir ve şimdiye kadarki bütün yanlışlar onların üstüne yıkılır. Bence verilen bu ikramiye mevcut yönetim için kazan kazan durumu. Seçimi 17 ay (1.5 yıl) erkene almaları da bunun göstergesi. Kasım 2019'a kadar bekleyip risk almak yerine erken seçim ile hem yeni rakipleri devre dışı bırakmayı amaçladılar, hem mevcut muhalefeti hazırlıksız yakaladılar. Kasım 2019, kabaca 2020'ye kadar bu enflasyon ve cari açık ile doların 5 lirayı aşması muhtemel. Yani burada da kazan kazan mantığı ile düşünmüşler.
YanıtlaSilYaziniz icin tesekkurler hocam....Bi fikir ortaya atmak istiyorum kritik ederseniz sevinirim...herseye ragmen faizleri arttirmasak ve kapalı kambiyo rejimi gibi bi sacmaliga bulasmadan kurlarin yukselisine izin versek bu bizi uretmek zorunda birakmazmi...devletin yonlendirmesi ile katma degeri yuksek teknoloji uretimi gibi..kısa vadede cok zorlansakta bu yönelis bizden bi almanya cikarirmi...saygilarimla
YanıtlaSilBöyle bir durumda borçlarını ödeyemeyen şirketler batacağı için düzlüğe çıkamayız.
Silsürekli para basıp bütçe açığını kapatırlar. 90 lı yıllardaki gibi. o zaman kur ve enflasyonu tutamazlar. sabit kura geçip kur sorununu çözerler geçici olarak (develüasyon riskini artırma pahasına) , enflasyon sorununa çözüm bulmaları da gerekmiyor. sefalet içinde yaşayacak olanlar kendileri değil çünkü :)
YanıtlaSiliranda azerbaycanda sabit kur var noluyor ki arada eylem olursa bastırıyorlar, venezüellaya ambargo uygulanıyor, enflasyon yüzde 800, millet açlıktan yokluktan birbirini yiyor, ama yine de baştakiler gitmiyor isyanların hepsini bastırıyorlar orda.
yani demem o ki, bunlar 20 yıl daha gitmeyecek ve popülist yaklaşımlarla şakşakçılarla birlikte ülkeyi yönetmeye devam etmek süretiyle halk her geçen gün daha da sefalete sürüklenecektir.
Vergi afları seyrek ve tesadüfi olarak gündeme gelmeli, periyodik bir hal almamalıdır. Aksi takdirde vergisini ödeyen mükelleflerin adalet duygusu yara alacağı gibi vergisini ödemeyen mükellefler yeni af beklentileri ile kayıt dışı kalmayı tercih edeceklerdir. Her iki durumda da ülkedeki vergiye uyum oranı düşecek ve kayıt dışı olan ekonominin boyutu artış gösterecektir. Vergi aflarının tek seferlik olacağı, bir daha tekrarlanmayacağı konusunda mükellefler inandırılmalı ve özellikle af sonrasında sıkı denetimlerin yapılacağı ve vergi kaçırdığı tespit edilen mükelleflerin ağır cezai yaptırımlara maruz kalacağı ciddiyetle duyurulmalıdır.
YanıtlaSilKonuyla ilgili mali hukuk alanında hazırlamış olduğum bir çalışmayı Mahfi Bey izniniz olursa aşağıdaki linkte paylaşmak isterim:
http://www.geliridaresi.net/vergi-aflari/
Vergilerin artacağı kesin, kdv %21, emlak vergilerine ise %200 zam olacak ama 9 ay sonra yerel seçim var. Denizin sonu göründü. Şu an tek dertleri zırha kavuşup günü kurtarma, bunlar israfı kesemez , asıl yapılması gereken ise o.
YanıtlaSilHocam, Secimlerde aday olmaniz ve secilmeniz durumunda ulkemize ciddi katkilar saglayacak bir deger oldugunuzu dusunuyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim bana gösterdiğiniz ilgi için ama ben öyle düşünmüyorum.
SilHocam bugün bankaların dövizle borçlanmasında bir sınır var mı? Teşekkürler.
YanıtlaSilYok.
SilArjantinde Peron, Almanyada Hitler, Rusyada Stalin sonrası enflasyon fırladı.Anladınız siz onu
YanıtlaSilOnu anladik da enflasyon firlayacak mi yoksa kalacak mi onu soyle. Oncesinin tanimi bize uyuyor, sonrasi var mi yok mu bizde ne olacak?
Silbu yapılandırmaların esnafı halkı düşünerek yapıldığını düşünmüyorum. Amaç sıcak para girişini sağlamak. gerçi önceki yapılandırmalarda gözlemimi söyleyeyim. mükellef gidiyor yapılandırmaya 24 e 36 ya bölüyor. ilk 2 taksitini ödemek zorundasın. ilk 2 taksiti ödeyemezsen de yapılandırman bozuluyor. yapılandırma yapanlar genelde ilk taksiti bile ödemiyor yada ödeyemiyor. sonuç olarak istediğin kadar yapılandırma taksitlendirme çıkar millette para yoksa neyle ödeyecek. Kafasındaki bitlerle mi ?
YanıtlaSilHocam merhaba önce selamlar sevgiler;
YanıtlaSilYazınızın tamamın okumaya sabır edememek, Seçim ekenomisi ve bir miktar yurttaşın finanse edilmesi. Aslında devlet eliyle fakirleştirilen yurttaşa biraz nefes aldırmak.
Devlet 70 yıldır ülkeyi kalkındırmak azına öyle borçlanıyor, öyle disiplinsiz mali politika izliyor ki ayrıntılar biryana bu kafayla binyıl da geçse bu mali politika değişmez. Umutsuz değilim ançak umut vadeden politikada yaratamıyoruz.
Doların bugünkü hareketi ile artık iyice belli oldu ki bu iktidar gidici. Umarım yeni gelenler "biz rövanşist davranmayacağız" gibi romantik lâflar edip yandaşların çaldıkları malları çalanın yanına bırakmazlar, ilk iş olarak bir KHK ile el koyarlar. Aksi takdirde bu enkaz kalkmaz.
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız. Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum.. 15 yıldır yapılanların hesabı en ağır şekilde sorulmalı. Çalınanlar geri alınmalı.. aksi halde dediginiz gibi %50+1 ile mümkün değil.. yaptıkları tüm ülkeye ifşa edilmeli. Uyuyan ve uyuşturulmuş milyonlarca insana gösterilmelidir
Silhttp://www.mahfiegilmez.com/2015/10/secim-sonras-icin-ekonomi-paketi-onerisi.html
YanıtlaSilHocam bu yazınızda ilk yorumda ikramiye ve vergi uygulamasının ekonomiyi ve mali disiplini bozmayacağını yazmıssınız. Açıklar mısınız ? emeğinize sağlık iyi günler..
2015'de Türkiye ekonomisine bakın, kredi notlarına bakın bir de şimdi bakın o zaman niye öyle dediğimi şimdi niye böyle dediğimi hemen anlayacaksınız. Ayrıca o yazımın son iki paragrafında bunların yapılmasını izleyerek hemen yapısal reformlara girişilmesi gerektiğini de vurgulamıştım. Ama bunlar yapılmadı.
Silmahfi bey imar affından 150 milyar bekliyoruz demişler eğer öyle olursa bir süre sürdürülebilir belki
YanıtlaSilİlk açıklamada beklenti 20 - 25 milyar TL idi diye hatırlıyorum. Bakalım ne cıkacak?
SilHocam merhaba,yazınız için teşekkür ediyorum. Bi sorum olacaktı son cümlede bahsettiğiniz şey Taylor Kuralı mı? Eğer öyleyse çözüm önerisi olacak olan bu kural sonucu enflasyon yine artmaz mı ? Ve yine eğer oysa hangi veriler baz alınarak oluşturulacak? Ne derece akılcı bir çözüm yolu olur bu sizce? Kısır döngüyle karşı karşıya kalmaz mıyız?
YanıtlaSilHayır değil. Çünkü benim görüşüme göre Taylor Kuralı bizim gibi dual para kullanan ekonomilerde işlemez. Benim dediğim bu yeni paketle birlikte enflasyonda ek artışlar ortaya çıkabileceği ve o nedenle de MB'nin yeniden faiz artırma zorunda kalabileceği konusu.
SilTürkiye de emekliler sefalet içinde yaşıyor.elbette maaşlarında iyileştirme yapılmalıdır ama akp nin ki göz boyamadır.geçen yıl da babanne maaşı diye bişey ortaya attılar.torununa bakan nineye maaş verilecekti güya.günlerce tv de parlatıldı bu vaat.sonra ne oldu cüzzi bir kesim yararlandı ardından da sona erdirildi.elbet transfer harcamaları bütçeye yük getirir ancak gelir/kurumlar vergisi layıkıyla toplansa kaynak sorun olmaz.ancak akp rejiminin parababalarından çok kazanandan çok vergi almak gibi bir amacı yok.dolayısıyla emeklilere dar gelirliye yönelik vaatleri de göz boyamadır.bir süre parlatılır sonra da unutulur.özetle akp vergide adaleti sağlamayacağına göre vaatlere değil vaadi kimin yaptığına bakmak gerek.halka yönelik vaadi akp yapıyorsa gülgeç çünkü o parababalarının rant çetelerinin temsilcisidir.
YanıtlaSilBence suan yapmamiz gereken dolar alıp akp ye oy vermek böylece ilerde cok kazanćli cikariz fakat ülkemize ihanet etmis olacagiz tabi bu kimin umrunda hocam?
YanıtlaSilMerhaba hocam.
YanıtlaSilYazınızı ve tüm yorumları okudum. Size ve katkı yapan bütün arkadaşlara teşekkür ederim. Elinize sağlık.
Benim dikkatimi çeken şey ise yazının altına aktrollerce 1 tane bile iktidarı savunan yorum yapılmamış olması. Onlar bile iktidarı savunmaktan vazgeçti ise durum gerçekten vahim sanırım.
Saygılarımla
Mahfi Bey Seçim demişken sizi MİLLETVEKİLİ olarak parlamento da görmek istiyorum. Bu ülkenin sizin gibi aydın ve korkmadan dürüstçe halka gerçekleri anlatabilen vekillere ihtiyacı var. Lütfen bizler için, bizi temsil edin. Teşekkürler.
YanıtlaSilİlginiz ve övgünüz için çok teşekkür ederim. Ben o görevi kimseden bir şey beklemeden, hiçbir karşılık beklemeden buradan kendi çapımda yapmaya çabalıyorum. Siyasete girmeyi hiç düşünmüyorum.
SilHocam ekonomi iyice kötüye gidiyor. Bankada birazcık dolarım var. Kurlar daha da artarsa bunlara devlet el koyabilir mi? Şahsen ben bile bu endişe içindeysem yabancı nasıl yatırım yapacak?
YanıtlaSilBorç verip faiz alıp gidiyor.
SilHocam Durmuş Yılmaz’ın geçenlerde dillendirdiği Kambiyo kontrol rejimine geçilmesi hususunun uygulanabilirlik ihtimali nedir?
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Murat
Bana sorarsanız bu Türkiye için intihar olur, o nedenle ihtimal vermiyorum.
SilYapısal Reformlar
YanıtlaSil1- İlgili yıl içinde hangi şehire nekadar trafik cezası kesileceğini ilgili birime bildirmek.
2- Bedelli askerlik, Varlık barışı, Arazi satışları, Özelleştirme ile fabrika arazi bina gibi taşınmazları satmak.
3- Vergileri yükseltmek yada yeni vergiler getirmek, zamlar ve işçi sömürüsünü yükseltmek düşük ücret politikası sözleşmeli personel istihdam etmek işi bitince atmak.
4- Sınav ücretlerini ve sayısını çoğaltmak türkiyede ciddi para tutuyor kpss, yds, ales, lys, ygs, tus, ehliyet sınavı, tgmd, vb. gibi sınavlara önem vermek ücret lerini artıkmak.
5- mazot, benzin, gaz fiyatları ile elektrik, doğalgaz, su, internet telefon gibi çok kullanılan ve kullanılması mecburi olan fiyatlara zam yapmak ama söylerken DÜZENLEME yaptık demek.
6- Ulaşıma zam yapmak fakat DÜZENLEME yaptık demek lazım.
7- Enflasyon sepetini boşaltmak içine sadece ekmek, su ve sakız koymak bu çok önemli enflasyonu düşürür.
8- Ekonomik verileri saklamak hayel ettiğimiz rakamları yazmak muhteşem fikir. büyümede rekor üstüne rekor kırdık demek çok önemli.
9- Yalan söylememek ama Doğruyuda söylememek.
10- Seçim öncesinde vermek Seçim bitince faizi ile geri almak
Yapısal reform işte budur.
Ekonominin kötü olduğunu söylemeyin ama ekonomi iyide demeyelim yalan olmasın diye, Suç hep dış mihrakların, yabancı sevicilerin, faiz lobisi, enflasyon lobisi, işsizlik lobisi ve petrol lobisinin işte suç bunların. Halk bizimle milli iradeye saygı duyun. Kolay Ekonomi Modeli.
Kolay Ekonomi Modeli tezini beğenmeyen varsa bizden değil haindir. :)
İlginçtir ki bu kadar yorum arasında işçi bayramından bahseden olmamış. :)
YanıtlaSilElestirecegine, sen bahsetseydin. 1 kisi bahsetmis olurdu.
SilHocam zaten zar zor öğreniyoruz ekonomiyi, bir de kitaplarda öğrendiğimizin tam tersi uygulanınca aklımız iyice karışıyor.
YanıtlaSilŞimdi bu kadar yüksek enflasyon ve işsizlik ortamında bu derece genişletici politikalar uygulamak tehlikeli değil mi?
Sizin öğrendiklerinizde sorun yok. Sorun bunları öğrenememiş olanların uygulamayı yönlendirmesinde. Kafanız karışmasın.
Silsayın hocam,yatırım teşvikiyle,zor durumdaki firmalara KREDİ VEREREK ekonomi daha ne kadar götürülebilir.veriyorsun veriyorsun hala teşvike ,krediye ihtiyaç duyuluyor.dipsiz kuyu gibi.verilenler sorunlara ilaç olsa ,düzelmeler olsa ,amenna ama öyle olmuyor.yanlışmı düşünüyoruz acaba
YanıtlaSilihracati ithal girdiden kurtarip yerli girdiyi arttiracak bir egitim sisteminin bu hukumet tarafindan saglanabilcegine inaniyor musunuz?
YanıtlaSilMahfi hocam her zamanki gibi çok güzel yazmışsınız kaleminize sağlık. Benim sorum, 2015 seçimleri öncesi yaptığınız gibi yeniden bir seçim yüzdeleri öngörüsü yapar mısınız? O öngörünüzde büyüme oranlarıyla iktidar partisinin oyunun çok orantılı gittiğini görmüştük ama şu anda insanlar sözde %7 büyümeyi gerçek hayatta göremiyor ve ülkeyi uçuruma sürükleyecek politikalara tam gaz devam edildi. Şu ittifak gruplarının da oluşmasıyla sizin öngörünüzü çok merak ediyorum.
YanıtlaSilHocam emeğinize sağlık. Bu kadar seçime yönelik politikalar izlenmesine rağmen, usutunuze alinmayin, genelde herkesin takıldığı nokta emeklilere yönelik yapılan düzenleme olmuş. Zamanında ulkeye emeklerini ortaya koymuş ve ekonomiye katki saglamis yaşlılarımızın bu emekli aylıkları herkesin neden bu kadar gözüne batmakta? Kimse milletvekili maaşlarından ya da onlar icin yapılan harcamaları göz önüne almıyor.
YanıtlaSilHocam bu dolar kuru sürekli yükselmeye devam edecek mi sizce? Ağustosta doktoraya Amerikaya gideceğim şimdiden dolar alayım mı yoksa vadelide biraz daha bekleteyim mi Kararsızım. Fikrinizi sormak isterim
YanıtlaSilSaygılarımla
Mahfi Hocam değerli görüşleriniz için teşekkürler. Bu yazınızda sadece imar barışı konusundaki fikirlerinize katılmıyorum. Çünkü imar barışı kapsamında Sn.Başbakanın konuşmasında soruları cevaplarken 50 küsür milyar gibi bi rakam telaffuz edildi. Tabi bu yapı belgesi almak için ödenen tutarı ifade ediyor buna ilave olarak bir de iskan alırken de buna yakın bir tutar alındığını varsayarsak orta ve uzun vadede aslında 100 milyarı aşan bir rakam ortaya çıkıyor. Benim görüşüm en az 2 ve 3 yıl bütçeyi çok da zorlamadan bu ödemelerin gerçekleşeceğidir. Siz ne düşünüyorsunuz acaba?
YanıtlaSilAçıkçası hocam ıthalata dayalı bır buyume modelınde hedef sadece buyume ıse enflasyon su zamandan daha da fazlaya cıkabılır bu hedefler gercegı gostermemekte şayet bır de emeklılere ıkramıye verılırse pıyasaya daha da fazla para arz edılmıs olacak. Kur bu sevıyelerde seyrettıkce ve para arzında bır kısmaya gıdılmedıkce, ıthalata dayalı bu buyume modelinde enflasyonu bu hedeflere getırmenın bır imkanı var mı ? Bana gore yapılan soylemler dogrultusunda yukselecek ya da bu sevıyelerde seyredecektır.
YanıtlaSilHocam merhaba size bir sorum olacaktı.Seçimler yaklaştıkça TL değer kaybederken neden dolar değer kazanıyor?
YanıtlaSilHocam öncelikle bu kadar sade cevap verdiğiniz için teşekkür ederim yalnız benim sorum şu 24 haziran sonrası vergi artacağına göre enflasyon da artacak bu seçim ekonomisinde herkesin bir vaadi var benzin fiyatı ,öğrenciye burs ,enflasyon düşmesi vs. Peki bunların yapılması mümkün mü ve eğer mümkünse sizin için çözüm nedir? Sıkı para politikası uygulamak mı(?)
YanıtlaSilBu saatten sonra kriz kacinilmaz secim sonrasi buyuk kriz kapida onemki olan kim kazanacak tek adam rejimimi yoksa parlamenter sietemmi ekonomi zaten cakiliyo bari gelwcegimizde nasil yonetilcegimize karar vermelyiz bunuda cok iyi dusunmeniz gerekir
YanıtlaSil